N ahne s a n a tım ız
Z C N bir ayrılıktan sonra memlekete dönü şümde. karsıma bir anketci çıkıp bana, yur dumuzda ne değişiklikler Kördüğümü, ne gibi şeylerde ilerleme ve ne gibilerinde gerileme Ka>detti ğimi sormuş olsaydı kendisine, Avrupada yaptırım yirmi yıllık hürriyet küründen aldığım bir kuvvetle derdim k i:
«Buraya, artık tam minasiyle Atatürk Iıırkı-
yesi denilemez. Cemiyetimizin umumi manzarası
havli değişmiştir. İnsan, burada kendini kırk yıl ev velki OsmanlI ülkesinde, hazan da Suriye'de, Suudi
Arabistan’da veya Tunus'ta. F as’ta zannediyor.
Yaşayışta, düşünüşte, duyuşta ve giyinişte Şarklı lığımız o kadar göze çarparak bir hızla tepmeğe baş lamıştır ve bir zamanlar, büyük bir sevk ve özenle kurduğumuz Avrupakâri nıiiesseselerden çoğu ta nınmayarak derceede melezleşip soysuzlaşmıştır.
«Ancak, hayretle itiraf ederim ki. bunlar ara sında yalnız bir tanesinin, temelleri Devlet Kon-
servatuvarı tarafından atılmış Türk sahnesinin
Avrupa’daki örnekleriyle boy ölçüşebilecek bir ge lişme kaydettiğini görmekteyim: Ankara Operasın dan yetişen bazı ses sanatkârlarımızın şöhreti şim
diden hudutlarımızın dışına yayılmış bulunuyor.
Komedide Kel Haşan şanosunun kaba tuhaflıkla rından artık hiç bir İz gözükmüyor. Dramda ise. * « llllil:l| | lia iH lllli! llilillllllI I M I I iB I I I I I I U I I I I İ llI llt lI < ip n illl! t lll> lllllia i.ia
Yakup Kadri KARA0SMAN06LU
shakespeare’den tutun da son çağın en öncü tiyatro müelliflerinin eserlerine kadar nice yüksek değerli edebi piyesler, genç sanatkârlarımız tarafından mu vaffakiyetle oynanmaktadır. Son derere modern ve zor bir teknikle sahneye konulan bu öneii piyesleri Avrupada da seyretmiştim. Kendimce yaptığım kı yaslamalar neticesinde, samimiyetle söylerim ki. bizim sanatkârlarımız lehine bir hükme varmışım- dır.«Türk âmmesinin bunları anlayış, seviş ve tak dir ediş kabiliyetini dahi Avrupalılarınkindeıı üs tün buldum. Amerikalı muharrir Steinbeek’m (F a reler ve İnsanlar) piyesi. Fransada. tsviçrede. Al- manyada aııeak bes on defa oynanabildiği halde ben. lstanhuldaki temsillerinin altmışıncısında güçlükle yer temin edebilmiştim ve Artlıur Miller'in (S atı rının Ölümü) piyesini Ankara Devlet Tiyatrosunda seyrederken yanıbaşımda oturan kırklık kırkbeşHk bir adamın — kendisinde hiç de pıılelektüel (ipi yok tu— sessiz sessiz ağladığına şahit oldum.
«Bu müşahedeler, bana, dramatik müzik re ede bîyat vasıtaslyle halkımızın ruh. hîs ve kafa rHH- mlne daha kestirmd(blr yoldan gidebileceğimiz b*. naatinl vermiştir.»
ı ı ı ı n n ı ■ : i M i ı n ı n ı n ı i M i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı n ı n ı ı l ı ı l ı ı i i i ı ı ı ı ı ı ı u ı ı ı l ı ı ı ı ı ı ı ı a ı n .n ı n ı n ı ı ı - - ı ı n • «
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi I-. l ıı a f if H ll l l ll ll t p H 8 I I B M R fl fl il M B It lı »