• Sonuç bulunamadı

3.1. Temel Enflasyon Görünümü Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları Yurt İçi Üretici Fiyatları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "3.1. Temel Enflasyon Görünümü Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları Yurt İçi Üretici Fiyatları"

Copied!
101
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

İçindekiler

1.

GENEL DEĞERLENDİRME 1

1.1. Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 2

1.2. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 4

1.3. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü 7

1.4. Riskler ve Para Politikası 8

2.

ULUSLARARASI EKONOMİK GELİŞMELER 11

2.1. Küresel Büyüme 11

2.2. Emtia Fiyatları ve Küresel Enflasyon 14

2.3. Finansal Koşullar, Risk Göstergeleri ve Sermaye Akımları 15

2.4. Küresel Para Politikası Gelişmeleri 17

3.

ENFLASYON GELİŞMELERİ 21

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22

3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 26

3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 28

3.4. Beklentiler 29

4.

ARZ ve TALEP GELİŞMELERİ 41

4.1. Arz Gelişmeleri 42

4.2. Talep Gelişmeleri 44

4.3. Emek Piyasası 51

5.

FİNANSAL PİYASALAR ve FİNANSAL ARACILIK 61

5.1. Finansal Piyasalar 62

5.2. Kredi Hacmi ve Parasal Göstergeler 72

6.

KAMU MALİYESİ 79

6.1. Bütçe Gelişmeleri 80

6.2. Kamu Borç Stokundaki Gelişmeler 82

7.

ORTA VADELİ ÖNGÖRÜLER 85

7.1. Mevcut Durum, Kısa Vadeli Görünüm ve Varsayımlar 85

7.2. Orta Vadeli Görünüm 87

KUTULAR

Kutu 3.1.Petrol Fiyatlarının Tüketici Fiyatları Üzerindeki Etkileria 31 Kutu 3.2. Uluslararası Hububat Fiyatlarının Yurt İçi Fiyatlara Yansıması 35

Kutu 3.3. 2015 Yılı Tüketici Enflasyonunda Baz Etkilerinin Rolü 39

Kutu 4.1. Türkiye’de Şirketlerin Borç Dolarizasyonu ve Büyüme Performansı 54 Kutu 4.2. Uluslararası Enerji Fiyatlarının Makroekonomik Etkileri 58

Kutu 5.1. Zorunlu Karşılıklara Faiz Ödenmesi 76

Kutu 7.1 2014 Yıl Sonu Enflasyon Tahminlerindeki Değişimlerin Kaynakları 90

(3)

1. G enel D eğerlendirme

2014 yılının dördüncü çeyreğinde, küresel para politikalarındaki ayrışmaların devam etmesi ve normalleşme sürecine dair belirsizliklerin sürmesi sonucunda finans piyasalarında oynaklık artışları gözlenmiştir. Bu çerçevede, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları dalgalı bir seyir izlemiş ve bu ülke kurlarında oynaklıklar artmıştır (Grafik 1.1). Yakın dönemde küresel iktisadi faaliyet görünümünün bozulmaya devam etmesinin ve daha çok arz yönlü faktörlerin etkisiyle petrol fiyatlarında sert düşüşler yaşanmış, bu gelişmeler sonucunda özellikle enerji ihracatçısı gelişmekte olan ülkelerde önemli dalgalanmalar olmuştur. Genel olarak, para politikası belirsizlikleri, iktisadi faaliyetteki yavaşlama ve petrol fiyatları kaynaklı olarak gelişmekte olan ülke risk primlerinin dalgalı bir seyir izlediği gözlenmektedir (Grafik 1.2).

Küresel piyasalarda yaşanan oynaklık artışının etkileri Türkiye ekonomisinde de gözlenmiş ve risk primi göstergeleri ile kurlarda dalgalanmalar yaşanmıştır. Petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarında yaşanan düşüşün temelde enflasyon ve dış denge açısından ekonomiyi olumlu etkileyecek olması ve para politikasındaki sıkı duruş, bu dönemde küresel oynaklıkların Türkiye’ye olumsuz yansımalarını sınırlandıran faktörler olmuştur.

Grafik 1.1.

Gelişmekte Olan Ülkelere Portföy Akımları (4 Haftalık Hareketli Ortalama, Milyar ABD Doları) ve Döviz Kurları Oynaklık Endeksi (JPMVXYEM) (Yüzde)

Grafik 1.2.

Gelişmekte Olan Ülkeler ve Türkiye CDS Gelişmeleri (Baz Puan)

Kaynak: EPFR, Bloomberg.

*Brezilya, Çek C., Endonezya, G. Afrika, Kolombiya, Macaristan, Meksika, Polonya, Romanya ve Şili. ** Brezilya, Endonezya ve G.Afrika.

Kaynak: TCMB, Bloomberg

2014 yılı ilk çeyreğinden sonra yıllık büyümede bir miktar ivme kaybı yaşanmıştır. Bu yavaşlamada, olumsuz hava koşulları nedeniyle gerileyen tarım hasılasının yanı sıra jeopolitik gelişmelerden dolayı ihracatta gözlenen yavaşlama etkili olmuştur. Son çeyreğe dair göstergeler dış talebin zayıf seyri nedeniyle yıllık büyümenin ılımlı seyretmeye devam ettiğini göstermektedir. 2015 yılında iç talebin daha fazla katkı vermeye başlamasıyla birlikte büyüme oranında kademeli artışlar beklenmektedir. Para politikasındaki sıkı duruşun ve alınan makroihtiyati önlemlerin olumlu etkisi 2014 yılı son çeyreğinde devam etmiş ve çekirdek enflasyon eğilimleri hedefle uyumlu seviyelere yaklaşmıştır.

Ayrıca, gerileyen petrol fiyatları enflasyondaki düşüş sürecini desteklemiş ve enflasyon beklentilerinde yakın dönemde belirgin bir iyileşme yaşanmıştır. 2015 yılında, birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesinin, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesinin ve gerileyen petrol fiyatlarının

3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-10 -8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8

0412 0712 1012 0113 0413 0713 1013 0114 0414 0714 1014 0115

Hisse Senedi Fonları Borçlanma Senedi Fonları JPMVXYEM (sağ eksen)

100 125 150 175 200 225 250 275 300

100 125 150 175 200 225 250 275 300

0113 0213 0313 0413 0513 0613 0713 0813 0913 1013 1113 1213 0114 0214 0314 0414 0514 0614 0714 0814 0914 1014 1114 1214 0115

Türkiye

Gelişmekte Olan Ülkeler*

Seçilmiş Ülkeler Ortalaması**

(4)

katkıları ile enflasyonda kayda değer bir düşüş süreci yaşanacağı öngörülmektedir. Bu çerçevede, yıl ortalarında enflasyonun hedefle uyumlu seviyelere yaklaşacağı tahmin edilmektedir.

1.1. Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar

2014 yılı son çeyreğinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) sıkı politika duruşunu sürdürmüş ve küresel oynaklıkları da dikkate alarak dönem içinde sıkı para politikasını sıkı likidite politikasıyla desteklemiştir. Bu çerçevede, BIST gecelik repo faizleri Ekim ayından bu yana likidite politikasına bağlı olarak faiz koridorunun üst bandına yakın bir seyir izlemiştir (Grafik 1.1.1). 2014 yılı başından bu yana olduğu gibi, yılın son çeyreğinde de TCMB fonlaması ağırlıklı olarak bir hafta vadeli repo ihaleleriyle sağlanmış ve TCMB ağırlıklı ortalama fonlama faizi bir hafta vadeli repo ihale faizine yakın seviyelerde seyretmiştir (Grafik 1.1.2).

Grafik 1.1.1.

TCMB Faizleri ve BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri (Yüzde)

Grafik 1.1.2.

TCMB Fonlaması*

(2 Haftalık Hareketli Ortalama, Milyar TL)

Kaynak: BIST, TCMB.

*Marjinal Fonlama gecelik vadede faiz koridorunun üst bandından sağlanan fonlamadır.

Kaynak: BIST, TCMB.

Çekirdek enflasyon eğilimlerinin düşmeye devam etmesi, gerileyen petrol fiyatları ve beklentilerde gözlenen iyileşme ile enflasyon görünümünde oluşan olumlu gelişmeleri değerlendiren TCMB, Ocak ayında bir hafta vadeli repo ihale faizini ölçülü bir adımla yüzde 8,25’ten yüzde 7,75’e indirmiştir. Öte yandan, küresel piyasalarda artan oynaklık göz önüne alınarak gecelik faiz oranları sabit tutulmuş ve enflasyondaki düşüşün kalıcı olması için temkinli bir yaklaşım izlenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bu çerçevede, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurların yakından izleneceği ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği ifade edilmiştir. Para politikasındaki sıkı duruşun etkisiyle, 5 yıllık piyasa faizleri ve BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri arasındaki fark negatif değerlerde seyretmeye devam etmiştir (Grafik 1.1.3). Bu gelişmelere bağlı olarak getiri eğrisi yataya yakın konumunu sürdürmüştür (Grafik 1.1.4).

1 3 5 7 9 11 13 15

1 3 5 7 9 11 13 15

0711 0911 1111 0112 0312 0512 0712 0912 1112 0113 0313 0513 0713 0913 1113 0114 0314 0514 0714 0914 1114 0115

Gecelik Borç Alma -Verme Faiz Koridoru Ortalama Fonlama Faizi (5 Günlük HO) BIST Gecelik Repo Faizleri (5 günlük HO) 1 Hafta Vadeli Repo Faiz Oranı

-10 0 10 20 30 40 50 60

-10 0 10 20 30 40 50 60

0113 0213 0313 0413 0513 0613 0713 0813 0913 1013 1113 1213 0114 0214 0314 0414 0514 0614 0714 0814 0914 1014 1114 1214 0115

Marjinal Fonlama

Piyasa Yapıcılara Sağlanan Fonlama Haftalık Repo (Miktar İhalesiyle) Aylık Repo

BIST ve BPP Ters Repo ile Çekilen Net APİ

(5)

Grafik 1.1.3.

Piyasa Faizleri ve TCMB Fonlama Faizi (Yüzde)

Grafik 1.1.4.

Getiri Eğrisi (Yüzde)

Kaynak: BIST, TCMB, Bloomberg.

Taralı alan her vade için 3 Kasım-23 Ocak dönemindeki en düşük ve en yüksek getirilerin arasında kalan alanı göstermektedir.

Kaynak: Bloomberg.

TCMB, 2015 yılında uygulayacağı para ve kur politikasının ana çerçevesini 10 Aralık 2014 tarihinde duyurmuş, ayrıca makro-finansal riskleri sınırlamaya ve basiretli borçlanmayı desteklemeye yönelik yeni makroihtiyati politikalar açıklamıştır. Bu kapsamda, dış borçlanma vadelerinin uzamasını teşvik amacıyla bankaların ve finansman şirketlerinin yabancı para cinsinden çekirdek dışı kısa vadeli yükümlülükleri için uygulanan zorunlu karşılık oranları artırılmıştır. İlave olarak, TCMB’nin TL cinsinden zorunlu karşılıklara çekirdek yükümlülükleri teşvik edici yönde faiz ödenmesine ilişkin düzenleme 2015 Ocak ayı itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Ayrıca, rezerv opsiyonu dilim ve katsayılarında, zorunlu karşılık oranlarındaki uyarlamalar sonucunda ihtiyaç duyulan döviz likiditesini de önemli ölçüde karşılayacak şekilde teknik ayarlamalar yapılmıştır. Bu ayarlamalar ile Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM)’nın otomatik dengeleyici özelliğinin güçlenmesi beklenmektedir. Açıklanan politika önlemlerinin nihai olarak basiretli borçlanmayı destekleyerek makro-finansal riskleri sınırlayacağı ve dengeli büyümeye katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Yılın son çeyreğinde finansal olmayan kesime kullandırılan kredilerin artış hızları, TCMB’nin sıkı para politikası duruşu ve alınan makroihtiyati önlemler neticesinde makul bir seyir izlemeye devam etmiştir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yürürlüğe konulan uygulamaların da katkısıyla tüketici kredileri geçmiş yıllara kıyasla daha yavaş büyürken, ticari krediler daha yüksek oranda bir artış sergilemektedir (Grafik 1.1.5 ve 1.1.6). Mevcut finansal koşullar ve Kredi Eğilim Anketi sonuçlarına göre 2015 yılının ilk çeyreğinde ticari ve tüketici kredilerinde talep ve arz koşullarına ilişkin önemli bir değişim beklememesi kredi büyümesinin mevcut eğilimlerini sürdüreceğine işaret etmektedir. Kredilerdeki bu görünümün bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlamaya devam edeceği diğer yandan da cari işlemler dengesindeki düzelmeyi destekleyeceği değerlendirilmektedir.

-4 -2 0 2 4 6 8 10 12 14

-4 -2 0 2 4 6 8 10 12 14

0511 0711 0911 1111 0112 0312 0512 0712 0912 1112 0113 0313 0513 0713 0913 1113 0114 0314 0514 0714 0914 1114 0115

5 Yıl - BİST Faiz Farkı 5 Yıllık Piyasa Faizi

BİST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri (5 Gün Ort.) TCMB Ortalama Fonlama Faizi

6,0 6,5 7,0 7,5 8,0 8,5 9,0 9,5 10,0

6,0 6,5 7,0 7,5 8,0 8,5 9,0 9,5 10,0

0,25 0,50 1,00 2,00 3,00 4,00 5,00 7,00 8,00 9,00 10,00

Vade (Yıl)

3 Kasım-23 Ocak Ortalama 2-23 Ocak Ortalama

(6)

Grafik 1.1.5.

Tüketici Kredilerinin Büyüme Hızlarının Geçmiş Yıllarla Karşılaştırılması(13 Haftalık Yıllıklandırılmış Hareketli Ortalama, Yüzde)

Grafik 1.1.6.

Ticari Kredilerin Büyüme Hızlarının Geçmiş Yıllarla Karşılaştırılması (13 Haftalık Yıllıklandırılmış Hareketli Ortalama, Kur Etkisinden Arındırılmış, Yüzde)

Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB.

1.2. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar Enflasyon

2014 yılının dördüncü çeyreğinde yıllık tüketici enflasyonu bir önceki çeyrek sonuna kıyasla 0,7 puan azalarak yüzde 8,17 oranına gerilemiş ve Ekim Enflasyon Raporu öngörüsünün altında gerçekleşmiştir (Grafik 1.2.1 ve 1.2.2). Bu dönemde yıllık enflasyon alt gruplar genelinde azalmış, en belirgin yavaşlama ise uluslararası petrol fiyatlarındaki keskin düşüşe bağlı olarak enerji grubunda kaydedilmiştir. Gıda grubu ise enflasyona en yüksek katkı yapan bileşen olmaya devam etmiştir. Temel mal grubunda yıllık enflasyon sınırlı bir oranda gerilerken, ana eğilimde yılın ikinci çeyreğinden itibaren kaydedilen iyileşme duraklamıştır. Buna karşılık, petrol fiyatlarındaki düşüşlerin akaryakıt ile bağlantısı güçlü hizmet grupları üzerindeki etkileri belirgin biçimde hissedilmiş ve hizmet enflasyonu ana eğiliminde kayda değer bir iyileşme görülmüştür.

Grafik 1.2.1.

Ekim 2014 Tüketici Enflasyon Tahmini ve Gerçekleşmeler (Yüzde)

Grafik 1.2.2.

İşlenmemiş Gıda ve Tütün Dışı Enflasyon İçin Ekim 2014 Tahminleri ve Gerçekleşmeler (Yüzde)

* Enflasyonun tahmin aralığı içinde kalma olasılığı yüzde 70’tir.

Kaynak: TÜİK, TCMB

Para politikasındaki sıkı duruş ve alınan makroihtiyati önlemler çekirdek enflasyon eğilimini olumlu bir şekilde etkilemeye devam etmektedir (Grafik 1.2.3). 2014 yıl sonu itibarıyla çekirdek enflasyon eğilimi kur değer kayıplarının ve olumsuz iklim koşullarının etkilerinin gözlenmeye başladığı 2013 yılı ortalarından önceki düzeylere gerilemiş bulunmaktadır. Yakın dönemde enflasyon dinamiklerini etkileyen en önemli

0 5 10 15 20 25 30 35 40

0 5 10 15 20 25 30 35 40

Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara

2014 2007-2013 Ortalaması

0 5 10 15 20 25 30 35 40

0 5 10 15 20 25 30 35 40

Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara

2014 2007-2013 Ortalaması

6 7 8 9 10 11

6 7 8 9 10 11

0314 0614 0914 1214

Yüzde

Ekim 2014 Tahminleri* Gerçekleşme

6 7 8 9 10 11

6 7 8 9 10 11

0314 0614 0914 1214

Yüzde

Ekim 2014 Tahminleri* Gerçekleşme

(7)

gelişme petrol fiyatlarında yaşanan belirgin düşüş olmuştur (Grafik 1.2.4). Bu düşüş doğrultusunda, enerji grubunun yıllık enflasyonu önemli oranda azalmış ve yıl sonunda sıfırın altına gerilemiştir. Düşen petrol fiyatları kaynaklı olumlu maliyet gelişmeleri aynı zamanda çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeye katkı yapmaktadır.

Grafik 1.2.3.

Temel Enflasyon Göstergeleri H ve I

(Mevsimsellikten Arındırılmış, Yıllıklandırılmış Üç Aylık Ortalama Yüzde Değişim)

Grafik 1.2.4.

Petrol Fiyatları (ABD Doları/Varil) ve Enerji Enflasyonu

(Yıllık Yüzde Değişim)

Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: Bloomberg, TÜİK.

Özetle yılın son çeyreğinde enflasyon üzerinde petrol fiyatlarının düşüş yönlü etkisi açık bir biçimde gözlenmiştir. Enflasyon beklentilerinde uzunca bir sürenin ardından belirgin bir iyileşme yaşanmış ve petrol fiyatlarının genel enflasyon düzeyine olumlu etkisi başta hizmetler olmak üzere birçok alt gruba olumlu yansımıştır. Enflasyona düşüş yönünde katkı yapmakta olan uluslararası fiyat gelişmelerinin yanında döviz kurunun birikimli etkilerinin kademeli olarak ortadan kalkmasının, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesinin ve para politikasında sürdürülen sıkı duruşun enflasyondaki düşüş eğilimini önümüzdeki dönemde de destekleyeceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede özellikle yılın ilk çeyreğinde tüketici enflasyonunda belirgin bir iyileşme olacağı ve enflasyonun yılın ortalarında hedefle uyumlu seviyelere gerileyeceği öngörülmektedir.

Arz ve Talep

2014 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerine göre iktisadi faaliyet Ekim Enflasyon Raporu’nda ortaya koyulan görünüme kıyasla daha zayıf gerçekleşmiştir. GSYİH üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 1,7 oranında artarken, bir önceki çeyreğe göre büyüme ise yüzde 0,4 ile sınırlı kalmıştır (Grafik 1.2.5). Milli gelir bileşenleri üretim yönünden incelendiğinde, olumsuz hava koşulları nedeni ile tarım katma değerinde yaşanan daralmanın milli gelirin düşük oranlı büyümesinde önemli bir faktör olduğu görülmektedir (Grafik 1.2.6). Harcamalar yönünden bakıldığında, üçüncü çeyrekte nihai yurt içi talep ilk yarıdaki düşüşünü telafi ederek 2013 yılı son çeyrek seviyesinin bir miktar üzerinde gerçekleşmiştir (Grafik 1.2.5). Özel tüketim harcamalarında iki çeyrek aranın ardından gözlenen güçlü toparlanma ve uzun bir süredir zayıf seyreden özel kesim yatırımlarının makine teçhizat yatırımları kaynaklı artması dönemlik büyümeyi desteklemiştir. Öte yandan, ihracatın göreli olarak zayıf seyri bu dönemde büyümeyi sınırlayıcı rol oynamıştır.

3 5 7 9 11 13 15 17

3 5 7 9 11 13 15 17

0112 0412 0712 1012 0113 0413 0713 1013 0114 0414 0714 1014

H I

20 40 60 80 100 120 140

-4 -2 0 2 4 6 8 10 12 14 16 18

0112 0412 0712 1012 0113 0413 0713 1013 0114 0414 0714 1014 0115

Enerji Enflasyonu Petrol Fiyatları (sağ eksen)

(8)

Grafik 1.2.5.

GSYİH ve Nihai Yurt İçi Talep (Reel, Mevsimsellikten Arındırılmış, Milyar TL)

Grafik 1.2.6.

GSYİH Yıllık Büyümesi ve Üretim Yönünden Katkılar (Yüzde Puan)

Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK.

2014 yılı Ekim-Kasım döneminde önceki çeyrek ortalamasının altında olan sanayi üretiminin, Aralık ayı PMI ve İYA anket göstergelerinin gerilemesi ile uyumlu olarak, yılın son çeyreğinde dönemlik bazda azalabileceği değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, 2014 yılının son çeyreğine dair veriler tüketim talebinin bir önceki çeyreğe göre artış gösterdiğine, makine-teçhizat yatırımlarında ılımlı bir seyre, inşaat yatırımlarında da toparlanmaya işaret etmektedir. Böylelikle, yılın son çeyreğinde iç talepteki toparlanmanın ılımlı şekilde devam edeceği tahmin edilmektedir. Dış talep ise Avrupa ekonomisinde gözlenen yavaşlama ve çevre ülkelerdeki jeopolitik gelişmeler nedenleriyle zayıf seyrini sürdürmektedir.

Zayıf dış talep ihracat büyümesini sınırlandırıcı etki yapmakla birlikte, ihracat büyümesinin ithalat büyümesi üzerinde devam etmesi ekonomideki dengelenme sürecini desteklemektedir (Grafik 1.2.7).

Ayrıca düşen petrol fiyatları ithalat bedellerini azaltarak cari dengeye olumlu katkı vermektedir (Grafik 1.2.8).

2015 yılında iç talebin ılımlı şekilde toparlanması, dış talebin ise zayıf seyrini koruması beklenmektedir. Hava ve yağış koşullarına bağlı olarak tarım katma değerinde beklenen düzeltme büyümeyi destekleyecek bir faktör olacaktır. Ancak, dış talep kaynaklı olmak üzere büyüme üzerinde aşağı yönlü riskler bulunmaktadır. Bu çerçevede, 2015 yılında talep koşullarının hem enflasyondaki düşüş sürecini hem de, dış ticaret hadlerindeki iyileşme ve makroihtiyati tedbirlerin katkıları ile birlikte cari açıktaki iyileşmeyi destekleyeceği değerlendirilmektedir.

Grafik 1.2.7.

İhracat ve İthalat

(Nominal, yıllık yüzde değişim, 6-aylık hareketli ortalama)

Grafik 1.2.8.

Cari İşlemler Dengesi (CİD) (12-Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları)

Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TCMB.

22 24 26 28 30 32

22 24 26 28 30 32

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 14

Millions

GSYİH Nihai Yurt İçi Talep

-1 0 1 2 3 4 5 6 7 8

- 1 0 1 2 3 4 5 6 7 8

4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3

2012 2013 2014

Net Vergi Tarım

İnşaat Sanayi

Hizmetler GSYİH

-40 -30 -20 -10 0 10 20 30 40 50 60

-40 -30 -20 -10 0 10 20 30 40 50 60

0108 0508 0908 0109 0509 0909 0110 0510 0910 0111 0511 0911 0112 0512 0912 0113 0513 0913 0114 0514 0914

İhracat (altın hariç) İthalat (altın hariç)

-90 -70 -50 -30 -10 10 30

-90 -70 -50 -30 -10 10 30

1108 0509 1109 0510 1110 0511 1111 0512 1112 0513 1113 0514 1114

CİD CİD (altın hariç) CİD (enerji ve altın hariç)

(9)

Petrol, İthalat ve Gıda Fiyatları

2014 yılı son çeyreğinde petrol ve ithalat fiyatları görünümü Ekim Enflasyon Raporu’nda öngörülen patikanın oldukça altında gerçekleşmiştir (Grafik 1.2.9). Bu nedenle, ortalama petrol ve ithalat fiyatları varsayımları önemli ölçüde aşağı yönlü güncellenmiştir (Tablo 7.1.1). Söz konusu gelişmelerin doğrudan ve dolaylı etkileri neticesinde, bir önceki Rapor’a göre 2015 yıl sonu enflasyon tahmininde aşağı yönlü 0,6 puan güncelleme yapılmıştır. Gıda fiyatlarında 2015 yıl sonu enflasyon varsayımı ise yüzde 9 olarak korunmuştur.

Grafik 1.2.9. Petrol ve İthalat Fiyat Varsayımlarındaki Güncellemeler

Petrol Fiyatları (ABD Doları/Varil) İthalat Fiyatları (ABD Doları, 2010=100)

Kaynak: Bloomberg, TÜİK, TCMB. Taralı alanlar tahminleri göstermektedir.

Maliye Politikası ve Vergi Ayarlamaları

Orta vadeli tahminler üretilirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünüm esas alınmıştır.

Maliye politikasının orta vadeli duruşu için 2015-2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program projeksiyonları temel alınmıştır. Bu çerçevede, dönem boyunca sıkı bir maliye politikası duruşu sergileneceği ve faiz dışı harcamaların milli gelire oranının kademeli olarak azalacağı varsayılmıştır.

1.3. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü

Orta vadeli tahminler oluşturulurken enflasyon görünümünde sağlanan iyileşmenin kalıcı olması için temkinli bir yaklaşım sergileneceği ve getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği bir çerçeve esas alınmıştır. Ayrıca, alınan makroihtiyati tedbirlerin de katkısıyla yıllık kredi büyüme oranının geldiği makul seviyelerin 2015 yılında devam edeceği değerlendirilmektedir.

Bu çerçevede enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2015 yılı sonunda yüzde 4,1 ile yüzde 6,9 aralığında (orta noktası yüzde 5,5), 2016 yılı sonunda ise yüzde 3,2 ile yüzde 6,8 aralığında (orta noktası yüzde 5) gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı öngörülmektedir (Grafik 1.3.1).

40 50 60 70 80 90 100 110 120 130

40 50 60 70 80 90 100 110 120 130

1211 0612 1212 0613 1213 0614 1214 0615 1215

Ocak 2015 Ekim 2014

Gerçekleşme

90 95 100 105 110 115 120

90 95 100 105 110 115 120

1211 0612 1212 0613 1213 0614 1214 0615 1215

Ocak 2015 Ekim 2014

Gerçekleşme

(10)

Grafik 1.3.1.

Enflasyon ve Çıktı Açığı Tahminleri

* Enflasyonun tahmin aralığı içinde kalma olasılığı yüzde 70’tir.

Sonuç olarak, Ekim Enflasyon Raporu’nda yüzde 6,1 olan 2015 yıl sonu enflasyon tahmini, 0,6 puan aşağı yönlü güncellenerek yüzde 5,5’e çekilmiştir. Bu güncelleme petrol fiyatlarından kaynaklanmıştır. 2014 yılına göre enflasyonda beklenen belirgin düşüşte birikimli kur etkilerinin azalmaya devam edeceği ve gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına döneceği öngörüleri ile gerileyen petrol fiyatları belirleyici olmuştur. Enflasyonun 2015 yılı içindeki seyrinde ise baz etkileri belirleyici olacaktır. Ağustos ayına kadar baz etkilerinin yıllık enflasyonu düşürücü yönde, yılın geri kalanında ise artırıcı yönde olacağı tahmin edilmektedir (Kutu 3.3). Bu çerçevede yıllık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğine kadar düşüşünü sürdüreceği, son çeyrekte ise baz etkisiyle bir miktar yükselerek yüzde 5,5 seviyesine geleceği öngörülmektedir (Grafik 1.3.1).

Açıklanacak her türlü yeni veri ve haberin para politikası duruşunun değiştirilmesine neden olabileceği vurgulanmalıdır. Dolayısıyla, enflasyon tahminleri oluşturulurken para politikası görünümüne ilişkin ifade edilen varsayımlar, Merkez Bankası tarafından verilmiş bir taahhüt olarak algılanmamalıdır.

1.4. Riskler ve Para Politikası

Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızları makul düzeylerde seyretmektedir. Kredilerin bileşimi de arzu edilen yönde ilerlemeye devam etmektedir. Tüketici kredilerinin yıllık büyüme oranı düşük seviyelerde seyrederken ticari krediler göreli olarak daha güçlü bir seyir izlemektedir. Kredilerdeki bu görünüm bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlarken diğer yandan cari dengedeki düzelmeyi desteklemektedir.

TCMB, önümüzdeki dönemde büyüme kompozisyonun iç talep lehine değişebileceğini tahmin etmektedir. Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa ülkelerinde büyümenin zayıf seyretmeye devam etmesi ve çevre ülkelerdeki jeopolitik gelişmeler sonucunda dış talepte yaşanan zayıflama ihracat büyümesini sınırlandırıcı etki yapmaktadır. İç talepte ise finansal koşullardaki iyileşme ve petrol fiyatlarındaki düşüşün yarattığı gelir etkisiyle bir miktar toparlanma olacağı öngörülmektedir. Özetle, dış talep zayıf seyrini korurken iç talep büyümeye ılımlı düzeyde katkı vermektedir. Büyüme

-4 -2 0 2 4 6 8 10 12

-4 -2 0 2 4 6 8 10 12

1213 0314 0614 0914 1214 0315 0615 0915 1215 0316 0616 0916 1216 0317 0617 0917 1217

Yüzde

Tahmin Aralığı* Belirsizlik Aralığı Yıl Sonu Enflasyon Hedefleri Çıktı Açığı

Kontrol Ufku

(11)

kompozisyonundaki bu değişim enerji dışı cari açığı bir miktar artırabilecek olsa da enerji ticareti dengesindeki iyileşmeye bağlı olarak cari açığın azalmaya devam edeceği öngörülmektedir.

Önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyete dair aşağı yönlü riskler önemini korumaktadır. Küresel finans piyasalarında oynaklığın devam etmesi ve güven endekslerindeki zayıf seyir özel kesim nihai talebinin büyümeye yaptığı katkıyı sınırlayabilecektir. Dış talepte ek zayıflama gözlenmesi ve küresel büyüme oranlarının önemli oranda gerilemesi durumunda emtia fiyatlarında yaşanacak düşüşler enflasyonu azaltıcı etki yapacak, fakat aynı zamanda yurt içi iktisadi faaliyet üzerinde belirgin olumsuz etkiler gözlenebilecektir. Bu durumda, TCMB politika araçlarını ekonomiyi destekleyici yönde kullanacaktır.

2015 yılında enflasyon görünümünü olumlu yönde etkileyebilecek birçok faktör bulunmaktadır.

İktisadi faaliyette öngörülen toparlanmanın kademeli bir şekilde gerçekleşmesi ve toplam talep gelişmelerinin enflasyondaki düşüş sürecini desteklemesi beklenmektedir. Para politikasındaki sıkı duruş ve alınan makroihtiyati önlemler enflasyonu, özellikle enerji ve gıda dışı (çekirdek) enflasyon göstergelerini olumlu yönde etkilemektedir. Birikimli döviz kuru gelişmelerinin yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz yansımaları da kademeli olarak azalmaktadır. Ayrıca, başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatları enflasyondaki düşüş sürecini desteklemektedir. Nitekim, son dönemde orta vadeli enflasyon beklentilerinde kayda değer bir düşüş gözlenmektedir.

Yakın dönemde küresel finans piyasaları dalgalı bir seyir izlemiştir. 2015 yılında gelişmekte olan ülkelere olan sermaye akımlarındaki oynaklığın devam edebileceği değerlendirilmektedir. Küresel para politikalarının normalleşme sürecine dair süregelen belirsizlikler, küresel risk iştahının ve sermaye akımlarının verilere duyarlı kalmasına neden olmaktadır. TCMB’nin mevcut politika çerçevesi, önümüzdeki dönemde ortaya çıkabilecek olası bir oynaklık karşısında gerekli tepkinin verilebilmesi konusunda yeterince esnekliğe sahiptir. Bu çerçevede, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlar yakından izlenmeye devam edilerek enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir.

TCMB, mevcut politika duruşu altında enflasyonun 2015 yılı ortalarında hedefle uyumlu seviyelere geleceğini tahmin etmektedir. Bununla birlikte, enflasyondaki düşüşün kalıcı olması için temkinli bir yaklaşım gerekmektedir. Maliyet ve talep faktörlerinin enflasyondaki düşüşü desteklediği mevcut konjonktür, enflasyonu kalıcı olarak düşürmek için önemli bir fırsat vermektedir. Enflasyonun düşük seviyelerde kalıcı olması yatırımları ve potansiyel büyümeyi destekleyecek bir unsur olabilecektir. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde enflasyonla mücadele kararlılıkla devam edecek ve para politikası kararları enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacaktır.

Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır.

Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.

(12)

TCMB, Orta Vadeli Program’da enflasyonla mücadelenin öncelikli konu olarak yer almasının olumlu bir gelişme olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, açıklanan yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğini düşünülmektedir. Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır.

(13)

2. U luslararası E konomik G elişmeler

Yılın ilk yarısında küresel iktisadi faaliyetteki yavaşlama eğilimi, üçüncü çeyrekte gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülke gruplarında devam etmiştir. Gelişmiş ülkeler tarafında ABD ekonomisi diğer ülkelerden ayrışarak olumlu büyüme performansı sergilerken; Japonya ve Euro Bölgesi’nde iktisadi faaliyet zayıf seyrine devam ederek küresel büyümedeki yavaşlamanın temel belirleyicilerinden olmuştur. Gelişmekte olan ülkeler tarafında ise Çin ve Hindistan’daki zayıf görünüme ek olarak, Brezilya ve Rusya’daki olumsuz büyüme performansı da küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü etki oluşturan faktörler olmuştur. Yılın son çeyreğine ilişkin göstergeler küresel büyümedeki yavaşlama eğiliminin devam ettiğine işaret eder niteliktedir.

Yılın son çeyreğinde emtia genel endeksinde, temelde enerji fiyatları kaynaklı olarak bir önceki çeyrek sonuna kıyasla yüzde 27 oranında düşüş meydana gelmiştir. Bu bağlamda, yılın ikinci yarısından itibaren, yüksek arz ve düşük talep koşullarına bağlı olarak süregelen petrol fiyatlarındaki düşüş eğilimi yılın son çeyreğinde hızlanarak devam etmiştir. Emtia fiyatlarındaki bu yüksek oranlı düşüş gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülke enflasyon oranlarına yansımış, her iki ülke grubunda da enflasyon oranları aşağı yönlü hareket etmiştir.

Gelişmiş ülkeler para politikası yılın üçüncü çeyreğinde genel olarak gevşek seyretmeye devam ederken; Fed’in uygulamakta olduğu para politikası da diğer gelişmiş ülkeler para politikasından belirgin olarak ayrışmaya devam etmiştir. Olumlu seyreden büyüme performansına paralel olarak, Fed’in yakın zamanda faizlerini artırarak normal kabul edilen seviyelere çıkaracağı öngörülürken; Euro Bölgesi ve Japonya’da ise ek genişletici politikalar tartışılmaktadır. Gelişmekte olan ülke merkez bankalarının son çeyrekte izledikleri para politikasında ise, yılın ikinci yarısından itibaren petrol fiyatlarında meydana gelen yüksek oranlı düşüş ve buna bağlı olarak finansal piyasalardaki dalgalanmaların etkili olduğunu söylemek mümkündür. Bu bağlamda, petrol fiyatlarındaki düşüşe en sert tepki, Rusya Merkez Bankasının, yerli parada meydana gelen değer kaybının önüne geçmek amacıyla, yılın son çeyreğinde politika faizlerini toplam 750 baz puan artırması olmuştur. Küresel ölçekte para politikasında gözlenen ayrışma ve Fed’in politikasını yakın zamanda sıkılaştıracağına dair beklentiler, önümüzdeki dönem politika belirsizliğini artırmaktadır. Buna ilaveten, gerek küresel büyüme görünümündeki gerekse gelişmekte olan ülkelerde iktisadi faaliyetteki yavaşlama, yılın son çeyreğinde dalgalı bir seyir izlemeye devam etmiş olan sermaye akımları üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Rusya ve Orta Doğu’ya ilişkin endişelerin de etkisiyle, küresel risk iştahındaki dalgalanmaların ve portföy akımlarındaki oynaklığın önümüzdeki dönemde de devam edeceği düşünülmektedir.

2.1. Küresel Büyüme

Küresel ekonominin büyüme hızında 2014 yılının ilk yarısında meydana gelen yavaşlama eğilimi yılın üçüncü çeyreğinde de devam etmiştir. Bu dönemde gerek gelişmiş ülkelerin gerekse gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızları yavaşlamıştır. Geçtiğimiz yılın ilk yarısıyla kıyaslandığında, özellikle gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızının belirgin bir şekilde düştüğü gözlenmiştir (Grafik 2.1.2). 2014 yılının üçüncü çeyreğinde, ABD ekonomisinde meydana gelen güçlü büyümeye karşın, Japonya’daki resesyonun derinleşmesi küresel büyüme hızının yavaşlamasında önemli bir rol oynamıştır. Gelişmekte

(14)

olan ülkeler tarafında ise, Çin ve Hindistan’ın beklenenden daha yavaş büyümesi, Brezilya’da yaşanan resesyonun devam etmesi ve Rusya ekonomisinde süregelen yavaşlama, küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyretmesine yol açan faktörler olmuştur.

Grafik 2.1.1.

Küresel Büyüme Oranları*

(Yüzde Değişim, Yıllık)

Grafik 2.1.2.

Küresel Büyüme Oranları*

(Yüzde Değişim, Yıllık)

* İhracat ağırlıklı endeks oluşturulurken ülkeler Türkiye ihracatı içindeki payları ile ağırlıklandırılmıştır.

Kaynak: Bloomberg, TCMB.

* Toplulaştırma yapılırken ülkelerin küresel GSYİH içindeki payları kullanılmıştır.

Kaynak: Bloomberg, TCMB.

2014 yılının son çeyreğine dair küresel PMI verileri, önceki dönemlere kıyasla daha olumsuz bir büyüme performansına işaret etmektedir (Grafik 2.1.3). Bu dönemde, imalat sanayi PMI endeksleri Euro Bölgesi’nde yatay seyretmeye devam ederken; ABD’de ise belirgin bir şekilde gerilemiştir (Grafik 2.1.4).

Ancak, ABD’de işsizlik oranındaki istikrarlı düşüş 2014 yılının son çeyreğinde de devam etmiştir. Ayrıca bu dönemde tüketici güveni ile sanayi üretiminin yıllık artış hızının belirgin bir şekilde yükseldiği görülmektedir. Bu gelişmeler, PMI endeksindeki gerilemeye rağmen, ABD ekonomisinin yılın son çeyreğinde büyümeye devam ettiğine işaret etmektedir. Japonya’da sanayi üretiminin yılık bazda Ekim ve Kasım aylarında gerilemiş olması ve bahsi geçen aylarda tüketici güveninde meydana gelen kötüleşme, Japonya ekonomisinde yaşanmakta olan resesyonun son çeyrekte de devam ettiğine işaret etmektedir.

Gelişmekte olan ülkelere dair imalat sanayi PMI endekslerinin 2014 yılının son çeyreğinde genel olarak yükseldiği gözlenmektedir. Bu durum söz konusu ülke grubu için, geçtiğimiz yılın son çeyreğinde önceki çeyreğe kıyasla daha güçlü bir iktisadi faaliyete işaret etmektedir. Ancak, bahsi geçen dönemde, genel eğilimin tersine Çin, Rusya ve Brezilya ekonomilerine ilişkin imalat sanayi PMI endeksleri gerilemiştir. Bahsi geçen üç ülkenin gerek gelişmekte olan ülke grubu gerekse dünya ekonomisi içerisindeki ağırlığı dikkate alındığında, gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızında yaşanan yavaşlamanın 2014 yılının son çeyreğinde de devam edeceği düşünülmektedir. Çin ekonomisinde sanayi üretiminin yıllık büyüme hızının geçtiğimiz yılın Ekim ve Kasım aylarında belirgin bir şekilde yavaşlamış olması, söz konusu yargıyı desteklemektedir.

Özetle, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarındaki düşüşe bağlı olarak 2014 yılının ilk dokuz aylık döneminde küresel büyüme hızında meydana gelen yavaşlama eğiliminin, yılın son üç ayında da devam edeceği tahmin edilmektedir. Bu dönemde özellikle Japonya, Çin, Brezilya ve Rusya ekonomilerinin küresel büyüme hızı üzerinde aşağı yönlü bir etki oluşturması beklenmektedir.

-6 -4 -2 0 2 4 6

-6 -4 -2 0 2 4 6

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015

ER-Ekim (İhracat Ağırlıklı) ER-Ocak (İhracat Ağırlıklı) ER-Ekim (GSYİH Ağırlıklı) ER-Ocak (GSYİH Ağırlıklı)

Gerçekleşen Beklenen

-6 -4 -2 0 2 4 6 8 10 12

-6 -4 -2 0 2 4 6 8 10 12

2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014

Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) Gelişmiş Ülkeler

Çin ve Hindistan Hariç GOÜ

(15)

Grafik 2.1.3.

Markit Küresel PMI Endeksleri Grafik 2.1.4.

İmalat Sanayi PMI Endeksleri

Kaynak: Markit. Kaynak: Markit.

Ocak ayında, 2014 yıl sonuna ilişkin küresel büyüme tahmininin bir önceki Enflasyon Raporu dönemiyle aynı kaldığı görülmektedir. Söz konusu dönemde büyüme tahminleri, ABD için yukarı yönlü;

Japonya ve İngiltere için ise aşağı yönlü güncellenmiştir. Özellikle Japonya büyümesinin belirgin bir şekilde aşağı yönlü olarak güncellendiği görülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin 2014 yılı büyüme tahminleri ise, geçtiğimiz Enflasyon Raporu dönemi ile kıyaslandığında, Asya Pasifik bölgesi için değişmezken; Doğu Avrupa için sınırlı miktarda yukarı yönlü, Latin Amerika için ise belirgin bir şekilde aşağı yönlü güncellenmiştir (Tablo 2.1.1). Ocak ayı tahminleriyle güncellenen GSYİH ve ihracat ağırlıklı küresel üretim endeksleri, küresel ekonominin 2014 yılının son çeyreğinde de büyümeye devam ettiğine işaret etmektedir. Ancak küresel büyüme hızı, Ekim Enflasyon Raporu dönemi ile kıyaslandığında GSYİH ağırlıklı endeks için öngörülenin altında kalırken, ihracat ağırlıklı endeks için öngörülen seviyesini korumuştur (Grafik 2.1.1). Bu nedenle, Türkiye’nin dış talebindeki zayıf görünümün geçtiğimiz yılın son çeyreğinde de devam ettiğini söylemek mümkündür. Diğer taraftan, Ocak ayı Consensus Forecasts bültenlerinden elde edilen 2015 yılı küresel büyüme tahmini, Ekim ayına kıyasla bir miktar aşağı yönlü güncellenmiştir. Söz konusu güncellemede, çoğunlukla, gelişmekte olan ülkelerin zayıf büyüme görünümleri belirleyici olmuştur (Tablo 2.1.1). Özellikle, Brezilya ve Rusya ekonomileri için çok belirgin olan aşağı yönlü güncellemeler, küresel büyüme hızındaki yavaşlamanın büyük ölçüde gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olarak 2015 yılında da devam edeceğine işaret etmektedir (Tablo 2.1.1 ve Grafik 2.1.1).

Tablo 2.1.1.

2014 ve 2015 Yıl Sonuna İlişkin Büyüme Tahminleri (Yıllık Ortalama Yüzde Değişim)

Ekim Ocak

2014 2015 2014 2015

Dünya 2,7 3,2 2,7 3,0

Gelişmiş Ülkeler

ABD 2,2 3,1 2,4 3,2

Euro Bölgesi 0,8 1,2 0,8 1,1

Almanya 1,4 1,5 1,5 1,4

Fransa 0,4 0,8 0,4 0,9

İtalya -0,3 0,5 -0,4 0,4

İspanya 1,3 1,9 1,3 2,0

Yunanistan 0,2 1,9 0,8 1,8

Japonya 1,1 1,2 0,2 1,2

İngiltere 3,1 2,6 2,7 2,6

Gelişmekte Olan Ülkeler

Asya Pasifik* 6,0 6,1 6,0 6,0

Çin 7,3 7,1 7,4 7,0

Hindistan 5,6 6,3 5,6 6,3

Latin Amerika 1,2 2,0 0,9 1,3

Brezilya 0,3 1,0 0,1 0,4

Doğu Avrupa 1,4 2,0 1,5 -0,2

Rusya 0,2 0,4 0,4 -4,1

* Japonya hariç tahminleri göstermektedir.

Kaynak: Consensus Forecasts.

45 50 55 60

45 50 55 60

0410 0810 1210 0411 0811 1211 0412 0812 1212 0413 0813 1213 0414 0814 1214

Hizmetler İmalat Sanayi

40 45 50 55 60

40 45 50 55 60

0410 0810 1210 0411 0811 1211 0412 0812 1212 0413 0813 1213 0414 0814 1214

Euro Bölgesi ABD

(16)

2.2. Emtia Fiyatları ve Küresel Enflasyon

2014 yılının son çeyreğinde emtia genel endeksi bir önceki çeyrek sonuna göre yüzde 27,2 oranında düşmüştür. Söz konusu yüksek oranlı düşüşün temel belirleyicisi, bir önceki çeyrek sonuna göre yüzde 38,4 oranında gerileyen enerji fiyatları olmuştur. Aynı dönemde endüstriyel metal ve değerli metal endeksleri, sırasıyla, yüzde 6 ve yüzde 3 oranında gerilemiş; tarım endeksi ise yüzde 10,3’lük bir artış kaydetmiştir (Grafik 2.2.1). Tarım fiyatlarındaki söz konusu yükselişte Rusya’nın buğday ihracatında sınırlamaya gidebileceği kaygısı, Brezilya soya fasulyesi üretiminin beklentilerin altında kalması gibi faktörler etkili olmuştur. Diğer emtia fiyatlarındaki gerilemede ise yüksek arz ve düşük talep koşullarının meydana getirdiği aşağı yönlü fiyat baskısı belirleyici olmuştur.

Grafik 2.2.1.

S&P Goldman Sachs Emtia Fiyatları Endeksleri* Grafik 2.2.2.

Ham Petrol (Brent) Fiyatları* (ABD Doları/Varil)

*Ocak 2013 ortalaması 100 olarak alınmıştır.

Kaynak: Bloomberg.

* 1-23 Ocak ve 1 -24 Ekim tarihleri arasında vadeli sözleşmelerde oluşan fiyatların basit ortalamalarıdır.

Kaynak: Bloomberg.

Kasım ayı sonundaki OPEC toplantısında petrol üretiminde bir kısıtlamaya gidilmemesi kararıyla birlikte ham petrol fiyatlarının düşüş süreci hızlanmış ve Brent tipi ham petrol fiyatı, yıl sonu itibarıyla, 55,8 ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Vadeli sözleşmeler, önümüzdeki dönemde de petrol fiyatlarının geçtiğimiz yılın ilk yarısındaki seviyelerinin oldukça altında seyretmeye devam edeceğine işaret etmektedir. Bu bağlamda, Brent tipi ham petrol üzerine yazılı Aralık 2015 tarihli kontrat 2 Ocak tarihinde 64,5 ABD dolarından işlem görmüştür (Grafik 2.2.2). ABD petrol üretiminde fiyatlara bağlı bir düzeltme olması veya OPEC’ten gelebilecek bir üretim kısıntısı kararı gibi gelişmeler, önümüzdeki dönemde petrol fiyatlarını yukarı yönlü etkileyebilecek unsurlar olarak değerlendirilmektedir. Çin ekonomisindeki görece zayıf seyir ise endüstriyel metal fiyatlarındaki aşağı yönlü baskının devam edeceğine işaret etmektedir.

Geçtiğimiz Enflasyon Raporu dönemine kıyasla gelişmiş ülkelerde tüketici ve çekirdek enflasyon oranları, büyük oranda enerji fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle, azalış kaydetmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde ise, Rusya ve Latin Amerika kaynaklı olarak, tüketici ve çekirdek enflasyon oranları bir miktar yükselmiştir (Grafik 2.2.3 ve Grafik 2.2.4).

40 60 80 100 120

40 60 80 100 120

0113 0513 0913 0114 0514 0914 0115

Genel Enerji

Endüstriyel Metal Değerli Metal Tarım

40 60 80 100 120 140

40 60 80 100 120 140

0110 0510 0910 0111 0511 0911 0112 0512 0912 0113 0513 0913 0114 0514 0914 0115 0515 0915 0116 0516 0916

24 Ekim 2014* 23 Ocak 2015*

Gerçekleşen

Referanslar

Benzer Belgeler

 Enflasyon, asıl olarak üç farklı yöntemle ölçülebilir: TÜFE, ÜFE ve GSMH deflatöründeki yüzde

Elde edilen sonuçlar,

HSBC ve ilişkili kuruluşlar ve/veya bu kuruluşlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen (veya ilişkili) menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve

K üresel kriz sonrası dönemde özellikle ABD başta olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankaları tarafından alınan ek parasal genişleme önlemleri, söz konusu

Türkiye’de döviz kurlarından yurt içi üretici ve tüketici fiyatlarına geçişkenliğin derecesini ölçmek amacıyla yapılan bu çalışmada, 2005:1-2020:4 yılları arası

Mart ayında, enerji ve gıda dışı mal grubu fiyatları yatay bir seyir izlemiş ve grup yıllık enflasyonu yaklaşık 1 puan azalarak yüzde 4,23’e gerilemiştir.. Bu

Üretici fiyatları Aralık ayında yüzde 3,54 oranında düşerken, yıllık enflasyon 4,1 puan azalarak yüzde 8,11’e gerilemiştir.. Tarım ürünleri fiyatlarında 2008

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları Ekim ayında yüzde 3,41 oranında artmış ve yıllık enflasyon Eylül ayına kıyasla yaklaşık 3 puan yükselerek yüzde 14,71