KARBONHİDRATLAR
Karbonhidratlar, canlılarda bulunan organik
moleküllerin temel yapı taşlarından biridir.
Karbonhidratlar hem yapısal hem de metabolik
roller üstlenirler.
Canlıların yaşamsal faaliyetlerini
sürdürebilmeleri için gereksinim duydukları
enerjinin temel kaynağını oluştururlar.
Diyetle alınan KH’ların büyük kısmı glikoz
şeklinde vücuda alınarak kan dolaşımına
verilir.
Glikoz en önemli KH’dır.
Vücuttaki diğer bütün KH’lar glikozdan
Vücutta oldukça özel fonksiyonlara sahip diğer
KH’lara çevrilir. (Glikojen-depolama,
Riboz-nükleik asitler, Galaktoz-sütteki laktoz)
KH’larla alakalı bazı hastalıklar: Diabetes
mellitus,
galaktozemi,
glikojen
depo
hastalıkları, laktoz (süt) intoleransı
Karbonhidratların Tanımı
Aktif aldehit ya da keton grubu taşıyan
polihidroksialkol, polihidroksialdehit ya da
polhidroksiketon olarak tanımlanırlar.
Karbonhidratlar C:H:O atomlarından meydana
gelir.
(CH
2O)
nC:H:O oranları; 1:2:1 şeklindedir ve
‘hidratlanmış karbon (su ilave edilmiş) olarak
adlandırılır. (C+H
2O)
Örnek olarak; glikozun ampirik formülü C
6H
12O
6Karbonhidratların Sınıflandırılması
❑
Karbonhidratlar;
❑
içerdikleri şeker ünitelerine,
❑
şekerin karbon sayısına,
❑
içerdiği aldehit ya da keton
grubuna ve
❑
sterokimyasına (D ya da L formu)
göre sınıflandırılabilir.
Monosakkaridler: trioz, tetroz,…..,oktozlar şeklinde
adlandırılırlar.
Disakkaritler: İki monosakkarit biriminin glikozidik bağ ile
birleşmesiyle oluşurlar. Glikozidik bağ kovalent bir bağdır.
Oligosakkaridler: 3-10 yada 3- 50
Polisakkaridler: 10’dan fazla monosakkarit birimi içerirler ve
düz veya dallanmış yapıda olabilirler.
Maltoz→ glukoz + glukoz , α-1,4 glikozidik bağ Sukroz→ glukoz + fruktoz , α-1,2 glikozidik bağ Laktoz→ glukoz + galaktoz , β-1,4 glikozidik bağ
Tüm şekerler düz zincir formunda bir C=O içerirler. Oksijen
terminal C atomuna bağlı ise kombinasyon aldehit grubu, eğer
terminal olmayan bir C atomuna bağlı ise kombinasyon keton
grubu
olarak adlandırılır.
MONOSAKKARİDLER
ALDOZ KETOZ
3 C’lu
triozlar
Gliseraldehit-3-P
dihidroksi
aseton-P
4 C’lu
tetrozlar
Eritroz-4-P
eritruloz
5 C’lu
pentoz
riboz
ribuloz, ksiloz
6 C’lu
heksoz
glukoz, mannoz
galaktoz
fruktoz
7 C’lu
heptoz
Sedoheptiloz-7-P
MONOSAKKARİDLER
Karbon Sayılarına Göre Fonksiyonel Gruplara Göre
Trioz (gliseraldehid 3-fosfat) Aldozlar Ketozlar
Tetroz (eritroz 4-fosfat) Glukoz Fruktoz Pentoz (riboz, ksiloz, ribüloz) Galaktoz Ribüloz Heksoz (glukoz, fruktoz, galaktoz) Riboz Ksilüloz Heptoz ( sedoheptüloz 7-fosfat)
KARBONHİDRATL ARIN SINIFL ANDIRILMASI
Monosakkaridler Disakkaridler Oligosakkaridler Polisakkaridler Glukoz Maltoz (Glukoz + Glukoz)
Nişasta
Fruktoz Laktoz (Glukoz + Galaktoz)
Glikojen Galaktoz Sakkaroz (Glukoz + Fruktoz)
Sellüloz
Riboz Ribüloz
Glikoz en çok bulunan monosakkariddir.
Glikozun yapısı 3 farklı şekilde gösterilebilir:
Düz zincir şeklinde (aldoheksoz)
Basit halka şeklinde (Haworth projeksiyonu)
Sandalye şeklinde
Kapalı formülleri aynı, uzaysal konfigürasyonları farklı olan
bileşiklere
izomer
denir.
Örneğin,
fruktoz, galaktoz, glukoz ve mannoz
birbirinin
izomeri olup hepsi C
6H
12O
6formülü ile gösterilirler.
Asimetrik C atomu taşıyan kh’lar “
sterioizomerizm
” gösterir
ve asimetrik C atomu sayısına n dersek
2
nkadar izomerleri
bulunur.
Dolayısı ile 4 adet asimetrik C atomu bulunan glukozon
2
4=16
izomeri bulunur.
Asimetrik Karbon Atomu
Asimetrik karbon atomu ;
kendisine bağlı
dört farklı kimyasal grup içerir ve o
karbon atomuna chiral merkez denir.
Bir bileşikte, asimetrik C atomunun varlığı o bileşiğe
optik aktivite kazandırır.
dekstrorotator (+), levorotator (-)
Bir monosakkaritin D veya L gliseraldehid ile çatısal
ilişkisini göstermek üzere D(-), D(+), L(-) ve L(+)
şeklinde bulunabilir.
Glukozun çözeltilerdeki optik rotasyonu
dekstrorotatuardır bu nedenle çoğunlukla klinikte
dekstroz olarak adlandırılır.
D ve L izomer kavramında 3 C’lu bir şeker olan
gliseraldehit (gliseroz) referans alınır.
Memelilerdeki şekerlerin tamamına yakını
D-izomerken bunları metabolize eden enzimler de
D-şekerlere özgüdür.
İzomerizimin Önemi
Organizmada mevcut enzim ya da reseptör
sistemleri izomerizim özelliği gösteren
moleküllerin sadece bir formunu tanırlar ve
reaksiyonu gerçekleştirirler. Bu yüzden
organizmamız sadece D-şekerleri ve L-amino
asitleri metabolize etmektedir.
Epimerler
Sadece bir asimetrik karbonunda, hidroksil
grubunun pozisyonunun farklı olduğu izomerlerdir
.
Örn. glukoz-galaktoz, birbirinin C-4 epimeridir;
glukoz-mannoz, birbirinin C-2 epimeridir.
✓
İzomerler
aynı kimyasal formüle sahip fakat asimetrik
karbonlarındaki hidroksil gruplarının farklı pozisyonlarda
olduğu bileşiklerdir
✓
Enantiyomerler
birbirinin ayna görüntüsüne sahip olan
stereoizomerlerdir
✓
Epimerler
sadece bir asimetrik karbonunda, hidroksil
Enantiomerler
Enantiomerler; birbirinin ayna görüntüsüne
Karbonhidratların halka yapıları
n
Monosakkaridler düz zincirler halinde (Fischer
projeksiyonu) çizilmekle beraber,
n
başlıca aldehid veya keton gruplarının aynı moleküldeki bir
hidroksil grubuyla reaksiyona girdiği halka yapısında
bulunurlar.
✓
Furanoz
ve
piranoz
halkaları sırasıyla beş ve altı
üye içerirler ve genellikle Haworth projeksiyonu
halinde çizilirler
5 veya daha fazla C içeren monosakkaridlerin %99’u
hemiasetal
(alkol ve aldehid) veya
hemiketal
(alkol ve
keton)
halkasını oluşturur
Hem aldoheksozlar hem de ketoheksozlar her iki halka
formunda da görülebilirler (glikofuranoz veya
glikopiranoz, fruktofuranoz veya fruktopiranoz).
Bu durumda önceden asimetrik özellik taşımayan C
atomu asimetrik özellik kazanır.
Glikoz çözeltisinde bulunan glikozun %99’undan fazlası
Anomerik karbon- Alfa-beta izomerizm
n
Anomerik karbonun hidroksil grubu alfa veya beta
konfigürasyonunda olabilir.
n
Alfa konfigürasyonunda, anomerik karbondaki hidroksil grubu
Fischer projeksiyonunda sağdadır ve Haworth projeksiyonunda
düzlemin altındadır.
n
Beta konfigürasyonunda ise, Fischer projeksiyonunda solda ve
Haworth projeksiyonunda düzlemin üstündedir.
Anomer C atomuna bağlı OH grubu düzlemin
üstünde ise , altında ise şekli söz konusudur.
Bunlar sulu çözeltilerde birbirlerine
dönüşebilirler.
Mutorotasyon
Organizmada monomer şekerlerin zincir ya da halka
şekillerinin değişim halinde olmasıdır. Alfa ve beta formları
mutorotasyonda denge halindedir.
✓
konfigürasyonunda
anomerik karbondaki hidroksil
grubu Fischer projeksiyonunda sağdadır ve Haworth
projeksiyonunda düzlemin altındadır.
✓
konfigürasyonunda
Fischer projeksiyonunda solda ve
Haworth projeksiyonunda düzlemin üstündedir
✓
Solüsyonlarda
mutorotasyon
gelişir. ve formları düz
✓ Glikozidik bağlar, bir monosakkaridin anomerik karbonu üzerindeki hidroksil grubu diğer bileşiğin –OH veya –NH grubuyla reaksiyona girdiğinde oluşur
✓ -glikozidler veya -glikozidler şekerin anomerik karbonuna bağlı
O-Glikozidler
n
Monosakkaridler O-glikozidik bağlarla diğer
monosakkaride bağlanırlar ve O-glikozidler oluşur.
n
Disakkaridler iki monosakkarid içerir.
n
Sükroz, laktoz ve maltoz sık rastlanan disakkaridlerdir.
nOligosakkaridler yaklaşık 10’a kadar monosakkarid içerir.
Örn. Maltotrioz.
n
Polisakkaridler 10’dan fazla monosakkarid içerir; örneğin,
glikojen, nişasta, glikozaminoglikanlar, inülin (fruktoz
polimeri) ve sellülöz (beta-1,4 bağı ile bağlı glukoz-glukoz
birimleri)
N-Glikozidler
n
Monosakkaridler, karbonhidrat olmayan bileşiklere
N-glikozidik bağlarla bağlanabilirler.
Kompleks Karbonhidratlar
n
Karbonhidratlar, KH olmayan bileşiklere bağlanarak
kompleks KH’ları oluşturur.
n
Molekülün KH olmayan kısmına aglikon, tüm moleküle
ise glikozid denir.
n
Aglikon üzerinde şekerin bağlandığı kısım OH grubu
ise, oluşan yapı O-glikozid; NH2 ise, oluşan yapı
N-glikozid’dir.
N- ve O- glikozidik bağlarda kullanılan aaler
Glikolizasyonla glikoprotein oluşur
1-N-bağlı glikolizasyon,
-Asparajin aa ile bağlanır
-Tunikamisin proteinlerin ER
N-glikozillenmesini engelleyerek protein sentezini
bozar.(dolikolün P lanmasını inh eder)
2- O-bağlı glikolizasyon,
Karbonhidratların Türevleri
Glukoz, galaktoz ve mannozda ana C zincirindeki 2. hidroksil grubunu
yerine bir amino grubu gelirse glukozamin, galaktozamin ve mannozamin
oluşur. Amino grupları sıklıkla asetillenmiştir ve şekerlere bağlanabilir (örn. glukozamin ve galaktozamin).
Fosfat grupları karbonhidratlara bağlanabilir. Glukoz ve fruktoz, 1 ve 6.
karbonundan fosforillenebilir.
Fosfat grupları UDP- glukozda olduğu gibi şekerleri nükleotidlere
bağlayabilirler.
Sülfat grupları şekerlerde sıklıkla bulunur (örn. kondroitin sülfat ve
Glikozaminoglikanlar başlığı altında şunları sayabiliriz: Hyalüronik asit Kondroitin sülfat Dermatan sülfat Keratan sülfat Heparan sülfat Heparin
Karbonhidratların oksidasyonu
Glukozun 1. karbonu
okside olarak,
glukonik asit
(glukonat) oluşturur.
-6-Fosfoglukonat pentozfosfat yolunda bir ara maddedir.
-Glukoz oksidaz tarafından glukozun glukonik asite
oksidayonu (glukoz için oldukça spesifik bir testtir),
solüsyonlardaki glukoz miktarını ölçmek için labarotuvarlar
tarafından kullanılır
Bir heksozun 6. karbonu
üronik asite okside olabilir.
Sonuçta glukuronik asit oluşur.
-Uronik
asitler,
glikozaminoglikanlarda
ve
Basit monosakkaridler redükleyici
(indirgeyici) özelliğe sahiptirler:
n
İndirgeyici şekerler
okside olabilen serbest bir anomerik karbon
içerirler.
n
Anomerik karbon okside olduğunda, diğer bileşik indirgenir.
n
Bu reaksiyonun indirgenen ürünü renkliyse, rengin yoğunluğu, okside
edilen indirgeyici şekerin miktarını belirlemede kullanılabilir.
n
Bu reaksiyon indirgeyici şeker testinin esasını oluşturur.
İndirgenme esasına dayanan
Fehling testi
uzun yıllar DM’lu
hastalarda kan ve idrar şeker miktarının tayini için kullanılmıştır.
Glukoz ve galaktozda indirgen özellikteki monosakkaritlerken
Çoğu monosakkaridin fizyolojik
olarak önemli görevleri vardır.
Glikozun glikoliz yoluyla metabolik yıkılımı esnasında
triozlar oluşur (gliseraldehid, dihidroksiaseton)
Glikozun pentoz fosfat yolu aracılığıyla yıkılması
esnasında triozlar, tetrozlar, pentozlar ve 7 karbonlu
bir şeker olan sedoheptüloz oluşur.
Pentoz şekerler nükleotidler, nükleik asitler ve pek çok
Disakkaridler
Hidroliz edildikleri zaman birbirinin aynısı ya da
birbirinden farklı iki molekül monosakkarid elde
edilir.
Disakkaridlere örnek olarak sükroz, laktoz ve
Polisakkaridler
Hidroliz edildikleri zaman 6’dan fazla monosakkarid ünitesi elde
edilir. Glikan olarakta bilinirler.
Polisakkarid tek bir monosakkarid ünitesinden oluşmuşsa
homopolisakkarid
(
nişasta, glukojen, inülin, dekstrinler,
selüloz
) adı verilir.
Polisakkarid bir kaç çeşit monosakkarid ünitesinden oluşmuşsa
heteropolisakkarid
(kh’ların lipidler ve proteinlerle
oluşturdukları komplekslerdir, glikozaminoglikanlar, glikolipidler
ve glikoproteinler) denir
Parçalandıklarında, nişasta veya glikojen gibi sadece glukoz
veren bileşiklere
glükozan
veya
glukan
denilir.
Nişasta bitkilerde ve glikojen hayvanlarda en
önemli depo karbonhidratlardır.
Nişasta 2 temel glukoz polimeri içerir.
Amiloz
(%15-20), α-1,4
Amilopektin
(%80-85), her 24-30 glukoz
biriminde α-1,6 ile dallanır.
Glikojen
amilopektine benzer dallı bir yapıya sahiptir.
İnülin,
fruktoz birimlerinden oluşur ve fruktoza hidrolize
edilebildiği için bir fruktozandır.
Selüloz,
bitki iskeletinin temel yapı taşıdır ve glikozlar
birbirlerine β-1,4 glikozidik bağlarla bağlanırlar.
İnsanda
β-1,4 glikozidaz bulunmaz bu yüzden de selüloz
sindirilemez.
Kitin,
omurgasızlarda görülen önemli bir yapısal
polisakkarittir ve yine β-1,4 glikozidik bağlarla bağlanmış
N-asetilglukozaminlerden oluşur
.Karbonhidratların indirgenmesi
Polioller (polialkoller)
Bir şekerin aldehid veya keton grubu, bir poliol (polialkol) oluşturarak bir hidroksil grubuna indirgenebilir.
glukozdan→ sorbitol, galaktozdan→ galaktitol fruktozdan→ sorbitol, fruktozdan→ mannitol
Karbonhidratların indirgenmesi-Deoksi
şekerler
Halka yapısına bağlı 1 OH grubu yerine bir H atomunun geçtiği
şekerlerdir. (deoksiriboz, DNA)
Deoksi şekerlerde bir oksijenin eksikliği söz konusudur.
LİPİDLER
YAPILARI VE SINIFLANDIRILMALARI
Doç.Dr. Özlem DOĞAN
ÖZELLİKLERİ:
Lipidler;
yağ asitleri
ile direkt ya da indirekt olarakalakalı olan heterojen bir bileşik grubudur.
Suda çözünmezler.
Eter, kloroform ve benzen gibi nonpolar çözücülerde
çözünürler.
Diyette yer alan önemli bileşiklerdir (yüksek enerji
değerleri, yağda çözünen vitaminler, esansiyel yağ asitleri, vs.)
BİYOMEDİKAL ÖNEMİ:
Lipitler enerjinin başlıca depo şeklidir;
biyolojik membranların temel yapı elemanlarıdır.
Hücre ve hücre organellerinin zarlarında yapısal eleman Termal izolasyon sağlayıcı
Elektriksel izolasyon sağlayıcı
Lipidlerin kanda taşınmasında görevli Enzim kofaktörü
Elektron taşıyıcı
Işık absorbe eden pigment Emülsifiye edici
Hormonların yapısında Hücre içi haberci
SINIFLANDIRILMALARI:
A. Basit Lipidler: Yağ asitlerinin değişik alkollerle yaptığı esterler
1. Yağlar: Yağ asitlerinin gliserolle yaptığı esterler
2. Parafinler: Yağ asitlerinin daha yüksek molekül ağırlıklı
monohidrik alkollerle yaptığı esterler
B. Kompleks Lipidler:
1. Fosfolipidler: Yağ asidi ve alkole ilave olarak bir fosforik asit
bakiyesi bulunduran lipidler.
a) Gliserofosfolipidler: Alkol gliseroldür
b) Sfingofosfolipidler: Alkol sfingozindir.
2. Glikolipidler (glikosfingolipidler): Bir yağ asidi, sfingozin ve
karbonhidrat bulunduran lipidler
3. Diğer kompleks lipidler: Sulfolipidler, aminolipidler ve
lipoproteinler bu gruba dahil edilebilir
C. Lipidlerden elde edilen ve lipid ön maddeleri olan lipidler:yağ
asitleri, gliserol, steroidler, gliserol ve steroller dışındaki alkoller, yağ aldehitleri, keton cisimleri, hidrokarbonlar, yağda çözünen vitaminler ve bazı hormonlar bu grupta sayılabilir.
LİPİDLER
DEPO LİPİDLERİ TRİAÇİLGLİSEROLLER MEMBRAN LİPİDLERİ FOSFOLİPİDLER GLİSEROFOSFOLİPİDLER SFİNGOFOSFOLİPİDLER GLİKOLİPİDLERYağ asitleri
Yağ asitleri 4 ile 36 arasında karbon içeren karboksilik asitlerdir. Yapıda tek çifte bağ;
tekli doymamış (monoansatüre)
iki veya daha çok sayıda çifte bağ
çoklu doymamış (poliansatüre)
Çok az bir kısmı ise üç karbonlu halkalar, hidroksil grupları ve metil
Adlandırma
Çifte bağın yerinin belirtilmesinde Δ sembolü kullanılır. 16:1 (Δ9)
18:0
18:1 (Δ9)
Yağ asitlerinin uzunlukları ve doymamışlık dereceleri fiziksel özellikleri
belirler.
Yağ asitleri suda az çözünen apolar özellikteki hidrokarbon zincirleridir.
Karboksilik asit grubu polardır ve bu hidrofilik kısım sayesinde kısa
zincirli yağ asitleri az da olsa suda çözünür.
Uzun zincirli ve doymuş yağ asitleri katı olma eğilimi gösterirken, Kısa zincirli ve doymamış yağ asitleri sıvı olma eğilimi gösterirler.
Oda sıcaklığında (25C) 12:0 ve 24:0 arası doymuş yağ asitleri katıyken,
TRİAÇİLGLİSEROLLER
(Trigliseridler)
Gliserol’ün yağ asitleri ile esterleşmesi
sonucunda meydana gelirler (3 yağ
asidinin gliserol’e ester bağıyla
bağlanması)
Yağlar veya nötral yağlar olarak da
adlandırılırlar
Her 3 pozisyonda da aynı yağ asidi varsa,
basit triaçilgliseroller olarak
adlandırılırlar. Bu durumda
isimlendirilmesi; tristearin, tripalmitin,
triolein vs. şeklinde olur.
Non-polar, hidrofobik dolayısıyla suda
Triaçilgliseroller (TAG) enerji
depolanmasında görev alırlar:
Vücutta adiposit ya da yağ hücresi adı verilen özel
hücrelerde yağ damlacıkları şeklinde depolanırlar.
Depolanmış yakıtlar olarak triaçilgliserollerin glikojen ve
nişasta gibi polisakkaritlere göre iki önemli avantajı vardır.
1. Aynı ağırlıktaki yağ karbonhidratlara
göre iki katından fazla enerji ihtiva
eder.
2. Triaçilgliseroller hidrofobik dolayısıyla
anhidrate olduklarından
polisakkaritlerin depolanırken
hidrasyonlarına bağlı taşıdıkları suyu
(ekstra ağırlığı) taşımaları gerekmez.
Pek çok gıdada TAG’ler
bulunur
Çoğu doğal yağlar; bitkisel yağlarda, süt ürünlerinde ve
hayvansal yağlarda olduğu gibi, basit ve karma (mikst) TAG’lerin kompleks karışımı şeklindedir. Bunlar zincir uzunluğu ve doymuşluk derecesi açısından birbirinden farklı bir takım yağ asitlerini ihtiva ederler.
Mısır ve zeytinyağı gibi bitkisel yağlar büyük oranda doymamış yağ asitleri
ihtiva eden TAG’lerden oluşurlar. Dolayısıyla oda sıcaklığında sıvı
haldedirler. Bunlar endüstriyel olarak hidrojenasyon yoluyla yapılarındaki çift bağlar doyurularak katı yağlara (margarin) çevirilirler.
Sığır etindeki yağ, büyük oranda yalnızca doymuş yağ asitlerinden oluşan
tristearin gibi TAG’ler ihtiva eder. Bunlar oda sıcaklığında katı haldedir.
TAG’lerin hidrolizi sonucunda sabunlar oluşur. Hayvansal yağları NaOH
veya KOH gibi bazlarla ısıttığımızda gliserol ve yağ asitlerinin Na ve K tuzları meydana gelir. Bunlara sabun diyoruz.
Sabunların kullanışlı tarafı suda çözünmeyen maddeleri miçeller
FOSFOLİPİDLER
Fosfolipidler membranlardaki temel lipid yapılardır.
Gliserofosfolipidler ve Sfingofosfolipidler
olmak üzere iki başlık altında incelenebilirler.Gliserofosfolipidler
1. Fosfatidik asit: TG ve gliserofosfolipidlerin sentezinde nemli 2. Fosfatidilkolin: Hücre membranında en ok bulunan, eks. RDS 3. Fosfatidiletanolamin:
4. Fosfatidilinozitol: İkincil haberci ön maddesidir. 5. Fosfatidilserin
6. Fosfatidilgliserol: Mitokondri membranında bulunur, kardiyolipin sentezinde
önemli.
7. Kardiyolipin
8. Lizofosfolipidler (bir yağ asidi eksik) 9. Eter lipidleri
a. Plazmalojenler
Sfingofosfolipidler
Bu grupta
Sfingomyelinler
bulunur.Gliserofosfolipidlerde alkol olarak gliserol, Sfingofosfolipidlerde ise alkol olarak gliserol yerine sfingozin yer alır.
gliserol
Sfingomiyelinler
Beyinde ve sinir dokusunda
büyük miktarlarda
bulunurlar. Hidroliz
edildiklerinde bir yağ
asidi, fosforik asit, kolin
ve kompleks bir
aminoalkol olan sfingozin
elde edilir. Yapıda gliserol
yoktur. Sfingozin+yağ asidi
kombinasyonuna seramid
adı verilir.
Eter Lipidleri
Bazı fosfolipidlerde eter bağıyla bağlı
yağ asitleri bulunur.
Gliserole bağlı iki açil zincirinden biri
ester yerine eter bağı ile bağlanmıştır.
Eter bağıyla bağlı zincir; doymuş
olabileceği gibi, plazmalojenlerde
olduğu gibi 1. ve 2. karbonlar arasında
bir çift bağ da bulundurabilir.
Vertebralıların kalp dokuları, eter
plazmalojenler
Beyin ve kaslardaki
fosfolipidlerin % 10’unu
oluştururlar. Yapısal
olarak fosfatidilkolin ya
da etanolamin’e
benzerler. Ancak bir nolu
karbonda ester bağı
yerine eter bağı vardır.
Vertebralıların kalp
dokusundaki
fosfolipidlerin yaklaşık
yarısı plazmalojenlerden
oluşur.
platelet aktive edici faktör
Bir eter lipididir.
Potent bir moleküler sinyaldir.
Bazofil lökositlerden salınır. Platelet agregasyonunu ve
plateletlerden serotonin salınımını uyarır.
Karaciğer, düz kas, kalp, uterus ve akciğer dokusu
üzerinde de birtakım etkileri vardır.
GLİKOLİPİDLER (Glikosfingolipidler)
Plazma membranlarının dış yüzeyinde yaygın olarak bulunurlar.
Uzun zincirli bir aminoalkol olan sfingozin, uzun zincirli bir yağ asidi
(sfingozin+yağ asidi=seramid) ve bir glikozidik bağ ile bağlanmış polar bir baş grubundan oluşurlar.
Polar baş grubu, seramid’in 1 nolu karbonuna bağlıdır.
Bağlı polar grup, bir ya da daha fazla monosakkarid
bakiyesinden oluşur.
Glikolipidlerin yapısında fosfat bulunmaz.
Hücre yüzeyindeki değişik ‘biyolojik tanıma’ olaylarında
rol alırlar. Örneğin; insanda A, B, 0 kan gruplarının
belirleyicisidirler.
Bazı kaynaklarda sfingofosfolipidler (sfingomyelinler) ve
glikolipidler (glikosfingolipidler
), sfingolipidler
başlığı
altında birlikte incelenir.
Serebrosidler; seramid’e bağlı tek şeker ünitesi bulundururlar
(galaktoz ve glukoz).
Galaktoz bulunduran serebrositler nöral doku, glukoz
bulunduranlar ise nöral doku dışındaki dokuların plazma
membranlarında karakteristik olarak bulunurlar.
Globosidler; seramid’e bağlı iki ya da daha fazla şeker ünitesi
bulundururlar (glukoz, galaktoz, N-asetil galaktozamin).
Serebrosid ve globosidlere nötral glikolipidler de denir. Çünkü pH 7’de
yüksüzdürler.
Kan grubu antijenleri globosid yapısındadırlar. Antijenin hangi gruba ait
Gangliozidler;
En kompleks glikosfingolipidler’dir. Seramide bağlı polar
baş grubu olarak oligosakkaridler bulunur.
Yapısında bulunan oligosakkarid grup, bir ya da daha
fazla N-asetil nöraminik asit (sialik asit) molekülü bulundurur.