• Sonuç bulunamadı

YASALAR VE ETİK

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YASALAR VE ETİK"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YASALAR VE ETİK

(2)

• Yasa: Devletin yasama gücü tarafından konulan, herkesin uyması zorunlu olan yaptırıma bağlı

kuralların her biri.

• Kanun: Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması zorunlu olan temeldir.

• Yasanın amacı: Toplumsal dönüşüme katkı

sağlamak, ülkelerin ulaşmak istedikleri seviyeye çıkmalarını sağlamak denilebilir. Aynı zamanda toplumların aynasıdır. Bireye ve topluma güven, huzur, mutluluk ve rahatlık verir.

(3)

Hem hukukun, hem de etiğin en önemli konuları hak, adalet, özgürlük, eşitlik, insan onuru gibi değerlerdir. Etiğin temelini oluşturan bu değerler, hukuk sayesinde toplumsal yaşamda uygulama alanı bularak pozitif hukuk kuralı haline gelebilmektedir. Bu sebeple denilebilir ki, bu değerler, etik ve hukukun etkileşimine neden olmakta ve etik ile hukukun kesişim noktası içinde yer almaktadırlar.

Etik - Hukuk İlişkisi

(4)

Etik İlkeler ile Hukuk Kurallarının Benzerlikleri

▪Etik ilkeler de hukuk kuralları da insan eylemlerini konu almaktadırlar.

▪ Etik ilkeler de hukuk kuralları da insan eylemlerine sınırlama getirmektedirler.

▪ Hem etik ilkeler hem de hukuk kuralla rı bazen yazılı; bazen ise, yazısız olan normlardır.

▪Etik, hukukun dayanağını

oluşturmaktadır; hukukun oluşumuna ve gelişimine yön vermektedir

(5)

Etik İlkeler ile Hukuk Kurallarının Farklılıkları

▪Etik, davranış standartlarının neler olduğunun ya da olması gerektiğinin belirlenmesi aşamasını; hukuk ise, toplumun huzur ve güven içinde

yaşamasının teminatını oluşturur.

▪Etik, ilkeler çerçevesinde ne yapılması gerektiğini ortaya koyarken;hukuk, kurallar çerçevesinde ne yapılabileceğini ortaya koymaktadır

▪ Etik ilkeler, insan eylemlerine ve davranışlarına bir sınırlama getirmekle birlikte, bu ilkelere aykırı davranılması halinde, hukuki anlamda bir yaptırım uygulayamamaktadırlar. Hukuk kuralları ise, hukuk kurallarına aykırı

davranılması halinde yaptırım uygulayabilmektedirler

▪ Etik ilkeler, genellikle yazılı olmayan normlardır. Hukuk kuralları ise,çoğunlukla yazılıdırlar.

(6)

Tarihsel Süreçte Yasalar ve Etik ▪ İnsanoğlunun varoluşuyla birlikte, bir arada yaşamanın gerekliliği kabul edilmiş,

bununla birlikte kural

koymanın da kaçınılmaz olduğu görülmüştür.

▪ Tarih sahnesine çıkan ilk yazılı yasa 282 maddelik Hammurabi (M.Ö. 1795-1750) Yasalarıdır.

▪ Hammurabi Yasaları çok katı ve genelde ölüm fermanı ile

sonuçlanıyor olsa da, bu yasaları kendi devri içinde

değerlendirmek gerekir. Genel olarak bu yasalar, insanların işlerini düzgün yapmalarını amaçlamakta, başkalarının haklarını gasp etmeyi

engellemeye çalışmaktadır.

Yinede çoğu yasanın etik olup olamadığı tartışmaya açıktır.

Babil Kralı Hammurabi'nin (MÖ 1728-MÖ 1686) çeşitli meselelerde verdiği kararlar, Babil'in

koruyucu tanrısı Marduk adına yapılan Esagila Tapınağı'na dikilen bir taş üzerine Akatça dilinde yazılmıştır. Hammurabi, kendisine bu kanunları yazdıranın güneş tanrısı Şamaş'ın olduğunu söylemiştir.

(7)

Hammurabi Kanun Maddelerinin Konuları

• Adaletin yerine getirilmesine karşı işlenen suçlar(1-5)

• Mülke karşı işlenen suçlar: (6-25)

• Arazi ve Ev: (26-60-4)

• Ticaret ve Alışveriş (107-126)

• Evlilik Aile Mülkiyeti (127-194)

• Taarruz: (195-214)

• Meslek adamlarına ait suçlar: (215-240)

• Fiatlar ve Ücretler: (241-277)

• Köle Hakları: (278-282)

(8)

Bu yasalardan bazıları şu şekildedir.

• Eğer hekim, ağır yaralı adamın neşterle üzerinde çalışıp adamın ölümüne sebep olursa veya adamın göz bölgesini bronz neşterle açıp, adamın gözünü kör ederse, (hekimin) bileklerini keseceklerdir.

• Eğer bir adam, bir adamı suçlayıp ona cinayet suçu atar (onu cinayetle suçlar) ve bunu ispat edemezse, suçlayan kimse öldürülecektir.

• Eğer bir mimar, bir adama ev yapıp, yapıtını sağlam yapmazsa ve yaptığı ev çöküp, evin sahibinin

ölümüne sebep olursa, o mimar öldürülecektir.

(9)

• Eğer bir adam, bir adam hakkında (onun) büyü (yaptığını) iddia ederse ve onu ispat etmezse

(edemezse), üzerine büyücülük iftirası atılan adam, nehre gidecek, (nehre dalacaktır). Eğer nehir onu çekerse iftira eden onun evini (mülkünü) alacak

(sahiplenecektir). Eğer adamı nehir temize çıkarırsa ve selamete çıkarsa ona iftira eden adam

öldürülecektir. Nehrin selamete çıkardığı (adam) iftiracının malına mülküne sahip olacaktır.

(10)

• Bir kişi, başkası için bina yapıyorsa, bina henüz

tamamlanmamış olsa bile, duvarı yıkılmışsa, inşaatı yapan kişi, kendi imkânlarıyla duvarı daha sağlam hale getirir.

• Eğer bir yargıç bir davaya bakar ve bir karara varırsa verdiği hükmü yazılı olarak takdim eder; daha sonra verdiği kararda bir hata ortaya çıkarsa ve bu kendi hatasından kaynaklanırsa o zaman davada onun

tarafından kararlaştırılan para cezasının on iki katını öder ve halka ilan edilerek yargıçlık makamından el çektirilir ve bir daha asla yargıçlık icra etmek için

oraya oturamaz.

(11)

• Eğer bir adamın borcu varsa (fakat) tarlasını fırtına tanrısı su altında bırakırsa veya sel götürürse yahut susuzluktan tarlada arpa yetişmemişse, o yıl arpayı alacaklıya ödemeyecektir. Tableti (vesikası)

ıslatılacak (silinecek) ve o yıl için faiz vermeyecektir.

• Eğer bir adam, bir kadın alır (fakat) sözleşmesini yapmazsa, o kadın zevce değildir (sözleşme

yapmadığı için karısı sayılmaz).

(12)

• Eğer bir kişi başkasına saklaması için gümüş, altın ya da başka bir şey verirse verdiği her şeyi birkaç

şahide göstermelidir, bir sözleşme hazırlanmalıdır ve ondan sonra saklanması için teslim edilmelidir.

• Eğer şahit ve sözleşme olmaksızın saklanması

amacıyla teslim ediliyorsa ve teslim alan kişi bunu inkar ediyorsa o zaman yasal olarak talep

edebileceği bir hak yoktur.

(13)

▪ M.Ö. 300’ lü yıllarda ise eski Atina ve komşu bölgelerde, Eflatun ve Aristo’nunda yaşadığı bu dönemde doğru-

yanlış, iyi-kötü, erdemli olmak gibi kavramlar insanlar arasında tartışma konusu olmuş ve yeni bir felsefi akım başlamıştır.

(14)

Eflatun yasaların üstünlüğü bakımından Sokrat ile aynı düşüncede olsa bile kanunların çıkarılmasındaki

demokratik sürece geniş katılım taraftarı değildir.

Kanunların çıkarılma işi toplumun elit kesimlerine bırakılmalıdır.

Tarihte siyaset ile uğraşanlar ve kural koyucular, kendi yandaşları için normlar geliştirmeye çalıştıklarını

görüyoruz. Örneğin Mısır mitolojisinde yer alan Book of Death kitabında « fakirin hakkını yemedim, hırsızlık yapmadım, insanları öldürmedim, aç insana ekmek, susamış insana su, çıplak insana giyecek verdim»

ifadeleri yer almaktadır.

(15)

Yine Çin Hükümdarı Chink’ang Konfüçyüs’e hükümeti sorduğunda aldığı cevap «Ülkeyi yönetmek demek

halkı doğru yola götürmek demektir. Halkı doğrulukla yönetirsen , doğru davranmamayı kim göze alabilir.»

şeklindedir. Hükümdar «İyi ilkeler için ilkelere bağlı

olmayanları öldürme konusunda ne dersin» sorusunu yönelttiğinde ise «Hükümeti yönetirken neden

öldürmekten söz ediyorsunuz, iyi olan şeyler için istekte bulunursanız halkta iyi olur. Büyüklerle

küçükler arasındaki ilişki yelle otlar arasındaki ilişkiye benzer. Yel esince otlar eğilir» cevabını alır.

(16)

Eski Roma ve Stoacılık denilince akla gelenlerden birisi de Epidetus. Ahlak

konusu üzerinde duran ve Sokrates’ten

etkilenen Epicdetus,’’ iradenin dışında, iyi ya da kötü olan hiçbir şey bulunmadığını kabul etmemiz gerekir.

Mutluluk ve özgürlük tek bir prensibi net bir şekilde anlamakla başlar: Bazı şeyler kontrolümüz dahilindedir, bazı şeyler değildir.

(17)

İ

nsan kendisine ne verilmişse onunla

yetinmeli; erişemeyeceği, sahip olamayacağı şeyler için açlık ve kıskançlık duymamalıdır.

Bütün bu duygular onu mutsuz kılar. O halde yapılması gereken şey, akla uygun olmayan duygular ve tutkular karşısında kişinin gücü olması, bağımsızlığını kazanmasıdır.’’

Sözleriyle amacın, insanların kendi

hayatlarının efendisi olmak olduğunu ileri sürer.

(18)

İslam’da Bakara

Suresinin 112. Ayeti ‘’

kim güzel davranış ve iyilikte bulunarak

kendisini Allaha teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve

onlar mahzun

olmayacaklardır.’’

Buyurulmaktadır.

(19)

Museviliğin on emir kitabında

‘’ anne ve babanı şereflendir, öldürme, çalma, komşuna

yalan söyleme, aranızda fakir biri olduğunda kalbinizi

katılaştırmayın veya fakir

kardeşinizden uzaklaşmayın.

Ona karşı cömert olun ve ihtiyacı kadar ödünç verin.’’

İfadeleri karşımıza çıkıyor.

(20)

Hristiyanlık matta incili ‘’

komşunu seveceksin, düşmanlarından nefret edeceksin dendiğini

duydunuz. Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin.’’ Luka incili ise ‘’

ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık

beklemeden ödünç verin.

Alacağınız ödül büyük olacak.’’ Çağrısında bulunuyor.

(21)

İslamiyet öncesi Türk devletlerinde devletin kurulu düzeni olarak görülen töre çok önemliydi. Türk töresi, kağanda dahil olmak

üzere tüm toplumca mutlak suretle uyulması gereken hukuk kuralları toplamıdır.

(22)

Göçebe hayatın getirmiş olduğu zorunluluklar ve beraberinde uyulması gereken kurallar vardı. Yeni neslin eğitilmesinde törenin kuralları önemli yer tutmaktadır. Töreye verilen önem çok büyük olup,

etkin hukuk kurallarının konulması ve eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde uyulması devletin sürekliliği için gerekli görülürdü. Hatta törenin devletten bile önce geldiği, töresini kaybetmiş bir topluluğun yok olacağı düşüncesi ile kağanların töreye daima bağlı kalması istenmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Etik, insanlar için iyi olanın ve onlar için yapılması iyi olan şeyin ne olduğunu belirlemeye çalışan felsefe dalıdır.. • Daha geniş bir tanımla etik,

hafta Hukukun Dallara Ayrılması (Kamu Hukuku-Özel Hukuk Ayrımı) 76. hafta Ara

Öte yandan iklim kaosunu önlemek için gerekli gerçek emisyon azaltım oranları, fosil yakıt ve kimyasal yoğun şirket tarımının aksine küçük aile tarımının gezegeni

 Her öğrenci deneyi kendi başına yapmalıdır (deney sırasında arkadaşının yardımına ihtiyaç duyan öğrenci, arkadaşının yardımını yalnızca birşeyleri tutmak

1) Türkiye’de Süper ve Birinci, İkinci ve Üçüncü Futbol Liglerinde oynayan takımı olan illerde görev yapan emniyet mensuplarının mevcut yasaların uygulanması ile

Allah ve Resulüne itaat, kuru bir kuralcılığı değil, hem kadının hem de erkeğin davranışlarında kulluk bilincini kuşanmasını; yatay gibi görünen ilişkilerde dahi

 Avrupa Konseyi kuruluşu ile birlikte insan hakları alanında çalışmaya başlamış, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4 Kasım 1950 tarihinde imzalanmıştır. Türkiye ise

Örneğin İskandinav ülkelerinde ve “sosyal demokrat model” olarak adlandırılan model içinde sosyal devletin, eğitim ve sağlık, çalışma koşulları ve güvenceleri,