• Sonuç bulunamadı

Hicrannar ve canernar nar (punica granatum L.) çeşitlerinde çiçeklenme döneminin meyve tutumu, pomolojik özellikler ve kalite üzerine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hicrannar ve canernar nar (punica granatum L.) çeşitlerinde çiçeklenme döneminin meyve tutumu, pomolojik özellikler ve kalite üzerine etkisi"

Copied!
35
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hicrannar ve Canernar Nar(Punica granatum L.) Çeşitlerinde Çiçeklenme Döneminin Meyve Tutumu, Pomolojik Özellikler

ve Kalite Üzerine Etkisi Yasin DALKA Yüksek Lisans Tezi Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Prof. Dr. Resul GERÇEKCİOĞLU

2010

(2)

T.C.

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

Y. LİSANS TEZİ

Hicrannar ve Canernar Nar(Punica granatum L.) Çeşitlerinde Çiçeklenme Döneminin Meyve Tutumu, Pomolojik Özellikler ve Kalite Üzerine Etkisi

Yasin DALKA

TOKAT 2010

(3)

Prof. Dr. Resul GERÇEKCİOĞLU danışmanlığında, Yasin DALKA tarafından hazırlanan bu çalışma 25/01/2010 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği/oy çokluğu ile Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Başkan: Prof. Dr. Resul GERÇEKCİOĞLU İmza :………..

Üye : Doç.Dr. Yusuf YANAR İmza :………..

Üye : Y.Doç.Dr. Çetin ÇEKİÇ İmza :………..

Yukarıdaki Sonucu Onaylıyorum. …../…../2010

Prof.Dr.Metin YILDIRIM Enstitü Müdürü

(4)

TEZ BEYANI

Tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserlerinden yararlanması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, tezin içerdiği yenilik ve sonuçlarının başka bir yerden alınmadığını, kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu Üniversite veya başka bir Üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim.

(5)

i ÖZET

Y. Lisans Tezi

Hicrannar ve Canernar Nar(Punica granatum L.) Çeşitlerinde Çiçeklenme Döneminin Meyve Tutumu, Pomolojik Özellikler ve Kalite Üzerine Etkisi

Yasin DALKA Gaziosmanpaşa Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

Danışman: Prof. Dr. Resul GERÇEKÇİOĞLU

Bu araştırmada, Canernar ve Hicrannar nar çeşitlerinin çiçeklenme, meyve tutumu ve meyve kalite değişimleri incelenmiştir. Her iki çeşitte de çiçeklenme nisan ayı sonunda başlamış ve eylül ayına kadar devam etmiştir. Meyve tutumu çiçeklenmeye bağlı olarak değişmiştir. Canernar çeşidinde %10,61-5,88; Canernar çeşidinde ise %12,09-5,66 olarak saptanmıştır. Canernar meyveleri Hicrannar’a göre 10-15 gün daha erken olgunlaşmıştır.

Üç farklı hasat döneminde alınan meyvelerden, ilk hasatta meyvelerin daha iri olduğu, daha sonraki hasatta giderek küçüldüğü tespit edilmiştir. Meyve kabukları kan kırmızı ve ince yapılıdır. Daneler, koyu kırmızı ve yumuşak çekirdeklidir. Canernar ve Hicrannar çeşitlerinde dane ağırlıkları sırasıyla, ortalama %75,77-68,11 ve şıra randımanları ise sırasıyla 39,93-44,27 olarak saptanmıştır. Suda çözünebilir kuru madde oranı her iki çeşitte de %16 ve titrasyon asitliği %1 civarında olmuştur.

Anahtar kelimeler: Nar, Canernar, Hicrannar, Çiçeklenme, Pomoloji, Antalya

(6)

ii ABSTRACT

Ms. Thesis

AFFECTES OF BLOOMING PERIODS ON FRUITING RATIO, SOME POMOLOGICAL PROPERTIES AND QUALITY CHARACTERISTICS OF

CANERNAR AND HICRANNAR POMEGRANATE(Punıca granatum L.) VARIETIES IN ANTALYA DISTRICT

Yasin DALKA Gaziosmanpasa University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Horticultural Science

Supervisor: Professor Resul GERCEKCIOGLU

In this study , blooming periods and fruiting ratio of two pomegranate varieties called Canernar and Hicrannar were studied. Blooming had started at the end of April and continued until September for both varieties. Fruiting ratio was variying in cultivars. Fruiting ratio of Canernar and Hicrannar cultivars were found as 10,61-5,88% and 12,09-5,66 % in respectively. Canernar fruits were matured 10-15 days earlier in comparision with Hicrannar.

Fruit samples were picked from three different harvesting period and some pomological properties were identified in laboratory conditions. Both varieties are identified as middle size according to this study. In the first harvesting period , the fruits are identfied as big and gets smaller in other hearvests. Fruit rind is completely red and has a thin structure. Grains are dark red and soft seeded. Grain weights of Canernar and Hicrannar cultivars were found average 75,77-68,11% in respectively and fruit juice ratios of Canernar and Hicrannar were found average 39,93-44,27% in respectively. Total soluble solid was found about 16,00% for both varieties. Titration acidity is almost 1% in cultivars.

Key words: Pomegranat, Canernar, Hicrannar, Blooming, Pomology, Antalya

(7)

iii TEŞEKKÜR

Çalışmalarımın her aşamasında bilgi, öneri, yardım ve desteğini esirgemeyen ayrıca engin fikirleriyle akademik anlamda yetişme ve gelişmeme katkıda bulunan danışman hocam Sayın Prof. Dr. Resul GERÇEKCİOĞLU’ na çalışmalarımı yönlendiren ve yürütülmesi sırasında değerli katkılarını esirgemeyen ve ayrıca laboratuar çalışmalarımın Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri laboratuarında yürütülmesinde bana imkân sağlayan Sayın Yrd. Doç. Dr. Şadiye GÖZLEKCİ’ ye; bu konuda çalışmayı öneren ve engin fikir ve katkılarıyla bana yardımcı olan Dr. Caner ONUR’a; yine bu çalışmalarda bana yardımcı olan oğlum Rıdvan DALKA’ya ve maddi manevi desteğini esirgemeyen eşim Perihan DALKA’ ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Yasin DALKA Ocak, 2010

(8)

iv İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET……….. i ABSTRACT ……….. ii TEŞEKKÜR………... iii İÇİNDEKİLER………. iv ŞEKİLLER DİZİNİ……….. v ÇİZELGELER DİZİNİ………. vi 1. GİRİŞ……….. 1 2. LİTERATÜR ÖZETLERİ……… 5 3. MATERYAL ve YÖNTEM……… 8 3.1. Materyal………..………... 8 3.2. Yöntem………. 10 4. BULGULAR ve TARTIŞMA 11 4.1. Ekolojik Veriler 11 4.2. Fenolojik Gözlemler 12 4.3. Pomolojik Özellikler 14 4.4. Kimyasal Özellikler 19 4.5. Hastalık ve Zararlı Düzeyleri ile Fizyolojik Bozukluklar 21 5. SONUÇ ve ÖNERİLER 22 6. KAYNAKLAR 23 ÖZGEÇMİŞ……… 25

(9)

v

ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa Şekil 3.1. Canernar nar çeşidi bahçesinin genel görünümü(orjinal) 9 Şekil 3.2. Hicrannar nar çeşidi bahçesinin genel görünümü(orjinal) 9 Şekil 4.1. Canernar nar çeşidinin meyvelerinin görünümü (orjinal) 16 Şekil 4.2. Canernar nar çeşidinin danelerinin görünümü (orjinal) 17 Şekil 4.3. Hicrannar nar çeşidinin meyvelerinin görünümü (orjinal) 17 Şekil 4.4. Hicrannar nar çeşidinin danelerinin görünümü (orjinal) 18

(10)

vi

ÇİZELGELER DİZİNİ

Sayfa Çizelge 4.1. Araştırmanın yapıldığı yöreye ait 2009 yılı bazı ekolojik verileri 11 Çizelge 4.2. Canernar nar çeşidinde çiçeklenme ve meyve tutumu 12 Çizelge 4.3. Hicrannar nar çeşidinde çiçeklenme ve meyve tutumu 13 Çizelge 4.4. Canernar ve Hicrannar nar çeşitlerinin hasat tarihleri 13 Çizelge 4.5. Hasat edilen meyve oranlarının(%) çeşitlere ve hasat tarihlerine göre

değişimi

14 Çizelge 4.6. Canernar nar çeşidinin hasat tarihlerine göre derilen meyvelerin bazı

pomolojik özellikleri

15 Çizelge 4.7. Canernar nar çeşidinin hasat tarihlerine göre derilen meyvelerin bazı

pomolojik özellikleri

15 Çizelge 4.8. Hicrannar nar çeşidinin hasat tarihlerine göre derilen meyvelerin

bazı pomolojik özellikleri 15

Çizelge 4.9. Hicrannar nar çeşidinin hasat tarihlerine göre derilen meyvelerin

bazı pomolojik özellikleri 16

Çizelge 4.10. Meyve ağırlıklarının(g) hasat tarihlerine göre değişimi 18 Çizelge 4.11. Dane randımanlarının(%) hasat tarihlerine göre değişimi 19 Çizelge 4.12. 100 Dane ağırlıklarının(g) hasat tarihlerine göre değişimi 19 Çizelge 4.13. Şıra randımanın(%) hasat tarihlerine göre değişimi 19 Çizelge 4.14. Suda çözünebilir kuru madde miktarının(%) hasat tarihlerine göre

değişimi

20 Çizelge 4.15. Titre edilebilir asitliğin(%) hasat tarihlerine göre değişimi 20 Çizelge 4.16. pH değerinin hasat tarihlerine göre değişimi 20

(11)

1

1. GİRİŞ

Kültür tarihi çok eski olan nar (Punica granatum L.) subtropik ve tropik iklim meyvesi olarak bilinmektedir. Bununla birlikte, sıcak ılıman iklim bölgelerinde de sınırlı bir şekilde yetiştirilebilmektedir. Nar, Myrtiflora takımının Punicaceae familyasında olup, tek cinsi Punica’dır. Bu cinsin ticari açıdan meyveciliği yapılan en önemli türü Punica granatum’dur. Bütün kültür çeşitleri de aynı türden meydana gelmiştir. Nar’ın anavatanı Ortadoğu ve Kafkasya’dır. Anadoluda bu bölgeler arasında yer aldığından bazı yörelerde yabani nar ormanlarına rastlanılmaktadır. Halen bazı Doğu ve Uzakdoğu ülkelerinde ve bazı Bağımsız Devletler Topluluğu Türkî Cumhuriyetlerinde, Akdeniz ülkelerinde, Amerika’da; Avustralya, Hindistan ve Çin’in bazı yöreleri ile Fas’ta, Tunus’ta, Mısır’da, İspanya’da, Irak’ta ve İran’da nar yetiştiriciliği yapılmaktadır (Onur, 1998, Tibet ve Baktır, 1991).

Nar, -10 oC’deki düşük sıcaklıklara kadar dayanabildiğinden geniş bir yayılma alanı gösterir. Yetiştiricilik tarihi günümüzden 3000-7000 yıl kadar öncelere uzanmaktadır. Bilinen en eski meyve türlerinden biridir. Milattan yaklaşık 2500 yıl öncesi Mezopotamya dönemine ait yazıtlarda nardan bahsedilmektedir(Onur, 1982; Yılmaz, 2007).

Narın kullanım alanlarının genişliği “Nar Endüstrisi” ifadesini doğrular niteliktedir. Nitekim taze olarak yenen bir meyve olması yanında suyu özel serinletici etkisi dolayısıyla ateşli hastalıklarda ateş dürücü ve diğer içeceklerde katkı maddesi olarak kullanılır. Bağırsak parazitlerini düşürücü, ishal ve dizanteriyi iyileştirici, adale kasılmalarını giderici, tansiyon düşürücü, son zamanlarda domuz gribine karşı tüketilmesi önerilen yiyecekler arasında tavsiye edilmektedir. Nar tıbbı bitki olarak ilaç endüstrisi için önemli bir hammadde durumundadır. Nar kabuklarının içerdiği tanen (%28-30) özellikle deri işleme endüstrisinde kumaş ve deri boyamacılığında, meyve sularının durultmasında kullanılmaktadır. Nardan ayrıca pektin de elde edilmektedir. Narın kabukları ve çiçekleri ise, boya ve mürekkep yapımında değerli bir ham maddedir. Ekşi narlar sitrik asit fabrikasyonunda ve sirke yapımında kullanılır. Nar suyu

(12)

2

üretiminin bir yan ürünü olan nar çekirdeklerinden ise, bitkisel yağ ve hayvan yemleri için besin unu elde edilir (Onur, 1982).

Narın yukarıda sözü edilen geniş kullanma alanları yanında yetiştiriciliği yönünden de çeşitli kolaylıkları ve avantajları vardır. Dolayısıyla nar, çeşitli iklim ve toprak koşullarında yetişebilen, çoğaltımı ve bakımı kolay, hastalık ve zararlılara karşı oldukça dayanıklı, erken verime yatan, birim alandan yüksek verim alınan, her yıl düzenli ürün veren, iç ve dış pazarlarda iyi fiyatla satılan, uzun bir raf ömrü olan, 3-4 ay gibi taşımaya ve depolamaya çok uygun bir meyve türü olarak da önemlidir.

Dünya nar üretimi yaklaşık 2.2 milyon ton olup, ülkemiz 110 bin tonluk üretimiyle Hindistan, İran ve Çin’ den sonra dünyada 4. sırada yer alır. Genellikle taze meyve olarak tüketilmesi yanında, meyve suyu sektöründe özellikle antioksidan içeriğinin fazla olması nedeniyle aranan bir meyve olmuştur (Anonim, 2008; Yılmaz, 2007).

Dünya nar tüketimi incelendiğinde en fazla nar tüketen ülkelerin genel olarak önemli üretici ülkeler olduğu görülmektedir. Nar üretiminin yapılmadığı ülkelerde, bu meyve son yıllarda yeni yeni tanınmaya ve tüketilmeye başlanmıştır. Yine dünya da önemli nar dış satımı yapan ülkeler önemli üretici ülkelerdir. Bu ülkeler ise; Türkiye, Pakistan, Afganistan, İsrail, İspanya ve aynı zamanda dış alım yapan Suriye, Lübnan ve Ürdün’dür. Önemli dış alım ülkeleri ise; Rusya Federasyonu, Ukrayna, Almanya, Hollanda, Avusturya, İngiltere, Gürcistan, Azerbaycan, Yunanistan, Bulgaristan, Bosna-Hersek, Yugoslavya, Kosova, İtalya, İran, Romanya, Polonya, İsveç, Moldova, Fransa gibi ülkelere sırasıyla Türkiye nar ihraç etmektedir (Anonim, 2008).

Başlıca nar üreten ülkeler arasında ön sırada bulunan Türkiye’de Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde nar yetiştirilebilmektedir. Ülkemizde nar üretimi miktarları yıllara göre dalgalanmalar gösterse de giderek artmaktadır. Dünyada 2008 yılı verilerine göre yaklaşık 2 milyon ton nar üretilmektedir. Ülkemizin 2008 yılı nar üretimi 100 000 ton’un üzerindedir. Bu üretim ile ülkemiz Hindistan, İran ve Çin’den sonra 4. büyük nar üreticisidir(Anonim, 2008; Yılmaz, 2007).

(13)

3

Nar erken verime yatan ve birim alandan getirisi en yüksek meyve türlerinden biridir. Özellikle raf ömrünün uzunluğu iyi fiyat bulabilme imkanını arttırmaktadır.

Ülkemizde, en fazla üretim narın iklim isteklerine de uygun olarak sırayla Akdeniz Bölgesinde (%35) Ege bölgesi (%33) ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde (%25) ile ön plana çıkmaktadır. Antalya Tarım İl Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre; Antalya ve çevresinde yapılan üretimin büyük kısmı merkez ve Kumluca ilçelerinde olup, sırasıyla Serik, Gazipaşa, Finike, Manavgat, Alanya, Gündoğmuş ilçelerinde yetiştirilmektedir. Bu ilimizde nar üretimi kapama bahçe şeklinde yapılmaktadır.

Narda çiçeklenme periyodu diğer meyve türlerinden farklı olarak oldukça uzun olup, çeşitlere bağlı olarak 2-3 aylık bir döneme yayılmaktadır. Dünyada narın özellikle çiçek ve meyve gelişim fizyolojisi ile ilgili yapılmış çalışmalar yok denecek kadar azdır. Çiçek biyolojisi üzerine ilk çalışmaların Hudgson (1917), Kulkarni (1920), Caisi (1940), Evreinoff (1957) ile Natj ve Randhava (1959) tarafından yapıldığı belirtilmektedir (Chitaley ve Deshpande, 1970).

Narlarda genellikle erkek, dişi ve erselik çiçekler bulunabilir. Nar çiçekleri genellikle 2-3 yaşlı kısa dallarda veya bir yaşlı dallardaki ilkbahar sürgünlerinde meydana gelebilir. Tekli olabildiği gibi salkım şeklinde de olabilmektedir. Çiçekler büyük, kendine özgü kırmızı renkte, nadiren beyaz, sarı ve kırçıllı olabilir. Ancak kültür çeşitlerindeki çiçekler genellikle erselik olmakla birlikte, iki tip çiçeğe rastlanır. Bunlar, A Tipi Çiçek(Morfolojik erdişi fizyolojik erkek olup, meyve bağlamaz) ve B Tipi Çiçek(Erselik, tam çiçek)) olup, meyve bağlar. Genel olarak narlarda görülen uzun çiçeklenme periyodunun başlangıcında ilk çiçeklerde meydana gelen B Tipi Çiçeklerin miktarı çeşitlere, ekolojiye ve bakım koşullarına göre değişmektedir. En kaliteli meyveler de bu çiçeklerden oluşmaktadır (Onur, 1988; Tibet ve Baktır, 1991).

Narlarda çiçeklenme süresinin uzunluğu meyve bağlama oranlarına da etkili olmaktadır. Buna göre; çiçeklenme başlangıcından çiçeklenmenin ortalarına kadar (maksimum çiçeklenmeye kadar) oluşan toplam çiçeğin yaklaşık %80-85’ i verimli çiçeklerdir. Bununla birlikte bu oran maksimum çiçek döneminde %60-70, çiçeklenme sonuna

(14)

4

doğru %15-20 olmaktadır. Bu çiçeklerin meyve bağlama oranları ise; çiçeklenmenin erken safhasında %70-80’ den daha fazla olup, maksimum çiçeklenme döneminde %40-50’ ye iner ve çiçeklenme sonunda ise %85’ ten daha fazla bir düzeye ulaşmaktadır. Ayrıca, verimli çiçek yüzdesi ile verimlilik kapasitesi arasında doğrusal bir ilişkinin olduğu belirtilmiştir (El-Sese, 1988).

(15)

5

2. LİTERATÜR ÖZETLERİ

Dünyada nar konusunda ve özellikle pomolojik, kimyasal ve meyve tutumu ile ilgili çalışmalar yok denecek kadar azdır.

Narlarda çiçek biyolojisi, pomolojik, kimyasal özellikler konusunda ilk çalışmaların mevcut kayıtlara göre; Hadgson (1917), Kulkarni (1920), Coisi (1940), Enreionff (1957) ile Nath ve Randhava (1959) tarafından yapıldığı belirtilmektedir (Chitoley ve Deshpande, 1970).

Narlarda genellikle erkek, dişi ve erdişi çiçekler bulunabilir. Kültür çeşitlerinde çiçekler erdişi olmakla birlikte, bunlar iki tipte incelenmektedir (Onur 1988): A tipi çiçekler: Morfolojik erdişi, fizyolojik erkek yapıdadır. Dişi organ 0,5-1,0 cm boyunda ve normalden kısadır. Yumurtalık gelişmemiş olup, çok küçüktür. Bu tip çiçeklerin alt kısımları sivri, ters koni şeklindedir. Bunlar açıldıktan kısa bir süre sonra hafif sararır ve dökülürler. Verimli çiçeklerin döllenmesinde görev almaktadır. B tipi çiçekler: Morfolojik ve fizyolojik yönden erdişidir. Bu çiçeklerde dişi organ uzun ve içe doğru hafif kıvrılmış bir boyuncuğa sahiptir. Yumurtalık gelişmemiştir. Bunun sonucu; çiçek daha tomurcuk halinde iken alt kısım A tipi çiçeğe göre daha kalın, şişkinleşerek meyve oluşturmak üzere büyümeye başlar. Narlarda uzun çiçeklenme periyodunun başlangıcında ilk çiçeklerde meydana gelen B tipi erdişi çiçeklerin miktarı çeşitlere, ekolojiye ve diğer koşullara göre de değişebilmektedir. En kaliteli meyvelerde, çiçeklenme periyodu başında açan verimli erdişi çiçeklerden elde edilmektedir (Onur, 1988).

Narlarda meyve bağlamaya etki eden etkenlerin başında çeşit özelliği gelmektedir. Çiçek açma oranı çeşitlere göre farklılık göstermektedir. Hindistan’da yapılan çalışmada en yüksek meyve bağlama oranı japanese dwarf çeşidinde, en düşük ise Patiala çeşidinde saptanmıştır (Nath ve Randhava, 1959).

Yapılan çalışmalarda, çiçeklenme periyodu başlangıcında açan çiçeklerde erdişi çiçek ve meyve bağlama oranları daha sonraki periyotlara göre daha yüksek bulunmuştur. Bu

(16)

6

durumun büyük oranda çeşide, ekolojik koşullara ve bakım işlemlerine bağlı olduğu bilinmektedir. Özellikle çiçeklenme dönemimdeki optimum sıcaklık ile maksimum çiçek açma ve buna bağlı olarak meyve bağlama arasında doğrusal bir ilişkinin olduğu belirtilmektedir. Diğer yandan, hava nispi nem oranında anterlerin açmasında dolayısıyla meyvelerin döllenmesinde ve meyve tutumunda da etkili olduğu bildirilmektedir (Tibet ve Baktır, 1991).

Çiçeklenme ve meyve tutum periyodu, düşük veya yüksek rakım koşullarına göre de farklılık göstermektedir. Bu durum özellikle çiçeklerin erken ya da geç açmasına etki etmektedir. Genellikle erken açan çiçeklerden meydana gelen meyveler daha iri ve kaliteli olmakta, geç açan çiçeklerden oluşan meyvelerin ise yetersiz sıcaklık toplamı nedeniyle, renk ve iriliklerinin normal olmadığı belirtilmektedir(El- Sese, 1988; Onur, 1988).

Çiçeklenme periyodunun meyve kalitesi üzerine etkilerinin araştırıldığı diğer bir çalışmada; yüksek kaliteli meyvelerin 4-14 Nisan ile 1-16 Mayıs tarihleri arasında açan çiçeklerden elde edildiği bildirilmiştir (El- Sese, 1990).

Narın meyve gelişimi ve olgunlaşma üzerine İsrail koşullarında yapılan bir araştırmada, farklı iki bölgede yetiştirilen erkenci ve geççi nar çeşitlerinin meyvelerinin tek sigmoid bir gelişme kurvesi gösterdikleri belirtilmekte ve meyvede danelerin Haziran ayından, Ekim ayına kadar kesintisiz olarak geliştiği buna karşın içteki çekirdek dokusu gelişiminin Haziran sonunda durduğu ve sertleştiği gözlenmiştir. Nar meyvesinin suda çözünebilir kuru madde miktarı ve antosiyanin içeriğinin yüksek olması nedenleriyle, meyve suyu sektörü için uygun olduğu belirtilmiştir (Shulman ve ark.,1990).

Narlar’ da tozlanma ve döllenmeden sonra oluşan genç meyveler mayıs ayı ortası ile haziran ortası arasında hızlı, temmuz sonuna kadar daha yavaş ve eylül sonuna kadar biraz daha hızlı bir büyüme göstererek olgunlaşmaktadır. Meyve ağırlığı ile ilk hasat edilen meyveler arasında pozitif bir korelasyon olduğu, meyve büyüme şeklinin ise farklı nar çeşitlerinde genellikle birbirine benzer olduğu gözlenmiştir (Onur, 1988).

(17)

7

Narlarda büyüme ve gelişme esnasındaki fiziksel ve kimyasal değişimlerin incelendiği bir araştırmada; olgunlaşan meyvelerden erken, orta ve geç safhalarda örnekler alınmıştır. Meyvelerin tek sigmoid gelişme eğrisi gösterdiği saptanmıştır. Meyve gelişimi sürecince meyvenin büyüklüğü, ağırlığı ve hacmi arttığı halde, özgül ağırlığı azalmıştır. Suda çözünebilir kuru madde miktarı (SÇKM) miktarı, SÇKM / asitlik oranı toplam indirgenmiş şeker ile karbonhidrat içerikleri gelişme boyunca artarken, asitlik ve kabuktaki tanen içeriği azalmıştır (Khudade ve ark., 1991; Saad,1991).

İsrail’ de yapılan bir çalışmada ise kullanılan nar çeşidinin SÇKM içeriğinin %15 düzeyinde sabit kaldığı ve bu değerin derim olgunluğu için uygun olduğu belirtilmiştir. Meyve tutum tarihlerindeki çap ölçümlerine göre, meyve gelişiminin iki safhada olduğu belirtilmiştir. Haziran ortasına kadar hızlı gelişme safhası, ondan sonra ise oldukça sabit düzeyde gelişme göstermiştir (Ben- Arei ve ark., 1984).

Kaliforniya’da yetiştirilen diğer bir çeşitle yapılan araştırmada ise; meyvelerin hasat edilebilmeleri için titre edilebilir asitliğin %1.8 ve SÇKM içeriğinin de %17’ nin üzerinde olması gerektiği saptanmıştır (Chace ve ark., 1981).

Kumar ve Purohit (1989)’ in Hindistan ekolojisinde çekirdeksiz üç nar çeşidinde yürüttükleri bir çalışmada; çeşitlerin meyve tutumları ve meyve ağırlıkları hasat zamanına kadar devamlı artış göstermiş ve büyüme eğrisi tek sigmod bir seyir izlemiştir. Meyve tutumundan 20 gün sonrasına kadar kabuk kalınlığı dane ağırlığından daha fazla, 20-40 gün arasında ise yaklaşık aynı, 40 gün ve daha sonrasında ise dane ağırlığı, kabuk ağırlığından daha fazla olarak belirlenmiştir. Meyve gelişmesi esnasında, olgunluğa doğru usaredeki SÇKM artarken, asitlikte azalma gözlenmiştir.

Meyvelerin kimyasal özelliklerinin araştırıldığı diğer bir çalışmada; toplam meyve ağırlığının %52 ‘si olarak belirtilen danelerin, % 78’i usare ve %22’sinin ise çekirdekten oluştuğu belirtilmiştir. Taze meyvenin %85 olan su içeriğinin; %10.67 toplam şeker, % 1.4 pektin, % 0.1-1.0 g /100ml titre edilebilir asitlik(sitrik asit cinsinden) 19.6 mg/ 100 ml ve 0,05 g/100 ml kül içerdiği belirtilmiştir. Ayrıca

(18)

8

çekirdeklerin toplam yağ (%27,2), protein (%13,2), hamseliloz (%35,3) ve kül (%2,0)içeriğinin fazla olduğu da bildirilmiştir (El- Nemr ve ark., 1989).

3. MATERYAL ve YÖNTEM

3.1. Materyal

Araştırmanın materyalini, Antalya Merkez Çamköy’ de Ayhan DOĞRULAR’ ın deniz seviyesindeki kapama nar bahçesinde bulunan 6 yaşlı Hicrannar ve Canernar çeşitleri oluşturmuştur. Ağaçlar 4,0 x 2,5 m aralıkla dikilmiş, 3–4 gövdeli form verilmiştir. Damlama sulama sistemiyle sulanmakta ve normal bakım işlemleri uygulanmaktadır. 2,5–3,0 m boyunda ve eninde olan ağaçlar yerden 30–40 cm’den itibaren taçlandırılmıştır (Şekil 3.1 ve Şekil 3.2) .

Üzerinde çalışılan çeşitler Onur ve ark.,(1999) tarafından melezleme yoluyla ıslah edilmiştir. Kırmızı kabuklu, kırmızı taneli ve yumuşak çekirdekli özelliklere sahiptirler. Canernar mayhoş, Hicrannar nar çeşidi ise tatlıdır.

Pomolojik ve kimyasal analizler, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü laboratuarında yürütülmüştür.

(19)

9

Şekil 3.1. Canernar nar çeşidi bahçesinin genel görünümü(orjinal)

(20)

10

3.2. Yöntem

Antalya yöresinde yıllara bağlı olarak nar çeşitleri yaklaşık Nisan ayının 20-25’ in de çiçeklenmeye başlar ve 3 ay kadar devam eder. Bu süre içerisinde başlanacak gözlemlere, hasada kadar devam edilecektir. Çiçeklenmenin yaklaşık 3 ay süreceği tahmin edilerek, ilk çiçeklenmeden itibaren her 15 günde bir, ağaç üzerinde farklı yönlerde başlangıçta açan çiçeklerden 50’ şer, sonradan açan çiçeklerde ise 20’ şer çiçek etiketlenerek ve bu çiçeklerden oluşan meyvelerde pomolojik analizler yapılmıştır. Denemeler 3 tekerrürlü ve her tekerrürde 2 ağaç olacak şekilde yürütülmüş, araştırma sonuçları tesadüf parselleri deneme desenine göre analiz edilerek, gruplandırmalar LSD’ ye göre yapılmıştırr (Onur, 1988; Onur ve Tibat, 1993; Gözlekçi, 1997; Düzgüneş ve ark., 1983).

Yapılan gözlem ve analizler aşağıda belirtilmiştir.

Fenolojik gözlemler;

1. Çiçeklenme dönemleri: İlk çiçeklenmeden, son çiçeklenmeye kadar geçen süreler kaydedilmiştir.

2. İlk hasat tarihi 3. Hasat sayıları (adet)

4. Çiçeklenme dönemlerine göre oluşan A Tipi ve B Tipi çiçek oranları (%)’ nın tespiti

Pomolojik özellikler

1. Hasat edilen meyve oranı (%): Her dönemde başlangıçta işaretlenen toplam çiçeklerden, ne kadarının hasat edildiğinin belirlenmesidir (Karaçalı, 1990).

Meyve pomolojik özellikleri, başlangıçta işaretlenen toplam çiçeklerden hasada gelen meyvelerden her dönemde ve her tekerrürde 10 meyve de yapılmıştır. Bunlar,

(21)

11

2-Meyve boyutları (En, boy- mm): Kumpasla ölçülmüştür. 3. Kabuk kalınlığı(mm): Kumpasla ölçülmüştür.

4. Kabuk rengi : Göreceli olarak ölçülmüştür.

5- Şıra miktarı (%) : Başlangıç ağırlığı belli taze meyve sıkılarak, taze ağırlığa oranlanarak bulunmuştur.

6- 100 dane ağırlığı (g) : Hassas terazi ile tartılmıştır.

7-Suda çözünebilir kuru madde(%...SÇKM ): Refraktometre ile ölçülmüştür.

8-Toplam asitlik(%...sitrik asit cinsinden): Titrimetrik yöntemle pH metre ile yapılmıştır.

9. pH değeri

Hastalık, zararlı seyri ve fizyolojik bozulmalar, ayrıca takip edilmiştir.

4. BULGULAR ve TARTIŞMA

4.1. Ekolojik Veriler

Araştırmanın yapıldığı yöreye ait ekolojik veriler Çizelge 4.1’ de verilmiştir. Çizelge 4.1. Araştırmanın yapıldığı yöreye ait 2009 yılı bazı ekolojik verileri Aylar Yıllık yağış miktarı(mm) Ortalama sıcaklık (0C)

Ocak 0, 00 -Şubat 0, 00 -Mart 0, 00 -Nisan 1.80 18,00 Mayıs 86.90 21,40 Haziran 0,50 27,30 Temmuz 0,80 29,90 Ağustos 0,00 29,60 Eylül 57,40 25,40 Ekim 44,70 22,90 Kasım 15,00 17,20 Aralık 464,80 14,00

(22)

12

4.2. Fenolojik Gözlemler

Canernar ve Hicrannar nar çeşitlerinin çiçeklenme dönemleri genellikle benzer olmuştur. İlk çiçeklenme başlangıç tarihinden (22 Nisan) başlayarak, 15 gün ara ile 9 ayrı dönemde çiçek sayımı ve meyve tutumu tespitleri yapılmıştır. Sonuçlar Çizelge 4.2 ve Çizelge 4.3’ de verilmiştir. Çizelgelerde görüldüğü gibi, çeşitlere göre çiçeklenme dönemleri arasında önemli farklılıklar gözlenmemiştir. Genellikle çeşitlerin ikisinde de çiçeklenmeler 22 Nisanda başlayıp, 25 Ağustosta sona ermiştir. Her çeşit için 9 ayrı dönemde çiçeklenme tarihlerine ait gözlemler kaydedilmiştir.

Ancak açan çiçeklerin sayısında, Mayıs ve Haziran dönemlerinde artış, Temmuz ayında belli bir durağanlık göstererek, Ağustos ayında tekrar artış göstermiştir (Çizelge 4.2 ve Çizelge 4.3). Tüm çiçeklenme boyunca Canernar nar çeşidinde A tipi çiçek %81, B tipi çiçek %19 oranında tespit edilmiştir. Hicrannarda da buna yakın oranlarda sırasıyla %82 ve %18 olarak kaydedilmiştir. Yine her iki çeşitte de genel olarak verimli B tipi çiçeklerin %11’i yıllık sürgünlerde; %19’u iki yıllık dallarda ve %58’inin ise bir yaşlı dallarda olduğu saptanmıştır. Diğer verimli çiçekler, üç yaşlı ve daha yaşlı dallar da doğrudan gövdeye tutunmuş durumdadır.

Çizelge 4.2. Canernar nar çeşidinde çiçeklenme ve meyve tutumu

Sıra No Sayım dönemleri (tarih)

Sayılan çiçek sayısı (adet) Hasat edilen meyve (adet) Hasat edilen meyve oranı (%) 1 22.04. 245 26 10,61 2 11.05. 248 29 11,69 3 26.05. 242 26 10,74 4 10.06. 256 25 9,66 5 25.06. 224 20 8,92 6 10.07. 232 23 9,91 7 25.07. 250 13 5,20 8 10.08. 234 13 5,55 9 25.08. 170 10 5,88 Toplam 2101 185 78,18 Ortalama 233,40 20,50 8,68

(23)

13

Çeşitler üç ayrı dönemde hasat edilmiştir(Çizelge 4.4.). Genellikle ilk hasadın meyveleri başlangıçtaki üç ayrı dönemde açan çiçeklerden, ikinci hasat meyveleri ondan sonraki üç ayrı dönemde açan çiçeklerden ve son hasadın ise en son kaydedilen üç ayrı dönemdeki çiçeklerden oluşmuştur.

Çizelge 4.3. Hicrannar nar çeşidinde çiçeklenme ve meyve tutumu Sıra

No Sayım dönemleri (tarih) Sayılan çiçek sayısı (adet) Hasat edilen meyve (adet) Hasat edilen meyve oranı (%)

1 22.04. 266 32 12,09 2 11.05. 291 33 11,34 3 26.05. 342 41 11,98 4 10.06. 283 25 8,76 5 25.06. 280 23 8,21 6 10.07. 265 23 7,92 7 25.07. 250 16 6,40 8 10.08. 229 14 6,11 9 25.08. 159 9 5,66 Ortalama 262,80 23,80 17,40

Çizelge 4.4. Canernar ve Hicrannar nar çeşitlerinin hasat tarihleri

Çeşit adı Hasat tarihleri

1.hasat 2.hasat 3.hasat

Canernar 25.09. 05.10. 18.10.

Hicrannar 05.10. 15.10. 26.10.

Çizelge 4.4’ de de görüldüğü gibi Canernar, Hicrannar çeşidine göre 10 gün daha erkenci olmuştur. 2009 yılının Mayıs ve Haziran ayları Antalya’da serin geçmiş ve buna bağlı olarak meyve olgunlaşmaları gecikmiştir (Çizelge 4.1). Çeşitlerin çiçeklenme ve meyve olgunlaşma tarihleri öncelikle çeşit özelliği olup, yörelere göre de değişebilmektedir. Narlarda çiçeklenme başlangıçlarının genellikle Nisan başı ile Mayıs ortalarında başladığı, hasat tarihlerinin de Ekim ayı sonuna kadar sarktığı belirtilmektedir (El- Sese, 1990; Shulman ve ark.,1990).

Hasat edilen meyve oranlarının çeşitlere ve hasat tarihlerine göre değişimi de Çizelge 4.5’ te verilmiştir.

(24)

14

Çizelge 4.5. Hasat edilen meyve oranlarının(%) çeşitlere ve hasat tarihlerine göre Değişimi+

Çeşit adı I.hasat II.hasat III.hasat Ortalama

Canernar 11,01 9,49 5,54 8,68

Hicrannar 11,80 8,30 6,00 8,70

Ortalama 11,41 a 8,89 b 5,80 c

LSD(hasat tarihi)**; LSD(çeşit) : ÖD; LSD (hasat tarihi x çeşit)**

+ : Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark **(%1) ve *(%5) düzeyinde önemlidir

Hasat edilen meyve oranları hasat tarihleri ve hasat tarihi x çeşit interaksyonu çok önemli bulunmuştur. Dönemlere değişen çiçek sayılarının değişimi, hasat edilen meyve oranlarını da (meyve tutum oranları) etkilemiştir. Yani, Mayıs ayında bu değer yüksek olarak saptanmıştır. Bu duruma artan çiçeklerin sayısı ile birlikte verimli B tipi erdişi çiçeklerin fazlalığı da neden olmuştur. Temmuz ayında ve sonrasında görülen meyve tutumuna rağmen, bu meyveler hasat dönemine kadar büyüyememekte ve olgunlaşamamaktadır.

4.3. Pomolojik Özellikler

Hasat dönemlerine göre derilen meyvelerin bazı pomolojik özellikleri Çizelge 4.6-4.9’ da verilmiştir. Çizelgelerde de görüldüğü gibi, ilk hasat edilen meyvelerin daha iri oldukları saptanmıştır. Bunun nedeni, El- Sese (1990) ve Onur(1988) gibi araştırıcılarında belirttiği gibi, ilk çiçeklerden oluşan meyvelerin büyüme için daha uzun bir sıcak yaz periyoduna sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Üçüncü hasattan sonra da ağaç üzerinde meyveler kalmakta, ancak bunlar geç açan çiçeklerden oluşmaları nedeniyle standart büyüklüğe ulaşamamaktadır.

(25)

15

Çizelge 4.6. Canernar nar çeşidinin hasat tarihlerine göre derilen meyvelerin bazı pomolojik özellikleri Hasat dönemi Meyve ağırlığı (g) Meyve eni (mm) Meyve boyu (mm)

Meyve kabuk kalınlığı (mm)

I 424 100,80 97,70 1,91

II 395 94,70 88,10 1,83

III 381 89,50 71,30 2,65

Ortalama 400 95,00 85,70 2,13

Çizelge 4.7. Canernar nar çeşidinin hasat tarihlerine göre derilen meyvelerin bazı pomolojik özellikleri

Hasat dönemi

Meyve kaliks boyu (mm) Meyve kaliks eni (mm) Dane randımanı (%) 100 Dane ağırlığı (g) I 10,80 11,80 72,94 34,20 II 10,90 11,80 79,36 34,10 III 10,20 11,80 76,04 32,00 Ortalama 10,60 11,80 76,11 33,43

Çizelge 4.8. Hicrannar nar çeşidinin hasat tarihlerine göre derilen meyvelerin bazı pomolojik özellikleri Hasat dönemi Meyve ağırlığı (g) Meyve eni (mm) Meyve boyu (mm)

Meyve kabuk kalınlığı (mm)

I 491 100,80 97,70 1,91

II 410 94,70 88,10 1,83

III 347 89,50 71,30 2,65

(26)

16

Çizelge 4.9. Hicrannar nar çeşidinin hasat tarihlerine göre derilen meyvelerin bazı pomolojik özellikleri

Hasat dönemi

Meyve kaliks boyu (mm) Meyve kaliks eni (mm) Dane randımanı (%) 100 Dane ağırlığı (g) I 10,80 11,80 72,94 32.00 II 10,90 11,80 79,36 31.00 III 10,20 11,80 76,04 36.00 Ortalama 10,60 11,80 76,11 33.00

Canernar ve Hicrannar nar çeşitleri orta irilikte meyvelere sahiptirler (Şekil 1-4). Uygulamada standart dışı küçük meyveler erkenden koparılırsa, hasat edilen meyvelerin iriliklerinde artış sağlanabilmektedir. Meyve kabukları genel olarak ince, kaliksleri küçüktür. Dane randımanları ise diğer nar çeşitlerinde yapılan araştırmalar ile ((El-Nemr ve ark., 1989) karşılaştırıldığında, daha fazla olarak saptanmıştır.

(27)

17

Şekil 4.2. Canernar nar çeşidinin danelerinin görünümü (orjinal)

(28)

18

Şekil 4.4. Hicrannar nar çeşidinin danelerinin görünümü (orjinal)

Çeşitlerin meyve ağırlıkları, dane randımanları ve 100 dane ağırlıklarının hasat tarihlerine göre değişimi de Çizelge 4.10-4.12’ de verilmiştir.

Çizelge 4.10. Meyve ağırlıklarının(g) hasat tarihlerine göre değişimi+

Çeşit adı I.hasat II.hasat III.hasat Ortalama

Canernar 424,00 395,00 381,00 400,00

Hicrannar 491,00 410,00 347,00 416,00

Ortalama 457,50 a 402.50 ab 364,00 c

LSD(hasat tarihi)*; LSD(çeşit) : ÖD; LSD (hasat tarihi x çeşit) : ÖD

+ : Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark **(%1) ve *(%5) düzeyinde önemlidir

(29)

19

Çizelge 4.11. Dane randımanlarının(%) hasat tarihlerine göre değişimi+

Çeşit adı I.hasat II.hasat III.hasat Ortalama

Caner nar 72,94 79,36 76,04 75,77

Hicran nar 68,14 75,07 65,40 68,11

Ortalama 68,20 77,38 70,24

LSD(hasat tarihi): ÖD, LSD(çeşit): ÖD, LSD (hasat tarihi x çeşit):ÖD

+ : Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark **(%1) ve *(%5) düzeyinde önemlidir

Çizelge 4.12. 100 Dane ağırlıklarının(g) hasat tarihlerine göre değişimi+

Çeşit adı I.hasat II.hasat III.hasat Ortalama

Caner nar 34,20 34,10 32,00 33,26

Hicran nar 32,00 31,00 36,00 33,00

Ortalama 32,83 32,55 34.00

LSD(hasat tarihi):ÖD, LSD(çeşit) : ÖD, LSD (hasat tarihi x çeşit)*

+ : Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark **(%1) ve *(%5) düzeyinde önemlidir

4.4. Kimyasal Özellikler

Çeşitlerin hasat tarihlerine göre, meyvelerin bazı kimyasal özellikleri değişimleri Çizelge 4.13-16’ da verilmiştir.

Çizelge 4.13. Şıra randımanın(%) hasat tarihlerine göre değişimi+

Çeşit adı I.hasat II.hasat III.hasat Ortalama

Caner nar 42,10 39,53 38,16 39,93

Hicran nar 49,10 41,60 42,10 44,27

Ortalama 45,60 40,57 40,13

LSD(hasat tarihi):ÖD, LSD(çeşit) : ÖD, LSD (hasat tarihi x çeşit):ÖD

+ : Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark **(%1) ve *(%5) düzeyinde önemlidir

(30)

20

Çizelge 4.14. Suda çözünebilir kuru madde miktarının(%) hasat tarihlerine göre değişimi+

Çeşit adı I.hasat II.hasat III.hasat Ortalama

Caner nar 16,06 16,10 16,10 16,07

Hicran nar 16,10 16,02 16,60 16,24

Ortalama 16,08 16,05 16,17

LSD(hasat tarihi):ÖD, LSD(çeşit) : ÖD, LSD (hasat tarihi x çeşit):ÖD

+ : Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark **(%1) ve *(%5) düzeyinde önemlidir

Çizelge 4.15. Titre edilebilir asitliğin(%) hasat tarihlerine göre değişimi +

Çeşit adı I.hasat II.hasat III.hasat Ortalama

Caner nar 1,01 1,10 1,10 1,07

Hicran nar 1,09 0,91 0,87 0,95

Ortalama 1,04 1,05 0,99

LSD(hasat tarihi):ÖD, LSD(çeşit) : ÖD, LSD (hasat tarihi x çeşit):ÖD

+ : Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark **(%1) ve *(%5) düzeyinde önemlidir

Çizelge 4.16. pH değerinin hasat tarihlerine göre değişimi+

Çeşit adı I.hasat II.hasat III.hasat Ortalama

Caner nar 4,00 4,00 3,01 3,67

Hicran nar 5,02 3,80 3,90 4,24

Ortalama 4,51 3,90 3,46

LSD(hasat tarihi):ÖD, LSD(çeşit)ÖD, LSD (hasat tarihi x çeşit):ÖD

+ : Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark **(%1) ve *(%5) düzeyinde önemlidir

Çeşitlerin kimyasal özellikleri tüm uygulamalarda önemsiz bulunmuştur. Yani, her ne kadar Canernar çeşidi, hicrannar nar çeşidine göre biraz mayhoş olarak algılansa da,

(31)

21

aralarında istatistiki olarak fark bulunamamıştır. Chace ve ark.,(1981) hasat dönemindeki narların titre edilebilir asitliğin %1.8 ve SÇKM içeriği de %17’lik bulgularıyla benzer olmuştur. El- Nemr ve ark., (1989) ise narlardaki asitliğin %1.0 civarında olduğunu belirtmektedirler.

4.5. Hastalık ve Zararlı Düzeyleri ile Fizyolojik Bozukluklar

Narlarda görülebilecek zararlılardan, Akdeniz meyve sineği (Ceratitis capitata Wied.) için, 10 litre suya 400 gr %25’lik teknik malathion ve enzimatik hidrolize protein karşımı 500 ml. zitan sırt pülverizetörü ile atılmak suretiyle mücadele edilmiştir. Ayrıca nar bahçesindeki ilk ergin uçuşunu belirlemek amacıyla, cezb edici maddeler ile (%2 Di Amonyumfosfat) hasada bir hafta kalana kadar ilaçlanmıştır. Bu zararlının, zararına rastlanmamıştır. Nar yaprak biti (Aphis punicae Passerini), ilkbaharda çiçeklenme başlangıcında, özellikle (Mayıs-Haziran) bitkinin genç sürgün, yaprak ve meyvelerinde görülmüştür. Bir defa indektisit uygulanarak sonuç alınmıştır. Ağaç Sarıkurdu(Zeuzera pyrina L.) zararı, dal ve gövde üzerinde galeriler açmıştır. Kültürel tedbir olarak galeri açılmış dallar kesilip yok edilmiştir (Kimyasal Mücadele: DDVP-dichlorvas, galerilere enjekte edilerek zararı önlenmiştir).

Narlarda görülebilecek hastalıklar, nar bahçesinin kurulduğu yer diğer yerlere göre yüksek olduğu için hava sirkülasyonu nedeniyle görülmemiştir.

Narlarda görülebilecek fizyolojik bozukluklardan en önemlisi olan meyve çatlamaları (Karaçalı, 1990), Canernar nar çeşidinin meyvelerinde hiç çatlama görülmediği, Hicrannar nar çeşidinde ise çatlama görülen meyve oranlarının ihmal edilecek düzeyde olduğu saptanmıştır. Hicrannar nar çeşidinde az da olsa görülen meyve çatlamaları, Haziran ayında 50 ppm’lik Gusathion uygulanarak önlenmiştir. Güneş yanıklıkları, kağıtla güneşe bakan yüzeyleri kapatılmış ya da torbaya alınarak korunmuştur. Antalya’da Haziran sonuna doğru yağan dolu nedeniyle, meyveler azda olsa zarar görmüştür.

(32)

22

5. SONUÇ ve ÖNERİLER

Sonuç olarak ; Canernar ve Hicrannar nar çeşitlerinin; çiçeklenme, meyve tutumu ve farklı hasat dönemlerine göre bazı meyve özelliklerinin incelendiği bu araştırmada mayhoş ve tatlı olan her iki çeşidin de bol çiçek açtığı, B tipi verimli çiçek oranının oldukça yüksek olduğu, buna bağlı olarak meyve tutumu oranlarının yüksek olduğu söylenebilir. Meyveler orta irilikte kırmızı kabuklu, kırmızı daneli ve yumuşak çekirdeklidir.

Halen Türkiye’de yaygın olarak yetiştirilen Hicaznar nar çeşidinden, tam kırmızı kabukları, koyu kırmızı daneleri ve yumuşak çekirdekli yapılarıyla ayırt edilirler. Ayrıca bu çeşitlerde meyve kabuğu çatlamalarının az olduğu da tespit edilmiştir. İnce kabuk yapıları ile dane ve usare(şıra) randımanlarının yüksek olması sanayici ve tüketici için avantajdır. Erken olgunlaşmaları, turfanda yetiştiriciliği açısından önemlidir ve piyasada daha yüksek fiyat bulabilirler. Tam kırmızı kabuklara sahip olmaları, yine piyasada yüksek fiyat bulmaları açısından önemli bir özelliktir. Halk arasında “çekirdeksiz” denilen yumuşak çekirdekli özelliğine sahip olmaları, bu çeşitlerin ileride daha fazla tanınmasıyla birlikte talep artışı görüleceği söylenebilir. Bulgularımıza göre; Canernar ve Hicrannar nar çeşitlerinin bir yıllık bulguları iyi gözükmektedir. Ancak, nar gibi çiçeklenme süresi uzun olan meyve türünde, iki yıl ve daha uzun süreli çalışmalar sonucunda daha doğru bulgulara ulaşılabilecektir.

(33)

23

6. KAYNAKLAR

1. Anonim, 2008. www.fao.org.

2. Ben- Aıre, R., Segal, N., Guelfat – Reıch, 1984. The Maturation and Ripening of the “Wonderful” Pomegranate J.Amer. Soc. Hort. Sci.(1984), 109 (6): 898-902

3. Chace, E.M., Church, G.G. and Poopre H.H., 1981. The Wonderful variety of Pomegranete. USDA Circ. 98 15 pp

4. Chiateley, S.D. ve Deshpande, S.V. 1970. Polynology of Pomegranate . The journal of polynology, 6:91-95, Nagpur, India

5. Düzgüneş, O., Kesici, T., Gürbüz, f. 1983. İstatistik Metotları I. Ank. Üni. Zir. Fak. Yayın No: 861, Ders Kitabı: 229, Ankara

6. El- Sese, A.M. 1990 Effect of Time of Fruit Setting on The Qualitiy of Some Pomegranate Cultivars. Horticultural Abst. 1990, Vol.60, No.5.

7. El-Nemr, S. E., İsmail, I., Ragab, M. 1989. Chemical Composition of Juice and Seeds of Pomegranate Fruit. Horticultural Abst. 1991, vol. 61 No. 1,p.861. 8. Gözlekçi, Ş.1997. Hicaznar Çeşidinin Döllenme, Meyve Gelişimi ve

Olgunlaşması Üzerinde Araştırmalar (Doktora Tezi). Akdeniz Üniversitesi Fen Bil. Enst. Bah. Bit. Anabilim Dalı/Antalya.

9. Karaçalı, İ. 1990. Bahçe Ürünlerinin Muhafazası ve Pazarlanması. Ege Üni. Yayınları, Yayın No. 494, Bornova-İzmir.

10. Khudade , M.S., Wavhal, K.N. and Kale, P.N. 1991. Physico- Chemical Changses. Growth and Development of Pomegrante Fruit. Horticultural Abstracts 1991, Vol. 61, No.10, p 113

11. Nalavadı , U.G. , Farasoqvı , A.A., Dasappa, M.A., Narayana Reddy Gubbaıah, G.S. and Nalını, A.S. 1973. Studies on The Floral Biolog of Pomegranate (Punica granatum L.) Mysore J.Agric. Sci., 7:213-225

12. Nath, N. and Randhava, G.S. 1959. Studies on Flora Biology in The Pomegranate (Punica granatum L.) I. Flowering Habit, Flowering Season, Development and Sex Ration in Flowering; Pollination, Fruiting of Seed Formation. Indian J. Hort 16: 121 -135. III- 191- 201.

(34)

24

13. Onur, C. ve Tibet H. 1993. Antalya’da Nar Çeşit Adaptasyonu ve Verimlilikleri. Narenciye Araştırma Enstitüsü Dergisi 8(4): 116-173, Antalya. 14. Onur, C. 1982. Akdeniz Bölgesi Narlarının Seleksiyonu (Doktara Tezi).

Ç.Ü.Fen Bil.Enst.Bah.Bit.Anabilim Dalı/Adana.

15. Onur, C. 1988. Nar. Derim Özel Sayı.5 (4),47s. Narenciye.Araş.Enst.Antalya 16. Oschse vd 1961 Pomegranate Tropical and Subtropical Agriculture. The Mc

Millan Company . Newyork Vol. 1, 717- 720.

17. Saad, F.A.1991. Studies on The Phenomenal Cracking of Pomegranate (Pumica granatum L. Cultivar Taifi) fruits , in Saudi Arabia Alexandira Journal of Agricultural Research, August 1988, 33(2), pp. 127-135.

18. Shulman, Y., Fainberstein, L. and Lavee , S. 1984. Pomegranate Fruit Development of Maturation. Journal of Horticultural Science, 59(2) 265-274. 19. Tibet, H. 1993. Narın (Punica granatum L.) Çiçek Biyolojısi Üzerinde Bir

Araştırma (Yüksek Lisans Tezi). Akdeniz Üniv. Fen Bil. Enst. Bah. Bit. Anabilim Dalı, Antalya

20. Tibet, H. ve Baktır , İ. 1991. Narlarda Çiçeklenme. Derim. Narenciye Araştırma Enstitüsü Dergisi , 8(4), 166- 173, Antalya.

(35)

25

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Adı Soyadı : Yasin DALKA

Doğum Tarihi ve Yeri: 04.05.1958 – Manavgat Medeni Hali : Evli

Yabancı Dili : İngilizce, Almanca Telefon : 05354067421 e-mail : ysn@hotmail.com

Derece Eğitim Birimi Mezuniyet Tarihi

Lisans Cumhuriyet Üniversitesi Tokat Ziraat Fakültesi 1994

Lisans Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi 1989

Ön lisans Atatürk Üniversitesi Erzincan Meslek

Yüksekokulu 1987

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna karşılık Prunus cerasifera grubuna giren (2n=16) erik çeşitleri kendine kısırdırlar, iyi bir verim için çeşit karışımı yapılmalıdır. Grup

Zorunlu dinlenme: Büyüme için uygun olmayan dış koşullar (sıcaklık, gün uzunluğu, su) nedeniyle tomurcukların dinlenmede kalması.. Tomurcuklarda Dinlenme: Ör:

Amasya elması mutlak periyodisite gösterirken, Hüryemez çeşidi bir yıl çok, ertesi yıl daha az meyve vererek kısmi periyodisite göstermektedir.. Turunçgillerden

Operasyon endikasyonları ise, (1) estetik alın deformitesi ile birlikte olan anterior duvar deplasmanı (2) nazofrontal duktus iştiraki veya obstrüksiyonu (3) dura yırtığı ve

Diğer bir çalışmada Ok (1986), Delfi Tekniğini kullanarak öğretmen algılarına göre eğitim ihtiyaçlarını saptamayı, bu ihtiyaçları öğrenci algıları­ na

maddesinin beşinci fıkrasına göre, merkezi idarenin yerel yönetimler üzerinde vesayet yetkisini kullanıp kullanmayacağının yasa koyucunun takdirine

Although the differences between sectors provide the organizations -whose managements are pre- dicated on strategic approach- with common features, it can be stated that the

et al, elderly patients with head and neck cancer treated with definitive RT were evaluated in terms of treatment results and toxicity outcomes.[12] They in- cluded elderly