Türk Kardiyol Dern.
Arş.19:41-44, 1991
Postinfarktüs V entriküler Se ptal Defekt
Dr. Ahmet SARITAŞ, Dr. H. Tahsin KEÇELİGİL,
Dr. Yaman ZORLUTUNA, Dr. Oğ uz TAŞDEMİR, Türkiye Yüksek Ihtisas
1/asıanesi,Ankara
Dr. Binali MAVİTAŞ,
Dr. Kemal llAYAZIT
ÖZET
T.Y.l./1 . Kardiyovasküler Cerrahi
Kliniği'ndeOcak 1 983 - Ocak 1990 arasmdaki dönemde
posıinfarkıüsventrikü/er sept al defekl ( PIVSD )
lamsıile
allıol- gu ya cerrahi
girişimdebulunuldu. Olgularda, akut miyokard infarklüsü
(/ılv/1)ile cerrahi
girişim arasındakisüre 3 ile 75 JZÜndür. Olg ularda, PIVSD'ye, sol
venırikülnekrotik
duvarındauyJZulanan bir ven- trikülotr)!ni ile
ulaşıldı.Bir tc.fllon yama
sepıumunsol
tarafında
infarkte
scpıumukaplayacak
şekilde yerleştirilerekPlVSD
kapatıldı.Gerek görülen olgular- da, P/VSD'nin
kapatılması yanında, anevrizmekıomive/veya apikal plikasyon uygulanarak, hemodinamik öneme
salıip darlığıolan koroner arteriere
aorıokroner bypass
yapıldı.l/aslane mortalilesi %
!6.7'dir. Postoperatil dönemde bir olguda önemsiz re- sidüel VSD
saptanmıştır.Annlıtar
kelime/e r: Akut miyokard
infarkıüsü, poslil!f"arkıüs venıriküler sepıal defekıPostinf"arkllis vcntrikülcr scptal dcl"ckt (PİVSD), akut
ınıyokardinlarkti.Jsündc vcntrikülc r scptumun rliptürü ilc
gclışcn,mortalilesi yüksek bir kompli- kasyondur.
İlk
o larak 1 847'de Latham
tarafındanotopside
tanımlanmıştır.
Klinik o larak. ilk kez 1923'dc Brum
tarat"ınclantarif cdil (li.
İlkcerrahi
onarım1957'de Cooley ve ark. t::u·arından gerçekleştirilmi ştir
(1)_MATERYEL VE METOD
T. Y .l.H . Kardiyovaskülcr Cerrahi
Kliniğinde,Ocak 1 983 Ocak 1 990 tarihleri
:ırasında, altıolguya posl- infarktüs vcntrikülcr scptal dcfckt (PlVSD) nedeni ilc cerrahi
giri~iın uygulandı.Dördü erkek, ikisi
kadınAlındığı tarih: 6 Ağustos 1990
olan olgular 35 -69
yaşları arasında dağılımgösterdi.
Ortalama
yaş53.6 idi.
Olguların
dördü stabil angina pcktoris, ikisi unstabil angina pektoris
tarzında göğüs ağrısı tanımlıyordu.EKG bulgusu olarak dört olguda eski anteroseptal MI, bir olguda antcrior MI ve bir olguda eski inferior MI
saptandı.Fizik muayeneele tüm olgularda (postin- farktüs) ventrikülcr
scpıaldefektin dinleme bulgusu mevcut idi. Prcopcratif dönemd e,
altıolgunun dördü, konjestif kalb
yetmezliğinedeni ile tedavi gördü (Tablo 1).
Tablo ı. Klinik bulgular ve seıııptoııılarııı dağılımı
!. Stabil angina pektoıis 4 olgu
2. Unstabil angina pektoris 2 olgu 3. Konjestif kalp yetersizliği 4 olgu 4. PlVSD'nin dinleme bulgusu 6 olgu 5. EKG'de eski antcroscptcral
Ml
4 olgueski anterior
M l
1olgu
eski infcıior
Ml
1 olguTablo 2. PIVSD'Icriıı ycrlcşiııılcriııc, büyüklük ve sayılarıııa göre dağılımı
Olgu say ısı
3
PIVSD
yerleşim i
Anteroapikal Apikal Apikal Apikal
PIVSD say ısı
2
PİVSD'ııiıı büyüklüğü
3cm 2cm
0.5
cm!cm
41
Türk Kardiyo/ Dern.
Arş.19:41-44, 1991
Tablo 3. Uygulanan cerrahi
girişiınierinolgulnra göre
dağılımı.Olgu
PİVSDAnevrlzm· Apikal
no.
kapatılmasıek tom i plikasyon
ı
(E)
-t2 (K) -t -t
3
(E) +
4 (E)
+ + +
5 (E) + +
6 (K)
+ +
Tüm olgulara ekokardiografi, koroner anjiografi ve sol ventrikillografi
yapıldı.Bütün olgularda
sol-sağ geçişgörüldü.
Beşolguda PlVSD
yanısırasol ven- trikül
anevrizması vardı. Olgularınüçünde tck damar- da, ikisinde iki arterde, birinde de Uç damarda
anlamlı darlıkgösteren kroner lezyonu
saptandı. Sağön oblik ve sol ön oblik pozisyonlardaki sol ven- trikülogramlar üzerinde yedi segmentin hareketlerine göre
yapılanperformans
skorlamasında,iki hasta per- formans skoru 7-14
arasında,geriye kalan dört hasta- da ise 15-21
arasında değişmekteidi. Yani, bu dört ol- gumuzda sol ventrikül
fonksiyonlarıbelirgin derecede
bozulmuştu.
Cerrahi
girişim sırasındaventriküler sep- tal defektin
beşolguda apikal, bir olguda ise anteroa- pikal
yerleşim gösterdiği saptandı(Tablo 2).
Olgulanmızın,
geçirdikleri AMI ile P!VSD
tanısıal-
maları arasında
geçen süre en az 2. en çok 60 gün olup, ortalama 30 gündür . AMI cerrahi
girişim arasındageçen süre ise en az 3, en çok 75 gün olup, ortalama 45.5 gündür.
(PlVSD
tarusıkonulan her olguya mümkün olan en
kısa
sürede, cerrahi
girişim uygulanmalıdır.)Olgul-
larımızda,
klasik biçimde kardiyopulmoner bypass'a girildi ve ortalama 25°C ile 28°C
arasındasistemik
soğutma,
intrapc:rikardiyal
soğukserum ile topikal
~oğutma yapıldı.
Aortaya kross klcmp konulduktan
ı;onra
10 ml/kg olarak
soğukkristalloid kardiyoplcji ile
başlanıp,her 20 dakikada bir
soğukpotasyumlu kan kardiyoplejisi verilerek miyokard
koruması yapıldı.Olgularımızın
tUmünde
PİVSD'ye infarkılıduvar üzerinden uygulanan sol ventrikUlotomi ile
ulaşıldı.Bir olguda, PIVSD teflon plejit destekli tck tck kon- ulan U
diki~lerleprimer
kapatıldı. Diğer be~olguda,
PİVSDteflon yama ilc
kapatıldı.Teflon yama, septu- rnun sol ventrikül
tarafındakalacak ve PIVSD'yi örtecek
şekilde yerleştirildi.PlVSD
yanısırasol ven- trikül
anevrizmasısaptanan
beşolgulardan birine anevrizmektomi, dördüne apikal plikasyon
yapıldı.Anevrizmektomi
yapılanbir olgu ve apikal plikasyon uygulanan üç olguya
aynızamanda scptoplasti
yapıldı. Ayrıca, beş
olguya, koroner artericrindeki 42
S ep to·
LİMAilc Sa fen ve ni DI
~terplastl bypass Ilc bypass
2'1i 2'1i
+ +
3'lü+ +
+
+
!'liLAD'ye
3cm.açık cndaıte-
rektomi ve patch plasti
darlıklar
nedeni ile aorto-kor oner bypass
girişimindebulunuldu.
Bunlarınikisinde sol anterior desenden ar- tere, sol internal
ınamınariaarter (LlM A) grcfti kul-
laruldı.
Bir olguda sol antcrior desenden artere 3 cm.
uzunlukta
açıkendarterektömi ve safen patchplasti üzerine tekli safen bypass
yapıldı(Tablo 3).
Olgularda en
kısaTPZ (total perfüzyon zamaru) 91 dk., en uzun TPZ 230 dk. olup, ortalama 149
dk.dır.En
kısaAKKZ (aortik kross kle mp zamaru) 49 dk., en uzun AKKZ 110 dk. olup, ortalama 73
dk.dır.BULGULAR
Kardiyopulmoner bypasstan
çık1şta,iki olguya inat - ropik destek uygulanm. Hiçbir olguda intraaonik bal- on
pompası(IAMP)
kullanımınagereksinim duyul-
madı.
Inotropik destek ile
çıkaniki olgudan biri 10 gün,
diğeri2 gün süre ile bu
desteğegereksinim gösterdiler. Birincisi, postopc ratuar 18. gün, ikincisi ise postoperatuar 13. gün
şifaile taburcu edildile r.
PlVSD
onarımı,anevrizm ektomi ve septoplasti ile birlikte üçlü aorto-koroner bypass
yapılanbir olgu- da, postope ratuar birinci gün
düşükkalp debisi tab- losu gelişti. İnotropik destek başlandı. Giderek böb- rek
fanksiyonlarındabozulma gözlendi. Postope ra- tuar 17. gün stern um
aynamasınedeni ile revizyona
alınarak
stcrnum fiksasyonu
yapılm.Hasta, sistem
fonksiyonlarındaki
ileri derecede bozulmalar ve
düşükkalb debisi nedeni ile postopcratuar 21. günde kay- bedildi. Öteki üç olguda, yoğun bakım dönemi bir özelliklik göstermedi ve pos toperatuar 10 ila 12.
günlerde
şifaile taburcu edildiler. Hastane mortalite- si, kaybedilen 1 olgu nedeni ile % 16.7'dir.
Uzun dönem takiplcrinde, PİYSD'si teflon ple jitli U
dikişlerle
primer
kapatılanolguya, postoperatuar
ı.A. Sarıtaş ve ark. Postinfarktüs Ventriküler Septal Defekt
yılda kontrol anjiografisi yapıldı. Önemsiz derecede
sol-sağ geçiş
görüldü. Halen postoperatuar 6.
yıldaolan bu olgu NYHA
sınıflamasınagöre II'de idi.
1989
yılıiçinde cerrahi
girişimdebulunulan üç olgu- nun postoperatuar 2. aydaki kontrolleri
yapılmışolup, tümü NYHA
sınıflamasınagöre
sınıfITdedirler.
TARTIŞMA
İnterventriküler septumun rüptürü AMİ'nün nadir bir komplikasyonudur. 1942'den 1979'a kadar olan dönemde yapılan postrnortem çalışmalar, AMİ olgu-
larında
perforasyon insidensinin % 1,3-2
oranında olduğugösterdi. Erkeklerde
kadınlardandaha
sıkgörülür. Oran 3:2'dir. En
sık rastlandığı yaşlar44 ile 81 arası olup, ortalama 62'dir
(2).Olgularımızda or- talama
yaş53.6 olarak
bulunmuştur.PIVSD en
sıkolarak, anterior desandan korone r arte- rin daralma veya
tıkanmasına bağlıve bütün tabaka-
ları ~utan
bir anterior MI geçiren
olguların% 60 ka-
darı
nda ventriküler septumun ön veya apikal bölümüııde dir. PİVSD'li olguların yaklaşık % 20'sinde, posterior desandan koroner arter lezyonu ve inferior MI vardır ve PİVSD, septumun posterior veya inlet bölümünde
yerleşmiştir.Özellikle posterior yerleşimi PİVSD'ye, papiller adele infarktüs veya disfonksiyonuna
bağlıönemli mitral kapak yetmezliği eşlik edebilir 0). Olgu- larımızdan beşinde PİVSD apikal yerleşim, birinde ise antroapikal
yerleşimgöstermekteydi.
PİVSD,
genellikle
AMİ'densonraki ilk hafta içinde ortaya
çıkmaktadır.Kitarnura, operasyon
geçirmiş62 olgunun
değerlendirmesinde,rüptürün, infarktüsü iz- leye n 24 saat ilc 23. gün
arasında,ortalama 8 gıin sonra ortaya çıktığını gösLcrdi. AMİ'nü i:dcycn 1-23 gun :sonra
venırikülerseptal rüptür
gelişenhas- tada. klasik olarak
anı bırüfürüm
başgösterir.Bu üfilrüm.
olguların%
90'ında işitilirve kalite olarak
;;ert.
haşin,zaman olarak holo sistoliktir. Ve genel- likle be lirgin bir hemodinamik bozulma ile birlikte- dir.
Olgularıno/n 50'sinde palpe edilebilen bir tril mcv(;uttur. Ventriküler septal rüptürü. kardiak debide de ciddi bir azalma izler. Erken ölüm
sıkur. Olaydan sonraki ilk 24 saatte ölüm
oranı% 25, ilk haftada
% 50
dolayındadır. İkihalta sonunda hayatta kalan-
ların oranı ise %20'den daha azdır. Ölüm riski, septal perforasyondan hemen sonra en yüksektir ve giderek
azalır.
Cerrahi tedavi uygulanan ve
yaşayanolgu-
ların,
5
yıllıkhayatta kalma
oranıMassachusettes General Hospital serisinde % 81 , Guardini ve arka- daşlarının raporunda % 89 olarak bildirilmiştir
(2).Cerrahi tedavi
görmüşve
yaşayan olguların çoğunluğundafonksiyonel kapasite iyidir.
Massachusettes Gene ral Hospital serisinde cerrahi te- davi
uygulanmışve
yaşayan olguların% 42'si NYHA Class l'de, % 53'ü NHYH Class II'de yer almaktadır
(2),Erken veya geç postoperatif dönemde,
olguların%
10-25'inde residüel VSD görülmektedir.
Olgulanmızdan
birinde geç postoperatir dönemde residüe l VSD'ye
rastlanmıştır(%16.7).
Günümüzde mümkün olan en
kısasürede,
hastalarınoperasyona
alınmasıönerilmektedir.
Artık,tedavinin
tıbbi
mi yoksa cerrahi mi
olacağındançok, cerrahi girişimin zamanlanması tartış ılmaktadır < 3). Önceleri erken cerrahi
girişiminteknik güçlükleri üzerinde du-
rulmaktaydı (5,6).
Son
yıllarda,cerrahideki
gelişmeler, sözgelimi transinfarclion
yaklaşım, yamanıninterventriküler septumun sol yüzüüne
yerleştirilmesi, ventrikül
boşluğununbüyük ölçüde
azaltılmaktan
kaçınılması,miyokard koruma yöntem- lerinin
iyileşmcsi,inotropik destek ve IABP kulla-
nımındaki gelişmeler
erken cerrahi
onanmınsonuç-
ları
üzerinde olumlu etkiler
yapmıştır(Tablo 4).
Erken cerrahi
girişimin yararlarınıgösteren, bu tek- nik
gelişmelere karşın,mortalite
oranı,kanama so-
runları
ve rek ürran VSD
oranıyüksek
kalmaktadır.Bu sorunlar,
varılan noktanınyeterli
olmayııp,daha fazla teknik
gelişmenin gerekliliğiniortaya
koymaktadır (3,8).
T:ıblo 4. Cerrahi girişimin başarısını yükselten
!!elişmeler
1. Transinfarction yaklaşım
2. Lıtcrvcntriküler scptumun sol yüzüne patch (yama)
yerleştirilmesi
3. Vcntrikül bo~luğunu büyük ölçüde azaltmaktan
kaçınılması
4. Myokard koruma yöntemlerinin gelişınesi
5.
!notropik destck ve li\ 13P kullanımındaki gelişmeler43
Tablo 5. Ce rrahi
girişimin sonuçlarınıetkileyen faktörler
!.
P!VSD
oluşumu Uccerrahi
girişim arasındakisüre 2.
Uygularıarıcerrahi teknik
3. Sol ve
sağventrikül
performansları4. Diğer
sistemlerin durumu
Yamanın
interve ntrikülcr septunum sol
tarafına yerle~Lirilmesi.septumun nek rotik
kısmının çıkarılınasıgereksinimini ve daha büyük bir rckürran VSD
tcşckkülünü l~nlcr. Sağvcn trikülde n daha yüksek
sıstolik basıncasahip sol vcntrikül
tarafına yerleştirilenyama, tck yön lü bir valvc gibi
işlevgörerek küçük bir s ütür
açılınasıolsa dahi,
sol-sağ geçişeengel olur
(3, 9, 10).Olgulanla. sol
vcnLrikiiloınoli kapatılırken,sol ven- trikül hacminin
aşırıküçülmesi önlenmcye ve sol vemrikülün esas biçimi korunm aya çalışıldı
(4,7).PIVSD
olgularının,erken dönem mortalitesinin çok yüksek
oluşuve
hızla gelişen düşükkalb deb isine
bağlı
multi pt sistem
işlevierindekibozulmalar nede- niyle , e rke n cerrahi
girişimletedavi s i gerekli dir.
Cerrahide ki
gelişmelerin yanısırabu konuda giderek
arı.an
deneyimler ve ilerleyen teknoloji daha
başarılıso nuçlar elde edilmesini
sağlamaktadır(Tablo 5).
Sonuç olarak PIVSD
olgularına, olabildiğinceer- ken cerrahi
girişim uygulamasıve bu
girişimes-
44
Türk Kardiyol Dern. Ar
ş.19:41-44, 1991
nasında