TÜRK ROMANINDA KÖYE AÇlLMA
ve
MEHMED
CELAL'İN
ROMANLARI
M
FfıtıhANDI
Ilk Turk
romanlarıgenellikle
~ehır hayatının değı~ık eephelerınikonu
eelınırve vak'a
şehır mekanlarındageçer. Bu
~ehır ıse umlımiyetleIstanbul'dur.
GerçıAhmed Midhat
Efendi'nın Hmrın Mellalı(1874),
Huseyin
Fellulı(1875),
Ftrkot
( 1870),
Poris'te Bir Tur!-_
(1876) ve
AlımedMetin
ve
1)'/rztul (
1892)'ı, Nanıık Kemal'ınCezm1 (
1881
)\ı,Sami
Pa~azade Sezfıı'nınSerguze,1·t (
1889)'ıvs
gıbıromanlarda btanbul'un
clı~ına çı kıldığıve vak
'aların zaman zaman
Kahıre, Cezayır,Kafkasya, Iran, Avrupa vs.
gıbıyerlerele
geçtığıele
vfıkıdır.Fakat boyle
romanlar,
dığerlerıncgore
sayıca azdırYuzyılın
sonuna (hatta
MılliEdebiyat
clevresınc)kadar Turk
romanınınmekanda boyle
çoğunluklalstanbul'a lokalizc
olu~ununsebepleri,
devrıııroınaııcılarının bırçoğunun
Istanbul'da
cloğınu~,yahut Istanbul'da
yetı~nıı~,hayat
tecrubelerinı,çevre
gorgulerınıve kulturcl
bırıkınılerınıIstanbul'da
edınını~ payıtaht ayclını olmalarındave
yanısıra,htanbul'un buyuk ve
roınan nev'ının ıçınde olu~tuğuve
ıstediğı Batılıhayat
unsurlarına ımparatorluğun dığer ~ehırlerıne nısbetle kısmendaha
açık bır ~ehırolarak,
"roınanesk" bır hayatıve
üdfıb-ı ımıiişeretıonlara daha kolay
sunabılınesıncle aranabılır.Bununla
bırlıkte, edebiyatıınızınbu roman la
tanı~ımı clevre~inintelif roman
kadrosu
ıçınde, sayılarıçok az da olsa Anadolu'ya, köye, koy
tabialınave
koyltınun hayatına, ~ehır hayatından kır hayatına, tabıatın kucağına açılmayıdeneyen ornekler ele goze çarpar.
Gerçı
romandaki bu
ılkorneklerelen once ele,
ıneselageleneksel
tcmfı~fı~anatlarınıızda,
halk
hıkiiyclerimızdeKastamonulu, Bolulu,
Kayserilı,Laz,
zeybek
v~. tıplerı vardırve bunlar
kendımahalli
~lvelerı, kıyafetlerıve
özellıklerııle
gorulurler, fakat bu
gorunclüklerı
mekan ya
yınc
Istanbul'dur,
İstanbul'un
cv
veya sokak
hayatıdır veyalıutda yer
alelıklarıoyun yahut
hıkfıye içcrısıııdcbize
romandakı gıbı husu~ı bır bakı~ açısıve
ba~lı başına bırolgu olarak Anadolu'yu,
Anadolu koylusunu ve
coğrafyasını cletayıylave
canlı bırsurette
getırmezler.Hatta bu
tıplerc, aynı ~ekilde,geleneksel
eclebıyatınıızın bır uzantısıolarak,
30
FATIHANDI
Şinasi'nın 1
)air Evlenmesi'nde
(Atak Esc, Batak Köse) yahut
Alımed MidlıatEfendi'nin
Felôtun Bey'le
RtıkımEfendi'sinde
(Kastanıonulu uşak Melınıed)olduğu gıbı tıyatro
oyunu ve romanlarda da
rastlayabı lı
riz
ı.
A. H.
Tanpınar, ekscrıya aşırı romantık kahranıanların yaşadığı lııssl maceralarıanlatan Tanzimat
sonrası romanları ıçin,hatta
piye~ve
şıirlerı ıçın"Bu
dev
ır edebıyatıınız bırkaç yabancı kitabın etrafındadöner
Telemaque, Atala, Paul
ct Virfiinie, Craziella, La Dame au.t Camelias
ve
Sefiller
Bunlar falan veya
fılanesere
değil, sanatkarın şahsıyetine tesır
eden eserlerdir"2 der Bunlara
Robinson
Crusoe'yu
ve
Emile'ıde eklemek mumkLinclür.
Bu eserlerelen
bır kısmı,mesela
Atala, Paul et
VirfiÜıie,Graziella, Robinson
Crusoe
ve
Emile
gibılerı, aynızamanda
romanıımzapastaral nev'inin
gırişinide
hazırlayaneserler
arası nciadır3 ve bu n lar hemen hemen bütün
Tanzımat
aydınlarının okuduğu
ortak
eserlerclendır.Bu
gıbıromanlardaki
genişufuklu pastaral
ınanzaralar, kır hayatı, şehrınve
teknolojinın baskısıııclan tabiatın kucağına kaçıp,köylüler
gibı gamsızkasavetsiz
yaşayan aşıklar, tabiatın saflığı
ve sükGneti
içerisıııde kendı başınavar olmaya
çalışan
kahramanlar, XIX.
yüzyıl Batı meclenıyetınin gıclerek insanıve "insani
olan"ı
tahakkümü
altınaalan, buhar ve
elektrıkgücüne
dayalı hızlıteknolojik
gelişmesinın doğurduğu
problemlerelen adeta
bır kaçış,bir
uzaklaşış özlemınİnde
ıfadesıydı.Bu
tepkınınyahut
kaçışınen belirgin
tezalıi.ırlerını Tanzımaınesli
bılhassa.l . .l.
Rousseau'nun eserlerinele
tanıclı4.Bu yüzdendir
kı,Yenilqme Devri Türk
Edebiyatı'nda tabıatı,ona felsefl
anlamlar yükleyerek,
ılkdefa
canlıve hissi
bır varlık, ınsanciabir
takımguzel ve
derin
duyguların, fıkırlerin doğduğu, geliştıği bırçevre
şeklineleele alan
Abdüllıak Hamıci'ın5'ahdi
(1296/1879)'sındanbahseden
edebıyat tarıhçılcrı, ondakıbu
ybnelı~ı
Rousseau'nun
"Tabıatguzel,
nıedenıyet çırkınclır. Kırda yaşayanlarmesut,
şe hırde
yaşayanlar ise
bedbalıttır "
cümlelerıyle özetlenebılecek tez
ıne.
bağlarlar
ve
Haınicl'ıııbu
manzunıesennin
kenclısınclensonra
yazılanköy
roınanlarına, kır hayatını ışleyenhikayelere
tesırıuzerincle clururlar
5 .2
34
5
Bu konuda
tıkO Okay. "Turk
RomanınaKoy
Mevzmvıun Gırışınde Unutuıan Bır !:,ınıAhmed
Mıdhat Efcııdı", I Mtl/1 TıtrkoloJt Korıgrc\t (6-9 ,Subat 1978)-Teblt,i!,ler, ıstantıuıı0XO.
s 170.
Sona/ ı·e lc'delnyat Yazılan.Ist<mhu!
ı000.s
ı ı ıA H
Tanpırıar, XIX A.111 Turk l~delnrall Tanlu.
!starıhuıI 976, s 525
O Okay. a e, s 111
Ba,ılnıaıııı~
da olsalar
Zıya Paşa'nın /:'mı/e tercunıesıve
Nilıııık Keıııfıl'ınLa Control Soctale
(Şerô!l-tfctunôtyre adıyla) tercunıesı nıiliQnıdur
Kır hayatının
ve lah
ı atın şehır hayatına Lercılı edılışı tcnıayulunun Batı'dakıkaynaklar
ıve
cdchıyatını11:a akıs!cıı ıçın tıkO Okay.
Bo/1 Medcnırelt Kw·,,·l.lliUiuAhmed Mu/hat
l~fcn{ll. Arıkara1075, s 3X-41
Bu konuda
tıkM Kar!an.
"Tahıat Karşı'ınciaAbdtilhak
1-!ilnııd", Turk I~·de!Jırml U~ellnde Araş/irmalarI,
lstanhu! 1076, s 314-353
Sahrtı'da Hanıid, salıra (kır) hayatı
ile belde
(şehır) hayatını, bedevilık(koylulük) ile
beledi'lık (~ehırlilik)'i,tabiilik ve
yapmacıklık,saadet ve
sıkıntı açılarındanele
alırve
kıtabıııın "Hoş-nişlnfııı" başlıklı kısmında "beyfıban"larcla, "salırfı"larcla yaşayan"bedevl"lerin mutlu
hayatlarını, meşgalelerıni, aşklarını, ınançlarını; "Belde-glızln" kısmındaise
şehirlimn sıkıntılı yaşayışını, aşkve
eğlence hayatındaki tatsızlığı anlatırh.
Yukarıcia
bahsedi le n eserlerelen ve
Salı rtı'dan gelen bu tabiata romantik
yaklaşış ve kır özleminı ışleyen şiırler arasında Redizade Ekrem'in Na,~me-iSelıer
ve Zemzeme'sini, Muallim
Naeı'nın"Köylü
Kızların Şarkısı"nıda
önemlıve
başarılı ornekler olarak anabıliriz7.Roman ve
hıkfıyemızdede
aynı yıllardabu
konumııı ılk orneklerı kenclısınigostermeye
başlar.Bu köye ve koylu
hayatına açılışın ılk orııeğıolarak
Nfıbızacle'nin
Kara!Jihik'i
gosterılegelnııştır.Ancak, son zamanlarda bu konuda
yapı
lan bir tak
ı ın ara~tı rnıalarKorahilnA. 'ten o nce de bu
konumın bazı roıııanve
hıkayelerınıızcle
yer
aldığını oıtaya koynıu~tur.Bunların başında
Ahmed Miclhat Efencli'nin, Akdeniz'in hiçlik bir
adasındaki bır Hrıstıyan
koyunde Ali
adlı bırTürk
delıkanlıylabir Rum
kızınınaşkını
anlatan Bir Gerç.·ek HikôveR
adlı
eseri
gen~.
Fakat burada köy
hayatına
çok
az ve önemsiz bir
şekileleyer
verilmiştir.Bu
açıdanbu
hıkaye,ilk
olmanınötesinde çok fazla
oneın taşımaz
9.
Bir Gerçek
Hiktıye'yi izleyen ikınci ornek yıne Alımeel Midlıat Efendı'nınclir:Bahtiyarl!k
10.Bu da
ılkigibi
yazarınLetcVri Riv/iyôt
~erisiiçinele
yayınılanmışbir uzun
hıkftyeyahut
romandırBu romanda, Galatasaray
Sultanısi'ncleokuyan
Senfıi
ve
Şinası adlıiki
arkadaştan Senfıikoyden
gelmiştırve okulu
bıtırclıktensonra Istanbul'da kalarak, büyük
şelırın cazıbesıve
sefabatı ıçerısınde yıter gıderB una mu kabı! şehır! ı Ş ı n
asıi se özlem
ın ı duyduğu koy hayatına yöne! ır
ve
Senfti'nın köyune yerleşerek,orada
kurduğu bırçiftlikte mutlu ve
ınüreffeh ya~ar.Bu eserin 6.
böluımi"Köy
Düğünü" başlığını ta~ırki,
eclebıyatıınızda bırkoy
ciLiğunünti konu eclınen ılk ınetindır11. Bundanonıki yıl sonra Hüseyın Calıid7
O Okay,
"Tuık RomanınaKoy
Mcvzuunuıı Gırı~ınde Unulııl<ın Bır bıın Atımed Mıdlı<ıl Elcndı",Sona/
ı•eFdelmlll Y(n/uu.
Isiarıbul19<JO . .., I 11
Z
Kcrınan, "Saıııı Pa~<vadc SC!aı'dcKoy ve Koy1u".
Hweker,nr 2.
Nısan1979.' 4X
SalırCı'nın gcnı~ hıı Lalılılı ıçınhk M Kaplan. a g
nı. ' 320-:no
Bk
O Okay.
"Tuık RomanınaKoy
Mcv.wurıurı Gııı~ırıdc Urıululaıı Bır !sını Alınıni Mıdhal Elcııdı", Sanalı'e J:'defımll Ya~ilan, lsl,ınhul1990. s 11 1
/Ju Ger< ek l/i/;(/\'e,
(:,larıbul1293/1 X76,
Kıı kanıbar M,ılh . 120'Bu c:,cr lık 'da hk C
KaYL·aı. "Turk Roman ve Hıkaycsıııdc Koyc Ilk A\ılıııa", AU l~·,qnun Fa/, !Jcrgl.ll.1976.
s1-4.
{:'defıtwtl ı' e E,qtlun,Anka
ı aI 9R2 . .., 34-42
1 O
!lufırnw !tk, l:,ıaııbul 1302/1 XR5. Kırkanıbar Malh, 194'
11 Bk C Kavcar.
"Tıırk Romarı ve Hıkayc,ındc Koyc Ilk Açılma",A U
/:',quunFakulre.1t
De1 gt.lt,
I97h . ., 1-4
32
FATIHANDI
de, kuvvetle
muhtemeldır kıbu
hıkayeyıokuyarak ve etkilenerek "Koy
Duğuııu"adlı bır hıkaye kaleme alacaktır12
Bohliyarltk
'a koy
açısından ılkdefa
dıkkatıçeken Prof. Dr. Orhan Okay,
romanımızın "TLırk
koyune, Anadolu'ya
ılk açılışının romantıkbir yoldan da olsa
Ahmed
Mıdhat Efendı'nın Balıliyarltkromamyla
başlamış olduğunu hatırlatırve
ekler:
"Edehıyatta re~tlıst hareketın romantızmdengeçerek hedefine
ulaştığınıduşlinecek olursak, Ahmed Midhat Efendı'nin, bırçok hususta olduğu gıbi,
bu
mevzudakı önetiluğu
de
belirecektır. NıtekıınBahtiyor!tk'tan
be~sene sonra koy
romanının
realist
meyvası, Nabızade Nazım'ınKarahihik
lıikfıyesıyle yeşerıııeyebaşlayacaktır"
11 .
Gerçekten ele
bırAnadolu
koyi.ınerealist bir gozle
yaklaşanve koyu,
problemlerı ıle, ınsanları ıle, hattfı
o
insanların şıve taklitlerı ıleveren ve bu
ozellıkleriyle
daha
sonrakıkoy
romaniarınaadeta
zemınve ornek
hazırlamafonksı
yonunu ustlenen roman
Karahihik
'tı
rl4.
Ancak
Kara!Jihik'e
gelene kadar Turk
romanınıköye
hazırlayanörnekler
yukarıda zıkredılen ıkı
eserle
sınırlı değıldır.Prof. Dr. Zeynep Kerman
bunlarınarasına,
Kurabi/Jik'ten
bır yıl
evvel
yayımlanan Serguzeşt'ı
15
de eklemek
gercktiğını belırtırlrıHer ne kadar
Scrguze,~t'te koyeve ki.ıylu hayatına dıkkat,roman
kahramanı Celfıl Bey'ın, ımışOkası carıye Dılher'm kendınden habersız satılma-.ı uzerıne duyduğu derın meylısıyet gunlcrınde rastladığı bırkoylunun
saadetınıve
gaıle-.izlığınıadeta
kıskanınası epızotuyla sınırlı kısa bır temastanıbaret
ele olsa,
şehırlıve
zengınCelal
Bey'ı koylLıyc ımrenclırınesı noktasından ıııi.ıhıındır.Prof.
Kerıııanbu
motıfı Abdtılhak Hfıınıd'e bağlar.Sfıını Paşazfıdc Sezaı'nın
koye yonelen
dıkkatıScrguze,I'J'tcn
sonra
1SS>6'da
nqrettığı
"Koydc
lkıGece"
ba~lıklı hatıra-sohbet yazısıncla17ve
bır yılsonra
yayınıladığı "Anneeığim" hikfıyesincle1~ de sLirer 19.Donemın romanları ıçınde
koy
hayatınayer veren
bır başkaeser ele
Kora/Ji!nk'lc
aynı yıl yayıınianmışolan
Turfanda mt, Yoksa Turfa m(!
romanıdır20. Mınıncı
Mehmed Murad
romanının1 1.
böluınunde kahranıanı12
O F Huyup11cl.
H Colut Yolç111'tn Ha\'({/t \'e/~'debi
E.1e!lenU;etınde
/JtrAm,llllnw.lznıır
ı 9~4. s ı03
ı:ı O Okay, "Turk Romanına Koy Mcvzuunun Gırışınclc Unutulan Bı1 !sını Alımed Mıdlıat
Ef'cndı", Sanal J!t' l:'debıyat Ya;lian,Istanbul 1990, s 1 10-1 15
14
Kamlnhd'ın talılılı ıçın bk M Kaplan, "Karabıbık". Turk Edcbıyatı U~:crındc Aıa~tırıııalar
1,Istanbul 1976, s
:ı~4-:ı9:ı15
S{'lgu;cg
Istanbul
J:ı05/IR~9. 175 s
l(ı Z Kcrınan, "Sanıı Pa~azadc Sczaı'dc Koy ve Koylu".
Hwcket,nr 2,
Nısan 1979, s 4~-51
17
"Koydc
Ikı Gece". Scıvct- Funlin, nı 302. J(ı K evvel 1~96
1 R
"Aııııccığını".
/lcdclm,nı 970. 2 Hazıran I ~97
19
z
Kcrınc~ıı. a g nı
. '49-51
Mansur Bey'i
Manisa'nın
Veliler
köyündekı
Veliler
çiftliğine
gönderir.
İdealıst
Mansur Bey burada köylulerin iktisaden
kalkınması ıçınçaba gösterir,
kooperatİfkurarak bir iplik
fabrikasıaçar. Köy
çocuklarınıntahsiliiçinbir okul
açılmasını sağlar.Köylülerle
kaynaşırve
onların itimadını kazanır.Burada köye ve
köyliıye, romanınideolojik
yapısınauygun olarak sosyal bir platformdan
bakılır21.Fakat
bu romanda da köy ancak
romanınbir bölilmünde söz konusu edilir ve
Turjanda
mıYoksa Tur{a
mı?bu
özelliğiyleKarahihik gibi
münhasıranbir köy
romanıdeği Idır.
Karahihik'ten sonra da
edebiyatımızda köyd~nbahseden romanlar
yazılmayadevam
edilmiştir.Cumhuriyet'e kadarki süre içerisinde
yazılanbu
tiırroman ve hikayeler olarak
şimdiyekadar edebiyat tarihçilerince hep Ebubekir
Hazım Tepeyran'ınKüçük
Paşa (19JO)'sı,Refik Halit
Karay'ınMemleket
Hikayeleri (1919) ve
ReşatNuri Güntekin'in
Çalıkuşu(1922) su üzerinde
durulmuştur
22.
Oysa Tanzimat
sonrası edebiyatımızdanII.
Meşrutiyet'euzanan bu devre
içensinde eser veren bir
romancımızdaha
vardırki tam dört
romanıile bu kadroda
yerını alır.Bu
ısıınMehmed Celal'dir ve maalesef köy
romanının gelışımse
yrınden bahseden
araştırınalardahep dikkatlerden
kaçını ştır.*
*
Mehıned
Celal (1867-1912)
şiirleriyleve hemen hepsi
romantık aşkkonularını ışleyen romanlarıyla
oldukça popüler
olmuşbir Ara Nesil
edebi
yatçıs
ı dır23.
Üslubunun
sadeliği, kurgularının gevşekliği, vak'alarının basitliği
ile Türk
edebiyatının
popüler roman çizgisinde önemli bir yeri olan bu
roınanlardan2
4Cem ile,
Elvah-ı
Sevda, Küçük Gelin ve isyan 'da köy
hayatından bahsedildiği
ne
şahitoluruz.
Bunlardan ilki olan
Cem ile, I 886
yılında neşredilıniştir25.60
sayfalıkbir
uzun hikaye de
sayılabilecekCemile'de olay Antakya'da ve Antakya
civarındaAsi
Nehri
kenarındakibir köyde geçer.
Roınanda, sevdiğiSelim ile
evlendirilınek2l Bu konuda bk B Emil,
Mızancı
Murad Bey,
Istanbul 1979, s 473-51622 Mesela b k R. Kaplan,
Cumhurıyet Donemt Turk Romanında Koy,
Ankara I 988, s 6, O Okay, "Turk Romanında Koy Gerçeği ve Yaban", Yedı lklım, cX,
nr 67. Ekım 1995. s5-10
Z Kerınan. "Samı Paşazade Sezaı'de Koy ve Koylu",
Hareket,
nr 2, Nısan 1979. s 48 23 C Kavcar.Edehıyat ı•e Eifıtun,
Ankara 1982, s 34-42Hayatı hakkında genış bılgı ıçın
bkM F Andı.
Am
Nesıl Şaırı MelınıedCelal,
Hayalt-Goru,,ferı-Şwlen. Istanbul I 995. 249 s 24 MCelal'ın romanlarının
buozellığı ıçın
bk YDaşçıoğlu. Melımed Celtıl'ın Romanlan
l'i'Populer t'dchn·at
Gelene,i!,ı, Basılmamış Yuksek Lısans Tezı, Sakarya Un Sosyal BılınılerEm. 1995. 159 s
34
FATIHANDI
·-üzere olan Cemile'nin zorba bir
ağaolan Nurnan
tarafındanköye
kaçırılışıve
kendısiniNuman'a teslim etmemesi yüzünden Nurnan
tarafından bıçaklanışı,tedavisini yapan Sabit'in de
yardımıylaSelim
tarafından kurtarılarakmutlu bir
evlilik
yaşayışları anlatılır.Daha çok halk
hıkayesı çeşnisinin ağır bastığıbu eserde Nurnan
Ağa'nınCemile'yi kendi köyüne
kaçırışıve bir köy evine
hapsedişi dolayısıylaolaylar
çoğunluklaköyde geçer. Bu yönüyle
Cemile
de
Karabibik'ten
önceki ilk köy
romanları arasında sayılabilir.Fakat
yazarının acemiliğineparalel olarak bu romanda köy
mekanlarıve
köylünün
hayatı, olayların çoğunluklakoyde
geçıyor olmasına rağmen,çok
canlı, etkileyicıve
teferruatlı tasvırlerleverilmez. Köy
tabıatıve
mekanlarıadeta geri
planda soluk bir dekor olarak
kalır.Oysa
hayatınınbir bölümünü, çocukluk
yıllarında, babasının
görevi
dolayısıyla
Antakya,
İskenderun
ve Haleb'te geçiren
MehınedCelal'in,
romanındabu bölgeyi ve
insanlarınıdaha
canlıve çocukluk
anılarındangelen bir birikimin
desteğiyledaha
teferruatlı anlatmış olmasıbeklenirdi.
Fakat roman boyunca köy
mekanlarınınve
hayatının tasvırı,yine de
edinilmiştecrübelerin ve
yaşanılmışbir
hayatın şemmelerini yakalayabileceğimiz sığbirkaç tasvirle
sınırlı kalmıştır.Mesela
aşağıdaverilen örneklerde
olduğugibi:
"İskenderun ıle
Haleb
arasındakı Amık ovası uzerınelatlf bir
serınlıkçokmuş, gi.ıneşın hararetınden
blziir olan
ekıncıler,çobanlar bu zamandan
ıstıfade ıleguzel
çemenlerın tizerıne serpılıp yatmış ıdi.O guzel bir
zamandır!Sabahtan
akşamakadar
atisını ternın ıçın toprakların ıçındeyuvarlanan
çıftçı, sabanınıbir tarafa
bırakır, yarımsaat sonra
karşısına çıkacak zevcesının, çocuklarının saiidetı ıhtareden
tebessumlerınıhayiii ile
evıne gıtrneğe başlar.
Şafakla
beraber
kalkıp kuzularını atiatmağagoturen çoban,
kavalını hazın hazın çalaı·akkoye avdet eder" (s.
6).
"Nazar-ı temüşanızın
onune
bırtablo
getırınız.Bu tablo oldukça guzel
yapılmış bırkoy
evınınbuyucek
bır odasını ıriieeyler. Oda Haleb
kumaşları ıle doşenmış.Duvarda
kılıçlar,tufekler, tabancalar
asılı.Sağ cıhette bır
ocak var" (s.
40).
Mehmed Celal'in köyden bahseden
ikincı romanı Elvôh-ıSevdô
başlığını taşır26.Cemi! isimli bir
şairingayr-i
müsliın azınlık kızlarıyla arasındageçen ve
hepsinin de neticesi htisran olan
aşklarının anlatıldığıbu romanda Mehmed
Celfıl,Cemi! ile
Sara'nın aşkını anlatırken (V.-VIII.bölümler),
onlarıbir seyahate de
çıkartır.Cemi! ile Sara, Lamartin'in
Graziella
isımli romanındakiDavid ve
Camilla'nın yaşadıklarıserüvene bzenerek27
çıktıklarıbu
maceralıromantik
seyahatte bir köye de
uğrayarakorada bir gece
kalırlar.Yazar, romantiklerden
etkilenerek bilinmeyen bir yer
havasıvermek için bu köyün
adını( .... )
şeklinde boş bıraksada, yer yer
Keşiş Dağı adınızikretmesine bakarak
burasınınBursa
26
Elvtilı-ı
Sevdti,
Istanbul
130811891, 20 I
s
27
a e,
s
176-177
dolaylarında bır
yer
olduğunu anlarız28.Bursa, Yalova, Karamürsel ve
civarıda
Mehmed Celal'in
hayatında gördüğü, gezdiğiyerler
arasındadır29.Yazar
kahramanlarınıngözünden köy
meydanını ~oyle anlatır:"Indıklerı
yerde
bırkuyu gorduler
kıbu kuyunun
etrafını bırkaç
ağaçtezyın edıyor,
o gun
bayramın bırıncıgunu olmak
ınunasebetıyle,kuyunun
yanında
koyun
ıhtıyarları, delıkanlılarıoturuyordu. Bu
adamlarınhemen
hepsının kıyafetlerı bırbırıne benzıyordu. Başlarında kalıpsız bır
fes, bu
fesınustunde
yenı denılecekbir
kırmızı yeınenı, arkalarındacepken, potur,
ayaklarındada yemeniler
vardı"(s.
2 I
6).
Cemil ile
Sara'nıngece
kaldıkları,yemek yedikleri kulübenin tasviri de
oldukça dikkatli bir gözle, detaylara i nilerek tasvir edilir:
"Ceınıl ıle
Sara
kalktılar, ınandıı·a gıbı bıryere
gırdiler.Sonra ottan,
samandan,
soğut ağaçlarından yapılmış olduğu anlaşılanodaya
dahıloldular.
Bu
odanın kıreçle sıvanan duvarlarındakama,
yatağan, çıfte gıbı eslıhamuallak
ıdı. Bır koşeyede
buğday yığınışiardıBu
buğday yığınının arasındanda
bırkaç tane kavun, karpuz gorunuyordu. Yunu
dışarı tırlamı~, yırtık bır mınderınustune oturdular.
Onlerıne bakırdanma'mul, kuçuk,
mudevver
bır sını getırclıler: Sınının ortasında, bırsahan
ıçınde kuşbaşıkavurma,
kenarlarındada
bırçokkavun, karpuz
dılımıyle, sımsıyahekmek
duruyor ve
bunların arasında bırkase -fakat taze-
yağurtgorunuyordu.
Iştebır ınes'ud bedevının sofrası
bundan
ıbarettır!Ceınıl,
Sara
karşı karşıyaoturdular, yemek
yemeğe başladılar. Ceınıl,o gune
gelmeeye kadar o kadar
ıştıhave meserretle yemek
yedığını bılmıyordu Kendısınımukemmel,
ınuzeyyen, ınunevver bıryemek salonunda
zannedıyordu.
O
sofranınustunde parlayan
avızelere, sun'ı çıçeklere nıukabıl başınınustunde
yazın guneşı, camının yarısı kırıkolan
pencerenınön u nde de
söğüd yaprakları vardı"(s
2 I 7-2 I 8).
Bu
satırlarda Hamıci'ın Sahrii'sındangelen köy
hayatına ozleın, bedevllığe ozentı aşikardır. Nıtekınıbunu Sara:
"Ne olurdu? ... B11: de bunlar
gıbıkoylu
olaydık,bunlar
gıbı kalbımız bır takım ıztırabat-ı ıniinevıyyeden berı bulunaydı... "
dıye dıle getırır.(s.
220).
Fakat bu hasrete
Cemil'ın verdığıcevap
ılgınçtır:" -
HayırSara,
hayır!Böyle bir arzucia bulunma!
Senın sırma saçların, harınan meydanındasavrulan tozdan
taravetınıkaybeder. Burada, Istanbul'da
kullandığın
o
gelıncık çıçeğınebenzeyen
şeınsıyeyi bulamazsın;saf, beyaz
alnın
yaz
gLineşınınhararetine
karşı esınerlenır.Bu
minı ıninı nazıkeller
ayran
kovalarını taşımaktan, yayığıtahrik etmekten
nasırlanır.Bunlara
alışmak ıçınadeta
bıromur
lazımdır.Sen
yıne kış zamanında, salonlarıtezyin eden
çıçek saksıları ıçınde bır esiitır perısı,
yaz
vaktıde
Buyukada'dakı sayfıyenın yaprakları altındakelebekler
ıliihesı, çıçekler kralıçesı gıbı dolaş'Sana oyle
yakışır"(s.
221 ).
Cemil koyde
yaşlıtarlasohbet ederken, onlara
nasılgeçindiklerini sorar.
İhtiyarlardan
birisi ona, ürettikleriyle geçindiklerini,
kendilerınde
pek para-putun
olmadığını söyleyınce,
Cemil koylülere
paranın insanları nasıl birbırıne2R Y
Daşçıoğlu, M Cel[if'uı Romanları ve Populer Edebıyat Geleneğı,
Y
Lısans Tezı. S U
Sosyal
Bılımler En.\11/ll.\ll,1995. s 41
36
FATIHANDI
düşürdüğunu,
güzlerini kor
ettiğim, nasıl tembelliğe alıştırdığını, nasıl saadetıyok
ettığinı
ve
nıfak vasıtası olduğunu anlatır30.
Cemi! ile Sara bu köyde bir gece yatarlar, köy
meydanındakı pehlıvangüreşlerini
seyrederler.
Cemılköylülerle ava
çıkar.Mehmed Celftl'in
Elvah-ıSevda'dan
sonra köy konusuna
ağırlıklıolarak
yer
verdiği
bir
romanı
da
Küçuk
Gelin'dir31.
Mehmed Celal'in kendi hayat
hikayesini,
kahramanlarınisimlerini
değiştirerek anlattığıbu otobiyografik roman,
bu
özelliğiyle,"gerçek
kişıveya yerlerin uydurma isimlerle
gösterildiğiroman"
diye tarif edilen ve
Fransızlar'ınroman
iz
cle.f
dediklerı"anahtar roman" türünün
de devrinde ilk ve iyi bir
cirneğidir32.
Küçıik
Gelin
romanınınilk dört bölümünde köy
hayatıyer
alır.Celal,
roman
kahramanıFahriye'nin (ki Celal'in genç
yaştaölen
karısıFehime'dir)
çocukluk
yıllarını anlatırken,Trakya'daki köy
hayatındantablolar da
aktarır.Hayatından
biliyoruz ki, Mehmed Celftl, çocukluk
yıllarında, babası İsmail Hakkı
Paşa'nın demiryolları inşaatına
memur olarak Sofya ve hava! isinde gcirev
yapmasıdolayısıyla
Trakya bölgesini de
yakından tanımıştır33.
Romanda Fahriye'nin
doğummüJdesini alan
babası Hüseyin'ınharman
yerınciekı
sevinci, harman yeri,
koyclekıevleri; camisi, köprüsü,
çeşnıesı, tarlaları, ormanıve koyun sürüleriyle
çızilen kartpostalıınsıköy
manzarası, Huseyın'ın kızına isım vernıe:o.iiçin koyun
imamına gitmesı,köyun
kış mevsımındekarlar
altında gorünüşü
ve köyele
çıkan yangınküçük detaylarla,
kısafakat
dikkatlı bırbakışla anlatılmıştır.
Celal'in
acemiliği,bu dikkatlerini
genişve
kalıcı tasvırlereve
içındekendimizi
bulacağımızbir atmosfere
dönuştürememiş olmasıdır.Bütün
bu köy
hayatı,zaten
kısabir roman olan (
131
s.)
KıiçiikGelin'de
toplanı21
sayfaya
sıkışmıştır.Bununla
birlıkte aşağıya alacağımız satırlar,Tanzimat
sonrasıedebiyatçısının
romantik köy
anlayışınınve tabiat özleminin ifadesi ve romana
aksi olarak gürülebilecek
tipıkkartpostal-köy
tasviridır:"Yeşıl bır tepenın zırvesıni ırae
eden dar
bıryol ustuncle
yuruyorlardı. lkısıde meserrete
mustağrak ıdı. Hurşld-ı mağrıb-ara, bın çocuğa, bın yığerıe millıkolan bu
ıkı bahtıyarın meserretınden -sankı- başka ufuklarıda
hıs~edfıretmek
ıçın,let:lfetler, saadetler
ıçındegurub
edıyorcluHuseyın,
uzun
değneğının ucundakı ığneyıokuzlere
batırıyor, Mustafa'nınkolundan
tutınu~ olduğuhalde
koşuyordu.Tepenın zırvesı, ıkı bahtıyara
pek
şaıı·ane bır ınanzaraarz
ettı.Her
ıkısınınde
zir-ı nezaretınde yeşıl bır zeınııı vardı.Pek
yavaş akıyor gıbıgorunen ve ara
sıra hafıf hır şırıltı ıle -akşam zamanı hab-ıletil.fete
dalaıı-sahraya,
ağaçlara,30
Elı•alı-ı Sevda, s
21 R-219
31
Kuçuk
Ge/ın, lstantıul
1310/1R93, 131
s
32
M F
Andı,
"Mchmed Celal ve
Romanı Uzerıne", Kuçıık Ge/ın,
(Haz
M F
Andı),
Istanbul
1995. s VIII
tepelere
nınnısoyleyen bu dere, bu
yeşıl temını ıkıye ayırını~tı Hava-yınesiıni-ı
Jetafet
ıçınde perverışyab-ı masumıyyetolan
bırkoylu
kızı, clıne bırsu
destısı alı111ş olduğuhalde,
derenın gayr-ı ınuntazaın bırkoprusundcn
geçıyordu Çeıncıızarın bır kısmında
çoban,
mevdu-ıdest-l
emanetıolan
koyunlarıtopluyor,
keçılerın boyunlarındakı çıngıraklarııı sadasıdereye
abedıyordu Çcrnenzarın dığer bır kısmında bırkoy gorulurdu
Evlerınınhacalarından -havanın sukünetı hasebıyle- aınüden çıkan
mal
bırduman,
sık,uzun
ağaçların zııve
lerınde dolaşırdıKoyun
ıııuntehasındabey aL
bır ıııınare,bu
sakıt, gayr-ı nıutelıarrrk, gayr-ı mutelıassı~.gorunen koy
aleını ıçınde lslaınıyet'ın ulvıyyetını ırae ederdı. Ikı arkadaş,koye
yaklaştıklarızaman,
lslaınıyet'ın ulvıyetını
gosteren o
ınınareustunde
bır ınsangoruldu
Muteakıbeno
aleın-ı tenlıayl ıçındetanin-endal olan,
mucssır akıslerpeycia
eden
bırsada
kudret-ı RabbfınıyyeyıIlan,
vahdanıyyet-ı ılahıyyeyı tasdıke
ttı"(s. 4-5 ).
Mehmed Celftl'in köy
hayatına
temas
ettiği
son
romanı
ise
l1·yan'dır3
4.
ll.
Meşrutıyet sonrasındakaleme
aldığıbu
romanındada Celal,
Şıleve
civarındakiköy alemini ve köylü guzelleri, buraya görevli olarak gonderilen Dr.
Vedat'ınağzından kısaca anlatır.
Dr.
Vedat'ın bır arkadaşına yazdığımektubundaki
şu satırlarıdikkat
çeki
cı dır:"Meğer bağban-ı kudretın kırlarda yetıştırdığı
papatyalar, sobalarda
neşvu
neınfıbulan kamelyalardan daha rengin ve
dılnışin ıınış..
Meğer ataınetlı şehırlerınmutantan,
muhteşem konaklarında aradığım guzellıklerı, fakır koylulerınbakir
kulubelerı ıçınde bulacakmışım1 ... Kım derdı kı ınsanlarbu
kadar
zevfıhırperest
olsun? ..
•
Bır
koylu
karısının topraklı ayaklarının,lstanbullu
hanımların pudralıyu
w
nden te m
ız olacağına ınanmazdım. Şımdı ınandıın, ıman getırclım... "
(s.
4o-47)
Bu
satırlarbize
Hamicl'ın Sahril'dakı bakış açısını hatırlattığı gıbı, aynızamanda benzeri mukayeselere
sıkça rastlayacağımızMilli
Edebıyatroman ve
hıkfıyelerını,hatta
şiirlerınıde akla
getırırMehmed Celal, bu sayfalara,
aynızamanda
bır ~aırde olan
kahramanıDr
Vedat'ın ağzından"Koy
Kızları" ba~lıklıbir
şıirele
sıkıştırırki, bu
şıirde
yukarıdakı satırlarda ıLıdesınıbulan
bakış açısınınmanzum ifftdesiclir. Onun bu
şiırikbye ve köy
tabıatına gıdış noktasındanbize
Muallıın Nacı'nin"Köylu
Kızların Şarkısı"nı hatırlatır.
Bu
kısa şiirı aşağıya alıyoruz35:
Köylü
KızlarıKoy
kızları,Zuhre'ler, Melek'ler
Hepsı sarı saçlı, hepsı ~ırın
Koy
kızları,hürlar,
çıçekler Etınışbu
çemen~ıtanıtezyln.
34
1.1\'(in,htanhul.
tarıh;.ı/. MqrGtıyct Kuturıhaııc;.ı Roınanlarırıdaıı. 106'
35
/.IWI/1, ;.45-46
3R
Her dicle kebGd .... Her dehende
Bır gızlısada
terenniımeyler,
Koy
kızları levha-ıçemende
Gul
goncesıdır,tebessum eyler.
Benzer
-bakınızo
nevnıhaleAhu
bakışıyla bır
gazale.
Yokdur m edenide boyle hal et,
Gonlunı
o
haletı ararnıış,Ben
bılmez idını, nıeğerse varmışVahşetler ıçınde bır
melahat! ...
FATIHANDI
Bu dört romanda da Mehmed Celal'in bahis konusu
ettiğiköyleri n, çocukluk
ve ilk
gençlık yıllarında, babasının memurıyeti dolayısıylagezip
dola~tığıyerler
ıçinden seçilmiş olmasıdikkat çekicidir. Yani bu romanlardaki köy
hayatınaolan
dikkatin, köy
manzaralarınıngerisinde Celal'in hayat
macerası dolayısıylaedindiği
tecrübelerin aksi
vardır.Fakat o, bu tecrübeyi, popüler bir
romancıolmasının
ve
yalnızca aşırısantimantal bir üslupla romantik
aşk konularınıişleyen