Anayasanın 2.maddesinde “hukuk devleti” yazılı olduğuna bakmayın, 138. maddesinde “yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organların ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği” yazılı olmasına da güvenmeyin. Söz konusu olan sermayenin, özellikle de yabancı sermayenin çıkarı olunca, yasa unutulur, anayasa unutulur, mahkeme kararları dinlenmez, ne yapılır edilir “hukuksuzluğun sürmesinin” bir yolu bulunulur.
Hukuksuzluğun sürmesi bu kez yasa değişikliği ile yapılmak isteniyor. Hakkında verilen birden çok mahkeme kararı olan Bursa Orhangazi’deki Cargill Şirketi’nin Nişasta Fabrikası, yasa değişikliği ile faliyetinin sürdürülmesine çalıştırılıyor...
CARGILL'İN ÖYKÜSÜ
Amerikan Şirketi olan Cargill, 1997 yılında Bursa Orhangazi İlçesi sınırları içinde bir mısır işletme fabrikası kurmak ister. Birinci derece tarım arazisi olan alana Başbakanlık Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararıyla düzenlenen mevzii imar planına dayanılarak verilen inşaat ruhsatı ile fabrika inşaatına başlanır. Bu aşamadan sonra, Bursa’dan meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve duyarlı kişiler tarafından açılan davalar sonunda, İdare Mahkemeleri ve Danıştay tarafından inşaat ruhsatının iptali, imar planlarının iptaline karar verilir. Mahkeme kararlarının uygulanmaması için
“Bergama-Ovacık Altın Madeni"nde olduğu gibi ‘Ecevit-Bahçeli–Yılmaz Koalisyon Hükümeti’ tarafından Bakanlar Kurulu''nda prensip kararı alınır. Prensip kararının da idari yargı tarafından iptal edilmesi üzerine, bu kez de Bakanlar Kurulu kararı ile bölge "Özel Endüstri Bölgesi" ilan edilerek, yargı kararları ile iptal edilen izinlerin yenilenmesinin yolu açılır. Ancak çevre, doğa korumacı ve yaşam savunucusu olan kişi ve kuruluşlar savaşımı bırakmazlar, “Özel Endüstri Bölgesi” kararının iptali için yargıya başvururlar. Son davayı gören Danıştay 10. Dairesi, “Özel Endüstri Bölgesi” kararın yürütülmesinin durdurulmasına karar verir. Bu süreç içinde, mahkemeler Cargill’le ilgili karar aldıkça, ABD Başkanı ve diğer üst düzey yetkililerin, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’ndan ve diğer yetkililerden ricacı olduklarına tanık olunur. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Danıştay’ın ülkenin kalkınmasında engelleyici tutumu olduğunu” söyler...
Son mahkeme kararının ardından, yöneticilerin kaçacak yeri kalmayınca Cargill’in tesisleri 20 Ekim’de mühürlendi.
Bu kez Cargill’in imdadına AKP Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu''nun, hazırladığı yasa teklifi yetişti. Büyük tartışmalarla geçtiğimiz hafta kabul edilen “Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”a konan bir geçici madde ile “11 Ekim 2004 tarihinden önce, gerekli izinler alınmadan tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan arazilerin, Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde Bakanlığa başvurulması, hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım dışı kullanılan tarım arazilerinin her metre karesi için beş Yeni Türk Lirası ödenmesi halinde yeniden izin verilebileceği” kuralı getirildi. Cargill’e af getiren yasa şimdi Cumhurbaşkanı’nın önünde. Cumhurbaşkanı tarafından, bir kez daha görüşülmek üzere Meclise gönderilebilir, ancak pek çok yasa çalışmasında olduğu gibi yine hiçbir şey değişmeden yasa aynen Meclisten geçecektir. Yaşanan bu manzara karşısında, gelin siz, “Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti” olduğuna inanın. Sermayenin çıkarlarını ilgilendiren durumlarda, mahkeme kararlarının, Anayasanın hiçbir öneminin olmadığı artık herkesçe görülmelidir.
Hukuk güvenliğinin ortadan kaldırılması, yaşam alanlarının yok edilmesi pahasına bir düzen işletilmeye çalışılıyor.
Hiçbir kural tanımayan kapitalizm, yani vahşi kapitalizm canavarı ile karşı karşıyayız.
Bu canavarı durdurmalıyız, durduramazsak her şeyi yutacak, bir gün kendisini yaratanları da…
Arif Ali CANGI- sesonline.net 27.11.2006
