• Sonuç bulunamadı

Doç. Dr. Özlem Doğan KARBONHİDRATLAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doç. Dr. Özlem Doğan KARBONHİDRATLAR"

Copied!
74
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KARBONHİDRATLAR

(2)

Karbonhidratlar, canlılarda bulunan organik

moleküllerin temel yapı taşlarından biridir.

Karbonhidratlar hem yapısal hem de metabolik

roller üstlenirler.

Canlıların yaşamsal faaliyetlerini

sürdürebilmeleri için gereksinim duydukları

enerjinin temel kaynağını oluştururlar.

(3)

Diyetle alınan KH’ların büyük kısmı glikoz

şeklinde vücuda alınarak kan dolaşımına

verilir.

Glikoz en önemli KH’dır.

Vücuttaki diğer bütün KH’lar glikozdan

(4)

Vücutta oldukça özel fonksiyonlara sahip diğer

KH’lara çevrilir. (Glikojen-depolama,

Riboz-nükleik asitler, Galaktoz-sütteki laktoz)

KH’larla alakalı bazı hastalıklar: Diabetes

mellitus,

galaktozemi,

glikojen

depo

hastalıkları, laktoz (süt) intoleransı

(5)

Karbonhidratların Tanımı

Aktif aldehit ya da keton grubu taşıyan

polihidroksialkol, polihidroksialdehit ya da

polhidroksiketon olarak tanımlanırlar.

Karbonhidratlar C:H:O atomlarından meydana

gelir.

(CH

2

O)

n

C:H:O oranları; 1:2:1 şeklindedir ve

‘hidratlanmış karbon (su ilave edilmiş) olarak

adlandırılır. (C+H

2

O)

Örnek olarak; glikozun ampirik formülü C

6

H

12

O

6

(6)

Karbonhidratların Sınıflandırılması

Karbonhidratlar;

içerdikleri şeker ünitelerine,

şekerin karbon sayısına,

içerdiği aldehit ya da keton

grubuna ve

sterokimyasına (D ya da L formu)

göre sınıflandırılabilir.

(7)

Monosakkaridler: trioz, tetroz,…..,oktozlar şeklinde

adlandırılırlar.

Disakkaritler: İki monosakkarit biriminin glikozidik bağ ile

birleşmesiyle oluşurlar. Glikozidik bağ kovalent bir bağdır.

Oligosakkaridler: 3-10 yada 3- 50

Polisakkaridler: 10’dan fazla monosakkarit birimi içerirler ve

düz veya dallanmış yapıda olabilirler.

 Maltoz→ glukoz + glukoz , α-1,4 glikozidik bağ  Sukroz→ glukoz + fruktoz , α-1,2 glikozidik bağ  Laktoz→ glukoz + galaktoz , β-1,4 glikozidik bağ

(8)

Tüm şekerler düz zincir formunda bir C=O içerirler. Oksijen

terminal C atomuna bağlı ise kombinasyon aldehit grubu, eğer

terminal olmayan bir C atomuna bağlı ise kombinasyon keton

grubu

olarak adlandırılır.

(9)

MONOSAKKARİDLER

ALDOZ KETOZ

3 C’lu

triozlar

Gliseraldehit-3-P

dihidroksi

aseton-P

4 C’lu

tetrozlar

Eritroz-4-P

eritruloz

5 C’lu

pentoz

riboz

ribuloz, ksiloz

6 C’lu

heksoz

glukoz, mannoz

galaktoz

fruktoz

7 C’lu

heptoz

Sedoheptiloz-7-P

(10)

MONOSAKKARİDLER

Karbon Sayılarına Göre Fonksiyonel Gruplara Göre

Trioz (gliseraldehid 3-fosfat) Aldozlar Ketozlar

Tetroz (eritroz 4-fosfat) Glukoz Fruktoz Pentoz (riboz, ksiloz, ribüloz) Galaktoz Ribüloz Heksoz (glukoz, fruktoz, galaktoz) Riboz Ksilüloz Heptoz ( sedoheptüloz 7-fosfat)

KARBONHİDRATL ARIN SINIFL ANDIRILMASI

Monosakkaridler Disakkaridler Oligosakkaridler Polisakkaridler Glukoz Maltoz (Glukoz + Glukoz)

Nişasta

Fruktoz Laktoz (Glukoz + Galaktoz)

Glikojen Galaktoz Sakkaroz (Glukoz + Fruktoz)

Sellüloz

Riboz Ribüloz

(11)

Glikoz en çok bulunan monosakkariddir.

Glikozun yapısı 3 farklı şekilde gösterilebilir:

Düz zincir şeklinde (aldoheksoz)

Basit halka şeklinde (Haworth projeksiyonu)

Sandalye şeklinde

(12)
(13)

Kapalı formülleri aynı, uzaysal konfigürasyonları farklı olan

bileşiklere

izomer

denir.

Örneğin,

fruktoz, galaktoz, glukoz ve mannoz

birbirinin

izomeri olup hepsi C

6

H

12

O

6

formülü ile gösterilirler.

Asimetrik C atomu taşıyan kh’lar “

sterioizomerizm

” gösterir

ve asimetrik C atomu sayısına n dersek

2

n

kadar izomerleri

bulunur.

Dolayısı ile 4 adet asimetrik C atomu bulunan glukozon

2

4

=16

izomeri bulunur.

(14)
(15)

Asimetrik Karbon Atomu

Asimetrik karbon atomu ;

kendisine bağlı

dört farklı kimyasal grup içerir ve o

karbon atomuna chiral merkez denir.

(16)

Bir bileşikte, asimetrik C atomunun varlığı o bileşiğe

optik aktivite kazandırır.

dekstrorotator (+), levorotator (-)

Bir monosakkaritin D veya L gliseraldehid ile çatısal

ilişkisini göstermek üzere D(-), D(+), L(-) ve L(+)

şeklinde bulunabilir.

Glukozun çözeltilerdeki optik rotasyonu

dekstrorotatuardır bu nedenle çoğunlukla klinikte

dekstroz olarak adlandırılır.

(17)

D ve L izomer kavramında 3 C’lu bir şeker olan

gliseraldehit (gliseroz) referans alınır.

Memelilerdeki şekerlerin tamamına yakını

D-izomerken bunları metabolize eden enzimler de

D-şekerlere özgüdür.

(18)

İzomerizimin Önemi

Organizmada mevcut enzim ya da reseptör

sistemleri izomerizim özelliği gösteren

moleküllerin sadece bir formunu tanırlar ve

reaksiyonu gerçekleştirirler. Bu yüzden

organizmamız sadece D-şekerleri ve L-amino

asitleri metabolize etmektedir.

(19)

Epimerler

Sadece bir asimetrik karbonunda, hidroksil

grubunun pozisyonunun farklı olduğu izomerlerdir

.

Örn. glukoz-galaktoz, birbirinin C-4 epimeridir;

glukoz-mannoz, birbirinin C-2 epimeridir.

İzomerler

aynı kimyasal formüle sahip fakat asimetrik

karbonlarındaki hidroksil gruplarının farklı pozisyonlarda

olduğu bileşiklerdir

Enantiyomerler

birbirinin ayna görüntüsüne sahip olan

stereoizomerlerdir

Epimerler

sadece bir asimetrik karbonunda, hidroksil

(20)

Enantiomerler

Enantiomerler; birbirinin ayna görüntüsüne

(21)

Karbonhidratların halka yapıları

n

Monosakkaridler düz zincirler halinde (Fischer

projeksiyonu) çizilmekle beraber,

n

başlıca aldehid veya keton gruplarının aynı moleküldeki bir

hidroksil grubuyla reaksiyona girdiği halka yapısında

bulunurlar.

Furanoz

ve

piranoz

halkaları sırasıyla beş ve altı

üye içerirler ve genellikle Haworth projeksiyonu

halinde çizilirler

(22)

5 veya daha fazla C içeren monosakkaridlerin %99’u

hemiasetal

(alkol ve aldehid) veya

hemiketal

(alkol ve

keton)

halkasını oluşturur

Hem aldoheksozlar hem de ketoheksozlar her iki halka

formunda da görülebilirler (glikofuranoz veya

glikopiranoz, fruktofuranoz veya fruktopiranoz).

Bu durumda önceden asimetrik özellik taşımayan C

atomu asimetrik özellik kazanır.

Glikoz çözeltisinde bulunan glikozun %99’undan fazlası

(23)

Anomerik karbon- Alfa-beta izomerizm

n

Anomerik karbonun hidroksil grubu alfa veya beta

konfigürasyonunda olabilir.

n

Alfa konfigürasyonunda, anomerik karbondaki hidroksil grubu

Fischer projeksiyonunda sağdadır ve Haworth projeksiyonunda

düzlemin altındadır.

n

Beta konfigürasyonunda ise, Fischer projeksiyonunda solda ve

Haworth projeksiyonunda düzlemin üstündedir.

(24)
(25)

Anomer C atomuna bağlı OH grubu düzlemin

üstünde ise , altında ise  şekli söz konusudur.

Bunlar sulu çözeltilerde birbirlerine

dönüşebilirler.

(26)

Mutorotasyon

Organizmada monomer şekerlerin zincir ya da halka

şekillerinin değişim halinde olmasıdır. Alfa ve beta formları

mutorotasyonda denge halindedir.

✓

konfigürasyonunda

anomerik karbondaki hidroksil

grubu Fischer projeksiyonunda sağdadır ve Haworth

projeksiyonunda düzlemin altındadır.

konfigürasyonunda

Fischer projeksiyonunda solda ve

Haworth projeksiyonunda düzlemin üstündedir

Solüsyonlarda

mutorotasyon

gelişir.  ve  formları düz

(27)

Glikozidik bağlar, bir monosakkaridin anomerik karbonu üzerindeki hidroksil grubu diğer bileşiğin –OH veya –NH grubuyla reaksiyona girdiğinde oluşur

✓ -glikozidler veya -glikozidler şekerin anomerik karbonuna bağlı

(28)

O-Glikozidler

n

Monosakkaridler O-glikozidik bağlarla diğer

monosakkaride bağlanırlar ve O-glikozidler oluşur.

n

Disakkaridler iki monosakkarid içerir.

n

Sükroz, laktoz ve maltoz sık rastlanan disakkaridlerdir.

n

Oligosakkaridler yaklaşık 10’a kadar monosakkarid içerir.

Örn. Maltotrioz.

n

Polisakkaridler 10’dan fazla monosakkarid içerir; örneğin,

glikojen, nişasta, glikozaminoglikanlar, inülin (fruktoz

polimeri) ve sellülöz (beta-1,4 bağı ile bağlı glukoz-glukoz

birimleri)

(29)

N-Glikozidler

n

Monosakkaridler, karbonhidrat olmayan bileşiklere

N-glikozidik bağlarla bağlanabilirler.

(30)

Kompleks Karbonhidratlar

n

Karbonhidratlar, KH olmayan bileşiklere bağlanarak

kompleks KH’ları oluşturur.

n

Molekülün KH olmayan kısmına aglikon, tüm moleküle

ise glikozid denir.

n

Aglikon üzerinde şekerin bağlandığı kısım OH grubu

ise, oluşan yapı O-glikozid; NH2 ise, oluşan yapı

N-glikozid’dir.

(31)

N- ve O- glikozidik bağlarda kullanılan aaler

Glikolizasyonla glikoprotein oluşur

1-N-bağlı glikolizasyon,

-Asparajin aa ile bağlanır

-Tunikamisin proteinlerin ER

N-glikozillenmesini engelleyerek protein sentezini

bozar.(dolikolün P lanmasını inh eder)

2- O-bağlı glikolizasyon,

(32)

Karbonhidratların Türevleri

 Glukoz, galaktoz ve mannozda ana C zincirindeki 2. hidroksil grubunu

yerine bir amino grubu gelirse glukozamin, galaktozamin ve mannozamin

oluşur. Amino grupları sıklıkla asetillenmiştir ve şekerlere bağlanabilir (örn. glukozamin ve galaktozamin).

 Fosfat grupları karbonhidratlara bağlanabilir. Glukoz ve fruktoz, 1 ve 6.

karbonundan fosforillenebilir.

 Fosfat grupları UDP- glukozda olduğu gibi şekerleri nükleotidlere

bağlayabilirler.

 Sülfat grupları şekerlerde sıklıkla bulunur (örn. kondroitin sülfat ve

(33)

 Glikozaminoglikanlar başlığı altında şunları sayabiliriz:  Hyalüronik asit  Kondroitin sülfat  Dermatan sülfat  Keratan sülfat  Heparan sülfat  Heparin

(34)

Karbonhidratların oksidasyonu

Glukozun 1. karbonu

okside olarak,

glukonik asit

(glukonat) oluşturur.

-6-Fosfoglukonat pentozfosfat yolunda bir ara maddedir.

-Glukoz oksidaz tarafından glukozun glukonik asite

oksidayonu (glukoz için oldukça spesifik bir testtir),

solüsyonlardaki glukoz miktarını ölçmek için labarotuvarlar

tarafından kullanılır

Bir heksozun 6. karbonu

üronik asite okside olabilir.

Sonuçta glukuronik asit oluşur.

-Uronik

asitler,

glikozaminoglikanlarda

ve

(35)

Basit monosakkaridler redükleyici

(indirgeyici) özelliğe sahiptirler:

n

İndirgeyici şekerler

okside olabilen serbest bir anomerik karbon

içerirler.

n

Anomerik karbon okside olduğunda, diğer bileşik indirgenir.

n

Bu reaksiyonun indirgenen ürünü renkliyse, rengin yoğunluğu, okside

edilen indirgeyici şekerin miktarını belirlemede kullanılabilir.

n

Bu reaksiyon indirgeyici şeker testinin esasını oluşturur.

İndirgenme esasına dayanan

Fehling testi

uzun yıllar DM’lu

hastalarda kan ve idrar şeker miktarının tayini için kullanılmıştır.

Glukoz ve galaktozda indirgen özellikteki monosakkaritlerken

(36)

Çoğu monosakkaridin fizyolojik

olarak önemli görevleri vardır.

Glikozun glikoliz yoluyla metabolik yıkılımı esnasında

triozlar oluşur (gliseraldehid, dihidroksiaseton)

Glikozun pentoz fosfat yolu aracılığıyla yıkılması

esnasında triozlar, tetrozlar, pentozlar ve 7 karbonlu

bir şeker olan sedoheptüloz oluşur.

Pentoz şekerler nükleotidler, nükleik asitler ve pek çok

(37)

Disakkaridler

Hidroliz edildikleri zaman birbirinin aynısı ya da

birbirinden farklı iki molekül monosakkarid elde

edilir.

Disakkaridlere örnek olarak sükroz, laktoz ve

(38)

Polisakkaridler

Hidroliz edildikleri zaman 6’dan fazla monosakkarid ünitesi elde

edilir. Glikan olarakta bilinirler.

Polisakkarid tek bir monosakkarid ünitesinden oluşmuşsa

homopolisakkarid

(

nişasta, glukojen, inülin, dekstrinler,

selüloz

) adı verilir.

Polisakkarid bir kaç çeşit monosakkarid ünitesinden oluşmuşsa

heteropolisakkarid

(kh’ların lipidler ve proteinlerle

oluşturdukları komplekslerdir, glikozaminoglikanlar, glikolipidler

ve glikoproteinler) denir

Parçalandıklarında, nişasta veya glikojen gibi sadece glukoz

veren bileşiklere

glükozan

veya

glukan

denilir.

(39)

Nişasta bitkilerde ve glikojen hayvanlarda en

önemli depo karbonhidratlardır.

Nişasta 2 temel glukoz polimeri içerir.

Amiloz

(%15-20), α-1,4

Amilopektin

(%80-85), her 24-30 glukoz

biriminde α-1,6 ile dallanır.

(40)

Glikojen

amilopektine benzer dallı bir yapıya sahiptir.

İnülin,

fruktoz birimlerinden oluşur ve fruktoza hidrolize

edilebildiği için bir fruktozandır.

Selüloz,

bitki iskeletinin temel yapı taşıdır ve glikozlar

birbirlerine β-1,4 glikozidik bağlarla bağlanırlar.

İnsanda

β-1,4 glikozidaz bulunmaz bu yüzden de selüloz

sindirilemez.

Kitin,

omurgasızlarda görülen önemli bir yapısal

polisakkarittir ve yine β-1,4 glikozidik bağlarla bağlanmış

N-asetilglukozaminlerden oluşur

.

(41)

Karbonhidratların indirgenmesi

Polioller (polialkoller)

Bir şekerin aldehid veya keton grubu, bir poliol (polialkol) oluşturarak bir hidroksil grubuna indirgenebilir.

glukozdan→ sorbitol, galaktozdan→ galaktitol fruktozdan→ sorbitol, fruktozdan→ mannitol

(42)

Karbonhidratların indirgenmesi-Deoksi

şekerler

 Halka yapısına bağlı 1 OH grubu yerine bir H atomunun geçtiği

şekerlerdir. (deoksiriboz, DNA)

 Deoksi şekerlerde bir oksijenin eksikliği söz konusudur.

(43)
(44)

LİPİDLER

YAPILARI VE SINIFLANDIRILMALARI

Doç.Dr. Özlem DOĞAN

(45)

ÖZELLİKLERİ:

 Lipidler;

yağ asitleri

ile direkt ya da indirekt olarak

alakalı olan heterojen bir bileşik grubudur.

 Suda çözünmezler.

 Eter, kloroform ve benzen gibi nonpolar çözücülerde

çözünürler.

 Diyette yer alan önemli bileşiklerdir (yüksek enerji

değerleri, yağda çözünen vitaminler, esansiyel yağ asitleri, vs.)

(46)

BİYOMEDİKAL ÖNEMİ:

 Lipitler enerjinin başlıca depo şeklidir;

biyolojik membranların temel yapı elemanlarıdır.

 Hücre ve hücre organellerinin zarlarında yapısal eleman  Termal izolasyon sağlayıcı

 Elektriksel izolasyon sağlayıcı

 Lipidlerin kanda taşınmasında görevli  Enzim kofaktörü

 Elektron taşıyıcı

 Işık absorbe eden pigment  Emülsifiye edici

 Hormonların yapısında  Hücre içi haberci

(47)

SINIFLANDIRILMALARI:

A. Basit Lipidler: Yağ asitlerinin değişik alkollerle yaptığı esterler

1. Yağlar: Yağ asitlerinin gliserolle yaptığı esterler

2. Parafinler: Yağ asitlerinin daha yüksek molekül ağırlıklı

monohidrik alkollerle yaptığı esterler

B. Kompleks Lipidler:

1. Fosfolipidler: Yağ asidi ve alkole ilave olarak bir fosforik asit

bakiyesi bulunduran lipidler.

a) Gliserofosfolipidler: Alkol gliseroldür

b) Sfingofosfolipidler: Alkol sfingozindir.

2. Glikolipidler (glikosfingolipidler): Bir yağ asidi, sfingozin ve

karbonhidrat bulunduran lipidler

3. Diğer kompleks lipidler: Sulfolipidler, aminolipidler ve

lipoproteinler bu gruba dahil edilebilir

(48)

C. Lipidlerden elde edilen ve lipid ön maddeleri olan lipidler:yağ

asitleri, gliserol, steroidler, gliserol ve steroller dışındaki alkoller, yağ aldehitleri, keton cisimleri, hidrokarbonlar, yağda çözünen vitaminler ve bazı hormonlar bu grupta sayılabilir.

(49)
(50)

LİPİDLER

 DEPO LİPİDLERİ  TRİAÇİLGLİSEROLLER  MEMBRAN LİPİDLERİ  FOSFOLİPİDLER  GLİSEROFOSFOLİPİDLER  SFİNGOFOSFOLİPİDLER  GLİKOLİPİDLER

(51)

Yağ asitleri

 Yağ asitleri 4 ile 36 arasında karbon içeren karboksilik asitlerdir.  Yapıda tek çifte bağ;

tekli doymamış (monoansatüre)

iki veya daha çok sayıda çifte bağ

çoklu doymamış (poliansatüre)

 Çok az bir kısmı ise üç karbonlu halkalar, hidroksil grupları ve metil

(52)

Adlandırma

 Çifte bağın yerinin belirtilmesinde Δ sembolü kullanılır.  16:1 (Δ9)

(53)

18:0

18:1 (Δ9)

(54)

 Yağ asitlerinin uzunlukları ve doymamışlık dereceleri fiziksel özellikleri

belirler.

 Yağ asitleri suda az çözünen apolar özellikteki hidrokarbon zincirleridir.

Karboksilik asit grubu polardır ve bu hidrofilik kısım sayesinde kısa

zincirli yağ asitleri az da olsa suda çözünür.

 Uzun zincirli ve doymuş yağ asitleri katı olma eğilimi gösterirken,  Kısa zincirli ve doymamış yağ asitleri sıvı olma eğilimi gösterirler.

 Oda sıcaklığında (25C) 12:0 ve 24:0 arası doymuş yağ asitleri katıyken,

(55)
(56)

TRİAÇİLGLİSEROLLER

(Trigliseridler)

Gliserol’ün yağ asitleri ile esterleşmesi

sonucunda meydana gelirler (3 yağ

asidinin gliserol’e ester bağıyla

bağlanması)

Yağlar veya nötral yağlar olarak da

adlandırılırlar

Her 3 pozisyonda da aynı yağ asidi varsa,

basit triaçilgliseroller olarak

adlandırılırlar. Bu durumda

isimlendirilmesi; tristearin, tripalmitin,

triolein vs. şeklinde olur.

Non-polar, hidrofobik dolayısıyla suda

(57)
(58)

Triaçilgliseroller (TAG) enerji

depolanmasında görev alırlar:

 Vücutta adiposit ya da yağ hücresi adı verilen özel

hücrelerde yağ damlacıkları şeklinde depolanırlar.

 Depolanmış yakıtlar olarak triaçilgliserollerin glikojen ve

nişasta gibi polisakkaritlere göre iki önemli avantajı vardır.

(59)

1. Aynı ağırlıktaki yağ karbonhidratlara

göre iki katından fazla enerji ihtiva

eder.

2. Triaçilgliseroller hidrofobik dolayısıyla

anhidrate olduklarından

polisakkaritlerin depolanırken

hidrasyonlarına bağlı taşıdıkları suyu

(ekstra ağırlığı) taşımaları gerekmez.

(60)

Pek çok gıdada TAG’ler

bulunur

 Çoğu doğal yağlar; bitkisel yağlarda, süt ürünlerinde ve

hayvansal yağlarda olduğu gibi, basit ve karma (mikst) TAG’lerin kompleks karışımı şeklindedir. Bunlar zincir uzunluğu ve doymuşluk derecesi açısından birbirinden farklı bir takım yağ asitlerini ihtiva ederler.

(61)

 Mısır ve zeytinyağı gibi bitkisel yağlar büyük oranda doymamış yağ asitleri

ihtiva eden TAG’lerden oluşurlar. Dolayısıyla oda sıcaklığında sıvı

haldedirler. Bunlar endüstriyel olarak hidrojenasyon yoluyla yapılarındaki çift bağlar doyurularak katı yağlara (margarin) çevirilirler.

 Sığır etindeki yağ, büyük oranda yalnızca doymuş yağ asitlerinden oluşan

tristearin gibi TAG’ler ihtiva eder. Bunlar oda sıcaklığında katı haldedir.

 TAG’lerin hidrolizi sonucunda sabunlar oluşur. Hayvansal yağları NaOH

veya KOH gibi bazlarla ısıttığımızda gliserol ve yağ asitlerinin Na ve K tuzları meydana gelir. Bunlara sabun diyoruz.

 Sabunların kullanışlı tarafı suda çözünmeyen maddeleri miçeller

(62)

FOSFOLİPİDLER

 Fosfolipidler membranlardaki temel lipid yapılardır.

Gliserofosfolipidler ve Sfingofosfolipidler

olmak üzere iki başlık altında incelenebilirler.

(63)

Gliserofosfolipidler

1. Fosfatidik asit: TG ve gliserofosfolipidlerin sentezinde nemli 2. Fosfatidilkolin: Hücre membranında en ok bulunan, eks. RDS 3. Fosfatidiletanolamin:

4. Fosfatidilinozitol: İkincil haberci ön maddesidir. 5. Fosfatidilserin

6. Fosfatidilgliserol: Mitokondri membranında bulunur, kardiyolipin sentezinde

önemli.

7. Kardiyolipin

8. Lizofosfolipidler (bir yağ asidi eksik) 9. Eter lipidleri

a. Plazmalojenler

(64)

Sfingofosfolipidler

 Bu grupta

Sfingomyelinler

bulunur.

Gliserofosfolipidlerde alkol olarak gliserol, Sfingofosfolipidlerde ise alkol olarak gliserol yerine sfingozin yer alır.

gliserol

(65)

Sfingomiyelinler

Beyinde ve sinir dokusunda

büyük miktarlarda

bulunurlar. Hidroliz

edildiklerinde bir yağ

asidi, fosforik asit, kolin

ve kompleks bir

aminoalkol olan sfingozin

elde edilir. Yapıda gliserol

yoktur. Sfingozin+yağ asidi

kombinasyonuna seramid

adı verilir.

(66)

Eter Lipidleri

Bazı fosfolipidlerde eter bağıyla bağlı

yağ asitleri bulunur.

Gliserole bağlı iki açil zincirinden biri

ester yerine eter bağı ile bağlanmıştır.

Eter bağıyla bağlı zincir; doymuş

olabileceği gibi, plazmalojenlerde

olduğu gibi 1. ve 2. karbonlar arasında

bir çift bağ da bulundurabilir.

Vertebralıların kalp dokuları, eter

(67)

plazmalojenler

Beyin ve kaslardaki

fosfolipidlerin % 10’unu

oluştururlar. Yapısal

olarak fosfatidilkolin ya

da etanolamin’e

benzerler. Ancak bir nolu

karbonda ester bağı

yerine eter bağı vardır.

Vertebralıların kalp

dokusundaki

fosfolipidlerin yaklaşık

yarısı plazmalojenlerden

oluşur.

(68)

platelet aktive edici faktör

 Bir eter lipididir.

 Potent bir moleküler sinyaldir.

 Bazofil lökositlerden salınır. Platelet agregasyonunu ve

plateletlerden serotonin salınımını uyarır.

 Karaciğer, düz kas, kalp, uterus ve akciğer dokusu

üzerinde de birtakım etkileri vardır.

(69)

GLİKOLİPİDLER (Glikosfingolipidler)

 Plazma membranlarının dış yüzeyinde yaygın olarak bulunurlar.

 Uzun zincirli bir aminoalkol olan sfingozin, uzun zincirli bir yağ asidi

(sfingozin+yağ asidi=seramid) ve bir glikozidik bağ ile bağlanmış polar bir baş grubundan oluşurlar.

(70)

Polar baş grubu, seramid’in 1 nolu karbonuna bağlıdır.

Bağlı polar grup, bir ya da daha fazla monosakkarid

bakiyesinden oluşur.

Glikolipidlerin yapısında fosfat bulunmaz.

Hücre yüzeyindeki değişik ‘biyolojik tanıma’ olaylarında

rol alırlar. Örneğin; insanda A, B, 0 kan gruplarının

belirleyicisidirler.

(71)

Bazı kaynaklarda sfingofosfolipidler (sfingomyelinler) ve

glikolipidler (glikosfingolipidler

), sfingolipidler

başlığı

altında birlikte incelenir.

(72)

Serebrosidler; seramid’e bağlı tek şeker ünitesi bulundururlar

(galaktoz ve glukoz).

Galaktoz bulunduran serebrositler nöral doku, glukoz

bulunduranlar ise nöral doku dışındaki dokuların plazma

membranlarında karakteristik olarak bulunurlar.

(73)

Globosidler; seramid’e bağlı iki ya da daha fazla şeker ünitesi

bulundururlar (glukoz, galaktoz, N-asetil galaktozamin).

 Serebrosid ve globosidlere nötral glikolipidler de denir. Çünkü pH 7’de

yüksüzdürler.

 Kan grubu antijenleri globosid yapısındadırlar. Antijenin hangi gruba ait

(74)

Gangliozidler;

 En kompleks glikosfingolipidler’dir. Seramide bağlı polar

baş grubu olarak oligosakkaridler bulunur.

 Yapısında bulunan oligosakkarid grup, bir ya da daha

fazla N-asetil nöraminik asit (sialik asit) molekülü bulundurur.

Referanslar

Benzer Belgeler

2014 - …… Adli Genetik Analiz / Uygulama Adli Bilimler Ens / Adli Genetik Yüksek Lisans.. 2014 - …… Adli

After 30 minutes, the reflux cooler is turned to the distillation cooler (condenser) and the ethylacetate is distilled off2. What is azeotropic mixture and how to make

Ekstrahepatik dokular, fruktoz için Km’si yüksek (glukoz için düşük). Fruktokinaz, fruktoz 1-P,

Wartenburg’a göre, daha sonra Hıristiyanlığa da geçen bu özel ve yeni zaman anlayışı, yani belli bir ereğe göre yönlen- miş, başlangıcı ve bitimi olan, kendi

“Ahlâk Hukuku Önceler”, 7-8 Ekim 1999 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü ve aynı üniversitenin Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve

dışına da seyrisferle kolayca irtibatlı olarak Adli- ye ve Belediye binaları oturtulur. Okul ve kilise binaları ise çok daha sakin mıntıkalara konulur. İhtiyaçlara göre

Sonuçlar hem matematik öğretiminde origaminin farklı şekillerde kullanımı konusunda hem de matematiksel düşünceyi kavram bilgisi, gösterim yolları çeşitliliği ve

Resim-İş öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarının bulundukları sınıf düzeyine göre farklılaşıp farklılaşma- dığının belirlenmesi için