SAYFA BEŞ
CAHtT
SITKVNIN
İSTEDİĞİ
MEMLEKET
NERDE
,
BUGÜNKÜ
GÜNEYDOĞU
NEREDE
m
G ü n ey d o ğ u lu lar, kendi içle rin d en çıkan şö h re tle re sımsıkı sa rılıy o rla r. Z iya G ökalp'in D i y a rb a k IrlI oluşu, şeh ird ek i ay d ın la ra g u ru r v eriy o r. 46 y a şın d a ölen şa ir C ahit S ıtk ı T aran - c ı’n ın da k ö k lü b ir D iy arb ak ır ailesin d en gelişi g u ru rla rın ı a r t tırıy o r.
C a h it S ıtk ı, «35 Taş» şiiri ile T ü rk a y d ın la rın ın içinde b ir e rik lik u y a n d ırm ış olan şaird ir İçinde y aşad ığ ı to p lu m a
küs-I
k ü n lü ğ ü n ü söyleyenlerdendi. Sarsıcı, h a re k e te g etirici değil, d e rt sövleyici idi. S arsm ak , h a re k e te getirm ek , u y an d ırm ak şairin görevi m idir? Bence öyle. A m a C ahit S ıtkı, siv rilik leri ve ç u k u rla rı alab ild iğ in e gözler ö nüne seren aydınlığı değil, « m inarelerle k n y n la rı b ir h iz a ya getiren», h e r şeyi «eşitleşti ren» k a ra n lık la rı sev erd i. O nun çocukluğunun D iy a rb a k ır’ı, b u günkü n d en çok d aha d e rtli olsa gerek. E şitsizliğin, haksızlığın, insafsızlığın h a rm a n ım sav u r- m aktansa, gece’ye ve k en d i içi-, ne çekilm ek hoşuna g id erd i şa i rim izin.CAHİT'İN EVİ
D iy a rb a k ır’da, b ir öğle sonu, d a ra c ık eski so k ak ların a ra s ın d an geçerek şirtıdi T rahom H as tan esi o la ra k k u lla n ıla n binayı görm eğe g ittim . C ahit S ıtk ı bu evde doğm uş ve genç y aşta b u rad a uzun zam an h a sta y a tm ış tı. A m acım , ay n ı zam anda b ir «köklil aile» ev i g örm ekti.
P irin ççizad e’le r soyundan ge len C ahit S ıtk ı’n ın evi, insanı d e rh a l saran b ir m istik güzellik içindeydi. K ocam an b ir iç avlu, havuz, ağ açlar ve çiçekler, d ö rt ta r a fı k u şa ta n o d alar, m e rd iv e n le r, te r a s la r ve n a k ışla r.. Y ak ı cı k a v u ru c u D iy a rb a k ır öğlesin den kaçıp da b u iç a v lu d a k i se rin liğ e varış, b ir m u tlu lu k d u y gusu v e riy o rd u İnsana.
T rah o m H astan esin d e 5 - 6 h a sta v ard ı, y a ta k la rın a ç e k il m işle rd i, kim se gö rü n m ü y o rd u o rta d a ve şairin evi, eski zam an la rd a o ld u ğ u gibi b ir ailenin m alıy m ış ve aile öğle u y k u su n a çekilm iş in tib aın ı v e riy o rd u .
DUVARLARIN
ÖTESİNDE..
C ahit S ıtk ı’n ın, 1920’lerde, K a d ık ö y 'd ek i S a in t-Jo se p h ve d a ha sonra G a la ta sa ra y L ise le rin den ta til d ö n ü şlerin d e, 16 - 18 yaş d u y arlığ ın ı a rttırıc ı b u evde yazdığı şiirle r elb e tte bu d u v a rla rı aşam azdı. Oysa d u v a r ların gerisinde G üneydoğu g er çeği v a r. Y akıcı sıcak ve a y d ın lık içinde b ü tü n d e rtle r a n a d an ü ry a n , serilm iş y a tıy o r. Bu d u v a rla rın a rk a sın d a , h ay atın , yaşam anın çok güzel olduğunu d ü şü n ü p , içe dolan ölüm k o r ku su n u a n la ta n güzel şiirler yazm ayı an lıy o ru m . Ama neden susuzluğun, ço rak lığ ın , işsizli ğin, fak irliğ in ve çaresizliğin şiiri yazılm asın?
G üneydoğu’ya böyle san atçı la r lâzım .
Sadun
Cahil
Sıtkı’nın evi
îlpp ■
•
Bu eski Diyarbakır Bey evinde doğmuş Cahit Sıtkı Tarancı.
Şimdi
Trahom
Hastanesi
olarak kullanıyorlar.
(Fotoğraf; İbrahim KÖSEOGLU)
MEMLEKET
İSTERİM
C a h it S ıtk ı 1910 y ılın d a doğdu ve 1958’da ö ld ü . Sim di. 1970 y ı lın d a, y aşı 6’dan b ü y ü k 175 bin D iyarbakIrlI k a d ın d an 20 bini o k u y u p yazm asını b ilir. 195 bin e rk e k te n 75 bin i ceh aletin koyu k a ra n lığ ın d a n b iraz olsun sıyrı- lab ilm iş tir. İş te m em lek etin h a li 1 O ysa C a h it S ıtk ı, C am ilke- b ir M ahallesindeki kalın ve y ü k sek d u v a rla rla çev rili evin serin o d asında şöyle duygula- n ırd ı : M em leket isterim G ök m av i, dal yeşil, ta r la sarı o lsun; K u şla rın çiçeklerin d iy a rı olsun. M em leket isterim N e b a ş ta d e rt ne gönülde h a sre t o lsu n ; K ard eş kavgasına
b ir n ih a y e t olsun. M em leket İsterim
Ne zengin fa k ir n e sen ben fa rk ı o ls u n ;
K ış günü h erkesin evi b ark ı olsun. M em leket isterim
Y aşam ak, sevm ek gibi gönülden o lsu n ; O lursa b ir şik â y e t
ölüm den olsun. G üney d o ğ u ’da dolaşırk en , in sanın aklına, G üneydoğulu bu ün lü şa irin istediği m em lek et g eliyor. N ered e dal yeşili, n e re d e ü rü n ü olgunlaşm ış ta r la la r, n ere d e k u şla r ve çiçekler, n ere d e d ertsiz b a şla r ve h a sre
t-siz gön ü ller, n ered e zenginle fak ir eşitliği, nerede sen - ben kavgasızlığı, nered e y aşam ak sevinci ve nered e öleceğim , bu güzel h a y a tta n ay rılacağ ım k o r kusu 1
Ölsem de k u rtu lsa m diye in k is a r ed iy o r kendine G üneydo ğulu, b u n ald ığ ı zam an, yani h e r zam an.
O ysa nasıl da yaşam ağa, ya şatılm ağ a lâyık in sa n la r I
Y A R İ N :
ALTIOKLU
FİNCANLAR
Sağdaki duvarın sonundaki kapıdan Cahit Sıtkdaruı evine
giriliyor ve içerde bambaşka bir dünya başlıyor.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi