3
21 OCAK 1964 >
Batı gazetelerinde Bedri Baykam hakkında çeşitli yazılar yayınlandı
ımımınmmtH »mu Ilımı imin
Profesörün cevabı : «—• Hayır. Fakat, bu ço cuk talebem olmak isterse kabul etmem. Çiînkü, ken disine öğretecek birşeyim yok.»
★
Böyle bir talebeniz
Eleştirmeci Perret bir İsviçre
gazetesinde Baykam hakkında
ilgi çekici bir yazı yayınladı
B
ERNE şehrinin esas itiba riyle bir hükümet ve me mur şehri olmadığım, bilmı yen birine söylediğiniz zaman, şaşkınlıkla «Yok canım» diye haykırır.Şüphesiz Berne, ne Zürich tir, ne Lausaııne’dır, ne de Ce nevre’dir. Ama bazan kendi içine kapanacak kadar başkent ligini unutmakla beraber Ber ne sanatçıların tükenmez bir il ham kaynağı, hattâ belki de şimdiye kadar akla gelmemiş bir deha parıltısı bulacakları baştan başa bir sanat demek tir. Bir çok çan kuleleriyle do lu olan bu şehir, yeni büyük kişileri bekliye dursun, şimdi ki halde, hem merak uyandın oı hem çekici bir çok resim ve desen sergilerini içinde sakla maktadır. Bugün, küçük bir Türk çocuğunun olağanüstü e- serini ele alacağız. Bu eserler, Beme’deki Türk Büyükelçiliği nin mülhaklarından birinde ser gilenmektedir.
Başlangıçta doğrusu insan şüp he ediyor. Yeni bir harika co cuk mu? Hemen Minou Drouet nin hayalî zihnimizde canlanı yor. Bu şair küçük kız şüphe siz samimi idi, fakat hakikat ye sansasyon delisi gazeteciler işin gerçek yüzünü bozmuşlar dı.
Bu sebeple yeni bir küçük harikanın ortaya atılması biz de bir direnme yarattı, hem de bu defa havadis çok daha uzak bir ülkeden, Türkiye'den geldiği için inanmak istemeyişi miz büsbütün arttı. Günün kah ramanmın adı Bedri Baykam. 26 Nisan 1957’de Ankara’da doğ muş olan bu çocuk, çok küçük yaştanberi yani daha 1960’dan önce kalemlerle oynamaktadır. Fakat bizim çocuklarımız gibi değil, akşamlara kadar onlar ca, yüzlerce, hattâ binlerce yap rağı garip şekillerle, çocukla rın normal hayal gücünden çok ayrı hatlarla, keskin bir etki yaratan ve bakışı çeken renk lerle doldurarak, öyle ki bir gün babası yetkililere danış mış. Bu danışma onu Avrupa ya, bize, Bertıe’e yöneltmiş. Şimdi de işte Türk Büyükelçi sinin yüksek himayesinde «Bed ri Baykam’in eserleri» adıyla bir sergi açılmıştır.
Bedri Baykam’m desenlerine baktığımız zaman, duyduğu muz şaşkınlıktır, çok yönlü bir şaşkınlık. Bir kere küçük sa natçı hiçbir zaman sanat ba bında ders almamıştır; bu o- na tek basma, çayırdaki ot gi bi gelmiştir. Daha okumasını yazmasını bilmemekte, yalnız adı ve soyadının on harfini bil mektedir. Ancak altı yaşında
varmı sualine Profesör
Faik Vairont: Hayır,
fakat, bu çocuk
tale-kabul etmem, çünkü
kendisine öğretecek
bir şeyim yok diye
Küçük ressamın geçen yıl Cenevre’de açılmış olan ser gisini gezmekte olan Ecole d’art Martenot Direktörü Profesör Faik Vairont’a Ce nevre Başkonsolosumuz, «böy le bir talebesi olup olmadı ğım» sordu.
Bedri Baykam’m Kovvboy figürleri
Küçült Ressamın açtığı bütün sergiler ilgi ile izlenmiştir olup iki yaşından beri, dısdan
herhangi kuvvetin itişi olmak sızın iki eliyle resim çizmeğe başlamış. Kabiliyetinin farkına varılır varılmaz, istediği gibi çalışmakta serbest bırakılmış, hepsi bu. Şüphelerimizi gider mek için başka ne gerek? Bun dan böyle kendisine yön verme ğe çalışılacak. Çocuğu ürküt memek veya lüzumsuz bir gu rura düşmesine sebep olmamak için, çalışmalarının sergilenme si ile ilgili organizasyon işlerin den kendisi tamamiyle haber siz tutulmaktadır. İstanbul ve Ankara’da Bedri Baykam’m e- serleri yüzbinden fazla seyirci çekmiş.
Şimdi de küçük ressamın de şenlerine eğilelim.
Garip!
Ne savaşı, ne Amerika kov boylarını görmüş bir çocuk için cidden garip! Ama gene de onun muazzam çalışması baştan başa bunlarla dolu. Birkaç portre ve çeşitli tablo dışında, deyim yerinde ise, tank, süvari, piyade çarpışma ları, fethedilen kaleler, savaş tan sonra Orduların şanlı ve ya acıklı dönüşleri ile ilgili resimler görüyoruz. Bazan da, çoğu zaman insan için imkân sız olan kaçamak bir «Dölce Vita» imajı olarak, bir dan sörler sahnesi veya Adem kılı ğında serilmiş dinlenen bir grup varlık ortaya çıkıver- mektedir. Gerçekten garip! Çün kü Bedri Baykam, büyük şim şekli çizgilerle çalışan, kayna ğından alınmış bir dehanın
gerektirdiği sadelikle dolu o tarlh-öncesi sanatçılarına yak laşmaktadır. Fakat Ankara’lı küçük ressamda üstün bir şey var. Niçin daha bu kadar kü çük yaşta hep trajik imajlar doğuyor içine? Ruhun yeniden bir bedene girdiğine inanmak mı lâzım? Bedri Baykam da ev velce dünyada yıllarca, yüzyıl larca yaşamış mıdır? Onun çocuk ruhu bir Davy Crockett’- in, bir Mareşal Rommel’in, bir Atatürk’ün ruhu mu olmuş tu? Yoksa Bedri Baykam’da bir hayal görücünün ruhu mu vardır?
Bu sergiyi gezmek ve harika çocukların esrarı üzerinde dü şünmek zahmetine değer. Zira, bütün şüphelere rağmen, böyle harika çocuklar mevcuttur, Mozart’ı, Chopin’i, Roberto Benzi’yi ve onlar gibi daha nicelerini düşünün. Bedri Bay kam da şüphesiz bunlardan biridir. Gerçekten şüpheye dü şebilecekler için işte bir delil; Türkiye’nin Cenevre Kon solosluğu, resimleri Cenevre San’at Okullarına sunmuş ve şu cevabı almıştır;
«Küçük Bedri Baükam’m resimlerini incelediğimizi bil diririz. İnceleme kayıtlıyla su nulan bu çalışmalar, bu yaş taki bir çocukta hayli nadir bir hadise teşkil eden olağan üstü bir ustalık göstermekte dir. İmza: Cenevre Sanat Okul ları Müdürü Charles Palfi»
«Jo u rn al d e F eu ille d ’Avis de V a la is e t de Sion» 14 E k im 1963
_,lt»M4lfiai 111111111,1
İ
LK sergisini 1963’ün Mayıs ayında Ankara’ da açan büyük ressam Bed ri Baykam, geçen sekiz ay içinde büyük bir şöhret ka zandı.İsmi, dünya sanat çevre lerinde sık sık duyulan ser gileri, gazetelerde geniş yer bulan 6 yaşındaki ressam, son sergisini 18 Ocak Cu martesi günü Cenevre’nin en büyük galerisinde. Gü zel Sanatlar Akademisi ve Jan Jacques Roussou Ens titüsünün tavasutuyla açtı. İşin en ilginç tarafı, kuru luşundan beri, galerinin pa ra almadan açtığı ilk sergi oluşu. Cenevreden sonra kü çük Bedri’nin, büyük resim leri Paris, Meksika, Ameri ka Birleşik Devletlerinin çe şitli eyaletlerinde ve muhte melen Roma ile Viyana’da da sergilenecek.
Bedri Baykam’in bugüne kadar Avrupa’nın çeşitli şe birlerinde açtığı sergiler £ dört defa televizyonda gös- S terildi, filme alındı, çeşitli | radyolar röportajlar yaptı
lar; Gazeteler uzun uzadı ya üzerinde durdular. Meşe lâ, Amerika’nın en büyük ga zetelerinden biri olan Was hington Post, bu sergilerden birine ait resmi 6 sütun ü- zerinden birinci sayfasına koymuş ve dört sütunluk bir de yazı yayınlamıştır. Fakat ne var ki, küçük Bed ri’nin bunların hiçbirinden haberi yok. Yetiştirilmesi bir problem halini alan Bed ri, şimdi Türk ve yabancı pedagogların kontrolü altın da. Onları« tavsiyesine uyu larak, kendisi hakkında ya pılan yayınlar dinletilmiyor, gazeteler gösterilmiyor. Ge ne ayni pedagogların tavsi yesiyle, resim sanatı ve tek niği hakkında da hiçbir bil gi verilmiyor. Sadece, kaabi- liyetlerim - ilk defa teşhis et miş olan Gazi Eğitim Ensti S tüsü öğretmenlerinden Kay
2 han Keskinok arada sırada
! evine uğrayıp, kendisiyle bi- | raz meşgul oluyor.
| Bedri’nin tekniğinde geçen I yıldan beri fazla bir değişik
S
lik yok. Eskiden olduğu gi bi, iki elle birden ve büyük bir süratle resim yapıyor. Malzemesi ise eskisi gibi su lu boya, çini mürekkep, pas tel, guvaj. Kendisini çok yo racağı gerekçesiyle henüz yağlı boyaya başlatılmadı.Ve nihayet Bedri’nin resim leri ile ilgili bir olay:
Bedri Baykam’m Avrupa’daki
sergileri
ilgi ile karşılandı
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi
» t f M f f l l l l l V I l t I R f i n f M « l l l * I M t l l l l » « l t t l l l l t M l « l | | | | | | | | | | B ! | | | | l M ılH M iı ıı i m i l l i n i I l ı n a l ı m u n ı l ı n m a j i m h m h i u m !