• Sonuç bulunamadı

ÇOCUKLARDA NEFREKTOMİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÇOCUKLARDA NEFREKTOMİ "

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÇOCUKLARDA NEFREKTOMİ

NEPHRECfOMY In CHILDHOOD

Ahmet ARIKAN

SUMMARY

The dinicopathological correlations have been investigated in 62 nephrectomized chil- dren. The diagnosis was kidney tumour in 22, pyelonephritis in 18, hidronephrosis in 12, l:rauma in 5, hypoplasia in 4, and hydatid cyst in one. Early therapy or conservative surgery may prevent some nephrectomies. The nephrectomy has to be performed rather early H iliere is danger to other kidney. (Keywords: Nephrectomy, Kidney, Child).

ÖZET

62 nefrektomili çocukta klinikopatolojik ilişkiler incelenmektedir. Tam, olguların

22'sinde tümör, 18'inde pyelonefrit, 12'sinde hidronefroz, S'inde travma, 4'ünde hipoplazı

ve birinde hidatik ki§t idi. Erken tıbbi tedaviler veya konservatif girişimler birçok nefrek- tomileri önleyebilir. Ozellikle diğer böbrek tehlikede ise nefrektomi geciktirilmemelidir.

Son yıllarda bebeklik ve çocukluk dö- neminde urolojik sorunlarla daha sık ola- rak karşılaşılması, çocuk cerrahisinin

gelişmesine, çocuk cerrahiarının artan ilgi- sine ve yeni tanımlama yöntemlerinin süratle yaygınlaşmasına bağlıdır.

Urogenital sistemdeki bir lezyonun erk-

Çocuk Cerrahisi Kliniği

SSK Tepecik Hastanesi - 35120-IZMIR (Op. Dr. A. Arıkan).

Kabul tarihi: 10.12.90

en tanımlanması, erken tedavisi böbrek- lerde kalıcı hasarlar oluşmadan gerekli düzeltme imkanım yaratacağı gibi, çocuğu

ncfrektomi gibi ağır bir cerrahi girişimden

de kurtarır.

Buna karşılık erken tanımlanamayan

ve zamanmda gerekli girişimleri yapıla­

mayan çocuklarda sadece böbreklerde değil

tüm organizmada bozukluklar hatta kalıcı

hasarlar oluşmakta, hiç istenmemekle be- raber, nefrektomi bu hastalarda tek tedavi

şansı olmaktadır.

(2)

SSK TEPECiK HASTANESi 1991 Vol 1

Ncfrektomi, çocuklarda büyük bir cerra- hi girişim olup iyi zamanlanması gerek- mektedir. Diğer böbrek ve organizmada

kalıcı hasarlar oluştoktan sonra yapılacak

ncfrektominin tedavideki başarı şansı da

azalmaktadır.

Konunun önemi bizi nefrektomi yaptı­

ğımız olguları değerlendirmeye yöneltmiş­

tir.

GEREÇ ve YÖNTEM:

Kasım 1983-1990 tarihlerinde S.S.K Te- pecik Hastanesi Çocuk Cerrahisi Servisine

yatınlarak nefrektomi yapılmış 62 olgu in-

celenmiştir. Olgularımızın tümü histopa- tolojik olarak değerlendirilmiştir.

BULGULAR:

62 olgunun 25 i (% 40, 3) kız, 37 si ( % 59,7) si erkekçocuğudur. Nefrektomili ol-

gulanmızın en küçüğü 2 aylık, en büyüğü

14 yaşında olup, ortalama yaş 7,4 tür (Tab- lo-2).

1983-1990 yılları arasında servisimizde ncfrektomi yaptığımız 62 olgunun büyük bir bölümünü (% 35,4) tümör grubu oluş­

turmaktadır. Serimizde pyelonefritler, ne- frektominin sık uygulandığı diğer bir gru- bu oluşturmaktadır. Hidronefrozlar,hipop- lazik böbrek ve buna bağlı olarak oluşan

malign hipertansiyon ve travma nefrekto- mi endikasyonunda nadir nedenler arasın­

da yer almıştır.

TARTIŞMA:

Basit cerrahi girişimler le d üzeltilebile- cck veya tıbbi sağıtım ile iyi olabilecek has-

talıklara zamanında yeterli bakım ve giri-

şimin yapılmaması ve hastalığın ilerleme- si ncfrektomi ile sonuçlanabilir. Diğer yan- dan nefrcktomi çocuğun yaşamının sür- dürülmesi ve sağlığına kavuşmasında zo- runlu olarak uygulanan bir girişim de ola- bilir.

Çocukluk çağında, böbrek orijinli tü- mörlcr, pyelonefrit gibi enfeksiyöz hasta- lıklar, dağınalık ve sonradan kazanılatı hi- dronefrozlar en sık ncfrektomi nedenleri

arasında yer alırken, renovasküler has-

talıklara bağlı böbrek değişiklikleri, dağ­

malık anomaliler, taş, taravma gibi ne- denlerin de nadir nefrektomi endikasyon- lan arasmda yer aldığı izlenmektedir. (4,17, 19)

33

Tablo I: 62 Olguda Nefrektomi Nedenleri:

_ ~~____Qlg!! Yüzde %

Tümör

Böbreğin Yanğısal Hastalıklan

Hidroncfrozlar Böbrek travması

Hipoplazik Böbrek

Böbreğin Kistik Hast.

TOTAL

22 35.5

18 29.0

12 5 4

ı

62

19.4 8.0 6.5 1.6

Tümör grubunda 13 olgu ile Wilm's tümörü baş sırayı işgal ederken 4 olgu ile nöroblastoma, 2 olgu ile ganglionörob- lastoma takip etmiştir. Servisİnıizde 3 olgu da (% 13,6) doğmahk mezoblastik nefro- maya rasianınası ve tümör grubunu

oluşturan hastalanmızın yaş ortalama-

larının 4 yaş civarında olması seri-mizin dikkat çekici bir özelliğidir. (Tablo -2-3)

Tablo 2 Nefrcktomilerde Yaş Dağılımı:

Tümör

Böbrcğin Yanğısal Hastalıklan

Hidronefroz Böbrek travması

Hipoplazik Böbrek Travma

Seri ortalaması

Min. Max. Ort.

2/12 9 4

5/12 14 8.3 4 14 7.5 2 12 8.3 8 13 10

7.4

Tablo 3 Tümörlerin Histo-Patolojisi

Tanı

Wilm's Nöroblastoma Ganglionoblastoma KongenHal Mezoncfroma

Olgu 13

4 2

Yüzde%

59.1 18.2 9.1 3 13.6 22

(3)

Ülkemizde aşağı urıner sistem enfek-

siyonlarının yaygın olduğu bir gerçektir.

Yeterli tıbbi tedavisi yapılamayan aşağı

üriner sistem enfeksiyonlarının üst üriner · sistem enfeksiyonları haline geçmesi, siste- mik enfeksiyonların böbrek ve/veya böbreklere yansıması, yakın ve etkin bir iz- lemin yapılmaması, tıbbi tedavi ile denet- im altına alınamaması böbreklerde pyelo- nefritik değişikliklere neden olur. Kronik pyeloncfrjtin böbreklerde malign hipertan- siyana yol açtığı bilinmektedir.

Tek taraflı pyelonefritik olgularda ne- frektominin organizma, hipertansiyon ve benzeri ağır etkiler altında kalmadan yapıl­

ması diğer böbreğin ve tüm organizmanın korunması, çocukların ileriki sağlıklı yaş­

amları açısından çok büyük önem taşır

(4,7).

Olgularımızın 18 inde kronik pyelonef- ritik değişikliklere raslanmıştır. Bu 18 ol- gunun 2 si taşlı, 6 sı taşsız 5 i ksanto- granülamatöz, 3 ünün pyelonefritik atrofi, 1 i tuberküloz ve 1 i identifiye edilmemiş

granülamatöz pyelonefritli olgulardan ol-

uşmaktadır. (Tablo 2-4)

Çocuklarda çok nadir olarak bildirilen ksantogranülamatöz pyelonefrite tümü diffüz formda olmak üzere 5 olguda ras-

lanmıştır. Bu olgulardan en küçüğü 5 aylık

olup, literatürdeki en küçük olgulardan bi- rini temsil etmektedir (14, 18).

Çocuklarda ksantogranülamaztöz pye- lonefritin fokal formuna diffüz formun- dan daha sık raslanılır. Dolayısıyla hastalık

erken dönemde tammlandığında parsiyel nefrektomi yeterli tedaviyi sağlar (1, 3, 6).

Böbrek tüberkülozu çocuklarda nadir görülen bir spesifik enfeksiyondur. Tüber- küloz menenjitli ve milyer yayıhmlı ço-

cukların % 20 sinde idrarda tüberküloz ba- sili üretilebilmiş, hatta ağır böbrek tüber- külozlu çocuklar bildirilmiş olmasına kar-

şın, antitüberküloz kemoterapiyle tüber- külozun nefrektomi endikasyonu olmak- tan çıktığı bildirilmektedir (17, 20-21).

Uzun bir süre antihipertansU ilaç te- davisine karşın kontrol altına alınamayan,

radyolojik ve laboratuvar incelemeleri so- nunda kongenital hipoplazik böbrek tanısı

alan 3 hastada nefrektomi yapılmıştır. Bu

hastalarımızdan ikisinde 5-6 ay, diğer bir

hastamıza ise 1 yıl süre ile antihipertansif tedavi gerekmiştir.

Taş, enfeksiyon nedeniyle oluşan ve

doğmalık hidoncfrozlarda erken tanı ve tedavi büyük bir önem taşımakta, ileri par- akim harbiyeti oluşmadan yapılacak cerra- hi girişim, ncfrektomi yapılmaksızın, has-

talıklı böbreği kurtarma olanağı sağla­

maktadır. (8, 9).

Ultrason gibi noninvaziv tanı yöntem- lerinin yaygınlaşması hayatm erken dö- nemlerinde hatta gestasyonda bile kolay-

lıkla uygulanabilir olması doğum öncesi erken tanımlama ve dolayısıyla erken tedavi şansı yaratmaktadır.

12 hidronefrozun (% 19,3) 4 ü doğmalık

olup, 8 i taş ve enfeksiyona bağlı ileri dere- cede parankim harabiyeti göstermektedir.

Doğmalık hidroncfrozlu iki hastamızda hıdronefroz, üreteropelvik darlık nede- niyle oluşmuş, bu hastaların yaşlannın

10'un üstünde olduğu izlenmiştir (Tablo 2- 5).

Tablo 4. Nefrcktomi Gerektiren Y<mgısal

Patolojiler:

PYELONEFRİT

1- Taşsız 6 %33

2- XG 5 %27

3- '[aşlı 2 %11

4- Granülomatöz ı %5

Pyonefroz (A TROFİ) 3 %16

Böbrek Tübcrkülozu 1 %5

18

Tablo 5. Hidronefroz Grubunun Özelikleri

1- Taş

2- Doğmalık

3- Enfeksiyon

5

4 3

41.7 33.3 25.0

(4)

SSK TEPECiK HASTANESi 1991 Vol 1

Karın travmalarında böbrekler çocuk- larda erişkinlerden daha az lezyona uğra­

yan organlardandır.

Travmayı takiben geç dönemlerde, sub- kapsüler hematomun böbrek damarları

üzerine basısına bağlı, travma sırasında oluşan trombüslere veya böbrek paranki- minde oluşan laserasyonlann iyileşmesine bağlı infarktlar, sikatrisler ve enfeksiyonlar hipertansiyona neden olabilir. Posttrav- matik enfeksiyonlar ve hipertansiyon tıbbi

tedavi ile kontrol altına alınamadığı du- rumlarda nefrektomi endike olmaktadır

(11, 12, 13).

Karın travmalı mikroskopik veya mak- roskopik hematüri nedeniyle servisimizde izleme aldığımız 18 hastadan, 10 gros he- matürili hastanın beşinde, IVP ve US ile

yapılan incelemeler sonunda ileri derecede parankim hasan ve pedikül zararlanması saptandığından ncfrektomi yapılmak zo- runda kalınmıştır. Bu hastalarımızın tü- münde multipl organ travması saptanmış,

splenektomi, karaciğere primer sütür ve ileuma primer sütür ve leze bölgenin ek- sizyonu yapılarak tedavi edilmiş-lerdir.

Herhangi bir cerrahi girişim gerekmey- en minimal lezyonlu hastaların travmayı

takiben geç döncmdeki kontrollarmda, en- feksiyon, hipertansiyon ve yetmezlik belir- tileri saptanmamıştır.

Serimizde ameliyat martalitesi yoktur.

Pyelonefrit ve hidroncfrozlu hastalarımı­

zın uzun süreli post operatif takiplerinde ölüm saptanmamış, bu hastalarm yansına yakın bölümünde idrar yolu enfeksiyonu ve enfeksiyon belirtilerinin devam ettiği, sağlıklı böbreklerinde ise kompanzatris hi- pertrofi olduğu izlenmiştir. Malign hiper- tansiyonlu hastalarımızda nefrektomiyi ta- kiben kısa bir süre antihipertansif ilaç kul-

lanımı ile tansiyonun normal düzeye in-

diği izlenmiştir.

Sonuç olarak; ülkemizde aşağı üriner sistem enfeksiyonlarının yaygın olduğu

dikkate alınarak, enfeksiyon ilerlemeden hastalara agresif bir tedavi uygulanmalı, hastalığın üst üriner sisteme yayılması

önemlidir.

Taş, enfeksiyona bağlı, doğmalık veya

kazanılmış hidronefrozlar erken dönemde

35

tanımlanarak tıbbi ve düzeltici cerrahi te- davileri yapılmalıdır (Ultrason gibi). İleri tanı ve görüntülcme yöntemlerinin kulla-

nılması ile böbreklerdeki parankim değişi­

klikleri oluşmadan uygulanacak bir tedavi

politikasının böbreği kurtarma ve nef- rektomi olasılığını azaltamadaki rolü-

unutulmamalıdır.

Ancak sağlıklı böbreğin ve organizma-

nın etkilendiği ve hastalığın çok ileriediği

durumlarda nefrektominin geciktirilme- sinden de kaçınmahdır.

KAYNAKLAR

1- 13ran G, Moussalil. Xanthogranulomatous pyelophritis in childhood. Brit J Ural. 1985; 57:

:261.

2- Bennigton J L. Cancer of kidney. Etiology, epidemiology and pathology. Cancer 1973:

32:1017.

3- Danielle L, Zardel L. Xanthogranuloma- tous pyelonephritis in infant. J UroT. 1982;

127:304.

4- Davis R S, Manning J A, et al. Reııovascu­

lar hypertension secondary to hydronephrosis in a solilary kidney. T Uro! . 1973; 110:724.

5- Donald M C. Congenital mesoblastic nephroma. Am J Dis Child. 1978;132:318.

6- Elder J S, Marshall F. Focal xanthogranu- /omatous pyelonehpritis in adulthood. J o 11 s Hopkins Med. 1990; 146:141.

7- Fry WJ, et al. Renovascular hypertension in pediatric patiens. Arch Surg. 1973;107:693.

8- Glikeman L et al. Resection of kidney in nephrolithiasis. Urol Nepfırol. 1990; 1: 37.

9- Grayhack JT. Neprectomy. In Glenn. Uro- logic Surgery, Philadelphia, Lippincott co. 1983.

10- I-lurwitz R S. Easy method of upperpole heminephrectomy in duplex systems in chil- dren. Urol Clitı North Am. 1990;17:115-9.

11- Higashihara E, et al. Long-term conce- quence of nephrectomy. J Urol 1990;143: 239.

12- Ivantury R et al. l'enetrating renovas cu- lar traunıa. J Trauma. 1989;29: 1620.

13- Kaufmarı RA, Taybin R Upper abdanıi­

nal trauma in children imaging evaluation. A J

R. 1980; 142:449.

14- Kierce F, Lareli K Xanthogranulamatous pyelonephritis in childhood. Brit" J Urol. 1985;

57:261.

(5)

15- Mandour W A, Lai M K, et al. Blunt re- nal trauma in 1ıediatric patient. ]. Ped Surg.

1981; 16:669.

16- Mir E, Gökdemir A. Çocuklarda nefrek- tomi. 88 vakanın değerlendirilmesi. C erra h paşa Tıp Fak Der. 1984; 15:398.

17- Pearlman C K, Kobashigawa L. Nephrec- tomy. Review of 200 cases. Am Surg. 1968; 34:

468.

18- Richard E W, Alperir J B. Xanthgranu- lomatous pyelonephritis and anaerobic bacle- riel infections. f Urol 1982; 128: 567.

19- Siegler L B. Malignant fıypertension in

cfıildren, Am J Dis C1ıild. 1980;124:319.

20- Wecksler ll, Uptake an chemotherapy of renal tuberculosis. 1 Urol. 1980; 124: 319

21- Wong SH, Lou WY, et al. The treatment of urinary tuberculosis. 1 Urol. 1984;13:297.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sekonder tümörler: İdrar kesesi sekonder tümörleri ya komşu organlardaki (özellikle prostat, rektum ve uterus) tümörlerin direkt yayılması ya da üst idrar yolları

Bu tekniğin uygulamasında önce idrar kesesi boşaltılır Daha sonra hayvanın büyüklüğüne göre 5-15 ml sulandırılmış kontrast madde katater aracılığı ile idrar kesesi

1) Basit idrar yolu enfeksiyonları: Komplike olmayan idrar yolu enfeksiyonlarında diğer hastalıklar rol oynamaz. Üriner sistemin yapısal ve fonksiyonel anomalileri,

Tekrarlayan İYE için, peri ya da post menopozal kadın hastada eğer kontrendikasyon yoksa, klinisyen topikal estrojen önerebilir (Orta derecede tavsiye, Derece B). Oral

Sonuç: Pediatrik popülasyonda idrar yolu enfeksiyonuna (İYE) yol açan üriner patojenler, İYE tedavisinde ampirik kullanım için önerilen antibi- yotiklerin birçoğuna

Üriner sistem taş hastalığı olan bir çocuğun konservatif olarak izlenebilmesi için ağrısı, altta yatan bir metabolik bozukluğu, taş oluşumuna zemin hazırlayacak bir

• Kalbin pompaladığı kan miktarının yaklaşık olarak 1/4'ü böbreklerden geçer. Böbrekler, içinden geçen kanın bir miktarını süzerek atık maddeleri de içeren

İlk ileal üreteri tüberküloza bağlı üreter darlığı olan bir hastada gerçekleştikten sonra birçok yazar deneysel olarak ileal üreterin etki- leri