www.ingilizcele.com Unit 8 – PUBLIC BUILDINGS
VOCABULARY
Public Buildings: Kamu Binaları
Municipality/Municipal Office/ City hall: Belediye Governorship: Valilik
Mosque: Cami School: Okul Hospital: Hastane Dentist: Diş doktoru
Chemist’s / Pharmacy: Eczane Police Station: Polis Merkezi, karakol Fire Station: İtfaiye
Post Office: Postane Bank: Banka
Library: Kütüphane Stationery: Kırtasiye Bakery: Fırın
Butcher: Kasap Market: Market
Grocery: Bakkal, market, manav Greengrocer: Manav
Hairdresser: Kuaför, Berber Florist: Çiçekçi
Toy Shop: Oyuncakçı Shoe Shop: Ayakkabıcı Clothes Shop: Giyim Mağazası Bookshop: Kitapçı
Coffee Shop: Kafeterya, kahve dükkânı
Art Gallery: Sanat galerisi, Sergi salonu Music store: Müzik mağazası
Game store: Oyun mağazası Department Store: Büyük mağaza Shopping Centre/Mall: Alışveriş merkezi Sports Centre: Spor salonu
Amusement Park: Lunapark Cinema: Sinema
Movie theatre: Sinema Theatre: Tiyatro Museum: Müze
Pet Shop: Evcil Hayvan Dükkânı Stadium: Stadyum
Opera House: Opera Binası Concert Hall: Konser Salonu Aquarium: Akvaryum Zoo: Hayvanat Bahçesi Circus: Sirk
Jeweller: Kuyumcu Petrol Station: Petrol Ofisi Airport: Havaalanı
Bus Station: Otogar, Otobüs Durağı Newsagent: Gazete Bayii
Travel Agency: Seyahat Acentası
Tourist Information Office: Turist bilgilendirme ofisi
www.ingilizcele.com
• City: Şehir
• Town: İlçe, kasaba
• Neighbourhood: Çevre, civar
• Map: Harita
• Roller coaster: Hız treni
• Health: Sağlık
• Medicine: İlaç
• Pill: Hap
• Headache: Baş ağrısı
• Cookie: Kurabiye
• Bread: Ekmek
• Bagel: Simit
• Egg: Yumurta
• Milk: Süt
• Vegetable: Sebze
• Muffin: Küçük kek
• Cupcake: Küçük kek
• Croissant: Kruvasan
• Sugar: Şeker
• Flour: Un
• Toothpaste: Diş macunu
• Beauty needs: Güzellik ihtiyaçları
• Outfit: Kıyafet
• Suit: Takım elbise
• Bag: Çanta
• Furniture: Mobilya
• Painting: Tablo, resim
• Gift: Hediye
• Decoration: Süsleme
• Exhibiton: Sergi
• Brush: Fırça
• Ticket: Bilet
• Movie: Film
• Burglary: Hırsızlık
• Fire: Yangın
• Free time: Boş zaman
• To do list: Yapılacaklar listesi
• Buy: Satın almak
• Get: Almak
• Find: Bulmak
• Ride: Binmek, sürmek
• Arrive: Varmak, ulaşmak
• Talk about: Hakkında konuşmak
• Chat: Sohbet etmek
• Have fun: Eğlenmek
• Meet friends: Arkadaşlarla buluşmak
• Spend: Vakit geçirmek
• Rest: Dinlenmek
• Visit: Ziyaret etmek
• See a doctor: Bir doktora görünmek
• Call: Telefonla aramak
• Steal: Çalmak, hırsızlık yapmak
• Join: Katılmak
• Pass: Geçmek
• Borrow: Ödünç almak
• Report: Bildirmek
• Lose: Kaybetmek
• Busy: Meşgul, yoğun
• Bored: Canı sıkkın, sıkılmış
• Tired: Yorgun
• Reasonable: Makul, mantıklı
• Enjoyable: Eğlenceli
• Fresh: Taze
• Delicious: Lezzetli
• Cheap: Ucuz