• Sonuç bulunamadı

Bu bağlamda da Bolivya’da gerçekleştirilen, Dünya Halkları İklim Değişikliği Zirvesinin, ekososyalistlerin politik olarak da doğrulandığının ve sosyalizmin ekolojist bir karakter taşıması gerektiğinin öneminin altını çzidi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bu bağlamda da Bolivya’da gerçekleştirilen, Dünya Halkları İklim Değişikliği Zirvesinin, ekososyalistlerin politik olarak da doğrulandığının ve sosyalizmin ekolojist bir karakter taşıması gerektiğinin öneminin altını çzidi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İstanbul’da 1-4 Temmuz 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilecek Avrupa Sosyal Forumu’na Doğru Ekososyalist Forum hazırlık toplantılarının ilki Ankara’da gerçekleştirildi. Foruma, Ekoloji Kolektifi’nin yanı sıra BDP, ÖDP, Sosyalist Gelecek Parti Girişimi, Sosyalist Demokrasi için Yeniyol gruplarının yanı sıra, Pirsultan Abdal Derneği, ESM, DİMP\\MOD, Çağdaş Hukukçular Derneği, KAOS GL, İklim İçin Gençlik, Eğitim Sen temsilcileri de katıldı.

Toplantı açılış konuşmasını Ekoloji Kolektifi adına yapan Fevzi Özlüer, Avrupa Sosyal Forumu sürecine bir yılı aşkın zamandır hazırlandıklarını, tüm Türkiye’deki kır ve kent harektlerinin harmanlanması için ASF sürecinin en iyi

şekilde değrlendirilmesi gerektiğini belirtti. Özlüer, ekoloji mücadelesinin temelde üç sorun alanı ile uğraştığını, bu mücadele alanlarının, yerelci ve tepki hareketi taşıyan çalışmaların birbirleri ile eklemlenmesi için antikapitalist bir politik hatta çekilmesi amacıyla yapılması gerekenler mikro milliyetçi ve hemşehrilik zemininde büyümeye çalışan hareketlerin milliyetçiliklerin ötesinde enternasyonel ve farklılık içinde birliği esas alacak zeminlerin nasıl yaratılması gerektiği ve yerel örgütlenmelerde statü ve hiyerarşilerin kurumsallaşmasını engelleyecek heteroseksist siyasete karşı kadın ve erkeklerin eşit temsil ve karar alma süreçlerinin nasıl örgütlenmesi gerektiği üzerine çalıştıklarını belirtti. Bu anlamda ekoloji mücadelesinin tabandan, kendi özörgütlülüğünü inşaya yönelmiş, meclis tarzında çalışan

örgütlenmelere ihtiyaç duyduğunu, Ulukışla altın madeni karşıtı hareket sürecinde köylerde oluşturulan köy

meclislerinin bu anlamda iyi bir örnek oluşturduğunu belirti. Hareketlerin, emek mücadelesi cephesi içinde ekolojist bir sosyalizm için verecekleri mücadelenin antikapitalist, milliyetçilikleri aşan ve kadın erkek eşitliğini esas alan bir tarzda geliştirilebildiği sürece bu mücadelelrin büyümesinin yolunun açılabileceğini vurguladı. Bu nedenle ekoloji mücadelesinin, çevre mücadelesine indirgenemeyeceğini, bu mücadelenin yeni dünyanın bugünden kurulması için politik, örgütsel ve ideolojik birikimin sağlanması üzerine kafa yorduğunu, ASF sürecinde de ekososyalistlerin hareketlerin hareketi için tüm çabayı sarfetmeye devam edeceğini muştuladı.

Uluslararası Ekososyalist Ağ Yürütme Kurulu Üyesi Klaus Engert ise konuşmasında, Ekososyalistlerin, hareketlerin birbirleriyle ilişki kurması, enternasyonalist bir tarzda anti kapitalist mücadele verilmesi için çaba sarfetmeleri gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda da Bolivya’da gerçekleştirilen, Dünya Halkları İklim Değişikliği Zirvesinin, ekososyalistlerin politik olarak da doğrulandığının ve sosyalizmin ekolojist bir karakter taşıması gerektiğinin öneminin altını çzidi. İklim değişikliği sorununun her gün giderek daha fazla etkisini hissettirdiği, Bolivya’da Cocohambo’da eriyen buzulları işaret etmek için Morales’in bu toplantıyı bu bölgede topladığını işaret etti. Konuşması sırasında, üretimcilik ve tüketimciliğe dayanan toplumun değer yargıları ile hesaplaşarak, yaratılan bir ihtiyaçlar sistemi üzerine kurulu kapitalizmden kurtulmak için, doğa içinde bir varlık olarak, doğa ile birlikte özgürleşmenin yolunun

kapitalizmden ve köhneleşmiş üretim araçlarından, tüketim kültüründen kurtulmak olduğunu vurguladı. Bunun için hem gündelik hayatımızı hem de kendi üretim ve tüketim tarzımızı köklü değişikliklere zorlayacak bir politik ve gündelik değişimin yaşamak için kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Bu süreçte, ekososyalistlerin forumlar yoluyla kendi politik ve örgütsel olanklarını tartışabilecekleri zeminlerin yerel mücadele ağlarının zenginleştirilmesi ile

gelişebileceğinin altını çizdi.

2010 Avrupa Sosyal Forumu profesyoneli Eyüp Özer ise İstanbul'da yapılacak Forum'un teknik hazırlık süreçlerine dair bilgileri aktardıktan sonra, Malmö'de öldü, İstanbul'da cenazesini kaldıracağız denilen forum sürecinin yeniden doğuşu için tüm toplumsal hareketlere görev düştüğünü, sonuç olarak bu enternasyonalist örgütlenme olanağının yerine yenisi konmadığı sürece anlamını korduğunu kaydetti. Forumlara yönelik aşırı kötümser ya da aşırı iyimser

yaklaşımları doğru bulmadığını ifade eden Eyüp Özer, forumun kendisini bir imkana çevirmenin de iradi bir mesele olduğunu söyledi.

Daha sonra DİMP|MOD adına söz alan Dilra Eriç Eryıldız, Doğu ve Batı Almanya örnekleri üzerinden iktidarların mekanı ideolojik olarak nasıl belirlediklerini, geçmişle hesaplaşma üzerinden şekillenen mekan yaratma stratejilerinin sosyalist ve kapitalist kentlerin biçimlenmesindeki etkileri üzerinde drdu. Berlin duvarının ortadan kaldırılması sonrasında, özellikle sosyalist Doğu Berlin'in simge meydanlarının ortadan kaldırılması projesinin bir yanıyla mekanın yeniden sermayeleştirilmesi süreci diğer yandan ise mekandan tüm sosyalist imarın silinerek ideolojik anlamda geçmişin yeniden inşa edilmesini girişildiğini belirtti. Eriç, bu tür uygulamaların günümüz Türkiye’sinde de sıkça karşı karşıya olduğumuz uygulamalar olduğunu ve yirmi birinci yüzyılda fiziksel olarak ortadan kalkan

duvarların karşısında sınıfsal olarak görünmez kılınan duvarlar olduğunu belirtti. Bu nedenle de yirmibirinci yüzyıl kentlerini düşünmek için, 20. yüzyılın mirası tüketim ve metalaştırmaya dayalı kentlerini doğru bir biçimde eleştirmek gerektiğini belirtti.

(2)

Mustafa Bayram Mısır ise, Ekososyalist Manifesto'nun ilanından itibaren ekososyalizmin sosyalist mücadeleye katkısının, türdeşleştirmeye dayalı evrenselci algının fikren ve politik olarak kırılmasına olanak sağlaması - kozmopolitizm- ve bu anlamda da hiçbir türün bir diğerinden üstün olmadığı insan varlığını -türcülük eleştirisi- ve hiyerarşik düşünme alışkanlıklarını köktenci bir tarzda eleştirdiğinin altını çizdi. Kozmopolit bir dünyada bitkilerin, dillerin, kültürlerin çeşitliliğini sağlayacak yegane sistemin kapitalizmi aşamayı hedef almış ve türcülükle politik olarak da hesaplaşmış ekolojist sosyalist bir bakış olacağını vurguladı.

Toplantının serbest kürsü bölümünde söz alan konuşmacılar, ASF sürecinden beklentilerini vurguladı. Hes, termik nükleer karşıtlarının ekososyalist forumda buluşması için çalışmaların sürdüğü vurgulandı. ESF süreci için Ekoloji Kolektifi tarafından davet edilen, Löwy, Tanuro, Kovel, Engert’in ekososyalist asamblede konuşmacı olacakları ve dünya örgütlenmesi ve politikası üzerine bir toplantı organize edilmesi hazırlıklarının sürdürüldüğü bilgisi aktarıldı.

Forum sırasına Avrupadaki ekososyalist örgütlerle ortak çalışmalardan biri olarak iklim değişikliğine yönelik toplantılar ve eylemler örgütlenmenin zorunluluğu vurgulandı.

15 Mayıs tarihindeki toplantının ardından 29 Mayıs tarihinde Bursa ve İstanbul'da, 12 Haziran'da İzmir'de ve 17 Haziran'da da Ekoloji Şenliği kapsamında Ulukışla'da ekososyalist forum hazırılık toplantıları devam edecek.

Ekoloji Kolektifi ANKARA 18.5.2010

Referanslar

Benzer Belgeler

biçimlerinin; askeri erkin merkeziyetinin; sermaye birikimi sürecinin anahtar bir unsuru olarak büyük ölçekli uzun- vadeli suçun; AB ve ABD imparatorluklar ını ayakta tutan

As a result, it was deıermined Ihal the hyglenic qua[ity ol the examined samples was nol satisfactory, nevertheless they did nol conlain microorganisms al alevel cııuslng

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Maddesine göre, “Gerçekleştirmeyi planlad ıkları faaliyetler sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu

Orman ve Su İşleri Bakanı’nın da HES projelerine karşı mücadele edenleri karalamak amacıyla sık sık baş vurduğu, kendi politikalarına karşı duranları vatan hainliği

İşte bu profesyonel çevre avukatlığı ile düşünsel olarak aynı düzlemde bulunan gönüllü çevre avukatları da vardır. Bu yönüyle çevre avukatl ığının iki

İklim değişikliği konusunda sahici ve ciddi adımlar atmak istiyorsak dünya üzerinde biyolojik çeşitlilik, genetik varl ıklar açısından zengin ülkelerin toplumsal

Öncelikle ekolojist hareketi bir tüketim alanı olmaktan çıkarmak ve siyasal mücadele alanı haline getirmek gerekiyor.. Özgürle şme, insan bedeni ve aklını, içinde olduğu