• Sonuç bulunamadı

Türk Nippon Sigorta Anonim Şirketi 31 Mart 2022 Tarihi İtibarıyla Hazırlanan Finansal Tablolara İlişkin Açıklayıcı Dipnotlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Türk Nippon Sigorta Anonim Şirketi 31 Mart 2022 Tarihi İtibarıyla Hazırlanan Finansal Tablolara İlişkin Açıklayıcı Dipnotlar"

Copied!
40
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. Genel Bilgiler

1.1 Ana şirketin adı: 31 Mart 2022 ve 31 Aralık 2021 tarihleri itibarıyla Türk Nippon Sigorta A.Ş.’nin (“Şirket”) doğrudan ve nihai ortağı Harel Insurance Investment and Financial Services Ltd’dir (Dipnot 2.13).

1.2 Kuruluşun ikametgahı ve yasal yapısı, Şirket olarak oluştuğu ülke ve kayıtlı büronun adresi: Şirket, İstanbul, Türkiye’de 21 Mayıs 1991 tarihinde tescil edilmiştir. Şirket’in merkezi ve Genel Müdürlüğü İstanbul’da olup, Mahir İz Cad.

No:24 Altunizade Üsküdar İstanbul adresinde faaliyet göstermektedir. Şirket’in 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla Güney ve Doğu Anadolu, Ege, İç Anadolu ve Marmara Bölge Müdürlükleri bulunmaktadır.

1.3 İşletmenin fiili faaliyet konusu: Şirket kaza, hastalık/sağlık, kara araçları, raylı araçlar, hava araçları, su araçları, nakliyat, yangın ve doğal afetler, genel zararlar, kara araçları sorumluluk, hava araçları sorumluluk, su araçları sorumluluk, genel sorumluluk, kefalet, finansal kayıplar ve hukuksal koruma branşlarında faaliyet göstermektedir.

1.4 Kuruluşun faaliyetlerinin ve esas çalışma alanlarının niteliklerinin açıklaması: 1.2 ve 1.3 no’lu dipnotlarda açıklanmıştır.

1.5 Kategorileri itibarıyla yıl içinde çalışan personelin ortalama sayısı:

31 Mart 2022 31 Aralık 2021

Üst düzey yöneticiler 4 4

Orta düzey yöneticiler 30 17

Diğer 93 92

Toplam 127 113

1.6 Yönetim kurulu başkan ve üyeleriyle genel müdür, genel koordinatör, genel müdür yardımcıları gibi üst yöneticilere cari dönemde sağlanan ücret ve benzeri menfaatlerin toplam tutarı:

31 Mart 2022 tarihinde sona eren hesap döneminde yönetim kurulu başkan ve üyeleriyle genel müdür, genel koordinatör, genel müdür yardımcıları gibi üst düzey yöneticilere sağlanan ücret ve benzeri menfaatlerin toplam tutarı 3.605.976 TL’dir (1 Ocak – 31 Aralık 2021: 7.212.791 TL).

1.7 Finansal tablolarda; yatırım gelirlerinin ve faaliyet giderlerinin (personel, yönetim, araştırma geliştirme, pazarlama ve satış, dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler ile diğer faaliyet giderleri) dağıtımında kullanılan anahtarlar

Şirket, hayat dışı teknik karşılıkları karşılayan varlıkların yatırıma yönlendirmesinden elde ettiği tüm gelirleri, teknik olmayan bölümden teknik bölüme aktarmış, diğer yatırım gelirlerini ise teknik olmayan bölüm içerisinde bırakmıştır.

Faaliyet giderlerinin (personel, yönetim, araştırma ve geliştirme, pazarlama ve satış, dışarıdan sağlanan fayda ve hizmet giderleri ile diğer faaliyet giderleri) alt branşlara dağıtımını ise, her bir alt branş için son 3 yılda üretilen poliçe sayısı, brüt yazılan prim miktarı ile hasar ihbar adedinin toplam üretilen poliçe sayısı, brüt yazılan prim miktarına ve hasar ihbar adedine oranlanmasıyla bulunan 3 oranın ortalamasına göre dağıtmıştır.

1.8 Finansal tabloların tek bir şirketi mi yoksa şirketler grubunu mu içerdiği Finansal tablolar tek bir şirketi (Türk Nippon Sigorta A.Ş.) içermektedir.

1.9 Raporlayan işletmenin adı veya diğer kimlik bilgileri ve bu bilgide önceki bilanço tarihinden beri olan değişiklikler Şirket’in adı ve diğer kimlik bilgileri 1.1, 1.2, ve 1.3’üncü dipnotlarda belirtilmiş olup bu bilgilerde önceki bilanço tarihinden bu yana herhangi bir değişiklik olmamıştır.

1.10 Bilanço tarihinden sonraki olaylar

Bilanço tarihinden sonraki olaylar 46 no’lu dipnotta açıklanmıştır

(2)

2. Önemli Muhasebe Politikalarının Özeti 2.1 Hazırlık Esasları

2.1.1 Finansal tabloların düzenlenmesinde kullanılan temeller ve kullanılan özel muhasebe politikalarıyla ilgili bilgiler Uygulanan Muhasebe İlkeleri

Şirket finansal tablolarını, Sigortacılık Kanunu’nun 18’inci maddesine dayanılarak T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan “Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Finansal Raporlamaları Hakkında Yönetmelik”

hükümleri gereğince yürürlükte bulunan düzenlemeler çerçevesinde ve T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından muhasebe ve finansal raporlama esaslarına ilişkin yayımlanan yönetmelik, açıklama ve genelgeler ile bunlarla düzenlenmeyen konularda Türkiye Finansal Raporlama Standartları (“TFRS”) (tümü “Raporlama Standartları”)’na uygun olarak hazırlamaktadır.

Bu kapsamda Şirket, finansal tablolarını, 14 Haziran 2007 tarih ve 26522 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve 18 Ekim 2019 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“SEDDK”) tarafından yayımlanan düzenlemelere göre hazırlamaktadır. SEDDK'nın kurulması ve sigortacılık sektörüne ilişkin düzenleme faaliyetine başlamasından önceki sigortacılık mevzuatı ise T.C.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ("Hazine ve Maliye Bakanlığı") tarafından yayımlanmıştır.

Şirket, 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla, sigortacılık ile ilgili teknik karşılıklarını, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesinde çıkarılan ve 28 Temmuz 2010 tarih ve 27655 sayılı Resmi Gazete ile; 17 Temmuz 2012 ve 28356 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan değişikler sonrası “Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara İlişkin Yönetmelik” (“Teknik Karşılıklar Yönetmeliği”) ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde hesaplamış ve finansal tablolara yansıtmıştır.

2 Kasım 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlan Kanun Hükmünde Kararname (“KHK”) uyarınca kurulan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (“KGK”) diğer yetki ve görevlerinin yanı sıra, tabi oldukları kanunlar gereği defter tutmakla yükümlü olanlara ait finansal tabloların; ihtiyaca uygunluğunu, şeffaflığını, güvenilirliğini, anlaşılabilirliğini, karşılaştırılabilirliğini ve tutarlılığını sağlamak amacıyla, uluslararası standartlarla uyumlu TMS’leri oluşturmak ve yayımlamakla ve Türkiye Muhasebe Standartlarının uygulamasına yönelik ikincil düzenlemeleri yapmak ve gerekli kararları almakla, bu konuda kendi alanları itibarıyla düzenleme yetkisi bulunan kurum ve kuruluşların yapacakları düzenlemeler hakkında onay vermeye yetkilidir.

13 Ocak 2011 tarihli 6102 sayılı “Türkiye Muhasebe Standartlarının Uygulama Kapsamının Belirlenmesine İlişkin Kurul Kararı” uyarınca; 660 sayılı KHK’da belirtilen kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar, 6102 sayılı Kanunun 397’nci maddesi çerçevesinde Bakanlar Kurulu kararıyla bağımsız denetime tabi olacaklar ve aynı Kanunun 1534 üncü maddesinin ikinci fıkrasında sayılan şirketler münferit ve finansal tablolarını hazırlarken TMS’yi uygular.

19 Ekim 2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda öngörülen faaliyet konularından en az birini yürütmek üzere kurulan kuruluşlar, kalkınma ve yatırım bankaları ve finansal holding şirketleri ile 6 Aralık 2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, 3 Haziran 2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve 28 Mart 2001 tarihli 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ve bunların ilgili mevzuatı çerçevesinde sigortacılık, bireysel emeklilik veya sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmak üzere kurulan finansal kuruluşlar gibi finansal kuruluşlar dışında TMS’yi uygulamakla yükümlü olan şirketlerin hazırlayacakları finansal tablolara örnek teşkil eder. Finansal tablolar;

sigortacılık mevzuatı gereği yürürlükte bulunan muhasebe ve finansal raporlamaya ilişkin düzenlemeler ve bunlar ile düzenlenmeyen konularda Türkiye Muhasebe Standartları hükümlerine uygun olarak hazırlanır.

a. Teknik Karşılıklar

Şirket, 31 Mart 2022 tarihi itibarıyla, sigortacılık ile ilgili teknik karşılıklarını, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesinde çıkarılan ve 28 Temmuz 2010 tarih ve 27655 sayılı Resmi Gazete ile; 17 Temmuz 2012 ve 28356 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan değişikler sonrası “Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara İlişkin Yönetmelik” (“Teknik Karşılıklar Yönetmeliği”) ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde hesaplamış ve finansal tablolara yansıtmıştır.

Kazanılmamış primler karşılığı:

Kazanılmamış primler karşılığı, nakliyat branşı primleri hariç olmak üzere, bilanço tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan tüm poliçeler için tahakkuk etmiş primlerin gün esasına göre takip eden döneme sarkan kısmı olarak hesaplanmıştır. Gün esasına göre takip eden döneme sarkan kısım hesap edilirken genel uygulamada poliçelerin öğlen 12:00’de başlayıp yine öğlen 12:00’de sona erdiği varsayılmıştır. Teknik Karşılıklar Yönetmeliği uyarınca, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren düzenlenen poliçelerin kazanılmamış primler karşılığı ile bu karşılığın reasürans payı, yürürlükte bulunan sigorta sözleşmeleri için tahakkuk etmiş primler ile reasürörlere devredilen primlerin herhangi bir komisyon veya diğer bir indirim yapılmaksızın brüt olarak gün esasına göre ertesi hesap dönemi veya hesap dönemlerine sarkan kısmı olarak hesaplanmış ve kayıtlara yansıtılmıştır. Şirket, 1 Ocak 2008 tarihinden önce düzenlenen poliçelerin kazanılmamış primler karşılığı hesabı sırasında ise primlerden komisyonların tenzil edilmesi uygulamasına devam etmektedir. Belirli bir bitiş tarihi olmayan emtia nakliyat branşı poliçeleri için son üç ayda yazılan primlerin %50’si kazanılmamış primler karşılığı olarak ayrılmaktadır.

Şirket, 31 Mart 2022 tarihi itibarıyla finansal tablolarında 547.012.139 TL (31 Mart 2021: 353.033.029 TL) net kazanılmamış primler karşılığı ayırmıştır.

(3)

Ertelenmiş üretim giderleri ve ertelenmiş komisyon gelirleri ile asistans primleri

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 28 Aralık 2007 tarih ve 2007/25 sayılı Genelge uyarınca, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren yazılan primler için aracılara ödenen komisyonlar ile reasürörlere devredilen primler nedeniyle reasürörlerden alınan komisyonların gelecek dönem veya dönemlere isabet eden kısmı, bilançoda sırasıyla “ertelenmiş üretim giderleri” ve “ertelenmiş komisyon gelirleri” hesaplarında, gelir tablosunda ise faaliyet giderleri hesabı altında netleştirilerek muhasebeleştirilmektedir. Şirket bu kapsamda 31 Mart 2022 itibarıyla 121.011.328 TL (31 Mart 2021:

94.952.594 TL) tutarında ertelenmiş komisyon gideri ve 31.312.122 TL (31 Mart 2021: 20.885.965 TL) tutarında ertelenmiş komisyon geliri hesaplamış ve finansal tablolarına yansıtmıştır (Dipnot 19).

Şirket, 31 Mart 2022 tarihi itibarıyla asistans hizmeti aldığı şirketlere cari dönemde yaptığı ödemelerin gelecek dönemlerle ilgili olan 17.494.754 TL tutarındaki kısmını erteleyerek, bilançoda “gelecek aylara ait diğer giderler” hesabı altında finansal tablolarına yansıtmıştır (31 Aralık 2021: 13.333.059 TL) (Dipnot 47.1).

Devam eden riskler karşılığı:

Teknik Karşılıklar Yönetmeliği uyarınca sigorta şirketleri, yürürlükte bulunan sigorta sözleşmeleri dolayısıyla ortaya çıkabilecek tazminatların, ilgili sözleşmeler için ayrılmış kazanılmamış primler karşılığından fazla olma ihtimaline karşı, beklenen hasar prim oranını dikkate alarak devam eden riskler karşılığı ayırmakla yükümlüdürler. Beklenen hasar prim oranı, gerçekleşmiş hasarların kazanılmış prime bölünmesi suretiyle bulunur. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 13 Aralık 2012 tarih ve 2012/15 sayılı “Devam Eden Riskler Karşılığı Hesaplamasında Yapılan Değişiklik Hakkında Genelge” (“2012/15 no’lu Genelge”) uyarınca, söz konusu beklenen hasar prim oranı hesaplaması 31 Mart 2022 ve 31 Aralık 2021 tarihleri itibarıyla ana branş bazında yapılmıştır. Branş bazında hesaplanan beklenen hasar prim oranının %95’in üzerinde olması halinde, %95’i aşan oranın net kazanılmamış primler karşılığı ile çarpılması sonucunda bulunan tutar, net devam eden riskler karşılığı, %95’i aşan oranın brüt kazanılmamış primler karşılığı ile çarpılması sonucunda bulunan tutar brüt devam eden riskler karşılığı olarak hesaplanır. Brüt tutar ile net tutar arasındaki fark ise reasürör payı olarak dikkate alınır.

Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 18 Temmuz 2012 tarih ve 2012/13 no’lu “Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Hakkında Sektör Duyurusu” (“2012/13 no’lu Sektör Duyurusu”) ile 2015/30 ve 2016/1 sayılı

“Devam Eden Riskler Karşılığı Hesabına İlişkin Sektör Duyuruları” (“2015/30 ve 2016/1 no’lu Sektör Duyuruları”) uyarınca, yapılan devam eden riskler karşılığı hesaplaması için belirlenen beklenen hasar prim oranının tespitinde kullanılan açılış muallak tazminat karşılığı tutarının cari dönem ile tutarlı bir şekilde yeniden belirlenmesi gerekmektedir.

Şirket, 31 Mart 2022 tarihi itibarıyla yaptığı hesaplama sonucunda 115.102.991 TL tutarında net devam eden riskler karşılığı hesaplamış ve kayıtlarına yansıtmıştır (31 Mart 2021: 70.342.441 TL).

Şirket, 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla Devam Eden Riskler Karşılığı hesaplamasını, Kara Araçları Sorumluluk branşında 2016/37 sayılı Genelgeye uygun olarak hesaplamış ve hesaplama sonucunda karşılık yükümlülüğü oluşmamıştır.

Muallak hasar ve tazminat karşılığı:

Şirket, tahakkuk etmiş ve hesaben tespit edilmiş ancak daha önceki hesap dönemlerinde veya cari hesap döneminde fiilen ödenmemiş tazminat bedelleri veya bu bedel hesaplanamamış ise tahmini bedelleri ile gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş tazminat bedelleri için muallak tazminat karşılığı ayırmaktadır. Muallak hasar karşılığı eksper raporlarına veya sigortalı ile eksperin değerlendirmelerine uygun olarak belirlenmekte olup ilgili hesaplamalarda rücu, sovtaj ve benzeri gelir kalemleri tenzil edilmemektedir.

31 Mart 2022 tarihi itibarıyla, tahakkuk etmiş ve hesaben tespit edilmiş muallak tazminat karşılığı ile; içeriği ve uygulama esasları, Teknik Karşılıklar Yönetmeliği ve 1 Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 5 Aralık 2014 tarih ve 2014/16 sayılı “Muallak Tazminat Karşılığına İlişkin Genelge” ve ilgili düzenlemelerde belirlenmiş olan aktüeryal zincir merdiven yöntemleri kullanılarak belirlenen tutar arasındaki fark gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş tazminat bedeli olarak muhasebeleştirilmektedir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan ve 1 Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 5 Aralık 2014 tarih ve

2014/16 sayılı “Muallak Tazminat Karşılığına İlişkin Genelge” uyarınca,

31 Aralık 2014 tarihine kadar geçerli olan 2010/12 sayılı “Aktüeryal Zincirleme Merdiven Metoduna İlişkin Genelge”, 9. Ve 10. Maddeleri haricinde yürürlükten kaldırılmış olup, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren gerçekleşmiş ancak raporlanmamış tazminat karşılığının, Şirket aktüerinin görüşleri çerçevesinde belirlenen en iyi tahminler doğrultusunda hesaplanması hükmü getirilmiştir. Söz konusu genelgeye göre, gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş tazminat bedellerine ilişkin hesaplamalarda kullanılan verinin seçimi, düzeltme işlemleri, en uygun metodun ve gelişim faktörlerinin seçimi ile gelişim faktörlerine müdahale aktüeryal yöntemler kullanılarak Şirket aktüeri tarafından yapılır. İlgili genelgede gerçekleşmiş ancak raporlanmamış hasar karşılığı hesaplamasında, Standart Zincir, Hasar/Prim, Cape Cod, Frekans Şiddet, Munich Zinciri veya Bornhuetter-Ferguson aktüeryal zincirleme merdiven metotlarının (“AZMM”) kullanılacağı belirtilmiş ve şirketlere her branş için bu yöntemlerden birini seçme hakkı tanınmıştır. Bu bağlamda, Şirket, 31 Mart 2022 tarihi itibarıyla yapılan gerçekleşmiş ancak raporlanmamış tazminat karşılığı hesaplamalarında, Şirket, aktüer görüşleri doğrultusunda Genel

(4)

Sorumluluk, Kaza, İhtiyari Mali Mesuliyet ve Hastalık/Sağlık branşları için Bornhuetter-Ferguson (B-F), ve diğer tüm branşlar için gerçekleşen hasarlar üzerinden Standart Zincir yöntemini seçmiştir.

Şirket tahakkuk etmiş ve hesaben tespit edilmiş ancak daha önceki hesap dönemlerinde veya cari hesap döneminde fiilen ödenmemiş tazminat bedelleri veya bu bedel hesaplanamamış ise tahmini bedelleri ile gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş tazminat bedelleri için muallak tazminat karşılığı ayırmaktadır.

Hesap dönemlerinden önce meydana gelmiş ancak bu tarihlerden sonra ihbar edilmiş tazminatlar, gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş tazminat bedelleri (IBNR) olarak kabul edilmektedir.

28 Temmuz 2010 tarih ve 27655 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”

ve 5 Aralık 2014 tarih ve 2014/16 sayılı “Muallak Tazminat Karşılığına İlişkin Genelge” uyarınca, aktüeryal zincirleme merdiven metodları (“AZMM”) kullanılarak Şirket’in Raporlanmamış Muallak Tazminat Karşılıkları (IBNR) hesaplanmıştır.

5 Temmuz 2012 tarih ve 28356 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ilgili Yönetmelik’te değişiklik yapılmasına ilişkin Yönetmelik ile “Gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş tazminat bedeli, içeriği ve uygulama esasları Müsteşarlıkça belirlenen aktüeryal zincirleme merdiven metodu veya Müsteşarlıkça belirlenecek diğer hesaplama yöntemleriyle hesaplanır” hükmü getirilmiştir.

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 5 Aralık 2014 tarih ve 2014/16 sayılı genelgesi uyarınca 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren yapılan hesaplamalarda branşlar bazında kullanılacak verinin seçimi, düzeltme işlemleri, en uygun metodun ve gelişim faktörlerinin seçimi ile gelişim faktörlerine müdahale aktüeryal yöntemler kullanılarak şirket aktüeri tarafından yapılmaktadır. Bu hususlar Aktüerler Yönetmeliği’nin 11 inci maddesi uyarınca T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na gönderilecek aktüerya raporunda ayrıntılı biçimde yer alacaktır. Genelge uyarınca Hayat Dışı branşlarda IBNR hesabı, aktüeryal zincirleme merdiven metodları (Standart Zincir, Hasar/Prim, Cape Cod, Frekans/Şiddet, Munich Zinciri veya Bornhuetter-Ferguson) kullanılarak yapılabilmektedir. T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan sırasıyla 17 Mart 2015 ve 27 Temmuz 2015 tarihli, 2015/7 ve 2015/28 sayılı “Muallak Tazminat Karşılığına İlişkin Genelge’de Değişiklik Yapılmasına İlişkin Genelge”ler ile söz konusu uygulama değişikliğinin etkilerinin kademeli olarak 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında muhasebeleştirilmesine olanak tanınmıştır. Şirket kademeli geçiş uygulamasını tercih etmemiştir.

31 Mart 2022 ve 31 Mart 2021 tarihlerinde branşlar itibarıyla kullanılan IBNR hesaplama metodu ile bu hesaplamalar sonucunda ilave olarak ayrılacak veya hesaplamaların negatif sonuç verdiği durumlarda karşılıklardan düşülecek olan brüt ve net ilave karşılık tutarları aşağıda açıklanmıştır:

31 Mart 2022

Branş Kullanılan Yöntem Brüt IBNR Net IBNR

Kara araçları sorumluluk Standart Zincir 478.394.332 476.672.519

Kaza Bornhuetter Ferguson 15.574.542 3.085.052

Genel sorumluluk Bornhuetter Ferguson 38.188.659 10.872.272

İhtiyari Mali Sorumluluk Bornhuetter Ferguson 8.482.267 8.467.144

Yangın ve doğal afetler Standart Zincir 1.371.524 356.448

Nakliyat Standart Zincir 584.726 138.843

Genel zararlar Standart Zincir 1.041.217 312.590

Kara araçları Standart Zincir (627.327) (491.752)

Hastalık/sağlık Bornhuetter Ferguson (62.064.260) (62.064.260)

Toplam 480.945.680 437.348.856

Mart 2021

Branş Kullanılan Yöntem Brüt IBNR Net IBNR

Kara araçları sorumluluk Standart Zincir 281.417.650 280.434.176

Kaza Bornhuetter Ferguson 17.042.905 3.069.755

Genel sorumluluk Bornhuetter Ferguson 15.476.023 3.826.125

İhtiyari mali sorumluluk Bornhuetter Ferguson 3.486.440 3.477.304

Yangın ve doğal afetler Standart Zincir 915.582 226.374

Nakliyat Standart Zincir 745.240 157.801

Genel zararlar Standart Zincir 739.918 266.482

Emniyeti suistimal Standart Zincir (3.36) (3.346)

Kara araçları Standart Zincir (705.841) (575.025)

Hastalık/sağlık Bornhuetter Ferguson (19.79.061) (19.795.061)

Toplam 299.319.510 271.084.585

(5)

Şirket, AZMM hesaplamaları yapılırken daha homojen bir veri setiyle hesaplama yapılabilmesini teminen büyük hasar olarak nitelendirilen uç hasarları ayrı bir dosyada Genelge’de öngörülmüş olduğu üzere istatistiki yöntemlerle elimine etmiştir. Söz konusu hesaplamalar sonucunda branşlar itibarıyla ayıklanacak büyük hasarların bulunması için kullanılan büyük hasar limitleri aşağıda açıklanmıştır:

Branş 31 Mart 2022 31 Mart 2021

Yangın ve Doğal Afetler 892.133 892.133

Kara Araçları Sorumluluk 350.000 350.000

Genel Zararlar 550.000 550.000

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın “Gerçekleşmiş Ancak Rapor Edilmemiş Tazminat Karşılığı (IBNR) Hesaplamasına İlişkin Açıklamalar Hakkında Genelge (2011/23)”si uyarınca şirketler dava sonuçlanma tarihi dikkate alınarak geriye doğru son beş yıllık gerçekleşmelere göre alt branşlar itibarıyla şirket aleyhine açılan davaların tutarları üzerinden bir kazanma oranı hesaplayarak dava sürecinde olan dosyaları için tahakkuk ettirilen muallak dosyalardan %25’i aşmamak kaydıyla (yeni faaliyete başlanan ve beş yıllık verisi bulunmayan branşlarda %15) söz konusu oran nispetinde indirim yapabilmektedirler.

Yukarıda sözü edilen aktüeryal zincir merdiven metotları, söz konusu dava kazanma indirimini hesaplamalara yansıttığından, şirket aktüerinin görüşleri doğrultusunda 2021 yılından itibaren uygulama kararı alınmıştır. İlgili karar kapsamında 31 Aralık 2021 itibarıyla Şirket’in son beş yıllık davalık dosya veri seti kullanılarak %15-%25 aralığında hesaplanan kazanma oranları dikkate alınarak muallak tazminatlar karşılıklarından indirmiştir.

11 Temmuz 2018 tarihli ve 30121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Geçici 12. Maddesi uyarınca hasar frekansı yüksek basamak ve/veya araç grupları için 12 Nisan 2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere “Riskli Sigortalılar Havuzu” kurulduğu duyurulmuştur.

Bu kapsamda, 12 Nisan 2018 tarihinden başlamak üzere havuz kapsamında tanzim edilen trafik sigorta poliçelerine ilişkin prim ve hasar tutarları Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde sigorta şirketleri arasında paylaştırılmaya başlanmıştır.

Şirket, mevzuatta meydana gelen değişiklik sonrası Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu (“TMTB”) tarafından kesinleştirilerek iletilen aylık dekontlar kapsamında havuza devredilen ve payı kapsamında havuzdan devir alınan prim, hasar ve komisyon tutarları üzerinden muhasebe kayıtları oluşturulmuş, ayrıca dekontu TMTB tarafından henüz iletilmemiş döneme ait tutarlar için de çalışma yaparak mali tablolara yansımasını sağlamıştır.

Riskli Sigortalılar Havuzu (“RSH”) IBNR hesaplaması yapılırken, hasar gelişimleri henüz tamamlanmadığından, dönemler itibarıyla şirketler arasında farklı hesaplama yöntemleri belirlenmiştir. Şirket IBNR hesaplaması için hasar prim oranı hesaplamalarını kendi portföyü üzerinden yapmış ve referans çalışma ile belirlenen oran da göz önünde bulundurularak, havuz datasının gelişiminden hesaplanan hasar prim oranını kullanarak IBNR tutarını belirleyerek finansal tablolarına almıştır.

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 10 Haziran 2016 tarihinde yayınlanan “Muallak Tazminat Karşılığından Kaynaklanan Net Nakit Akışlarının İskonto Edilmesi Hakkında Genelge” de (2016/22) açıklandığı üzere, muallak tazminat karşılığının ödemeye dönüşümüne (rücu, sovtaj ve benzeri gelirler de ters nakit akışı olarak dikkate alınır) ilişkin olarak dönemler itibarıyla gerçekleşecek net nakit akışlarının en iyi tahmini şirket aktüeri tarafından yapılır. Net nakit akışları Tablo 57-AZMM dosyasında belirlenen ana branş temelinde tahmin edilir. Net nakit akışları sigortanın yasal teminat süreleri de dikkate alınarak en fazla on yıllık süre için tahmin edilir. Bununla birlikte, nakit akışları süresinin her halükarda IBNR hesaplamasının kapsadığı süreyi aşmaması esastır. Net nakit akışları çeyreklik bazda tahmin edilmekle birlikte, reasürans şirketlerinin yıllık periyotları aşmamak şekilde daha uzun periyotlar için tahmin yapması da mümkündür. Net nakit akışları finansal raporlama dönemi tarihi itibarıyla Resmi Gazetede yayımlanan en son yasal faiz oranı kullanılarak peşin değere iskonto edilir. İskonto tutarı alt branşlara muallak tazminat karşılığı tutarı ile orantılı olarak dağıtılır. İskonto işlemi; tahakkuk eden, raporlanmayan ve yeterlilik farkı dahil tüm tutarlar belirlendikten ve uygulanması halinde Muallak Tazminat Karşılığına İlişkin Genelgenin (2014/16) 5/A maddesine göre yapılacak kademeli geçiş sonrasında gerçekleştirilir.

(6)

31 Mart 2022 ve 31 Aralık 2021 tarihleri itibarıyla net nakit akışlarının tahmin edilmesine ilişkin uygulanan yöntemler ile her bir ana branş için tahmin edilen nakit akışların tutarları aşağıda açıklanmıştır.

31 Mart 2022

Branşlar Kullanılan yöntem Brüt muallak

hasar tutarı(*) Iskonto tutarı Iskonto sonrası brüt muallak hasar tutarı (*) Kara Araçları Sorumluluk Standart Zincir 486.876.599 (158.269.282) 328.607.317

Genel Sorumluluk Bornhuetter Ferguson 38.188.659 (32.519.596) 5.669.063

Kaza Bornhuetter Ferguson 15.574.542 - 15.574.542

Genel Zararlar Standart Zincir 1.041.217 - 1.041.217

Yangın ve Doğal Afetler Standart Zincir 1.371.524 - 1.371.524

Finansal Kayıplar Bornhuetter Ferguson 0 - 0

Kara Araçları Standart Zincir (627.327) - (627.327)

Nakliyat Standart Zincir 584.726 - 584.726

Hastalık/Sağlık Bornhuetter Ferguson (62.064.260) - (62.064.260,00)

Kefalet Standart Zincir 0 - 0

Toplam (Not 17) 480.945.680 (190.788.878) 290.156.802

(*) Dosya muallakları ve IBNR tutarlarından oluşmaktadır.

31 Mart 2021

Branşlar Kullanılan yöntem

Brüt muallak

hasar tutarı(*) Iskonto tutarı

Iskonto sonrası brüt muallak hasar tutarı (*) Kara Araçları Sorumluluk Standart Zincir 281.417.650 (64.703.166) 216.714.484

Genel Sorumluluk Bornhuetter Ferguson 15.476.023 (20.677.231) -5.201.208

Kaza Bornhuetter Ferguson 17.042.905 - 17.042.905

Genel Zararlar Standart Zincir 739.918 - 739.918

Yangın ve Doğal Afetler Standart Zincir 915.582 - 915.582

İhtiyari Mali Sorumluluk Bornhuetter Ferguson 3.486.440 (2.650.472) 835.968

Kara Araçları Standart Zincir -705.841 - -705.841

Nakliyat Standart Zincir 745.240 - 745.240

Hastalık/Sağlık Bornhuetter Ferguson -19.795.061 - -19.795.061

Kefalet Standart Zincir -3.346 - -3.346

Toplam (Not 17) 660.383.556 (88.030.869) 211.288.641

(*) Dosya muallakları ve IBNR tutarlarından oluşmaktadır.

2011/18 sayılı “Sosyal Güvenlik Kurumuna Tedavi Masraflarına İlişkin Yapılan Ödemelerin Muhasebeleştirilmesine ve Sigortacılık Hesap Planında Yeni Hesap Kodu Açılmasına Dair Genelge” Kapsamında Trafik Kazaları Tedavi Masraflarına İlişkin Yapılan Yeni Düzenleme

25 Şubat 2011 tarih ve 27857 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 59’uncu maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98’inci maddesi değiştirilmiştir.

Bahse konu Kanunun 59’uncu maddesiyle, 25 Şubat 2011 tarihinden itibaren, trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin %15’ini aşmamak üzere T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenecek tutarın Sosyal Güvenlik Kurumu’na (“SGK”) aktarılmasını ve bu aktarımla birlikte sigorta şirketlerinin trafik kazalarından kaynaklanan yaralanmalar neticesinde ortaya çıkan tedavi giderlerine ilişkin sorumluluklarının SGK’ya devredildiği hükme bağlanmaktadır. Yine aynı Kanun’un Geçici 1’inci maddesi ile 59’uncu madde kapsamında aktarılacak tutarın %20’sini aşmamak üzere T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenecek tutarın SGK’ya aktarılması ile 25 Şubat 2011 tarihinden önce trafik kazalarından kaynaklanan yaralanmalara ilişkin sunulan tedavi hizmetlerinin de SGK tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede Zorunlu Trafik Sigortası, Zorunlu Taşımacılık Sigortası ile Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası kapsamında tedavi masraflarının ödenmesine ilişkin usul ve esaslar 27 Ağustos 2011 tarih ve 28038 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ve 2011/17 sayılı Genelge ile düzenlenmiştir. Söz konusu uygulamaların muhasebeleştirilmesine ilişkin usul ve esaslar ise 2011/18 sayılı “Sosyal Güvenlik Kurumuna Tedavi Masraflarına İlişkin Yapılan Ödemelerin Muhasebeleştirilmesine ve Sigortacılık Hesap Planında Yeni Hesap Kodu Açılmasına Dair Genelge” ile açıklanmıştır.

2011/18 sayılı Genelge’ye göre Şirket’in ilgili branşlarda vermiş olduğu teminatlara ilişkin tedavi gideri ödeme yükümlülüğü kalmadığından AZMM gelişim üçgenlerinde Kanun kapsamına giren tedavi giderlerine ilişkin tüm veriler çıkarılmıştır. Aynı

(7)

genelgeye göre Kanun’un Geçici 1’inci maddesine göre Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazalarına ilişkin olarak Şirket’in, kayıtlarında takip ettiği tedavi masraflarına ilişkin kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşen hasarlara ilişkin muallak hasar dosyaları ile söz konusu tedavi masraflarına ilişkin hesaplanan tasfiye edilecek IBNR tutarını ödenen hasarlar hesabına kaydetmesi gerekmektedir. Şirket ihtiyatlılık gereği daha önce bu kapsamdaki hukuki süreci devam eden dosyalarını tasfiye etmemiş olup, ilgili Genelge sonrasında bu dosyaları kapatarak SGK’ya borçlar hesabına aktarmıştır. Tasfiye edilecek IBNR tutarı, 31 Mart 2011 tarihi itibarıyla düzenlenen AZMM tablosu hem tedavi masraflarına ilişkin veriler dahil hem de bu veriler hariç olarak yapılan iki hesaplamanın farkı olarak ele alınmıştır.

2011/17 sayılı Genelge hükümleri çerçevesinde T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Şirket’e bildirilen yükümlülükler ile belirtilen hesaplama sonucu bulunan tutarın ilgili döneme isabet eden kısımları arasında oluşan fark ilgili bilanço hesabına yansıtılmış ve diğer teknik gelirler veya giderler hesabına aktarılmıştır.

Şirket, 2011/18 sayılı Genelge’ye göre tedavi giderleri ile birlikte olan ölüm ve maluliyet tazminatlarının ayrıştırılmasını yapmış ve finansal tabloların hazırlanmasında yapılan hesaplamalara sadece tedavi masrafları konu edilmiştir.

Şirket’e Zorunlu trafik sigortası kapsamında, 2011 yılı için 6111 sayılı Kanun’un yayımından önce meydana gelen trafik kazaları bakımından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak tutar ile, Zorunlu Taşımacılık Sigortası ve Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası kapsamında, 2011 yılı için 6111 sayılı Kanun’un yayımından önce meydana gelen trafik kazaları bakımından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak tutarın hesabında kullanılacak katsayılar T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bildirilmiştir.

Bu çerçevede Şirket, 2011/18 sayılı Genelge’de yapılan açıklamalara göre Kanun’un yayım tarihinden önce ve sonrası için hesaplamış olduğu ve kendisine bildirilmiş olan tutarları finansallarına aktarmıştır.

Yukarıda bahsedilen Kanun ve yönetmelikler çerçevesinde SGK’ya yapılan aktarımlar sebebiyle 31 Mart 2022 tarihi itibarıyla Şirket, Kanun sonrası dönem ile ilgili SGK’ya devredilecek primler nedeni ile gelir tablosuna 7.260.938 TL tutarında gider yansıtmıştır (31 Mart 2021: 8.690.757 TL). Bu işlemin gelecek yıllardaki net etkisi T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bildirimlerine bağlı olarak kesinleşecektir.

2 Mayıs 2012 gün ve 28280 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in (“Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği”) 1’inci Maddesi’yle, “Ek 1 – Hesaplama Yöntemi” başlıklı ekinin. “a-) Zorunlu Trafik Sigortası”

başlıklı kısmında, zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak 2012 ve devam eden yıllar için hesaplama 2012 yılı bakımından beher poliçe için yazılan primin %10’u Sosyal Güvenlik Kurumu’na (“Kurum”) devredilir denmektedir. Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 2’inci Maddesi’nde de yürürlük tarihi 1 Ocak 2012 olarak belirlenmiştir. Bu suretle, bu uygulama, Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin yayım tarihi olan 2 Mayıs 2012 tarihi yerine 1 Ocak 2012’den itibaren yürürlüğe girmiştir.

Türkiye Sigorta Birliği (“TSB”) ilgili yürütmenin durdurulması için Danıştay Onbeşinci Dairesi’ne başvurmuş ancak 10 Aralık 2013 tarih ve E:2013/10984 sayılı karar ile ilgili daire bu istemi reddetmiştir. TSB konuyu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşımış ve 11 Haziran 2014 tarihinde ilgili Kurul TSB’nin talebini oy çokluğu ile kabul ederek yürütmeyi durdurmuştur.

Dengeleme karşılığı:

Teknik Karşılıklar Yönetmeliği uyarınca, sigorta şirketleri, takip eden hesap dönemlerinde meydana gelebilecek tazminat oranlarındaki dalgalanmaları dengelemek ve katastrofik riskleri karşılamak üzere kredi ve deprem teminatları içeren sigorta sözleşmeleri için dengeleme karşılığı ayırmak zorundadırlar. Söz konusu karşılık her bir yıla tekabül eden net deprem ve kredi primlerinin %12’si oranında hesaplanır. Net primin hesaplanmasında, bölüşmesiz reasürans anlaşmaları için ödenen tutarlar devredilen prim olarak kabul edilir.

Cari yılda ayrılan dengeleme karşılığından olmamak kaydıyla, deprem tazminatları için ayrılan dengeleme karşılığının deprem nedeniyle yapılan tazminat ödemeleri ile eksper raporu veya afet durumunda resmi kurumlardan temin edilecek belgeler gibi kanıtlara dayanılarak ayrılan muallak tazminat karşılığının dengeleme karşılığından indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Şirket, 31 Mart 2022 tarihi itibarıyla 5.230.695 TL (31 Mart 2021: 3.940.976 TL) tutarında net dengeleme karşılığı ayırmıştır.

b. Rücu ve Sovtaj Gelirleri

31 Mart 2022 tarihi itibarıyla hazırlanan finansal tablolarda T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan 10 Şubat 2015 tarih ve 2015/6 sayılı “Rücu ve Sovtaj Gelirlerine İlişkin Genelge’ye istinaden Şirket, tazminat ödemesini gerçekleştirerek sigortalılarından ibraname veya ödemenin yapıldığına dair belgenin alınmış olunması ve karşı sigorta şirketine ya da 3. şahıslara bildirim yapılması kaydıyla, borçlu sigorta şirketinin teminat limitine kadar olan rücu alacağı tahakkuk ettirmektedir. Söz konusu tutarın tazminat ödemesini takip eden altı ay içerisinde karşı sigorta şirketinden veya dört ay içerisinde 3. şahıslardan tahsil edilememesi durumlarında bu alacaklar için alacak karşılığı ayrılmakta ve bilançoda

“Sigortacılık Faaliyetlerinden Alacaklar Karşılığı” hesabında gösterilmektedir.

Şirket, 2.937.326 TL (31 Mart 2021: 3.075.792 TL) tutarındaki rücu alacağını ve 36.601 TL (31 Mart 2021: 261.941 TL) tutarındaki reasürör payını sırası ile esas faaliyetlerden alacaklar ve teknik gelirler hesaplarında göstermiştir. Ayrıca Şirket, dava ve icra yoluyla yapılan rücu işlemlerinin konservasyonunda kalan kısmı için 48.781.473 TL (31 Mart 2021: 32.077.991

(8)

TL) şüpheli alacak karşılığı ayırmıştır. Bu tutar esas faaliyetten kaynaklanan şüpheli alacaklar ve teknik gelirler hesaplarında gösterilmiştir.

c. Prim Geliri ve Hasarlar

Prim geliri yıl içinde tanzim edilen poliçe gelirlerinden oluşmaktadır. Kazanılmamış primler karşılığı, bilanço tarihinde yürürlükte bulunan poliçeler üzerinden gün esası dikkate alınarak hesaplanmıştır.

Hasarlar ödendikçe gider yazılmaktadır. Dönem sonunda rapor edilip henüz fiilen ödenmemiş hasarlar ile gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş hasarlar için muallak hasarlar karşılığı ayrılmaktadır. Muallak ve ödenen hasarların reasürör payları bu karşılıklar içerisinde netleştirilmektedir.

d. Sigortacılık Faaliyetlerinden Alacaklar

Vadesi gelmiş sigortacılık faaliyetlerinden alacakların tahsil edilemeyeceğine dair somut bir gösterge varsa alacak karşılığı ayrılmaktadır. Tahsili tamamen mümkün olmayan alacaklar tespit edildikleri durumlarda tamamen silinirler.

Ayrıca Şirket, acente ve sigortalıları ile ilgili olup idari ve kanuni takipte olan şüpheli alacakları için karşılık ayırmaktadır. 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla idari ve kanuni takipteki alacaklar için 48.781.473 TL (31 Mart 2021: 32.077.991 TL) karşılık ayrılmıştır. Söz konusu karşılığın 48.781.473 TL (31 Mart 2021: 32.077.991 TL) tutarındaki kısmı dava ve icra yoluyla yapılan rücu işlemlerinden oluşmaktadır.

e. Kiralama İşlemleri

Mülkiyete ait risk ve kazanımların önemli bir kısmının kiracıya ait olduğu kiralama işlemleri, finansal kiralama olarak sınıflandırılırken diğer kiralamalar faaliyet kiralaması olarak sınıflandırılır.

Finansal kiralamayla elde edilen varlıklar, kiralama tarihindeki varlığın makul değeri, ya da asgari kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı kullanılarak aktifleştirilir. Kiralayana karşı olan yükümlülük, bilançoda finansal kiralama yükümlülüğü olarak gösterilir.

Finansal kiralama ödemeleri, finansman gideri ve finansal kiralama yükümlüğündeki azalışı sağlayan ana para ödemesi olarak ayrılır ve böylelikle borcun geri kalan ana para bakiyesi üzerinden sabit bir oranda faiz hesaplanmasını sağlar.

Finansal giderler, Şirket’in yukarıda ayrıntılarına yer verilen genel borçlanma politikası kapsamında finansman giderlerinin aktifleştirilen kısmı haricindeki bölümü gelir tablosuna kaydedilir. Koşullu kiralar oluştukları dönemde gider olarak kaydedilir.

Faaliyet kiralamaları için yapılan ödemeler (kiralayandan kira işleminin gerçekleşebilmesi için alınan veya alınacak olan teşvikler de kira dönemi boyunca doğrusal yöntem ile gelir tablosuna kaydedilir), kira dönemi boyunca doğrusal yöntem ile gelir tablosuna kaydedilir. Faaliyet kiralaması altındaki koşullu kiralar oluştukları dönemde gider olarak kaydedilir.

f. Kur Değişiminin Etkileri

Şirket, yabancı para cinsinden varlıklarını ve yükümlülüklerini bilanço tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuruyla değerlemektedir. Bu işlemlerden doğan kur farkı gelir ve giderleri, gelir tablosuna dahil edilmektedir.

g. Bilanço Tarihinden Sonraki Olaylar

Bilanço tarihinden sonraki olaylar; kara ilişkin herhangi bir duyuru veya diğer seçilmiş finansal bilgilerin kamuya açıklanmasından sonra ortaya çıkmış olsalar bile, bilanço tarihi ile bilançonun yayımı için yetkilendirilme tarihi arasındaki tüm olayları kapsar.

Şirket, bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektiren olayların ortaya çıkması durumunda, finansal tablolara alınan tutarları bu yeni duruma uygun şekilde düzeltir.

h. Hisse başına kazanç

TMS 33 “Hisse Başına Kazanç” standardına göre, hisse senetleri borsada işlem görmeyen işletmeler hisse başına kazanç açıklamak zorunda değildir. Şirket’in hisseleri borsada işlem görmediğinden dolayı, ekli finansal tablolarda hisse başına kazanç/zarar hesaplanmamıştır.

i. Karşılıklar, Şarta Bağlı Yükümlülükler ve Şarta Bağlı Varlıklar

Geçmiş olaylardan kaynaklanan mevcut bir yükümlülüğün bulunması, yükümlülüğün yerine getirilmesinin muhtemel olması ve söz konusu yükümlülük tutarının güvenilir bir şekilde tahmin edilebilir olması durumunda finansal tablolarda karşılık ayrılır.

Karşılık olarak ayrılan tutar, yükümlülüğe ilişkin risk ve belirsizlikler göz önünde bulundurularak, bilanço tarihi itibarıyla yükümlülüğün yerine getirilmesi için yapılacak harcamanın tahmin edilmesi yoluyla hesaplanır. Karşılığın, mevcut yükümlülüğün karşılanması için gerekli tahmini nakit akımlarını kullanarak ölçülmesi durumunda söz konusu karşılığın defter değeri, ilgili nakit akımlarının bugünkü değerine eşittir.

Karşılığın ödenmesi için gerekli olan ekonomik faydanın bir kısmı ya da tamamının üçüncü taraflarca karşılanmasının beklendiği durumlarda, tahsil edilecek tutar, ilgili tutarın tahsil edilmesinin hemen hemen kesin olması ve güvenilir bir şekilde ölçülmesi halinde varlık olarak muhasebeleştirilir.

(9)

Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve mevcudiyeti Şirket’in tam olarak kontrolünde bulunmayan gelecekteki bir veya daha fazla kesin olmayan olayın gerçekleşip gerçekleşmemesi ile ilgili teyit edilebilmesi mümkün yükümlülükler şarta bağlı yükümlülükler olarak değerlendirilmekte ve finansal tablolara dahil edilmemektedir.

j. Muhasebe Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde Değişiklik ve Hatalar

Muhasebe politikalarında yapılan önemli değişiklikler ve tespit edilen önemli muhasebe hataları geriye dönük olarak uygulanır ve önceki dönem finansal tabloları yeniden düzenlenir. Muhasebe tahminlerindeki değişiklikler, yalnızca bir döneme ilişkin ise, değişikliğin yapıldığı cari dönemde, gelecek dönemlere ilişkin ise, hem değişikliğin yapıldığı dönemde hem de gelecek dönemde, ileriye yönelik olarak uygulanır.

Cari dönemde muhasebe politikalarında yapılan değişikliklere ilişkin açıklama aşağıda belirtilmiştir:

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın “Gerçekleşmiş Ancak Rapor Edilmemiş Tazminat Karşılığı (IBNR) Hesaplamasına İlişkin Açıklamalar Hakkında Genelge (2011/23)”si uyarınca şirketler dava sonuçlanma tarihi dikkate alınarak geriye doğru son beş yıllık gerçekleşmelere göre alt branşlar itibarıyla şirket aleyhine açılan davaların tutarları üzerinden bir kazanma oranı hesaplayarak dava sürecinde olan dosyaları için tahakkuk ettirilen muallak dosyalardan %25’i aşmamak kaydıyla (yeni faaliyete başlanan ve beş yıllık verisi bulunmayan branşlarda %15) söz konusu oran nispetinde indirim yapabilmektedirler. Yukarıda sözü edilen aktüeryal zincir merdiven metotları, söz konusu dava kazanma indirimini hesaplamalara yansıttığından, şirket aktüerinin görüşleri doğrultusunda 2021 yılından itibaren uygulama kararı alınmıştır.

İlgili karar kapsamında 31 Mart 2022 itibarıyla Şirket’in son beş yıllık davalık dosya veri seti kullanılarak %15-%25 aralığında hesaplanan kazanma oranları dikkate alınarak muallak tazminatlar karşılıklarından indirmiştir.

2.1.2 Finansal tabloların anlaşılması için uygun olan diğer muhasebe politikaları 2.1.1. ve takip eden 2 numaralı dipnotlarda tüm muhasebe politikalarına yer verilmiştir.

2.1.3 Kullanılan para birimi

Şirket’in finansal tabloları faaliyette bulundukları temel ekonomik çevrede geçerli olan para birimi (fonksiyonel para birimi) ile sunulmuştur. Şirket finansal tabloları, Şirket’in finansal tablolar için sunum birimi olan TL cinsinden ifade edilmiştir.

2.1.4 Finansal tabloda sunulan tutarların yuvarlanma derecesi Finansal tablolarda miktarlar TL tam sayı olarak gösterilmişlerdir.

2.1.5 Finansal tabloların düzenlenmesinde kullanılan ölçüm temeli (veya temelleri)

Finansal tablolar, finansal araçların yeniden değerlenmesi haricinde, tarihi maliyet esasına göre hazırlanmaktadır.

2.1.6 Henüz uygulanmayan yeni standart ve yorumlar

31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla yayımlanmış ama henüz yürürlüğe girmemiş ve erken uygulanmayan değişiklikler Yayımlanmış ancak yürürlüğe girmemiş ve erken uygulanmaya başlanmamış değişiklikler

Raporlama tarihi itibarıyla yayımlanmış fakat henüz yürürlüğe girmemiş ve erken uygulanmasına izin verilmekle birlikte Şirket tarafından erken uygulanmayan bazı yeni standartlar, yorumlar ve değişiklikler aşağıdaki gibidir.

COVID-19’la İlgili Olarak Kira Ödemelerinde 30 Haziran 2021 Tarihi Sonrasında Devam Eden İmtiyazlar-TFRS 16’ya İlişkin Değişiklikler

Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (“UMSK”), vadesi 30 Haziran 2022 tarihinde veya öncesinde dolan kira ödemelerinde düşüşe neden olan imtiyazları da kapsayacak şekilde kolaylaştırıcı hükmün uygulanma kapsamına girilmesini 12 ay uzatmıştır. Bu hususta yapılan ilk değişiklik, kiracıların indirimler veya belirli süre kira ödenmemesi gibi Covid-19 ile ilgili kendilerine sağlanan kira imtiyazlarını muhasebeleştirmelerini kolaylaştırmak ve yatırımcılara kira sözleşmeleri hakkında faydalı bilgiler sağlamaya devam etmek üzere UMSK tarafından Mayıs 2020'de yayımlanmıştır. İlgili değişiklikler KGK tarafından da TFRS 16’da Yapılan Değişiklikler olarak 5 Haziran 2020 tarihinde yayımlanmıştır.

Bu değişiklik ise, 1 Nisan 2021 tarihinde veya sonrasında başlayan yıllık hesap dönemleri için geçerlidir. Kiracıların, bu değişikliliğin yayımlandığı tarih olan 31 Mart 2021 itibarıyla finansal tablolar yayımlanmak üzere henüz için onaylanmamış olması durumunda da erken uygulamaya izin verilmektedir. Diğer bir ifadeyle değişikliğin yayımlandığı tarihten önceki hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolar henüz yayımlanmamışsa, bu değişikliğin ilgili finansal tablolar için uygulanması mümkündür. 2021 değişiklikleri, değişikliğin ilk kez uygulanması sonucunda oluşan birikimli etki, değişikliğin ilk kez uygulandığı yıllık hesap döneminin başındaki geçmiş yıllar karlarının açılış bakiyesinde bir düzeltme olarak finansal tablolarına yansıtılarak geriye dönük uygulanır.

Kolaylaştırıcı uygulamanın ilk versiyonu isteğe bağlı olarak uygulanmakta olup, halihazırda isteğe bağlı olarak uygulamaya devam edecektir. Bununla birlikte, 2021 değişikliklerinin uygulaması isteğe bağlı değildir. Bunun nedeni, 2020 değişikliklerinin getirdiği kolaylaştırıcı hükmü uygulamayı seçen bir kiracının, sürelerdeki uzatmayı benzer özelliklere ve benzer koşullara sahip uygun sözleşmelere tutarlı bir şekilde uygulamaya devam etmesi gerekliliğidir.

(10)

Bu durum, bir kira imtiyazı 2020 değişiklikleri uyarınca ilk kolaylaştırıcı uygulama için uygun olmamakla birlikte yeni uzatma sonucunda muafiyet için uygun hale gelirse, kiracıların önceki kiralamada yapılan değişiklikle ilgili muhasebeleştirme işlemlerini tersine çevirmesi gerekeceği anlamına gelmektedir.

TFRS 3’de Kavramsal Çerçeve’ye Yapılan Atıflara İlişkin Değişiklik

Mayıs 2020'de UMSK, UFRS 3'de Kavramsal Çerçeve’ye yapılan atıflara ilişkin değişiklik yayımlamıştır Değişiklikle, UMSK tarafından UFRS 3’de, Finansal Raporlamaya İlişkin Kavramsal Çerçeve’nin eski bir sürümüne yapılan referanslar, Mart 2018'de yayımlanan en son sürüme yapılan referanslar ile değiştirilmiştir. Ardından KGK tarafından da bu değişiklikleri yansıtmak üzere TFRS 3 değişikliği 27 Temmız 2020 tarihinde yayımlanmıştır.

Şirket’in bu değişiklikleri 1 Ocak 2022 tarihinde veya sonrasında başlayan raporlama dönemlerinden itibaren uygulaması gerekmekle birlikte, erken uygulamasına izin verilmektedir.

Yayımlanmış ancak yürürlüğe girmemiş ve erken uygulanmaya başlanmamış değişiklikler (devamı) Maddi Duran Varlıklar — Kullanım amacına uygun hale getirme (TMS 16’da yapılan değişiklik)

Mayıs 2020'de UMSK, UMS 16 Maddi Duran Varlıklar standardında değişiklik yapan “Maddi Duran Varlıklar - Kullanım amacına uygun hale getirme” değişikliğini yayımlamıştır. KGK tarafından da bu değişiklikleri yansıtmak üzere TMS 16 değişikliği 27 Temmız 2020 tarihinde yayımlanmıştır.

Söz konusu değişiklik, bu husustaki muhasebeleştirme hükümlerini açıklığa kavuşturarak şeffaflığı ve tutarlılığı artırmaktadır, özellikle, yapılan değişiklikle birlikte, artık varlığı kullanım amacına uygun hale getirirken üretilen ürünlerin satışından elde edilen gelirlerin, maddi duran varlık kaleminin maliyetinden düşülmesine izin vermemektedir. Bunun yerine, bir şirket bu tür satış gelirlerini ve ilgili maliyetleri artık kar veya zarara yansıtacaktır.

Şirket’in bu değişiklikleri 1 Ocak 2022 tarihinde ve sonrasında başlayan raporlama dönemlerinden itibaren uygulaması gerekmekle birlikte, erken uygulamasına izin verilmektedir. Söz konusu değişiklikler geriye dönük olarak; ancak sadece değişikliklerin ilk kez uygulandığı finansal tablolarda sunulan en erken dönemin başında veya sonrasında, yönetim tarafından amaçlanan koşullarda çalışabilmesi için gereken yer ve duruma getirilen maddi duran varlık kalemlerine uygulanır. Değişikliklerin ilk kez uygulanmasının birikimli etkisi, sunulan en erken dönemin başındaki dağıtılmamış kârların ya da uygun olan başka bir özkaynak bileşeninin açılış bakiyesinde bir düzeltme olarak finansal tablolara alınır.

Ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşmeler-Sözleşmeyi yerine getirme maliyetleri (TMS 37’de yapılan değişiklik)

UMSK, Mayıs 2020'de, UMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar’da değişiklik yapan “Ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşmeler - Sözleşmeyi yerine getirme maliyetleri” değişikliğini yayımlamıştır.

UMSK, bir sözleşmenin ekonomik açıdan dezavantajlı olup olmadığını değerlendirmek amacıyla, sözleşmeyi yerine getirme maliyetinin hem katlanılması gereken zorunlu ilave maliyetler hem de diğer doğrudan maliyetlerin dağıtımı ile ilgili maliyetleri içerdiğini açıklığa kavuşturmak amacıyla UMS 37'ye yönelik bu değişikliği yayımlamıştır. Ardından KGK tarafından da bu değişiklikleri yansıtmak üzere TMS 37 değişikliği 27 Temmız 2020 tarihinde yayımlanmıştır.

Değişiklikler, bir sözleşmenin yerine getirilip getirilmediğini değerlendirmek amacıyla bir sözleşmenin yerine getirilmesinin maliyetinin belirlenmesinde işletmenin hangi maliyetleri dahil edebileceğini belirlemiştir.

Şirket’in bu değişiklikleri 1 Ocak 2022 tarihinde ve sonrasında başlayan raporlama dönemlerinden itibaren uygulaması gerekmekle birlikte, erken uygulamasına izin verilmektedir. Değişikliklerin ilk kez uygulanmasının birikimli etkisi, ilk uygulama tarihindeki dağıtılmamış kârların ya da uygun olan başka bir özkaynak bileşeninin açılış bakiyesinde bir düzeltme olarak finansal tablolara alınır. Karşılaştırmalı bilgiler yeniden düzenlenmez.

TFRS 17 Sigorta Sözleşmeleri

16 Şubat 2019'da, KGK tarafından TFRS 17 Sigorta Sözleşmeleri standardı yayımlanmıştır. Sigorta sözleşmeleri için uluslararası geçerlilikte ilk standart olan TFRS 17, yatırımcıların ve ilgili diğer kişilerin sigortacıların maruz kaldığı riskleri, kârlılıklarını ve finansal durumunu daha iyi anlamalarını kolaylaştıracaktır. TFRS 17, geçici bir standart olarak getirilen TFRS 4'ün yerini almıştır. TFRS 4, şirketlerin sigorta sözleşmelerinin yerel muhasebe standartlarını kullanarak muhasebeleştirmelerine izin verdiğinden uygulamalarda çok çeşitli muhasebe yaklaşımlarının kullanılmasına neden olmuştur. Bunun sonucu olarak, yatırımcıların benzer şirketlerin finansal performanslarını karşılaştırmaları güçleşmiştir.

TFRS 17, tüm sigorta sözleşmelerinin tutarlı bir şekilde muhasebeleştirilmesini ve hem yatırımcılar hem de sigorta şirketleri açısından TFRS 4’ün yol açtığı karşılaştırılabilirlik sorununu çözmektedir. Yeni standarda göre, sigorta yükümlülükleri tarihi maliyet yerine güncel değerler kullanılarak muhasebeleştirilecektir. Bu bilgiler düzenli olarak güncelleneceğinden finansal tablo kullanıcılarına daha yararlı bilgiler sağlayacaktır. TFRS 17’nin yürürlük tarihi 1 Ocak 2023 tarihinde veya sonrasında başlayan raporlama dönemleri olmakla birlikte, erken uygulanmasına izin verilmektedir.

Şirket, TFRS 17’nin uygulanmasının finansal tabloları üzerindeki muhtemel etkilerini değerlendirmektedir.

(11)

TFRS 4’deki Değişiklikler- TFRS 4 Sigorta Sözleşmeleri ile TFRS 9’un Uygulanmasına İlişkin Değişiklik

TFRS 4, yeni sigorta sözleşmeleri standardı ve TFRS 9'un farklı yürürlük tarihlerinin etkilerini azaltmak amacıyla UMSK tarafından yapılan değişiklik çerçevesinde KGK tarafından da değiştirilmiştir. TFRS 4'de yapılan değişiklikler sigorta şirketleri için uygulamalarla ilgili endişeleri azaltmak için iki isteğe bağlı çözüm sunmaktadır: i) TFRS 9 uygulanırken Sigortacılar tarafından finansal varlıklarına sigorta şirketinin kar veya zarar ve diğer kapsamlı gelir ile TFRS 9 uyarınca kar veya zararda muhasebeleştirilen tutarlar ile TMS 39 uyarınca raporlananlar arasındaki farkı yeniden sınıflandırmasına izin verilecek; veya ii) 1 Ocak 2023 tarihinden önce faaliyetleri ağırlıklı olarak sigortaya bağlı olan şirketler için TFRS 9'u uygulamaya ilişkin isteğe bağlı geçici bir muafiyet. Bu şirketlerin TMS 39'da finansal araçlar için mevcut gereksinimleri uygulamaya devam etmelerine izin verilecektir. Şirket, TFRS 4 değişikliğinin uygulanmasının finansal tabloları üzerindeki muhtemel etkilerini değerlendirmektedir.

Yükümlülüklerin Kısa veya Uzun Vadeli Olarak Sınıflandırılması (TMS 1’de Yapılan Değişiklikler)

UMSK tarafından 23 Ocak 2020 tarihinde UMS 1’e göre yükümlülüklerin kısa veya uzun vadeli olarak sınıflandırılmasına yönelik finansal durum tablosundaki sunumunun daha açıklayıcı hale getirilmesi amacıyla yayımlanan, “Yükümlülüklerin Kısa veya Uzun Vadeli Olarak Sınıflandırılması”na ilişkin değişiklikler, KGK tarafından da 12 Mart 2020 tarihinde “TMS 1’de Yapılan Değişiklikler - Yükümlülüklerin Kısa veya Uzun Vadeli Olarak Sınıflandırılması” başlığıyla yayımlanmıştır.

Bu değişiklik, işletmenin en az on iki ay sonraya erteleyebildiği yükümlülüklerin uzun vadeli olarak sınıflandırılmasına ilişkin ek açıklamalar ve yükümlülüklerin sınıflandırılmasıyla ilgili diğer hususlara açıklık getirmiştir.

TMS 1’de yapılan değişiklikler aşağıdaki hususları ele almaktadır:

a. Yükümlülüklerin sınıflandırılmasında işletmenin yükümlülüğü erteleme hakkının raporlama dönemi sonunda mevcut olması gerektiği hususuna açıkça yer verilmesi.

b. İşletmenin yükümlülüğü erteleme hakkını kullanmasına ilişkin işletme yönetiminin beklenti ve amaçlarının, yükümlülüğün uzun vadeli olarak sınıflandırılmasını etkilemeyeceğine yer verilmesi.

c. İşletmenin borçlanma koşullarının söz konusu sınıflandırmayı nasıl etkileyeceğinin açıklanması.

d. İşletmenin kendi özkaynak araçlarıyla ödeyebileceği yükümlülüklerin sınıflandırılmasına ilişkin hükümlerin açıklanması.

Şirket’in bu değişiklikleri 1 Ocak 2022 tarihinde veya sonrasında başlayan raporlama dönemlerinden itibaren geriye dönük olarak uygulaması gerekmektedir. Bununla birlikte, erken uygulamasına izin verilmektedir. Son olarak, UMSK tarafından 15 Temmuz 2020 tarihinde yayımlanan değişiklikle UMS 1 değişikliğinin yürürlük tarihinin 1 Ocak 2023 tarihine kadar ertelenmesine karar verilmiş olup, söz konusu değişiklik KGK tarafından da 15 Ocak 2021 tarihinde yayımlanmıştır. TMS 1’de yapılan bu değişikliğin uygulanmasının, Şirket’in finansal tabloları üzerinde önemli bir etkisinin olması beklenmemektedir.

Tek Bir İşlemden Kaynaklanan Varlık ve Borçlara İlişkin Ertelenmiş Vergi - UMS 12 Gelir Vergileri’nde yapılan Değişiklikler

Mayıs 2021'de UMSK tarafından, UMS 12 Gelir Vergileri’nde “Tek Bir İşlemden Kaynaklanan Varlık ve Borçlara İlişkin Ertelenmiş Vergi” değişikliği yayımlanmıştır. İlgili değişiklikler KGK tarafından da TMS 12’e İlişkin Değişiklikler olarak 27 Ağustos 2021 tarihinde yayımlanmıştır.

UMS 12 Gelir Vergileri'nde yapılan bu değişiklikler, şirketlerin belirli işlemlerde, örneğin; kiralama ve hizmetten çekme (sökme, eski haline getirme, restorasyon vb.) karşılıklarına ilişkin ertelenmiş vergiyi nasıl muhasebeleştirmesi gerektiğini açıklığa kavuşturmaktadır.

Değişiklikle, ilk muhasebeleştirme muafiyetinin kapsamını daraltarak, eşit ve geçici farkları netleştirilen işlemlere uygulanmaması öngörülmektedir. Sonuç olarak, şirketlerin bir kiralamanın ilk defa finansal tablolara alınmasından kaynaklanan geçici farklar ve hizmetten çekme karşılıkları için ertelenmiş vergi varlığı ve ertelenmiş vergi borcu muhasebeleştirmesi gerekecektir.

Değişiklikler, muafiyetin kiralama ve hizmetten çekme yükümlülükleri gibi işlemler için geçerli olmadığına açıklık getirmektedir. Bu işlemler eşit ve denkleştirici geçici farklar ortaya çıkaracaktır.

Kiralamalar ve hizmetten çekme yükümlülükleri için, ilgili ertelenmiş vergi varlıkları ve borçlarının, karşılaştırmalı olarak sunulan en erken dönemin başlangıcından itibaren muhasebeleştirilmesi gerekecektir ve herhangi bir kümülatif etki önceki dönem dağıtılmamış kârlarında veya diğer özkaynak bileşenlerinde bir düzeltme olarak muhasebeleştirilecektir. Bir şirket daha önce net yaklaşım kapsamında kiralamalar ve hizmetten çekme yükümlülükleri üzerinden ertelenmiş vergi muhasebeleştirmişse, geçiş üzerindeki etkinin ertelenmiş vergi varlığı ve ertelenmiş vergi borcunun ayrı sunumuyla sınırlı olması muhtemel olacaktır.

Söz konusu değişiklikler, 1 Ocak 2023 veya sonrasında başlayan raporlama dönemleri için geçerli olup, erken uygulamaya izin verilmektedir.

UMS 12'de yapılan bu değişikliğin uygulanmasının, Şirket’in finansal tabloları üzerinde önemli bir etkisinin olması beklenmemektedir.

(12)

Muhasebe Tahminlerine İlişkin Tanım (UMS 8'e ilişkin Değişiklikler)

UMSK tarafından 12 Şubat 2021 tarihinde yayımlanan söz konusu değişiklikler, muhasebe tahminleri için yeni bir tanım getirmektedir: bunların finansal tablolarda ölçüm belirsizliğine neden olan parasal tutarlar olduklarına açıklık getirilmesi amaçlanmaktadır.

Değişiklikler ayrıca, bir şirketin bir muhasebe politikası tarafından belirlenen amaca ulaşmak için bir muhasebe tahmini geliştirdiğini belirterek, muhasebe politikaları ile muhasebe tahminleri arasındaki ilişkiyi açıklığa kavuşturmuştur.

Bir muhasebe tahmini geliştirmek, aşağıdakilerin her ikisini de içermektedir:

• Bir ölçüm yöntemi seçme (tahmin veya değerleme yöntemi ) – örneğin, UFRS 9 Finansal Araçlar uygulanırken beklenen kredi zararları için zarar karşılığını ölçmek için kullanılan bir tahmin tekniği ve

• Seçilen ölçüm yöntemi uygularken kullanılacak girdileri seçme – örneğin, TMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar uygulanırken garanti yükümlülükleri için bir karşılık belirlemek için beklenen nakit çıkışları.

Bu tür girdilerdeki veya değerleme tekniklerindeki değişikliklerin etkileri, muhasebe tahminlerindeki değişikliklerdir.

Muhasebe politikalarının tanımında herhangi bir değişikliğe gidilmemiş olup aynı şekilde kalmıştır. Söz konuşu değişiklikler, 1 Ocak 2023 tarihinde veya sonrasında başlayan raporlama dönemleri için geçerli olup, erken uygulamaya izin verilmektedir ve Şirketin bu değişiklikleri uyguladığı ilk yıllık raporlama döneminin başında veya sonrasında meydana gelen muhasebe tahminlerindeki ve muhasebe politikalarındaki değişikliklere ileriye yönelik uygulanacaktır.

TMS 8'de yapılan bu değişikliğin uygulanmasının, Şirket’in finansal tabloları üzerinde önemli bir etkisinin olması beklenmemektedir.

Yıllık İyileştirmeler 2018-2020 Dönemi TFRS’deki İyileştirmeler

Yürürlükteki standartlar için KGK tarafından 27 Temmuz 2020 tarihinde yayımlanan “TFRS’de Yıllık İyileştirmeler / 2018- 2020 Dönemi” aşağıda sunulmuştur. Bu değişiklikler 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olup, erken uygulamaya izin verilmektedir. TFRS’lerdeki bu değişikliklerin uygulanmasının, Şirket’in finansal tabloları üzerinde önemli bir etkisinin olması beklenmemektedir.

TFRS 1- Türkiye Finansal Raporlama Standartlarının İlk Uygulaması

Bu değişiklik, bir bağlı ortaklığın ana ortaklıktan daha sonra TFRS‘leri uygulamaya başlaması durumunda TFRS 1'in uygulamasını kolaylaştırmaktadır; örneğin; bir bağlı ortaklık ana ortaklıktan daha sonra TFRS’leri uygulamaya başlaması durumunda TFRS 1.D16(a) paragrafınıdaki muafiyetten yararlanmak suretiyle tüm yabancı para işlemler için birikmiş yabancı para çevrim farklarını, ana ortaklığın TFRS Standartlarına geçiş tarihine göre ana ortaklığın finansal tablolarına dahil edilen tutarlar üzerinden ölçmeyi seçebilir. Bu değişiklikle birlikte, bağlı ortaklıklar için bu isteğe bağlı bu muafiyetin uygulanması suretiyle i) gereksiz maliyetleri düşürmeyi ve ii) benzer eş anlı muhasebe kayıtlarının tutulması ihtiyacının ortadan kaldırılmasını sağlayarak TFRS’lere geçişi kolaylaştıracaktır.

TFRS 9 Finansal Araçlar

Bu değişiklik, finansal yükümlülüklerin finansal tablo dışı bırakılması için '% 10 testinin' gerçekleştirilmesi amacıyla alınan ücretlerin bu işlemler için ödenen ücretler düşülerek net tutar üzerinden belirlenmesinde, dikkate alınacak ücretlerin yalnızca borçlu ve borç veren sıfatları ile bunlar arasında veya bunlar adına karşılıklı olarak ödenen veya alınan ücretleri içerdiğini açıklığa kavuşturmaktadır.

TMS 41 Tarımsal Faaliyetler

Bu değişiklik, gerçeğe uygun değerin belirlenmesinde vergiler için yapılan ödemelerin dikkate alınmamasına yönelik hükmü kaldırmak suretiyle, TMS 41'deki gerçeğe uygun değer ölçüm hükümlerinin TFRS 13 Gerçeğe Uygun Değer Ölçümü'nde gerçeğe uygun değerin belirlenmesinde dikkate alınması öngörülen işlem maliyetleri ile uyumlu hale getirmiştir. Bu değişiklik, uygun olan durumlarda, TFRS 13’ün kullanılmasına yönelik esneklik sağlamaktadır.

Yürürlüğe girerek uygulanmaya başlanmış değişiklikler

1 Ocak 2021 tarihinde ve sonrasında başlayan hesap dönemleri için yürürlüğe girmiş olan değişiklikler ise şu şekildedir:

1) Gösterge Faiz Oranı Reformu – 2. Aşama (TFRS 9 Finansal Araçlar, TMS 39 Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme Ve Ölçme, TFRS 7 Finansal Araçlar: Açıklamalar, TFRS 4 Sigorta Sözleşmeleri ve TFRS 16 Kiralamalar’da Yapılan Değişiklikler)

(13)

2.1.7 Muhasebe Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde Değişiklikler ve Hatalar

Muhasebe tahminlerindeki değişiklikler, yalnızca bir döneme ilişkin ise. değişikliğin yapıldığı cari dönemde, ayrıca gelecek dönemlere ilişkin ise, gelecek dönemleri kapsayacak şekilde, ileriye yönelik olarak uygulanır. Cari dönemde muhasebe tahminlerinde değişiklik yapılmamıştır.

Muhasebe politikalarında yapılan önemli değişiklikler ve tespit edilen önemli muhasebe hataları geriye dönük olarak uygulanır ve önceki dönem finansal tabloları yeniden düzenlenir. Cari dönemde muhasebe politikası değişikliği ve tespit edilen önemli muhasebe hatası yoktur.

Dünyada ve Türkiye’de yayılan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020’de pandemi olarak ilan edilen Covid-19 salgını ve salgına karşı alınan önlemler, salgına maruz kalan tüm ülkelerde operasyonlarda aksaklıklara yol açmakta ve hem küresel olarak hem de ülkemizde ekonomik koşulları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu salgının ekonomik etkilerinin, Şirket’in üst yönetimi tarafından yapılan değerlendirmeye istinaden raporlama tarihi itibarıyla önemli derecede olumsuz bir etkisi olmadığı değerlendirilmiştir. Şirket’in cari dönemde muhasebe politikalarında yapmış olduğu değişiklikler 2.1.1.j nolu dipnotta açıklanmıştır.

2.1.8 Karşılaştırmalı Bilgiler

Şirket’in 31 Mart 2021 tarihi itibarıyla sona eren hesap dönemine ait finansal tablolarında “Diğer Cari Varlıklar – Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar” içerisinde sınıflanan 2.446..291 TL karşılaştırmalı sunulan finansal tablolarda Dönem Karının Peşin Ödenen Vergi ve Diğer Yükümlülükleri hesabı içerisinde sınıflanmıştır.

2.2 Konsolidasyon

Şirket’in 31 Aralık 2008 tarih ve 27097 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 31 Mart 2009 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren

“Sigorta ve Reasürans Şirketleri ve Emeklilik Şirketlerinin Konsolide Finansal Tablolarının Düzenlenmesine İlişkin Tebliğ”

kapsamında yer alan bağlı ortaklığı bulunmamaktadır.

2.3 Bölüm Raporlaması

Şirket 31 Mart 2022 ve 31 Mart 2021 tarihleri itibarıyla sadece Türkiye’de ve sadece tek bir raporlanabilir bölüm olarak takip edilen hayat dışı sigortacılık alanında faaliyetlerini sürdürmektedir. Şirket halka açık olmayıp, TFRS 8 - “Faaliyet Bölümleri” standardı kapsamında bölüm raporlaması yapmamaktadır.

2.4 Yabancı Para Karşılıkları

Şirket’in finansal tabloları faaliyette bulundukları temel ekonomik çevrede geçerli olan para birimi (fonksiyonel para birimi) ile sunulmuştur. Şirket’in geçerli para birimi olan ve finansal tablolar için sunum birimi olan TL cinsinden ifade edilmiştir).

Şirket’in finansal tablolarının hazırlanması sırasında, yabancı para cinsinden (TL dışındaki para birimleri) gerçekleşen işlemler, işlem tarihindeki kurlar esas alınmak suretiyle kaydedilmektedir.

Bilançoda yer alan dövize endeksli ve döviz cinsinden parasal varlıklar ve yükümlülükler bilanço tarihinde geçerli olan kurlar kullanılarak Türk Lirası’na çevrilmektedir. Gerçeğe uygun değeri ile izlenmekte olan parasal olmayan kalemlerden yabancı para cinsinden kaydedilmiş olanlar, gerçeğe uygun değerin belirlendiği tarihteki kurlar esas alınmak suretiyle TL’ye çevrilmektedir. Tarihi maliyet cinsinden ölçülen yabancı para birimindeki parasal olmayan kalemler yeniden çevrilmeye tabi tutulmazlar. Kur farkları oluştukları dönemdeki kar ya da zararda muhasebeleştirilirler.

2.5 Maddi Duran Varlıklar

Maddi duran varlıklar, elde etme maliyetinden birikmiş amortismanın düşülmesi ile gösterilmektedir. Amortisman, maddi varlıkların faydalı ömürleri esas alınarak doğrusal amortisman yöntemi kullanılarak ayrılmaktadır. Maddi duran varlıkların, faydalı ömürleri esas alınarak tahmin edilen amortisman dönemleri aşağıda belirtilmiştir:

Demirbaş ve tesisatlar 3-15 yıl

Motorlu taşıtlar ve kiralama yoluyla edinilmiş maddi varlıklar 5 yıl

Diğer maddi varlıklar 5 yıl

Kullanım hakkı varlıkları 2-10 Yıl

Maddi duran varlıklarda değer düşüklüğü olduğuna işaret eden koşulların mevcut olması halinde, olası bir değer düşüklüğünün tespiti amacıyla inceleme yapılır ve bu inceleme sonunda maddi varlığın kayıtlı değeri, geri kazanılabilir değerinden fazla ise, karşılık ayrılmak suretiyle kayıtlı değeri geri kazanılabilir değerine indirilir.

Maddi duran varlıkların elden çıkartılması dolayısıyla oluşan kar ve zararlar diğer gelir ve gider hesaplarına dahil edilirler.

Yeniden değerlenmiş maddi duran varlığın elden çıkarılmasında, elden çıkarılan maddi duran varlıkla ilgili “Diğer Kar Yedekleri” hesabındaki yeniden değerleme tutarı geçmiş yıllar karları hesabına aktarılır.

Maddi duran varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazanç ve kayıplar net elden çıkarma hasılatı ile ilgili maddi duran varlığın net kayıtlı değerinin arasındaki fark olarak hesaplanmakta ve ilgili dönemin gelir tablosuna yansıtılmaktadır. Maddi duran varlıklara yapılan normal bakım ve onarım harcamaları gider olarak muhasebeleştirilmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Gayrimenkulün yatırım amaçlı gayrimenkul ve sahibi tarafından kullanılan gayrimenkul olarak sınıflanmasında TFRS 3 ve TMS 40’un karşılıklı ilişkisini

Bu çerçevede Şirket, bilanço tarihi itibarıyla, gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş tazminat bedelleri ile ilgili ola- rak finansal tablolarında 5,410,100 TL (31 Aralık

Aynı şekilde 30 Haziran 2008 tarihi itibarıyla, 1 Ocak 2008 tarihinden önce üretilmiş poliçeler için hesaplanan 2,416,947 YTL tutarındaki ertelenmiş komisyon

Bazı erken ödenebilir finansal varlıkların işletme tarafından itfa edilmiş maliyetinden ölçülebilmeleri için TFRS 9 Finansal Araçlar’da ufak değişiklikler

Bilanço tarihi itibarıyla, yabancı para cinsinden olan parasal varlık ve yükümlülükler, bilanço tarihindeki kurlardan TL’ye çevrilmekte ve çevrim sonucu oluşan

31 Mart 2016 ve 31 Aralık 2015 tarihleri itibarıyla, Şirket’in alım-satım amaçlı, satılmaya hazır ve vadeye kadar elde tutulacak olarak sınıflandırdığı finansal

Hazine Müsteşarlığı‟nın 4 Nisan 2005 tarihli ve 19387 numaralı yazısına istinaden, Şirket 31 Aralık 2004 tarihli finansal tablolarını, Sermaye Piyasası

Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi’nin (Şirket) 31 Aralık 2021 tarihli konsolide olmayan finansal durum tablosu ile aynı tarihte sona eren hesap dönemine ait; konsolide olmayan