• Sonuç bulunamadı

İ Hayvanların da Kişilikleri Var! G Tevatron’daki Yeni Parçacık Bilmecesi Çözülecek mi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İ Hayvanların da Kişilikleri Var! G Tevatron’daki Yeni Parçacık Bilmecesi Çözülecek mi?"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tevatron’daki

Yeni Parçacık

Bilmecesi

Çözülecek mi?

Müge Karagöz

G

eçtiğimiz haftalarda parçacık fiziği dünyası, İsviçre-Fransa’daki LHC (Büyük Hadron Çarpıştırıcısı) çalışma-ya başlamadan önce dünçalışma-yanın en yük-sek enerjili parçacık hızlandırıcısı un-vanını elinde bulunduran Amerika’daki Tevatron’un deneylerinden gelen haberler-le çalkalandı. Şikago yakınlarındaki Fermi Ulusal Laboratuvarı’ndaki 2 Teraelektron Voltluk proton karşı-proton hızlandırı-cı/çarpıştırıcısı olan Tevatron, Standart Model’in en ağır parçacığı olan üst kuarkın 1990’larda keşfedildiği yer. Tevatron’un iki büyük deneyi, CDF ve D0 ile bir yandan veri toplamaya devam ediliyor bir yandan da şimdiye kadar toplanan yüksek miktar-daki veride ortaya çıkan yeni bilmeceler çözülmeye çalışılıyor.

Geçtiğimiz Nisan ayının sonunda yayım-lanan Physical Review Letters (PRL) dergi-sindeki bir makalede CDF deneyi eldeki toplam veri miktarının yarısında beklen-meyen bir bulgu elde edildiğini duyurmuş-tu. Deneyde, bazı çarpışmalarda, radyoaktif bozunmadan sorumlu W parçacığıyla be-raber dedektörde ortaya çıkan iki parçacık fıskiyesinin (“jet”) Standart Model’e göre beklenenden farklı özellikleri olduğunu göz-lemlenmişti. Bu tip çarpışmalarda belirli bir fazlalık görülüyordu. Makalenin basımından sonra, bu fazlalık, yüksek kütleli yeni bir par-çacığın varlığının kanıtı olarak yorumlandı ve kuramcılar tarafından ortaya çeşitli öne-riler atıldı. CDF ekibi aynı analizi ellerindeki tüm veriye uyguladığı zaman, fazlalığın kay-bolmadığını, aksine daha da belirginleştiğini gördü. Hatta yeni sonucun aslında bir istatis-tiksel hata olma olasılığı neredeyse milyonda bire inmişti, bu da fizik camiasını daha da heyecanlandırdı. Eğer analizde henüz öngö-rülmemiş bir sistematik hata yoksa, bu yeni sonuç, yeni bir parçacığın var olduğuna dair daha da kuvvetli bir kanıttı. Bu sonuç, Mayıs sonunda Fransa’nın Blois şehrindeki bir kon-feransta açıklandı. Konkon-feransta CDF’nin bu sonucun nereden geldiğini anlamak için

ça-lışmalarını ciddiyetle sürdürdüğü haberi de veriliyordu. CDF bu sonucu henüz makale olarak yayımlamış değil.

Bu arada, Tevatron’daki diğer deney-de deney-de, yani D0’da, deney-dedeney-dektör verilerindeney-de CDF’nin esrarengiz fazlalığını görebil-mek için kollar sıvandı. 10 haziran 2011’de Fermilab’daki bir seminerde açıklanan sonuçlar şaşırtıcıydı: benzer bir analiz so-nucunda D0 verilerinde belirli bir fazlalık gözlemlenemiyordu. Bu analizin sonucu PRL’ye gönderildi.

Her iki deneyde de bağımsız analiz ya-pıldığına ve farklı sonuçlar bulunduğuna göre, bu farkın nereden geldiğini anlamak için çalışmalar başladı. CDF ve D0 fizik-çileri, ortak bir çalışma kolu kurulması ve her iki deneyin analizlerinin tekrar gözden geçirilmesi kararını aldı. Bazı kuramcıla-rın da yer alacağı bu çalışma kolunun ya-pacağı açıklamalar dört gözle bekleniyor.

Amerikan hükümeti Tevatron’un bu sonbaharda kapatılması kararını aldı. CDF ve D0 deneyleri Eylül ayının sonuna ka-dar kesintisiz olarak proton-antiproton çarpışmalarını kaydetmeye devam edecek. Parçacık fiziği dünyası bir yandan yukarıda bahsettiğimiz bilmecenin çözülmesini bek-lerken bir yandan da umutla Tevatron’dan güzel haberler bekliyor. CDF’nin makale-si http://arxiv.org/abs/1104.0699 adre-sinden, D0’ın makalesi http://arxiv.org/

abs/1106.1921 okunabilir.

Hayvanların da

Kişilikleri Var!

Özlem Kılıç Ekici

İ

nsanların kişiliklerinin yaşadıkları hayata etkisi büyüktür. Bazı insanlar sempatik ve arkadaş canlısıdır, yeni ortamlara girmek onları rahatsız etmez. Bazı insanlar ise kar-şılaştıkları her yeni durum karşısında stres yaşar, bu da sağlıklarını ve yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkiler. Son zamanlarda ya-pılan çalışmalar hayvanlar için de aynı şeyin geçerli olduğunu belirtiyor. Evcil hayvanı olanların belki de uzun zamandır bildiği bir şeyi, York Üniversitesi’nden araştırmacılar bilimsel olarak kanıtladı. 22 yeşil ispinoz kuşu ile yapılan kişilik sınıflaması çalışma-sında, hayvanların kişilik özelliklerinin öl-çülen oksidatif stres profillerinin yansıması olduğu bulundu.

Haberler

(2)

Haberin detayına geçmeden önce oksi-datif stresin ne olduğunu biraz açıklayalım. Oksidatif stres, günlük hayatımızda kullan-dığımız stres sözcüğünün ifade ettiğinden farklı bir şeyi, hücresel düzeyde bir dizi tep-kimeyi ve bu tepkimenin sonucunu ifade ediyor. Canlı vücudundaki normal hücresel tepkimelerin bir kısmı ve bazı dış etkenler, tepkimeye giren atomların elektronlarından birini kaybetmesine yol açar. Elektronları-nı kaybeden atomlara “serbest radikaller” denir. Biyolojik sistemimizde en çok kul-lanılan moleküllerden biri olan oksijenin içinde bulunduğu serbest radikallere de “reaktif oksijen radikalleri” denir. Normal vücut fonksiyonları sonucu ortaya çıkması kaçınılmaz olan bu maddelerin miktarının artması olumsuz tepkimelere ve hücrelerin yıpranmasına, yani daha genel bir ifadeyle yaşlanmasına yol açar. Serbest oksijen ra-dikallerinin bu zararlı etkilerine “oksidatif stres” deniliyor. Serbest radikaller reaktif yapıları nedeniyle hücrelerde ve dokularda zarara yol açar. Oksijenli yaşamla birlikte oksijen kaynaklı radikallerin oluşumu art-mış ve oksidatif hasarı engelleyici antioksi-dan savunma sistemleri gelişmiştir. Sağlıklı bireylerde serbest radikaller ile antioksidan savunma sistemi arasında bir denge vardır. Radikal üretiminin aşırı artması ve/veya an-tioksidanların azalması oksidatif stres olarak

adlandırılan duruma neden olur. Oksidatif stresin uzun süre devam etmesi çeşitli rahat-sızlıklara ve hastalıklara yol açar.

Yapılan çalışmaya geri dönecek olursak, araştırmacılar yeşil ispinozların karşılaştıkla-rı yeni bir duruma verdikleri tepkileri incele-miş. Her bir kuşun beslenme kabına parlak renklerde kurabiye kalıpları koyularak cesa-retlerini toplayıp yemlerine yaklaşmalarının ne kadar sürdüğü ölçülmüş. Cesur kuşların korkularını yenerek yemlerine yaklaşması sadece birkaç saniye alırken, daha çekingen ve ürkek kuşların yemlerine yaklaşması ner-deyse 30 dakikayı bulmuş. Aynı çalışmada, kuşların tüneklerine merak uyandıran ilginç nesneler asan araştırmacılar, kuşların bu nes-nelerin yakınına en erken ne kadar sürede konduğunu belirlemiş. Kuşların tutumları incelendiğinde, cesaret ve merak arasında bir ilişki olmadığı görülmüş. Araştırmacılar daha sonra kuşların zarar veren reaktif ok-sijen metabolit düzeylerini ve beraberinde buna karşı geliştirilen antioksidan savunma düzeylerini ölçmüş. Kuşların oksidatif kan profilleri davranış özellikleri ile karşılaştırıl-dığında, ürkek ve korkak kuşlarda ölçülen zarar verici oksijen toksinlerinin en yüksek seviyede,savunma düzeylerinin ise alt dü-zeyde olduğu görülmüş. Yani korkak kuşlar cesur olanlara göre daha fazla seviyede ok-sidatif strese maruz kalmış Aynı şekilde,

ka-feslerine asılan ilginç nesnelere daha çabuk yaklaşan meraklı kuşların, oksidatif stresin yol açtığı zarara karşı, daha az meraklı olan kuşlarınkinden daha etkin bir savunmala-rının olduğu belirlenmiş. Araştırmacılar bu çalışmayı genişleterek kuşların kişilik özel-liklerinin doğal ortamlarında onları ne kadar etkilediğini bulmayı hedefliyor. Yenilik kor-kusu olan kuşların daha fazla oksidatif strese maruz kaldıkları için erken ölebileceğini be-lirten araştırmacılar, bir yandan da bu kuşla-rın, cesur olanlardan daha ihtiyatlı ve uyanık davrandıkları için, avcılar tarafından yenme ihtimallerinin de daha az olduğunu belir-tiyorlar. İlginç değil mi? Yaşayan her canlı için gerçek şu: Ne kadar mutlu yaşarsak ve yeniliklere ne kadar açık olursak hayatımızın kalitesi o kadar iyi olur. Cesur olmak iyidir, ama akıllı ve dikkatli olmak şartıyla!

Bilim ve Teknik Temmuz 2011

Referanslar

Benzer Belgeler

Büyük şair Ziya Paşavı it­ ham etmek istiyenler yalnız Mersindeki emlâki dile d ola­ makla kalmıyor ayni zamanda terci i benddeki ince istihzayı fark

Sınıf öğretmenlerinin maruz kaldıkları ayrımcılık davranışları ve bu davranışlara neden olan etmenleri anlamak üzere 19 öğretmenle yapılan bu çalışmada

Sonuç olarak, kontrollü reoksijenasyonun yapıldığı normoksik KPB’de TOF’li siyanotik çocuklarda SOR oluşumunun azaldığı ve daha az lipid peroksidasyo- nun

O sırada önceleri sarayın siit- çübaşısıyken kısa zamanda çok büyük bir servetin sahibi olan Hristaki Zografos adlı ünlü banker hemen devreye

O nu kâh parlak jestlerin doldurduğu bir destan, kâh gelecek zam anın şartlarında dahi nasihatlerin­ den istifade m üm kün olan bir bilgi gi­ bi gördü, fakat

Colorado Üniversitesi ve Ulusal Atmosferik Araştırma Merkezi'nden araştırmacılar, deniz seviyesinin yükselmesinin, iklim değişikliğinin bir parçası olduğunu ve

(1 TeV yaklaşık olarak uçmakta olan bir sivri- sineğin kinetik enerjisine eşittir. Bu kadar enerji günlük hayat için önemsiz olsa da, proton gibi çok küçük bir cisim

Buna karfl›l›k, t›pk› y›ld›zlar gibi uzayda serbestçe gezinip de, 10 Jüpi- ter’den daha az kütleye sahip 200 kadar gökcismi de saptanm›fl bulunuyor.. Ama art›k