• Sonuç bulunamadı

CUMHURİYET DEVRİMİMİZİN ÖZGÜN EĞİTİM KURUMLARI KÖY ENSTİTÜLERİNDE MÜZİK EĞİTİMİ VE GÜNÜMÜZE YANSIMALARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CUMHURİYET DEVRİMİMİZİN ÖZGÜN EĞİTİM KURUMLARI KÖY ENSTİTÜLERİNDE MÜZİK EĞİTİMİ VE GÜNÜMÜZE YANSIMALARI"

Copied!
91
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

CUMHURİYET DEVRİMİMİZİN ÖZGÜN EĞİTİM KURUMLARI KÖY ENSTİTÜLERİNDE MÜZİK EĞİTİMİ VE GÜNÜMÜZE YANSIMALARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Gözde ÖZYÜKSEL ERSİL

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Salih AYDOĞAN

(2)

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

CUMHURİYET DEVRİMİMİZİN ÖZGÜN EĞİTİM KURUMLARI KÖY ENSTİTÜLERİNDE MÜZİK EĞİTİMİ VE GÜNÜMÜZE YANSIMALARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Gözde ÖZYÜKSEL ERSİL

Ankara 2007

(3)

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğüne,

Gözde ÖZYÜKSEL ERSİL’ in Cumhuriyet Devrimimizin Özgün Eğitim Kurumları Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi Ve Günümüze Yansımaları başlıklı tezi 05/02/07 tarihinde, jürimiz tarafından Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı/ Müzik Öğretmenliği Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye : Prof. Gül ÇİMEN ………

Üye : (Danışman): Yrd. Doç. Dr. Salih AYDOĞAN ………

(4)

CUMHURİYET DEVRİMİMİZİN ÖZGÜN EĞİTİM KURUMLARI KÖY ENSTİTÜLERİNDE MÜZİK EĞİTİMİ VE GÜNÜMÜZE YANSIMALARI

(Yüksek Lisans Tezi)

Gözde ÖZYÜKSEL ERSİL

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

2007 - ANKARA

ÖZET

Araştırmada, Cumhuriyet devrimimizin özgün eğitim kurumları köy enstitülerinde müzik eğitimi ve bu eğitimin günümüze yansımaları araştırılmıştır.

Araştırmanın evrenini, 1940- 1954 yılları arasında 21 ilde kurulan köy enstitüleri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise bu köy enstitülerinden seçilen mezun kişiler oluşturmaktadır. Bu araştırma kapsamında mezun olan kişiler için görüşme formu hazırlanarak görüşme formu ile elde edilen bilgiler değerlendirilerek araştırma sonuçlandırılmıştır.

(5)

Araştırma sonucunda, mezun olan kişilerin de görüşleri doğrultusunda köy enstitülerinde yapılan müzik eğitiminin öğrencilere, yakın çevreye, genel sanat eğitimi ve müzik eğitimine katkıları belirlenerek günümüze yansımaları değerlendirilmiştir. Araştırmada, varılan sonuçlara dayalı olarak ortaya konulan saptamalar sunulmuştur.

Bilim Kodu : Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Müzik Öğretmenliği Bilim Dalı

Anahtar kelimeler : Köy Enstitüleri, Müzik Eğitimi

Sayfa Adedi : 79

(6)

THE MUSIC EDUCATION IN VILLAGE INSTITUTIONS- THE ORIGINAL EDUCATION INSTITUTIONS OF OUR REPUBLIC REVOLUTION- AND

THEIR REFLECTIONS ON PRESENT DAY

(Thesis of Masters Degree)

Gözde ÖZYÜKSEL ERSİL

GAZİ UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES Ankara 2007

ABSTRACT

In this study, the music education given in village institutions- the original educational institutions of our Republic Revolution- and the reflections of that education on present day have been researched.

The population of this study is based on the village institutions established in 21 provinces between the years 1940-1954. Some chosen graduates from these village institutions comprise the sampling of this study. Within the scope of this study, an interview form has been prepared, and the study has been concluded after the evaluation of the information obtained by means of this interview form.

(7)

As a result of this study, the contributions of the music education of the village institutions to the students, near surroundings, general art education and to the music education have been determined and the reflections of that music education on present day have been evaluated with respect to the opinions of village institutes’ graduates. In this study, the ascertainments determined on the basis of the conclusions reached.

Science code : Fine Arts Education Department Music Teaching Department

Key Words : Village Institutions, Music Education

Number of Pages : 79

(8)

TEŞEKKÜR

Bu araştırmanın gerçekleştirilmesinde görüşleri, önerileri ve yardımları ile bana yol gösteren tez danışmanım Sayın Yrd. Doç. Dr. Salih AYDOĞAN’a, kendileri de köy enstitülü olan ve beni bu çalışmada yüreklendiren dedem Sayın Osman DİNDAR’a ve babaannem Sayın Sadiye ÖZYÜKSEL’e, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Başkanı Sayın Prof. Dr. Kemal KOCABAŞ’a, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği İstanbul Şube Başkanı Sayın Prof. Dr. Seçkin DİNDAR’a ve araştırmama görüşme formlarına zaman ayırarak yardımcı olan tüm köy enstitüsü mezunu büyüklerime teşekkür ederim.

Ayrıca araştırmam süresince maddi manevi yardımlarını ve desteklerini esirgemeyen aileme, Arş.gör. Fatih Bingöl’e, Erkan Sülün’e, Köksal Apaydınlı’ya ve Özge Çongur Yeşilkaya’ya teşekkür ederim.

(9)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ………i

ABSTRACT ………....iii

TEŞEKKÜR ...v

İÇİNDEKİLER ...vi

TABLOLARIN LİSTESİ ………...viii

BÖLÜM 1 1.GİRİŞ 1 1.1. Köy Enstitüleri ………....1

1.2. Köy Enstitüleri Tarihi ………...1

1.3. Köy Enstitülerinin Yurt Kalkınmasındaki Etkileri ……….…5

1.4. Köy Enstitüleri Sisteminin Dayandığı Temel İlkeler …………...7

1.5. Köy Enstitülerinde Eğitim ………....12

1.5.1.Köy Enstitüsü Eğitim Programları ………...14

1.6.Köy Enstitülerinde Güzel Sanatlar ve Eğitimi ………...24

1.6.1. Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi ………...26

1.7. Problem Durumu ………...36

1.8. Problem ve Alt Problemler ………...36

1.9. Araştırmanın Amacı ...37

1.10. Araştırmanın Önemi ………...37

1.11. Sayıltılar ……….38

(10)

BÖLÜM 2

2. YÖNTEM ………...39

2.1. Araştırmanın Niteliği ………....…39

2.2. Evren ve Örneklem ………...39

2.3. Verilerin Toplanması ………...41

2.4. Verilerin İşlenmesi ve Çözümlenmesi ………..42

BÖLÜM 3 3. BULGULAR VE YORUMLAR ………...43

3.1. Köy Enstitüsü Mezunlarının Köy Enstitülerinde Uygulanan Müzik Eğitimine İlişkin Görüşleri İle İlgili Bulgular ve Yorumlar ………….43

BÖLÜM 4 4. SONUÇ VE ÖNERİLER ………..73 4.1. Sonuçlar ………...73 4.2. Öneriler ………...76 KAYNAKÇA ………...78 EKLER

(11)

TABLOLARIN LİSTESİ

Tablo 2.2.1. Örneklemin Mezun Oldukları Köy Enstitülerine Göre

Dağılımı ………...40

Tablo 2.2.2. Örneklemin Mezun Oldukları Yıllara Göre Dağılımı ……...41

Tablo 3.1.1. Mezunların “Köy Enstitülerinde Müzik Dersi Denilince Neler Hatırlıyorsunuz?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı…...44

Tablo 3.1.2. Mezunların “Köy Enstitülerinde Verilen Müzik Eğitiminin Sizce

Genel Amacı Nedir?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı ………...48

Tablo 3.1.3. Mezunların “Bu Amaç Doğrultusunda Müzik Dersleri Nasıl İşleniyordu?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı ….……51

Tablo 3.1.4. Mezunların “Müzik Dersinde Zorunlu Sınıf Çalgısı Olarak Enstrüman Kullanılıyor muydu? Kullanılıyorsa Zorunlu Sınıf Çalgısı Dışında Başka Enstrümanlarda var mıydı?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı ………....…54

Tablo 3.1.5. Mezunların “Müzik Derslerinde Toplu Ses Eğitimi Yapılıyor muydu?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı ………...56

Tablo 3.1.6. Mezunların “Müzik Eğitimi İş Eğitimi ile Ne Ölçüde Etkileşim İçindeydi ve Müzik Eğitimi Köy Enstitülerinde Gündelik Yaşamda

Nasıl Kullanılmaktaydı?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı ………....…….58

(12)

Tablo 3.1.7. Mezunların “Ders Dışı Etkinliklerde Çalgı Topluluğu ve Koro

Çalışmaları Yapılıyor muydu, Repertuarda Ne Gibi Eserler Yer Alıyordu ve Çalışmalar sergileniyor muydu?” Sorusuna Verdikleri

Yanıtların Dağılımı ……….…..…61

Tablo 3.1.8. Mezunların “Sizce Yapılan Bu Çalışmaların Bulunduğunuz Çevreye Ne Gibi Eğitsel Katkıları Olmuştur?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı ……….….….63

Tablo 3.1.9. Mezunların “Köy Enstitülerinde Almış Olduğunuz Müzik Eğitimini Meslek Yaşamında Ne Ölçüde Kullandınız?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı ………..…….65

Tablo 3.1.10. Mezunların “Köy Enstitülerinde Aldığınız Genel Sanat Eğitiminin (resim, müzik, tiyatro, halk dansları vb. ) Yaşamınızdaki Rolü Nedir?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı ……….…….67

Tablo 3.1.11. Mezunların “Atatürk’ün Ulaşmak İstediği Çağdaş Uygarlık Hedefine, Köy Enstitülerinde Yapılan Sanat Eğitimi Ne Ölçüde Katkıda Bulunmuştur?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların

Dağılımı ………..69

Tablo 3.1.12. Mezunların “Sizce, bütün bu anlattıklarınızın ışığında, köy

enstitülerinde uygulanmış olan müzik derslerinde gerçekleştirilmiş “ilk”ler nelerdir?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı …70

(13)

BÖLÜM I

GİRİŞ

1.1. Köy Enstitüleri

Cumhuriyet aydınlanmasının eğitim alanındaki en özgün ve en çok ses getiren uygulamalarından biri olan köy enstitüleri, köy öğretmen ve eğitmenleriyle, köylerde eğitim, tarım, teknik ve sağlık görevlisi olarak çalışacakları yetiştirmek amacıyla kurulmuş eğitim kurumlarıdır. 17 Nisan 1940’da açılıp 1954 yılında kapatılmış olan bu önemli eğitim kurumları, bu geçen süre içerisinde, hem eğitim sisteminin gereksinmesi olan öğretmenleri yetiştirmiş hem de ülkemizin ulusal, çağdaş ve kültürel gelişimine katkıda bulunmuştur.

1.2. Köy Enstitüleri Tarihi

Türkiye’de zorunlu ilköğretim uygulaması, II. Mahmut’ un 1824 yılındaki fermanıyla başlamıştır. Öğretmen yetiştirmek amacıyla da ilk öğretmen okulu 16 Mart 1848’ de açılmıştır. 1868’ de ise ilkokul öğretmeni yetiştirmek amacıyla “Darülmuallimin-i Sıbyan” kurulmuştur. Kurtuluş savaşı sona erdiğinde eğitim alanında iç açıcı bir durum yoktur. Osmanlı döneminden 2345 ilkokul binası ve bu okullarda görevli 3061 öğretmen bulunmaktadır. 1926 yılına gelindiğinde ise ilkokul binası sayısı 4770’e, öğretmen sayısı ise 9062’ ye yükselmiştir ama ilköğretim sorunu çözülememiştir. Özellikle köylerde ilkokul ve öğretmen ihtiyacı karşılanamamaktadır.

(14)

1933- 1934 yılında kent çocuklarının %75’i ilkokula gidebilirken, köy çocuklarının ancak %20’ si bu olanaklardan yararlanabilmiştir.(Menekşe, 2005, s.16)

O zaman dönemin tek partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1935’ teki IV. Kurultayı’nda, ilköğretimin yaygınlaştırılması amacıyla bir dizi karar alınmıştır. Bunlardan en önemlisi, askerliğini onbaşı ve çavuş olarak yapmış olan köy gençlerinin kısa bir eğitimden geçerek kendi köylerinde eğitmen olarak görevlendirilmesidir. İlk uygulama 1936’da başlamış ve 84 köylü genç Eskişehir’e bağlı Çifteler’ de açılan bir kurstan sonra köy öğretmeni olarak görevlendirilmiştir. Uygulamanın başarılı olması üzerine kursların sayısı arttırılmış, eğitmenlere toprak, tohumluk ve tarım araç-gereci de verilerek, bulundukları bölgede tarımsal çalışmalara öncelik vermeleri sağlanmıştır. 1937 yılında konu daha kapsamlı bir biçimde ele alınarak Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan’ın hazırlattığı bir program çerçevesinde Eskişehir Çifteler’ de (1937), İzmir Kızılçullu’da (1937), Edirne Kepirtepe’de (1938) ve Kastamonu Gölköy’de (1939) deneme niteliğinde dört köy öğretmen okulu açılmıştır.

Bu çalışma Hasan Ali YÜCEL’in Milli Eğitim Bakanlığını üstlenmesiyle birlikte daha da genişletilmiştir. Başlatılan yeni programın mimarı ise dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı TONGUÇ olmuştur. Tonguç, gençlik yıllarından beri Türkiye’nin eğitim sorununa çözüm aramış, bu konuda fikirler geliştirmeye çalışmıştır. Bunu yaparken, hem yabancı eğitim düşünürlerinin görüşlerini ve bunların uygulanışlarını, hem de Türkiye’de yetişen eğitim düşünürlerinin görüşlerini ve bunların uygulanışlarını değerlendirmiştir.

Tonguç’a göre köy öğretmenleri; (1) çağdaş pedagojinin verilerine göre yetiştirilmelidir.(2) Öğretmen adaylarının mesleki bilgileri, iş ve üretim ilkelerine göre düzenlenmiş yeni ilkokul anlayışı temel alınmalıdır. (3) Öğretmen adayları, köy hayatının bütün kısımları ile içten alakadar olabilecek bir hayatın içinde yetişmelidir. (4) Öğretmen adayları, öğretmen olup göreve gittiklerinde, halkın, çocukların ve gençlerin eğitimi ile ilgili olarak kendilerine, devlet adına verilecek tüm yetkileri kullanabilecek yeterliliğe sahip kılınmalıdır. (5) Öğretmen adayları, eğitim tarihi ve çağdaş pedagojinin verileri ışığında karşılaştıkları güncel eğitim sorunlarını araştırıp çözüm önerileri geliştirmelidir. (Altunya, 2005, s.33)

(15)

17 Nisan 1940’ta çıkarılan 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu önceki deneme okullarının enstitüye dönüştürülmesini ve ayrıca 17 yeni köy enstitüsünün de açılmasını öngörmüştür.

Bu okullar “Köy Enstitüsü” adını alarak yasanın çıktığı 1940 yılından 1945 yılına kadar geçen süre içerisinde sayıları 20 olmuştur. 1948’ de ise son köy enstitüsü açılarak sayıları 21’e ulaşmıştır. Enstitüler bölge esasına göre kurulmuştur. Her enstitünün sorumlu olduğu 3- 4 il vardır. 1937- 1948 yılları arasında açılmış olan köy enstitülerinin bulunduğu iller ve kuruluş tarihleri aşağıda sıralanmıştır:

Köy Enstitüleri (1937-1948)

Adı ve Bulunduğu İl Kuruluş Tarihi

1. Çifteler/ Eskişehir 1937 2. Kızılçullu/ İzmir 1937 3. Kepirtepe/ Kırklareli 1938 4. Gölköy/ Kastamonu 1939 5. Beşikdüzü/ Trabzon 1940 6. Cılavuz/ Kars 1940 7. Akçadağ/ Malatya 1940 8. Akpınar/ Samsun 1940 9. Düziçi/ Adana 1940 10.Gönen/ Isparta 1940 11.Pazarören/ Kayseri 1940 12. Savaştepe/ Balıkesir 1940 13. Aksu/ Antalya 1940 14. Arifiye/ Kocaeli 1940 15. Hasanoğlan/ Ankara 1941 16. Pamukpınar/ Sivas 1941 17. İvriz/Konya 1941 18. Pulur/ Erzurum 1942

(16)

20. Dicle/ Diyarbakır 1944

21. Ernis/ Van 1948

“Köy enstitülerinden 1951- 1952 öğretim yılı sonuna kadar 1.398 kadın, 15.943 erkek olmak üzere 17.341 öğretmen on üç yıllık süre içerisinde bu kurumlardan yetişmiştir.” (Gedikoğlu, 1970; s.231)

Daha sonra da kendi öğretmen ve yönetici kadrolarını oluşturmak üzere Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde üç yıllık Yüksek Köy Enstitüsü açılmıştır. Yüksek Köy Enstitüsü’nde köy enstitülerinde uygulanmış olan yöntemler daha geliştirilmiş olarak uygulanmıştır. Köye yönelik bir araştırma enstitüsü olması da amaçlanan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nde Türkiye’nin en seçkin eğitimcileri, üniversite öğretim üyeleri ve devlet yöneticileri görev almıştır. Derslerin bir bölümü Ankara’da bazı yükseköğretim ve fakültelerde görülürken, bazı ilgili dersler ise devlet kuruluşlarında yapılmıştır.

Yüksek Köy Enstitüsü öğrencileri, her ders yılı sonunda, meslekleri ile ilgili kurumlarda iki ay staj yapmakta ve her yıl bir ay süre ile her kol, kendi konuları üzerinde araştırma ve gözlem yapmak amacıyla, ilgili öğretim üyeleriyle yurt gezisine çıkmıştır. Son yıldaki stajdan sonra, bir sınav vermiştir ve başaranlar sistemin çeşitli bölümlerinde görev almıştır. Yüksek Köy Enstitüsü 1945-1947 yılları arasında 213 mezun vermiş olup buradan mezun olanlar, köy enstitülerine alan öğretmeni, müfettiş, gezici baş öğretmen ve bölge okulu müdürü olarak göreve başlamışlardır. (Altunya, 2005; s.21)

Çok partili rejime geçildikten sonra (1946), yeni kurulan Demokrat Parti’nin yoğun eleştirileriyle karşılaşan köy enstitüleri bu dönemde belirgin bir duraklama süreci geçirmiştir. 1947’de Reşat Şemseddin SİRER’in Milli Eğitim Bakanlığı sırasında, eğitim programları temelli değişikliklere uğramış ve ilk olarak Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü kapatılmıştır.(1947) Köy Enstitüsü yönetici ve öğretmenleri değiştirilerek İsmail Hakkı Tonguç görevden alınmıştır. Aynı yıl eğitmen kurslarına son verilmiş köy enstitülerinin programı klasik ilk öğretmen okullarının programıyla

(17)

birleştirilmiştir. (1951) Birkaç yıl sonra çıkarılan 6234 sayılı yasayla köy enstitüleri tamamen kapatılmıştır. (1954) Köy enstitülerinin adı İlk Öğretmen Okulu olarak değiştirilmiştir.

1.3. Köy Enstitülerinin Yurt Kalkınmasındaki Etkileri

Köy enstitülerinin eğitim ve öğretim alanında, kültür ve sanat alanında ve sosyal ve ekonomik anlamda kuruldukları bölgelere çok büyük katkıları olmuştur. Enstitüler, geçmiş deney ve birikimlerin, akılcı bir bileşimle, en geniş boyutta uygulamaya konmasıdır; etkileri de bu yüzden çok uzun soluklu ve yaygın olmuştur.

Eğitim ve Öğretim Alanındaki Etkileri

Köy enstitüleri, eğitim ve öğretim alanında şu kazanımları sağlamıştır:

1- Sistem ve program yerine varolan durumlara çözüm yolları getirmek,

2- Eğitim ve öğretimi amaca uygun bir ortam içinde demokratik işleyişte, herkese sorumluluk ve yetki vererek gerçekleştirmek, 3- Köy enstitüsü uygulamasını, yeni bir eğitim kuşağı için okul

durumuna gelmesi,

4- Köy enstitülerinde denenmiş eğitim ilkelerinin bir bölümünün bugünkü öğretmen okullarında sürdürülüşü,

5- Öğretmen adaylarının köylerle ilgisinin kesilmemesi gereği, 6- Büyük kentler yerine, doğa içinde bir bütün oluşturan eğitim

sitelerine yöneliş,

7- Köy enstitülerinde başarıyla uygulanan karma eğitim görüşünün yaygınlaştırılmaya çalışılması,

(18)

8- Köy enstitülerinde gerçekleştirilmeye başlanan “eğitimde fırsat eşitliği” ilkesinin, milli eğitimin temel görüşlerinden biri durumuna gelmeye başlamasıdır.

Kültür ve Sanat Alanındaki Etkileri

Enstitülerle kültür ve sanat alanında çok büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Halk kaynağına açılma, halkın yaratıcılığını, yaşayan kültür değerlerini gün ışığına çıkarma, kültürümüzü, sanatımızı zenginleştirme açısından, enstitülerin etkisi büyüktür.

1- Halk oyunları, türküleri, dili, sanatı enstitüler arası imecelerle yurt yüzeyine yayılmış, yeni bir mayalanmaya yol açmıştır.

2- Halk-aydın ikiliği ortadan kalkmış, halk aydınları yetişmeye başlamıştır. 3- Yazınımızda gerçekçiliği güçlendiren, yazın haritamızı genişleten bir

gelişme olmuştur.

4- Yakın çevrenin doğa, kültür ve tarih değerlerini ortaya koyarak “ulusal”ı bulmaya yönelinmiştir.

Sosyal ve Ekonomik Alandaki Etkileri

Köy enstitüleriyle, Anadolu’nun yer altı yer üstü zenginliklerine sahip çıkılmış, emeğe dayalı bir kalkınma anlayışıyla “tam bağımsızlık” ilkesi gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Enstitülerin adları, “adlandırmada coğrafya boyutuyla”, kuruldukları iller bu anlayışın haritasını çizmektedir. Bunlar Tütengil’in deyişiyle “Türkiye haritamızın 21 köşesinden bize bakan ‘akıl ve umut’ gözleridir.” (Başaran, 2003; s.85)

Enstitüler, halktan gelen aydının büyük sayılara ulaşmasında büyük kaynak olmuş; “büyük uyanış” terimi, enstitülerle bir içerik zenginliğine kavuşmuştur.

(19)

1.4. Köy Enstitüleri Sisteminin Dayandığı Temel İlkeler

Köy enstitüsü sisteminin başarısını sağlayan, daha başlangıçta belirtilen temel ilkelerdir. Bunlar, dar anlamda “öğretim ilkeleri” olmayıp sistemin felsefesinden çıkan ilkelerdir. Bu ilkeler, insanın değerinden ve onun eğitim sisteminin öznesi olmasından kaynaklanır.

Bütünsellik

Köy enstitüsü sistemi, köy yaşamının bütününü hedef almıştır. Tonguç’ a göre asıl amaç, köyün “kendi unsurlarıyla içten canlandırılması” dır. Bunun için “köy meselesi” bir bütün halinde ele alınmalı, köy enstitülerinin ve köy okullarının vereceği eğitim, bütüne göre düzenlenmelidir. Bu bütünlük, bir zaman kesitine göre değil, yıllar boyu süren, insanın kendisini yetiştirmesinin olanaklarını da yaratan bir bütünlüğü ifade etmektedir.

Çok Yönlülük

Gerçek eğitim, insanın kişiliğini tüm yönleriyle geliştiren düzenli etkiler sistemidir. Her insanın bir çok yeteneği ve gereksinmeleri vardır. Örneğin; resim, müzik, spor, matematik, edebiyat; sadece ileride insanların mesleği olacağı için değil, insanların doğal gereksinmeleri olduğu için öğretilir. Bunlar her insanın, yaşamının her aşamasında ilgi ve gereksinme duyduğu alanlardır. Bu nedenle Köy Enstitüsü Sistemi, gerçekleştirdiği bu etkinlikleri mesleksel gereksinmelerin de ötesinde, kişilerin hakkı da olduğu için yaptırmıştır. Yani enstitüler, “insana göre” eğitim yapmıştır.

Kuram- Uygulama Bütünlüğü

(20)

“elinizden çıkacak iş evvela kafanızdan çıkmalı” sözü (1997, s.93) onun eğitim felsefesinin özüdür. Yine, onun kaleminden çıkan şu cümle, enstitülerdeki kuram- uygulama ilişkisini açıkça ortaya koyar: “ Köy enstitülerinde…bilgi bir vasıtadır… basit bilgi, köy enstitülerini ve köy okullarını saran iş hürriyetine asla denk düşmeyecektir.” (Köy Okulları… İzahnamesi 1943, s.111).

Karma Eğitim

Köy enstitüleri, eğitimi gerçek yaşamı içinde sürdürdükleri ve böyle bir yaşamı kurmayı hedefledikleri için, kız- erkek karma eğitimi daha başlangıçta yürürlüğe koymuştur. İlk yıllarda çok az kız öğrenci bulunmasına karşın karma eğitime çok önem verilmiş ve özen gösterilmiştir. Enstitülerde karma eğitim, çok doğal bir ortamda gerçekleşmiş, bir bakıma köy yaşamının sürdürülmesi gibi algılanmıştır. Fark, enstitülerde kızlara, yönetim ve liderlik konusunda da rol verilmesidir. Çünkü yetenek ve becerileri bakımından onların erkek öğrencilerden hiçbir farkı yoktur.

Tüm çabalara karşın 1945-1946 öğretim yılında 1396 (yaklaşık % 10) olan kız öğrenci sayısı, ondan sonraki dönemlerde düşmüş, 1951-1952 öğretim yılında 706’ ya (% 5.5) düşmüş, neredeyse yarıya inmiştir. Bunun başlıca nedeni, yeni iktidar tarafından kız öğrencilerin ayrılarak ulaşılması zor, çok uzaklardaki enstitülere nakledilmesi (Aksu- Beşikdüzü) ve sayılarının arttırılması yönünde çaba gösterilmemesidir.

Planlılık

Köy enstitüsü sisteminin tüm uygulamaları, uzun ve kısa erimli, geniş ve dar çapta planlanmıştır. Örneğin, Tonguç’ un, ülke düzeyinde köyde eğitim için 1935-1955 yılları arasını kapsayan bir planlama öngördüğü, 1935 sonlarında verdiği muhtıradan (1946, s.297 vd.) ve 1939’ da, “biz yirmi yıl köylere önce iş kahramanları göndereceğiz” demesinden planlı bir eğitim hareketinin yürütüldüğü

(21)

açıkça anlaşılmaktadır. (1939, s.267-296). Bakan Yücel’ de Nisan 1940’ da Köy Enstitüleri Kanunu görüşülürken, on beş yıllık bir hedef göstermektedir.

Bu planlama anlayışı, köy enstitüsü müdürlüklerine ve Milli Eğitimin taşra birimlerine ve okullarına kadar yansıtılmıştır. Örneğin, 1942 tarih ve 4274 sayılı Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat Kanunu, köy enstitüsü müdürlüklerine; kendi alanlarına giren illerin köylerindeki eğitim sorunlarının taranması ve bunlara çözüm getirecek planların yapılması konusunda esaslı görevler verilmiştir. Buna göre, enstitüde öğrenim gören adayın gideceği köyün okulu ve öğretmenevleri, öğretmen atanıncaya kadar yapılmalı ve köyün gereksinmeleri belirlenmelidir. (m.39) Bu konuda inceleme yapacak enstitü yönetici öğretmen ve usta öğreticileri mevcut istatistiklere güvenmeyip inceleyecekleri köyde üç gün üç gece kalmalıdırlar. (İzahname, s.98).

Kültürde Yerelden Evrensele

Evrensel kültüre açılmada asıl genişlik, dünya çapında önemli kültür ve sanat eserleriyle tanışmaktır. Köylerden getirilen otantik kültür malzemesi, evrensel ilke, yöntem ve araçlarla enstitülerde yeniden işlenmiştir. Örneğin; halkın ezgileri, oyunları, edebiyat malzemesi, gelişmiş tekniklerle yeniden biçimlendirilmiştir. Anılan izahnameye göre; her öğretmen ve öğrencinin yılda 24 kitap okumak zorunda oluşu, o yıllarda Bakanlığın çevirttiği dünya klasiklerinin öncelikle köy enstitülerinde okutulması, her gün en az bir saat okuma saatlerinin bulunması; yakın çevreden başlayarak, ulusal ve evrensel kültüre açılmayı sağlamıştır. Yüksek Köy Enstitüsü, çıkardığı “Köy Enstitüleri Dergisi”yle (1945- 1947) buna öncülük etmiştir. Üretkenlik

Köy enstitülerinde öğrencilerin kendi binalarını yapmaları, geniş bahçe ve tarlalarda bölgeye uygun ürünü üretmeleri, atanacakları köylerde kullanacakları üretim tekniklerini öğrenmeleri ve üretim aletlerini yapmaları; sadece bütçenin

(22)

uymuştur. Öğrencilerin görerek, yaşayarak, uygulayarak öğrenmesi köy enstitülerinde eğitimin temel felsefesi olmuştur.

Tonguç’un oluşturduğu İş Okulu’nda “iş” sadece zorunlu, yaşamsal gereksinmeleri karşılamak üzere yapılan mekanik bir etkinlik değil, “değer yaratmak” için gösterilen etkinliklerin tümünü kapsamıştır. Okumak, düşünerek plan yapmak, bunu uygulamak, toplumsal ve kişisel yararı hesaplamak, yapılan etkinliği değerlendirmek, harekete geçerek sürekliliği sağlamak esas amaçlardandır.

Teknoloji Kullanımı

Köy enstitüleri köye yönelik hizmet verirken, özellikle tarımda ve günlük yaşamda en gelişmiş teknolojinin kullanımını hedeflemiştir. Enstitüler savaş yıllarında kurulmalarına, gerekli aletlerle çivi, çimento gibi gereçler bile bulunmamasına karşın, bu kurumlarda teknoloji kullanma büyük bir tutku ve özlem olmuştur. 1937’ de ilk açılan enstitülerde öğrenciye bisiklet kullanmayı öğretmek bile bu özlemi yansıtır. (Özkucur, 1985, s.71 vd.). 1940 ‘ta Köy Enstitüleri Kanunu çıkınca Bakanlıkça enstitülere gönderilen 24.06.1940 tarih ve 6/ 7318 sayılı genelgede, “öğrencilere bisiklet, motosiklet, su motoru, otomobil gibi araçların kullanılması öğretilecektir.” denilmektedir. (TD.1.7.1940/77).

Bu ifade, 1942’de hazırlanan İzahnamede de şöyle yer almaktadır: “ Motor ve makineyı köy okulunun oyuncağı yapmaktan başlayarak, köy enstitülerinde teknik terbiyenin esaslarını kökleştirmek gerekir. Sanayinin yalnız harbe değil, tarla ve ev hizmetlerinin her köşesinde hakim olduğu bir devirde, elektrik ve motora ait bilgileri… köy enstitülerinde temelleştireceğiz. Hiçbir köy enstitüsü talebesinin, müessede ki elektrik tesisatına, kullandığı radyo alıcısına veya konuştuğu telefona esrar olarak bakmaması lazımdır…” (İzahname, s.98)

Özyönetim

Köy enstitülerinde öğrencinin kendine güvenini sağlamak, eğitimin başta gelen hedeflerinden biri olmuştur. Öğrencilere derste, işte ve yaşamın her alanında bireysel ve toplumsal roller vermek gerekmiştir. Öğrencilerin ekip çalışmalarındaki ,

(23)

kendi örgütündeki bireysel ve toplumsal rolleri iç içe girmiştir. Bazı öğrencilerin yöneten, bazılarının da edilgen birer yönetilen olmaması için, yönetsel görevler dönüşümlü ve kısa süreli yaptırılmıştır.

Tonguç, 1944 yılı sonlarında enstitü müdürlerine yazdığı bir mektupta, “Enstitülerde devletimizin dayandığı ana ilkelerden olan halkın kendi kendini idare etmesi düsturu, öğrenci ve öğretmenlerin kendi kendilerini idare etmeleri şekline sokularak, bu prensibe göre bir idare şekli kurmaya çalışıyoruz…” demiştir. (1990, s.104)

Köylü ile Öğretmenin Yazgı Birliği

Geri kalmış ücra köylerde çok ağır ve çileli bir misyon yüklenen enstitü mezunlarının, içinden çıktıkları köylülerin yazgılarını paylaşmaları gerekmiştir. Bunun için daha işin başında, Köy Eğitmenleri Kanunu’ nun gerekçesi hazırlanırken, eğitmen adaylarında aranan nitelikler arasına “ Eğitmen namzedi… köyün mukadderatıyla kendi mukadderatının ve bunlarla devletin mukadderatının birbirine bağlı olduğunu bilerek çalışabilmeli…” ifadesi de yer almıştır. (Köy Eğitmenleri, 1938, s.18)

Tonguç’ un, 16 Temmuz 1945 günü enstitüden yeni mezun bir öğretmene yazdığı mektupta, “…sizin mukadderatınız, kendileriyle omuz omuza vazife gördüğünüz köylülerinkiyle aynı gerçeği dile getirir. (1990, s.140) Bunun için öğrenciler bilinçlendirilirken , enstitüye girdikleri zamanki iyi hasletlerinin bozulmaması ve bunların inkişaf ettirilmesine çok itina edilecektir…” demiştir. (T.D.Sayı 1940/ 77)

(24)

1.5. Köy Enstitülerinde Eğitim

Köy enstitüleri, yaşamı boyunca köylerin eğitim yoluyla uyandırılmasını ve canlandırılması yolunda çalışacak öğretmenleri yetiştirmeyi amaç edinmiştir. Köy enstitüleri, üretime elverişli alanları olan köylerin yanında ve ortasında kurulmuş, köylerde bir “altyapı değişikliği”ni hedef alan bu kurumların amaçlarına ulaşabilmelerinin tek koşulu bu olmuştur.

Köy enstitülerine, köylü olan, köy okulunu bitirmiş, üretici köy yaşamının verdiği yetenek ve alışkanlıkları yitirmemiş, 18 yaşını doldurmayan köy çocukları alınmıştır. Köy kaynağından gelen insan, amaca göre eğitilerek yine köye gönderilmiştir. Böylece ulaşılmak istenen amaçla insan öğesi arasında bir uygunluk olmuştur.

Enstitülerde herkesin kendi işini kendi yapması amaç edinilmiş, günlük ve haftalık nöbet işlerini, öğrenci kümeleri, küme başı öğretmenleriyle beraber yapmışlardır. Eğitici değeri olmayan işler dışında hizmetli kullanılmamıştır.

İlk yıl öğrenciler her alanda çalıştırılmış, bu yolla yetenekleri araştırılmıştır. İkinci ders yılına girerken, yapılan gözlemlere, öğrencilerin eğilimlerine ve görev alacakları köylerin durumlarına göre sanat kollarına ayrılmışlardır. Erkekler için demircilik, dülgerlik, yapıcılık; kızlar için ise biçki, dikiş, örgü ve dokumacılık ve tarım sanat bölümleri oluşturulmuş; öğrenciler dört yıl süre ile bu alanlarda ustalaştırılmıştır.

Köy enstitüleri, her insanın başaracağı bir işin kesinlikle bulunduğuna inanan ve bunu uygulayan kurumlardır. Bu ilke şöyle uygulanmıştır: Üçüncü yılın sonuna değin yapılan sürekli gözlemlerle, öğrenciler içinde öğretmenlik yeteneği olmayanlar, kendilerine de sorularak, öğretmen kurullarınca ayrılıp, en çok başarı gösterecekleri bir sanat dalı üzerinde, özel bir programla yetiştirilerek serbest yaşama atılmışlardır. Yine üçüncü sınıflar arasından, öğretmen kurullarınca seçilen bir bölüm

(25)

öğrenci, sağlık memuru ve ebe bölümlerine ayrılarak ve iki yıl süreyle Sağlık Bakanlığı uzmanlarınca yetiştirilerek köy sağlık memurluklarına ve ebeliklere atanmışlardır.

Köy enstitülerinde uygulanan eğitim yönteminin, enstitülerin günlük yaşayışında ve işleyişinde, demokratik bir anlayış ve ortak sorumluluk ilkeleriyle iç içe bir eğitim anlayışı olup; öğrenciler, öğretmenler ve idareciler, her yönden aynı koşullar içinde yaşamış ve çalışmışlardır.

1953 yılına kadar Köy Enstitülerinin öğretim süresi ilkokul üzerine 5 yıl olmuştur. Beş yıllık bir öğretim süresince uygulanan program şöyledir:

114 hafta kültür derslerine;

58 hafta tarım dersi ve uygulamalarına; 58 hafta teknik dersler ve uygulamalarına; 30 hafta da; 45 gün aralıklı tatillere ayrılmıştır.

1946'ya kadar uygulanan enstitü programlarında öğretmenlik bölümünün haftalık ders yükü 44 saattir. Bunun yarısı genel kültür ve meslek derslerine, 4'te biri iş, diğer 4'te biri de tarım etkinliklerine ayrılmıştır. Her enstitülünün öğretmenlik diplomasında bir iş, bir de tarım ek branş olarak belirtilmiştir.

Enstitülerde tarım ve iş derslerinin içeriği, o yörede geçerli tarım türü ve zanaatlara göre, ilgili enstitü öğretmenler kurulunca belirlenmiştir. Bu ders ve etkinlikler mevsimlere göre düzenlenmiş ve enstitünün tüm işleri öğretmen ve usta öğreticilerin rehberliğinde, öğrenciler tarafından yapılmıştır. Yeni kurulan enstitülere, önce kurulanlar tarafından "yardım ekipleri" gönderilmiş, böylece dayanışma, kültürel etkileşim, gezi-gözlem gibi olanaklar sağlanmıştır. Tüm etkinliklerde köy yaşamıyla bağlantı kurulup, köyde modern yaşamın kurulmasında işe yarayacak bilgi ve beceriler kazandırılmıştır.

(26)

Köy Enstitüsü programı, çok yönlü eğitimi benimsemiştir. Genel kültür ve beceriler yanında edebiyat, resim, müzik ve spor gibi etkinlikler, her öğrencinin doğal hakkı sayılmıştır. Her sabah güne jimnastik ya da halk oyunları ile başlanmış, eğitim yaşamının tümüne sanat, hareket ve yaratıcılık egemen olmuştur. Her öğrencinin bir müzik aleti (genellikle mandolin) çalması zorunlu tutulmuştur. Halk kültürünün tüm malzemesi enstitülere taşınıp işlenmiştir.

Enstitülerde her hafta bir eğlence düzenlenmiş, yönetici ve öğretmenlerin de katıldığı bu eğlence programlarında piyes, müzik, gösteri, halk oyunu, orta oyunu vb. etkinlikler sergilenmiştir. Bu etkinlikleri, çevredeki köylüler ve öğrenci velilerinden konuk olanlar da izlemiştir.

Köy Enstitülerinde uygulanan eğitim ve öğretim yöntemi, "öğrenciyi merkeze" koymuş ve onun etkin kılınmasını temel almıştır. Ekip çalışmaları ve bireysel etkinlikler, öğrenci kişiliğinin geliştirilmesi açısından vazgeçilmez koşul olmuştur. Tonguç'un geliştirdiği ve Köy Enstitüsü Sistemi'nde benimsenen "İş Okulu" anlayışı, el becerileri ile sınırlı bir yaklaşım olmayıp, öğrenciyi etkin ve yaratıcı kılacak tüm etkinlikleri kapsamıştır. Serbest okuma, müzik, beden eğitimi vb. çalışmalar da iş okulunun unsurları arasında olmuştur. Bu sistem, kuramsal bilgi ile uygulamayı iç içe yürütmeyi hedeflemiş, enstitülerde, bulunabilen teknolojinin yoğun olarak kullanılması esas amaç olmuştur.

1.5.1. Köy Enstitüleri Eğitim Programları

Program Geliştirme Yaklaşımı

Köy Enstitüsü eğitim sisteminin yasaları, yönetmelikleri ve programları uzun zaman “kitaplaştırılamayıp” denenmiştir. Bu deneme evresinde ve uygulayışta, ana çerçeveler çizilip ayrıntının düzenlenmesinde ve uygulama biçiminde; yöresel iş ve

(27)

tarım mesleklerinin öğretilmesinde, öz kültürümüzün derlenip işlenmesinde enstitülere geniş yetkiler verilmiştir. Enstitülerde, klasik okul sistemlerinde olduğu gibi bilgi aktarımı temel alınmadığı için, programların klasik “öğretim” programlarında olduğu gibi kitap haline getirilip basılması zor olmuştur.

Tonguç’ un bu konudaki yaklaşımı şöyledir: “… Köy hayat şartları içinde yetişen çocuk, bildiğimizden, tercüme kitapların yazdığından başka bir alemdir. Onları özellikleriyle tanımadıkça, köy aleminin içine girmeye, onu istenilen istikamete yöneltmeye, … belli amaçlara göre terbiye etmeye imkan yoktur. Bazı kimseler eğitim bilim kitaplarında büsbütün başka kaynaklara göre yazılı ilkelerin köy çocuğuna da tatbik olunabileceğini söylerler ve yazarlar. Enstitü çalışmalarına katılanlar bu tarzda düşüncelerden ayrıldılar. Yazılmış hazır reçeteler yerine , konuyu incelemeyi, onunla ilgili yoklamalar yapmayı ve bu yoklamalardan elde ettikleri esaslara göre reçeteyi kendileri yazmayı uygun buldular. Bu arada bilimin ana konularını göz önünden asla ayırmadılar. Onların bu çalışmalarına dayanılarak şimdi enstitülerde tatbik edilmekte olan Öğretim Programı (1943) meydana getirilmiştir. Tecrübeye, incelemeye ve araştırmaya dayanan yeni yeni çalışmalar, bu programda değişiklikler yapılması icap ettiği takdirde gerekli değişiklikler yapılacaktır.”

Tonguç’a göre; “ Köy enstitülerine memleketin her türlü karakterdeki köylerinden kız ve erkek çocuğu binlerce çocuk alındığı ve bu çocuklar hakkında bilimsel incelemelere dayanan hazır ve esaslı bilgiler olmadığı için, enstitü idarelerine, onları bir taraftan iş içine sokarak yetiştirme, diğer taraftan da inceleme yolu tavsiye olundu. Bu yolun tutuluşu onları, kendilerinden çok ayrı durumdaki çocuklara yapılmış hazır programlara bağlanarak veya uyularak terbiye etmeye tercih edildi.” (Köy Enstitüleri 2, 1942, s.49)

Program Geliştirme Aşamaları

Köy Enstitüsü Öğretim Programları, birkaç aşamadan geçmiştir. Bunları türlerine ve tarih sırasına göre şöyle özetleyebiliriz:

1. Hareketin ilk aşaması olan Eğitmen Kursları’nda, 1936’da uygulanmaya başlayan Köy Eğitmeni Yetiştirme Kursları Müfredat Programı Taslağı, zaman zaman gözden geçirilerek 1948’ e kadar uygulanmıştır. 51 sayfalık bu taslak programda (15 sayfası; Eğitmenli Okulu Programı Taslağı) eğitmen adaylarına verilecek Türkçe, Aritmetik ve Geometri, Yurt ve

(28)

Yaşama Bilgisi, Atölye Dersleri, Ziraat Dersleri ve Eğitim Bilgisi dersleri de yer almıştır.

2. 1937-1938 öğretim yılında açılan Çifteler ve Kızılçullu Köy Öğretmen Okullarında, Hasan Ali Yücel’in verdiği bilgiye göre, 1927’de hazırlanıp 1933’te bu okulların kapatılmasıyla uygulamadan kaldırılan Köy Muallimi Mektebi Müfredat Programı iş ve tarım etkinlikleri arttırılarak uygulanmıştır. (Yücel, 1938, s.233-236).

3. Köy Enstitüleri Yasası çıktıktan sonra (1940), 1943’e kadar enstitüler, ortaokul ve ortaöğretim programlarından (özellikle ilköğretim okulları, mesleki ve teknik okullar) da yararlanarak kendi programlarını kendileri hazırlamışlardır. 24.06.1940 tarih ve 6/7318 sayılı Bakanlık genelgesi (TD.1.7.1940/77) ile 1942 sonlarında, programın kabulünden önce hazırlanan Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat Kanunu’nun “İzahnamesi” (TD.21.12.1942/203) uygulamayı yönlendirmek üzere düzenlenmiştir.Bu metinler, bazı üyeleri Köy Enstitüsü düşüncesine pek yatkın olmayan Talim Terbiye Kurulu’ndan geçirilmeyip Tonguç ve Yücel’in imzalarıyla çıkarılmıştır. Ayrıca Tonguç’un mektupları da uygulamayı yönlendirici niteliktedir.

4. 4.5. 1943 tarih ve 75 sayılı Talim ve Terbiye Kurulu kararı ile kabul edilip aynı gün Bakan Yücel tarafından onaylanan Köy Enstitüleri Öğretim Programı, geleneksel öğretmen okulu programlarından oldukça farklı olsa da asıl uygulamaya yön veren anlayış Tonguç’un ve kadrosunun tutumu, değinilen İzahname ve direktiflerdir. Program bu biçimiyle hazırlanmasaydı, Talim ve Terbiye Kurulu’ndan geçmesi çok zordu. Programa genel amaç, ilke ve yönlendirici açıklamalar konmamış, onun yerine anılan İzahname hazırlanmıştır.

5. Sistemin özgün döneminin bittiği 1946 sonlarına kadar, “çerçeve program” denilebilecek birkaç metin daha hazırlanmıştır. Bunlardan

(29)

birisi, 1942 yılında açılan Yüksek Köy Enstitüsü’nde okutulacak derslerin adlarıdır. (TD.9.8.1943/236). İkincisi ise 1943 yılında açılan Sağlık Kolları’nın ders dağıtım çizelgesidir. (TD.20.11.1944/303). Bu çizelgelerde, ders ve etkinlik adları verilmekle yetinilmiş, uygulamada kaynak olarak yine öteki eğitim kurumlarının programlarından ve öğretim üyelerinden yararlanılmış, bu programlar bu kurumları yönetip yönlendirenlerce geliştirilmiştir.

6. Sistemin özgün yapısının bozulmaya başladığı 1947 yılında Köy Enstitüleri Öğretim Programı yeniden hazırlanmıştır. Bu program genel kültür derslerine fazla dokunmamış, meslek derslerinde “iş eğitbilimi” ifadelerini, en önemlisi her adayın edineceği “ İş” ve “Tarım”la ilgili “ek branşlar”ı kaldırmıştır. Bu programda zaman içinde bazı değişiklikler yapılmıştır.

7. Yüksek Köy Enstitüsü’nde 1947’de, Sağlık Kolları 1951’de kapatılırken, Enstitülerin Öğretmenlik Kollarının öğrenim süresi 1952 yılında altı yıla çıkarılmıştır.1953 yılında da bu kolun programları, İlköğretmen Okulu Programları’na dönüştürülmüştür. İlköğretmen okullarından bir farkı kalmayan enstitüler, 1954 yılında 6234 sayılı yasa ile kapatılmıştır.

1943 Programının Bazı Özellikleri

Öğretmen yetiştirmek üzere 1943’te kabul edilip yürürlüğe konan “özgün dönem”e ait Köy Enstitüleri Öğretim Programı’ nın bazı özelliklerine kısaca değinilecektir:

1. 1952’ye kadar köy enstitülerinin öğretim süresi, beş yıllık ilkokul üzerine beş yıldır. Üç yıllık ilkokul mezunları, beş yıllık ilkokulu, enstitülerde açılan hazırlık sınıflarında yada uygulama ilkokullarında tamamlar.

(30)

2. Öğrencilere, enstitüdeki iş durumuna göre dönüşümlü olarak yılda 45 gün izin verilir, okula ara verilmez.

3. Köy enstitülerinde haftalık ders saati programı 44’tür. Beş yıl boyunca 230 saat ders, 30 hafta tatil yapılır.

4. Derslere verilen sürenin % 50’si genel kültür ve meslek derslerine, % 25’i iş, % 25 ise tarım dersi ve çalışmalara ayrılmıştır. Bunun haftalık dağılımı 22+11+11= 44 saattir.

5. Enstitüde yetiştirilen öğretmen adaylarının, asli görevi köy ilkokullarında “öğretmenlik” olmakla birlikte , gidecekleri köylerde geçerli olabilecek biri iş, diğeri tarım olmak üzere iki branşta yeterlik kazanır, bunları öğrencilere ve köy halkına öğretmekle yükümlüdürler.

6. Programların zamana dağıtılarak uygulanması konusunda enstitü yönetimlerine geniş esneklikler tanınmıştır. Çünkü, çevre koşulları, yetiştirilen ürünler, acil gereksinmeler, her enstitüdeki uygulamayı etkiler. Buna göre ders ve çalışmalar; yarım günlük, haftalık, aylık, mevsimlik olmak üzere, dönüşümlü; olağanüstü durumlara göre yoğunlaştırılmış olarak uygulanır. Bu düzenleme, normal olarak, öğretmenler kurulunca, acil ve olağanüstü durumlarda (doğal afetler vs.) müdürün yetkisiyle yapılabilir.

7. Tüm bu uygulama biçimleri enstitülere, ders gruplarının ve derslerin yıllık genel toplam oranları içindeki oranları değiştirme yetkisi vermez.

8. İş, özellikle de tarım ders ve etkinliklerinin içeriğini, çevredeki üretim konuları belirler. Örneğin, deniz, göl ve nehir kıyısında balıkçılık, Akdeniz iklimi hakim süren yerlerde narenciye, kara iklimin etkili olduğu yerlerde tarla tarımı, sebzecilik öncelik kazanır. İş etkinlikleri, bir yandan

(31)

enstitünün imarı, öte yandan adayların gideceği yerde uygulayacakları meslekleri içerir.

9. Köy enstitüsü programları, sadece ders saatlerine sıkıştırılmış etkinliklerden ibaret değildir. Ders dışı etkinlikler, eğlentiler, geziler, kültür ve sanat etkinlikleri de programa dahildir.

10. Derslerin işlenişinde, öğrencinin öğretmen rehberliğinde bireysel etkinlik, ekip çalışması, araştırma, deneme, gözlem, sonuç çıkarma, bulguları rapor yada sözlü belirtme, yazılı ve canlı kaynaklara başvurma gibi yöntem ve teknikler uygulanır.

Kısacası, köy enstitüsü programlarının hazırlanma, deneme, içerik düzeni ve uygulama biçimi, bugün bile geçerli program geliştirme tekniklerinin örneği olabilecek niteliktedir.

Köy Enstitülerinde Ders Dağıtım Çizelgeleri

A. Ders ve Etkinliklerin Beş Yıla Genel Dağılımı

DERSLER HAFTA

1. Kültür Dersleri 114

2. Ziraat Dersleri ve Çalışmaları 58

3. Teknik Dersler ve Çalışmaları 58

4. Beş Yıllık Sürekli Tatiller 30

(32)

B. Genel Kültür ve Öğretmenlik Bilgisi Dersleri Dersler Sınıf 1 Sınıf 2 Sınıf 3 Sınıf 4 Sınıf 5

Beş yılda okutulacak ders saatlerinin toplamı Türkçe 4 3 3 3 3 736 Tarih 2 2 1 1 1 322 Coğrafya 2 2 1 1 - 276 Yurttaşlık Bilgisi - 1 1 - - 92 Matematik 4 2 2 3 2 598 Fizik - 2 2 1 1 276 Kimya - - 2 2 - 184

Tabiat Bilgisi ve Okul

Sağlık Bilgisi 2 2 2 1 1 368 Yabancı Dil 2 2 2 2 1 414 El Yazısı 2 - - - - 92 Resim –İş 1 1 1 1 1 230 Beden Eğitimi ve Ulusal Oyunlar 1 1 1 1 - 184 Müzik 2 2 2 2 2 460 Askerlik - 2 2 2 2 368 Ev İdaresi - - - - 1 46 Öğretmenlik Bilgisi(*) - - - 2 6 368

Zirai İşletme Ekonomisi

ve Kooperatifçilik - - - - 1 46

TOPLAM 22 22 22 22 22 5060

(*) Öğretmenlik Bilgisi Dersleri :1. Toplumbilim;2. İş Eğitimi; 3. Çocuk ve İş Ruhbilimi; 4. İş Eğitimi Tarihi;5. Öğretim Metodu ve Tatbikat

(33)

C. Tarım Ders ve Etkinliklerinin Genel Dağılımı

ZİRAAT DERS VE ÇALIŞMALARI Sınıf 1 Sınıf 2 Sınıf 3 Sınıf 4 Sınıf 5 Tarla Ziraati - 3 4 2 1 Bahçe Ziraati 8 4 3 3 2

Sanayi Bitkileri Ziraati ve Ziraat

Sanatları - - 1 1 2

Zootekni 1 2 2 1 2

Kümes Hayvancılığı 2 2 - - -

Arıcılık ve İpek Böcekçiliği - - 1 2 2

Balıkçılık ve Su Mahsulleri - - - 2 2

TOPLAM 11 11 11 11 11

Not: Ziraat derslerine kız ve erkek bütün talebeler devam eder. Yalnız ziraat çalışmalarında kız ve erkek talebenin özelliklerine uygun konu seçilir.

Ç. İş Ders Ve Etkinliklerinin Dağılımı I. Sınıflar ( Kız ve Erkek)

DERSLER Erkek Talebe Kız Talebe

Demircilik ve Nalbantlık 2 - Dülgerlik ve Marangozluk 2 -

Yapıcılık 5 -

Köy ve El Sanatları - 10

Makine ve Motor Kullanma 2 1

(34)

Kız Öğrencilerin İş Alanları: II- V. SINIFLAR DERS GRUPLARI Sınıf 2 Sınıf 3 Sınıf 4 Sınıf 5 Dikiş- Biçki: a. Dikiş 6 6 7 7 b. Örgü ve Dokuma 3 3 2 2 c. Ziraat Sanatları 2 2 2 2 TOPLAM 11 11 11 11 Örgücülük ve Dokumacılık: a. Örgü ve Dokuma 6 6 7 7 b.Dikiş 3 3 2 2 c. Ziraat Sanatları 2 2 2 2 TOPLAM 11 11 11 11 Ziraat Sanatları: a. Ziraat Sanatları 6 6 7 7 b. Dikiş 3 3 2 2 c. Örgü ve Dokumacılık 2 2 2 2 TOPLAM 11 11 11 11

(35)

Erkek Öğrencilerin İş Alanları: II.-V. SINIFLAR

DERS GRUPLARI Sınıf 2 Sınıf 3 Sınıf 4 Sınıf 5 Demircilik

a. Sıcak soğuk demircilik 8 8 6 6

b. Nalbantlık - - 3 3 c. Motorculuk 3 3 2 2 TOPLAM 11 11 11 11 Dülgerlik a. Dülgerlik 6 6 7 7 b. Marangozluk 3 3 2 2 c. Duvarcılık 2 2 2 2 TOPLAM 11 11 11 11 Yapıcılık a. Yapıcılık 6 6 7 7 b. Betonculuk 3 3 2 2 c. Dülgerlik 2 2 2 2 TOPLAM 11 11 11 11

(36)

1.6. Köy Enstitülerinde Güzel Sanatlar ve Eğitimi

“… Felsefe, sanat, müzik, bilim, teknik; hayattan korkmayanlarla, onu seven, kayıtsız şartsız bir tutkuyla bağlanabilen, insanlarla yaratılır. Yeni kültür hayatı, yeni dünya görüşlerine göre örgütlenmiş yeni insanlarla beslenir. Özleyeceğiniz, kavuşmak isteyeceğiniz ortam bu olmalı… Onun için bu olanakları içinde saklayan halka dönün. O tükenmez kaynaktan güç ve örnek alın…”(İ.H.Tonguç, “ Köy Meselesinin Geleceği”, Tonguç’ a Kitap, s.96)

Köy Enstitülerinde etkin alanlardan biri de sanat eğitimi ve güzel sanatlar kültürüdür. Bunun anlamı, güzel sanatları amaçlamak yada sanatçı yetiştirmek değildir. Güzel sanat alanlarını kullanarak, eğitim ortamı ve niteliğini zenginleştirip bu yolla toplum ve bireyin sağlıklı gelişimine olanak yaratmaktır. Bu nedenle, güzel sanatlar alanı ve sanat eğitimi çalışmalarının enstitüdeki yeri, gerek fen ve sosyal bilim alanı, gerekse teknik sanatlar ve tarım dersi alanı çalışmalarından daha önemsiz değildir. Bu alan çalışmaları, müzik, resim-iş, süsleme sanatı, ulusal oyunlar, tiyatro vb. etkinliklerdir.

Ancak öteki alanlarda olduğu gibi bu tür çalışmaların uygulama yöntemleri de klasik okul yöntemlerinden farklıdır. Sanat alanı ders ve çalışmaları da kendi alanlarının işleri içinde yapılmıştır. Tonguç’un bu konu üstünde başka eğitimcilerde görülmediği kadar üzerinde durduğu, bunu herkesin anlaması için var gücüyle çaba gösterdiği görülür. Ona göre, bu kültürel etkinlikler içinde öğrenci yalnızca seyirci, yalnızca dinleyici, yalnızca izleyici olmayacaktır. Yada, bir resim, bir süsleme için birçok zaman ve madde tüketmeyecektir. Gerek bireyin eğitimi açısından, gerekse toplum açısından önemli olan, bunlarla birlikte her öğrencinin bu alanlarda dolaysız ilişki kurup etkinleşmesi, bu yönden olan gereksinimin karşılanmasıdır.

Her öğrenci halk oyunları oynayacak, türkü söyleyecek, tiyatro yapacak, çalgı çalacaktır. Bunları iş içinde yaparken gerçekten etkinleşecek, doyuma ulaşacak, kişiliği zenginleşecek, beceriler kazanacak; bu etkileşim sayesinde yetenekler de ortaya çıkacaktır. Ama asıl amaç sanatçı yetiştirmek değil eğitmektir. Öğrenci bunları yaparken edilgenlikten kurtulacak, güzelliklerle tanışacak, duygu ve

(37)

düşüncesi gelişecektir. Böyle bir doyuma dolaylı yolla, yalnız seyrederek, yalnız dinleyerek ulaşmak öğrenci için olası değildir. Tonguç, bu düşüncesini enstitü müdürlerine şöyle açıklayıp yazmaktadır :

“ Her türlü müzik çalışması kurumun her yerinde serbest olmalıdır. Nöbetçi grupları işlerini bitirinceye yada işten serbest kalan öğrenci kümeleri, tek tek çocuklar, enstitü binalarının içinde, dışında, tarla kenarında, bahçede, ahırlarda, yollarda müzik aleti çalmakta serbest bırakılmalıdır.” (İ.H.Tonguç, Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları, s.52)

Köy enstitülerinde, gösteri niteliği taşıyan ve bir grubun hazırladığı, çoğunluğun seyirci olduğu müsamereler yerine, çoğunluğun coşkuyla katıldığı eğlenceler düzenlenmiştir. Ayrıca, yeni insanı yetiştirmeye aday olan enstitü çıkışlı öğretmenlerin, kendi öğrencilerini de aynı yöntemle yetiştirebilmek için bu etkinlikleri doğrudan yapabilecek, başkalarına öğretecek donanımda olmaları gerekmektedir. Bu nedenle onlar, güzel türkü ve şarkılar söyleyen, çalan, iyi bir folklor oyuncusu olan, eliyle güzel işler, süsler, resimler yapan, bu konulardan anlayan öğretmenler olarak yetiştirilmiştir.

Çağdaş teknolojinin ve gelişmelerin yarattığı kültürün yerine oturması için, halk yığınlarının kendi kültürleri içinde biçimlenen özlemlerine, beklentilerine kulak vermesi gerekmektedir. Yeni kültürel etkinlikler bunun karşılanmasını amaçlamalıdır. Çünkü kültür öncelikle toplumun yaşama biçimidir. Halkın yaşamı ilkel de olsa insanoğlu bu ilkel yaşamla baş etme çabası içinde, kendi sağlıklı değerlerini yok sayarak yada atlayarak, yeni bir eğitim ve kültür yaratamaz. Bu nedenle halk yığınlarının yüzyılların içinden gelip geçen güzellik birikiminin sağlamlarını, işe yararlarını eğitimde kullanmayı seçer ve ister. Anadolu kültürünün güzelliklerini, enstitü ortamında çağdaş teknik ve olanaklarla zenginleştirip, güzelliğini ortaya çıkararak, yeni insanı yetiştirmede kendine yabancı olmayan bu değerleri kullanmayı amaçlamıştır.

Güzel sanatlar alanının enstitü sistemi içindeki yeri ve önemi çok büyüktür. Bireyin sağlıklı ve çok yönlü gelişimi için bu etkinliklerin eğitiminde doğrudan ve

(38)

dolaysız kullanılması gelişim psikolojisi yönünden gereklidir. Bu nedenle, eğitimde yalnızca seyretme, izleme yada dinleme yerine, bunları herkesin kendisinin yapabilmesi ve yapma olanağı bulmasıdır. İkincisi, eğitimde ve kültürde evrensel amaçlanırken, yerel değerlerin göz ardı edilmemesi, yılların içinden gelip geçerek sağlamlaşan halk değerlerinin eğitimde evrensel ölçülerle geliştirilerek, çağdaş yüzünün yeniden halka ulaşmasını sağlamak, sosyal- kültürel bir gereksinmedir. Üçüncüsü, köye kültürel etkiler taşıyacak kişiler olarak enstitü öğrencilerinin bu donanımla yetişmeleri kültür ve eğitim politikaları yönünden zorunludur.

Eğitim açısından, toplumun ve bireyin ruh sağlığı açısından önemli olan, seyircilik yada dinleyicilik kadar, insanlarının hepsinin, özellikle yetişme çağında bu kültürel etkinliklerin gerçekten yaşaması, bu yolla eğitilmesidir. İyi bir dinleyici, iyi bir izleyici olmanın, insanın incelmesinin yolu böyle bir eğitimden geçer, yetenekler bu yolla ortaya çıkar. Evrensele bu yolla ulaşılır. Sanatın eğitimde kullanılması amacında tüm toplum bireylerinin gelişim çağında önemli olan o güzelliklerden etkilenmesidir.

Köy enstitülerinde bireyin ve toplumun sağlıklı gelişmesini etkilemek için, halk kaynağına dayanarak, kendi kültürünün uygun sanatsal alışkanlıklarını ve evrensel sanatın öğelerini eğitimde kullanmak en önemli hedef olmuştur.

Köy enstitülerinin başta gelen genel ilkelerinden, çalışmalarından biri de iş içinde eğitim ve üretimse, ikincisi de kültür ve sanat zenginliği içinde eğitim, güzel sanatlar kültürü içinde eğitimdir. Gür bir kaynaktan gelen halk türküleridir, halk oyunlarıdır; çağdaş müziktir.

1.6.1. Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi

“… Her enstitüde başta radyo olmak üzere gramofon, mandolin, davul, zurna, kaval, gibi müzik aletlerinin bulunması şarttır. Bunların alınması için hiçbir şey esirgenmemeli… Çocukların kendi kendilerine kaldıklarında çalıp öğrenecekleri

(39)

aletler çok sayıda alınmalı ve serbestçe dağıtılmalıdır…” (İ.H.Tonguç, Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları,s.50)

Türkiye' de halk müziğinin sağlam öğelerinin eğitimde Batı müziğiyle birlikte kullanılmasına, ulusal müziğimizin yeni tekniklerle geliştirilip güzelleşmesine, çağcıllaşmasına, enstitülerdeki etkin müzik çalışmalarının büyük katkısı olmuştur.

Enstitülerde müzik dersleri ve çalışmaları kendi iş ortamında yapılmıştır. Karatahta başında nota ve müzik terimleri ezberletmek yerine, şarkının türkünün doğrudan söyletilmesine geçilip, öğrenciyi etkinleştirerek teknik terimlerin bu yöntemle öğrenilmesi sağlanmıştır. Başka bir deyişle, ezgiler, nota öğrenmek için bir araç olarak değil, doğrudan eğitim için, günlük yaşamda kullanılması için öğretilmiştir. Her öğrenci çalgı kullandığından müzik terimlerinin, notaların öğretilmesi sorun olmamıştır. Ayrıca şarkı, türkü öğrenmek yalnızca dersle sınırlı kalmamış, günlük yaşamda da kullanılmıştır.

Müzik dinleme elbet bir düzey işi, duygulanma ve hoşlanma işidir. Ama enstitülerde müziğin önemle ele alınmasındaki amaç, öncelikle bireyin ve topluluğun dolaysız etkinleşmesi, söyleyip çalması olmuştur. Duygusal gelişme yönünden, ruh sağlığı yönünden gerekli olan böyle bir etkinleşme, özellikle o yaşlarda yalnızca müzik dinleme yoluyla sağlanamazdı. Bu nedenle müzik eğitiminde doğrudan söylemek ve çalmak ön planda tutulmuştur. Ayrıca öğretmen adaylarının gelecekteki görevleri yönünden bunun önemi daha da yaşamsal olmuştur.

Enstitülerde halk ezgilerinin enstitüye taşınarak, burada evrensel ritim ve tekniklerle buluşturulup geliştirilmesi, değişmiş, güzelleşmiş olarak öğretmenler aracılığıyla tekrar köylere gitmesi köy enstitülerinin öncelikli hedeflerinden olmuştur. Köy enstitülerinde bu amaca en güzel şekilde ulaşılmıştır. Müzik yeteneği olan öğrencilerin, seçkin müzik öğretmenlerinin ve sanatçıların Yüksek Köy Enstitüsü’nün güzel sanatlar bölümünde toplanması ile bu alandaki çalışmaların akademik ortamı da oluşturulmuştur.

(40)

Enstitülerde halkın kültürüne böyle yer verilmesi ve toplumun içinden çıkan sağlıklı seslerin orada değer bulması ile ulusal müzik öğelerinin toplumun tüm kesimlerinde tutmasına yol açtığı bir gerçektir. Halk kaynağından kopup gelen o ezgiler, toplumun yaşamının sözlerini, insanların direncini, başkaldırısını yada sevgi ve hoşgörüsünü, eleştirisini söylemiştir müzik diliyle. Enstitülerdeki bilinç düzeyinde ve işlere severek sarılmada bu kültürel etkinliklerin büyük payı vardır. Kuruluş yıllarının güç koşullarını aşmada bile müzik etkinliklerinin büyük payı olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Köy enstitülerinde yapılan müzik dersinin amacı, müzik öğretiminde göz önünde tutulacak esaslar ve ders konuları, köy enstitülerinde müzik eğitiminde kullanılmış olan kılavuz kitap içerisinde belirtilmiştir.

Köy enstitülerinde yapılan müzik eğitiminde dersin amaçlarına geçmeden önce, müzik derslerinde öğrencilere kazandırılacak olan davranışlar, öğretilecek olan şarkı, türkü ve marşlar sınıfların seviyesine göre şu şekilde belirtilmiştir:

1) Enstitülerin birinci sınıflarına alınan öğrenciler henüz notalı öğretime geçmeden evvel en basitlerinden başlamak üzere kulaktan en az 4 halk türküsü, 2 tatbikat şarkısı ve 2 marş öğrenmiş olacaklardır.

2) Hem öğrenilmiş türkü ve marşların sayısını çoğaltmak, hem de öğrencileri büyük toplulukla birlikte söylemeye alıştırmak için haftanın belli gün ve saatlerinde bütün öğrenciler (yazın bir alanda, kışın salonda) toplanarak öğrenilen şarkıları tekrar edecek, yeni türkü ve şarkıları da toplu olarak öğreneceklerdir.

3) İstiklal Marşı ilk günlerden ele alınarak kulaktan (notasız) öğretilecek, çabuk ve canlı olarak söylettirilecek , bayrak törenlerine bütün öğrencilerin iştirakı sağlanacaktır.

(41)

4) Kılavuzda yer alan bütün marşlar, şarkılar, türküler ve oyun havaları sınıflara göre ayrılmış olup her öğrencinin müzik eğitiminde başarılı sayılabilmesi için hangi sınıflarda bunlardan kaçar tanesinin (en az) tek başına doğru olarak söyleyebilmesi gerektiği belirtilmiştir. Her sınıfa ait olan sayılar bir evvelki sınıfta öğrendiklerinden başka yeni olarak öğretilecek parçaların sayılarıdır. Mecburi olarak öğretilecek parçaların seçiminde konularının da çeşitli olmaları göz önünde bulundurulacaktır.

Sınıflar 1 2 3 4 5 Toplam

Marşlar 2 2 2 3 3 12

Tatbikat Şarkıları 4 5 5 3 4 21 Halk türküleri ve oyun havaları 6 8 8 8 5 35

TOPLAM 12 15 15 14 12 68

Sınıf 1:

Marşlar: Cumhuriyet (A. Yekta), Bayrağım, Akdeniz

Tatbikat Şarkıları: Bebeğin Dansı, Yalancı Çoban, Ninni (F.H. Atrek), Yaşasın Okulumuz, Bahçemiz, Okuyorum, Küçük Kuşlar, Akılsızın Peyniri, Bahar, Topaç, Türk Yemişi Yiyelim, Haşhaş, Karınca, Annem, Ördekler.

Türküler: Irmak Doldu, Tandır Gelin, Sazıma, Mecnunum Leyla, Çanakkale, Topal Koşma, Tamzara, Sürütme Barı, Lolo, Kastamonu Türküsü, Bostana Girdim, Penceresi, Ebe Hanım.

(42)

Sınıf 2:

Marşlar: İktisat Marşı, Durmayalım, Atamıza, 23 Nisan.

Tatbikat Şarkıları: Gece, Anadolu, Bülbül, Arabacı, Gemiciler, Yağmur, Sabah, Küçük Oduncular, Salıncak,Çocuğun Uykusu, Bal Avcısı

Türküler: Değirmen, Altın Yüzük, Haynora, Eminem, Yekte, Gülerdim Ağlamazdım, Bir Dal Kırdım, Değmen Bana, Sarardım, Eşimden Ayrıldım, Yenice Yolları, Selimem, Kahramanın Kızı.

Sınıf 3:

Marşlar: İzci Marşı, Türklük, Ankara(H.B. Yönetken), Cumhuriyet ( A. Kopuzlu), Toprak, Gençlik.

Şarkılar: Ninni, Buğday, Bahar, Bekle Cici Köpeğim, Melek, Mart, Efem.

Türküler: Burçak Tarlası, Dertli Kaval, Sarı Kız, Ay Doğar Çini Çini, Harman Türküsü, Kınık, Sivas Zeybeği, Tilki Horozumu Aldı, Züriye, Menekşe, Ziller, Fadimem, Hoş Bilezik, Yenge Kızım, Haticem.

Sınıf 4:

Marşlar: Adımız Andımızdır, Köycülük Marşı, Çocuk Marşı, Çiftçi Marşı, Ankara Marşı, Köy Enstitüleri Marşı.

(43)

Türküler: Köye Hasret, Kamayı Vurdum, Yürükler Yaylası, Tuna Havası, Efe, Sarı Zeybek, Arabanın Atları, Gelin Türküsü, Zeybek, Erenköy, Hoppala Zeybek.

Sınıf 5:

Marşlar: Denizci Marşı, Dumlupınar, Vatan. Şarkılar: Ver Elini, Bengi, Dağlı.

Türküler: Tuna Türküsü, Manastır Türküsü, Son gül, Nisan, Yiğit Memiş.

Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi Kılavuzuna Göre Müzik Dersleri (Amaçlar, Esaslar, Konular)

1. Dersin amaçları:

Talebenin:

a) Müzik parçalarını dinleme ve notaya uygun olarak teganni etmek, bir alet yardımıyla çalma yeteneğini geliştirmek,

b) İşittiği müzik parçalarını ölçülü tonlar yardımıyla, bulunduğu sınıfın seviyesine uygun olarak tesbit edilecek duruma gelmesini sağlamak,

c) Genel müzik seviyesini ve ölçülü tonlar zevkini geliştirmek,

d) Talebenin müzik çalışmaları vasıtasıyla iş görme gücünü arttırmak,

e) Talebeye boş zamanlarını müzikle iştigal etme suretiyle geçirme alışkanlığı kazandırmaktır.

(44)

2. Müzik öğretiminde göz önünde tutulacak esaslar:

a. Köy enstitülerinde müzik eğitimi, çocuğun müzik anlayışını çocuk ruhunun özelliklerine göre geliştirecektir. Öğretmen, bütün çalışmalarını çocuğa göre ayarlamalı, çocuğu faaliyete sevk etmeli ve onun duyularını harekete geçirmelidir. Talebenin bir saz çalmasını esas faaliyet olarak kabul etmelidir. Enstitülerin bütün müzik çalışmaları bu temel üzerine kurulmalıdır.

b. Müzik iki esaslı unsurdan teşekkül etmiştir: Ses ve ritim. Buna göre müzik öğretiminde bu iki unsuru daha ilk adımdan itibaren ve çocuğun hiçbir şüphesi kalmayacak şekilde ona tanıtmak gerekir. Çocuğa ritim fikri vermek ve onun ritim duygusunu kuvvetlendirmek için kullanılacak en emniyetli araç metronomdur, ilk sınıflarda bu araçlardan bolca faydalanılmalıdır. Müzik seslerini tanıtmak içinde , birçok müzik aletleri sayılabilir. Bu aletlerin sabit perdeli, körüklü bir saz olması lazımdır. Bunların başında armonium gelir. Bulunamadığı takdirde bu iş için akordeon kullanılması uygundur.

c. Müzik derslerinin çok çeşitli yürümesi lazımdır. Bu maksatla her türlü araçlardan ve imkanlardan yararlanılmalıdır. Müzik eğitimi bir bütün olarak kabul edilmeli, kuram, solfej, imla ve benzeri kısımlara bölünmemelidir. Saz çalma ve nota öğretimi beraber yürütülmelidir. Bilhassa ilk sınıflarda bir zaruret olarak görülmelidir.

d. Köy çocuğu doğumundan itibaren kendi müzik ve oyunları ile karşılanır. Onun ulusal zevki, çevrenin etkileriyle daha ilk yaşlardan itibaren teşekkül etmeye başlar. Türküler, oyunlar bu zevkin teşekkülünde tek araçtır. Bu itibarla köy enstitülerinde çocuğun ulusal zevkini teşkil etmede türkü ve oyunlardan azami derecede faydalanılmalıdır.

(45)

3. Ders konuları: Sınıf 1:

a. Do gamına dahil seslerin ( bir oktavı geçmemek üzere) tanıtılması, b. Do gamına dahil seslerin birlik, ikilik, dörtlük, sekizlik değerlerle

işlenmesi,imla, solfej.

c. Sol anahtarı, porte, ölçü, ölçü çizgisi, ölçü rakamları. d. Çoğaltma noktası ve bağ işaretinin vazifeleri.

e. 1., 2., ve 3. maddelerde belirtilen esaslara göre küçük ve güzel okul şarkılarının öğretilmesi ve çalınması.

f. İki- üç sesli kanonların öğretilmesi ve bunların çok sesli müzik zevkini aşılamaya hizmet edecek şekilde planlanması.

g. Basit nüans işaretleri: f: kuvvetli, p: hafif, mf: orta kuvvetli, kreşendo ve dekreşendo.

h. Yukarıdaki maddelerde kazandırılması istenen teknik esasların bir sazla çalınması ( ağız mızıkası, mandolin, keman, akordeon gibi.)

Sınıf 2 :

a. Birinci sınıfta kazandırılması istenen teknik bilgi ve alışkanlıkların genişletilerek kuvvetlendirilmesi.

b. Do gamına dahil kalın soldan ince sola kadar seslerin tanıtılması. c. Bu seslerin birlik, ikilik, dörtlük, sekizlik, onaltılık değerlerle temrini:

imla ve solfej.

d. 2., ve 3. maddelerde söylenen esaslara göre çocuk şarkılarının öğretilmesi ve çalınması.

e. Basit iki sesli şarkıların sazla çalınması ve iki sesli şarkıların söylenmesine temel hazırlanması.

f. Kanonlara devam edilmesi.

g. Nüans işaretleri. pp: çok hafif, mp: orta hafif, ff: çok kuvvetli. Nüanslı çalma ve söyleme.

Şekil

Tablo 2.2.1. Örneklemin Mezun Oldukları Köy Enstitülerine Göre Dağılımı
Tablo 2.2.2. Örneklemin Mezun Oldukları Yıllara Göre Dağılımı  Mezuniyet Yılları  F  %  1943-1944  5  16  1945-1946  6  20  1947-1948  4  13  1949-1950  4  13  1951-1952  6  20  1953-1954  5  16  TOPLAM  30  100
Tablo 3.1.1. Mezunların “Köy enstitülerinde müzik dersi denilince neler  hatırlıyorsunuz?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı
Tablo  3.1.2.  Mezunların  “Köy  enstitülerinde  verilen  müzik  eğitiminin  sizce  genel amacı nedir?” Sorusuna Verdikleri Yanıtların Dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

15.12.2020 HEDEFHALK.COM COVİD-19 VİRÜSÜYLE BİRLİKTE TOPLUMDA ŞİDDET DE YAYILDI. https://www.hedefhalk.com/haber/covid-19-

Beykoz Üniversitesi’nde 2021 güz dönemi yüksek lisans kayıtları devam ediyor. https://www.gazetehaberi.com/beykoz-

Şiddet olaylarına karşı zihin sağlığınızı korumak için 7 öneri.

Beykoz Üniversitesi nden adaylara doğru tercih için 14 maddelik yol

24.06.2021 EGEOLAY.COM YKS'de başarıyı artıracak son dakika taktikleri.

Vitamin takviyelerini doğru kullanma rehberi - Vitaminleri hangi besinlerden

8.10.2020 HEADTOPICS.COM ARALIKLI ORUÇ' İLE İLGİLİ BİLMENİZ GEREKEN 5 MADDE. https://headtopics.com/tr/aralikli-oruc-ile- ilgili-bilmeniz-gereken-5-madde-16093042 8.10.2020

23.07.2020 KAMPUSGAZETE.COM BEYKOZ ÜNİVERSİTESİ, ADAYLARA ONLİNE DESTEK VERİYOR.