• Sonuç bulunamadı

HORMONU TEDAVİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "HORMONU TEDAVİSİ "

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HORMONU TEDAVİSİ

GROWTH HO RM ONE THERAPY FOR V ARIOUS SH ORT ST ATURE

SUMMARY

Işın

YAPRAK Figen KOLOGLU

ŞuleCAN

Ebru ÖZERKAN NejatAKSU

The advent of recombinant DNA technology has opened a new frontier in the treatment of growth disorders in pediatric endocrinology. Sufficient quantities of growth hormone (GH) are now available, not only for the long-term treatment of GH...,.deficient children but potentiaÜy for the treatment of non-GH-deficient patients with other disorders of short stature.

This article reviews recent developments in the use of growth hormone for non-dassic indications of GH therapy. Short-term studies have demonstrated an improvement in the growth. rates of subjects with isolated short stature, Turner syndrome and chronk rellal failure. However, the long...:term efficacy and possible adverse effects of GH treatment is. not yet known. Until more experience accumulates, GR-deficiency should remain the priınary

indication for growth hormone treatment. ·

(Key Words: Children, Growth Disorder, rBH treatment)

ÖZET

Rekombinan DNA teknolojisi ile biyosentetik insan hipofizer büyüme hormonunun elde edi- lebilmesi, pediatrik endokrinölojide bir çığır açmıştır. Büyüme hormonu (BH) artık 40 yıl örıce olduğu gibi, yalnız, idiopatik veya organik nedenli eksikliğinde değil, normal,.düşük vey~yük­

sek düzeylerde olduğu ancak çeşitli nedenlerle kısa boyla sonuçlanan durumlarda da kullat1ıla­

bileccktir. 1985 yılından beri, rekombinan büyüme hormonu (rBH) endokrin ve non-endokrin kökenli pekçok boy kısalrğında, ülkeler düzeyinde, genişçaplı çalışmalara konu olmuştur.

Çalışmaların yoğunlaştığı konular konstitusyonel büyüme ve gelişme geriliği, kromozomal

hastalıklardan Tumersendromu ve kro11ik hastalıkların seyri sırasında gelişen boy kısalığı ne- denlerinden kronik böbrek yetmezliği'dir.

Yapılan çalışmalarda, rBH ile elde edilen olumlu sonuçlara karşın, henüz elimizde uzun vade-Ii sonuçlar yoktur. Ayrıca çok pahalı bir tedavi yöntemi olduğu da unutulmamalıdır.

Sonuç olarak rBH tedavisi için hastalar titizlikle seçiltneli, kısa boy nedeni kanıtla'nmalı, la- boratuvar testleri doğru olarak yapılmalı ve yorumlanmalı, kiınlerin nasıl tedavi edileceği iyi bilinmelidir. Halen kesin veriler elde edilineeye kadar büyüme hormoılu eksikliği, rBH tedavi- sinde endikasyon olmalıdır.

(Anahtar Sözcükler : Çocukluk, Büyüme Bozukluğu, rBH tedavisi)

Ço.cuk Klinikleri

SSK Tepecik Hastanesi 35120 !ZMIR

(Doç. Dr. ı Yaprak, Kıi. Şefi. Uz. Dr. F Koıoı:ııu, Başasistan, Uz. Dr. Ş Can, Uz. Dr. E Özerkan, Uz. Dr. N Aksu)

Ya;zışma: Doç. Dr. ı Yaprak

(2)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1993 Vol.3 No. 1-2-3

Pediatrik endokrinolojinin en güncel ko-

nularından biri "Çeşitli Boy Kısalıklarında

Büyüme Hormonunun Yeri"dir.

Rekorubinan DNA teknolojisi ile, büyü- me hormonunun (BH=GH), 1985 yılında el- de edilebilir hale gelmesi, klasik büyüme hormonu eksikliği (BHE) dışındaki kısa boy . nedenlerinde de BH uygulanmasını günde- me getirmiştir. Bu teknoloji sayesinde, BH

artık yeterli, hatta bol miktarda elde edilebil- mektedir. Otörlcr kısa boyun psikososyal bir uyumsuzluk nedeni olması ve BHE'de nihai boyun etkilenmesi görüşünden yola çıkarak,

cndokrin ve non-endokrin nedenlerle olu-

şan diğer boy kısalıklarında geniş çaplı araş­

tırmalar başlatrnışlardır. Bu araştırmalar,

B H' nun diğer bazı boy kısalıklarında da (idi- opatik boy kısalığı, Turner Sendromu, kro- nik böbrek yetmezliği gibi) kısa vadede bü- yüme hızını istatistiksel olarak anlamlı dü- zeyde arttırdığını göstermiştir (1). Ancak he- nüz uzun vadedeki etkileri, nihai boy üze- rindeki gerçek etkisi bilinmemektedir. Tüm bu gerçekler, BH'nun çok pahalı olması ve muhtemel yan etkileri nedenleri ile klinis- yenleri medikal ve sosyal açıdan baskı altına almıştır.

Büyüme yıllar içinde değişiklik gösteren dinamik bir proçesdir (1). Normal postnatal büyüme 3 fazda incelenebilir (2): süt çocuk-

luğu (infancy), çocukluk çağı (childhood) ve puberte. Büyüme proçesi bu üç fazda de-

ğişik faktörlerle regüle edilmektedir. Hipofi- zer büyüme hormonunun en etkin olduğu 2.

faz yani "childhood" dönemidir. Puberte'de de büyüme hormonu sekresyonunda artış

gözlenir. Ancak bu artışın seks hormonları­

nın artışı ile ilgili olduğu gösterilmiştir.

Hipofizer büyüme hormonunun salgılan­

ması, hipothalamus'dan salgılanan büyüme hormonu releasing faktörü (GRF) ve yine hi- pothalamus'dan salgılanan inhibitör faktör, somatostatin ile dengede tutulmaktadır (1).

Büyüme hormonu, biyolojik etkisini, target organlarda bulunan hücre yüzeylerindeki spesifik reseptörlere bağlanarak gösterir. Bu

bağlanma pekçok metabolik olayı başlatır;

amino asit transportu, RNA ve protein sen- tezi, glukoz uptake'i, lypolysis gibi. Ancak

10

BH'nun hücresel büyüme ve diferansiasyo- nundaki en öemli etkisi insulin-like growth factor I (IGF-I = Samatomedin C veya Sm-C) ve insulin-like growth factor II (IGF-II) adı

verilen serum proteinleri aracılığı ile oluşur.

Samatomedin-C (IGF- I) aynı zamanda, büyüme hormonu sekresyonunun regulas- yonunda rol oynar. Bu regulasyonu soma- tostatini arttırarak veya hipofizin GRF'e olan

duyarlılığını azaltarak sağlar.

Büyüme hormonunun salgılanması pul- satil özellik göstermektedir. Yani 24 saat içinde belirli aralıklarla salgılanır ve (O)'a ya-

kın düzeylere düşer. En yüksek amplitüdlü pulslar genellikle gece uykuda oluşur.

İnsan hipofizer büyüme hormonu, 1950'li

yıllardan beri büyüme hormonu eksikliğin­

de kullanılan başarılı bir tedavi yöntemidir (1). Ancak o yıllarda, büyüme horrnonu, in- san kadavrasından elde edilmekte idi. Hem teminindeki zorluk, hem de İzolasyonu sıra­

sında materyelin enfekte olmasına bağlı ta-

nımlanaıl Creutzfeld-Jakob hastalığı nede- niyle artık idiopatik veya organik nedenlere

bağlı büyüme hormonu eksikliğinde ve di-

ğer boy kısalıklarında DNA teknolojisi ile insan hipofizinden elde edilen, büyüme hor-

ınonu (rGH) kullanılmaktadır.

Burada rekorubinan insan büyüme hor-

ınonu (rGH)'nun çeşitli büyüme bozukluk-

larında kullanımı ile ilgili son gelişmeleri

kapsayan örnekler sunulacaktır. Tablo I'de rBH tedavisinin uygulandığı boy kısalıkları

nedenleri gösterilmiştir.

Büyüme Hormonu Eksikliği,

BH tedavisinin en önemli ve mutlak en- dikasyonudur (3). BHE konjenital veya

kazanılmış olabileceği gibi izole veya mul- tipl hipofizer hormon eksiklikleri ile beraber de olabilir (Tablo - 2). En sık görülen BHE izole tip olup belirli bir nedene bağlanarna­

yan idiopatik büyüme hormonu eksikliğidir (4).

(3)

TABLO 1: REKOMBINAN BUYUME HORMO- NUNUN UYGULANDlGI BOY KISALIGI NE- DENLERI

A. ENDOKRIN NEDENLER

1. Izole Büyüme Hormon u Eksikliği

-ldiopatik -Organik

2. Panhipopituitarism 3. ldiopatik Boy Kısalığı

- Familial Boy

Kısalığı

- Konstitusyonel Büyüme ve Gelişme Geriliği

4. Intrauterin Büyüme Geriliği

B. KROMOZOMAL HASTALIKLAR 1. Turnar Sendromu

2. Sılver-Russel Sendromu 3. Prader Wıllı Sendromu 4. Noonan Sendromu C. Osteokondrodisplaziler D. Kronik Böbrek Yetmezliği

E. Kronik Karaciğer Yetmezliği

F. lnflamatuar Barsak Hastalıkları

G. Hematolojik Hastalıklar

H. Kardiopulmuner Hastalıklar ı. Kronik Beslenme Bozuklukları

1. Kronik Kortikosteroid Kullanımı

J. Anabalik Etki 1. Büyük Yanıklar

2. Büyük Cerrahi Müdahaleler 3. Erişkinde Kullanım

TABLO ll: BÜYÜME HORMONU EKSIKLIGI NEDENLERI

A. KALlTSAL NEDENLER 1. ldiopatik Büyüme Hormenu

Eksikliği

2. ldiopatik Bhrh Eksikliği

3. Gelişim Anomalileri - Pituter Apiazi - Pituter Hipapiazi -Orta Hat Defektieri B. KAZANILMIŞ NEDENLER

1. Tümörler

2. Infeksiyon Hastalıkları

3. lrradrasyon 4. Travma

C. GEÇICI NEDENLER 1. Peripubetral 2. Psikososyal 3. Primer Hipotiroidi

Bu hastaların hepsinde ortak ana bulgu boy kısalığıdır. Büyüme hızlan yılda 3 cm' nin altında ve büyüme eğrileri-3SD alhn-

dadır. Konjenital BHE'de büyüme eğriliği 2- 4 yaşlarında ortaya çıkar. Neden ne olursa olsun, erken tanı konup mutlaka tedavi edil:.

melidir (5).

August ve ark. (4), 2331 kısa boylu ço- cukda % 59 idiopatik BHE, % 18 organik

BHE,

% 4 septo-optik displazi, % 19.8 diğer

boy kısalıklan saptamıştır. 987 kısa boylu çocuklarda yapılan bir başka çalışmada % 84.7 BHE gösterilmiş ve idiopatik olguların

organik kökenli olanlara oranı 2.2 : 1 olarak

bulunmuştur (5).

Büyüme Hormonu Eksikliğinde, büyüme hormonunun optimal dozu henüz bilinme- mektedir. Bazı araştırıcılar 0.05 - 0.1 mg/

kg/gün x 3/hafta şeklinde kullanmaktadır­

lar. Son yıllarda pek çok araşhrıcı ciltaltı

günlük kullanırnın daha etkin olduğunu göstermişlerdir (6). Halen tercih edilen doz 0.1 IU/kg/gün--0.7 lU/kg/hafta veya 12 ü/

m2/hafta, pubertede ise 15 ü/m2/hafta, cilt

altı ve hergün uygulanma şeklindedir (1, 2).

Tedavide optimal etkinin elde edilebilmesi için gereli diğer faktörler ise şöyle özetlene- bilir (1). Bu hastalar:

1) Takvim yaşları ne kadar küçük ise yani te- daviye ne kadar erken yaşta başlanmış

ise,

2) Kemik yaşları ne kadar geri ise,

3) Tedavinin başlangıcındaki boyları ne kadar kısa ise ve

4) Büyüme hormonu eksikliği idiopatik tipte ise tedaviden o kadar iyi yanıt alırlar.

Büyüme hormon u eksikliği olan çocukla-

rın büyüme hızındaki artış 1. yılın sonunda 9-11 cm. olarak bulunmuştur (1, 7). Bu artış

sonraki yıllarda daha düşük düzeylerde. de- vam etmektedir (7 cm/yıl). Bucas ve ark. (1) idiopatik BHE ve organik nedene bağlı (Kra- niofaringioma) BHE olan çocukların, 2-15

yıl süreli tedavileri sonunda, nihai boylarını

150 cm. üzerinde bulmuşlardır (1). Feild ve ark. 1991'de 5 yaşındaki bir Cruzon Sen&- romunda BH kullanmışlardır (8). Yordam ve ark. ise, 36 BHE'nin 3 yıllık tedavi sonuçları­

nı yayınlamışlardır (7) (Tablo 3).

(4)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1993 Vol.3 No. i-2-3 14

TABLO IV: TURNER SENDROMUNDA BÜYÜME HORMANUYLA TEDAVI SONUÇLARI

.6.ÜYÜ.M.EJ::U.ZL~

ARA~TIRMACI OLGU YAS DOZ T.S. (Yıl) _T.ö. 1.Yıl 2. Yıl 3. Yıl 4. Yıl 5. Yıl

SAYISI ORT.

Mossa ve ark. 13 0.151U/kg/G 3.7 7.6

(1991) c.a.

Rongen- 16 11.7 0.9 lU/kg/hafta 2 3.4 7.2 5.3

Westerlake n her gün c.a.

( 1990)

+EES(13y) 0.1 ı.t gr/kg/gün

Nilsson ve ark. 45 12.2 -ON 0.1 mg/kg/gün 3 3.7 6.1 7.2 4.5

(1991) "-SN 0.7 i U kg/hafta 3.9 9.4 6.6 5.1

+ hergün c.a.

ON 0.1 mg/g/gün

-SN+ ON+ EES 3.8 9.8 5.3 3.5

Rosenleld ** 70 4.7-12.4 -KONTROL 5 4.2 3.8 8.3 6.7

-ON 0.125 mg/kg/gün 4.1 7.6 7.1 5.3

-SN 0.125 mg/kg/gün 4.5 6.6 5.4 4.6 5.2 5.1

haftada 3 gün

" -On+ SN 4.4 10 7.4 6.1 5.5 4.4

(') : En etkin tedavi grupları EES Etinilöstradiol

(") :Olgular 4 grup'da, 3 ayrı !azda incelenmiştir. T.S. Tedavi süresi 1. Faz: 12-20 ay süre ile kontrol, ON (oksandrolone), SN (met-hGH=somatonorm), ON+SN; T.Ö. Tedavi öncesi 2. Faz :SN grubu hariç hepsi kombine tedavi grubunda (20. ay-4. yıl) c.a. Ciltaltı

3. Faz : 4.- 5. yıl SN ayrı haftalık doz, günlüğe bölünmüş dozlarda verilerek incelenmiştir.

" 2. Grup: BH- Sornatonorm (0.7IU /kg/haf- ta-s.c. günlük dozlarda) + Oksandrolon (0.1 mg/kg/gün);

., 3. Grup : Sornatonorm + Oksandrolon (ay- m dozlarda) + ethiyloestradiol (100 ng/kg/

gün).

Sonuçta BH+Oxandrolon. tedavi grubu- nun yanıtlan en etkin bulunmuştur. Nihai

erişkin boy 150 cm üzerinde hesaplanmışi:ır

(Tablo 4).

Turner sendromunda en büyük ve en uzun vadeli çalışma, Rosenfeld'in halen de- vam etmekte olan çalışmasının 5 yıllık so-

nuçlandır. Rosenfeld 4.7-12.4 yaşlarındaki

70 TS'lu olguyu 4 grupta çalışmıştır (Kontrol grubu, oksandrolon, met-hGH grubu ve met+hGH+oksandrolon). BH + oksandrolon

ile 16 yaş üzerinde 149.8 ± 5.4 cm ortalama boya ulaşmıştır.

Prader-Willi sendromunda uyarı testleri- ne BH cevabı değişken bulunmuştur (12).

Bir çalışmada 4 olguda da IGF-I düzeyleri

düşük bulunmuştur (1 Bu sendromda da BH uygulanmıştır. Ancak çalışmalar kısıtlı­

dır. 10 yaşındaki bir olguda tedaviye yanıt alınamamıştır. BHnun düşük dozda uygu- lanmasma bağlanmıştır (2 U /hafta 3 dozda).

Costeff ve ark. 1990 yılında, 6 olguda 12 saatlik BH sekresyonunu, donodine'e pik BH yamtmı, Sm-C, T4 ve TSH düzeylerini

araştırmışlardır. Tüm olgularda BH düzey- leri düşük bulunmuştur. Nokturnal pik 10 g/L'nin altmda kalmıştır. TSH düzeyleri 6 olguda da normal iken, T4 5 olguda normal

(5)

bulunmuştur. Bir başka araştırıcı (18) 2 Pra- der -Willi sendromlu olguda BH kullan-

mışlar ve büyüme hızlarında ve Sornato- modin-C düzeylerinde yükselme görmüş­

lerdir. Tedaviye androlon eklenmesi ile bir- likte büyüme hızı daha da artmıştır.

Ranke ve ark 144 Noonan sendromunda pubertal büyümenin geciktiğini, ortalama erişkin

boyun 2 standard deviasyonun

altın­

da olduğunu, Carfarani ise BH cevabının

normal olduğunu, ancak IGF-1 düzeylerinin

düşük olduğunu gösterdiler (12). Ahmet ve ark. (19) 1991'de 8.5-12.8 yaşlarındaki 6 ol- guya BH tedavisi uygulamışlar ve ortalama büyüme .hızının 4.8'den 7.4 cm/yıl'a çıktığı­

nı görmüşlerdir.

Down sendromunda da BH tedavisi kul-

lanılmıştır. Torrado ve ark. (20) 1991 yılında

13 Down sendromlu olguda (Konjenital kalb hastalığı bulunmayan) 0.1 mg/kg/gün s.c. haftada 3 gün rhGH uygulamışlardır.

Ortalamabüyüme hızı 5.4± L6 emiyıl'dan

12.2 ± 3.2 cm/yıl'a, ortalama baş çevresi standard deviasyon skoru ise- 3.1 ± 1.3'den -2.3 ± 1.2'ye yükselmiştir.

Osteokondrodisplaziler boy kısalığının

önemli nedenleridirler. Özellikle akondro- plazi bu grup hastalığın başında gelir. BH' nun salgılanması ile ilgili bilgiler henüz

açıklığa kavuşmamıştır. Ancak, BH'nun

uyarı testlerine normal yanıt verdiği, IGF-1 düzeylerinin (N) veya (hafif yüksek) olduğu

rapor edilmiştir. 1991 yılında Mullis, Brook ve ark. (21), 20 hipokondroplazili olgunun ailesinde 60 izole BHE olan çocukta, 50 nor- mal kontrolde IGF-1 genine restTiksiyon en- zim analizi (REA) uygulamışlardır. Hipo- kondroplazili olgulann ailelerinde helero- gen patern bulunmuştur ( IGF-1 gen lokusu 12g23).

Talasemi major'lu hastaların BH sekres-

yonları yaş ilerledikçe etkilenmektedir. An- cak prepubertal dönemdeki hastalarda BH sekresyonu ve uyarı testlerine cevabı normal

bulunmuştur (22). Bu çalışmada GHRH ile BH yanıtı 7.6 ± 0.8 yaşlarındaki Talasemi major'lu olguda aranmış ve normal bulun-

muştur. IGF-1 ortalama düzeyleri düşük bu-

lunmuştur.

Kortikosteroidlerin büyümeyf engelledi- ği bilinmektedir. Özellikle uzun süreli kulla-

nımlarda (astım bronşiale, juvenil romatoid . artrit gibi) bu etki belirginleşir. En uygun

yaklaşım ilaç dozunu azaltmak ve en kısa

zamanda alternan tedaviye geçmektir. BH tedavisinin uzun süreli kortikosteroid kulla-

nımına bağlı boy kısalığındaki etkisi araş.,.

tırılmaktadır. Henüz açıkhk getirilmemiştir

(12).

Son yıllarda, kronik hastalıkların seyri sı­

rasında meydana gelen, sekonder boy kısa­

lıklarının da rBH ile tedavisi yeni araştır-'­

ınalara konu olmuştur. Bu hastalıkların ba-

şında Kronik· Böbrek Yetmezliği (KBY) ge- lir.

Büyüme ve gelişme geriliği, özellikle kro- nik böbrek yetersizliği KBY olan çocuklarda

sık görülen önemli bir komplikasyondur (1, 23, 24). Böbrek yetersizliği ne kadar erken

yaşta ortaya çıkarsa, büyüme okadar ciddi boyutlarda geri kalır. Konjenital nefropatili olgularda bu durum çok belirgindir (25).

Kronik böbrek yetmezliğindeki büyüme ve gelişme geriliğinin patogenezi k(}rmaşık

olup henüz tam aydınlatılamamıştır.

Bu

has- talardaki azalmış ·renal fonksiyona bağlı or- taya çıkan asidoz ve kalori aiımındaki yeter- sizlik büyüme geriliğine neden olan belli

başlı etmenler olarak düşünülmekte ise de konunun daha kompleks olduğu, çalışma­

larla gösterilmiştir .

Kronik böbrek yetmezliğinde büyüme ve

gelişme g~riliği nedenleri aşağıda belittii-

miştir (1, 25) :

1) Endojen nedenler, 2) Protein enerji eksikliği,

3) Su ve elektrolit denge bozukluğu,

4) Kronik Asidoz, 5) Kronik Anemi, 6) Renal Osteodistrofi

7) Glukokortikoid ve sitotoksik ajan kul-

lanımı,

8) Hormonal bozuklular BH, PTH 1,25 (OHı) D3

}3u hastalarda uygulanan. uzun. süreli he- modializ tedavisinin büyürneyi normal dü-

(6)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1993 Vol.3 No. 1~2~3 16

hızı

hıza erişebilmekte, ancak önceki telafi edebilecek "catch-up"

bu ve benzer üremik has-

hemodializ, renal transplantasyon KBY'li prepubertal yaştaki

%33'ünün daha hemodialize

dönemde 2SD'nun

çahşma- rBH'ımn, kronik yetmezliğinde

göstermiştir. Suprafizyo- dozlarda BH kullanılmış ve yiyecek- lerin konversiyonunun daha iyi olduğu, fa- relerin uzadığı, kilo aldıklan tes- bit edilmiştir

TABLO V: KROiK BÖBREK YETMEZUGI VE KRANiALIŞINLAMADA BH llE ALINAN SONUÇLAR

ARAŞTIRMACI TANI OLGU YAŞ SAYISI ORT.

Koch ve ark. KBY 5 4.7

( 1989)

Tönchoff veark. KBY 9 2.6-10.4 Rees ve ark. KBY 18

(1990)

prepuberte prepuberte puberte Lannering ve ark. Kranial 19 10.8 (1988)

Cowell ve ark.

(1988)

Işınlama Beyin Tüm.

BH

Lösemi 37 Kemoterapi

+ Kraial Işınlama

11.3

(Tanıdan 7.6 yıl sonra tedavi)

DOZ

O. 125 mg/kg/gün haftada 3 gün c.a.

4 IU/m2/gün 30 IU/m2/hafta hergün c.a.

hergün c.a.

KBY

R Transplanıasyon

R Transplanıasyon

O. 1 lU/kg/gün hergün c.a.

(irradyasyondan 4 yıl sonra) 1 lU/kg/hafta

27 olgu BH 10 olgu BH N

BÜYÜME HIZI (cm/yıl}

T.S. T.Ö. 1. Yıi 2. Yıl

4.9 10

4.4 8

4.8 10.8 2.3 6.1

3.2 6.0

2 3.8 8.3 7.3

2.7 6.0

Gruplar arasında büyüme hızı yönünden lark yok.

KBY : Kronik Böbrek Yetmezliği c.a. : Cilt altı T.S. :Tedavi süresi T.Ö: Tedavi Öncesi

(7)

İlk kez Koch ve ark. (23) 1989'da KBY olan 5 prepubertal erkek çocukta rBH teda- visi uygulanmıştır (0.123 mg/kg/gün, haf- tada 3 gün). Olgularm 1. yıldaki boyuzama

hızlan 10 cnı olarak bulunmuştur, Kemik

yaşlan ortalama 0.7 yıl ilerlemiştir (Tablo V).

1990'da Tönshoff ve ark. 9 KBY'li 2.6- 10.4 yaşlarmdaki 7 erkek, 2 kız olguda 4 IUJm2/gün dozunda BH'nu 1 yıl siire ile hergün kullanmışlar ve ortalama büyüme

hızlarının 4.4 emiyıl'dan 8 cm/yıl'a çıktığım göstermişlerdir (Tablo V).

Bazal BH düzeylerinin yüksek oluşu

KBY'li olgularda BH'na rezistansı varhğım_

da düşündürmektc; bu nedenle de suprafiz- yolojik dozlar önerilmektedir (25, 28, 29).

Lee ve ark. (29), 18 KBY olan olguarı 3 grup- ta 30 IU/m21hafta günlük siltalh tedavi ile 1

yıl izlemişlerdir. Yılhk büyüme hızlan renal transplanth gruplarda 6 cm, tedavisiz KBY grubunda 10.8 cm olmuştur.

Yapılan çalışmalar, BH'nun kısa vadeli

sonuçlarının yüz güldürücü olduğunu gös- termektedir. Ancak henüz hastanın yaşına

ve böbrek yetmezliğinin süresine uygun doz ve yöntem tesbit edilememiştir. Ayrıca renal Idirensin düşük olması nedeniyle yüksek doz uygulanan BH'nun plazmacia birikerek akromegaliye yol açabileceği konusunda

endişeler vardır (25). BH'nun uygulandığı

KBY'li hiçbir olguda kümülatif düzeylere

rastlanmamxştır.

Yine BH'nun renal transplantasyona ha-

zırlanan olgularda akut veya kronik doku reddini başlatabiieceği ve agreve eclebileceği

konusu tartışılmaktadır. Bu nedenlerle KBY' deki renal transplantasyon adaylarına trans- plantasyandan enaz 18 ay geçtikten sonra

başlanmalıdır denmektedir (25).

Beyin tümörleri ve akut lenfobiastik lösemide uygulanan santral sinir sistemi ir=

radyasyonu da kısa boy nedenidir (30, 31, 32).

Beyin tümörleri çocukluk yaş grubunda en sık görülen solid tümörlerdir. % 70'i teda- vi için, imı.diayon gerektirir. Tümör bölge- sine yüksek doz 55 Gy ve üzerinde radyas- yon verilirken meningcal yayıbmm önlen-

tüm beyne de 33--35 Gy'Hk ıradyas­

Bu durum hipotalamikpitu- ter de irradyasyona maruz kalması·­

na, dolayısıyla BH'nun takip eden yıllarda düşrrıesine ve boy kısalığına neden olur (30).

Santral sirtir sistemi (SSS) irradyasyonu uygulanan olgularda BH düzeyleri düşük bulunmuştur (30, 31, 32), Bu olgularm ço-

ğunda stimulasyon testleri de yamtsızdır

(30,. 31), Bu nedenle olgularda hipothalamik -hipopituiter aksisin de etkilendiği bilindi-

ğinden büyüme hormonu relasing hormone (GHRH) uygulanarak (2 p.g/kg i,v. bolus) BH düzeyleri araştırılmış ve idiopatik kısa

boylularla kıyaslandığmda BH cevabının düşük olduğu görülmüştür (31).

Pekçok araştırmacı (SSC) irradyasyonu- nu takiben kısa dönemde BH başlanmasım

önermektedirler (30, 31, 32). Lanncı-ing ve ark. (31), 19 olguda, irradyasyondan (> 40 Gy) 2-9 yıl sonra 0.1 IU/kg/gün s,c. BH uy-

gulamışlar, olgularm ortalama büyüme hız­

lan 3.8 emiyıl'dan 8.3 crn/yıl'a yüksel-

miştir (Tablo V).

Cowell ve ark. (32). 24'ü erkek 13'ü kız

kemoterapi + 24 Gy kranial irradyasyon alan 37 lösemili olguya, tam konulmasından

ortalama 7.6 yıl sonra, BH 1 IU 1 g/hafta, günlük s.c. şeklinde uygulamışlardır. 01- gulan BH düşük ve normal olanlar şeklinde 2 grupta incelemişlerdir. Sonuçta büyüme

hızlannın bu iki grupta istatisliksel bir fark

göstermediğini, tüm olgularm ortalama 6

cm/yıl gibi bir hıza eriştiklerini göstermiş­

lerdir.

Malignite'li olgularda, BH'nun relapsa neden olabileceği konusunda kuşkular taşımaktadır. Beyin tümörlerinde ve lösemi- lerde sıklıkla relapslar ilk 2 yılda veya he- men sonra görülmektedir. BH tedavisi ise ir- radyasyonu takiben 2 yıldan önce başlatıl­

mamaktadır. Relapsm BH'na bağlanabilmesi

için geç relaps gösteren, BH alan ve almayan olgulan karşılaştırılması gereklidir. Bir çalış­

mada 1972-1982 yıllan arasında medullob- lastoma tanısı ile tedavi edilen + BH alan ol-

guların %18'inde, yine ayı çalışmada ayı teş­

hisle tedavi edilmiş olup BH almamış olan olgulan % 18'inde relaps gözlenmiştir (30).

(8)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1993 Vol.3 No. 1-2-3

Glioma ve akut lcnfobastik lösemili has-

taların BH alan ve almayanların karşılaştırıl­

masında da benzer sonuçlar alınmıştır (30).

2.6 yıldır BH alan 6 akut löscmili ve 1 T-cell

lenfomalı hastada relaps gözlenmemiştir.

Rekorubinan büyüme hormonunun, göz- den geçirilen nedenler dışında, anabolik et- kisi nedeniyle, büyük yanıklar, büyük cer- rahi müdahaleler ve erişinlerde kullanımı

için çalışmalar yapılmaktadır

Büyüme hormonu kliniklerde 30 yıl için- de önemli bir yan etki göstermemiştir. İnsan hipofizinden elde edildiği Cre- uzfeldt-Jakob hastalığına neden olduğu bil-

dirilmiştir. Ancak bu, büyüme hormonu- nun elde edilişi sırasındaki bir kontaminas- yon ile ilgilidir

Rekorubinan insan BH'nun yan etkileri

şöyle özetlenebilir :

1) Lo kal ağn (enjeksiyon yerinde) Diabetojenik etki

3) Serbest yağ asitlerinin artışı

Özellikle erişinlerde su rctan.siyonu, kan basıncında yükselme ?

5) Hücre bölünmesinde artış

Primer tümörün rclapsı veya malignite

oluşumu

6) Oks<mdrolon veya EES ile kullanımı

halinde akne, virilizasyon 7) Puberteye erken ulaşım

8) Akromegali

Rekorubinan büyüme hormonu, BHE ve

diğer boy kısahklarında kullanılabilecek çok

değerli bir biyosentetik hormondur. Biz he- kimler bu değeri bilerek, endikasyonlanmızı doğru koyarak tedaviye karar vermeHyiz.

Rekombinan İnsan Büyüme Hormonu 1985 yılında üretilebilmiştir. O günden beri

araştıncılar izole büyüme hormonu eksiklik- leri dışmda pek çok boy kısalığında da rBH

kullamışlar ve yüz güldürücü sonuçlar al-

mışlardır. Ancak bu sonuçlar henüz 1-5 yıl­

hk çalışma sonuçlandır. Yani uzun vadede

"kısa boylu" çocuğun ihai boyuna katkıda

bulunup bulunmadığı bilinmemektedir.

Aynca bir çocuğun büyüme hormonuna ve-

receği yanıt tedavi öncesindeki büyüme

18

hızma bu endojen BH sekresyon kapasi- tesini gösterir) +

BH

dozuna + uygulanış sıklığına ve şekline + tedavi edilen duruma

bağlı olarak değişir. Halbuki BH'nun hangi ne sıklıkta, ne dozda, ne kadar süre ile verileceği henüz aydmlanmamıştır, Ayrıca çok pahah bir tedavi yöntemi oldu-

ğu, bilinen yan etkileri dışmda muhtemel yan etkilerinin bulunabileceği unutulma-

malıdır.

Öyleyse tedaviye başlamadan önce aşağı­

daki sorulara mutlaka yanıt aramalıyız:

1) Kısa boy nedeni doğru teşhis edildi mi?

2) Nasıl tedavi edilmeli?

3) Kimler tedavi edilmeli?

olarak; kesin veriler elde edi- kadar Büyüme hormonu eksikliği,

rBH tedavisinde primer endikasyon olma-

lıdır. Brook (3) diğer boy kısahklarmda ise

kısa süreli tedavi yönteminin (1 yıl) daha uygun olabileceğini ve önümüzdeki yıllarda

cevap verilmesi gereken bir başka soru ola- rak karşımıza çıkacağını vurgulamaktadır.

KAYNAKLAR

1. Cara JF, Johanson Af. Growth lıornıoııe for short stature ıwt due to classic growth /ıormoe de-

ficieııcy. Pediatr Cliıı Nort Am 1990; 37 (6): 1229- 54.

2. A/11ertsson Wiland K Bisclıofberger E, Brook CD. Growth lıormane treatment of short statııre. Acta Pediatr Scaııd 1989; 362: 9-13.

3. Brook CGD. W/ıo's for growth lwrmoııe? Br Med J 1992; 304:131-2.

4. August GP, Lippe MB, Bletlıen SL. Growtlı /ıormmıe treatment in tlıe United States; demograplıic aııd diagııostic features of 2331 clıildren. J. Pediatr 1990; 116 (6): 899- 903.

5. Kabi International Growth Study Group.

Growtlı disorders. Acta Pediatr Scaııd 1989; (sııppl)

356: 173-7.

6. Albertsson- Wikland K, Westphal O, Westgren V. Dai/y subcıdaneus administration of human growth hormone deficieııt c!ıildreıı. Acta Pediatr

Scaııd 1986; 75: 89.

7. Yarıtam N, Açıkgöz E, Çalıkoğlu AS, Akmcı A.

Results of growtlı lıormone treatment in children with growt/ı lıormone deficiencey: Third year results. Acta Pediatr Scaııd 1990 (suppl); 372.

(9)

8. Feild Cr, Leiber A, Toniges C. Case report: Cro- uzon Syndrome with slıort stature. Am J Med Sci

1991 ; 302 (2) : 101-2.

9. Saggase G. Cesaretti G. Criteria for recognitioıı

of the growih-inefficient clıild who m ay respo11d to tre- atmcilt ·witlı growtlı /ıornıone. Am J Dis Child 1989;

143 : 1287- 93.

10. Albertsson - Wikland K. Growt/ı hornıone tre- almt'lll in s!wrt elii/dreli lıorf - term and long- tcrm effects 011 growtlı. Acta Pediatr Scaııd 1988 ; 343 (suppl): 77.

11. GeneHtcch Col/aborative Study Group. Res- ponse to growffı lıormone in clıildreıı witlı idiopatlıic slıort stature. Acta Pediatr Scaııd 1990; 366 (suppl) :24-6.

12. Ni/sso11 KO. Wlıat is the value of growtlı lıor- 111011c trealıneni i11 slıort clıildrcıı witlı specificd syndrome? Acta Pedatr Scaıul 1989; 362 (suf1pl) : 61 - 8.

13. Rmıke MB, Rosenfeld RG. cdr. Tıımer syııdrome: growtlı promotıg tlıerapıes. Excerpta MaliCII, Amstcrdam-New York-Oxford 1991 : 215 - 29.

14. Brook CGD, Mursel G, Zaclımmm M, Prade A. Growtlı in clıildrell witlı 45,x0 Turner's Syndro- me. Ardı Di s Child 1974; 49: 789-95.

15. Mossa G, Vaııderschıwreıı Lodeweyckx M,

Crııen M. Growth lwrmone treatment of Tımıer

Syndrome patie11ts witlı illsufficient growt/ı lwrmone

respoııse to plıarmacological stimulation tests. Eıır J

Pediatr 1991; 150 (7): 460-3.

16. Rollgeıı- Westerlakeıı C, Fokker MJ-I, Wit JM Two- year results of treatment with metlıioııly !ıummı

growth Jwnııone in childreıı wilh Tımıer Sıfiıdromc.

Acta Pediatr Scaııd 1990; 79 ( 6-7): 658-63.

17. Co:>teff H, Ilolm VA, Rımalcelıe /(, 5/ıaver J.

Growth lıornıone secretio11 in Prader-Willi Syııdromc.

Acta Pediatr Scrıııd 1990; 79 (11): 1059-62. · 18. Lee PD, Wilso11 DM, Roımdtrec L Linear

growtlı respoııse to exogenous growtlı lıormo11e iıı Pm- der- W illi Sydrome. Am J Med Geııet 1987; 28 ( 4) : 865 -71.

19. Almıet ML, Foot AB, Edge JA Noonmı's Syıutronıc: abnorma/ities of t/ıe growth lıormo11e/IGF-I

a:xis and the respo11sc to treatment witlı Intmail bi-

osyntlıctic growtlı lıornıone. Acta Pediatr Scaııd

1991 ;

so

(tl-): 446 -50.

20. Tarmda C, Bastian W, Wisııicwski KE, Cas- tells S. Treatment of clıi/dren witlı Down Syııdronıc

and growth retardatüm with recombiımııt /11mımı growtlı /zornıone. J Pediatr 1991 ; 119 (3): 478- 83.

21. Mul/is PE, Patcl MS, Brickel/ PM Growtlı dıaracteristics and resp01ıse to grawtlı /wrmolle tlıe­

rapy i11 paticnts witlı hypoClw11draplasia. Cllıı Eıı~

docriıwl .1991; 34 (4): 265- 74.

22. Leger], Girot R, Crosuier H Normal growth hormone response to CH-releasiııg hormone iıı clıild~

ren witlı tha/assemia major before f1ıtberty; a possibe age-related effect. J Cliıı Eııdocriııol Metab 1989 ; 62 (5): 453.

23. Van Dimeen- Steenvoorc/e R. Growth and se-

xual maturation in pediatric patients treated by di- alysis and fol/owiııg Kidııey Transplaııtatioıı. Acta

PediatrScaııd 1988;343 (sııppl): 109-16.

24. Me/ıls O, Ritz E, Hımziker EB, Toshoff B, He~

inriclı U. Role of Growtlı Hormoııe iıı Growtlı Failure of Uremia - Perspcctivcs for Application of Re- combinant Growtlı Hornıone. A.cta Pediatr Scmıd

1988; 343 (suppl): 118-26.

25. Mehls O. Growth disorders iıı c/ıroııic renal fa- ilure. Oxford Clinical Comnıımications for Kabi Pharmacia 1991; 1-45.

26. Sc/ıacfer F, Hamili G, stmıkope R Pulsatile

Growtlı lıormone secretion in peripubertal patieııts witlı chronic renal failure. J Pediatr 1991; 119: 568 . 77.

27. Koch VI-I, Lippe BM, Ncison PA Accelerated growth after rccom/Jinmı hımıan growtlı lıormone tre-

atıııent of children wit/ı chroııie renal failure. J Pe- diatr 1989; 115:365.

28. Tonshoff B, Melıls O, J-Ieinrich U Growth - stimulating effects of recombi11ant humaıı growth hor-

nıone in children with end-stage renal disease. J Pe- diatr 1990; 116 : 561 - 6.

29. Rees L, Ringden SP, Ward G, Preece MA. Tre-

atmaıt of s!ıort stature in renal disease with re-

comlıiııant /wman growt/ı hormone. Ardı Dis Child 1990; 65 (8): 856-60.

30. S!ıalet SM, Clavtoıı PE, Price DA. Growtlı

hnpairmeııt followiııg t~eatme11t for childlwod braiıı tıwıours. Acta Pediatr Samd 1988; 343 (sııtJplJ : 137-45.

31. Lanııering B, Marky I, Mellander L, Al-

bartssoıı - Wikland K. Growtlı lıormone seeretian and respo11se to growt/ı lwrmolle t/ıerapy after treatment for bmhı tumour. Acta Pediatr Scrmd 1988 ; 343 (s11ppl) : 146 -51.

32. Cowell CT, Quigley CA, Moore B Growth and

growt/ı lıormonc therap of childreıı treatcd for le- ukemia. licta Pediatr Scand 1988; 343 (suppl) : 152 - 61.

(10)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1993 Vol.3 No. 1-2-3

EDiTÖRÜN NOTU

Konuya ilişkin yerli çalışmalardan eli- mize geçenleri kullanıcıların yararına su- nuyoruz:

1. Hatemi S. va. Malnütrisyonlu çocukta insülin hi- poglisemisin serum büyüme hormonwıa etkisi. Türk Endokrinoloji Yıllığı 1977:41 -9 .

. . C?.ner G va. ~inko eksikliğine bağlı büyüme ge- rılığı. Turk Endoknnoloji Yıllığı 1977; 201 - 13.

3. Özsarfati J, Neyzi O, Güröz H. Boy kısalığı send- romlarında TRH'ya Tiroidin ve büyüme hormomuıun yanıtları. Türk Endokrinoloji Yıllığı 1984; 40- 1.

4. Berki R, Öcal G, Aba! G, Turhanoğlu I, Türmen T.

Growth hormone and short stature Proceedings of 4.

Balkan Congress of Endocrinology 1985, !zmir: 124- 33.

20

5. Çakır N, Aydın S, Ayvaz G, Gökçma N, Arslan

M. Boy kısalıkları çocuklarda somatonıectin C'ye büyüme hormonumuı yanıtı. 14. Ulusal End Kong.

1990: 26.

6. Seçkin E, Çağlayan S. 13üyüme gerilikleri, büyüme hormonu ve tedavisi. Endokrinolojide

Yönelişler 1990 (Literatür 74 no. eki) (2): 12-6.

7. Yordam N, Açıkgöz E, Çalıkoğlu AS. Büyüme hormonu eksikliği olan çocuklarda tedavi sonuçları.

Ulusal En d ve D iab Kong. Bursa 1992; 75- 6.

8. Şıklar Z, Tanyer G, Dallar Y, Yıldırmak Y. Kısa boylu çocuklarda büyüme hormonu eksikliği ve te- davisi. Ank Hast. Tıp Bült. 1992; 27 (1): 1-5.

9. Polat A, Öktem F, Erkul I. Büyüme homıonu ve büyümedeki rolü. Yeni Tıp Derg 1993; 10 (4): 52- 6.

Dergimize

ABONE

OLDUNUZ .MO ?

Not: Abone formu derginin sonundadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Antikorlar tiroit bezine sürekli hormon salgılatıyor. • T3/T4 yüksek, TSH

Akçay ve ark., Hipotiroidiye ikincil hipofiz makroadenomunu taklit eden hipofiz hiperplazisi ve büyüme hormonu

Anahtar kelimeler - Lancaster sistemi, American Board, William Goodell, Protes- tan misyonerliği, Rum okulları, Ermeni okulları, Askeri okullar, Mekteb-i Harbiye,

Kad›nlarda daha s›k görülen postadölesan aknenin etyopatoge- nezinde suçlanan IGF-1 ve GH serum düzeylerini, mevcut lezyon- larla ba¤lant›s›n› serum androjen seviyeleri

intron bölgesindeki BsmF1 restriksiyon enzimi ile kesim sonucu polimorfizm gözlemlemiş ve T alellinin büyüme ve karkas özellikleri ile ilişkili olduğunu

Büyük Atatürk'ün vefatını takip eden günlerde o zamanlar dünyanın en ünlü gündelik spor gazetesi olan &#34;L 'A u to &#34; ya­ yınladığı uzun bir makalede

Araştırmacılar, önceden burun spreyi ile oksitosin uygulanan katılımcıların, plasebo yani tıbbi olarak hiç- bir etkisi olmayan sprey uygulanan deneklere kıyasla,

1 Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Kayseri, Türkiye.. 2 Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji Bilim Dalı,