• Sonuç bulunamadı

Sosyal medya kullanımı ile yaşam doyumu arasındaki ilişki: üniversite öğrencileri üzerinde bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2023

Share "Sosyal medya kullanımı ile yaşam doyumu arasındaki ilişki: üniversite öğrencileri üzerinde bir araştırma"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

34

SOSYAL MEDYA KULLANIMI İLE YAŞAM DOYUMU ARASINDAKİ İLİŞKİ:

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA Şükrü Balcı1 ve Mevlüt Can Koçak2

Özet

Sosyal paylaşım ağları; sanal ortamdaki sosyal etkileşimi geliştirmek için dizayn edil- miştir. Bu tür iletişim ortamında kullanıcı, kendi kişisel sayfası üzerinden ilgilerini ortaya koyabilmekte, fotoğraf ve görüntülerini diğer insanlarla paylaşabilmekte ya da kişisel bilgileri hakkında insanlara veri sunabilmektedir. Üyeler birbirlerinin profillerini göre- bilmekte ve e-maile benzeyen mesaj bölümü gibi çeşitli uygulamalar sayesinde karşı- lıklı iletişim kurabilmektedirler. Bu gibi etkileşimler gençlerin ya da yetişkinliğe adım atmakta olanlara, arkadaşlık ya da ilişki için gereksinim duyduğu enformasyonu sağla- mak suretiyle yaşamlarında önemli bir yere sahiptir. İşte bu araştırma üniversite öğren- cileri örneğinde, gençlerin sosyal medya kullanım örüntüleri ile yaşam doyum düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla yürütülmüştür. Saha araştırması yönteminin kullanıldığı bu çalışmada veriler, 500 katılımcıdan yüz yüze anket tekniğiyle toplanmış- tır. Araştırma sonuçları; katılımcıların ortalama düzeyin üstünde yaşam doyumuna sa- hip olduğunu göstermektedir. Erkeklerin yaşam doyum düzeyleri, kadınlara göre daha yüksektir. Üniversite öğrencilerinin yaşam doyum düzeyleri ile haftalık televizyon izleme sıklığı arasında pozitif; internet ve sosyal medya kullanım sıklığı arasında ise negatif yön- de anlamlı ilişki bulunmaktadır. Katılımcıların yaşam doyum düzeyleri arttıkça, günlük sosyal medya kullanım sürelerinde bir azalma dikkat çekmektedir. Yaşam doyumu düşük olanlar, alışkanlık olduğu için daha sık sosyal medya kullanmaktadırlar. Yine araştırma sorularına cevap verenlerin yaşam doyum düzeyleri arttıkça, boş zamanları değerlendir- mek amacıyla sosyal medya kullanım sıklığında bir azalma yaşanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Sosyal Medya, Yaşam Doyumu, Üniversite Öğrencileri

THE RELATION BETWEEN SOCIAL MEDIA USAGE AND LIFE SATISFACTION: A SURVEY ON UNIVERSITY STUDENTS

Abstract

Social networks were designed to improve social interaction in virtual environment. With using these kinds of communication environments; users can introduce their own inter- ests, share photos and videos with others and provide data about their personal infor- mation with others on their personal pages. Members can see each other’s profile and they can communicate with each other with using various applications like messaging part. These interactions have an important place for youths or adolescents for getting information which is used to develop relations or friendship. This study was conducted to show the relation between social media usage patterns and life satisfaction levels of young people in the sampling of university. Survey method was used in this study and data was collected from 500 participants with using face to face questionnaire tech- nique. The result of the study shows that participants have life satisfaction level up to middle. Life satisfaction levels of male are higher than female. There is a positive mean- ingful relation between life satisfaction levels and weekly television viewing frequency of university students. Contrary to this, there is a negative meaningful relation between social media and internet usage frequency of university students. It draws attention that when participants’ life satisfaction level increases, their daily social media usage periods

1. Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi, İletişim Fakültesi, sukrubalci@selcuk.edu.tr 2. Öğr. Gör., Karabük Üniversitesi, Safranbolu MYO,

(2)

35

decrease. People who have low life satisfaction level generally use social media more frequently. When life satisfaction level of participants increases, a decrease happens about social media usage frequency of participants for taking leisure time.

Keywords: Social Media, Life Satisfaction, University Students.

1. Giriş

Kitle medyasının olduğu dönemde kitle iletişim araçları hâkim konumdaydı. Bu dönem, yalnızca azınlıktan çoğunluğa doğru ve yukarıdan aşağıya doğru tek-yönlü bir enformas- yon akışına olanak tanıdığından dolayı daha çok merkeziyetçiydi. Fakat sosyal medya çeşitlenmiş iletişim formlarına imkân tanıdı: azdan aza, azdan çoğa, çoktan çoğa. Kulla- nıcılara daha fazla iletişim imkânı verdiğinden dolayı ve kitle medyasını pasif türdeş se- yircisini aktif ve ilişki içerisinde olan seyirciye dönüştürdüğünden etkileşim halindedir.

İnternetteki iletişim kişilerin kendi yaşamlarını ifade etmesinde fikirlerini kamuyu açık hale gelmesinde ve yaratıcılıklarını bildirmesine olanak tanımaktadır (Fisher, 2014: 129).

Temelde sosyal medya Web 2.0 teknolojileri üzerine inşa edilmiş olup, içeriğinde tüketi- cilerin aktif rol oynadığı internet tabanlı uygulamadır. Web 2.0 teknolojileri geleneksel medya monologlarının, sosyal medya içinde diyaloglara dönüştürülmesinde etkin rol oynamaktadır. Bu Web 2.0 ve sosyal medya kavramları birbirinin yerine kullanıldığı gö- rülse de aslında ayrı kavramlardır. Bizim Web 2.0 dediğimiz medyanın sosyal olması için gerekli teknolojik altyapıyı sunması ve tüketicilere içerik yaratmasını kolaylaştırmasıdır.

Sosyal etkileşim ortamlarının sağlandığı bir yerde sosyal medyadır. Bu sosyal medya ortamında kullanıcılar hem üretimin bir parçası hem de tüketimin bir parçasıdır. Sosyal medya en az iki yönlüdür ve eş zamanda bilgi aktarımı söz konusudur. Sosyal medya eğ- lenceden eğitime pek çok alanda etkin rol oynamaktadır (Tuncer, 2013: 15-21).

İnternet üzerinde pek çok uygulama bulunmaktadır, bu uygulamalar içerisinde belki de kimilerine göre en önemlisi sosyal medya uygulamalarıdır. İnsanlar arasında her geçen gün internet kullanım sıklığı artmaktadır, buna paralel olarak da sosyal medya kullanım oranı yükselmektedir. Hatta çok yakın bir zamanda sosyal medyanın internet kullanımın önemli bir kısmını oluşturacağı düşünülmektedir. Sosyal medya uygulamaları içinde birçok aktivite bulunmaktadır. Bu uygulamalar insanların ilgisini daha çok çekmesini sağlamaktadır (Tektaş, 2014: 852).

İnternet teknoloji üzerindeki hızlı gelişmeler, hazırda var olan birçok hizmetin gözden düşmesine neden olmuştur. Bu yeni teknoloji hızla benimsenip yaygınlaşmıştır. 2005 yılından başlayarak bu sanal aleme ‘YouTube’ ve ‘Facebook’ gibi teknolojilerde adından söz ettirmeye başlamıştır. Gün geçtikçe buna Twitter, blog gibi birçok teknolojiler insan- lara kendilerini daha rahat ifade etme, fikirlerini toplumun diğer kesimiyle paylaştığı bir- çok yeni olanaklar sunan ağlar durumuna gelmiştir (Aziz, 2010: 132).Dolayısıyla, sosyal medya denilince, bunu sadece Facebook, Twitter gibi sınırlandırılmamalıdır. Forumla ve bu alanlarda paylaşılan sözcükler, mikro-bloglar bir yerde fikirlerin ve bilgilerin payla- şıldığı insanların birbiriyle fikir alışverişinde olduğu her alan sosyal medyaya dâhildir (Tuncer, 2013: 15).

Günümüzde sosyal medya en önemli iletişim araçlarından birisidir. İnternet kullanma sıklığı artmasıyla birlikte buna paralel olarak sosyal medya kullanım sıklığı da yüksel- mektedir. Hatta yakın gelecekte internet kullanımın önemli bir kısmının sosyal medya tarafından sağlanacağı düşünülmektedir (Tektaş, 2014: 852). Medya kullanımı insanların sosyal ve duygusal gelişimlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle internet üzerin- den bağlantı kurulan Facebook, Twitter, MySpace, Friendster, Live Journal ve Bebo gibi sosyal medya ağları üzerinden kullanıcılar kullanıcı adı ve fotoğraf gibi profil bilgilerini kullanarak başkalarıyla iletişim kurabilmektedir (Pempek et al., 2009: 227).

(3)

36

Sosyal paylaşım sitelerinde kişiler kendilerini ifade ederken, bulundukları yer, fikirleri, duyguları ve faaliyetleri hakkında detaylı ve karmaşanın çeşitli düzeylerinde iletişim sağ- lamasından dolayı bireysel profil oluşturabildikleri bir ortam sahip olabilemektedirler (Balcı & Gölcü, 2013: 274). Sosyal medya kullanıcıları diğer sosyal medya kullanıcılarıyla etkileşim içerisinde olabilmektedir, onlarla mesajlaşabilir (Hughes et al., 2012: 561; Elli- son et al., 2007: 1143) ve kamuya açık mesajları ve bulundukları yerleri takip edebilirler.

Sosyal medya kullanıcıları öncelikle Facebook kullanıcıları ortak ilgi duydukları şeyler üzerine kurulu toplulukları veya alt-ağları meydana getirmektedirler. Facebook’ta aynı zamanda kullanıcılar, bulundukları yer ve faaliyetleri hakkında arkadaşlarını bilgilendir- dikleri ‘Durum’, tüm kullanıcılarda kişisel profil sayfasında bulunan ve arkadaşlarının kendisini görmesi için mesaj gönderebileceği bir ortam olan ‘Duvar’ ve arkadaşlarla özel ve anlık iletişime olanak tanıyan ‘Chat/ Sohbet’ gibi pek çok farklı özel ve kamuya açık unsurlar vasıtası ile iletişim içerisinde olmaktadırlar (Fisher, 2014: 126-127; Special &

Li-Barber, 2012: 624; Lee & Ma, 2012: 332).

Sosyal medya geleneksel medyadan farklıdır, belki en önemli fark kullanıcıların gele- neksel medya içeriğine müdahil olamazken sosyal medyanın içeriğini kendilerinin oluş- turmasına imkan vermesidir. Sosyal paylaşım sayfası üzerinden insanlar kendi sayfasını hazırlayabilmekte ve istediği fotoğraf veya video yükleyebilmektedir (Waters, 2010: 2).

Toplumsal yaşamda önemi zaman içerisinde daha da artan sosyal medya, yaşam doyum düzeyi ile de ilişki halindedir. Diğer bir ifadeyle yaşam doyumu, bireylerin sosyal medya kullanımları üzerinde etkili olabilmektedir.

İşte sosyal medya ve yaşam doyum düzeyi arasındaki ilişkiyi temel almak suretiyle Nec- mettin Erbakan Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi’nin çeşitli fakülte ve meslek yüksek- okullarında eğitim gören öğrenciler üzerinde yürütülen bu çalışma; üniversite öğren- cilerinin yaşam doyum düzeyini tespit etmeyi, yaşam doyum düzeyi ile sosyal medya kullanım alışkanlıkları arasındaki ilişkileri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Yine bu araş- tırma ile üniversite öğrencilerinin sosyal medya kullanım alışkanlıkları mercek altına alınmaktadır. Ele alınan örneklem üzerinden üniversite çağındaki gençlerin sosyal med- ya kullanımlarının araştırılması, başka çalışmalarla yapılacak karşılaştırmalarla konunun daha da genişlemesine olanak sağlayacaktır. Türkiye’de sosyal medya ve yaşam doyumu ilişkisi üzerine yapılan çalışmaların az sayıda olması ve bu anlamda bundan sonra ya- pılacak çalışmalara ışık tutması açısından da bu çalışmayı önemli hale getirmektedir.

2. Toplumsal Yaşamda Sosyal Medya

Dijital teknoloji genç insanların yaşamlarında önemli bir yer tutmaktadır. Gençler kendi akranlarıyla iletişim kurmakta dijital teknolojinin nimetlerinden yararlanmaktadır. Özel- likle 16 ve 24 yaş arası gençler cep telefonu ve interneti televizyondan daha fazla önem vermektedir (Underwood & Flint, 2015: 92). Bu haliyle sosyal medya, çok hızlı büyüyen bir teknolojidir.

Sosyal medya platformlarını meydana getiren bazı unsurlar vardır. Bunlar kimlik, sohbet, paylaşım, konum, ilişkiler, itibar ve gruplar olmak üzere 7 kısımdan oluşurlar. Bu 7 temel taşın hepsi her türlü sosyal medyada görülecek diye bir kural yoktur. Bu yedi temel taş- tan kimlik sosyal medya platformları içinde önemli bir yere sahiptir. Kimlik kullanıcıla- rının sosyal medya platformu içinde kimliklerini hangi ölçüde ortaya koyduklarını ifade etmektedir. Kullanıcıların kimliğini ortaya koymasında yaş, cinsiyet, meslek, yaşanılan yer kullanıcıların paylaştığı videolar, haberler, beğendiği köşe yazarları kullanıcıların kimlikleri hakkında da ipucu verebilir; fakat sosyal medya platformlarında kullanıcılar kendi kimliklerinden farklı bir kimlik sunma yoluna da gidebilirler. Örneğin bazı kullanı-

(4)

37

cılar kendi isimlerini kullanmak yerine takma isimde kullanabilir. Sohbette sosyal medya içerisinde önemli yere sahiptir. Bakıldığında sosyal medya sitelerinin çoğu kullanıcılar arasında bir sohbet ortamı yaratmayı amaçlayarak tasarlanmaktadır. Sosyal medya plat- formları meydana getiren bir diğer unsur ise paylaşımdır. Paylaşım sayesinde sosyal medya içerisinde etkileşim kurmak ve yaratmak için kullanılman bir unsurdur (Tuncer, 2013: 16-18). Sosyal paylaşım ağları; bireylerin kendilerini sunmasına imkân sağlamanın yanında, diğer kişilerle ilişkileri geliştirip, devamlı kılmaya da olanak tanımaktadır (Mus- canell & Guadagno, 2012: 107).

Sosyal medya platformu içindeki kullanıcılar ‘konum’ aracılığı ile diğer kullanıcıların ko- numlarını ya da yerlerini öğrenme olanağı tanımaktadır. Kullanıcının konumu yanı sıra uygun olup olmadığını öğrenme konusunda da bilgi paylaşımı yapılabilmektedir. Sosyal medya platformlarını oluşturan diğer olgular ise, ilişkilerdir. Bu sosyal medya kullanıcı- sının başka kullanıcılarla ne seviyede oldukları konusu da açığa çıkmaktadır. Bu ilişki- ler taraflar içerisindeki bir paylaşımdan, fiziksel hayattaki görüşmelerden veya yalnızca birbirlerini arkadaş olarak listelemelerinden sebep gösterilmektedir. Sosyal medya or- tamında yer alan başka olgu ise, ‘itibar’ terimidir. Bir bakıma itibar terimi kişiye göre de- ğişkendir, İnternet vasıtası ile elde edilen bir takım değişik ölçümler itibarın göstergesi olarak dikkate değerdir. Bu Twitter’daki takipçi rakamının ne kadar olduğu, Facebook için beğenen sayısı itibarın göstergesi olarak görülebilmektedir. Sosyal medyada oluşturan son olgu ise, ‘gruplar’ dır. Bir ağ ne kadar fazla sosyalleşirse, arkadaş ya da takipçi grup- ları da o kadar önemli hale gelebilmektedir (Tuncer, 2013: 16-18).

Sosyal medya sitelerine baktığımızda özellikle Facebook ve Twitter dünyada pek çok kullanıcı olduğu sitelerdir. Bu siteler sayesinde insanların eski arkadaşlarıyla bir araya geldiği ve arkadaş gruplarının karşılıklı olarak birbirleri ile dostluk kurduğu, benzer ilgi alanlarına sahip olan kişilerle iletişim kurma çabasında olduğu, bunun yanında ortak bir ilgi ya da amacın etrafında sanal dünyada örgütlenmek isteyenlerin katıldığı ‘sosyal pay- laşım’ siteleridir. Bu sitelerin ücretsiz oluşu da kuşkusuz üye sayısının artışında önemli bir rol oynamaktadır (Aziz, 2010: 133-134).

Sosyal paylaşım sitelerinden Twitter’da bir sosyal ağ ve mikroblog sitesidir. Kullanıcıla- rına twit adı verilen 140 karakterle metin yazmayı sınırlı hale getiren bu site kullanıcılar tarafından atılan twitlerin herkes tarafından görülmesi imkânı vermektedir; fakat kulla- nıcılar attıkları twitleri sadece kendi arkadaşları görmesi için sınırlandırabilir (Mısırlı, 2013: 195). İnsanların sosyal medya üzerinden sağladığı hobiler, sevdikleri, sevmedikleri ve benzeri her şey internet profilini üretmek üzere kullanacak hammaddelerdir. Üretmek dendiğinde aslında sosyal paylaşım sitelerinin üretim aracı olarak tanımlanması anla- mına gelmektedir. Üretim aracı olarak özellikle sosyal medya siteleri enformasyon ham maddesini alabilir ve bunu kullanabilir (Hebblewhite ve Henning, 2014: 209-211).

Sosyal medya sitelerinin çok sayıda üyesi vardır. Bunlar evlerinde oturdukları yerden tartışmalara katılabilmektedir. Özellikle Twitter üzerinden şiddetli tartışmalar yapabil- mektedir; fakat bu tartışmaların ömrü kısadır ve genellikle güncel konular hakkındadır (Kietzmann, 2011: 244).

Sosyal medya üzerinden insanlar yapacağı bir fotoğraf veya video paylaşımlarıyla birbir- leriyle etkileşim haline girebilmektedir. Böylece bu etkileşimler sayesinde insanlar bir- birleri ile tanışabilir ve birbirlerini takip etmeye başlayabilirler (Kietzmann, 2011: 245).

2. Sosyal Medya Kullanımı ile Yaşam Doyumu Arasındaki İlişki

Yaşam doyumu, insanların hayatlarında mutlu olabilmeleri ve hayatlarının değer kazana- bilmesi için temel unsurların başında gelir (Diener, 1984: 550). Yaşam doyumunu genel

(5)

38

olarak değerlendirirsek bireyin kendi tercihlerine göre yaşam kalitesinin genel olarak değerlendirilmesidir. Yani bir yerde tüm yaşamı olumlu değerlendirme olarak tanım- lanabilir (Shin & Johnson, 1978: akt, Diener et al., 1985: 71). Veenhoven (1996) yaşam doyumunu, aslında bireyin bütün olarak yaşamının kalitesini pozitif anlamada geliştiril- mesi olarak değerlendirir.

Yaşam doyumu teriminin öneminin daha iyi ifade edilmesinde, iyi olma ve mutluluğun sonuçları meydana gelmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda mutlu kişilerin mutsuz kişilere oranla daha sosyal ve güçlü romantik ya da sosyal ilişkilere egemen olmaları, diğer kişilerle oluşturduğu etkileşimlerinde daha yüksek doyum yaratmaları, olaylara tepki doğururken daha uygun tepkiler oluşturmaları, daha çok arkadaş edinip, toplumun daha çok içinde yer almaları, daha sağlıklı olmaları, daha kolay evlenmeleri ve evliliklerinde daha çok doyum sağlamaları, işyerlerindeki performanslarının yüksek olması ve daha çok para kazanmaları, örgüte daha iyi uyum sağlamalarını mutluluk kav- ramının tüm yaşamına pozitif etkilerini yaratmaktadır (Diener & Seligman, 2002: akt, Şimşek, 2011: 24-25).

Yaşam doyumunun medya kullanımı üzerinde de etkileri bulunmaktadır. Araştırmacılar son yıllarda yeni iletişim teknolojileri ile yaşam doyumu arasındaki ilişkiyi araştırma konusu yapmışlardır. Örneğin Wang’ın (2006: 91), Amerika’daki Çinli öğrenciler üzerin- de yaptığı araştırmada, ev sahibi internet kullanımı ile yaşam doyumu arasında pozitif anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Wang (2006: 102) aynı çalışmasında yaşam doyumunun belirleyicilerini de ortaya koymuştur. Buna göre “eğlence motivasyonu” ve Amerikan (ev sahibi) internet kullanımı Çinli öğrencilerin yaşam doyumlarının pozitif ve anlamlı be- lirleyicileridir. Diğer yandan “yalnızlık” ise yaşam doyumunun negatif belirleyicisi konu- mundadır. Gülnar ve Balcı’nın (2011: 199-200) yabancı uyruklu üniversite öğrencilerinden seçtikleri bir örneklem üzerinde yürüttükleri araştırmada katılımcıların internet kullanım motivasyonları ile sosyo-kültürel adaptasyon, yaşam doyumları ve Türk kültürel etkin- liklerine katılma düzeyleri arasında düşük düzeyde pozitif anlamlı ilişki bulunmaktadır.

Buna göre araştırmaya katılan yabancı uyruklu üniversite öğrencilerinin sosyo kültürel adaptasyon, yaşam doyumları ve Türk kültürel etkinliklerine katılma düzeyleri arttıkça, internet kullanmada kültürleşme ve değer yansıması motivasyonuna verilen önem de artmaktadır.

Tiryaki (2015: 264-265) ise Konya il merkezinden seçtiği örneklem üzerinde yürüttüğü araştırmada katılımcıların haftalık Facebook kullanım sıklığı ile yaşam doyum düzeyleri arasında anlamlı ilişki ortaya koymuştur. Araştırma sorusuna cevap veren katılımcıların haftalık medya Facebook kullanım sıklığı arttıkça, yaşam doyum düzeylerinde bir artış dikkat çekmektedir.

Hawi ve Samaha (2016) tarafından gerçekleştirilen araştırmada sosyal medya bağımlılığı ile benlik saygısı arasında negatif, yaşam doyum düzeyiyle pozitif yönde anlamı ilişki ortaya konulmuştur. Diğer bir ifadeyle sosyal medya bağımlılık düzeyi yüksek olanların yaşam doyum düzeyleri de yüksektir. Srivastava’nın (2015: 210) çalışmasında da Facebo- ok kullanımı ile yaşam doyum düzeyi ve mutluluk düzeyi arasında pozitif anlamlı ilişki bulgulanmıştır. Yine yaşlıların yaşam doyumu üzerinde sosyal medyanın olumlu etkilere sahip olduğu Ractham ve Techatassanasoontorn (2014) tarafından yürütülen araştırma ile bulgulanmıştır.

Blachnio ve arkadaşlarının (2016: 703) Polonya’da farklı yaş gruplarından 381 Facebook kullanıcısı üzerinde yaptıkları araştırmada ise, Facebook bağımlılığı ile yaşam doyumu arasında negatif yönde bir ilişki tespit edilmiştir.

İşte yukarıdaki literatür taraması ışığında bu çalışmada, aşağıda sıralanan 5 temel araş-

(6)

39

tırma sorusuna cevap aranmıştır:

Araştırma Sorusu 1: Katılımcıların sosyal medya kullanım davranış örüntüleri nedir?

Araştırma Sorusu 2: Katılımcıların cinsiyetine göre yaşam doyum düzeyleri anlamlı fark- lılık gösterir mi?

Araştırma Sorusu 3: Yaşam doyum düzeyi ile günlük bir oturumda sosyal medya kulla- nım süresi arasında nasıl bir ilişki vardır?

Araştırma Sorusu 4: Katılımcıların sosyal medya kullanma sıklığı ile yaşam doyum düze- yi arasında nasıl bir ilişki vardır?

Araştırma Sorusu 5: Sosyal medya kullanım nedeni ile yaşam doyum düzeyi arasında nasıl bir ilişki vardır?

4. Yöntem

Bu araştırma, genel tarama modeline uygun bir şekilde dizayn edilirken; aynı zamanda çalışmada, bağımlı ve bağımsız değişkenler arasında karşılaştırmalı ilişkisel tarama ya- pılmıştır.

4.1. Araştırmanın Uygulanması ve Örneklem Seçimi

Araştırma evreni, araştırmanın yapıldığı zamanı kapsayan dönemde, Konya’da Selçuk Üniversitesi ile Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde eğitim gören ve sosyal medya kul- lanan öğrencilerden oluşmaktadır. Amaçlı örneklem tekniğinin kullanıldığı araştırmaya her iki üniversiteden toplam 500 kişi katılmıştır. Araştırmaya konu olan veriler katılımcı- lardan yüz yüze görüşmeye dayalı anket tekniğiyle toplanmıştır.

4.2. Veri Toplama Araçları

Yaşam Doyum Ölçeği (Satisfaction with Life as a Whole and The PWI-A Scale): Yaşam Alanlarındaki Doyum Ölçeği, 9 temel yaşam alanındaki doyumu toplam 9 soru ile ölç- mekte olup 0-10 derecelidir (0: Tümüyle Doyumsuzluk, 5= Kararsız, 10= Tümüyle Do- yum). Ayrıca genel yaşam doyumunu ölçen bir soru bulunmaktadır (Diener et al., 1985).

Toplam 9 soru ile ölçülen yaşam alanları; yaşam standartları, kişisel sağlık, yaşamdaki başarı, kişisel ilişkiler, kişisel güvenlik, toplumla bağlantılılık, gelecek güvenliği ve din ve maneviyat anlayışıdır. Bu alanlar, genel bir doyum faktörü altında birleşebilmektedir.

Avustralya’daki uygulamalarda ölçeğin güvenirliğine ilişkin Cronbach’s alpha katsayısı .70-.85 arasında, test-tekrar test güvenirliği ise 1-2 haftalık sürede .84 olarak belirtilmek- tedir. Diener, Emmons, Larsen ve Griffin’in (1985) Yaşam Doyumu Ölçeği’yle .87 paralel geçerliği vardır (International Wellbeing Group, 2006). Türkiye’de Şimşek’in (2011: 104- 105) yaptığı araştırmada ölçeğin güvenilirliği Cronbach’s alpha katsayısı= .87 bulun- muştur. Bu araştırmada ise ölçeğin güvenilirliği Cronbach’s alpha katsayısı= .80 olarak hesaplanmıştır.

Anket formunun ikinci bölümünde 10 sorudan oluşan 5’li Likert tipi (1= Hiç Katılmıyo- rum, 5= Tamamen Katılıyorum) bir ölçekle, katılımcıların sosyal medya kullanım ne- denleri mercek altına alınmıştır. Ölçeğin güvenilirliğini hesaplamada Cronbach’s alp- ha katsayısı= .70 olarak tespit edilmiştir. Anketin üçüncü bölümünde medya kullanım alışkanlıkları ile dördüncü bölümünde sosyo-demografik özellikleri sorgulamaya yönelik sorular yer almıştır.

4.3. Verilerin Analizi ve Kullanılan Testler

Alan araştırması 20 Kasım 2016 - 20 Aralık 2016 tarihleri arasında Konya’da Selçuk Üni- versitesi ile Necmettin Erbakan Üniversitesi öğrencileriyle yüz yüze görüşme yoluyla gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler istatistik paket programı kullanılarak elektronik

(7)

40

ortamda işlenmiştir. Belirlenen sorulara cevap bulmak için veriler uygun istatiksel anali- ze tabii tutulmuştur. Katılımcıların cinsiyetine göre sosyal medya kullanım süresi, sosyal medya kullanım nedenleri ve yaşam doyum düzeylerinin farklılık gösterip göstermediği Bağımsız Örneklem T-Testi (Independent Sample T-Test) ile hesaplanmıştır. Sosyal med- ya kullanım davranışları ile Yaşam Doyum Düzeyi arasındaki ilişki ile Korelasyon Analizi ile ortaya konulmuştur.

5. Bulgular ve Yorum

Bu başlık altında öncelikle katılımcıların bazı özellikleri değerlendirilmekte, daha sosyal medya kullanım alışkanlıklarına ilişkin analiz sonuçlarına yer verilmektedir. Son olarak katılımcıların sosyal medya kullanımı ile yaşam doyum düzeyleri arasındaki ilişkinin or- taya konulmasına ilişkin analiz sonuçları tartışılmaktadır.

5.1. Katılımcıların Bazı Özellikleri

Araştırmaya katılanların cinsiyete göre yüzdelik dağılımına bakıldığında katılımcıların yüzde 54.8’i erkek iken; yüzde 45.2’si ise kadın olduğu bulgulanmıştır. Sonuçlar erkekler lehine biraz farklılık görülse de; örneklemin cinsiyet bakımından çok da dengesiz bir dağılıma sahip olmadığı, analiz yapılabilecek düzeydedir.

Yaş dağılımının betimleyici istatistikleri incelendiğinde en düşük 18 en yüksek 32 yaşın- da katılımcılarla görüşüldüğü ortaya çıkmaktadır. Anket sorularını cevaplayanların yaş ortalaması 20.7, dağılımın standart sapması ise 1.81 olarak hesaplanmıştır.

Katılımcıların aylık ortalama yaptıkları harcamaya ilişkin betimleyici istatistik sonuçları- na bakıldığında, en düşük 100 TL, en yüksek 4000 TL harcama yaptıkları göze çarpmakta- dır. Bu sonuçlara göre katılımcıların aylık ortalama yaptıkları harcama 608.3 TL’dir. Aylık ortalama harcamanın standart sapması ise; 311.6’dır.

Anket çalışmasına katılanların, sosyal medyaya en çok nereden bağlantı yaptıklarına iliş- ki sorulan soruya verdikleri cevapların yüzdelik dağılımı incelendiğinde; yüzde 48.6’sı cep telefonu, yüzde 30.4’ü her ikisi (cep telefonu ve bilgisayar), yüzde 21.0’ı ise bilgisayar kullanarak sosyal medyaya bağlandıkları yanıtını vermiştir.

Sosyal medya araçlarını kulanım tecrübelerine ilişkin soruya cevap veren kullanıcıların yüzdelik dağılımları incelendiğinde; yüzde 11.4’ü 1 yıldan daha az, yüzde 31.4’ü 1-3 yıl arası, yüzde 50.0’ı 4-6 yıl, yüzde 7.2’si 7 yıl ve üzeri sosyal medya araçlarını kullandıklarını belirtmişlerdir.

5.2. Katılımcıların Sosyal Medya Kullanım Alışkanlıkları

Katılımcıların bir oturumda sosyal medya kullanım sürelerinin betimleyici istatistik so- nuçlarına bakıldığında, bir oturumda kullanım süresi en az 2 dakika, en yüksek kullanım süresi 420 dakika olarak bulgulanmıştır. İstatistiğe göre bir oturumda sosyal medya kul- lanım sürelerinin ortalaması 52.24’dür. Sosyal medya kullanım süresinin standart sap- ması ise 60,76’dır.

Tablo 1: Günlük Sosyal Medya Kullanım Süresinin Betimleyici İstatistikleri

Katılımcıların cinsiyetine göre, bir oturumda sosyal medya kullanma süresi anlamlı olarak farklılaşmaktadır (t= -3.41; p< .01). Araştırmaya katılanların cinsiyetine göre kadınlar ( = 62.34), erkeklere ( = 43.90) oranla bir oturumda daha uzun süre sosyal medya kullanmaktadır.

(8)

41

Tablo 2: Sosyal Medya Kullanım Nedenlerinin Betimleyici İstatistikleri

Tablo 2’de de görüldüğü gibi; “arkadaşlarımla iletişimde bulunmak” 4.14 aritmetik or- talama değeriyle en yüksek katılım gösterilen sosyal medya kullanım nedenidir. İkinci sırada; 3.60 aritmetik ortalamasıyla olaylar ve kişiler hakkında bilgi sahibi olmak için, üçüncü sırada, 3.47 aritmetik ortalamasıyla eğlenmek ve rahatlamak gibi sosyal medya kullanım nedeni yer almaktadır. Araştırmaya katılanların sosyal medya kullanım neden- leri arasında en az öneme sahip neden ise; 2.56 aritmetik ortalamasıyla ‘Benim için alış- kanlık haline geldi’ maddesi olurken, bunu 2.71 aritmetik ortalaması ile ‘Kişisel sunum ve profil bilgilerimi paylaşmak için’ ifadesi izlemektedir.

Araştırmada, katılımcıların cinsiyeti ile boş zamanları değerlendirmek (t= -5.24; p<. 001), tanıdıklarımın fotoğraflarına bakmak ya da fotoğraf yüklemek (t= 3.00; p<.01), tanıdık- larımın duvarına yazmak ya da duvarıma yazılanları okumak (t= 3.79; p< .001), mesaj göndermek/ mesaj almak (t= -1,96; p<. 05), insanların iletişim bilgilerine ulaşmak (t=

-3,97; p< .001), kişisel sunum ve profil bilgilerini paylaşmak (t= 3.99; p< .001) ve benim için alışkanlık haline geldi (t= -11.58; p< .001) gibi nedenler arasında anlamlı bir farklı- laşma tespit edilmiştir. Betimleyici istatistik sonuçları incelendiğinde erkekler, kadınlara nazaran tanıdıklarımın fotoğraflarına bakmak ya da fotoğraf yüklemek, tanıdıklarımın duvarına yazmak ya da duvarıma yazılanları okumak ve kişisel sunum ve profil bilgilerini paylaşmak için daha fazla sosyal medya kullanmaktadır. Buna karşılık boş zamanları de- ğerlendirmek, mesaj göndermek/ mesaj almak, insanların iletişim bilgilerine ulaşmak ve alışkanlık nedeniyle sosyal medya kullanımında kadınların daha yüksek oranlara sahip olduğu dikkat çekmektedir.

5.3. Katılımcıların Yaşam Doyum Düzeyi

Araştırmada katılımcıların 0-10 arasında puan verecekleri 9 maddeden oluşan Yaşam Alanlarındaki Doyum Ölçeğinden yararlanılmıştır. Ölçekte yer alan bu 9 maddeye katı- lımcılar en az 18, en yüksek 80 puan vermişlerdir.

Tablo 3: Yaşam Doyum Düzeyinin Betimleyici İstatistikleri

(9)

42

Betimleyici istatistik sonuçları incelendiğinde; araştırma sorusuna cevap veren üniver- site öğrencilerinin orta düzeyin üstünde ( = 53,93) yaşam doyumuna sahip oldukları dikkat çekmektedir.

Tablo 4: Cinsiyete Göre Yaşam Doyum Düzeyindeki Farklılık

Katılımcıların cinsiyetine göre yaşam doyum düzeylerinin farklılaştığı Tablo 4’e bakılarak söylenebilir (t= 11,11; p<. 001). Betimleyici istatistik sonuçları; erkeklerin ( = 58,83) kadınlarla ( = 47,99) karşılaştırıldığında, daha yüksek yaşam doyum düzeyine sahip oldukları ortaya çıkmaktadır.

5.4. Sosyal Medya Kullanımı ile Yaşam Doyumu Arasındaki İlişki

Katılımcıların günlük bir oturumda sosyal medya kullanım süresi ve yaşam doyum dü- zeyi arasındaki ilişkinin belirlenmesi açısından Korelasyon Analizi sonuçları incelendi- ğinde; negatif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir (r= -.241;

p< .01). Başka bir anlatımla katılımcıların yaşam doyum düzeyi arttıkça, günlük bir otu- rumda sosyal medya kullanım süresi azalmaktadır. Yine benzer şekilde üniversite öğren- cilerinin haftalık sosyal medya kullanım sıklığı arttıkça yaşam doyum düzeylerinde bir azalma kendini göstermektedir (r= -.569; p< .01).

Tablo 5: Yaşam Doyum Düzeyi ile Sosyal Medya Kullanım Davranışları Arasındaki İlişki

Son olarak sosyal medya kullanım nedenleri ile yaşam doyum düzeyi arasındaki ilişkiyi belirlemek için de Korelasyon Analizinden yararlanılmıştır. Analiz sonucunda yaşam do- yum düzeyi ile benim için alışkanlık haline geldi (r= -.473, p<.01) nedeni arasında ne- gatif yönde, orta düzeyde ve anlamlı ilişki bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle araştırmaya katılanların yaşam doyum düzeyi arttıkça, alışkanlık nedeniyle sosyal medya kullanımın- da bir azalma yaşanmaktadır. Ayrıca araştırmada yaşam doyumu ile insanların iletişim bilgilerine ulaşmak için (r= -.179, p<.01), arkadaşlarımla iletişimde bulunmak için (-.118, p<.01), boş zamanlarımı değerlendirmek için (r= -.118, p<.01) maddeleri arasında da negatif yönde, düşük düzeyde anlamlı bir ilişki vardır (bkz. Tablo 6).

(10)

43

Tablo 6: Yaşam Doyum Düzeyi ile Sosyal Medya Kullanım Nedenleri Arasındaki İlişki

Sonuç ve Tartışma

Kitle iletişim araçları ve özellikle, bunlar içinde önemli bir yere sahip olan internet in- sanların yaşamları üzerine günden güne daha çok etki eder duruma gelmiştir. Günümüz- de internet, insan hayatının her alanında ve her anında yer almaya başlamıştır. İnterne- tin insan hayatına girmesinden sonra sosyal medya dediğimiz, kullanıcıları her geçen gün artan insanların birbirlerine mesaj gönderip mesaj aldığı, çeşitli video ve fotoğraflar paylaştığı bir yerde içeriğin oluşmasında aktif rol oynadığı sosyal paylaşım siteleri orta- ya çıkmaya başlamıştır.

Araştırma kapsamında yaşam doyumu düzeyi ile sosyal medya kullanım alışkanlıkları arasındaki ilişki mercek altına alınmış; yapılan inceleme sonucunda katılımcıların en sık kullandıkları iletişim aracı olarak internet ve sosyal medya dikkat çekmektedir. Bireylere kendilerini sunmaları açısından önemli imkânlar sağlayan sosyal medya; aynı zaman- da diğer kişilerle ilişkileri geliştirip, devamlı kılmayı da olanaklı hale getirmektedir. Bu gibi siteler iş ilişkileri, romantik ilişkilerin başlangıcı, müzik ve politika gibi alanlarda benzer ilgilere sahip bireyleri buluşturma gibi bir işlevi de yerine getirmektedir. Yine özellikle gençler sosyal medyayı daha önce tanıdıkları veya yeni tanışmak istedikleri in- sanlarla etkileşime geçmek için de kullanmaktadırlar. Yapılan araştırma sonucunda elde edilen bulgular literatürdeki tartışmaları doğrulamaktadır. Bu araştırma sonucunda ka- tılımcıların sosyal medyayı kullanım nedenleri arasında ise; arkadaşlarımla iletişimde bulunmak, olaylar ve kişiler hakkında bilgi sahibi olmak, eğlenmek ve rahatlamak, mesaj göndermek ya da mesaj almak ilk dört sırada yer alırken, en düşük öneme sahip olan ise benim için alışkanlık haline geddi şıkkı ile insanları daha iyi tanımak şıkkıdır.

Yine yaşam doyum düzeyi ile katılımcıların günlük bir oturumda sosyal medya kullanım süresi ilişkisi ele alınmıştır. Araştırmada katılımcıların günlük bir oturumda medya kul- lanım süresi arttıkça yaşam doyum süresinin azaldığı sonucuna varılmıştır. Benzer şekil- de katılımcıların yaşam doyum düzeyi ile haftalık sosyal medya kullanım sıklığı arasında da negatif, orta düzeyde anlamlı bir ilişkinin olduğu sonucuna varılmıştır.

(11)

44

Araştırmada elde edilen bir başka sonuç ise; katılımcıların sosyal medya kullanım neden- leri ile yaşam doyum düzeyleri arasındaki anlamlı ilişkidir. Analiz sonucuna göre yaşam doyumu ile benim için alışkanlık haline geldi şıkkı arasında negatif yönde, orta düzeyde ve anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yani yaşam doyum düzeyi arttıkça, sosyal medya kullanımının bir alışkanlık haline gelmesinde azalma dikkat çekmektedir.

Sonuç olarak Sosyal medya ve yaşam doyum düzeyi arasındaki ilişkiyi ortaya koyması bakımından yürütülen bu çalışma, Türkiye’de yapılan az sayıdaki çalışmadan birini oluş- turmaktadır. Gelecekte farklı bölgelerde ve farklı örneklem üzerinde yürütülecek araştır- malarla hem literatürün genişlemesi sağlanabilir, hem de farklı araştırmalar arasında karşılaştırmalar yapmak daha olanaklı hale gelebilir.

Kaynakça

Aziz, A. (2010). İletişime Giriş. İstanbul: Hiperlink.

Balcı, Ş. & Gölcü, A. (2013). Facebook Addiction among University Students in Turkey:

“Selcuk University Example”. Journal of Studies in Turkology, 34: 255- 278.

Blachnio, A., Przepiorka, A. & Pantic, I. (2016). Association between Facebook Addiction, Self-Esteem and Life Satisfaction: A Cross-Sectional Study. Computers in Human Behavior, 55:

701-705.

Diener, E. (1984). Subjective well-being. Psychological Bulletin, 95 (3): 542–575.

Diener, E; Emmons, R. A. Larsen, R. J. & Griffin, S. (1985). The Satisfaction with Life Scale, Journal of Personality Assessment, 49 (1): 71-75.

Ellison, N. B.; Steinfield,, C. & Lampe, C. (2007). The Benefits of Facebook “Friends:”

Social Capital and College Students’ Use of Online Social Network Sites. Journal of Computer-Me- diated Communication, 12: 1143-1168.

Fisher, E. (2014). Daha Az Yabancılaşma, Nasıl Daha Fazla Sömürü Yaratır? Sosyal Payla- şım Sitelerinde İzleyici Emeği’. Vincent Mosco ve Christian Fuchs (Eds.), Marx Geri Döndü: Medya, Meta ve Sermaye Birikimi, İstanbul: Notabene, 119-144.

Gülnar, B. & Balcı, Ş. (2011). Yeni Medya ve Kültürleşen Toplum, İstanbul: Literatürk.

Hawi, N. S. & Samaha, M. (2016). The Relations among Social Media Addiction, Self-Es- teem, and Life Satisfaction in University Students, Social Science Computer Review, August 10:

1-10.

Hebblewhite, J. & Henning, W. (2014). Üretim Araçları Olarak İletişim Araçları. Vincent Mosco ve Christian Fuchs (Eds.), Marx Geri Döndü: Medya, Meta ve Sermaye Birikimi, İstanbul:

Notabene, 193-213.

Hughes, D. J.; Rowe, M., Batey, M. & Lee, A. (2012). A Tale of Two Sites: Twitter vs. Face- book and the Personality Predictors of Social Media Usage. Computers in Human Behavior, 28:

561-569.

Kietzmann, J. H; Hermkens, K, McCarthy, I. P. & Silvestre, B. S. (2011). “Social media? Get serious! Understanding the functional building blocks of social media”. Business Horizons, 54 (3):

241-251.

Lee, C. S. & Ma, L. (2012). News Sharing in Social Media: The Effect of Gratifications and Prior Experience. Computers in Human Behavior, 28: 331-339.

Mısırlı, İ. (2013). Genel ve Teknik İletişim Kavramlar, İlkeler, Uygulamalar, Ankara: Detay.

Muscanell, N. L. & Guadagno, R. E. (2012). Make New Friends or Keep the Old: Gender and Personality Differences in Social Networking Use. Computers in Human Behavior, 28: 107-112.

Pempek, T. A; Yermolayeva, Y. A. & Calvert, S. L. (2009). College Students’ Social Network- ing Experiences on Facebook. Journal of Applied Developmental Psychology, 30: 227-238.

Ractham, P. & Techatassanasoontorn, A. (2014). Social Media Use and Senior Citizen’s Life Satisfaction. 25th Australasian Conference on Information Systems, 8th -10th Dec 2014, Auck- land, New Zealand.

Special, W. P. & Li-Barber, K. T. (2012). Self-disclosure and Student Satisfaction with Face- book. Computers in Human Behavior, 28: 624-630.

Srivastava, A. (2015). The Effect of Facebook Use on Life Satisfaction and Subjective

(12)

45

Happiness of College Students. The International Journal of Indian Psychology, 2 (4): 204-216.

Şimşek, E. (2011). Örgütsel İletişim ve Kişilik Özelliklerinin Yaşam Doyumuna Etkileri.

Yayınlanmamış Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir.

Tektaş, N. (2014). Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Ağları Kullanımlarına Yönelik Bir Araştırma. Journal of History School (JOHS), 7 (17): 851-870.

Tiryaki, S. (2015). Sosyal Medya ve Facebook Bağımlılığı, Konya: Literatürk.

Tuncer, S. (2013). Sosyal Medya, Zeynep Özata (Ed.), Sosyal Medyanın Gelişimi, Eskişe- hir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.

Underwood, J. & Flint, F. L. (2015). Learning and The E-Generation, Oxford: Wiley Black- well.

Veenhoven, R. (1996). The Study of Life Saticfaction, W. E. Saris, R. Veenhoven, A. C. Sc- herpenzel, B. Butting (Eds). A Comparative Study Of Saticfaction With Life in Europe, Budapest:

Eötvös University Press, 11-48.

Wang, Y. (2006). Internet Use among Students and Its Implication for Cross-Cultural Adaptation. Unpublished Doctoral Dissertation, Kent State University.

Waters, J. K. (2010). The Everything Guide to Social Media: All You Need to Know about Participating in Today’s Most Popular Online Communities, USA: Adams Media.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmamızda tip 2 diyabetes mellitus’a bağlı kronik böbrek hastalığı olan hastalarda serum paratiroid hormon düzeyi ile nabız dalga hızı arasında

Konya Đttihat ve Terakki Mektebi ve devamı olarak kurulan Anadolu Đntibah Mektebi, Konya’nın ilk kadın öğretmenlerini, saygın bilim adamı ve

In accordance with the newly imposed rules of the London Treaty which attempted to preserve the existing status quo in the Straits and to balance Russian

Ayrıca, alkaloitlerin çok düşük konsantrasyonlarda dahi etki göstermesi nedeniyle Hericium erinaceus gibi yaygın olarak kullanılan ancak alkaloitleri hakkında detaylı

Örtücü katman malzemesi ve birleştirme çeşidi ikili etkileşimine göre moment taşıma kapasitesi etkilerine ait ortalamaları LSD değeri  6,899 Nm değeri

İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayını, s.160.. Evet öyle veya böyle Anadolu’ya mutlaka geçecekti. Ancak bu geçişin resmî bir nitelik kazanması,

According to final model results of multivariate logistic regression analysis, the risk of having problems related with alcohol use in students was 1,768 times higher in

Seydi (2013) Suriye’deki çatışmaların Suriyelilerin eğitim sürecine yansımaları, Akkaya (2013) Suriyeli mültecilerin Türkçe algıları, Erdoğan (2014)