• Sonuç bulunamadı

ÖZEL EĞİTİM GÖRME YETERSİZLİĞİ DERS NOTLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÖZEL EĞİTİM GÖRME YETERSİZLİĞİ DERS NOTLARI"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZEL EĞİTİM

GÖRME YETERSİZLİĞİ DERS

NOTLARI

(2)

ĠÇĠNDEKĠLER

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠNE GĠRĠġ……….………….3

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠNĠN TANIMI………..………..3

Görme Engelliliğin Yasal Tanımı………3

Yasal-Tıbbi- Tanımlama Sistemine Göre Az Gören Tanımı………...4

Görme Engelliliğin Eğitsel Tanımı………..4

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN BĠREYLER KĠMDĠR - KĠM DEĞĠLDĠR? ………....4

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN BĠREYLERĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ………5

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN BĠREYLERĠN GELĠġĠM ÖZELLĠKLERĠ……….7

Motor GeliĢim……….7

Dil GeliĢimi……….7

BiliĢsel GeliĢim/ Zihinsel GeliĢim………..8

Sosyal GeliĢim………8

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠNĠN YAYGINLIĞI……….8

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠNĠN NEDENLERĠ………..9

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN ÇOCUKLARIN FARK EDĠLMESĠ………...9

Parmak Testi……….10

Snellen Kartı……….10

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN BĠREYLERĠN OKUYUP YAZMALARI………...10

EĞĠTĠM ORTAMINDA GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN ÇOCUKLAR………...11

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN BĠREYLERĠN EĞĠTĠMĠ……….12

Görme Engelli Çocuğa Beceriler Öğretilirken Dikkat Edilecek Hususlar………..12

Programın Düzeyi………14

Programın Genel Amaçları………..14

Programın Yapısı……….14

Öğrenme ve Öğretme Süreci………...14

(3)

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ ĠLE ĠLGĠLĠ FĠLM- GÖKYÜZÜ KADAR KIRMIZI………..15 GÖRME YETERSĠZLĠĞĠNE GĠRĠġ

Öğrenmelerin hemen hemen tamamı görme ve iĢitme duyularıyla olur. Dolayısıyla görme organının zedelenmesi sonucunda görme iĢlevini yitirme öğrenmeyi etkiler. Gören insanın bilgilerin % 85'ini görme kanalıyla aldığı tahmin edilmektedir. Ancak bu, görme engellilerin görenlerden % 85 oranında daha az bilgi edineceği anlamına gelmez, görme engellinin bilgi edinirken diğer duyu organlarını kullandığı anlamına gelir. Görme engelli ağzını, dilini, kulağını, burnunu ve ellerini kullanarak bilgileri edinir. Görme engelliler güzellik, doğa ve baĢkaları hakkında geliĢtirdikleri duygu ve düĢünceleri iĢitme, koklama ve dokunma duyularıyla geliĢtirirler. Öğretim süreçlerinde yapılan değiĢikliklerle, görme engelli çocuk dokunma, iĢitme, koklama ve arta kalan görme gücünü kullanarak bilgi, beceri ve bağımsız Ģekilde yaĢamını sürdürmeye hazırlanır (Özyürek, 2012).

Sınıfta, görme iĢlevini tamamen ya da kısmen yitirmiĢ bir çocuk erken farkına varıldığında ve sağlık kurumuna sevk edildiğinde, görme düzeltilebilir. Görmesi düzeltilen çocuk, diğer çocuklar gibi öğrenir. Ayrıca, görme engeli düzeltilemeyenlerin öne oturtulması gibi sınıf içi düzenleme ve görsel ders etkinliklerini iĢitsel ve dokunsal etkinlikler haline getirilmesi gibi öğretim sürecinde yapılan düzenlemeyle, diğer duyu organları uyarılarak, öğrenmelerine zemin hazırlanır. Böylece, görme engelli çocuk yaĢadığı yöredeki okula gidebilir ve bulunduğu sınıftaki derslerin amaçlarını gerçekleĢtirerek, yaĢadığı topluma daha iyi hazırlanır ve toplumla bütünleĢmesi daha kolay olur (Özyürek, 2012).

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠNĠN TANIMI

Görme engelliler körler ve az görenler olarak sınıflanır. Görme engelli denilince kör ve az gören anlaĢılır. Görme engellinin (kör ve az gören) yaygın kabul gören iki farklı tanımı vardır.

Bunlardan biri yasal, diğeri eğitsel tanımdır. Yasal tanım tıp alanında çalıĢanlarca ve sosyal güvenlik kurumlarınca benimsenirken, eğitsel tanım görme engelliler için öğretim düzenlemelerinin planlanması sırasında kullanılır. Yasal tanım nesneldir. Eğitsel tanım özneldir (Özyürek, 2012).

Görme Engelliliğin Yasal Tanımı:

Görmenin ve görme alanının ölçümüne bağlıdır. Yasal tanım, tıp alanında çalıĢanlar ve diğer ilgililer tarafından kullanılmaktadır. Bu tanıma göre; “tüm düzeltmelerle birlikte, gören

(4)

gözün olağan görme gücünün onda birine yani 20/200' lük görme keskinliğine ya da daha azına sahip olan ya da görme açısı 20 dereceyi aĢmayan bireylere kör denilmektedir. 20/200'ün anlamı;

görme yetersizliğinden etkilenen bireyin 60 cm.' den görebildiğini, normal görme gücüne sahip olan bireyin 6 m.' den görebilmesidir. Görme açısının dar olmasının anlamı ise, normal görme keskinliği olmasına rağmen, görmenin sadece merkezdekilerle, 20 dereceyle sınırlı olma, 20 derecenin dıĢında kalan nesneleri görememedir (Karabük RAM, 2010).

Yasal-Tıbbi- Tanımlama Sistemine Göre Az Gören Tanımı:

Görme keskinliği 20/70 ile 20/200 arasında olan bireylerdir. Anlamı ise, normal gören bireyin 6 m.' den gördüğünü, az gören birey 2 m. Ġle 60 cm. arasındaki mesafeden görebilmektedir. (Karabük RAM, 2010).

Görme Engelliliğin Eğitsel Tanımı:

Görme yetersizliğinden çok ağır derecede etkilenen, mutlaka kabartma alfabeye (Braille) ya da konuĢan kitapların kullanılmasına ihtiyaç duyan bireyler “kör”; büyütücü araçlar yardımıyla ya da büyük puntolu yazılı materyali okuyabilen bireyler “az gören” dir. Eğitsel tanımın yasal tanım kadar kesin ve açık olmaması eğitsel değiĢkenlerden ve öğretimde okuma yöntemini vurgulamıĢ olmasından kaynaklanmaktadır (Karabük RAM, 2010).

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN BĠREYLER KĠMDĠR - KĠM DEĞĠLDĠR?

Görme engelli kiĢi, himayeye muhtaç, acınacak ve çaresiz bir insan değildir. O, diğer insanlardan çok farklı, olağanüstü yetenekleri olan ve baĢkalarının duyamadığı sesleri duyan, mucizevi bir yaratık da değildir. Diğer insanların sahip olduğu olumlu ve olumsuz özelliklerin hepsi onda da mevcuttur. Görme engelliler arasında da baĢarılı olan, baĢarısız olan, bencil olan veya toplumun çıkarlarını düĢünen insanlar bulunabilmektedir. Kısacası görme engelli de herkes gibi bir insandır (Altınokta Körler Derneği, 2012).

Farklı yazı sistemi kullanarak o da aynı kitapları okur. Farklı metotlarla aynı bilgileri ve aynı eğitimi alır. Diğer insanlarla aynı okulları, aynı iĢyerlerini, aynı caddeleri, aynı eğlence yerlerini paylaĢır. Özetle görme engelli olmak diğer insanlardan farklı bir kiĢiliğe sahip olmak demek değildir (Altınokta Körler Derneği, 2012).

Düzenli bir çevrede bazı koĢullar ve olanakların sağlanması halinde görme engellilerin de bir yerden bir yere kendi baĢlarına gidebilmeleri mümkündür. Görme engelliler kendi baĢlarına

(5)

dolaĢmak için beyaz renkli, metalden veya plastikten yapılmıĢ bir baston kullanırlar. Bu baston katlanıp cebe ya da çantaya konulabilir. Baston kullanarak gezebilmek için özel bir eğitim gerekmektedir. Ancak bazı görme engelliler herhangi bir eğitim almadan da kendi kendilerine beyaz baston kullanımını öğrenebilmektedirler. Görme engelli çocuğu olan aileler, küçük yaĢtan itibaren bu çocuklarını baston kullanarak gezip dolaĢtırmaya alıĢtırmalıdırlar. Okullarda öğretmenler birinci sınıftan itibaren bu gibi çocukların baston kullanma alıĢkanlığı kazanmalarını sağlamaktadırlar. Aksi takdirde onlara ileri yaĢlarda baston kullanımının benimsetilmesi zorlaĢmaktadır (Altınokta Körler Derneği, 2012).

Baston kullanmadan gezip dolaĢmak görme engelli bir kiĢi için oldukça tehlikeli kazalara yol açmaktadır. Bazı geliĢmiĢ ülkelerde görme engellilerin rahatça gezebilmeleri için özel olarak yetiĢtirilmiĢ rehber köpeklerde kullanılmaktadır. Ancak bu uygulama ülkemizde henüz mevcut değildir (Altınokta Körler Derneği, 2012).

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN BĠREYLERĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ

Genel olarak, görme engelli bireylerde görme kaybına karĢılık iĢitme, koku alma, dokunma gibi becerilerin geliĢmiĢ olduğu görüĢü savunulmaktadır. Bu düĢünce yapılan çalıĢmalar sonucunda Ģu Ģekilde özetlenmiĢtir: Körlerin sağlam kalan duyuları, görenlerinkine göre duyarlılık açısından herhangi bir üstünlük göstermemektedir. Söz konusu olabilecekleri tek üstünlükleri, bu duyular yoluyla aldıkları uyaranları yorumlamakta edindikleri tecrübelerdir (Enç, M. 1981; Akt. : Demir ve ġen, 2009). Buradan da anlaĢılmaktadır ki görme engellilerin eğitiminde görme duyusu dıĢında kalan duyularla öğrenmeye önem vermek gerekmektedir.

Öğrenciler diğer duyularını kullanma konusunda eğitilmelidir (Demir ve ġen, 2009).

Görme engelinin derecesi ne olursa olsun (az gören- kör) , görme problemi olan çocukların geliĢimsel, biliĢsel ve sosyal özellikleri konusunda eğitimden yararlanma olanakları vardır. Bunun için de öncelikli olarak bu özelliklerin bilinmesi gerekir. Dil öğrenilen bir özelliktir ve iĢitsel olması nedeniyle görme güçlüğü olanların dil geliĢimlerine olumsuz etkisi yok denecek kadar azdır. Olumsuz sayılabilecek en belirgin özellik kör olan bireylerde daha çok görülen “Verbalism” yani aĢırı sözcük kullanmadır. Körlük, düĢük zekânın belirleyicisi değildir.

Ancak görme ile ilgili yaĢantılarının zengin olmayıĢı nedeniyle yeterli eğitim olanaklarının sağlanması gerekmektedir. Kavramsal geliĢimleri, normal olan çocuklara oranla daha geridir.

Özellikle soyut kavramlarda baĢarı düĢüktür. Bunun nedeni ise uygun öğrenme yaĢantılarının olmayıĢıdır. Görme engelli çocukların en fazla sıkıntı çektiği konu, alan kavramıdır. Çünkü diğer

(6)

duyularını kullanarak öğrenme çabası göstermekte, alana iliĢkin bilgilerde diğer duyuları sınırlı kalmaktadır. Hareket özgürlüğündeki becerileri kazanabilmesi için görme engelli çocuğun, fiziksel engellerin farkına varması gerekmektedir. “Engel Duyusu” olarak nitelenen bu duyu, bireyin önündeki engelin yerinin ve yönünün algılanarak belirlenmesinde etkilidir. Yer ve yön, iĢitsel olarak algılanır ve belirlenir. Bunun için yankılanmalardan yararlanılır. Bu yolla engel duyusu geliĢir. Görme engelliler, dikkatlerini yoğunlaĢtırarak daha iyi ayrım yaptıklarından dolayı iĢitme ve dokunma duyularını daha iyi kullanmaktadırlar (Karabük RAM, 2010).

Görme yetersizliği olan bireylerin genel özellikleri

(Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, 2008) :

1. DoğuĢtan görme engelli olan bireyler, ayakta dururken ya da otururken ileriye ya da geriye sallanma, yüzünün önünde parmaklarını ya da ellerini sallama, parmaklarını ya da elini sallama, parmakları ile gözlerini ovuĢturma gibi amaçsız hareketler gösterebilirler.

2. Görme engelli bireyler, insanlar.n yüzlerini ve eĢyaların görünümlerini canlandıramadıkları için onlarla iletiĢimlerinde pasif ve anlamsız bir yüz ifadesine sahiplerdir.

3. Gören bireylerle konuĢurken çoğu zaman duyarsız, ilgisizmiĢ gibi görünürler.

4. Birçok çalıĢma, görme engelli bireylerin yer değiĢtirmelerini sağlayan yuvarlanma, yürüme gibi hareket becerilerini kazanmada gecikme gösterdiğini ortaya koymaktadır.

5. Sonradan görme duyusunu kaybeden bireyler arasında motor gecikme görülmez, ancak daha önce görme duyusunu kaybetmiĢ bireylerde motor gecikme görülür.

6. Tamamen görmeyen (total kör ) bireylerin yürüyüĢü daha kısa adım Ģeklinde, belirgin bir ayak sürüme davranıĢı, yavaĢ yürüme, eğik yürüme gibi Ģekilsel davranıĢlar gösterirler.

7. Kavramsal geliĢimde ya da biliĢsel yeteneklerde gecikme gözlenebilir.

8. Özellikle soyut düĢünmeyi gerektiren becerilerde daha baĢarısız olabilirler.

9. Alan kavramını vermek güçtür. Alana iliĢkin bilgiler daha çok dokunma duyusu aracılığıyla kazanılmaktadır.

10. Görme yetersizliğinden kaynaklanan eksiklikleri diğer duyu organlarını kullanarak

(7)

telafi etmeye çalıĢırlar.

11. Dikkat yoğunlaĢtırma, ince ayrıntıları fark etme yetenekleri geliĢmiĢtir.

12. Sosyal faaliyetlere ilgilidirler.

13. Müzikle yakından ilgilenirler.

14. Bedensel ve zihinsel geliĢimlerinde farklılık vardır.

15. Bağımsız hareket edebilme becerileri sınırlıdır.

16. Algısal motor ve biliĢsel geliĢimde gecikme görülür.

17. ĠletiĢim kurarken yüz ifadesini değiĢtirmede güçlükleri olabilir.

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN BĠREYLERĠN GELĠġĠM ÖZELLĠKLERĠ Görme engellilerin geliĢim özelliklerini dört alanda gruplandırabiliriz.

1. Motor GeliĢim: Görme engellilerin motor geliĢimi ve doğuĢtan sahip oldukları motor becerileri, görenlerden farklılık göstermemektedir. Bununla beraber, görme bozukluğu olanlar, bozukluğunun derecesine bağlı olarak hareket etme ve keĢif becerilerini faaliyete geçiremeyebilirler (Demir ve ġen, 2009).

2. Dil GeliĢimi: Görme engeli bireyde dil geliĢimini etkilememektedir. Aksine görme bozukluğu olan çocuklar daha çok konuĢma eğilimindedirler. KonuĢurken tek tonda ve yüksek sesle konuĢurlar; konuĢmalarını yaparlarken jest ve mimikleri kullanmada çok yetersizlerdir (Demir ve ġen, 2009). Sınıfta hangi sesin kime ait olduğunu kazandırmak için konuĢanın kim olduğunu söylememiz yeterli olacaktır. Trafiğin, rüzgârın, ateĢin yanması ve suyun akması gibi diğer sesleri dinlemesine dikkatini çekiniz ve bu sesleri ve özeliklerini açıklayınız. Böylece çocuğun çevresini tanımasına yardım etmiĢ olursunuz. Çocuk nesneleri göremediğinden, onların adlarını kolayca öğrenemez. Bu nedenle bazı sözcükleri bilse bile, anlamlarını bilemeye bilir.

Nesnelere eleriyle dokunarak, yoklayarak, koklayarak, ya da seslerini iĢiterek tanıtıldığında, kelimelerin anlam kazanmasına yardımcı olunabilir. Sınıfta görme güçlüğü olan çocukla konuĢurken, adını söylerseniz, kendisiyle konuĢulduğunu anlayabilir. Sınıfta görme güçlüğü olan çocuktan dileklerinizi „Ģunu bana ver‟, „iĢte orada‟ gibi görmeye dayalı cümlelerle ifade etmek yerine, „ sağ ayağımın yanında duran küpü bul‟ ve „masanın sağ üst köĢesinde duruyor‟ gibi cümlelerle ifade edersiniz, çocuğun dilinin geliĢmesine ve bağımsız bir Ģekilde nesneleri bulmasına yardım etmiĢ olursunuz. Çocuğun dikkatli olması gerektiğinde, tehlike durumunda ve mutlu olduğunuzda, sesinizi farklı biçimlerde kullanın. Daha sonra ise çocuk ses tonlarına dikkat

(8)

ederek bu ortamları ayırabilecektir. Tamamen görmeyen çocuğun konuĢması, görsel yaĢantıların olmaması nedeniyle uyarılmıyor olabilir. Eğer nesne görülmeyecek olursa, onu arzulamaya, isimlendirmeye ve istemeye gerek kalmaz. Her kelimeyi canlandırmak olası olmayabilir. Bu durumlarda özel açıklamalar yeterli olmayabilir. El sallama ve onaylama gibi durumların açıklanması sırasında, elle kafayla yapılan harekete ek olarak vücudun pozisyonuyla uyum olmasına da dikkat edilmelidir. Görme güçlüğü olan çocuklarla görenler arasında yaĢamlarını bir arada sürdürmeleri nedeniyle dokunurken, „görebiliyorum‟ ve „görme‟, „görünüm‟ gibi kelimeleri kullanmaları engellenmemelidir. Göremiyor bile olsa renklerin adlarını ve çimenin yeĢil, gökyüzünün mavi olduğunu öğrenmesinin bir sakıncası yoktur. Tüm çocuklar öykü okunmasını ve anlatılmasını severler. Öykü gurubunda olduğu zamanlar, görme engelli çocuğun çok hoĢuna gideceği gibi, dilinin geliĢmesine katkısı olur. Eğer çocuk anlatılanı anlamaz ve size sorular sorar ise hiç kızmadan sabırlı bir Ģekilde açıklayınız ve sorularını cevaplayınız. Resim ve Ģekilleri parmaklarıyla dokunarak tanımalarını sağlayınız. Ayrıca çıkan seslerin nerelerden kaynaklandığını dokunmasına ya da görmesine imkân vererek gösteriniz (Karabük RAM, 2010).

3. BiliĢsel GeliĢim/ Zihinsel GeliĢim: BiliĢsel yeterlilik bakımından görenlerden farkları yoktur. Ancak biliĢsel beceriyi kullanmada zorluk çekmektedirler. Çünkü görenler birçok unsuru organize edip görsel unsurları ile birlikte bütünleĢtirebilmektedir. Bu unsurları kolayca beyinlerine kodlayabilmektedir. Görme engelli çocuklarda ise söz konusu durum olmadığı için bilgilerin kodlanmasında sınırlılıklar oluĢur. Kodlamayı öncelikle dokunma-iĢitme, sonra koku alma yoluyla gerçekleĢtirecektir (Demir ve ġen, 2009).

4. Sosyal GeliĢim: Göz kontağı kuramama, görememe durumuna bağlı olarak korkma, tedirgin olma davranıĢları sergileyebilmektedirler. Görme engelli bireyin sosyal geliĢimi toplumun yapısı ile yakından ilgilidir. Eğer toplumun görme engelliye olan bakıĢı tepkide bulunma, dıĢlama yönünde ise görme engelli bireyde soyutlanma, kaçıĢ davranıĢları ortaya çıkabilmektedir. Bazı öğretmenler görme engelli öğrencilerin durgunluk ve kayıtsız kalma özelliklerine sahip olduğunu belirtmiĢtir (Frampton, 1963; Akt. : Demir ve ġen, 2009). Burada öğretmenlere büyük görev düĢmektedir. Görme engelli öğrencilerin sosyalleĢmesi için birçok faaliyet gerçekleĢtirmesi gerekmektedir (Demir ve ġen, 2009).

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠNĠN YAYGINLIĞI

Görme engellilerin yaygınlığı, benimsenen tanımlara ve yaĢ kümelerine göre farklılaĢmaktadır. Yasal tanıma göre, tüm görme engellilerin sayısının toplumun 0.15 ile 0.56

(9)

arasında olduğu tahmin edilmektedir. Eğitsel tanım dikkate alındığında, kör sayısı iki nedenden dolayı düĢmektedir. Ġlki yetiĢkinlerde rastlanan bir yetersizlik türü olmasıdır. Körlüğün okul çağındaki çocuklar arasındaki yaygınlığı, yetiĢkinler arasındaki yaygınlığın onda biri kadardır.

Çocuklar arasında körlük oranı % 0.1'dir. Ġkincisi, yasal tanıma göre kör olarak tanımlananlardan bir bölümü normal yazıyı okuyabildiklerinden dolayı eğitsel tanıma göre kör olarak tanımlanmamaktadır. (Özyürek, 2012)

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠNĠN NEDENLERĠ

Annenin gebeliği sırasında, kızamıkçık gibi ateĢli hastalıklara yakalanma, bazı ilaçlar ve röntgen ıĢınlarına maruz kalınmasıyla görme organı ve görmeyle ilgili sinirler zedelenir, böylece görme yetersizliği oluĢur. Erken doğan bebekleri yaĢatabilmek için oksijen verilir. Verilen oksijen miktarının fazla olması sonucunda retina zedelenerek, görme yetersizliği oluĢur.

Doğumun güç olması görmeyle ilgili sinirleri zedelerse, bebeğin görmesi yetersizleĢir. Doğum sonrasında geçirilen ateĢli hastalıklar, kazalar ve zehirlenmeler de görme yetersizlerine yol açabilir. Doğum sonrasında gözün ve göz sinirlerinin zedelenmesi sonucunda yine görme yetersizlikleri oluĢur (Karabük RAM, 2010).

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN ÇOCUKLARIN FARK EDĠLMESĠ Görme yetersizliği olan çocukları fark etmede birçok ipuçları vardı

 Gözlerinin önünde bulunan ilgi çekici eĢyaları takip edememe ya da farkına varamama

 Uzun süre aynı yere bakma

 Farklı bir Ģekilde gözlerini döndürme

 Sık sık gözlerini ovma ve kaĢıma

 Gözlerini ıĢıktan kaçırma ve gözlerinde titreme

 Sağa sola amaçsız uzanma ve sık sık düĢme

 Renkli bir resmin renklerini ayıramama

 Gözlerde kızarma ve yaĢarma

(10)

 Gözlerde, yukarıda ki belirtilerden biri ya da bir kaçı varsa, çocuğun görme engelli olma olasılığı yüksektir. Anne baba haberdar edilerek çocuğun hemen doktora götürülmesi sağlanmalıdır. Çocuğun görme keskinliğinin yeterli olup olmadığından emin olunmadığı durumda, aĢağıdaki parmak testi ve sonra da Snellen Kartı kullanılabilir. Parmak testi, kör ve az gören olarak sınıflanan görme engellilerin belirlenmesine hizmet eder. Snellen Kartı ise, kör, az gören ve değiĢik düzeyde uzağı görme problemi olan çocukların belirlenmesine hizmet eder.

Parmak Testi

Parmak testinde yer alan iĢlem basamakları aĢağıda sıralanmıĢtır:

Çocuğu karĢınıza alın.

 IĢık çocuğun arkasından gelsin.

 Çocukla aranızdaki uzaklık 3 m. kadar olsun.

 Elinizi kaldırarak çocuğa üç parmağınızı gösterin.

 Çocuktan gösterdiğiniz parmak sayısı kadar parmak göstermesini isteyin.

 Bu uygulama sonucunda çocuk üç parmağını gösterirse sorun yok, gösteremezse ilkin iki parmağını sonra dört parmağınızı gösterin, çocuk yine baĢarılı olamazsa bu onun görme problemi olduğunu gösterir. (Özyürek, 2012)

Snellen Kartı

Snellen Kartı, görme keskinliğini ölçme amacıyla kullanılır. Sekiz sıra ve her sırada farklı büyüklüklerde E harflerinden oluĢmaktadır. E harflerinin büyüklükleri 15, 20, 30, 40, 70, 100 ve 200 ayaklık uzaklıklardan ayırt edilebilecek Ģekilde sıralanmıĢtır. E harfleri karta kolları aĢağıya, yukarıya, sağa ve sola bakacak Ģekilde yerleĢtirilmiĢtir. Görme keskinliği ölçülürken, çocuk Kart'tan 20 ayaklık (6,1 m) uzaklığa konur ve kendisin ve E harflerinin kollarının hangi yöne baktığı sorulur. Normal görme keskinliğine sahip bir çocuk, bu uzaklıktan 20 ayaklık sırasındaki E harflerinin yönünü ayırt edebilir. (Özyürek, 2012)

(11)

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN BĠREYLERĠN OKUYUP YAZMALARI

Görme engellilerin okuyup yazmak için kullandıkları, noktalardan oluĢan kabartma bir yazı sistemi bulunmaktadır. Bu yazı sistemi, 1829'da Luis Braille adlı bir kiĢi tarafından bulunmuĢtur. Luis Braille 1809'da Fransa'da doğmuĢ ve küçük yaĢta gözlerini kaybetmiĢtir.

Resim kartonuna benzer kâğıtlar üzerine kabartılmıĢ noktalardan oluĢan yazı, görme engelliler tarafından parmak uçlarıyla okunmaktadır.

Altı nokta sisteminden oluĢan bu yazıya " Braille yazı" denilmektedir. Braille yazı, normal yazı gibi tükenmez ya da kurĢun kalem kullanılarak yazılmaz. Çünkü kabartma noktaların belli aralıklarla düzenli bir Ģekilde bir araya getirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle yazı yazmak için tablet veya daktilo adı verilen özel yapılmıĢ araçlar kullanılmaktadır. Tablete takılan kağıt, ucu sivri özel bir kalem aracılığıyla kabartılmaktadır.

Görme engelli bir kiĢi özel olarak yapılmıĢ kabartma haritalar sayesinde ülkelerin, Ģehirlerin, dağların, denizlerin, nehirlerin bulunduğu yerleri ve yönleri kafasında canlandırabilmekte; geometri çizim araçlarıyla her türlü Ģekil kavramını çizip algılayabilmekte;

konuĢan elektronik araçlar yoluyla saatleri bilmekte; hesap yapmak, çeĢitli Ģeyleri ölçmek tartmak olanağına kavuĢmaktadır. Ekran okuyucu programlar sayesinde bilgisayar kullanabilen görme engelliler, internette rahatça dolaĢarak her türlü bilgiye ulaĢabilmektedirler (Altınokta Körler Derneği, 2012).

EĞĠTĠM ORTAMINDA GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN ÇOCUKLAR

Görme yetersizliği olan öğrenciler için var olan eğitim ortamlarını, en çok kısıtlayıcıdan en az kısıtlayıcıya doğru Ģu Ģekilde sıralamak mümkündür: Yatılı okullar, özel okullar, Kaynak oda ve genel eğitim ortamları. Türkiye‟de görme yetersizliği olan öğrenciler ilköğretimlerini daha çok Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda sürdürmektedirler. Son yıllarda ülkemizde diğer yetersizlik alanında olduğu gibi görme yetersizliği olan öğrenciler de ilköğretimlerini ve özellikle orta öğrenimlerini genel eğitim sınıflarında sürdürmektedirler. Hangi ortamda olursa olsun görme yetersizliği olan öğrencilerin bireysel gereksinimlerinin karĢılanmasında eğitimciler ve yöneticiler uygun eğitimi sağlamalıdır (Cavkaytar ve Diğ. , 2012).

Görme güçlüğü olan çocuk, diğer insanların parmaklarını nasıl kullandıklarını, dokunduklarını, aldıklarını ve tutuklarını görememektedir. Diğer çocukların nasıl oynadıklarını görememektedir. Diğer insanların nasıl yemek yediklerini görememektedir. Diğer insanların

(12)

tuvalette nasıl temizlendiklerini ve lavaboyu nasıl kullandıklarını görememektedir. Görme güçlüğü olan çocuğun, iletiĢimde bulunurken yüz ifadesini değiĢtirmede ve ellerini kollarını hareket ettirmede güçlükleri olabilir. Çünkü çocuk diğer insanların yüz ifadesinin nasıl değiĢtiğini ve ellerini kollarını nasıl hareket ettirdiklerini görememektedir. Görme güçlüğü olan çocuklar göremedikleri için, diğer çocukların görerek öğrendikleri ve anladıklarını anlayabilmeleri için yardıma ihtiyaçları vardır (Karabük RAM, 2010).

Görme yetersizliği olan çocuğun çevresinin farkına varması, görenlerin çevreyi farkına varmalarından farklı olmaktadır. Bu nedenle, görme yetersizliği olan çocuğun çevresinin farkına varabilmesine için yeni yöntemlere yer vermesi gerekir. Görerek çevresini tanıma yerine iĢiterek, dokunarak ve koklayarak çevresinin farkına varması beklenir. Görme yetersizliği olan çocuk çevresini dokunarak tanımaya baĢlar (Karabük RAM, 2010).

GÖRME YETERSĠZLĠĞĠ OLAN BĠREYLERĠN EĞĠTĠMĠ

Görme Engelli Çocuğa Beceriler Öğretilirken Dikkat Edilecek Hususlar:

Görme engelli çocuğa çeĢitli becerileri öğretimde bazı hususların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bunların baĢlıcaları Ģunlardır (Karabük RAM, 2010):

 Çocuğun neyi ne kadar yapabildiğine mutlaka bakınız, gözleyiniz.

 Bağımsız olarak yapabildiği beceriler varsa nasıl yapabildiğine bakınız. Bundan sonra yapacağı becerileri öğretirken bunlardan yararlanabilirsiniz. Bağımsız olarak becerileri yapmasını teĢvik ediniz, zaman ve fırsat veriniz.

 Çocuğa değiĢik beceri ve iĢleri yapmayı öğretirken mutlaka gözleyiniz. Beceri ya da iĢi ne kadar yapabildiğini belirleyerek, bağımsız olarak yapamadığı yerlerde yardım ediniz.

 Çocuğa sadece her defasında bir beceri ya da bu becerinin sadece bir bölümünü öğretmeyi deneyiniz. Önceki beceri ya da becerinin kolay bölümü tamamen öğrenildiğinde becerilerin izleyen güç bölümünü öğretmeye geçiniz.

 Mutlaka çocuğa kolay geleceğini düĢündüğünüz becerinin öğretiminden iĢe baĢlayınız.

(13)

 Ġlk olarak, kazandırmak istediğiniz beceriyi çocuğun nasıl yapacağını düĢününüz.

Daha sonra bu beceri ya da iĢi nasıl yapabileceğini sözel olarak açıklayınız.

 Beceri ya da iĢi çocuğa anlatırken, beceriyi birlikte yaparak nasıl yapılacağını gösteriniz. Çocuk sizi dinlerken her defasında yapmıĢ olduğu beceriyi parmaklarıyla yoklamasına izin ve fırsat veriniz.

 Beceri ya da iĢi her defasında her zaman yaptığınız Ģekilde yapınız.

 Daha sonra çocuktan bu beceriyi kendi baĢına yapmasını isteyiniz. Yardım etmeden yapabildiği kadar yapmasına izin veriniz. Yapamadığı bölümleri birlikte yaparken, çocuğun eli elinizin üstünde olsun, bu arada yaptıklarınızı açıklayınız.

 Görme engelli çocuğun becerileri kendi baĢına yapabilmesi, sizin gittikçe daha az yardım etmenize bağlıdır. Ancak, çok fazla yardıma ihtiyacı olduğunda ellerini ellerinizin üzerine koydurduktan sonra beceriyi tamamlayınız.

 Çocuk beceriyi tamamlayabildiğinde, mutlu olduğunuzu gösterin. Daha önce yapamadığı bir becerinin bir bölümünü yapabildiğinde yine hoĢnut olduğunuzu gösterin. HoĢnutluğunuzu “çok güzel yaptın", "ne güzel yapıyorsun", "aferin" gibi sözcüklerle ifade edin.

Görme engelli bireyler, tüm diğer engellilerde olduğu gibi bazen engellerinden bazen de toplumun anlayıĢsız tavrından dolayı engellerini daha fazla hissetmekte ve olumsuz yönde etkilenmektedirler. Bu olumsuz etkilenmeyi en aza indirgemek veya bunlarla baĢ edebilme becerisini kazandırmak için küçük yastan itibaren eğitime alınmaları, geliĢimleri açısından önemlidir. Bu nedenle görme engellilerin bireysel özellikleri ve özür dereceleri dikkate alınarak biliĢsel, sosyal, akademik, Psikomotor, bağımsız hareket, günlük yasam ve özbakım ile ilgili temel becerilerin kazandırılması ve geliĢtirilmesi amacı ile MEB‟e bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde uygulanmak üzere görme engelliler destek eğitim programı hazırlanmıĢtır (Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, 2008).

Programın hazırlanmasında 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun‟un Ek 3. maddesi ile 24.07.2008 tarihli ve 5793 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun‟un 25. maddesi dayanak teĢkil etmektedir (Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, 2008).

(14)

Programın Düzeyi

Program, kavramsal, sosyal, pratik uyum ve bağımsız hareket becerilerinde eksiklikleri ya da sınırlılıkları olan, özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine ihtiyaç duyan görme yetersizliği olan her yaĢtaki bireylerin, tüm geliĢimsel özellikleri dikkate alınarak, bu özelliklerine göre hazırlanmıĢtır (Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, 2008).

Programın Genel Amaçları

(Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, 2008) : Bu program ile bireylerin;

1. Temel yaĢam becerileri kazanmaları, 2. Bağımsız hareket edebilmeleri, 3. Sosyal geliĢimlerini sağlamaları,

4. BiliĢsel hazırlık ve akademik becerilerini geliĢtirmeleri, 5. Günlük yasam, özbakım becerileri kazanmaları,

6. Görsel, dokunsal ve iĢitsel algı ile ilgili becerileri geliĢtirmeleri, 7. ĠletiĢim becerilerini geliĢtirmeleri beklenmektedir.

Programın Yapısı

Görme Yetersizliği Olan Bireylerin Destek Eğitim Programı genel amaçlarına ulaĢmalarını sağlayacak çeĢitli modüller ve bu modüllere yönelik kazanımlardan oluĢmaktadır. Her bir modülde bireylerde ulaĢılması beklenen kazanımlar, modüllerin içeriği, modüller ile ilgili açıklamalar ve ölçme değerlendirme bölümleri yer almaktadır. Modüller bireyselleĢtirilmiĢ eğitim programı hazırlama ve uygulamaya imkân sağlayacak Ģekilde, kendi içerisinde bütünlüğü olan ve birbirini iĢlevsel olarak tamamlayacak yapı da hazırlanmıĢtır.

Modüllerdeki kazanımlar bireye kazandırılacak bilgi, beceri ve tutumlardan oluĢmaktadır. Modüller, öğretmene veya uygulayıcıya rehber olabilmenin yanında uygulanacak eğitime standart getirdiği gibi ölçme değerlendirme sürecini de kolaylaĢtırır (Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, 2008).

Öğrenme ve Öğretme Süreci

Programın amacına uygun olarak yürütülebilmesi için öğrenme ve öğretme sürecinin etkili olarak kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle aĢağıdaki hususlara dikkat edilmelidir (Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, 2008) :

• Öğrenme ve öğretme süreci planlanırken bireyin performans düzeyi, özellikleri ile öğrenme Ģekilleri dikkate alınmalıdır.

(15)

•Destek eğitim için kullanılan sürenin sonunda belirlenen hedefe ulaĢabilmesi için zaman kullanımı en doğru Ģekilde planlanmalıdır.

• Öğrenme ve öğretme sürecinde uygun strateji, yöntem, araç-gereç ve materyaller seçilmelidir.

• Programda yer alan etkinliklerin, somuttan soyuta, kolaydan zora doğru aĢamalı olarak hazırlanmasına ve uygulanmasına dikkat edilmelidir.

• ÇalıĢmalarda kullanılan dilin ve uygulanan etkinliklerin bireyin yaĢına ve özelliklerine uygun olmasına özen gösterilmelidir.

• Günlük yasamda bireylerin etkili iletiĢim kurabilmeleri ve iletiĢim stratejilerini kullanabilmeleri için uygun ortamlar hazırlanmalı ve etkinlikler çeĢitlendirilmelidir.

GÖRME YETERSİZLİĞİ İLE İLGİLİ FİLM- GÖKYÜZÜ KADAR KIRMIZI Yıl 1970. Mirco, Toskanalı ve sinemaya çok düĢkün bir çocuktur. Bir kazada görme yetisini kaybeder. Dönem Ġtalya‟sında yasalar kör insanları özürlü olarak görür ve onların devlet okuluna gitmelerine izin vermez. Ailesi de onu kendisi gibi görme engelli çocukların eğitim gördüğü bir enstitüye gitmesi konusunda zorlar. Burada küçük çocuk eski bir bant makinesi bulur ve onunla sesleri kaydederek hikâyeler üretir.

(16)

KAYNAKÇA

Altınokta Körler Derneği (2012). Görme Engelliler Hakkında Görenler İçin Rehber. EriĢim:

08.11.2012, http://www.altinokta.org.tr/rehber_brosur.php

Cavkaytar A. , Gürsel O. ,Kargın T. , Batu E. ,Özen A. , Çifci- Tekinarslan Ġ. , Avcıoğlu H. , Uysal H. , MaviĢ Ġ. , Özmen Güzel R. , Özdemir S. , Diken Ġ. , Sarı H. ve Sak U. (2012). Özel eğitime gereksinimi olan öğrenciler ve özel eğitim. ( Ġ. Diken Ed. ). Ankara: Pegem Yayınları.

Demir, T. ve ġen, Ü. (2009). Görme Engelli Öğrencilerin ÇeĢitli DeğiĢkenler Açısından Öğrenme Stilleri Üzerinde Bir AraĢtırma. Uluslararası Sosyal Araştırma Dergisi, 2(8), 154-161.

EriĢim: 10.11.2012, http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt2/sayi8pdf/demir_sen.pdf

Karabük Rehberlik ve AraĢtırma Merkezi Özel Eğitim Bölümü (2010). Görme Yetersizliği Olan Bireyler. EriĢim: 08.11.2012, http://engelliler.gen.tr/f74/gorme-yetersizligi-olan-bireyler- 3787/

Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü (2008). Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi görme engelli bireyler destek eğitim programı. EriĢim: 10.11.2012, http://ookgm.meb.gov.tr/programlar/destek/GEDEP.pdf

Özyürek, M. (2012). Görme Engelliler. EriĢim: 08.11.2012, http://w2.anadolu.edu.tr/aos/kitap/IOLTP/1267/unite09.pdf

Referanslar

Benzer Belgeler

 Genel eğitim ortamlarının, görme yetersizliği olan öğrenciler için uygunluğu belirlenmiş olmalıdır.  Sınıf öğretmeni ve özel eğitim öğretmeni ve destek

• Yetişkin çocuğun ne istediğini gözler ve çocuğun istediğe duruma model olur, çocuk yanıt verirse yanıtı genişletir. • Yetişkin çocuğun ne istediğini gözler ve

ÇOKLU YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLERİN NASIL EĞİTİM ALABİLİRLER.

Yarık dudak, yarık damak gibi sorunlar sesletim bozukluklarına

ÖĞRETİM SÜREÇLERİNDE UYARLAMALAR Az Gören Çocuklar İçin Okuma Yazma Becerileri. Büyük puntolu

Yarık dudak, yarık damak gibi sorunlar sesletim bozukluklarına

Öğrenme güçlüğü: okuma, yazma, bilgileri işlemleme, konuşma dili, yazı dili veya düşünme becerileri gibi akademik becerilerde güçlükler yaşayan, buna karşın ortalama

etkileşimde ve iletişimde yetersizlikler ile davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırlı, basmakalıp ve yineleyici örüntülerle ve (2) toplumsal etkileşim, toplumsal