• Sonuç bulunamadı

Kılıç Ali hatıralarını anlatıyor! Atatürk ani kararla Adanaya hareket ediyor!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kılıç Ali hatıralarını anlatıyor! Atatürk ani kararla Adanaya hareket ediyor!"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

' Bugün şehrimizde hava u - mumiyetle bulutlu ve âralıkh hafif yağışlı geçecek, hava sı­ caklığında önemli bir değişiklik olmıyâcaktır

Atatürk âni kararla

Adanaya hareket ediyor!

[Bu yazıların iktibas halde tamamen mahfuzdur^

P a ş a la r v e Y u n u s N ad i B e y a rk a a rk a y a

P a r k O te le

g e ld ile r . A ta tü r k o n la ra b a zı d ir e k t ifle r v e rd i. S o fr a d a

h e r k e s te lâ ş v e m e r a k iç e ris in d e

b u l u n u y o r d u «

-

178

-Atatürk’ün İsmet Paşa ile ayak üzeri yaptığı telefon mu­ haveresinden sonra, kendile­ riyle birlikte, hususî kütüpha­ nelerinde oturuyorduk. Hava hemen hemen kararmıştı. Hat­ tâ yemek sofrası hazırlanmış, sofraya oturmak zamanı gel­

mişti. Atatürk oturdukları di­ vandan, boyuna, pencereden denize, ufuklara dalmış; bir şeyder düşünüyordu. Hiç bir şey konuşmuyordu. Birdenbi­ re:

— «Bu gece yemeği Park Otelde yiyelim ve hemen kal­ kıp oraya gidelim».

Diye emir buyurdular. Bu emri verirlerken hallerinde bir asabiyet hissolunuyordu. Az bir müddet daha kütüphanede kaldıktan sonra hep birlikte kalkıldı ve otomobillerle Park Otele gidildi.

Atatürk, Park Otele gittik-

(2)

10 NİSAN 1952

Kılıç Ali

anlatıyor

[Boş tarafı birincide] leri zaman sofraları ekseriya umumî salonun sağ tarafın­ daki duvar önüne veyahut em­ rederlerse salonun ortasında diğer münasip bir yere hazır- 1 anırdı. Fakat ekseriya kenarı tercih ederler ve oradan hoş- ianırlardı. Atatürk’ün Park Otelde yemek yiyeceği tele­ fonla oraya haber verildiği i- çin yine sofrasını her zaman­ ki yere kurmuşlar, orada ha­ zırlamışlardı. Buna rağmen Park Otele vardığımız zaman her zamanki yerde hazırlanan sofraya oturmadılar. O za­ manlar umumî salonun yanın­ da, şimdiki bar yerinde hususî bir salon vardı. Sofranın o kü­ çük salonda hazırlanmasını emrettiler. Derhal emirleri veçhile sofra hazırlandı. Bera­ berlerinde gelen arkadaşlarla sofraya oturuldu. Atatürk’ün her zamanki neşeleri yoktu. Şuradan buradan görüşülüyor­

du. Fakat belliydi ki bütün gö­ rüşülenlerin hiç birini dinlemi­ yorlardı. Kafalarında bir şeyle meşgullerdi.

Aradan bir müddet geçmişti. Atatürk bana hitap ederek:

— «Kılıç! Saat kaç?» Diye sordular. Ben de saa­ time bakarak:

— «Saat bir buçuk efen - dim.,.;>

Dedim, Tekrar bana hitap ettiler:

— «Şu halde vazife başla­ mıştır. Bana başyaveri çağırtı­ nız».

Dediler. Hemen çağırttım. Başyaver Celâl Bey geldi. Ge­ lir gelmez ona da:

— «Şimdi not ettirecekleri­ mi derhal yapar ve neticelerin­ den bana malûmat verirsiniz».

Diye emir buyurdular. Atatürk Başyaver Celâl Be­ ye şunları not ettirdiler:

«J — Yunus Nadi Beyle, Or­ du Müfettişi Fahrettin ve İs­ tanbul Kumandanı Halis Pa­ şaları şimdi buraya çağırınız.

2 — Bu akşam Adanaya ha­ reket ediyorum. Arkadaşları haberdar ediniz. Hazırlansın - lar.

3 — İsmet Paşaya, Fevzi Pa şaya, Hariciye Vekili Tevfik

Riistü B eye telefonla söyleyi­

niz, onlar da hemen Ankara- dan hareket edip Eskişehire gelsinler, orada bana intizar etsinler».

Atatürk bu notlan yazdırdık tan sonra ayrıca Ankarada bu­ lunan Kâtibi Umumileri Ha­ şan Rıza Beye de telefonla şn yazılı emri vermişlerdi.

Kâtibi Umumî Haşan Rıza Beyefendiye

«Hataya ait vesaik ve mesai arkadaşlarınızla birlikte Eski­ şehire geliniz. Orada hana il­ tihak ediniz».

K. ATATÜRK

Ata türkün bu emirleri ifa e- dilirken bir taraftan da husu- rî trenlerinin hemen hazırlan­ ması için alâkadarlara talimat veriliyordu.

Atatürk tarafmdan birden bire verilen bu emirler sofrada hazır bulunanlan şaşırtmıştı. Herkes merak ve heyecana düş

müş vaziyetteydi, göz kaş işa­ retleriyle herkes birbirinden a- caba ne olabileceğini soruyor ve birbirlerinden birşeyler öğ­ renmek istiyorlardı.

Herşeyi açık konuşan ve her işi açık yapan Atatürkün hal­ lerinde ise bariz bir ketumiyet hissolunuyordu.

Aradan az zaman geçmişti. Evvelâ Fahrettin Paşa ile Ha­ lis Paşa, sonra da Yunus Nadi Bey merhum, hepsi arka arka­ ya Park Otele geldiler. Ata­ türk, paşalarla bazı görüşme­ lerde bulundu. Paşalara bazı direktifler verdi ve Yunus Na­ di Beye de:

— «Benimle beraber Adana­ ya geleceksiniz. Lütfen gidip hazırlanınız ve derhal Dolma- bahçede bana iltihak ediniz».

Diye emir verdiler.

Sofrada telâş ve merak içer­ sinde birşeyler anlamaya çalı­ şan arkadaşlar, Atatürkün pa­ şalarla görüşme tarzından va­ ziyeti ve Adanaya ne maksatla hareket edildiğinin mânasını derhal kavramakla beraber A danada ne olacağım, _ orada vaziyetin ne şekil alacağım bir türlü kestiremedikleri için, en­ dişeler, heyecanlar devam edip duruyordu.

Yalnız sarih ve kesin olan cihet işin ciddiyetiydi.

Bu emirler verildikten ve a- lâkadarlara tebliğ edildikten sonra Park Otelden kalkıldı. Otomobillerle saraya gidiyor­ duk. Otomobilde Atatürk’ün beraberlerinde bulunuyordum. Asabiyetleri; akşamki düşün­ celi halleri geçmiş, şimdi pek keyifliydiler:

— «Akşam telefonda îsmet Paşaya «yarın görüşürüz» di­ ye söz vermiştim. Bu sözü ye­ rine getirmek ve kendisiyle gö rüşmek lâzım...»

Diye kahkaha atıyorlar ve: — «Şimdi kimbilir neler dü­ şünüyor, kimbilir ne halde­ dir, neler tevehhüm ediyor - dur?»

Diye ilâve ediyorlardı. Bir an durduktan sonra, A- tatürk, şöyle devam ediyordu:

— «Onlar asıl şimdi işin cid­ diyetini anlıyacaklar! Hâlâ u- yuyoriar! Bak mesele nasıl hallolur, onlara göstereyim de görsünler! Bir İskenderun için Fransızlarla harbedilemez miş! Şaşarım onların aklı perişan­ larına!»

Sarayda kısa bir müddet kal dik. Yunus Nadi Bey de ha­ zırlanmış, gelmişti. Hemen mo- törlerle Haydarpaşaya gittik. Orada hazırlanmış olan trene binerek derhal Adanaya müte- veccihan hareket ettik.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ceftobiprole at a dosage of 500 mg, infused intravenously over 1 hour every 12 hours, was noninferior to vancomycin in the treatment of complicated skin and skin structure

Kuzey deniz fili (Mirounga angustirostris) Alaska’dan Meksika’ya kadar olan bölgede, Güney deniz fili (Mirounga leonina) ise Antarktika ve yakın çevresindeki adalarda

Papua Yeni Gine – Biyoçeşitlilik açısından dünyanın ilk onu içine giren Papua Yeni Gine’deki tropik ormanlar yeni bir rapora göre kimsenin fark etmediği bir hızla yok

Hem s›hhi tesisattan, hem de hava- land›rma sisteminden gelen hastal›kla- r›n belki de en ciddilerinden biri, lejyo- nelloz ya da lejyoner hastal›¤› diye bil- di¤imiz

dinliyoruz kendi sesinden, sonra da sözleri yine kendisinin olan türkülerini, “İnsan ve Emek”le başlayan şiirler “Ezgili Yürek ”le son buluyor.. ATILLA

“ Maymunların Resim Yapma Hakkı Üzerine” başlıklı yazımda, Batılının bir Türk ya da Perulunun çağdaş sanat yaptığına inanmasının] bir maymunun

Reşit Paşa Londrada — Reşit Paşa ve İngiliz diplomasisi — İngilizlerin Rus - Türk müna­ sebetleri üzerindeki görüşleri — Reşit ve &li..