• Sonuç bulunamadı

Elence-Mze likisi ve Trk Elence Gelenei Aratrma-Uygulama Merkezi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Elence-Mze likisi ve Trk Elence Gelenei Aratrma-Uygulama Merkezi"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAzi ÜNivERSiTESi TÜRK HALKBiLiMi

ARAŞTIRMA

VE UYGULAMA MERKEZi (THBMER)

GAZi UNIVERSITY TURKISH fOLKLORE

RESEARCH AND TRAINING CENTER (THBMER)

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL

MiRASıN

MÜZELENMESi

SEMPOZYUM BiLDiRiLERi

MUSEUMING

THE INTANGIBLE CULTURAL HERITAGE

SYMPOS/UM PAPERS

Yayına Hazırlayanlar

/

Editedby

M. Öcal OGUZ

Tuba

SALTıK

ÖZKAN

(2)

ARASTIRMA-UYGULAMA MERKEZi

.

The relations of the museum and entertainment

and the Turkish Entertainment center/museum

Nebi

ÖZDEMİR

ABSTRACT

In this paper, the relations between the museum and entertainment are determined and clsrified. Firstly,sameinformation about specific casesisgiven. Afterwards, it is exp-lained why the museums, usually dubbed "iemples of seriousness", utilize entertainment, usually deseribedasbeing non-serious. In the end, same suggestions are given on the

es-tablishment and management ofa Turkish Entertainment Center/Museum. Key Words: Entertainment Museum, Turkish Entertainment Center/ Museum.

Bu bildiride, Türk kültürünün etkin geleneklerinden biri olaneğlence alanın­

daki yaratıların çağdaşmüzecilikyaklaşımları kapsamında değerlendirilmesi

tar-tışılacaktır. Türk kültürünün en dinamik, ilgi çekici, gösterim boyutu güçlü,

do-layısıyla küresele hızla taşınan alanlarındanbirinioluşturanve içinde dans, mü-zik, yiyecek-içecek, gelenek, görenek, giysi gibi pek çok geleneksel ya da popü-ler yaratıyı içeren eğlence geleneğininmüzelenmesi ya da kültür araştırma ve uygulama merkezi kapsamında değerlendirilmesinde kullanılacak yöntem ve

yaklaşımların belirlenmesi ve geliştirilmesi, bu bildirinin temel amacını oluştur­

maktadır.

A. Kavramlar: a.E{Jlence:

Geleceğin en tutulan mesleklerinden biri, hiç kuşkusuz ki, mutluluk bilimini

uzmanlığı olacaktır. Disiplinlerarası niteliktaşıyacakbu bilim dalı, her türlü ya-şam sorunlarınıçözenancak bir türlümutluluğa ulaşamayan insanoğluna

mutlu-luğunu yaşayabilme olanakları yaratmaya çalışacaktır.Bu yaratıların, yöntem, araç ve ortamalarının başında da geçmişte olduğu gibi gelecekte de "eğlence" olacaktır.

Çeşitli sosyal, kültürel, siyasal, ekonomik ve hatta bilimsel kaygılar yüzün-den eğlence, yaşamınmerkezinden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır.Mutluluk bili-minin temel amaçlarındanbiri de eğlencenin yaşamsal öneminin yeniden arıla­

şılmasıru sağlamak olacaktır.

Özellikle modernite ve geç-modernite ya da sibernikçağın insanı, işineçok

,

.

"'- zaman ayırarak yaşamdüzeyini yüseltmekle mutlu olacağını düşünmüştür.Bu kadarçalışmanın karşılığında,çok kere hızlatüketilen anlıkyapay mutluluklarla yetinmek durumunda kalmışvekalmaktadır.

(3)

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜRELMiRASıNMÜZELENMESi

Nitekim verimlilik peşinde koşanlar, eğlenceye ayrılan süreyi artırmaya

ça-Iışmaktadırlar. Diğerbirdeyişle, "işi eğlenceye-eğlenceyi işe dönüştürme"

çaba-sı içindedirler. Çünkü, gereksiz ve abartılmışbir ciddiyetin, yaşamınheralanın­

da yaratıcılık ve özgünlüğü yok ettiği belirlenmiştir. Gerçekte abartılı ciddi~t, gülünçlük ve mizahiliğe çok dahayakındır.

Her topluluk, gelenek üzerinde kendi eğlence dünyasınıveya sistemini

ya-ratmış ve dolayısıyla eğlence kavramı, yaşanılan kültür dönemine ve ortamına

göre yeni anlamlar ve işlevler kazanmıştır (genişbilgi için bkz. Özdemir 2001). , Kültürel bir olgu olarakeğlence,bir taraftan müstakil bir alana özgü

gelene-ği, diğertaraftan da kültürün diğergeleneklerininyaratıldığı, yaşatıldığı, aktarıl­

dığı ve dönüştürüldüğü bir ortamı ifade etmektedir. Bu açıdan tanımlandığında eğlence, insanlığınen etkin kültürel dinamiklerinden biridir.

Türk kültürü açısından eğlenceterimi, "sataşma,alay, faydasızlık, haylazlık.

kolay iş"in yanında "Iatife yapma, hoşça vakit geçirme, zevk, durma, kalma,

cünbüş,avutrna,toplantı, şenlik,oyunaracı,keyifsürme,dans, müzik, oyun, tö-ren, ferahlama, ikram, yeme-içme, dinlenme gibi" anlamları ifade edecekşekil­

de kullanılmıştır. Sözlüklerimiz eğlenceile ilintili pek çok kelimeyle doludur. Bu sözcükler, "eğlenmeeylemini ve işlevini (avutmak, keyfetmek, zevketmek, fe-rahlamak vb.), eğlence mekanını (lunapark, eğlencemerkezi, dreamland vb.),

eğlencearaç ve türünü (tornbala, tavla, salıncak,parti vb.),eğlencedeki içecek-leri (çay, kokteyl vb.) ve eğlence etkinliklerini (dans, rnüsamere, gösteri, oyun vb.) belirtmektedir (TDK 1957, 1967, 1971, 1972, 1988; Özdemir 2001).

1933-35 yılları arasında gerçekleştirilenderlernelerden elde edilen ve 1952

yılındaTürkiye'de HalkAğzındanSöz Derleme Dergisi'nin Folklor Sözleri adıyla

yayımlanan6. cildindeki malzemelerin büyük bir bölümüeğlenceile iIgiIidir(TDK 1952). Busayı adeta, Türk halkeğlenceleri sözlüğügibidir. Günümüzde bu keli-melerdenbazıları, artık kullanılmamaktadır.Yaşambiçimlerinde değişmeler so-nucu "aba atma, arap oyunu, aynu faynu, çelken,danışık yemeği, çıvga, golan-ka, kızzık, honça, kişi aşı, sıragezmek, oturak, tolaka oyunu, aşıkoyunu, yüzük oyunu, sançmak, yom, sohbet yeme, sıragezme, şirince"ninyerini "aqua park, fantasyland, türkübar. saloon, gameland, aktiveenter. internette sörf, chat, tele-vole, Türkstar vb." almıştır.

Geçmişdönemlerdeoduğugibi günümüzde de kültür değişmelerininbüyük bir bölümü, yerel-sözel kültürün egemenolduğu yerleşimbirimlerindeyapılmak­

tadır. Günümüzde ise nüfusun çoğunluğunun yaşadığı kentlerdeki insanların

özellikle eğlencesistemlerini esas alan kültür bilimiçalışmaları yapılsa,daha kı­

sa sürede ve daha az maliyetle istendik sonuçlar elde edilebilir. Bu türçalışma­ ların yapılmaması,herhaldeeğlencegibi ciddiyetkarşıtıbir nitelik taşıdığı

varsa-yılanalandan tutarlıverilerin elde ediIemeyeceğineolan bilim dışısavdan

kay-naklanmaktadır.

Türklerin, ölümdışındaki,bütüngeçişdönemi etkinliklerinin büyük bir bölü-münüeğlenceler oluşturmaktadır.Bu türden e(Jlencelerin genellikle dinsel uygu-lamalarla içiçeolduğugörülür. Inanç-eğlence birlikteliği, ıslamiyet'lebirlikte

(4)

or-tadankalkmamışsadece biçimdeğiştirmiştir.Türk sosyo-kültürelyaşamındabu ikiliye çok kere siyaset de eşlik etmiş ve etmektedir. Hanlıkdöneminde toylar, eğlencelerin yanında kurbanların adandığıvekurultayların toplandığı, devlet yö-netimiyle ilgili kararların alındığı toplumsal etkinliklerdir. Bu gün de siyasilerin yerel festival, tören ve eğlencelere katılmayaözen göstermeleri, Türk siyasal kül-türündekisürekliliğigöstermesi bakımındandikkat çekicidir.

"Toy,şölen, potlaç" gibi kutlama veeğlencegeleneklerine sahip Türkler için eğlence, "gönül açan"dır (Özbekler: köngil açış; Kırgızlar: könül açu; Kültür

Ba-kanlığı 1991: 204-205). Yenicoğrafya ve dinle birlikte Türk insanı "felekten bir gün çalmaya, felekten kam almaya"(Ağakay1956: 32-36) çalışmıştır.Bir süre "çatılankeyifler" yerini, özellikle ekonomiksorunların doruğa çıktığıdönemlerde "eller havada vurpatlasın, çaloynasın" almıştır. Insanlıktarihi yakından incelen-diğinde, eğlencenin doruğa çıktığıdönemlerin hepbuhranlıdevirlerle eklemli ol-duğu görülmektedir. "Televole" adlı kültürel ürün, bu durumun Türkiye'deki son örneklerinden biridir.

Kitle ya da tüketim kültürünün egemenliğinin onaylandığı bugün, eğlence

"satılabilenve çok türlü, genişinsangruplarının hoşlanabildiğiherhangi bir

anla-tı, gösteri veyaşantılar" şeklinde tanımlanmaktadır (Barnouw ve Kirkland 1992: 50). Dolayısıyla eğlence, yerel ya daşuana kadar bilinenbağlamve anlamların­ danfarklıolarak bir tüketim unsuruna dönüştürülmektedir.Kitle kültürü profes-yonelleri bu işlemin ilkaşaması olarak da var olan eğlence geleneklerinden ya-rarlanmaktadır.Süreç,kaynağınamaca uyguntaraflarınınyeni biçimlerle ve tek-türleştirilerek tüketicilere sunulması şeklinde gerçekleşmektedir. Böylelikle eğ­ lendiğinisanan günümüzinsanı,hem kendisini hem de gelenekseleğlence siste-minde yer alanunsurlarıtüketmektedir.

Özetle sanal ve elektronikeğlencearaç veortamları,gelenekseleğlence sis-temleri üzerindesanılandandaha büyük etkileryapmaktadır.Bu sempozyumun da temel amacı,ulusal düzeyde söz konusu kültürel tüketirnin en hızlı yaşandığı somut olmayan alanlardaki özgün yaratıları kurtarmak, yaşatmak ve geliştir­

mektir, diğerbir ifadeyle "tatsızmeyveye" dönüşmesininönüne geçmektir. Bireyin nasıl, nerede, ne zaman ve ne ileeğleneceği önceden planlanmak-tadır. Üretim bandının hızına yetiştirilmeye kodlanan tüketiciler, eğlenemeyen ancak "az sonra" komutlarıyla eğlenceyi takip eder hale getirilmektedir. Birey, tükettiğisürece var olduğu yanılsaması içine çekilmekte, çok kısa yapayeğlen­ celeri tadabilmek için daha fazla üretmek ve çalışmakzorundakalmaktadır.

Kitleiletişiminin ortaya çıkmasıylabirlikte kültürün, dolayısıyla eğlencenin,

bir endüstriye dönüştüğüne işareteden Tania Modieski, GilIian Skirrow'dan at-fen, ilerde kitleeğlencesini taşıyan uyduların yanındakablonun 60-70 kanal

ara-sında yerel kalarak bir gettoya dönüşeceğinibelirtir(Modleski 1998: 34). Neil Postman da "Televizyon: Öldüren Eğlence" adlı kitabındakamusal söylemin

or-tadankaldınhşma dikkat çekerek bu türden eğlenceleri "tükenmişkapitalizmin kalıktısı ya da kapitalizmin olgunlaşmış tatsız meyvesi" nitelendirmektedir (Post-man 1994: 12).

(5)

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜRELMiRASıN MÜZELENMESi

Yine, "faydasız, boş iş" olarak nitelenen eğlencenin, bugün dimyanın getiri-si en yüksek ekonomik sektörlerininbaşındagelmesi deşaşırtıcıdır. Örneğin Dis-neyland ve Hollywood, mali açıdan,dünyadaki pek çok ülkenin bütçesinden da-ha büyük bir bütçeye sahiptir. Aynıdurum, eloktronik oyun sektörü içiJriie ge-çerlidir.

Kentlerin tutsağı haline gelen çağdaşinsan, "iş-boş zaman, kamusal -özel, siyaset-aile, iş yaşamı-duygusalhayat" gibi dikkatle ve yapayolarak bölünmüş alanlarda yaşamak zorunda bırakrlrruştufrôodleskl1998: 140-141). Bu bölün-müşlüğün yarattığı gerilim de yaratılan yeni ürün ve alanlarla giderilmeye, orta-dan kaldmımaya çalışılır.Birey, oldukça büyük bedeller ödeyerek elde ettiği bu dinlenme veeğlenme alanlarında, bu ikilemiyaratanlarınnesnesi olmaya devam eder ve bir türlüyalnızkalamaz.Yaratılankitle kültürü ürünleri, bireyin iş dışı, boş zamanlarında da kuşatmaya devam eder. Eğlencenedenleri ve biçimleri, sözde bireyadına, kurgulanırve üretilir. Birey, daha ne isteyecektir?, ona sadece tüket-rnekkalır. Bireyeğlenirkenkendini tüketme durumunda bırakılır.Seçme hakkı­ na ancak tüketilirken sahip olunur. Gündelik yaşamın çarkı içindeki kentli insan, bu çarkın dışında geçireceği anlar için bütün yaşamını anlamlı olarak algılama yanılsamasınakendini kaptırır.Birhaftalıktatil köyü tatili için bütün yıl çalıştığı­ nı unutup, orada geçireceğiveya geçirdiği anların hülyasına kendini bırakır. Bu gerçekliğin, eğlence bağlamındaki içininboşaltılmasından başka birşey değildir. Modleski bu durumu "gerçeklikte yok edilen, fiilen ortadankalktıktansonra ken-dini temsil edecek biçimde, imge ve ideolojide yenidensunulması" şeklinde açık­

lar(Modleski 1998: 150). Benzer birdeğerlendirmede televizyon içinyapılabilir:

Kitle kültürünün egemenolduğutoplumlarda(bu konudahızlayol alan Türk top-lumu da dahil olmak üzere), ideolojik olarak yönlendirilen birbeğeni yanılsama­

sının sunulması ve dolayısıyla seyircinin sahte ve yavan hazlar vaadiyle gönlü-nün rahatlatılması söz konusudur. Modleski çalışmasını, hızla çarpık kentleşme ve kültürel erozyonyaşayanTürk toplumu için de geçerli olan, JacquesEllul'rıun şu çarpıcısözleriyle bitirir:

Büyük şehir hayatı,büyük ölçüdekatlanılmazhale gelirkeneğlence t e k -nikIeri geliştiriidi. Şehrinyol açtığı acıyı eğlence yoluyla kabul edilebilir hale ge-tirmek kaçınılmazoldu (Modıeski 1998: 198).

Eğlenceolgusuyla ilgili son yorumlarınsahipleri, küreselleşme karşıt/arıdır.

Zygmund Bauman, bu yorumcuların başındagelmektedir. "Zamansal-mekansal mesafelerin teknolojik olarak iptaledildiği, kamusal mekanların(normların

yara-tıldığıyerlerin)tükendiği,tek tipliğinve sonucunda da hoşgörüsüzlüğünegemen olduğu, sakınmanınve ayrılmanın(birlikteliğin değil) başlıcahayatta kalma stra-tejisi durumuna geldiği, yerellerin küreselleri seyrettiği, cezbetme ve ayartma üretimine ayarlanmışbir endüstrinin hakim olduğu, var olduğu bilinmeyen bir deneyimi yaşamanıntek başına büyük bireğlence olarak algılandığı,iyi bir tü-keticinin eğlenceye düşkün bir serüvenci olması gerektiğininkabul edildiği, ha-yatıarı boyunca gönüllerince gezmekten ve sunulan eğlenceleregöre gidecekle-ri yerlegidecekle-ri kendilegidecekle-ri seçmekten tatmin olmuş, kendilerine seyahat etmeleri için

(6)

adetayalvarılanve siber-uzayda/mekanda kozmopolit biryaşamsüren, heyecan arayıcıve deneyim toplayıcı sıfatlara sahip geç modern/postmodern insanların bulunduğu,bunun aksine gidecekleri yerin geneldebaşkalarıncabelirlenen ya da yerele bağlıhareket imkanlarıellerinden alınanve yapacak birşeyleri olmadığı için bol, gereksiz ve boş zamanın yükü altında ezilen, di~erbirdeyişle zamanla-rındahiçbir şey olmayanların yaşadığı,yapayolarak yaratılmışve öznelolan bir yetmezlik duygusunun egemenolduğu,zaman-mekan kenetlenmesinin, engelsiz enformasyon aktarımınınve anlık iletişimin yaşamı etkisi altına aldı~ı, hareket-sizliğin dışlanma, yerelliğinde toplumsal sefalet ve gerilik göstergesi olarak ka-bul edildiğive daha da önemlisi bütün bu durumların sorgulanmasınınbir kena-ra bırakıldığı "yeni dünya düzeni, yani küreselleşme, gerçekte Kennet Jowitt'in ifadesiyle "yeni dünya düzensizliği" bağlamında(Bauman 1999) "eğlence"yi araştırmakdahi, ayrıcalığın farklı birşekildeifadesi olarakdeğerlendirilebilir.

b. Müze ve Müzecilik:

Müzekavramını, bu olguya getirilen eleştirilerdenhareketleaçıklamakdaha kestirme biryololacaktır.Müzeyle ilgilieleştirierinözellikle geçenasrınson çey-reğlnde yoğunlaştığıgörülmektedir. Bu kuruma karşı getirilen saldırılar, daha çok kuruluşve belki de klasikleşmişhalinin varoluşnedeninioluşturan "seçkin-ci(elitist) ve seçici tavra" yöneliktir. Butavır,daha çok koleksiyon, mekan, insan ve etkinlik alanlarındadaha belirgindir.

Eski çağlarınmüzeleri olarak, adak ve diğer sunuların sergilendiği tapınak­ lar kabul edilmektedir. Aslındadinsel mekanlar (kilise, cami vb.) rnüzeişlevleri­ ni asırlargeçse de devam ettirmektedir. Daha sonra kurum olarak ilkrnüzeler,

saray (Louvre Sarayı. Topkapı Sarayı), şato (Avusturya- arşidükFerdinand von Tirol'un Ambras Şatosu) ve köşk(ÇiniIi Köşk) gibi dünyevi hakimlerin yaşam

alanlarında oluşmuş ve gelişmiştir. Bilhassa ii. Dünya Savaşı sonrasına kadar müzeler,başkentlerde,klasik üsluptainşa edilmiş, haşmetli yapılariçinde faali-yet göstermiştir.

Seçkinci yaklaşım, koleksiyonlarınya da sergi malzemelerinin toplanması ve sergilenmesinde de geçerlili!:iini korumuştur. Bu kapsamda kullanılanilk öl-çüt, "tarihilik"tir. Ancak buradaki ölçütü işletenler, genellikle insanlık tarihinin tekkatmanlıve doğrusal bir çizgide ilerleyen elitlerin tarihinden ibaretolduğunu

kabul etmişlerdir.Bu nedenle soylu ve seçkinlere ait her türlü unsur, tarihidir ve doğalolarak müzelerde saklanacak kadar değerlidir.Müzeler dinsel ve resmi söylemtapınaklarıolarak, geçen asrın ortalarınakadar sosyo-kültürelyaşamda yer almıştır. Adak ve sunulara kral, padişah ve soyluların eşyalarıilave edilmiş­

tir.

Bu kapsamda dikkati çeken ikinci ölçüt, "estetiklik"tir. tık dönem koleksi-yoncu ve müze yöneticileri, "estetik" ölçütlere uygun olan yaratılarıtoplama ve sergilemekaygısı taşımışlardır.Avrupa'da ilkrnüzelerinkoleksiyonları, bazı me-raklıdüklerin (Fransa, Bourgogne dükleri; Avusturya, Berry dükleri) benzer kay-gılarla topladıkları sanat eserlerindenoluşmuştur. Diğerbir ifadeyle, seçkinlere

(7)

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜRELMiRASıNMÜZELENMESi

ait ya da elitist ölçütlerle seçilen şaheserler,seçkin mekanlarda şerqilerımiştlr.

Ancak ilk dönemde koleksiyonculuğunve müzeciliğin maliyetini, ancak seçkin-lerin ve soyluların karşılayabileceği de buradahatırlanmalıdır.Günümüzde bazı

müze yöneticilerinin konuşmalarında rastlanan "rnüzede sergilecek değerefe

ol-malı" vurgulamaları, söz konusu tutumun kalıntılarıolarakdeğerlendirilebilir.

Seçkinciyaklaşımınbelki de en belirginolduğualan, insani alandır.Müze te-melde, bina, koleksiyon ve ziyaretçi üçlemesinden meydana gelmektedir. Müze binası ve koleksiyonlarının belirlenmesinde söz sahibi olanlar, ziyaretçilerin de belirli niteliklere sahipolmalarındanyanatavır sergilemişlerdir."Müzeler öncelik-le uzmanlar içindir, sıradan insanın çalışan ya da ziyaretçi olarak bu sistem için-de yer almasınagerek yoktur"şeklindekifikirler, uzun süre müzecilerinçoğunlu­ ğu tarafından savunulmuştur.

Çokkere seçkinlere ait mekanlarda ve yine onlara aiteşyalarınöncelikle ta-rihi bir belge olarak saklanmasıve sonra da sergilenmesi, uzun süre müzelerin temel işlevleriolarak kabul edilmiştir.Yani, seçkinci tavırfaaliyet alanınıda be-lirlemişve biçimlendirmiştir.

Kısaca özetlenen bu seçkinci yaklaşım,klasik müzeciliğinde sonunu hazır­ lamıştır.II.DünyaSavaşı'ndansonra bu yöndekieleştiriler, 1980'Iiyıllardan itiba-ren yoğunluk veçeşitlilik kazanmıştır. Yaklaşık250yıllıktarihinde müze olgusu, son on beş yıl içinde olduğukadar sorgulanmamıştır:

Eleştirileröncelikle müzenin ne olmadığınayöneliktir: Müzeler, "koleksiyorı­ ların saklandığı,gündelikyaşamın dışında,tek türlü, çoğulcuolmayan, seçkinci-liğin ve merkeziyetçiliğin egemen olduğu, sadece belli,onaylanmış bir belleğin sergilendiği,nesnelerin engellerarkasından sunulduğu, binaların, eşyalarınve ki-şilerin yüceltiidiği, kutsandığı" mekanlardeğildir.

Müze bilimi, son on beş yıldaki eleştirilerle, bir anlamda kuramsal altyapısı­ nı oluşturmaya başlamıştır.20. yüzyılın başındaortayaçıkanbu bilimdalının ça-lışanları, yarımasra yakınbir süreyi rehberleryayımlayarak geçirmiştir.Belki de bu yüzden akademiyada gerektiğiyeri alarnamıştır. Bu son dönem tenkitlerinin daha çok tarih, halkbilimi, sosyoloji, etnoloji gibi diğersosyal bilimlerin özeleş­

tirilerinden kanaklandığı görüımektedir. Bu bilimdalları, müzeleri kendi yakla-şımları doğrultusunda dönüşüme uğratarakyeni yaşam alanları elde etme

çaba-sıiçindedirler. Her ne amaçlayapılırsa yapılsın,butÜf.sleflıeleştiriler, müzelere bir dinamizm kazandırmıştır.Günümüzde müzelerin nei8'm~,sl gerektiği ya da mis-yonlarıda şu değerlendirmelerleortayakonulrnaktadır:

Müzeler, "sorunlara çözümlerin üretilmesine yönelik sergilerin açıldığı, gö-rünmeyenin-farkedilmeyenin öyküsünün anlatıldığı,ilham perilerinin uçuştuğu, dönüşümünvetarafsızlığıntemel ilke sayıldığı,yerelin ulusala ve küreseletaşın­ dıği,tarihin bütün katmanlarının birleştiriidiği,yeni bilgi ve gerçeklerin üretildiği,

farklılıkların algılandığıvegeliştiriidiği, hoşgörüve barışıntesis edilippekiştirildi­

ği, tarihin boğmadığı,nesnelerindeğilöykülerinsunulduğu,kolayca ulaşılabilen ve yararlanılabilen, yasakların değilözgürlüklerin geçerliolduğu, tapınaktançok

(8)

forum alanlarıolarak nitelenen, yaşamınbütün kesim ve alanlarının yer aldığı,

mali ve idariözerkliğesahip, çağdaşyönetim bilimininesaslarınagöre yönetilen,

etkileşirncitekniklerinkullanıldığı, insanınmerkez kabuledildiğive sistemin bu-na göre oluşturulduğu,ziyaretçi ile aynı dili konuşma kaygısının önemsendiği,

her türlü yaşam etkinliğinin kolaylıkla gerçek[eştirilebildiği, çoğulcuve disiplin-lerarası yaklaşırnlarınve etklnliklerin icraedildiği,kimliksorunlarının çözümlerı­ diği, yaşamınkalitesinin artırılmasına katkıların sağlandığı, iletişiminen üst dü-zeydeyaşandığı, aydınlamanınve bllinçlenrnenlnortayaçıktığı,çok türlüaraştır­

ma ve uygulamaolanaklarınasahip, özetlegeçmişinözümlenerek bu günün ka

v-randığıve geleceğin kuqularıdığı" yapılardır (ayrıntılı bilgi için bkz. Türkiye Eke-nomik ve Toplumsal TarihVakfı2000 ve 2001).

Küreselleşme,kitle iletişim alanındaki hızlı gelişmeler, eğitim düzeyinin yük-selrnesi, ideolojik yönelmeler veya yeni modadüşünceler,eski paktların çöküşü

ve yeni birliklerin ortayaçıkışı, gizliliğin zorlaşması,dünya kamuoyunu belirleyen dinamiklerin çeşitlenmesive benzerleri, yeni kavramların yaratılmasınaneden

olmaktadır. Insanlık, yakındönemde teokratik, endüstriyel, iktisadi ve elektronik

çağlarda bulamadığı mutluluğu,21. asrın "kültür çağı"nda yakalamaya çalış­

makta ve bu konuda da oldukça acelecidavranmaktadır.Bu yeni kavramlardan biri de "dünyamirası"dır."Dünyamirası"olgusunun ortayaçıkışıve çağdaş top-lumlarda bu bilincin gelişmesi,müzecilik açısındanyeni değerlendirmelerin

ya-pılmasınıgerektirmektedir. Çağdaşinsan, artık dünyanınherhangi bir yerinde ta-rihsel ve kültüreldeğerlerinYQkolmasına duyarsız kalmarnaktadır. Afganistan ve Irak'taki tahrip ve yağmalamalar karşısındaki tepkiler bu bilincin göstergeleridir. Bu bilinceulaşanlar,tarihi ve kültüreldeğerlerin,kendibağlarnlarmda.yani coğ­ rafyalarındasergilenmesi ve yaşatılması gerektiğini, savunmaya başlartuşlardır.

Keza, müze bilimi kapsamındadile getirilen, ürünlerinbağlamve öyküleriyle bir-likte sunulması gerektiğiyolundakiyaklaşımda bu tezi n güçlenmesine neden

0[-muştur.Bu da yasal ya da yasal olmayan yöntemlerle bağlamlanndankoparılan yaratıların vatanıarınaiadesini gündeme getirmiştir.Bu türden eserlere sahip, özellikleBatı'dakirnüzeleraçısındanbu gelişmebüyük bir tehlike(?)oluşturmak­ tadır.

Artıkbu gün sadece somut varlıkların değil, somut olmayan varlıklarında "dünya mirası"olarak kabul edilmesi, özellikle geleneksel yaratıların derlenme-sinin, korunmasının, sunulmasınınve geliştirilmesinin gerekliliğini ortaya çıkar­ mıştır.Bu tür ürünler ve ortamlarla ilgili yeni yaşam alanlarıgereklidir. Müze[er, böylelikle bu türden ürünleri de dikkate alarak gerekli dönüşümleri gerçek[eştir­

rnek zorunda kalmaktadırveya kalacaklardır.Bu durum, klasik

rnüze

yapılan­ masındakiçözülmenin de temel nedenlerinden birinioluşturmaktadır.Müze[er bu

dönüşümü gerçekleştiremedik[eri takdirde, ki öyle görünmekte, çok amaçlı ola-rak kullanılabilecek"kültürmerkezleri, kültürel araştırma-uyqularnamerkezleri" ya da façl)H bir oluşum müzelerin yerini alacaktır. Keza bu gün müzelerin büyük bir bölürriü,özelliklefaaliyetlerindeki

çeşitlerimeler

dikkate

alındığında,

birer

(9)

tür merkezinedönüşmeyolundaolduklarıgözlenmektedir. Bukarmaşa,yeni

olu-şumların alt-yapısını oluşturmaktadır.

Müzecilik alanındaki gelişmeleri örneklemek bakımından yaklaşık200 mü-zenin veya bu işlevde kullanılan mekanın bulunduğu, özetle şehrin teı.ry;$3mının geniş bir rnüze olarak algılandığıve bu yöndeki restorasyon çalışmalarının de-vam ettiği Almanya'nınBerlinşehri hakkında bilgi vermek yeterli olacaktır. Ber-lin,Avrupa'nın"kültürbaşkenti"olarak yeniden düzenlenmektedir. Berlin'de"Mı­ sır Müzesi ve Papirus Koleksiyonu, Müttefikler Müzesi, Savaş-Karşıtı Müzesi, Commerzbank- BankacılıkMüzesi, Tıp Tarihi Müzesi, Metro Müzesi, Görme En-gelliler Müzesi, Enerji Müzesi, Berlin DuvarıBelgeri Merkezi, Etnoloji Müzesi, \t-faiye Müzesi, Film Müzesi, Esnaf ve Zanaatkarlar Müzesi- Berberlik Müzesi, Ke-nevir Müzesi, Dünya Kültürleri Evi, Yurt/Vatan Müzesi, Yahudi Müzesi, Kreuz-berg- Şehir Gelişimive Sosyal Tarih Müzesi, ElSanatlarıMüzesi, Labirent Çocuk Müzesi, Hava Kuvvetleri Müzesi, Eşyalar Müzesi, Berlin Merkezi Müzesi, Müzik Aletleri Müzesi, Kukla Tiyatrosu Müzesi, Erotik Müze, Spor Müzesi, ŞehirTarihi Müzesi, Vitra Tasarım Müzesi, Gizli Müze (kadın sanatı üzerine), Çamaşırhane

Müzesi, Orman Müzesi, Su Sporları Müzesi, ŞekerMüzesi"nin yanında çok sayı­

da rnüze, arşiv (Turfan MetinleriArşivi de dahil), belge merkezi, anıt yapılar

bu-lunmaktadır. Bumüzeler, çocuk, genç, aile veyetişkinleryönelik özel etkinlikler düzenlemektedir. Keşif müzeciliği kapsamındaçocuklara yönelik "kübizm, renk-ler ve kelimerenk-ler, bronz, plastik-grafik-çizim, metropol çocukları, şeker, çiftçiler-sanat-tarih, uzay, bitkiler dünyası, laterna, tiyatrooyunları, yazıve yazma

araç-ları, çocuk edebiyatıeserleri ve yazarları, şairleri,.dinazorlar, mineraller, org"

hakkında ayrıntılı ve uygulamalı programlar gerçekleştirilmektedir.Her müze kendi alanıyla ilgili olarak "ibranice öğretimi, uzaydaki olağanüstüpatlamalar, film tarihi, savaş karşıtlığı" gibi konuları içeren gençlikprogramlarınada sahip-tir. Orman Müzesi ailenin bütün üyelerinin katılabileceğive rehber eşliğinde or-manda gece gezintilerinden ibaret "Gecenin,tabiatınsesleri" adlıprogramlar dü-zenlerler. Bu aradabazımüzeler(Yahudi Müzesi gibi), ailelerinkuşluk (Familienb-runch) yemeklerini yiyebilecekleri şekilde donatılmışlardır. "20.yüzyllın

insanla-rı(fotoğraf sergisi), kent tasarımı, Goya, Picasso'nun resimlerindeki ternalar, renkler, iletişim,film tarihi, kent tarihi ve kültürü, endüstriyapılarıve lojmanlar, fabrikalar" ile ilgili sergi, kurs ve gezi etkinlikleri sayesinde yetişkinlerehizmet vermektedirler (SMS ile Museums-Journal'ın 2003 ve 2004 sayıları, Küpper 2000)

Aynı şekildeAlman müze bilimcileri, 2002 Ekim ayında Detmold'taki Fre-ilichtmuseum'da düzelenen "Kültür Tarihinde Toplama ve Araştırma" adlı

top-lantıda, "müzeciliğinbugünkü durumu, uzrnanlaşma,fotografi, mültimedya"

ko-nularını tartışmışlardır."Ulusal ya da yerel anmlamda çiftetoplamanın (aynı ürü-nünfarklımüzelercetoplnması)engellenmesi, müzelerarasındasanal biriletişim ağının sağladığı üst seviyede iletişimin önemi, koleksiyonların oluşumundaki

toplumsal etki, toplumun bütün yönlerinin önemli vesergilenrneğe değer olduğu,

(10)

rinin özellikle kentlerdeki devalışverişmerkezlerine folklorik hediyeler gönderen kurumlara dönüştüğü,müzelerin erken postmodernizmin vitrinlerine dönüştüğü ve bu kapsamda derlenen kitlesel ürünlerin(bilhassa taklit folklor yaratıları} be-lirli bilgileri içerecek şekilde kodlandığıve bu anlamların da okunması gerektiği, belirli bir koleksiyonda yer alan nesnelerin her birisinin öyküsünün önemli (top-lanmaanındanbugüne kadarki hikayelerinin, koleksiyonlar içindeki işlevlerivb.) ve bu öykülerin de mutlaka görsel-işitselaraçlararacılığıyla sunulmasının şart ol-duğu, genel anlamda nesnelerin bağlamve öyküleriyle birlikte derlenip gösteril-mesininyararları,bugün müzelerin depolama sorunlarıyla boğuştuğu, bazı mü-zelerinkoleksiyonlarını gözden geçirerek önemsizolduğunakarar verilenleriattı­ ğı, farklı türdeki malzeme için (film,fotoğraf, ses-görüntü kaseti, giysi ve diğer nesneler) depolama içingeniş alanlara ve depolamatekniklerinin(bilgisayarlısı­ nıflandırma/kataloglama,yerleştirme/raflamakoruma/ kutulama.havalandırma sistemleri} geliştirilmesineihtiyaç duyulduğu,öykülerin aktarımına (mültivizyon

sunumları vb.) ağırlık vermenin koleksiyonlara daha az zaman ayrılmasına ne-denolduğu,kalite belgesine sahipolunmasıgerektiği, fotoğraflarıngörsel bir an-latım araçları olduğu gerçeğindenhareketle herrnüzede gelişmişbirfotoğrafçılık birimininbulunmasın zorunluluğu, aynı şekildefilmlerin de müzecilerin en önem-li araçalrından olduğu, bilgisayar ortamından yaratılan ürünlerin gösteriminin nesneninorijinalliğine;etkileri, müzelerin insan-nesne ilişkisiniönemsemeleri

ge-rektiği ve nesnelerin gündelik söylemin oluşturulmasındakietkisinin de sunum-larda dikkatealınması gerektiği" toplantıda tartışılankonular olarak öne çıkmak­ tadır(Carstensen 2003).

B.E~ıence-Müze Ilişkisi:

Müzecilik alanındaki bu eleştiriler ve öneriler ile diğer yaşam alanlarındaki hızlı gelişmelerin yanında özellikle kültür bilimininyaşamla eklemlenme çabala-rı,müze ve eğlence gibi birbirine hiç deyakın olmadığı kabul edilen iki olgunun bir arada değerlendirilmesinigerektirmiştir.Bir tarafta, klasik anlayışla "ciddiyet tapınakları"rnüzeler, diğertarafta da "sözde gayri ciddiyetinyapı-bozucu eğlen-. ce unsurları vemekanları".

Müzecilik alanında arkeoloji, sanat tarihi müzelerinin yanında "açık hava müzesi, bilim ve teknoloji müzesi, doğa müzesi, eğitimmüzesi, çocuk ve oyun-cak müzesi, toplumsal tarih müzesi, " gibi yeni müze türlerinin ortaya çıkması, bu birlikteliği doğuran temel nedenlerin başındagelmektedir. Nitekim yeni mis-yonlar, çağdaş işlevve kapsam belirlemelerininyapılmasıve etkin araç ve yön-temlerinkullanılmasıilegerçekleştirilebilirdi."Kutsama ve yüceltme"ninyanında "eğitme, araştırma,bilgi üretme-aktarma-yayma, sorun çözme, sağaltma,gelir elde etme,hoşgörüve barışıtesisetme-kökleştirme, farklılığı geliştirme, boş za-~nların istendik biçimdedeğerlendirilmesive yaşam kalitesininartırılması" gi-bi işlevalanındaki çeşitlenme, müze yöneticilerinin her türlü toplumsal kesimi

(11)

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜRELMiRASıNMÜZELENMESi

daha uzun sürelerle kendimekanlarındatutmaya yöneltti. Özellikle genç ve

ço-cuklarınmüzelerin hedef kitlesi haline gelmesi, farklıyöntem, teknik ve etkinlik-lere gereksinim duyulduğunuortaya koydu. Ayrıca, meslek yaşamındaki baskı

ve

sınırlamalardan sıkılan yetişkinlere

rnüzeler,

"varlığının farkına varlTi~~ yaşa­

dığını hissetme, kendisi için bir şeyler yapma, dinlenme", özetle "özgürleşme" mekanlarıolarak hizmet vermeliydi. Yine hızla değişen sosyo-kültürel yaşamda

benzer işlevleriüstlenen yeni araçların (iletişim araçları, internet, eğlence mer-kezleri, sinemalar, tema parklar vb.) acımasızrekabetortamındamüzeler, klasik yöntem ve yaklaşımlarına sarılarakmücadele edecek güçleri kalmamıştı.

Yaşamınmerkezinde yer alabilmek içinrnüzeciler, "hoşçavakit geçirtme ve

eğlendirmeyi" de temel ilke olarak benimsemek zorunda kaldılar.Bu kabul,

bi-nanın, koleksiyonların, yönetim anlayışınınve sisteminin, etkinliklerin, her türlü mali ve idari politikaların yeniden kurgulanmasınıve düzenlenmesini de berabe-rindegetirmiş, diğerbir ifadeyle "eğlence yapı-bozuculuğunu"bir kez daha

gös-termiştir.Gerekli dönüşümleri gerçekleştirmeyen kurumlarınbüyük bir bölümü, bu direnmenin bedelini, "ziyaretçisiz" kalarak ödemişlerdir.Bu dönüşüm, önce-likle açık hava, eğitim, doğaile bilim ve teknoloji müzelerinde gerçekleşmiştir.

Bu tür müzeler, eğlendiricietkinlikler (deney yapma, dinazorların, ağaçların

ya-şını belirleme, film çekme, simülasyon kabinlerinde uzayda seyahat etme, gele-nekseldüğün eğlencesinekatılma,dansetme, şarkısöyleme, oyun oynama,

can-landırmavb.) düzenleyerek yaşamıncezbe merkezleri haline gelmişlerdir.Son dönemde bu rnüzelerin dahi, bilim ve eğlencenin birleştirildiği uzay parkıarıgibi yeni elektronik-sanal ortamlarla mücadele etmekz~runda kaldıkları düşünüldü­

ğünde,klasik müzecilikyaklaşımlarınınetkisini çoktanyitirdiği anlaşılmaktadır.

Müzeler, artık ilgi çekici etkinlikler düzenlemek ya da koleksiyonlarını

ya-şamdaki değişmeve dönüşümlerle eş-zamanlı olarak zenginleştirrnek

zorunda-dırlar. Çağdaşmüzecilikyaklaşımları, artık "yaşamdakiher unsurun ve öykünün

işlenmeye değer olduğunu" savunmaktadır.Müzeler, sadece geçmişleilgilideğil

bu günün, hatta geleceğinürünlerini sergileme ve öykülerini anlatmapeşindedir.

Bu nedenle "kahve, balıkçılıkaraç ve gereçleri, işçigiysileri, ayakkabılar, resim-li kartlar, sinema afişleri,telefon kartları,plaklar, kasetler, sigaraambalajları, şi­

şeler, özel eşyalar, gezegenler arasıyolculuk, oyuncak bebek ve trenler, iç

ça-maşırları,hatta yalan dahi (ki bu adla Berlin'de birrnüzevardır, bu da yalan

de-ğildir)" çağdaşmüzelerde değerlendirilenunsurlardan bazılarıdır.

Müzelerin gerçek anlamda halka açılımıylabirlikte, mekanların en verimli

şekilde kullanımları gerekmiştir. Sergi salonlarınaoturma banklarının

konulma-sınauzun sürekarşı çıkıldığıbilinmektedir. Günümüzde isernüzeler,"doğum gü-nü partileri, düğünler,veda yemekleri, kokteylier, konserler, caz ve rock günleri, satrançturnuvaları,atölye çalışmalarıvb." etkinliklerin rahatlıkla gerçekleştiriIe­ bildiği mekanlara sahiptir. Çağdaş müzeciler artık idari özerklik için öncelikle mali açıdangüçlenmenin gerekliliğininbilincindedirier.

Bu noktada belirtilmesi gereken diğerbir gelişme de "eğlencenin işlevleri

(12)

konusundaki bilinçlenmedir".Sanılanınaksineeğlencenin "eğitim, sağaltma, bil-gilendirme ve bilinçlendirme, gelir elde etme, verimliliği artırma, farklı kültürel

değerlerin üretimini-icrasını-yayımını sağlama, kimlik edindirme ve pekiştirme,

kamuoyunu yönlendirme ve biçimlendirme" gibi ekonomik, siyasal, kültürel, sosyo-psikolojikişlevleri bulunduğu farkediimiştir(Özdemir 2001: 269-295).

Ör-neğingünümüzdeinsanlar,sorunlarınıdahi eğlenceyöntemlerinden yararlanarak ifade etmektedirler. Özetle, müze ile eğlencenin işlevlerininde birbiriyle örtüştü­

ğü görülür.

Eğlence olgusunu yapılarınaeklemleyen müzelerin, daha demokratik ku-rumlar haline geldikleribelirlenmiştir. Eğlence,içinde yer aldığı bağlarnın yapısı­ nı, sistemini esnekleştirmekte, insanileştirmektedir.Böyle ortamlarda farklı

dü-şüncelerözgürce ifade edilmektedir. Fikirler veya bireyler, gruplar foruma

dönü-şen bu tür müze ortamlarında karşılaşarakbirbirlerini tanıma, anlama ve uzlaş­

ma imkanınıelde etmektedirler. Eğlence unsurlarınınetkin kullanımıyla sağla­

nan çok türlülük, bir taraftan toplumsal barışa katkı sağlarken diğertaraftan da müzelerin hareket ve etki alanlarını genişletmektedir.

Aslında müzelerin eğlenceyi keşfetmeleri, yaşanılankültür çağıylailgilidir. Her devir kendi insanınıve tercihlerini yaratır. Hele "in-out'Tann egemenolduğu

günümüzde bu değişim daha hızlı gerçekleşmektedir.Ikincil! elektronik kültür, popüler kültür, kitle kültürü çağında hızla değişenveçeşitlenen eğlence yaratıla­ rı çoğunluktadır. Klasik müzeler, tarihin kısıtlı hazinesini tüketince konu ve mal-zeme sıkıntısıçekmeye ve durağanlaşmaya başladılar. Müzenin işlevlerini yük-lenme amaçlı farklı yapılarınortayaçıkmasıve bunların bilhassayaşanan döne-me, hatta geleceğe odaklanmalarıda, eğlence-müze ilişkisini zorunlu kılmıştır. Artıkmüzeler,diğerkonulardaolduğugibi, neyintoplanması gerektiği konusun-da konusun-da kararsızlıkiçinedüşmüşlerdir. Ne,nasıl, niçintoplanıpsergilenecektir?,

so-ruları müzecilerin uykularını kaçımaya başlamıştır.Bu bağlamda, geçmişin kla-sik müzecileri dahaşanslıydılar,çünkü rakipleri ve acımasız eleştirmenlerihenüz

doğmamışya da güçlenmemişlerdi. Seçkinci yaklaşımıbenimseyenlerin, "sıra­

dan" olarak nitelendirdikleri eğlenceleribenimsemeleri kolayolmamıştır.

Öte yandan geleneksel kültür, uzun süre,açıkhava müzelerinindışında, kla-sik müzelerde yer edinememiştir. Edebiyat, tarih, sanat, siyaset, bilim gibi yaşa­ mınpek çokalanındada geçerliliğibilinen bu seçkinci tutum sonucu geleneksel-yerel dışlanmışya da yok sayılmıştır. Müzeler de bu nedenle, uzun sürekapıları­ nıgeleneksel kültüryaratılarına açmamışlardır. Sıradaninsanlardanoluşan kesi-min müzecilertarafındanhedef kitle olarak seçilmesi, bir devrim olarak nitelen-melidir. Türkiye'de henüzgeçekleşmemeklebirlikte artıkmüzeler,komşuFatma Teyze'nin ya da yorgancıAliDayı'nınöyküsünüanlatmaktadır.Yerelin ya da ge-lenekselin müzelerde yer alması, müzeciliğin tür ve nicelikbakımıarından geliş­

mesini sağlamıştır (artıkaile müzeleri var).

~.,.. Günümüzde müzeler, "yerelin kürelese taşındığı vitrinler" olarak

adlandırıl-maktadır. lletişimteknolojisindeki gelişmeler, seçkinci yaklaşımların dışladığı,

(13)

~UMUi UlMAYAN I\.ULıUKtlMIKA~IN MULtltNMt~1

yerel veya geleneksel kültür yaratılarınayeni yaşam alanları sağlamıştır. Diğer

bir ifadeyle klasik müzelerin yerelekapılarını açmasınada gerekkalmamıştır. Ni-tekim günümüzün sanalortamındakiyerel kültür sitelerinde Anadolu'daki veya dünyanınfizikselolarak ulaşılmasımümkün olmayan herhangi biryerineteıd ye-rel yaratılar hakkında kolayca bilgi edinilebilmektedir.Aslında sanal kültür mü-zeleri, klasik müze eylemlerinin de (randevu almak, ulaşım araçları kullanmak, bilet almak, rehberi dinlemek, grup halinde hareket etmek, ayakta engeller

arka-sındakiseyretmek, sunulanla yetinmek, broşüralmak vb.) sorgulanmasına ne-denolmaktadır. Artıkyerel, keşfedilmeyi beklememektedir. Böylelikle müzeciler, bir anlamda temel ilgi çekme yöntemlerinden biri olan "egzotik" yaratılarsunma

imkanınıkaybetmek üzeredirler. Sanalortamdaki yerel kültür siteleri ya da mü-zelerinde sergilenen yaratılar incelendiğinde,maddi kültür(çömlek, halı, kiiim ,

takı, yapı, tarım aletleri, yemek vb.) ve eğlence yaratılarının (dans, türkü, fıkra,

festival, şenlik, tiyatro vb.) çoğunluk teşkil ettiği görülmektedir. Bu noktada kit-leiletişim araçları, bir taraftan yerel kültürlerin, dolayısıyla eğlence gelenekleri-nin içigelenekleri-ninboşaltılmasınaneden olurken,diğertaraftan dayaygınlaşmasınave

ya-şamasına katkıda bulunmaktadır. Bu bağlamda, sanal siteler de aktif eğlence

müzeleri olarak adlandırılabilir.

Geleneksel veya yereldeğerlerinbüyük bir bölümününeğlenceunsuru ya da

eğlence bağlamında üretilen ve icra edilenyaratılar olduğu hatırlandığında, eğ­

lence müzelerinin gerçek ya da sanal anlamda zaten varolduğugörülecektir. Eğ­

lence, içinde yer aldığısistemihızla kendileştirme yeteneğinesahiptir. Bu neden-le kültürelyaratıların bağlamlarıylabirliktesunulması ya da gösterirni,doğal ola-rak eğlence sisteminin de dikkate alınmasını gerektirmiştir.

Özellikle ıskandinav'ülkelerinde gelişen açık hava müzelerinde, geleneksel mekanlarda sergilenen maddi kültürunsurlarının yanında eğlenceetkinlikleri bü-yük bir yer kaplamaktadır. Genellikle yerel yemeklerin yendiğive içki/içecekle-rin içildiği bu eğlence ortamlarında geleneksel müzik, dans ve tiyatro örnekleri sergilenmektedir. Diğerbir ifadeyle, açıkhava müzelerinin de eğlence yanı ağır basmaktadır.

Dünyada müzecilik alanındamüstakil eğlence müzeleri de bulunmaktadır.

Bunlar daha çok kitle kültürübağlamında yaratılan eğlenceürünlerinindeğerlen­

dirildiği gerçek/sanal mekanlardır. Örneğinotuz üç bin metrekarelik bir alanda kurulan Hollywood Eğlence Müzesi'nde (Hollywood Entertainment Museum) film, televizyon ve radyo yapımları,ses kayıt unsurları,yeni medya ve eğlence sanatları ile teknolojikapsamındaki diğer yaratıları hakkında bilgiler verilmekte, interaktif sergiler düzenlenmekte ve perde arkası ziyaretçilere açılmaktadır.Bu müze içinde Eğlence Sanatları EğitimMerkezi de faaliyet göstermektedir. Kültür ve ekonominin birleşiminden doğan eğlenceendüstrisinin bu "tapınağı"nda, en çok ziyaretçi çeken 2001 yılındakisergilerden biri, popüler kültürüneğlence

tan-rıçalarından "Marilyn Monroe"nun poster ve afişlerinden oluşmaktaydı

(www.hollywoodmuseum.com). Aynı şekildeSony EğlenceMüzesi (Sony

(14)

res Entertainment Museum) ve ElektronikEğlenceMüzesi, ikinci sözlü kültür

or-tamının eğlence müzelerine örnektir (http://digilander.libero.it/crash_76/ hem.htm ve www.sonypicturesmuseum.com).

Oyun parklan. tematikeğlence parkıarıve eğlence merkezleri de, çok kere

eğlence müzeleri olarak tanımlanmaktadır. "Lunapark, dreamland, game-land/center, fantasyland, tatilya, space center, aquapark, uzay ya da bilim mer-kezi" gibi küçükeğlence mekanlarının yanında,Disneyland gibi büyük eğlence yerleşkeleri de bulunmaktadır. Disneyland, dünya eğlence endüstrisinin en önemli merkezlerinden birisidir. Çizgikahramanların eksenindeyaratılanbu eğ­

lence dünyasıher yıl binlerce kişi tarafındanziyaret edilmektedir. Bu merkezin üretilerine (yastık, düğme, parfüm, kaset, lamba, takı, çatal, kukla ve sayısız

oyuncak) dünyanınher yerinde rastlamak mümkündür. Disneyland'ınbu dere-cedeyaygınlaşmasınınnedenlerinden biri de, çizgikahramanlarını(Goofy, Pluto, Micky Mouse, Donald Duck vediğerleri) farklı ülkelerde vefarklıgelenekseL mo-tiflerledonatılmış ve farklıöykülerlemaceradan maceraya sürüklernesidir.

Sinema ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarının da müzelerin işlevlerini

yerine getirme iddiası taşıdığıbir gerçektir.Iletişim araçları,müzelerin kaynakla-.rı arasında sayılsada, bunlar bir süre sonra nesne olmaktançıkıp özneleşmişler­

dir. Eğlerıceendüstrisinin bu temel ikialanı, aynızamandaeğlencemüzeleri ola-rak da tanımlanabilir.

Turizmin ortayaçıkışıylabirlikte tarihi kalıntıların yanındaözellikle yerel

kü-tür ortam ve yaratılarına ilgiartmıştır.Yerelrnüzeler için turistler, yeni ziyaretçi kitlesi olarak ortayaçıkmıştır.Turistik bölgelerde, müze olmamakla birlikte satış ağırlıklı farklı mekanlar da ortaya çıkmıştır. Takıdükkanlan, kuyumcu hanları,

çömlek atölyeleri, lokantalar, halı çiftlikleri.bunlardan bazılarıdır.Turistik kent-ler adeta açıkhava müzelerinedönüşmüştür.Buaçıkhava müzelerindekieğlen­

ce amaçlı mekanların dışındakilerinde tanıtım ve pazarlamanın etkili bir yönte-mi olarakçeşitli eğlencelerdüzenlemektedirler. Halıçiftliklerindeki dansöz ya da geleneksel dans gösterileri bu türdendir. Burada otel, motel, tatil köyü gibi me-kanlarda düzenlenen animasyon gösterilerinde popüler kültür ürünlerininyanın­

da geleneksel eğlence unsurlarındanda yararlanılmaktadır. Hatta bazı tatil

me-kanları, eğlence araştırma- uygulama merkezi gibi çalışmaktadır. Türkiye'de halkbilimciler, henüz bir açıkhava müzesi ortaya çıkaramazken,turizmin açık­

gözgirişimleriçoksayıda açıkhava müzesikurmuşlardır. Diğerbir ifadeyle, Tür-kiye'nin eğlencemerkezli faaliyet gösteren çok sayıda açıkhava müzesi

bulun-maktadır(?). Türkiye'de sosyal bilimler her zamanolduğugibi,yaşamı arkadan takip etmektedir.

C.TürkE~lence Geleneği Araştırma-UygulamaMerkezi! TürkE~lence Mü-zesi'nin KuruluşveIşleyişiyle IlgiliBazı Değerlendlrmeler:

a. Bu merkez, TürkEğlenceMüzesi ya da TürkEğlence Geleneği Araştırma­

VUygulama Merkezi, adıyla kurulmalıdır.Müze teriminin esklrnişllğl, etklsizleşrne­ si, anlamsalkarmaşaliğıveelllence ile biraradalrğmdekisorunlar, ikinci

seçene-ğintercih edilmesi için gerekçeleroluşturabilir.

(15)

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜRELMiRASıNMÜZELENMESI

b. Eğlence Geleneği Araştırma-Uygulama Merkezi! Türk EğlenctfcMüzesi, Türk eğlence geleneğinin yanında, diğer kültürlerin eğlence geleneklerini de bi-limsel yöntemler ve verilerden hareketlearaştırılılacağı, sunulacağıve geliştirile­ ceğidisiplinler arasımisyona sahip olarakyapılanmalıve işletilmelidir. Merk:.~

misyonu/ları yaşamdaki değişmelereparalelolarak, hızlayeniden düzenlenmeli-dir.

c. Bu merkez, toplumsalyaşamınen yoğun olduğu, diğerbir ifadeyleiç-dış turizminkesiştiği, bütün toplum kesimlerinin kolaycaulaşılabiidiği,ürünlerin

ko-laylıkla aktarım ve satışının yapılabiidiği, bilimsel kurumlara yakın bir noktada inşaedilmelidir.

d. Binaların yapımında geleneksel mekanları(yurt/göçer çadırı, düğünevi, han, saray, köşk, köyodasıvb.) örnekalınabilir.Günümüzde yerelin, gelenekse-lin moda olduğuda dikkate alındığında,dünyadaki çağdaş açık hava müzeleri örnekleri incelenerek, zengin geleneksel Türk mimarisikapsamındaki yapılar,bu merkezin fizikselmekanlarını oluşturabilir. Ya da var olan bu türdeki mahalleler ya da bölgeler restore edilerek, merkeztarafından kullanılabilir. Binaların,tek ya da en fazla ikikatlı olmasınaözen gösterilmelidir. Gelenekselyapılar,birden faz-laeğlence etkinliğinin aynızamanda yapılmasınaolanaksağlayacak şekilde be-lirliaralıklarla inşa edilmelidir. Mekan, eğlence açısından önemli olmakla birlik-te, bir meydanateşinin etrafındada eğlence düzenlenebileceği hatırda tutulmalı­ dır. Bu konuda Kastamonu, Safranbolu örnekleri, dikkatedeğerdir.Seçilen arazi üzerine, illerin ya da ülkelerin,topluluklarınkendi 'yerel evlerini,mekanlarını yap-maları sağlanabilir. Örneğin Rize evinin ve iç düzenlerinin Rizelilerce, Kastamo-nu evinin de KastamoKastamo-nulularcayapılması,merkezinkuruluş aşamasındaki gider-lerini deazaltacaktır. Yılınbelirlizamanlarında bu mekanlarda oyörelerıe ilgili et-kinliklerin yapılması, merkezin amacınada uygundur. Merkez, böylelikle kolay-ca yerelle iletişimkururak araştırmave geliştirmefaaliyetleri yürütebilir. Ancak, bu türmekanların sayılarının,temel giderlerinin de ilerde sorun olmayacakşekil­ de, belirlenmesinde yarar vardır. Mekanların yapımında,prefabrikyapım teknik-lerinin kullanılmasının zorunluluğu, merkezin dönüşüm yeteneğinin güçlendiril-mesi açısındançok önemlidir. Bu arada, çevre düzenlemelerinde de geleneksel yapıya sadık kalınmalıdır. Mekanlarıngüvenlik, ses, aydınlatma, iklimleme/kli-ma sistemleri, mutlaka bu işin uzmanları tarafından gerçekleştirilmelive bilgisa-yar ortamlarındanyönetilmesisağlanmalıdır.Su, elektrik, doğalgazve kanalizas-yon sistemlerinin yapımına,büyük önem verilmelidir.

e. Bu merkez, bilgileriyaşama aktarma yeteneği gelişmişakademisyenlerle altyapısını oluşturulurkenmutlakaçağdaşyönetim ilkelerinibenimsemiş profes-yonellertarafından işletilmelidir(Burada kültür bilimiuzmanlarının, aynı zaman-da yan zaman-dalolarak yönetim bilimlerialanındada eğitim almaları gerektiği vurgu-lanmalıdır). Çalışanların, farklı alanlarda uzmanlaşmış kişilerden oluştuğunu ve görev tanımlarına bakılmaksızınherkesin buyapıiçin çok önemli olduğunu, her-kesin kabul etmesi gereklidir. Bu merkez, ünvanıarın değil, üretkenliğin,

(16)

liğin ve yaratıcılığın mekanı olmalıdır. Bu nedenle de her türlü farklılaşma sem-bolü, bu ortamlara zarar verecektir.

f. Bu kurumun sahipleri, öncelikle ziyaretçiler, sonra çalışanlar,daha sonra da destekçiler, kuruculardır.Bu kabulün herkes tarafındanbenimsenmesi sağ­ Ianmalıdır.

g. Bu merkezin hedef kitlesi, toplumun bütün kesimleri ve dünyanın diğer

milletleridir.Kuruluş, işletimve geliştirme dönemlerinde bu temel kabulün hare-ketnoktasıseçilmesi gerekmektedir. Fizikimekanın, koleksiyonlarınve etkinlik-lerinplanlanması ve gerçekleştirilmesinde ayrım cı stratejilerin (kadın,erkek, ço-cuk, genç, memur, işçi, yönetici, kentli, köylü, ızmirli, Ankaralı, yerli, yabancı vb.) yerinebütünleştirici yaklaşımlaresasalınmalıdır.Bu, kurumun ulusal ve kü-resel barışıntesis edilmesine, pekiştirilmesineve sürdürülmesine katkı sağlama

şeklinde tanımlanan misyonunun gerçekleştirilmesiiçin de çok önemlidir. Bu merkez, eğlencedenhareketle, insanlığınçok-türlü öyküsünü anlatacaktır.

h. Merkez, seçkinci yaklaşımların dışında,demokratik ilkelerle yönetilmeli-dir ve görevtanımlarıda buna göreyapılmalıdır(müzekuruluşuve işletimi hak-kında genişbilgi için bkz Özdemir 2003). Müdür ya da CEO, yasaklar,sınırlama­ lar koymak ve denetlernek yerineçalışanlarıngörevlerinin kolaylaştırıcıyönetim stratejilerini ilke edinmelidir. Bu merkezi, eğlencenin doğası gereği farklı bir yö-netim anlayışınıda dışlayacaktır. Günümüzde belki de çağdaş ilkelere göre yö-netilenişletmelerin başında eğlenceendüstrisi gelmektedir. Buçağdaş yönetim,

çalışanlarıngörevlerini severekyapmalarına, dolayısıylada bu güvenortamında

mesleki disiplinin ve oto-kontrolün gelişmesineneden olacak, sonuçta da mer-kezin verimliği artacaktır. Çalışanınkendinibulduğuve aştığı ortamlarda, yaratı­ cılıkve üretimin arttığını belirlenmiştir.

i. Genelde kültür, özelde de eğlence geleneği için çeşitlenme, temel dina-miktir. Çeşitlenme, yaratma, yaygınlaştırmave dönüşümün temel güdüsünü

oluşturur.Bu nedenle, bu merkez insan, etkinlik, yaratıya da koleksiyon bağla­

mındaçok-türlü ve esnek (yeni durumlarahızlauyum sağlayabilecek)bir yapı­

ya sahip olacak şekilde kurulmalıdır.Bu esnekyapılanma,merkezin dinamizmi ve rekabet gücü açısındançok önemlidir.

j. Çok-türlülük, demokratik yapılanmanında gerekçelerinden biridir. Bu merkez, kutsama veya yüceItmetapınağıolarakdeğil, araştırma, geliştirme, fo-rum, uzlaşma, özgürleşme, bütün toplum kesimlerinin, geleneklerin ve kültürle-rin yer aldığı bir mekan olarak planlanmalıdır.Berlin'deki Freie Üniversitesi'nin Dahlem'deki Etnoloji Müzesi'nin galerileri şu anda(2003-2004) Hindistan'daki Budistlerin("Anmut und Askese" adlıheykel merkezli sanat sergisi,yaklaşıkdört aya yakın bir süredir sergilenmeye devam etmektedir), Azteklerin, Meksikalıla­

rın(halk sanatı), İranlılann(l8g0'da Tahrah'da gündelik yaşam)ve Kuzey Ame-rika Kızılderililerinin(Mitostan Moderniteye, adlı sergide kızılderilerin yaşamıve

V

kültürühakkında bilgi veriliyor) kültürüne ait yaratılarla doludur.Aynımüze

ya-pısı içindeki Gençlik Müzesi'nde ise Afrika'dan Avustralya'ya kadar uzanan bir

(17)

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜRELMiRASıNMÜZELENMESi

coğrafyadaki yerel kültürlere ait fotoğraflaryer almaktadır. Aynırnüze.Hurnbolt

Üniversitesi'nindüzenlediği,Brezilya günlerine de katkıda bulunmaktadır. k. Bu merkez, müstakil ya da Türk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merke-zi'ninkapsamındada oluşturulabilecektir. Genel bir kültür bilimiaraştırma ve~­

gulama merkezinin, yaşayabilmesi için eğlence geleneğinin ortam ve unsurlarını etkili birşekilde kullanması gerekmektedir. Aksi takdirde mali ve idari özerklik-lerini elde edemeyen müzeler, hızlamalzeme depolarına dönüşmektedirler.Ister

bağımsız, isterse üniversite gibi bir kurum içinde yer alsın, mutlaka "özerk"

ol-malıdır. Bu nedenle merkezin, "karlılığı"temel edinen bir işletme şeklindekabul edilmesi gereklidir. Maliaçıdan güçlülük, araştırmafaaliyetleri açısındanhayati önemtaşımaktadır. Eğlence,gelir getiricilik yeteneği en yüksek kültürelalandır. Eğlencemerkezinin, zengin koleksiyonlar ve faaliyet programlarıylabunu

kolay-lıkla başarabilecektir.

ı. Kurulacak bu merkez, Türk milletinin ve diğer ulusların eğlence gelenek-lerini, tarihinbaşlangıçdöneminden itibaren bilimsel yöntemlerlearaştırmayı he-deflemelidir. Bu hedefe ulaşmakiçin her türlü veri ve kaynaktan (kitap, minya-tür, duvar resmi, fotoğraf, tablet, film, ses-görüntü kasedi. mağara resmi vb.)

oluşanbir belge merkezi oluşturulmalıdırve bu hazine sürekli gücellenmelidir. m. Bu merkezde, kitle iletişim araçlarından etkili birşekilde yararlanan

ge-lişmişbiriletişim birimine(gelişmişsistem ve uzmanlar) sahipolmalıdır.Bu mer-kez, sadece kurum içideğil, kurumdışı bölgesel, ulusal ve uluslar arası iletişimi

en üst seviyedesağlamalıdır.Bu birim, merkezin her türlü basımveyayım işlem­

lerinini de yürütebilecek şekilde oluşturulmalıdır.

n. Bu merkezdeki koleksiyon ile araştırma ve uygulama faaliyetlerin tarihi süreç dikkatealınarakdüzenlenmesi, sisteminişleyişini kolaylaştırabilir.Türkeğ­

lence geleneği, ıslamiyetöncesive sonrasıjSeiçukiu ve Osmanlıdönemleri vb.)

ile Cumhuriyet dönemi şeklindeüç temel döneme ayrılarak araştırılabilirve su-nu labilir. Her dönem de kendi içindeçeşitliölçütleregöre kümelenebilir.Örneğin Cumhuriyet dönemi Türk eğlence geleneğini aşağıdaki şekilde sınıflandırmak

mümkündür(Özdemir 2001):

n.1. Ritüel Kaynaklı Eğlenceler: Nevruz(21, 22, 23 Mart), Hıdırellez(22 ni-san, 6 Mayıs, mayıs ayının ilk haftasonu), Çömçe Gelin, Cigor (Şubat ayında, ayın ilk göründüğü gün başlar 3 gün sürer), Yumurta Bayramı, Kolada Gecesi (birçok köyde 18 Ocak gecesi), Cemal (genellikle sonbahar veya buğday_ekim

zamanı), Tavuk Gecesi, Bocuk Gecesi (8Aralık), YoğurtBayramu l ô-IBmayıs),

Nazari Günü(14Mayıs), Kışyarısı, Çiğdem Eğlencesivb.

n.2. Dini Günler ve Bayramlarla Ilgili Eğlenceler: RamazanAyı,Ramazan ve Kurban Bayramlarıile ilgilieğlenceler.

n.3. GeçişDönemleriyle IlgiliEğlenceler: Doğum, sünnet, askere gitme, ev-lilik vb.

n.4. MevsimlikToplantı, Gezinti ve Eğlenceler

n.4.1. Kış Toplantıve Eğlenceleri: Sıra, Gezek, Yeren, Oturak Alemi, Gün,

Davet vb.

(18)

n.4.2. DiğerMevsimlerdeki Gezinti, Toplantı veEğlenceler

n.5. Yöresel Şenlik,Festival ve PanayırlarlaIlgili Eğlenceler: Bamya, peynir, süt, soğan,lale, biber, sarmısak,dut, pekmezfestival/şenlikvb.

n.6. Resmi Günler ve Bayramlarla Ilgili Eğlenceler: Ulasal (19 Mayıs Ata-türk'ü Anma ve Gençlik ve SporBayramı,29 Ekim CumhuriyetBayramı,23 Ni-san Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı,30 Ağustos Zafer Bayramı) ve yerel (kurtuluş günleri, Atatürk'in yöreyi ziyaret yıldönümleri, il/ilçe/belediye olma günleri) bayram ve günlerle ilgilieğlenceler.

n.7. Kent YaşamıKökenliToplantıveEğlenceler: Doğumgünü ve evlilikyıl­ dönümü kutlamaları,mezuniyet gecesi, bekarlığa veda partileri, şirket geceleri, hemşehrilikgeceleri vb.

n.B.Diğer Eğlenceler: Hayvanlarla ilgiligüreşve döğüşlergibi. ..

Yukarıda örneklenen butaslağın yaşama geçirilmesi, merkezin oluşmasıve

yaşaması için yeterli olacaktır. Bu kadar zengin bir alanla ilgiliaraştırmaların

ya-pılması, mekan ve koleksiyonların oluşturulması ve etkinliklerin planlanması,

uzun zaman alacaktır.

o. Daha önce açıklandığıüzere eğlence, "sözel edebiyat (destan, mani, te-kerleme, masal, şaşırtmaca, fıkra,efsane, halk hikayesi vb.), yiyecek ve içecek-ler, müzik (halk müziği, rock, jazz, arabesk vb.), dans (geleneksel ve modern dans türleri), tiyatro (halk tiyatrosu, klasik tiyatro vb.), giyim-kuşam (bayramlık­ Iar, tören giysileri ,vb.), inanç (kurban, adak vb.), oyun (yarışmalar, güreşler, ya-rışlarvb.), erotik öğe,koku, gezinti, hediye" gibifarklıtürden kültürelyaratıların

karmaşıkbirbileşkesidir.Türk eğlence geleneğininistendi kşekilde sunulabilme-si için, bu farklı kültürel alanlarla ilgiliaraştırma ve uygulama faaliyetlerinin de yapılması zorunludur. Bu da, ancak disiplinler arası olduğu kadar, kültür bilimi içinde de alanlararasıortakçalışmalarlavealışverişlerle gerçekleşebilecektir. Bu yapısal unsurların sadece geleneksel kültür kapsamında değil, popüler kül-tür/kitle kültürü gibifarklı açılardan da değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

Eğlencelerin araştırılmasıve uygulanmasıilegeliştirilmesi safhalarında, "eğ­ lenceninadlandırılması,düzenlenme zaman ve süresi ilemekanı, düzenleyici ve katılımcıları, eğlendiricileri (dansöz, köçek, halk dansı ekibi, yerel/profesyonel canlandırıcılar,saz takımları, çalgıcılar vb.), kuralları, başlangıç ve sonuç kalıp­ ları, eğlence araçları (tavla, kağıt, tombala, tef, elektronik oyun araçları)"gibi unsurlarında dikkate alınması yararlı olacaktır.

Sonuç olarak,eğlence-müze ilişkisi kaçınılmaz, eğlenceyimerkez edinen bir kültür araştırma ve uygulama merkezinin kurulmasızorunluluk, eğlence araştır­ ma ve uygulama merkezininoluşturulmasıise gelecekteyaşamaktır.

KAYNAKLAR

Afİakay, M.AIi (Hazl.).Türkçede Mecazlar Sözlügü,Ankara, Doğuş Matbaası,1949.

"Türkçede Yakın AnlamlıKelimeler Sözlügü,Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi,

1956.

(19)

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜRELMiRASıN MÜZELE'~M~'"

Barnouw, Erik veC.E. Kirkland (1992) "Entertainment", Richard Baumajı (edt.by)

Folklore, Cultural Performances and Popular Entertainments,New York,Oxford'jlnıversity Press, 1992: 50-53.

Bauman, Zymund (1999) Küreselleşme,(Çev. AbdullahYılmaz),Istanbul,Ayrıntı

Ya-./":<:

yınlan. .... ,

Carstensen, Jan (2003) DieDinge umgehen?Sammeln und Forschen in kulturhisto-rischen Museen,Schriften des Westfalischen Preilichtmuseums Detmold, Bd. 23.

Kültür Bakanlığı (1991), KarşılaştırmalıTürk Lehçeleri Sözlügü, Ank., Başbakanlık Basımevi.

Küpper.Anke (2000) Berliner Museen,L&H Verlag, Hamburg.

Modleski, Tania.Eqlence Incelemeleri, (Çev. Nurdan Gürbilek), Istanbul, MetisYayın­

ları, 1998.

Museums-Journal, 2003- 2004sayıları.

Museumsinsel Berlin, Das Kuratorium, 5MB (StaatliclıeMuseenzuBerlin), Oktober-November-Dezember 2003 ve Januar-Pebruar-Marz 2004.

Özdemir, Nebi (2001)Türk HalkEqlerıceleri. (yayımlanmamışdoç. sunusu) Ankara.

"(2003)"Müze-ÇocukIlişkisive Çocuk Kültürü Merkezi ile IlgiliBazı Değe r lerıd

ir-rneler", Gazi(Itıioersitesi, Türkiye'de Halkbilim Müzeciligi ve Sorunlan Sempozyumu Bil-dirileri, (12-13Aralık2002) Ankara:

Postman. Neil (1994) Televizyon: ÖldürenEğlence(Çev.OsmanAkınhay),Istanbul,

Ayrıntı Yayınları.

Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı (2000) Müzecilikte YeniYaklaşımlar,

Küreselleşmeve Yerelleşme, IstanbuL.

"(2001) Kent, Toplum, MüzeDeneyimler-Katkılar(Ed. Burçak Madran), Türkiye Eko-nomik ve Toplumsal TarihVakfı, Istanbul: 87-90.

Türk Dil Kurumu (1952)Türkiye'de Halk Agzlndan Söz Derleme Dergisi, Vf, Faiklar Sözleri,Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi.

"( 1957)Türkiye'de HalkAgzındanSöz DerlemeDergisi,V, Indeks, Ankara, Türk Ta-rih KurumuBasımevi.

"(1967 Tarama Sözlügü,

m,

E-I, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi. "( 1971)Kavramlar Dizini, i,Ankara, Ankara ÜniversitesiBasımevi.

"(1972) Türkiye'de HalkAgzındanDerlemeDergisi,V, E-F,Ankara, Türk Tarih Ku-rumu Basımevi.

"(1988) Türkçe Sözlük, Ankara, Türk Tarih Basımevi.

http://digilander.libero.it/crash_76/hem.htm www.hollywoodmuseum.com

www.sonypicturesmuseum.com

Referanslar

Benzer Belgeler

Duyusal Pazarlama Ve Konaklama İşletmelerinin Yiyecek İçecek Departmanlarında Bir Uygulama 393 düzeyinde öğrenim gören katılımcılar tat alma, ve dokunma duyusu özelliklerine,

İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak reçeteye uygun olarak hazırlanan hamurdan istenilen pişkinlik, renk, tat ve.. görünümde basit kurabiyeler

• Örgütleme (Organizasyon): Yiyecek içecek işletmelerinde yapılacak işlerin bölüm ve gruplar halinde toplanması, iş görenlerin seçimi, görev, yetki ve

İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak reçetesine uygun şekilde istenilen lezzet, kıvam ve görünümde Türk mutfağına özgü komposto ve hoşafların

kullanarak, hijyen ve sanitasyon kurallarına uygun yiyecek üretimi yapma ve servise hazır hâle getirme yeterliklerini kazandırmaya yönelik eğitim ve öğretim verilen

Ancak, yiyecek ve içecek hizmetlerini diğer bazı hizmetlerden farklı kılan özelliklerini belirlemek için izlenebilecek bir yol, hizmet pazarlaması literatürünün hizmetleri

Makalemizde örnek olarak size sunacağımız ikinci ağıt yine Rumca olup bir Türk halk ozanı olan Mustafa Hulusi(Fedai) isimli bir akrabası

31 Ahmet Mithat Efendi, Karnaval, (Hazırlayan: Kazım Yetiş), Türk Dil Kurumu Yayınları,. Ankara,