MEHMET ALİ GÜLLER 7’de
Oslo’dan Ankara mutabakatına
Anketler kime, neyi gösteriyor?..
Anketler kime, neyi gösteriyor?..
Anketler kime, neyi gösteriyor?..
Kürtaj ve iktidarın günahı!
8 HAZİRAN 2012 CUMA - 50 KURUŞ KURULUŞ 1921
Barzani’ye iki yeni sınır kapısı
Başbakan Tayyip Erdoğan,
Özel Görevli Mahkemelerin devlet içinde devlet gibi ha- reket ettiğini b e l i r t e r e k , CMK 250’nci maddede deği- şiklik yapacak- larını söyledi. Önceki akşam konuşan Erdoğan, Hakan Fidan krizi için de “alacak- sanız beni alın” dedi. 9’da
Irak Kürt Bölgesel Yöneti-
mi, Türk yetkilileriyle 2 yeni sınır kapısı aç-
ma konusunda anlaşmaya va- rıldığını duyur- du. Neçirvan Barzani’nin bü- rosundan yapı-
lan açıklamada İstanbul’daki görüşmede ham petrolün Türkiye’ye taşınmasının gö- rüşüldüğü bildirildi. 4’te
ISSN 2146-2356
Atatürkçü Düşünce Derneği 12. Olağan Ge- nel Kurul Başkanlığı, Bugün Atatürk gibi yapmanın, Atatürk olmanın, devrimciliğin zamanıdır.
Atatürkçülük, her zaman bir devrim eylemiydi ve hele bugün milletin iktidarını yeniden kur- ma eylemidir. Bilmek yapmaktır.
Bildiğinizi hayata geçireceğinizi de biliyorum.
DOU PERNÇEK
Atatürk gibi yapmak
8’de CHP içinde kazan kaynamaktadır. Halk,
taban ve örgüt, CHP‘nin savruk, il- kesiz, ne yaptığını bilmeyen uygu- lamalarından ve politikasızlıkla- rından memnun değildir. CHP ge- misinin yanlış rotada bulunduğu kanaati yaygındır.
TÜRKER ERTÜRK
6’daÖZDEMİR İNCE yazdı
6’da
Fethullah Hoca’nın yeni
insanı
BAYAZI
Eyyubiler kazanr
Serhan Bolluk
Uzlama Komisyonu için de ayn durum yaand. Bandan beri en ufak bir “çatlak”
ses çkacak diye ödleri kopuyor.
Öyle ki anayasay yazmaya ortasndan baladlar. Duyan tefe koydu tabii.
Washington’un kurgusu gerei yeni bir atak balattlar. ktidar partisi, ana muhalefet partisi, bir üçüncü parti daha, topyekün med- ya rüzgar... En ufak bir sorun yok gibi du- ruyor. Ama yetmiyor. lla 4. parti de gelsin...
Gelse ne olur? Yeter mi?
Uzlama Komisyonu’nda yetiyor mu? Ç- kartabilecekler mi o anayasay?
Estirilen rüzgara hiç aldanmayn. Aydnlk dnda istisnasz bütün gazetelerin verdii büyük destee de. Bu baka olgulara iaret eder. Kimi kontrol altnda, kimi de cereya- na kaplm gidiyor...
Peki millet nerede?
Tam da onlarn korktuklar yerde.
Mersin Akdeniz lçesi Belediye Bakan
Fazl Türk’le, eski MHP l Bakan Kamil Ha- yati Aydn’n durduu yerde.
Orada birlik var, bölünme deil.
Birlik nasl olacak?
Hayati Aydn ne güzel yazm: Haçl’ya, emperyalizme kar! Tpk “atamz” Sela- haddin Eyyubi’nin yapt gibi.
Kaçnlmazdr. Eyyubiler kazanr. Vata- nn savunanlar kazanr.
Saldr büyük. Birlii ve devrimi dayat- yor.
Süreç çok hzl ilerliyor ve büyük frsat- lar barndryor.
Saatleri ileri alma zamandr.
@aydinlikgazete.com
Türkiye resmen Şangay İşbirliği Örgütü’nde
‘Kürt Açılımı Zirvesi’nde çözümü ‘Akil Adamlar’a havale eden AKP ve CHP yanına TÜSİAD’ı da alarak, MHP’yi de sürece ortak etmek istiyor. Amaç, milliyetçi kesimleri de yeni ‘Açılım’a ikna etmek ve girişimi meşrulaştırmak
TÜSİAD DA DEVREDE
Başbakan Tayyip Erdoğan ve CHP Ge-
nel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ye- ni “Kürt Açılımı”için anlaşınca gözler MHP Genel Başkanı Devlet Bahçe- li’ye çevrildi. Başbakan Erdoğan, Kı- lıçdaroğlu’na “MHP’yi ikna edin” de- yince, CHP’sinden TÜSİAD’ına kadar geniş kesimler ikna hareketine geçti.
ERDOĞAN ARŞİVİ
Aydınlıkçılar davasının 3. duruşması dün Si-
livri Cezaevi’nde görüldü. Savunmasına devam eden İşçi Partisi Merkez Karar Ku- rulu Üyesi Mehmet Bedri Gültekin, Ce- maatin elinde Başbakan Recep Tayyip Er- doğan ve AKP’lilere ait geniş bir ses kaydı arşivi olduğunu belirtti.
İKİNCİ PKK AÇILIMI
‘Dün konuyla ilgili konuşan MHP Grup
Başkanvekili Oktay Vural ise, “İkin- ci PKK açılımı projesi” diye nitelen- dirdiği zirve için, “Teröre can suyu ver- mek için hazırlanan hiçbir projenin içinde yer almayız” dedi. Vural, “MHP, Türkiye’de Kürt meselesi olmadığını ifade etmeye kararlı” dedi. 8’de
Akdeniz Belediyesi’nin BDP’li Başkanı Fazıl Türk’ün Aydınlık’tan yaptığı “birlik çağrısı”
Mersin’de yankı uyandırdı. Türk’ün birlik çağrısına ilk yanıt eski MHP İl Başkanı’ndan geldi
Tayyip Erdoan Devlet
Bahçeli
Kemal Klçdarolu
Selahattin Demirta
Mehmet Bedri Gültekin
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İstanbul
Üniversitesi’ni ziyaret edeceği gün okulda çantasında yumurtayla yakalanan ve bu yüzden 11 yıl hapis cezasıyla yargılanan üni- versite öğrencisi Yiğit Ergün, beraat etti.
Kararın ardında açıklama yapan Ergün,
“Onları üniversitemizde yumurtayla karşı- layacağız. Bu yumurtalar, 4+4+4’le eğiti- min gericileştirilmesine, üniversitelerdeki evrim karşıtı faaliyetlere karşı bilimi savun- mak için atılıyor” dedi. 6’da
BAHCELİ DE YETMEZ
Türk Hava Yollar Yönetim Kurulu, AKP’nin hava ikoluna grev yasa
getirmesine kar bir günlük i brakma eylemine gittii için iten att 305 çalann tekrar ie alnma talebini reddetti. ten çkarmalarn hukuka uygun olduunu iddia eden THY
yönetimi, çalanlarn Hava-’in yasad
eylem çarsna uyduunu ve i
brakmadan maddi zarar olutuunu öne sürdü. Dier yandan iten atlan THY çalanlarnn direnileri 10. gününü doldurdu. Dün de çok sayda sendika ve kitle örgütünden ziyaretçileri oldu.
F-TİPİ’NE SERT YANIT
H.Fidan
N.Barzani
MHP’li başkandan BDP’li başkana:
HAÇLI’YA KARŞI BİRLİK OLALIM
THY 305 çalışanı işe almadı THY 305 çalışanı işe almadı
5’te 2’de
Hürriyet satıldı...
YALÇIN KÜÇÜK
yazdı
EREN ERDEM 7’de
Bilimsel teknolojik devrim
SEMİH KORAY 11’de MEHMET FARAÇ 9’da
Eski MHP’li Başkan Kamil Hayati Aydın şöy-
le diyor: “Fazıl Bey, ‘Etle tırnak gibiyiz, ayı- ramıyorlar’ derken hem bir gerçeği dile ge- tirmiş, hem de ‘ayıramıyorlar’ diyerek bir tehlike- ye dikkat çekmiştir. Demek ki ayırmak isteyenler var”
“Kürdüyle Türküyle çok uyanık olmalı, özel-
likle Haçlı zihniyetini, emperyalizmi çok iyi bilmeliyiz. 3. Haçlı Seferi’ni durduran bü- yük komutan Selahaddin Eyyubi’yi Kürt kabul eder ve haklı olarak gurur duyarsınız değil mi?”
“Şunu iyi bilelim ki, Haçlı Seferleri bitmedi. En
çok da bizim üzerimizde oynanıyor. Selahaddin’e layık hareket etmemiz, tuzağa düşmememiz ge- rekmez mi? Selahaddin, Kürt olsa da Türk olsa da sizindir, bizimdir. Hepimiz biriz.” 10’da
Cemaatin elinde Başbakan’ın kasetleri olduğunu belirten Gültekin,
‘AKP ses kayıtlarının yayınını, Cemaati engellemek için yasakladı’ dedi Yeni CHP bir
ABD projesi
‘Bu yumurtalar bilim için atılıyor’
İstanbul’daki Terörizmle Mücadele Kü-
resel Forumu’nun ardından açıklama ya- pan, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clin- ton, Esad ayrılmadıkça Suriye’de istikrar ve huzur sağlanamayacağını öne sürdü.
Clinton, “Suriye’de yeni hükümet” dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise, şu
ana kadar Suriye’de diplomasiyle şiddetin durdurulamadığını öne sürerek, “bu ulus- lararası toplumun zaafiyetidir” dedi. Da- vutoğlu, Suriye’nin Annan Planı’nı birçok kez ihlal ettiğini de iddia etti. 11’de
Anketler kime, neyi gösteriyor?..
İSMET ÖZÇELİK 9’da
Bugünkü karneler hepimizin!
İŞTE BİZİM ÂKİL ADAMLAR
Kamil Hayati Aydn
Fazl Türk
‘Cemaatin elinde Erdoğan’ın kasetleri var’
DİSK: Yeniden ‘15-16 Haziran direnişi’ni örgütleyelim
Gültekin, “Bir merkez hükümeti dinliyor, de- poluyor, sonra ihtiyaç halinde servis edi- yor. İhtiyaç duyduklarında Mehmet Ba- ransu’nun yazılarında olduğu gibi ucunu gösteriyorlar. Ses kayıtlarının yayınının ya- saklanması tasarısı, hükümetin cemaati engelleme çabasıdır” dedi. 10’da
Gültekin, “Bir merkez hükümeti dinliyor, de-
poluyor, sonra ihtiyaç halinde servis edi- yor. İhtiyaç duyduklarında Mehmet Ba- ransu’nun yazılarında olduğu gibi ucunu gösteriyorlar. Ses kayıtlarının yayınının ya- saklanması tasarısı, hükümetin cemaati engelleme çabasıdır” dedi. 10’da
UCUNU GÖSTERİYORLAR
‘Esad gitmeden huzur yok’
Davutolu Clinton
11’de
ŞEYTANCA 8 HAZİRAN 2012 CUMA
Y ALÇIN K ÜÇÜK
Artık Hürriyet, akepe’nindir ve ben bunu, yakın zamanlarda “atılan manşetlerden ve müthiş Erdoğan reklamlarından çıkarıyordum. Hürriyet, Menderes döneminin iktidar gazetesi “Zafer” olmuştur ve başına bir Çekirge kondurulmuştur
Aydn Doan’n Fatih Çekirge’yi Hürriyet’in bana getirmesi imkanszdr, Doan’a en ar sözler Cem Uzan’dan gelmiti; Doan bun- lar “küfür” sayyordu, Çekirge ol tarihte, Cem Uzan gazetesinin, Star, bandadr. Doan, Çe- kirge’yi gazeteye de sokmak istemiyordu, Er- turul Özkök’ün srar üzerine ald, önce sadece internet ilerine verildi, önemsizdir. Oradan Hürriyet’in bana sçratld, Hürriyet’in satl- dnn kantdr. Ve ben Hürriyet’in satldnda
srar ettim, artk ayan beyan ortadadr. Se- vindim mi, hayr; Kant iyiyi istemenin bizati- hi iyi olduunu yazyordu ve ben, daha kötü- yü istemenin de kötü olduunu ekliyorum.
Akepe’nin gazetesi: Hürriyet
Kim ald, 28 Mays 2012 tarihli Hürriyet’te, balkta Fatih Çekirge’nin yazs udur: “Ba- bakan ve ei stattakilere karanfil atyordu. Bir delege sordu: ‘Acaba kaç kii var?’ Manzara- y gösterip cevap verdim: Baksanza u sevgi seline... Bu sevgi zorla olur mu? Görkemin, sev- ginin, says, kaç olur mu?” Bir sosyalist kon- gre için yazlabilecek cokulu bir iirdir, pek gü- zeldir. Ve ben bu edebiyat okur okumaz, “Bi- zim Fatih’i yine sçrattlar” dedim, yazacaktm, geciktim ve imdi tamamlyorum. Artk Hür- riyet, akepe’nindir ve ben bunu, yakn za- manlarda “atlan manetlerden ve müthi Er- doan reklamlarndan çkaryordum. Hürriyet, Menderes döneminin iktidar gazetesi “Zafer”
olmutur ve bana bir Çekirge kondurulmu- tur. Güzel ve bu Çekirge, son demlerde bütün gecelerini, Erdoan’n yüksek “danmanlar”
ile, Mücahit Aslan bata, geçiriyordu. Pek gü- zel ve imdi Cem Uzan’n gazetece yönetici-
liinden, Erdoan’n yayn yönetmenliine ge- çiyordu. Yaama bir sosyalist olarak balayan Fatih’e “bravo” diyorum. Ayrca ekliyorum, “iyi yetimitir”; çok mehur bir hocas vard, ya- kinen biliyorum.
Erdoğan’ın yayın direktörü
Tantmn bizim Sabanclar’n gelini Vuslat yapm, Sabanclar’ tanrm, Adana’ya, Ero- zanlar’a gelin giden Teyzem, Hac Ömer’i, epinyme, omzunda iple hamallk yaparken ha- trlyordu. Biz de Hac Ömer, mahdumu Sakp’la, Kemal’le, Soukoluk’ta poker oynardk, ma-
allah hzl zenginletiler, Kayseri’den geldiler.
Seromoni için birinci sayfaya deil, on üçüncü sayfaya baklmasn tavsiye ediyo- rum, Vuslat Sabanc, Çekirge ile Doan Hz- lan’ kollarndan tutuyor, yakalam, artk ne de olsa Adana scakln duymutur.
Enis ise ötelenmitir. Ne kadar üzgün ve krgn bir hali var, göz yalarm tutuyorum. Fi- kret Ercan sessizdir, idari ileri seviyordu; Fa- tih Çekirge, yeni adyla Yayn Direktörü’dür.
Bir kolunu Sabanc ve dierini slamc sermaye tutmaktadr. Ve Erdoan’ kutluyorum, daha münasibini bulabileceini sanmyorum. Yalnz çabuk batrabilir; dualarn eksik etmemesi ye- rindedir. Demek ki iyilik istiyorum.
Ben yayın yönetmenlerinin eskisini severim
Sat-al, à la manière Aydn Doan, söz et- mitim, ve “satacaksnz”, kznz vereceksiniz, ama eliniz içinde kalacaktr, ne kadar kalr, bi- lemiyorum. Ancak kymet-i harbiyesini gör- müyorum ve kamuflaj için de gereklidir. Ve Enis Dostum artk bir Yalova Kaymakam olarak ora- dadr. Ama üzülmemeli, güzel lokantalar bizi bek- liyor ve ben yayn yönetmenlerinin eskisini se- viyorum, güzel arap tad veriyorlar.
Tahsil dönemi
zmirli’dir, Erturul’un Hürriyet’e szdr- masnda “zmirli” etkisi büyüktür. Çekirge de, Nuray Baaran ile smail Küçükkaya’nn elin- den tutmutu, elim sende oynadlar, zmir Oyu- nu, diyoruz. Sonra Küçük Fatih benim elime geldi, Türkiye çi Partisi’nde, Ankara’da, Yalçn Küçük’ün rahle-i tedrisinden geçti.
Behice Boran - Yalçn Küçük ayrmnda ise, bu aslnda Türkiye Komünist Partisi - “Millici”
Sosyalistler bölünmesiydi, Yalçn Küçük ile bir- likte kald ve Türkiye Komünist Partisi’ni red- detti. Herhalde hayatndaki tek red budur. Red- di sevmiyor.
Okumay-yazmay orada örendi, “Sos-
yalist ktidar” Dergisi’ni kurduk, Fatih yaz i- lerindedir. Yetitiriyorduk. imdi yazlarnda ay- rntya dükünlük görülüyor, ben “ak, devrim ve bilim ayrntdadr” diyordum, ayrnty gör- mesini örendiler. Yalnz sadece ayrnty de-
il, ak da tahsil etti, Nur’u severdim, güzel kz- dr, Türkiye çi Partisi ve Sosyalist ktidar’da bizimle beraberdi ve evlendiler. Nur ve Fatih’in bir çocuklar var; ikinci red mi, bilmiyorum, Nur’dan gelmi olabilir ve Nur’un imdi en lüks maazalardan birinin yöneticisi olduunu du- yuyorum. Yalnz herhalde fakir ve mücadele dolu günlerini aryordur. Hep oradaym.
İmambayıldı & Patlıcan
Bilimsel olarak ve modellerle bakyorum.
Satlm olduunu görmütüm ve doru çk- mtr. Bundan sonras ayrntdr ve Hürri-
yet’imiz artk islami sermayenin elindedir. Do- ru, Tayyip Erdoan babakanlk sonra en çok bunu istiyordu, tebrik ediyorum. yalnz imam- bayld aldn düünebilir ve patlcan çkabi- lir, “dikkat dikkat” diyorum.
Yedikat iniş
lk gidecek olan Sedat Ergin’dir ve Sedat da bunu hissetmi görünüyor, güzel yazlar çkar- yor. Bir yer buluruz, ilk gazetesi Cumhuriyet im- di çok geride, Sedat’n da sanda, amma ola- bilir, “why not” veya “pourquoi pas”, lafmzdr.
Çok ilginç, her ikisini de ayn dönemden tan- yorum, emeim var. Yükseliyorlar ve iniyorlar;
ancak biz gelinceye kadar indikleri yer yine de yüksektir. Bizde ini yedi kattr ama korkmasnlar, sevgimiz daimidir. Bir iyilik yaparm.
Böylece bitirmi oluyorum.
Ama maalesef bütün yazlarm bitiriyorum.
Hürriyet satld
Berberolu atld
Çekirge sçratld
Despotizm İsrail Kapısında
BARI ZEREN
Bugün sıkça gündeme gelen iki kavram despot ile diktatör çoğu kez birbiri yerine kullanılsa da aslında önemli farklılık arz ediyor. Diktatör, mo- dern bir kavramdır; modern devletin oluşu- muyla paralelliğini izlemek güç değildir. De- rebeylik düzeninin ezilmesi ile merkezi devle- tin güçlenmesi, bu arada taraflaşmış, yani par- tileşmiş sınıf mücadeleleri, diktatörlük için bereketli bir zemin olmuştur. Gene yirminci yüz- yılda bütün diktatörlerin ya da dikta heveslile- rinin kararlarını ya da eylemlerini bir doktrine bağlamak istemeleri rastlantı olmasa gerek; dik- tatör, kendisini özel ya da bireysel çıkarın kar- şısında konumlandırır. O herkesin çıkarını temsil etmektedir ve bu bakımdan eylemleri her zaman doktrinerdir. Diktatörlük, bir doktrin dü- zenidir.
Peki despot mu? Despot, Osmani’deki adıy- la müstebit ise tersine, son derece pre- modern bir lider tipidir. Derebeyliğin hüküm sürdüğü Ortaçağ’da, dev- letçiklere adıyla sanıyla despotluk deniyordu. Özel, bireysel çıkar- ların bastırılması değil, ege- menliği, despotun varlık ne- denidir; despot, özelleştirmek ve yağmayı yönetmek için vardır. Shakespeare’in saray entrikalarından beri biliyoruz, despotun kendisi de, bu özel çıkarların ürünüdür; iktida- rını, onu tahta çıkaran dere- beylerine, lordlara, işadamla- rına ya da lobilere borçludur.
Son raddinde özel çıkar önem- li olduğundan, kararlarda da herkes için geçerli bir doktrin ve hukuk değil, keyfilik ön plandadır.
Kayırmacılık, himaye etme ve edilme, despotizmde zulümden kurtulmanın yegane yoludur. Ama en ilginci, bütün per- vasızlığına rağmen despot, aslında oldukça za- yıf bir kişiliktir. Diktatörün tersine, açıkça biri- lerinin adamıdır ve en keyfi biçimde en adalet- siz kararlarla korku salıyorsa, bunun nedeni ken- disinin duyduğu dinmez korkudur. Ne de olsa, iktidarını başkalarına borçlu olanlar, aynı tak- dirle iktidardan alınırlar. İktidardayken başka- ları adına yaptıkları adaletsizliklerin hesabı, aşa- ğıda onları beklemektedir.
Buna, müstebit olarak nam salmış Sultan Ab- dülhamid’den daha iyi örnek olabilir mi? Tay- yip Erdoğan’ın 27 Mayıs’a denk getirdiği stad- yum gösterisinde kendisiyle birlikte posterini as- tığı Abdülhamid, korkusundan Yıldız Sara- yı’ndan çıkmaz olmuştu. Tesadüf, Tayyip Er- doğan da bir saray hayranıdır ve koşullar biraz daha elverse Dolmabahçe’den çıkmayacağını gizlemiyor.
İkinci Dolmabahçe Görüşmesi
Erdoğan’ın Dolmabahçe’yi bir “uzlaşma”
ve “nikah tazeleme” salonu olarak ayırdığı kamu kanaatinin malumudur. Gene Ab- dülhamid’in BabıAli’ye karşı Yıldız’ı kurması
gibi, Dolmabahçe de artık Erdoğan’ın no- teri gibi faaliyet gösteren Meclis’e göre üst bir idare ve istişare odağı olmaya başlamış görünüyor; belki adını Dolmabahçe Lobisi olarak değiştirmek yeni dönemdeki işlev- lerine daha uygun düşmektedir. Bu neden- le, zaten fiziksel krizleri ile siyasal krizleri ço- ğunlukla örtüşen Tayyip Erdoğan son Dol- mabahçe inzivasına çekildiğinde, bunda fi- ziksel değil, o dönemki siyasal hastalığının payı olduğunu düşünmekte tereddüt et- medik.
Bununla birlikte daha ilginci, kendisini zi- yaret eden az sayıda kimse arasında Rahmi Koç’u görmekti. Medya, bu ziyaretin “yer- li otomobil” projesiyle ilgili olduğunu ilan etmekte gecikmedi. Anlaşılan medyaya ba- kılacak olursa, “yerli otomobil” etiketiyle su- nulan “freak” proje, Erdoğan’ın ağır ra- hatsızlığının geçmesini bekleyememişti;
üstelik, Tayyip Erdoğan’ınki de in- sanüstü bir vazife bilincidir, Koç Holding’in CEO’su olsa o halde bu kadar ağır projelerle ilgi- lenmesi mümkün değildi. Ha- kikaten de, Koç Holding yö- neticileri bu görüşmede yoklardı ve holdingte etkin işleri bırakmış olması bek- lenen “şeref başkanı” Koç, Tayyip Erdoğan’la bir oda- ya kapandı.
Ne dedi, acaba kapalı kapılar ardında Rahmi Koç’un mesajı ne oldu; en azından kamu kanaatine açık mesajında ne dediğini anımsıyoruz; Dolmabahçe ziyaretinden kısa süre önce Rahmi Koç, Tayyip Erdoğan’a
“kinayeli” bir üslupla, sağlığın da demokrasi gibi elden gitmeyin- ce anlaşılamayacağını söylemiş; fiziksel kriz ile siyasal krizin el ele gittiğini bir kez daha ima etmişti. Gene de kesin olan şudur:
Tayyip Erdoğan, en zayıf anındaki bu iğne- lemeye rağmen Koç’la görüşmesinde ve sonrasında, özellikle büyük sermayeyle medya önünde kapışmayı pek seven hiddetli üslubundan uzak duruyordu.
Süpürülmeme diplomasisi
Erdoğan, Kasım 2011’den itibaren Cum- hurbaşkanlığı yasası konusunda cemaat medyası ile liberallerin ağır hücumu altına girmişti; Bülent Arınç gibi üst düzey AKP’li- lere kadar kuşatılmış olduğunu görüyordu.
Kuşatılmışlık, Şubat ayında MİT kriziyle iyi- ce görünür olduğunda, ikinci kez ameliyat olup açıkça meydan okumaktan başka çaresi kalmamıştı. Bu noktadan sonra, Erdoğan kendisine yönelik hücumların sorumlusu ola- rak İsrail’i gördüğünü gizlemiyordu, gizle- memektedir. Ve fakat, Ortaçağ’da savaşlar doktriner değildir, bugün açılan bayrak, çoğu zaman yarınki uzlaşmanın habercisidir.
Despot, tanımı gereği, iktidarını onu
tahta taşıyan lobilere borçluysa, güdebileceği tek siyasetin “kubura süpürülmeme” çaba- sından ibaret olması zorunludur. Bu çapta bir siyasetin de yüksek diplomatik zekaya düşman olmasına şaşmamak gerekiyor; bu- nun için kendini ‘bağış’lamaya hazır bir idiyokratlar ekibi yeterlidir.
Tayyip Erdoğan, MİT kriziyle iktidarı doğrudan tehdit altına girdiğinde, kamu ka- naati önündeki meydan okumalarında, ge- rekirse kendisini iktidarda tutan dengeleri sarsabileceği izlenimi veriyordu. Cemaatin her zaman olduğu üzere ürküp geri adım at- ması uzun sürmedi. Ama daha önemlisi, Tay- yip Erdoğan’ın, savaş kaskının arkasından, düşmana göz kırpmasıdır. Başbakanlık kol- tuğundaki Erdoğan, aynı süre içinde, İsra- il için son derece önemli iki adımı attı; Su- riye’ye yönelik savaş kışkırtıcılığını en üst dü- zeye çıkardı. Türkiye’ye İran ve Rusya’yı tehdit eden füze
sistemleri kurması ise cabasıdır. Bu bağlamda, bir yan- dan “bir kısım” sav- cılar İsrail Genel- kurmayı için iddia- name hazırlarken, İsrail Channel 10 kanalından “Erdo- ğan’ın üst düzey bir elçisinin İsrail’le iliş- kileri onarmak üze- re Tel Aviv’e geldi- ğini” duyduğumuz- da artık şaşırmıyo- ruz.
Bu arada, belirt- mek gerekir, şaşır- madığımız bir başka olay da, Wall Street Journal’ın “Ulude- re’de Amerikan istih- baratı” haberlerinden sonra Erdoğan’ın
“Obama’yı zayıflat- mak istiyorlar” yollu çıkışıdır. AKP
Bush’tan sonra Obama yönetiminde ulus- lararası dayanak aradı ve ABD’nin dış po- litikasıyla bütünleşmeye çalıştı. Bunun en açık hamlesi olarak da Obama’nın İsrail’i dizginleme politikasına alışıldık pervasızlı- ğıyla dahil oldu. Erdoğan şimdi bunun acı- sını çekmektedir ve Uludere sonrası Oba- ma açıklamasını, bir imdat çağrısı olarak da okumak mümkündür. Artık çok geç ve şu sıra ABD’de giderek sıkışan Obama’ya da yardım edecek birileri gerekiyor.
Kılıçdaroğlu bile her zamanki darlığıyla ve biraz da hoşnutlukla Tayyip Erdoğan ile İsrail’in “gizli müttefik” olduklarını ifşa ediyordu. Yetersiz, bu nedenle yanlış kabul edilmelidir. Oysa tablo daha incelikli olup, İsrail’in, karşısında bir müttefik değil, teh- dit altında tuttuğu, kavga ettiği sürece her istediğini yaptırabildiği bir Başbakan gör-
düğü anlamına gelmektedir. Nitekim, MİT krizinden sonra cemaat geri adım atsa da, Erdoğan’ın “despotik eğilimlerini” yeni keşfetmiş olan liberal Taraf’tarlar sert eleş- tirilerini hiç kesmemiştir. Tayyip Erdoğan’a bağlı kadroların da iktidar dayanaklarını yi- tirdiği kaygısıyla açıkça şeriat propaganda- sına geçerek güç ve taban aramaya başla- masından az öncedir.
Tekellerin Avrasyası
Demek, hükümet, BOP’tan beri sür- dürdüğü “süpürülmeme” diplomasisi so- nunda, artık eksenini yitirmiş, salınıyor.
Bugüne kadar ülkemizin açıkça yağma- lanmasından gözle görülür derecede se- mirmiş Türkiye tekellerinin bu nazik dö- nemde ve bu durumda, atıl kalmasını bek- lemek saflık olurdu.
Nitekim Avrupa Birliği sürecinin ve pa- zarının ekonomik krizle tıkanmasından son- ra, Türkiye tekelleri yeni bir arayışta ol- duklarını artık gizlemiyorlar. İki tekelden biri, Rahmi Koç, kısa süre önce Avrupa pazarında satışların yavaşladığından şikayetle, “Al- lah’a şükür AB üyesi değiliz” diyor, yeni pa- zarlara açılma gereğini dile getiriyordu;
gözü Afrika ile Orta Asya pazarlarındadır.
İkincisi, her ay medyamızın dünyanın en güçlü kadını seçtiği Güler Sabancı, ABD’de Brookings Institute’de Brzezinski’yi konuş- turuyordu. Konferans tam bir Avrasya pro- pagandasına dönmüştü ki, yapılan ülkemiz- dekinden farklıdır. Brzezinski, Türkiye’nin AB üyesi olamayacağını, ama Orta Asya’da Rusya’ya rakip olabileceğini ilan ediyordu.
Türkiye, dünya ekonomik bunalımıyla şe- killenen Avrasya’da rol kapmalıydı. On do- kuzuncu yüzyılda Türkiye’yi Avrupa’dan si-
lahla kovuyorlardı; şimdi gerek kalmamıştır.
Hangi yönetmen?
Rol kapacak, ama yönetmen kim? Av- rasya’ya gireceğiz, ama Avrasya’nın şimdiden kapısında duranlar var. Geçtiğimiz yazıda da belirtmiştik; dünya ekonomik bunalımı, yeni bir uluslararası saflaşmaya gebedir. Bunun bir tarafında, Rusya ile Çin odaklı bir yük- seliş, diğer tarafında Obama yönetimine rağmen bölgede önemli ittifaklar kurmuş İs- rail bulunuyor. İsrail’in, bu politikada Azer- baycan’la öngörülememiş ilişkiler geliştir- diğini biliyoruz. İsrail Azerbaycan’da daha nitelikli bir üs bulmuş görünüyor ve bu, ara- yışlarını Orta Asya’ya doğru kaydırma ça- balarında önemli bir köprübaşıdır.
Bütün dünyada ülkeler ekonomik kriz kar- şısında, özellikle temel endüstrilerde dev- letçi politika ve programlara yönelirken, süpürülmemekten başka diplomasi, pa- zarlamaktan başka ekonomi ifade etme- yen tüccar siyaset, Petkim’i özelleştirdi.
PETKİM, Türkiye’nin ekonomisi için yaşamsal önemi olan temel üretim zinciri içindeydi. Bu zincir içinden biri POAŞ’ı Aydın Doğan henüz elinden çı- kardı; diğeri TÜPRAŞ Koç’a gitti.
PETKİM’i ise Uzanlar alacaktı ve gi- riştikleri gibi tasfiye edildiler. Hürriyet gazetesinin “Uzanlar PETKİM’i zor alır” yollu öfkeli yayınları dün gibi hat- rımızdadır ve yayınlardan sonra AKP’nin Uzan’ı kovalaması uzun sür- memişti.
Koç’un Dolmabahçe ziyaretinden kısa süre sonra, PETKİM, Azerbay- can’ın “devlet” şirketi SOCAR’a sa- tılarak “özelleştirildi”. Her yağma sonunda olduğu gibi, hazineye büyük para girdiğine kuşku yoktur. SO- CAR’a gelince, İsrail’in denizde pet- rol arama ihalelerini alan şirket olup dış basında bu ihalenin SOCAR’a ve- rilmesi “award” ödül olarak anlatıl- maktadır.
Bütün bunlar, Mart ayında Hürriyet Daily News’ta, TÜSİAD için uluslararası strateji- sinde İsrail’le ilişkilerin “prioritized” olduğu- nu okumamızla tutarlıdır. TÜSİAD’tan Osman Boyner “akıcı Türkçe konuşan İsrailli işa- damları tanıdıklarını, ama bunların Türkiye’de yatırımı olmadığı” şikayetini dile getiriyordu.
Şikayetçiler ve yalnızca şikayet dilekçesi ver- mekle yetinmiyorlar.
Türkiye sermayesi, ekonomik krizin eşi- ğinde, ortada kalmış Türkiye’yi İsrail kapı- sından Avrasya’ya sokma arayışındadır. Yal- nız, bu kapıdan Tayyip Erdoğan’la girebilirler mi? Şimdiye kadar Erdoğan ziyade yetersiz kalmıştır. Bu figürün artık İsrail ve İsrail’le bütünleşmek isteyenler için güvenilmez ol- duğuna kuşku yok. Ama takdir etmek ge- rekir, Erdoğan “süpürülmemek” için elinden geleni yapıyor. İktidarını borçludur ve ikti- darını sürekli bir borç ödeme hali olarak gö- rüyor.
Hürriyet, 28 Mays 2012 Fatih
Çekirge Erturul
Özkök Vuslat
Sabanc
DÜZELTME
Yalçın Küçük’ün “Güngör’ün babası / İlber Hoca’ya ikinci ikaz” başlıklı ya- zısında yer alan, “ İsmail Hakkı Çanka- ya’da Muhafız Bölüğü’nde görevli iken”
ifadesi yanlışlıkla “Çanakkale’de Muhafız Bölüğü’nde görevli iken” biçiminde çık- mıştır. Düzeltir, özür dileriz.
Türkiye sermayesi, ekonomik krizin
eşiğinde, ortada kalmış Türkiye’yi
İsrail kapısından Avrasya’ya sokma arayışındadır. Yalnız,
bu kapıdan Tayyip Erdoğan’la
girebilirler mi?
Bütün dünyada ülkeler ekonomik kriz karşısında, özellikle temel endüstrilerde
devletçi politika ve programlara yönelirken, süpürülmemekten başka diplomasi,
pazarlamaktan başka ekonomi ifade etmeyen tüccar siyaset, Petkim’i özelleştirdi
12.55 16.50 20.24 22.10
13.10 17.08 20.43 22.33
13.18 17.10 20.42 22.23
17/31 9/23
16/21 12/25
9/14 20/27
15/33 18/30 11/23 10/24
16/33
14/26
8 HAZİRAN 2012 CUMA
18/30
AYDINLIK / ANKARA
Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir, Milli Eğitim Bakanlığı
(MEB)’in Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeli-
ği’ne göre, il içi ve iller arası yer değiştirme iste- ğinde bulunacak öğret- menlerin başvurularıyla il- gili Mayıs ayı içinde duyu- ru yapması gerektiğini an- cak tarihin geçmesine rağ- men herhangi bir açıkla- ma ve duyuru yapmadığını söyledi.
Konuya ilişkin yönet- meliğin hükümlerinin açık
olduğunu dile getiren Demir, “Gelinen nokta 4+4+4 sisteminin kaosta oldu- ğunun ve işlemediğinin göstergesidir.
MEB artık kendi yönetmeliğini bile uy- gulamaktan acizdir” dedi. Demir, yaşa- nan belirsizliğin, il içi ve il dışı yer değiş- tirmek isteyen ve buna göre plan yapan
öğretmenleri mağdur edeceği gibi öğ- rencileri de mağdur edeceğini kay- detti. Bakanlığın açıklama yapmama- sı halinde yönetmeliğin amir hüküm- lerini ihlal ederek on binlerce öğret-
meni mağdur eden sorum- lu kamu görevlilerinin ce- zalandırılması için hukuki girişimde bulunacaklarını kaydeden Demir, “Gerekli gereksiz birçok konuda açıklama yapan MEB’i bir zahmet net bir açıklama yapmaya davet ediyoruz”
dedi. Veli Demir, “Uyarı- larımıza kulaklarını tıka- yan Bakanlığın 2012-2013 eğitim-öğretim yılının planlanmasında ne kadar zorluk çek- tiği ortadadır. Hiçbir biçimde altyapı- sı hazır olmayan ve eğitim sistemi- mizde telafisi olanaksız sorunlar yara- tacak olan, “4+4’lük imam hatipleş- tirme yasası” bir yıl ertelenmelidir”
ifadesini kullandı.
EMRE KALE / ZMR
Okullarının imam hatipe dönüş- türülmesine karşı çıkan İzmir Buca Çakabey İlköğretimokulu öğrenci ve velilerinin direnişi de- vam ediyor. Önceki gün Buca Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yapan öğrenci ve veliler
dün de İzmir Valiliği’ndeydi.
1922 yılında yapılan okulun ilk- okul olarak kalmasını isteyen veliler Valiliğe dilekçe verdi.
Veliler adına açıklama yapan Berivan Gani, okulun 4+4+4 imam hatip olmasına karşı ol- duklarını ve sonuna kadar mü- cadele edeceklerini belirtti.
Dört dörtlük karmaşa başladı
Öğretmen yer değiştirme duyuruları halen yapılmadı
Bucalılar Valilik önündeydi
Katıldığı televizyon programında kamuoyunda “kentsel
dönüşüm”olarak bilinen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülme- si Hakkında Kanun”la ilgili bilgi ve- ren Çevre ve Şehircilik Bakanı Er- doğan Bayraktar, yıkımlara 4 ay içinde başlayacaklarını duyurdu.
Bakan Bayraktar, “TÜİK’in çalış- malarına göre yirmi milyona yakın konut var 1. derecede deprem kuşa- ğı üzerinde. 6.5 milyon konut depre- me dayanaksız. Acil olanı bu” dedi.
Bu çalışmalardan herkesin ha- berdar olması gerektiğinin altını çi- zen Bayraktar, “Duyan duymayana anlatsın vatandaşın bu işe ilgi gös-
termesi lazım. Üniversiteleri, bele- diyeleri bu işin içine sokmaya çalı- şacağız.
60 gün süre
Diğer taraftan sıkı denetim yapa- cağaız. Deprem riski taşıyan ilçede, ilde tespit yapılmazsa biz resen gi- dip tespit yapacağız. Vatandaşa di- yeceğiz ki, ‘Senin binan riskli’ On- dan sonra 60 gün süre vereceğiz.
Kendin yapman gerekini yap. Ses çıkmazsa tekrar tebligat yapacağız.
Yine makul bir süre vereceğiz. O süre içinde de yıkmazsa biz bunu yı- kacağız. Bunun kurtuluşu yok” şek- linde konuştu.
‘Kurtuluşu yok, 4 ay içinde yıkmaya başlayacağız!’
DERYA DERV
İstanbul Anadolu yakasının ak- ciğerleri sayılan Pendik-Kartal- Sultanbeyli arasındaki Aydost Ormanına ait 100 futbol sahası büyüklüğündeki alanda bulunan ağaçların tümü kesildi. Kesim işleminde çalışan görevliler, ‘ye- nileme işlemi” diyor. Ancak böl- gede daha önce de aynı gerek- çeyle ağaç kesimi yapıldığını be- lirten halk, “O zaman da ‘yeni- leme’ denildi. Ama kesilen ağaçların yerine 7-8 tane müsta- kil ev ve Molla Teyyip Camisi yapıldı. Şimdi de 2B kapsamına alınıp birilerine peşkeş çekilme- sinden endişe ediyoruz” ifadesi- ni kullanıyor. Konuyla ilgili bil-
gi veren Orman Bölge Müdür- lüğü Kartal İşletme Şefi Hüse- yin Taşar ‘’Kesim gençleştirme işidir. Alandaki sahil çamlarının ömrü 40 sene. 1967’lerde diki- len bu ağaçlar ömrünü tamam- lamıştır, bunlar kesiliyor, sürüm yapılıp, Eylül -Ekim ayında fıs- tık çamı fideleri dikilmeye baş- lanacak” dedi.
Öte yandan bölgede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşla- rının bölgenin imara açılmaması ve tekrar ağaçlandırılması için ortak hareket etme kararı aldık- ları ve kitlesel bir basın açıkla- ması yapmaya hazırlandıkları belirtildi. Bölgede 97 hektarlık alandaki ağaçların tümünün ke- sileceği öğrenildi.
Aydost Ormanı’ndaki ağaç kesimi halkı
telaşlandırdı
STHBARAT SERVS
Eğitim-Sen 7 No’lu Şube Başkanlığı geride bıraktığımız eğitim öğretim yı- lında değerlendirdi. Sendikadan ya- pılan açıklamada, “Bir eğitim ve öğ- retim yılını daha da büyüyen sorun- larla kapatıyoruz. Baskı, sürgün, yıl- dırma politikaları, yandaş olmayanla- rın tasfiyesi, sendikal çalışmaların en- gellenmesi, soruşturmalar, eğitimin ticarileştirilmesi de geçtiğimiz dö- nemde yaşadığımız sorunlardan bir- kaçıdır” denildi.
Açıklamada eğitimde yaşanan so- runlar şöyle sıralandı:
Yetersiz ödenek
Bakanlık, okullara ödenek göndermede yetersiz kalmış, okul- ların ihtiyaçlarını giderebilecek ödenekler gönderilmemiş, perso- nel istihdamı yapılmamıştır.
Fatih Projesi
10 milyar TL’den fazla bir maliyet anlamına gelen bu proje- nin ihalesiz bir şekilde, Hüküme- tin tercihlerine uygun şirketlere verilmesi önemli bir soru işareti-
dir.
Arz fazlası ‘Okul Sütü’
Bu projenin amacı yasal düzenle- mede ‘mevsimsel süt arzı fazlalığının de- ğerlendirilerek üretimde istikrarın sağ- lanması’ olarak açıklanmıştır. Arz fazlası ürünün anlamı, değerlendirilememiş, yani elde kalan ürün demektir.
Öğretmenlere ve öğrencilere şiddet
Öğretmenler, hiçbir dönemde karşılaşmadıkları kadar şiddete ma-
ruz kalmıştır. Sayın Başbakan ve Eği- tim Bakanı’nın doğrudan öğretmen- leri hedef gösteren, onları toplum nezdinde itibarsızlaştıran açıklamaları dikkati çekmektedir.
Okullarda baskı
Paralı eğitime karşı çıktıkları, poşu taktıkları, akademik özgürlük ve demokratik üniversite istedikleri için lise ve üniversite gençliğine yö- nelik, gözaltı, idari ve adli soruştur- malar, tutuklamalar neredeyse rutin bir uygulama haline gelmiştir.
Güven
sarsan açıklamalar
Yükseköğretim geçişte önemli ola- cak bir sınava sayılı günler kala, yapılan düzenlemeler, öğrencilerde, velilerde ve toplumda eğitim sistemine güveni sars- mıştır. Bakanlık yine yeni mağdurlar üretme geleneğini bozmamıştır.
Ataması yapılmayan öğretmenler
Bir yandan var olan öğretmen açı- ğının kapatılması yönünde hiçbir adım atılmazken, diğer yandan yapı- lan değişikliklerle öğretmen ihtiyacı artmıştır. Yıllardır mağduriyetlerini ifade eden ataması yapılmaya öğret- menler, toplumsal bir mağduriyet anı- tı haline getirilmektedir.
4+4+4
4+4+4 iddia edildiği gibi toplumda ve hatta bakanlık bünyesinde bile yeterince tartışılmamış, adeta bir yerlerden gelen buyrukla gündeme sokulmuştur. Sadece bağımsız imam hatip ortaokulları kurul- muştur. Bu durum ise uygulamanın sade- ce imam hatip ortaokulları için yapıldığını ortaya koymaktadır.
Geçtiimiz dönem, öretmenlere kar artan iddet sk sk protesto edilmiti.
YİNE MAĞDUR
ETTİ
Eğitim-Sen 2011-2012 eğitim öğretim döneminde yaşanan sorunları değerlendirdi. Sendika, Başbakan Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Dinçer’in ‘hedef’ gösteren tutumunu eleştirdi
MEB geleneğini bozmadı
Veli Demir
Erdoan Bayraktar
‘Peşkeş çekilmesinden endişe ediyoruz’
8 HAZİRAN 2012 CUMA
*Serbest piyasa satış fiyatları
İMKB-100 Cumhuriyet
Perşembe 1,8264
Çarşamba 1,8381
DOLAR EURO BORSA ALTIN
Perşembe 2,2943 Çarşamba 2,2961
Perşembe 56.695,74 Çarşamba 56.248,45
Perşembe 662.00 TL Çarşamba 671.00 TL
Financial Times (FT), Yunanistan’ın avrodan çıkması ve avro bölgesindeki sorunların derinleşmesi halinde, Türkiye ekonomi- sinin duraksayacağını belirtti. Gazete, İstanbul’da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’na ilişkin yaptığı haberinde Yuna- nistan ve avro bölgesi krizinin, Türkiye’yi olumsuz etkileyebile- ceğine dikkat çekerek “Türkiye’nin tüm dinamizmine rağmen Yunanistan’dan kaynaklanan sorunlara kırılgan olmayı sürdü- rüyor” yorumunu yaptı. “Bunun nedeni de, Türkiye’nin risk iş- tahına çok hassas olmayı sürdürmesidir” diye yazdı.
‘Cari açığı finanse eden para gelmeyebilir’
Avro krizinin kötüşleşmesi veya Yunanistan’ın avrodan çıkması durumunda Türkiye’nin olumsuz etkileneceği uyarı- larının çoğaldığını belirten gazete cari açık sorununa da dik- kat çekti. Gazete cari açığa ilişkin şu yorumu yaptı:
“Ülkenin büyük cari açığı, çok büyük ölçüde portföy akımlarıyla finanse ediliyor. Yunanistan’ın avrodan çıkması veya avro bölgesindeki sorunların derinleştiğine ilişkin başka belirtiler durumunda yatırımcılar risk karşıtı hale ge-
lirse bu akımlar da duraksayabilir.”
‘Türkiye 2008 krizine göre daha az iyi durumda’
Haberde ayrıca Renaissance Ca- pital tarafından yayımlanan bir nota dikkat çekilirken, 2008-2009 kriziyle kıyasla Türkiye’nin bazı yönleriyle Yunanistan’ın avrodan çı-
kışını idare etme konusunda daha az iyi bir nok- tada bulunduğu belirtildi.
‘Faiz dışı fazla yüzde 1’e yakın geriledi’
Faiz dışı fazlanın 2008 yılına göre yüzde 1’e yakın gerilediğine de dikkat çekilden haberde “Yani, Av- rupa’nın zorlukları, büyük ölçüde Türkiye’nin zor- luklarıdır, bunu da İstanbul’a getirilen Davos’un bütün büyüsüne rağmen anımsamakta yarar var”
uyarısını yaptı.
‘Yunanistan avrodan
çıkarsa Türkiye duraksar’
İngiliz Financial Times Gazetesi , İstanbul’daki Dünya Ekonomik Forumu’na ilişkin yaptığı haberde Avrupa’nın zorluklarının büyük ölçüde Türkiye’nin zorlukları olduğu uyarısında bulunurken “Bunu İstanbul’a getirilen Davos’un bütün büyüsüne rağmen anımsamakta yarar var” diye yazdı
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) Başkan Yardımcısı Sü- leyman Gasımov, şirketin önümüz- deki 7-8 yıl içerisinde Türkiye’ye 10 milyar dolar daha yatırım yapa- cağını açıkladı. Azerbaycan’ın baş- kenti Bakü’de düzenlenen 19.
Uluslararası Hazar Petrol ve Do- ğalgaz Fuarı kapsamındaki konfe- ransta konuşma yapan Gasımov, bu rakama Trans Anadolu Doğal- gaz Boru Hattı projesi (TANAP) için harcanacak paranın dahil ol- madığını söyledi. Gasımov, TANAP projesi ile birlikte SO-
CAR’ın Türkiye’ye yapacağı yatırı- mın 17 milyar dolara ulaşacağını bildirdi. SOCAR’ın PETKİM’e bugüne kadar 2,04 milyar dolar ya- tırım yaptığını belirten Gasımov, aynı şirkete 1,76 milyar dolar, İzmir Aliağa’da yapılacak Star Ra-
finerisi’ne ise 5-5,5 milyar dolar yatırım yapacaklarını açıkladı.
Remzi Gür’ün oğlu ve kızı şirkete ortak
Socar, Türkiye’deki girişimlerini Turkey Gaz Dağıtım Sanayi ve Tica- ret aracılığyla yapıyor. Aydınlık, 21 Ocak 2012’de yayımladığı haberinde Başbakan Erdoğan’a yakınlığıyla bi- linen Remzi Gür’ün oğlu Ömer Gür ve kızı Yasemin Gür Solmaz’ın şir- kette yüzde 1’er hissesi olduğunu açıklamıştı. Aynı haberde bu ortaklı- ğın Başbakan Erdoğan aracılığyla gerçekleştirildiğine dikkat çekilmişti.
Gür, SOCAR’n
Türkiye ayann orta Babacan: Türkiye
Avrupa’ya bağımlılığını azaltıp Asya’ya yönelmeli
Ekonominin Koordinasyonundan Sorumlu Baş- bakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin Asya ve Körfez ülkelerine daha fazla eğilmesi gerekti- ğini söyledi. Türkiye’nin Avrupa’ya olan bağımlı- lığını azaltması gerektiğini vurgulayan Babacan, iş dünyasının da Asya ve Körfez ülkelerine daha fazla yönelmesi gerektiğini söyledi.
Dün BloombergHT’nin sorularını yanıtlayan Babacan şunları söyledi:
“Avro Bölgesine bakın yarın oturdular anlaştı- lar, hiçbir ülke batmıyor, hiçbir ülke Avro Bölge- sinin dışına çıkmıyor ve ülkeler alabilecek en iyi kararları aldı. Ancak birikmiş stok sorunu o kadar büyük ki borç, bütçe açıkları o kadar büyük ki bunların temizlenmesi yıllar alacak, bazı ülke- ler için 10 yıllar alacak. Avrupa’nın potansiyel bü- yümesi önemli. Avrupa artık kriz öncesine göre daha düşük oranlarda bü-
yüme gösterebilecek.
Bizim hem ihracatta hem finansmanda Avru- pa’ya olan bağımlılığı- mızı azaltmamız
gerekiyor. Bağımlılığımızı azaltmamız derken ora- daki pazarımızı bağlantı- larımızı
koruyacağız ancak bunun yanında başka pa- zarlara ba- kacağız.”
SOCAR’dan Türkiye’ye 10 milyar dolar
daha yatırım
AYDINLIK/ANKARA
Çay üreticilerinin Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker’in açıkladığı 1 lira 22 kuruşluk taban fiyatı ile Çaykur’un çay alımlarında dönüm başına 10 kilo- gramlık kontejan uygulanacağına ilişkin açıklamasına tepkileri artıyor.
Öte yandan, CHP Trabzon Milletve- kili Volkan Canalioğlu, çay üreticileri- nin sorunlarını ve hükümete yönelik tepkilerini Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker’e yönelttiği bir soru öner- gesi ile TBMM’nin gündemine taşıdı.
Canalioğlu önergesinde, “Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker, Çaykur Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen top- lantıda, 200 bin üreticiyi yakından ilgi- lendiren 2012 yılı yaş çay alım fiyatını 1 lira 22 kuruş olarak açıkladı. Buna göre
söz konusu fiyat, 2011 yılına göre yüzde 12 artışla, 1.10 kuruş taban fiyat, 12 kuruş da destekleme primi olmak üzere yüzde 11.9 lira oldu. Üretimin yarıdan fazlasını alan Çay-Kur, bu yıl çay alımla- rında dönüm başına 10 kilogram kon- tenjan uygulanacağını açıklamış ve bu da üreticilerin tepkilerine neden olmuş- tur” diyen Canalioğlu Bakan Eker’e
“Açıklamış olduğunuz bu fiyatın üreti- ciyi memnun ettiğini düşünüyor musu- nuz? 2012 Yaş Çay Alımlarında uygulanacak olan “dönüm başına 10 kg kontenjan” uygulamasına neden gerek duyulmuştur ? Bu kontenjan uygulama- sının üreticinin yararına olduğunu dü- şünüyor musunuz? 2012 Yaş Çay Alımları ne zaman başlayacak ve üreti- cilere ödemeleri ne şekilde yapılacaktır
?” sorularını yöneltti.
CHP’li Canalioğlu çay sorununu Meclis’e taşıdı
Çay üreticisi taban fiyata ve
kontenjan uygulamasına tepkili
Bloomberg News’in haberine göre Sberbank ve Dexia, Denizbank’ın satışı konusunda 3,6 milyar dolara anlaştı. Ko-
nuyla ilgili açıklama yapan bir BDDK yetkilisi, satışta bun- dan sonra karşı ta- rafı inceleme aşamasına geçilece- ğini bildirdi. İnce- leme süresinin satın alan tarafın çok iyi bilinmesi duru- munda yaklaşık 3 ay sürebileceği belir- tildi. Bu satın alma- nın, Rusya‘nın en büyük bankası olan Sberbank’ın tarihin- deki en büyük satın alma olduğu ifade edildi.
‘Türkiye Rus bankaları için cazip’
Öte yandan, Rusya’nın ikinci büyük bankası VTB de Türkiye’de özellikle yatırım bankacılığında aktif olmayı istediklerini açıkladı. Sberbank’ın Türkiye’de Denizbank’ı satın alma sürecini de de- ğerlendiren VTB Bank Yönetim Kurulu Başkanı Andrey Kostin, Türkiye’nin Rus bankaları için cazip bir ülke olduğunu söyledi.
İngiltere Başbakanı David Cameron, Al- manya’nın Avro bölgesi krizini tek başına çözeme- yeceğini söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşmesi öncesi Cameron, hiçbir lide- rin sorumluluk konusunda yalnız bırakılmaması gerektiğini ifade etti. Cameron ve Amerika Birle- şik Devletleri Başkanı Barack Obama, Avro bölge- sinde istikrar sağlanması için “acil eylem planına”
ihtiyaç olduğu, ülkelerin bankalarına destek olabil- meleri ve borçlarını ödeyebilmeleri için de piya- sada güven oluşturulması gerektiği konusunda uzlaşmıştı. Avro bölgesi krizinin dünya ekonomi- sine yönelik en büyük tehdit olduğunu belirten Ca-
meron, “Görünen o ki Amerikalılar da endişeleni- yor ancak İngiliz ekonomisi ABD ekonomisine göre Avro bölgesine 6 kat daha bağımlı. Avro böl- gesinin doğru kararı alması bizim çıkarımıza” diye konuştu. İngiltere, daha büyük bir kurtarma fonu ve Avro tahvilleri ile Avrupa Birliği içinde en zen- gin ve en fakir ülkeler arasında mali yükün payla- şılmasına ön ayak olabilecek şekilde yapısal reform dâhil bir dizi çözüm üzerinde anlaşmaya varılmasını istiyor. Ayrıca İngiltere, Avrupa Ko- misyonu’nun Avro bölgesinde “bankacılık birliği”
kurulması önerisini memnuniyetle karşıladığını duyurmuştu.
İş Bankası, altına yatırım yapmak isteyenleri, altınlarını şubelere getirerek İş Bankası gü- vencesiyle saklamaya ve yatırım yapmaya davet ediyor. İş Bankası’ndan yapılan açıkla- mada “Altın Buluşmaları”nda şubelere başvu- ran kişilerin altınlarının 995/1000 saflıktaki gram karşılığı şubelerde bulunan İstanbul Altın Rafinerisi eksperleri tarafından belirle- neceği belirtilirken, belirlenen gramajda altı- nın Vadesiz Altın Mevduat hesabında gram altın cinsinden güvenle saklanabileceği ifade edildi. Ayrıca isteyenlerin Vadeli Altın Mev- duat hesabı açtırarak mevcut altınlarının üs- tüne gram altın kazanabileceği vurgulandı.
“Altın Buluşmaları” İş Bankası ve İstanbul Altın Rafinerisi arasında yapılan protokol çer- çevesinde Bankanın İstanbul, Konya, Kayseri, Gaziantep, Malatya, Nevşehir, Adana, Ceyhan ve Eskişehir’deki şubelerinden başlayarak tüm Türkiye genelinde gerçekleştirilecek.
ERBL / AYDINLIK
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Türk yet- kilileriyle iki yeni sınır kapısı açma konu- sunda anlaşmaya varıldığını duyurdu.
Neçirvan Barzani’nin bürosundan yapılan açıklamada İstanbul’da Başbakan Erdo- ğan’la yapılan görüşmede ham petrolün Türkiye’ye taşınmasının görüşüldüğü bildi- rildi. Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani’nin basın bürosundan yapılan açıklamada,
“Türkiye ile ilişkileri kuvvetlendirmek için Türkiye-Kuzey Irak sınırına iki yeni sınır kapısı yapılması kararlaştırıldı. İki tarafın yetkilileri gelecek hafta bir araya gelecek”
denildi. Açıklamada ayrıca, Barzani’nin İs- tanbul’da gerçekleştirilen Dünya Ekono- mik Forumu’nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye - Kuzey Irak sınırı ve ham petrolün Türkiye rafinelerine taşın- ması konularını görüştüğü belirtildi.
Barzani
yönetimine iki sınır kapısı
Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe-Metro- su’nun temel atma töreninde konuşan Ulaş- tırma Bakanı Binali Yıldırım, “Atatürk Havaalanı artık ihtiyaca cevap vermiyor. Sa- biha Gökçen’i de devreye soktuk. O da 12 milyon yolcu kapasitesini aştı. Artık ihtiyaca zor cevap veriyor. Başbakanın talimatıyla 3.
Havaalanının ihalesine Eylül ayında çıkıyo- ruz” dedi. Yeni havalimanının kapasitesinin 150 milyon yolcu olacağını belirten Binali Yıldırım, “Türkiye’deki tüm hava taşımacılı- ğından daha yüksek kapasiteye sahip olan İs- tanbul’un Türkiye’nin 2050 yılına kadar ihtiyaçlarına cevap verecek uluslararası 5 tane pisti ve 1 milyon metrekarenin üzerinde terminalleriyle dünyanın sayılı havaalanların- dan birini İstanbul’a kazandırmayı hedefliyo- ruz” diye konuştu. İstanbul’a yapılacak 3.
Havaalanı Arnavutköy-Göktürk-Çatalca yol- larının birleştiği kavşaktaki 3.500 hektarlık bölgede olacak.
Üçüncü havalimanının ihalesi Eylül’de
İş Bankası’nda ‘Altın Buluşmaları’ başlıyor
Sberbank
Denizbank’ı aldı
‘Almanya krizi tek başına çözemez’
Volkan Volkan Canaliolu Canaliolu
Remzi Gür Remzi Gür Neçirvan
Neçirvan Barzani Barzani
David Cameron
Ali Babacan
THY çalanlarnn eylemleri baladndan beri herkes bir eyler yazd. Herkes konuyu çok iyi bili- yordu. Aklma deprem geldi. Herkes bu konuda da uzman ya, çarm yapt. Yükselenler, alçalan- lar herkes konutu, yazd. Emekçinin E’sini bilmi- yor diye düündüünüz “Köe yazarlar” birden sendika ve eylem uzman oldu. Hatta sendikalarn adresini bilmeyenler, eylem yapan sendikann bakanna senli benli ifadelerle akl verdiler. Üste- lik samimiyet boyutunu göstermek için olsa gerek, mal varlklarndan bile söz ettiler. Ne de olsa kür- taj-sezaryen tartmalar skmt, havaclarn eyle- mi malzeme oldu. Ama merakm gidermek için sormam gerek. Ey gazeteciliin örnek ahsiyetleri;
bu kadar emekçiye ve haklarna kar hassas idiniz de, içinin parasyla servet yapan, Mekke’de bile devre mülk sahibi olan, içinin aidatn sahte dele- geler için gözünü krpmadan harcayan, klasörler dolusu yolsuzluklar iddianamelere konu olan, o koca koca içi örgütlerinin bandakiler için neden sarsnz, körsünüz; dilsiz eytan msnz? Hava-
Sendikas’nn ald eylem karar nedeniyle 305 kii isiz kalm. Hrszn hiç mi suçu yok? Sizin evinize hrsz girse ne yaparsnz? Soruyu ben sor- dum ama yant da ben vereyim. (sterseniz siz de verebilirsiniz. Söz veriyorum bu köeden yaynla- yacam) Yant: Sesimi çkarmam alacan alsn gitsin! Bana dokunmasn da! Dersiniz. te Hava-
ve üyeleri böyle demedi. Nedir sizi rahatsz eden? Haklarna sahip çkmalar m? imdi Hava-
Bakan’na “istifa et” diyorlarm. Film tekrar ediyor. AKP iktidara geldiinden beri sendikaclk yapanlara kar tertipler bitmedi. Hava-’in son genel kurulunda istenilen sonuç alnamaynca,
imdiki durum biçilmi kaftan oldu. Vurun abalya.
Hani Tayyip Erdoan diyor ya, “milletin iradesi”, bu da Hava- üyelerinin iradesi. Herkese saygl
olmak düer.
Aydınlıkçılar hep vardı, var olacak Davamz balad. Ama yeni deil. Ergenekon ter- tibiyle sadece mahkeme salonlarna tand. Yoksa bizim davamz hiç bitmez. Neden mi? Bakyorum da basnda Aydnlk kadar aydnlk pek de yer kal- mam. Ortalk karardkça, Aydnlkçlar daha çok çalacak da ondan. Bir kere daha gurur duyuyo- rum. Satlmayan, satn alnmak için teklife bile ce- saret edilemeyecek kadar dürüst, ahlakl, ilkeli bir kurumda çaltm için. Bu kadar kirlenmi bir or- tamda gerçek habercilik yapmak zor. Bizim ger- çekçiliimizden dürüstlüümüzden korkanlar göz- lerini bile kaçryorlar bizden. Olsun biz onlarn gözlerinin içine içine bakmaya devam edeceiz.
Aaa unutmadan davann ad çok doru seçilmi.
Bir güzel İnsan
Sendikal Güç Birlii Platformu’nun stanbul top- lantsnda yanyana oturduk. Daha önceden de kendisini tanyordum ama selamlamann ötesine geçmemiti diyaloumuz. SGBP toplantsnda ba- na doru eilerek “yazlarnz okuyorum. Aydn- lk’ hergün alyorum. Yakn takipçinizim” demiti.
O günden sonra sk sk arad. Her yazm deer- lendirdi, yol gösterdi, Emek Dünyas programla- rndan sonra heyecanla arard. 88 yanda heye- cann, umudunu hiç kaybetmemi bir delikanlyd.
Petrol-’in unutulmaz Bakan Ziya Hepbir’den söz ediyorum. çi snfnn örnek ve gerçekten unutulmaz önderlerinden. Tarihe geçen direnile- rin, grevlerin önderlerinden. Petrol- Sendikas’n
var eden isimlerden. Ziya Bakan, görümeleri- mizde kalp kapakçnn deimesi gerektiini söylüyordu. Yandan dolay ameliyat olamayaca-
n, ama ameliyatsz çözümü olduunu, onun içinde 100 bin lira istediklerini anlatyordu. Her yere yazd derdini, SGK, Babakan Tayyip Erdo-
an, olmad olmad. Anne rahmine düen ceninin hesabn tutan AKP hükümeti, ete kemie bürün- mü, 88 yl önce dünyaya gelmi, ülkesine pek- çok hizmetler vermi vatandan ölüme terk ede- biliyordu. Ziya Bakan geçtiimiz günlerde kay- bettik. 100 bin liras yoktu. SGK emeklisiydi. Ba-
mz saolsun.
E SİN T URHAN
esinergenc@aydinlikgazete.com
EMEK DÜNYASI
Evinize hrsz girerse
TARIK TEKGÖZL
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çe- lik, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin davet- lisi olarak İstanbul Ceylan İntercontinental Hotel’de katıldığı toplantıda gazetecilerin so- rularını yanıtladı. Bakan Çelik, “Hava işkolu- na grev yasağı getirildi. Bu, Türkiye’nin imza- ladığı uluslararası sözleşmelere anayasanın 90. maddesi uyarınca aykırı. Hükümet yetkili- leri bu dönemi “ileri demokrasi” dönemi ola- rak nitelendiriyor. Grev yasağı sizce demokra- tik midir?” sorumuzu yanıtsız bıraktı. Başka bir gazetecinin “Grev yasağını doğru buluyor musunuz” sorusunu ise Bakan Çelik, “ Bile- miyorum. Bu derece önemli bir ulaşımı aksat- mak gibi bir şey ne sendikaların görevidir, ne de iş dünyası veyahut da işverenin bu bağlam- da emeğiyle ekmeğini kazanan insanların ek- meğini elinden alma hakkı olamaz” yanıtını verirken hava işkoluna grev yasağının getiril- mesini doğru bulmadığını ifade etmemesi dik- kat çekti.
‘Yasama böyle tercih etti’
Hava işkoluna getirilen grev yasağı düzen- lemesinin Toplu İş İlişkileri yasa tasarısında olması gerektiğini ve buna bir engel olmadığı- nı söyleyen Çelik, “Dikkat ederseniz teklif olarak geldi. Hızlı bir şekilde Meclis’ten geçti, yasalaştı. Hava işkolunda grev yasağı yok idi.
Ama greve gidip halkı mağdur etme söz ko- nusu. Fakat yasama böyle bir yolu tercih etti”
dedi.
‘Sendika ile görüşeceğiz’
Bakan Çelik, THY’de iş akitleri feshedilen 305 personele ilişkin de konuştu. Çelik, “İş akitleri feshedilenler var. Bu tansiyon düşü- rülmeli. İş akdini kaybedenlerin geri dönüşü sağlanmalı. Bu konu üzerinde duruyoruz.
Önümüzdeki hafta sendikayla da görüşeceğiz.
İşveren ve sendika arasında yaşanan sorun var. Toplu sözleşme uyuşmazlığı sonucu ile grev kararı yok. Grev kararı almadan işe git- meme durumu var. Bu da yasalarımızda iş ak- dini fesh etme imkanını getiriyor işverene”
sözlerini kaydetti.
Ayrıca Bakan Çelik, “Toplu İş İlişkileri yasa tasarısına ilişkin önceki gün Türkiye Metal Sanayiciler Sendikası’nda bir açıkla- mada bulundunuz. Bu konuya ilişkim pren- sip anlaşmasında bulunduğunuzu söylediniz.
Bu prensip anlaşmasının içeriği nedir?” soru- muzu da yanıtsız bıraktı.
Bakan Çelik, ‘Grev yasağı’na ilişkin soruları geçiştirdi
Dosya No : 2012/2 TLMT.
Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup:
Birinci artırmanın 22/06/2012 günü saat 14:00 14:15 de Nusratiye Mahallesi 5001 Sokak No: 13 Çelik Otopark Mersin’de yapılacağı ve o gün kıymetlerinin % 60’ına istekli bulunmadığı taktirde 27/06/2012 Çaramba günü aynı yer ve saatte 2.
artırmanın yapılarak satılacağı; Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin % 40’ını bulmasının
ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve pay- ların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; mahcuzun satış bedeli üzerinden % ... oranında KDV.’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnafmenin bir örneğinin isteye- ne gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazan dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilan olunur.
28/05/2012
Takdir Edilen Değeri Adedi Cinsi
25.000,00 1 Adet 33.PE.551 Plakalı,2012 Model ,TOFAŞ Marka ,DOBLO Tipli , 199A20004341925 Motor No’lu ,NM422300007244187ŞasiNolu , Açıklamalı Araç Beyaz renkli, istep be mevcut orjinal, teyip muhdelif çizik mevcut
(İİK m.114/1,114/3)
* Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63 e karşılık gelmektedir.
BASIN: 35615 (www.bik.gov.tr)
T.C. MERKEZ / MERSN 8. CRA DARES TAINIRIN AÇIK ARTIRMA LANI
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin davetlisi olarak dün katıldığı toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Çelik’in, hava
işkoluna getirilen grev yasağına ilişkin soruları geçiştirmesi ve yanıtsız bırakması dikkat çekti
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, kıdem tazminatına ilişkin de konuştu. “Kıdem tazminatının fona devri bizim mutfakta, tamamlamış oluyoruz” diyen Çelik, “Şu anda 12 ay çalışmayan işçimizin kıdem tazminatına 1 aylık brüt aylığı hak et- mesi mümkün değil. Bundan dolayı bu sisteme baktığımızda 2011 yılı içerisin- de 12.5 milyon kişi iş değiştirmiş. Yani bir yılı doldurmamış. Toplam çalışan 11 milyon 700 bin kişimiz var. 12.5 milyon kişiye 2011’de sürekli sirkülasyon ol- muş. Yani 1 yılı doldurup kıdem tazmi- natını hak eden ne kadardır diye bak- tık. Yüzde 10. Yüzde 90’ı maalesef ha- kedemiyor. Biz burada alt işveren (taşe- ron) dediğimiz işçilere yıllık değil bütün çalışanlara aylık, yani işçilere aylık kı- dem tazminatı fonu miktarının hesapla- rına bireysel hesaplarına yatması siste- mini getiriyoruz” görüşünü savundu.
‘UİS tamamlandı’
Çelik, “Ulusal İstihdam Strateji ve Eylem Planı”nda hazır olduğunu ve tamamlamış olduklarını kaydederek,
“Stratejide 4 temel politikamız, ‘Eği- tim-İstihdam İlişkisinin Güçlendiril- mesi’, ‘İşgücü Piyasasının Esnekleşti- rilmesi’, ‘Özel Politika Gerektiren Grupların İstihdamının Artırılması’,
‘İstihdam-Sosyal Koruma İlişkisinin Güçlendirilmesi’dir. Yardımcı işler ve teknolojik gereklerle bazı işler alt iş- verenlere erişebilmektedir.
Taşeron işçilerinin; izin, örgütlen- me, sosyal haklar gibi sorunlarını çözmek üzere İş Kanunu’nda değişik- lik üzerinde çalışıyoruz. Taşeron işçi- lerinin kıdem tazminatı sorunu da fonlu sisteme geçişle çözülmüş ola- cak” diye konuştu.
Bakan Çelik, memur maaşla- rına yapılan zammı da değer- lendirdi. Toplu sözleşmenin ola- ğanüsü koşullar- da yapıldığını kaydeden Çelik, memur zammı- nın 2012 yılı bütçesinde belir-
lendiğini ifade etti. “Biz masaya oturduk zam oranı belirlenmiş, yüzde 3+3 bütçede yer almış” diyen Çelik, toplu sözleşme gö- rüşmelerinde bunu memur konfederasyon- larına söylediklerini ve tepkiyle karşılaştık- larını dile getirdi ve 2014-15 yılı toplu söz- leşme görüşmelerini kastederek, “Orada her şey söylenebilir, istenebilir”
sözlerini kaydetti.
Hava işkoluna grev yasağı getiren ka- nun değişikliğinin Meclis’te gündeme gelmesi üzerine bir günlük iş bırakan ve THY tarafından iş aktileri feshedi- len 305 personelle ilgili Hava-İş Sen- dikası’nın işe iade istemi reddedildi.
Türk Hava Yolları tarafından yapı- lan açıklamada, 4 Haziran’da Hava-İş Sendikası ile THY arasın- da yapılan toplu sözleşme görüşme- lerinde sendikanın işten çıkarılanla- rın tekrar işe alınmalarını talep etti- ği ve THY’nin talebi dün değerlen- direrek reddettiği bildirildi.
Gerekçe
Talebin reddine ilişkin ise THY yaptığı açıklamada, “Sendikanın yap- tığı çağrının ve işe gelmeyen persone-
lin eyleminin yasadışı, bu nedenle Türk Hava Yolları tarafından yapılan işten çıkarmaların ise hukuka uygun olduğu, sendikanın yasadışı eylem çağrısına uymanın hukuki yaptırımları hakkında tüm çalışanların bilgilendi- rildiği, 15 bini aşkın çalışanın çok az bir kısmının uyarıları dikkate almaya- rak yasadışı eyleme katıldığı, bunun sonucunda oluşan maddi zararın bo- yutları dikkate alınarak, iş akti feshe- dilen personelin tekrar işe alınma tale- binin kabul edilmemesine karar ver- miştir” denildi.
Ayrıca THY’nin aldığı bu kararın sendikaya iletildiği ve Türk Hava Yol- ları A.O.’nun Toplu İş Sözleşmesi gö- rüşmelerini sürdürme niyetinin de ol- duğu ifade edildi.
THY işe alınma talebini reddetti
‘Memur zammı 2012 bütçesinde belirlendi’
EMEK SERVS
THY emekçileri direnişlerinin 10. gü- nünü doldurdu. Destek ziyaretleri dün de devam etti. Dün, DİSK ve bağlı sen- dikalar, Sendikal Güç Birliği (SGBP), KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen ve çok sa- yıda kitle örgütü emekçilere destek zi- yaretinde bulundu.
DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, Hava-İş’in yaşadıklarının Türkiye işçi sı- nıfına yönelik bir saldırı olduğunu, ve grev yasağını böyle değerlendirdiklerini be- lirtti. Ekici, saldırılara karşı tek başına mü- cadele etme döneminin geride kaldığı-
nı vurgulayarak, “Artık birlikte mücadele etmeliyiz ve yeniden 15-16 Haziran’la- rı örgütlemeliyiz” dedi.
Türk-İş’e çağrı
Ekici, Türk-İş yönetimine de çağ- rıda bulundu ve “Madem kıdem taz- minatına dokunulmasını genel grev ne- deni kabul ediyorsunuz, o zaman ge- lin mücadeleyi Hava-İş’in mücadele- siyle birleştirerek büyütelim” sözlerini kaydetti.
Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin ise, “Öncelikli taleplerimiz iş- ten atılanların geri alınmasıdır. Hak-
larımızın geri verilmesini istiyoruz.
Ardından toplu sözleşme imzalamak istiyoruz. Biz bu konuda kararlıyız.
Eylemlerimizi sürdüreceğiz. Bir kez daha bunu buradan vurguluyoruz”
dedi. Ayçin ayrıca, CHP’nin de Ana- yasa Mahkemesi’ne başvuracağını belirtti. SGBP yarın destek ziyaretin- de bulunacak. Platform Dönem Söz- cüsü Kenan Öztürk, tüm emek ör- gütlerini desteğe çağırdı. SGBP yarın aynı zamada İstanbul dışında Anka- ra. Bursa, İzmir, Mersin, Adana, An- talya ve Gaziantep’te bulunan THY büroları önünde eylem yapacak.
İşten çıkarma için THY’ye suç duyurusu
AYDINLIK / ANKARA
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, hava işkoluna grev yasağı getiren kanun de- ğişikliğinin Meclis’e gelmesi üzerine bir gün- lük iş bırakan 305 personeli işten çıkartan THY ve THY Teknik A.Ş yöneticileri hak- kında “sendikal hakların kullanılmasını en- gelledikleri” nedeniyle suç duyurusunda bu- lundu. Tanal, dün Ankara Cumhuriyet Baş- savcılığı’na, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılı- ğı’na gönderilmek üzere suç duyurusu dilek- çesini verdi. Tanal dilekçesinde, 4857 Sayılı İş Kanunu 29. maddesinde toplu işçi çıkar- manın nasıl yapılabileceği en fazla kaç işçi çı- karılabileceği ve işçi çıkarmanın bildiriminin en az 30 gün önceden bir yazı ile, işyeri sen- dika temsilcilerine, ilgili Bölge Müdürlü- ğü’ne ve Türkiye İş Kurumu’na bildirilmesi gerektiğini ancak işçilere işten çıkarılmaları- nın sms ile bildirildiğini belirtti.
Tanal dilekçesinde suçlar başlığı altında, şirket tarafından Anayasal hakkı gereği grev yapan çalışanların toplu şekilde işten çıkarıl- ması suretiyle Türk Ceza Kanunu 118. mad- desi ihlal edilerek suç işlendiğini bildirdi.
Faruk Çelik
‘Kıdem tazminatını fona
devri mutfakta tamamladık’
‘Mücadeleyi birlikte büyütelim’
Eğitim Bir-Sen’den ‘sessiz’ yürüyüş
STHBARAT SERVS
Eğitim-Bir-Sen Taksim’de “Öğretmene saygı sessiz yürüyüşü” gerçekleştirdi. Me- mur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gün- doğdu, öğretmenlerin Milli Eğitim Ba- kanlığı’ndan ümidi kestiğini belirterek Başbakan’dan medet umdu.
Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen yak- laşık 2 bin kişiyle dün “Öğretmene saygı yürüyüşü” gerçekleştirdi. Tünel Meyda- nı’ndan Taksim Meydanı’na kadar süren sessiz yürüyüşte halka karanfil dağıtıldı.
Grup Taksim Meydanı’na vardığında
“Öğretmenlik aşkımız, saygı görmek hakkımız”, “Bütçe diye yakınma onuru- ma dokunma”, “Ömer Dinçer şaşırma sabrımızı taşırma”, “Öğretmen direne- cek ek ödeme gelecek”, “Milet uyuma öğretmenine sahip çık” “Şaşı Kemal Al- lah’ım sabır ver” sloganları attı.