• Sonuç bulunamadı

Tarıma Geçiş İnsan Sağlığını Olumsuz Etkiledi O Hücreden Lazer

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarıma Geçiş İnsan Sağlığını Olumsuz Etkiledi O Hücreden Lazer"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hücreden Lazer

İlay Çelik

O

ptiğe dayalı iletişim (örneğin fiber optikler), veri saklama ve günümü-zün daha pek çok teknolojisinin temelinde yer alan lazerler genellikle sıvı, katı ya da gaz haldeki cansız maddelerden yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde iki bilim insanı, ileri-de dünyanın ilk biyolojik lazeri olabilecek bir buluş yaptı. Tek bir hücre içine yerleşti-rilebilecek böyle bir lazer bir gün belki de vücudun derinliklerindeki kanser hücre-lerini öldürecek ve ışığa bağlı olarak işlev görecek ilaçların geliştirilmesinde kullanı-labilir.

50. yaşı geçtiğimiz yıl kutlanan lazer, özünde bir yükseltgeyici. Bir sıvıdaki, ka-tıdaki ya da gazdaki atomları ya da mo-lekülleri elektriksel ya da kimyasal olarak ya da başka bir lazer kullanarak daha yük-sek enerjili bir duruma sıçratarak çalışı-yor. Bu şekilde uyarılan atomlardan biri sonunda düşük enerji düzeyine düşüyor ve bir foton yayıyor, bu foton da başka atomları uyarılmış durumlarından çıka-rarak süreç içinde adeta bir foton

yağ-muru oluşturuyor. Aynalı lazerlerde bu fotonlar iki ayna arasında gidip gelerek sayılarını daha da artırıyor. Aynalardan sadece kısmen gümüşlenmiş olanı, ışığın bir kısmının belirli bir biçimde odaklan-mış olarak dışarı çıkmasını sağlıyor.

Harvard Tıp Okulu’ndan fizik araştır-macıları Malte Gather ile Seok-Hyun Yun bu işlemin canlı bir hücrede nasıl tekrar-lanabileceğini buldu.

Gather ilk başta biyolazere olan ilgile-rinin sadece bilimsel meraktan kaynak-landığını belirtiyor. Lazerin bulunuşunun 50. yılında birçok malzemenin lazer üret-mek için kullanıldığını ancak biyolojik malzemelere pek ağırlık verilmediğini fark etmişler.

Gather ve Yun’un biyolazeri temelde, yeşil floresan protein (GFP) adı verilen bir proteinin işlevine dayanıyor. Bu protein 1960’da bir tür denizanası olan Aequoera

victoria’da keşfedilmesinden bu yana

biyo-loji araştırmalarına sınırsız fayda sağladı. Canlı hücreler kolayca bu proteini ürete-cek biçimde programlanabiliyor. Gather ve Yun da insan böbreğinden alınan hüc-relere GFP genini aktararak bunu gerçek-leştirdi. Sonra da GFP üreten hücrelerden

bazılarını sadece bir hücre genişliğinde iki ayna arasına yerleştirdi.

Bu lazerin çalışması için hücrelerdeki GFPlerin, yaklaşık 1 nanojul kadar düşük bir enerjiye sahip mavi ışık atımları gön-deren başka bir lazer tarafından uyarılma-sı gerekiyor. Normalde mavi ışık GFP’lerin ışıyarak her yöne rastgele ışık yaymasına sebep olur. Ancak deneylerde ışığın, hüc-renin içine yerleştirildiği dar kovukta ileri geri gidip gelerek GFP’den gelen ışımayı yükseltgediği görüldü.

Maryland Baltimore’daki Johns Hop-kins Üniversitesi’nden malzeme bilimci Qingdong Zheng bu tür biyolazerlerin yeni tip algılayıcılarda ve ışığa dayalı ilaçlarda kullanılabileceğini söylüyor. Örneğin ışığa dayalı ilaçların, hastaya önceden verilip etki etmesi istenen bölgede bir ışık kaynağı yar-dımıyla etkinleştirilebileceği kurgulanıyor.

Gather ve Yun oluşturdukları cihazın ilaç yapımına yönelik imkânlarıyla da ilgi-leniyor. Ayrıca biyolazer henüz gelişiminin çok erken bir aşamasında olsa da, bu siste-min gelecekte optik iletişisiste-min cansız elekt-ronik cihazlardan biyoteknolojik ürünlere kaymasında önemli rol oynayabileceği görüşündeler. Gather bunun insan-maki-ne arayüzü geliştirmeyi kolaylaştıracağını, beyindeki nöronların etkinliklerini ışık parlamalarıyla göstereceğini, bunun da dışarıdaki başka bir cihaz tarafından algı-lanabileceğini söylüyor. Böyle bir sistem, örneğin engelli insanların klavye ya da fare kullanmaksızın bilgisayar kullanmasını sağlayabilir.

Ancak biyolazerin en ilginç yanı canlı olması. Yaygın bazı lazerlerde lazer işlevi gören ortam zamanla bozunabiliyor. Oysa biyolazerlerde hücreler sürekli GFP ürete-biliyor.

Tarıma Geçiş

İnsan Sağlığını

Olumsuz Etkiledi

İlay Çelik

10.000 yıl kadar önce avcılık ve topla-yıcılıktan tarıma geçiş başladığında tüm dünyadaki insan popülasyonları benzer bir eğilim yaşadı: İnsanların genel sağlık durumu kötüleşti ve boyları kısaldı.

Tarıma geçiş sırasında insan sağlığın-da ve boy uzunluğunsağlığın-da gerçekleşen

deği-Haberler

(2)

şimlerle ilgili bilimsel literatürün gözden geçirildiği, dünya çapındaki ilk kapsamlı çalışmayı yürüten Amanda Mummert, insan iskeletlerinin bütün halinde incelen-diği standart çalışmaların sonuçlarının bu eğilimi doğruladığını söylüyor.

Emory Üniversitesi’nde lisansüstü öğ-renci olan Mummert, tarımın gelişmesi ve modern uygarlığın doğuşu ile ilgili imge-lerin genellikle istikrarlı bir gıda kaynağı-nın insanları daha sağlıklı hale getirdiğini düşünmemize sebep olduğunu, oysa tarım yapan ilk insanların besin eksikliği çektiği-ni ve çeşitlilik içeren bir beslenme yerine belirli gıda maddelerine dayalı bir beslen-meye geçtikleri için vücutlarının stres ya-şadığını belirtiyor.

Mummert tarımsal yerleşimlerin sonu-cu oluşan nüfus yoğunlaşmasının bulaşıcı hastalıklarda artışa sebep olduğunu, insan atıklarından kaynaklı problemlerin, evcil hayvanlarla ve hastalık taşıyıcı başka et-menlerle yakın temasın durumu daha da kötüleştirdiğini ekliyor.

İnsan boyundaki kısalma eğilimi so-nunda tersine döndü ve çoğu popülasyo-nun boy ortalaması artmaya başladı. Bu eğilimin özellikle gıda sistemlerinin en-düstrileşmesini takip eden son 75 yıl için-de daha belirgin olduğu görülüyor.

Araştırmada yer alan, Emory Üniver-sitesi araştırmacısı antropolog George

Ar-melagos kültürel olarak tarımı ve gıda üre-timini hep faydalı olarak kabul ettiğimizi, ancak durumun bundan daha karmaşık olduğunu söylüyor. Armelagos, söz konu-su besin çeşitliliği olduğunda insanların tarıma geçmekle çok ağır bir bedel öde-diğini, bugün bile aldığımız kalorinin % 60’ının mısırdan, pirinçten ve buğdaydan geldiğini belirtiyor.

Armelagos ve M. N. Cohen 1984’te 20 araştırmadan yola çıkarak yazdıkları

“Pa-leopathology at the Origins of Agriculture”

adlı kitapta, insan topluluklarının avcılık-toplayıcılıktan tarıma geçtiklerinde sağlık durumlarındaki kötüleşmeyi ve beslen-meyle ilgili hastalıklardaki artışı anlatmış-lardı. Kitap o sıralar tartışma yarattıysa da sonradan tarıma geçişle insan sağlığındaki bozulma arasındaki bağlantı genel olarak kabul görmüştü.

Mummert tarafından yürütülen yeni araştırmada dünyanın çeşitli yerlerinden, çeşitli ürünler ve kültürlerle ilgili araş-tırmalara ait veriler karşılaştırmalı ola-rak incelendi. Bu araştırmalarda Çin’in, Güneydoğu Asya’nın, Kuzey ve Güney Amerika’nın ve Avrupa’nın da dâhil oldu-ğu çok çeşitli coğrafyalardan popülasyon-lar ele alınmıştı. Tüm araştırmapopülasyon-larda birey-sel sağlığı değerlendirmek üzere standart yöntemler kullanılmıştı ve stres etmenleri-nin iskeletin sadece belirli bir öğesi

üzerin-deki değil tüm iskelet üzerinüzerin-deki etkileri incelenmişti.

Mummert tüm iskelet incelenmediği sürece bireyin sağlık durumuyla ilgili bü-tünsel bir bilgiye ulaşılamayacağını söy-lüyor ve örneğin bir iskelette dişler çok sağlıklıyken başka kısımlarda ciddi enfek-siyon belirtilerine rastlanabileceğini belir-tiyor.

Yetişkinlerde boy uzunluğu, diş çürük-leri ve apseçürük-leri, kemik yoğunluğu ve iyileş-miş kırıklar bireylerin sağlığını bütünsel olarak değerlendirmek üzere kullanılan göstergeler arasındaydı.

Mummert kemiklerin kendilerini sü-rekli yeniden yapılandırdığını, bir iskele-tin bir insanın neden öldüğünü mutlaka göstermese bile o bireyin uyum sağlama ve hayatta kalma yeteneğine dair ipuçları barındırdığını belirtiyor.

Mummert yürüttüğü çalışmanın, tarı-ma geçişle insan sağlığındaki bozultarı-ma ve boy uzunluğundaki düşüş arasındaki iliş-kiyi desteklediği, ancak yeni araştırmalar yapıldıkça verilerin yeniden değerlendiril-mesi gerektiği görüşünde.

Sonuçlar açısından saptırıcı olabilecek etmenlerden biri, her insan topluluğunun tarıma aynı şekilde ve aynı sürede geçme-miş olması. Bazı eski insan toplulukların-da, örneğin Kuzey Amerika sahillerinde yaşamış olanlarda, tarım ürünlerinin sa-dece deniz ürünlerine dayalı bir beslen-mede destekleyici unsur olarak yer almış olabileceği düşünülüyor. Mummert bu durumlarda tarımdan ziyade daha dura-ğan bir yaşam tarzının insan boyundaki kısalığı kalıcı hale getirmiş olabileceğini söylüyor.

Mummert insan vücudunun 10.000 yıl önce çevrede oluşturduğumuz değişiklik-lere uyum sağlama şeklinin, şu anda nasıl uyum sağladığımızı anlamaya yardım etti-ğini belirtiyor.

Bazı iktisatçılar ve başka bilim insanları 20. yüzyılda insan boyunda görülen hızlı artışı daha sağlıklı olmanın bir işareti sa-yıyor. Mummert’sa sağlıklı olmanın tam olarak ne anlama geldiği konusunun üze-rinde durulması gerektiğini düşünüyor. Mummert gıdanın modernleşmesi ve tica-rileşmesi insana daha fazla kalori sağlasa da bu kalorilerin faydalı olmayabileceğini, örneğin kemiklerin uzaması için kalori gerekirken kemiklerin sağlam bir yapıya sahip olması için zengin besin gerektiğini söylüyor.

Bilim ve Teknik Temmuz 2011

Referanslar

Benzer Belgeler

• Yaklaşık 1,6 milyon yıl önce, dünyanın pek çok yerinde buzul çağları adı verilen uzun donma dönemleri yaşamaya başlandı.. • Buzul çağları yaklaşık 10.000 yıl

Bu amaçla, kuru tarımdan sulu tarıma geçiş yapan üç farklı noktadan (Adıyaman Besni/Keysun Ovası, Çamgazi Ovası ve Hasancık) iki farklı derinlikten (0-30

Yaklaşık 300 hektarlık bir alanı kapsayan Gültepe Bölgesi 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonu ile ilgili normal askı süresi içerisinde yapılan itirazlar, Konak

Uzmanlar, k ırmızı et fiyatlarının yükselmesi sebebiyle beyaz ete olan talebin arttığını, tüm işletmelerin tam kapasite ile çal ıştığını belirterek, soya

Bir İsveç grubu, Rusya'da yar ım milyon hektar; Rus Hedge Fund Renaissance Capital, Ukrayna’da 300.000 hektar; İngiliz Landkom, Ukrayna’da 100.000 hektar; Amerikan bankası

Eyyamı saltanatı hümayunumda icrayı şerayii Ahmedî aksayı muradım ve inkıyadı ahkâmı Mustafavî intihayı meramım olma­ ğın bundan akdem memaliki mahmiyemde

Bayburt ilinde yıllara göre büyükbaş hayvan sayıları ve süt üretimi (TÜİK, 2017) .33 Tablo 63.. Bayburt ilinde yıllara göre kültür ırkı büyükbaş hayvan sayıları ve

 Bölge ayrımı yapılmaksızın, belirlenen asgari sabit yatırım tutarı şartı ile diğer Tebliğ şartlarını sağlayan Tarımsal yatırımlar, Genel Teşvik Sistemi