• Sonuç bulunamadı

Uşak Volkanitlerinin Petrolojisi ve Plaka TektoniğiAçısından Ege Bölgesindeki Yeri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uşak Volkanitlerinin Petrolojisi ve Plaka TektoniğiAçısından Ege Bölgesindeki Yeri"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, c. 22, 185-198, Ağustos 1979

Bulletin of the Geological Society of Turkey, v. 22, 185JL98, August 1979

Uşak Volkanitlerinin Petrolojisi ve Plaka Tektoniği Açısından Ege Bölgesindeki Yeri

Petrology of the Uşak Volcanics and their place in the Aegean region according to plate tectonics

TUNCAY ERCAN Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara, Ali DİNÇEL, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara

ERDOĞDU GÜNAY Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara

ÖZ: Uşak yöresinde geniş alanlarda yüzlekler veren ve Orta Miyosende başlayıp Üst Pliyosene değin etkinliğini sürdü- ren kalkalkaJen nitelikteki volkanitlerin petrolojik inceleme sonuçları verilerek, Ege bölgesindeki diğer volkanitlerle karşılaştırılmaları yapılmış ve plaka tektoniği açısından kökensel yorumlarına gidilmiştir. Volkanik ürünleri ilk kez Orta Miyosende, riyolitik ve riyodasitik lav ve tüflerle birikmeye başlamış, daha sonra Üst Miyosende riyodasitik, trakiandezitik ve andezitik lav, tüf ve agromeralarla belirginleşmiştir. Alt-Orta Pliyosende andezitik lav, tüf ve aglo- meralar gelişmiş ve son evrede, Üst Pliyosen yaşlı bazaltik-andezlit türde lavlar yer almıştır. Saptanan 4 evrenin aralarında durgunluk dönemleri vardır. Kalkalkalen nitelikteki Uşak volkanitleri olasılıkla Alt Eosende Afri- ka plakasının Ege plakası ile karşılaşması sonucu oluşan bir paleo-yitim zonundan türemişlerdir. Bu paleo-yitim zo- nunun daha iyi betimlenebilmesi için Ege denizinde, Girit adası güneyinden geçen ve olasılıkla Orta Miyosende oluşma- ya başlayarak ilk kalkalkalen volkanizma ürünlerini yaklaşık, 2,7 milyon yıl önce verdiği ve volkanik etkinliğinin za- manımıza değin süregeldiği araştırmacılar tarafından savlanan bugünkü yitim zonu ile ilgili veriler sunulmuştur. Ay- rıca Uşak volkanitlerinin diğer volkanitlerle karşılaştırılmalarım yapabilmek ereğiyle tüm Batı Anadolu ve Ege denizi volkanitlerine kısaca değinilmiştir,

ABSTRACT: The petrological results of the the calcalkaline volcanics which have covered large areas in Uşak area from the Middle Miocene to Upper Pliocene were given. These results were compared with the other volcanics of the Aegean region, and the origin of the volcanics were interpreted according to plate tectonics. The first volcanic accu- mulationstarted in the Middle Miocene as rhyolitic and rhyodacitic tuffs and lavas. During the Upper Miocene, rhyodacitic, trachyadesitic and aiidesitic lavas, tuffs and agglomerates generated. Andesitic products developed in the Lower-Mid- dle Pliocene, The characteristic rocks of the last volcanic period are the Upper Pliocene aged basaltic-andesites.

There are some quiet epochs between these four volcanic periods. All the calcalkaline Uşak volcanics probably gene- rated from a paleo—subduction zone which had occurred when the African plate met the Aegean plate in the "Lower Eocene. Some data of the todays subduction zone of the Aegean Sea at the south of Crete Island which according to some authors probably had started in the Middle Miocene and it gave its first calcalkaline volcanism products 2,7 million years ago and its volcanic activity continued to recent time were presented in order to define this paleo-sub- duction zone. Furthermore, some brief information about all the volcanics of the Western Anatolia and the Aegean Sea were given to compare them to the Uşak volcanics.

(2)

186 ERGAN - DÎNÇEL - GÜNAY GİRİŞ

Uşak yöresindeki çökel ve başkalaşım kaya birimlerinin tanımı, stratigrafisi, volkanitlerle olan ilişkileri ve tüm vol- kanitlerin dağılımı, Ercan ve diğerleri (1978) de ayrıntılı olarak açıklandığından bu makalede yinelenmemiştir. Uşak yöresinin ayrıntılı jeolojisine ilişkin bilgi için adı geçen ma- kalenin incelenmesi gerekmektedir.

Uşak yöresindeki volkanitlerle ilgili bulguları sunmadan önce, Ege bölgesindeki aktif yitim zonu hakkındaki çeşitli gözlem ve kuramları irdelemek, bu yitim zonuna ilişkin Ege denizindeki volkanik etkinliği incelemek ve daha sonra da çalışma alanındaki volkanizma ile karşılaştırmak yerinde olacaktır kanısındayız. Bu bakımdan, Ege denizinde Girit adasının güneyinde yer alan yitim zonu ve tüm Senozoyik yaşlı volkanizmaya kısaca değinilecektir.

Bilindiği gibi, Afrika plakasının Ege-Anadolu plakası ile çarpışması ve alta dalması sonucu, olasılıkla Orta Miyo- sende başlayan yitim olayının günümüze değin etkinliğini sürdürdüğü çeşitli araştırıcılar tarafından öne sürülmekte- dir: Yitim zonuna ilişkin, Caputo ve diğerleri (1970) den alman tasarlanmış kesit Şekil-1- de verilmiştir. Caputo ve

ve kıvrımlandıklarını savlamışlardır. Araştırıcılar yayılma kuşağında orta ve sığ odak derinlikli depremlerin yer al- dığım, egemen odak mekanizmasının ters faylar olduğunu belirterek Akdeniz eşiğindeki ısı akısının düzenli ve düşük değerlikli olduğunu, ısısal süreksizliklerin bulunduğunu ileri sürmüş ve gravite (serbest hava) anomalilerinin genellikle -150 m.gal'den daha negatif olup izostazik denge bulunma- dığını belirtmişlerdir. Papazachos ve Comninakis (1971) yi- tim zonunun 30°lik bir eğimle hendekten 250 km. uzağa V|3 180 km, derinliğe ulaştığını öne sürmüşlerdir. Pe ve Pi- per (1972), yi ten Afrika Taşyuvar plakasının 90 km. denli kaim olduğunu ve Ege denizi altındaki taşyuvarın ince ol- duğunu savlamışlardır, Le Pichon ve diğerleri (1973), Ege ve Afrika plakalarının devinimlerini 2,5 cm. yıl olarak he- saplanmışlardır. Caputo ve diğerleri (1970), yitim zonunun Güney Ege ada yayı altında 45 km. ve Kuzeydoğu Ege denizi altmda 170 km. derinde olduğunu öne sürmüşlerdir.

Lort (1971) ve Finetti ve Morelli (1974), sismik verilerin, plaka sınırlarının her iki tarafında da kabuğun kıtasal Özel- likte olduğunu belirlediğini ve bu yitilme işleminin artık tamamlanmış olabileceğini savlamaktadırlar. Fytikas ve di- ğerleri (1976), alta dalma işleminin yaklaşık 12 milyon yıl önce başladığım • (Üst Miyosen), dolayısıyla bölgedeki Orta Miyosen ve daha yaşlı kalkalkalen volkanizmasmm günü- müzdekinden daha eski ve farklı bir yitim zonuyla ilgili olabileceklerini belirttiler. Vilminot ve Robert (1974) te bu kuramı kabullenmektedirler.

Ege deniziz ve çevresindeki Senozoyik yaşlı volkaniz- maya da kısaca değinmek gerekmektedir. Şekil-2 de Ege

Sijeh ncHafer âm derin d»pr*m h»p«»nlfl»r»d»r (Caputo vt 4*i*tUr>, tf?Û !

( Black po.nl* are r eteni 4ttp earthquake hypocfr-ttrı) ( taputo et *, 1970 }

Şekil 1: Ege Denizindeki yitme zonumı gösteren kesit.

Figure 1: Section which shows subdnetion zone in the Aegean sea, diğerleri 1970, Izmir ve Girit'i birleştiren bir hat boyunca, aradaki deprem odaklarının derinliğinin arttığmı göstererek yitim zonunun varlığım kanıtlamışlardır. Yitim zonunun eğimi Alptekin (1973)e göre 30°dir. Papazachos (1973), or- ta derinlikteki depremlerin dağılımının, yitilmiş dilimin sı- nırlı bir uzunluğa (yaklaşık 280 km.) ve yaklaşık 35°lik bir eğime sahip olduğunu belirlediğini ileri sürer. Yay-hen dek aralığı ortalama 220 km.lik bir uzunluğa sahiptir (Fy- tikas ve diğerleri, 1976). Jeofizik veriler, Ege-Anadolu pla- kasının hızlı bir şekilde alta dalan Afrika plakası üzerine binerek GB ya doğru devindiğini gösterir (McKenzie, 1972).

Toksöz (1975), Afrika plakasının bir okyanus kabuğu nite- liğimde olduğunu ve yılda ortalama 2,7 cm.lik bir hızla Ege- Anadolu plakasının altına yittiğini, Ege bölgesinde en derin deprem derinliğinin 300 km, ve yitim zonunun 1550 km uzunlukta olduğunu belirtir. Rabinowitz ve Ryan (1970), Akdeniz eşiğinin yüzey morfolojisinin asimetrik ve tepecikU yapı gösterdiğini, rift vadilerinin bulunmadığını ve esas rö- liyefin çökel kütlelerinden ibaret olduğunu, çökellerin en ka- im olduğu yerin eşiğin merkezi olduğunu karasal ve abi- aal güzlük oluşuklarının biçim değiştirerek kırıldıklarını

Sekil 2:. Ege Denizi çevresindeki Senozoyik yaşlı volkanik kay aç- lar ("Kısmen Fytikas ve diğerleri, 1976 dan alınmıştır).

1 — Aktif volkanik ada yaylarındaki kalkalkalen volkanitler.

C: Crommyonia, AE: Aegina, BIH: Methana, M: Milos, AC: Achilleion, A: Antiporos, S»: Santorini, NY: Nysiros, TH: Thebe, KO: Kos, L: Mkades.

2 — Tersiyer yaşlı kalkalkalen (ÜŞ: Uşak, BE: Bergama, OX: Oxylithos), Şoşonitik (MÎ: Midilli, ED: Edassa, P:

Patmos, B: Bodrum) ve Alkali bazaltik (E: Ezine, U:

Urla) volkanitler.

3 — Kula'daki Kuvaterner yağlı alkali bazaltik lavlar.

Figure %: Cenozoic aged volcanic rocks around the Aegean sea

^Partly taken from Fytikas et. al, 1976).

1 — C ale alkaline volcanics of active volcanic arc.

3 — Calcalkaline, shoshonitic and alkaU-bazaltic volcanics of Tertiary age.

3 — Qnarternary alkali-basaltic lavas of the Kula.

(3)

UŞAK VOCrÜSlÎTİİERÎNİN PETROLOJÎSÎ 18T denizindeki yitim zonu, aktif ara yayları ve çeşitli evre-

lerdeki volkanitlerin dağılımı görülmektedir. Ege bölgesi, Üst Eosenden zamanımıza değin yaş aralığı gösteren geniş yayılunlı volkanizma ile belirgindir. Bu volkanizma, bazı zonlarında alkali nitelikte lavlar saptanmasına karşın bü- yük bir çoğunlukla kalkalkalen niteliktedir. Ege bölgesinde iîk kalkalkalen volkanizma Kuzey Eğede Üst Eosende başlamıştır (Paraskevopulos, 1958). Oligosende de sürege- len bu volkanit etkinlik KB Yunanistanda olup makalede ir- delenecek olan Miyosen ve Pliyosen yaşlı volkanitlerden çok uzakta olup kökensel yönden de ilişkileri yoktur. Ege bölgesinde ve Batı Anadoluda daha sonra Miyosen yaşlı yaygın kalkalkalen volkanitler görülmektedir. Bu volkanit- Ier şimdiki yitim zonundan değil, olasılıkla Alt Eosendeki Afrika-Ege plakaları çarpışmaları sonucu oluşan bir poleo yitim zonundan türemişlerdir. Zira, araştırmalara göre Or- ta ve/veya Üst Miyosende oluşmaya başlayan şimdiki yi- tim zonundan kendisinden daha yaşlı volkanizmanm türe- miyeceği açıktır. Ege adalarında ve Batı Anadoluda çalışan araştırmacıların elde ettikleri jeokronolojik veriler, bu ge- niş yayılımlı kalkalkalen volkanizmanm Orta Miyosende geliştiğini gösterir (16-18 milyon yıl, Midilli adası ve 16-22 milyon yıl, Batı Anadolu volkanitleri, Borsi ve di- ğerleri, 1972; 13,3 milyon yıl, Oxylithos, Fytikas ve di- ğerleri, 1976). Bu volkanik etkinliğe, bazı bölgelerde gra- nodiyoritik ve granitik sokulumlar de eşlik etmiştir. (Ser- bo-Makedonya masifi, Kuzeybatı Anadolu ve Kos adası;

Smith ve Moores, 1974; Fytikas ve diğerleri, 1976). Ay- rıca henüz jeokronolojik veriler elde edilmemesine karşın, çalışma alanımızda bu volkanizmanın Üst Miyosen ve tüm Pliyosen boyunca da etkinliğini sürdürdüğü, yaşlan fosiller- le kanıtlanan çökel kaya birimleri ile olan ilişkileri göz önüne alınarak saptanmıştır. (Ercan ve diğerleri, 1978).

Ayrıca Ege bölgesinde Üst Miyosenden, Alt Pliyosene doğru şoşonitik bir alkali potassik volkanizma yer yer etkin olmuştur. (Midilli'nin şoşonitik bazaltları, Patmos ve Edas- sa latit ve trakitleri, Bodrum lavları; Borsi ve diğerleri, 1972; Burri ve diğerleri, 1967). Şoşonitik lavların ortaya çı- kışları, Eosenda çarpışan Afrika Ege plakalarının çarpış- madan sonra Orta-Üst Miyosende dengeye erişerek duraylı olduğunun kanıtı olabilir. (Dewey ve diğerleri, 1973; Fyti- kas ve diğerleri, 1976).

Ayrıca Miyosenden itibaren Ege bölgesinde KB-GD gi- dişli grabenler gelişmiştir. Batı Anadoludaki alkalen volka- nizma bu bloklu faylanmalarla ilişkili olabilir (Ezine 9,7 milyon yıl, Urla 11, 3-11,9 milyon yıl, Foça 16,5 milyon yıl, Seferihisar 12,5 milyon yıl, Afyon 11,6 milyon yıl, Kula 1,1 milyon-12.000 yıl; Borsi ve diğerleri 1972; Keller ve Villari 1972, Tekkaya 1976; Savaşçın 1978).

Ege denizinde, Girit adasının kuzeyinde, şimdiki aktif yitim zonundan türeyen ve tipik kalkalkalen özellikler gös- teren iki etkin volkanik ada yayı vardır. (Şekil-2). Bunlar- dan güneydeki Cromyonia, Aegina, Methana, Milos, Santo- rini ve Nysiros volkanik merkezlerini içeren bir dış yay ve daha kuzeyde yer alan ve Thebes, Achilleion, Likades, Anti- poros ve Kos volkanik merkezlerini içeren daha sınırlı bir İÇ yaydır. Bu iki volkanik kuşağın da kayaları bazaltlardan, andezit, dasit, ve riyolitlere kadar tipik bir kalkalkalen takı- ma aittir. (Nicholls, 1971). İç yayın volkanik merkezleri dış yaya göre artan bir K^O içeriği gösterirler. K^O/SÎO^ ora-

nında da güneyden kuzeye doğru gidildikçe bir artış göze çarpar ki bu da K,2O/SÎO2 oranının Benioff zonunun artan derinliği ile artmakta olduğu kuramını öne süren Hatherton ve Dickinson (1968) u desteklemektedir. (Ninkovich ve Hays, 1972). Ayrıca, değişken, fakat nisbeten yüksek olan Sr izotop oranları (değerleri 0,7037-0, 7134 arasındadır) iç yayın volkanik kayalarında yükselir. (Pe ve Gladhill, 1975).

Bu aktif volkanik yayın en eski ürünleri 2,7 milyon yıl öıice oluşmuşlar (Crommyonia) ve günümüze değin volkanizma etkinliği süregelmiştir (Santorini, 1950 püskürmesi). Bu ise, eğimli litosferik dilimin Pliyosen sonunda birleşik olan yay- da magmatizma derinliğine eriştiğinin bir kanıtı olabilir (Fytikas ve diğerleri, 1976). Ringwood (1969) un düşündü- ğü ada yayları modeli esasma göre Ege bölgesindeki kal- kalkalen volkanitler olasılıkla alçalan bir litosfer parçasının amfibolit veya eklojit ile en az 30 km. en çok 80-150 km.

eriyip karışması ile oluşmaktadır. Yitim zonu önündeki ada yaylarında bu güne değin toleyitik volkanitlere rastlanma- yışı, bu zonun tipik Pasifik okyanusal yitim zonlarmdan farklı olduğunu göstermektedir.

Batı Anadoludaki ve Uşak yöresindeki tüm kalkalkalen volkanitlerin ise bugünkü yitim zonundan değil, olasılıkla Paleosen veya Alt Eosende oluşmuş, Ege denizini K-G yö- nünde kat eden bir paleo yitim zonundan türedikleri söyle- nebilir. Ancak Batı Anadoludaki kalkalkalen volkanizmayı Benioff zonu ile bağdaştırmaya hiç bir zorunluluk olma- dığı ve bunların alkalen volkanitler ile birlikte levha içi açılmalar yoluyla oluşabileceği yolunda bazı karşıt kuram- lar da ileri sürülmektedir. (Savaşçın, 1978).

UŞAK VOLKAKİTUEİRİNtN EVREIJERİ-YAŞLARI VE PETROGRAFİSİ

Çalışma alanında yaygın yüzlekler veren ve 4 farklı ev- rede oluştukları saptanan kalkalkalen nitelikteki volkanit- lerin dağılımı ve kimyasal analiz için örnek alınan yer- ler şekil 3 te gösterilmiştir. Her evrenin yayılımları, çökel kayabirimleri ile olan ilişkileri, yaşları ve petrografik özel- likleri Ercan ve diğerleri (1978) de ayrıntılı olarak açıklan- dığından, burada kısaca değinilecektir:

a) Dikendere volkanitleri (Thdv): Riyolit ve riyodasi- tik lav ve tüf ürünleridir, Riyolitik lavlar genellikle allotriyo- morf taneli mikrokristalin kuvars, serisit ve devitrifiye cam- dan oluşan bir hamur maddesi içinde yer alan kuvars ve sanidin fenokristallerinden oluşmuşlardır. Riyodasitik lavlar genellikle hipokristalin porfirik yapıda kuvars, sanidin, pla- jioklaş, biyotit fenokristalleri ve kuvars, feldispat ve mikalı bir hamurdan oluşmuştur. Dikendere volkanitleri, çalışma alanı dışında, daha KD da Muratdağı yöresinde daha ge- niş yayılunlı olup, bu bölgede çalışan Bingöl (1977), yaptığı radyometrik yaş belirlenmesi ile lavların 16-20 milyon yıl (Orta Miyosen) yaşlı olduklarını saptamıştır.

b) Karaboldere volkanitleri (Thkv): Riyodasit-traklan- dezit ve andezitik türde lav, tüf ve aglomeralarla belirlenir- ler. Riyodasitik lavlar, genellikle volkanik cam, feldispat mikrolit ve mikrokristallerinden oluşan ve kilmineralleşme gösteren bir hamur maddesi içinde yer alan kuvars, oli- goklas ve daha az sanidin fenokristallerinden oluşurlar. Tra- kiandezitik lavlar, genellikle hiyalokristalin porfiritik do- kuda volkanik camdan oluşan bir hamur maddesi içinde yer alan kuvars, oligoklas, andezin, sanidin, biyotit ve seyrek

(4)
(5)

UŞAK PimiOLOJÎSÎ İ89 hipersten fenokristallerinden oluşmuştur. Andezitik lavlar

ise volkanik cam ve plajioklas mikrokristallerinden oluşan hamur maddesi içindeki porfiritik dokulu oligoklas, andezin ve biyotit fenokristalleri ile belirgindirler. Tüm lavların Üst Miyosen yaşlı oldukları, Miyosen ve Pliyosen yaşlı çökel ka- yalarla olan ilişkileri göz önüne alınarak çıkarsanmıştır. (Er- can ve diğerleri, 1978).

Ayrıca kalkalkalen nitelikli bu lavlarla birlikte yer yer de alkalen tefrit cinsi lavlar göze çarparlar. Tefritik lav- lar dar bir alanda yüzlek verdiklerinden, bütünüyle geniş yayılımlı diğer kalkalkalen lavlardan ayırtlanma olanakla- rı bulunamamış ve kimyasal analiz de yaptırılamamıştır.

Batı Anadoluda alkalen ve kalkalkalen nitelikli lavların bi- rarada bulundukları daha başka bölgelerin varlığı da bilin- mektedir, örneğin Foça-Ula yöresindeki ayrıntılı volkano- lojik araştırmasında Savaşçın (1978), birbirini üstleyen ge- niş yayılımlı kalkalkalen ve alkalen lavlar saptamış ve Ba- tı Anadoludaki kalkalkalen ve alkalen volkanitlerin levha açılmaları ile yakın ilişkileri olduğunu, söz konusu levha içi açılmaların Ege'deki kabuksal niteliğinin daha belirgin oldu- ğunu, Ege'de aşırı doygun gaz fazının söz konusu edilebi- leceğini belirtmiştir. Savaşçın (1978)'a göre bu faz, yüksek basınç ortamında sızmalarla ısı iletimini kolaylaştırmakta ve bölümsel ergimeleri kabuksal taşyuvarlarında da ger- çekleştirebilmekte, böylece genleşmeler sonucu alkalen ve kalkalkalen lavlar bir arada yüzlekler verebilmekte ve bu tür volkanitleri çevreleyen bol sıcak su kaynakları bölgede gaz fazı ile yukarı taşınmış ısının varlığın göstermektedir.

c) Beydağ volkanitleri (Tlbv): Salt andezit lav, tüf ve aglömeralar içerirler. Andezitler genellikle porfiritik yapı ve hiyalopilitik doku sunarlar, Volkanik cam, plajioklas mik- rolitleri, ojit ve biyotit mikrokristalleri ve seyrek mineral- lerden oluşan bir hamur maddesi içindeki andezin, oligoklas, biyotit ve ojit fenokristallerinden oluşmuşlardır. Alt-Orta Pliyosen yaşlı oldukları, eş yaşlı çökel kayalarla olan ilişki- leri göz önüne alınarak çıkarsanmıştır.

d) Payamtepe volkanitleri, (Tpv): Bazaltik-andezit türde lavlardan oluşmuşlardır. Lavlar, iri gözenekli porfirik dokulu olup plajioklas, ojit ve ender opak minerallerden olu- şan bir hamur maddesi içindeki ojit, olivin ve plajioklas fe- nokristalleriyle belirgindirler. Gaz boşlukları ikincil kalsit, epidot ve zeolitle dolmuştur. Dördüncü ve son evreyi oluştu- ran Payamtepe volkanitlerinin Üst Pliyosen yaşlı oldukları, yine çökel kayalarla olan ilişkileri sonucu saptanmıştır. Tüm evrelere ilişkin kraterler bölgedeki temel başkalaşım kaya- larının kıvrım eksenlerinin yönlerine uyumlu olarak KD-GB yönünde dizilim gösterirler.

UŞAK VOUtAKÎOnLERÎNÎN PETROKÎMYASI

Volkanitlerin çeşitli yüzleklerinden alman 22 örneğin majör element kimyasal analiz sonuçları incelenmiştir, örnek alman yerler Şekil 3 te, majör element kimyasal analiz so- nuçları ve C.LP.W. normaları Çizelge 1 de verilmiştir.

Örnekler %56, 8-67,2 arasında değişen ölçüde SÎO^ içe- rirler, Al^Qg miktarı j%12, 85-17,70 arasındadır. Toplam Fe oksitler ;%2, 54-6, 54, MgO %0, 30-3, 80 ve CaO %0, 93-6, 16 arasmda değişik değerler gösterirler. Na,2O %1, 78-4, 15 ve KJJJO %3, 05-7, 00 arasmda değişken olup lavlar genellikle potassiktirler. TiOa %0, 52-2, 18 arasmda değerler verir.

MnO değerleri düşük olup %0, 01-0, 35 arasındadır.

Lavların Na^O-J-K^O ve SÎO2 içeriklerine göre sınıflan- dırılmaları yapıldığında, iki-üç sapmanın dışında subalkalen oldukları belirlenmektedir, (Şekil 4/A).

Lavların OIVNe-Q* üçgen diyagrammda da subalkalen ni- telikte oldukları görülmektedir. (Şekil 4/B).

Subalkalen oldukları belirlenen lavların AX,O3 ve nor- matif plajioklas diyagramında kalkalkalen oldukları saptan- mıştır. (Şekil 5).

örneklerin kalkalkalen oldukları ayrıca A.F.M. üçgen diyagramı ile de kanıtlanmıştır. (Şekil 6/A).

Alkaliler ve kalsiyumun silise karşı değişimine göre dü- zenlenmiş diyagramda da volkanitlerin kalkalkalen oldukları ve peacock indisinin 57,5 dolayında bulunduğu görülmekte- dir. (Şekil 6/B).

Volkanitlerin alkali toplamının SiO,2ye göre değişimi, bu kez Ritmann indisleri de göz önüne alınarak incelendiğin- de (Şekil 6/C) kayaçların ortalama Ritmann indisinin 8 = 3, 34 olduğu ve zayıf kalkalkalen kesime düştükleri görülmek- tedir. Bu arada iki örnekte ise (12 ve 22 nolu) Ritmann indisi nispeten daha yüksektir. (8 » 4,49 ve g — 5,29) ve kalkalen- alkalen geçiş bölgesinde, hatta zayıf alkalen bölümünde yer almaktadır.

örneklerin toplam demir (FeO+FeeO3) ve MgO değişim diyagramında genellikle Kaskad kalkalkalen serileri trendi- ne uyumluluk gösterdikleri ve andezit-dasit riyolit türünde lavlar oldukları belirlenmektedir. (Şekil 7).

Lavların toplam demir (FeO-f-Fei2O3)/FeO4-Fe2O5+MgO içeriklerinin SiO^ye göre değişim diyagrammda (Şekil 8) belirli bir trende uymayıp dağınıklık gösterdikleri görülür.

Volkanitlerin kimyasal bileşimleri göz önüne alınarak çeşitli yöntemlerle adlandırılmaları da yapılmıştır. îlk ola- rak kaba bir sınıflama yöntemi olan Church sınıflaması ya- pılmış (Şekil 9) ve genellikle andezit yer yen dasit, ender olarak ta riyolit türünde lavlar oldukları saptanmıştır. Lav- ların K,3O ve SiO^içeriklerine göre Taylor sınıflaması yapıl- dığında (Şekil 10), genellikle yüksek K'lu andezit ve dasit olarak adlandırılabilirler, örneklerin Streckeisen üçgen di- yagramına göre sınıflamaları yapılacak olursa (Şekil 11/A) lavlar latit-andezit, Kuvars latitt Riyodasit ve nadiren riyo- lit olarak adlandırılabilmektedir. Ritmann üçgen diyagra- mında işe (Şekil İl/B) Trakiandezit, Kuvars latit, Riyodasit ve nadiren riyolit kesimine düştükleri görülmektedir.

Yazarların en güvenilir sınıflama olarak kabullendik- leri ve örneklerin normatif plajioklas bileşimi (N.P.C.) -nor- matif renk göstergesi (N.C.I.) içeriklerine göre düzenlenen Irvme ve Baragar (1971) sınıflamasında ise (Şekil 12) lav- ların andezit, dasit ve ender olarak riyolit türünde oldukları saptanmıştır. Ayrıca volkanitlerin Irvme ve Baragar An-Ab'-Or üçgen diyagramı da yapılacak olursa, lavların K'ca zengin andezit, riyodasit ve riyolit oldukları belirgin- leşir (Şekil 13).

Yeresel magmanın kökenini araştırmak için Gottini (1968)nin geliştirdiği ^ = A12O^ — Na^O/TiC^ nin SiO2ye VB 8 = Ritmann indisine göre değişim grafikleri çizilmiştir.

(Şekil 14/A) ve 14/B). Bunlardan T değerinin SiO^ye gö- re değişim diyagramı incelenecek olursa, SiO2 miktarı art- tıkça i değerleri de yükselmektedir. Gottini (1968) nin araş-

(6)
(7)

UŞAK VOLKANÎTLERİNİN PETROLOJİSİ 191

(8)

192 ERCAN - DÎNÇEL - GÜNAY

(9)

UŞAK PETROLOJÎSİ 193

önermektedirler. Çeşitli sınıflarla adlandırılan Uşak lavla- nnın DX değerleri de önerilen bu değerlere uymaktadır.

Uşak volkanitlerinde tikel kristalleşmenin etkisini orta- ya koymak için Kuno ve diğerleri (1957) nin geliştirdikleri katılaşma indisi (S.I.=Solidification indeks) ne göre oksit- lerin defişimi incelenmiştir. (Şekil 15/C). Katılaşma indisine

kıyasla, çeşitli oksitlerin değişimlerini gösteren eğrilerde, SJ. değerleri arttıkça CaO ve MgO oksitlerin değerlerinin arttıkları ve SiO^, K^O ve Fe oksitlerin değerlerinin azal- dıkları göze çarpar. TiC^, Na,2O ve A1,2O3 oksitler ise pek belirgin değildir. Katılaşma indisi en yüksek olan kayacın bileşimi, ana magma bileşimine en yakın olmalıdır. Beydağı volkanitleri (örnek: 7, 9, 11) nitelikteki lavların katılaşma indisleri en yüksektir, dolayısıyla ana magmaya en yakın

(10)

194 ERCAN - DÎNÇEL - GÜNAY

Sekil U/B: Volkanitlerde log Z nun log 5 ya göre değişimi.

Figure 14/B: Variation of log Z with log 5 in the volcanics.

yılarak Uşak volkaıütlerinin paleo yitim zonundan türedik- leri derinliğin, Ninkovich ve Hays (1972) in kullandığı di- bileşime sahip olmaları gerekmektedir. Bu üp lavlarda kir- yagram yardımıyla yaklaşık 200-300 km. olduğu çıkarsana- lenme daha azdır. bilir. (Şekil 16).

Ninkovich ve Hays (1972), volkanik kayaçlarm K^O/SiO,,

oranlarıyla yitim zonunun derinliği arasındaki kaııtitatif SONUÇLAR» VE TABTIŞMAJLAR

bağımsızhğm gerçekten etkin olan plaka kenarlarında bu- Kimyasal analizler, Karaboldere volkanitlermden 10 ör- lunduğunu öne sürerler. Bu bağımsızlığın eski ve günümüz- nek, Beydağı volkanitlerinden 11 örnek ve Payamtepe vol- de etkin olmayan yitim zonları için de geçerU olduğu varsa- kanitlerinden 1 örnek alınarak yapılmıştır. Analiz sonuç-

(11)

UŞAK VOLKANÎTLERİNÎN PETROLOJÎSÎ

İ95

§ekil 15 jC: Volkanitlerin esas elementlerinin S.I. değerlerine göre değişim diyagramları.

Figure 15/C: Variation diagrams of the major elements of the vol- cames according to S.I. values.

( N . n k o v i c h & H a y s , 1 9 7 2 )

16: Volkanitlerin KsO/SiOs ye kar§ıt Benioff stonnnnn derin- lik diyagramı.

Figure 16: KtO/SiOe versus the depth of the Benioff seone diagram of the volcanics.

h — Volkanların altında Benioff zononun derinliği (Depth of Benioff zone under volcanoes)

larimn değerlendirilmeleri, Karaboldere volkanitleri (Üst Miyosen) ve Beydagı volkanitleri (Alt-Orta PMyosen) ara- sında bir yaş farkı olmasına karşın, petrografik ve kimya- sal özellikleri, kökensel açıdan birbirleriyle ilgili oldukları ve tek bir ana magmadan türediklerini belgelemektedir. Her üd gruptakiler de kalkalkalen andezitik, dasitik ve riyoîitik türde volkanitlerdir. Dikendere volkanitlerinden kimyasal analiz için örnek alınmamıştır. Esasen Dikendere volkanit- leri çalışma alanı KB sındaki Muratdagı çevresinde daha geniş yayıkmh olup, bu yörede çalışan Bingöl (İ977) ün aldığı örneklerden yaptırdığı kimyasal analiz sonuçlan ile

Karaboldere- ve Beydağı volkanitlerinin örneklerinin kimya- sal analiz sonuçları benzeşmektedir. Dikendere volkanitleri de kalkalkalen riyoîitik ve riyodasitik türde volkanitlerdir.

Bingöl (1977) yaptığı radyometrik yaş belirlemesi ile bunla- rın Orta Miyosen (16-20 milyon yıl) yaşlı olduklarını- sap- tamıştır. Üst Pliyosen yaşlı Peyamtepe volkanitlerinden 1 örneğin kimyasal analizi yaptırılmış ve ilk üç guruptan bir ölçüde farklı olduğu açığa çıkmıştır, örnekte SiO2 miktarı diğerlerinden daha düşük olup (%56, 78), kayaç bazaltik-an- dezit grubuna yaklaşmaktadır, örneğin kalkalkaîenliği çok zayıftır (6=5.29) ve alkalen niteliği daha belirgindir. Mag- madaki bu değişikliği tam çözümleyebilmek için Payamtepe volkanitlerinin çalışma alanı dışında daha başka yüzleklerin- den de kimyasal analiz için çeşitli örnekler alınması gerek- mektedir.

Kalkalkalen volkanitleri oluşturan magmanın, yüksek basınç altında kuvars eklojitlerin veya alçak basınçlarda amfibolitlerin yitme bölgelerindeki Benioff zonu boyunca kısmen veya tamamen ergimesi ve dalan levhanın mobilizas- yonunun da karışmasıyla türedikleri görüşü ağırlık kazan- dığından çalışma alanındaki volkanitlerin bir paleo yitim zonundan türediğini çıkarsamak olasılıdır. Esasen bazı araş- tırmacılar (Borsi ve diğerleri, 1972) da, Batı Anadolunun diğer kalkalkalen volkanitlerinden saptadıkları Sr izotopik bileşiminin 0,708 dolayında oluşunu da yiten bir litosfer par- çasına bağlamakta ve okyanus kabuğu (toleyit), denizel çö- keller ve/veya Sial'ik kabuk parçalarından oluştuğunu belirt- mektedirler. Öte yandan çalışma alanındaki volkanitlerin K'ca zengin oluşları, bunların ada yayından daha çok And tipi kıta kenarı veya kıta içi volkanitlerinden olduğunu dü- şündürmektedir. Jakes ve White (1971), genellikle kıta ke- narlarında görülen yüksek K'lu andezitlerin, ada yaylarında görülen düşük K'lu andezitlerden ayırdedilmesi gereğini öne sürmektedirler. Sonuç olarak Uşak kalkalkalen volkanitle- rinin, tüm Batı Anadolu kalkalkalen volkanitleriyle birlikte olasılıkla Alt Eosende oluşan ve Üst Miyosene doğru duray- lılaşmaya başlayan bir eski yitim zonundan türemiş olup, And tipi kıta kenarı volkanitlerinden olduğu ve volkanizma- nm Miyosen ve Pliyosen devirleri boyunca 4 evrede etkinli- ğini sürdürdüğü söylenebilir. Çalışma alanında bazalt ande- zit-dasit-riyolit dizisinin ürünleri izlenmektedir. En önem- lisi, Batı Anadolu ve Ege bölgesinde bu güne değin Üst Eo- sende başladığı ve Miyosen sonunda etkinliğinin sona er- diği öne sürülen Tersiyer kalkalkalen volkanizmasının, Pli- yosen devri boyunca da süregeldiğinin saptanmış olmasıdır.

Uşak yöresindeki volkanitlerde önümüzdeki yıllarda yapıla- cak jeokronolojik yaş belirlenmelerinin de bu görüşü kanıt- layacağı kanısındayız.

Ritmann (1953), Gorshov (1965), Kono (1966), Hather- ton ve Dickinson (1968), Ninkovieh ve Hays (1972) v.b. bazı araştırıcılar çalıştıkları bölgelerdeki genç kalkalkalen volka.

nitelerde K^O ve K^O/SÎO2 içeriklerinin Benioff zonunun ar- tan derinliğiyle arttığını saptamışlardır. Ancak buna karşın Nielson ve Stoiber (1973; Miyashiro, 1975 den) gibi bazı araştırıcılar da, ada yaylarının kıtaya doğru K^,O artışı gös- termekte birlikte K2O ve Benioff zonu derinliği ilişkilerinin bölgeden bölgeye büyük ölçüde değiştiğini göstermiş ve K2O içeriğinin, Benioff zonunun tam bir fonksiyonu olmadığını savlamışlardır. Biz ilk kuramı ve tüm Batı Anadolu volka- nitlerinin levha içi açılmalarla değil de bir paleo yitim zo- nundan türediklerini kabullenirsek, bu kuramı Batı Ana-

(12)

196 ERCAN - DÎNÇEL» - GÜN AY âolu ve Ege bölgesindeki tüm Miyoaen-püyosen yaşlı kalkaU

kalen volkanitlere uygulamak ve bu volkanitlerin türecüği»

olasılıkla Alt Eosende başlayıp, Miyosen sonunda duraylılı- ğını kazanmış bulunan paleo yitim zonunun bugünkü yerini yaklaşık olarak belirlemek olanağı doğmaktadır:

Çizelge-2 de Batı Anadoludaki bazı volkanitlerin çeşitli araştırıcılar tarafından elde edilen kimyasal analiz sonuçlan karşılaştırılmış ve tüm volkanitlerde Batıdan Doğuya doğru kesin olarak bir potasyum zenginleşmesi olduğu saptanmış- tır. Batıdaki MidiUi-Karaburun-Koeadağ-Izmir yörelerinde KgO ortalaması ve KpjBiO^ ortalama değerleri en düşük- tür. Doğuya doğru gidildikçe Foça ve Bergama yörelerinde volkanitlerin potasyum içeriği artmakta, daha doğuda Uşak ve Muratdağı yörelerinde ise en yüksek değerlere ulaşmak- tadır. Çizelgelerde de görülebileceği gibi Uşak volkanitlerin- de K^O aritmetik ortalaması %4,73 ve ortalama K2O/SiO2 değeri =0,0762; Muratdağı volkanitlerinde ise Kfi aritme- tik ortalaması %4,72 ve ortalama K^O/SiO^ değeri =0,0727 ye çıkmaktadır. Aynı bölgelerdeki SiO^ içerikleri özdeş olan volkanitlerin de tümü incelenmiş ve Batıdan Doğuya olan potasyum zenginleşmesi ortaya çıkmıştır. Şekil 17 de ise Batı Anadoludaki Miyosen ve Pliyosen yaşlı kalkalkalen vol- kanitlerin yaklaşık sınırları ve eski yitim zonunun olasılıklı yeri çizilmiştir. Ege denizindeki kalkalkalen volkanit yüzlek- lerinin dizilimi göz önüne alınarak yitim zonunun Enez-Sa- mothraki-Ldmni-Ayios-Oxylithos hattının daha batısından geçtiği çıkarsanabilir. Bilindiği gibi yakınsayan levha kenar- larında okyanusa! kabuk, yitme zonu boyunca enezyuvar içine dalmakta, yitim zonu bir kıta önünde yer alıyorsa ada yayları oluşmayıp And dağları tipi kıta kenarı oluşmakta- dır. Bu kıta kenarının özelliği, yitme zonundan 200-300 km.

kıta tarafından şiddetli kalkalkalen volkanizmanın yer al- masıdır. Ayrıca granitik ve granodiyoritik plütonlar da de- rinde kıta kabuğu içine intrüzyon yapmaktadır. Düşük eğim-

li yitim zonlarında, volkanizma hendekten 280-1000 km.

uaklıkta olabilmektedir. (Dickinson, 1972). Batı Anadolu kalkalkalen volkanitleri tüm bu kurallara uymaktadır. Pa- îeo yitim zonuna en yakın volkanitler olan Enez Samothra- ki-Ldmni-Ayios-Oxylithos volkanitlerinin dizilimi bunların bir ada yayı olduğunu düşündürmektedir. Ancak bu volka- nitlerde bu güne değin ada yaylarını belirleyecek yay tole- yitlerinin varlığına ilişkin bir yeri bulunamamıştır. Bu du- rumda Batı Anadolu kalkalkalen volkanitlerinin kıta kena-, rı, Uşak ve Muratdağı volkanitlerinin de aşırı potasyum içermeleri nedeniyle, yitim zonuna en uzak ve daha çok kıta içi tipi volkanitler oldukları çıkarsanabilir.

Batı Anadolu ve Ege denizindeki volkanıtlerde, ileride yapılacak daha ayrıntılı petrolojik ve jeokronolojik çalışma- lar, konuya daha fazla açıklık getirecektir.

KATKI .BEUD&TME

Çalışmalarımız esasında kimyasal analiz sonuçlarının yorumlanmalarında değerli görüşleriyle ışık tutan ve destek olan, Cumhuriyet Üniversitesi Yerbilimleri Enstitüsü öğre- tim üyelerinden Dr. îlker Batum'a ve analiz sonuçlarının bilgisayar programlanmasında yardımcı olan A. Fikret To- run'u şükranla anarız.

Kimyasal analizlerin yapılmasını sağlayan M.T.A. Ens- titüsünden Doç. Dr. Ergüzer Bingöl'e ve örneklerin petrog- rafik incelemelerine katkıda bulunan Metin Şengün'e teşek- kürü borç biliriz.

Kimyasal analizleri yapan M.T.A. Enstitüsü Labors,tu- varlar Dairesinden T. Saltoğlu, T. Akyüz, E. Alpaslan, M.

Türkalp, ve E. Esen'e; araştırmanın yayımlanması için biz- leri teşvik eden Tahir Öngür'e teşekkür ederiz.

(13)

JJŞAK VOLKAJSfÎTLERÎNlN PETROLOJİSİ 197

(14)

198 ERCAN - DÎNÇEL -• GÜNAY

DEĞİNİLEN BELGELER

Alptekin, ö., 1973, Focal mechanism of earthquakes in Western Tur- key and their tectonic implications: Doktora tezi, New Mexico Mining and Technology Ins, yayınlanmamış.

Batum, Î., 1975, Petrographische und geechemische untersuchungen in den vulkangebieten Güllüdag und Acıgöl: Doktora tezi, Albert Ludwigs Üniv. Freiburg 103 s., yayınlanmamış.

Bingöl, E., 1977, Muratdagı jeolojisi ve ana kayaş birimlerinin pet- rolojisi: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 20, 2, 13-66.

Borsi, S., Ferrara, G., İnnocenti, F., ve Mazzuoli, R,, 1972, Geoch- ronology and petrology of recent volcanics of Eastern Aegean sea: Bull, vole, 36, 473-496.

Burri, C, Tatar, Y., ve Weibel, M., 1967, Zur kenntnis der jungen vulkanite der halbinsel Bodrum: Schweiz. Min. Petr. Mitt, 47, 833-854.

Caputo, M., Panza, G.F., ve Postpischl, D., 1970, Deep structure of the Mediterranean basin: Jour. Geophys. Res., 75, 4919- 4923.

Carmichael, I.S.E., Turner, F.J., ve Verhoogen, J; 1974, Igneous Petrology: Me Graw-Hill Book Company, 739 s.

Church, B.N., 1975, Quantitative classification and chemical com- parison of common volcanic rocks: Geol. Soc Amer. Bull., 86, 257.263.

Dewey, J.F., Pitman, W.C., Ryan, W.B., ve Bonnin, J., 1973, Pla- te tectonics and the Alpine system: Geol. Soc. Amcr. Bull., 84, . 3137-3185.

Dickinson, W.R., 1972, Evidence fo rplate tectonic regimes in the rock record: Amer. Jour. Scien., 272, 551-576.

Ercan, T.^ Dinçel, A., Metin, S., Türkecan, A., ve Günay, E., 1978, U§ak yöresindeki Neojen havzalarının jeolojisi: Türkiye Jeol.

Kur. Bült. 21, 2, 97-106.

Finetti, I., ve Morelli, C, 1974, Geophysical exploration of the Mediterranean sea: Bull. Geophys. Theor. Appl., 60, 263-341.

Fytikas, M., Giuliani, O., Innocenti, F.^ Marinelli, G., ve Mazzuoli, R., 1976, Geochronological data on recent magmatism of the Aegean sea: Tectonophysics, 31, T29-T34.

Georshov, G.S., 1965, On the relations of volcanism and the upper mantle: Bull. Vole. 28, 159-188.

Gottini, V., 1968, The TiO2 frequency in volcanic rocks: Geol. Rdsch., 57, 920.935

Hatherton, T., ve Dickinson, W.R., 1968 Andesitic volcanism and seismicity in New Zealand: Jour. Geophys. Res., 73, 4615- 4619.

Irvine, T.N., ve Baragar, W.R.A., 1971, A guide to the chemical classification of the common volcanic rocks: Can. Jour. Earth.

Sci., 8, 523-548.

Innocenti, F., ve Maaszuoii, R., 1972, Petrology of the tzmir-Kara- burun volcanic area: Bull. Vole, 36-1, 83-103.

Jakes, P., ve White, J.R., 1971, K/Rb ratios of rocks from island arcs: Geochim. Cosmochim. Acta, 34, 849-856.

Keller, J., ve iVllari, L., 1972, Rhyolitic ignimbrites in the region of Afyon: Bull. Vole, 36-4, 342-358.

Kuno, H., 1966, Lateral variation of basalt magma across continen- tal margins and island arcs: Can. Geol. Surv. Paper, 66-15, 317-336.

Kuno, H., Yamasaki, K., Iida, C, ve Nagashima, K., 1957, Diffe- rentiation of Hawaiian magmas: Jap. J. Geol. Georgr., 28, 179-218.

Le Pichon, X., Francheteau, J., ve Bonnin, J., 1973, Plate tectonics:

Developments in geotectonics, 6, Elsevier, Amsterdam, 300 s.

Lort, J.M., 1971, The tectonics of the Eastern Mediterranean-A geop- hysical review: Rev. Geophys. Spac. Phys., 9, 2, 189-216.

MacDonald, G.A., ve Katsura, T., 1964, Chemical composition of Ha- waian lavas: Jour. Petrology, 5, 1, 82-133.

McKenzie, D.P., 1972, Active tectonics of the Mediterranean region:

Geophys. Jour. Roy, Astron. Soc, 30, 109-185.

Miyashiro, A., 1975, Petrology and plate tectonics; Rev. Geophys.

sp. Phys., 13, 94-98.

Nicholls, I.A,, 1971, Santorini volcano, Greece-tectonic and petroche- mical relationships with volcanics of the Aegean region: Tecto- nophysics, 11, 377-385.

Ninkovich, D. ve Hays, J.D., 1972, Mediterranean island arcs and origin of high potash volcanoes: Earth Plan. Sc. L e t , 16, 331-445.

Nockolds, S.R., 1945; Average chemical compositions of some igneous rocks: Geol. Soc, Amer. Bull., 65, 1007-1032.

özpeker, I., 1973, Nemrut yanardağının volkanolojik incelenmesi:

Tübitak IV. Bilim Kong. Tebliğler Kitabı, 1 h.

Papazachos, B.C., 1973, Distribution of seismic foci in the Medi- terranean and surrounding area and its tectonic implications:

Geophys. our. Roy. Astro. Soc, 33, 421-430.

, ve Comninakis, P.E., 1971, Geophysical and tectonic features of the Aegean arc: Jour, Geophys, Res., 76, 8517- 8533.

Paraskevopulos, G.M., 1958, Über den ehemisnus and die provin- zialen verhaltnisse der Terziaren und Quartaren: Tscherm.

Min. Petr. Mitt., 6, 13-72.

Pe, G.G., ve Gladhill, A., 1975, Strontium isotope ratios in valcanie rocks from the south-eastern part of the Hellenic arc: Lithos, 8, 209-214.

:, ve Piper, D.J.W., 1972, Volcanism at subduction zones the Aegean area; Bull. eGol. Soc. Greece, 9, 1-3, 133-143.

Rabinowitz, P., ve Ryan, W., 1970, Gravity anomalies and erustal shortening in the Eastern Mediterranean: Tectonophysics, 10, 585-608.

Ringwood, A.E., 1969, Composition and evolution of the upper mantle:

The Earth's crust and upper mantle, Geophys. Monog. 13, 1-17.

Ritmann, A., 1953, Magmatic character and tectonic position of the Indonesian vo'canoes: Bull. VnWv. , i -

Savagçm, Y., 1978, FoeaJUrla Neojen volkanitlerinin mineralojik- eJokimyasal incelenmesi ve kökensel yorumu: Doçentlik tezi, Ege Üniv. Yerbilimleri Fak., îzmir, 65 s.

Smith, A.G., ve Moores, E.M., 1974, Hellenİdes: Mesozoic-Cenozoîe orogenic belts: Scottish Aca. Press, Edinburgh, 159-186.

Streckeisen, A.L., 1967, Classification and nomenclature of igneous rocks: N. Jb. Miner. Abh., 107, 2-3, 144-240.

Taylor, S.R., 1969, Trace element chemistry of andesites and asso- ciated calkalkaline rocks: Proceedings of the Andesite confe- rence, Oregon Dept. Geol. Min. Ind. Bull., 65, 53-63.

Tekkaya, t, 1976, însanlara ait fosil ayak izleri: Yeryuvarı ve în- san, 1, 2, 8-10.

Thornton, C.P., ve Tuttle, O.F., 1960, Chemistry of igneous rocks.

Part: 1, Differentiation Index: Amer. Jour. Scien., 258, 664-684.

Tilley, C.E. ve Muir, D, 1967, Tholeiite and tholeiitic series: Geol.

Mag., 104, 337-743.

Toksöz, M.N., 1975, Subduction of the lithosphere: Sci. Amer., 220, 11, 113-122.

Vilminot, J.C., ve Robert, U., 1974, A propos des relations entre le volcanisme et la tectonipue en Mer Egâe: .CR. Acad. Sc Paris, 278, 2099-2102.

Referanslar

Benzer Belgeler

Okulumuz 2 yıl İzzettin Çalışlar Lisesi bünyesinde eğitim öğretimini yapmış 1993–1994 öğretim yılında Özel İdarenin yaptırdığı öğrenci yurtlarına taşınmış ve 4

Avrupa Meslek Yüksekokulu Müdürlüğüne Bahçeşehir Üniversitesi Rektörlüğüne Balıkesir Üniversitesi Rektörlüğüne Bartın Üniversitesi Rektörlüğüne Başkent

Burada güzel adlandırma örnekleri daha çok Alaşehir ve çevresi etrafında toplanan derlemelerden elde edilmiştir. a) çepildeKli: Özellikle evli kadınlara söylenen

Şekil üzerinde de görüleceği üzere volkanitler Sial kökenli bir bölge içinde yer almaktadır.. Şekil 14: Volkanitlerin

7.674,2 hektar Arpa, Buğday, Nohut, Tritikale, Ayçiçeği (Yağlık), Yem Bitkileri, Yulaf, Patates Örtü Altı Üretim Alanı 26,5 hektar Sebze Alanı 1.162,3 hektar Meyve /

1) Adalet, eşitlik, özgürlük, hoşgörü, saygı ve sevgi gibi evrensel değerler; bizim temel değerlerimizdir. 2) Basarî bir alışkanlıktır ve ömür boyu süren bir yolculuktur.

Yerleşimlerden elde edilen çanak çömlekler arasında Göller Yöresi yerleşimleriyle benzer bir şekilde, genellikle Neolitik Çağ tabakalarında yoğun görülen dikine ip delikli

2020; 18 (3); Beşerî Bilimler Sayısı | Sayfa 22 motifinin iki yanına ise birer çok çenekli çiçek motifi olarak uygulanmıştır), gülbezek (Karaköse Köyü Köyiçi