• Sonuç bulunamadı

ENDÜLÜS EMEVİLERİ (756-1031)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ENDÜLÜS EMEVİLERİ (756-1031)"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ENDÜLÜS EMEVİLERİ

(756-1031)

(2)

 Emeviler, 711-712 yılarında Velid b.

Abdülmelik döneminde Pirenelere kadar Endülüs adını verdikleri İspanya

topraklarını, taht kavgaları ve Yahudilerin Hıristiyanlaştırılması politikaları yüzünden iyice zayıf düşen Vizigotlardan

aldı.Endülüs, 750 yılında yıkılıncaya kadar Emevi Devleti’nin hakimiyetinde

kaldı. Bölgenin yönetimi Şam’daki Emevi halifesi veya Emevilerin Kuzey Afrika Valisi ya da Endülüslü askerler tarafından

belirlenen valilerce yürütüldü

(3)

Emirlik Dönemi (756-929)

Abbasilerin elinden kurtulan Halife Hişam b. Abdülmelik’in

torunlarından Abdurrahman b. Muaviye 755 yılında Endülüs’e geçmeyi başardı. Abdurrahman orada Kayslılar dışında Yemenlilerin,

Berberilerin ve Mevali denilen Arap olmayan Müslümanların desteğini sağlayarak Ceziretülhadra, Şezune, İşbiliye ve İlbire’de hakimiyet kurdu. Ardından Kurtuba’ya giderek 756 yılında kendisini bağımsız emir ilan etti.

Abdurrahman b. Muaviye otoritesini sağlamlaştırmak için öncelikle iç karışıklıkları sona erdirmeye çalıştı. Abdurrahman karşısında yenilgiye uğrayan Vali Yusuf el-Fihri, onun emirliğini tanımadığı için

mücadelesinden vaz geçmemişti. Ayrıca Yemenliler ve Berberiler de Abdurrahman’a cephe almışlardı. (İktidarı ele geçirme arzusu). Kays kabilesi baştan beri ona karşıydı. Diğer yandan Abbasiler de devlet kurmasını engellemek için karşıt grupları desteklemekte idiler.

Abdurrahman gruplar arasında dengeli bir siyaset takip ederek kuruluş aşamasında olan devletinin yıkılmasını önleyebildi. Ordusunu Kuzey Afrika’dan getirttiği murtezika adı verilen paralı askerlerden ve abid adı verilen harp esirlerinden oluşturdu.

(4)

Abdurrahman b. Muaviye 788 yılında öldüğünde yerine

geçen oğlu I. Hişam’a, iç çekişmeleri önemli ölçüde azalmış, gözünü dış politikaya çevirmiş bir devlet bıraktı. Dindar bir kişiliğe sahip olan I. Hişam’ın uygulamalarında dinin ve in adamlarının özel bir önemi vardı. Bu nedenle o, Maliki

mezhebine resmiyet kazandırdı. Din bilginlerini devlet yönetiminde etkin bir konuma getirdi. Onun döneminde yerli halktan Müslüman olanların sayısında hızlı bir artış yaşandı. Bu kimseler tarihte muvelledun adıyla

anılmaktadır. 796 yılında ölen I. Hişam’ın yerine I. Hakem emir oldu. I. Hakem’in yönetiminde ulemaya babası gibi bir ayrıcalık tanımaması ve dini konularda onun kadar

duyarlılık göstermemesi ulemanın önderliğinde Muvelledun denilen kesimin ayaklanmasına yol açtı. Arap ve Berberi ayaklanmaları da buna eklenince ülkede yeniden barış ve güvenlik tehlikeye düştü. Sınır güvenliği zayıfladı.

(5)

I. Hakem’den sonra 822 yılında emir olan oğlu II. Abdurrahman, ülkenin istikrar ve güvenliğinin korunmasına büyük önem verdi.

Ülke ekonomi ve uygarlık alanlarında büyük ilerlemeler kaydetti.

Abbasilerden yararlanılarak idari yapılanmaya gidildi. Bu dönemde İslam dini bölgede daha da yayıldı. Muvelledun

denilen Müslümanların sayısı çokça arttı. Resmi dil olan Arapça Hıristiyanlar tarafından bile tercihli dil haline geldi.

852’de II. Abdurrahman’ın yerine geçen oğlu Muhammed, ilk yıllarda barış ortamını koruyabildi ancak daha sonra önü

alınamayan ayaklanmalar baş gösterdi. Muhammed’in 886 yılında ölümünden sonra emirlik makamına geçen Münzir ve Abdullah dönemlerinde de etkisini artırarak sürdü. Sonuçta görünüşte merkeze bağlı olmakla birlikte bağımsız hareket eden devletçikler ortaya çıktı. Endülüs Emevi devletinin buhranlı dönemi 912 yılında III. Abdurrahman’ın başarılı

yönetimi ile sona erdi. İsyancıların üzerine giderek on yılı aşkın bir süre içinde ülkede yeniden birlik ve beraberliği sağladı.

(6)

Halifelik Dönemi (929-1031)

Ülkesinde istikrarı sağladıktan sonra İspanyol krallıklarının yanı sıra Fatimilere karşı da mücadele etmeyi planlayan III.

Abdurrahman, onlar karşısında siyasi bakımdan aynı düzeyde bir mücadele yürütebilmek için 929 yılında halifeliğini ilan etti. Böylece Endülüs Emevi Devleti’nde halifelik dönemi başlamış oldu.

III. Abdurrahman halife ünvanıyla Fatımiler ve İspanyol krallıklarına karşı askeri faaliyetlerini başlattı. Başarılar elde etti. Ülkedeki kabilecilik anlayışının kırılmasını sağladı.

Ekonomik refah düzeyini yükseltti. 961 yılında öldüğünde yerine geçen oğlu II. Hakem babasından devr aldığı güçlü devlet mirasını geliştirerek yoluna devam etti. Bu mirasa ilim ve sanat alanında yaptığı katkılarla ülkenin medeniyet düzeyini yükseltti. Endülüsü İslam medeniyetinin en gözde devleti haline getirdi.

(7)

II. Hakem’in 976’da ölümünden sonra tahta çocuk yaşta olan II. Hişam’ın geçmesiyle Endülüs Emevi Devleti’nde Hacib Muhammed b. Ebu Amir kontrolü ele geçirdi.

Böylece onun yerine geçen iki oğlu Abdülmelik ile

Abdurrahman zamanlarını da içine alan Amiriler Dönemi (976-1008) başladı. İcraatlarından ismi konulmamış bir halife gibi hareket ettiği anlaşılan ve Mansur lakabını kullanan Muhammed b. Ebu Amir, kendi adına para

bastırdı ve hutbe okuttu. Ölmeden önce kendi yerine oğlu Abdülmelik’in hacib olarak atanmasını sağladı.Böylece Halife III. Hişam üzerinde kurduğu nüfuzunun oğlunun hacibliği sırasında da sürmesini amaçladı. Abdülmelik babasının politikasını sürdürdü. Ülkenin ekonomik

düzeyini yükseltti. 1008’de ölümü üzerine haciblik makamına üvey kardeşi Abdurrahman geçti.

(8)

Abdurrahman’ın aşırı ihtirası hem Amiriler döneminin sona ermesine hem de Endülüs Emevi Devleti’nin yıkılış sürecine girmesine yol açtı. Halife III. Hişam’a yalnızca baş haciblik makamı kurdurtmakla kalmayıp aynı zamanda kendisini veliaht ilan ettirdi. Bu durum ülkede aleyhlerinde var olan Emevi ve Sakalibe (Bunlar köle tacirlerinden satın alınarak saraya getirilen, müslüman olmaları ve saray adabını

öğrenmeleri sağlanarak değişik hizmetlerde kullanılan Fransız, Alman,İtalyan vb.asıllı köleler.) muhalefetinin harekete

geçmesine yol açtı. Sayıları kontrolsüz artan Berberi askerlerin Kurtuba halkını rahatsız etmesi 1008 yılında genel isyana

neden oldu ve Abdurrahman b. Ebu Amir öldürüldü. Halife III.

Hişam ise kayıplara karıştı. III. Hişam’ın yerine geçen II.

Muhammed, Süleyman ve IV. Abdurrahman gibi halifeler istikrar ortamı sağlayamadılar.Hz.Ali taraftarı olarak bilinen Hammudiler 1016 yılında iktidarı ele geçirdilerse de onlar da otorite kuramadı ve 1022 yılında halk tarafından sürüldüler

(9)

 Onların yerine geçmeye ve istikrarı sağlamaya çalışan Emevi ailesi

mensupları da başarılı olamadı. Bunun üzerine Kurtuba’nın önde gelenleri

Emevi ailesinden olanları bütünüyle iktidardan uzaklaştırıp sürgüne

gönderdi ve yönetimi kendi aralarından seçilecek bir meclisin yürütmesine

karar verdiler. Böylece 1031 yılında

Endülüs Emevi Devleti sona ermiş oldu.

(10)

Endülüs Emevi Devleti’nin yıkılışı ile ülkede büyük bir otorite boşluğu oluştu. Bu da çok sayıda devletçiğin kurulmasına yol açtı. Bunu nedenle söz konusu dönem Müluku’t-tavaif (Devletçikler) adıyla anılmıştır. Bu devletçikler arasında kıyasıya bir mücadele

yaşanmıştır. Bu sırada Müslümanların her geçen gün daha zayıf düşmeleri, Hıristiyan krallıkların Endülüs’ü şehir şehir yeniden ele geçirmeye başlamalarına yol açmıştır. Özellikle 1085 yılında Tuleytula’nın elden

çıkması Müslümanlara büyük bir darbe etkisi yapmıştır.

Bunun üzerine Müslümanlar iktidar kavgasını bir yana bırakıp birleşmenin yollarını aramaya başlamışlar,

emirlerden, bilginlerden ve halktan bu işe öncülük

edenlerin aracılığı ile Kuzey Afrika’da hüküm süren

Murabıtlar’dan yardım istemişlerdi.

(11)

Murabıt Hükümdarı Yusuf b. Taşfin Endülüs’e iki defa gelerek yardım etmiş, bazı din bilginlerinin ve bazı

emirlerin isteği üzerine Endülüs’ü topraklarına katmıştır.

Altmış yıl süren Murabıt hakimiyetinin ilk yirmi beş yılı istikrarlı geçti. 1147 yılında Murabıtların yıkılışı ile birlikte Endülüs’te karışıklıklar yeniden aşırı derecede

arttı.Endülüslerin yardımına Murabıtlardan sonra yine bazı önde gelenlerin daveti ile 1147 yılında Muvahhidler

koştu. 1212’de Fransız askerlerinden oluşturulan bir Haçlı ordusu İkab savaşında Muvahhid ordusunu ağır bir

yenilgiye uğrattı. Sonuçta Hıristiyanların Endülüs şehirlerini ele geçirme faaliyetleri hız kazandı. Bazı

emirler bu gelişmeden sorumlu tuttukları Muvahhidlere karış isyan ettiler. Bu sırada Kuzey Afrika’da zor duruma düşen Muvahhidler Devleti’nin yıkılışı ile 1229’da

Endülüs’te onların hakimiyeti de sona ermiş oldu.

(12)

Hıristiyan krallıklarının işgallerinden yalnızca Muhammed b. Nasr’ın Gırnata’ta kurduğu Ahmeriler Devleti

kurtuldu. Bu devlet zor şartlara rağmen iki yüz elli yıl

ayakta kalmayı başarmış ve Endülüs’te İslam dünyasının son temsilcisi olmuştur(1492 yılında Ahmeriler Devleti yıkılmıştır). 1692 yılında ise tüm Endülüs halkı Hıristiyan krallıklar tarafından buradan sürgün edildi. Ahmeriler Devleti, Elhamra Sarayı gibi İslam mimarisinin en güzel eserlerinden birini vermiş olması bakımından büyük öneme sahiptir. İbn Hazm(ö.1064), İbn Rüşd(ö.1198), Muhyiddin İbn Arabi (ö.1239) Muhammed b. Ahmed el- Kurtubi(ö.1272) Endülüslü büyük alimlerdir.

Kaynak: Hasan Kurt, “Emeviler ve Endülüs Emevileri”

İslam Tarihi ve Medeniyeti, Ankara: Ankuzem Yayınları 2006, 19-25.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bard College ve Bates College’de, ortaçağ ve erken mo- dern tarih üzerine araştırma yaparken yöntem sorunlarını yeni bakış açılarıyla düşünmeme yardımcı olan

yir+ñüz 19a/05 ‫ر!ز‬ Çokluk üçüncü şahıs +lArI Ekin ilk ünlüsü her zaman üstünsüz, ikinci ünlüsü ise kendinden sonra ek gelmemişse hep ye ‫ ى‬ile ek gelmişse ya

Sonuç olarak örgütsel adalet algısının prosedür adaleti ve etkileşim adaleti boyutları ile örgütsel vatandaşlık davranışının özgecilik, nezaket ve centilmenlik

(Milliyet Fıkra Yazarı) görüşleri TT■ T l ŞljbO Nail Gönenli'yi A vrupa şam piyonu olduğu yarışta

Ondan sonra 5 milyarlık Çırağan Sarayı nı yaptırabilmek için, silah tüccarlarından çeşitli adamlara kadar el atıp, proje bekliyor.. Bu kadar koskoca yönetime

Makalede, din kişiliğinin oluşumunda bireyin bebekliğinden itibaren karşılaştığı ilk tecrübelerin önemine değinilmiş ve ‘karşılaşma’ (encounter) kavramı ele

"29,;-5/2009 tarihli ve 5901 sayilr Turk Vatanda^hgi :5;2 Kanununun `ciknia izni alrnak suretiyle Turk vatandasliami kaybeden kisilere taninan liaklar" basliklr 28 inci

Bundan ötürü, Mo- netaristlere göre Phillips Eğrisinin karakterize ettiği enflasyon oran- ları ile işsizlik oranları arasındaki ters ilişki, uzun dönemde hızlanan