• Sonuç bulunamadı

11 Eylül sonrası dönem ve değişen yeni dünya düzeninde stratejik güvenlik bağlamında Doğu Akdeniz`de İngiliz üsleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "11 Eylül sonrası dönem ve değişen yeni dünya düzeninde stratejik güvenlik bağlamında Doğu Akdeniz`de İngiliz üsleri"

Copied!
187
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ

TEZİN ADI

11 EYLÜL SONRASI DÖNEM VE DEĞİŞEN YENİ DÜNYA DÜZENİNDE STRATEJİK GÜVENLİK BAĞLAMINDA DOĞU AKDENİZ'DE İNGİLİZ ÜSLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Hazel KESER

Tez Danışmanı

Yrd. Doç. Dr. Gözde YILMAZ

Ankara-2014

(2)
(3)

ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ

TEZİN ADI

11 EYLÜL SONRASI DÖNEM VE DEĞİŞEN YENİ DÜNYA DÜZENİNDE STRATEJİK GÜVENLİK BAĞLAMINDA DOĞU AKDENİZ'DE İNGİLİZ ÜSLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Hazel KESER

Tez Danışmanı

Yrd. Doç. Dr. Gözde YILMAZ

Ankara-2014

(4)
(5)

BİLDİRİM

Hazırladığım tezin tamamen kendi çalışmam olduğunu ve her alıntıya kaynak gösterdiğimi taahhüt eder, tezimin kağıt ve elektronik kopyalarının Atılım Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü arşivlerinde aşağıda belirttiğim koşullarda saklanmasına izin verdiğimi onaylarım:

Tezimin/Raporumun tamamı her yerden erişime açılabilir.

Tezim/Raporum sadece Atılım Üniversitesi yerleşkelerinden erişime açılabilir.

Tezimin/Raporumun …… yıl süreyle erişime açılmasını istemiyorum. Bu sürenin sonunda uzatma için başvuruda bulunmadığım takdirde, tezimin tamamı her yerden erişime açılabilir.

Hazel KESER

(6)

TEŞEKKÜR

Çalışmanın tamamlanması aşamasında sabrıyla bana yol gösteren tez danışmanın Yrd.

Doç. Dr. Gözde Yılmaz’a yürekten teşekkür ediyorum.Sıkıntılı bir süreçte bu çalışmanın tamamlanmasına her türlü desteği veren sevgili eşim Fatih’e,canım annem Nuran Keser’e, evimizin Asporça Melis’i kardeşime ve şüphesiz engin bilgisi, tecrübesi, sabrı ve müthiş arşiviyle canım babam Prof. Dr. Ulvi Keser’e de gönül dolusu teşekkürlerimi sunuyorum.

Hazel KESER

(7)

ÖZET

11 EYLÜL SONRASI DÖNEM VE DEĞİŞEN YENİ DÜNYA DÜZENİNDE STRATEJİK GÜVENLİK BAĞLAMINDA DOĞU AKDENİZ'DE İNGİLİZ ÜSLERİ

Tarihin her döneminde göçler ve sorunlar adası olarak bilinen Kıbrıs adası özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında İngiltere’nin Ortadoğu’daki kalıcı tesislerini kapatması ve buralardaki askeri gücünü adaya yığmasının ardından bir ileri karakol olarak görev yapmaya başlar. 16 Ağustos 1960 tarihinde İngiltere, Yunanistan ve Türkiye’nin garantörlüğünde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti ile birlikte İngiltere adadaki haklarından vazgeçerken stratejik öneme sahip iki hükümran askeri üs yanında bazı askeri tesisleri ve alanları da kendine ayırmayı ihmal etmez. Yıllar sonra Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilgili garanti anlaşmalarının Kıbrıslı Rumlar ve Türkler için değil İngiltere’nin menfaatleri için hazırlandığı da tartışmaya açılacak bir konu olur. Bugün gelinen noktada ise Doğu Akdeniz’de son derece stratejik bir pozisyonda bulunan Kıbrıs adasında İngiltere’nin Dikelya ve Agrotur üsleri yanında ABD tarafından kullanılmakta olan bazı askeri tesisler ve dinleme istasyonları söz konusudur. Her iki ülkenin Echelon adı verilen ve neredeyse bütün dünyayı takip etmelerine imkân sağlayan bu telekulak sistemi yanında Ayios Nicholaos bölgesinde, ayrıca ABD Büyükelçilik binasında ve Trodos Dağlarında da istihbarat ağları ve sinyal istihbaratına yarayan tesisleri bulunmaktadır. Sanayi casusluğu, ekonomik ve askeri istihbarat yanında ABD, İngiltere ve müttefikleri tarafından zaman zaman farklı askeri operasyonlar için de kullanılan Dikelya ve Agrotur üsleri özellikle ABD’nin vazgeçmeyeceği tesisler arasındadır. Özellikle 11 Eylül 2011 tarihinde El Kaide’nin ABD’de gerçekleştirdiği saldırılar ardından başta ABD ve müttefikleri olmak üzere bütün Batı dünyası ve şüphesiz NATO’nun da savunma ve güvenlik stratejilerini değiştirmesine neden olmuştur. Böylece ABD ve İngiltere özellikle Doğu Akdeniz’de savunma ve güvenlik bağlamında yeni arayışlara girmeye başlamıştır. Bu durum adadaki üsleri ve istihbarat merkezlerini ise olmazsa olmaz haline getirmiştir.

(8)

ABSTRACT

BRITISH SOVEREIGN BASES IN THE SOUTHERN MEDITERRANEAN IN THE NEW CHANGING WORLD AFTER 11ST SEPTEMBER 2001

The island of Cyprus is known as that of the immigrations and the problems throughout the history. The fact that the United Kingdom has closed down all the military bases and the permanent headquarters in the Middle East and transferred all the military logistics and the military personnel to Cyprus turns the island to be a forward post. The United Kingdom has given up all his rights on the island after the establishment of the Republic of Cyprus with the guarantee of Turkey, Greece and the United Kingdom on August 16, 1960, but has restrained and kept two important and strategic sovereign bases in addition to some military areas and the facilities on the island. Years later, it is regarded by most that the Guarantee Agreements have been prepared and signed not to protect the rights of Turkish Cypriots and those of the Greek Cypriots on the island but to protect the privileges and the rights of the United Kingdom. The United Kingdom currently has two sovereign military bases named Akrotiri and Dhekelia as well as some military areas and the facilities on the island used both by the UK and the USA. Both countries, moreover, have an observation, intelligence, espionage system to keep closely track of all the World easily named Echelon in addition to the radar antennas, signal intelligence systems located at Trodos Mountains, in Ayios Nicholaos and at the US Embassy in Nicosia (in Greek Cypriot part of the city.)In addition to the espionage, economy and military intelligence, Akrotiri and Dhekelia sovereign military bases are also used to be the forward post for the USA and the UK for some military operations, and are accepted to be top priority, in particular, for the USA. The attacks carried out by Al Qaeda at the World Trade Center, at Pentagon in New York and Washington DC in 11st September 2001 have all forced the USA, the UK, the Western World, and surely NATO to consider and to change all their defense and security concepts. Then the UK, and the USA have started searching for new ways of security and the defense especially in the Eastern Mediterranean, and such a situation has caused the British bases and the intelligence stations on the island to be very critical, top priority and unyielding.

(9)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... i

ABSTRACT ... ii

İçindekiler... iii

KISALTMALAR... vi

ÖNSÖZ ... x

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM ... 5

1.KIBRIS'TA TÜRK ASKERİ VARLIĞI VE KIBRIS CUMHURİYETİ ... 5

1. 1. Anlaşmalar Süreci ve İngiliz Üsleri... 5

1. 2. Üsler Konusu ve ABD Stratejileri... 7

1. 3. Üsler Konusunun Sürüncemede Kalması ... 8

1.3.1. Makarios'un Farklı Bir Strateji İzlemeye Başlaması... 10

1. 3. 2. Üsler Konusunda Yapılan Anlaşma ve Askeri Ayrıcalıklar Konusu... 12

1. 3. 3. Kıbrıs'ta Üsler ve ABD'nin Yeni Planı... 16

1. 4. Akrotiri ve Dikelya Hükümran Askeri İngiliz Üs Bölgeleri... 17

1. 4. 1. Agrotur İngiliz Hükümran Üs Bölgesi ... 20

1. 4. 2. Dikelya İngiliz Hükümran Üs Bölgesi ... 24

1. 5. 1960 Sonrasında Kıbrıs ve İngiliz Üsleri... 26

1. 5. 1. Dag Hammarskjold Suikastı ve Üsler ... 27

1. 5. 2. 1974 ve İngiliz Üslerinde Mahsur Kalan Kıbrıs Türkleri ... 29

1. 6. 2000'li Yıllar ve Adada İngiliz Egemen Üsleri ... 32

1. 6. 1. Kıbrıs'ta Üslere Yönelik Tepkiler ... 38

1. 6. 2. AB Uygulamaları ve Üsler Bölgesinde Kaçakçılık Faaliyetleri... 39

1. 6. 3. Üslerin Bilgi Satması Konusu ve Tepkiler ... 44

1. 7. Ayios Nikolaos Dinleme Üssü ve İstihbarat Faaliyetleri... 48

(10)

1. 7. 1. GCHQ ve İstihbarat Faaliyetleri ... 50

1. 7. 2. Cobra Shoe Dinleme İstasyonu Projesi ... 55

1. 7. 3. Cape Greco Yayınları ve Kıbrıs Adası... 56

1. 7. 4. Olimpos Dağı İstasyonu ve Yayınları ... 57

1. 7. 5. Amerikan Büyükelçiliği ve İstihbarat Çalışmaları... 58

1. 8. UKUSA, Elektronik İstihbarat ve Dinleme ... 59

1. 9. Echelon, Elektronik İstihbarat ve Dinleme ... 64

1. 9. 1. Echelon'un Teknik Altyapısı... 66

1. 9. 2. Echelon ve Küresel Faaliyetleri ... 68

1. 9. 3. Echelon Ağına Takılan Bazı Durumlar ... 71

1. 9. 4. Elektronik İstihbarat ve Kıbrıs... 74

1. 10. Amerikan FBIS Faaliyetleri ve Kıbrıs ... 78

1. 10. 1. FBIS ve İstihbarat Faaliyetleri ... 80

1. 10. 2. Kıbrıs Cumhuriyeti Dönemi ve Sonrası FBIS ... 82

1. 10. 3. ABD ve İstihbarat Savaşları ... 90

İKİNCİ BÖLÜM ... 91

2. ESPİYONAJ, SİBER TEHDİTLER, EKONOMİK İSTİHBARAT VE ÜSLER ... 91

2. 1. Kıbrıs'ta Espiyonaj, İstihbarat ve Gizli Faaliyetler ... 92

2. 2. Ortadoğu'da Dinleme ve Espiyonaj Faaliyetleri... 94

2. 3. NSA ve CIA'nın İstihbarat Çalışmaları ... 96

2. 4. Alfred Thayer Mahan'ın Deniz Stratejisi ve Akdeniz ... 101

2. 5. Avrupa Birliği-Türkiye İlişkileri ve Kıbrıs... 104

2. 6. Akdeniz'de Club Med Projesi ve Kıbrıs ... 106

2. 7.Ortadoğu ve 11 Eylül Saldırısı ... 113

2. 8. Sovyetler Birliği-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi İlişkileri ... 116

2. 8. 1. Sovyetler Birliği’nin Doğu Akdeniz Politikası... 121

(11)

2. 8. 2. Akdeniz ve Amerikan Güvenlik Algılaması... 123 SONUÇ ... 133 KAYNAKÇA ... 140

(12)

KISALTMALAR

AB :Avrupa Birliği

ADPE :Automated Data Processing Equipment Otomatik Bilgi İşleme Ekipmanı a.g.a. :Adı geçen arşiv

a.g.e. :Adı geçen eser a.g.d. :Adı geçen dergi a.g.g. :Adı geçen gazete a.g.m. :Adı geçen makale a.g.r. :Adı geçen rapor

AMISOM :African Union Mission to Somalia

BM'nin Somali'deki Afrika Birliği Misyonu

AP :Avrupa Parlamentosu

APEC :Asian Pacific Ekonomik Conference Asya Pasifik Ekonomik Konferansı As.Pos. :Askeri Posta

AİHM :Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AWACS :AirborneWarningand Control System

Havadan Erken Uyarı ve Kontrol Sistemi BA. :Başbakanlık Arşivi

BBC :British Broadcasting Cooperation/İngiliz Yayın Birliği BCA :Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi

BFC :British Forces Cyprus/Kıbrıs İngiliz Güçleri

BFPO :British Forces Post Office/İngiliz Askeri Posta İşletmesi BİO :Barış İçin Ortaklık

Bkz. :Bakınız

BOP :Büyük Ortadoğu Projesi

Böl. :Bölüm

BRTK :Bayrak Radyo Televizyon Kurumu

BTC :Bakü-Tiflis-Ceyhan

BYGM :Basın Yayın Genel Müdürlüğü CIA :Central Intelligence Agency

(13)

Merkezi Haber Alma Ajansı/Teşkilatı

CAP :Combat Air Patrol/Muharip Hava Devriyesi Comint :Communication Intelligence/İletişim İstihbaratı COMNAV :Comandante Naval/Deniz Komutanlığı

CSE :Communication Security Establishment :İletişim Güvenlik/Güvenliği Teşkilatı

CTF :Combined Task Force/Müşterek Görev Kuvveti CYTA :Cyprus Telecommunications Authority

Kıbrıs Telekomünikasyon Kurumu DSD :Defense Signal Directorate

Avustralya Savunma Bakanlığı

EMF :EuropeMaritime Force/Avrupa Deniz Gücü

EMP :Europe-Mediterranean Partnership/Avrupa-Akdeniz İşbirliği EOKA :Ethniki Organosis Kibriyon Agoniston

:Kıbrıslı Savaşçıların Ulusal Birliği

EuroMed :Europe-Mediterranean/Avrupa-Akdeniz İşbirliği

EÜB :Egemen Üs Bölgesi

ESBA :Eastern Sovereign Base Area/Doğu Hükümran Üs Bölgesi FBIS :Foreign Broadcasting Information Service

Yabancı Yayın Enformasyon Servisi FISA :Foreign Intelligence Surveillance Act

Yabancı İstihbarat Takip Yasası

GCHQ :Government Communication Headquarters Hükümet Telekomünikasyon Dairesi/Karargahı Genkur. :Genelkurmay

GKK :Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı GKRY :Güney Kıbrıs Rum Kesimi

GLOC :Ground Line of Communication/İletişim Yer Hattı INTELSAT :International Telecommunications Satellite Organization

Uluslararası Telekomünikasyon/Haberleşme Uydu Örgütü ISAF :International Security Assistance Force

Uluslararası Güvenlik İşbirliği/Yardımlaşma Gücü

(14)

KGMA :Kızılay Genel Müdürlüğü Arşivi KKTC :Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

KTAMS :Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası KTBK :Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri

KTMA :Kıbrıs Türk Milli Arşivi

KYKAK :Kıbrıs Yunan Kuvvetleri Alay Komutanlığı LAN :Local Area Network/Bölgesel Şebeke/Ağ

MCC :Maritime Component Command/Deniz Unsur Komutanlığı MEB :Münhasır Ekonomik Bölge

mm. :Milimetre

NATO :North Atlantic Treaty Organization Kuzey Atlantik İşbirliği Örgütü

NBC :Nuclear-Biological-Chemical/Nükleer-Biyolojik-Kimyasal NSA :National Security Agency/Ulusal Güvenlik Ajansı

NSC :National Security Counseil / Ulusal Güvenlik Konseyi ODGP :Ortak Dış ve Güvenlik Politikası

OHT :Over The Horizon/ Ufuk Ötesi Ses Dalgası

OMS :Operation Mediterranean Shield/Akdeniz Kalkanı Operasyonu OXEN :Orthodoksi Hristiyaniki Enosis Neanidon

Gençlerin Hristiyan Ortodoks Birliği

OSI :Open Source Intelligence/Açık Kaynak İstihbaratı PEON :Birleşik Kıbrıs Enosis Gençlik Teşkilatı

PERSEREC :Personnel Security Research Center Personel Güvenlik Araştırma Merkezi

JSSU :Joint Service Signal Unit/Müşterek Muhabere Servis Birliği RAF :Royal Air Forces/Kraliyet Hava Kuvvetleri

RMMO :Rum Milli Muhafız Ordusu

SHAPE :Supreme Headquarters Allied Powers Europe Müşterek Kuvvetler Avrupa Üst Karargahı SIGINT :Signal Intelligence/Sinyal İstihbaratı

S. :Sayı

SUSLO :Strategic United States Liaison Office

(15)

Birleşik Devletler Stratejik İrtibat Ofisi SSCB :Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

SVR :Sluzhba Vneshney Razvedki/Yabancı İstihbarat Servisi ŞİÖ :Şangay İşbirliği Örgütü

TAE :Trans Asia-Europe/Asya-Avrupa Ulaşımı

TAI :Turkish Aerospace Industry/ Türk Havacılık Sanayii TASS :Telegrafnoje Agenstvo Sovjetskeho Sojuza

Sovyetler Birliği Haber Ajansı

TNT :Tri Nitro Tolven

TPAO :Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı UCLA :University of California-Los Angeles Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi

UFM :Union for the Mediterranean/Akdeniz İçin Birlik UK :United Kingdom/Birleşik Krallık

UKUSA :United Kingdom-United States Agreement Birleşik Krallık-Birleşik Devletler Anlaşması UNFICYP :United Nations Forces in Cyprus

Kıbrıs'ta Birleşmiş Milletler Gücü

UNHCR :United Nations High Commissianary for Refugees :Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği UNIFIL :United Nations Force in Lebanon

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Gücü U :United States/Birleşik Devletler

USA :United States of America/Amerika Birleşik Devletleri USS :United States Ship/Birleşik Devletler Gemisi

VOA :Voice of America/Amerika'nın Sesi

Yay. :Yayını

WEU :West European Union/Batı Avrupa Birliği WFP :World Food Program/Dünya Gıda Programı

WSBA :Western Sovereign Base Area/Batı Hükümran Üs Bölgesi

(16)

ÖNSÖZ

Akdeniz kimileri için Afrodit’in Adası, kimilerine Lanetliler Adası, bazılarına deniz, kum ve güneşle birlikte muazzam imkânlarını cömertçe sunan bir tatil beldesi, bazılarınaysa bitmek tükenmek bilmeyen bir sorunlar yumağı olarak görülür.

Bazılarının Halikarnas Balıkçısı’nda olduğu üzere “Gerçek yurt Akdeniz’dir.”1 yaklaşımına karşılık Cemal Süreya’nın dizelerinde yerini bulduğu üzere “…Fatih gemilerini karadan yürüttü ya... Deniz kaçkını bir ulusun çocuklarıyız biz o gün, bu gün... Toprakçıl bir çapadır Denizyolları’nın arması bile.”2 dediği insanımız yine aynı ozanın “Uzun saçlı iri memeli kadınlarıyla bir Akdeniz şehri çıkabilir içinden, alıp yaracak olsak yüreğini şimdi bir güvercinin.”3 dizelerinin tersine denizle çok da içli dışlı değildir. Oysa tarihle mekân arasındaki bağları bu kadar sık örülmüş Akdeniz’den4 ve onun yarattığı uygarlıktan5 bahsetmek mekânlardan, topraktan, bitki örtüsünden ve şüphesiz hayvanlardan bahsetmek demektir ve her uygarlık sabit bir mekâna, dolayısıyla da kendine özgü bir coğrafyaya bağlıdır.6 Akdenizlilik Nazım Hikmet’in dizelerindeki şekliyle “Orta Asya’dan gelip Akdeniz’e bir kısrak başı gibi”7 uzanan bu memleketin bizim olması mıdır? Bu durum en net şekilde kendisini Akdeniz’de göstermektedir. Öte yandan kendi başına bir dünya olan Akdeniz’i8 klasik anlamda bir deniz olarak algılamak ve dünyanın dört bir yanında edebiyatçılara ilham kaynağı olan bu kavramı sadece coğrafi bir bölge olarak kabul etmek doğru mudur? Akdeniz medeniyettir, uygarlıktır, çağdaşlıktır, estetiktir, güzelliktir, Doğu ile Batı’nın, karanlıkla aydınlığın mücadelesinde kırılma noktasıdır, nirengidir, olmazsa olmazdır.

İnsanlık tarihi açısından bakıldığında ise Akdeniz Mısırlılar, Likyalılar, Frikyalılar, Karyalılar, Hititler, Pamfilyalılar, Kapadokyalılar, Sümerler, Urartular, Akalar, İyonyalılar, Troalılar, Babilliler, Spartalılar ve Atinalılar ile Batı uygarlığının temelidir.

1 Louis Bayle’a yazdığı mektubunu “Coğrafyacılar beş anakara (kıta) sayıyorlar. Ben size diyorum ki Akdeniz bunların altıncısı, hatta birincisidir.” diye bitiren Halikarnas Balıkçısı böylece Akdeniz’i tıpkı Sabahattin Eyüboğlu gibi hak ettiği yere koyar. Halikarnas Balıkçısı, Altıncı Kıta Akdeniz, Bilgi Yayınevi, Aralık 2007, Ankara, s.17-25.

2 Cemal Süreya, Sevda Sözleri, Yapı Kredi Yay., İstanbul, Ekim 1995, s.75- 77

3 Cemal Süreya, a.g.e., s. 93.

4 Fernand Braudel, Akdeniz ve Akdeniz Dünyası, Eren Yay., İstanbul, 1976, s. XV.

5 Roger Matthews, Ancient Anatolia, The British Institute of Archaeology Ankara, Londra, 1998, s.379.

6 Emel Kefeli, “Coğrafya Merkezli Okuma”, Turkish Studies; International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume IV, I-I, Winter 2009, s.427.

7 Nazım Hikmet, Kuvayı Milliye Destanı, Yapı Kredi Yay., İstanbul, 1998, s.94.

8 Faruk Tabak, Solan Akdeniz 1550-1870, Yapı Kredi Yay., İstanbul, Mart 2010, s.9

(17)

Üç büyük modern dinin Akdeniz’in güneydoğusundan kaynaklandığı da göz önüne alınırsa Akdeniz’in önemi bir kere daha karşımıza çıkar. Esasında Akdeniz uygarlıkların şafağıdır ve uygarlık ışıktır, aydınlıktır ve bu ışığın şafağı da Akdeniz’de doğduktan sonra bütün dünyayı aydınlatmaktadır. İşte bu Akdeniz çağlar boyunca kavgalara, çatışmalara, savaşlara ve istilalara sahne olmuş, ev sahipliği yapmış, zaman zaman el değiştirmiş, kimi zaman haklının, çokça da güçlünün yanında kalmıştır. Üç kıtanın kesişme noktası olan Akdeniz ve özellikle de Doğu Akdeniz özellikle son 100 yılda devamlı kaynayan kazan durumundadır. Birinci Dünya Savaşı sürecinde İngiltere’nin bu bölgeyi kontrol edebilmek amacıyla sadece Kıbrıs adasında 49 dinleme istasyonu kurduğu, önce Fransa ve ardından İtalya’yla işbirliği içerisinde Kuzey Afrika’dan Ortadoğu ve Anadolu coğrafyasına kadar son derece geniş bir alanda istihbarat çalışmaları yürüttüğü göz önüne alınacak olursa bugün karşılaştığımız manzara da bundan pek farklı olmayacaktır. Teknolojinin en üst seviyede kullanılmasıyla ortaya çıkan istihbarat, sanayi casusluğu, tele kulak sistemleri, bütün dünyayı kontrol eden dev radarlar ve antenlerle tam bir zırha bürünmüş özerk üsler sayesinde özellikle İngiltere ve ABD bu coğrafyada dilediklerince rahat hareket etmektedirler.

Giriş bölümü haricinde toplam iki bölümden oluşan bu çalışmada ana bölümler adada bulunan İngiliz üsleri, ABD stratejileri ve Akdeniz’deki askeri hareketliliklerdir.

Çalışmanın birinci bölümünde Kıbrıs’ta Türk askerinin varlığı ve antlaşmalar ışığında İngiliz üsleri derinlemesine anlatılmıştır. 1960 sonrası dönemde Kızılay’ın üsler bölgesine yardımları,1974’de İngiliz üslerinde mahsur kalan Kıbrıs Türkleri ve 2000’li yıllarda adada egemen olan İngiliz üslerinin yanı sıra Ayios Nikolaos gibi dinleme üslerinin ve istihbarat faaliyetlerinin Echelon İstihbarat Sistemi’ne katkıları ve ABD’nin FBIS faaliyetleriyle müttefikleri arasındaki stratejik düellolarına yer verilmiştir. İkinci bölümde ise espiyonaj ve siber tehditlerin ekonomik istihbarat ve üslerle olan ilişkisi, Ortadoğu’da gelişen olaylar, 11 Eylül saldırıları sonrasında ortaya çıkan güvenlik algılamaları ve Rum kesiminin ABD ve İngiltere’nin yanında Doğu Akdeniz’de varlığını belli eden Rusya ile olan ilişkisiyle Rusya’nın Doğu Akdeniz sularındaki varlığı, Fransa’nın Club Med Projesiyle ortaya çıkan ve Kıbrıs’a yönelik düşüncelerinin diğer menfaat ortaklarıyla ne derece uyuştuğu ve STANAVFORMED, EUROMARFOR gibi Akdeniz’de görev yapmış uluslar arası kuruluşların güvenlik algısına etkileri ele alınarak Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Adası’nın dünya coğrafyasındaki

(18)

stratejik, ekonomik, politik, askeri anlamdaki önemi anlatılmaya çalışılmıştır. Araştırma derinleştikçe özellikle ABD’nin Kıbrıs adasında ve neredeyse bütün dünya kamuoyunu göz ardı ederek yaptığı istihbarat çalışmalarıyla karşılaşmak şaşırtıcı olmuştur. Bu nedenle de ‘atlama tahtası’ konumundaki Kıbrıs Ada’sı üzerinden gerçekleştirilen operasyonların sebepleri ve özellikle 11 Eylül sonrası süreçte nelere sebep olduğu sorusuna yanıt bulmaya çalışılmıştır. Araştırmanın bu noktaya gelmesinde özellikle yurtiçi ve yurtdışından pek çok kaynak taraması gerçekleştirildiğinden farklı kütüphane ve araştırma merkezlerinin katkısı da anlatılamayacak kadar büyük olmuştur. Onlara bütün kalbimle teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum.

Hazel KESER

(19)

GİRİŞ

Kıbrıs Adası ve Akdeniz tarihin her döneminde göçler ve sorunlarla anılmıştır.

Çeşitli toplum ve milletler farklı sebeplerle Kıbrıs Adası’na ve Akdeniz’e sahip olmak istemişlerdir. Akdeniz’e stratejik açıdan bakıldığı zaman sıradan bir deniz olmadığı görülmektedir. Pek çok denizi içinde barındıran , limanların ve karmaşık ticari ilişkilerin olduğu bu bölge günümüzde de Ortadoğu,Kafkasya ve Güney Doğu Avrupa gibi önemli bir bölgenin parçası olarak oldukça göz önündedir.

Akdeniz Havzası’na baktığımız zaman bu sularda hakim güç olmak isteyen etkili stratejilerin dış politikada önem verdikleri araçların hem ticari anlamda olumlu gidişattan yana olduğunu hem de kendilerine yarattıkları sınırlarda “güven içinde olmak”

durumunu yarattıklarını görmekteyiz. Konumu itibariyle stratejik bir yer olan Kıbrıs Adası da yapılan stratejik planlardan bir şekilde etkilenmiştir Bir dönem“ kendi başına bir dünya,yani bir dünya ekonomisi” olan9 Akdeniz’in Batı’dan Doğu’ya , Doğu’dan Batı’ya açılan ilk pencere konumundaki pozisyonu ; günümüzde İngiltere,ABD,Fransa,Rusya gibi egemen güçlerin de önem verdiği hususlardan biri olmuştur.

Bugün gelinen noktada özellikle İngiltere’nin büyük yardım ve destekleriyle ABD’nin Kıbrıs Adası’nda devam eden espiyonaj, sinyal istihbaratı , telekulak çalışmaları Kıbrıs Adası’nın Akdeniz’deki önemini göstermektedir. Kaynayan kazan durumundaki Ortadoğu’nun , Batı dünyası için önemi ve oluşturulan stratejilerin bölgede yaşanan olaylara etkisi oldukça büyüktür.Özellikle 11 Eylül saldırıları sonrasında Batı coğrafyasında savunma ve güvenlik algısı değişmiş ve terörle mücadele konusunda topyekün hareket edilmesi kaygısını ortaya koymuştur.Bu durum potansiyel tehlike olarak algılanan Ortadoğu ve Uzakdoğu coğrafyasıyla ilgili olarak kafalarda oluşan İslam karşıtlığıyla da perçinlenince İngiltere destekli ABD’nin bu bölgeden ayrılmasını ve sırt çevirmesini imkansız hale getirmiştir.

Bu tez çalışmasında Kıbrıs’ta İngiltere’ye ait olan Agrotur ve Dikelya egemen askeri üslerinin değişen dünya düzenindeki konumu ele alınarak Kıbrıs’ın İngiltere

9 Faruk Tabak, “Solan Akdeniz ;1550-1870 Coğrafi-Tarihsel Bir Yaklaşım”,Yapı Kredi Yay.,İstanbul,Mart 2010, s.9.

(20)

odaklı olarak diğer egemen güçler açısından politik, stratejik ve güvenlik bağlamında nasıl bir konumda olduğu üzerinde durulmuş; üslerin ve stratejik istasyonların küresel çatışma ortamında savunma, güvenlik, strateji, ekonomik menfaat bağlamında ne kadar hassas ve vazgeçilmez olduğu sorularına cevap verilmiştir. Kıbrıs’taki İngiliz Üsleri’nin değişen dünya düzenindeki konumu ele alınmış ; Kıbrıs’ın İngiltere odak noktası alınarak diğer egemen güçler açısından politik,stratejik ve güvenlik bağlamında nasıl bir konumda olduğu üzerinde durulmuş; üslerin ve stratejik istasyonların küresel çatışma ortamında savunma,güvenlik,strateji,ekonomik menfaat bağlamında ne kadar hassas ve vazgeçilmez olduğu sorularına cevap verilmiştir.

Ortadoğu’nun Batı dünyası için önemi göz önüne alındığı zaman İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana adada hüküm süren üslerin ve adanın % 3 lük kısmına sahip olmasıyla İngiltere’nin halihazırda masada duran “Kıbrıs Meselesi” ne bakış açısını niçin 1990’dan sonra değiştirdiği de çalışmada cevap bulan sorulardandır.

Çalışmada odak noktasını İngiltere ve ABD oluşturmuştur. Bölgede egemen güç olarak üsleri etkin bir biçimde kullanan ve bunu müttefiklerinin etkisini azaltmak için yapan İngiltere’nin adada ne gibi menfaatleri olduğu ve neden hem adadan hem de üslerden vazgeçmek istemediği irdelenmiştir. Özellikle ABD’nin New York kentinde Dünya Ticaret Merkezi olarak adlandırılan ikiz kulelerle Washington DC’deki ABD askeri gücünün beyni durumundaki Pentagon binasına yönelik saldırılarla ortaya çıkan 11 Eylül saldırıları sonrasında Batı coğrafyasında savunma ve güvenlik algısı tamamen değişmiş ve terörle mücadele konusunda topyekün hareket edilmesi kaygısı başta dönemin ABD Başkanı George Walker Bush olmak üzere çeşitli çevrelerce ortaya konmuştur. Bu durum potansiyel tehlike olarak algılanan Ortadoğu ve Uzakdoğu coğrafyasıyla ilgili olarak kafalarda oluşan İslam karşıtlığıyla da perçinlenince dinleme istasyonları ve istihbarat faaliyetlerinin özellikle 11 Eylül sonrası dönemde ne gibi pozisyonlarda kullanıldığı üslerin kuruluş döneminden bu yana ele alınmış ve mevcudiyetini bölgede sürdürmek isteyen güçlerin Akdeniz ‘deki hareketliliğine göre birtakım sonuçlara varılmıştır.

Bu tez çalışması kapsamında ele alınan konunun ana öğesini her ne kadar İngiliz üslerinin varlığı ve bölgeye etkileri oluştursa da Akdeniz coğrafyasının ve Kıbrıs adasının önemi de yadsınamaz ve ayrı düşünülemez. Bu bağlamda konunun bölgenin

(21)

öneminden başlanarak üslerin nasıl ve ne şekilde kullanıldığı, menfaat çatışma ve çakışma durumlarında bu üslerden ne şekilde faydalanıldığı ve üslerin büyük güçlerle ne gibi ilişkileri olduğu sorularına da yer verilmiştir. Bu çalışmanın kapsamı Doğu Akdeniz genelinde Kıbrıs adasıyla sınırlandırılmış ve bu adadaki İngiliz üslerinin gerek İngiltere ve gerekse müttefiki ABD açısından sanayi casusluğundan sinyal istihbaratına kadar çeşitli alanlarda ne şekilde kullanıldığı ortaya konulmuştur.

Tez toplamda iki bölümde ele alınmıştır. Tezin birinci bölümü Kıbrıs Cumhuriyeti’ne giden süreçten ,İngiltere’ye üsler için bırakılan araziden ve bu üslerle ilgili olarak verilen güvenceden başlayarak Agrotur ve Dikelya üslerinin hukuki durumu, Kıbrıs Cumhuriyeti sürecinde Türk ve Rum taraflarının konuya bakış açıları, 1960-1974 sürecinde bu üslerin durumu, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında üslere yönelik tepkiler, 2000’li yıllar ve sonrasında ortaya çıkan yeni durum, arazilerini kullanamayan köylülerin protestoları, üslerde başta sağlık, çevre, gürültü olmak üzere çeşitli sorunlar yaşanması, AB uygulamaları ve üsler bölgesinde çeşitli kaçakçılık girişimleri, üslerin bilgi satması tartışmaları, Ayios Nicholaos dinleme üssü, Cobra Shoe dinleme istasyonu, Cape Greco dinleme istasyonu ve yayınları, Olimpos Dağı ve Güney Kıbrıs’taki ABD Büyükelçiliği vasıtasıyla yapılan istihbarat ve dinleme faaliyetleri gibi konuları açıklamıştır. Bu bölümde ayrıca Echelon elektronik istihbarat faaliyetleri, Amerikan FBIS faaliyetleri üzerinde durulmuş, bu üslerin ve dinleme istasyonlarının stratejik ve ekonomik bağlamda ABD ve müttefiklerine faydaları, Echelon gibi şu anda dünyadaki en önemli istihbarat ağının Kıbrıs ve Akdeniz eksenli faaliyetleri aktarılmıştır.

İkinci bölüm ise Ortadoğu eksenli olarak sanayi casusluğundan başlayarak Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ve Amerikan Merkezi Haber Alma Ajansı (CIA)’nın bölgedeki faaliyetlerini irdelemekte, 11 Eylül saldırılarının ardından bütün dünyayı etkileyen siyasi, askeri ve stratejik gelişmeler çerçevesinde Doğu Akdeniz’de yaşanılanlara terör, siber saldırı ve tehditler, Kıbrıs adasındaki stratejik üsler, dinleme istasyonları kanalıyla değinmekte, espiyonaj ve siber tehditlerin Ortadoğu’da yaşanan olaylara etkisinin ABD, İngiltere, Fransa, Rusya gibi Akdeniz’de söz sahibi güçlerle bağlantısını ele almaktadır. Çalışmada Akdeniz ve özellikle Kıbrıs adası üzerinde egemenlik kurmaya çalışan güçlerin telekulaktan sanayi casusluğuna, askeri yığınaktan

(22)

stratejik planlama ve uluslararası teröre kadar farklı alanlarda ne gibi faaliyetler içinde olduğu anlatılmıştır.

Bu tez çalışmasında süreç analizi yöntemi kullanılmış ve bu yöntemle, Kıbrıs‟ta İngiliz üslerinin stratejik önemi, ulusal çıkarlara katkısı ve Kıbrıs meselesinde oynadığı rol daha iyi değerlendirilmiştir. Araştırma,nitel bir araştırmadır. Çok çeşitli kaynak ve türlerden veriler toplanıp incelenerek değerlendirmeye alınmıştır. Pek çok arşiv kaynağı, basılı eser, makale, gazete, süreli yayın ve ansiklopedilerden faydalanılmış ve tezin bölümlerine göre konumlandırılmıştır. İncelenen bilgiler ışığında ortaya konan araştırma problemine odaklanılmış ve güçlü belgelerle savunulan görüş desteklenmiştir.

(23)

BİRİNCİ BÖLÜM

1.KIBRIS'TA TÜRK ASKERİ VARLIĞI VE KIBRIS CUMHURİYETİ

1956 yılında Lordlar Kamarası'nda yaptığı bir konuşmada "Kıbrıs yoksa petrol de yok."10 diyerek Kıbrıs adasının kendileri açısından ne denli önemli olduğunu ortaya koyan ve "Petrol yoksa İngiltere'de açlık ve işsizlik olacaktır. Bu kadar basit."11 diyerek durumu belirleyen İngiltere Başbakanı Anthony Eden'in ardından Londra ve Zürih’te görüşülüp ve 19 Şubat 1959 tarihinde Yunanistan, Türkiye, İngiltere, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk yetkililerince kabul edilen anlaşmayla12 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yapısı ortaya konur. Bu anlaşmaya göre Kıbrıs Cumhuriyeti %60’ı Kıbrıslı Rumlardan,

%40’lık kısmı ise Kıbrıslı Türklerden meydana gelecek 2.000 kişilik bir askeri güç sahibi olacaktır.13 Bu anlaşmanın en önemli ve hassas noktası ise garantör devlet olarak Türkiye ve Yunanistan yanında Türkiye’ye de gerektiğinde adaya tek taraflı olarak müdahale hakkı veren 4. maddesidir. İmzalanan Garanti Anlaşması tam anlamıyla anayasa hükmündedir ve kabul edilen hükümler daha sonra anayasal çerçeveye de aktarılacaktır. Varılan anlaşmaya uygun olarak Türk, Yunan ve İngiliz askeri personelinin görev yapacağı üçlü bir karargâh da kurulacaktır.14

1. 1. Anlaşmalar Süreci ve İngiliz Üsleri

İngiliz üsleriyle ilgili olarak konuşulması gereken en önemli hususlardan birisi ise anayasayla ilgili bir husustur. Bugüne kadar Kıbrıs konusunda kafa yoran, dirsek çürüten, çeşitli şekillerde Kıbrıs sarmalına dâhil olan bilim insanları, gazeteciler, basın mensupları, iş adamları ve kamu çalışanları 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilgili olarak anayasaya göndermeler yapar ve bu anayasadan doğaldır ki sıkça bahsederler; ancak kurulan yeni devletin en önemli aksamı olarak çatısını teşkil eden anayasa konusunda ciddi bir sorun söz konusu olmuştur. Buna göre anayasa özgürlüklerin en önemli güvencesi ve sigortası olarak da adlandırılır ve bu bağlamda anayasa en önemli ve

10 James Leigh ve Predrag Vukovic, "A Geopolitics of Cyprus", Meria, C. 15, Lefkoşa/GKRY, Aralık 2011, s. 23.

11 “Petroleum and Cyprus”, The Times, 2 Haziran 1956.

12 BCA. 030.01.38.227.17

13 A.g.a.

14 Ahmet C. Gazioğlu, British Sovereign Bases; A Background to Negotiations Including Legal and Moral Aspects of the Issue, Cyrep Yay., Lefkoşa, Temmuz 1995, s. 2

(24)

vazgeçilmez husus olarak değerlendirilir. Öte yandan Kıbrıs Cumhuriyeti ayrıntılı olarak irdelendiğinde görülecektir ki bu yeni kurulmuş devletin anayasası hak ettiği değeri alamamanın ötesinde sahip olması gereken bütün önem ve ayrıcalıkları İngiliz üslerine kaptırmış durumdadır. Buna göre Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasına zemin oluşturan anlaşmalar bir araya getirilmiş ve toplam 22 adet ek olarak yayımlanmıştır.

Çağdaş anlamda düşünüldüğünde en üst noktada anayasanın ve onun altında da diğer eklerin olması beklenirken burada tam tersinin olduğu görülmektedir ve anayasaya atfedilmesi gereken önem ve ayrıcalıklar doğrudan egemen İngiliz üslerine ayrılmış durumdadır. Böylece üslerin kalıcılığı garanti altına alındıktan sonra diğer ayrıntılara geçilebilmiş ve anayasa kendisine ancak EK-D kısmında yer bulabilmiştir.15 Dönemin İngiltere Başbakanı Harold Macmillan'ın "...Tek ihtiyaç duyduğumuz şey yeni Cebelitarık'lardır..."16 dediği ve ayrı bir misyon yüklediği adadaki üsler Türk ve Yunan Dışişleri Bakanlarının katılımıyla Londra'da gerçekleştirilen Şubat 1959 tarihli toplantıda İngiltere Dışişleri Bakanı Selwyn Lloyd tarafından üslerin devamlı İngiliz egemenliğinde kalması, İngiliz menfaatleri için çalışacak radar ve dinleme istasyonları, ayrıca altyapı imkanları ve kolaylık tesisleri ile Lefkoşa Havalimanı için yapılacak özel anlaşmalar gibi hususlar üzerinden tartışılmaya başlanır.17

Harold Macmillan bu durumu "Kıbrıs üsler bölgesi üzerinde İngiltere'nin hükümranlığının devam etmesi karşılığında bağımsız bir cumhuriyet olmalı ve bunların askeri üs olarak etkili bir şekilde kullanılabilmelerinin de garanti altına alınması gereklidir. Cumhuriyet kadar bu husus da Türkiye ve Yunanistan tarafından garanti edilmelidir."18 diyerek açıklar. Bu arada Kuruluş Antlaşması'nın P ekinde İngilizlere ait hükümran üslerin geleceği konusunda da ayrıntılı bilgi söz konusudur. Buna göre Kıbrıs Cumhuriyeti adına antlaşmaya imza atan Başpiskopos Makarios ve Dr. Fazıl Küçük'ün de mektup teatisinde bulunduğu hükme göre İngiltere'nin bölgedeki askeri ihtiyaçlarının değişmesi halinde nasıl bir yol izleyeceği hükme bağlanmış durumdadır. Buna göre İngiltere'nin söz konusu üslerden geri çekilme kararı alması halinde bu üslerin ve üsler bölgesi dışında kalan askeri tesislerin egemenliğinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ne bırakılacağı

15 Ercüment Tutar, "Egemen İngiliz Üsleri ve Küresel Bağlantıları", STAD Kıbrıs Türk Stratejik Araştırmalar Dergisi, Yıl 1, Sayı 3, Ocak-Şubat 2010, s. 50.

16 Ahmet C. Gazioğlu, a.g.e, s. 2

17 Ahmet C. Gazioğlu, a.g.e, s. 2.

18 Ahmet C. Gazioğlu, a.g.e, s. 2 ve 5.

(25)

kabul edilmiştir. Şüphesiz 16 Ağustos 1960 günü ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti devletinin İngiltere açısından önemi adada bulunan askeri üslerini özerklik çerçevesinde koruma ve garanti altına almış olmasıdır. Bu nedenle İngiltere gerek Türkiye ve Yunanistan'dan, gerekse Kıbrıs Cumhuriyeti'nden üslerle ilgili haklarının garanti altına alınmasını da talep eder.19 İngiltere'nin Kıbrıs adasındaki haklarından vazgeçerek adayı Kıbrıs Cumhuriyeti'ne devretmesinin ardından tek talebi ise buradaki askeri üs bölgelerinin devamlılığının sağlanmasıdır.

1. 2. Üsler Konusu ve ABD Stratejileri

Şüphesiz İngiltere'nin 1878 yılından itibaren egemenliği altında tuttuğu adadan bir anda vazgeçmesine pek çok farklı durum neden olmuştur. Bunların başında da ABD Başkanı Woodrow Wilson'un "Kendi Kaderini Tayin/Self-Determinasyon" ilkesi gelmektedir. Esasında Wilson'un bu ince stratejisi içerisinde İngiltere'nin hegemonyasını ortadan kaldırmak gibi gizli bir strateji de bulunduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak da İngiltere üzerinde ABD baskısı artmaya başlar. Öte yandan 1 Nisan 1955 günü adada terör eylemlerine başlayan EOKA örgütünün İngiltere'ye yönelik saldırılarının giderek dozunu artırması ise İngiliz yönetimini yeni tedbirler almaya sevk etmekte, bununla birlikte düzenli birliklerle yapılan gerilla harbinde ise başarısız olunmaktadır. Bu şartlar altında Kıbrıs adasının tamamen kontrolden çıkması ve kaybedilmesi riski de gittikçe artmaktadır. Durum böyle olunca "...İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan çift kutuplu küresel politik sistem içindeki çok yönlü üstünlük çatışması"20 olan soğuk savaşın yaşandığı bu süreçte ABD ile İngiltere bir araya gelerek Kıbrıs Cumhuriyeti için bir taslak plan hazırlamaya başlarlar. Bu arada Soğuk Savaş döneminde ABD tarafından uygulanan 7 farklı askeri strateji söz konusu olmuştur.21 Böylece İngiltere ilk etapta Ortadoğu coğrafyasında İngiliz çıkarlarına uygun olarak 1956 tarihli Süveyş

19 Ercüment Tutar, a.g.m, s. 50.

20 M. Tanju Akad, Askeri Tarihte Stratejik Düşünce, İş Bankası Yay., 2012, İstanbul, s.233.

21 Bunlar sırasıyla "Önleyici Savaş (1945-1948), Engelleme Stratejisi (1949-1953), Yığınsal Misilleme Stratejisi (1953-1960), Esnek Mukabele Stratejisi (1961-1969), Nixon Doktrini ve Gerçekçi Caydırıcılık Stratejisi (1970-1976), Karşı Koyma Stratejisi (1976-1980) ve Reagan Yönetimi Stratejisi" olarak karşımıza çıkar. Böylece ABD'nin Yığınsal Misilleme Stratejisi uyguladığı dönem Kıbrıs Cumhuriyeti'nin de kurulduğu yıl olur. Bu noktada her iki ülke açısından Kıbrıs adasında kurulacak yeni devletin hangi statüde olduğu ise pek de önem taşımamaktadır ve asıl hedef Rusya'nın Kıbrıs üzerindeki gücünü ve etkisini kırmaya yöneliktir. M. Tanju Akad, a.g.e, s. 233. Ayrıca Bkz. Barış Gürsoy, Soğuk Savaştan Günümüze Asimetrik Tehdit, IQ Yay., İstanbul, 2005, s. 72.

(26)

operasyonunda olduğu üzere Arap ve Müslüman ülkelere yönelik bir takım müdahalelerde bulunabilecektir.22 Bu konuyla ilgili olarak 15 Temmuz 1957 tarihinde İngiltere Dışişleri Bakanlığında J. E. Galsworthy imzasıyla hazırlanan bir rapor ise aynı şekilde İngiltere hükümetine sunulmuş ve adanın iki İngiliz üssü dışında Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin ortak egemenliği altında yönetilmesini öngören ve "Üçlü Kondominium"23 olarak adlandırılan yeni bir çalışma başlatılmıştır.24 Aynı konuyla ilgili olarak ABD Dışişleri Bakanı John Foster Dulles de projeye tam destek vermek üzere Londra'ya hareket ederken Yunanistan ise 9 Ağustos 1957 tarihinde yaptığı açıklamayla bir konferans düzenlenmesi ve bu konunun görüşülmesi hususunu kesin bir dille reddeder.25 Yunan Dışişleri Bakanı Averof'a göre İngiltere'nin böyle bir konferans düzenlemesindeki gayesi Kıbrıs adasındaki üslerde İngiliz hükümranlığının devam ettirilmesi, ada sathında asayiş ve güvenliğin yeniden tesis edilmesi ve özellikle komünist unsurların Kıbrıs adasına sızmalarının önlenmesi konularının görüşülmesidir.26

1. 3. Üsler Konusunun Sürüncemede Kalması

Şubat 1960 başlarında özellikle Bağlantısızlar Grubu'nun baskıları ve Julian Amery başkanlığındaki İngiliz Sömürgeler Bakanlığı heyetinin tepkilerinden iyice bunalan Makarios ise Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Vekili olacak olan Dr.

Fazıl Küçük'e baskı yaparak komünist tehdidi bahane edip ABD'den para talep edilmesini ve bir an evvel bağımsızlık ilan edilmesini de ister. İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından başlayan süreçte İngiltere'nin yaklaşımı ise Kıbrıs'ı bir askeri üs olarak kullanmak yerine Kıbrıs'ta bir askeri üsse sahip olmak şeklindedir27 ve bunun gereklerini de yavaş yavaş yerine getirmektedir. Temmuz 1954 tarihinde İngiltere'de

22 1956 yılında Fransa ve İsrail'den de yardım almak suretiyle ABD'nin bütün muhalefetine rağmen Süveyş Kanalı'na yönelik askeri bir operasyona girişen İngiltere planladığının aksine son derece başarısız bir sonuçla karşılaşmış ve ardından yalnız kalmıştır. 1956 yılı bu bağlamda tam anlamıyla bir nirengi noktası haline dönüşmüş ve Akdeniz'de yerleştirmek istediği hükümranlık pozisyonunda beklemediği bir hüsranla karşılaşan İngiltere böylece Akdeniz coğrafyasında egemenliği ABD'ye bırakmak zorunda kalmıştır. Ercüment Tutar, a.g.m, s. 54.

23 Ahmet C. Gazioğlu, a.g.e, s. 9

24 Ahmet C. Gazioğlu, "Kıbrıs ve İngiliz Üsleri", STAD Kıbrıs Türk Stratejik Araştırmalar Dergisi, Yıl 1, Sayı 3, Ocak-Şubat 2010, s.4.

25 Ahmet C. Gazioğlu, a.g.m, s. 5

26 Ahmet C. Gazioğlu, a.g.m, s. 5

27 Clement Dodd, UK Policy on Cyprus and The Eastern Mediterranean, Near East University, Lefkoşa, 2001, s. 331.

(27)

Lordlar Kamarası'nda yapılan Kıbrıs'la ilgili bir görüşme sırasında ortaya atılan "Kıbrıs hiçbir zaman tam bağımsız olmayı beklememelidir." düşüncesi yaklaşık 60 yıldır doğruluğunu koruyan bir düşünce yapısı ortaya çıkmıştır ve bugüne kadar ada egemenliği tek bir tarafın kullandığı bir statüye kavuşamamıştır.28 19 Şubat 1959 günü imzalanan ve 23 Şubat 1959 günü de Londra, Ankara, Lefkoşa ve Atina'da kamuoyuna duyurulan Birleşik Krallık Hükümetinin Beyanı" bu konuyla ilgilidir;29

"Büyük Britanya ve Şimali İrlanda Birleşik Krallığı Hükümeti, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulması hakkında Yunanistan ve Türkiye hükümetlerinin reislerinin 11 Şubat 1959'da Zürih'te tanzim ve tasnif ettikleri Kıbrıs Cumhuriyeti'nin esas teşkilatını, Garanti Antlaşması'nı ve İttifak Antlaşması'nı ihtiva eden vesikaları tetkik ederek ve Londra'da 11 ila 16 Şubat 1959 tarihlerinde Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık Hariciye Vekilleri arasında yapılan istişareleri nazara alarak beyan eder ki:

A) Aşağıda B kısmında yazılı taleplerin kabulü şartıyla Yunanistan ve Türkiye hükümet reisleri tarafından tasvip edilen vesikaları Kıbrıs meselesinin nihai hal tarzı hakkında mutabık kalınmış temel olarak kabul eder.

B) İngiltere'nin tam hâkimiyeti altında kalacak

a) Akrotiri-Episkopi-Paramal ve Dikelya-Pergamos-Ayios Nikolaos- Xylofaou; iki bölge müstesna, Kıbrıs adası üstündeki hâkimiyetini Kıbrıs Cumhuriyeti'ne aşağıdaki şartlar ile devre amadedir:

1) Yukarıda zikredilen iki bölgenin askeri üs olarak fiilen kullanılmasını mümkün kılmak için lüzumlu olan ezcümle ilişik ekte yazılı olan haklar dâhil bütün hakların Birleşik Krallık hükümetine sağlanması ve İngiliz hâkimiyeti altında kalan bölgelerin bütünlüğü ve Birleşik Krallığın yukarıda atıfta bulunulan hakları istimali ve bunlardan istifadesi hakkında Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından yeter teminat verilmesi

2) Aşağıdaki hususlar hakkında antlaşma ile tedbir alınması:

a) Kıbrıs'taki muhtelif cemaatleri esas insan haklarının himayesi, Kıbrıs'ta Amme İdaresi mensuplarının menfaatlerinin himayesi, hal suretinin tesir ettiği şahısların tabiiyetlerinin tayini, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin, şimdiki Kıbrıs hükümetinin taleplerinin tesviyesi dâhil ilgili vecibelerini deruhte etmesi

C) Birleşik Krallık hükümeti; Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunan Krallığı ve Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılacak ittifak anlaşması tasarısını memnuniyetle karşılar ve Kıbrıs'ın müşterek savunmasında buna taraf devletler ile işbirliği yapacaktır. Kıbrıs

28 Ercüment Tutar, a.g.m, s.50.

29 Her Majesty's Stationery Office, Treaty Concerning the Establishment of the Republic of Cyprus, Lefkoşa, 16 Ağustos 1960, s. 5-29. Ayrıca Bkz. Baha Özler, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kuruluş Anlaşmaları, İstanbul, 1959, s. 66-68.

(28)

Cumhuriyeti'nin anayasasının meriyete konması ve ilgili tarafların lüzumlu vesikaları resmen imzalamaları mümkün olduğu kadar erken bir tarihte vukuu bulacak ve bu tarihte hâkimiyet Kıbrıs Cumhuriyeti'ne devredilecektir…”

Böylece İngiliz özerk askeri bölgeleriyle ilgili yeni bir süreç başlar ve İngilizlere bırakılan üs arazisinin ne kadar olacağı konusu Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilanını bile neredeyse geri bırakmaya başlar. İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'nin garantör devlet olarak altına imza attıkları Garanti Antlaşması'nın 3. maddesinde üsler konusu ise

"Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye ve Yunanistan, İngiltere hükümranlığı altında kalan bölgelerin bütünlüğüne saygı göstermeyi kabul eder ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla ilgili antlaşmaya göre Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından güvence altına alınan İngiliz haklarının kullanımını da teminat altına alır."30 şeklinde yer alır. Öte yandan Makarios üzerinde bir başka unsuru ise EOKA tedhiş örgütünün kurucusu ve lideri olan Kıbrıs asıllı emekli Yunan subayı Georges Grivas olur31 ve Grivas İngilizlerin taleplerini "mübalağalı, kabule şayan olmayan ve ekonomik açıdan zararlı" olarak ifade ettikten sonra "...İngilizlere Kıbrıs'ta üs vereceğiz ama bütün adayı bir üsse çevirecek değiliz..."32 der. İngiltere’nin üslerle ilgili toprak talebi adanın her iki tarafında tartışmalara neden olur ve görüşme süreci böylece uzadıkça uzar. Bir anlaşmaya varılamaması ise zaten gergin olan siyasi atmosferi iyiden iyiye gerginleştirir.33

1.3.1. Makarios'un Farklı Bir Strateji İzlemeye Başlaması

Öte yandan bu dönemde Bağlantısızlar Grubu ile hareket etmeyi tercih eden ve gerek NATO'dan gerekse ABD'den uzak bir siyaset takip etmeyi tercih eden Başpiskopos Makarios'un kurulacak olan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olması da bazı sıkıntılara yol açacaktır. Sömürgeciliğe karşı, anti-emperyalist ve NATO karşıtı olarak bilinen Makarios'un Hindistan Başbakanı Cevahirlal Nehru, Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz Tito ve Mısır'la Suriye'nin oluşturduğu Birleşik Arap

30 Konuyla ilgili olarak 16 Ocak 1960 günü İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan toplantıda İngiliz delegesi S. Lloyd üs arazisinin en az 122 milkare olması gerektiğini, bu ölçüden daha küçüğünün asla kabul edilmeyeceğini ve Kıbrıs için yapılan bütün çalışmaların ve hazırlıkların da başarısızlıkla sonuçlanacağını belirtir ve tarafları üstü kapalı olarak tehdit de eder. İngilizlerin üslerle ilgili ilk talebi 167 mil kare olmuş, bu konuda Cumhurbaşkanı ve Başpiskopos Makarios'a da baskılar sıklaştırılmıştır.

Her Majesty's Stationery Office, a.g.e, s. 5-29.

31 Ulvi Keser, Kıbrıs’ta Yeraltı Faaliyetleri ve Türk Mukavemet Teşkilatı 1955-1963, IQ Yay., Ankara, 2007, s. 127-135.

32 Mustafa Haşim Altan, Kıbrıs'ta Türk Malları, Cilt II, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2001, s. 466.

33 “Kıbrıs’ta Anlaşmaya Doğru”, Bozkurt, 21 Ocak 1960.

(29)

Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cemal Abdül Nasır'ın yanından uzaklaşarak İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'ın şemsiyesi altında "kısıtlı cumhuriyet"34 çerçevesinde adada hükümran üslere müsaade etmesi Bağlantısızlar içinde huzursuzluklara neden olur.35 Makarios bir yandan üslerin ve üsler dışında kalan askeri tesislerin kullanımı konusunda imkân ve kabiliyetleri en aza indirmeye gayret gösterirken bir yandan da bu askeri tesislerin özellikle Ortadoğu'daki dost ülkelere karşı kullanılmayacağı yönünde sözler de vermek zorunda kalır. Bu noktada devreye Yunanistan da girer ve Nasır yönetimine üslerin kendilerine karşı kullanılmayacağı yönünde teminatlar da verilir. Öte yandan Makarios'un anlaşmayı imzalamaması ve tereddüt göstermesi üzerine İngiltere Gizli Servisi MI6 devreye girerek Makarios'un cinsel yönelişini deşifre edecek türden fotoğraflarla bazı tehditlerde bulunur ve anlaşmanın imzalanması da hızlandırılır.36

Aynı günlerde Yunanistan, Yugoslavya ve Mısır arasında Yunanistan Başbakanının Belgrad ziyareti sırasında bir saldırmazlık antlaşması imzalanırken Atina'daki İngiliz Büyükelçisi Sir Roger Allen ise Londra'ya gönderdiği şifre bir telgrafta Yunanistan'ın muhtemel bir sorunun içine girmesinin ardından Kıbrıs üzerinden aynı sorunu Nasır yönetiminin de paylaşacağını, Yunanistan, Yugoslavya ve Mısır arasında Kıbrıs'taki üslerin kullanılmasıyla ilgili yeni antlaşmaların imzalanabileceğini bildirir.37 Kıbrıs Cumhuriyeti konusunda taraflar arasında anlaşmaya varılmasına rağmen üsler konusu hala çözülememiş durumdadır ve Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum heyetleri tarafından 24 Ocak 1960 tarihinde Londra’da yapılan görüşmelerde dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Selwyn Lloyd’a yeni bir ortak metin sunulur.38

28 Temmuz 1954 tarihinde Koloniler Bakanı Henry Hopkinson'un "özel durumları gereği hiçbir zaman tam olarak bağımsız kalamayacağı bilinen bazı

34 Yeni kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti devleti İngiltere, Yunanistan ve Türkiye’nin garantörlüğü altında bulunduğundan “kısıtlı cumhuriyet” olarak adlandırılmaktadır. Ahmet C. Gazioğlu, British Sovereign Bases; A Background to Negotiations Including Legal and Moral Aspects of the Issue, Cyrep Yay., Lefkoşa, Temmuz 1995, s.82

35 Ahmet C. Gazioğlu, Two Equal and Sovereign Peoples, Cyrep Yay., Lefkoşa, 1999, s.77

36 Brendan O'Malley ve Ian Craig, Amerika, Casusluk ve İşgal;Kıbrıs Komplosu, Khora Yayıncılık, Mayıs 2012, İstanbul, 2. 72.

37 Ahmet C. Gazioğlu, a.g.e, s. 8

38 “Towards a Settlement”, Cyprus Mail, 8 Temmuz 1960.

(30)

toprakların bulunduğu herkes tarafından bilinmekte ve kabul edilmektedir."39 dediği, Winston Churchill'in ise bakanın "hiç bir zaman" kelimesini yanlışlıkla söylediğini belirterek düzeltmeye çalıştığı üsler konusunda yıllar sonra Rum tarafında başta AKEL Komünist Partisi olmak üzere pek çok kesimin tepki gösterdiği İngiliz talepleri Kıbrıs Türkleri tarafından da kabul edilmezken İngilizler ise üslerle ilgili arazilerin sınırları dışında kalan pek çok bölgeyi de askeri kolaylık tesisleri, askeri eğitim alanları ve askeri atış alanları gibi farklı isimlendirmelerle elde etme gayreti içerisindedirler. İngiltere bu konuyla ilgili olarak 7 Temmuz 1960 tarihinde 222 sayfalık bir Beyaz Kitap yayımlar ve üsler bölgesinde Kıbrıs Türklerinin haklarına karşılık olarak 1.500.000 Türk Lirası bir tazminat ödemeye hazır olduğunu da açıklar.40 Görüşmeler sonrasında 1 Temmuz 1960 günü bir anlaşmaya varılır ve İngilizlere iki ayrı bölgede olmak üzere 99 mil karelik bir alan özerk İngiliz askeri üs bölgesi olarak tahsis edilir. Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti ayrıca İngilizlere üsler bölgesi dışında ve belli yerlerde askeri eğitim yapma hakkı da verir. Bütün bunlara karşılık İngiltere ise toplam 15 milyon Sterlin tazminat ödemeyi kabul etmiştir.41 Kıbrıs'ta Cumhuriyet gazetesinin 14 Kasım 1960 tarihli sayısında ilginç bir haber ise Kıbrıs’taki İngiliz üslerine yerleştirileceği ileri sürülen atom bombalarıdır ve gazete bu konuyla ilgili olarak “Kazaen bile patlayacak olan bir atom bombası sadece bütün Kıbrıs’ı mahvetmekle kalmayacak, bütün Anadolu’yu da tahrip edecektir.” 42 der ve “Biz Kıbrıs Türkleri olarak bu duruma mani olmalıyız.” diye ekler.

1. 3. 2. Üsler Konusunda Yapılan Anlaşma ve Askeri Ayrıcalıklar Konusu

11 Mart 1960 tarihli bir rapor hazırlanarak Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum yetkililer yanında İngilizler tarafından da üsler bölgesi konusunda ayrıntılı bilgiler verilir.

İngiltere'nin tamamen stratejik amaçlarla daha geniş bölgelerde ve daha farklı alanlarda hükümranlık kurmak istediği Kıbrıs adasında hükümran/özerk üsler bölgesi bugün de adlandırıldığı üzere Akrotiri Özerk Üs Bölgesi ve Dikelya olarak isimlendirilir. Söz konusu rapora göre İngiltere böylece Kıbrıs Cumhuriyeti ile belirlemiş olduğu sınırlar

39 John Reddaway, Burdened with Cyprus; The British Connection, Rustem Books Publications, Lefkoşa, 2001, s. 85.

40 T. W. Adams, US Army Area Handbook for Cyprus, Washington DC, 1964, s. 233.

41 Ahmet Gazioğlu, İngiliz İdaresinde Kıbrıs 1878-1960, Lefkoşa, 1960, s. 205-206.

42 “Kıbrıs’ta Büyük Tehlike”, Cumhuriyet, 14 Kasım 1960

(31)

dâhilinde haklarını koruyabilecek ve kullanabilecektir.43 Bu rapora göre İngiltere üsler bölgesinde yaşamakta olan insanların haklarını korumayı da taahhüt etmiş durumdadır.

İngiltere ayrıca üsler bölgesinin sınır güvenliğini sağlamak üzere her türlü güvenlik tedbirlerini alma yetkisine de sahip olmuş durumdadır.

Agrotur ve Dikelya askeri özerk bölgeleri bu kapsamda Kıbrıs Cumhuriyeti'ne ait yol, su, elektrik gibi altyapı imkânlarından istifade edebilecek, ayrıca limanlar, havaalanları ve diğer kolaylık tesislerinden de faydalanabilecektir.44 İngiltere ayrıca üsler bölgesinde çeşitli işlerde görevlendirmek üzere Kıbrıslı Türklerden ve Rumlardan işçi ve memur almaya da yetkilidir. İngiltere üslerle ilgili anlaşmayı Kıbrıslı Türkler veya Kıbrıslı Rumlarla değil Kıbrıs Cumhuriyeti ile imzalamış olmasına rağmen bugün üslerle ilgili herhangi bir hukuki sorun anında muhatap olarak GKRY'ni görmektedir.

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ana çatısını oluşturan 1959 tarihli antlaşmaların ekinde üslerin idari durumu net olarak ortaya konmuş ve İngiltere'nin egemen/hükümran üs bölgelerini askeri amaçlar için kullanacağı, Kıbrıs Cumhuriyeti ile tam bir eşgüdüm ve uyum içerisinde hareket edeceği, üsler bölgesini bir koloni idaresi şekline sokamayacağı ve üs sınırları içinde kalan tarım arazilerinin istimlak edilemeyeceği, askeri sebeplerle böyle bir istimlak olması durumunda ise karşılığının tazmin edileceği belirtilmiş ve üsler bölgesinde tarım arazileri kalan Kıbrıslı Türk ve Rumların haklarının korunacağı da teminat altına alınmıştır.45 Böylece İngiltere bölgede uzun vadeli stratejilerine uygun olarak egemen üsler bölgesine sahip olur ve hareket serbestisi tahmin edilemeyecek kadar artar.46 Böylece İngiltere çok taraflı bir anlaşmayla garanti altına aldığı üsler bölgesinde bir yandan coğrafi olarak güvende olacak, hem Ortadoğu, İran Körfezi ve Asya'ya yönelik stratejilerini şekillendirebilecek, hem de anakarayı çevreleyen sularda denizle ilgili menfaatlerini belirleyebilecektir. Ardından İngiltere Kıbrıs adasında

43 Her Majesty's Stationery Office, a.g.e, s. 5-29.

44 İngiltere Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan British Bases başlıklı Confidential (Gizli) damgalı 18 Mart 1960 tarihli rapor. Kıbrıs Türk Milli Arşivi (KTMA). Dosya No. 67.

45 A.g.a.

46 Mehmet Hasgüler ve Çiğdem Şahin, "İngiltere'nin Kıbrıs'ı Askeri Üs Olarak Yapılandırma Stratejisi", Uluslararası Hukuk ve Politika Dergisi, Cilt 3, No 11, 2007, s. 11.

(32)

stratejik imtiyazlarını ve bununla ilgili askeri tesislerini korumaya devam edecek ve değerlendirecektir.47 İmtiyazlı

İngiltere'nin uzun vadeli stratejik güvenlik planlamaları dâhilinde üsler ve üsler dışında kalan askeri alanları ne şekilde kullanacağıyla ilgili bu raporda Limasol limanı, Trodos Dağları, Olimpos Tepesi, Zyyi bölgesinin kuzey ve batı tarafları, Kiti Burnu, Greko Burnu, Yalia, Heraklis, Mağusa limanı, halen kullanıma kapalı olan 6.2 km2 (yaklaşık 2.4 milkare ve 4.676 dönüm) Lefkoşa Uluslararası Havalimanı, Kokkini, Trimithia ve Yerolakko bölgelerinde nirengi noktaları belirlenmiştir. Buna göre İngiltere'nin üs bölgeleri dışında stratejik amaçlarla kullanmayı planladığı alanlar içerisinde Polemidya (Binatlı), Larnaka Havalimanı, Zyyi köyü civarı, Mağusa-Lefkoşa yolu, Mağusa-Salamis batı tarafı ve yolu, Girne yolu, Lefkoşa'nın kuzeybatı tarafları, Lefkoşa-Medoş (Avtepe/Yorgoz) Larnaka'nın 5 mil güney sahili ve Lefkoşa'nın batı tarafları da bulunmaktadır. İngiltere askeri bölge, askeri tesis ve özellikle dinleme istasyonları kurabilmek amacıyla Trodos Dağları, Limasol dışında bazı stratejik noktalar, Baf Burnu civarı, Ayia İrini bölgesi, Episkopi ve Kissusa civarları, Akrotiri üsler bölgesinin su ihtiyacını karşılayan Kissusa su kanalı ve Anoyira tüneli, Dikelya üssünün 6 mil kadar kuzeyindeki Kalopsida (Çayönü), Makrasika köyleri, bölgedeki su kanalları ve boru hatları, Lefkoşa'nın batı tarafları, Gazi Mağusa'nın Karakol bölgesi civarında da faaliyetlere başlamıştır.48 Böylece İngiltere sadece üsler bölgesi olarak adlandırılan bölgelerde değil, neredeyse Kıbrıs'ın her tarafında askeri amaçlarla kullanılmak üzere personel ve her türlü askeri lojistik malzemenin taşınması bağlamında da imtiyazlar kazanmış durumdadır. Üslerle ilgili antlaşmanın 4. maddesinde

"Hükümran Üsler Bölgesi Yöneticisi barış için, düzen ve iyi yönetim için kanun yapmak üzere yetkili kılınmıştır."49 denilmektedir.50 Bu durum gerekli gördüğü hallerde İngiltere

47 Costas M. Constantinou, "The Long Mile of Empire: Power, Legitimation and the UK Bases in Cyprus", Mediterranean Politics, Volume 10, No. 1, Mart 2005, s. 66.

48 İngiltere Kraliyet Basım Bürosu tarafından hazırlanan Cmnd.1252 sayılı ve Treaty Concerning the Establishment of the Republic of Cyprus, Nicosia, 1960 başlıklı rapor.

49 AP Parlamenterler Meclisi tarafından hazırlanan 4 Nisan 2007 tarih ve Document 11232 sayılı rapor.

50 Bu kapsamda Örneğin Lefkoşa Uluslararası Havalimanı'nı gerekli görülen hallerde kullanma yetkisine sahip olmak, böylece ada üzerindeki bütün hava trafiğini kontrol edebilmek, böylece İngiltere yanında müttefiklerinin de söz konusu hava sahasını istediği şekilde kullanmasını sağlamak ve Kıbrıs Cumhuriyeti devleti hava sahası üzerinde serbestçe uçma yetkisine sahip olmak mümkün olacaktır. Ayrıca egemenlik hakkı olmadan kullanacağı üsler bölgesi dışında buralarda istediği şekilde personel istihdam etmek ve Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarında işlenen suçlarla ilgili İngiliz personel hakkında yetki kullanmak gibi

(33)

ve müttefiklerinin Kıbrıs hava sahasında savaş uçaklarını uçurabilmesine, adanın herhangi bir yerinde üsler, askeri tesisler, kolaylık tesisleri ve eğitim alanlarını serbestçe ve kısıtlamaya gitmeden kullanma hakkı anlamına gelmektedir.51 İngiltere Dışişleri Bakanlığı ayrıca 26 Mart 1960 tarihinde de "Gizli" ibaresiyle bir başka rapor daha hazırlayarak Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşması çerçevesinde tarafların bilgisine sunar ve muhtemel bir askeri durum karşısında hangi bölgeleri kullanacağını da ortaya koyar. Buna göre Limasol limanı, Trodos Dağları, Olimpos Dağı, Zyyi köyü civarı, Kiti Burnu, Greko Burnu, aynı bölgedeki su borularının bulunduğu hatlar, Yaila bölgesi, Heraklis bölgesi, Mağusa limanı, Lefkoşa Uluslararası Havalimanı bölgesi, Kokkini Trimithia ve Yerolakkos (Alayköy) bölgesi52, Polemidya (Binatlı) köyü bölgesi, Larnaka'nın güneyinde kullanılmayan havaalanı bölgesi, Zyyi köyünün kuzey tarafları, Mağusa-Larnaka yolu civarı, Mağusa-Salamis yolu civarı, Lefkoşa'nın kuzeybatısı ve Girne yolu, Lefkoşa'da Metokio Sokağı civarı, Larnaka'da sahil bölgesi, Limasol ve Baf bölgeleri, Aya İrinhi bölgesi, Kesusa, Kalopsida (Çayönü) ve Makrasiga çevresi, Mağusa'nın kuzeyinde kalan bölge, Mağusa'da Peleponisas Sokağı, Gladstone Sokağı ve Steropis Sokağı olmak üzere toplam 8.823 dönüm arazi İngiltere'nin askeri amaçlarına uygun olarak askeri bölge ilan edilmiş durumdadır.53

Kuruluş antlaşmasının eklerinde de ayrıntılı bir biçimde anlatıldığı ve gösterildiği üzere üsler bölgesindeki kıyı şeridi ve karasuları da üslerin özerk yapısı içerisinde kalmış durumdadır. Bu durum bugün özellikle Kıbrıs adası çevresinde çıkartılması muhtemel hidrokarbon (doğalgaz) ve petrolün kullanım haklarının kime ait olacağı konusunda da yeni tartışmalara neden olmuş durumdadır.54 Kıbrıs'ta iki taraf haklar da İngiltere'ye verilmiş imtiyazlar arasındadır. Böylece Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı da tam anlamıyla gölgelenmiş durumdadır. Yapılan anlaşmayla İngiltere'ye verilen haklar arasında danışma ve daha önceden haber vermeye gerek kalmadan "kısıtlama ve müdahaleye gerek kalmadan üsleri ve üsler dışında kalan alanları kullanma hakkına devam etme" de söz konusu olmuştur.

51 Costas M. Constantinou, "The Long Mile of Empire: Power, Legitimation and the UK Bases in Cyprus", Mediterranean Politics, Volume 10, No. 1, Mart 2005, s. 71.

52 Bu bölge özellikle ABD açısından son derece önemlidir çünkü daha Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmadan çok önce ABD tarafından halen KKTC sınırları içinde kalan Değirmenlik/Haspolat bölgesinde ve bugün Alayköy (Yerolakkos) olarak bilinen köyde istihbarat merkezleri kurulmuş durumdadır. Her iki bölgedeki istihbarat istasyonlarında çalışanların neredeyse tamamı ise Amerikalı deniz piyadeleri ve denizci askeri personeldir. Richard J. Aldrich, GCHQ; The Uncensored Story of Britain's Most Secret Intelligence Agency, Harper Press, Londra, 2010, s. 17.

53 Costas M. Constantinou, a.g.m, s. 71.

54 Bu konuyla ilgili olarak çalışanlardan birisi de ABD olur ve özellikle Kıbrıs Cumhuriyeti ile özerk İngiliz askeri üsleri arasında kalan bölgelerde kıta sahanlığı ve karasuları üzerinde bazı tespitlerde

Referanslar

Benzer Belgeler

2014 Yılı Bölge İçi Gelişmişlik Farklarının Azaltılması - 2 (BİG - 2) Mali Destek Programı 2014 Yılı Bölge İçi Gelişmişlik Farklarının Azaltılması Mali Destek Programı –

a) ALICI, SATICI’nın Teminatının tümüne veya bir kısmına el koyabilir. b) (Varsa) Teslim alınarak kabulu yapılmış Stor, Zebra ve Blackout perde temini ve montaj işleri

Bunların yanı sıra, ilgili alanların Türkiye deniz alanlarına girme- yen kısımlarında ise, yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin söz hakkı bulunmaktadır?. Yani

Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Beslenme ve Diyetetik ve Hemşirelik Bölümü yüksek lisans ve doktora programlarında nitelikli tez çalışmalarının yürütülebilmesi için

Türkiye’nin, GKRY – Mısır MEB sınırlandırması anlaşmasını protesto etmesi üzerine Yunanistan’ın, 24 Şubat 2005 tarihli notasında, “bölgedeki ilgili devletler’ den biri

1 Erol, Mehmet Seyfettin ve O ğuz, Şafak, “NATO ve Kriz Yönetimi”, Edt: Mehmet Seyfettin Erol ve Ertan Efegil, Krizler ve Kriz Yönetimi: Temel Yaklaşımlar, Aktörler,

DAÜ-Kaem ile Gazimagusa Belediye’sinin ortaklaşa 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çerçevesinde düzenlenen panele Melek Atabey, Hanife Aliefendioğlu ve Fatma Güven-

Bu sınav için sizlere bir SORU KİTAPÇIĞI , bir de CEVAP KAĞIDI dağıtılmıştır. Soru Kitapçığı kapak sayfaları dahil 32 sayfadan oluşmaktadır. Lütfen sayfaların eksik