• Sonuç bulunamadı

Kentsel Dönüşüm Sürecinde Kentsel Afet Risk Yönetimi ne Dair Kocaeli- Gölcük- Değirmendere Beldesi Üzerinden Disiplinler Arası Bir Yaklaşım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Kentsel Dönüşüm Sürecinde Kentsel Afet Risk Yönetimi ne Dair Kocaeli- Gölcük- Değirmendere Beldesi Üzerinden Disiplinler Arası Bir Yaklaşım"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kentsel Dönüşüm Sürecinde “Kentsel Afet Risk Yönetimi’ne” Dair Kocaeli- Gölcük- Değirmendere Beldesi Üzerinden “Disiplinler Arası” Bir Yaklaşım

ELİF YEŞİM KÖSTEN1, AHMET KIVANÇ KUTLUCA1 , İSMAİL TALİH GÜVEN1 DUYGU ÖZTEKİN 2KEVSER DAĞDELEN1, HAMDULLAH LİVAOĞLU 3, TAHİR SERKAN IRMAK3, MİTHAT FIRAT ÖZER3

ÖZ

Aktif bir deprem kuşağında yer alan ülkemizde büyük depremlerin sıklıkla yaşandığı Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde yer alan Kocaeli ili, bölgede yaşanan depremlerden fazlasıyla etkilenmektedir. Bölgede 17 Ağustos 1999 tarihinde Kocaeli ili ve özellikle Değirmendere beldesinde etkili olan Marmara Depreminden sonra, kentsel dokuda ciddi bir dönüşüm ve değişim gerçekleşmiştir. Bununla beraber, hızlı ve dengesiz kentleşmeye karşı, geleceğin kentleri ile ilgili arayışlar, kent ile kırsal çevre arasındaki dengenin nasıl yaratılacağı ve ekolojik duyarlılığı olan çevrelerin nasıl biçimlendirileceği gibi sorular uluslararası arenada ağırlıkta olmasına rağmen, Türkiye’de yaklaşan kentsel risklere rağmen kent ya da yerleşim ölçeğinde yetersiz kalmaktadır. Merkezi yönetimin konut sağlama birimi olarak TOKİ’ ye, Türkiye çapında “riskli alan ve riskli bina” yaklaşımları üzerinden kentleri yeniden planlayarak “Kentsel Dönüşüm Alanları” oluşturma bu bölgelerde yeni planlar hazırlama ve uygulama yetkileri verilmiş bulunmaktadır. Bu bildiri kapsamında çalışmanın içeriğini, depremlerin öncesinde gerekli önlemlerinin alınabilmesi ve deprem sırasında meydana gelebilecek zararlarının en aza indirgenmesinin sağlanabilmesi açısından, yeni yerleşim alanlarının seçimi, var olan yapıların zemin koşullarının incelenmesi, imar planlarının hazırlanması ve yapıların iyileştirme çalışmalarının yapılmasında jeofizik, jeolojik, planlama ve mimari bilgilerin birlikte kullanılmasını planlanması oluşturmaktadır. Ayrıca bölgede planlanacak olan “Kentsel Dönüşüm” projesi için kuvvetli bir altlık oluşturma potansiyelinin yanı sıra literatür genelinde bazı çalışmalarda “Sakınım Planı” bazı çalışmalarda “Risklerin Azaltılması Stratejik Planı” bazılarında ise “Zarar Azaltma Stratejik Planı” olarak adlandırılan “Kentsel Afet Risk Yönetimi” alt bileşenlerinin hazırlanması için disiplinler arası nitelikte bir altlık oluşturmaktır.

1Kocaeli Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, KOCAELİ-TÜRKİYE yesimozgen@yahoo.com, kivanckutluca@gmail.com, talihguven@yahoo.com, kevserdagdelen@gmail.com,

2Kocaeli Büyükşehir Belediyesi KOCAELİ-TÜRKİYE duygu_oztekin@hotmail.com

3Kocaeli Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü, KOCAELİ-TÜRKİYE hlivaoglu@hotmail.com.tr, serkan_irmak@yahoo.com, mithatfiratozer@gmail.com

(2)

ABSTRACT

City of Kocaeli, located on the North Anatolian Fault Line Zone, where major earthquakes occur in our country in an active earthquake seismic belt, is exceedingly being affected by the earthquakes in the region. After the Marmara Earthquake effective on the city of Kocaeli and especially the district of Değirmendere on August 17, 1999, there has been a serious transformation and change in the urban texture. Although questions such as how to balance the urban and rural environments against the rapid and inequable urbanization, the search for future cities and how to form societies with ecological sensitivity are significant in the international agenda, regardless of the urban risks approaching Turkey, they are still insufficient in the urban or settlement scale. TOKİ (Housing Development Administration of Turkey) as the residential provider of the central administration, is authorized all across Turkey to establish “Urban Transformation Areas” by re-designing cities with the approach of “areas and buildings under risk,” and to prepare and implement new plans for these areas.

In the scope of this study, the content consists of planning the integrated utilization of geophysical, geological, planning and architectural knowledge in terms of selection of new areas for settlement, examination of present ground conditions, preparation of development plans and rehabilitation of buildings, in order to specify the measures to be taken before earthquakes and to minimize the possible damages of earthquakes. Moreover, another objective is to establish a strong basis for the “Urban Transformation” project for the region and to constitute an interdisciplinary background for the preparation of sub-elements of

“Urban Disaster Risk Management,” which in the technical literature is also called

“Mitigation Plan,” “Strategic Plan for Risk Reduction,” or “Strategic Plan for Damage Reduction” in various studies.

(3)

1. GİRİŞ

İzmit Körfezi çevresinde kurulmuş yerleşmelerden oluşan, 1960’lı yıllardan itibaren yoğun sanayi yatırımlarının yapıldığı Kocaeli İli, aktif bir deprem kuşağında yer alan ülkemizde büyük depremlerin sıklıkla yaşandığı Kuzey Anadolu Fay zonu üzerinde yer almaktadır. Bölgede yaşanan depremlerden süreç içerisinde fazlasıyla etkilenmiştir. Son yılların en büyük depremlerinden biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminde ve 12 Kasım 1999 Düzce Depreminde Doğu Marmara Bölgesinde, bilhassa Yalova, Kocaeli, Düzce ve kısmen İstanbul’u da etkisi altına alan geniş bir alanda şiddetli depremler olmuş, özellikle kentsel yerleşmelerde önemli hasarlara yol açılmıştır. Ancak Kocaeli ve Gölcük İlçesi’ne bağlı 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin deprem üssü olan Değirmendere beldesi fazlasıyla etkilenmiş, ciddi boyutlarda can ve mal kaybı yaşanmıştır. Devlet Planlama Teşkilatı’nın raporunda belirttiği üzere 17.000 kişinin ölümü, 24.000 kişinin yaralanması ve 130.000 evin hasar görmesi ile sonuçlanan 17 Ağustos Depremi Türkiye’nin yaşadığı en büyük felaketlerdendir.

Şekil 1. 17 Ağustos Marmara Depremi sonrası Değirmendere Çınarlık Meydanı

Ülkemizin başlıca sanayi kentlerinden biri olan Kocaeli ili genelinde, plansız kentleşme ve kontrolsüz sanayileşme baskın dokuyu oluşturmuştur. Alanda bulunan Gölcük ilçesine bağlı olan ve bölgenin en eski yerleşimlerinden biri olan Değirmendere, sanayileşmenin tetiklediği yoğun yapılaşmanın etkisinde kalmıştır.

Ancak bölgede gerçekleşen 1999 depremi sonrası yaşanan can ve mal kayıpları ile hızlı ve sıkışık bir dokunun hâkim olduğu yeni bir kentsel yerleşim alanı oluşmaya başlamıştır.

Şekil 2. 17 Ağustos Marmara Depremi sonrası Değirmendere’de Yapı Hasarları

(4)

Bununla birlikte, bu yeni yapılaşma kapsamında mevcut dokunun değerlendirilmesi, ancak ağır ve orta hasarlı olarak belirlenen yapılarda parsel bazında yaşanmıştır.

Birçok yıkım da günümüzde çıkarılan 6306 sayılı kanun sonrasında yerel yönetimler ya da bakanlıkların il müdürlükleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda yapıların dönüşümü ya da oluşturdukları risk unsurlarına dair bir çalışma ise geçen yaklaşık 15 yıllık süreçte gerçekleştirilememiştir.

2009 yılında düzenlenen Kentleşme Şurası “Afetlere Hazırlık ve Kentsel Risk Yönetimi Komisyonu” toplantısında ise 1999 sonrasındaki sürecin detaylı bir değerlendirmesi yapılmıştır. Toplantı kitabında ele alınan başlıklar incelendiğinde, gelecekte olacak afetleri düşünerek yeni yapılacak yapılara dair çözümler getirilmesinin yanı sıra mevcut yapı stokunun yarattığı risklerin azaltılmasına yönelik bir çalışma yapılması fikrinin de ortaya konulduğu görülmüştür. Bu doğrultuda yapılacak olan “Kocaeli ili Gölcük İlçesi Değirmendere Beldesi için Kentsel Afet Risk Yönetimine dair Tehlike Analizleri” isimli çalışmanın sonucunda elde edilen verilerin ilgili kurum ve idareler ile paylaşılarak, “Afet Risklerinin Azaltılması ve Yönetilmesine” dair bir altlık çalışma niteliğinde olması hedefi taşınmaktadır.

Afet Riski Yönetimi, gerekli idari kararların, eylemsel becerikliliklerin, teknik çalışmaların, müdahale kapasitelerinin ve hazırlıkların afet riskinin azaltılması için yasal düzenlemelerle uygulanabilir hale getirilerek, gerekli stratejilerin ve yöntemlerin belirlenmesi ve devamlı tatbikatlarla uygulanmasıdır. Başka bir ifade ile risk yönetimi; tehlike ve risklerin belirlenmesi ve analizi, risklerin önlenmesi ve/veya azaltılabilmesi için, imkân, kaynak ve önceliklerin belirlenmesi, politika, strateji ve eylem planlarının hazırlanması ve uygulamaya geçirilmesi süreci olarak da tanımlanmaktadır. ‘Afet Yönetimi’ kavramı her türlü tehlikeye karşı hazırlıklı olma, önleme ve risk (zarar) azaltma, müdahale etme ve iyileştirme amacıyla mevcut kaynakları organize eden, analiz, planlama, karar alma ve değerlendirme süreçlerinin tümünü kapsar. Diğer bir deyişle, günümüzde afet yönetimi her türlü tehlikeye karşı hazırlıklı olma, zarar ve risk azaltma, müdahale etme ve iyileştirme amacıyla mevcut kaynakları organize eden, analiz, planlama, karar alma ve değerlendirme süreçlerinin tümüdür.

Afet yönetimi ile yaşanabilecek bir afet öncesinde;

* Meydana gelebilecek olaylardan toplumun en az zarar ve fiziksel kayıplarla kurtulabilmesi için gereken teknik, idari ve yasal tüm önlemleri olaylar olmadan önce almak,

* Mümkün olan hallerde olayları önlemek, mümkün olmayan hallerde ise arama, kurtarma, ilk yardım ve iyileştirme çalışmalarının en hızlı, verimli ve etkili bir şekilde yapılmasını sağlamak,

* Afet zararlarının azaltılması çalışmalarını kalkınma ve planlamanın her aşamasına dâhil etmek ve böylelikle mevcut riskin artmasını önlemek ve sürdürülebilir bir kalkınma sağlamak,

(5)

* Toplumun her kesiminin olayların etkilerinden en az zararla kurtulabilmesi için gerekli bilgilerle donatılmasını sağlayacak eğitim programları uygulamak esastır.

Afet yönetimi dört aşamadan oluşmaktadır;

1. Tehlike Analizi, 2. Risk Analizi, 3. Risk Azaltma,

4. Hazırlık aşamalarını kapsamaktadır.

Tehlike Analizi aşaması tehlikenin belirlenmesi ve analizi, bütünleşik tehlike veri tabanları oluşturulması, bölgesel ve yerel çoklu tehlike etütleri yapılması, mikrobölgeleme yapılması ve zemin etütleri yapılmasını kapsamaktadır.

Risk analizi aşaması risklerin belirlenmesi ve analizi, senaryoların oluşturulması, imkân ve kaynaklarla önceliklerin belirlenmesi, risklerin mekânsal dağılımı ve risk iletişimi (algılama ve duyurma) süreçlerini kapsamaktadır.

Risk azaltma aşaması politika ve stratejilerin belirlenmesi, risk azaltma stratejik planlarının hazırlanması, arazi kullanımı, afete duyarlı/önlemli şehir planlaması, yapısal ve yapısal olmayan önlemler, etkin yapı denetimi, güçlendirme, sakınım planlaması, kentsel dönüşüm planlaması, risklerin transferi ve paylaşımı süreçlerini kapsamaktadır.

Son aşama olan hazırlık aşaması ise kapasite geliştirme, afet erken uyarı ve alarm sistemleri, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı, tahliye, bilinçlendirme ve eğitim, araştırma ve acil durum planlaması süreçlerini kapsamaktadır.

Bu çalışma kapsamında afet yönetimi aşamalarından tehlike ve risk azaltma süreçleri ile ilgili çalışma yapılacak olup, bu aşamalar çalışmanın analiz kısımlarını oluşturmaktadır. Bu çalışmalardan yapılacak çıkarımların afet yönetiminin yönetimler ve ilgili kurumlar üzerine düşen ve uygulamaya yönelik diğer iki aşaması için de yol gösterici bir niteliğe sahip olacağı düşünülmektedir.

2. YÖNTEM VE ANALİZLER

Çalışma kapsamında analizler, projenin ana kurgusunu oluşturan disiplinler arası bir çalışma olması kapsamında, bu alanda daha önce yapılmış olan çalışmalardaki parçacı yaklaşımların detaylandırılmasına ve çalışma alanında bulunan tüm yapılar üzerinden yerbilimleri, planlama ve mimarlık alanlarının değerlendirme kriterlerinin saptanmasına ve alandaki yapı stokunun depreme karşı toplam davranışının tespitine yönelik yöntemsel bir çalışma yapılmasına karar verilmiştir.

Çalışmalar, (1) Jeofizik alanında araştırmalar, (2) Mimarlık alanında araştırmalar, (3) Şehircilik alanında araştırmalar olmak üzere üç ana omurga üzerinden yürütülmüştür.

(6)

Jeofizik alanında araştırmalar bağlamında;

* Proje alanında yapılmış jeofizik, jeolojik, jeoteknik raporlar, * Mikrotremor,

Mimarlık alanında araştırmalar bağlamında;

* Değirmendere’de yapılı çevrenin tarihsel süreç içerisinde incelenmesi,

* Yapı stokunun deprem karşısındaki toplam davranışının doğal/yapısal çevre ve yasal süreç ile kurduğu ilişki,

Şehircilik alanında araştırmalar bağlamında;

* Mevcut planlama sistemi,

* Planlama sürecinde yer alan tüm planlar üzerinden (Deprem Ağırlıklı) afet kavramı,

* Değirmendere üzerinden afet kavramı, *Mevzuat araştırmaları, çalışmaları yapılmıştır.

Çok detaylı analizlerin yapıldığı yukarıda belirtilen araştırma konuları içerinden örnek bir çalışma aşağıda yer almaktadır. İmar yönetmelikleri açısından Değirmendere’de bulunan yapı stoku incelemesinde; ruhsatların 1950 yılından başladığı göz önünde bulundurulduğunda; 1998 yönetmeliğine tabi ruhsat adedinin en fazla olduğu görülmektedir (Bkz. Tablo1 ve Şekil 3-4-5-6).

1950-1975 1975-1998 1998-2007

Tablo 1. Örnek analiz kapsamında, Değirmendere’de 1990-2000 Yılları Yer Seçilen Mahallelerde Yapı Üretim Oranları (BAP,2009)

Şekil 3. Örnek analiz kapsamında, Değirmendere’de Ruhsat bilgisine Ulaşılamayan Betonarme Yapılar (BAP,2009)

Şekil 4. Örnek analiz kapsamında, Değirmendere’de 1975 Yılından Önce Yapılmış Betonarme Yapılar (BAP,2009)

(7)

Şekil 5. Örnek analiz kapsamında, Değirmendere’de 1975-1998 Yılları Yapılmış Betonarme Yapılar (BAP,2009)

Şekil 6. Örnek analiz kapsamında, Değirmendere’de 1998 Yılından Sonra Yapılmış Betonarme Yapılar (BAP,2009) Çok disiplinli bir çalışmanın gereği olarak, verilerin çoklu olarak sorgulanmasına olanak sağlanması amacıyla, alan çalışmaları sonucu elde edilen verilerin CBS’ye aktarılması yöntemi uygun bulunmuştur. Sorgulamaların devam ettiği envanter çalışması kapsamında veriler 8 (sekiz) kategoride 120 farklı başlıkta toplanmıştır.

Bu kategorik alanlar;

* Bina kimlik verileri (Genel Veri Kategorisi),

* Yerel zemin koşulları ve deprem etkisi (Jeofizik Veri Kategorisi),

* Yapıya ait bilgiler (Mimari Veri Kategorisi),

* Yapısal risk unsurları (Mimari Veri Kategorisi),

* Hâlihazır duruma dair veriler (Şehir Planlama Veri Kategorisi),

* İmar Planına dair veriler (Şehir Planlama Veri Kategorisi),

* Meclis kararları (Şehir Planlama Veri Kategorisi),

* Demografik- nüfusa dair veriler (Genel Veri Kategorisi), üzerinden kategorize edilmiştir.

Bu projede kullanılacak olan binaya ait veriler, proje kapsamında çekilen cephe fotoğrafları, ortofoto uydu görüntüleri, elde edilen teknik raporlar, proje kapsamında yapılan mikrotremor çalışmaları ve belediyelerden elde edilen sayısal haritaların değerlendirilmesi ile CBS ortamına aktarılmıştır. Proje sonucunda 3462 adet yapıya ait veriler CBS ortamına aktarılarak mekânsal ve risk içeren sorgulamalar devam etmektedir.

(8)

Şekil 7. KBB Bina ID No: 1056142 olan binaya ait örnek veri girişi

Veri girişi tamamlandıktan sonra; yapı ile ilgili bilgilere kolay ulaşılması, girilmiş olan görsellerin “KBB_BINAID” numarası ilişkilendirilmesi ve görseller arasında dosya adı karmaşasının yaşanmaması verilere kolay ulaşım için önemlidir.

3. VERİ TOPLAMA VE VERİ İŞLEME

Proje kapsamında, yöntem kısmında belirtildiği gibi 8 kategoride 120 farklı veri seti ile çalışılmıştır. Bu bildiride projenin bitmemesi sebebiyle çalışmanın sürecine dair örnek olması bakımından bazı veri setlerinin sonuçları paylaşılmıştır. Bu kapsamda;

Proje Alanı Yapı Stoğu ve CBS Ortamındaki Özellikleri, Yerleşime Uygunluk Verileri, Hasar Durum Dağılımı, Mikrotremor Çalışmaları, Jeolojik Formasyon

3.1. Proje Alanı Yapı Stoğu ve CBS Ortamındaki Özellikleri

Proje çalışması başlangıcında belediyelerden elde edilen haritalar incelendiğinde çalışma alanındaki yapı sayılarının farklı olduğu tespit edilmiştir. Gölcük Belediyesi’nden elde edilen haritalara göre 2450 yapıya ulaşılırken Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden elde edilen verilere göre 3462 adet yapıya ulaşılmıştır.

Hava fotoğrafları ve alan analizlerinden elde edilen güncel veriye bağlı olarak Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan alınan verilerin kullanılmasına karar verildi (Şekil 8).

(9)

Şekil 8. Proje alanı yapı stoğu

Bu verilerde Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün kullandığı “Adres No”

tanımlaması gibi bir özellik olmadığından Kocaeli Büyükşehir Belediyesi CBS Şube Müdürlüğü’nün ürettiği “KBB_BINAID” (Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bina ID Numarası) poligon tanımlaması için kullanılmıştır. “KBB_BINAID” kullanımının veri girişi sırasında karışıklığı önlemek açısından oldukça önemli bir yeri vardır.

Proje çalışmamızda “KBB_BINAID’nin kullanılması yerel yönetimler ile veri paylaşımı ve ortak dili konuşmak açısından da önemlidir.

Proje çalışmaları sırasında, arazide tespit çalışmaları yapıldığında temel alınan 3462 adet yapıda eksikler olduğu görülmüştür. Veri girişi tamamlandığında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile görüşülerek bu yapılar için de “KBB_BINAID” üretilmesi istenecektir. Proje alanı ile ilgili “Adres No” tanımı yapılmış veri grubu elde edildiğinde veri girişi yapılan CBS tablosuna bu bilgi de eklenecektir.

3462 adet yapı poligonu tanımlanmış olan CBS katmanı incelendiğinde, bazı poligonların spor alanlarını veya farklı nitelikteki alanları gösterdiği görülmüştür.

Sonuç raporunda yapılacak olan, TAS (Tehlike Analizi Saptanması) çalışması öncesinde proje alanındaki toplanma alanları ve bunların yapılara olan uzaklıklarının veri gurubuna girilmesi ile bu poligonların niteliklerine daha fazla değer kazandırılacaktır.

3.2. Yerleşime Uygunluk Verileri

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Zemin Deprem İnceleme Şube Müdürlüğü ve Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Planlama Şube

(10)

Müdürlüğü tarafından hazırlanmış olan yerleşime uygunluk verileri, proje alanında kullanılan koordinat sistemine dönüştürülmüştür.

Dönüşümü yapılmış olan bu veriler Değirmendere ve çevresinde yapılmış olan 22 adet Jeolojik, Jeoteknik, Jeofizik Etüd raporları incelenmiş ve zemin uygunluk haritaları güncellenerek CBS’ye işlenmiştir.

Proje alanı içerisinde Uygun olmayan alan sınırlarında 103, Ayrıntılı Jeoteknik Etüt Gerektiren alan sınırlarında 608, Önlemli Alan sınırları içerisinde de 239 bina bulunmaktadır. Düzenlenmiş olan 22 adet jeolojik, jeofizik ve jeoteknik etüt raporlarından elde edilen verilere göre, proje alanında bulunan 3462 binanın 950 adedi yani yaklaşık yapı stokunun %27’si zemin olarak riskli alanda yer almaktadır.

Yapılar yerleşime uygunluk sınıflandırmaları ile çakıştırılırken 159 yapı birden fazla sınıf ile çakışma sağlamıştır. Bu yapılar risk değerleri yüksek olan sınıfa dahil edilmiştir.

Şekil 9. 17/08/1999 Depremi yüzey kırığının proje alanı yapı stoğuna göre konumu

Sonuç raporunda kullanılmadan önce diğer risk sınıfları gibi yerleşime uygunluk değerleri de toplam riske etkisi oranında ağırlıklandırılarak % risk olarak tanımlaması yapılacaktır. Önce yer bilimsel risk haritalarına dahil edilecek ve daha sonra planlama ve mimari risk haritaları ile birleştirilerek sonuç risk haritası elde edilecektir.

Elde edilen sonuç risk haritası, bölge için önerilecek afet sonrası ihtiyaç ve planlama önerilerine karar verilmesinde kullanılacaktır.

Proje alanında meydana gelmiş olan 17/08/1999 depremi yüzey kırığı yerleşime uygunluk verileri ile birlikte tehlike analizi saptanması çalışmasında kullanılacaktır.

Yapıların yüzey kırığına olan uzaklıklarına göre risk atamaları yapılarak ağırlıklandırılacaktır.

(11)

3.3 Hasar Durum Dağılımı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Gölcük Belediyesi ve Bayındırlık Bakanlığı kayıtlarından elde edilen hasar tespit çalışmaları yazılı belgelerden derlenerek sayısal ortama aktarılmıştır. Sonuç raporunda, tehlike analizi saptanması aşamasında kullanılmak üzere CBS sorgulama tablosuna işlenecektir.

Yerleşime uygunluk verilerinde olduğu gibi; Sonuç raporunda kullanılmadan önce diğer risk sınıfları gibi hasar dağılım değerleri de toplam riske etkisi oranında ağırlıklandırılarak % risk olarak tanımlaması yapılacaktır. Önce yer bilimsel risk haritalarına dahil edilecek ve daha sonra planlama ve mimari risk haritaları ile birleştirilerek sonuç risk haritası elde edilecektir.

Proje alanındaki hasar dağılımları incelendiğinde 2204 yapı az hasarlı, 331 yapı orta hasarlı, 331 yapı da ağır hasarlı olarak tespit edilmiştir. Tespit edilen bu hasarlara 1217 adet itiraz yapılarak sonuçlandırılmıştır. 1999 depreminden sonra yapılan çalışmanın hızlı yapılmasından kaynaklı sorunlar hasar tespitine yapılan itirazların sonuçlarından da görülmektedir. Sonuçlanmış bazı itirazların da tespit çalışmalarındaki hataları düzelttiği şüphelidir. Bazı yapılarda ağır hasarın itiraz sonucunda hasarsız olarak düzeltildiği görülmektedir. Sonuçlar şüpheli olsa da elde daha güvenilir veri olmadığından hasar tespit çalışmaları da tehlike analizi saptanmasında kullanılacaktır.

3.4. Proje Dahilinde Yapılmış Olan Mikrotremor Çalışmaları 3.4.1 Zemin Sınıfı

Birinci ara raporda tamamlanan mikrotremor çalışmasının sonuçları projenin diğer verileri ile çakıştırıldığında bölgede meydana gelen hasarın sebepleri de anlaşılmaktadır. Hasarın yoğun olduğu Yüzbaşı ve Yalı mahalleleri zemin sınıflaması açısından en riskli gruplar olan Z3-Z4 sınıfları üzerinde bulunmaktadır (Şekil 10). Zemin sınıfı değerleri de TAS’da kullanılmak üzere yapı veri setine girilecektir. Diğer veriler gibi; sonuç raporunda kullanılmadan önce toplam riske etkisi oranında ağırlıklandırılarak % risk olarak tanımlaması yapılacaktır. Önce yer bilimsel risk haritalarına dahil edilecek daha sonra planlama ve mimari risk haritaları ile birleştirilerek sonuç risk haritası elde edilecektir.

(12)

Şekil 10. Proje alanında yapılan mikrotremor çalışmaları sonucu elde edilen zemin sınıfları 3.4.2 Rezonans Frekansı (f0)

Proje alanında yapılmış olan mikrotremor çalışmaları sonucunda elde edilmiş olan rezonans frekansı değerleri TAS’da kullanılmak üzere yapı stoğu veri setine işlenecektir. Diğer veriler gibi; sonuç raporunda kullanılmadan önce toplam riske etkisi oranında ağırlıklandırılarak % risk olarak tanımlaması yapılacaktır. Önce yer bilimsel risk haritalarına dahil edilecek daha sonra planlama ve mimari risk haritaları ile birleştirilerek sonuç risk haritası elde edilecektir.

Yapı hangi rezonans sınırında kalıyorsa binaya o değer atanacaktır. Riski belirleme açısından örnek verecek olursak rezonans frekans değeri 0.3 olan bölgelerde 3-4 katlı yapılar deprem sırasında rezonansa girerek hasar oranları artması beklenir. Bu nedenle rezonans frekans değeri 0.3 olan bölgelerde 3-4 kat dışında bir yapılaşma seçilmesi önerilecektir.

3.4.3 Zemin Büyütmesi (A0)

Proje alanında yapılmış olan mikrotremor çalışmaları sonucunda elde edilmiş olan zemin büyütme değerleri TAS’da kullanılmak üzere yapı stoğu veri setine işlenecektir. Diğer veriler gibi; sonuç raporunda kullanılmadan önce toplam riske etkisi oranında ağırlıklandırılarak % risk olarak tanımlaması yapılacaktır. Önce yer bilimsel risk haritalarına dahil edilecek daha sonra planlama ve mimari risk haritaları ile birleştirilerek sonuç risk haritası elde edilecektir.

Yapı hangi zemin büyütme değeri sınırında kalıyorsa binaya o değer atanacaktır.

Riski belirleme açısından örnek verecek olursak zemin büyütme değeri 2 olan bölgelerde deprem sonrası meydana gelecek olan sarsıntı bu bölgelerde 2 kat büyütülmüş hali ile hissedilecektir. Bu nedenle zemin büyütme değeri 1’den büyük olan bölgelerde risk daha büyük olacaktır. Bu bölgelerde bu değerler uygun yapılaşma önerileri olacaktır.

(13)

3.4.4 Zemin Hakim Periyodu

Proje alanında yapılmış olan mikrotremor çalışmaları sonucunda elde edilmiş olan zemin hakim periyod değerleri TAS’da kullanılmak üzere yapı stoku veri setine işlenecektir. Diğer veriler gibi; sonuç raporunda kullanılmadan önce toplam riske etkisi oranında ağırlıklandırılarak % risk olarak tanımlaması yapılacaktır. Önce yer bilimsel risk haritalarına dahil edilecek daha sonra planlama ve mimari risk haritaları ile birleştirilerek sonuç risk haritası elde edilecektir.

Yapı hangi zemin hakim periyod değeri sınırında kalıyorsa binaya o değer atanacaktır. Riski belirleme açısından örnek verecek olursak zemin hakim peryod değeri 0.3 olan bölgelerde 3 katlı binaların depremde daha fazla hasar alması beklenir. Bu nedenle zemin hakim periyod değeri 0.3 olan bölgelerde 3 kat dışında bir yapılaşma seçilmesi önerilecektir.

3.4.5 Jeolojik Formasyon

Proje alanı içerisindeki jeolojik formasyon birimleri de deprem sırasındaki etkileri düşünülerek yapı veri setine işlenecektir.

Diğer veriler gibi; sonuç raporunda kullanılmadan önce toplam riske etkisi oranında ağırlıklandırılarak % risk olarak tanımlaması yapılacaktır. Önce yer bilimsel risk haritalarına dahil edilecek daha sonra planlama ve mimari risk haritaları ile birleştirilerek sonuç risk haritası elde edilecektir.

Tablo 2.2 ve Şekil 2.5’den görüldüğü gibi hasarın yoğun olduğu Yüzbaşı ve Yalı mahalleleri alüvyon zemin üzerinde bulunmaktadır. Zemin büyütme değerlerinden de görüleceği üzere alüvyon zeminlerde deprem sırasında etki yüksek olarak hissedilir ve yapılardaki hasarın fazla olması beklenir. Yerleşime uygunluk haritaları da incelendiğinde bu bölgeler uygun olmayan alan ve AJE olarak tanımlanmıştır.

Şekil 11: Proje alanındaki jeolojik birimler

(14)

4. DEĞERLENDİRME

Proje kapsamında, çalışma alanındaki mevcut yapı stokunun mimari ve yapısal değişkenlerin deprem karşısında yapı davranışına etkisinin saptanması, yapısal risk unsurlarının belirlenmesi, yapıların konumları ve bu konumlara bağlı kentsel ve doğal elemanlarla etkileşimlerinin deprem karşısındaki toplam davranışının tespiti amacıyla yapı envanterlerinin oluşturulmuştur. Bu bildirinin ağırlığını kapsayan yerbilimleri çalışmaları, proje alanındaki hasar miktarını ve dağılımını açıklar niteliktedir. Proje alanında önceden yapılmış olan çalışmaların derlenmesi sonucunda elde edilen yerleşime uygunluk verileri ile proje kapsamında yapılan mikrotremor çalışmalarının sonuçları birbiriyle uyum içerisindedir.

Proje alanındaki, en fazla hasarın Yüzbaşılar ve Yalı mahallelerinde görülmesi, fayın bu bölgeye yakın olması ile ilişkilendirilebilir. Fakat, aynı zamanda bu mahallelerin, “2.1.5 Jeolojik Formasyon” başlığında Şekil 2.10’da görülen jeolojik birim haritasında alüvyon zemin üzerinde olduğu da görülmektedir.

Proje kapsamında yapılan mikrotremor çalışmalarından elde edilmiş olan “2.1.4.3 Zemin Büyütmesi (A0)” bölümünde Şekil 2.8’de de görüleceği üzere alüvyon zeminler deprem etkisini büyüterek yapılara aktarmaktadır. Bu nedenle bu mahallelerdeki hasar dağılımları yüksektir. “2.1.4.1 Zemin Sınıfı” bölümünde Şekil 2.6’da da Z3 ve Z4 zeminler üzerinde olduğu da görülmektedir.

Ortaya çıkan hasarın sadece tek bir olguya bağlanması yanlış olabilir. Bu nedenle, proje önerisinde verilmiş olan ağırlıklandırılmaya bağlı risk haritası oluşturulması önerisinin doğru bir tespit olduğu yapılan çalışmaların sonuçlarından da görülmektedir.

5. SONUÇ

Öncelikle çalışma boyunca bir araya gelecek olan disiplinlerin birlikte çalışmaları ve bulgularını paylaşıp ortak sonuç çıkarabilme kapsamında projenin kapsamının disiplinler arası bir çalışma özelliği göstermesi ve bu perspektif üzerinden farklı disiplinlerin afet- bina- yerleşim üçgeninde konuyu değerlendirmesi açısından önemlidir.

17 ağustos 1999 depreminin üzerinden 11 yıl geçmiş olmasına rağmen Kocaeli bütününde İzmit merkez haricinde detaylı bir afete yönelik çalışmanın yapılmamış olması, bölgede afete duyarlı çalışmalar, özelliklede depreme duyarlı çalışmalar yapılması bütününde büyük bir eksiklik olarak gözükmektedir. Bu proje sonucunda Değirmendere bölgesine yönelik detaylı afet odaklı çalışmalar yapılmış olacaktır.

Projenin gerçekleştirilmesi bilimsel bir temele dayalı ve güncellenmiş bir kent envanteri hazırlanacaktır. Bu envanter ile geçmişten bugüne kıyı beldesi kimliğini koruyan bir yerleşim olan Değirmendere’nin sahip olduğu çok katmalı dokusu ortaya çıkarılmış olacaktır. Söz konusu dokunun sürdürülebilirliği hakkında önerilecek model, ilgili kurum ve kuruluşlara sunulacaktır. Bu bağlamda önerilecek

(15)

modelle deprem faktörü etkisi altında geliştirilen projenin, belde kimliği ile örtüşen bir yapıda olması ve geniş tabanda yer bulması sağlanacaktır.

Bu proje kurgusu içerisinde ana ayaklardan biri olan “kentsel dönüşüm” konusun önemli bir alt tabanını oluşturan afet bölgelerinde kentsel dönüşüm projeleri anlamında önemli bir veri oluşturacaktır. Ayrıca, afet bölgelerinde kentsel dönüşüm projesi anlamında sonuçta önemli kriterler grubu oluşturması ve yaklaşım modelleri önermesi bağlamında da bir ilk oluşturacaktır.

6. TEŞEKKÜRLER

Bu çalışma, 2012 yılında bitirilen 2009/021 kodlu “Kocaeli Değirmendere İlçesinde Deprem Faktörüne Bağlı Olarak Konut Profili Analizi” başlıklı Kocaeli Üniversitesi BAP projesi ve 2012 yılında başlayan ve halen devam etmekte olan 112M421kodlu “Kocaeli- Gölcük- Değirmendere Beldesi Kentsel Afet Risk Yönetimine Dair Tehlike Analizinin Saptanması Projesi” başlıklı TÜBİTAK Araştırma Projesi kapsamında elde edilen bilgilerden derlenmiştir. İlgili kurumlara desteklerinden dolayı teşekkür ederiz.

7. KAYNAKLAR

 Kösten E. Y. ve Diğerleri, “Kocaeli İli Gölcük İlçesi Değirmendere Beldesi ve Yakın Çevresindeki (Örcün-saraylı) Tarihsel ve Kültürel Açıdan Önemli Olan Doğal ve Yapısal Elemanların (Kültürel Peyzaj Elemanlarının) Korunmasına Yönelik Tarihi İzlerin Rekonstrüksiyonu ve Sürdürülebilirliği İçin Bir Model Önerisi” Bilimsel Araştırma Projesi, 2011/088, Kocaeli Üniversitesi ve Gölcük Belediyesi “Vizyon 2023” Projesi, Kocaeli

 Kösten E. Y, Kutluca A.K, 2009, “Kocaeli Değirmendere İlçesinde Deprem Faktörüne Bağlı Olarak Konut Profili Analizi” Bilimsel Araştırma Projesi Bilimsel Araştırma Projesi, 2009/021, Kocaeli

 Çilekar, M., (1985), Değirmendere Yerleşmesi Üzerine Teklifler, Geleneksel- Yöresel Mimarinin Korunması, MSÜ, Fen Bil. Ens. Yük. Lis. Tezi

 Kutluca, A.K. (2013). “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasasının Eksiklikleri ve Öneri Yaklaşımlar”. ÖLÇÜ Mühendislikte, Mimarlıkta ve Planlamada Dergisi, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, Sayı: Ocak 2013, ss: 76- 81.

 20. Kutluca, A. K. ve Balyemez, S. (2012), “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasasının Taşıdığı Riskler“, Arazi Yönetim Günleri Sempozyumu, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, İstanbul Şubesi, 15- 17 Kasım 2012, İstanbul.

 Kahvecioğlu H., “Traditional Environments And Rapid Change Case Of

“Örcün” Ve “Saraylı”. IAPS-CSBE Network Culture End Space İn Built Environment Adlı Sempozyum, İTÜ, Haziran 20–23, 2002, Amasya

 Aydınoğlu,Ü., Üretimin Arkeolojik Kanıtları, İstanbul 2000 Depremle Yaşamak, 21.Yüzyıl İçin Öneriler, Mimarlar Odası Yayınları, 2000, İstanbul

 Eyüboğlu, E., Ertekin, Ö.; Koramaz K., Günay Z., 2005 ,İstanbul Metropoliten Alanı İçinde Zeytinburnu İlçesi Öncelikli Olmak Üzere İlçeler Bazında Yeni Yerleşmeler İçin Gerekli Alan Tespiti Ve Projeler Geliştirilmesi Ve Uygulama

(16)

Modellerinin Sunulmaya Hazır Hale Getirilmesi Projesi ; İstanbul Büyükşehir Belediyesi, BIMTAS. İTÜ Döner Sermaye İşletmeleri, 2005, İstanbul.

 Gülkan, P., Ergünay, O., Deprem Zararlarının Azaltılmasında Alan Kullanımı, Kentsel Yerleşmeler Ve Alan Kullanımı 2. Bölge Çalışma Programı Atölye Çalışması, Mimarlar Odası Yayınları, Ankara, 2000, 51-74

 Hasol, D., İstanbul 2000 Ve Yapı Sanayi Sektörü, İstanbul 2000 Depremle Yaşamak, 21.Yüzyıl İçin Öneriler, Mimarlar Odası Yayınları, 2000, İstanbul

 İlgen, H. Ş., Kentsel Risk, Kentsel Yerleşmeler Ve Doğal Afetler 2.Bölge Programı Atölye Çalışması, Mimarlar Odası Yayınları, 2000, İstanbul

 Kamburova, T., Yüksek Sismisite Bölgelerinde Kentsel Risk Faktörleri, Kentsel Yerleşmeler Ve Doğal Afetler 2.Bölge Programı Atölye Çalışması, Mimarlar Odası Yayınları, 2000, İstanbul

 Özgen,K., Betonarme Sistemlerde İyileştirme Ve Güçlendirme Esasları, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yapı Malzemesi Ve Deprem Semineri, 14,15,16 Mart, Özdil Basımevi, 2001, İstanbul

 Özturan, T., İstanbul’da Yapı Malzemesi Sorunları, İkinci İstanbul Ve Deprem Sempozyumu, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yayınları, 27 Mayıs 2001,, İstanbul

 Şengezer,B., 1999 Dünya İstanbul Ve Deprem, İstanbul Dergisi, 31, 55-61 10.

TMMOB, 2000, 17 Ağustos 1999 Ve 12 Kasım 1999 Doğu Marmara Depremleri Ve Türkiye Gerçeği, TMMOB Yayınları, 1999, Ankara

 Alyamaç, K. E., Erdoğan A. S., 2005, Geçmişten Günümüze Afet Yönetmelikleri Ve Uygulamada Karşılaşılan Tasarım Hatalari, Ulusal Deprem Sempozyumu 2005, Kocaeli Okutucu, F., 2005, Bitişik Nizam Yapi Adalari İçerisindeki Boşluklara Komşu Olan Yapilar İçin Deprem Güvenli Olma Önerisi, Ulusal Deprem Sempozyumu 2005, Kocaeli

 Tercan, B., Deprem Sonrasi Yalova’da Yeniden Yerleşme Süreci, Ulusal Deprem Sempozyumu 2005, Kocaeli

 Balyemez, S., Berköz L., Hasar Görebilirlik Ve Kentsel Deprem Davranışı, İtüdergisi/A Mimarlık, Planlama, Tasarım Cilt:4, Sayı:1, 3-14 Mart 2005, İstanbul

 Yücel, G., Arun G., Mevcut Yerleşimlerin Deprem İçin Fiziksel Ve Sosyal Etkilenebilirliğinin Belirlenmesi: Avcılar Örneği, Megaron 2010;5(1):23-32, 2010, İstanbul

 Balyemez, S., Berköz, L., Deprem Risklerinin Azaltılmasında Toplumsal Bileşen, İTÜ Dergisi/A Mimarlık, 10: 1, 27-38, 2011, İstanbul

 Aslankara Y., Inel M., Toprak S., “Kent Ölçeğinde Senaryo Depremde Oluşacak Bina Hasarlarının Tahmini, Kocaeli Deprem Sempozyumu, Kocaeli, 2005.

 Türkoğlu, H., Tezer, A., İlki, A. ve Kundak, S. Afet zararlarını azaltmaya yönelik sehir planlama ve yapılasma, Yerel yöneticiler için eğitim kitapçığı,

 İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi –İSMEP, İPKB, 2009,İstanbul.

 Kundak S., Türkoğlu H., “İstanbul'da Deprem Riski Analizi”, İtüdergisi/A, Cilt 6, Sayı 2, 2007.

Referanslar

Benzer Belgeler

‹ç Kontrol Merkezi, Banka içinde sa¤l›kl› bir iç kontrol ortam›n›n oluflturulmas›n› ve koordinasyonunu, Banka faaliyetlerinin yönetim stratejisi ve politikalar›na

Ulusal ve uluslararası düzeyde yayın sayısı ve niteliği arttırılacaktır.. Risk: Nitelikli ve deneyimli öğretim üyelerinin üniversiteden ayrılması veya üniversiteye

Afet ve Risk Yönetimi sektöründe yer alan toplam 50 adet yatırımın yürütücüsü olan 8 adet müdürlüğün adları ile bu sektördeki yatırımların

Sıvı yakıt akışı bir akış kontrol vanası FCV, akış miktarını tespit ederek akış kontrol ünitesine FCV’ye, gönderen bir akış elementi FE, ve bir düşük akış

gündelik bazda risk yönetimidir 2- Kendi sorumluluk alanlarında risk yönetimi hedeflerinin takibi ile risklere duyarlılığın artırılması 3- Etkin bir risk analizi ışığında

Müşterinin, aklama ve terörün finansmanı ile mücadele ve vergi düzenlemeleri de dâhil olmak üzere Bankanın tabi olduğu yasal düzenlemeler uyarınca alması gereken

Müşterinin, aklama ve terörün finansmanı ile mücadele ve vergi düzenlemeleri de dahil olmak üzere Bankanın tabi olduğu yasal düzenlemeler uyarınca alması gereken

Bugün geldiğimiz noktada risk yönetimi ve değerlendirmesi İş sağlığı ve güvenliğine yeni yaklaşım felsefesinin en önemli unsurunu oluşturmaktadır. Bunun en önemli