• Sonuç bulunamadı

Acil Servis Çalışanlarında Şiddete Maruz Kalma Durumunun İncelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Acil Servis Çalışanlarında Şiddete Maruz Kalma Durumunun İncelenmesi"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Acil Tıp / Emergency Medicine ARAŞTIRMA YAZISI / ORIGINAL ARTICLE

İletişim:

Dr. Öğr. Üyesi Sibel Coşkun

Dokuz Eylül Üniversitesi, Hemşirelik Fakültesi, İzmir, Türkiye

Tel: +90 232 412 69 93 E-Posta: cosibel@gmail.com

Gönderilme Tarihi : 05 Ekim 2017 Revizyon Tarihi : 12 Ocak 2018 Kabul Tarihi : 12 Ocak 2018

1Dokuz Eylül Üniversitesi, Hemşirelik Fakültesi, İzmir, Türkiye

2Sağlık Bakanlığı, Köyceğiz Devlet Hastanesi, Muğla, Türkiye

Sibel Coşkun, Dr. Öğr. Üyesi Seçkin Karahan, Hemşire

Acil Servis Çalışanlarında Şiddete Maruz Kalma Durumunun

İncelenmesi

Sibel Coşkun1 , Seçkin Karahan2

ÖZET

Amaç: Şiddet günümüzün önemli sorunlarındandır ve hastanelerin acil servis üniteleri şiddete maruz kalma riskinin daha fazla olduğu ortamlardandır. Muğla ilinde gerçekleştirilen bu tanımlayıcı çalışma, kamu hastaneleri acil servislerinde görevli sağlık çalışanlarının şiddete maruz kalma durumlarının incelenmesi amacıyla yapılmıştır.

Gereç ve Yöntem: Çalışma; Muğla il ve ilçe kamu hastaneleri acil servislerinde çalışan toplam 280 sağlık personeli evreni, ça- lışmaya katılmayı kabul eden 198 sağlık personeli örneklemi oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında, araştırmacılarca literatür doğrultusunda oluşturulmuş 40 soruluk anket formu kullanılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında sayı yüzde hesaplamaları ile ki-kare testi kullanılarak değerlendirilmiştir.

Bulgular: Araştırmaya katılanların %69,7’si kadın, %76,8’i hemşire ve %57,6’sı 0-5 yıldır acil serviste çalışmaktadır. Çalışanların

%90,4’ü sözel şiddete, %23,2’si fiziksel şiddete maruz kalmıştır. Sözel şiddet olgularının çoğu hasta yakını tarafından gerçekleş- tirilmiştir. Şiddete maruziyet sonrası çalışanlarda en çok öfke ve işten soğuma duyguları saptanmıştır. Fiziksel şiddetin bildirim/

raporlama oranı %64 olarak belirlenmiş, şiddete maruz kalanlarda psikolojik destek alma oranları ise çok düşük bulunmuştur.

1-5 yıl süredir acil serviste çalışanlarda şiddete maruz kalma oranları daha yüksek olup şiddete maruz kalanların çoğunda çalış- tığı birimi değiştirme isteği belirlenmiştir.

Sonuç: Sonuç olarak; çalışanların güvenliğini sağlamaya yönelik tedbirlerin arttırılması, yasal yaptırımların caydırıcılığının sağ- lanması, ülkemizde daha etkin ve planlı şiddet önleme programlarının uygulanması gerektiği düşünülmektedir.

Anahtar sözcükler: Şiddet, işyerinde şiddet, acil servis, sağlık çalışanları, iş güvenliği

AN ANALYSIS OF EMERGENCY DEPARTMENT WORKERS’ EXPOSURE TO VIOLENCE ABSTRACT

Purpose: Workplace violence is a key current issue, and it is clear that emergency departments within hospitals are environments with an elevated risk of exposure to violence. This descriptive study was conducted in Muğla Province to examine exposure to violence amongst health professionals working in emergency departments.

Methods: The population of the study included 280 health professionals working within the emergency departments of public hospitals located in the province of Muğla. The sample included 198 health professionals who had agreed to participate in the study. The study data were collected using a questionnaire involving 40 responses which was specially created by the researchers based on relevant previous literature. Data analysis was undertaken by computer using the chi-squared test and by calculating numbers and percentages.

Results: Of the participants, 69.7% were female, 76.8% were nurses, and 57.6% had been working in the emergency department for between one and five years. 90.4% had been exposed to verbal abuse, while 23.2% had been exposed to actual physical violence. A majority of the manifestations of verbal abuse came from patients’ relatives. After being exposed to violence, it was determined that workers felt anger, and they felt distant from their work. The rate of notification/reporting of physical violence was 64%, and the rate of receiving psychological support in those that were exposed to violence, was extremely low. It was also found that a majority of healthcare workers thus exposed wished to change the department where they were working.

Conclusion: We suggest that the number of precautions for ensuring workers’ safety should be increased, legal sanctions should be made more effective as a deterrent, and programmes for preventing violence should be more effective and well-planned in our country.

Keywords: Workplace violence, emergency department, healthcare worker, workplace safety

(2)

G

eçmişi insanlık tarihi kadar eski olan şiddet; birey- selliğe ve insan haklarına bir saldırı olup, toplu- mun pek çok kesimini ve pek çok mesleği etkile- yen günümüzün önemli bir sosyal sorunudur (1,2). Şiddet türleri ise; fiziksel, sözel (hakaret vb), psikolojik (tehdit vb) ve cinsel şiddet olarak sınıflanmaktadır. Literatürde has- tanelerin yüksek riskli çalışma ortamları olduğu, sağlık sektöründe şiddet oranlarının giderek arttığı belirtilmekte (3,4,5,6), Amerika’da 3. sırada sağlık sektöründeki yaralan- maların yer aldığı raporlanmaktadır (7). Acil servisler ise şiddetin en çok gerçekleştiği üniteler olup, yapılan çalış- malarda sözel şiddet en yüksek oranlara sahiptir (3,5).

Türkiye’de sağlık çalışanlarının, çalışma yaşamı boyunca işyerinde herhangi bir şiddet türü ile karşılaşma oranı %74 olup (4), sözlü şiddet %80,3 ile %100, fiziksel şiddet %16 ile

%49,4 ve cinsel taciz %3 ile %37,1 arası değiştiği belirtil- mektedir (8). Bu oranlar İspanya’da yapılan sözlü şiddet için

%38 ile %90, fiziksel şiddet ise %11 ile %71 arası değişmek- te olup (6), Yunanistan’da sağlık çalışanlarının %83,4’ünün (9) Amerika’da %35-80 arasında değişen oranlarda şidde- te maruz kaldığı aktarılmaktadır (3). Türkiye’de 2012-2015 yılları arasında Sağlık Bakanlığı’na bildirilmiş 31.767 şiddet vakası yaşandığı, şiddete maruz kalanların 18.000’i hekim, 13.767’si ise hemşire ağırlıklı sağlık çalışanlarından oluş- tuğu, saldırıların 14.250’sinin fiziksel, 17.517’sinin ise sözlü şiddet olduğu belirtilmektedir (10). Şiddet ile ilgili değiş- kenler ise oldukça çeşitlidir. Bazı çalışmalarda hemşirelerin hekimlerden daha fazla şiddete maruz kaldığı, yaşın bir risk faktörü olduğu görülmekte (1,11,12), şiddetin psikiyatrik üniteler, acil servisler, poliklinikler ile bekleme salonları ve geriatrik birimlerde daha sık görüldüğü belirtilmektedir (11,12,13). Özellikle acil servisler; akut, hayati risk oluşturan, acı çeken ve riskli vakaların başvurduğu, stresli hatta kaotik ortamlardır. Ve ilave olarak iletişim aksaklıklarının yaşanma- sı da şiddet davranışını tetikleyebilmektedir (3,6,7,8,14).

Şiddetin çalışanlara ve sunulan hizmete pek çok olumsuz etkileri söz konusudur. Bunlar; fiziksel yaralanma, olumsuz duygular, depresyon, anksiyete, alkol & madde kullanımı, uyku bozuklukları gibi ruhsal sorunlar, tükenmişlik, iş do- yumunda azalma ve hizmet kalitesinde düşme gibi çok çeşitlidir (5,7,13,15,16,17). Ülkemizde de iş güvenliğine yönelik önlemler arttırılmış, sağlık kurumlarında yaşanan şiddete olaylarına müdahalede ve bildirimde beyaz kod uygulaması yaygınlaştırılmış olsa da sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için daha etkin programlar ve girişimlere gereksinim duyulmaktadır. Bu çalışma amaç:

Muğla ili kamu hastanelerinin acil servislerinde çalışan sağlık personelinin şiddete maruz kalma durumları ile ça- lışma ortamına ilişkin özelliklerin incelenmesidir.

Gereç ve yöntem

Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırma; Aralık 2016 - Ocak 2017 tarihlerinde, Muğla il merkezi ve ilçelerinde bulunan 10 kamu hastanesinde yürütülmüştür. Hastanelerin acil servislerinde çalışan toplam 280 sağlık personeli (hemşi- re, hekim, acil tıp teknisyeni) evreni, çalışmaya katılmayı kabul eden 198 sağlık personeli örneklemi oluşturmuştur.

Verilerin toplanmasında, araştırmacılarca literatür doğrul- tusunda oluşturulan 40 soruluk anket formu kullanılmıştır.

Ankette sağlık çalışanlarının sosyodemografik ve mesleki özellikleri, çalışma koşulları, iş ortamında karşılaştıkları şiddet olayları ile ilgili sorular bulunmaktadır. Çalışmada, acil servis birimlerine gidilerek sağlık çalışanlarına gerek- li sözel açıklamalar yapılmıştır. Çalışmaya katılmayı kabul eden ve müsait olan sağlık çalışanları anketleri doldurup araştırmacıya teslim etmişler, meşgul olanlar ve nöbet ekipleri için birim sorumlularına anketler teslim edilmiş ve iki hafta sonra geri toplanmıştır. Çalışmada anketler- den elde edilen veriler kodlanarak bilgisayar ortamına aktarılmış, veriler SPSS istatistik programı ile, sayı, yüzde hesaplamaları ve ki-kare testi kullanılarak, 0,05 önemlilik düzeyine göre değerlendirilmiştir. Çalışmada Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Etik Kurulu’ndan onam ve gerekli ku- rumsal izinler alınmış olup katılımcıların kişisel bilgilerinin gizliliğine dikkat edilmiştir.

Bulgular

Araştırmaya katılan acil servis çalışanlarının %69,7’si kadın

%30,3’ü erkektir, %32,8’i 35-39 yaş grubunda, %24,2’si 40 yaş üzerdir ve %70,2’si evlidir. Katılımcıların %76,8’i hemşi- re %18,2’si hekim olup %35,4’ü lisans, %23,7’si lisansüstü eğitimine sahiptir. Örneklemin mesleki ve çalışma ortamı- na ilişkin özellikleri incelendiğinde; %36,9’u 15 yıl üzeri,

%30,8’i 0-5 yıldır meslekte ve %57,6’sı 0-5 yıldır acil servis- te çalışmaktadır. %68,2’si kendi tercihi ile acil serviste ça- lışmaya başladığını belirtmiş olsa da katılımcıların sadece

%10,6’sı çalışma koşullarından memnundur ve %63,6’sın- da ise acil servisten ayrılma isteği bulunmaktadır.

Çalışanların %90,4’ü (n=179) bir ya da daha fazla kez sözel şiddete maruz kalmıştır. Şiddet davranışı olarak

%32,9 oranında hakaret, ve sözel şiddet kaynağı %50.8 oranında hasta yakını olarak belirlenmiştir. Sözel şiddet sonrası çalışanlarda duygusal tepki olarak %30 oranında öfke, %25,8 oranında işten soğuma/isteksizlik belirtil- miştir (Tablo 1). Sözel şiddete maruz kalanların (n=179)

%43,5’i en az bir şiddet olayı için beyaz kod bildiriminde bulunmuş olup, bildirimlerin yarısında yasal işlem uygu- landığı/devam ettiği, yarısında ise tatmin edici bir sonuç

(3)

Tablo 1. Acil servis çalışanlarında sözel saldırıya uğrama durumu ve özellikleri

n %

Sözel Şiddete Uğrama

Hayır 19 9,6

1-5 kez 101 51,0

6-10 kez 32 16,1

10 dan fazla 46 23,3

Toplam 198 100

Sözel Saldırı Türü

Küfür 102 22,2

Tehdit 97 21,1

Hakaret 151 32,9

Küçük düşürme 77 16,8

Sözlü taciz 18 3,9

Diğer 14 3,1

Toplam 459* 100

Sözel Saldırı Kaynağı

Hasta 135 41,0

Hasta yakını 167 50,8

Sağlık çalışanı 20 6,1

Diğer 7 2,1

Toplam 329* 100

Oluşan Duygusal Tepkiler

Önemsememe 40 10,0

Korku 26 6,5

Tiksinme 59 14,7

Öfke 120 30,0

Aşağılanmışlık 52 13,0

İşten soğuma 103 25,8

Toplam 400* 100

*n katlanmıştır.

alınamadığı belirlenmiştir. Ayrıca sözel şiddete maruz ka- lanların %15,6’sının (n=28) psikolojik desteğe ihtiyaç duy- duğu ve sadece 7 kişinin psikolojik destek için başvurdu- ğu tespit edilmiştir.

Örneklemde fiziksel şiddete maruz kalma oranı %23,2 (n=46) olarak tespit edilmiş olup şiddet davranışının

%33’ü itme, %17,3’ü eşya fırlatma şeklinde gerçekleş- miştir. Fiziksel şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarının

%53,4’ünün herhangi bir yara almadığı ve olguların %45,5 oranında hasta, %41,5 oranında hasta yakını kaynaklı olduğu görülmektedir (Tablo 2). Fiziksel şiddete maruz

Tablo 2. Acil servis çalışanlarında fiziksel saldırıya uğrama durumu ve özellikleri (n=198)

n %

Fiziksel Şiddet Uğrama

Hayır 152 76,8

1-5 kez 42 21,2

6-10 kez 2 1,0

10 dan fazla 2 1,0

Toplam 198 100

Fiziksel Saldırı Çeşitleri

Yumruk 12 11,6

Tokat 6 5,9

İtme 34 33,0

Isırma 5 4,9

Tekme 14 13,6

Kesi 4 3,9

Cinsel taciz 5 4,9

Eşya atma 18 17,3

Diğer 5 4,9

Toplam 103* 100

Fiziksel Saldırı Kaynağı

Hasta 35 45,5

Hasta yakını 32 41,5

Sağlık çalışanı 9 11,7

Diğer 1 1,3

Toplam 77* 100

Oluşan Fiziksel Etki

Kurtulma 32 53,4

Hafif yara 11 18,3

Çürük ezilme 11 18,3

Ağır yara 2 3,3

Diğer 4 6,7

Toplam 60* 100

Oluşan Duygusal Tepkiler

Önemsememe 5 4,0

Korku 12 9,5

Tiksinme 21 16,6

Öfke 37 29,4

Aşağılanmışlık 19 15,1

İşten soğuma/(İsteksizlik) 30 23,8

Diğer 2 1,6

Toplam 126* 100

*n katlanmıştır.

(4)

kalanların %37’sinin (n=17) psikolojik destek gereksini- mi duyduğu ve sadece 3 kişinin psikolojik destek aldığı ve toplamda 4 kişinin izin/rapor kullandığı belirlenmiştir.

Ayrıca %64,5’inin (n=30) fiziksel şiddet ile ilgili beyaz kod bildiriminde bulunduğu, bunların %51,5’inde yasal işlem uygulandığı, %45,6’sında tatmin edici bir yanıt alınamadı- ğı ya da uzlaştırma ile sonuçlandığı tespit edilmiştir.

Acil servis çalışanlarının sadece %5,6’sı çalıştıkları birim- deki güvenlik tedbirlerini yeterli bulmakta olup, daha çok güvenlik personeli bulundurma ve kamera kaydı gibi ted- birlerin kullanıldığı belirlenmiştir. Oluşan şiddet olayları- nın en fazla triyaj ve hasta kabul (%41,2) birimi ile muaye- ne ya da müdahale odasında (%37,9) gerçekleştiği tespit edilmiştir (Tablo 3). Ayrıca; çalışanların %88,9’u acil servis ortamını diğer bölümlere kıyasla daha riskli bulmaktadır.

%96’sı iş ortamındaki şiddet riskinin iş stresini arttırdığını ve %99’u iş riski nedeniyle yapılan döner sermaye ek öde- mesini yeterli bulmadığını belirtmiştir. Yaş, cinsiyet, mes- lek, eğitim durumu vb gibi diğer değişkenlere göre şidde- te maruz kalma durumu karşılaştırıldığında herhangi bir anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Sağlık çalışanlarının

fiziksel şiddete maruz kalma durumuna göre acil serviste çalışma yılı ve çalıştığı birimi değiştirme düşüncesi karşı- laştırıldığında 1-5 yıl süredir acil serviste çalışmakta olan- ların daha fazla fiziksel şiddete maruz kaldığı (X2=10,40;

p=0,006) ve fiziksel şiddete maruz kalanlarda acil servis- ten ayrılma düşüncesinin daha fazla (X2=9,51; p=0,009) ve bu farklılıkların istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptan- mıştır (Tablo 4). Sağlık çalışanlarının sözel saldırıya uğra- ma durumu ile çalışma koşullarından memnuniyeti karşı- laştırıldığında ise, sözel şiddete maruz kalanlarda çalışma koşullarından memnun olmayanların oranı daha fazladır ve istatistiksel olarak anlamlı farklılık (X2=6,73, p=0,035) saptanmıştır (Tablo 5).

Tablo 4. Çalışanlarda fiziksel şiddete maruz kalma durumuna göre çalışma yılı ve acil servisten ayrılma düşüncesinin karşılaştırılması

Fiziksel Şiddete Uğrama Evet

% (n) Hayır

% (n) Toplam

% (n) Acil Serviste Çalışma Yılı

1-5 yıl 9,5 (19) 48,0 (95) 57,5 (114)

6-10 yıl 6,6 (13) 19,7 (39) 26,3 (52)

11 yıl ve 7,1 (14) 9,1 (18) 16,2 (32)

Toplam 23,2 (46) 76,8 (152) 100 (198)

X2=10,40; p=0,006

Acil Servisten Ayrılma Düşüncesi

Evet sık 10,0 (20) 17,2 (34) 27,2 (54)

Hayır 5,1 (10) 31,8 (63) 36,9 (73)

Bazen 8,1 (16) 27,8 (55) 35,9 (71)

Toplam 23,2 (46) 76,8 (152) 100 (198)

X2=9,51; p=0,009

Tablo 5. Çalışanlarının çalışma koşullarından memnuniyeti ile sözel şiddete uğrama durumunun karşılaştırılması.

Çalışma Koşullarından

Memnuniyet Sözel Şiddete Uğrama Toplam % (n) Hayır

% (n) Evet

% (n)

Evet 2,5 (5) 8,1 (16) 10,6 (21)

Hayır 2,5 (5) 43,5 (86) 46,0 (91)

Kısmen 4,6 (9) 38,8 (77) 43,4 (86)

Toplam 9,6 (19) 90,4 (179) 100 (198)

X2=6,73; p=0,035 Tablo 3. Çalışanlarda şiddete maruz kalınan yer ve mevcut güvenlik tedbiri

özelliklerinin dağılımı (n=198)

n %

Acil Servis Güvenlik Yeterliliği

Evet 11 5,6

Hayır 85 42,9

Kısmen 102 51,5

Toplam 198 100

Mevcut Güvenlik Önlemleri

Güvenlik personeli 198 41,4

Kamera 183 38,3

Alarm/Zil 33 6,9

Acil çıkış 58 12,1

İzolasyon odası 6 1,3

Toplam 478* 100

Şiddete Maruz Kalınan Yer

Triyaj/Hasta kabul 164 41,4

Muayene vb odası 150 37,9

Telefon 7 1,8

Bekleme salonu 61 15,4

Koridor/Bahçe 14 3,5

Toplam 396* 100

*n katlanmıştır.

(5)

Tartışma

Araştırmada örneklemin çoğunu kadınlar, hemşireler ve meslekte deneyimliler oluşturmakla beraber, yarısından fazlası acil serviste 0-5 yıldır çalışmaktadır. Ülkemizde özellikle genç personelin daha yoğun birimlerde çalıştı- rıldığı gözlenmektedir. Bazen de acil servis çalışanlarında tükenmeyi önleme amaçlı rotasyon uygulanabilmektedir.

Literatürde de acil ünitelerinin riskli ve stresli olmasının et- kisi ile personel değişimlerinin sık görüldüğü belirtilmek- tedir (4). Araştırmamızda çalışanların şiddete maruz kalma durumları incelendiğinde; %90,4’ü en az bir ya da daha fazla kez sözel/psikolojik şiddete, özellikle de hakarete maruz kalmış olup, sözel şiddet büyük oranda hasta yakını kaynaklıdır. Fiziksel şiddete maruz kalma oranı ise %23,2 olarak tespit edilmiş olup şiddet davranışının genelde itme ve eşya fırlatma şeklinde gerçekleştiği ve yaklaşık yarısında herhangi bir yaralanma oluşmadığı belirlen- miştir. Fiziksel şiddet davranışının %45,5 oranında hasta,

%41,5 oranında hasta yakını kaynaklı olup, meslek türü anlamlı bir değişken olarak saptanmamıştır. Literatürde ki benzer çalışma sonuçları incelendiğinde; Ayrancı’nın çalışmasında acil servis çalışanlarında şiddete maruz kal- ma oranı %72,3, fiziksel şiddet oranı %8,5 dir. Daha çok kadınların ve hemşirelerin şiddete maruz kaldığı ve büyük oranda hasta yakını tarafından gerçekleştiği saptanmıştır (18). Kahriman ve Annagür’ün çalışmalarında hasta ya- kınlarının daha fazla oranda şiddet davranışı gösterdiği belirtilmektedir (19,20). Vural ve ark. tarafından yapılan çalışmada da acil çalışanlarının %82’sinin şiddete maruz kaldığı, bu oranın %74’ünün sözel şiddet olduğu ve şid- dete maruz kalma ile cinsiyet, yaş ve mesleki kıdem gibi değişkenler arasında anlamlı bir ilişki olmadığı saptanmış- tır (1). Türkiye’de yapılan başka bir çalışmada; acil servis çalışanlarının %85,2’sinin en az bir şiddet türüne maruz kaldığı, bunların %41,1’i fiziksel saldırı, %79,6’i sözel taciz,

%55,5’i sözel şiddet ve %15’i cinsel taciz olarak belirtilmiş,

%90,9’unda şiddet kaynağı hasta yakını olarak ifade edil- miştir (8). Bir derlemede ise hasta ve hasta yakını şiddet uygulama oranları birbirine yakındır (21). Farklı ülkelere ait veriler incelendiğinde; Avustralya’da yapılan bir çalış- mada acil servis çalışanlarının son 6 ayda %88,1 oranın- da sözel şiddete, %42,6 oranında fiziksel şiddete maruz kaldığı saptanmıştır. Ayrıca, fiziksel saldırıların genelde tokat atma, yaralama, tekme, ısırma, bedensel akıntılar- la ve silahla saldırı, sözel şiddetin ise daha çok tehdit ve taciz şeklinde olduğu belirtilmektedir (22). Filistin’de acil servis çalışanlarının %76,1’inin son bir yılda şiddete maruz kaldığı, bunların %35,6’sının fiziksel şiddet olduğu belir- lenmiştir (23). Pakistan’da yapılan çalışmada acil servis ça- lışanlarında, son bir yılda sözel şiddete maruz kalma oranı

%72,5, fiziksel şiddete maruz kalma oranı %16,5 ve vaka- ların daha çok hasta yakını kaynaklı olduğu saptanmıştır (24). Mısır’da acil servis çalışanlarında son bir yılda; şidde- te maruz kalma oranı %85,9, fiziksel şiddet oranı %48,4, sözel şiddet oranı %60,2, psikolojik şiddet oranı %53,9 ve cinsel şiddet oranı %30,5 olarak belirlenmiştir (25). Yapılan pek çok çalışmada hemşirelerin şiddete daha fazla maruz kaldığı da belirtilmektedir (1,12,22,23). Literatüre göre ör- neklemimizdeki sözel/psikolojik şiddet oranları nispeten yüksek ve fiziksel şiddet oranları nispeten düşük olarak değerlendirilebilir. Ayrıca çalışmanın yürütüldüğü Muğla ilinde ülkenin önemli turizm ve eğlence merkezleri bu- lunmakta olup turistlerin ve yazlıkcıların etkisi ile kültürel çeşitlilik ve kültürel geçiş belirgindir. Ayrıca, alkolün satış ve kullanımında ön sıradaki iller arasında yer aldığı Türkiye Tütün Alkol Piyasası Denetleme Kurulu tarafından (2012) raporlanmıştır. Alkol madde kullanımı şiddet olaylarında önemli bir değişken olup (10,21) sözel şiddet oranları- nın yüksekliğini değerlendirmede bölgesel özellikler göz önünde bulundurulmalı ve benzer çalışmalarda daha kap- samlı incelenmelidir.

Şiddet travmatik bir olaydır ve olay sonrasında birey; ha- yal kırıklığı, öfke, depresyon, kendinden utanma, suçluluk, güçsüzlük, özgüvende azalma duyguları yaşamakta; stres ve anksiyetesi artmakta, iş motivasyonu ve performansı olumsuz etkilenmektedir (3,13,17,21) Altıntaş ve Talas ve ark. çalışmalarında şiddet sonrası öne çıkan duygu ola- rak üzüntü ve öfke saptamıştır (3,8). Çalışmamızda şiddet sonrası çalışanlarda duygu olarak en çok öfke ve işten soğuma/isteksizlik ifade edilmiştir. Sözel/psikolojik şid- dete maruz kalanların çoğu psikolojik destek gereksinimi duymadığını, fiziksel şiddete maruz kalanların ise %37’si- nin psikolojik destek gereksinimi olduğu belirlenmiştir.

Gereksinim duyanlarda ise ruhsal danışmanlık alan ya da izin kullanan çalışanların oranı oldukça düşüktür. Yurtdışı çalışmalarda psikolojik destek alma oranın oldukça yük- sek olduğu görülmektedir (9). Örneklemde ruhsal destek alanların oranının çok düşük olması; iş ortamında ki şidde- ti normalleştirme eğilimini veya sağlık çalışanlarının ruhsal hastalıklar ile ilgili önyargılı olabileceğini düşündürmüştür.

Ayrıca ülkemizde ruhsal danışmanlık hizmetlerine ulaşma konusunda zorluklar da bulunmaktadır. Çalışanların ma- ruz kaldıkları şiddet olayını raporlama/bildirme durumu;

sözel/psikolojik şiddete maruz kalanlarda %43,5, fiziksel şiddete maruz kalanlarda %64,5 oranında saptanmış olup, bildirim sonrası çalışanların çoğu tatmin edici bir sonuca ulaşamadığını belirtmiştir. Vural ve ark. tarafından yapılan çalışmada acil servis çalışanlarında şiddeti rapor etme ora- nı ise %26,8 olup daha düşük bulunmuştur (1). Filistin’de yapılan bir çalışmada ise şiddeti raporlama oranı %40 (23),

(6)

Bahar ve ark. tarafından yapılan çalışmada ise %42 olarak belirtilmiştir (26). Eker ve ark. çalışmasında şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarının %90,2’si mevcut yasaların perso- neli korumadığını, %88.3’ü ise şiddet olayı sonrası kurum- sal destek göremediklerini belirtmiştir (27). Literatürde, genelde şiddeti bildirim oranları düşük olup, raporlama sonrası sağlık çalışanlarının çoğunun sonuç alamadığı, çeşitli nedenler ile bildirim yapmaktan kaçındıkları belir- tilmektedir (4,13,21,26). Yakın geçmişte başlatılan Beyaz kod uygulaması telefon ve internet üzerinden yapılan bil- dirimler ile sürecin kolaylaştırılması ve yaygınlaştırılması için önemli bir adım olsa da adli süreçlerin uzun olması ve cezaların caydırıcı bulunmaması bildirimlerin istenilen düzeyde olmamasında etkili sebepler arasında sayılabilir.

Kowalenco ve ark. çalışmalarında bir yaralanma olmadık- ça şiddet olaylarını raporlamama eğilimi olduğunu, fakat hekimlerin hemşirelerden daha fazla şiddet olaylarını raporladığı ifade edilmektedir (7). Çalışmamızda şiddet olaylarında bildirim oranlarının literatüre göre kısmen daha yüksek oranda olması olumlu bir veri olup, sağlık ça- lışanlarının giderek bilinçlendiğini ve beyaz kod kullanımı- nın yaygınlaştığını düşündürmektedir.

Çalışmamızda; şiddet olaylarının en fazla triyaj ya da hasta kabul esnasında ve muayene/müdahale odalarında ger- çekleştiği tespit edilmiştir. Literatürde de hasta ile yakın çalışılan, triyaj ve muayene esnasında şiddete maruz kal- ma oranlarının daha fazla olduğu belirtilmektedir (5,26).

Çalışanların çoğu şiddete maruz kalma açısından acil servis ortamını hastanenin diğer birimlerine kıyasla daha riskli olduğunu, şiddet riskinin iş stresini arttırdığını belirtmiştir.

Ayrıca, sadece %5.6’sı çalıştıkları birimdeki güvenlik tedbir- lerini yeterli bulmakta olup, şiddete maruz kalan çalışanlar- da çalışma koşullarından memnun olmayanların ve çalış- makta olduğu acil ünitesinden ayrılmayı düşünenlerin ora- nının daha fazla olduğu saptanmıştır (p<.05). Literatürde de iş stresinin, bireyin iyilik halini tehlikeye sokarak kaynakların tüketmesine neden olduğu, iş ortamında stresi arttıran şid- det riski, güvenlik yetersizliği gibi faktörlerin çalışanların hem sağlığını hem de mesleki doyumunu olumsuz etkiledi- ği belirtilmektedir (17,23,26). Benzer çalışmalarda da iş gü- venliği tedbirleri yetersiz bulunmaktadır (27). Bu nedenle, çalışanın güvenliğini ve ruhsal sağlığını daha fazla önemse- yen, tükenmeyi önleyecek, iş motivasonunu arttıracak giri- şimlerin gerektiği düşünülmektedir. İlave olarak acil serviste 1-5 yıl arası çalışanlarda fiziksel şiddete maruz kalma ora- nı daha fazla saptanmıştır (p<.05). Bu veri acil serviste 1-5 yıldır çalışanların oranının fazlalığı ve örneklemin yaklaşık

%30.8’inde mesleki deneyimin 0-5 yıl olması ile ilişkilendi- rilebilir. Eker ve ark. çalışmasında da 1-4 yıl arası acil servis- te çalışanlarda ve 30 yaş altı grupta şiddete maruz kalma

oranları daha yüksek olarak saptanmıştır (27). Dolayısı ile şiddete maruz kalmada mesleki deneyim ve personel ha- reketliliğinin etkili olabileceği, yüksek riskli birimlerde per- sonelin deneyimli olmasına, hizmet içi eğitimlere ve hem- şirelerde mezuniyet sonrası eğitim programlarına önem verilmesinin gerektiği söylenebilir.

Şiddeti ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları- nı ve nedenlerini anlama çabaları devam etmektedir.

Ülkemizde yapılan bazı çalışmalarda sağlıkta şiddetin ne- denleri; şiddetin cezasız kalması, uygulanan sağlık politi- kaları, hasta ve yakınlarının ihmal edildiklerini düşünme- leri, medyadaki yanlış haberler, hasta ve yakınlarının bilgi eksikliği ve güven yetersizliği, alkol kullanımı ve güvenlik tedbirlerinde yetersizlikler olarak belirtilmektedir (4,20).

Tüm dünyada şiddetin sağlık çalışanları için önemini ko- ruyan bir sorun olması nedeniyle pek çok organizasyon tarafından önlemenin önemi vurgulanmakta ve önleme programları yürütülmektedir (7,15,16). Literatürde; risk değerlendirme, agresyon ve şiddeti önlemeye yönelik eği- tim, kendini savunma, iletişim ve baş etme becerilerinin güçlendirilmesi, güvenlik tedbirlerinin arttırılması, fiziksel düzenlemelerin yapılması, etkin önleme politikalarının ve programların oluşturulması, çalışanların desteklenmesi öneriler arasındadır (15,16,25,27). Ülkemizde bu yönde atılan adımlar nispeten yenidir. Bu konuda daha etkin ve planlı programlara, kararlı politikalara, katılımcı ve çalışan merkezli yaklaşımlara gereksinim bulunmaktadır. İlave olarak; şiddet davranışında bulunanlar için cezaların cay- dırıcılığının sağlanması, mesleki örgütlenmenin destek- lenmesi de yararlı olacaktır.

Sonuç ve öneriler

Sonuç olarak; örneklemde sözel şiddet oranları literatüre göre nispeten yüksek, fiziksel şiddet oranları düşük bu- lunmuştur. Acil servislerde karşılaşılan şiddet davranışla- rı daha çok hasta yakını kaynaklı olup şiddet olaylarının bildirim oranları yüksektir. İş ortamı güvenlik tedbirleri çalışanlarca yeterli görülmemiş ve şiddet; çalışanların ça- lışma ortamına ilişkin memnuniyetini azaltan etkenlerden biri olarak değerlendirilmiştir. Şiddet maruziyetinin ruhsal duruma etkisi ve ruhsal desteğin önemi konusunda çalı- şanların ve yöneticilerin farkındalığı da arttırılmalıdır. Her ne kadar şiddeti ortadan kaldırmak mümkün olmasa da şiddeti azaltmak için ülkemizde daha organize, etkin önle- me programlarına gereksinim duyulmaktadır.

Açıklamalar

Bu çalışmada zaman ayırıp gönüllü katılım gösteren acil servis çalışanlarına teşekkür ederiz.

(7)

Kaynaklar

1. Vural F, Çiftçi S, Fil Ş, Dura A, Vural B. Bir devlet hastanesinde acil servis çalışanlarına yönelik şiddet: Şiddetin rapor edilme sıklığı. Türk Aile Hek Derg 2013;17:147–52. [CrossRef]

2. İlhan MN, M Çakır, Tunca MZ, E Avcı, E Çetin, Önder Aydemir. Toplum gözüyle sağlık çalışanlarına şiddet: Nedenler, tutumlar, davranışlar.

Gazi Med J 2013;24:5–10. [CrossRef]

3. Altıntaş N. Sağlık kurumlarında çalışan hemşirelere yönelik şiddetin belirlenmesi. İstanbul Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Psikiyatri Hemşireliği AD, Yüksek Lisans Tezi, 2006, İstanbul. Erişim:

http://www.saglikcalisanisagligi.org/tezler/192944.pdf

4. Demiroğlu T, Kılınç E, Atay E. Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet:

Kilis ili örneği. Sağlık Bil Derg 2015;24:49–55.

5. ALBashtawy M, Aljezawi M. Emergency nurses’ perspective of workplace violence in Jordanian hospitals: A national survey. Int Emerg Nurs 2016;24:61–5. [CrossRef]

6. Llor-Esteban B, Sánchez-Munoz M, Ruiz-Hernándeza JA, Jiménez- Barbero JA. User violence towards nursing professionals in mental health services and emergency units. Eur J Psychol Appl Legal Context 2017;9:33–40. [CrossRef]

7. Kowalenco T, Cunningham R, Sachs CJ, Gore R, Barata IA, Gates D, et al. Workplace violence in emergency medicine: Current knowledge and future directions. J Emerg Med 2012;43:523–31. [CrossRef]

8. Talas MS, Kocaöz S, Akgüç S. A survey of violence against staff working in the emergency department in Ankara, Turkey. Asian Nurs Res 2011;5:197–203. [CrossRef]

9. Mantzouranis G, Fafliora E, Bampalis VG, Christopoulou I. Assessment and analyis of workplace violence in a greek tertiary hospital. Arch Environ Occup Health 2015;70:256–64. [CrossRef]

10. Camcı OK, Kutlu Y. Kocaeli’de sağlık çalışanlarına yönelik işyeri şiddetinin belirlenmesi. Psikiyatri Hem Derg 2011;2:9–16. Erişim:

http://www.journalagent.com/phd/pdfs/PHD_2_1_9_16.pdf 11. Kowalenko T, Gates D, Gillespie GL, Succop P. Mentzel TK. Prospective

study of violence against ED workers. Am J Emerg Med 2013;31:197–

205. [CrossRef]

12. Gillespie GL, Pekar B, Byczkowski TL, Fisher BS. Worker, workplace, and community/environmental risk factors for workplace violencein emergency departments. Arch Environ Occup Health 2017;72:79–

86. [CrossRef]

13. Keser Özcan N, Bilgin H. Türkiye’de sağlık çalışanlarına yönelik şiddet:

Sistematik derleme. Türkiye Klinikleri J Med Sci 2011;6:1442–56.

[CrossRef]

14. Aydin B, Kartal M, Midik O, Buyukakkus A. Violence against general practitioners in Turkey. J Interpers Violence 2010;24:1980–95.

[CrossRef]

15. Gates D, Gillespie G, Smith C, Rode J, Kowalenko T, Smith B.

Using action research to plan a violence prevention program for emergency departments. J Emerg Nurs 2011;37:32–9. [CrossRef]

16. Lin LY, Juan CW, Chu C. The needs and potential solutions for improvement of workplace violence management in emergency departments in Taiwanese hospitals. J Acute Med 2014;4:13–9.

[CrossRef]

17. De Puy J, Romain-Glassey N, Gut M, Pascal W, Mangin P, Danuser B.

Clinically assessed consequences of workplace physical violence. Int Arch Occup Environ Health 2015;88:213–24. [CrossRef]

18. Ayrancı Ü. Violence toward health care workers in emergency departments in west Turkey. J Emerg Med 2005;28:361–5. [CrossRef]

19. Annagür B. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet risk faktörleri, etkileri, değerlendirilmesi ve önlenmesi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 2010;2:161–73. Erişim: http://www.cappsy.org/archives/vol2/no2/

cap_02_09.pdf

20. Kahriman İ. Hemşirelerin sözel ve fiziksel şiddete maruz kalma durumlarının belirlenmesi. Psikiyatri Hem Derg 2014;5:77–83.

[CrossRef]

21. Kahya B, Çetin C, Cebeci F. Acil servis hemşirelerine yönelik şiddet:

sistematik derleme. Fırat Tıp Derg 2016;21:170–6.

22. Partridge B, Affleck J. Verbal abuse and physical assault in the emergency department: Rates of violence, perceptions of safety, and attitudes towards security. Australas Emerg Nurs J 2017;20:139–

45. [CrossRef]

23. Hamdan M, Abu Hamra A. Workplace violence towards workers in the emergency departments of Palestinian hospitals: A cross- sectional study. Hum Resour Health 2015;13:2–9. [CrossRef]

24. Zafar W, Siddiqui E, Shehzad MU, Khan UR, Jamali S, Razzak J.

Health care personnel and workplace violence in the emergency departments of a volatile metropolis: Results from Karachi, Pakistan.

J Emerg Med 2013;45:761–72. [CrossRef]

25. Abou-ElWafa HS, El-Gilany AH, Abd-El-Raouf SA, Abd-Elmouty SM, El-Sayed R, El-Sayed H. Workplace Violence Against Emergency Versus Non-Emergency Nurses in Mansoura University Hospitals, Egypt. J Interpers Violence 2015;30:857–72. [CrossRef]

26. Bahar A, Şahin S, Akkaya Z, Alkayiş M. Acil serviste çalışan hemşirelerin şiddete maruz kalma durumu ve iş doyumuna etkili olan faktörlerin incelenmesi. Psikiyatri Hem Derg 2015;6:57–64. [CrossRef]

27. Eker HH, Özder A, Tokaç M, Topçu İ, Tabu A. Aggression and violence towards health care providers, and effects there of. Arch Psychiatr Psychother 2012;4:19–29. Erişim: http://www.archivespp.pl/

uploads/images/2012_14_4/19Eker_ArchivesPP_4_2012.pdf

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştırma kapsamına alınan kadınlardan evlilikleri süresince eşi tarafından sözel ve cinsel şiddete kalanların siddete maruz kalma sıklıkı..

Şiddet uygulayan kişinin sana zarar vermesinden endişeleniyorsan bu kanun vasıtasıyla po- lis veya jandarmadan, Savcılıklardan, Aile Mahkemelerinden, Şiddet Önleme

Çalışmada hemşirelerin yöneticileri tarafından yönetsel pozisyonlarına göre mobbinge maruz kalma durumları incelendiğinde; “itibarı ve saygınlığı” ve “mesleki

doyduğundan terleme olmayacağı için, vücuttan ısı kaybı gerçekleşemez dolayısıyla vücut ısısı artar, cilt ısıyı atamadığı için sıcak, kuru ve

(Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı) gibi kuruluşların radyasyondan korunma için aldığı önlemler ve genel ilkeler göz önünde bulundurularak ve ICRP 60

Aynı zamanda ülkemizde hemşirelerin maruz kaldıkları şiddet olayları ile alakalı hiçbir istatistiksel veri bulunmamaktadır ve yaşanan şiddet olaylarının darp

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün, 2008 yılında, &#34;Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması&#34; nm bulgularına bakıldığında, eşi veya eski

Neredeyse her gün en az bir kadının öldürüldüğü Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla ilgili tartışmaların yapılması kadın cinayetleri noktasında