g e l ı
an
ilhan
attila
Ilhan'ı kaybettik
; TÜRK şiirinin özgün ismi Attiiâ İlhan, 80 yaşında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda etti. Roman, deneme ve ' senaryo yazarı olarak da çok sayıda esere imza atan İlhan'ın ölümü edebiyat dünyasında üzüntüyle karşılandı. İlhan, 16 yaşında. Nâzım Hikmet'in şiirlerini kız arkadaşına gönderince, Türkiye'de gözaltına alman ilk lise öğrencisi olarak da hafızalara kazınmıştı. K 5İ>İlhan için neler söylediler? 27,'de
& Milliyet
milsanat@milliyet.com.tr Ç A R Ş A M B A 12 Ekim 2005K Ü L T Ü R / S A N A T
Tl
An gelir Attıla
¡İnan oluiıııı
50 yılı aşkın süredir edebiyat dünyamızda ayrı bir yeri olan Attilâ İlhan
,
80 yaşında
hayata veda etti. "An gelir / Attilâ İlhan ölür" demişti şair, bir de "Elde var hüzün..."
KÜLTÜR / SANAT SERVİSİ
Ş
iir, roman, deneme, senaryo yazarı olarak edebiyat dünyamızda önemli bir ye ri olan; edebiyat, dil, aydınlar, sosyalizm ve kadınlarla ilgili çıkışlarıyla hafızalara kazınan polemikler yaratan Attilâ İlhan, 80 yaşında kalp krizi sonucu hayata ve-d a “etti. 15 Haziran 1925 Menemen doğumlu olan Attilâ İlhan, bir röportajında kendi ölümünü nasıl
düşündüğünü şöyle anlatmıştı: “ölümden sonra sına inanmadığım için, ölüm son derece basit bir olay. Zaten bir enfarktüs geçirdim. Bir İkincisi ge lecek ve beni alıp götürecek.”
Gözaltına alınan ilk liseli
Edebiyat serüveni
1975 yılında TD K Şiir ö d ü lü ’nü; aynı yıl “Sırtlan Payı” isimli romanıyla Yunus Nadi Rom an ö d ü lü ’nü alan Attilâ Ilhan’ın ilk şi iri “Balıkçı Türküsü” 1941 yılında yayımlan dı. İlk şiir kitabı “Duvar”da yer alan “Cab- baroğlu M ehem m ed” şiiri ile 1946 CHP Şi ir Yarışması’nda ikincilik ödülü aldı. Il han’ın “Sisler Bulvarı”, “Yağmur Kaçağı”, “Ben Sana M ecburum ”, “Bela Çiçeği”, “Yasak Sevişmek”, “Hıtuklunun Günlüğü”, “Böyle Bir Sevmek”, “Elde Var H üzün”, “Korkunun Krallığı”, “Ayrılık Sevdaya D a
hil” ve “Kimi Sevsem Şensin” isimli şiir ki tapları; “Zenciler Birbirine Benzem ez”, “Kurtlar Sofrası”, “Bıçağın U cu”, “Sırtlan Payı”, “Yaraya Tuz Basmak”, “Dersa- adet’te Sabah Ezanları”, “O Karanlıkta Biz”, “Fena Halde Lem an”, “Haco H anım Vay” ve “Allahın Süngüleri Reis Paşa” isimli rom anları ve “Yengecin Kıskacı” adlı bir öykü kitabı bulunuyor. Yazar çok sayı da denem e ve gezi kitabına da im
za atmıştı. Attilâ İlhan 'Liseli bir çocuk gibi hâlâ âşık oluyorum' diyordu.
NE D E D İ L E R ?
Fırtına gibi
bir adamdı
Biket İlhan (Attilâ İlhan'ın eski eşi, senarist): Çok kötü oldum. Aklımı
toplayabilmiş değilim. Çok önemli bir kayıp. Ayrılmıştık ama dostluğumuz yıllar boyu sürdü. Televizyonda kendisi hakkında
yapılan konuşmaları dinliyorum, herkes yerinin doldurulamayacağını söylüyor. Gerçekten de yeri doldurulmayacak, gerçek bir aydındı.
Fazıl Hüsnü Dağlarca (Şair): Attilâ
İlhan'ı eski gibi severdim. Bir gün yeni olan, kimi gün kendisi olmayan, kimi gün yıllarca görmediğimiz, kimi gün aykırı, kimi gün eski yüzünü saklayamayan, kimi gün abartılmış, kimi gün unutulmuş biri gibi görürdüm. Şimdi yalnız ölümün kendisi gibi görüyorum. Ne desem boş. Yok olur biri, gazetelerde birkaç gün yaşar biri.
Gülten Akın (Şair): Fırtına gibi bir
adamdı. Çok kendine özgü bir şair ve yazardı. Önemliydi ve değerliydi. Çok üzüldüm.
■ F W Pınar Kür (Yazar): § Attilâ Ilhan benim
hem çok sevdiğim bir yazar hem kişi ■l** fm olarak dostumdur, ilk kitabımın
yayımlanmasına önayak olmuştu. Söylemek istediğim çok şey var aslında ama şu an çok üzgünüm.
'Bunları da gördüm ya!..'
Türkiye’de gözaltına alman ilk lise öğrencisi olan Attilâ İlhan, “O işin prömiyeri bende. 16 ya şındaydım daha. (...) O olaydan sonra damgalı eşek gibi İzmir’de, Karşıyaka’da herkes bizi tam d ı” diye anlatıyor bu olayı.
O sıralar İzmir Atatürk Lisesi’nde öğrenci olan İlhan, Türk Ceza Kanunu’nun 141. madde sine aykın davranma savıyla tutuklanıp okulun dan uzaklaştırıldı. Daha sonra, Danıştay kararıyla öğrenim hakkı kazanarak İstanbul Işık Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde başladığı yükseköğrenimim yarıda bırakan İlhan, 1949-1965 yıllan arasında aralıklı olarak 6 yıl Pa ris’te yaşamım sürdürdü.
Asım Bezirci, Haşan Tanrıkut ve Orhan Müs- tecabi ile Gerçek gazetesinde çalışan İlhan, Sor- bonne’da filmoloji kurslarına da devam etti. Tür kiye’deki gazetecilik serüvenine sinema eleştir meni olarak başlayan Ilhan’ın 1951’de yazdığı ‘So kaktaki Adam’ romanı, 15 yıl evli kaldığı Biket İl han tarafından sinemaya uyarlandı.
Maviciler akımı
Yeni Edebiyat, Yücel, Genç Nesil, Fikirler, Varlık, Aile, Yirminci Asır, Seçilmiş Hikâyeler, Kaynak, Ufuklar, Mavi, Yeditepe, Dost, Yelken, Ataç, Yön, Milliyet Sanat ve Sanat Olayı dergile rinde şiirleri yayımlanan İlhan, Mavi dergisinde Maviciler diye bilmen toplumsal gerçekçilik akı mının sözcüsü oldu.
Attilâ İlhan, Demokrat İzmir gazetesinde ma gazin servisi yöneticiliğinden gazete yöneticiliği ne, 8 yıl süreyle çalıştı. CHP’nin yayın organı Ulus’ta yazarlık yaptı, ancak CHP’yi eleştiren ya zılan nedeniyle buradaki görevine son verildi. 1973 - 1979 yıllan arasmda Bilgi Yayınları’nda editörlük görevini sürdürdü. İlhan, 2 Mart 1982 - 15 Kasım 1987 tarihleri arasmda Milliyet gazete sinde “Doğrudan Doğruya” isimli köşesinde yaz dı. Attilâ Ilhan, 1996’dan 12 Eylül 2005’e kadar da Cumhuriyet gazetesinde “Söyleşi” isimli bir köşe d e yazıyordu.
Ilhan’ın vefatı dolayısıyla Cumhurbaşkam A hm et Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Bülent Arınç, CHP Genel Başkam Deniz Baykal, DSP Genel Başka nı Zeki Sezer, ANAP Genel Başkam Erkan Mumcu, Kültür ve Turizm Bakam Atilla Koç, me saj yayımladı.
10 Ekim Pazartesi akşamı 22.00 sıralarmda geçirdiği kalp kriziyle yaşamını kaybeden Attilâ İlhan, okurlarıyla son olarak 9 Ekim Pazar günü, 24. İstanbul Kitap Fuarı kapsamında Interexpo Salonu’nda yaptığı “H er Şeyi Biliyor muyuz?” başlıklı söyleşi sırasmda bir araya geldi.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın düzenlediği etkinlikte, bir m etne bağlı olmadan irticalen konuşan Attilâ Ilhan, Türk halkının aydınlar tarafm dan bir nevi dışlandığına, aydınların halkı anlamadığına
dikkat çekti ve aydınların milli sentezi yapamadığmı belirtti. Bu iddiasına kanıt olarak da, okum a yazma oranı yüzde 80 olan 72 milyonluk Türkiye’de, gazetelerin toplam satışının 4.5 milyon olmasını gösterdi.
Asistam Belgin Sarmaşık’m verdiği bilgiye göre, 1000 kadar kişi tarafm dan dinlenen ve ayakta alkışlanan Attilâ İlhan, yaptığı konuşm adan som a, “Bunları da gördüm ya... Ben çok şanslıyım” dedi.
Ilhan’ın son dakikalarında yanmda bulunan
Belgin Sarmaşık, Attilâ Ilhan'ın 10 Ekim günü, akşamüstü eve geldiğinde yorgun olduğunu söyleyerek bir süre dinlenmeye çekildiğini, ardm dan birlikte uzun uzun sohbet ettiklerini, ölüm ünün çok ani olduğunu kaydetti.
Yarın saat 10.00’da Kanal Türk binasında ve 11.00’de AKM Büyük Salon’da Attilâ Ilhan için birer tören yapılacak. Ilhan’ın cenazesi tören sonrası 13.00’te Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardmdan Aşiyan Mezarlığı’nda defnedilecek.
Böyle Bir Sevmek (Ne Kadınlar Sevdim) Ne kadınlar sevdim zaten yoktular Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir Azıcık okşasam sanki çocuktular Bıraksam korkudan gözleri sislenir N e kadmlar gördüm zaten yoktular Böyle bir sevmek görülmemiştir Hayır sanmayın ki beni unuttular
Attilâ İlhan okurlarıyla son kez 9 Ekim'de, 24. İstanbul Kitap Fuarı'nda buluştu.
Çetin A İtan (Yazar): Yazarlarımızın
ve şairlerimizin ölümlerinden sonra kıymete binmeleri çok acı. Tomris Uyar 2 yıl hastanede yattı, kimsenin umurunda olmadı. Ama ölünce haber değeri kazandı maalesef. Attilâ, Beş Hececiler, Garip gibi şiir akımlarının dışında, kendi özgün tarzını yaratabilmiş bir şairdi. Türkiye'de koltuklarıyla değil kalemleriyle önemli olan insanların değeri hâlâ anlaşılamadı. O, kalemiyle önemli olan insanlardan biriydi. Bizim neslimiz gitgide kayboluyor Türkiye'de; Attilâ'nın ölümüyle daha bir eksildik.
Ilhan Berk (Şair): ilhan benim
gözümde her alanda ve Türk edebiyatında bir fenomendi. Ona her zaman şaşırarak bakmıştım. Bu düşüncem hep de sürecektir kanısındayım.
Tahsin Yücel (Yazar, eleştirmen):
Üzgünüm. Kendisiyle birtakım tartışmalarımız olmuştu. Daha doğrusu ben onun dil konusundaki düşüncelerini epeyce eleştirmiştim. Paylaşılması zor, kendine özgü düşünceler ileri sürerdi sık sık. Ama şunu söyleyebiliriz: Attilâ Ilhan'ı belki de
dönemlerine göre değerlendirmek gerekir. İlhan, bizim gençlik yıllarımızda gerçekten şiirimize yeni bir duyarlılık getiren bir ozandı. "Abbas Yolcu" adlı kitabında yer alan yolculuk yazıları şiir tadındaydı. Bu tadı bazı romanlarında da buluruz. Son döneminde bugünkü kuşaklarca
kullanılmayan, kendisinin de ilk dönem
yapıtlarında kullanmadığı eski bir dil kullanıyordu. Cumhuriyet ve Atatürk devrimleri konusunda da genellikle paylaşmadığımız, kendisine özgü düşünceleri vardı.
Füruzan (Yazar): Attilâ İlhan bütün hayatı boyunca savunduğu, ülkesi için iyi olduğuna inandığı bilgilerini okurlarıyla korkusuzca paylaştı, dolu ve iyi bir hayat yaşadı bence. Çok iyi bir şairdi. Çok iyi bir yazardı. Değerli bir edebiyat adamımızı yitirdik. Ama onun verimli bir ömür yaşadığını
düşündüğümde, ki ben bunun böyle olduğuna inanıyorum, bu ölüm için üzülüyorum. Böylesi bir hayatın alkışlanması gerektiği kanısındayım.
'Yasak Sevişmek'ten
BİRAZ PARİS
Telefonlarla geldi telaşlı ve ürkek birdenbire geldi beklemiyordum akşam dı Samanyolu patlamıştı bütün sacre coeur silme akordeon ilk yudumda ağlamaya başlamıştı şakakları ter içinde gece saat on kibrit aranıyor göğüs geçirerek bütün sevgilerinde yanûmıştı
■ bir omzuna almış sanki gökyüzünü
dudakları masmavi alsace lorrain y ü zü cermenlerin en eski hüznü
hölderlin bakıyor sisli gözlerinden
■ ellerini şöyle okşayacak oldum
duydum nabzmın gök gürültüsünü ad ı yağmur m u güz akşamüstü m ü u za k bir panayırda ip atlayan çocuklar dalgalar vurdukça sarsılan mendirek gecesi kaydı mı nedense beni arar dilinde özürler bilerek bilmeyerek zenciler çaldı mı cazın hali başka çinlinin biri kendini siliyor oturduğu yerde içtikçe eksilerek ö zle m büyük korku epeyce şaka...
Can Yücel (en sağda), İzmir'de asker... Attilâ İlhan da tesadüfen İzmir'de. İkisi bir şiir matinesine davet edilmiş, orada buluşmuşlar. İkinci Paris 'ikametinden' bir sokak fotoğrafı.
Cumhuriyet'te veda yazısı
'H er şe y için
te şe k k ü r ed erim !'
Attilâ İlhan, 12.09.2005 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde, parantez açıp bir süreliğine okurundan izin istedi.
10.10. 2005 Pazartesi tarihli Cumhuriyet
Gazetesi'nde ise İbrahim Yıldız, "Cumhuriyet'ten Okurlara" adlı köşesinde, ilhan'ın gazeteden ayrıldığının haberini verdi ve şöyle dedi:
"Yazarım ız Attilâ İlhan, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle bundan böyle Cumhuriyet'teki yazılarına son verdi. Cumhuriyet adına İlhan'a bugüne dek verdiği destekten dolayı teşekkür ediyoruz. Sağlıklı günler dileğimizle, Attilâ | İlhan'ın ayrılık gerekçesini kendi satırlarıyla okurlarımızla paylaşalım:
"Bilmem söylemiş miydim, benim sicilimde bir enfarktüs sabıkası vardır; geçtiğimiz yayın döneminde, -hekimlere bakarsan, aşırı çalışmadan-, bazı arazı nüksetti, gazeteye mümkün mertebe aksettirmeden, iki defa 'yoğun bakım'da kızağa çekildim.
Yeni yayın dönemine başlamadan, görüşlerine başvurduğum dört farklı hekimin dördü de, üzerimdeki yükü hafifletmemin bir 'sağlık mecburiyeti' olduğunu belirtti; dediklerine göre, iki yayınevi, bir gazete ve bir
televizyondaki yoğun çalışmayı kaldıramazmışım.
Cumhuriyet'teki yıllarım, meslek hayatımın en j hareketli, en renkli, en bereketli yılları oldu. Her şey -bilhassa tahammülünüz ve sabrınız- için, hepinize teşekkür ederim."