Manisa Köprübaşı’daki eski bir uranyum madeninden kaynaklanan uranyum kirliliğini gündeme taşıyan gazetemize ve uranyum madenindeki yüksek miktarda radyasyon ölçümlerini yapan bilim insanlarına karşı karalama kampanyası başlatıldı. AKP’li belediye başkanının akrabası olan Adil Mergen tarafından ortaya atıldığı ileri sürülen iftiraya göre, Köprübaşı haberlerini gündeme taşıyan gazetemiz muhabiri Özer Akdemir’in de aralarında bulunduğu üç kişilik ekip, belediyeye giderek para istemekle suçlandı.
BELEDİYE BAŞKANININ AKRABASI
Önceki gün Köprübaşı’ya giden Salihlili yaşam savunucularına, orada bulunan kişilerce ilçede yayılan bu iftiralar aktarıldı. Bu söylentilerle ilgili telefonla görüştüğümüz ve söylentilerin kaynağı olduğu iddia edilen, Kasar köyü civarındaki ölçümler sırasında ekibe rehberlik eden AKP’li Belediye Başkanı Zafer Mergen’in akrabası Adil Mergen, ekibi “Köprübaşı’nın geleceği ile oynamak” la suçladı. “Bu maden dünya kurulalı beri orada. TAEK geldi ölçüm yaptı bir şey yok. Arkanızda İsrail mi var?” diye konuştu.
Mergen, belediyeden para istendiği iddialarının kaynağının kendisi olup olmadığı ile ilgili soruya ise yanıt vermedi. ALTIN MADENCİLERİ DE BÖYLE YAPMIŞTI
Bu iddialarla ilgili görüştüğümüz alanda ölçüm yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, ölçümlerin ardından gidilen belediye başkanıyla “Bilimsel bir çalışma yapmak için beraber
çalışalım, ne tür bir yardımda bulunursunuz?” içerikli bir konuşma geçtiğini belirterek, “çalışacağımız her yerde tabii ki yerel yöneticilerle birlikte olmamız gerekir. O açıdan desteğini istemiştik. O da ‘Aman sakın böyle bir şey
yapmayın’ dedi” diye konuştu. Altın madencilerinin de yıllarca benzer karalama kampanyaları yürüttüklerini aktaran Küçükgül, “Akıl sahibi bir insan bunun ardında yatanı görür” dedi.
‘BAŞKANIN VE KAYMAKAMIN ARAZİLERİ VAR’
Köprübaşı Kasar köyü yakınlarındaki radyasyon ölçümünü yapan ekipteki isimlerden Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Erhan İçöz, bu söylentiyi yayanların amaçlarının dikkatleri başka yere çekmek olduğunu söyledi. İçöz, “çamur atarak esas konuyu karartmak istiyorlar. Bu çok net. Belediye başkanı oradaki yüksek radyasyon
ölçümlerini söylediğimizde, ‘Burada benim, kaymakamın ve birçok kişinin büyük yatırımları var. Böyle bir haberin olması ilçenin değerini düşürür, ticaretine zarar verir’ dedi. Hatta ben de dedim ki, ‘Tam da böyle bir zamanda, seçim arifesinde böyle bir konuyu gündeme getirirseniz ilçenin sağlığını koruyan bir başkan olarak anılırsınız’ dedim ama ‘Yok öyle bir şey’ diye geçiştirdi. diye konuştu.
KÖPRÜBAŞI’DAKİ URANYUM SKANDALI
MAanisa Köprübaşı ilçesi yakınlarındaki eski uranyum madeni sahasında Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Erhan İçöz tarafından yapılan ölçümlerde, limit değerlerin 140 katını bulan radyasyon kirliliği ölçülmüştü. Bölgedeki uranyum kirliliğinin su, toprak ve havayı kirlettiği ve acil önlem alınmasına yönelik onlarca bilimsel rapora rağmen yetkililerin hiçbir şey yapılmadığı ortaya çıkmış, konu kamuoyunda geniş biçimde tartışılmıştı. Gazetemizin gündeme taşıdığı haberlerin ardından açıklama yapan TAEK, alandaki yüksek radyasyonu kabul ederken, bunun cevher alanı olması nedeniyle normal olduğunu ileri sürmüştü. Konu çeşitli partilerden milletvekilleri tarafından TBMM’ye de taşınmıştı.
NÜKLEER LOBİSİ BOŞ DURMUYOR
Köprübaşı’daki uranyum skandalı ile ilgili açıklama yapan Nükleer Teknoloji Platformu (Nükte) adlı örgüt, alandaki radyasyon miktarının yüksek olmasının normal olduğu yönündeki TAEK görüşünü tekrarlarken, bunun aksini söyleyen bilim insanlarını “bilgisizlik” ve “tecrübesizlik”le suçlayan ifadeler kullandı. Platform Koordinatörü Adil Buyan imzasıyla açıklanan nükleer yanlısı bildiride “Ülkemizde medyatik olmak amacı ile yıllardır ortaya çıkan nükleer ve radyasyondan korkutma uzmanlarının yanına bir de ‘uranyum cevherinden korkutma’ uzmanlığını ilave etmemiz gerçekçi olacaktır” denildi. Haberlerde görüşüne yer verdiğimiz bilim insanları ‘düzeysiz ve polemikçi’
olarak tarif ettikleri bu bildiriye yanıt vermenin ‘bilim ve ahlakla’ bağdaşmayacağını dile getirdiler. 4-3-14-İzmir/EVRENSEL