• Sonuç bulunamadı

Yapı Kredi Resim Koleksiyonu'ndan Türk bestekâr portreleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yapı Kredi Resim Koleksiyonu'ndan Türk bestekâr portreleri"

Copied!
31
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Y A P I K R E D İ

KAZIM TAŞKENT

SANAT GALERİSİ

(2)

Yayına Hazırlayan : Şennur Aydın Grafik Tasarım: Gülnur Başer Fotoğraf: Uğur Ataç

(3)

YAPI KREDİ RESİM KOLEKSİYONUMDAN

TÜRK BESTEKÂR

PORTRELERİ

10 Eylül-2 Ekim 1990

Y A P I K R E D İ

KAZIM TAŞKENT

SANAT GALERİSİ

(4)

ERGİSİ

‘ds

Ahmet Hamdi Tanpınar, ölümünden birkaç gün önce yazdığı sayfalarda, bütün bir ömrün muhasebesini yaparken, bizim Batı kültürüyle boy ölçüşebilecek birkaç mimarî yapıtımız ile bestemiz olduğunu öne sürer. Gerçekten de, kültürün en seçkin örneklerini içinde toplayan müzik sanatı, bir uygarlığın değdiği dorukları gösterir: Bu bakımdan, bizim müzik geleneğimiz ve onu temsil eden insanlar, ölçüler ve âhenkler toplamı belirleyici özellikler taşır.

Klâsik Türk Musikîsi üzerine yapılan araştırmalar arasında, İbnülemin Mahmut Kemal lnal'ın“Hoş Seda: Son Asır Türk Musikişinasları" adlı kitabının özel bir yeri vardır. Musikîmizin, Doğu ve Batı arasında salınan ve özgün bir senteze ulaşan serüvenine mührünü vuran büyük

bestecilerini tek tek ele alan Üstad, Dede Efendiyi ve Itrîyi yetiştirmiş bu geleneği yakın bir geçmişe kadar izler.

Ölçüler ve âhenkler incelenmiş, bazıları eski kayıtlar, bazıları da yepyeni yorumlar aracılığıyla günümüzde yankılanır olmuştur. Ama insanlar, müzik insanlarımız, topu topu birer silûettir. Portreleriyle ünlü Avrupa kültürünün yanında, bu alanda cılız bir varlık göstermiş OsmanlI sanatı küçümsenemeyecek bir gedik oluşturmuştur: Bizler Mimar Sinan'ın, Bâkî'nin ya da Matrakçı Nasuh'un yüzlerini tanımayız.

Yapı Kredi Bankası, 1968’de Hüseyin Kocabaştan devraldığı 75 parçalık "Türk Bestekâr Portreleri" koleksiyonu aracılığıyla, üç yüzyıl boyunca musikîmize damgasını vuran sanatçılarımız ile bizi yüzyüze getirirken, son yılların önemli kültür olaylarından birini gerçekleştirmenin onurunu taşıyor.

(5)

Abdülvahap el Mısrî

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

ABDÜLVAHAP EL MISRÎ

3^ •. zii mir 3

Yazmacı Abdi Efendi (1787-1851) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

YAZMACI ABDİ EFENDİ

1787

-

1851

İyi bir hanende ve tanbûri olan Abdi Efendi’nin zamanımıza Acem-Aşirân, Acem-Bûselik ve Uşşak makamlarından 3 bestesi ile 10 şarkısı kalmıştır.

Selanikli Ahmet Bey (1868-1927) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

SELANİKLİ AHMET BEY

1868

-

1927

Genç arkadaşlarıyla bir musiki derneği kurarak müzik

dünyasına girmiş ve ilk bestesini Hüzzam makamında

bestelemiştir. Selanik'te çok sayıda öğrenci yetiştirmiş, 700’e yakın eser bestelemiştir. Okuma yazması olmayan Ahmet Efendi güfteleri başkasına okutarak ezberleyip anlamını bilmediği kelimeleri sorarak öğrenirdi.

(6)

Ahmet Rasim Bey (1864-1932) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

AHMET RASİM BEY

1864 - 1932

Günümüzde yazarlığıyla tanınan Ahmet Rasim, dört ciltlik bir OsmanlI Tarihi yazmış, “Şehir Mektupları" ve "Muharrir Bu y a ” isimli eserleri ile edebiyat tarihine geçmiştir. Eserlerinin güftelerini de kendisi yazar ve bestelerdi. 1927 yılına kadar sadece musiki ve edebiyatla uğraşan Ahmet Rasim İstanbul Mebusluğuna seçilerek kısa bir süre siyasete de atılmıştır.

Tanburî Ali Efendi (1836-1902) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

TANBÛRİ ALİ EFENDİ

1836-1902

Türk Musiki tarihine önemli eserler kazandıran Ali Efendi, Tanbûri Cemil Bey, Rakım Elkutlu, Tanbûri Dürrü Turan gibi bestekârların da hocasıdır.

Ali Haydar Dede (1846-1904) Duralit Üzerine Yağlıboya 34x40 cm

ALİ HAYDAR DEDE

1846 - 1904

Musiki-i Hümayun 'da Batı ve Türk Müziğini İlmî olarak incelemiştir. II. Abdülhamid zamanında sermuallim ve mabeyinci olarak görev yapmış, Türk makamlarında operetler, marşlar ve şarkılar bestelemiştir.

(7)

3 & F S B

Eyüplü Ali Rıza Bey (1878-1953) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

EYÜPLÜ ALİ RIZA BEY

1 8 7 8 -1 9 5 3

Küçük yaşta babasından aldığı musiki sevgisi ile evlerinde tertiplenen musiki

toplantılarında yeteneğini geliştirerek 14 -15 yaşlarında usûl, makam ve nota öğrendi. Musiki-i OsmanlI Cemiyetinin Eyüp Sultan'da açtığı okulda müzik hocalığı yaparak çok sayıda öğrenci yetiştirdi. Dini eserlerle birlikte peşrev saz semaisi ve şarkılar bestelemiştir.

( Ş tv y f& C $ r* ~ ~ 2 L S j ı

Denizlioğlu Ali (....-1860)

Duralit üzerine Yağlıboya 33x40 cm

DENİZLİOĞLU ALİ

Piyasa sazendesi olarak çok kıvrak ve akıcı şarkılar bestelemiştir, en güzelleri Hisarbuselik makamında olanlarıdır. Kemanıyla da ün yapmıştır.

Astik Ağa (1840-1913)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

ASTİK AĞA

1840 - 1913

Ermeni asıllı bestecimiz dayısı aktör Mofyes Papazyan'dan sonra Aris Ohannesyan'dan musiki öğrendi. İyi bir hanende olarak tanınmıştır. Prens Abdülhalim Paşanın koleksiyonunun önemli bir kısmını o notaya almıştır. Oğlu Bofos da hanendedir.

(8)

Hacı Arif Bey (1841-1884)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

HACI ARİF BEY

1841 - 1884

Batı müziği hocası Zati Bey'in yazdığına göre, Musiki-i Hümayun'da kendisine verilen odada müzik çalışır, nota bilmediği halde binlerce parçayı hafızasından ezbere, eksiksiz ve pürüzsüz

okurmuş. Hacı Arif bine yakın

eser bestelemiştir.

Giriftzen Asım Bey (1852-1929) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

GİRİFTZEN ASIM BEY

m

1852 - 1929

Müziğe Yenişehir

Mevlevihanesinde ney çalarak başlamış, ilk ney derslerini Neyzen Yusuf Paşanın çırağı Haşan Dede'den almıştır. 18 yaşında İstanbul'a gelince, Neyzen Salim Bey'den ders almıştır. İstanbul'un eski alimleri Neyzen Yusuf Paşa, Hacı Arif Bey, Başmüezzin Rifat Bey, Zekâi Dede ile musiki toplantılarında bulunmuştur. Rast, Uşşak, Hüseyni, Hüzzam ve Saba makamlarında peşrevleri, saz semaileri ve şarkıları vardır.

Şeyh Ataullah (1842x1910)

Duralit Üzerine Yağlıboya 28x38 cm

ŞEYH ATAULLAH

1842 - 1910

Mevlevihanede tasavvuf musikisi ile yakın ilgisi dolayısıyla ud ve kanun çalmakta ustalaşmıştır. Besteleri maalesef pek fazla yayılmamıştır.

(9)

Kanunî Artaki Efendi (1885-1948) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

KANUNÎ ARTAKİ EFENDİ

1885 - 1948

Selanikli Ahmed Bey'den ders almış, uzun yıllar İstanbul Konservatuarı İcra Heyetinde çalışmıştır. Kanun çalmakta çok usta olduğu halde, özellikle bestekârlığı çok kıymetli olup sayısız eserler bestelemiştir.

Kanunî Hacı Arif Bey (1862-1911) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

• ■ m :' « • V ..!1

KANUNÎ HACI ARİF BEY

1862 - 1911

Birkaç müzik aletini denedikten sonra kanunda daha başarılı olmuş ve kanunu mükemmel çaldığını oğlu, İbnül Emin Mahmud Kemal'e yazdığı mektupta belirtmiştir. Aynı mektupta, kanunu mandalsız, tırnaklarıyla çaldığından bahsetmektedir. Kanun

çalmaktaki ustalığı yanında çok sayıda bestesi de vardır.

Udî Arşak Efendi (1880-1930) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

UDÎ ARŞAK EFENDİ

1880 - 1930

Arşak Çömlekçiyan, Kirkor Çulhayan ve Tatyos Efendi gibi bestekârlardan dersler alarak musiki aleminde adından söz ettirmiştir. Uzun yıllar udu ile çeşitli takımlarda çalışarak hayatını kazanmış, daha sonra musiki aletleri satan bir dükkan açarak, eski besteleri doğru bir şekilde yayımlayarak dağıtmıştır.

(10)

Medenî Aziz Bey (1842 - 1895) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x41 cm

MEDENÎ AZİZ BEY

1842 - 1895

Kazasker Mustafa İzzet

Efendi'den ders aldı. Kısa sürede ilerleyerek Sultan Abdülaziz'in takdirini kazandı ve saraya alındı. Bir süre sonra saraydan ayrılarak musiki bilgisini daha serbest bir şekilde ilerletmiştir. Çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir.

Civan Ağa (...-1910)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

CİVAN AĞA

1910

Andon, Civan ve Hristo diye bilinen üç müzisyen kardeşin ortancasıdır. Rum asıllı Türk bestekârının esas adı

“Zivanis”dir. Köçekçe

takımlarından lavta çalmakla ünlü, günümüzde "Civan Ağa” olarak eserleri dinlenmektedir.

Tanbûri Cemil Bey (1871-1916) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

TANBÛRİ CEMİL BEY

1871 - 1916

Türk müziği tarihinin en büyük virtiözlerinden biri olan bu bestekârımız, batı müziği

konusunda çeviriler yapmış, Türk Müziğini yeni öğrenenler için basit bir nazariyat kitabı yazmıştır. Türk Müziğinin

geleneksel formları onu hiç bir zaman çekmemiş, yerleşmiş kalıplara karşı gösterdiği içgüdüsel tepki onu Türk Müziğinde hiç bir zaman

sözkonusu olmamış olan Taksim besteciliğine itmiştir. Tanbûri Cemil Bey, Yahya Kemal

tarafından da selamlanmış büyük bir ustadır.

(11)

Santurî Edhem Efendi (1855-1926) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

SANTURÎ EDHEM EFENDİ

1855 - 1926

Birçok bestesinin yanında Hicazkâr buselik, Ciharagazin adlı iki makamı türk musikisine kazandırmıştır.

Fahri Bey (....-1905)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

FAH

• v

, v f i .

XIX. yüzyılda yaşayan bestekâr Bayatı, Araban-bûselik makamını yapmıştır. Günümüze

Araban-buselik, Bayatı, Fahte ve saz semaileri ile Dilkeşide peşrevi kalmıştır.

Emin Ağa (1750-1814)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

EMİN A Ğ a ^ . t y & K *

1750-1814

Saz eserleri bestekârıdır. Enderun’da yetişmiş, tanbur çalıp hocalığını yapmıştır. Sarayda müezzinbaşılık

görevinde bulunurken çok sayıda beste de yapmıştır.

(12)

Galip Dede

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

GALİP DEDE

Garbis Efendi (... - 1925)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40cm

GARBİS EFENDİ

(....-1925)

Ermeni asıllı piyasa sazendesi olan bestekâr nişaburek, sengin semai ve diğer makamlarda çok sayıda eser bestelemiştir. Notacı kanunî, kemanî ve tanburî olarak tanınmaktadır.

Haşim Bey (1815-1868)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

HAŞİM BEY

1815 - 1868

Çocuk yaşta Enderun'a girmiş. Dellalzade İsmail Efendi'den ve Dede Efendi'den ders almıştır. Abdülaziz'in tahta geçmesiyle müezzinbaşılık görevi verilmiştir. Çeşitli makamlarda değerli eserleri ve “Haşim Bey Mecmuası" adıyla basılmış bir şarkı mecmuası vardır.

(13)

Cerrahpaşa Müezzini Halil Efendi (....-1735)

Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

CERRAHPAŞA MÜEZZİNİ

HALİL EFENDİ

....-1735

Baba Hamparsum (1768 - 1839) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

Aşariye Hatibi İ. Efendi (....-1880) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40

BABA HAMPARSUM

;<;H768 - 1839

Mevlevihanelerde ve kiliselerde kudümzenbaşılık yapan

Hamparsum Dede Efendi'den ders almış, teşvik görerek II. Selim'in huzuruna kadar çıkmıştır. Keman, biraz tanbur çalan ve iyi bir hanende olan Hamparsum XVIII. yüzyıl ve daha önceki Türk klasik repertuarının bir kısmını 6 defter halinde notaya almıştır. Hasköy’deki evinde müzik dersleri vermiştir.

İBRAHİM

ı a s n -

- 1880 ^

|

Beşiktaş'ta Kılıç Ali Paşa Mahallesindeki Aşariye Camisinin hatibi olarak tanınmaktadır.

(14)

Mısırlı İbrahim Efendi ( 1878-1947) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40cm

MISIRLI İBRAHİM EFENDİ

1878 - 1947

Müzik dünyasında uduna hakim ve kıymetli bir müzisyen

bestekâr olarak tanındı; besteleri plaklara okunmuştur ve

günümüzde sevilen şarkılar arasında yer almayı

sürdürmektedir.

Sersazende-i Hazreti Şehriyari İsmail Hakkı Bey (1866-1927) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

SERSAZENDE-İ HAZRETİ

ŞEHRİYARİ İ. HAKKI BEY

1866 - 1927

Musiki-i Hümayun'da ünlü bestekâr Latif Ağanın öğrencisi olmuştur. Daha sonra orkestra şefi Zâti Bey'den nota öğrendi ve kendisine b.hanende ünvanı verildi. Şehzadebaşı'nda Musiki-i Osmani Mektebinin başına geçerek çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. Peşrev, beste, semai ve

şarkılardan ve marşlardan başka birkaç tane de operet

bestelemiştir.

Klarnet İbrahim Efendi (.... - 1925) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40

KLARNET İBRAHİM EFENDİ

.... - 1925

Türk musikisine pek çok eser kazandıran, klarneti Türk Musikisine sokan büyük bestekârdır.

(15)

ismet Dede (....-1870)

Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

İSMET

d e d e <f¿A~

«7-rj,- 1870 ra ¿

Tanbûri İsmet Ağa XIX. yüzyıl bestekârlarındandır. Enderun’da yetişmiş, Saray sazendeleri ve

musiki hocaları arasında yer almıştır. Mevlevi olan bestekâr

Isfehan, Müstear ile Rûhaftfeza makamlarında üç ayini şerifi bestelemiş fakat bugün unutulmuştur.

İrticai Dede

Duralit Üzerine Yağlıboya 32x41 cm

İRTİCAL DEDE

isak Varón Efendi (1884-1962) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

İSAK VARON EFENDİ

1884-1962

¿

'.

Gelibolu'da doğmuştur. İlk müzik derslerini ve zevkini babasından alarak genç yaşta musikinin bütün inceliklerini öğrenmiştir. Hukuk öğreniminin yanında müzik çalışmalarına da devam etmiş, 1907'den

başlayarak Türk musikisine pek çok eser kazandırmıştır.

«

r&

(16)

Muallim Kâzım Bey (1872-1938) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

MUALLİM KÂZIM BEY

1872 - 1938

Posta-telgraf muhasebesinde çalışırken müzikle uğraşısına devam etmiş, birçok bestesinin yanında öğrenciler de

yetiştirmiştir. "Musiki Istılahı” (Müzik Terimleri) adlı eseri ile tanınan sanatçı Musiki-i

Hümayun 'a alınarak uzun yıllar çalışmıştır. Daha sonra Maarif Nezaretine (Milli Eğitim Bakanlığı) geçerek 40 yıl okullarda matematik ve müzik öğretmenliği yapmıştır. Yegah makamında bir âyini şerif ile pekçok şarkı ve marşlar bestelediği gibi ünlü öğrenciler de yetiştirmiştir. Saadettin Kaynak da Muallim Kazım Bey’in öğrencisidir.

Hacı Kerami Efendi (1840-1909) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

HACI KERAMİ EFENDİ

1840 - 1909

Hacı Faik ve Bolahenk Nuri Bey'den ders aldı. Harbiye nezareti memurluğu yapan Kerami Efendi özel müzik dersleri de vermiştir. Hayatı trajik biçimde son bulmuştur.

Kirkor Çulhayan Efendi (1868-1938) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

KİRKOR ÇULHAYAN EFENDİ

1 8 6 8 - 1938

Küçük yaşta Hamparsum'un oğlundan ve Nikogos

Taşcıyan'dan ders almıştır. Gerek besteleri, gerek hanendeliği ile müzik aleminde iyi bir ün kazanmıştır. Birçok eserleri vardır. Ayrıca kiliselerde okunmak üzere dini eserler bestelemiştir. Nihavend makamında olan dört sesli korosu Sam atya kilisesinde ilk defa okunurken Rauf Yekta Bey ve Zekâi Dedezade Ahmed Efendi dinlemiş ve onu takdir etmişlerdir. Özel ve resmi okullarda dersler vererek çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir.

(17)

Latif Ağa (1815-1885)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

LATİF AĞA

1 8 1 5 -1 8 8 5

Enderun'da yetişmiş, hanende ve musiki hocası olarak çalışmıştır. Medeni Aziz Efendi, Kanunî Mehmet Bey ve İsmail Hakkı Bey gibi çok değerli bestekârlar yetiştirmiştir. Mahûr, Hicazkâr, Saba makamında eserleri çok sevilmiştir.

Kanuni Hoca Mehmet Bey (1859-1925) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

KANUNİ HOCA MEHMETBEY

1859 - 1925

Mızıka ı Hümayunda yetişmiş Latif Ağa ve Kanuni Ethem Efendi'nin öğrencilerindendir. Edebiyat ve tasavvufla yakından ilgilenen Mehmet Bey'in nota bilgisi çok kuvvetli idi. Çeşitli makamlarda besteleri vardır.

Lemi Bey (Atlı) (1869-1945) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

LEMİ BEY (ATLI)

1869 - 1945

Fatih Askeri Rüşdiyesine devam ederken Hafız Yusuf Bey'den sonra Hacı Arif Bey'den ders almıştır. Kısa bir süre memuriyet yapmış, daha sonra 60 sene aralıksız müzikle uğraşmıştır. İlk şarkısını 18 yaşında Karcığar makamında bestelemiştir.

(18)

Hafız Mehmet Eşref Efendi (....-1930) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

HAFIZ M. EŞREF EFENDİ

.... - 1930

Türk müziğine çok sayıda şarkı ve diğer makamlarda eserler kazandırmış bestekârımızdır. Basılı eserlerde udî olarak da anılmaktadır.

Muhlis Sabahattin (Ezgi) (1889-1947) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x42 cm

MUHLİS SABAHATTİN(EZGİ)

1889 - 1947

Galatasaray Lisesinde okurken Batı müziğine ilgi duyarak, piyano dersleri almaya

başlamıştır. 1908'de Meşrutiyet hareketleri zamanında

gazetecilik yapmış ve siyasi hayata atılarak Avrupa'ya gitmek zorunda kalmıştır. Türk musikisinin organize

edilemeyeceği savına karşın operalar bestelemiş, “Aşk Mektebi” adlı opereti Şehir Tiyatrolarında oynanmıştır. Orkestra eserleri bestelemiş ve çalınmıştır. Opera bestelerinin yanında pek çok şarkı ve türkü de besteleyen Muhlis Sabahattin müzik dünyasında bir ekol yaratmıştır.

Mahmud Celalettin Paşa (1839-1899) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

MAHMUD CELALETTİN PAŞA

1839-1899

Hem şair, hem bestekâr, hem de siyaset adamı olarak isim

yapmış, bestelediği eserlerin güftelerini de kendisi yazmıştır. Bestelerinden başka Mirat-ı Hakikat, Girit Tarihi ve Revzatül Kamil adlı eserleri ile de Türk Kültürüne hizmet etmiştir.

(19)

Mirza Kasım ( )

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

MİRZA KASIM

. » i . ■ s r».

"fi-Nevres Paşa (1826-1872)

Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

NEVRES PAŞA

1826-1872

Sultan Abdülaziz döneminde Maarif ve Maliye nazırlıklarında bulunmuş vezirlerdendir. Şairliği ve bestekârlığı ile de tanınmıştır. Günümüze ulaşan eseri yoktur.

Numan Ağa (1750-1834)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

'Si*-NUMAN AGA

1750-1834

XVIIl.yüzyılın ve XIX. yüzyılın tanınmış bestekârı Numan Ağa II. Mahmud zamanında sarayda başmüezzin olarak görev

yapmıştır. Enderun'da hoca olan bestekâr tanbur çalmakla da meşhur olmuştur.

^5 i

(20)

Udî Nevres Bey (1873 - 1937) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

UDÎ NEVRES BEY

(1873-1937)

Tanbûri Cemil Bey, Nevres Bey'in müzik konusunda

yetişmesi için ne gerekirse yapmıştır. Nevres Bey Anadolu'yu dolaşarak halk türküleri derlemiş. Birinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'ya giderek Batı müziği hakkında da etüdler yapmıştır. Ud çalmaktaki mahareti ve üstadlığı devrinde adını ud ile özdeşleştirmiştir.

Kanunî Âmâ Nazım Bey (1884-1920) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

KANUNÎ ÂMÂ NAZIM BEY

1884 - 1920

Beyazıt, Koska 'da bulunan Körler ve Dilsizler Okulunda okurken musikiye olan yeteneği halası tarafından anlaşılınca Üsküdarlı Udi Haşan Bey'den müzik dersleri almaya başlamıştır. Musıki-i Osmani Cemiyeti ile Darütta’lim-i Musiki Cemiyetinin kıymetli bir elemanı olarak bir çok öğrenci yetiştirdiği gibi çok sayıda besteler yapmıştır.

Kemençeci Usta Nikolaki (....-1915) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

KEMENÇECİ USTA NİKOLAKİ

f e k 1915 $ £ &

(21)

Tanbûri Osman Bey (1816-1885) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

TANBÛRİ OSMAN BEY

1 8 1 6 - 1 8 8 5

Babası bestekâr Tanbûri Zeki Mehmed Ağa, dedesi de büyük bestekâr Tanbûri Numan Ağa'dır. Aileden gelen müzik yeteneğini geliştirerek saraya girmiş ve sanatını icra etmiştir. Klasik tarzda çok güzel tanbur çalan Osman Bey XIX. yüzyılın en büyük saz eserleri bestekârıdır. Klasik fakat canlı ve lirik çok güzel peşrevler bestelemiştir.

Kanuni Ömer Efendi (.... - 1900) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

KANUNİ ÖMER EFENDİ

.... - 1900

Arap asıllı, Türk müzisyeni 1865 yılında Kahire'den İstanbul'a gelmiş ve yerleşmiştir. Hayatı hakkında fazla birşey bilinmiyor.

Hafız Post (1630-1694)

Duralit Üzerine Yağlıboya 40x33 cm

HAFIZ POST

1630-1694

(22)

Rahmi Bey (1865-1924)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

RAHMİ BEY

1865-1924

Mülkiyeyi bitirerek Şûrayı Devlet Azaiığına (Danıştay Üyeliği) kadar yükselmiş aynı zamanda Vefa Lisesi Edebiyat

öğretmenliği ve Konservatuarda Müdürlük de yapmıştır.

Bestelerinin çoğunun güftesini kendisi yazdığı gibi nazım ve nesir tarzında yazıları da vardır.

Kemani Rıza Efendi (1780-1852) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

KEMANİ RIZA EFENDİ

1780 - 1852

II. Mahmut devrinde sarayın tanınmış kem anîve şarkı bestekârları arasında yer almıştır. Rıza Efendinin günümüze kadar gelen eserleri 34 şarkı ile Tahir-Bûselik'ten bir

peşrev, bir saz semaisi ve bir Nihavend peşrevidir. Güzel şarkılar bestelemiş, Şehnaz, Rast, Hüzzam ve Bayati makamlarından olanları çok sevilmiştir. Batı müziğine de ilgi duymuş, yaptığı bestelerde bu etki görülmüştür.

Rıfat Bey (1820-1888)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

RIFAT BEY

1820 - 1888

Hamamizade İsmail Dede Efendinin torunudur. Musiki -i Hümayun'da miralaylık rütbesine kadar yükselmiştir. Aileden gelen müzik sevgisi ve bilgisi ile çeşitli makamlarda yüzü geçen sayıda beste yapmıştır.

(23)

Rauf Yekta Bey (1871-1935) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

RAUF YEKTA BEY a s s a i

1871 - 1935

Yabancı dil öğrenerek müzik araştırmalarına başlamış, İstanbul Kütüphanelerini tarayarak müzikle ilgili kitap, yazma ve dergileri incelemiş, batı müziği için de Avrupa’dan kitap ve dergileri getirterek bilgi sahibi olmuştur. Bu arada Zekâi Bey ve Bolahenk Nuri Bey’den müzik dersleri almıştır.

1897’den başlayarak İkdam Gazetesinde müzik makaleleri çıkmış, 1908’de “Revue

Musicale” a gönderdiği makaleler yayımlanarak Rauf Yekta Bey'in

Paris müzik dünyasında da tanınmasını sağlamıştır.

Paris Konservatuarı tarafından yayınlanan dört ciltlik Müzik Ansiklopedisinin yüzelli sayfalık Türk Müziği bölümünü Rauf Yekta Bey yazmış, büyük beğeni toplamıştır.

Neyzen Salim (1829-1884)

Duralit Üzerine Yağlıboya 32x37 cm

.*. • j.m .y jc ııy f f l,

NEYZEN SALIM

1829 - 1884

Büyük bestekâr Faik Bey'in kardeşidir. Ney hocası Neyzen Oskiyan'dır. Üsküdar'da yaşamıştır.

Hafız Saadettin Bey (1895-1961) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

HAFIZ SAADETTİN BEY

1895-1961

Geleneksel Musiki tarzında bestelerin yanında neoklasik tarzda bestelenmiş pek çok eserleri olan Kaynak, yakın dönemin büyük ustasıdır.

(24)

Sami Bey (1874-1939)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm .T lf' ¿ r — - ’•■»I

SAMİ BEY

1874 - 1939

£ »ati

Müziğe önce ud öğrenmekle başlamıştır. Zekâi Dede, Udî Ali Rifat Bey gibi Üstadlardan ders almış; Tanbûri Cemil Bey ile uzun yıllar birlikte çalışmıştır. Enderun musiki heyetine girdikten sonra resmi okullarda ve özel kuruluşlarda öğretmenlik yaparak çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. Üsküdar Musiki-i Osmanî Cemiyetini kurarak uzun yıllar çalışmıştır. Tanbûri

Selahattin Pınar'ın da hocasıdır.

/

Said Dede (1803-1853)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

SAİD DEDE

1803 - 1853

İki yıl Mevlevihanede görev yaptıktan sonra müzik ilminde ve neyzenlikte usta olmuştur. Şevkefza makamındaki saz semaisiyle, Tarzınevin makamındaki eseri zamanın müzisyenlerince beğenilmiştir.

Suyolcu Salih Efendi (1806-1862) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

SUYOLCU SALİH EFENDİ

1806 - 1862

Enderun'da, Dede Efendi'den ders alarak 1825'de Padişahın müezzinleri arasına katılmıştır. Kaymakamlık görevinde bulunmuştur. 1862 yılında Beşiktaş Akaretler'de ölmüştür. Hakkında söylenen şu beyit zamanında çok meşhurdu: Ne zaman eylese taksim Suyolcuzâde

Sû be sû akıtır lüle misali çeşmim.

(25)

SALİH DEDE

1823 - 1886

Beşiktaş Mevlevihanesi Şeyhi Said Dede'nin oğludur ve Mevlevihanede doğmuştur. Babası ve kardeşi Yusuf Paşa da müzisyendir. Peşrev ve semaileri ile tanınmıştır.

Selim Dede (III. Selim) (1761-1808) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

SELİM DEDE (III. SELİM)

1761 - 1808

28. Osmanlı Padişahı III. Selim'in dinî musikide kullandığı adıdır, iyi bir müzisyendi. Güzel ney

çalardı, günümüze kadar gelen besteler yapmıştır. Hatta Suzîdilara makamını bulmuş ve bu makamda güzel eserler vermiştir. Müzikte tamamen kendine özgü bir tarz kullanmış, devrinin büyük müzisyenlerinin etkisinde kalmıştır.

Tanbûri Selahattin Bey (1902-1960) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

TANBÛRİ SELAHATTİN BEY

(PINAR)

1902 - 1960

İlk müzik terbiyesini annesinden almıştır. 1920 yılında

“Darülfeyz-i Musiki" adı ile bir dernek kurarak kendisi gibi müziğe meraklı gençleri toplayarak müzik eğitimini sürdürmüştür. Bu cemiyet günümüzde de “Üsküdar Musiki Cemiyeti” olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Türk Müziğine çok güzel eserler kazandırmıştır.

Salih Dede (1823-1886)

(26)

Âmâ Sebuh (....-1890)

Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

ÂMÂ SEBUH

.... -1890

Kemâni Sebuh olarak tanınan bestekâr sonradan Musiki-i Hümayundan çıkartılmış ve Ihlamur civarında Sultan Abdülaziz tarafından verilen evinde hayatını tamamlamıştır.

Hafız Şeyda (....-1799)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

HAFIZ ŞEYDA

.... - 1799

İstanbullu bir halvetî dervişinin oğludur. Küçük yaşta gözleri kör olmuştur. Müzikle yakından ilgilenmiştir, çok iyi ney çaldığı bilinir. Yenikapı

mevlevihanesinde kudümzenbaşı olarak görev yapmıştır. En önemli eseri Irak ayinidir.

Şevki Bey (1860-1891)

Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

ŞEVKİ BEY

1 8 6 0 - 1891

İlk zamanlar özel müzik dersleri almış, sonra Musiki-i

Hümayun'da Hacı Arif Bey'den dersler alarak teşvik görmüştür. Çok sayıda eser bestelemiştir.

(27)

Kemani Tatyos Efendi (1858-1913) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

KEMANİ TATYOS EFENDİ

1 8 5 8 - 1913

Soyadı Keseryan’dır. Bestekâr Civan ve Astik Efendilerden ders almıştır. Önceleri kanun çalan Tatyos Efendi bestekârlığı, peşrev saz semaileri ve şarkıları ile musiki dünyasında adından söz ettirmiştir.

Neyzen Tevfik Bey (1879-1953) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

NEYZEN TEVFİK

1 8 7 9 - 1953

Koyu mizahî şiirleri ve ney çalmaktaki hüneriyle olduğu kadar derbeder yaşayışı ile dikkatleri çeken bir müzisyendir. Bodrum'da doğmuştur. Ney çalmayı mevlevihanede öğrenmiş, İzmir’de iken şiirler yazmaya başlamıştır. İstanbul’a geldikten sonra edebiyat ve müzik dünyasının usta kişileriyle tanışmıştır. Cumhuriyet

döneminin en popüler simalarından biri sayılır.

(28)

Veli Dede (Kanık) (1881-1953) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

VELİ DEDE (KANIK)

1881-1953

öğrenimini Drama'da yapmıştır. İstanbul’a gelerek Adapazarı'na yerleşmiştir.

Müziğe dört telli bir saz ve ud çalarak başlamış, müzik bilgisini Adapazar'lı Hikmet Bey isimli bir hocadan almıştır. Ondan sonra kendi yeteneği ve gayretiyle ilerlemiştir. Eserlerinin güfteleri de kendisine aittir.

Eserlerinin başlıca özelliği, yansıttıkları duyarlıktan gelir. En tiz ve en kalın tonlar arasında geniş bir açıda gezinen

melodileri, biçimsel açıdan Türk Müziğine bağlı kaldığı halde, ahenk ve akışı ile batı müziğini andırır.

Kemençeci Vasilaki (1845-1907) Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

KEMENÇECİ VASİLAKİ

1845 - 1907

Geçen yüzyılın önde gelen müzisyenlerinden biri olarak adından söz ettirmiştir.

Yesari Asım Bey (Arsoy) (1900- ) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

YESARİ ASIM BEY

1900 - ....

Ömer Lütfü Efendinin oğludur, 1900 yılında Drama'da

(29)

Nayi Yusuf Paşa (1821-1884) Duralit Üzerine Yağlıboya 34x41 cm

NAYİ YUSUF PAŞA

1821 - 1884

Ney çalmayı babasından öğrenerek Beşiktaş

Mevlevihanesine neyzenbaşı olmuştur. Musiki-i Hümayuna girerek zamanın üstadlarından müzik dersleri almıştır. Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz zamanında Sarayda görev alarak miralaylığa yükselmiştir. Yusuf Paşa bardaklara çatal ile vurup hafif müzik eserleri çalarmış.

Zaharya Efendi (...-1740)

Duralit Üzerine Yağlıboya 32x40 cm

ZAHARYA EFENDİ

XVIII. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış Itrînin çağdaşı; bir bestecimizdir. Klâsik Türk Müziğine önemli eserler vermiştir. Eserlerinde kilise müziğinin etkisi büyüktür. Türk Müziği eserlerinin yanında çok sayıda ilahi de bestelemiştir.

Bestenigâr Ziya Bey (1877-1923) Duralit Üzerine Yağlıboya 33x40 cm

BESTENİGÂR ZİYA BEY

1877 - 1923

• < J »«_

Ziya Bey, başta Münir Nurettin Selçuk, Tanbûri Selahattin Pınar olmak üzere çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. Bestenigâr makamını çok sevip bu

makamdan eserler okuduğu için kendisine “Bestenigâr Ziya" denilmiştir. Kadıköy’de “Şark Musiki Cemiyeti'nde uzun yıllar hocalık yapmıştır. Daha sonra Mersin'e gitmiş ve orada müzik hocalığına devam etmiştir.

(30)

BİBLİYOGRAFYA

AKSÜT, Sadun Kemali

EDİBOĞLU, Baki Süha

ERGUN, Saadettin Nüzhet

İNAL, İbnülemin M ahm ut Kemal

ÖZTUNA, Yılmaz

ÖZTUNA, Yılmaz

: 500 yıllık Türk Musikisi Antolojisi İstanbul 1967 Türkiye Basımevi : Ünlü Türk Bestekârları

İstanbul 1962 Ak Kitabevi Yeni Matbaa : Türk Musikisi Antolojisi

C.I. C.ll İstanbul 1942-43 Rıza Coşkun Basımevi

: Hoş Şada, İstanbul 1958

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Maarif Basımevi

: Türk Musikisi Ansiklopedisi C.I., C .II Milli Eğitim Basımevi İstanbul 1969 : Türk Bestecileri Ansiklopedisi

Doğan Kardeş Yayınları İstanbul 1968 Binbirdirek Tifdruk Matbaası

MUFASSAL OSMANLI TARİHİ İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

(31)

katalog. Yapı Kredi Resim Koleksiyonu ndan "Türk Bestekâr Portreleri" sergisi nedeniyle 2000 adet basılmıştır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bora içinde, Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce (s. Bitmeyen Beraberlik: Modern Dünyada Din ve Devlet. İstanbul: Timaş Yayınları. Televizyon Temsil Kültürü. Ankara:

• Romanın tartışılması bence bir gerek- Ulikti. Üstelik geç kalınmış bir tartışma bu. Birçok konu ve alanda olduğu gibi, romanımı­ zın

Fakat asıl sürpriz, daha sonra gelen sebzeli kalkan oldu.yeşil salata yaprağıy­ la pişirilmiş olan ve bizim hemen kuzu ka­ pamadan galat, kalkan kapama adını

6) Çarşı dünya yüzünde bir misli daha olma­ yan orijinal bir eser olarak gerek memleketi­ mizde ve gerek âlemi medeniyetteki hükümet­ lerce tanınmış ve

Bu zamanlarda böyle şehirlerde herhan­ gi bir yangın çıkınca, şayet o anda bir de şiddetli rüzgâr esiyorsa, yangın rüzgârın es­ tiği istikamette

Bu iş Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Er- tuğrul Özkök’ün yazdığı gibi “Cem Karaca’nın an­ nesinin Ermeni olması neyi değiştirdi ki, Sabiha G

hükümlerine dayanmış ve böylece bir ilke imza atmıştır. 1968 yılından itibaren Almanya'da ikamet eden ve bu süre içerisinde belli dönemlerde de çalışan İspanyol

Vartholom eos’un göreve res­ men başlam ası nedeniyle dün düzenlenen törene katılm ak için İstanbul ’a gelen Yunanistan Başbakanı Konstantin M itsota­ kis, C