• Sonuç bulunamadı

Ana Arı Yetiştiriciliğinde, Arı Sütlü ve Kuru Aşılamanın Ana Arıların Bazı Kalite Özellikleri Üzerine Olan Etkilerinin Araştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ana Arı Yetiştiriciliğinde, Arı Sütlü ve Kuru Aşılamanın Ana Arıların Bazı Kalite Özellikleri Üzerine Olan Etkilerinin Araştırılması"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ana Arı Yetiştiriciliğinde, Arı Sütlü ve Kuru Aşılamanın Ana Arıların

Bazı Kalite Özellikleri Üzerine Olan Etkilerinin Araştırılması

Ulviye KUMOVA , Aykut BURĞUT, Adem ÖNEN, Mehmet BİNGÖLBALI, Akın ATAR

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Adana-Türkiye

Özet:Bu araştırmada, ana arı yetiştirmede kullanılan Doolittle (larva transferi)

yönteminde balmumundan yapılmış yüksüklere %100 arı sütü ve %0 arı sütlü larvaların aşılanması ile larvaların tutma oranları, ana arı memelerinin 9. gün yaştaki uzunluğu ve bu yaştaki pupaların ağırlıkları ortaya konulmuştur. Deneme 01 Nisan 2006–17 Nisan 2006 tarihleri arasında Ç. Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Arıcılık Araştırma ve Uygulama Ünitesinde yürütülmüştür. Araştırma sonunda elde edilen veriler 2x2 Tesadüf Parselleri Deneme desenine göre değerlendirilmiştir.

%100 arı sütü ve %0 arı sütü (kuru) ile larvaların aşılanması sonucu, larva tutma oranı sırası ile % 87,45 ± 3,2 ve % 58,33 ± 3,2 (P<0,05); meme uzunluğu 2,28 ± 0,03 cm ve 1,91 ± 0.03ccm (P<0,05); pupa canlı ağırlığı 267,30 ± 4,75 mg ve 246, 70 ± 4,75 mg (P<0,05) olarak bulunmuştur.

Araştırma sonucuna göre; Doolittle yöntemiyle yapılan ana arı yetiştiriciliğinde larvaların %100 arı sütüyle aşılanmasının, kuru (%0 arı sütü) aşılamaya göre daha randımanlı olduğu saptanmıştır.

Anahtar kelimeler: Ana arı, arı sütü, larva transferi, tutma oranı, pupa ağırlığı, meme

uzunluğu.

The Queen Bee Breed, Royal Jelly And Dry Vaccination of Some Quality of The Queens

Abstract:In this study, the Doolittle (larva transfer) method was apply. The waxs made

ferrules and this ferrules added %100 royal jelly and dry larvea. This study was display larvea catch rate, 9. day queen bee breast lenght and pupa weight. This assay had borrow between 01 April 2006–17 April 2006, Ç. Ü. Agriculture Faculty Animal Department Honey Bee Search and Application Unit.

The queen bee larvea catch rate was found (%100 rojay jelly) % 87,45 ± 3,2 and (dry transfer) % 58,33 ± 3,2 (P<0,05); the queen bee breast lenght (%100 rojay jelly) 2,28 ± 0,03 cm and (dry transfer) 1,91 ± 0.03ccm (P<0,05); pupa weight (%100 rojay jelly)

(2)

267,30 ± 4,75 mg and (dry transfer) 246, 70 ± 4,75 mg (P<0,05). According to in this study result; If the queen bee was made production with the Doolittle method, larveas was vaccination with %100 royal jelly.

Keywords: Queen beee, raoyal jelly, larvea transfer, catch rate, pupa weight, queen bee

breast lenght.

Giriş

Arıcılık; toprağa gereksinim duyulmadan, az masrafla kısa zamanda gelir getiren tarımsal bir üretim koludur. Türkiye doğal yapısı, iklim koşulları, bitki örtüsü ve işgücü olanakları ile arıcılık için uyun konuma sahip nadir ülkelerden biridir. Ülke nüfusunun %40’lık bir bölümü kırsal kesimde yaşamaktadır. Artan nüfus, arazi varlığının sınırlı olması yeni gelir kaynakları bulma arayışını gündeme getirmektedir. Arıcılık bu açıdan tarımsal ve sosyo-ekonomik önemi olan bir tarım koludur. Tarımsal alanda her geçen gün yeni teknik gelişmelerin uygulamaya konulması, tarımın önemli bir kolu olan arıcılık çalışmalarında da kendini göstermektedir (Kumova, Korkmaz, 2001).

Arıcılığın tarım işletmesi içinde, bahçe, tarla ve yem bitkileri tarımında, çayır-mera bitkileri, ve orman alanlarında üretime yaptığı katkı ekonomik açıdan son derece önemlidir. Bal arıları bitki polinasyonunda yoğun ve etkili olarak görev almaktadır. Doğanın çeşitli faktörlere bağlı olarak bilinçsizce yağmalanması ve tahrip edilmesi polinasyonda eksikliğe dolayısıyla tarımsal ürünlerin verimliliğinde bir azalmaya neden olmaktadır. Günümüzde bu açıklık denetimi ve yetiştiriciliği insan eliyle kolaylıkla yapılabilen arı kolonileri ile karşılanabilmektedir (Kumova, Korkmaz, 2001, Kumova, 2003). Arı yetiştiriciliğinde bal ve balmumu üretimi yanında polen, arı sütü, propolis ve arı zehiri gibi değerli arı ürünlerinin üretiminin yaygınlaşarak yeni pazar olanaklarının oluşturulması, bu ürünlerin gıda, kozmetik, ilaç sanayi, tıp alanında yaygın kullanım alanları bulması, gerek ülkelerin ekonomisine gerekse de arıcılık sektörüne büyük katkı getirmektedir. (Kumova, Korkmaz, 2000, 2004, Kumova, 2005).

Dünyada pek çok ülkede arıcılık, yan gelir olmaktan çıkarak bir meslek haline gelmiştir. Arıcılık ülkemizde yaklaşık 40 bin aile tarafından geçim kaynağı olarak yapılmaktadır. Bu anlamda önemli bir istihdam olma özelliği vardır. Arıcılık yaygın olarak yapılmakta, her yıl koloni sayısında ve bal üretiminde artışlar olmaktadır (Anonymous, 2004). Türkiye’de 5.000.000 bal arısı kolonisi (Apis mellifera L.) bulunmaktadır ve bunlardan yılda yaklaşık 74.000 ton bal üretilmektedir (FAO, 2005). Koloni başına ortalama bal

(3)

verimi ise 15-16,5 kg olmaktadır (Kumova, 2006a). Türkiye’de kovan başına verim ortalama 16 kg olup bu dünya ortalaması olan 20 kg altındadır. Türkiye dünya bal ticaretinden % 1.87’lik pay ile 10. sırada yer almaktadır. Bu verilere göre Türkiye, dünya koloni varlığının % 8’ini, dünya bal üretiminin % 6’sını elde etmektedir. Koloni başına verimlilikte ise Türkiye 10. sıradadır (Kumova, 2000).

Ülkemiz zengin florası ve doğal kaynakları bakımından çok büyük bir arıcılık potansiyeline sahip olmasına rağmen gerek koloni başına düşen bal verimi gerekse diğer arı ürünleri üretimi bakımından çoğu ülkelerin ve DPT kalkınma plan hedeflerinin oldukça gerisinde kalmaktadır. Üretimin bu denli düşük olmasının birçok nedenleri vardır. Bunlardan en önemlileri; arı hastalıkları ve parazitlerinin yeterince kontrol edilemeyişi, arıcıların bilgi düzeylerinin düşük olması, arı ıslah çalışmalarının ve ana arı yetiştiriciliğinin yetersiz olması, yaşlı ve verimsiz ana arıların uzun süre kolonilerde tutulmasıdır (Kumova, 2006b) .

Bu araştırma; ana arı yetiştiriciliğinde teknik ve yaygın bir yöntem olarak kullanılan Doolittle yönteminde arı sütlü (%100) ve arı sütsüz (kuru) larva transferinin ana arıların bazı kalite özellikleri üzerine etkilerini ortaya koymak ve her iki aşaılamada elde edilen larva tutma oranları, ana arı memelerinin 9 günlük yaştaki uzunluğu ve bu yaştaki pupaların ağırlıklarını karşılaştırılmak amacıyla yürütülmüştür.

Materyal ve Yöntem Materyal

Damızlık Arı Materyali

Araştırmada damızlık arı materyali olarak Karniyol (Apis mellifera carnica) genotipi bal arısı kullanılmıştır. Bu genotip Çukurova Üniversitesi Zootekni Bölümü Arıcılık Araştırma ve Uygulama Ünitesinde bulunan damızlık arı materyalinden sağlanmıştır . Larva transferler yönteminde Karniyol ırkı damızlık materyalden alınan yavrulu petekler kullanılmıştır.

Başlangıç Kolonileri

Çukurova Üniversitesi Zootekni Bölümü Arıcılık Araştırma ve Uygulama Ünitesinde bulunan ve Çukurova yöre arılarından farklı genotiplere sahip, güçlü ve çerçeve sayıları eşitlenmiş 6 adet koloni kullanılmıştır.

(4)

Kovan Materyali

Araştırmada, T.S.E’nin 3409’nolu kovan standartlarına uygun ahşap malzemelerden yapılmış standart Langstroth tipi kovanlar kullanılmıştır (Burğut, 2006).

Ana Arı Yetiştiriciliğinde Kullanılan Malzemeler

Ana arı yüksük kalıbı, yüksük yapımında kullanılan balmumu eritme kabı, maske, körük, el demiri, arıcı fırçası, bıçak, ısıtıcı, larva transferi kaşığı, larva transferi esnasında kullanılan soğuk ışık kaynağı, kompast ve şurupluk kullanılmıştır.

Laboratuvarda Kullanılan Alet ve Ekipmanlar

Ana arıların başlangıç kolonisine verilmesinden 9 gün sonra ana arıları memelerinin uzunluğunun ölçülmesinde kompast aynı gündeki pupaların canlı ağırlığının belirlenmesinde 0,001 grama hassas terazi kullanılmıştır.

Yöntem

Başlangıç Kolonilerinin Hazırlanması

Larva transferlerinin verileceği başlangıç kolonilerini hazırlamak amacıyla; arılıkta mevcut sağlıklı, güçlü, eşit sayıda arılı çerçevesi olan kolonilerden 6 adet seçilerek numara verilmiştir. Arıların sıkışmasını sağlamak amacıyla birkaç arılı petek silkelenerek kovandan çıkarılmış, ana arısı alınarak anasız duruma getirilmiştir. Kovan içinde kalan petekler ise Laidlaw (1979)’in belirttiği şekilde “bal-polen-kapalı yavru-açık yavru-larva transferi için boşluk-yavru-açık yavru-kapalı yavru-polen ve bal” olmak üzere yeniden düzenlenmiştir. Başlangıç kolonileri hazırlandıktan 2 gün sonra işçi arıların yapmış olduğu doğal yüksükler kontrol edilerek yapılan yüksükler iptal edilmiş ve larva transfer çerçeveleri kolonide belirlenen yere konulmuştur. Koloniler her gün 1/1 oranında hazırlanmış şeker + su ile beslenmiştir.

Larva Transfer Çıtalarının ve Taşıyıcı Çerçevelerin Hazırlanması

Larva transfer edilecek 1 × 1.5 × 42 cm boyutlarındaki çıtaların 9 tanesine % 100 arı sütlü aşılama ve diğer 9 tanesine % 0 arı sütlü aşılama yapılmıştır. Bunlardan %100 ve %0 aşılanan çıtalar her bir taşıyıcı çerçevelere 3’ er tane olacak şekilde yerleştirilip başlangıç kolonilerine verilmiştir.

Ana Arı Yüksüklerinin Hazırlanması

Larva transferinde kullanılan ana arı yüksüklerinin yapımında Laidlaw (1979)’in belirttiği şekilde özel olarak hazırlanmış ahşap bir kalıp kullanılmıştır. Çıtaların üzeri erimiş haldeki balmumu ile 2-3 mm kaplanmıştır. Soğuk su içerisinde bulunan ana arı

(5)

yüksük kalıbı balmumu kabına 5-6 milimeterye kadar batırılıp çıkarılarak üzeri balmumu tabakasıyla kaplı çıtaya oturtulmuştur. Yüksükleri çıtaya sabitlemek için kaşık yardımıyla bir miktar balmumu alınarak yüksüklerin dip kısımlarına ilave edilmiş, bir süre sonra kalıp ile birlikte çıta soğuk suya batırılarak yüksüklerin kalıptan ayrılması sağlanmış ve larva transferinde kullanıma hazır hale getirilmiştir.

Larva Transferi

Karniyol genotipine ait damızlık kolonilerden alınan ve üzerinde 0-24 saatlik larvalar bulunan petekler, larva transfer odasına getirilmiştir. Hazırlanan ve her birinin üzerinde 16 adet yüksüklerin bulunan 18 adet çıtanın, 9 çıtasına %100 arı sütlü, diğer 9 çıtasına ise %0 arı sütü ilave edildikten sonra larvalar petek gözlerinden transfer kaşığı yardımıyla dikkatlice alınarak yüksüklerin ortasına özenle yerleştirilmiştir.

Transfer edilen larvaların kuruyarak ölmelerini önlemek amacıyla üzerlerine ıslak havlu örtülmüştür. Transfer işlemi tamamlandıktan sonra bir başlangıç kolonisine her çerçevede 3 adet çıta olacak şekilde (3 çerçeveye %100 arı sütlü aşılama, 3 çerçeveye de %0 arı sütlü aşılama yapılmıştır) larva yerleştirilen çerçeveler koloniye verilmiştir. Larva Tutma Oranının (Aşılama Randımanı) Belirlenmesi

Larva transferi yapıldıktan 9 gün sonra başlangıç kolonilerinden transfer çerçeveleri çıkartılmış ve çerçeve üzerindeki arılar bir fırça yardımıyla uzaklaştırılarak transfer odasına getirilmiş ve larva tutma oranı aşağıdaki formüle uyarlanarak hesaplanmıştır. Tutan Larva Sayısı

Tutma Oranı = --- × 100

Transfer Edilen Larva Sayısı

Ana Arı Yüksük Uzunluğu ve Pupa Ağırlığının Belirlenmesi

Transfer tarihinden 9 gün sonra başlangıç kolonilerinden alınan ana arı memelerinin uzunluğu kompasla ölçülmüş ve ana arıların pupa ağırlıkları 0.0001 grama hassas terazi ile tartılarak sonuçlar kaydedilmiştir.

Deneme Süresi

Deneme 01 Nisan 2006 – 17 Nisan 2006 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Arıcılık Araştırma ve Uygulama Ünitesinde yürütülmüştür. Deneme Planı

Denemede 6 adet başlangıç kolonisi kullanılmıştır. Bu kolonilerden 3 adetine %100 arı sütü ve diğer 3’üne %0 arı sütü (kuru) kullanılarak döllü 0-24 günlük larvaları

(6)

aşılanmıştır. Her bir koloniye 48 adet aşılanmış ana arı yüksükleri verilmiştir. Yüksüklerin başlangıç kolonisine verilmesinden 9 gün sonra tutma oranına ve 9 günlük yaştaki pupa dönemine girmiş ana arıların canlı ağırlığına bakılmıştır. Her bir başlangıç kolonisinden 10 adet ana arı memesi alınmış ve laboratuar ortamında kompasla memelerin uzunluğu ölçülüp, memelerden çıkarılan ana arı pupalarının ağırlıkları hassas teraziyle tartılarak sonuçlar kaydedilmiştir.

29.03.2006 tarihinde, ana arı yüksük kalıpları bal mumundan yapılarak hazırlanmıştır. 31.03.2006 tarihinde, transfer yapılacak başlangıç kolonileri güçlü koloniler seçilerek hazırlanmıştır. 03.04.2006 tarihinde, arı sütlü (yaş) ve kuru aşılama yapılarak başlangıç kolonilerine verilmiştir. 12.04.2006 tarihinde ise, 9 günlük ana arı pupalarının ağırlıkları ve ana arı meme boyları ölçümleri yapılmıştır.

İstatistiki Analizler

Araştırma sonunda elde edilen veriler 2x2 tesadüf parselleri deneme desenine göre değerlendirilmiştir (Bek ve Efe, 1995). Çalışmada, %100 arı sütlü ve %0 arı sütlü (kuru) larva transferi yapılarak larva tutma oranları yüzde olarak değerlendirilmiştir. Larva transferi sonunda tutan larvaların bir kısmında meme uzunluğuna ve 9. yaştaki pupa ağırlıkları ile ilgili veriler toplanarak arı sütlü ve arı sütsüz larva transferinin ana arı kalitesi üzerine etkileri bir matematik modeli ile ortaya konulmuştur. Denemede kullanılan matematik model aşağıda verilmiştir.

Yij =µ+ αi+ βj+eij

Bu eşitlikte;

Yij: Deneme süresince elde edilen % 100 arı sütlü ve %0 arı sütlü ana arı memelerinin

meme boyu ve pupaların ağırlıkları, µ: Populasyon ortalaması,

αi: %100 arı sütünün etki payı, βj: %0 arı sütünün etki payı,

eij: Deneme hatasını göstermektedir. Araştırma Bulguları ve Tartışma Transfer Edilen Larvaların Tutma Oranı

Denemede, hazırlanmış olan başlangıç kolonilerine arı sütlü (%100) ve kuru larva transferleri yapılmıştır. Transfer yapıldıktan 3 gün sonra başlangıç kolonilerindeki larvaların tutma oranları belirlenmiştir. Yapılan varyans analizi sonucuna göre, %100

(7)

arı sütü ile transfer edilen larvaların tutma oranı; %0 (kuru) aşılamaya göre (P<0,05) önemli bulunmuştur.

Larva tutma oranı; başlangıç kolonisinin gücüne , transfer edilen larvaların sayısına ve yaşına ve koloninin besin maddesine bağlı olarak değişim göstermektedir. Bundan dolayı, bu etkilerin değerini en aza indirmek için denemede güçlü koloniler seçilmiş ve bu koloniler şurup ile beslenmişlerdir.

Araştırma sonunda %100 arı sütü ile transfer edilen 405 adet larvadan 355 adeti tutarak, tutma oranı %87,45 ± 3,2 olarak belirlenmiştir. İkici aşılama yöntemi olan %0 (kuru) aşılamada transfer edilen 405 adet larvadan 235 adeti tutarak, tutma oranı % 58,33 ± 3,2 (P<0,05) olarak belirlenmiştir. Yapılan Duncan Çoklu Karşılaştırma Testine göre, %100 arı sütü ile transfer edilen larvaların tutma oranının kuru aşılamaya göre daha iyi olduğu belirlenmiştir.

Bu denemede % 100 arı sütlü grupta larva tutma oranının; larva tutma oranın %76,2 (Tasanee, 1988), %77,59, 68,68, %70,45 (Öztürk ve Kumova, 1998), %77, 2, %48,5, %75,1 (Shibi ve ark. 1993a) olarak bulan arştırmacıların değerinde yüksek; Fuhai ve ark. (1993)’nın (%87,8, %91,6), Shibi ve ark. (1993b)’nın (%94,5, %94, %95) ve Jiankee ve Weitua (1995)’nın (%93,3, %95,2, % 90,4) değerlerinden oldukça düşük olduğu bulunmuştur.

Ana Arı Yüksük Uzunluğu

Aşılanan larvalar, başlangıç kolonisine verildikten 9 gün sonra alınarak pupa dönemindeki ana arı yüksük uzunlukları ölçülerek kaydedilmiştir. %100 ve %0 (kuru) aşılama yapılan 6 adet başlangıç kolonisinin her birinden 10 adet ana arı yüksüğü alınarak gerekli ölçümler yapılmıştır. %100 arı sütü ile transfer edilen 30 adet ana arı pupasının yüksük uzunluğunun, %0 (kuru) aşılama yapılanş 30 adet ana arı pupasının yüksük uzunluğuna göre (P<0,05) daha önemli olduğu belirlenmiştir.

%100 arı sütü ile transfer edilen 30 adet larvanın meme uzunluğu 2,28 ± 0,03 cm (P<0,05) olarak saptanmıştır. %0 (kuru) aşılama ile transfer edilen 30 adet larvanın meme uzunluğu 1,91 ± 0.03 cm (P<0,05) olarak belirlenmiştir. Yapılan Duncan Çoklu Karşılaştırma Testine göre, %100 arı sütü ile transfer edilen larvaların meme uzunluğunun kuru aşılama şekline göre daha iyi olduğu belirlenmiştir.

(8)

Bu denmede %100 arı sütü aşılmada elde edilen ana arı meme uzunlığunun; aynı yörede çalışma yapan Gül ve Kaftanoğlu (1990)’lu (2,32 ± 0,67 cm, 2,18 ± 0,75 cm, 2,06 ± 0,77 cm) ile Akyol (1995)’un (2,28 ± 2,24 cm) bulduğu değerler ile uyumlu, ancak Kumova ve ark. (2005)’nın bulduğu değerden (1,68±0,01 cm ve 1,64±0,01 cm) daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu duruma mevsimin ve farklı bal arısı genotipi kullanımının etkisinin olduğu görülmektedir.

Ana Arı Pupa Canlı Ağırlığı

Larvalar başlangıç kolonisine verildikten 9 gün sonra alınarak pupa dönemindeki ana arı memelerinin canlı ağırlıkları kaydedilmiştir. %100 ve %0 (kuru) aşılama yapılan 6 adet başlangıç kolonisinin her birinden 10 adet ana arı yüksüğü alınarak ölçümler yapılmıştır. %100 arı sütü ile transfer edilen 30 adet ana arı pupasının canlı ağırlığı, %0 (kuru) aşılama yapılan 30 adet ana arı pupasının canlı ağırlığına göre istatistiksel olarak (P<0,05) daha önemli bulunmuştur.

%100 arı sütü ile transfer edilen 30 adet ana arı pupasının canlı ağırlığı 267,30 ± 4,75 mg (P<0,05) olarak;. %0 (kuru) aşılama ile transfer edilen 30 adet ana arı pupasının canlı ağırlığı 246, 70 ± 4,75 mg (P<0,05) olarak bulunmuştur. Yapılan Duncan Çoklu Karşılaştırma Testine göre, %100 arı sütü ile transfer edilen larvaların meme uzunluğunun kuru aşılama şekine göre daha iyi olduğu belirlenmiştir.

Sonuç

Bu çalışmada; Doolittle yöntemiyle %100 arı sütlü ve kuru (%0 arı sütlü) larva aşılama şeklinin; larvaların tutma oranına, ana arı yüksüklerinin 9. gündeki uzunluklarına ve 9. gündeki ana arı pupalarının canlı ağırlığına olan etkileri olumlu yönde sonuçlanmıştır. Araştırma gruplarından elde edilen verilerin değerlendirilmesi sonucu; tutma oranının, 9. gündeki ana arı meme uzunluğunun ve 9. gündeki ana arı pupalarının canlı ağırlığının en fazla %100 arı sütlü aşılama gruplarından elde edildiği ortaya konulmuştur.

Bu bilgiler ışığında Doolittle yöntemiyle yapılan ana arı yetiştiriciliğinde larvaları %100 arı sütüyle aşılamanın kuru aşılamaya göre daha uygun olduğu belirlenmiştir. Doolittle yönteminde kullanılan saf arı sütü (%100) ile yapılan larva transferinin ana arıların bazı kalite özellikleri üzerine etkili olması nedeniyle, ana arı yetiştirme sisteminde bu aşılama şeklinin kullanılmasının yararlı olacağı görülmektedir.

(9)

Kaynaklar

Akyol, E. 1995. Değişik karbonhidrat ve Juvenil hormon konsantrasyonlarının ana arı kalitesine etkileri. Ç.Ü. Fen Bilimleri Ens.Yüksek Lisan Tezi, Adana.

Anonymus. 2004. http://www.tarim.gov.tr/arayuz/5/aricilik/aricilikgiris.htm

Bek, Y., Efe, E. 1995. Araştırma ve deneme metodları ders kitabı. Ç.Ü. Ziraat Fak. Ofset Atölyesi. No: 71, Adana. s.395

Burğut, A. 2006. Çukurova Bölgesi ve gezginci arıcılığa uygun bir kovan tipinin geliştirilmesi, kovan tipi ile koloni gücünün kışlatma, koloni gelişimi ve bal verimi üzerine etkileri. Ç.Ü. Fen Bilimleri Ens. Yüksek Lisan Tezi. Adana. Gül, M.A., Kaftanoğlu, O. 1990. Çukurova Bölgesi koşullarında ana arı

yetiştiriciliğinde uygulanan larva transfer yöntemlerinin yetiştirilen ana arı kalitelerine olan etkileri üzerine bir araştırma. Ç.Ü. Fen ve Müh. Der. Sayı: 4(2): 41-53. Adana.

Fuhai, L., Fuxiu, L., Shengming, H., Shibi, C. 1993. Study on the relationship between royal jelly yield and supplementary feeding. Honey Bee Royal Jelly Env. China Popular Sci. Press, Beijing-China. pp:131-144.

Jianke , L., Weitua, Y. 1995. Interrelationship beetween number of queen cells and royal jelly quantity and quality. Apimondia Zengzhou Animal Huzbandry Engineering Collage Zhengzhou, 450045, China.

Kaftanoğlu, O., Kumova, U. 1992. Çukurova Bölgesi koşullarında ana arı (A. mellifera L.) yetiştirme mevsiminin ana arının kalitesine olan etkileri. Doğa, Tr. J. of Vet. and Anim. Sci., 16: (3), 569-577.

Kumova, U., Korkmaz, A. 2000. Doğanın harika ürünü arı sütü. Tübitak, Bilim ve Teknik Derg. S: 395: 96-101.

Kumova, U, Korkmaz, A., Berkin Ö., İnceer M. 2005. An Investigation about the effects of various factors on royal jelly production in different honeybee (Apis mellifera L) genotypes. Journal of Mellifera. Vol: 5-9:56-64. Ankara.

Laidlaw, H. H., Eckert, J. E. 1962. Queen rearing. University of California. USA. Pp: 1-165.

Öztürk, C. Kumova, U. 1998. Çukurova Bölgesi koşullarında bal arısı (A. mellifera L.) kolonilerine uygulanacak farklı besleme ve yetiştirme yöntemleri üzerine bir araştırma. TKV, Teknik Arıcılık Derg. S: 59: 2-8.

(10)

Kumova, U. 2000. Ülke arıcılığını çağdaşlaştırma konusu üzerine öneriler. TKV. Teknik Arıcılık Dergisi, S:70-6-10, Ankara.

Kumova, U. 2003. Arıotu (Phacelia tanacetifolia Bentham) ve arıcılıktaki önemi. II. Marmara Arıcılık Kongresi. 28-30 Nisan 2003. Yalova. II. Marmara Arıcılık Kongresi Bildiri Kitabı. Uludağ Arıcılık Derneği. Yayın No:2. S. 42-52. Yalova. Kumova, U. 2005. Panel. Türkiye arıcılığının sorunları ve çözüm yolları. Arı sağlığı. 10

Mayıs 2005. Selçuk Üniversitesi Taşkent Meslek Yüksek Okulu. Konya.

Kumova, U. 2006a. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü ZO-472 Ana Arı Yetiştiriciliği Dersi Ders Notu.

Kumova, U. 2006b. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü H-308 Arı Yetiştiriciliği Dersi Ders Notu.

Kumova U. Korkmaz, A. 2000. Doğanın harika ürünü arı sütü. Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi. S. 395. 96-101. Ankara.

Kumova, U. Korkmaz, A. 2001. Arı yetiştiriciliği. TÜBİTAK, TARP Türkiye Tarımsal Araştırma Projesi Yayınları. 1-71. Ankara.

Kumova U. ., Korkmaz, A. 2004. Arı sütünün özellikleri ve üretimi. Samtim Dergisi. Samsun Tarım İl Müdürlüğü. Sayı,6. Eylül-Ekim. 9-11.Samsun.

Kumova, U., Korkmaz, A. Berkin Ö., İnceer M. 2005. An ınvestigation about the effects of various factors on royal jelly production in different honeybee (Apis mellifera L) genotypes. Journal of Mellifera. 5-9:56-64. Ankara.

Shibi, C., Shengming, H., Fuhai, L., Fuxiu, L. 1993a. Studies on the relationship between the bees races and the yield of royal jelly. HoneyBee Royal Jelly Env. China Popular Sci. Press, Beijing-China, 40-53.

Shibi, C., Shengming, H., Fuhai, L., Fuxiu, L. 1993b. Study on the relationship Between the yield and quality of royal jelly and the age of grafted larvae. HoneyBee Royal Jelly Env. China Popular Sci. Press, Beijing-China, 67-81.

Shibi, C. 1993. The Technique of upgrating the output and quality of royal jelly. Honey bee royal jelly env. china popular sci. press, Beijing-China, 1-6.

Tasanee, K.1988. Production of royal jelly by european honey bee. department of agriculture. Ent. and Zoology Division Apiculture and Industrial Insect Group.

Referanslar

Benzer Belgeler

Doğada hemen her zaman, her yer- de rastlanabilen ve insanları sokarak tehlikeli durumlar yaşatabilen arı tür- lerine karşı insanların dikkatli olmala- rı, sakin

Annelerin ifadeleri özel doktor muayenehanelerine veya hastanelerin sağlam çocuk polikliniklerine gittikleri zaman beslenme konusunda sözlü olarak eğitildiklerini ve yazılı

Isa Çelik daha önce de Ruhi Su, Zühtü Müridoğlu, Aziz Nesin, Melih Cevdet Anday, Cevdet Kudret ve Vedat Türkali’nin f o ­ toğraflarım

M.KEMAL KÜÇÜKERSAN ANKARA ÜNIVERSITESI VETERINER FAKÜLTESI HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI.. ANABILIM

Propolisin (50, 100, 200, 400 ve 800 μg/ml) ve balların (62.5, 125, 250, 500 ve 1000 mg/ml) beş farklı konsantrasyonu promastigotlar üzerine antileyşmanyal aktivitesi in vitro

Trends Endocr Metab., Volume 28, Issue 6 , June 2017, Pages 416-427 Insulin and β Adrenergic Receptor Signaling: Crosstalk in Heart. QinFu

The complex molecular architecture of each of the cannabinoid receptors allows for a single receptor to recognize multiple classes of compounds and produce an array of

The paper aims to study the environmental awareness and environmental attitude among under graduate students and investigates if there is a significant difference between