• Sonuç bulunamadı

“ ÝÞ GÜVENLÝÐÝ VE ÝÞÇÝ SAÐLIÐI” PANELÝ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "“ ÝÞ GÜVENLÝÐÝ VE ÝÞÇÝ SAÐLIÐI” PANELÝ"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

TMMOB

HARÝTA VE KADASTRO MÜHENDÝSLERÝ ODASI ÝSTANBUL ÞUBESÝ

“ ÝÞ GÜVENLÝÐÝ VE ÝÞÇÝ SAÐLIÐI”

PANELÝ

23 Mayýs 2009

Ocak /2010 ---

Ýstanbul

(3)

Yayýn Adý : Ýþ Güvenliði ve Ýþçi Saðlýðý Paneli

ISBN : 978-9944-89-866-9

Genel Baský : Ocak 2010, 750 Adet

Yayýmlayan :TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasý Ýstanbul Þubesi Ýletiþim :TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasý Ýstanbul Þubesi 19 Mayýs Mh. Samanyolu Sk. No: 106 D:2 Onur Apt. Þiþli / Ýstanbul Tel: 0212.232 89 89 (3 hat), Faks:0212.232 94 28

www.hkmo.org.tr; e-posta: istanbul@hkmo.org.tr

Baský : Ezgi Matbaacýlýk, Sanayi Cad. Altay Sok. No:10 Çobançeþme/Ýstanbul

Kaynak gösterilerek yapýlacak kýsa alýntýlar dýþýnda, yayýmcýnýn yazýlý izni olmadan hiçbir yolla çoðaltýlamaz.

(4)

TMMOB

HARÝTA VE KADASTRO MÜHENDÝSLERÝ ODASI ÝSTANBUL ÞUBESÝ -PANEL-

ÝÞ GÜVENLÝÐÝ ve ÝÞÇÝ SAÐLIÐI 23.05.2009

Yrd. Doç. Dr. M. TEVFÝK ÖZLÜDEMÝR (HKMO Ýstanbul Þube Yönetim Kurulu Baþkaný)- Deðerli katýlýmcýlar, odalarýmýzýn deðerli üyeleri, deðerli meslektaþlarým, sevgili öðrenci kardeþlerim; “Ýþ Güvenliði ve Ýþçi Saðlýðý” baþlýklý panelimize hoþ geldiniz. Sizleri, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasý Ýstanbul Þubesi Yönetim Kurulu adýna sevgi ve saygýyla selamlýyorum.

27 Eylül 2007 tarihi bizim açýmýzdan acý bir gün olmuþtur. Þubemizde yaptýðý özverili çalýþmalarla örgütlülüðümüzü güçlendiren, yaþamý önemseyen ve yaptýðý her iþi ciddiye alan deðerli arkadaþýmýz, yoldaþýmýz Gülseren Yurttaþ’ý, çalýþtýðý þantiyede yaþadýðý, adýna iþ kazasý denilen olay nedeniyle kaybettik. Neredeyse tamamý yeterli iþ güvenliði önleminin alýnmamasýndan kaynaklanan, binlerce ölüme ve yaralanmaya neden olan kazalardan biri, bu kez bir deðerimizi aramýzdan aldý. Yaþadýðýmýz bu olay, harita ve kadastro mühendisliði özelinde, iþ güvenliði ve iþçi saðlýðý baþlýðýnda gereken donanýma, bilgi ve birikime sahip olmadýðýmýz gerçeðiyle yüzleþmemize neden oldu. Ayrýca, yeterince bilgi sahibi olmadýðýmýz bu konunun, üniversitelerimizin eðitim programlarýnda da yer almadýðýnýn farkýna vardýk.

Bu gerçeklikten hareketle, çalýþma dönemimizin baþlangýcýnda hazýrladýðýmýz Çalýþma Programý hedeflerimiz arasýnda, iþ saðlýðý ve iþçi saðlýðý baþlýklarýnda, üyelerimizin bilincini arttýrmaya yönelik etkinliklerin düzenlenmesi hedefi de yer alýyordu.

Bu etkinliðimiz, bu konuda atacaðýmýz bir ilk adým olacak. Özelde meslektaþlarýmýzýn, genelde ise tüm çalýþanlarýn iþ hukuku çerçevesinde yasal haklarýný kavramalarý, iþ güvenliði konusunda iþyerlerinde ne tür önlemler alýnmasý gerektiði konusunda bilinçlenmelerini saðlamak için çalýþmalarýmýz devam edecek. Yürüteceðimiz bu çalýþma, elbette salt bize özgü bir çalýþma olmayacak; bu alanda çalýþma yürüten emek örgütlerinin, demokratik mesleki kitle örgütlerinin kolektif çalýþmasýnýn bir parçasý konumunda olacak.

Ýþ güvenliði önlemlerinin kaðýt üzerinde kalmasý, sermayenin bir tercihidir. Çabalarýmýzý, bu tercihe karþý, ücretli çalýþanlarýn hak elde etme mücadelesinin bir parçasý olarak görüyoruz. Bu etkinliðimiz, Þubemizde özverili bir çalýþma yürüten Ýnþaat Sektöründe Mesleki Standartlarýn Geliþtirilmesi Çalýþma Grubumuzun örgütleyiciliðinde gerçekleþtiriliyor. Kendilerine, Yönetim Kurulumuz adýna içtenlikle teþekkür ediyorum.

Etkinliðimize yürütücü ve konuþmacý olarak katýlan, deðerli birikimlerini bizlerle paylaþan ÝTÜ Ýnþaat Fakültesi Öðretim Görevlisi Dr. Emre Gürcanlý’ya, DÝSK Birleþik Metal-Ýþ Sendikasýndan Tevfik Güneþ’e, ÝTÜ Ýþletme Fakültesi Öðretim Üyesi Doç. Dr. Kadriye Bakýrcý’ya ve Ýstanbul Tabip Odasýndan Dr. Celal Mestcioðlu’na içten teþekkürlerimizi sunuyoruz. Ýstanbul Barosuna, dayanýþma kültürümüzün ve geleneðimizin bir parçasý olarak, bu salonu etkinliðimizde kullanma olanaðý saðladýðý için çok teþekkür ediyoruz. Son olarak, iþ güvenliði ve iþçi saðlýðý konusunu bilince taþýmak adýna düzenlediðimiz etkinliðe katýlan tüm konuklarýmýza, kolektif çabamýza katký koyacaklarýna olan inancýmýzla, Yönetim Kurulumuz adýna sevgi ve saygýlarýmýzý sunuyorum.

Bir de hatýrlatma yapmak istiyorum. Mekânýn giriþinde Þubemizin bültenleri var, son iki sayýmýz var.

Her bültenimizin bir temasý var, bültenimizde dosya konusu olarak ele aldýðýmýz bir baþlýk var. Bir sonraki bültenimizin dosya konusunu iþ güvenliði ve iþçi saðlýðý konusu oluþturacak. Bunu da burada sizlerle paylaþmýþ olayým. Sizlerin de katkýlarýný önemsediðimizi, katký vermenizi beklediðimizi de burada belirtmek istiyorum.

Sözü, Panel Yöneticimiz Emre Gürcanlý’ya býrakýyorum.

Teþekkür ediyorum. (Alkýþlar)

Dr. EMRE GÜRCANLI (Panel Yöneticisi)- Hoþ geldiniz arkadaþlar.

(5)

Ben, kýsa bir giriþ yapmak istiyorum. Özellikle inþaat sektöründe iþ kazalarý ve bunun bilançosu nedir, Türkiye'nin durumu nedir, bu konuda çok kýsa bilgiler vermeye çalýþacaðým. Sonrasýnda Kadriye hocama söz vereceðim. Kadriye hocam, yasal yükümlülükler nelerdir; gerek iþçilerin, gerek iþverenlerin, gerekse de teknik personelin yasal yükümlülükleri nelerdir, bunlardan bahsedecek. Daha sonra sözü Sayýn Dr. Celal Mestcioðlu’na vereceðim. Sayýn Mestcioðlu, iþçi saðlýðý açýsýndan olaya bakmaya çalýþacak ve iþyeri hekimliði açýsýndan durum nedir, hangi noktadayýz, o açýdan kendi birikimlerini yansýtmaya çalýþacak. Son sözü de Sayýn Tevfik Güneþ’e vermek istiyorum. Sayýn Güneþ, son dönemde sürekli tartýþýlan Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Yasa Tasarýsý ve kurulmaya çalýþýlan iþ saðlýðý ve güvenliði sistemi, yasal süreçte son durum nedir, ne gibi tartýþmalar yaþanýyor, nasýl bir sistem kurulmaya çalýþýlýyor ve olmasý gereken nedir, bu konularda bize birikimlerini aktarmaya çalýþacak.

15’er dakika konuþma süremiz olacak, sonrasýnda da soru ve cevaplarla panelimize devam edeceðiz.

ÝTÜ Ýnþaat Fakültesi bünyesinde yaptýðýmýz çalýþmalar ve sahada yaptýðýmýz çalýþmalar sonucunda, inþaat sektörüyle ilgili çok ayrýntýlý istatistiksel bilgilere sahip olduk. Gerek akademik çalýþma kapsamýnda, gerekse de akademik dýþýndaki alandaki çalýþmalarýmýzda, Fakültede, bu konuda pek çok çalýþma yapýyoruz. Þunu çok net gördük: Ýnþaat sektörü açýsýndan gerçekten bir alarm noktasýna gelmiþ durumdayýz. Bir an önce çok etkili önlemler alýnmak durumunda. Aksi takdirde, gerçekten çok daha fazla sayýda iþçi arkadaþýmýzý ve teknik personel arkadaþýmýzý þantiyelerde kaybedeceðiz.

Türkiye'nin durumu nedir? Türkiye, iþ kazasý sonucu ölümlerde, dünyada 3. sýrada. Avrupa'ya baktýðýmýz zaman, Avrupa'da 1. sýrada. Ýnþaat açýsýndan söylüyorum. Diðer sektörler açýsýndan da 1. sýrada deðildir de, 2. sýradadýr; yani ilk 5 içindeyiz sürekli.

Bunun neden böyle olduðuna baktýðýmýz zaman, kafamýzdaki bazý kavramlarý yerle bir etmemiz gerekiyor. Ýþçi saðlýðý ve iþ güvenliði meselesi ne zaman açýlsa, hep söylenilen þey þu oluyor: “Eðitim þart. Ýþçilerimiz eðitimsiz.” Bunu kesinlikle unutalým. Bunun kesinlikle yanlýþ, bunun kesinlikle olaya çok daha farklý açýdan bakan yanlýþ bir bakýþ açýsý olduðunun farkýna varalým. Neden böyle, birazdan açýklamaya çalýþacaðým. Çünkü eðitimden önce, gerek inþaat sektöründe, gerek diðer sektörlerde alýnmasý gereken çok fazla sayýda önlem var.

Bilimsel açýdan çok somut bazý veriler vermek istiyorum sizlere. Tüm sanayi endeksine baktýðýmýz zaman, 2000 yýlýnda kapasite kullaným oraný yüzde 75 iken, 2007 yýlýnda 81,9’a yükselmiþ. Baþka bir tabirle, istihdam artýþý yüzde 1 yükselirken, yüzde 8’lik kapasite artýþý ve sanayi endeksinde yüzde 25 artýþ gerçekleþmiþ. Bu nasýl gerçekleþir? Yani bir ekonomide, çýktýnýz sürekli artýyor, ama iþçi sayýsý artmýyor. Bunu yapmanýz için iki yol vardýr. Birincisi þu: Teknolojik yatýrým yaparsýnýz ve yüksek teknolojiyle, daha az iþçiyle daha büyük verim elde edebilirsiniz. Ancak, inceliyoruz; bu türden yatýrýmlar da yapýlmamýþ. Peki, o zaman olan ne? Olan þudur: 2000’den 2007’ye kadar Türkiye'de çalýþma saatleri yüzde 16 oranýnda artmýþ. Çalýþma saatleri arttýðý zaman, çok doðal olarak yorgunluk ve buna baðlý dikkat bozukluðu, dikkat bozukluðuna baðlý iþ kazalarý görülmemesi mümkün deðil.

Yaptýðýmýz çalýþmalarda zaten þunu çok net bir þekilde görüyoruz: Ýþ kazalarýnýn en fazla gerçekleþtiði saatler -inþaat sektörü için söylüyorum- 11.00–11.30–12.30 arasý ve akþam saatleri, mesai bitimine yakýn saatler; yani iþçilerin, çalýþanlarýn karýnlarýnýn acýktýðý, kan þekerinin düþtüðü, dikkatinin bozulduðu, yani bir mola ihtiyacýnýn ortaya çýktýðý saatler ve mesai sonrasýndaki, mesainin bitimi sýrasýndaki saatler.

Biz daha enteresan þeylerle de karþýlaþtýk inþaat sektöründe. Biliyorsunuz, inþaat sektörü aðýr ve tehlikeli iþler kapsamýnda bir sektör; ama bu sektörde, benim incelediðim pek çok dava dosyasýnda, yaptýðým pek çok bilirkiþilikte, iþ kazalarýnýn saat 21.00’de gerçekleþtiðini görüyorum, saat 22.00’de gerçekleþtiðini görüyorum, saat 02.00’de gerçekleþen iþ kazalarý olduðunu görüyorum. Yani klasik çalýþma saatleri dýþýnda gerçekleþen kazalarýn sayýsý son derece fazla. Tüm bunlar bir araya geldiði zaman, bu çalýþma koþullarýný deðiþtirmediðimiz takdirde, inþaat sektöründe iþ kazalarýný önlememizin mümkün olmadýðýný çok net bir þekilde görüyoruz.

Bazý istatistikler vermeye çalýþacaðým. Bilirkiþi dosyalarýndan topladýðýmýz bazý istatistikler, inþaat sektöründe en fazla rastlanan kazalarý net bir þekilde gösteriyor. Aslýnda daha önceden belirttiðim bir hususun altýný çizeyim. “Eðitim þart” denilen kavramý kafamýzdan atmamýz gerektiðini söylemiþtim.

Bilimsel açýdan, iþçi saðlýðý ve iþ güvenliðinde, bu gördüðünüz 9 temel maddeyi uygulamanýz þart.

Ancak Ancak bunlarý uyguladýðýnýz zaman iþyerindeki riskleri ortadan kaldýrabilirsiniz. Dikkat ederseniz,

(6)

eðitim son sýrada yer alýyor burada. Siz, bunu 8. sýraya alabilirsiniz, 7. sýraya alabilirsiniz; ama 6., 5.

sýraya alamazsýnýz.

Harita mühendisi arkadaþlarýmýzýn da çalýþtýðý inþaat þantiyelerinde riskler son derece fazla. Ýlk önce bu risklerin kaynaðýný, tehlike kaynaðýný ortadan kaldýrmamýz, dolayýsýyla riski ortadan kaldýrmamýz gerekiyor. Bilim bunu söylüyor. Eðer bunu yapamýyorsak, daha az tehlikeli olanýyla yer deðiþtireceðiz.

Tehlikeleri kaynaðýnda azaltmaya çalýþacaðýz. Örneðin, bir binanýn dýþ cephesinde sýva yapýlýyor.

Örneðin, “Ben, sýva yapmýyorum, çok farklý bir malzeme kullanýyorum, çok farklý bir tuðla tekniði kullanýyorum; bunun dýþ sýva ihtiyacý yok” dersiniz, tehlikeyi ortadan kaldýrýrsýnýz.

Bunu yapmadýðýnýzý varsayalým, sýva yapacaksýnýz; daha az tehlikeli olanýyla, daha çabuk kuruyanýyla, daha kolay iþçiliði olanýyla yer deðiþtireceksiniz ki, çoðu zaman daha pahalý oluyor bu. Bunu da yapamadýðýnýzý varsayalým. Tehlikeyi kaynaðýnda azaltacaksýnýz. Yani ne yapacaksýnýz tehlikeyi kaynaðýnda azaltmak için; iskele kurduðunuz zaman, iskelenin korkuluklarý olacak, yani toplu koruma önlemini ortaya koyacaðýz veya iþçiyi tehlikeden uzaklaþtýracaðýz. Yani orada iþçi çalýþtýrmayacaðýz, robot sistemler kullanacaðýz, daha yüksek teknoloji kullanmaya çalýþacaðýz, tehlikeyi izole edeceðiz;

yani o sýva iþi yapýlýrken, o çevreden kimseyi geçirmeyeceðiz. O sýva iþi yapýlýrken, alt kattaki iþleri engelleyeceðiz veya herhangi bir iþ kazasýnýn alt kata sirayet etmesini engelleyeceðiz. Malzeme düþmesini, baþka kiþileri etkilemesini engelleyeceðiz. Bunlarý yapamýyorsak eðer, tehlikeleri hafifleþtireceðiz.

Tüm bunlarý yapmakla birlikte, þantiyenize uygun yönetim stratejileri, yani iþ güvenliði yönetim sistemi uygulayacaksýnýz. Bu da nedir; denetim ve gözetim faaliyetini sürekli yerine getireceksiniz, muhakkak surette orayý denetleyen bir teknik personel olacak. Tüm bunlarý yaptýktan sonra, iþçiye emniyet kemeri ve baret vermeye geliyor sýra. Tüm bunlar yapýlmadan, iþ güvenliði, yalnýzca baret vermek, emniyet kemeri vermek, bu türden kiþisel koruyucular vermek deðildir. Tüm bunlarla birlikte, iþçiye eðitim de vereceksiniz.

Gördüðünüz gibi, hedef þu: Eðitimsiz bir iþçinin dahi, küçük bir çocuðun dahi bir inþaat þantiyesinde veya bir iþyerinde kazaya maruz kalmasýný önlemek. Bilimsel olarak bizim iþ güvenliði uzmanlýðý açýsýndan bakýþ açýmýz bu. Bunlarý saðladýktan sonra, bir de eðitimli bir iþgücü olursa, iþ kazasý riskini muazzam suretle azaltmýþ oluyorsunuz.

Bizim tanýk olduðumuz kazalarýn çok büyük bir kýsmýnda, maalesef, ilk 7 sýradaki önlemin alýnmadýðýný, sadece iþçiye koruyucu ekipman verildiðini ve kimi zaman eðitim verilmeye çalýþýldýðýný vesaire görüyoruz. Bunlarý nereden anlýyoruz? Sanýk olarak yargýlanan iþverenler diyorlar ki, “Ben, ona emniyet kemeri verdim, riskler konusunda da uyardým.” Savunmasýnda bunlar var; zaten bu bilinçsizliði anlýyorsunuz. Baþtaki o toplu koruma önlemleri vesaire konusunda bir savunma verme ihtiyacý duymuyor, çünkü bunun farkýnda deðil. O yüzden de, özellikle pek çok mühendis arkadaþýmýzýn çalýþtýðý, makine mühendisinden tutalým, elektrik mühendisine kadar, inþaat mühendisinden harita mühendisine kadar tüm mühendis arkadaþlarýmýzýn çalýþtýðý inþaat þantiyelerinde riskler maksimum düzeyde. Bunlarý azaltmanýn yolu ise böyle bir yönetim stratejisi izlemektir.

Hangi risklerle karþýlaþýyoruz, çok kýsaca o konuda da bilgi verdikten sonra, sözü diðer konuþmacýlara vereceðim.

Ýnþaat sektöründe ana kaza tiplerine baktýðýmýz zaman, toplam incelediðimiz 5 bin 398 tane olay var.

Bu olaylarýn çoðu SSK istatistiklerine girmemiþ, bizzat mahkemelere yansýmýþ, 1969–2007 yýllarý arasýnda ayrýntýlý bir þekilde incelediðimiz, mahkemelerdeki dava dosyalarýndan derlediðimiz olaylar.

Þunu çok net bir þekilde görelim: Ýnþaat sektöründe en sýk rastlanan kazalar insan düþmeleri, yüksekten düþme. Yüksekten düþmeleri önlediðiniz zaman, neredeyse ölümlerin yarýsýný ortadan kaldýrmýþ oluyorsunuz. Bu son derece önemli bir þey. Dolayýsýyla, inþaat þantiyelerinde, sadece inþaat mühendislerinin ya da inþaat iþçilerinin deðil; tüm çalýþanlarýn en fazla karþýlaþtýðý risk yüksekten düþmeler. Sonrasýnda elektrik çarpmalarý geliyor. Þantiyelere gittiðiniz zaman görürsünüz; çoðu yerde gerekli izolasyon vesaire saðlanmamýþtýr, sigortalar eskidir, kullanýlan elektrikli aletler son derece eskidir ve kiþisel koruyucular da kullanýlmaz. Örneðin, lastik eldivenler kullanýlmaz veya uygun ayakkabý donanýmý yoktur. Topraklama son derece önemlidir. Bunlar çoðu yerde gerçekleþtirilmez.

(7)

Ölümle sonuçlanan üçüncü önemli kaza tipi malzeme düþmeleri. Sonrasýnda, gerçekleþen kazalar þantiye içi trafik kazalarý; yani bildiðimiz, tipik trafik kazasý. Ýki arabanýn çarpmasý, bir aracýn bir yayayý ezmesi gibi kazalarý büyük þantiyelerimizde çok sýk görüyoruz. Kazý kenarýnýn göçmesi de bir diðer kaza türü. Bu ilk 7 kazanýn toplamdaki payý yüzde 90-95 arasý. O yüzden, bu kazalarý ortadan kaldýrmak için gerekli önlemleri aldýðýmýz zaman, denetim ve gözetim faaliyetlerini yerine getirdiðimiz zaman, kazalarýn yüzde 90-95’ine hâkim olabiliyoruz en azýndan.

Onun haricinde, inanýlmaz kazalar var, aklýnýza hayalinize gelmeyecek kaza tipleri var inþaat þantiyelerinde. En fazla karþýlaþtýðýmýz kazalardan bir tanesi boðulmalar. Peki, kim boðuluyor? Örneðin, incelediðimiz olaylarda 85 kiþi boðulmuþ, bunlardan 52’si çocuk, þantiyelerde biriken su birikintilerinde oynamaya çalýþan veya çevresinden geçerken onun içine düþüp boðulan çocuklar. Yani inþaat þantiyeleri yalnýzca iþçiler için deðil; ayný zamanda üçüncü þahýslar için, çevre halký için, çevredeki çocuklar için de çok büyük riskler barýndýrýyor.

Bu riskleri ortadan kaldýrmak için de, tek baþýna eðitim yeterli deðil. Küçük çocuða eðitim verseniz ne olur, vermeseniz ne olur. Eðer o alaný, su birikintisini oradan yalýtmýyorsanýz, zaten orada o iþ kazasýna maruz kalacaktýr. Ýnþaat þantiyesine giriþ-çýkýþlarý denetlemiyorsanýz, üçüncü þahýslarýn kazaya uðrama ihtimali vardýr.

Bir örnek vereceðim. Ýki hafta önce, bir bilirkiþilik için, keþif yapmak için bir þantiyeye gittik. O þantiyede ben de iþ kazasý geçiriyordum. Açýkçasý, ucuz kurtuldum. Yapý makinesindeki kazalar kapsamýnda incelenen bir örnek olay olacaktým ben de, yanýmda savcýyla birlikte. Yani orada, sizin eðitim almanýz vesaire de yeterli deðil. Balta girmemiþ bir orman gibi düþünün þantiyeyi. O þantiyede riskin nereden geleceði gerçekten belli deðil. O yüzden de sürekli denetim ve gözetim faaliyetini yerli yerine oturtmanýz lazým. Aksi takdirde, pek çok iþçi arkadaþýmýzý, teknik personel ve mühendis arkadaþýmýzý þantiyelerde yitirmiþ olacaðýz.

Ben, ayný zamanda Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Komisyonunda çalýþýyorum. 2008 yýlý raporu hazýrladýk.

Sadece gazetelerden, sadece Internet yoluyla, yani basýna yansýmýþ olaylarý taradýðýmýz zaman bile, ölümle sonuçlanan 400’ün üzerinde kazayý deðerlendirmiþ olduk. Bu yýlki tahminim, 1000-1200 arasýnda iþ kazasý gerçekleþeceði yönünde. Bunlar Bakanlýðýn verileri. Mayýs ayýndayýz, Mayýs ayýnýn sonuna geliyoruz. Bakanlýk, 2008 yýlý istatistiklerini yayýnlamadý daha; veya yayýnladý, ben göremedim.

O kadar aradým, yok.

Baþka bir þeyi daha vurgulayacaðým. Her alanda bir þekilde kadrolaþma faaliyetine giren bir siyasi iktidar var, ama Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðýnýn kadrolarýnýn 3’te 1’i boþ þu anda. Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Genel Müdürlüðü kadrolarýnýn büyük bir kýsmý boþ, buralara yeni kadro alýnmýyor.

Türkiye'de toplam iþ müfettiþi sayýsý 325’ti. Türkiye'de 1 milyona yakýn iþyeri var. Bunlarýn büyük bir kýsmý küçük iþyeri vesaire diyelim; ama 350, 400 olsun. Bu kadar sayýda iþ müfettiþiyle çalýþma yaþamýný denetlemeye çalýþýyorsunuz. Bu mümkün deðil. Burada çok bilinçli bir tercih var; “Býrakýnýz, yapsýnlar; býrakýnýz, etsinler” bakýþ açýsý hâkimdir iþçi saðlýðý ve iþ güvenliðinde. Bu konuda çýkarýlmaya çalýþýlan Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Yasa Tasarýsý da bu alaný tamamen kamusal denetimden kurtarmak istemektedir, buraya da özel þirketlerin girmesi hedeflenmektedir. Dolayýsýyla, önümüzdeki süreçte bizi çok da iyi bir çalýþma yaþamý beklemiyor.

Önümüzdeki bir-iki sene için þöyle bir olumlu taraf, ekonomik krizin olumlu bir etkisi olarak söyleyebiliriz belki: Ekonomik krizden dolayý bir daralma, pek çok kiþinin iþsiz kalmasý, pek çok inþaat þantiyesinin durmasý, iþ kazalarýnda bir azalmaya yol açýyor. Yani iþ yoksa, çok doðal olarak kaza da yok. Bunun en somut örneðini Tuzla tersanelerinde görüyoruz. 2008 yýlýnda bizim tespit ettiðimiz, ölümle sonuçlanan 38 iþ kazasý oldu Tuzla tersanelerinde. Ama 2009 yýlýnda bu sayýnýn tek tük olduðunu görüyoruz, çünkü iþlerin bir kýsmý durmuþ durumda. Tuzla tersanelerinde 17-20 bin iþçi iþsiz kalmýþ durumda. Yani ekonomik krize sevinir hale geliyoruz maalesef, iþçilerimiz ölmesin diye.

Genel itibarýyla tablo bu. Bu tablonun deðiþmesi için, teknik elemanlar olarak, mühendisler olarak bizim de yapmamýz gereken çok büyük þeyler olduðunu düþünüyorum. Çok ayrýntýlý istatistiksel verilere girmeyeceðim. Ýkinci kýsýmda, soru-yanýt kýsmýnda bu ayrýntýlara girmeye çalýþýrým.

(8)

Sözü, Sayýn Doç. Dr. Kadriye Bakýrcý’ya vermek istiyorum. Bize, iþin hukuki boyutunda, hukuksal sorumluluklar konusunda bilgi verecek.

Buyurun hocam.

Doç. Dr. KADRÝYE BAKIRCI (ÝTÜ Ýþletme Fakültesi)- Çok teþekkür ederim.

Aslýnda Emre’nin anlattýklarý, yine dönüp dolaþýp eðitimin ne kadar önemli olduðunu gösterdi bana.

Bu anlamda, iþverenlerin eðitimi çok önemli. Yani Emre’nin bahsettiði hususlarýn iþverenler tarafýndan biliniyor olmasý gerekir ki, iþyerinde önleyici önlemler alabilsinler.

Konuþmama, iþçi saðlýðý ve iþ güvenliði kavramý üzerinde durarak baþlamak istiyorum. Dün akþam da aslýnda bu konuyu konuþtuk, “Ýþ saðlýðý mýdýr, iþçi saðlýðý mýdýr, hangi kavram kullanýlýrsa daha doðru olur?” meselesini konuþtuk. Avrupa Birliði mevzuatýnda “Ýþyerinde iþ saðlýðý ve güvenliði” diye geçiyor, diðer mevzuatta da “Mesleki saðlýk ve güvenlik” diye geçiyor. Türkiye'de, “Ýþ saðlýðý ve güvenliði” diyor hukuksal mevzuat. Fakat sýnýfsal kaygýlarý olanlar da “Ýþçi saðlýðý ve iþ güvenliði”

kavramýný tercih ediyorlar. Aslýnda doðrusu, iþyerinde iþ saðlýðý ve güvenliði, iþyerinde saðlýk ve güvenlik. Çünkü koruyucu mevzuat, sadece iþçileri korumuyor, iþçiler dýþýndaki çalýþan gruplarý da bu kavram içerisinde koruyor. Emre, “Ben de kaza geçiriyordum neredeyse” diyor. Hukuken, kendisi üçüncü kiþi. Saðlýk ve güvenlik mevzuatý gereðince, iþyerine veya herhangi bir yere gidecek olan herhangi bir kiþinin de korunmasý gerekiyor.

Ben, aslýnda hukuk okumama ve iþ saðlýðý ve güvenliði konusunda çalýþmama raðmen, kapsamý konusunda, ne kadar geniþ olabileceði konusunda, yurtdýþýnda yaþadýðým bir deneyim beni bile çok irkiltmiþti. Bir gün çok acil bir iþim vardý, fakültedeki kütüphaneye gidecek kadar vaktim yoktu;

oturduðum yere çok yakýn bir halk kütüphanesine gittim. Orada dizüstü bilgisayarýmýn uzun kablosunu bir prize taktým ve uzak bir masaya oturdum. Ýki dakika sonra kütüphaneci geldi, “Buradan geçen birisi takýlabilir ve düþebilir, baþýna bir kaza gelebilir. Rica etsem, daha kýsa tutabileceðiniz bir masaya taþýnabilir misiniz?” dedi ve beni oradan kaldýrdý. Dolayýsýyla, aslýnda son derece geniþ bir uygulama alaný bulan bir kavram.

Mevzuat ne diyor konusunda çok genel bir çerçeve çizebileceðim ancak. Hukuk açýsýndan getirilen düzenlemeler önleme ve tazmine yöneliktir. Önleme, iþ saðlýðý ve güvenliði açýsýndan tabii ki en önemli husustur. Mevzuat, önce önlemeye çalýþýyor, önlemenin yetersiz kaldýðý iþ kazalarýnýn veya meslek hastalýklarýnýn meydana geldiði durumlarda da tazminle ilgili düzenlemeler getiriyor. Ýþ saðlýðý ve güvenliðiyle ilgili düzenlemeler büyük ölçüde Ýþ Kanununda yer alýyor. Borçlar Kanununda birkaç hüküm var; bir de Türk Ceza Kanununda düzenlemeler var. Ayrýca çok sayýda da yönetmelik var. Bu yönetmeliklerin çok önemli olan bazýlarý da Danýþtay tarafýndan ya iptal edilmiþ ya da yürütmesi durdurulmuþ durumda. Bunlarýn yerine de maalesef yeni düzenlemeler yapýlmadýðý için boþluklar söz konusudur.

Ýþ kazalarýnýn ve meslek hastalýklarýnýn iþçi açýsýndan sonuçlarý son derece vahimdir. Tabii, bunlarýn detaylarýna girmeyeceðim. Eðer soru gelirse, ne gibi sonuçlarý olduðu üzerinde durabilirim. Öncelikle iþçi, çalýþan açýsýndan; ama onun dýþýnda, tabii ki ülke ekonomisi veya iþverene maliyeti açýsýndan ve sosyal açýdan iþ kazalarýnýn sonuçlarý vahimdir. Anayasadaki pek çok düzenleme, aslýnda devlete bu konuda yükümlülük getiriyor. Yani her ne kadar Anayasada doðrudan doðruya iþ saðlýðý ve güvenliðiyle ilgili, bu hakla ilgili bir düzenleme yoksa da, Anayasanýn pek çok maddesi, devlete, iþverenlere bu konuda önleyici önlemler alma yükümlülüðü getiriyor. Gerçi, bazen tartýþmalarda, özellikle hukukçularýn kendi aralarýndaki tartýþmalarda, Anayasanýn 65. Maddesi gerekçe gösterilerek, bu konuda devletin üzerine çok fazla gidilemeyeceðini savunanlar oluyor. Çünkü Anayasanýn 65.

Maddesi, devletin sosyal ve iktisadi yükümlülüklerini mali kaynaklarý ölçüsünde yerine getireceðini söylüyor. Dolayýsýyla, þu görüþü savunanlar var: “Devlet, iþ saðlýðý ve güvenliði bu sosyal ve ekonomik haklara iliþkin olduðu için, mali kaynaklarýnýn yeterliliði ölçüsünde iþ saðlýðý ve güvenliði önlemlerini yerine getirmek zorunda, önlemleri bu ölçüde yerine getirmek zorunda” diyenler var. Fakat bu düþünceye katýlmak mümkün deðil; çünkü iþ saðlýðý ve güvenliði aslýnda temel insan hakký olan yaþam hakký ve maddi ve manevi varlýðýný geliþtirme hakkýný ilgilendiriyor. Dolayýsýyla, bunun istisnasý olamaz.

Devlet, bu konuda bütün yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda.

(9)

Mevzuatla ilgili problemlerimizden bir tanesi, çok daðýnýk bir mevzuatýmýzýn var olmasýdýr. Çok çeþitli kanunlarda, çok çeþitli kurumlara denetleme yükümlülüðü getirilmiþ durumdadýr. Halbuki ABD veya Ýngiltere gibi, bu konuda çok geliþmiþ mevzuatý olan ülkelere baktýðýmýz zaman, tek bir kurumun bu konuyla yükümlü kýlýndýðýný ve bütün yetkilerin bu kurumlar elinde olduðunu, bunlarýn özellikleri olduðunu ve çok ciddi bir finansal kaynak saðlandýðýný görüyoruz. Dolayýsýyla, aslýnda Türkiye'de de yapýlmasý gereken budur. Özetle mevzuatýn bu kadar daðýnýk olmamasý gerekiyor. Örneðin, Umumi Hýfzýsýhha Kanunu, Belediye Kanunu, Sosyal Sigortalar Genel Saðlýk Sigortasý Kanunu ve Ýþ Kanunu açýsýndan, yapýlacak olan denetimler farklý farklýdýr. Dolayýsýyla, bunlarýn aslýnda tek bir kuruma baðlanmasý gerekiyor.

Sorunlardan bir tanesi, bu son dönemlerde çýkarýlan yönetmeliklerdir. Son dönem derken, 2003 yýlýndan sonra çýkarýlan yönetmelikler, Avrupa Birliði yönergelerinin çevirisi niteliðinde olan yönetmelikleri kastediyorum. Avrupa Birliði yönergeleri aslýnda çerçeve hüküm belirleyen yönergelerdir.

Dolayýsýyla, bu çerçeve yönergeler Türkçe’ye çevrildiði zaman þu tür sýkýntýlar oluyor: Detaylý düzenlemeler yok, pek çok konuda boþluklar var. Dolayýsýyla, aslýnda yine bu yönetmeliklerin tamamýnýn gözden geçirilip, Türkiye koþullarýna uygun düzenlemelerin yapýlmasý gerekiyor.

Ýþverenlerin yükümlülüklerine bakacak olursak, bir defa, iþverenlerin iþçiyi gözetme borcu var ve bu gözetme borcu çerçevesinde iþverenlerin, iþçileri koruyucu bütün önlemleri alma yükümlülükleri söz konusu. Bu yükümlülük, Ýþ Kanununun 77. Maddesinde de detaylý olarak düzenlenmiþ. Burada da yine iþverene, her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansýz bulundurmak, denetlemek, bilgilendirmek ve eðitim vermek yükümlülüðü getirilmiþ durumda. Dolayýsýyla, aslýnda oldukça kapsamlý bir yükümlülük getirilmiþ Ýþ Kanunuyla ve kapsam oldukça geniþ tutulmuþ.

Yargýtay kararlarýna baktýðýmýz zaman, Yargýtay, alýnacak olan önlemlerin, bilim, teknik ve tecrübenin o anda ulaþtýðý düzeyde olmasý gerektiðini söylüyor; yani iþveren kalkýp, mali gücünü gerekçe göstererek, önlemleri alamayacaðýný söyleyemiyor. Yargýtay, en son teknolojik ve bilimsel nokta neyse, o husustaki bütün önlemlerin alýnmasý gerektiðini söylüyor.

Ýþyerinde iþ saðlýðý ve güvenliði konusunu örgütleme yükümlülüðü getiriyor Ýþ Kanunu. Bu örgütleme yükümlülüðü çerçevesinde de, iþverenlerin, iþyerinde iþ saðlýðý ve güvenliði kurulu oluþturmalarý, bir de iþyeri saðlýk ve güvenlik birimi oluþturma yükümlülükleri var. Ýþ saðlýðý ve güvenliði kuruluyla ilgili düzenleme, Ýþ Kanununun 80. Maddesinde düzenlenmiþ. Ýþyeri saðlýk ve güvenlik birimi çerçevesinde de, iþyeri hekimi, iþyeri güvenliðiyle ilgili mühendis ve teknik elemanlar, saðlýk ve güvenlik iþçi temsilcilerinin oluþturulmasý yükümlülüðü var. Kanun diyor ki, “Sanayiden sayýlan, devamlý olarak en az 50 iþçi çalýþtýran ve 6 aydan fazla sürekli iþlerin yapýldýðý iþyerlerinde, her iþveren bir iþ saðlýðý ve güvenliði kurulu kurmakla yükümlüdür. Ýþverenler, iþ saðlýðý ve güvenliði kurullarýnca iþ saðlýðý ve güvenliði mevzuatýna uyularak verilen kararlarý uygulamakla yükümlüdürler.” Teknik elemanlarla ilgili yönetmelik iptal edildi sanýyorum.

Eðer iþveren, iþ saðlýðý ve güvenliði kurulu kurmazsa, hem idari para cezasý düzenliyor Kanun; hem de iþ saðlýðý ve güvenliði kurulu kurmadýðý için bir iþ kazasý veya meslek hastalýðý meydana gelirse, iþveren yüzdeyüz kusurlu sayýlýyor. Dolayýsýyla, bu kurulun mutlaka iþveren tarafýndan kurulmasý yükümlülüðü öngörülmüþ durumda.

Ýþyeri saðlýk ve güvenlik birimiyle ilgili düzenleme için de, Ýþ Kanununun 81. Maddesi þöyle bir düzenleme öngörmüþ: “Ýþverenler, devamlý olarak en az 50 iþçi çalýþtýrdýklarý iþyerlerinde alýnmasý gereken iþ saðlýðý ve güvenliði önlemlerinin belirlenmesi, uygulanmasý ve izlenmesi; iþ kazasý ve meslek hastalýklarýnýn önlenmesi, iþçilerin ilkyardým ve acil tedaviyle koruyucu saðlýk hizmetlerinin yürütülmesi amacýyla, iþyerindeki iþçi sayýsý, iþyerinin niteliði ve iþin tehlike sýnýf ve derecesine göre, iþ saðlýk ve güvenlik birimi oluþturmakla; bir veya birden fazla iþyeri hekimiyle, gerektiðinde diðer saðlýk personelini görevlendirmekle; sanayiden sayýlan iþlerde, iþ güvenliði uzmaný olan bir veya birden fazla mühendis veya teknik elemaný görevlendirmekle yükümlüdürler” diyor. Sanýyorum, bununla ilgili detaylarý Celal Bey verecek. Dolayýsýyla, bununla ilgili detaylarý geçiyorum.

Ýþçilerin yükümlülükleri konusu üzerinde durmak istiyorum biraz. Ýþçilerin yükümlülüðüyle ilgili olarak da Ýþ Kanununun 77. Maddesi, iþçilerin, iþ saðlýðý ve güvenliði konusunda alýnan her türlü önleme uymakla yükümlü olduklarýný söylüyor. Dolayýsýyla, iþçiler eðer bu yükümlülüklerini yerine getirmezlerse, Kanun, iþçinin derhal, hiçbir tazminat ödenmeksiniz çýkarýlabileceðini öngörüyor. Bunun için, iþçiye

(10)

tabii ki önceden eðitim verilmesi gerekiyor ve iþçinin bu konuda uyarýlmýþ olmasý gerekiyor iþten çýkarýlmadan önce.

Yargýtay kararlarýna baktýðýmýz zaman, Yargýtay, iþçinin çýkarýlabilmesi için, mutlaka bir zararýn meydana gelmesi gerekmesini aramýyor. Ýþçinin sadece bir tehlike yaratmýþ olmasý da iþten çýkarýlmasý için yeterli; yani illa bir kazaya neden olmasý, bunun sonucunda bir zarar meydana gelmiþ olmasý gerekmiyor. Ýþçinin davranýþý tek baþýna bir tehlike durumu yaratmýþsa, bu takdirde, iþçinin iþten çýkarýlabileceðini söylüyor. Örneðin, bir kararýnda þunu söylüyor: “Buhar kazanlarýný denetlemekle görevli iþçinin bu görevini yerine getirmemesi kazalara yol açabileceðinden, iþten çýkarýlabilir” diyor.

Dolayýsýyla, böyle bir kaza meydana gelmemiþ olmasýna raðmen, sýrf bu davranýþý nedeniyle iþten çýkarýlabileceðini söylüyor. Yine Yargýtay, bir baþka kararýnda, iþçinin davranýþý kendi saðlýðýna ve güvenliðine bir tehlike oluþturduðu durumlarda da iþçinin çýkarýlabileceðini söylüyor. Örneðin iþçi, baret takmayý reddetmiþ. Kendi saðlýðýný tehlikeye düþürdüðü için, yine iþçinin iþten çýkarýlabileceðini ve herhangi bir tazminat hakkýnýn doðmayacaðýný söylüyor Yargýtay.

“Ýþçilerin ne gibi haklarý var?” meselesinde, 2003 tarihli Ýþ Kanunu birtakým düzenlemeler getirdi;

fakat çokça eleþtirilen düzenlemeler bunlar. Eski Kanunda, eðer iþveren, iþ saðlýðý ve güvenliði önlemlerini almýyorsa, sadece iþçinin iþ sözleþmesini fesih hakký vardý; iþçi, iþ sözleþmesini derhal feshedebiliyordu. Bu yeni Kanun bunu zorlaþtýrdý. Kanun, bir de çalýþmaktan kaçýnma hakký tanýdý iþçilere; fakat bunu da yine belli prosedürlere baðlayarak kabul etti.

Ýþ Kanununun 83. Maddesi þunu söylüyor: “Ýþyerinde iþ saðlýðý ve güvenliði açýsýndan iþçinin saðlýðýný bozacak veya vücut bütünlüðünü tehlikeye sokacak, yakýn, acil ve hayati bir tehlikeyle karþý karþýya kalan iþçi, iþ saðlýðý ve güvenliði kuruluna baþvurarak, durumunun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alýnmasýna karar verilmesini talep edebilir. Kurul, ayný gün acilen toplanarak kararý verir ve durumu tutanakla tespit eder. Kurulun, iþçinin talebi yönünde karar vermesi halinde iþçi, gerekli iþ saðlýðý ve güvenliði tedbiri alýnýncaya kadar çalýþmaktan kaçýnýr.” Yani iþçi, bir tehlikenin varlýðý halinde, kendisi buna karar veremeyecek, mutlaka iþ saðlýðý ve güvenliði kurulunun bu konudaki kararýný bekleyecek.

Kanun tasarýsýnda, yakýn, acil ve hayati bir tehlike deðil; sadece yaþamsal ve/veya acil bir tehlike varsa, iþçinin bu prosedüre baþvuracaðý öngörülmüþtü. Fakat daha sonra Mecliste, hepsi bir arada,

“ve” eki konularak, “Tehlike yakýn olacak, acil olacak ve hayati olacak” þeklinde düzenlendi. Ýþçinin iþi yapmaktan kaçýma hakkýný kullanabilmesi içi, bu unsurlarýn üçü birden aranýyor. Örneðin, silikoz gibi tozlarla ortaya çýkan tehlikeler uzun vadede hayati tehlike yarattýklarý için, acil nitelik taþýmadýklarýndan, iþçi, bu yola baþvuramayacak. Dolayýsýyla bu, çokça eleþtiriye açýk bir düzenleme.

Borçlar Kanununda da aslýnda iþi yapmaktan kaçýnma hakkýyla ilgili bir düzenleme var. Dolayýsýyla iþçi, riski göze almak koþuluyla, iþ saðlýðý ve güvenliði kuruluna baþvurmadan da çalýþmaktan kaçýnma hakkýný kullanabilir; yani iþverene, “Sen, iþ saðlýðý ve güvenliði önlemlerini alýncaya kadar çalýþmayacaðým”

diyebilir. Çalýþmaktan kaçýnma hakkýnýn kullanýldýðý durumlarda, iþçi çalýþmasa da, çalýþmadýðý süreye iliþkin ücretine hak kazanýr. Yalnýz, eðer Borçlar Kanunundaki bu düzenleme, Ýþ Kanunundaki düzenlemeyi bypass eder, Borçlar Kanunundaki düzenlemeye göre çalýþmaktan kaçýnma hakkýný kullanýrsa, risk iþçide. Örneðin, daha sonra bilirkiþi marifetiyle, iþçinin var olduðunu zannettiði bir riskin olmadýðý saptanýrsa, bu durum, iþçinin hiçbir tazminat ödenmeksizin sözleþmesinin feshine yol açabilir; ama iþçi eðer bu riski göze alabiliyorsa, mevcut mevzuatta yine bu yola baþvurabilir.

Ýþveren, iþ saðlýðý ve güvenliði önlemlerini almýyorsa, Ýþ sözleþmesini fesih hakký var iþçinin. Eski Kanunda, iþ saðlýðý ve güvenliði önlemlerinin alýnmamasýyla ilgili özel bir düzenleme olmamasýna raðmen, Kanundaki düzenlemeler kýyas yoluyla uygulanarak, iþçi, bu hakkýný kullanabiliyordu. Fakat burada bir prosedür öngörülmüþ. Ýþ Kanununda deniliyor ki, “Ýþ saðlýðý ve güvenliði kurulu kararýna, iþçinin talebine raðmen gerekli tedbirin alýnmadýðý iþyerlerinde iþçiler 6 iþgünü içinde iþ sözleþmesini feshedebilirler.” Kanun, yine burada iþ saðlýðý ve güvenliði kurul kararýna baðlamýþ iþçinin fesih hakkýný.

Aslýnda iþçi, çalýþma þartlarýnda esaslý deðiþiklik olduðu gerekçesiyle de bu fesih hakkýný kullanabilir ve yine iþ saðlýðý ve güvenliði kuruluna baþvurmasý gerekmez. Aslýnda Kanunun böyle bir düzenleme yapmasý da doðru deðil; fakat maalesef, bazý þeyleri zorlaþtýrmak istemiþler ve böyle bir düzenleme yapmýþlar. Ýlginç olan da, iþçinin hayatý, saðlýðý düþünülmemiþ de, iþverenin uðrayacaðý mali kayýplar hesaplanmýþ, ona göre düzenlemeler yapýlmýþ. Bu, oldukça çarpýcý.

(11)

Burada aslýnda sendikalara çok büyük görevler düþüyor, ama o konu üzerinde çok fazla duramayacaðým.

Sendikalar ne yapabilir? En azýndan iþçilerin eðitimi konusunda üzerlerine düþen þeyler olduðunu düþünüyorum.

Çocuk ve genç iþçiler problemimiz var; ama vaktim olmadýðý için, bu konuyu da geçeceðim. Çocuk ve genç iþçilerle ilgili düzenlemeler var Ýþ Kanununda; fakat uygulamada, bu düzenlemeler pek de izlenmiyor maalesef. Yine pek çok iþ kazasýnda çocuk yaþta insanlarýn öldüðünü ya da sakat kaldýðýný görebiliyoruz.

Kadýn iþçilerle ilgili düzenlemeler var; zamanýmýz sýnýrlý olduðu için onlarý da geçiyorum yine.

Ýþ saðlýðý ve güvenliðiyle ilgili yaptýrýmlar konusu üzerinde biraz durmak istiyorum. Ýþverenin, iþ saðlýðý ve güvenliðiyle ilgili düzenlemelere uymamasý halinde uygulanacak olan yaptýrýmlardan bir tanesi, maddi ve manevi tazminat davasý açýlmasý. Eðer iþçi hayatta kalmýþsa, kendisi maddi ve manevi tazminat davasý açabiliyor. Ýþçinin ölümü halinde ise, desteðinden yoksun kalanlar bu davalarý açabiliyorlar.

Bir de iþverene uygulanabilecek olan idari yaptýrýmlar var; idari para cezasý, iþin durdurulmasý, iþyerinin kapatýlmasý, iþçilerin çalýþmaktan alýkonulmasý gibi birtakým yaptýrýmlar. Cezai yaptýrýmlar içerisinde de, taksirle insan yaralama ya da taksirle insan öldürmeye iliþkin birtakým Türk Ceza Kanunu hükümleri devreye giriyor. Ýþçinin ölmesi veya yaralanmasý durumunda, Türk Ceza Kanununun 85 ve 89. maddeleri devreye giriyor. 85. Madde, “Taksirle bir insanýn ölümüne neden olan kiþi, 2 yýldan 6 yýla kadar hapis cezasýyla cezalandýrýlýr” diyor. Taksir, dikkat ve özen yükümlülüðüne aykýrýlýktýr. Kiþinin istemediði ve öngörmediði bir sonuç meydana gelmiþtir taksirde; yani ne öngörülebilirlik vardýr, ne isteme olayý vardýr.

Bir de bilinçli taksir var. Bilinçli taksirde ise, sonuç istenmiyor; ama öngörülüyor, yani öyle bir kazanýn meydana gelebileceði öngörülüyor. Dolayýsýyla Kanun, taksir ve bilinçli taksir durumlarýnda ayrý ayrý düzenleme yapmýþ.

Bu açýklamadan sonra, Maddeyi tekrar edeyim.

85. Madde diyor ki, “Taksirle bir insanýn ölümüne neden olan kiþi, 2 yýldan 6 yýla kadar hapis cezasýyla cezalandýrýlýr. Eðer fiil birden fazla insanýn ölümüne veya bir veya birden fazla kiþinin ölümüyle birlikte, bir veya birden fazla kiþinin yaralanmasýna neden olmuþsa, kiþi, 2 yýldan 15 yýla kadar hapis cezasýna mahkum edilir.”

Taksirle yaralanmaya neden olunmasý durumunda da, 89. Maddeye göre, zararýn aðýrlýðýna göre, 3 aydan 2 yýla kadar deðiþen hapis veya adli para cezasý öngörülmüþ. Eðer bilinçli taksir durumu varsa, bu takdirde, sözünü ettiðim cezalar 3’te 1’den yarýsýna kadar arttýrýlýr diyor Kanun. “Kiþinin öngördüðü neticeyi istememesine karþýn, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir söz konusu olur”

demiþtim.

Bir de yine Türk Ceza Kanununda, suçtan dolayý verilecek ceza, failin kusuruna göre belirleniyor; yani kusurun derecesini deðerlendiriyor ve alt ve üst sýnýrlar arasýnda bir cezaya hükmediyor. Bir de Türk Ceza Kanununda 2005 yýlýnda yapýlan deðiþiklikle, bu kusur oranlarýnýn daðýtýmýnda önemli bir deðiþiklik yapýldý. Daha önceleri, eski Ceza Kanununun yanlýþ yorumu yüzünden, eskiden kusur bölüþtürülüyordu; fakat yeni Kanun diyor ki, “Herkes kendi kusuru oranýnda sorumludur.” Dolayýsýyla, kusurun daðýtýmýnýn aslýnda yeni Kanuna göre mümkün olmamasý gerekiyor. Örneðin, bir iþveren vekili kendi üzerine düþen iþi yapmamýþsa, diyelim ki 8 üzerinden saptanýyorsa, 8 üzerinden onun kendi kusurunun saptanmasý gerekiyor. Bu, 8’de 8 de olabiliyor. Diðer bir iþveren vekili de kusurluysa, onun da ayrýca 8 üzerinden 8’de 8 çýkabilir yine. Yani eskisi gibi, 8 üzerinden, birisine 8’de 1, öbürüne 8’de 2, hepsini 8’e tamamlama þeklinde bir düzenleme söz konusu deðil. Fakat yine bilirkiþi raporlarýnda, eski uygulamanýn devam ettiðini görüyoruz. Hâkimlerin çoðunun da ne yazýk ki zaman yokluðundan, yeni mevzuatý inceleyecek vakti yok galiba, onlarýn da gözünden kaçýyor. Çünkü bu yönde kararlar çýkabiliyor hâlâ; yani eski uygulamanýn devam ettiði kararlar çýkýyor, bir de yeni düzenlemeye göre kararlar çýkýyor. Bunlarýn bazýlarý Yargýtay'dan dönüyor vesaire.

(12)

Dolayýsýyla, birden fazla kiþinin bir olaya katýldýðý durumlarda kusur daðýtýmý söz konusu deðil. Hem fail, hem maðdur kusurluysa, o zaman ortak kusur söz konusu olduðu için kusurun daðýtýmý söz konusu olabilir. Aksi halde, birden fazla fail varsa, failler arasýnda kusurun daðýtýlmasý ve 8 üzerinden hepsine bölüþtürülmesi söz konusu deðil.

Sanýyorum, 15 dakikayý doldurdum. Sabrýnýz için teþekkür ederim.

PANEL YÖNETÝCÝSÝ- Teþekkür ediyoruz.

Sözü, Celal Mestcioðlu’na vereceðim. Kendisi, iþyeri hekimliði ve iþçi saðlýðý konusunda bizi aydýnlatacak.

Buyurun.

Dr. CELAL MESTCÝOÐLU (Ýstanbul Tabip Odasý)- Merhabalar.

Ben, þöyle söylemek gereksinimini duyuyorum: Alana iliþkin taraflarýn tümünün iyi niyetli olarak yaklaþtýðýný, ama bir türlü ortak paydada buluþamadýklarýný düþünüyorum, böyle düþünmek istiyorum.

Amaç, kavramlarýmýzý ortaklaþtýrmak. Çünkü günlük yaþýyoruz. Her gün iþyerlerimizde insanlar zarar görüyorlar, 20 yýl sonraki emeklilik dönemlerinde kanser olma riskine maruz kalýyorlar, ölüyorlar. O nedenle, bu iþle uðraþan herkesin kavramlarý ortaklaþtýrmasý gerektiðini düþünüyorum.

Þu anda var olan mevzuat, Türkiye'deki var olan mevzuat, birçok konuda eleþtirilebilir, Türkiye'de kendi yaptýðýmýz iþi bile eleþtirebiliriz; ama var olan mevzuat, Avrupa Birliðiyle uyum saðlamaya çalýþan, yani bu alana modern yaklaþýmlarla bakmaya çalýþan bir mevzuat. Daha önceden söylenildiði gibi, çoðunluðu da çeviri mevzuat. Fakat içinde birçok bölüm var, birçok alanlarý var, bütün alanlarý kapsamaya çalýþýyor, eleþtirilecek çok þey var; daðýnýk, yol gösterici deðil birçok açýdan, ayrýntýya gereksinim duyduðu yerlerde eksik kalýyor.

Mesela, þöyle bir örnek verebilirim: Geçenlerde, kot beyazlatma iþçileri bir sürü sýkýntýlar yaþadý.

Medyada duymuþsunuzdur bununla ilgili olaylarý. Aþaðý yukarý önümüzdeki 2 yýl içinde, sadece bu nedenden dolayý 5 bin insanýn ölümü bekleniyor. Dünyada ilk kez silikoz hastalýðý tekstilde, Türkiye'de bulundu. Dünyada ilk kez 3 ay maruziyetle bir meslek hastalýðý, silikoz hastalýðý Türkiye'de çýktý. Bunun üstüne Saðlýk Bakanlýðý dedi ki, “Kum taþlamak yasaktýr.” Böyle bir þeye gerek var mýydý? Zaten elimizdeki mevzuatlar gereði bu iþ yasak deðil miydi? Biraz önce Kadriye Haným söyledi; yani her þeyi bir kenara býrakýn, mevzuat diyor ki, “Ýþveren, günümüzün gerektirdiði en üst seviyede tedbiri almalý, teknolojiyi kullanmalý ve çalýþanýna zarar vermeyecek koþullarý saðlamalýdýr.” Eðer bu gerçekse, kumlayarak bir kot beyazlatmak yasaktýr; çünkü bunu astronot giysileriyle de yapsanýz, saðlýk koþullarýna aykýrýdýr bu iþ. Gemi tersanelerinden bilirsiniz belki; raspa yaparlar. Bunun ideali, o astronot giysileriyle, 500-750 metre alanda, kimsenin bilmediði yerlerde raspa yapmaktýr. Dolayýsýyla, böyle bir iþ yasak aslýnda, bunu söylemeye gerek yok; ama bizim algýladýðýmýz farklý. Ýþverenler, o mevzuatý kendisine bir engel olarak algýlýyor. Kendi önlerini açacak bir beklenti içindeler. Mesela, taþeronlaþmanýn daha da kolay olmasýný, daha da ayrýntýlandýrýlmasýný bekliyorlar.

Aþaðý yukarý 20 gün önce, baþka bir sektörde, tekstil sektöründe, Denizli’de bir fabrikayý denetlemek için gitmiþtim özel bir kurum için. Adamcaðýz 1800 iþçi çalýþtýrýyor, bir tek taþeronu yok. Bu örnekten bizim haberimiz yok.

Uzmanlarýn önerilerini ise bu þekilde nitelendirenler olabilir; yani çok ayrýntýlý, çok geliþmiþ. Türkiye'nin 13,5 milyon kayýtlý iþsizi var. Ta 1970 yýlýnda, Uluslararasý Çalýþma Örgütünün bir görevlisi demiþ ki,

“Kapýda iþsiz adam varsa, iþ güvenliðinden söz etmek mümkün deðildir.” En iyi koþullarla bile, bir iþçiye iþini býrakabilme olanaðýný tanýyan bir yasamýz olsa, kaç kiþi iþini býrakýrdý? Bizim alana yönelik önerilerimizi, düþüncelerimizi algýladýðýmýz farklý ya da iþverenlerin bu önerilere yaklaþýmý farklý.

Sonuç olarak, bizim sahada gördüðümüz ise çok farklý maalesef. Ama bugünkü durum içler acýsý.

Biraz önce rakamlar söyledi Emre Bey; ben de birkaç tane rakam söyleyeceðim. Tüm bunlarýn sonucunda, 400 küsur denetçinin ya da dýþarýdan gelen denetçilerin söylediklerinden sonra yaþanýlan þey çok daha farklý.

(13)

Uluslararasý Çalýþma Örgütünün dünyadan derlediði toplu 2000 yýlý istatistikleri var þu an için. Dünyada, iþ kazasý ve meslek hastalýklarýnýn toplamýnýn yüzde 50’den fazlasýný meslek hastalýðý oluþturmakta.

Bizde ise, iþ kazasý ve meslek hastalýklarý toplamýnýn ancak yüzde 1,5’unu meslek hastalýðý oluþturmakta.

Açýkçasý, inþaat sektörünü çok fazla bilmiyordum buraya gelmeden önce. Araþtýrdým, baktým. Örneðin, inþaat sektöründe kayýtlý meslek hastalýðý neredeyse yok. “Kazalar niye oluyor?” diye baktýðýmýz zaman, iþin temelinde ne olduðunu incelememiz lazým. Buraya gittiðimiz zaman, meslek hastalýklarýnýn da sayýsýnýn daha artmasý gerektiðini öngörüyoruz. 2007 yýlýnda meslek hastalýðý 1208. Çalýþma Bakanlýðý, bunu 50 bine getirmeye çalýþýyor bugün için. Kendi resmi hedefleri içinde, tespit edilmiþ meslek hastalýðý sayýsýnýn 50 bin olmasýný öngörüyor; çünkü bunu savunabilmek mümkün deðil. Yani öncelikle maruziyetin hastalýk kýsmýný görebileceksiniz ki, tehlikeyi, ölümü getirebileni daha net görebilesiniz.

Bakýn, 100 bin iþçiye düþen iþ kazasý sayýsý Türkiye'de 1424. Ama ölümle sonuçlanan iþ kazasý sayýlarýna baktýðýnýzda, en kötü durumda, Türkiye'de, Avrupa Birliðinden 2,5 katýndan fazla. Uluslararasý Çalýþma Örgütü, Türkiye'de olmasý gereken ya da olan, ama bilmediðimiz iþ kazalarý sayýlarýný var olanýn aþaðý yukarý 2-3 katý, meslek hastalýklarý sayýsýný da var olanýn aþaðý yukarý 40-50 katý olarak öngörmektedir.

Bu rakamlar neden gerçeði yansýtmýyor aslýnda; çünkü Türkiye'deki çalýþan insanlarýn ¼’ü sigortalý deðil. Bu, 2-3 sene önceki veriler. Bugün belki bu rakam daha fazlalaþmýþ vaziyette belki. Kayýt dýþý çalýþan insanlar var.

Türkiye'de, 72 saatin üzerinde çalýþan insan sayýsý yüzde 5,6. Yasa diyor ki, “Yýlda 270 saatin üstünde fazla mesai yapamazsýn, yaptýramazsýn.” Peki, çözüm nerede? Bugün hangi iþ mahkemesine giderseniz gidin, neredeyse her yerde bu konuyla ilgili bir dava var Ýstanbul'da. Yüzde 80’i fazla mesai, ama hâlâ buradaki çalýþma biçimi ayný.

Bu da Türkiye Ýstatistik Kurumunun 2008 yýlýnda yaptýðý bir çalýþma. 12 ay içerisinde çalýþmýþ olanlara sormuþlar ve insanlarýn yüzde 2,9’u iþ kazasý geçirmiþ. Bu, inþaat sektöründe yüzde 4,6; yani her çalýþan 100 kiþiden, son 1 yýl içinde 4,6’sý inþaat sektöründe kaza geçirmiþ.

Bu da 2005 yýlý SSK verileri. Biraz önceki rakamlarla buradaki rakamlar farklý olabilir, çünkü SSK’ya iþ kazasý diye gelen vakalar Çalýþma Bakanlýðýnda iþ kazasý olarak gözükmüyor. SSK’da “Meslek hastalýðý”

deniliyor. Bunun sigortaya yansýyýp mahkeme kararý çýkarak tazminata dönüþmesi farklý bir süreç.

Bence, hukuki açýdan Türkiye'deki en büyük sýkýntýlardan bir tanesi bu.

2005 yýlýnda, toplam 73 bin 860 iþ kazasýnýn yüzde 8,77’si inþaat sektöründe olmuþ. Meslek hastalýðýnda ise binde 58. Mesela, inþaat sektöründe meslek hastalýðýnýn olmamasý demek deðil bu. Ýnþaat sektöründe insanlar uzun süre çalýþmadýklarý için ya da kýsa süreli iþler yaptýklarý için, maruziyetlerinden doðan hastalýklarý bir meslek hastalýðý olarak kayda geçmiyor. Dolayýsýyla, bir inceleme yapmak, bilimsel bir araþtýrmaya gidebilmek daha zorlaþýyor belki de.

Çalýþma Bakanlýðýnýn müfettiþlerinin gözlemlerinde, inþaat, iþ kazalarý içinde ikinci sýrada. Burada da günlük iþ kazasýna baðlý ölüm gerçekleþmemiþ belki, ama gün kaybý tespiti söz konusu. Toplam 1 milyon 737 bin 46 saat iþ kaybýndan, yüzde 13,18’i inþaat sektöründe gerçekleþmiþ. Yatarak ise, yüzde 24’ü inþaat sektöründe gerçekleþmiþ iþgücü kaybý. Bu iþgücü kaybý, iþverenin önemsememesi gereken bir þey mi?

Çalýþan sigortalý iþçi sayýsý inþaat sektörü için çok önemli. 2004 yýlýnda, 1-3 iþçi çalýþtýran iþyerinde 22 bin 45 kaza olmuþ. Tüm kazalarýn yüzde 26,30’u 1-3 kiþi çalýþan iþyerlerinde olmuþ. Mesela, mevzuatýn en önemli eksik taraflarýndan bir tanesi bu; bunlar için, neredeyse hiçbir þey öngörmüyor.

100’ün altýndaki iþyerleri yüzde 71,19, yani oluþan kazalarýn yüzde 71,19’u 100’ün altýnda iþçi çalýþtýran iþyerlerinde olmuþ. Bu, inþaat sektörü için yine çok önemli bir veri. Son yaptýðý iþi 1 yýldan az süreyle yapan insanlarýn geçirdiði iþ kazasý ve meslek hastalýðý vakalarý tüm vakalarýn yüzde 44,37’si. Ýnþaat sektörü bunun içinde yer alýyor, yani kýsa süreli çalýþýlan bir iþyeri.

Ýþ saðlýðýyla ilgili olarak þunu söylemek istiyorum: Kendinizi nasýl hissediyorsunuz saðlýk anlamýnda?

SALONDAN- Þu an için iyi hissediyorum.

(14)

Dr. CELAL MESTCÝOÐLU- Bir iþ toplantýsýnda olsak, ben de sizin iþyerinizin iþyeri hekimi olsam, yaptýðým iþi þöyle tanýmlarým: Var olan bu iyilik halinizin, yaptýðýnýz iþ nedeniyle bozulmasýný engellemek. Var olan bu iyilik halinizin, yaptýðýnýz iþ nedeniyle, bu iþyerinde bulunmak nedeniyle iyi olmasýný saðlamak amacýyla yapmamýz gereken, takip edilebilir, planlý, programlý iþler bütünüdür iþçi saðlýðý. Güvenliði ise, bundan farklý olarak, sadece sizin saðlýðýnýzý deðil; ayný zamanda anlamdaki saðlýðýný ve devamlýlýðýný içerir. Ýnsan ve þirket, bir bakýþa göre ayný yapýlardýr. Büyüyebilmek, hatta yaþayabilmek için, bünyelerinde barýndýrdýklarý denge ve deðiþim durumlarýný ayrý ayrý; fakat ayný bünyede yönetmek durumundadýr, ama amaçlarý biraz farklýlýk gösterir. Ýnsan, mutluluk için yaþar, mutlu olabilmek için varlýðýný sürdürür. Mutluluk ise iki bileþenden oluþur bana göre; baþarý ve huzur. Þirket ise tek bir amaç için vardýr; o da baþarý, kârlýlýk. Ýþte, iþçi saðlýðý ve iþ güvenliði faaliyetlerinin insan kaynaklarýyla bir bütünlük içinde olmasý gereken iþyeri hekiminin gerekliliði de tam bu farklýlýðýn içinde gizlidir.

Þirketin istediði baþarý, ancak ve ancak huzurlu ve baþarýlý çalýþanlar tarafýndan saðlanabilir. Huzuru oluþturan en önemli iki bileþen ise saðlýk ve güvenliktir. Dolayýsýyla, bunu saðlayýp, doðru düzgün, kârlýlýðý fazla, verimliliði fazla bir iþte çalýþabilmek, bir iþ sahibi olabilmek için, böyle bir iþte çalýþabilmek için, çalýþanlarýn huzurlu, saðlýklý ve güven içinde çalýþabilir olmasýný temin etmeliyiz. Bu birlikteliði saðlayabilen bir bakýþ açýsý gerekir. Ýþçi saðlýðý ve iþ güvenliði de tam bu noktada, bu birlikteliði saðlamak için çok önemli bir veridir aslýnda. Bana sorarsanýz, iþçi saðlýðý ve iþ güvenliði kurullarý, bir iþyerinde, gerek iþçilerin birlikteliðini, örgütsel altyapýlarýný saðlamak amacýyla sendikalarýmýzýn çok üstünde durmasý gereken bir kurum; gerekse iþverenin iþçiyle yakýnlýðýný saðlamak anlamýnda, ne olup bittiðini anlamak için çok önemli bir kurul.

Benim bakýþ açýma göre, çalýþanlarý dinlemek gerekir ki, bir iþyerinde ne olup bittiðini anlayabilelim;

bir iþyerinde tehlikenin nerede olduðunu, nerede sorun olduðunu anlayabilelim. Mesela, iþyeri hekimi olarak, gerek Türk Tabipleri Birliði nedeniyle, gerekse çalýþtýðým yerlerde, çalýþan insana, ustabaþýna sorduðum zaman, makinenin hangi noktada sýkýntý yarattýðýný çok iyi söyler. Ýþçinin, iþçi saðlýðý ve iþ güvenliðiyle ilgili olarak saðlamasý gereken bu birlikteliði saðlayabilmesi için mevzuatta da var olan bilme hakkýný nasýl saðlayacaðýz? Örneðin, kimyasallarla ilgili olarak, iþverenlerin, malzeme güvenlik bilgi formlarýný anlaþýlýr, bilinir, görünür, gerçek anlamda uygulanabilir bir biçimde çalýþanlara sunmasý lazým. Sendikalarýn, çalýþanlarýn bu bilme hakkýný saðlamalarý gerekir. Mesela, bu anlamda Petrol-Ýþ bir çalýþma yapmýþ. Diyor ki, “Ýþyerlerinin yüzde 9,3’ünde yemek verilmemektedir. Ýçme suyu, neredeyse yüzde 50’sinde taþýma depolarla saðlanmaktadýr. Yüzde 61,6’sýnda tozlu ortam mevcuttur.”

Bir iþyerinde bu koþullar varken, ne ücret isterseniz isteyin, çalýþanýn, biraz önce söylediðimiz bir bütün içinde, o kültür içinde bir iþletmede var olup da huzurlu çalýþabilmesi bence mümkün deðil.

Dr. EMRE GÜRCANLI (Panel Yöneticisi)- Teþekkürler. Þimdi sözü Birleþik Metal-Ýþ Sendikasý’ndan katýlým saðlayan Tevfik Güneþ’e veriyorum.

TEVFÝK GÜNEÞ (DÝSK Birleþik Metal-Ýþ Sendikasý)- 1977’de kurulan Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Ulusal Komitesi, 12 Eylül cuntasýyla birlikte, bizzat Kenan Evren’in talimatýyla laðvedilmiþtir. Sonuçta, ilk defa 1980’li yýllarýn sonlarýndan itibaren Türkiye'de iþ saðlýðý ve güvenliðine dönük birtakým adýmlarýn atýlmaya baþladýðýný görüyoruz. O da þundan dolayý: Türkiye'deki iþ saðlýðý ve güvenliðinin kavramsal yapýsýný oluþturan temel belgeler var. Özellikle ILO belgeleri, 155 ve 161 sayýlý sözleþmeler bizim açýmýzdan çok temel veriler olarak ifade edilmektedir. Bir de 2000’li yýllardan sonra AB süreci, görüþmelerin baþlamasýyla birlikte, 89/391 dediðimiz çerçeve direktif, Avrupa Birliði ülkeleri için yönlendirici belge niteliðindeki çerçeve direktif önemli olmuþtur.

Sistem þöyle bir sistem: Baþta bir Çalýþma Bakanlýðý ve Çalýþma Bakanlýðý etrafýnda da belirli bakanlýklar var; Sanayi Bakanlýðý, Milli Eðitim Bakanlýðý, öbür tarafta Turizm Bakanlýðý. Onlarýn da bu alana dokunduðu, deðdiði ölçüde onlarla görüþ alýþveriþi yapýlýyor. Sonuçta, her þeyi Çalýþma Bakanlýðýnýn ilgili birimlerinde dönen bir süreç olarak düþünün. Yani Ýþ Teftiþ Kurulu olsun, Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Genel Müdürlüðü olsun, burada istihdam edilen uzmanlar... Gelinen noktada, bir sistem var; ama nasýl bir sistem? Mevzuatý daðýnýk, kimin ne tür müdahale yaptýðýna iliþkin çok ciddi problemler var.

155 ve 161 sayýlý sözleþmeler Türkiye'de kabul edildikten sonra; ki o da çok uzun bir hikayedir, bu iki sözleþme 1985’te kabul edilmiþtir ILO tarafýndan. Ama biz bunu 2004 yýlýnda kabul ettik, 2004 yýlýnda kabul ettikten sonra da bir Ulusal Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Konseyi oluþturuldu. Gelinen nokta itibarýyla da artýk Türkiye'de farklý bir sistem þekillenmeye baþladý.

Açýkçasý, ILO’nun çok net bir þekilde söylediði þey þudur: Çalýþma ortam ve koþullarýna dönük yapýlacak

(15)

bütüncül iyileþtirmeler sürekli hale getirildiðinde, ulusal bir iþ saðlýðý ve güvenliði politikasýnýn, sadece o ülkede çalýþanlarýn esenliðiyle ilgili deðil; toplumsal çevrenin ve ülkenin refahýnýn da geliþmesinin göstergesi olacaktýr. Meseleye böyle bakýldýðýnda, iþletmelerde ortaya çýkan iþ saðlýðý ve güvenliðine iliþkin problemler, iþ kazalarý, meslek hastalýklarý, bunlarýn azaltýlmasýna yönelik bütün çabalar, bunlarýn ortadan kaldýrýlmasýna yönelik bütün çabalar ve sürekli iyileþtirmenin bir zemini olarak yapýlan bütün bu bütüncül ve stratejik düzenlemeler o ülkedeki üretkenlikle, o ülkedeki verimlilikle, o ülkedeki saðlýkla ve o ülkedeki refahla ilgilidir. Bu, salt bir ülkeyle ilgili bir problem deðil; ayný zamanda ahlaki bir problem olarak da ortadan kalkacaktýr; uluslararasý düzeyde de çok ciddi bir prestij kazanýlmasýna da yol açacaktýr.

155 sayýlý sözleþme, iþ saðlýðý ve güvenliði önlemlerinin alýnmasýna iliþkin sözleþme; 161 sayýlý iþletme de, iþletmelerde saðlýk ve güvenlik, özellikle de iþyeri hekimlerinin görevlerini belirleyen sözleþme olarak geçmektedir. Sonuçta, 2005 yýlýnda bu iki sözleþme üzerinden Ulusal Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Konseyi oluþturuldu ve bu Ulusal Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Konseyinin altýnda oluþturulan teknik komitelerin hýzla toplanmasýyla bu çalýþmalar baþladý. Ama bundan önce ortaya çýkartýlan bir metin var; bu metin, 2006-2008 Politika Belgesi. 2006-2008 Politika Belgesi, aslýnda Türkiye'deki iþ saðlýðý ve güvenliði sistemine iliþkin hali pür melalimizi ortaya koyan bir metindir. Bu belge, ayný zamanda Bakanlýðýn içinde bulunduðu mevcut durumu; ne var ne yoksa, bütün olumsuzluklarý da, bugüne kadar gizlemeye çalýþtýðý bütün olumsuzluklarý da “Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Sisteminin Deðerlendirilmesi”

alt baþlýðý altýnda ortaya koymuþtur.

Þunu da belirtmek gerekiyor: Bütün bu problemleri tespit eden, buna iliþkin belirli hukuksal yaklaþýmlarýn ortaya çýkmasýný önceleyen þey de, yine Bakanlýðýn Sekizinci Beþ Yýllýk Kalkýnma Planýna iliþkin vermiþ olduðu raporlardýr. O raporlar üzerinden de Sekizinci Beþ Yýllýk Kalkýnma Planýnda þöyle bir belirleme vardýr: Ýþ saðlýðý ve güvenliði önlemlerinin geliþtirilerek, iþ saðlýðý ve güvenliðine iliþkin meslek hastalýklarýnýn ortaya çýkartýlmasý, iþyeri hekimliði, danýþmanlýk, eðitim hizmetleri, meslek hastalýklarý hastaneleri, denetim ve benzeri hizmetler yeniden yapýlandýrýlarak geliþtirilmesini amaç ve politika olarak benimsediði de burada yer alýyor.

2006’da, Ulusal Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Konseyi, Ulusal Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Politika Belgesini kabul ettiðinde, AB normlarýna uygun bir Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Kanununun çýkartýlmasý, iþ saðlýðý ve güvenliðine iliþkin düzenlemelerin bütün çalýþanlarý kapsamasý, iþ saðlýðý ve güvenliðine iliþkin bütün düzenlemelerin bütün iþyerlerine yaygýnlaþtýrýlmasý ve iþ saðlýðý ve güvenliði hizmet birimlerinin etkin hale getirilmesi hedefi kabul edilmiþtir. Aslýnda burada söyledikleri her þey, dönüp baktýðýnýzda, çok ciddi anlamda bu sistemdeki en temel problemleri de açýða vuran yanlar. “Meslek hastalýklarý hastanesinin yeniden kurulmasý” diyor; ama bir önceki döneme baktýðýmýzda, meslek hastalýklarý hastanelerinin göðüs hastalýklarý hastaneleri haline getirilmesi söz konusu oldu.

Türkiye'deki meslek hastalýklarýna iliþkin çok ciddi çalýþma yapan 3 tane meslek hastalýðý hastanesi vardý, deðil mi hocam?

Dr. CELAL MESTCÝOÐLU- Ýstanbul’da ve Ankara'da, meslek hastalýklarý hastaneleri çalýþmalarýna devam ediyor þu anda; ama bunlar göðüs hastalýklarý hastanesine çevrildi.

TEVFÝK GÜNEÞ- Bütün bunlardan sonra, 2007 yýlýnda, içinde benim de hasbelkader yer aldýðým Teknik Komite, yasa çalýþmalarýna baþladý. Aþaðý yukarý 1,5 yýl süren bir yasa taslaðý tartýþmasýndan sonra, TOBB, TÝSK ve özellikle de Bakanlýðýn bürokratik zihniyeti, bu yasanýn çýkmasýný ciddi anlamda engelledi. TÝSK’in, baþlangýçta yasaya “Yok” demesi bizi þaþýrttý; fakat süreç içerisinde bunu hýzla deðiþtirerek, bunun tüzük halinde devamýný istediler. Bakanlýk da 89/391 AB Çerçeve Direktifini olduðu gibi Ýngilizce’den Türkçe’ye çevirdi ve bizim karþýmýza bir yasa taslaðý olarak getirdi.

O dönemde yapýlan tartýþmalarda, hem sisteme iliþkin olarak, hem de bu yasa taslaðýna iliþkin olarak, TTB, TMMOB, DÝSK olarak biz, ciddi eleþtiriler getirdik. Yani yüzlerce sayfaya varan eleþtiriler, Bakanlýðýn o bürokratik labirentlerinde eriyip gitti ve gelinen noktada iþ kilitlendi. Bu sefer, bu sorunu aþma noktasýnda, DÝSK, TÜRK-ÝÞ, KESK, TMMOB ve TTB’nin ortaklaþa bir görüþü oluþtu. Dedik ki, “Yeni bir yasa geliyor. Bu, Türkiye'de yeni bir sayfa açýlmasý demektir. Onun için de, mevcut iþ saðlýðý ve güvenliði sistemiyle bunun götürülemeyeceði açýktýr. Çünkü bu sistem, Türkiye'deki iþ saðlýðý ve güvenliði problemlerinin, iþ kazalarý ve meslek hastalýklarýnýn bu noktaya gelmesine iliþkin bir sistemdir.

Türkiye'de 1 milyonun üzerinde iþletme var küçüklü büyüklü, Ýþ Teftiþ Kurulunda koþturan iþ müfettiþi

(16)

sayýsý 800 küsur. Ki, bunlarýn da yarýya yakýný sosyal müfettiþ dediðimiz, aðýrlýklý olarak toplusözleþme ve onlardan doðan hak kayýplarýna ya da gasplarýna dönük olarak iþ yapýyor. Geri kalan teknik müfettiþler de hangi birine yetiþecek, ne tür denetimler yapacak? Gerçekten de bitmiþ bir sistem üzerinde yeni bir yasa çýkarýlmaya çalýþýlýyordu.

O zaman dedik ki, “Yeni bir yasa çýkýyorsa, bu, yeni bir kurumsal yapý içerisinde ifade edilsin. Sadece iþ saðlýðý ve güvenliði meselesi deðil; çevreyi de iþin içine katarak, saðlýk, güvenlik ve çevreyle ilgili bir kurumsal yapý oluþturulsun. Bu kurumsal yapý da, özerk, demokratik bir iþleyiþe sahip olsun. Bu mevcut yapýlanma içerisinde, bu yasa, bu sistem, geçmiþteki bütün bu olumsuzluklarý, geçmiþteki bütün bu iþ kazalarý ve meslek hastalýklarýnýn yüksekliklerini ortadan kaldýracaktýr. Bu, toplumun ve ülkenin refahý açýsýndan da çok hayýrlý bir iþ olacaktýr.” Nitekim her zaman olduðu gibi, Bakanlýk tarafýndan bu önerimiz de kabul edilmedi ve bir uyuma sürecine girdi Yasa.

Durum bu olunca, biz de biraz dilimizi sertleþtirmeye baþladýk. “Sosyal diyalog, sosyal diyalog”

diyorlar; ama gelinen noktada, bizim gibi sendikalar, sosyal taraflar, Bakanlýðýn çýkarmýþ olduðu bu tür birtakým belgelere bakýp bakýp tartýþýyoruz. Artýk kendimizi orada gerçekten de o konuda iþlevsiz, sadece görüntüde yer alan kurumlar gibi hissetmeye baþladýk ve ortaya koyduðumuz yaklaþýmlarý daha dengeli, daha kamuoyuyla paylaþýlýr bir noktaya getirdik.

Türkiye'deki iþ saðlýðý ve güvenliði sisteminde 28 nokta var, 28 parametre var; bunlarýn 11 tanesi - onlarýn açýsýndan söylüyorum- güçlü olmasýna raðmen, 17 tanesi bir yanýyla iflas etmiþ durumda.

Bakýldýðýnda, 11 tane güçlü yaný þudur: “Milli Eðitim Bakanlýðýnda þu tür iþler yapýldý, þu tür iliþkilere girildi” gibi. Ama diðer 17’sine bakýldýðýnda, aslýnda iþ saðlýðý ve güvenliði sisteminin en temelini oluþturan yaptýrýmlar meselesi, hukuksal mevzuatýn toparlanmasý, veri toplama ve veri kayýt sisteminin oluþturulmasý, bunlarýn hiçbiri yok. Bunlarý kendileri de zaten söylüyorlar.

Bu metinden yaptýðým bir alýntýyý okuyayým sizlere.

Politik, idari fonksiyonu yerine getirmedeki personel yetersizliði; kurumlararasý iþbirliði ve koordinasyonun zayýflýðý ve daðýnýklýðý, ÝSG alanýnda bilgi toplama sisteminin yetersizliðinden dolayý iþ kazalarý ve meslek hastalýklarý veri kayýt tabanýnýn yokluðu ve deðerlendirmesinin yapýlamamasý, mevzuatýn darlýðýnýn yarattýðý olumsuzluklar açýk bir þekilde bu Politika Belgesi son taslaðýnda dile getirilmiþ.

155 sayýlý ILO Sözleþmesinin 9. Maddesi, iþ saðlýðý ve güvenliðine iliþkin ilgili mevzuatýn uygulanmasýna uygun ve yeterli bir denetim sistemiyle güvence altýna alýnmasýný açýk bir þekilde belirtirken; 89/391 sayýlý AB Çerçeve Direktifinin 16. Maddesi, direktifin daha sýký önlemler alýnmasýna mani olmadýðýna dair vurgu yapmaktadýr.

Tabii, bu var olan sistem üzerinden çýkacak bu yasa meselesine bakýldýðýnda, sonuç itibarýyla çok güçlü bir sistem üzerinde yeni bir yasa yaptýðýnýzda, o yeni yasanýn o sistemi düzeltebileceðini düþünmek, soyutlama düzeyinde de olsa zor. Aksine, o sistemin kendisi, yeni çýkarýlacak yasayý da inanýlmaz derecede çarpýtacaktýr. Ýþ Saðlýðý Yasa Taslaðý, Bakanlar Kurulunda görüþülmek üzere Baþbakanlýða gönderildi.

Geçmiþteki sistemi þöyle ifade edebiliriz: Bir yanda devlet, bir yanda iþverenler, bir yanda da iþçilerin temsilcisi olarak sendikalar ve onun etrafýnda da diðer kurum ve kuruluþlarla yapýlan baðlantýlar.

Gelinen nokta itibarýyla, eðer Yasa bu haliyle çýkarsa -sendikalar zaten 12 Eylül askeri cuntasýyla birlikte bir yana koyulmuþlardý- örgütlenmelerin önünde ciddi anlamda engel olacak. Zaten devletin ideolojik, politik ve baský hegemonyasý, çalýþanlarýn üzerinde bir korku, bir teslimiyet, kendisiyle özdeþleþen bir iliþki sistemi oluþturmuþ ve sendikalar artýk büyük ölçüde iþçiler tarafýndan, özellikle de istihdam sürecine yeni katýlan iþçiler açýsýndan, savaþan bir PKK örgütü gibi algýlanýyor. Üzülerek söylüyorum bunu, ama iþin gerçeði bu. Korkuyorlar, inanýlmaz çekiniyorlar ve artýk yapacaklarý hiçbir þey kalmadýðýnda sendikalarý tercih ediyorlar; ama onda da tercihleri, bir yanda sað, geri ideolojik yapýlanmalar, politik düþünceler ve diðer tarafta da özgürlük ve demokrasi mücadelesinde ekonomik demokratik haklar için mücadele eden, bu anlamýyla da iþçileri bunun içerisine katmaya çalýþan çok farklý bir örgüt olan sendikalar. Böyle de bir çeliþkili süreçle de uðraþmak durumunda kalýyoruz.

(17)

Bu tartýþmalar yapýlýrken, bir taraftan da Bakanlýðýn her zaman yaptýðý o entrika iþleri bizim karþýmýza çýktý. Biz, 15 Mayýs 2008’de Yasa Taslaðýný tartýþýrken, hemen bunlar döndüler, istihdamý arttýrýcý etki yapsýn diye 5763 sayýlý Ýstihdam Paketini çýkarttýlar. Bu Ýstihdam Paketinde, iþ saðlýðý ve güvenliði açýsýndan iki önemli maddeye yer verdiler. 5763 sayýlý Ýstihdam Paketi Yasasýnda öyle bir operasyon çekti ki Bakanlýk, sonuçta, bu operasyon bir taraftan TTB’yi vurdu, diðer taraftan da Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliðini vurdu. Nasýl vurdu, onu da kýsaca okuyayým.

Ýstihdam Paketinin 4. Maddesin yapýlan düzenlemeyle, iþverenlere, iþyeri saðlýk ve güvenlik birimi oluþturulmasý, iþyeri hekim ve saðlýk personeli görevlendirilmesi ve iþ güvenliði uzmaný olan mühendis veya teknik eleman çalýþtýrýlmasý yükümlülüðü getiriliyor. “Ýþverenler, bu yükümlülüklerin tamamýný veya bir kýsmýný, bünyesinde çalýþtýrdýðý ve bu Maddeye dayanýlarak çýkarýlacak yönetmelikte belirtilen vasýflara sahip personelle yerine getirebileceði gibi, iþletme dýþýnda kurulu saðlýk ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak da yerine getirebilir” denilerek, taþeronlaþmanýn önü açýlýyor. Eðer çok güçlü bir çýkýþ yapýlamazsa, sermayenin adaleti, iþ güvenliði ve saðlýðý alanýnda yaþadýðýmýz bu geliþmeler karþýsýnda emeðin sefaleti haline gelecektir.

Teþekkür ederim.

PANEL YÖNETÝCÝSÝ- Tevfik Beye teþekkür ediyoruz.

Hiç ara vermeden, sorularýnýz varsa devam edelim diyorum.

Buyurun.

SALONDAN- Ýþ kazasý diyoruz; ama bazý durumlarda, trafik kazalarýnýn da iþ kazasý olduðunu düþünebiliriz. Þöyle: Yoðun iþ temposunda çalýþan arkadaþlarýmýz var, þehirlerarasý yollarda gidip geliyorlar ve iþleri buralarda aslýnda. Bunun sonunda bir kaza olabilir. Bu, görünüþte trafik kazasý aslýnda; ama sonucu itibarýyla yoðun tempodan kaynaklanan bir kaza. Buna da iþ kazasý diyebilir miyiz, nasýl bakabiliriz bu tür olaylara?

KADRÝYE BAKIRCI- Kanunun tanýmlamasýna göre, bir kazanýn iþ kazasý olarak nitelendirilebilmesi için, sizin söylediðiniz tarz bir kazada ve servis aracýnda bu kazayý geçirmiþ olmasý gerekiyor veya iþverenin otoritesi altýndayken geçirmiþ olmasý gerekiyor. Ýþveren, iþçiyi bir yere gönderiyorsa veya bir yerden baþka bir yere taþýyorsa, meydana gelen kaza iþ kazasý olarak kabul ediliyor veya servis aracýnda geçirilen kazalar iþ kazasý olarak kabul ediliyor. Ama doðrusunu isterseniz, ben, iþ kazasý kavramýnýn ya da iþyerinde saðlýk ve güvenlik kavramýnýn geniþ yorumlanmasý gerektiðini düþünüyorum. Uluslararasý Çalýþma Örgütü de aslýnda 155 sayýlý Sözleþmesinde, iþ saðlýðý ve güvenliði kavramýný sadece fiziksel saðlýk anlamýnda deðil; ruhsal saðlýðý da kapsayacak þekilde tanýmlýyor.

Ben, son zamanlarda mobbing üzerinde çalýþýyorum. Bence, mobbing de iþ kazasý olarak kabul edilmeli. Yani bir iþçi üzerinde kurulan sistematik baský, onu yýkýcý birtakým davranýþlar da onun saðlýðýný bozabiliyor. Ýþçilerin, iþ yetiþtirilmesi için üzerinde kurulan baskýdan dolayý stres nedeniyle intihara sürüklenmesi, bunlarýn hepsinin iþ kazasý olarak deðerlendirilmesi gerektiðini düþünüyorum.

Bizim mevzuatýmýz, teknik anlamda iþ kazasýný, sadece fiziksel saðlýðýna gelen zararlar çerçevesinde deðerlendiriyor.

PANEL YÖNETÝCÝSÝ- Buyurun.

SALONDAN- Çalýþma koþullarýnýn aðýrlýðýna dair deðerlendirmeler yapýldý. Ben, bir tablo sunacaðým.

Vurgulandýðý gibi, bizim meslektaþlarýmýzýn yoðun olarak çalýþtýðý inþaat sektöründe çalýþma koþullarý aðýr. Haftada 1 gün deðil, ayda bir gün ya da iki haftada bir pazar günü tatil haklarýný kullanabiliyorlar.

Çok yoðun bir çalýþma temposu var. Tabii, çalýþma saatleri de yine son derece uzun. Ýþ güvenliði konusunda da bir yol haritasý çizmemiz gerekiyor. Çalýþma yasalarý, iþ hukuku çerçevesinde, buna iliþkin olarak, bilince taþýmak noktasýnda mücadeleyi örgütlememiz gerekiyor. Ýþ güvenliði konusunda da, haklarý, iþyerlerinde alýnmasý gereken önlemleri de meslektaþlarýmýzla paylaþmamýz gerekiyor.

Sizce, bu yol haritasýný çizerken ne tür bir yaklaþým izleyebiliriz, yani bu konuda önerileriniz neler?

Bunlarý paylaþýrsanýz, memnuniyet duyacaðým.

Teþekkür ederim.

Referanslar

Benzer Belgeler

Eðer evren gerçekten bu kadar yaþlý ise, o zaman Galaksiniz içinde sizinkine göre bir milyar yýl veya daha uzun bir süre önce ortaya çýkmýþ olan baþka bir uygarlýk

2 bardak yeşil mercimek, haşlanmış 10 sap maydanoz 2 büyük soğan 1 çay kaşığı karabiber 1 diş sarmısak 2 çay kaşığı tuz 2 kaşık keten tohumu, ince

Þirkete ait veriler, bilgiler ve belgeler yalnýzca görevlerimizi yerine getirmek için kullanýlmalý veya Þirket dýþýndaki kiþilere, yalnýzca bu kiþiler söz konusu

AK Parti Genel Merkez MKYK Üyesi ve Çorum Milletvekili Ahmet Sami Ceylan, Çorum Eczacý Odasý Baþkaný Eczacý Emine Þefkat Gü- ler ve beraberindeki Yönetim Kurulu Üyelerini

1 Matematik, Fen Bilimleri ve Bilgi Güvenliği konularında yeterli bilgi birikimi; bu alanlardaki kuramsal ve uygulamalı bilgileri Bilgi Güvenliği problemlerini modelleme ve

Ýþ kazasýný etkileyen faktörlerin deðerlendiril- mesinde; çalýþma süresi 5 yýlýn üzerinde olanlarda iþ kazasý görülme oraný daha yüksek iken, Yýldýz ve

4 Microsoft Word örnek uygulama (Google Dökümanlar ve Microsoft Word Online) Osman Gürkan, "Microsoft Office 2016", Nirvana Yayınları (2016),

Bu ön- lemlerden en etkili olan ise sistem yaklaþýmý çerçe- vesinde; öncelikle baþlangýç durum gözden geçir- mesi yapýlarak saðlýk ve güvenlik alanýnda iþletme-