• Sonuç bulunamadı

ULUSLARARASI HAKEMLİ KADIN HASTALIKLARI VE ANNE ÇOCUK SAĞLIĞI DERGİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ULUSLARARASI HAKEMLİ KADIN HASTALIKLARI VE ANNE ÇOCUK SAĞLIĞI DERGİSİ"

Copied!
125
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN 2148-4775 - ONLINE ISSN:2149-245X (SAYI: 9 YIL: 2017 - ISSUE: 9 YEAR: 2017)

(2)

www.guvenplus.com.tr

(3)

www.istanbulbilimveakademisyenlerdernegi.org

(4)

3. Dergimiz yılda üç sayı şeklinde çıkmakta her yılın “Nisan – Ağustos – Aralık” aylarının son günü derginin sayısında bulunan tüm makaleler tek cilt halinde dergi web sistemine yüklenir. Dergi web sisteminden makaleler tüm okuyucular tarafından indirilir ve ilgili eser “makale” ve dergimize atıf yapılmak koşulu ile kullanılabilir. Dergimizin tüm sayılarına okuyucular ücretsiz olarak ulaşmaktadır.

4. Dergimizde yayınlanan tüm makaleler kalite belgeleriyle ve (2015/03947-2015-GE-17304) Marka patent ile güvence altına alınmıştır. Yayınlanmış olan makaleler kalite, marka patent ve doi bilgileri ile ilgili çalışmanın yazarlarına eserleri hakkında her türlü hukuki hak ve uluslararası güvence sağlamaktadır. (ISO 18001-OH-0090-13001706 / ISO 14001-EM-0090-13001706 / ISO 9001-QM-0090-13001706 / ISO 10002-CM-0090-13001706)

5. Dergimiz e dergi olarak yayınlanmaktadır. Print ISSN NO: 2148-4775 numarası ile T.C. Kültür Bakanlığından dergimiz hakkında her türlü bilgiye ulaşılabilir.

6. Metin içinde (Yılmaz, 2015:1) veya (Egelioğlu vd., 2014:27) şeklinde kaynak gösterimi, kaynakçada ise EGELİOĞLU, N., MUSLU, G.K., ŞEN, S., GÜNERİ, S.E., BOLIŞIK, B., SARUHAN, A. (2014). Ege Bölgesinde Doğum Sonu Dönemde Uygulanan Geleneksel Uygulamalar. Uluslararası Hakemli Hemşirelik Araştırmaları Dergisi, 1(1), 22-35.

doi: 10.17371/UHD.2014018935 şeklinde gösterilir. Tüm yazarlar dergimizin son güncel sayılarını takip ederek ilgili sayılarda yayınlanan makalelerdeki yazım formatını kendi çalışmalarında uygulayabilir.

7. Kaynakça Türkçe alfabe sıralamasına göre düzenlenir. Tüm yazarlar için derginin son sayısındaki yazım formatı dikkate alınmak zorundadır.

8. Dergimiz uluslararası indeksli bir dergi olup dergimizde yayınlanan tüm çalışma ve makaleler derginin yayınlandığı tarih itibariyle ilgili indekslere mail yolu ile ulaştırılır.

9. Dergimizde özgün araştırma, inceleme, derleme, olgu sunumu, proje ve kitap tanıtımı (makale formatında olmak zorundadır) türünde yayınlara yer verilmektedir.

10. Dergimize gönderilen tüm çalışmalar sisteme yüklendiği şekil ve an itibariyle başka bir dergide yayınlanmamış, değerlendirmeye alınmamış ve red edilmemiş olması gerekir. Tüm sisteme yüklenen makaleler yazar(lar) tarafından bu kurallara uyulduğunu kabul etmiş sayılır. Aksi durumda ilgili yazar(lar) hakkında dergimiz hukuki haklarını saklı tutar. Oluşabilecek olumsuzluk karşısında maddi ve manevi tüm sorumluluk ilgili yazar(lar)’a aittir. Dergimiz T.C.

Kanunlarına göre hareket eder.

(5)

com.

3. Our journal publishes three times a year, all articles in the relevant volume of journal are uploaded to the web system of the journal in one volume on the last day of the months “April – August – December”. All readers can download the articles from the journal’s web system and the relevant paper “article” can be used on condition that our journal is given reference. Readers can reach to all volumes of our journal for free.

4. All articles published in our journal are assured with certificate of quality and trademark patent (2015/03947- 2015-GE-17304). Articles published provide their authors with all kinds of legal rights and international assurance regarding their articles with quality, trademark, patent and doi information. (ISO 18001-OH-0090-13001706 / ISO 14001-EM-0090-13001706 / ISO 9001-QM-0090-13001706 / ISO 10002-CM-0090-13001706)

5. Our journal has and online version. All kinds of information about our journal can be obtained from the T.R. Ministry of Culture with the number Print ISSN NO: 2148-4775.

6. Reference within the text should be (Yılmaz, 2015:1) or (Egelioğlu vd., 2014:27), in the reference part “EGELİOĞLU, N., MUSLU, G.K., ŞEN, S., GÜNERİ, S.E., BOLIŞIK, B., SARUHAN, A. (2014). Ege Bölgesinde Doğum Sonu Dönemde Uygulanan Geleneksel Uygulamalar. Uluslararası Hakemli Hemşirelik Araştırmaları Dergisi, 1(1), 22- 35. doi: 10.17371/UHD.2014018935. All authors must follow the latest volumes of our journal and apply the print format of the published articles in their own papers.

7. References are arranged by the Turkish alphabet. The printing format in the last volume of the journal is required to be taken into account for all authors.

8. Our journal is internationally indexed journal, and all articles and papers published in our journal are sent to relevant indices via e-mail by the publication date of the journal.

9. Original research, analysis, compilation, case study, project and book introduction (have to be in an article format) and these publications are also included.

10. All papers sent to the journal shouldn’t be previously published, All articles uploaded to the system are acknowledged that author(s) conform to these rules. Otherwise, our journal keeps its legal rights reserved. All material and moral responsibility regarding a negative situation belong to author(s). Our journal acts in line with the T.R. Law.

(6)

FARKLI KÜLTÜRLERDEKİ KADINLARDA LOHUSALIK BAKIMININ KARŞILAŞTIRILMASI: NİTEL

ARAŞTIRMA 1-25

Ayşe TULAY,Gülbu TANRIVERDİ

GEBELERİN ALDIKLARI PRENATAL BAKIMDAN MEMNUNİYET DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ 26-40 Yurdagül YAĞMUR, Gül TUZ DOĞANER

PREMATÜRE YENİDOĞANLAR İÇİN GELİŞTİRİLMİŞ BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ

DESTEKLEYİCİ GELİŞİMSEL BAKIM PROGRAMI 41-61 Şerife TUTAR GÜVEN, Ayşegül İŞLER DALGIÇ

ATRAVMATİK BAKIM YÖNTEMLERİ 62-77

Fahriye PAZARCIKCI, Emine EFE

ÇOCUK VE ERGENLERDE OBEZİTE VE

HEMŞİRELİK YAKLAŞIMI 78-92

Ayşe KAHRAMAN, Bahire BOLIŞIK

(7)

İNGİLİZCE DİL EDİTÖRLERİ Yrd. Doç. Dr. Abdullah KARATAŞ Yrd. Doç. Dr. Gökşen ARAS Dr. Sinem HERGÜNER TÜRKÇE DİL EDİTÖRLERİ Doç. Dr. Yakup POYRAZ Yrd. Doç. Dr. Gülsemin HAZER

İSTATİSTİK VE ÖLÇME DEĞERLENDİRME EDİTÖRLERİ

Prof. Dr. Ahmet ERGÜLEN Doç. Dr. Serdar TOK

Yrd. Doç. Dr. Nilgün ULUTAŞDEMİR Yrd. Doç. Dr. Saliha ÖZPINAR İLETİŞİM EDİTÖRLERİ Prof. Dr. Emine DEMİRAY Yrd. Doç. Dr. Gülsüm ÇALIŞIR SİSTEM EDİTÖRÜ

Yrd. Doç. Dr. Ercan ŞAHBUDAK

EPİDEMİYOLOJİ VE BİYOİSTATİSTİK EDİTÖRÜ

Gül KİTAPÇIOĞLU TEKNİK EDİTÖR Ozan KARABAŞ YAYIN KURULU Ali Serdar YÜCEL

Alpaslan Hamdi KUZUCUOĞLU Ahmet ERGÜLEN

Ayça GÜRKAN Ayhan AYTAÇ Av. Fevzi PAPAKÇI Av. Nazmi ARİF Av. Onur BAYKAN Bülent EKER Çetin YAMAN Doğuş ONUR Dilek ÖZTAŞ Ferdi TANIR Gül ERTEM

Gülten HERGÜNER Hatice BAL YILMAZ Hazife ÖZTÜRK CAN Haluk ŞENGÜN Mustafa TALAS Mustafa ÖNER UZUN Mümin ŞAHİN Nilgün ULUTAŞDEMİR

Arash RASHİDİ Azadeh DAVARİ Avgoustos TSIKANOS Andrea D. BERTOLDI Andrew S. HURSTHOUSE Aneshkumar MAHARAJ Adel AL-BATAINEH Aluisio JD. BARROS Alan BATES Brent MAWSON Cesar G VİCTORA Carine RONSMANS Deborah WANSBROUGH Edilberto LOAIZA Fariba KOLAHDOOZ Gordon MACPHERSON Giovanny VA FRANCA Henrik AXELSON Jane WALDFOGEL Jennifer BRYCE John ATKINSON J Ties BEORMA Jennifer HILL Katrien BEEECKMAN Kay MARGETTS Louise SWEMMER Lawrence M. BERGER Marie BERG

Mary STEEN

Michail KALOGIANNAKIS Mairead KIELY

Maria HATZIGIANNI Melissa McHALE Minna AITTASALO Matti PASANEN Mikael FGELHOLM Natalie DICKINSON Peter VAN BOGAERT Patrick MAFORA Paul JOHNSTON Paul JOHNSTON Petra RUST Simon STOBART Sue CHERRINGTON Sahamsun NAHAR Tracy DONATH William A. ALDRIDGE

(8)
(9)
(10)

ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

4. ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN

BİLİMLERİ DERGİSİ www.hmfdergisi.com

5. ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SOSYAL

BİLİMLER DERGİSİ www.iibdergisi.com

6. ULUSLARARASI HAKEMLİ BEŞERİ VE SOSYAL

BİLİMLER DERGİSİ www.uhbabdergisi.com

7. ULUSLARARASI HAKEMLİ SPOR SAĞLIK VE TIP

BELİMLERİ DERGİSİ www.sstbdergisi.com

8. ULUSLARARASI HAKEMLİ İLETİŞİM VE EDEBİYAT

ARAŞTIRMALARI DERGİSİ www.uhedergisi.com

9. ULUSLARARASI HAKEMLİ PAZARLAMA VE PAZAR

ARAŞTIRMARALI DERGİSİ www.uhpadergisi.com

10. ULUSLARARASI HAKEMLİ HEMŞİRELİK

ARAŞTIRMALARI DERGİSİ www.khsdergisi.com

11. ULUSLARARASI HAKEMLİ PSİKİYATRİ VE

PSİKOLOJİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ www.uhpdergisi.com 12. ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜZİK

ARAŞTIRMALARI DERGİSİ www.uhmadergisi.com

13. ULUSLARARASI HAKEMLİ ORTOPEDİ

TRAVMATOLOJİ VE SPOR HEKİMLİĞİ DERGİSİ www.otshdergisi.com 14. ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM MİMARLIK

DERGİSİ www.mtddergisi.com

15. ULUSLARARASI HAKEMLİ AİLE ÇOCUK VE EĞİTİM

DERGİSİ www.aceddergisi.com

(11)

“Çanakkale’de Farklı Kültürlerde Lohusalık Bakımının Karşılaştırılması: Nitel Araştırma” ve “Gebelerin Aldıkları Prenatal Bakımdan Memnuniyet Düzeylerinin Belirlenmesi” isimli toplam beş adet makaleye yer verdik. Bu makalelerin Kadın Hastalıkları ve Anne Çocuk Sağlığı alanında hizmet veren hemşirelere ve akademisyenlere yararlı olacağını düşünmekteyiz. Dergimiz toplam dokuz ulusal ve uluslararası indeks tarafından taranmaktadır. Halen ulusal ve uluslararası birçok indekse başvurumuz devam etmektedir. Sizlerin desteği ve göndereceğiniz nitelikli araştırma makaleleri sayesinde bu dergimizin de uluslar arası süreli yayınlar içerisinde SCI-E’ de dizinlenen dergiler arasında yer almasını arzu ediyoruz. Bilindiği gibi bilimsel süreli yayıncılıkta hakemli bir derginin bilimsel niteliğinin geliştirilmesinde, dergi hakemlerinin ve editörün çok önemli sorumlulukları vardır. Bu güne kadar değerli zamanlarını vererek makale değerlendirmelerini titizlikle yapan hakemlerimize teşekkür ediyoruz. Ayrıca her sayımızın bir önceki sayımızdan daha iyi olması bizim öncelikli ilkelerimizden biridir. Sizlerden aldığımız önerilerle, desteklerle dergimizi daha nitelikli hale getirmeye çalışacağız. Dergimize yayınlanmak üzere gönderilen makalelerin yazım kurallarına göre düzenlenmiş olması makale değerlendirme sürecini kısaltacaktır. Aramıza yeni katılan bilim insanlarına ve yayınlarıyla bizleri destekleyen yazarlarımıza okuyucu ve takipçilerimize, dergide emeği geçen herkese yürekten sevgi, saygı ve şükranlarımızı sunar bir sonraki sayımızda görüşmek üzere esenlik ve mutluluklar dileriz.

(Dergimizde etik kurul raporu gerektiren her türlü çalışmada yazar(lar) editörlüğe ve derginin sistemine yayın yüklerken gerekli etik kurul rapor bilgilerini girmekle yükümlüdür. Hiçbir koşul ve şartlarda oluşan ya da oluşacak bir sorunda – problemde dergimiz, yayın kurulu, imtiyaz sahibi, yazı işleri, hakem ve bilim kurulları sorumluluk kabul etmez. Yazar(lar) bu bilgiyi dergiye yazılı olarak vermekle yükümlüdür. Bu konuda tüm sorumluluk yazar(lar) a aittir).

Basın Yayın Kanunun “5187” gereğince basılı eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi zarar m-13-14 kapsamında dergimizde yayınlanan yayınların içeriği ve hukuki sorumluluğu tek taraflı olarak yazar(lar) a aittir. Dergimiz, yönetim, hakem, editör, bilim ve imtiyaz sahibi bu yükümlülükleri kabul etmez. Dergimizde bilimsel içerikli, literatüre katkı yapan, bilimsel anlamda değer ifade eden çalışmalar kabul edilir ve yayınlanır. Bunun dışında siyasi, politik, hukuki ve ticari içerikli fikri sınai haklar kanununa aykırılık içeren yayınlara yer verilmez. Olası bir olumsuzluk durumunda yazar(lar) doğabilecek her türlü maddi ve manevi zararı peşinen kabul etmiş ve yüklenmiştir.

Bu nedenle ikinci üçüncü ve diğer şahıs ile kurumlar konusunda dergimiz yönetimi ve kurulları hiçbir sorumluluğu kabul etmez. Bu yönde dergimiz ve kurulları üzerinde bir hukuki yaptırım uygulanması söz konusu olamaz. Eserlerin içeriği ve mevcut durumu yazar(lar) ait olup dergimiz bu yayınların sadece yayınlanması ve literatüre kazandırılması aşamasında görev üstlenmiştir. Tüm okuyucu, kamuoyu ve takipçilerine ilanen duyurulur.

(12)

Our journal is indexed by a total of nine national and international indices. We continue to apply to more national and international indices. We hope that this journal will be ranked among the journals indexed in SCI-E within the international periodical publications thanks to your support and high-quality research articles to be sent. As is known, the referees of the journal and the editor have vital responsibilities in improvement of the scientific quality of a refereed journal in scientific periodical publishing. We would like to thank our referees who have conducted delicate evaluation of the articles by spending their valuable time. It is also one of our priorities to publish a better volume than the previous ones. We will improve our journal thanks to your suggestions and support. A proper spelling of the papers to be sent to our journal in order to be published will shorten the paper evaluation process.

. We express our gratitude to the scientists who have just joined us, our authors who support us with their papers, our followers and all those who have contributed. We wish you welfare and joy until seeing you in the next volume.

Best regards.

(In any kind of study requiring ethical board report in our journal, author(s) is/are obliged to enter the data of necessary ethical board report while uploading their publication in editorship and journal system. Our journal, publication board, grant holder, editorial office, referee and science boards do not undertake any responsibility for a problem to occur under any circumstances and conditions. Author(s) is/are obliged to give this information to journal in written. All liability in this issue belongs to author(s).

As per the “5187” of Press Law, material and emotional damage arising from the actions via published works, the content and legal responsibility of the publications published in our journal within the scope of m14-13- unilaterally belong to author(s). Our journal, executive board, referees, editor, science board and publisher don’t accept these obligations. The scientifically valuable papers with scientific content which contribute to literature are accepted and published in our journal. Apart from this, the papers with political, legal and commercial content which are against the intellectual property rights are not accepted. in case of a possible negative situation, author(s) is/are regarded as accepting and undertaking all kinds of possible material and emotional damage beforehand. Therefore, our journal’s management and other boards don’t accept any responsibility regarding the second, third and other persons and institutions under any condition. in this sense, a legal sanction on our journal and its boards is out of question. The content and the current status of the papers belong to author(s) and our journal only takes part in the publication of these papers and contribution to literature. Respectfully announced to all readers, public and followers by publication.

(13)

FARKLI KÜLTÜRLERDEKİ KADINLARDA LOHUSALIK BAKIMININ KARŞILAŞTIRILMASI: NİTEL ARAŞTIRMA

1

COMPARISON OF POSTPARTUM WOMEN CARES IN DIFFERENT CULTURES: QUALITATIVE RESEARCH

Ayşe TULAY1, Gülbu TANRIVERDİ2

1 Çorlu Devlet Hastanesi, Tekirdağ / Türkiye

2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Çanakkale / Türkiye

Öz: Amaç: Bu araştırmanın amacı farklı kültürlerdeki lohusa kadın- larda, lohusalık bakımını karşılaştırmaktır. Yöntem: Nitel türde olan bu araştırma Çanakkale il merkezinde yaşayan, dört farklı bölgeden göç gelmiş olan kadınlarda yapıldı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden göç gelmiş kadınlar bir grubu, Marmara ve Ege Bölge- sinden olan kadınlar diğer grubu oluşturdu. Amaçlı örnekleme yön- temi kullanıldı ve 17 lohusa kadın çalışmaya dâhil edildi. Verilerin toplanmasında “Lohusalarda Kültürel Özellikleri Tanılama Rehberi”

doğrultusunda oluşturulan, yarı yapılandırılmış görüşme formu kulla- nıldı. Veriler derinlemesine görüşme yöntemi ile lohusaların evinde, araştırmacı tarafından ses kaydı ve not alma yoluyla toplandı. Veriler betimsel analiz yöntemi ile alanyazın kod listesi (bu rehberin başlıkla- rını içeren) oluşturularak çözümlendi. Araştırmaya başlamadan önce etik kurul onayı, kurum izni ve çalışmaya dahil edilenlerden yazılı ve sözlü onam alındı. Bulgular: Araştırmada Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu Bölgesi’nden kadınların doğum sonrası yaklaşık bir hafta banyo yapmadıkları, sıvı kısıtlamasına gittikleri, kadınların sütü olsun diye unlu, yağlı, şekerli yiyecek ve içecekleri tükettikleri; Marmara ve Ege Bölgesinden göç gelmiş kadınların ise hijyen alışkanlıklarının değiş- mediği, sulu yiyecekler tükettikleri; sütü arttırmak için bol sıvı, sebze ve meyve tükettikleri saptandı. Her iki grubunda uterus involüsyonu için karınlarını sardıkları, cinsel ilişkiden ve soğuk yiyeceklerden sa- kındıkları saptandı. Sonuç: Lohusalar arasında kültürel farklılık ve benzerlikler olduğu gibi her iki grupta da zararlı olarak nitelendirilecek uygulamalar belirlendi. Sonuçlar doğrultusunda lohusaya bakım veri- lirken kültürel farklılıkların tanımlanması ve bakımın planlanmasında kullanılması önerilebilir.

Anahtar Kelimeler: Lohusa, Lohusalık Dönemi, Kültürel Farklılık, Bakım, Karşılaştırma, Nitel Araştırma

Abstract: Aim: The purpose of this study is to compare the postpar- tum cares provided to puerperal women with different cultural back- grounds. Method: This qualitative was carried out in puerperal women from four different regions, who reside in Çanakkale. While one of the groups include those from the East and the South Eastern Anatolia Region, the other group is composed of those from the Marmara and Aegean Region. The purposive sampling was used and a total of 17 puerperal women were included in the study. The data were collected through the semi-structured interview form, which was formed based on “Guideline for Identifying the Cultural Characteristics of Puerper- al Women.” The data were obtained by the researcher through voice recording and note taking techniques at the homes of the puerperal women by means of in-depth analysis. Prior to the study, were taken from the ethics committee approval and institutions permission, and were taken written and verbal consents from participant. The data were evaluated through descriptive analysis method. Results: Women in the East and the South Eastern Anatolia Region do not take a bath for about a week during the postpartum period; women in the Marmara and Ae- gean Region do not change their hygiene routines; women in the East and the South Eastern Anatolia Region restrict their fluid consumption;

women in the Marmara and Aegean Region adopt a diet including more liquid foods; women in the East and the South Eastern Anatolia Region adopt a diet that contains more flour, fats, and sweets so that they can have a higher milk supply; women in the Marmara and Aegean Region prefer to consume more fluids, vegetables and fruits. Both groups prac- tice belly binding to allow uterine involution. Conclusion: Although there are cultural differences and similarities between the puerperal women, both groups adopt certain practices, which may be considered harmful. In accordance with the findings, it may be suggested to take into consideration the cultural differences of puerperal women in pro- viding and planning postpartum care for them.

Key Words: Postpartum Period, Cultural Rifferences, Care, Puerperal Women, Comparison, Qualitative Research

Doi: 10.17367/JACSD.2017.1.002

1. Sorumlu Yazar Ayşe TULAY, Çorlu Devlet Hastanesi, Tekirdağ / Türkiye, aysetulay1109@gmail.com, Geliş Tarihi / Received: 02.12.2016 Düzeltme Tarihi / Revised: 05.04.2017 / Kabul Tarihi/ Accepted: 07.04.2017 Makalenin Türü: Type of article (Araştırma – Uygulama / Research -Applica¬tion) Çıkar Çatışması / Conflict of Interest: Yok / None Etik Kurul Raporu/ Ethics Committee:Var /Yes- Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu Başkanlığı. 13.10.2015- 93130991-044-2181-13030 sayı

(14)

GİRİŞ

Lohusalık dönemi doğum eyleminin sona er- mesi, bebek, plasenta ve membranların doğ- ması ile başlar. Bu dönem bütün sistemlerin ve üreme organlarının hemen hemen gebelik öncesi durumlarına döndükleri bir süreçtir ve yaklaşık altı haftalık bir süreyi kapsamakta- dır (Taşkın, 2011:213). Bu dönemi yaşayan kadına da lohusa adı verilmektedir (Çoşkun 2012:237). Anadolu’da yeni doğum yapmış ve henüz yataktan kalkmamış kadına ise loğusa, lohsa, emzikli, loğsa, nevse, kırklı gibi çeşit- li isimler verilmektedir (Sevil ve Tanrıverdi, 2014:291).

Birçok kültürde lohusalık dönemi bir duyarlı- lık dönemi olarak görülmekte ve anne ve be- bek sağlığını korumak amacıyla çeşitli kültürel uygulamalar yapılmaktadır (Gölbaşı ve Eğri, 2010:277). Grigoriadis ve ark. (2008:163) do- ğum sonu döneme ilişkin yapılmış 44 araştır- mayı içeren sistematik incelemelerinde; sos- yal destek, dinlenme, kısıtlanma, hijyen, diyet, emzirme, doğum törenleri ve sağlığı geliştir- me konularını kapsayan kültürel uygulamala- rın lohusalık döneminde yaygın olarak uygu- landığını saptamışlardır. Tayland’lı kadınlar arasında yapılan bir çalışmada kadınların do- ğumdan sonra 30 gün cinsel ilişkiye girmediği saptanmıştır (Kaewsarn et al, 2003:360). Çinli kadınlar arasında yapılan araştırmada kadın- ların günlük banyolarını taze zencefil kökü- nü demleyerek hazırladıkları suyla yaptıkları,

böylelikle taze kan üretiminin sağlanacağına, dolaşım arttırılacağına ve kanın temizlenece- ğine inandıkları belirlenmiştir. Aynı araştırma- da lohusanın başı gözenekli olduğu için saçın yıkanmaması gerektiği, aksi halde suyun an- nede titremeye, hastalığa, hatta ölüme neden olacağını düşündükleri, kadınların durgun suda ve oturarak banyo yapmaları gerektiği, vücudun gerekli enerjiyi geleneksel olarak ha- zırladıkları pilav ile kazanacaklarına ve vücut ısısını kaybetmemek için soğuk su içmekten kaçınılması gerektiğine inandıkları saptanmış- tır (Hung, 2001:203). Asya kültüründe lohu- salık kirli dönem olarak kabul edilmekte ve cinsel ilişkiye kanama bittikten sonra devam edilmektedir (Hung, 2001:204).

Türkiye’de de lohusalık dönemine yönelik kültürel uygulamaları tanımlayan çok sayıda araştırmaya ulaşılmıştır. Yapılan araştırmalar- da kadınların Mersin’de %87’sinin (Işık ve ark., 2010:68); Kars’ta %64’ünün (Karabu- lutlu, 2014:148) lohusalıkla ilgili geleneksel uygulamalara başvurdukları belirlenmiştir.

Lafçı ve Erdem (2014:230) çalışmalarında ka- dınların %82,7’sinin doğumdan sonra 40 gün cinsel ilişkiye girmediğini belirlemiştir. Göl- başı ve Eğri’nin (2010:281) çalışmalarında kadınların %11,3’ünün doğum sonu dönemde kanamayı önlemeye yönelik geleneksel uygu- lama yaptıkları, yapılan uygulamaların içeriği incelendiğinde ise bir kısım uygulamaların ka- nama üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı (hocaya okutmak vb.), ancak bazı uygulama-

(15)

ların (sıcak uygulama vb.) kanamayı artıcı bir etkiye sahip olduğu saptanmıştır.

Lohusalık döneminde kadını desteklemek adı- na yapılan kültürel uygulamalar, yararlı yada nötr etkili uygulamaların yanı sıra, zararlı kül- türel uygulamaları da kapsamaktadır. Bu uy- gulamalar, öncelikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı proble- midir. Lohusalık dönemindeki kültürel uygu- lamalar hem lohusanın hem de yeni doğanın yaşamını tehdit edecek boyutlara varabilecek niteliktedir (Tanrıverdi, 2015:76). Hemşire- lerin lohusa kadını ve ailesini yaşadığı kültü- rel çevre içinde değerlendirmeleri önemlidir (Gölbaşı ve Eğri, 2010:277). Bu bağlamda hemşirelerin lohusalık dönemine yönelik kül- türel bilgi toplaması, bütüncül bir yaklaşımı içeren hemşirelik bakımının planlanması için önemli ve gereklidir. Kültürel bilgiye ulaşma- da modeller ve rehberler yol göstericidir.

Bu araştırmanın, lohusalık bakımına yönelik kültürel özellikleri sadece tanımlamakla kal- mayıp aynı zamanda farklı kültürler arasında benzerlik ve farklılıkları karşılaştırması açı- sından da önemli olduğu düşünülmektedir.

Araştırmada amaca ulaşmada iki sorunun ya- nıtı aranmıştır:

-Farklı kültürdeki lohusalarda bakıma yönelik ne tür uygulamalar mevcuttur?

-Lohusalık bakımının kültürlere göre farklılık ve benzerlikleri nelerdir?

YÖNTEM

Çalışma nitel araştırma olarak tasarlandı. Ça- lışma grubunu lohusalık dönemindeki (doğum sonu 40 gün) kadınlar oluşturdu. Veri toplama sürecinde doğum yapan ve alınma kriterleri- ne uygun olan 17 lohusa araştırma kapsamına alındı. Araştırmada amaçlı örnekleme yöntem- lerinden ölçüt örnekleme yöntemi kullanıldı.

Örneklem ölçütü olarak lohusaların memle- ketinin Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Marmara ve Ege Bölgesindeki illerden her- hangi biri olması ve lohusanın Çanakkale il merkezinde yaşaması belirlendi. Nitel araştır- malarda ortaya çıkan kavramlar birbirini tek- rar etmeye başladığında (doyum noktası), ye- terli sayıda veri kaynağına ulaşıldığına karar verildiğinden; bu çalışmada 17 lohusa ile veri toplama sürecinin tamamlanması kararı veril- miştir. Araştırma için Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu Başkanlığı’ndan (13.10.2015- 93130991-044- 2181-13030 sayılı) etik kurul onayı, araştır- manın yapılacağı kurumların onayı alındı.

Veriler Ekim 2015-Haziran 2016 tarihleri arasında toplandı. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından oluşturulan yarı ya- pılandırılmış görüşme formu kullanıldı. Gö- rüşme formu iki kısımdan oluşturuldu. Birinci kısımda lohusaları tanımlayan sorular (yaşı, eğitim durumu, çocuk sayısı, mesleği, sağlık güvencesi, memleketi, Çanakkale’de yaşama süresi), ikinci kısımda lohusalık dönemine

(16)

yönelik kültürel özellikleri tanımlayan soru- lar yer aldı. Lohusalık kültürel özelliklerini tanımlamada Tanrıverdi (2015) tarafından oluşturulan “Lohusa Kültürel Özellikleri Ta- nılama Rehberi” kullanıldı. Rehber, lohusalık döneminde kültürel özellikleri tanımlamak amacıyla araştırmacılara yol göstermek için oluşturulmuştur. Rehber ölçek olmayıp ge- çerlilik güvenirlik çalışması yapılmamıştır.

Rehberde lohusalara yönelik kültürel uygu- lamalar; hijyen, lohusanın beslenmesi, anne sütünün arttırılması, doğum sonu kanama, uterus involüsyonu, lohusanın yalnız bıra- kılmaması ve lohusa ziyaretleri, lohusayı al basmasından koruma, lohusanın kırklanması, doğum sonu cinsel ilişki ve diğer kültürel uy- gulamalar olmak üzere 10 başlık altında kod- lamalar yapıldı.

Veriler derinlemesine görüşme yöntemiyle araştırmacı tarafından, lohusaların ev orta- mında aile üyeleri arasında gerçekleştirildi.

Kabul eden 15 lohusadan ses kaydı, ses kay- dını kabul etmeyen iki lohusadan da yazılı not alma şeklinde veriler toplandı. Görüşme- ler her bir lohusa ile ortalama 60-90 dakika arasında gerçekleştirildi.

Veriler analiz edilirken ses kayıt cihazına kaydedilmiş olan tüm görüşmeler analiz için harfi harfine yazıldı. Görüşmeler satır sa- tır okunarak çözümlendi. İki lohusanın not alma tekniği ile yazılmış görüşme metinleri de analize dahil edildi. Çözümlemede, önce

ses kaydı araştırmacı(lar) tarafından dinlendi, sonrasında bilgisayar ortamında word belgesi haline getirildi.

Veriler, betimsel analiz yöntemiyle değer- lendirildi. Alanyazın kod listesi “Lohusa Kültürel Özellikleri Tanılama Rehberi”ndeki başlıklara göre oluşturuldu. Elde edilen veri- ler rehberdeki başlıklar altında ve bireylerin ifadelerinde değişiklik yapılmadan sunuldu.

Alıntılara kodların altında yer verildi.

Lohusa katılımcıları tanımlamada kısaltma- lar ve numaralar kullanıldı. Marmara/ Ege Bölgesinden göç gelmiş lohusalar için “M/E”

(n=9), Doğu/Güneydoğu Anadolu bölge- sinden göç gelmiş olanlar için “D/G” (n=8) kısaltması kullanıldı. Kısaltmaların yanına numara yazılarak katılımcıların gizliliği ko- rundu.

BULGULAR

Bulgular araştırma grubunu tanıtıcı sosyode- mografik özellikler ve lohusalık dönemine yönelik kültürel uygulamalar olmak üzere iki başlık altında ele alındı.

1. Sosyodemografik Bulgular

Araştırmaya dahil edilen Marmara/ Ege Böl- gesinden göç gelmiş lohusa kadınların 20-37 yaş arasında ve eğitim düzeylerinin lise ve üstü olduğu; biri hariç hepsinin çalıştığı; hep- sinin sağlık güvencesine sahip olduğu; ikisi hariç diğerlerinin memleketinin Çanakka-

(17)

le olduğu ve tüm yaşamlarını Çanakkale’de geçirmiş olduğu; çocuk sayılarının ise 1 ve 2 arasında değiştiği belirlendi (Tablo 1).

Tablo 1. Marmara/ Ege Bölgesinden Göç Gelmiş Lohusalara İlişkin Sosyo-Demografik Özellikler

Kod M/E 1 M/E 2 M/E 3 M/E 4 M/E 5 M/E 6 M/E 7 M/E 8 M/E 9

Yaş 24 37 34 28 32 27 33 30 20

Eğitim

durumu Üniver-

site Üniver-

site Üniver-

site Lise Üniver-

site Üniver-

site Üniver-

site Ön

lisans Lise Meslek Çocuk

gelişimi

Kamu çalışanı

Öğret-

men Ev

hanımı Biyolog Gıda mühen- disi

Maden Mühen- disi

Muha-

sebe İşletme- ci

Sağlık güven- cesi

SSK Emekli

sandığı Emekli

sandığı SSK SSK SSK SSK SSK Bağkur

Memle-

ket Çanak-

kale/

Çan

Çanak-

kale Aydın Çanak-

kale Çanak-

kale Çanak-

kale Çanak-

kale/

Yenice

Çanak- kale/

Merkez

İstanbul

Çocuk

sayısı 1 2 2 2 1 1 2 1 1

Tablo 2’de görüldüğü gibi Doğu/Güneydo- ğu Anadolu Bölgesinden göç gelmiş çalışma grubunu oluşturmuş kadınların 21-34 yaş ara- sında ve eğitim düzeylerinin çeşitlilik göster- diği; ikisi hariç diğerlerinin ev hanımı olduğu;

ikisi hariç diğerlerinin sağlık güvencesinin

olduğu; Çanakkale’ye göç etme zamanlarının 2 ile 19 yıl arasında değiştiği, çocuk sayısının 1 ile 4 arasında değiştiği; Van, Elazığ, Ağrı, Malatya ve Gaziantep’ten göç ederek geldik- leri saptandı.

(18)

Tablo 2. Doğu/Güneydoğu Anadolu bölgesinden Göç Gelmiş Lohusalara İlişkin Sosyo- Demografik Özellikler

Kod D/G 1 D/G 2 D/G 3 D/G 4 D/G 5 D/G 6 D/G 7 D/G 8

Yaş 21 28 34 32 31 31 23 34

Eğitim duru-

mu İlkokul - - Üniver-

site Üniver-

site İlkokul İlkokul -

Meslek Ev hanı-

Ev hanı-

Ev hanı-

Öğret-

men İşletme Ev hanı-

Ev hanı-

Ev hanı-

Sağlık güven-

cesi SSK Yok SSK Emekli

sandığı SSK SSK SSK Yok

Memleket Van/

Erciş Van/

Erciş Van/

Erciş Elazığ Gazian-

tep Malatya Ağrı/

tutak Van/

Erciş Çanakkale’de

yaşama süresi 2 yıl 5 yıl 19 yıl 4 ay 3 yıl 10 yıl 5 5 yıl

Çocuk sayısı 2 4 4 1 2 2 3 4

2.Lohusalara Yönelik Kültürel Uygulama- lar

Lohusalara yönelik kültürel uygulamalar alanyazında yer alan “Lohusalarda Kültürel Özellikleri Tanılama Rehberi” doğrultusunda 10 başlık altında kodlanarak sunuldu.

1.Hijyene Yönelik Kültürel Uygulamalar Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç gelmiş sekiz kadından dördünün doğum sonu bir hafta banyo yapmadığı,

Birinin doktorun önerisiyle 2-3 gün sonra banyo yaptığı ve üç kadının ise hemen banyo yaptığı belirlendi. Lohusaların ifadeleri aşa- ğıda verildi:

“Doğumdan bir hafta sonra banyo yaptım.

Hemen banyo yapılmıyor, damarlar gevşek oluyor, damarlar gevşek olduğundan kanama dursun diye bekleniyor.” (D/G-7)

“Eve gelince banyo oldum; kir için, ter için…

Bir de yıkanırken oturarak değil.” (D/G-3)

“Normal kendi rutin hayatıma devam ediyo- rum, hatta daha sık banyo yapıyorum.” (D/G- 5)

Marmara/ Ege Bölgesinden göç gelmiş dokuz kadından normal doğum yapan altı kadının hemen banyo yaptığı sezaryen olan üç kadı- nın ise doktor önerisi ile üç gün sonra banyo yaptığı saptandı. Bazı ifadeler aşağıda veril- di:

(19)

“12 saat kaldım hastanede ondan sonra gel- dim, gelir gelmez hemen banyomu yaptım gün aşırı banyo yapmaya çalışıyorum.” (M/

E-2)

“Banyomu hemen yaptım.” (M/E-8)

“Sezaryen sonrası üçüncü gün banyomu yap- tım. Normal her zamanki gibi banyomu yapı- yorum.” (M/E-6)

“Sezaryenden üç gün sonra banyo yaptım.

Bizde ikindiden sonra banyo yapılmaz.” (M/

E-9)

Lohusaların saçlarını banyo dışında ayrıca yıkamadıkları; perine temizliğinde sadece su, sabun, duş jeli, antibakteriyel sabun kullan- dıkları, yaygın olarak kirli çamaşırlarını aile- deki diğer üyelerinkiyle birlikte yıkadıkları saptandı. Katılımcıların kendi ifadelerinden bazılarına aşağıda yer verildi:

“Temizliğim için herhangi ayrı bir şey kullan- madım.” (M/E-4)

“Genital bölge için antibakteriyel sabun kul- lanıyorum günaşırı muhakkak banyo, o fiks değişmedi zaten.” (M/E-5)

“Çamaşırlarımı aile bireyleri ile aynı yıkıyo- rum, sadece bebeğin çamaşırlarını ayrı olarak elimde yıkıyorum.” (M/E-5)

“İç çamaşırlarını ayrı yıkıyorum kıyafetleri- mi eşimle birlikte yıkıyorum.” (M/E-6)

“Eşim ile birlikte çamaşırlar aynı makinada yıkanıyor.” (M/E-9)

“Ben bir çocuğun çamaşırlarını ayrı yıkıyo- rum.” (D/G-3)

2.Lohusanın Beslenmesine Yönelik Kültü- rel Uygulamalar

Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç gelmiş lohusaların soğuk yiyecek içecek tü- ketmediği, yağlı ve unlu yiyecekleri tercih ettikleri, gaz yapan yiyeceklerden ve seb- zelerden uzak durdukları, sıvı kısıtlamasına gittikleri belirlendi. Marmara/ Ege Bölgesin- den göç gelmiş lohusa kadınların da soğuk yememe konusunda duyarlı oldukları, fazla kalorili ve acı-ekşi yiyecekler tüketmedikleri oysa sulu yiyecekleri daha fazla tükettikleri belirlendi. Katılımcıların konuyla ilgili söy- ledikleri bazı ifadeler aşağıda verildi.

“Özellikle şekerli şeyler… unu suyla cıvık yapıyoruz, yağla şekeri de kavurup içine ko- yuyoruz (jajarun).” (D/G-8)

“Soğuk bir şeyler tüketmiyorum.” (D/G-1) “Zarar olmasın diye sebze yemiyorum, sebze sancı yapıyor.” (D/G-2)

“Sebzeleri salata olarak tüketiyorum, oda süt yapıyormuş.” (M/E-1)

“Gaz yapan şeyleri yemiyorum mesela fasul- ye, nohut, turşu diyorlar.” (D/G-6)

(20)

“Sert (ceviz, fındık), soğuk yemiyorum. So- ğuk su içmiyorum. Çok su içince başta su toplanır, başta ağrıya neden olur o yüzden 40’ı çıkana kadar fazla su içilmez. Doğum- dan sonra vücut toparlasın diye bir bardak te- reyağı içilir.” (D/G-7)

“Ekstradan çok şekerli şeyler almıyorum.

Şerbet, helva yok.” (M/E-7)

“Soğuk yememeye çalışıyorum.” (M/E-8) “Aşırı ekşi, acı şeyler tüketmiyorum. Her şey dozunda.” (M/E-6)

“Daha sulu yemeye çalışıyorum, su içiyorum bol bol.” (M/E-9)

“Sebze ağırlıklı besleniyorum. Kırmızı ete düşkün değilim, daha çok balık tüketiyo- rum.” (M/E-5)

“Sıvı şeyler yemeye çalışıyorum komposto, kuru meyveler, yaz meyveleri hepsinden yi- yorum.” (M/E-7)

3. Anne Sütünün Arttırılmasına Yönelik Kültürel Uygulamalar

Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç gelmiş lohusaların sütü artırmak için unlu, yağlı, şekerli yiyecekleri ve içecekleri daha fazla tükettikleri ifade edildi. Marmara/ Ege Bölgesinden göç gelmiş lohusaların ise sütü olsun diye bol sıvı, sebze ve meyve tükettik- leri saptandı. Bu grupta lohusa şerbetinin ilk haftalarda hem gelen ziyaretçiler için hem de

annenin sütünü artırmak için tüketildiği yanı sıra sıcak havlu ve sıcak duş yoluyla memeye masaj yaptıkları belirlendi. Bazı ifadeler aşa- ğıda verildi:

“Özellikle şekerli şeyler süt yapıyor. Şekerli çay içiyorum. Unu suyla cıvık yapıyorum, şe- keri de yağda kavurup içine koyuyorum (jaja- run).” (D/G-2)

“Şekerli çay bol bol içiliyor süt yapsın diye.

Hem süt olsun, hem de toparlanmak için. Şe- ker, un, yağ karıştırılıyor çok yağlı oluyor helva gibi ama helva değil adı jajarun sabah- ları yeniyor.” (D/G-7)

“Acı mesela soğan, taze soğan, tere onlar süt veriyor.” (D/G-3)

“Rezene bol içiyorum hem bebeğe gaz yap- mıyormuş hem de süt yapıyormuş.” (D/G-5) “Rezene çayı içiyorum.” (M/E-1)

“Günde 4 litre su içmeye çalışıyorum. Malt içeceği içiyorum. Çok iştahım da yok ama sıvı almaya gayret ediyorum. Kendi yaptı- ğımız meyve sularını içiyorum. Süt arttırıcı rezene çayı içiyorum.” (M/E-2)

“Rezene çayı, kimyon tohumu ve rezene to- humu onları demleyip sabah akşam içiyo- rum.” (M/E-3)

“Anne sütü artsın diye su alımının önemli ol- duğunu biliyorum. Anne sütünü artırıcı malt içeceği içiyorum.” (M/E-5)

(21)

“Anne sütünü arttırmak için humola çayı içiyorum. Günde bir tane hurma yiyorum.”

(M/E-6)

“Sütümü arttırmak için rezene çayı içiyo- rum.” (M/E-7)

“Süt olsun diye meyve suları, su, rezene çayı, genelde hep sulu içecekler tüketiyorum.” (M/

E-8)

“İlk başta sütüm gelmediği için duşa falan girdim. Sıcak sıcak havlu koyduk.” (M/E-1)

“Genellikle duşta sıcak suyu üzerime tutma şeklinde memeye uyguluyorum.” (M/E-3)

“Duşta kesinlikle yapıyorum çok aşırı şişti- ğinde sıcak havlu koyduk o da baya rahatlat- tı.” (M/E-5)

“Duşta dayanabildiğim derece sıcaklıkta su- yun altında kalıyorum.” (M/E-8)

4. Doğum Sonu Kanamayı Durdurmaya Yönelik Kültürel Uygulamalar

Lohusalık döneminde kanamayı durdurma- ya yönelik göç gelinen bölge fark etmeksizin lohusaların herhangi bir kültürel uygulamaya başvurmadıkları saptandı. Her iki grupta da bazı lohusaların kanamaya yönelik olumlu ifadeleri belirlendi.

“Kanamamı durdurmak için bir şey yapmıyo- rum. Pis kanın akması bizce iyidir.” (M/E-7)

“Kanaması bizim için iyidir, rahim içi boşa- lır diyorlar bizde. Özel yaptığım bir şey yok, kendi kendine duruyor.” (D/G-5)

“Kanama bence iyidir, pis kan gidiyor o yüz- den durdurmak için bir şey yapmadım.” (D/

G-6)

5.Uterus İnvolüsyonuna Yönelik Kültürel Uygulamalar

Uterus involüsyonunu sağlamak için Doğu/

Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç gelmiş lohusaların tamamı, Marmara/ Ege Bölge- sinden göç gelmiş lohusaların ise bazılarının karınlarını sardıkları belirlendi. İfadelerden bazıları:

“Karnımı sarıyorum hemen geldiğim gün karnımı bağlıyorum.” (D/G-1)

“Göbeğim çekilsin diye bir hafta karnımı korseyle bağladım.” (D/G-2)

“Ben bağlamadım bu sefer. Diğer çocuklar- da yaptımda, baktım karnım aynı hiç elleme- dim.” (D/G 3)

“Karnımı sarmadım ama hafif göbeğim var, giyeceğim kıyafete göre korse takıyorum.”

(M/E-2)

“Çarşafla sar dediler. Onunla sardım hiç sık- tığını hissetmedim, daha sonra korse aldım.

Göbeğim kalacak diye çok korkuyorum.”

(M/E-6)

(22)

6.Lohusanın Yalnız Bırakılmaması ve Lo- husa Ziyaretleri

Her iki bölgeden göç gelmiş lohusaların yal- nız bırakılmadığı ve ziyaret edildiği belir- lendi. Ancak ziyaret eden kişinin Doğu/Gü- neydoğu Anadolu Bölgesinden göç gelmiş grubundakilerde erkek olmaması, Marmara/

Ege Bölgesinden göç gelmişlerde ise yakın akraba olması koşul olarak ifade edildi.

“Van kültüründe erkek, lohusanın yanına gel- mez. Baba da, erkek kardeşte lohusanın yanı- na girmez.” (D/G-2)

“Erkek lohusanın yanına gelmez. Sadece eş, baba ve kardeş de gelmez.”

(D/G-8)

“Ziyarete genelde bayanlar geliyor bizde. Ya- kın akrabalarımız.” (M/E-8)

“Burada tanıdığımız olmadığı için erkek zi- yaretçim olmadı hiç. Ama kendi memleke- timizde olsak yakın akrabalar gelecektir.”

(M/E-4)

“Bebek de lohusada 40’ı çıkana kadar tek ba- şına kalmaz.” (D/G-5)

“Annem kırkım çıkana kadar buradaydı, yal- nız kalmadım.” (M/E-1)

“Lohusa 40’ı çıkmadan yalnız bırakılmaz.

Hatta duşa girerken bile insan kıyafeti gibi bir şey koy derler kapının arkasına. Yalnız kal-

masın gibi düşünülür. Süpürge falan konulur bir köşeye.” (M/E-3)

“Lohusa 40 gün boyunca asla yalnız bırakıl- maz. 40 gün mezarı açık olur denilir.” (M/E- 4)

“Yalnız bırakılmıyorum yanımda her zaman birisi oluyor.” (M/E-6)

Hem doğu hem de batı kültüründe ziyaretler esnasında lohusaya çeşitli şeyler getirildiği ifade edildi. Bazı ifadelere aşağıda yer veril- di:

“Süt olur, 10 milyon para olur, ne olursa…

Özel bir şey yok, herkes kendi bütçesine göre.” (D/G-1)

“Tatlı yapıp getirirler. Kurabiye, sütlü tatlı, şerbetli tatlı, genelde tatlı getirirler.” (M/E-2) 7.Lohusayı Albasmasından Korumaya Yö- nelik Kültürel Uygulamalar

Hem doğu hem de batı kültüründe lohusayı albasmasından korumak için çok çeşitli kül- türel uygulamalar belirlendi. Yaygın olanlara yönelik bazı ifadeler aşağıda verildi:

“Bizde 40 gün dışarı çıkılmaz.” (D/G-2) “Yatağın yanına bıçak, çatal, Kur’an koyu- yoruz.” (D/G-2)

“Ağırlık çöker lohusa kadın cenazeye git- mez.” (D/G-5)

“Düğüne, cenazeye gidilmez.” (D/G-6)

(23)

“Anne yanında demir bir şey taşır; çatallı iğne, firkete gibi anne korkmasın diye.” (D/

G-7)

“40 gün boyunca geceleri duş alınmaz.” (M/

E-1)

“Benim kendi yatağıma da makas bıçak ko- yuldu.” (M/E-1)

“Lohusalar birbirine ziyarete gitmezler.”

(M/E-3)

“40 gün evden dışarı çıkılmaz.” (M/E-8)

“Hamileyken de lohusayken de cenazeye gi- dilmez.” (M/E-1)

“Adetli kişiler beni ziyarete gelmedi ve be- beğe bakmadılar.” (M/E-5)

8. Lohusanın Kırklanması

Lohusalık dönemine yönelik kültürel uygu- lamalardan olan kırklama her iki grupta da yaygın olan bir uygulama olarak belirlendi.

Lohusaların her iki grupta da 20. ve 40. gün kırklandığına yönelik ifadeler yer aldı. Konu ile ilgili katılımcıların bazı ifadeleri şöyleydi:

“Annem de bizimle kaldığı için o da 40. gün kırklanır, kırk basmasın diye.” (M/E-6)

“Yarı 40 yaptık. Suyun içine alyansımı attık, elimi gezdirdim, hayırlı uğurlu olsun diye.”

(M/E-5)

“Yarı kırkında 40 tane taş, annesinin alyansı konulur. Aynı suyla anne de yıkanır.” (M/E-8)

“Yarı kırkında gezmeye gidildiğinde yumur- ta, pamuk verilir. Başına un serperler.” (M/E- 9)

“7.gün 20. gün ve 40. gün kırklama yapılır.”

(D/G-5)

“Yarı kırk yapılır.” (D/G-8)

“Yarı kırk gibi bir şey biz de yoktur. Tam 40.

gün yapılır.” (D/G-1)

“Kırklamak için kırkını bekliyoruz.” (D/G-6) Kırklanma suyuna her iki grupta da farklı materyaller konulduğu belirlendi. Kırklama suyuna Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesin- den göç gelmiş lohusalarda 40 tane buğday, arpa, tarak, yüzük; Marmara/ Ege Bölgesin- den göç gelmişlerde taş, bir tane altın, gü- müş, tuz konulduğu belirlendi.

“40’ı bittiği gün 40 tane buğday, bir avuç tuz suyun içine atılıyor o suyla önce çocuk, sonra ben aynı suyla yıkanıyoruz… Yıkanana ka- dar süt vermiyoruz sonra süt veriyorum yok- sa ağzı kokar.” (D/G-1)

“40 gün dolduktan sonra suyun içine yüzük, tarak, 40 tane buğday, bir avuç tuz atıyoruz.

Aynı suyla bebeği yıkarız sonra ben yıkanı- rım.” (D/G-2)

“Anne de kırklama suyunun içine sadece ta- rak konuluyor.” (D/G-7)

“Yüzük, tarak, 40 tane buğday atıyorsun suya, aynı suyla bebek ve anne yıkanıyor.” (D/G-8)

(24)

“41 tane ayak değmeyen yerden taş, bir tane altın, gümüş.” (M/E-3)

“40’ında son suyu tuzlu olarak yapılıyor- muş.” (M/E-5)

“Kırklanma suyunun içine 40 tane taş konu- lur.” (M/E-6)

“Kırklama suyunun içine 40 defa altın batırı- lır.” (M/E-7)

“Yıkama suyuna altın, bıçak ve yumurta ka- buğuyla 40 kez su konulur.” (M/E-9)

“Kırkında evdeki her şey yıkanır, kıyafetler falan. Hemen yıkanamayacak şeyler için ise 40 suyundan odanın etrafına 40 bize basma- sın biz 40’a basalım diye perdelere, yatağa hemen yıkanamayacak yerlere su serpiştiri- lir.” (M/E-3)

9.Lohusanın Doğum Sonu Cinsel İlişkiden Sakınması

Her iki grupta da kadınların lohusalık süre- since cinsel ilişkiden uzak kaldıkları belirlen- miş olup ilgili ifadeler aşağıda verildi.

“Kırklanmaya kadar cinsel ilişki yoktur.”

(M/E-4)

“40 çıkmadan cinselliği ilişki olmaz.” (D/G- 7)

“40 gün haramdır.” (D/G-1)

“Lohusalık sürecince cinsel ilişkiye giril- mez.” (M/E-6)

10. Lohusalara Yönelik Diğer Kültürel Uy- gulamalar

Lohusalık dönemine yönelik yukarıda verilen kültürel uygulamaların yanı sıra lohusaların bu süreçte yatakta kalma, dinlenme, meme başı çatlaklarına zeytinyağı, anne sütü ve so- ğan suyu sürme gibi uygulamalar da saptandı.

Bunlara yönelik ifadeler aşağıda verildi.

“Bir hafta boyunca yataktan kalkmadım.”

(D/G-1)

“Lohusalıkta ikinci gün kalkıp ev işi yapmak zorunda kaldım, dinlenemedim; evde çok mi- safir var ve annem yaşlı.” (M/E-5)

“Meme başlığı çatlağında soğan suyu sürüyo- ruz o çatlaklara iyi geliyor.” (D/G-1)

“Meme başı çatlaklarına zeytinyağı, anne sütü sürüyorum.” (M/E-6)

TARTIŞMA

Tartışma, bulgularda yer alan başlıklar doğ- rultusunda alanyazın destekli veriler ile ele alındı.

1.Hijyene yönelik kültürel uygulamalar Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç gelmiş bazı kadınların doğumdan sonra bir haftaya kadar banyo yapmadıkları belirlendi.

Her iki grupta da saç yıkama alışkanlığının olmaması, perinenin farklı materyallerle yı- kanması ve yaygın olmamakla birlikte kir- li çamaşırların ayrı yıkanması gibi kültürel

(25)

davranışlar belirlendi. Bazı kültürlerde kırkın- cı güne kadar banyo yaptırılmadığı, saç taran- madığı, diş fırçalanmadığı ve perine temizli- ğinin zarar veren maddelerle yapıldığı belir- lenmiştir. Huang ve Mathers’in (2010:242) İngiltere ve Tayvan’da postpartum ritüellerini karşılaştırdığı araştırmalarında, kadınların duş ve banyodan sakındıkları; temizliklerini bir sünger yardımıyla yaptıkları saptanmıştır. Rao et al. (2014:5) Güney Hindistan’da kadınların bu süreçte petlerini sık sık değiştirilmeleri ge- rektiğini, aksi takdirde enfeksiyona neden ola- bileceğini ifade ettiklerini saptanmıştır. Raven et al. (2007:5-6) Çin’de yaptıkları araştırmada;

lohusaların cildinin gevşek olduğuna ve suyun ciltteki deliklerden içeriye gireceğine; vücuda giren suyun ise vücutta şişmeye, artrite, ileriki yaşlarda da romatizmaya neden olacağına ve soğuğun da bebeğe geçeceğine inanıldığını bu nedenle de lohusanın banyo yapmaması ge- rektiğini ifade ettiklerini saptamışlardır. Aynı araştırmada saç yıkamanın baş ağrısına neden olacağı; enfeksiyon riskini azaltmak için her gün vulvayı yıkadıkları ve bunun için de alkol, kaynatılmış su veya iyot kullandıkları saptan- mıştır. Yine bu dönemde diş etlerinin gevşek olacağına ve diş etlerinin kanayacağına inanıl- maktadır. Bu yüzden diş fırçalama sakıncalı olarak görülmektedir.

Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç gelmiş kadınların doğum sonrası banyo yap- mama davranışları yapılmış araştırma sonuçla- rıyla benzerlik göstermektedir. Perine hijyenin

de sabun, duş jeli gibi maddelerin kullanılması diğer araştırmalarla benzerlik göstermemekle birlikte, perine hijyeninde farklı materyallerin kullanımına yönelik sonuçlar mevcuttur. Do- ğum sonu süreçte banyo yapılması enfeksiyon riskinin azaltılması, lohusanın kendini iyi ve rahat hissetmesi, süt salınımın artırılması gibi olumlu sonuçlar doğurabilecekken kültürel olarak lohusa kadınlara getirilen bu kısıtlama olumsuz bir durum olarak değerlendirilmekte- dir.

2. Lohusanın beslenmesine yönelik kültürel uygulamalar

Lohusa kadınların her iki grupta da soğuk içe- cekler tüketmediği saptandı. MEB’deki ka- dınların sebze ve sıvı ağırlıklı bir beslenmeyi tercih edip acı ekşi yiyeceklerden uzak kal- maya çalışırken Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç gelmiş lohusaların bol yağlı, unlu besinler tüketip sebze ve sıvı alımı kı- sıtlamasına gittiği belirlendi. Kaewsarn et al.

(2003:363) Tayland da yapmış olduğu çalışma- da lohusa kadının anne ve yakınları tarafından iki yıla kadar besin kısıtlanmasına teşvik edil- diği; manda etinin doğum sonrası kadınlar için zehirli ve zararlı olduğuna inanıldığı bildiril- miştir. Rao et al. (2014:7) Güney Hindistan’da yapmış oldukları çalışmada, besin tüketiminin lohusalıkta arttığını saptamışlardır. Huang ve Mathers (2010:242) Tayvan’da doğum sonrası dönemde soğuk olarak kabul edilen (örneğin salata ve meyve) gıdalardan kaçınıldığını be-

(26)

lirlemiştir. Sein (2013:1259) kırsal Malay ka- dınlarının çoğunluğunda gıda kısıtlamalarını gözlemlendiğini ifade etmiştir. Raven et al.

(2007:4) Çin’de lohusa kadının çok fazla ye- mek yemesi ve sıcak yiyecekler yemesi veya içmesi gerektiğini saptamıştır. Bu gıdaların kanı zenginleştirdiğine, annenin iyileşmesi- ne ve anne sütü üretimine yardımcı olduğuna inanılmaktadır.

Mersin’de Işık vd. (2010:71) yaptığı çalış- mada, ölümüne yol açabileceği endişesiyle lohusanın yeşil sebze, kavun, karpuz, incir yemesine izin verilmediği belirlenmiştir. Gü- neydoğu Anadolu Adıyaman yöresinde Geç- kil vd. (2009:64) yapmış oldukları çalışmada, soğuk su içme ve çiğ sebze yeme sakıncalı olarak görüldüğü saptanmıştır. Kadınların doğumdan 2-3 gün sonrasına kadar su içme- diği belirlenmiştir. Karaman ilinde Yalçın’ın (2011:204) yapmış olduğu çalışmada, lohu- sa kadının soğuk içeceklerden ve gaz yapan yiyeceklerden uzak durması, sulu ve sıcak yiyecekler yemesi sağlanmaktadır. Doğum- dan hemen sonra lohusanın toparlanması için pekmez ılıtılıp içirilmektedir. Ayrıca tereya- ğı eritilerek, üzüm pekmezi ile birlikte kay- natılıp, lohusaya bundan içirilmektedir. Bu içecek hem verdiği sıcaklık, hem de gaz yap- mayı önlemesi yönünden iyi sayılmaktadır.

Sivri’nin (2012:32) Akşehir ilçesinde yaptığı çalışmasında ise çalışmaya katılan kadınların

%20,6’sının lohusalık döneminde anneye su içirilmediğini ifade ettiği saptanmıştır.

Yukarıda verilen yurt içi ve yurt dışı çalışma sonuçları benzerlik ve farklılıklar göstermiş olsa bile lohusalık sürecindeki beslenme dav- ranışının kültürel boyutlarının görülmesi açı- sından önemli olduğu düşünülmektedir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre Marmara/Ege Bölgesinden göç gelmiş lohusaların, Doğu/

Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç gel- mişlere göre daha sağlıklı bir beslenme dav- ranışına sahip olmaları, kültürel yaşamları ve eğitim farklılıklarının bir sonucu olarak de- ğerlendirilmektedir.

3. Anne sütünün arttırılmasına yönelik kültürel uygulamalar

Marmara/ Ege Bölgesinden göç gelmiş ka- dınların anne sütünü artırmaya yönelik sebze, meyve tükettiği, bol sıvı aldığı, lohusalık şer- beti içtiği, memeye sıcak uygulama yaptığı;

Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç gelmiş kadınların ise yağlı, unlu besinleri tü- kettiği şekerli çay içtikleri ancak bu bölgede lohusa şerbeti, memeye sıcak uygulama gibi yöntemlerin ifade edilmediği saptandı. Anne sütünü artırmaya yönelik çok sayıda yurtiçi ve yurt dışı araştırmaya ulaşıldı. Kaewsarn et al. (2003:362-364) Taylandlı kadınların anne sütünü arttırmaya yönelik bir yıla kadar sıcak içecek almaya özen gösterdiklerini belirle- miştir. Kadınlar tarafından domuz çorbası, Kang Liang çorbası (çoğunlukla çeşitli sebze püresi balık veya kuru karides ile pişmiş), ta-

(27)

vuk çorbası ve karides püresi bu dönemde ha- zırlanan özel yemekler olarak bildirilmiştir.

Güneydoğu Anadolu Adıyaman yöresinde Geçkil vd. (2009:65) lohusalar arasında bu- lamaç yemek, pekmez ve tereyağı içmenin en popüler beslenme şekli olduğunu ve bu uygulamaların anne sütünü arttıracağına ina- nıldığını belirlemişlerdir. Işık vd. (2010:71) Mersin’de anne sütünü arttırmak için anne- lerin lohusa şerbeti içme, karnını sarma, su içme, sakıncalı olduğu düşünülen fasulye, nohut, üzüm, süt gibi yiyecekleri yememe, höllük uygulaması yapma, çiğ köfte yeme, pekmez, kaynar veya sumak kaynatıp içme, ciğer, tereyağlı yumurta, şekerli besinler yeme gibi uygulamalar yaptıklarını belirle- miştir. Sülü vd. (2013:347) Ödemiş’te an- nelerin sütünün bol olması için sulu besin aldığı, soğan ve helva yediklerini saptamış- tır. Tanrıverdi vd. (2014:85) İzmir’de anne sütünü arttırmada annelerin su, ayran, inek sütü, tahin helvası, soğan, pekmez, börülce, bulgur, ısırgan otu, lohusa şerbeti, çay, may- danoz, karaciğer, kestane ve kolanın etkin ol- duğunu düşündüklerini belirlemiştir. Çarıkçı (2012:43) İstanbul’da annelerin sütü artırmak için yaygın olarak (%90) bol sıvı tükettikleri- ni belirlenmiştir.

Bu araştırmada Marmara/Ege Bölgesinden göç gelmiş kadınların sütü artırmaya yöne- lik beslenme davranışlarının sağlık açısından Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç

gelmiş kadınlara göre daha istendik olduğu görülmektedir. Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesi kadınlarındaki istenmedik bu dav- ranışların nedenleri üzerinde kadınların sos- yokültürel özelliklerine temellenen beslenme biçiminin etkisi olduğu düşünülmektedir.

4. Doğum sonu kanamayı durdurmaya yö- nelik kültürel uygulamalar

Her iki grup lohusa kadınının da doğum sonu kanamaları durdurmaya yönelik herhangi bir girişimde bulunmadığı hatta bazı kadınların bu kanamaları vücuttan atılan pis kan olarak nitelendirip olumlu bir yaklaşım sergiledikle- ri görülmektedir.

Doğum sonu kanamaya yönelik kültürel uy- gulamaları saptayan araştırmalara sınırlı ula- şılmıştır. Kaewsarn et al. (2003:364) Tayland da yapmış olduğu çalışmada; postpartum kanama vücut için kötü, faydasız olarak de- ğerlendirilmektedir. Lohusaların bir kısmının doğum sonu kanama duruncaya kadar su ve şampuan kullanmadığı, kullanılması duru- munda ciddi hastalıklarla sonuçlanacağına inanıldığını saptamıştır. Türkiye’de farklı kültürlerde yapılan araştırmalarda doğum sonu kanamayı durdurmak için yaygın ola- rak sıcak uygulama yapıldığı görülmektedir (Gölbaşı ve Eğri, 2010:280; Işık vd. 2010:71;

Lafçı ve Erdem, 2014:233).

Yukarıdaki araştırma sonuçları bu araştırma- nın sonuçlarıyla benzerlik göstermemekle

(28)

birlikte bu araştırmada kanamayı durdurma- ya yönelik kültürel bir yaklaşım belirlenme- miş olması istendik, ancak kanamaya yönelik az sayıda olsa da iyi bir durum olarak algılan- ma istenmedik bir sonuç olarak değerlendi- rilmektedir. Lohusalık kanamasını olması ge- reken bir durum olarak gören kadın herhangi bir tıbbı destek almayarak hayatını tehlikeye sokabilecektir.

5. Uterus involüsyonuna yönelik kültürel uygulamalar

Araştırmanın bulgularına göre her iki grup- taki lohusa kadınlar uterus involüsyonu için karınlarını sarmaktadırlar. Ancak ifadelerden Doğu/Güneydoğu Anadolu Bölgesinden göç gelmişlerde daha yaygın olduğu saptanmıştır.

Konuyla ilgili ulaşılabilen yurt içi ve yurt dışı çalışmalarda da benzer ve farklı kültürel uy- gulamalar belirlenmiştir. Rao et al. (2014:6) Güney Hindistan’da yapmış oldukları çalış- mada; kadınların %78,2’sinin doğum sonrası karınları için bir uygulama yaptığı, bu kadın- lar arasında ise %83’ünün karınlarını bir Hint geleneksel kıyafeti olan ‘sari’ ile bağladıkları saptanmıştır. Karın bağlamayı ise hem diyet kontrolü yani fazla yiyecek ve içecek almayı önlemek hem de sırtlarını desteklemek ama- cıyla kullandıkları belirlenmiştir. Sein’nın (2013:1261) Malay kadınları ile yapmış ol- duğu çalışmasında; doğumdan sonra üç gün lohusaya yorgunluk ve mide kramplarının üs- tesinden gelmesi, uterusun toparlanması ve

karnının gitmesi amacıyla ebe tarafından ma- saj yapılmaktadır. Lohusalar aynı zamanda karınlarının toparlanmasını sağlamak ama- cıyla karınlarını uzun bir bez parçasıyla sar- maktadırlar. Jarrah and Bond’un (2007:292) Ürdün’de yaptığı çalışmada; doğum sonrası dönemde karın çevresine kemer koyulabile- ceği belirlenmiştir. Türkiye’de yapılan araş- tırma sonuçları, lohusa kadınların yaygın olarak karınlarını sardıklarını göstermektedir (Geçkil vd. 2009:65; Işık vd. 2010:72; Sivri 2012:34). Mersin’de lohusanın fazla su iç- mesinin engellenmesi, “uşak eşiği” olarak adlandırılan rahminin küçülmesi için pirinç çorbası içirilmesi ve et yedirilmesi gibi kül- türel uygulamalar yapıldığı da saptanmıştır (Işık vd. 2010:71).

Yapılmış önceki araştırma sonuçları, bu araş- tırmanın sonucuyla benzerlik göstermekle birlikte istenmedik bir sonuç olarak değer- lendirilmektedir. Kadınların bu uygulamala- rı kültürel çevrenin etkisi ve yarar algısıyla yaptığı düşünülmektedir.

6. Lohusanın yalnız bırakılmaması ve lo- husa ziyaretleri

Araştırma sonuçlarına göre her iki bölgede- ki lohusalar da yalnız bırakılmamakta, zi- yaretçi kabul etmekte ve gelen ziyaretçiler yiyecek, hediye gibi şeylerle gelmektedirler.

Türkiye’de farklı kültürlerde yapılan araştır- ma sonuçları da lohusaların yalnız bırakılma- dığına ve yiyecekler getirildiğine yönelik-

Referanslar

Benzer Belgeler

Haziran 2020 (Merkez Bina Konferans Salonu) Haziran 2020 (BeĢtepe Ek Hizmet Binası).

- Sorun çözme ve klinik karar verme (“Aile içi süreçlerin devamlılığında bozulma riski” tanısı ile hemşirelik süreci) - Akış şemaları (genital enfeksiyon

Sosyal medya kullanımının çocukların gelişimine ve yaşantısına etkileri- ni olumlu ve olumsuz bakış açılarıyla inceleyen bu çalışmada; çocuklar- da sosyal

Sağlık tesisi tarafından poliklinik mesai saati belirlenmeli, son mesai saatinden (örneğin saat 17:00) sonraki sisteme kaydedilen hastalar hesaplamada

Sağlık tesislerinde kullanım yerlerinde (acil, poliklinik, laboratuvar, servis, ameliyathane, yoğun bakım, görüntüleme, sterilizasyon, özellikli üniteler, ilaç

Resmi Kurumlarda ise araştırma grubunun %88,1’i Türkçe konuştuğunu beyan ederken; sadece %11,7’si Kurmancî, , %0,1’i Arapça ve yine %0,1’i Zazakî

13.15-14.00 Teorik Ders Ovarian Hiperstimülasyon Sendromu Hüseyin GÖRKEMLİ 14.15-15.00 Teorik Ders Ovarian Hiperstimülasyon Sendromu Hüseyin GÖRKEMLİ 15.15-16.00 Pratik

 Çocuğun nöbet geçirdiği sıradaki görünüşü aileler ve çevresi için çok korkutucu olabilir; ancak sakin kalmaya çalışmalı, çocuğu çarpmalardan korumak için