No. 11 - Af art 194S
AYLIK ANSİKLOPEDİ
323
son iki yılı içinde iki büyük darbe, onu çok sarstı. Bunlardan biri evinin ve çok sevdiği kütüphanesinin yanması, diğeri de elli beş yıllık ömür yoldaşı eşi Bayan Müzeyyen’in ölümüdür. Bu iki ağır-vaka Mehmed Emin’in hayatında en büyük sarsıntıyı yapmıştır. Nihayet kalbinden hastalanarak tedavi edil mek üzere yattığı Alman Hastanesinde 14 ocak 1944 te hayata gözlerini kapadı. Son seçimde İstanbul Milletvekili olmuştu.
Mehmed Emin’ in eserlerini ve Türk ede biyatındaki mevkiini tenkid ve tahlil, bu kü çük makalenin çerçevesi dışında kalır. Yalnız şunu söylemekle iktifa edebiliriz : Mehmed Emin bugünküTmillî edebiyatın ilk mübeşşir- lerinden biri olduğu gibi, son yarım asır için de yetişmiş olan Türk gençliğine millî heye can vermiş ve millî şair sıfatına hak kazan mış büyük bir Türk edibi ve mütefekkiridir. Başlıca eserleri : Fazilet ve Asalet; İs tanbul, 1892. Türkçe Şiirler; İstanbul, 1900. Türk Sazı; İstanbul, 1914. Ey Türk Uyan; İs tanbul 1914. Tan Sesleri; İstanbul 1915. Dicle önünde; İstanbul, 1916. Turana Doğru; İstan bul, 1918. Zafer Yolunda; İstanbul, 1918. İsyan ve dua; İstanbul, 1918. Türkün Hukuku; İstan bul, 1919. Kral Çorca; Ankara, 1923. Mustafa mal; İstanbul, 1928. Danteye; İstanbul, 1928. Ankara, İstanbul, [1939.
K ı s a b i b l i y o g r a f y a : Mehmed Emin in bu kısa biyografisinde kullandı ğım en esaslı kaynaklar rahmetlinin bana ver diği notlarla bıraktığı hususî evrakıdır ¡'bunlar dan başka şu eserlerden isti fade edilmiştir : Çocuk Bahçesi koleksiyonu. Akçura oğla Yusuf; Türk Yılı, 1938. Mehmed Behçet Yazar; Ede biyatçılarımız ve Türk Edebiyatı, İstanbul, Kanaat Kitabevi, 1938, sayfa 243. Uluğ iğ demir; Mehmed Emin Yurdakul'un Hayatı,
Ülkü, yeni seri, sayı 57. ( Uluğ iğdemir)
A K A L I N , BESİM ÖMER (D o k to r , G e n e ra l)—(1862-1940) T ü r k h e k i m l i ğ i n i n i l e r l e m e s i n e , T ü r k v a t a n d a ş ı n ı n g e n e l s a ğ l ı ğ ı n ı n k o r u n m a s ı n a g e r e k f i i l e n , g e r e k d e r s l e r i y l e v e g e r e k s e y a z ı l a r i y l e e l l i s e n e d e n f a z l a d u r m a d a n ç a l ı ş m ı ş , meslektaşlarının bu yoldaki çalışmalarına da kıymetli yardımlarda bulunmuş b i r p r o f e s ö r v e b ü y ü k b i r i n s a n d ı r . Ba bası 1877 Millet Meclisinde, Kosova Milletve kili olarak bulunmuş olan Ömer Şevki Paşa dır. Besim Ömer 1862 de İstanbulda dünyaya gelmiştir. Orta öğrenimini İstanbul Rüşdiye Mektebinde yaptıktan sonra Askerî Tıbbiye İdadisine girmiş, 1885 te yüzbaşı olarak as ker hekimi olmuştur. Bir müddet Haydarpa şa hastanesinde kaldıktan sonra, açılan bir imtihana girmiş, kazanarak 1886 da kadın hastalıkları dersine muavin olmuştur. Lâkin bundan evvel de Yunanistan’ la olan savaşda Alasonya’da asker hekimliği yapmıştır. Ka- V din hastalıkları muavinliğinde bir zaman kal
dıktan sonra bilgisini arttırmak ve öğreni mini tamamlamak ihtiyacını duyduğundan kendi parasiyle Paris’e gitmiştir. Orada çok ciddî çalışmış Buden (Boudin) gibi büyük ji nekoloji mütehassıslarının yanında bilgisini arttırarak, vefat eden hocası Vahid Beyin yerine profesör tâyin olunmuştur. Paris’te üç sene kaldıktan sonra İstanbul’a dönen Besim Ömer, hayatının son senelerine kadar bu öde vini çok iyi bir şekilde yapmıştır. Memleke timize modern jinekolojiyi getiren odur. İlk açılan doğumevlerinin yapılmasında ve ida resinde, fennî şekilde ebe yetiştirmekte pek
büyük hizmetleri olmuştur. Derslerine baş ladığından az zaman sonra Prof. Lüto (Lu- teaud) nun kadın hastalıkları kitabını türkçe- ye çevirmiş, bastırmıştır. O zamandanberi Dr. Besim Ömer tıbbın ve genel halk sağlığının muhtelif konuları üzerine
seksen-Besim Ömer Akalın
den ziyade kitab çıkarmıştır. Bunların ara sında kendi eseri olan doğum kitabı bulun duğu gibi, annelerin ve çocukların sağlıkla rını koruma meselesini pek iyi inceliyen ki- tablar da vardır.
1888 de Dr. Besim Ömer, Meclisi Sıh- hiyei Umumiyeye ve Meclisi Tıbbiyei Mül- kiyeye âza, 1909 da bu son meclise başkan seçildi. Aynı senelerde, Rus muharebesin- denberi Sultan Hamid’ in, cemiyet ve teş killere karşı malûm korkusu sebebinden unutulmuş olan ve biraz parası Dellasuda Faik Paşa tarafından bankada saklı bulundu rulan Hilali Ahmer (Kızılay) Cemiyetini ye niden diriltmeyi düşündü. Birkaç arkadaşiyle nizamnamesini yaptı, lâzımgelen muameleleri tamamladı. Cemiyeti yeniden meydana çıkar dı. Bu tarihten sonra da cemiyetin verimle rinde önemli hizmetleri oldu. Birkaç \ defalar Kızılhaç’ın kongrelerine gitmiş ve cemiyeti pek güzel temsil etmiştir. Bu cemiyette ya pılan hastabakıcı yetiştirilmesi onun eseri dir. Derslerin büyük bir kısmını kendisi ver miş, bu duruma dair de önemli bir kitab yazmış ve yayınlamıştır. 1914 te Cemil Pa şanın çekilmesi üzerine Tıb Fakültesine, 1915 te de Üniversiteye başkan seçildi. İşgal senelerinde bu çok güç işi Dr. Besim Ömer pek iyi idare etmiş ve Türklük şerefini daima yüksek tutmaya muvaffak olmuştur. 1915 de Veremle Mücadele Cemiyetine ikinci başkan seçildi. Bütün İnsanî işler gibi bu meseleyi de «andan benimsemiş ve elinden geleni yap mıştır.
Bizde ilk olarak Çocukları Esirgeme Kurumu ve Süt Damlasını tesis eden de Dr. Besim Ömerdir. Bu konuyle meşgul olan kon grelere de giderek bu hususta faydalı sözler söylemiştir. Üstad birçok defalar sıhhat bakı mından Avrupa kaplıcalarına gitmiştir. Sul tan Hamid’ in en şiddetli istibdad senelerinde bile bin güçlükle bir kaplıcaya gittiği zaman mutlaka Avrupa şehirlerinde bulunan dostla rını ziyaret etmeyi unutmaz ve ekseriya
op-ların Sıkıntıop-larını gidermek için muavenetten geri durmazdı. Zaten Besim’ in bu yolda İn sanî hareketleri sık sık olurdu. Dostlarının ailelerine elinden gelen yardımları yapardı. Dostlarına çok samimî olarak bağlılığı yük sek insanlığının üstün vasıflarından biridir. Avrupa’ da bulunduğu senelerde daima İlmî meselelerle meşgul olurdu. Bir defasında pa tolojik anatominin mikroskopik kısmiyle haf talarca meşgul olmuştu. Bu sayededir ki Dr. Besim Ömer çok farklı durumlara dair ehem miyetli kitablar yayınlamıştır. Kendisinin vebaya, koleraya dair kitabları olduğu gibi, diş, göz, mide ve bağırsakların hijiyenlerine dairde yazıları vardır. Bunlardan maada bir çok gazetelerde tıbba aid makaleleri çıkardı. Bunların adedi yüzleri geçer. Şüphe yoktur ki Dr. Besim Ömer Akalın’ın ismini daima idame edecek olan bir eseri «Nevsali Afiyet» ismiyle 1899, 1900, 1901 ve 1906 da 400— 700 sayfa olarak çıkardığı yıllıklardır. Bunların hususiyle Türk Tıb Tarihi bakımından ehem miyetleri çok büyük ve ebedidir. Hepsi dört cild teşkil eden bu yıllıklarda birçok mühim tıbbî makalelerden başka, birçok Türk he kimlerinin ve bazı ecnebi üstadların hal ter
cümeleri vardır. ' s
Prof. Besim Ömer Akalın Millet Mec lisinin beşinci ve sonra altıncı dönemlerinde milletvekili seçilmiştir ve vefatında Bilecik Milletvekiliydi. Bu işe çok samimî olarak sa rılmıştı. Bununla beraber tıbbî çalışmalarına fasıla vermemiş, 1939 da «Türk Çocuğu Na sıl Yaşamalıdır?» adlı iki cild kitab yazmış ve bastırmıştır.
Doktorun ölümü de kendi İnsanî hisle rine şahadet eder bir surette oldu. 1940 martında üstad izinli olarak İstanbul’da bu lunuyordu ve daha kalmasına da sıhhî bakım dan lüzum vardı. Lâkin bir gün Ankara’da bir dostunun hastalanarak bir hastaneye yerleştirildiğini haber aldı ve hemen oraya gitmeye karar verdi. Bütün kendini sevenle rin ricalarına rağmen ; «O zat hastadır, mut laka görmeliyim» diye yola çıktı. Ankara’ ya varır varmaz dostunu ziyaret etti. Lâkin er tesi günü, 19 mart 1940 ta öğle zamanı lo kantada yemek yerken birdenbire hastalandı, az zaman sonra koşan hekimin bütün ihtima mına rağmen vefat etti. Onun adı hayatiyle biraz meşgul olanların hâtırasında ve Türk Tıb Tarihi sayfalarında ebediyen yaşıyaeak- tır. Üstat hayatını tamamen vazifesine hasret tiğinden hiç evlenmemiştir.
(Dr. A kil Muhtar Özden)