• Sonuç bulunamadı

"Bir dönemin tanıklığı"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Bir dönemin tanıklığı""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

« m .• .V.V.V.V.V.V

83

Şeytanın

( s®11

dediği

ÇETİN ALTAN

“ Bir Dönemin Tanıklığı’

S

evgili dostum Müzehher Va- Nu, kalem işçiliği açısından; telif-çeviri, az insana nasip olmuş bir kitap piramidinin mimarı; gerek ede­ bi, gerek politik, gerek basın dünyası açısından da zengin anılarla dolu bir mücevher kutusudur.

Son yayınlanan “ Bir Dönemin

Tanıklığı” adlı yapıtının önsözünde

de belirttiği sandıklar dolusu belge­ leri yeniden gözden geçirip, artık bir

yliı

hayli geçmişte kalmış bir dönemin, hiç değilse profilini şöyle bir çiziver- mek için bir çeşit doğum sancıları çekmekteydi.

Neyse ki, Hıfzı Topuz’ un ısrarla­ rı, Sadun Tanju’nun da karşılıklı sohbet dopingleriyle önemli bir ya­ pıt çıktı ortaya..

1

9-40’iı yıllardan başlayan anılar o dönemlerin en aydınlık, en do- natımlı ve yaratıcı ünlüleriyle, onla­ rın beyinsel ve yaşamsal serüvenle­ rinden çarpıcı kesitler vermekte...

Bugünkü genç gruplardan, yara­ tıcı bir ilericilikten çok, kendilerine göre “ siyasal bir ilericiliğ i” benim­

semek isteyenlerin, genellikle yakın tarihle ilgili büyük boşlukları var.

Müzehher’ in topladığı anılarda, bu boşlukları giderebilecek çeşitli belge ve anlatımlar bulabilirler.

★ ★

B

ir dönemin belirli bir çevrede ya- kamozlaşan, akademik ve sa­ natsal düzeydeki“ çağdaş düşün­

celeri” , neden güçlü bir akıma dö­

nüşemedi de, kendi fanusunda açıl­ mış bir tavus kuyruğu gibi kaldı?

Bunun yanıtı da kendiliğinden or­ taya çıkmakta..

*

* ★*

T

oplumsal bir platformun özde­

k i * -■ ---_ ..i ayrıntılarıyla, ekonomik öl­ çeklerde klreçlenmişliklerden ha­ bersiz olan, bir akıl ve elitist mu­ halefet; elbette kİ, dişleri taze bi­ lenmiş iktidarlara, çıtır çıtır yene­ bilecek bir sülün yavrusu gibi gö­ rünmüştü.

O dönemin yürekli ve ince dona- tımlı aydınları, politika mancınıkları­ na platonik bir aşk şövalyeliğiyle kar­ şı çıkılabileceğini sanmışlar ve bir türlü aşılamayan duvarlar önünde, acılar ve hatta ölümlerle, iç çekerek dertleşmeyi bir ekol durumuna ge­ tirmişlerdi.

★ * *

O

ysa “ Olabilenden yana, ol­

ması gerekene dönük” anla­

yışının gerçekçiliğini kullanabilecek olanaklara da sahiptiler. Yazarlık ve şairlik tayfunlarının içlerinde kaba­ ran dalgalarını yansıtmak, politik denklemler ve geometrilerle uğraş­ manın önüne geçtiği içindir ki; siya­ sal sosyolojinin içinde, sönmeyen ama özlemlerini çektiği ekmeği de pişiremeyen, üstü örtülü bir fırın gi­ bi kaldılar.

M

üzehher’in kitabında Sabiha Sertel'in “ Zincirli Hürriyet” yazısını bir kez daha okurken ve 4 Aralık 1945’de Tan Gazetesi’nin na­ sıl yağmalanarak yakıldığını yine ki­ tapta Zekeriya Sertel’in kaleminden yaşarken, hep aynı şeyi düşündüm. Yerel gerçeklerle romantik coşkula­ rın Şarkta'ki tokuşmasından, sade­ ce bela ve kahır yavrularının

çıktığı-nı..

★ ★

S

orunlara toptancı çıkışlar ye­

rine bazı hukuksal maddelerin teknik eleştirileri, yahut ekonomik uygulamalardaki bazı alaturkalık­ ların ortaya konmasıyla başlasa- lardı; gelişmiş çevreleri, özel iliş­ kileri ve prestijleri sayesinde da­ ha etkin adımlar atabilirlerdi. Bel­ ki adları hemen solcu bir bayrak­ laşmaya dönüşmezdi ama, çağdaş düşüncenin rayları daha sağlıklı bir rota bulabilirdi.

★ ★ ★

B

u konuları o kuşağın sonradan dostum olmuş kişileriyle de ko­ nuştuğum çok oldu.

Teknik yaklaşımlardan çok, top­ tancı eleştirilerin çekimine kapıldık­ larını ve bugünkü deneyimlerinden yoksun olduklarını söylemişlerdi.

Ve birşey daha söylemişlerdi:

—Yahu biz o kadar Ortodoks Marksist-Leninist falan değildik. Tek parti döneminde çok partili bir düzen istiyorduk sadece..

★ ★ ★

N

e yapmalı ki, halk çocuğu kendi köyüne jandarma onba­ şısı olduğunda, ilk kuşkulandığı kişi okut öğretmeni olur. Daha iyi

yetişmişliğinden ve değişik şeyler söylediğinden ötürü..

★ * *

İ

ktidarların köy kökenli sivrilmiş kişileri de; biraz konak, biraz ya­ lı kokan eski İstanbul ilericiliğine; bazen züppelik, bazen ukalâlık, bazen de büyüyebilecek bir reka­ bet olarak bakmışlardır.

* ★ ★

M

üzehher Va-Nu’ nun kitabı

bunları anlatmıyor ama, bazı sayfalarıyla bende, kendi anılarım­ dan da kaynaklanan değişik yakla­ şımların tazelenmesini sağladı.

Kitabın daha yoğun bölümü ise, daha değişik türdeki ünlülerle sanat­ çıların renkli ve üç boyutlu fotoğraf­ ları..

Yarım yüzyıldır kalemi elden bı­ rakmayan, yıllar dışı gençlikteki dostumu, son yapıtından ötürü bir kez daha yürekten alkışlarım.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınından faydalanmak isteyen kötü niyetli ki- şiler salgınla ilgili haber, bilgi, rapor ve uyarı gibi içerikler- le kullanıcılara

In large konaks, seaside residences and sum­ mer pavilions the decoration is highly ornate, with various motifs such as grooved columns, oyster shells, cartouches

Faruk Sümer, Eski Türklerde Şehircilik, Türk Dün yası Araştırmaları Vakfı yayını, İstanbul 1984, s.. Faruk Sümer, Eski Türkler'de Şehircilik, Türk Dünyası

Hatta İnce Mehmet'in yeğeni Resul da Koca Musta- fa'yla kalır ve daha sonra öldürülür Koca Mustafa ile.. İkiye bölünen topluluk

Tüm ürünlerin yeti şmesi için suya gereksinim olduğu bir gerçektir; ancak organik madde yönünden daha zengin olan topraklar daha fazla su tutar ve bu suyu daha zengin bir

l Yüksek basınç kuşağının kuzeye kayması sonucu ülkemizde egemen olabilecek tropikal iklime benzer bir kuru hava daha s ık, uzun süreli kuraklıklara neden olacaktır.. l

This authentic self is created through a transformative process, from Being to Becoming, and thus opens itself up to the possibility of affirmation of life through the

Türkiye’de sağlık alanında veri madenciliği ile ilgili yapılan tezlerde hangi konuların çalışıldığını ve daha çok hangi yöntemlerin kullanıldığını