OKUL ORTAMINDA TRAVM ATİK YAŞANTI: AKRAN İSTİSM A RI
Işık KARAKAYA*, Özlem YILDIZ ÖÇ **
ÖZET
A k ra n istism arı y a d a z o r b a lık b ir ö ğ ren cin in y a d a bir g ru bu n b ir b a ş k a ö ğ r en c iy e k a r ş ı o k u l iç er is in d e u y g u la d ık la rı d u y g u s a l v e / v e y a f i z i k s e l istism a rı ta n ım la m a kta d ır. Z o rb a lık y a d a a k r a n istism arı y a k ın z a m a n a k a d a r bü y ü m en in d o ğ a l b ir p a r ç a s ı o la r a k görülm üştür. A n ca k , z o r b a lık y ılla rc a d e v a m e d e bilen , cid d i s tr e s y a r a ta n v e p s ik iy a tr ik belirti v e b o z u k lu k la rın o lu ş m a s ın a n e d e n o la n bir den ey im d ir.
B u y a z ı d a a k r a n istism a r ın a m aru z k a l a n 1 3 y a ş ı n d a b ir k ız ın ö y k ü s ü v e k lin ik d e ğ e r le n d ir m e s i s u n u la caktır. Ü lk em izd e b u d a v r a n ış la ilgili f a r k ı n d a l ık y a r a tm a k v e h e m k u rb a n la rın h e m d e z o r b a la rın ru h
s a l etk ilen im lerin in ta rtışılm a sı am açlan m ıştır.
A n a h t a r s ö z c ü k le r : A k ra n istism arı, z o r b a lık , r u h s a l belirti v e b o z u k lu k
SUMMARY: P E E R A B U SE A S A TRAUMATIC EXPERIEN CE IN T H E SCHOOL: A R E V IE W B Y A C A SE REPO RT
P e e r a b u s e o r bu llying is d e fin e d a s p e r s is t e n t p h y s ic a l o r em o tio n a l v io len ce b y a s c h o o l-a g e d c h ild o r grou p o f c h ild ren a g a in s t a n o th e r s c h o o l-a g e d ch ild , w h ic h t a k e s p l a c e in th e s c h o o l a r e a . B u llyin g o r p e e r a b u s e a m o n g c h ild ren a n d t e e n a g e r s h a s o fte n b e e n d is m is s e d a s a n o rm a l is s u e o f d ev e lo p m en t.
B ut, bu llying is a d is tre ssin g e x p e r ie n c e th a t is o fte n co n tin u ou s o v e r y e a r s a n d m a y l e a d to p s y c h ia tr ic s y m p to m s a n d d is o r d e r s . T his c a s e rep ort p r e s e n t s a 1 3 y e a r s -o ld girl w h o was b u llied b y p e e r s in th e sc h o o l. T h e a im o f th is p a p e r was to r a is e a w a r e n e s s reg ard in g th is ty p e o f a b u s e in o u r coun try, a n d to d is c u s s th e p s y c h o lo g ic a l c o n s e q u e n c e s f o r th e c h ild ren w h o a r e victim s a n d p e r p e tr a to r s .
K e y w o rd s: P e e r a b u s e , bullying, p s y c h o lo g ic a l s y m p to m s a n d d is o r d e r s
GİRİŞ
Şiddet tarih boyunca en ilkel toplumlardan en uygarlarına varıncaya kadar çeşitli şekillerde karşı
mıza çıkmıştır. Günümüzde ise daha belirgin ve yaygın bir hal almıştır. Özündeki amaç; insanın dokunulmaz ve kutsal haklarını hiçe sayma ve insan hayatına kıyma olan şiddet davranışı çocuk
lar ve gençler arasında da kendini göstermektedir.
Bu şiddet davranışı "akran istismarı" ya da "zor
balık" olarak adlandırılmaktadır (Schafer ve ark 2002). Akran istismarı ya da zorbalık; bir öğrenci
nin bir öğrenciye yönelik olarak uyguladığı, tek- rarlayıcılığı ve sürekliliği olan, gücün kötüye kulla
nılmasını içeren, zarar verici ve incitici davranışlar
dır. Nansel ve arkadaşları (2001) ise zorbalığı kur
banın korkmasına, acı çekmesine neden olan, tarafhr arasında güçlerde dengesizliğin olduğu, güçlü çocuğun ondan daha az güçlü olana baskı yaptığı, kurban tarafından gelen kışkırtmanın olmadığı ve aynı çocuklar arasında tekrarlı olarak yapılan fiziksel, sözel ve psikolojik saldırılar olarak tarif etmiştir. Akran istismarı yakın zamana kadar büyümenin doğal bir parçası olarak değerlendiri
lirken, son yıllarda mağdurların bu yaşantıdan olumsuz yönde etkilendiğine dair bulgular artmış
* D oç. Dr., K o c a e li Üniv. Tıp F a k ., Ç o c u k R u h S ağ lığ ı v e H a s ta lık la r ı A n ab ilim Dalı, K o caeli.
** Yrd. D oç. Dr., K o c a e li Üniv. Tıp F a k ., Ç o c u k R u h S ağ lığ ı v e H a s ta lık la r ı A n ab ilim Dalı, K o caeli.
tır. Bu yaşantının Terr'in Tip II (kronik tip) ya da Tip III (akut tepkilerle seyreden kronik tip) travma tanımına dahil edilmesi çalışmacılar tarafından önerilmektedir (Rodriguez ve ark 2006).
Bu yazıda, 8 ay boyunca akranları tarafından laf atma, aşağılama, zorla harçlığını alma, istemediği davranışları yapmaya zorlama, tehdit etme ve fiziksel olarak zarar verme yoluyla sözel ve fiziksel istismara uğrayan 13 yaşında ilköğretim öğrencisi bir kız hasta sunulacak ve bu olgu üzerinden bireysel, toplumsal ve okul açısından ciddi sonuç
lara yol açan akran istismarının özellikleri, ortaya çıkış nedenleri ve ruhsal sonuçları tartışılmaya çalışılacaktır.
Olgu:
Ortaokul öğrencisi olan 13 yaşındaki kız hasta anne ve babası tarafından değerlendirilmek üzere polikliniğe getirildi. Anne ortaokul mezunu, ev hanımı, baba ise üniversite mezunu ve bir firmada yönetici olarak görev yapmaktaydı. Ailenin ikinci çocuğu olan hastanın 18 yaşında üniversite eğitimi alan bir ablası vardı. Özgeçmişinde ve soygeçmi- şinde herhangi bir özellik yoktu. Geliş yakınmala
rı ders başarısında düşme, kötü rüyalar görme, küfürlü konuşma, okula gitmek istememe ve nedensiz korkular olarak bildirildi. Hasta ile yapı-
Ç o c u k v e G e n ç lik R u h S a ğ lığ ı D erg isi : 1 6 (3) 2 0 0 9
lan görüşmede ise son 6 aydır kendini kötü hisset
tiği, ölüm düşüncelerinin olduğu, dışarıya çıkmak
tan korktuğu, okula gitmek istemediği, sürekli zarar görme ve tecavüze uğrama temalı rüyalar gördüğü, uyku sorunları yaşadığı öğrenildi.
Belirtilerin ortaya çıkış nedenleri sorgulandığında anne ve baba son birkaç aydır kızlarındaki değişik
likleri fark ettiklerini, ancak belirgin bir neden bulamadıklarını, ev içinde önemli bir değişiklik olmadığını, öğretmenleri ile görüştüklerinde de okul başarısında düşme ve isteksizlik dışında bir sorun iletilmediği öğrenildi. Başvurudan hemen önce annenin hastanın kolundaki derin çizikleri fark etmesi üzerine kızının bir süredir arkadaşları tarafından kötü davranışlara uğradığını öğrendik
leri iletildi. Aile bu süreçte adli başvuruda da bulunmuştu. Hasta ile yapılan görüşmede yakla
şık 8 aydır biri kız diğerleri erkek olan 3 sınıf arka
daşı tarafından önce internet yolu ile başlayan, daha sonra okul ve dershanede karşılıklı olarak devam eden saldırgan davranışlar ve söylemlere maruz kaldığı öğrenildi. Bu davranışlar laf atma, isimler takarak aşağılama, zorla harçlığını elinden alma, küfürlü konuşma gibi okulda ve evde iste
mediği davranışları yapmaya zorlanma ve çakı ile başkalarının ismini koluna kazımayı içeriyordu.
Ailesine, özellikle ablasına zarar verme, tecavüz etme tehdidi alıyordu.
Premorbid özellikleri sorgulandığında genel ola
rak uyumlu, ebeveynleri ve abla ile olumlu ilişkile
ri olan, arkadaşları arasında sevilen, sakin, iyi huylu, okulda başarılı bir öğrenci olduğu ve öğret
menleri tarafından hanım hanımcık bir kız olarak tanımlandığı öğrenildi. Annenin her iki çocuğuna da çok düşkün olduğu, fazlaca üzerlerine düştüğü ve koruyup kolladığı bildirildi. Anne de olay orta
ya çıktığından beridir yoğun üzüntü, suçluluk duyguları yaşıyordu.
Hastanın ilk başvuru sırasında yapılan ruhsal muayenesinde yaşında gösteren, giyimi sosyoeko
nomik durumu ile uyumlu, hafif kilolu, kıvırcık saçlı, oldukça kaygılı bir kız çocuğu olduğu izlen
di. Duygudurumu depresifti, belirgin anhedoni, intihar düşünceleri ve ilgi azalması mevcuttu. Aynı zamanda belirgin yeniden yaşantılama, kaçınma ve artmış uyarılmışlık belirtileri sergiliyordu.
Psikometrik incelemesinde, Kovacks çocuklar için depresyon ölçeği, çocuklar için durumluk-sürekli kaygı envanteri ile çocuk ve gençler için travma
sonrası stres tepki ölçeğinden kesim puanlarının üzerinde puan aldığı görüldü. DSM-IV TR tanıları
na göre Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve Major Depresif Bozukluk tanıları ile takip ve teda
vi altına alındı. Bireysel ve aile görüşmelerinin yanı sıra Fluoksetin 20 mg/gün tedavisi başlandı.
Aynı zamanda annenin de ruhsal destek alması için öneride bulunuldu.
Hastanın takip ve tedavisiyle eş zamanlı olarak adli değerlendirme süreci de sürdü. Savcılık aracı
lığıyla yapılan delil toplama tamamlandıktan sonra istismar eden çocuklarla ilgili işlemler başla
tıldı. Adli makamlara hastanın yaşadığı olaydan kaynaklanan ruhsal etkilenimleri ile ilgili hekim görüşünün yanı sıra olaya karışan çocuklar için eğitim, sağlık ve aile danışmanlığının gerekli oldu
ğu bildirildi. Mahkeme halen devam etmektedir.
TARTIŞMA
Akranları ya da arkadaşları tarafından sözel, duy
gusal, fiziksel ya da cinsel saldırıya uğrayan çocuk
ların bu tür yaşantılardan olumsuz biçimde etki
lendiği açıktır. Yapılan çalışmalarda bu çocukların daha yoğun olarak psikolojik yardıma ihtiyaç duy
dukları, depresyon ve kaygı düzeylerinin daha yüksek olduğu ve benlik saygılarının daha düşük olduğu bildirilmiştir (Kumpulainen ve ark 1998, Salmon ve ark 1998, Forero ve ark 1999, Kaltiala ve ark 1999, Kumpulainen 2008). Srabstein ve arka
daşları (2006) tarafından 15.686 Amerikalı öğrenci üzerinde yapılan bir araştırmada, öğrencilerin
%15'inin zorbalığa ya da akran istismarına uğradı
ğı, en az bir ve birden fazla fiziksel-ruhsal belirti tarif ettikleri saptanmıştır. Bir başka çalışmada da okulda yaşanan zorbalığın akademik başarıyı da olumsuz etkilediği gösterilmiştir (Glew ve ark 2005). Ülkemizde Kapcı (2004) tarafından ilköğre
tim 4 ve 5. sınıf öğrencilerinde yapılan bir çalışma
nın sonuçları da diğer çalışmalarla uyumludur. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, zorbalığa maruz kalan öğrencilerin benlik saygılarının daha düşük olduğu, daha yüksek düzeyde depresyon belirtile
ri gösterdikleri ve durumluk ve sürekli kaygı düzeylerinin de yüksek olduğu saptanmıştır.
Bizim olgumuzda da klinik değerlendirme sonu
cunda hastanın kaygı düzeyinin yüksek olduğu, Major Depresif Bozukluk ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) tanı ölçütlerini karşıladığı görüldü. Bu tür yaşantıların çocuklar ve hatta aile
Akran istismarı
için ciddi bir stres kaynağı olduğu ve olumsuz etkilerinin yaşam boyu sürebileceği söylenebilir.
Akran istismarına uğrayan mağdurların fiziksel olarak zayıf, kendine güvenlerinin düşük, diğer çocuklardan daha duyarlı, kaygılı, aşırı korunmuş ve çekingen olduğu söylenmektedir (Olweus 1994). Aynı zamanda zihinsel olarak kısıtlı olan çocukların da sıklıkla istismara maruz kaldığı bilinmektedir (Buchanan ve Winzer 2001). Bizim olgumuz da iyi huylu, uysal, aşırı korunmuş bir çocuk olarak tarif edilmiştir. İstismarcının ya da zorbaların özelliklerine bakıldığında ise, sert disip
lin teknikleri ile yetiştirildikleri, bedensel cezalara maruz kaldıkları, düşmanlık hisleriyle dolu, saldır
gan, atak ve genelde popüler çocuklar olarak tanımlanmışlardır. Aynı zamanda empati yetenek
lerinin de zayıf olduğu üzerinde durulmaktadır (Bernstesin ve Watson 1997). Bazı çalışmacılar da zorbaların kendilerine olan güven yetersizliğini telafi etme amacıyla bu yolu kullandıklarını, ayrıca mutsuzluk, okulu sevmeme ve hatta depresyonla ilişki olabileceğini bildirmiştir (Griffin ve Gross 2004). Aynı zamanda istismar eden akranlarda da uzun dönemli olumsuz etkilenimler olacağı bildi
rilmektedir. Şiddet ve gücün yanlış kullanımının benimsenmesi ve erişkinlikte ortaya çıkan suçlu
luk arasında ilişki olduğu gösterilmiştir (Byrne 1994).
Akran istismarının sıklıkla okul ortamında, oyun bahçesi, koridorlar, sınıf içi, kantin ve tuvaletlerde olabileceği bildirilmiştir (Buchanan ve Winzer 2001). Bu alanlarda genellikle öğretmen denetimi
nin zayıf olduğu ifade edilmektedir. Olgumuzun da benzer şekilde öğretmen kontrolünün olmadığı okul bahçesi, zaman zaman tuvalet ve dershane çevresi gibi alanlarda arkadaşları tarafından olum
suz davranışlara maruz kaldığı öğrenilmiştir.
Bu yazıda akranları tarafından sözel, duygusal ve fiziksel istismara uğrayan bir ilköğretim öğrencisi
nin yaşadığı olaylar ve ruhsal sonuçları vurgulan
maya çalışılmıştır. Özellikle arkadaş ilişkilerinin önem kazandığı bu yaşlarda akranları tarafından istismara uğramak ciddi bir travmatik deneyim olarak algılanmış ve TSSB'nin gelişmesiyle sonuç
lanmıştır.
Akran istismarı ya da zorbalık kişisel, sosyal ve eğitsel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Artan ölüm, boşanma, ayrılma gibi nedenlerle ebe
veynlerden birinin bulunmadığı ailelerin artması, artan küreselleşme ile birlikte yeni bir yaşam tarzı arayışında olan insanların uyum zorlukları, artan şiddet, suç, istismar, zorbalık ve diğer sosyal değiş
kenlere bağlı olarak okulların geleneksel yapı ve misyonlarının değişmesinin gerekliliği de çalışma
cılar tarafından bir zorunluluk olarak bildirilmek
tedir (Elmacı 2009).
Sonuç olarak günümüzde giderek artan bu eylem
lerin ortaya çıkış nedenlerini, kısa ve uzun dönem
li psikolojik sonuçlarını ileri çalışmalarla belirleme
nin ve tedavi modellerinin geliştirilmesinin yanı sıra, çocukların zamanların büyük kısmını geçir
dikleri okullarda koruyucu müdahalelerin ve eği
timlerin arttırılmasının gerekliliği kaçınılmaz görünmektedir.
KAYNAKLAR
Bernstesin JY, Watson MW (1997) Children who are targets of bullying. J Interpersonal Violence, 12(4): 483-498.
Buchanan P, Winzer M (2001) Bullying in schools: children's voi
ces. Int J Special Education, 16(1):67-79.
Byrne B (1994) Bullies and victims in school setting with referen
ce to some Dublin schools. The Irish J Psychology, 15(4): 574-586.
Elmacı F (2009) Çocukların Korunması ve Refahlarının Arttırılmasında Okulun Rolü: İngiltere Örneği. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 7(1): 69-84.
Forero R, McLellan L, Rissel C ve ark (1999) Bullying behaviour and psychosocial health among school children in New South Wales, Australia: cross sectional survey. BMJ 319: 344-348.
Glew GM, Fan MY, Katon W ve ark (2005) Bullying, psychosoci
al adjustment, and academic performance in elemantary school.
Arch Pediatr Adolesc Med, 159(11): 1026-1031.
Griffin RS, Gross AM (2004) Childhood bullying: Current fin
dings and future directions for research. Aggresion and Violent Behaviour, 9: 379-400.
Kaltiala-Heino R, Rimpala M, Marttunen M ve ark (1999) Bullying, depression, and suicidalideation in Finnish adolescents:
school survey. BMJ, 319: 348-351.
Kapcı EG (2004) İlköğretim Öğrencilerinin Zorbalığa Maruz Kalma Türünün ve Sıklığının Depresyon, Kaygı ve Benlik Saygısıyla İlişkisi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 37(1): 1-13.
Kumpulainen K, Rasanen E, Henttonen I ve ark(1998) Bullying and psychiatric symptoms among elemantary school-age children.
Child Abuse Negl 22(7): 705-717.
Kumpulainen K (2008) Psychiatric conditions associated with bullying. Int J Adolesc Med Health, 20(2): 121-132.
Nansel TR, Overpick M, Pille RS ve ark (2001) Bullying behavi
ours among US youth: prevalance and association with psycosoci- al adjustment. JAMA, 285(16): 2094-2100.
Olweus D (1994) Bullying at school: Basic facts and effects of a school based intervention program. J Child Psychol Psychiatr, 35(7): 1171-1190.
Rodriguez PR, Seoane LA, Pedreira MJL(2006) Children against children: bullying as an emerging disorder. An Pediatr, 64(2):
162-166.
Salmon G, James A, Smith DM (1998) Bullying in schools: self reported anxiety, depression and self-esteem in secondary school children. BMJ 317: 924-925.
Srabstein JC, McCarter RJ, Shao C ve ark (2006) Morbidities asso
ciated with bullying behaviours in adolescents. School based study of american adolescents. Int J Adolesc Med Health, 18(4):587-596.
Schafer M, Werner NE, Crick NR(2002) A comparison of two apporaches to the negative peer treatment: General victimization and bully/victim problems among German schoolchildren. British J Developmental Psychology, 20: 281-306.
Akran istismarı