• Sonuç bulunamadı

Transüda-Eksüda Ayrımında Plevral Sıvı Psödokolinesteraz Düzeyinin Tanısal Değeri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Transüda-Eksüda Ayrımında Plevral Sıvı Psödokolinesteraz Düzeyinin Tanısal Değeri"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Plevral Sıvı Psödokolinesteraz Düzeyinin Tanısal Değeri

Faruk ÖZER*, Fikret KANAT*, Abdülcelil KALEM*, Oktay İMECİK*

* Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, KONYA

ÖZET

Bu çalışmaya, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ile İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nda 1999-2000 yılları arasında yatırılarak tetkik edilen plörezili 80 olgu ve kontrol grubu olarak seçilen 30 sağlıklı birey alındı. Plörezili olgular tanılarına göre transüda ve eksüda olmak üzere iki grupta incelendi. Transüda ve eksüda gruplarında ortalama plevra sı- vısı psödokolinesteraz düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p< 0.001). Ortalama plevral sıvı/serum psödokolinesteraz oranı da gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekteydi (p< 0.001). Eksüdatif sıvı- ların ayırt edilmesinde plevral sıvı psödokolinesteraz düzeyinin sensitivitesi ve spesifisitesi %100 olarak saptandı. Plevral sı- vı/serum psödokolinesteraz oranının sensitivite ve spesifisitesi ise sırasıyla %90 ve %87 idi. Sonuç olarak, plevral sıvıların transüda-eksüda ayrımında plevral sıvı psödokolinesteraz düzeyi ve plevral sıvı/serum psödokolinesteraz oranının, tanısal değeri yüksek ve kullanılabilir bir parametre olduğu kanısına varıldı.

Anahtar Kelimeler: Plevral efüzyon, transüda, eksüda, psödokolinesteraz.

SUMMARY

Diagnostic Efficiency of Pseudocholinesterase Level in Discrimination of Transudates-Exudates

In this study, 80 cases with pleural effusion hospitalized at the departments of Chest Diseases and Internal Medicine in the Medical School of Selcuk University, and 30 healthy people as control group were studied. Regarding to the diagnosis, ple- ural fluids were classified into two groups as follows; transudates and exudates. Difference between the mean pleural pseud ocholinesterase levels of transudates and exudates was statistically significant (p< 0.001). Similar significance was also obta- ined in the mean pleural fluid/serum pseudocholinesterase ratios of the groups (p< 0.001). In determination of exudative flu- ids both sensitivity and spesificity of the pleural fluid pseudocholinesterase level was 100%. Sensitivity and spesificity of the pleural fluid/serum pseudocholinesterase ratio were 90 and 87%, respectively. We have concluded that pleural pseudocho- linesterase level and pleural fluid/serum pseudocholinesterase ratio can be used as a parameter with high diagnostic effi- ciency in discrimination of pleural effusions as exudates and transudates.

Key Words: Pleural effusion, transudate, exudate, pseudocholinesterase.

Yazışma Adresi (Address for Correspondence):

Dr. Fikret KANAT, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, 42080, Meram, KONYA - TÜRKİYE

e-mail: fkanat@selcuk.edu.tr

(2)

Plörezi, plevra aralığında anormal sıvı birikimi olarak tanımlanan ve sık rastlanan bir klinik tab- lodur. Plevranın primer hastalıkları yanında pul- moner, ekstrapulmoner veya sistemik hastalık- lar sonucu gelişebilir. Etyolojinin çok çeşitli ol- ması nedeni ile plevral efüzyon saptandığında yapılacak ilk işlem torasentez olmalı ve sıvının biyokimyasal analizi ile transüda ya da eksüda ayrımı yapılmalıdır. Transüda-eksüda ayrımı, plörezilerin oluşumunda rol oynayan patogene- tik mekanizmaların anlaşılmasına ve farklı me- kanizmaların katkısı ile gelişen plörezilerin etyo- lojik nedenleri arasında ilk ayrımı yapabilmemi- ze olanak sağlar (1-3).

Transüda-eksüda ayrımı için günümüzde genel kabul gören Light kriterleri yaygın olarak kulla- nılmaktadır (4). Light kriterleri eksüdaların belir- lenmesinde yüksek sensitivitelerine karşın önemli sayılabilecek oranda transüdanın yanlış sınıflamasına neden olabilmektedir. Plörezilerin ayırıcı tanısında daha başlangıçta yapılacak böylesi bir yanlışlık gereksiz incelemeler nedeni ile zaman kaybına, mali yük artışına ya da yan- lış tedavilere neden olabilmektedir.

Light kriterlerinin, eksüdaların ayırt edilmesinde sensitivitesi çeşitli çalışmalarda ortalama %98 olarak bildirilmiştir (5). Ancak yüksek sensitivi- tesine rağmen Light kriterlerinin spesifisitesi da- ha düşük olup, transüdaların %10-30’unu yanlış sınıflamaktadır (6,7). Bu nedenle transüda-ek- süda ayrımında kullanılabilecek özellikle spesifi- sitesi daha yüksek dolayısıyla yanlış sınıflama olasılığını azaltacak başka parametrelerin belir- lenmesine yönelik çok sayıda araştırma vardır (6-14). Ancak bu parametrelerin tanısal değeri ile ilişkili veriler birbirleriyle uyum gösterme- mektedir (6-11,15). Bu nedenle transüda ve ek- süda niteliğindeki sıvıların kesin ayrımına yöne- lik olası yeni parametreler üzerinde araştırmalar süregelmektedir.

Psödokolinesteraz, tüm memelilerin çoğu doku- larında ve serumunda saptanmış olan bir enzim- dir (16,17). Biyolojik rolü henüz kesin olarak bi- linmemekle beraber, lipid ve lipoprotein meta- bolizması üzerinde etkili olduğu ileri sürülmüştür (18,19). Son yıllarda bazı araştırmalarda plevral sıvı kolinesteraz düzeyi ölçümünün transüda-ek-

süda ayrımındaki tanısal değeri incelenmiştir (20-22). Çalışmamızın amacı, farklı nedenlerle oluşan plörezilerdeki plevral sıvı psödokolineste- raz düzeylerini araştırmak ve plevral sıvı kolines- teraz düzeyi ölçümünün transüda-eksüda ayrı- mındaki tanısal değerini belirlemektir.

MATERYAL ve METOD

Çalışmada, 1999-2000 yıllarında Selçuk Üniver- sitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ile İç Has- talıkları Anabilim Dalı’nda yatırılarak tetkik edi- len 104 plörezi olgusu ve kontrol grubu olarak seçilen 30 sağlıklı birey yer aldı.

Olguların her birisinde, fizik muayene ve radyo- lojik incelemeyle plörezi saptandı ve plevra ponksiyonu ile efüzyon varlığı doğrulandı. Tora- sentez ile alınan plevral sıvıda rutin biyokimya- sal, mikrobiyolojik ve sitolojik incelemeler yapıl- dı. Plevral sıvı eksüda özelliğinde olan hastaların hepsine plevra iğne biyopsisi uygulandı. Altta yatan hastalığın tanısı için aşağıda belirtilen kri- terler arandı:

• Tüberküloz plörezi: Plevral sıvı ve/veya plevra biyopsisi materyalinde saptanan Mycobacteri- um tuberculosis kültür pozitifliği veya plevra bi- yopsisinde kazeifiye granülomların varlığı.

• Malign plörezi: Plevral sıvı veya plevra biyop- sisi örneklerinde malign hücrelerin görülmesi.

• Parapnömonik plörezi: Akut ateş, pürülan bal- gam ile birlikte akciğer grafisinde antibiyotiğe yanıt veren infiltrasyonların varlığı ve diğer ne- denlerin ekarte edilmesi.

• Konjestif kalp yetmezliği: Uygun anamnez ve fizik muayene bulguları yanında diüretik tedavi ile düzelen akciğer grafisinde kardiyomegali, dolgun juguler venler, periferik ödem ve birlikte bulunabilecek diğer plevral sıvı nedenlerinin ekarte edilmesi.

• Kronik böbrek yetmezliği: Periferik ödem, pro- teinüri, hipoalbuminemi ile birlikte serum üre ve kreatinin değerlerinin yüksek olması ve diğer plevral sıvı nedenlerinin ekarte edilmesi.

• Karaciğer sirozu: Karaciğer biyopsisinde histo- lojik olarak ispatlanmış parankim hasarı ile bir- likte hipoalbuminemi, portal hipertansiyon, ba- tında asit varlığı ve diğer plörezi nedenlerinin ekarte edilmesi.

(3)

Çalışmada yer alan olgular tanılarına göre iki gruba ayrıldı:

1. Transüdalar: Bu grupta konjestif kalp yetmez- liği, karaciğer sirozu ve kronik böbrek yetmezli- ği tanısı alan olgular yer aldı.

2. Eksüdalar: Bu grupta parapnömonik ve tü- berküloz plörezi, malignite kaynaklı plörezili ol- gular yer aldı.

Çalışmaya alınan olgulardan eş zamanlı plevral sıvı ve periferik venöz kan ile kontrol grubundan periferik venöz kan örnekleri alındı. Alınan kan örnekleri pıhtılaşmaya bırakılıp serumları ayrıldı.

Plevral sıvı örnekleri +4°C’de 1000 g (2500 de- vir/dakika), 15 dakika süre ile santrifüj edildik- ten sonra süpernatanlar çalışma için ayrıldı.

Plevral sıvı ve serum örnekleri çalışma anına ka- dar -80°C’de saklandı. Plevral sıvı ve serum ör- neklerinde total protein, laktat dehidrogenaz (LDH) ve psödokolinesteraz düzeyleri topluca ölçüldü. Ölçümler Selçuk Üniversitesi Tıp Fakül- tesi Biyokimya Anabilim Dalı laboratuvarlarında gerçekleştirildi. Psödokolinesteraz düzeyleri öl- çümünde enzimatik kolorimetrik yöntemle çalı- şan “Monotest Kolinesteraz Boehringer Mannhe- im” marka ticari kitler kullanıldı.

Çalışmanın istatistiksel değerlendirmeleri bilgi- sayar ortamında “SPSS for Windows 10.0” ista- tistik programı aracılığı ile yapıldı. Sonuçlar or- talama standart sapma olarak ifade edildi. Çok- lu grupların karşılaştırılmasında Kruskal-Wallis varyans analizi kullanıldı. p< 0.05 olduğu du- rumlarda post-Hoc olarak Bonferroni düzeltmeli Mann-Whitney U testi yapıldı. Parametrik koşul- ların sağlanabildiği durumlarda t-testi yapıldı.

Psödokolinesterazın transüda-eksüda ayrımın- daki tanısal değeri sensitivite ve spesifisite ile belirlendi. Bu amaçla en uygun “cut-off” nokta- sının tespitinde “Receiver Operating Characte- ristic (ROC) Eğrisi” analizi kullanıldı. İstatistiksel değerlendirmelerde anlamlılık sınırı p< 0.05 ka- bul edildi.

BULGULAR

Çalışma sırasında 104 plörezili olgu değerlendi- rildi. Olgulardan plörezi nedenleri kesin olarak saptanamayan ya da birden fazla olası neden bulunan 24’ü çalışma kapsamı dışında bırakıldı.

Çalışmaya yaşları 17-83 (ortalama 51) arasında değişen 36’sı kadın, 44’ü erkek toplam 80 olgu dahil edildi. Kontrol grubunda yer alan 30 bire- yin yaşları 21-62 (ortalama 35) arasında olup 15’i kadın, 15’i erkekti. Çalışmaya alınan olgu- larda saptanan plörezi nedenleri Tablo 1’de top- luca görülmektedir.

Çalışmamızda ortalama serum psödokolineste- raz düzeyi eksüda grubunda 163.4 ± 35.6 U/L, transüda grubunda 114.3 ± 41.3 U/L ve kontrol grubunda 175.1 ± 43.5 U/L olarak bulundu. Ek- süda ve kontrol grubunda saptanan ortalama serum psödokolinesteraz düzeyi transüda gru- bundaki ile karşılaştırıldığında anlamlı farklılık göstermekteydi (Tablo 2).

Eksüda grubunda yer alan olgularda 81.1 ± 21.4 U/L olarak saptanan ortalama plevral sıvı psö- dokolinesteraz düzeyi, transüda grubunda sap- tanan 25.6 ± 7.8 U/L’lik değere göre anlamlı de- recede yüksekti. Ortalama plevral sıvı/serum psödokolinesteraz oranı eksüda ve transüda gruplarında sırasıyla 0.51 ± 0.13 ve 0.26 ± 0.16 olup, ikisi arasındaki fark istatistiksel olarak an- lamlıydı (Şekil 1).

Light kriterlerine göre değerlendirildiğinde tran- süda grubunda yer alan olguların dokuzunda plevral sıvı örnekleri eksüda olarak sınıflandırıl- dı. Bu durumda çalışmamızda Light kriterlerinin sensitivitesi %100, buna karşın spesifisitesi %70 olarak gerçekleşti.

Plevral sıvı psödokolinesteraz düzeyi için 42.0 U/L sınır değer olarak belirlendiğinde, hem tran-

Tablo 1. Olgularımızda saptanan plörezi neden- leri.

Olgu sayısı

Transüdalar 30

Konjestif kalp yetmezliği 18

Karaciğer sirozu 10

Kronik böbrek yetmezliği 2

Eksüdalar 50

Malign plörezi 19

Tüberküloz plörezi 18

Parapnömonik efüzyon 13

(4)

südatif hem de eksüdatif sıvıların tümü doğru olarak sınıflandırıldı. Buna göre eksüda niteliğin- deki plevral sıvıları transüda niteliğinde olanlar- dan ayırt etmede plevral sıvı psödokolinesteraz düzeyi ölçümünün gerek sensitivitesi gerekse spesifisitesi %100 olarak gerçekleşti. Plevral sı- vı/serum psödokolinesteraz oranı için 0.33’ten büyük değerler eksüda kabul edildiğinde, eksü- daların beşi, transüdaların dokuzu yanlış sınıf-

landırıldı. Plevral sıvı/serum psödokolinesteraz oranı tayininin transüda-eksüda ayrımındaki sensitivitesi %90, spesifisitesi ise %86.7 olarak saptandı (Tablo 3). Plevral sıvı psödokolinesteraz ve plevra/serum psödokolinesteraz düzeyinin ek- süda-transüda ayrımındaki tanısal değerlerini gösteren ROC eğrisi Şekil 2’de gösterilmiştir.

TARTIŞMA

Kolinesterazlar asetilkolini asetik asit ve koline parçalayarak sinirsel uyarının sonlandırılmasını sağlarlar (23). Kolinesterazlar grubunda asetil- kolini hidrolize etme yeteneğine sahip birbirine yapısal yakınlığı bulunan iki önemli enzim var- dır. Bunlardan biri asetilkolin asetil hidrolaz ya da geleneksel adı ile gerçek asetilkolinesteraz, diğeri ise geleneksel adı psödokolinesteraz olan açilkolin açil hidrolazdır. Psödokolinesterazın ayırdedici özelliği asetilkolin yanında benzoilko- lini de hidrolize etmesine karşın hidrolize asetil- ß-metilkolini etmemesidir (16,24). Eritrosit ve sinir dokularında bulunan gerçek kolinesteraz- dan ayırmak üzere psödokolinesteraz olarak ad- landırılır (25). Sinir dokularında çok az bulun- masına karşın çoğu memeli türünün serumu ya- nında çoğu dokularında saptanmıştır (16,17).

Başlıca karaciğerde sentezlenen psödokolines- terazın biyolojik rolü kesin bilinmemekle beraber lipid ve lipoprotein metabolizmasında rol oyna- 90

Transüda Eksüda

80 70 60 50 40 30 20 10

0 Plevral sıvı psödokolinesteraz

(U/L)

Plevral sıvı/serum psödokolinesteraz

(x 100)

Şekil 1. Çalışma gruplarında saptanan ortalama plev- ral sıvı psödokolinesteraz düzeyleri ve plevral sıvı/se- rum psödokolinesteraz oranları.

Tablo 2. Çalışmamızda saptanan ortalama serum ve plevral sıvı psödokolinesteraz düzeyleri ile ortalama plev- ral sıvı/serum psödokolinesteraz oranları.

Grup Serum (U/L) Plevral sıvı (U/L) Plevral sıvı/serum

Eksüda 163.4 ± 35.6* 81.1 ± 21.4* 0.51 ± 0.13*

Transüda 114.3 ± 41.3 25.6 ± 7.8 0.26 ± 0.16

Kontrol 175.1 ± 43.5

* Transüda grubu ile karşılaştırıldığında p< 0.01.

Tablo 3. Eksüdatif plevral sıvıların transüdatif sıvılardan ayırt edilmesinde plevral sıvı psödokolinesteraz düze- yi ölçümünün tanısal değeri.

Sensitivite (%) Spesifisite (%) PPD (%) NPD (%) Tutarlılık (%)

Plevral sıvı psödokolinesteraz > 42.0 U/L 100 100 100 100 100

Plevral sıvı/serum psödokolinesteraz > 0.33 90.0 86.7 91.8 83.8 88.7

Light kriterleri 100 70 84 100 88

PPD: Pozitif prediktif değer, NPD: Negatif prediktif değer.

(5)

dığı düşünülmektedir (18,19). Psödokolineste- raz düzeyleri siroz, viral hepatit, hepatik konjes- yon, metastatik kanserler, amip apseleri gibi ka- raciğer hastalıklarında azalır. Düşük serum dü- zeyleri ayrıca malnütrisyon, anemi, miyokard in- farktüsü, konjestif kalp yetmezliği, akut infeksi- yonlar ve dermatomiyozit gibi hastalıklarda da bildirilmiştir (16,26). Gerek karaciğer gerekse karaciğer dışı hastalıklarda kolinesteraz düzeyi düşüklüğü genellikle hipoalbuminemi ile birlik- tedir. Bu nedenle düşük psödokolinesteraz sevi- yesinin bozulmuş hepatik protein sentezini gös- terdiği belirtilmiştir (25).

Yaklaşık 20 yıl önce Cabrer, plevral sıvıda koli- nesteraz aktivitesini araştırmış, transüdatif ve eksüdatif sıvılarda ortalama kolinesteraz düzey- leri arasında anlamlı farklılıklar saptamıştır (27).

Daha sonra 1996 yılında Garcia-Pachon, plevral sıvı kolinesteraz düzeyi ölçümünün transüda-ek- süda ayrımındaki değerini araştırmıştır (20). Bu çalışmada, serum normal limitinin 1/10’unun üzerindeki değerlerin eksüda olması koşuluyla transüdaların %23’ünün, eksüdaların %4’ünün yanlış sınıflandırıldığını bildirmiştir. Adı geçen

çalışmada plevral sıvı/serum kolinesteraz oranı transüdalarda 0.16 ve eksüdalarda 0.49 olarak bildirilmiştir. Eksüdalar için > 0.23 “cut-off” de- ğeri ile tüm eksüdalar doğru sınıflandırılırken, transüdaların %5.7’si yanlış sınıflandırılmıştır (20).

Romero ise Light kriterlerini farklı parametreler- le karşılaştırdığı çalışmasında, 1390 U/L üzeri eksüda kabul edildiğinde plevral sıvı kolineste- raz düzeyi ölçümünün, eksüdaların ayırt edilme- sinde sensitivitesinin %91, spesifisitesinin %77 olduğunu bildirmektedir (21). Bu çalışmada plevral sıvı/serum kolinesteraz oranı 0.27 “cut- off” değeri ile %2 oranında sensitivite, %79 ora- nında spesifisiteye sahiptir.

Gürbüz ve arkadaşları, transüdaların ortalama plevral sıvı psödokolinesteraz düzeyini 1998 U/L, ortalama plevral sıvı/serum psödokolines- teraz oranını 0.22 olarak bulmuşlardır (28). Bu değerler, eksüdalarda ise sırasıyla 4947 U/L ve 0.52 olarak bildirilmiştir. Transüda-eksüda ayrı- mında 2352 “cut-off” değeri ile plevral sıvı psö- dokolinesteraz düzeyinin sensitivitesi %77, spe- 100

100-spesifisite ROC Curve

Sensitivite

75

50

25

0

25 50 75 100

Plevral sıvı/serum Plevral sıvı

Şekil 2. Farklı “cut-off” değerlerine göre plevral sıvı psödokolinesteraz düzeyi ve plevral sıvı/serum psödokolines- teraz oranının eksüda-transüda ayrımında tanısal değeri.

(6)

sifisitesi %74 olarak bulunmuştur. Plevral sı- vı/serum psödokolinesteraz oranının ise 0.26

“cut-off” değeri ile %100 sensitivite, %74 spesifi- siteye sahip olduğu bildirilmiştir.

Çalışmamızda Light kriterleri ile eksüdatif sıvıla- rın hepsi doğru sınıflandırılırken, transüdatif sıvı- ların dokuzu yanlışlıkla eksüda olarak sınıflandı- rılmıştır. Bu bulgulara göre çalışmamızda Light kriterlerinin eksüdatif sıvıların ayırt edilmesinde- ki sensitivitesi %100, spesifisitesi %70 olarak gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada ortalama plev- ral sıvı kolinesteraz düzeyi, eksüda grubunda 81.1 U/L, transüda grubunda 25.6 U/L olarak bulun- muş olup, iki değer arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık saptanmıştır. Plevral sıvı kolines- teraz düzeyinin 42 U/L’den yüksek olduğu olgular eksüda kabul edildiğinde, transüda ve eksüdala- rın tamamı doğru sınıflandırılmıştır.

Ortalama plevral sıvı/serum kolinesteraz oranı bizim çalışmamızda eksüdatif plörezilerde 0.51, transüdalarda ise 0.26 olarak saptanmıştır. Plev- ral sıvı/serum kolinesteraz oranı için 0.33 “cut- off” değeri ile eksüdaların ayırt edilmesinde sen- sitivite %90, spesifisite %86.7 olarak hesaplan- mıştır. Çalışmamız daha önceki çalışmalarda ol- duğu gibi eksüdatif plevral sıvılarda ortalama kolinesteraz düzeyinin transüdalarla karşılaştırıl- dığında daha yüksek olduğunu doğrulamıştır.

Bu çalışmamızda öncekilerden farklı olarak plevral sıvı kolinesteraz düzeyi ölçümünün 42 U/L “cut-off” değeri ile %100 spesifisite ve sen- sitivite gösterdiği ortaya çıkmıştır. Çalışmamızda Light kriterleri ile yanlış sınıflandırılan dokuz ol- gunun tamamının bu parametre ile doğru sınıf- landırılabildiği görülmüştür. Bu bulgu plevral sı- vı kolinesteraz ölçümünün transüda-eksüda ay- rımında önerilen diğer çeşitli parametrelere göre de üstün olduğu izlenimini doğrulamaktadır. Bi- zim bulgularımız her ne kadar diğer çalışmalar- daki verilere göre farklılık gösterse de bu para- metrelerin transüda-eksüda ayrımında ilgi çekici ve değerlendirilmesi gerekli bir sonuç olduğu anlaşılmaktadır.

Çalışmamızda plevral sıvı/serum kolinesteraz oranının sensitivitesi Garcia-Pachon’un bildirdi- ğine göre daha düşük, spesifisitesi ise yaklaşık olarak aynı düzeydedir (20). Romero’nun çalış-

ması ile karşılaştırıldığında ise yaklaşık eşit sen- sitivite ve daha yüksek spesifisite söz konusudur (21). Bu durumda plevral sıvı/serum kolineste- raz düzeyinin de değerlendirilebilir ölçekte spesi- fisiteye sahip olduğu görülmektedir. Bu para- metre Light kriterlerinin doğru sınıflandırdığı beş eksüdayı transüda olarak yanlış sınıflandırmıştır.

Plevral sıvı/serum psödokolinesteraz oranı Light kriterleri ile yanlış sınıflandırılan dokuz transüda- nın ise doğru sınıflandırıldığı ancak doğru sınıf- landırılan dört olgunun ise yanlış sınıflandırıldığı görülmektedir.

Çalışmamızda önceki çalışmalara göre farklılık gösteren sonuçlardan bir diğeri de plevral sı- vı/serum kolinesteraz oranına göre plevral sıvı kolinesteraz düzeyinin tanısal değerinin daha yüksek olmasıdır. Çalışmamızda plevral sıvı psödokolinesteraz düzeyi ölçümünün, transüda- eksüda ayrımında kullanılabilir derecede tanısal değeri olduğunu göstermektedir.

Çalışmamızda hiçbir olguda plevral sıvı psödo- kolinesteraz düzeyi, serum psödokolinesteraz düzeyinden yüksek bulunmamıştır. Bu durumda plevral sıvı psödokolinesteraz aktivitesinin plaz- ma kaynaklı olduğu söylenebilir. Eksüda grubu ile kontrol grubunda saptanan ortalama serum psödokolinesteraz konsantrasyonu arasındaki fark anlamlı değilken, transüda grubunda sapta- nan ortalama değer kontrol ve eksüda grubuna göre anlamlı derecede düşüktür.

Transüda grubunda yer alan olgulardaki plörezi nedenlerinin aynı zamanda serum psödokolines- teraz aktivitesinde azalmaya yol açması bu grupta saptanan düşük ortalama serum psödo- kolinesteraz düzeyinin nedeni olarak kabul edile- bilir. Bu durum, plevral sıvı psödokolinesteraz aktivitesinin plazma kaynaklı olduğu görüşünü desteklemektedir. Nitekim çalışmamızda transü- da grubunda saptanan ve eksüda grubuna göre anlamlı derecede düşük bulunan plevral sıvı or- talama kolinesteraz düzeyi muhtemelen serum değerlerindeki azalmaya bağlıdır.

Sonuç olarak; çalışmamız, plevral sıvı psödoko- linesteraz düzeyinin transüdatif plörezili olgular- da eksüdatif plörezili olgular ile karşılaştırıldığın- da anlamlı derecede düşük olduğunu ve bu dü- şüklüğün serum değerindeki düşüklüğün sonucu

(7)

olduğunu göstermektedir. Çalışmamız ayrıca plevral sıvı psödokolinesteraz aktivitesi ölçümü- nün transüda-eksüda ayrımında Light kriterleri- ne ve bu ayrım için önerilen diğer parametrelere göre tanısal değerinin yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bulgularımız, bu parametrelerin plevral sıvı transüda-eksüda ayrımında kullanı- labileceğini göstermektedir.

KAYNAKLAR

1. Sahn SA. The pleura. Am Rev Respir Dis 1988; 138: 184- 234.

2. Light RW. Diagnostic principles in pleural disease. Eur Respir J 1997; 10: 476-81.

3. Storey DD, Dines DE, Coles DT. Pleural effusions: A diag- nostic dilemma? JAMA 1976; 106: 1209-14.

4. Light RW, MacGregor MI, Luchsinger PC, et al. Pleural ef- fusions: The diagnostic separation of transudates and exudates. Ann Intern Med1972; 77: 507-13.

5. Roth BJ. Evaluating pleural fluid. Chest 1996; 110: 7.

6. Burgess LJ, Maritz FJ, Taljaard JJF. Comparative analy- sis of the biochemical parameters used to distinguish between pleural exudates and transudates. Chest 1995;

107: 1604-9.

7. Valdes L, Pose A, Saurez J, et al. Cholesterol: A useful pa- rameter for distinguishing between pleural transudates and exudates. Chest 1991; 99: 1097-102.

8. Romero S, Candela A, Martin C, et al. Evaluation of dif- ferent criteria for the separation of pleural transudates from exudates. Chest 1993; 104: 399-404.

9. Hamm H, Brohan U, Bohmer R, et al. Cholesterol in the pleural effusions: A diagnostic aid. Chest 1987; 92: 296- 302.

10. Roth BJ, O’mera TF, Crogun WH. The serum-effusion al- bumin gradient in the evaluation of pleural effusions.

Chest 1990; 98: 546-9.

11. Meisel S, Shamisso K. Pleural fluid to serum bilirubin concentration ratio for the separation of transudates and exudates. Chest 1990; 98: 141-4.

12. İmecik O, Özer F, Gök M. Plevra sıvılarında kolesterol ta- yininin transüda-eksüda ayırımındaki yeri. Tüberküloz ve Toraks 1992; 40: 21-6.

13. Uzun K, Vural H, Özer F, et al. Diagnostic value of uric acid to differentiate transudates and exudates. Clin Chem Lab Med 2000; 38: 661-5.

14. Imecik O, Ozer F. Diagnostic value of sialic acid in malig- nant pleural effusions. Chest 1992; 102: 1819-22.

15. Gazguez I, Parcel JM, Vives M. Comparative analysis of Light’s criteria and other biochemical parameters for dis- tinguishing from exudates. Respir Med 1998; 92: 762-5.

16. Taylor P. The cholinesterases. J Biol Chem 1991; 266:

4025-8.

17. Jbilo O, Hemile Y, Talesa V, et al. Acetylcholinesterase and butrylcholinesterase expansion in adult rat tissues and during development. Eur J Biochem 1994; 225: 115-24.

18. Kutty K, Huang S, Kean KT. Pseudocholinesterase in obe- sity: Hyperchaloric diet induced changes experimental obece mice. Experientia 1981; 37: 1141-2.

19. Kutty KM, Redheendran R, Murphy D. Serum cholines- terase: Function in lipoprotein metabolism. Experientia 1977; 33: 420-3.

20. Garcia-Pachon E, Padilla-Navas I, Sanchez JF, et al. Ple- ural fluid to serum cholinesterase ratio for the separation of transudates and exudates. Chest 1996; 110: 97-101.

21. Romero S, Martinez A, Hernandez L, et al. Light’s criteria revisited: Consistency and comparison with new propo- sed alternative criteria for seperating pleural transudates and exudates. Respiration 2000; 67: 18-23.

22. Sevim T, Gungor G, Tahaoglu K. Pleural to serum choli- nesterase ratio in separation of transudative and exuda- tive pleural effusions. Chest 2001; 119: 989-90.

23. Guyton AC. Textbook of Medical Physiology. Philadelp- hia: WB Saunders Company, 1986: 42-59: 545-61.

24. Tietz N. Fundamentals of Chemical Chemistry. 3rd ed.

Philadelphia: WB Saunders Company, 1990: 12-3.

25. Henry JB. Clinical Diagnosis and Management by Labo- ratory Methods. 9th ed. Philadelphia: WB Saunders Company, 285-9.

26. Grisaru D, Sternfeld M, Eldor A. Structural roles of acetylcholinesterase variants in biology and pathology.

Eur J Biochem 1999; 264: 672-86.

27. Cabrer B, Bofill D, Grau A, et al. Valor de la cholinestera- sa en liquido pleural para su diagnostica etiologico. Rev Clin Esp 1978; 150: 183-4.

28. Gürbüz N, Tutluoğlu B, Öcal Z ve ark. Plevral effüzyon- larda kolinesteraz ölçümünün tanısal değeri. İzmir Gö- ğüs Hastanesi Dergisi 1999; 13: 15-23.

Referanslar

Benzer Belgeler

Eksüda özelliğinde plevral efüz- yon yapan üç grupta copeptin düzeyi, transüda özel- liğinde plevral sıvı nedeni olan kalp yetmezliğindeki copeptin düzeyinden anlamlı

Neutrophil Gelatinase-Associated Lipocalin is a New and Sensitive Marker of Kidney Function in Chronic Kidney Disease Patients and Renal Allograft Recipients. Neutrophil

2003 y›l›nda UNESCO'da Somut Olmayan Kültürel Miras›n Korunmas› Sözleflmesinin kabul edilmesinden sonra ulusal düzeyde bu sözleflmenin öngörüle- rini bir bir

TBP ve MP’yi içeren eksudatif lenfositik plörezi grubunda, ADA için daha düşük cut off düzeyi ve yaş faktörünün hesaba katılması bu testin tanısal perfor-

Hazırlamış olduğum bu tezin amacı Franz Schubert’in Flüt ve Piyano için Yazdığı Introduction and Variations Trockne Blumen İsimli Eserinin doğru

[19] Çalışmamızda gerek iskemik kaynaklı gerekse iskemik olmayan KY mevcut hastalarda ortalama homosistein düzeyinin 17.7 µmol/l olarak saptanması, homosisteinin

Dışişleri teknisyenlerinin karşı çıkmasına rağmen, Fah­ rettin Kerim Gökay Hoca'yı bu göreve atadım.. Kendisi­ nin hiçbir zaman ekonomik bir

Risale iki bölümden olu~maktad~r. ~lk bölüm Molla Lutfi konu- sundaki görü~leri kapsamaktad~r ki, bizi ilgilendiren de bu bölümdür. Ikinci bölümde ise, yukar~da