• Sonuç bulunamadı

Ayşe Gül CANBOLAT HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMELERİNDE TAŞIYICININ SORUMLULUĞU YÜKSEK LİSANS TEZİ. Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ayşe Gül CANBOLAT HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMELERİNDE TAŞIYICININ SORUMLULUĞU YÜKSEK LİSANS TEZİ. Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr."

Copied!
144
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANA BİLİM DALI

Ayşe Gül CANBOLAT

HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMELERİNDE TAŞIYICININ SORUMLULUĞU

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Tez Danışmanı

Yrd. Doç. Dr. Hayri BOZGEYİK

Kırıkkale 2006

(2)

ABSTRACT

In the thesis, a type of carrier agreements, air carrier agreements among passenger, sender and air carrier, and responsibilities of the air carrier stemming from this agreement are examined.

The thesis is composed of three main chapters other than introduction, development and conclusion sections.

In the first chapter, air carrier agreement is defined, and the features of the agreement, the parties of the agreement offering particularity in juridical feature and air carrier agreements, and rights and debts of those parties are put forth for consideration.

In addition, the founding of the air carrier agreement, the way of its formation, and its content have been examined.

In the second chapter, the juridical feature and the necessary conditions for responsibilities of the air carrier stemming from the air carrier agreement have been examined. While examining the conditions of carrier’s responsibilities, three points have been set. Firstly, conditions required for passengers who suffer a loss, secondly conditions required for damage stemming from carriage of luggage and cargo loss and finally damage stemming from delay of carriage of passenger, baggage and cargo have been examined. What’s more, responsibility of air carrier stemming from its staff is examined.

In the third chapter, the context of air carrier’s responsibility, responsibility system limited with dual separation, limits envisaged within this system, persons to benefit from this system; and then unlimited responsibility system accepted in exceptional cases, and unlimited responsibility cases have been examined in detail. In addition, air carrier’s getting clear of responsibility, the way of getting clear of responsibility, and legality of getting clear of responsibilities have been examined.

The thesis is completed with the conclusion part, evaluating generally the air carrier agreement, and responsibility of the air carrier stemming from relevant agreement.

(3)

ÖZET

Tezde, taşıma sözleşmelerinin bir türünü oluşturan, yolcu ve gönderici ile taşıyıcı arasında yapılan hava taşıma sözleşmesi ve hava taşıyıcısının bu sözleşmeden doğan sorumluluğu incelenmektedir.

Tez giriş ve sonuç dışında üç ana bölümden oluşmaktadır

Birinci bölümde hava taşıma sözleşmesinin tanımı yapıldıktan sonra sözleşmenin unsurları, hukuki niteliği ile hava taşıma sözleşmeleri bakımından özellik arz eden sözleşmenin tarafları ve bu tarafların hava taşıma sözleşmesinden doğan hak ve borçları ortaya konulmuştur. Hava taşıma sözleşmenin kuruluşu, kurulma şekli ve içeriği incelenmiştir.

İkinci bölümde taşıyıcının hava taşıma sözleşmesinden doğan sorumluluğunun hukuki niteliği ve taşıyıcının sorumluluğu için gereken şartlar incelenmiştir. Taşıyıcının sorumluluğunun şartları incelenirken üçlü bir ayırıma gidilerek önce yolcunun uğradığı zararlar bakımından gerekli olan şartlar, sonra bagaj ve yükün taşınmasından doğan zararlar bakımından gerekli olan şartlar ve son olarak da yolcu, bagaj ve yükün taşınmasındaki gecikmeden doğan zararlar incelenmiştir. Burada ayrıca taşıyıcının adamlarından doğan sorumluluğu incelenmiştir.

Üçüncü bölümde ise; taşıyıcının sorumluluğunun kapsamı, ikili bir ayırımla sınırlı sorumluluk sistemi, bu sistemde öngörülen limitler ve bu sorumluluk sisteminden yararlanacak kişiler; daha sonra da istisnai durumlarda kabul edilen sınırsız sorumluluk sistemi ve sınırsız sorumluluk halleri ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Burada ayrıca taşıyıcının sorumluluktan kurtulması, sorumluluktan kurtulma halleri tek tek açıklamak suretiyle ve sorumluluktan kurtulmanın geçerliliği belirtilmek suretiyle incelenmiştir.

Tez, hava taşıma sözleşmesi ve hava taşıyıcısının bu sözleşmeden doğan sorumluluğunun genel olarak değerlendirildiği sonuç kısmı ile tamamlanmıştır.

(4)

KİŞİSEL KABUL/AÇIKLAMA

Yüksek Lisans tezi olarak hazırladığım “Hava taşıma sözleşmelerinde taşıyıcının sorumluluğu” adlı çalışmamı, ilmi ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazdığımı ve faydalandığım eserlerin bibliyografyada gösterdiklerimden ibaret olduğunu, bunlara atıf yaparak yararlanmış olduğumu belirtir ve bunu şeref ve haysiyetimle doğrularım.

Ayşe Gül CANBOLAT

(5)

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER...0

KISALTMALAR...6

GİRİŞ...7

BİRİNCİ BÖLÜM HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİ I-HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNİN TANIMI...9

II-HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNİN UNSURLARI...9

A-Taşıma Taahhüdü...9

B-Ücret ...13

C-Taşımaların Hava Aracı İle Yapılması...14

III-HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ...16

A-Genel Olarak ...16

B-Türk Ticaret Kanunu Anlamında Bir Sözleşme Olma Niteliği...18

C-Üçüncü Şahıs Yararına Bir Sözleşme Olma Niteliği ...20

D-Kesin Vadeli Bir İşlem Olma Niteliği...21

IV-HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNİN TARAFLARI ...22

A-Yolcu ve Gönderici ...22

1-Yolcu...22

2-Gönderici...23

B-Taşıyıcı ...25

1-Genel Olarak ...25

2-Sözleşme İle Belirlenen Taşıyıcı ...26

3-Fiili Taşıyıcı ...28

4-Temsilci Vasıtasıyla Yapılan Taşımalarda Taşıyıcı ...30

(6)

5-Mütevali Taşıyıcı ...32

C-Diğer Kişiler...35

1-Gönderilen(Alıcı)...35

2-Taşınacak Yükün Sahipleri ...35

V-HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNİN KURULMASI, ŞEKLİ VE İÇERİĞİ...36

A-Genel Olarak ...36

B-Sözleşmenin Şekli ...39

C-Sözleşmenin İçeriği ...40

VI-HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNE UYGULANACAK HÜKÜMLER...40

A-Genel Olarak ...40

B-İç Taşımalar...40

C-Dış Taşımalar ...42

VII-TARAFLARIN HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN HAK VE BORÇLARI...44

A-Yolcu Taşıma Sözleşmeleri Bakımından...44

1-Yolcunun Hakları Ve Borçları ...44

2-Taşıyıcının Hakları Ve Borçları...45

B-Eşya Taşıma Sözleşmeleri Bakımından ...47

1-Taşıyıcının Hakları Ve Borçları...47

2-Göndericinin Hakları Ve Borçları...50

3-Gönderilenin Hakları Ve Borçları...50

(7)

İKİNCİ BÖLÜM

TAŞIYICININ SORUMLULUĞUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ ve ŞARTLARI

I-TAŞIYICININ SORUMLULUĞUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ ...52

II-TAŞIYICININ SORUMLULUĞUNUN ŞARTLARI...55

A-Yolcunun Uğradığı Zararlar Bakımından ...55

1-Kaza ...55

2-Zarar...60

a-Yolcunun Ölmesi ...61

b-Yolcunun Cismani Zarara Uğraması ...62

3-İlliyet Bağı ...62

B-Bagaj Veya Yükün Taşınmasından Doğan Zararlar Bakımından...64

1-Taşıyıcının Bakım Ve Gözetim Mükellefiyetinin İhlal Etmesi ...65

a-Genel Olarak ...65

b-Bakım Ve Gözetim Yükümlülüğünün Kapsamı ve Süresi ...66

2-Zarar...70

a-Zarar Kavramı ...70

b-Zararın Şekli...70

aa-Eşyanın Yok Olması...71

bb-Eşyanın Hasara Uğraması ...72

c-Tescil Ettirilmiş Eşyanın Zarar Görmesi...73

3-Zarara Sebebiyet Veren Olay...74

a-Olay Kavramı ...74

b-Zarara Sebebiyet Veren Olayın Havayolu İle Yapılan Taşıma Sırasında Meydana Gelmesi...74

4-İlliyet Bağı ...75

(8)

C-Yolcu, Bagaj ve Yükün Taşınmasındaki Gecikmeden Doğan Zararlar

Bakımından ...75

III-TAŞIYICININ ADAMLARINDAN DOĞAN SORUMLULUĞU ...79

A-Taşıyıcının Adamlarının Belirlenmesi ...79

1-Genel Olarak ...79

2-Taşıyıcının Maiyetinde Çalışanlar ...81

3-Taşıyıcının Kullandığı Kişiler...81

B-Taşıyıcının Çalıştırdığı Adamların Fiillerinden Doğan Sorumluluğu...82

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TAŞIYICININ SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI ve SORUMLULUKTAN KURTULMASI I-GENEL OLARAK ...85

II-TAŞIYICININ SINIRLI SORUMLULUĞU...86

A-Genel Olarak ...86

B-Sınırlı Sorumluluk Açısından Öngörülen Limitler ve Özellik Gösteren Haller...88

1-Sorumluluk Limitleri ...88

a-Limitlerde Esas Alınan Değerler...88

b-Miktar Yönünden Sınır ...89

c-Poincaré(Altın) Frank’ın Milli Paraya Çevrilmesi...92

2-Sınırlı Sorumluluk Açısından Özellik Gösteren Haller ...95

a-Müterafik Kusur ...95

b-Mahkeme Masrafları Ve Dava İle İlgili Diğer Masraflar ...96

C-Sınırlı Sorumluluktan Yararlanacak Kişiler...98

1-Taşıyıcı...98

(9)

2-Taşıyıcının Adamları ...99

D-Sorumluluk Sınırlarının Sözleşme İle Değiştirilmesi ...101

III-TAŞIYICININ SINIRSIZ SORUMLULUĞU...102

A-Genel Olarak ...102

B-Sınırsız Sorumluluk Halleri...103

1-Yolcu Biletinin Ve Yük Senedinin Hiç Düzenlenmemesi Veya Kanunen Öngörülmüş Belirli Kayıtları İçermemesi...103

2-Taşıyıcı Ve/Veya Adamlarının Belirli Türdeki Davranışları...106

3-Taraflar Arasında Sorumluluk Sınırını Yükselten Özel Bir Anlaşmanın Yapılması ...109

IV-TAŞIYICININ SORUMLULUKTAN KURTULMASI ...110

A-Sorumluluktan Kurtulma Halleri ...110

1-Kurtuluş Karinesi ...110

a-Genel Olarak ...110

b-Gerekli Tedbirlerin Alınması...111

c-Mücbir Sebebin Varlığı...112

2-Müterafik Kusur...113

3-Belirli Sürelerde Hasar İhbarında Bulunulmaması ...115

4-Belirli Süre İçinde Dava Açılmaması ...116

5-Sözleşme Hükümlerinde Sorumsuzluk Kaydının Bulunması...117

B-Sorumluluktan Kurtulma Şartlarının Geçerliliği...117

SONUÇ...120

KAYNAKÇA ...129

(10)

KISALTMALAR b. :Bend

BATİDER :Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi BK. :Borçlar Kanunu

Bkz. :Bakınız c. :Cümle

C :Cilt

E :Esas

f. :Fıkra

HUMK. :Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu İBD :İstanbul Barosu Dergisi

İHFM. :İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası

K. :Karar

Karş. :Karşılaştır

m. :Madde

MK. :Medeni Kanun

MÖHUK :Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun ÖÇH. :Özel Çekme Hakkı

PF. :Poincare Frank RG. :Resmi Gazete s. :Sayfa

S. :Sayı

TCMB. :Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası THYAO. :Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı TSHK. :Türk Sivil Havacılık Kanunu

TTK. :Türk Ticaret Kanunu vd. :Ve Devamı

YD :Yargıtay Dergisi

YHGK :Yargıtay Hukuk Genel Kurulu YHD. :Yargıtay Hukuk Dergisi YKD :Yargıtay Kararları Dergisi

(11)

GİRİŞ

Günümüz teknolojisinin hızlı bir şekilde gelişmesinin sonucu olarak hava araçlarının güvenirliliğinin artması ve zamandan tasarrufu sağlayan taşıma sürelerinin kısalması gibi nedenlerle hava yolu ile yapılan taşımacılık, kara ve deniz yolu ile yapılan taşımacılığa oranla daha çok tercih edilir hale gelmiştir. Ayrıca ekonomik gelişmelere paralel olarak uluslararası bağlantılar artmış ve bunun sonucunda da taşımacılık tek bir ülke sınırları içinde yapılan bir faaliyet olmaktan çıkmış, ülke sınırlarını aşarak uluslararası boyutlara ulaşmıştır. Farklı devletlerde ve farklı tabiiyete sahip olan gerçek ve tüzel kişiler arasındaki ticari bağlantılar çerçevesinde taşımacılık oldukça büyük gelişmeler göstermiştir. Böylece ulusal ve uluslararası nitelikte hızlı, ekonomik ve güvenilir olarak kabul edilen hava yolu ile taşımacılık gittikçe önem kazanmıştır. Ancak hava yolu ile taşımacılık birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Zira hava yolu ile yapılan taşıma sözleşmesinin taraflarının hakları ve borçlarının belirlenmesi, yolcu veya göndericinin zarara uğraması halinde taşıyanın sorumluluğuna ilişkin sorunlar, çözümlenmesi gereken bir problem olarak ortaya çıkmıştır. Hava yolu ile yapılan uluslararası taşımalar konusunda farklı ülkelerdeki farklı uygulamaların belirli bir standarda bağlanması amacıyla bir dizi konvansiyon imzalanmıştır. Bunların ilkini ve temelini 1929 Tarihli, “Havayolu İle Milletlerarası Taşımalara İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkındaki Sözleşme” adı altında imzalanan Varşova Konvansiyonu oluşturmaktadır. Varşova Konvansiyonu’ndaki bazı hususlar 1953 yılında imzalanan Lahey Protokolü ile yeniden düzenlenmiştir. Ulusal hukukumuz açısından 19.10.1983 tarih ve 2920 Sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu bulunmaktadır. Bu kanunun hazırlanmasında Varşova Konvansiyonu hükümlerinden yararlanılmıştır.

Son dönemlerde ulusal hava taşımacılığındaki artışlar, kazaların artmasına ve yolcuların zarara uğramasına neden olmaktadır. Bu durumda, hava taşıyıcısının sorumluluğunu düzenleyen hükümler ön plana çıkmaktadır. Bu tezde, hava taşıyıcısının, yolcu taşımaları bakımından sözleşmenin diğer tarafını oluşturan yolcuya ve eşya taşımaları bakımından da sözleşmenin diğer tarafını oluşturan göndericiye karşı olan sorumluluğu ayrıntılı bir şekilde incelenecektir. Böylece hem doktrine hem de uygulamaya katkıda bulunmak amaçlanmaktadır.

(12)

Çalışmamızda hava taşıma sözleşmesi bakımından Türk Sivil Havacılık Kanunu ve Varşova/Lahey Konvansiyonu hükümleri çerçevesinde bir inceleme yapılmak suretiyle hem ulusal hem de uluslararası taşımacılıkta karşılaşılan problemlere değinilecektir.

Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde genel olarak hava taşıma sözleşmesini inceleyeceğiz. Bu bölümde öncelikle hava taşıma sözleşmesinin tanımını, unsurlarını ve hukuki niteliğini belirlemeye çalışacağız, daha sonra hava taşıma sözleşmeleri bakımından özellik arz eden sözleşmenin taraflarını ve bu tarafların hava taşıma sözleşmesinden doğan hak ve borçlarını inceleyeceğiz. Son olarak da sözleşmenin kuruluşu, kurulma şekli ve içeriği hakkında bilgiler vereceğiz.

İkinci bölümde taşıyıcının hava taşıma sözleşmesinden doğan sorumluluğunun hukuki niteliğini ortaya koyduktan sonra taşıyıcının sorumluluğu için gereken şartları inceleyeceğiz. Taşıyıcının sorumluluğunun şartlarını incelerken üçlü bir ayırıma giderek önce yolcunun uğradığı zararlar bakımından gerekli olan şartları, bundan sonra bagaj ve yükün taşınmasından doğan zararlar bakımından gerekli olan şartları, son olarak da yolcu, bagaj ve yükün taşınmasındaki gecikmeden doğan zararları inceleyeceğiz.

Bundan sonra da taşıyıcının adamlarını ve taşıyıcının kullandığı bu adamlarından doğan sorumluluğunu inceleyeceğiz.

Üçüncü bölümde taşıyıcının sorumluluğunun kapsamını incelerken Türk Sivil Havacılık Kanunu ve Varşova/Lahey Konvansiyonu sistemine uygun bir şekilde ikili bir ayırıma gideceğiz. Önce Kanunda ve Konvansiyonda kural olarak benimsenen sınırlı sorumluluk sistemini, bu sistemde öngörülen limitleri ve sorumluluktan yararlanacak kişileri ele alacağız. Daha sonra istisnai durumlarda kabul edilen sınırsız sorumluluk prensibini ve sınırsız sorumluluk hallerini ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz. Bunun yanı sıra da son olarak taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını, sorumluluktan kurtulma hallerini tek tek açıklamak suretiyle ve sorumluluktan kurtulmanın geçerliliğini belirtmek suretiyle açıklayacağız.

Çalışmamız, teze ilişkin değerlendirmelerimizin bulunacağı sonuç bölümü ile tamamlanacaktır.

(13)

BİRİNCİ BÖLÜM

HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİ

I-HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNİN TANIMI

Taşıma sözleşmesinin tanımı ne Varşova/Lahey Konvansiyonu’nda ne Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda ne de Türk Ticaret Kanunu’nda yapılmıştır. Ancak doktrinde Türk Sivil Havacılık Kanunu ve uluslararası sözleşmelerden yola çıkılmak suretiyle “hava taşıma sözleşmesi, taraflardan birinin (taşıyıcı) hava aracı ile yolcu/bagaj ya da eşya taşımayı, sözleşmenin diğer tarafının (yolcu/gönderen) da bunun karşılığında ücret ödemeyi kabul ettiği bir sözleşmedir şeklinde bir tanımlama yapılmıştır 1.

Uluslararası taşımacılık bakımından Varşova/Lahey Konvansiyonu uygulama alanı bulurken ulusal taşımacılık bakımından öncelikle Türk Sivil Havacılık Kanunu, daha sonra TSHK m. 106’daki atıf nedeniyle Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda açıkça hüküm bulunmayan hallerde bizim de taraf olduğumuz uluslararası sözleşme olan Varşova /Lahey Konvansiyonu hükümleri bu anlaşmalarda da hüküm bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulama alanı bulacaktır.

II-HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNİN UNSURLARI

Tanımdan da anlaşılacağı üzere hava taşıma sözleşmesinin unsurları; taşıma taahhüdü, ücret ve taşımanın hava yolu ile yapılması olmak üzere üç tanedir.

A-Taşıma Taahhüdü

Hava yolu ile yapılacak taşımalarda, taşıma taahhüdünün konusunu bir yolcunun, bagajın veya bir eşyanın kalkış noktasından varış noktasına götürülmesi

1 Ülgen Hüseyin, Hava Taşıma Sözleşmesi, İstanbul 1987, s.41; Arslan Arzu, Uluslararası Hava Taşımalarında Taşıyıcının Yükün Ziya ve Hasarından Doğan Sorumluluğu, İstanbul 1997, s.8;

Zeyneloğlu Ahmet, Taşıma Hukuku, 2. Baskı, Ankara 1993, s.29. Deniz yolu ile yolcu taşıma sözleşmeleri için bkz. Tekil Fahiman: Deniz Hukuku, İstanbul 1993; s.342 vd.

(14)

oluşturur. Taşıma taahhüdünü içeren sözleşmede kalkış noktası ve varış noktasının belirtilmesi gerekir. Ancak varış noktasının sözleşmede önceden belirlenmeksizin açık bırakılmak suretiyle sonradan doldurulabilmesi veya varış noktasının hiç belirlenmemiş olması da mümkündür2.

Buna rağmen, yolcu taşıma sözleşmelerinin düzenlendiği TSHK m. 107/1-e, yük taşıma sözleşmelerinin düzenlendiği TSHK m. 110/1-e ve Varşova Sözleşmesi m. 3/1-b, 4/2-b, 8/1-b de yer alan ”Kalkış, varış ve varsa aktarma yerleri” ifadeleri dikkate alındığında taşıma belgelerinde kalkış noktasının yanı sıra varış noktasının da belirtilmiş olmasının gerekli olduğu söylenebilir. Zira ilgili maddelerde sadece kalkış yerinden bahsedilmemiş, aynı zamanda varış yerine de değinilmiştir.

Bir hava aracının rotası, onun kalkış ve varış yerleri arasındaki uzaklığı ifade eder. Rota çoğu kez önceden belirlenmiş olabileceği gibi, sonradan da bu konu üzerinde taraflarca anlaşma yapılabilmektedir. Kalkış ve varış yerlerinin aynı yer olması da mümkündür. Yani farklı yer olması şart değildir. Taşıma işi bir kalkış noktasında başlayıp aynı kalkış noktasında sona erebilir.3

Taşıma işi, taşıma taahhüdü ile yerine getirilir. Taşıma taahhüdü, hava taşıma sözleşmeleri için kurucu unsur olduğundan, taşıma taahhüdünün sözleşmede bulunmaması sözleşmeyi oluşturan taraf iradelerinin yokluğu nedeniyle taşıma sözleşmesinin yokluğunu oluşturacaktır.4

Taşıma taahhüdünün konusu, yukarıda belirtildiği gibi yolcunun, bagajın veya eşyanın taşınmasıdır. Yolcunun taşınmasından kasıt canlı insan taşınmasıdır. Doktrinde yolcu, taşıyıcı ile yapmış olduğu taşıma sözleşmesine dayanmak suretiyle taşıma

2 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.41;

3 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.42; Arkan Sabih, Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu, Ankara 1982, s 11.

4 Arkan, Taşıyıcının Sorumluluğu, s 12; Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.42. Hava aracının uçuş personeli ile birlikte veya personel olmaksızın kiralanması halinde taşıma taahhüdü yoktur, bu durumda kira veya çarter sözleşmesi bulunur. Bkz. Sözer Bülent: Türk Sivil Havacılık Kanununa İlişkin Bazı Görüşler ve, BATIDER, Haziran 1984, C.XII, S.2-3, s.91-92; Ülgen, Hüseyin: Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun Hava Yolu ile Taşımalar Bakımından Öngördüğü Yeni Düzenleme, İBD., Ocak-Şubat-Mart 1985, C.59, S.1-2- 3’den ayrı basım, İstanbul 1985, s. 22-23.

(15)

aracında bulunan ve uçuş personelinin dışında kalan kişi olarak tanımlanmaktadır5. Yolcu sıfatı sadece sözleşmeye taraf olan gerçek kişiler bakımından geçerli olup, tüzel kişiler açısından bu sıfatın kazanılması mümkün değildir6. Burada taşıma sözleşmesinin varlığı yolcu sıfatının kazanılması bakımından şart olduğundan, sözleşme bulunmaksızın ve taşıyıcının bilgisi dışında uçağa binen kişi “yolcu” sayılmayacak ve

“kaçak yolcu” olarak adlandırılır. Bunun sonucu olarak da bu kişinin uğrayacağı zararlar nedeniyle talep edeceği tazminatın dayanağını sözleşme değil BK.m.41 vd. yer alan haksız fiillere ilişkin hükümler oluşturur7.Uçuş personeli taşıma sözleşmesine göre değil hizmet sözleşmesine göre hava aracında bulunduğu için yolcu olarak nitelendirilemez8.

Yolcu canlı insan olacağı için, cenazenin veya canlı hayvanın taşınması yolcu taşıması olarak değil eşya taşıması olarak kabul edilmelidir9. Varşova/Lahey Konvansiyonu hükümlerinde sözleşmenin ifasına başlandığı anda yolcu sıfatı kazanılmakta ve zamanında gelmeyen kişi sözleşmeye uygun olarak hava aracına binmediğinden bu sıfatı kazanamamaktadır10.

Bagaj kavramını doktrinde, yolcunun yanında muhafaza ettiği el eşyasının dışında beraberinde taşıdığı eşya olarak tanımlanır11. Türk Sivil Havacılık Kanunu bagajı, tescil edilmiş ve edilmemiş bagaj biçiminde ele almakta ve sadece tescil edilmiş bagaj bakımından taşıyıcının sorumluluğunu kabul etmektedir(TSHK m.121/1).

5 Sözer Bülent, Milletlerarası Hava Taşımalarına İlişkin Kurallar ve Uygulanma Şartları, Batider Aralık 1977, .IX, S.2, s.369; Ülgen Hüseyin, Hava Taşımaları ve Uygulanacak Hükümler, İBD., Ekim-Kasım- Aralık, C.58, S.10-11-12’den ayrı basım, İstanbul 1984, s.7; Kırman Ahmet, Havayolu ile Yapılan Uluslararası Yolcu Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu, Ankara 1990, s.25; Çetingil Ergun, Türk Hukukunda Deniz Yoluyla Yolcu ve Bagaj Taşıma Sözleşmesi ve Sigorta, II.Taşımacılık Sempozyumu (24/25 Ocak 1985,İstanbul), Ankara 1985, s.135; Tüzün Necati. Kara ve Hava Taşıma Hukuku, Ankara 1981, s.77.

6 Kırman, s.27; Zeyneloğlu, s.24.

7 Ülgen Hüseyin, Türk Hukukunda ve Milletlerarası Hukukta Karayolu ile Yolcu ve Bagaj Taşıma, Sorumluluk ve Sigorta Hukuku Bakımından İkinci Taşımacılık Sempozyumu, Bildiriler- Tartışmalar,24–

25 Ocak1985,Maçka İstanbul, Ankara- 1985, s. 15.

8 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.48.

9 Arslan, s.11.

10 Kırman, s.27

11 Göknil M.Nedim, Hava Hukuku, İstanbul 1951, s.188; Zeyneloğlu, s.228; Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.49.

(16)

Taşıma taahhüdünün konusunu oluşturan eşya kavramı ise, taşınması mümkün olan ve maddi değer içeren şeyler olarak tanımlanır. Taşınacak eşyanın ticari ve ekonomik bir değer taşıyıp taşımaması, taşıma taahhüdü açısından önemli değildir. Çöp atıklarının taşınması taşıma sözleşmesinin konusu olarak kabul edildiği gibi boru hattı ile benzin, mazot ve süt gibi ürünlerin bir yerden bir başka yere nakli de hava taşıma sözleşmesinin konusu olarak kabul edilmektedir12. Taşınacak eşyanın mülkiyetinin kime ait olduğu taşıma taahhüdü açısından önem taşımamaktadır. Taşıma taahhüdünün bir başka şahsa karşı yapılması kaydıyla bizzat taşıyıcının kendi eşyasının taşınması da mümkündür. Tarafların, taşınacak eşyanın miktarı üzerinde anlaşmış olması ve sözleşmede bu hususun belirtilmesi gereklidir13.

Taşıyıcı, taşıma taahhüdü ile taşıma işini üstlenir ve bu taahhüt, sözleşmenin asli bir edimini oluşturur. Bu asli edimin içeriğini, sözleşmede kararlaştırılan yolcu, bagaj veya eşyanın taşıyıcı tarafından kendi gözetim ve denetimi altında bir yerden diğer bir yere götürülmesi işi oluşturmaktadır. Dolayısıyla, yolcunun taşınması için yolcunun hava aracına binmesi eşyanın taşınması içinse taşınacak şeyin taşınmak üzere teslim edilmek suretiyle taşıyıcının hâkimiyet sahasına sokulması gerekir14.

Taşıma taahhüdü, taşıma sözleşmesi bakımından ayırıcı bir unsuru oluşturmaktadır. Dolayısıyla böyle bir taahhüdün bulunmaması halinde taşıma sözleşmesinin varlığından söz edilemez15.

12 Arkan Sabih, Demiryolu İle Yapılan Uluslararası Eşya Taşımaları, Ankara 1987, s.25; Ülgen, Taşımacılık Sempozyumu, s.6; Arkan Sabih: Demiryolu İşletmesinin Eşya Taşımalarından Doğan Sorumluluğu, İkinci Taşımacılık Sempozyumu, Bildiriler-Tartışmalar, (24/25 Ocak 1985 Maçka- İstanbul), Ankara 1985, s.50; Arslan, s.12. Eşya kavramı ve kapsamı konusunda ayrıntılı bilgi için bkz;

Oğuzman Kemal./Seliçi Özer: Eşya Hukuku, 9. bası, İstanbul 2002; s.4 vd.

13 Zeyneloğlu, s.42; Arslan, s.12.

14Okay Saim M,Taşıyanın Mesuliyetinde Maldaki Ziya ve Hasarların İhbarı, Hirsch’e Armağan, Ankara 1964, s.2, Arkan, Taşıyıcının Sorumluluğu, s.13; Ülgen; Karayolu İle Yolcu ve Bagaj Taşıma Sempozyumu, s.7-8,

15 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.43.

(17)

B-Ücret

Ücret, hava taşıma sözleşmesinin diğer bir unsurudur. Taşıma işi, taşıyıcı tarafından bir ücret karşılığında ifa edilmektedir. Taşıyanın taşıma taahhüdü ile girdiği yük ve yolcu taşıma edimine karşılık, yolcunun ve yükletenin ücret ödeme borcu vardır.

Bu yüzden taşıma sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir.

Ücret, taşıma sözleşmesinin kurucu unsurlarından birini oluşturmakta ve doktrinde “yapılan hizmet/iş karşılığında verilen para ya da para ile ölçülebilen menfaatler” olarak tanımlanmaktadır16.

Ücrete ilişkin olarak Varşova Konvansiyonu’nun 1. maddesinde “ Bu sözleşme, uçak ile ücret karşılığında yapılan bütün uluslararası insan, bagaj veya eşya taşımalarına uygulanacaktır” denilmek suretiyle Konvansiyon’un uluslararası alanda ücret karşılığında yapılacak hava taşımalarına uygulanacağı açıkça belirtilmektedir. Bu konuda Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte TSHK m. 117 “Taşıyıcının kendi yetkili organınca saptanacak kurallara göre ücretsiz olarak yapacağı yolcu ve yük taşımaları dışında; görev maksadıyla veya özel nedenlerle Türk siciline tescilli hava araçları ile ücretsiz yapılacak yolcu ve yük taşımalarına ilişkin kurallar, Ulaştırma Bakanlığınca yönetmelikle düzenlenir” hükmü ile taşıyıcının ücretsiz yolcu ve yük taşımalarını kendi yetkili organlarınca belirlenen düzenlemeler çerçevesinde yapacağını hükme bağlamaktadır. Buradan da Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümlerinin öncelikle ücretli yolcu ve yük taşımalarına uygulanacağı anlaşılmaktadır.

TSHK m. 106’da “Hava yolu ile yurt içinde yapılacak taşımalarda; bu Kanunda hüküm bulunmadıkça, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların hükümleri ve bu anlaşmalarda da hüküm bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır” hükmü yer almaktadır. Bu hükmünden yola çıkılarak bizim de taraf olduğumuz uluslararası sözleşme olan Varşova /Lahey Konvansiyonu’nun Türk Sivil

16 Zeyneloğlu, s.78; Arkan, Taşıyıcının Sorumluluğu, s.15; Sözer, Kurallar ve Uygulanma Şartları, s.394; Önen, Hava Hukuku Dersleri, İstanbul 1983, s.54; .Ülgen, Taşıma Sözleşmesi s.17; Kırman, s.50;

Ülgen Hüseyin, Uluslararası Taşımacılık ve Hukuki Sorunları İstanbul 1988, s.9.

(18)

Havacılık Kanunu’nda açıkça hüküm bulunmayan hallerden biri olan ücret hususunda da uygulanacağını, yani Konvansiyonun 1. maddesi çerçevesinde Konvansiyonun ücret karşılığı yapılan taşımalara uygulanacağını söyleyebiliriz.

Ayrıca TTK. m.762 ye göre de taşıma işi bir ücret karşılığında yapılacaktır.

Doktrinde TTK. m.12/2-b.10’a göre yolcu ve eşya taşıma işinin ticari mahiyette bir iş olduğu ve taşıyıcının her zaman tacir olacağı kabul dilmektedir17. Tacirin de TTK m. 22 gereğince ticari işletmesiyle ilgili yapmış olduğu hizmetler ve işler karşılığında ücret isteme hakkı olduğundan, tacir olan taşıyıcının taşımayı ücret karşılığında yaptığının kabulü yerinde olacak ve aksini iddia eden iddiasını ispat edecektir.

Ücret tarafların serbest iradeleriyle belirlenebileceği gibi tarifelerle ya da genel işlem şartları ile de belirlenebilir. Ücretin kararlaştırılmadığı ya da belli olmadığı durumlarda yükün cinsi, taşıma mesafesi ve taşımanın şekli dikkate alınarak ifa yeri ve zamanındaki ücret esas alınacaktır. Ücret bu şekilde de belirlenemiyorsa hakkaniyete göre tespit edilecektir18. Ücretin para olarak belirlenmesi şart değildir. Beklenen menfaatlerin bile ücret kavramına dâhil edilmesi gerekir19.

C-Taşımaların Hava Aracı İle Yapılması

Hava taşıma sözleşmesinin tanımına göre taşıma taahhüdü ve ücretin yanı sıra hava taşıma sözleşmesinin unsurlarından üçüncüsü de “taşımaların hava aracı ile yapılması”dır. Nitekim Varşova/Lahey Konvansiyonu prensip olarak havayolu ile yapılan uluslararası taşımalara uygulanacak hükümleri içerdiği için, taşımanın hava aracı ile yapılması gereği ortaya çıkmaktadır. Bu durum Konvansiyon m. 1’de “Bu Konvansiyon’un hava aracı ile..” şeklinde ifade edilmiştir20.

17 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.43–44.

18 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.44; Türk Hava Yollarının ücretler ilgili tarifelerinin belirlenmesi açısından bkz. THYAOK. m. 15. Ayrıca konu ile ilgili olarak bkz. Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s .89, dn.22; Ülgen; Uluslar arası Taşımacılık, s.9.

19 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.44. dn.15.

20 Kırman, s.54; Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.16 Ülgen, Uluslararası Taşımacılık, s.31.

(19)

Konvansiyon, hava aracı ifadesini kullanmasına rağmen, bu konuda herhangi bir tanımlama yapmamıştır. Hâlbuki “hava aracı”nın ne anlama geldiği Konvansiyon hükümlerinin uygulama sahasının belirlenmesi açısından önemlidir. Bu nedenle ulusal hukuklarda ve bazı uluslararası düzenlemelerde bu kavramın tanımlanması yoluna gidilmiştir

Hava aracı ifadesinin tanımlanması noktasında hukuk sistemleri farklı düzenlemeler ortaya koymuşlardır. Türk, Amerikan, Avusturya hukuk sistemlerinin benimsediği objektif yöntemde hava aracının tanımı yapılmakta ve bu tanım kapsamına giren araçlar hava aracı olarak sayılmaktadır. Öte yandan Alman ve İngiliz hukuk sistemlerinin benimsediği sübjektif yöntemde ise herhangi bir tanımlama yapılmadan sayma yolu ile hava araçları belirtilerek bu konuda yorum yolu kapatılmıştır.21

Hava Hukukuna ilişkin bazı uluslararası düzenlemelerde hava aracı kavramına rastlamak mümkündür.13 Ekim 1919 tarihli Paris Konvansiyonu’nda hava aracı,”Hava reaksiyonlarından atmosferde destek sağlayabilen her türlü araç olarak tanımlanırken22 7 Aralık 1944 tarihli Şikago Anlaşmasında “havanın dünya sathı üzerindeki reaksiyonları hariç olmak üzere, hava reaksiyonlarından atmosferde destek sağlayabilen her türlü araç” olarak tanımlanmıştır23. Diğer taraftan taşımanın havada yani atmosferde cereyan etmesi esas alınarak tanımlama yapıldığı için, atmosfer dışında yolculuk yapabilen hava roketleri bu tanıma girmemektedir24. Bu tanımdan hareketle, uçak ve balon sadece hava reaksiyonlarından atmosferde destek sağlayabilme özelliğinden değil, aynı zamanda atmosferde bağımsız uçabilme özelliği bulunduğu için de hava aracı

21 Özdemir Atalay: Hava Taşıyıcısının Sorumluluğu, Doktora Tezi, Ankara 1992, s. 47; Kırman, s.55.

22 Kırman, s. 56; Göknil, Hava Hukuku, s. 141.

23 Önen Mesut, Yabancı Hava Gemileri Tarafından Yeryüzünde Üçüncü Şahıslara Verilen Zararlar Hakkında 7 Ekim 1952 Tarihli Roma Konvansiyonu, İstanbul 1983, s. 81; Göknil, Hava Hukuku, s. 141;

Kırman, s. 56; Arık Fikret K.: Milletlerarası Hava Hususi Hukukuna Bir Bakış, Adliye Dergisi, Aralık 1944, S.10, s.846 vd.; Bilsel Cemil: Milletlerarası Hava Hukuku, İstanbul 1948, 316 vd.; Bahar Yakup:

Hava Hukuku, İstanbul Barosu Mecmuası, Eylül 1945, S.9, s.465; Bilge Suat: Şikago Havacılık ve Milletlerarası Sivil Havacılık Teşkilatı, AÜSBF Dergisi 1951, S.1-4, s. 197.

24 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.2

(20)

kapsamındadır. Howercraft ise atmosferde destek sağlama özelliği bulunmadığı için hava aracı olarak değerlendirilmemektedir25.

Varşova Konvansiyonu’nun resmi Türkçe çevirisinde hava aracı ifadesi yerine uçak kelimesinin kullanılması hava taşımalarının sadece uçakla yapılabileceği yolunda bir görüş ortaya çıkmasına sebep olmuştur26. Teknolojinin gelişmesi hava aracı kavramının geniş olarak ele alınmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda helikopterlerin hava aracı olarak ele alınmasının kaçınılmaz olduğunun kabulü yerindedir27.

Varşova/Lahey Konvansiyonu’nda hava aracı kavramına ilişkin olarak herhangi bir düzenleme yer almadığından, Türk hukuku bakımından da TSHK m. 3/b bendinde hava aracı “havalanabilen ve havada seyredebilme kabiliyetine sahip her türlü araç”

şeklinde tanımlanmıştır28. Buna göre bir aracın Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümleri çerçevesinde hava aracı sayılabilmesi için havalanabilme özelliğinin yanı sıra, havada seyredebilme kabiliyetinin de olması şartı aranır. Bu nedenle hava yastıklı araçlar, asansör, teleferik hava aracı sayılmamaktadır. Buna karşın uzaktan kumanda edilebilen uçaklar ve uzay araçları havalanabilme ve havada seyredebilme kabiliyetine sahip olduğu için Türk Sivil Havacılık Kanunu’na göre hava aracı sayılmaktadır29.

III-HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ A-Genel Olarak

Hava taşıma sözleşmesinin hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. Bunun yanı sıra genel nitelikteki taşıma sözleşmesinin hukuki niteliği de tartışmalıdır. Taşıma sözleşmesinin hukuki niteliğine ilişkin kabul edilecek görüş taşıma sözleşmesinin bir türünü oluşturan hava taşıma sözleşmeleri bakımından da geçerli olacaktır.

25 Kırman, s.57.

26 Sözer, Kurallar ve Uygulanma Şartları s. 393; Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.16.

27 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.16 ve dn. 26; Kırman, s.57; Ülgen; Uluslararası Taşımacılık, s. 31.

28 Göknil, Hava Hukuku, s. 141; Ülgen, Hava Taşımaları, s. 4; Kırman, s. 56.

29 Özdemir, s.86.

(21)

Taşıma sözleşmesinin niteliğine ilişkin olarak doktrinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Taşıma sözleşmesinin niteliğine ilişkin doktrindeki tartışmalar daha ziyade eşya taşımalarına ilişkindir. Ancak bu tartışmaların yolcu taşımalarına ilişkin olarak da değeri bulunduğu doktrinde kabul edilmektedir30.Doktrindeki görüşlerden birincisi, taşıma sözleşmesinin hukuki niteliğini vekâlet sözleşmesi olarak değerlendirmektedir.

Bu görüş özellikle İsviçreli hukukçular tarafından savunulmaktadır31. Çünkü İsviçre hukukunda taşıma sözleşmeleri bakımından boşluk bulunan hallerde tamamlayıcı kural olarak vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulacağı belirtilmektedir(İsviçre Borçlar Kanunu m.440/ f.2). Ancak bu görüş, Türk hukuku bakımından kabul edilemez. Zira ücret, vekâlet sözleşmesinde asli bir unsur olmamasına karşın, taşıma sözleşmesi bakımından asli unsurdur ve hatta ücretsiz taşıma sözleşmesinden bahsedilemeyeceği doktrinde ifade edilmektedir32.

Taşıma sözleşmesinin niteliğine ilişkin görüşlerden ikincisi, taşıma sözleşmesinin hukuki niteliğini istisna sözleşmesi olarak görür. Bu görüşe göre, taşıma sözleşmesinde yolcu ya da yükün bir yerden bir başka yere götürülmesi suretiyle bir sonuç sağlama amaçlanmakta ve taşıyıcı da bu sonucu taahhüt etmektedir. Bu görüş hem Alman hem de Türk Hukuku bakımından hâkim görüştür33.

30 Ülgen, Karayolu İle Yolcu ve Bagaj Taşıma Sempozyumu, s.9; Arkan, Taşıyıcının Sorumluluğu, s 30, dn.18.

31 Bu görüşün temsilcileri için bkz. Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.45, dn.21. Vekalet sözleşmesi konusunda ayrıntılı bilgi için bkz.; Yavuz Cevdet: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 1996;

s.561 vd.; Zevkliler Aydın: Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, İzmir 1994, s.248 vd.; Hatemi Hüseyin/ Serozan, Rona/ Arpacı Abdülkadir: Türk Borçlar Hukuku Özel Bölüm, İstanbul 1992, s.387 vd. ; Aral Fahrettin: Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, Ankara 2003, s.403 vd.

32 Atabek Reşat, Eşya Taşıma Hukuku, İstanbul 1960, s. 32; Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s. 45; Feyzioğlu F.,Borçlar Hukuku, İkinci Kısım, Akdin Muhtelif Nevileri, C.II, 4. Bası, İstanbul 1980 s.274; Bilge Necip, Borçlar Hukuku Özel Borç Hukuku Münasebetleri, Ankara 1971,s. 303. Ücretsiz taşımalar bakımından bkz. Özsunay Ergün: Araç Sahibinin Hatır İçin Ücretsiz Taşıdığı veya Aracını Hatır için Ücretsiz Kullandırdığı Şahıslara Karşı Sorumluluğu, İHFM, C.XXX, S.1, s.178-179

33 Arkan, Taşıyıcının Sorumluluğu s. 30; Tandoğan Haluk, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, c.: II, Ankara 1987, s. 379; Doğanay İsmail, Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre Karada Eşya Taşıması, BATİDER, 1970, C. 5, S. 3, s.430 vd.Şerhi, C. 2,3. baskı, Ankara 1990, s.441-442; Çağa Tahir, Hava Hukuku İstanbul 1963, s.11; Ayrıca Alman Hukukunda bu görüşü savunan yazarlar için bkz. Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.45, dn.19. İstisna sözleşmesi konusunda ayrıntılı bilgi için bkz.;

Hatemi/Serozan/Arpacı: s.346 vd.; Aral, s.325 vd.; Yavuz, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, s.447 vd.;

Zevkliler, s.221 vd.

(22)

Taşıma sözleşmesinin hukuki niteliğine ilişkin üçüncü ve son görüş ise taşıma sözleşmesini bağımsız bir sözleşme olarak görmektedir34. Bu görüşe göre, taşıma sözleşmesi hem vekâlet hem de istisna sözleşmesine nazaran farklılıklar içermektedir.

Ayrıca taşıma sözleşmesi özel olarak, hava taşıma sözleşmesi de Türk Sivil Havacılık Kanunu da düzenlendiği ve taşıma sözleşmesini diğer bir sözleşme içerisinde değerlendirme gerekliliği ortadan kalkmıştır. Bu nedenle de taşıma sözleşmesinin, bağımsız sözleşme olarak kabul edilmesi gerektiği savunulmuştur.

Genel uygulama olarak yolcu taşımalarına vekâlet, eşya taşımalarına ise istisna sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması yönünde eğilim olduğu söylenebilir35.

Kanaatimizce taşıma sözleşmesinin ve böylece de hava taşıma sözleşmesinin bağımsız sözleşme niteliğinde kabulü yerinde olacaktır. Zira taşıma sözleşmelerinin çeşitli türleri kendi özel kanunlarında, hava taşıma sözleşmesi de Türk Sivil Havacılık Kanunu da düzenlenmiştir, hüküm bulunmayan hallerde de diğer gerekli uygulanacak hükümlere atıf yapılmıştır. Hukuki niteliğin belirlenmesi ile uygulanacak hükümlerin tespitinin birbirinden ayırt edilmesi gerekir36. Bu bakımdan sırf boşluk bulunması halinde uygulanacak hükümler olarak vekâlet sözleşmesine atıf yapılıyor diye taşıma sözleşmesinin niteliğinin vekâlet sözleşmesi olarak kabulü yerinde olmayacaktır.

Hava taşıma sözleşmesinin hukuki niteliği bağımsız sözleşme olarak kabul edilmekle birlikte belirli yönleri itibariyle aşağıdaki niteliklere sahip olduğunun belirtilmesinde fayda vardır. Zira belirtilen bu hususlar bağımsız sözleşme niteliğinde olan hava taşıma sözleşmesine uygulanacak hükümlerin tespitine de yardımcı olacaktır.

B-Türk Ticaret Kanunu Anlamında Bir Sözleşme Olma Niteliği

Türk Ticaret Kanunu anlamında bir taşıma sözleşmesinden söz edebilmek için ya bu sözleşmenin Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen taşıma sözleşmesi olduğunun

34 Atabek, s.33-34; Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.45-46; Zeyneloğlu, s. 30-31, Arslan, s. 44.

35 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.46; Arslan, s.44.

36 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.46.

(23)

ifade edilmesi veya çeşitli hükümlerin içeriğinden dolaylı olarak Türk Ticaret Kanunu anlamında bir taşıma sözleşmesinin bulunduğu sonucunun çıkarılabilmesi gerekir. Türk Ticaret Kanunu anlamında bir eşya taşıma sözleşmesinden bahsedebilmek için kanunda belirtilen unsurları içeren ve kanuni şekle uygun olarak düzenlenmiş bir taşıma senedinin bulunması zorunludur.

Hava yolu ile yurt içinde yapılacak taşımalarda; kanunda hüküm bulunmaması halinde, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların hükümlerinin uygulanacağı ve bu anlaşmalarda da hüküm bulunmaması halinde, Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanacağı TSHK m. 106 da belirtilmiştir. Buna göre taraf olduğumuz uluslararası sözleşme olan Varşova/Lahey Konvansiyonu’nda hüküm bulunmaması halinde Türk Ticaret Kanunu’nun hükümlerinin uygulama alanı bulacağı söylenebilir37. Nitekim bu düşünceyi TTK m.764 hükmü de desteklemektedir. Bu hüküm ile hava yolu ile yapılacak taşımalara ilişkin özel hükümlerin saklı tutulduğu belirtilmektedir. Böylece öncelikle hava taşıma sözleşmesine, sözleşmede hüküm bulunmaması halinde öncelikle Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümleri, ardından Varşova/Lahey Konvansiyonu hükümleri ve en son da “Taşıma İşleri ve Taşıma Senedi” başlığını taşıyan TTK m.762 vd. hükümlerinin uygulanacağı söylenebilir. TSHK m.106’ da, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine atıfta bulunulmuş olması doktrinde “genel hükümlere” dönüş olarak yorumlanmıştır38. Zira Türk Sivil Havacılık Kanunu ve diğer özel kanunlardaki taşıma işleri bakımından Türk Ticaret Kanunu hükümleri “genel hüküm” niteliği taşımaktadır.

Doktrinde ayrıca yolcu ve eşya taşımalarının Türk Ticaret Kanunu anlamında bir ticari işletme faaliyeti olduğu(TTK m.12/ f.1/ b.10) ve bu faaliyetle uğraşan taşıyıcının ise Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir olduğundan (TTK m.14/ f.1 ve TTK m. 18) yola çıkılarak yolcu ve eşya taşımalarına Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği savunulmaktadır39.

Bu değerlendirmelerden hareketle Türk Sivil Havacılık Kanunu da özel olarak düzenlenen hava taşıma sözleşmesinin, bir yönüyle Türk Ticaret Kanunu anlamında bir

37 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.44.

38 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.44.

39 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.44–45; Arslan, s.43.

(24)

taşıma sözleşmesi olduğu söylenebilir40. Bu nedenle de Türk Sivil Havacılık Kanunu ve diğer uluslararası anlaşmalarda hüküm bulunmaması halinde Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrudan doğruya uygulama alanı bulacaktır.

C-Üçüncü Şahıs Yararına Bir Sözleşme Olma Niteliği

Hava taşıma sözleşmesinin, bir yönüyle BK m.111 anlamında üçüncü kişi yararına sözleşme olduğu söylenebilir. Üçüncü kişi yararına sözleşme, sözleşmenin tarafı olmayan bir kişiye, onun yararına bir edim kararlaştırıldığı sözleşmeye denir41.

Kendisi sözleşmenin tarafı olmamasına rağmen gönderilene, yükün varma yerine ulaşması üzerine, sözleşme şartlarına uymak kaydıyla taşıyıcıdan yükün kendisine teslimini isteme hakkı bulunduğunu düzenleyen TSHK m. 113/, m.114 hükümleri ve Varşova/ Lahey Konvansiyonu m.12, m.13 bir arada değerlendirildiğinde ve ayrıca TSHK m.106’nın atfı nedeniyle TTK m.791/f.1 dikkate alındığında hava taşıma sözleşmeleri açısından, üçüncü şahıs yararına sözleşmenin bulunduğu söylenebilecektir.

TTK m.791’ de gönderilene, taşıyıcıya doğrudan dava açma hakkı tanınmıştır.

Gönderilen, yükün ulaşmasından sonra, TTK m.768 e uygun bir şekilde düzenlenmiş bir taşıma senedinin veya bunun yerini tutan ilmühaberin hamili ise, yükün ulaşması gereken günden sonra, taşıma sözleşmesinden doğan tüm hakları ve bu arada yükün kendisine teslimini talep edebilir42.

Kanımızca taşıma sözleşmeleri bakımından yukarıda belirtilen hükümler dikkate alındığında taşıma sözleşmesinin tarafı olmayan gönderilene, kendisinin tarafı olmadığı sözleşmeden doğan hakları kullanma yetkisi tanınması, hava taşıma sözleşmesinin üçüncü şahıs yararına bir sözleşme niteliğinde olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca yolcu taşıma sözleşmeleri bakımından da, sözleşmeyi yapan tarafın, taşıma taahhüdünün kendisine karşı değil de bir üçüncü kişi lehine yapılmasını istemesi halinde

40 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.44–45; Arslan, s.43.

41 Akyol, Şener, Tam Üçüncü Şahıs Yararına Sözleşme, İstanbul 1976, s.9.

42 Arkan, Taşıyıcının Sorumluluğu, s.26; Akyol, s.48–49.

(25)

üçüncü kişi yararına sözleşme söz konusu olabilecektir. Örneğin bilete sözleşmeyi yapan taraf yerine bir başkasının isminin yazılması halinde böyle bir durum vardır.

Taşıma sözleşmesinin, üçüncü şahıs yararına sözleşme olarak kabul edilmesinin sonucu olarak BK m.111–112 de yer alan hükümlerin bu sözleşme bakımından da uygulanması sonucunu doğuracaktır

D-Kesin Vadeli Bir İşlem Olma Niteliği

Kesin vadeli işlem, taraflarca belirli bir ifa tarihinin ve bunun yanında sözleşmede öngörülen vadeden sonra aynen ifanın kabul edilmeyeceğinin açıkça belirtildiği işlemdir. Vadeden sonra da yapılacak aynen ifanın kabul edilmeyeceği hususunda, tarafların açık ya da örtülü olarak da anlaşabileceği doktrinde kabul edilmektedir43.

Havada yolcu, bagaj ve eşya taşıması kural olarak önceden belirlenmiş tarifelere göre yapılmaktadır(TSHK m.25). Taşıma sözleşmesinin belirli kalkış ve varış saatleri belirlenmek suretiyle belirli zamanlarda yerine getirilmesi zorunluluğunun bulunması, hava taşıma sözleşmelerine kesin vadeli işlem niteliği kazandırmaktadır44.

Kanaatimizce burada taşıma sözleşmesinin taraflarının vadeden sonra da yapılacak aynen ifanın kabul edilmeyeceği hususunda açıkça anlaşması veya örtülü dahi olsa bir anlaşmanın bulunduğunun kabul edilmesi halinde hava taşıma sözleşmesinin kesin vadeli bir işlem niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Ancak örtülü de olsa bir anlaşmanın bulunmadığı sonucuna varılırsa hava taşıma sözleşmesini kesin vadeli bir işlem olarak kabul etmek mümkün olmayacaktır. Bunun sonucu olarak taşıma taahhüdü, belirlenen süreler içerisinde yerine getirilmez ise, ihtara ve mehil vermeye gerek

43 Ticari satışlarda ise BK m. 187/f 1 gereğince, satılan bir malın teslim edileceği tarih açıkça belirtilmişse, bu akdin, aksi ispatlanabilir bir karine olarak kesin vadeli olduğu kabul edilmiştir. Tekinay Selahattin. S/ Akman Servet/ Burcuoğlu Haluk/ Altop Atilla: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 1272-1273; Oğuzman Kemal/ Öz Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1995, s.

400 vd. Kılıçoğlu Ahmet: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2003, s.459 vd.

44 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s.47.

(26)

kalmaksızın yolcu veya gönderici ifayı reddedebilecek veya borçlu temerrüdü nedeniyle lehine doğan hakları kullanabilecektir45.

IV-HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNİN TARAFLARI A-Yolcu ve Gönderici

1-Yolcu

Yolcu kavramına ilişkin olarak ne Varşova Sözleşmesi’nde ne de Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda herhangi bir tanımlama yapılmamıştır. Buna karşın doktrinde yolcu kavramı, taşıyıcı ile yaptığı taşıma sözleşmesine dayanarak, hava aracında bulunan ve uçuş personelinin dışında kalan kişi olarak tanımlanmaktadır46. Taşıma sözleşmesi bizzat yolcunun kendisi tarafından yapılabileceği gibi onun temsilcisi tarafından da yapılabilir. Bu durumda yolcu sıfatı sözleşmeyi yapan kişiye veya adına sözleşme yapılan kişiye ait olacaktır. Ayrıca taşıyıcı ile sözleşmeyi yapan kişinin bir başkasının adını belirtmiş olması halinde olduğu gibi yolcunun, üçüncü kişi yararına bir sözleşmeden yararlanan durumunda olması da mümkündür47. Bu duruma bir velinin veya vasinin velayeti veya vesayeti altındaki kişi için bilet alması durumunda sözleşmeyi yapan veli veya vasinin sözleşmenin tarafı olarak küçük veya kısıtlı yararına bir sözleşme yapması buna örnek olarak verilebilir.

Yolcu sıfatının kazanılabilmesi için taşıma sözleşmesinin tarafı olmak gerekir.

Bu nedenle kaçak yolcular, hatır taşıması ile bir yerden diğer bir yere götürülen yolcular, yolcu taşıma sözleşmesinin tarafı olmadıklarından yolcu sıfatını kazanmaları mümkün olmayacaktır. Bunun sonucu olarak da bu kimseler ne Varşova Sözleşmesi ne de Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümleri çerçevesinde sözleşmeye dayanarak talepte

45 Borçlunun temerrüdünün sonuçları için bkz. Eren Fikret: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2003, s.1045 vd.; Buz Vedat: Borçlunun Temerrüdünde Sözleşmeden Dönme, Ankara 1998, s.117 vd.;

Oğuzman/Öz, Borçlar Genel, s. 367 vd.; Kılıçoğlu, s. 456 vd.

46Sözer, Kurallar ve Uygulanma Şartları, s. 396; Ülgen, Hava Taşımaları, s. 618; Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s. 68; Tüzün, s. 77; Çetingil, s. 135; Zeyneloğlu, s. 218-219.

47 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s. 68.

(27)

bulunamayacaklardır48. Yolcu sıfatı, daha önce de belirtildiği üzere ancak taşıma sözleşmesinin tarafı olan gerçek kişiler bakımından söz konusu olmaktadır. Bu nedenle tüzel kişiler açısından bu sıfatın kazanılması mümkün değildir49.

Yolcu sıfatı, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine dayanılarak kazanıldığı için hizmet sözleşmesine dayanarak hava aracında faaliyet gösteren uçuş personeli, yolcu sayılmayacaktır. Ancak taşıyıcının uçuş personeli dışında kalan ve uçakta seyahat eden müstahdemleri için yolcu sıfatını reddeden veya yolculuğun hizmetle ilgili ya da hizmet dışı olmasına göre ayırım yapanlar olduğu gibi yolcu sıfatını kabul edenler de vardır50.

Yolcu sıfatının kazanılabilmesi için sözleşmenin akdedilmesi yeterli olmayıp, sözleşmenin ifasına başlanılması gerekir. Bu nedenle zamanında gelmeyen kişi, sözleşmeye uygun bir biçimde hava aracına binmediğinden Varşova/Lahey Konvansiyonu hükümleri çerçevesinde yolcu sıfatını kazanamayacaktır51.

Taşıma sözleşmesinde biletin devri, yolcunun adının yazılı olmadığı hallerde seyahatin başlamamış olması kaydı ile mümkündür. Sözleşmede yolcunun adı gösterilmemişse biletin hamili yolcu sayılır. Bu durumda biletten doğan tüm hakların yolculuk başlayıncaya kadar biletle birlikte bir başkasına devredilebileceği doktrinde kabul edilmektedir52.

2-Gönderici

Hava yolu ile eşya taşıma sözleşmeleri bakımından taşıyıcının karşısında yer alan kişi göndericidir53. Gönderici, yolcu kavramında olduğu gibi ne Varşova

48Çetingil, s.136; Ülgen; Taşıma Sözleşmesi, s. 48; Sözer, Kurallar ve Uygulanma Şartları, s. 396.

49 Kırman, s.27; Zeyneloğlu, s. 24.

50 Bu konudaki tartışmalar ve doktrinde ileri sürülen görüşler için bkz. Ülgen, Taşıma Sözleşmesi s. 48;

Kırman, s. 26.

51 Kırman, s.27.

52 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi s. 69.

53 Gönderici için taşıma hukukunda “gönderen”, TSHK’ da “yükleten” kavramları kullanılmakla birlikte doktrinde gönderici kavramı, TSHK’ da bulunan yükleten anlamında kullanılmaktadır. Biz de çalışmamızda gönderici kavramını kullanmayı tercih edeceğiz. Deniz hukukunda gönderen aynı zamanda

(28)

Sözleşmesi’nde ne Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda ne de Türk Ticaret Kanunu’nda tanımlanmıştır. Doktrinde gönderici, taşıma sözleşmesinin taşıyıcının karşısındaki tarafını oluşturan ve bu sözleşmeyi kendi adına yapan kişi olarak tanımlanmaktadır54.

Göndericinin kim olduğu hava yük senedinden anlaşılır. Zira TSHK m.110 da göndericinin (burada yükleten kavramı kullanılmaktadır) kim olduğunun ad, soyadı varsa ticaret ünvanı ve adresi ile birlikte hava yük senedinde belirlenmesi gerektiğine yer verilmiştir55. Ancak burada tespit edilen ismin aksinin ispatı her zaman mümkündür. TSHK m.112 de bu yönde açık bir hükümde bulunmaktadır. Bu hükme göre “Hava yük senedi, aksi kanıtlanıncaya kadar, sözleşmenin varlığı, şartları ve yükün teslim alındığı hakkında karine teşkil eder”. Bu nedenle göndericinin belirlenmesinde güçlüklerle karşılaşılması halinde teyit mektupları, komisyon ve taşıma ücretleri ödemeleri gibi hususların göz önünde tutulması ve buna göre bir sonuca varılması yerinde olacaktır56.

Taşıma sözleşmesini kendi adına ve müvekkili hesabına yapan komisyoncuda olduğu gibi göndericinin mutlaka eşyanın sahibi olmasına gerek yoktur. Komisyoncu taşıma sözleşmesinin tarafını oluştururken, taşınacak eşyanın sahibi taşıma sözleşmesine yabancı üçüncü kişi durumundadır57.

Yolcu taşıma sözleşmelerinde olduğu gibi eşya taşımalarında da taşıma sözleşmesinin temsilci tarafından da yapılması mümkündür. Bu durumda gönderici sıfatı sözleşmeyi adına sözleşme yapılan kişiye ait olacaktır.

taşıtan anlamında kullanılmaktadır. Ancak, bazı işlevleri yükleten tarafından devralınmıştır. TSHK’ da yükleten kavramı göndericiyi karşılamasına rağmen deniz hukukundaki yükleten, mevcut bir navlun mukavelesine dayanarak yükü, taşıyana veya doğrudan doğruya gemiye yahut da yetkili bir temsilcisine teslim eden kimsedir. Bkz Çağa, Deniz Ticaret Hukuku, C. II, Navlun Sözleşmeleri, 5.Bası, İstanbul 1995, s. 3-4; Tekil, s.528. Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s. 69; Kara yolu ile yapılan yolcu taşımalarında ise yükleten kavramına rastlanılmamaktadır. Bkz. Arkan, Taşıyıcının Sorumluluğu, s. 19; Ülgen, Uluslararası Taşımacılık, s. 11; Çağa, Navlun Sözleşmeleri, s.3-4.

54 Arkan, Taşıyıcının Sorumluluğu s. 19; Ülgen, Taşıma Sözleşmesi s. 69.

55 Aynı yönde hüküm Varşova Konvansiyonu m.8’ de yer almaktadır.

56 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi s. 70.

57 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi s. 70.

(29)

B-Taşıyıcı

1-Genel Olarak

Taşıyıcı, taşıma sözleşmesinin bir tarafını oluşturan ve yolcu ile göndericinin karşısında bulunan kişidir. Taşıyıcıya ilişkin olarak Varşova/Lahey Konvansiyonunda ve Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda açık bir tanım yer almamaktadır. Taşıyıcıya ilişkin olarak en açık tanımlama Türk Ticaret Kanunu’nda yapılmıştır. TTK m. 762 de

“Taşıyıcı, ücret mukabilinde yolcu ve eşya (yük) taşıma işlerini üzerine alan kimsedir”

hükmü bulunmaktadır. Benzer bir tanımlama Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun ticari hava işletmeleriyle ilgili olarak izin ve ruhsatı düzenleyen hükümlerinde bulunmaktadır.

Buna göre TSHK m.18’de “Gerçek ve tüzelkişilerin ticari amaçla, ücret karşılığında hava araçlarıyla yolcu veya yük veya yolcu ve yük taşımaları ile ticari amaçla diğer faaliyetlerde bulunmaları için Ulaştırma Bakanlığından izin almaları ön şarttır”.

TSHK m.19’da “Hava araçlarıyla ticari amaçla, belirli hatlar üzerinde, ücret karşılığında yolcu veya yük veya yolcu ve yük taşıması yapacak olan gerçek veya tüzelkişilerin 18 inci maddede belirtilen izinden başka, Ulaştırma Bakanlığından işletme ruhsatı almaları şarttır” hükümleri vardır. Bu iki hüküm bir arada değerlendirildiğinde taşıma işini yapacak kişilerin, ücret karşılığında, ticari amaçla yük ve yolcu taşıyacakları sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu da TTK m. 762 de yapılan tanımlaya paralellik arz etmektedir.

Türk Ticaret Kanunu bakımından taşıyıcı her zaman tacir sıfatına sahip bulunmaktadır(TTK. m. 12/f 2 b. 10 ve TTK. m. 14/f 1). Bunun sonucu olarak da taşıma işinin, ticari işletme faaliyeti ve meslek olarak icra edilmesi gerekir. Durum böyle olmakla birlikte TTK m. 763 hükmü taşıma işini sürekli bir iş ve bir meslek olarak edinmemiş kimseleri, yani eşya veya yolcuyu taşımayı arızi olarak taahhüt eden kimseleri de taşıma işleri ve taşıma senedi hükümlerine tabi tutmuştur. Bu nedenle doktrinde TTK m. 763 hükmü ile tacir sıfatına bir istisna getirilmediği, sadece taşımayı sürekli bir iş ve bir meslek olarak edinmemiş kimselere istisna getirildiği kabul edilmektedir 58. Buna göre taşıyıcı sıfatının kazanılabilmesi için taşıma işinin ticari

58 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi s. 60.

(30)

işletme faaliyeti ve meslek olarak icra edilmesi şart olmayıp, sadece taşıma taahhüdü altına girilmiş olması yeterlidir59. Taşıyıcı sıfatının belirlenmesi açısından doktrinde çeşitli ayırımlara gidilmektedir. Aşağıda bu ayırımlar ile bunun taşıyıcının sorumluluğu açısından önemini inceleyeceğiz.

2-Sözleşme İle Belirlenen Taşıyıcı

Sözleşme ile belirlenen taşıyıcı, taşıma sözleşmesi ile taşıma işini taahhüt eden ve bu sıfatla sözleşmeye taraf olan kişidir. Varşova/Lahey Konvansiyonu hükümleri ile getirilen sistemin taşıma sözleşmesi esasına dayandığı ve bu nedenle taşıyıcının, taşıma sözleşmesine taraf olan kişi veya kuruluş olduğu kabul edilmektedir. Burada taşıyıcının, hava taşıma işletmecisi, malik, işleten veya çarterer olmasının bir önemi yoktur60.

Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda belirtilen taşıyıcı sözleşme ile belirlenen taşıyıcı durumundadır. TTK m. 762 de yapılan taşıyıcı tanımında her ne kadar bir taahhütten söz edilmemiş olsa da taşıyıcı sıfatının kazanılmasının bir taşıma taahhüdüne bağlı olduğu söylenebilir61.

Sözleşme ile belirlenen taşıyıcının kim olduğu tespit edilirken, bir taşıma taahhüdünde bulunulmuş olmasından yola çıkılır. Bu nedenle turizm büroları, seyahat acenteleri ve benzeri işletmeler, aracı sıfatlarını ortaya koymaksızın taşıma taahhüdünde bulunmaları halinde taşıyıcı sıfatını kazanırlar. Hatta doktrinde söz konusu sıfatın açıklanması halinde bile, birkaç taşıyıcı ile yapılan sözleşmelerde aracılık edilmiş, fakat seyahatin tamamı bakımından kişisel sorumluluğun üstlenilmiş bulunulduğu görüşünün yaratılması halinde de yine taşıyıcı sıfatının kazanılmış sayılacağı kabul edilmektedir62.

59Doğanay, Karada Eşya Taşıma, s. 436; Arkan, Yolcu Taşımalarında Karşılaşılan Bazı Hukuki Sorunlar Üzerinde Düşünceler, BATIDER, Haziran 1983,C. XII, S.1, s.14 vd.; Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s. 43- 44; Ülgen, Uluslararası Taşımacılık, s. 11; Zeyneloğlu, s.77.

60 Kırman, s.28-29; Sözer, Kurallar ve Uygulanma Şartları, s. 385.

61 Arslan, s.32; Kırman, s.31; Arkan, Taşıyıcının Sorumluluğu; s. 20-21; Arkan, Yolcu Taşımaları, s.13-14; Zeyneloğlu, s. 35; Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s. 59-60.

62 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi s. 61-62.

(31)

Taşıyıcı sıfatının belirlenmesinde bir ihtilaf çıkması durumunda yolcu bileti veya hava yük senedi ispat belgesi işlevi görür (Varşova Konvansiyonu m.3/2). Yolcu biletinde ve hava yük senedinde taşıyıcı olarak görülen kişi taşıyıcı olarak kabul edilecek ve bu sıfatla işlem görecektir. Ancak bu durumun aksinin ispatı da mümkündür63.

Yurt içi taşımalar açısından, yolcu taşımalarında TSHK m.107/1 ile bilette, yük taşımalarında TSHK m.110/1 ile hava yük senedinde taşıyıcının adı, ünvanı ve ticari adresine yer verilmesi yükümlülüğünü getirilmiştir. Bu hususların bilet ve hava yük senedinde bulunmaması taşıyıcının sorumluluğunu kaldıran ve sınırlayan şartlardan yararlanmasına engel olacaktır.

Taşıma sözleşmesinde adı veya ünvanı belirtilen taşıyıcının karşılıklı rıza ile değiştirilmesi borcun nakli anlamına gelir64. Böylece eski taşıyıcının yolcu veya göndericiye karşı olan taahhüdü ortadan kalkarken taşımayı üstlenen yeni taşıyıcı, sözleşmenin tarafı durumuna gelir ve yolcu veya göndericiye karşı taşıma taahhüdünde bulunan kişi ya da kuruluş halini alır. Bu durumda borcu devralan kişi veya kuruluş sözleşme ile belirlenen taşıyıcı sıfatını kazanır65.

Taşıma sözleşmesinde taşıyıcı sıfatını alacak kişi gerçek veya tüzel kişi olabilir.

Diğer taraftan taşıma, sözleşme ile belirlenen taşıyıcılar dışındaki kişi veya kuruluşlarca yapılabilir. Ancak Varşova/Lahey Konvansiyonu taşıma taahhüdünü esas aldığı için bu kişi veya kuruluşlar Konvansiyonun uygulanması anlamında taşıyıcı olarak kabul edilmez66.

Çarter sözleşmelerinde, hava aracının mürettebatlı veya mürettebatsız olarak başkasına tahsisi edilmesi söz konusudur. Burada bir yolcuya veya göndericiye karşı bir taşıma taahhüdü bulunmadığı ve bu nedenle de Konvansiyon hükümlerinin uygulanmayacağı savunulsa da, doktrinde çarter sözleşmesi değerlendirilirken tahsisi

63 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi s. 62.

64 Ülgen, Taşıma Sözleşmesi s. 63; Kırman, s. 30; Borcun nakli konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. Eren, s.1195 vd.

65 Kırman, s. 30.

66 Kırman, s. 30; Zeyneloğlu, s. 24, Sözer, Kurallar ve Uygulanma Şartları, s. 385; Arslan, s. 32

(32)

taahhüdünün yanı sıra bir de taşıma taahhüdünün bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği savunulmuştur67. Buna göre çarter sözleşmesinin, tahsis taahhüdünün yanı sıra taşıma taahhüdünü de içermesi durumunda Konvansiyon kapsamına girdiğinin kabul edilmesi gerekir.

3-Fiili Taşıyıcı

Taşıma sözleşmesinin tarafı durumunda olan ve sözleşme ile belirlenen taşıyıcı, taşıma işini bizzat kendisi yapmayarak bir başkasına yaptırması halinde, taşıma işinin yapılmasını fiilen üstlenen bu kişi fiili taşıyıcı kabul edilir68.

Varşova/Lahey Konvansiyonu hükümleri sadece taşıma sözleşmesinin tarafını oluşturan kişi ve kuruluşlara taşıyıcı sıfatını vermek suretiyle “sözleşmeye dayanan taşıyıcı” kavramını kabul etmiş olup taşımayı fiilen gerçekleştiren kişiyi ve kuruluşu taşıyıcı olarak görmemiştir. Bu nedenle fiili taşıyıcılara Varşova/Lahey Konvansiyonu hükümleri uygulanmayacaktır. Ayrıca fiili taşıyıcılar ile yolcular ve göndericiler arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığından yolcuların veya göndericilerin fiili taşıyıcıya karşın doğrudan dava hakkı bulunmayacaktır69.

Taşımanın, taşıyıcının anlaşmış bulunduğu bir işletmece yerine getirilmesi yaygın bir uygulama olduğu için taşıma işini fiilen yerine getiren kişi veya kuruluşun, yolcu ve gönderici ile olan ilişkisinin düzenlenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır70. Bu durum Guadalaraja Konvansiyonu ile düzenlenmiştir. Guadalaraja Konvansiyonu, taşımayı fiilen yerine getirenle yolcu ve gönderici arasında bir ilişkiyi kurma amacının yanı sıra, taşımayı fiilen gerçekleştiren taşıyıcıların, taşıma sözleşmesine taraf olan kişi veya kuruluşlar gibi Varşova/Lahey Konvansiyonu ile getirilen koruma hükümlerinden

67 Kırman, s.30–31; Sözer, Kurallar ve Uygulanma Şartları, s. 393; Ülgen, Hava Taşımaları, s. 627.

68 Arkan, Taşıyıcının Sorumluluğu, s. 103 vd.; Okay Sami M.: Deniz Ticaret Hukuku II, Navlun Mukaveleleri, Denizde Yolcu Taşıma ve Deniz Ödüncü Mukaveleleri, 2. Bası, İstanbul 1971, s.14-15;

Ülgen, Taşıma Sözleşmesi, s. 63; Arslan, s. 32; Kırman, s. 34;.; Çağa, Navlun Sözleşmeleri, s. 10-12;

69 Kırman, s. 34-35.

70Çağa, Enternasyonal Deniz Hususi Hukukunda Bazı Gelişmeler BATİDER, Ankara 1977, C. IX, S. 2, s. 321; Ülgen:Taşıma Sözleşmesi, s.63.

Referanslar

Benzer Belgeler

Okul yöneticilerinin göreve yeni başlayan öğretmenlerin örgütsel sosyalleşme sürecinde, sosyalleştirme stratejilerini kullanma düzeylerinden bilgilendirme boyutuna

Servis şoförlerinin şimdiye kadar ve son bir yılda trafik cezası alma durumlarına göre kaza geçirme durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark

Diğer bir sonuca göre İlahiyat fakültesinde eğitim-öğretim görmekte olan üniversite öğrencilerinin romantik ilişkilerde kültürel beklentiler konusundaki

Anneleri okur-yazar, ilk- ortaokul, lise ve üniversite mezunu olan öğrencilerin çıkan ortalama toplam fiziksel aktivite değeri (3,03) orta düzeydedirAnnenin eğitim

İki sıra bilye rulmanlı radyal yataklar sabit veya daha çok oynak olabilir.. Radyal yatağın iç bileziği ile dış bileziği birbirine göre salınım (yalpa) yapıyorsa

• 2017 (Şubat) itibariyle Necmettin Erbakan Üniversitesi, Havacılık Yönetimi Bölümü, Araştırma Görevlisi. • 2021 (Şubat) itibariyle Giresun Üniversitesi,

Yine 1975 tarihli 4 numaralı Montreal Protokolü’nün getirdiği düzenleme ile paralel bir şekilde yük taşımalarında yükün ziyaı ve hasara uğraması halinde, zarar

Yine 1975 tarihli 4 numaralı Montreal Protokolü’nün getirdiği düzenleme ile paralel bir şekilde yük taşımalarında yükün ziyaı ve hasara uğraması halinde, zarar