• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE İNŞAAT MALZEMESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ EKONOMİ DEĞERLENDİRME RAPORU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE İNŞAAT MALZEMESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ EKONOMİ DEĞERLENDİRME RAPORU"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

Türkiye İMSAD Ekonomi Değerlendirme Raporu/250

Türkiye İMSAD üyelerine yönelik hazırlanmış bu raporun her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz.

Hazırlayan:

Prof. Dr. Kerem Alkin Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı

Önümüzdeki 2 hafta, FED toplantısı, TCMB PPK toplantısı ve Britanya'nın 'Brexit' oylaması nedeniyle hayli hareketli geçecek. Piyasa beklentilerinin üzerinde gelen 1. çeyrek büyüme verisinin detayları, önümüzdeki çeyrek dönemler için, nerede sıkışabileceğimiz konusunda ipucu veriyor. Türkiye, ne yazık ki, kişi başına milli gelirde 9 bin doların da altına geriledi. Bu nedenle, döviz kurlarının istikrara kavuşması, kavuşturulması kritik önemde.

 Yaklaşık bir aydır küresel piyasaları meşgul etmekte olan ve bilhassa gelişmekte olan ekonomilerin hem para birimlerinde, hem de yatırım araçlarında (hisse senedi, tahvil) negatif etkiye sebep olan ABD Merkez Bankası'nın (FED) 14-15 Haziran'daki Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı nihayet geldi, çattı. FOMC'nin nisan ayı sonunda gerçekleştirdiği toplantının geniş tutanakları 1 ay önce açıklandığında, haziran ayı toplantısında dahi faiz artışı kararı alınması olasılığının bir anda yükselmesi piyasaları karıştırmıştı. Bununla birlikte, haziran ayı başında açıklanan ABD mayıs ayı tarım dışı istihdam verisinin beklenenin çok altında gelmesi ve geçtiğimiz cuma günü açıklanan tüketici güvenindeki gerileme, bu haftaki toplantıdan faiz artış kararı çıkması ihtimalini ciddi manada azaltmış durumda. ABD'nin önde gelen finans kurumlarının, Wall Street'in ekonomistleri, Fed'in bu yıl iki faiz artırımına gideceği fikrine borsa uzmanlarından daha çok prim vermekle birlikte; ilk faiz artırımının ne zaman yapılacağı konusunda emin değiller.

 Dünyanın önde gelen ekonomi ve finans haber ajanslarından Bloomberg News'in anketine katılan 43 ekonomistin tahmini, FED'in para politikası gösterge faiz oranı olan federal fon oran hedefinin üst sınırının bu yıl sonunda yüzde 1'e ulaşacağı yönünde ve bu da 2016 yılında iki çeyrek puanlık faiz artırımını gerektiriyor. Ancak, ekonomistler, bir sonraki faiz artırımının hangi toplantında yapılacağı konusunda hala emin değil.

Katılımcılar, bu haftaki Haziran toplantısı için faiz artırım olasılığını yüzde 6, Temmuz ayı sonundaki toplantı için yüzde 30 ve Eylül ortasındaki toplantı için ise yüzde 28 olarak görmekteler. Ekonomistlerin aksine, tahvil işlemi yapan finans sektörü profesyonellerinin vadeli piyasalarda gerçekleştirdikleri işlemlerde oluşan fiyatlar ise, bu yıl için bir faiz artırımının gerçekleşmesinin beklendiğine işaret ediyor.

No. 250 / Haziran 2016

TÜRKİYE İNŞAAT MALZEMESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ

EKONOMİ DEĞERLENDİRME RAPORU

(2)

2

Türkiye İMSAD Ekonomi Değerlendirme Raporu/250

Türkiye İMSAD üyelerine yönelik hazırlanmış bu raporun her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz.

 Geçtiğimiz ay yayımlanan FOMC nisan ayı toplantısının geniş tutanakları, 14-15 Haziran'daki toplantıda dahi faiz artırımı olasılığının, tutarlı büyüme ve istihdam piyasasındaki koşulların güçlenmeye devam etmesiyle mümkün olabileceğini işaret etmişti ve 27 Mayıs'ta FED Başkanı Yellen bu mesajı teyit edecek bir konuşma yapmıştı. 1 Haziran'dan bu yana açıklanan veriler ışığında, FED yetkililerinin ve bilhassa Yellen'in 6 Haziran'daki konuşmasında mesaj ve dilinin değişmesiyle, FED'in politikasının tahmininin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Ünlü Fransız bankası BNP Paribas'ın ABD kıdemli ekonomisti Laura Rosner, FED'in para politikası duruşunun hala veri dayanaklı olmaya devam ettiğine işaret ederek, finansal piyasalardaki aktörler için, FED'in şu andakinden daha iyi bir öngörüsünün olmamasının moral bozucu olduğuna işaret etmiş. Tüm bu yorumlara rağmen, ABD Doları'nın, yarın (14 Haziran) başlayıp, 15 Haziran'da (çarşamba) bitecek FOMC toplantısı öncesi, önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazandığı görülüyor.

 Euro-dolar paritesinin, 13 Haziran ile başlayan yeni haftaya 1,1232-1,1263 dolar aralığında salınarak başladığı gözleniyor. Oysa, daha 8 Haziran Çarşamba gününü parite 1,1395 dolar seviyesinde kapatmıştı. Ama, 9 ve 10 Haziran'da, Britanya'nın (İngiltere'nin) Avrupa Birliği'nden ayrılacağı halk referandumunda (Brexit) 'ayrılma' yönünde karar çıkabileceği endişelerinin artması ile, parite 9 Haziran Perşembe'yi 1,1316 dolar, 10 Haziran Cuma'yı, geçen haftayı ise 1,1251 dolardan kapattı. 13 Haziran'la başlayan haftaya 1,1260 dolardan başlayan euro-dolar paritesi, FED toplantısı ve 23 Haziran'daki Brexit oylamasına kadar yönünü bulmakta doğal olarak zorlanacak.

ABD'nin mayıs ayı tarım dışı istihdam verisinin beklenenin çok altında gelmesi ile, bir anda, 2,94 TL çıtasını kıran dolar-TL kuru ise, 5 işgününü 2,90 ile 2,89 TL aralığında bir bantta geçirdikten sonra, 10 Haziran Cuma gününü, haftayı yeniden 2,93 TL'ye yaklaşarak kapattı ve 13 Haziran'la başlayan yeni haftaya da 2,93 TL'nin üzerinde başlamış durumda. Piyasa profesyonellerinin görüşü, dolar-TL kurunun 2,96-3,00 TL bandına bir şekilde oturacağı yönünde.

 Altın, hem Britanya'nın (İngiltere'nin) Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmayı oylayacağı 23 Haziran'daki referanduma ilişkin belirsizliğin etkisi, hem de piyasa profesyonellerinin FED'in bu haftaki toplantısında faiz artırımına çok düşük ihtimal vermesiyle, üç haftadan fazla bir sürenin zirvesine yakın seyrediyor. Piyasada oluşan altına ilişkin veriler, spot piyasada işlem gören altının, 18 Mayıs'tan bu beri en yüksek olan 1.278,50 seviyesini görmesinin ardından, 13 Haziran'la başlayan haftaya, Asya piyasalarında ons başına 1.273,29 dolardan işlem görerek başladığını gösteriyor. Altın, FED, Brexit, petrol kavgası ve küresel ölçekte terör riski gibi, piyasada daha fazla çalkantıya sebep olabilecek endişelerden destek bulmakta. Faiz ödemesi bulunmayan altın, yılın ilk 6 ayında FED'in faiz artırımına ilişkin beklentilerin azalmasıyla birlikte, 2016 yılında yüzde

(3)

3

Türkiye İMSAD Ekonomi Değerlendirme Raporu/250

Türkiye İMSAD üyelerine yönelik hazırlanmış bu raporun her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz.

20 değer kazanmış durumda. Capital Economics Ltd.'nin 10 Haziran Cuma günkü raporuna göre, altının onsu, 23 Haziran'daki Brexit referandumundan 'ayrılma' yönünde karar çıkması halinde, 1.400 dolara kadar tırmanabilir. FED toplantısı sonrası, altında 1.300 dolar düzeyi test edilebilir.

 Dolar Endeksi ise, beklenenin bir hayli altında gelen ABD istihdam verileri sonrasında, önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine karşı ciddi ralli yapan bir ABD Doları'nı temsilen, 31 Mayıs Salı gününü 95.89 puandan ve 2 Haziran Perşembe gününü de 95.56 puan düzeyinden kapatmışken, 3 Haziran Cuma gününü 94 puan civarından kapattı ve 6 Haziran Pazartesi ile başlayan yeni haftaya 93.92 puan ile 94.25 puan arasında bir bantta salınarak başlamış durumda. FED Yönetim Kurulu Üyesi ve FOMC'de kalıcı oy kullanma hakkı olan Lael Brainard, son dönemdeki verilerin karışık bir tablo çizdiğini ve risklerin varlığını koruduğunu belirterek, FED'in faiz artışını bekletmesinin yararlı olacağını söylemiş. Brainard, ABD ekonomisinin direncine garanti gözüyle bakılmaması gerektiğini vurgulamış. Brainard, bu ortamda, tedbirli risk yönetiminin, yurtiçindeki ekonomik faaliyetlerin güçlü bir şekilde toparlandığına ve yakın vadedeki uluslararası gelişmelerin FED'in (enflasyon) hedefine doğru ilerleyişini bozmayacağına dair güvenin sağlaması için daha fazla veri beklenmesinin faydalı olduğuna işaret ettiğini belirtmiş.

 Geçen haftanın merakla beklenen başlığı, Türkiye Ekonomisi'nin 2016 yılının ilk çeyreğinde ne kadar büyüdüğü idi. Ekonomi yılın ilk çeyreğinde Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre yüzde 4.8 büyüdü ve yüzde 4.4 seviyelerinde olan beklentileri aştı. Benim büyüme tahminim yüzde 5.44 ile 5.58 arasındaydı. Tarım sektöründeki katma değer artışı, reel büyüme geçen yılın altında, yüzde 2.7'de kalınca, tarım sektörünün yüzde 4.8'lik büyümeye katkısının 0.12 puanda kalması, 1. çeyrek büyümenin yüzde 5'i geçmesini engelledi. Harcamalar yönünden Türkiye'nin 2016 yılı 1. çeyrek GSYH büyümesinin kaynağı ise, yine iç talep oldu. Sadece, tek başına Türk halkının nihai tüketim harcamalarının GSYH üzerindeki ağırlığı yüzde 66,6'dan, yüzde 70,7'ye çıktı ve 2015 yılının ilk çeyreğinde Türk halkının nihai tüketim harcamaları artışı, bir önceki yıle göre yüzde 4.5 düzeyindeyken, 2016 yılının ilk çeyreğinde yüzde 6.9'a yükseldi. Bu artışta, asgari ücretin 1.300 TL'ye yükselmesinin etkisi de göz ardı edilmemeli.

2016 yılının ilk çeyreğindeki yüzde 4.8'lik büyümenin neredeyse tümü, 4.78 puanlık bölümü tek başına vatandaşın tüketiminden kaynaklandı. İlk çeyrekte kamu harcamalarını da unutmayalım. Kamunun tüketim harcamaları geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 10.9 arttı ve bunun yüzde 4.8’lik büyümeye katkısı tam 1.16 puan olarak belirlendi. Kamunun ve özel sektörün makine ve teçhizat yatırımları ise ilk çeyrekte

(4)

4

Türkiye İMSAD Ekonomi Değerlendirme Raporu/250

Türkiye İMSAD üyelerine yönelik hazırlanmış bu raporun her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz.

geçen yıla göre azaldı. Özellikle, özel sektörün makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 4.7 gerilemesi, yüzde 4.8'lik büyümeye 0.61 puan negatif olarak yansıdı. Buna karşılık, özel sektörün konut, fabrika, alışveriş merkezi, ofis, plaza anlamındaki inşaat yatırımları 2016'nın 1. çeyreğinde de 8.2 artmayı sürdürdü ve özel sektör inşaat yatırımlarının büyümeye katkısı 0.55 puan pozitif oldu. Kamu'nun inşaat yatırımları ise, reel olarak yüzde 1.2 arttı ve yüzde 4.8'lik büyümeye katkısı sadece 0,04 puan oldu. Eğer, net ihracatın büyümeye katkısı negatif olmasaydı; sadece iç taleple, özel sektör ve kamunun tüketim ve yatırım harcamaları ile, 2016 yılı 1. çeyrek büyümesi yüzde 5.92 bile çıkabilirdi.

 Büyümenin yüzde 6'ya yakın çıkması yerine, yüzde 4.8 çıkmasında, hızı ciddi manada kesilen yatırım harcamaları ile, ithalattaki sıçramanın ve net ihracatın negatif etkisinin payı büyük. İlginçtir, Türk hane halkının nihai tüketim harcamalarındaki artışın ithalat harcamalarını artış yönünde etkilediği anlaşılıyor. Buna bağlı olarak, ithalat harcamalarındaki yüzde 7.5’lik artış. ne yazık ki 1. çeyrek büyümeye 2.15 puan negatif yansıdı. İhracattan elde edilen gelir ise yüzde 2.4 artmayı başarsa da, 1. çeyrek büyümeye katkısı 0.61 puanda kaldı. Bu nedenle, net ihracatın büyümeye katkısı ne yazık ki -1.54 puan oldu.

 Kamunun tüketim harcamaları 2009’un son çeyreğinden beri görülen en yüksek katkıyı verdi. Kamunun, kamuda çalışanlara ödediği maaş ve satın aldığı mal ve hizmetler nedeniyle gerçekleştirdiği tüketim harcamalarındaki artış yüzde 10.9 olarak gerçekleşti ve büyümeye katkısı 1.16 puan oldu. Kamunun tüketim harcamalarındaki artış maaş ve ücret ödemelerinden çok, esas mal ve hizmet alımlarından geldi. Mal ve hizmet alımlarında artış yüzde 17.1, maaş ve ücretlerdeki yüzde 4. Merkezi yönetim bütçesinden yansıyan veriler, terörle mücadele kapsamında, savunma ve güvenlik alımlarının ilk çeyrekte yüzde 11.2 arttığını gösteriyor. Silah, araç, gereç, savaş teçhizatı alımı savunma ve güvenlik harcamalarının temeli. Yılın ikinci çeyreğinde bu harcamaların katlanması olası. Nisan ayı merkezi yönetim bütçe sonuçları, tek aydaki silah ve savaş teçhizatı alımlarının ilk çeyreğin tümünü bile aştığını gösteriyor.

 Asgari ücret zammının etkisi gıda, giyim ve ev aletleri grubundaki reel yüzde 2-3 seviyelerindeki artışlarda kendini gösterse de, hane halkı tüketim harcamalarındaki asıl artış ulaştırma ve haberleşme ile sağlıktan kaynaklandı. Yılın ilk çeyreğinde, geçen yılki rekor çeyreği yakalamayı başaran otomotiv satışları ile, vatandaşın yeni cep telefonu talebindeki canlılık ulaştırma ve haberleşme grubu harcamalarının yüzde 16.1 artarak 70.5 milyar liraya çıkmasına neden oldu. En yüksek artış ise sağlıkta. Sağlık harcamaları yüzde 26,3 artış gösterdi ve 15.3 milyar liraya fırladı. Sağlık harcamalarındaki artış ilaç zammından ve özel hastanelere yapılan harcamalardan kaynaklandı. İlaç fiyatlarında

(5)

5

Türkiye İMSAD Ekonomi Değerlendirme Raporu/250

Türkiye İMSAD üyelerine yönelik hazırlanmış bu raporun her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz.

dolar ve euro kurlarındaki yükseliş nedeniyle şubat ayında yüzde 18-20 arasında zam geldi. Bu da direkt vatandaşın sağlık harcamalarının katlanmasına neden oldu. Türk halkının gıda-içki ve tütün harcamaları, 2015 yılının 1. çeyreğinde 85.5 milyar TL iken, bu yılın ilk çeyreğinde 91 milyar TL'yi aşmış. Reel artış yüzde 2.8 düzeyinde. En büyük sıçrama ulaştırma ve haberleşme harcamalarında. 60.7 milyar TL'den 70.5 milyar TL'ye sıçrayarak, ulaştırma ve haberleşme harcamaları, gıda, içki ve tütün harcamalarından sonra gelen ikinci harcama olan konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıt harcamalarını geçmiş durumda. Geçen yıl konut, su ve enerjiye 63.1 milyar TL harcamış olan Türk halkı, bu yılın ilk çeyreğinde 69.8 milyar TL harcamış.

 Türkiye ilk çeyrekteki, yüzde 4.8 büyüme verisiyle dünyanın en hızlı büyüyen beşinci, Avrupa’nın ise en hızlı ekonomisi olmayı başardı. Türkiye ekonomisi güçlü dolar karşısında zayıflayan TL nedeniyle, dolar bazında küçülmeye devam ederek, ilk çeyrekte yıllıklandırılmış veri olarak, 708.6 milyar dolarlık bir GSYH büyüklüğüne geriledi. Türk Lirası bazında ise, Türkiye ekonomisi 2 trilyon liralık büyüklüğe ulaştı.

Dolar kurundaki artış, kişi başı milli geliri de azalttı. Geçen yıl 10 bin doların altına düşen kişi başı milli gelir, ne yazık ki, ilk çeyrekte 8 bin 974 dolara indi. Oysa, daha 2014 yılında, Türkiye'nin toplam GSYH'sı 823 milyar dolar düzeyindeydi. TL'deki değer kaybının önüne geçilememesi, Türkiye'nin orta gelir tuzağına düşmesini daha da perçinlemiş durumda. Bu noktada, 8 Haziran'da açıklanan nisan ayı sanayi üretim verisi eğer bir ipucu teşkil edecek ise, 2. ve 3. çeyrek büyüme verileri bu derece umut verici olamayabilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye vizyonu olmadan, İstanbul vizyonu yaratmaya çalışmak, Türkiye bütününü ve dengelerini gözetmeden İstanbul'u ayrı bir ülke gibi, dünya kentleriyle yarışa

“Yapılan bir araştırmada tüketicilerin yüzde 70'i daha yeşil lojistik operasyonlarını desteklemek için daha fazla ödemeye razılar. Tedarik zincirleri, endüstrinin

2020'de pozitif büyümeyle yakalanan bu başarıyı, 2008 yılının eylül ayının ikinci yarısında patlak veren ve 2009'da tüm dünya ekonomisinin ve küresel finans

 Fitch ve Moody's in değerlendirmelerini geride bıraktıktan sonra, elimizde, ABD piyasalarının kapanışını da bekleyerek, Türkiye'nin 'yatırım yapılabilir

Ama, kritik soru şu: Açıklanan son ABD makro ekonomik verileri ve beklenenin bir hayli altında gelen ABD mayıs ayı tarım dışı istihdam verisi sonrasında,

25-29 Temmuz haftası ise, Türk halkı ve firmalarımız, 148.8 milyar dolardan 1.3 milyar dolar daha çekmiş ve toplam döviz mevduatı, 29 Temmuz Cuma günü 147.5 milyar

Türkiye İMSAD üyelerine yönelik hazırlanmış bu raporun her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz.. Kerem Alkin Türkiye İMSAD

ECB Yönetim Kurulu, 18 Şubat 1999 tarihinde yaptığı toplantıda euro bölgesinde parasal, mali ve ekonomik durumu gözden geçirerek, 24 Şubat ve 3 Mart 1999 tarihlerinde