iM m ıv iM jU iU iiV iiZ
M LŞ tlU iiL A i :
Kara mezarın üstünde
şu cümleler yazılı idi:
“ Yolcu!.. Mezarımda kıymetli eşya yoktur, onu
açarsan dünyanın lânetleri başına olsun..,,
H a m d i b e y yeraltı araştırmalarında
—
Bir lahdin esrarı—
S a yd a kira lının m ezarı— «Bunu
açm ağa m ecbu ru z» —
H a m d i beyin ilim cesareti—
Lahit açılıyor—
S a yd a kiralının sözleri doğruym uş—
M e z a r d a k ıy m etli hiç bir ş e y y o k—
Kural kaç ya şın d a ?.—
H a m d i b e y hakkın" daki riva yet—
H a m d i b e y dünyanın en m esut adamı—
S a yd a lâhitlerisalonundaki h eyk el..
Hamdi bey Sayda’da, yeraltı mezarlarının bulunduğu kısma indi. Burası zifiri karanlıktı. Ar kadan gelen bir hademe elinde bir fener tutuyordu. Bu cam fe nerin hayal meyal aydınlattığı yerde gayet süslü bir takım me zarlar göze çarpıyordu. Bulun dukları yere belki binlerce sene den beri insan ayağı basmamış tı, Hamdi bey yanındaki adam la Fransızca konuşuyordu.
Siyah taştan bir mezann önünde durdu1 ar. Yanındaki.
— İşte bu mezar!., dedi. Hamdi bey:
— Çare yok., açacağız!., ce vabını verdi. Beraberindeki zp.t biraz şaşırmıştı:
— Fakat lâhdin ayak ucunda yazılı cümleleri okudunuz mu?.. Bu mezarı açacak kimsenin ba şına neler geleceğini .düşündü nüz mü?.
Hamdi beyin memlekete hediye müzesinin
ettiği büyük eser: Âsanatika bir kısmı
Hamdi bey omuz silkti.
— Ben mezarı açacağım!., dedi.
Feneri bir daha lâhdin ayak ucuna tuttular. Orada yazılı olan Finike yazısını Hamdi be yin yanındaki zat yüksek sesle Fransızcaya çevirdi. Son cüm lesi:
«Bu mezarı açanın başına ı dünyanın lânetleri yağacaktır.» ı yazıyordu.
Bir zamanlar halk arasmda, Hamdi bey hakkında uzun müd det garip bir rivayet dolaşmıştı. Söylentiler şunlardı:
Hamdi bey açılması son dere cede uğursuzluk telâkki edilen bir büyük mezarı açtırmşıtır. Halbuki bu mezann üstünde, içinde yatan tarafından yazdı rılmış gayet tehdit edici cümle ler vardı. Buna rağmen Hamdı bey lâhdi açtırdı. Ve o zamana kadar dünyanın en mesut adamı iken, sonra en bedbaht insanı oldu..
Şimdi de bu rivayetin aslına bir göz atalım:
Bugün âsanatika müzesine kara taştan yapılmış ve üzeri Mısır hiyeroğliflerile yazılı güzel bir lâhit vardır. Mezan yukanda da bahsettiğimiz gibi bizzat Hamdi bey bulup toprak altın dan çıkartmış, Istanbula getir miş, ve oraya yerleştirmiştir.
Kara mezann meraklı tarihi de şudur: Bu sanatkârane lâhit eski asnn meşhur cengâverlerin- den Pneftah adında birisine ait tir. Daha doğrusu Pneftah bu lâhidi kendisi için yaptırmış, fa kat kullanamamıştır. Uğursuz luk rivayeti buardan başlıyor.
Lâhit daha sonra Hazret! îsa- nm doğumundan altı asır önce meşhur Sayda kıralı Tahnitin eline geçmiştir. Kıral kendisini bu mezara
gömdürtmüştür.-Hamdi bey Saydada bulunan mezarlan tetkik ve tesbit eder
ken bu kara lâhdin bir tarafın da Finike yazısile aşağı yukan şu mânalara gelen cümleler gö rülmüştür:
«Yolcu!.. Benim mezanmda altın ve gümüşten veya başka bir madenden yapılmış hiç bir kıymetli şey yoktur. Bunun için boş yere yorulup da onu açmağa ve beni rahatsız etmeğe kalkış ma. Bunu sana haber veriyorum. Lâkin buna rağmen mezarımı aç mağa kalkan kimsenin başına bütün hayır ve şer ilâhları tek
mil lânetlerini yağdıracaklar dır.»
Hamdi bey ve yanındakiler bu satırları okumuşlardı. Bazıları hakikaten tereddüt, ediyorlardı. Zira üzerinde bu kabil tehditü yazılar bulunan mezarların açıl maları sırasında tesadüf kelime- sile izahları mümkün olmıyan pek garip hâdiseler, hattâ bazan korkunç ölümler görülmüştü.
Böyle eski Firavun ve Hüküm dar mezarlarının etrafları daima meraklı efsanelerle doludur. Bu güne kadar hâlâ bazı Mısır me zarlan; içine girenleri ölüm bek leyen hudutsuz hazineler gibi addolunuyor.
Halbuki Hamdi beyin bulduğu kara taşlı mezarm üstündeki tehdit hepsinden müthişti. Lâhit üzemlde Mısırilılar 'zamanında yazılmış hiyerogliflerde değil de Finike yazılan He bu cümlelerin yazılması, içinde yatan Sayda kıralı Tahnitin bu tehdidi ileri sürdüğü anlaşılıyordu.
Lâkin bir ilim adamının böyle batıl itikatlara, tehditlere aldmş etmemesi gerekti. Milâddan altı asır önceki binlerce senelik bir mezann açılmasını Hamdi beye ilim emrediyordu. O kendi hesa bına böyle şeylere pek aldmş et mezdi. Kendisini hakikî uğur suzluk, hakikî Ölüm beklese de yine Sayda kiralının kara lâhdi açılacaktı. Zira tarihin bu parça
sını ancak orayı açmakla aydın latmak belki kabil olacaktı. Son ra mezan yer altından çıkarıp, Îstanbula nakletmek için de her halde onu açmak icabediyordu. Olduğu gibi götürülemezdi.
Kiralın
dediği doğru
çıktı..
Nihayet Hamdi bey hereşeye rağmen, ilmi ve medenî bir ce saretle bu tehdit dolu mezan aç tırdı.
Sayda kıralı Tabnit yalan söy lememişti. Öteki mezarlarda ufak tefek, altın veya başka maddeden kıymet1! şeyler çıktığı halde onun lâhdinde bu tarzda hiç birşey bulunamadı. Yalnız kiralın son derecede iyi muhafa za edilmiş iskeleti bulundu. Bu na nazaran kıral 45 - 50 yaşla rında orta boylu bir adamdı. Hattâ bu melearın açı’ masından, onun başında vaktile kir düşme miş, koyu kestane rengi saclan biz olduğunu tesbit etmek kabil olmuştur.
İşte şimdi müzenin emsalsiz lâhit koleksiyonunun güzel par çalarından biri olan bu Tahnitin
üzerinde tehdit dolu lâhdinin açılması Hamdi bey hakkındaki yukarıdaki kaydettiğimiz riva yeti çıkardı.
Halbuki o hiç bir zaman bed baht bir adam sayılamaz. Bilâkis Hamdi bey, her istediği — hem de devrin ve fikirlerin darhğma rağmen — mükemmel surette yapabildiği b jr.çok rüyalarım hakikat hajine getirdiği için son derecede mesut bir adamdı
Lâkin ututmamali ki dünya nın her tarafında büvük adam lar hakkında ne akla hayale gel mez rivayetler çıkar!..
Esasen bugün Eski Eserler müzesini, dünya müzeleri sıra sında milletler arası bir mevkiie yükse1 ten de bu lâhitlerdir
«Lâhit koleksiyonu» bakımın dan müzemiz son derece zengin dir. Bugün ayrıca Hamdi beyin bütün sıhhati ile çalıştığı Sayda araştırmaları için burada bulu nan eserlerle yapılmış büyük bir | «Sayda lâhdleri salonu» vardır. ¡Müzemizin şimdiki müdürü ve ; Hamdi beyin memlekete en güzel ı hediyelerinden olan yetiştirdiği : talebelerinden Aziz Oğan kendi j müze ateleyelerinde ve müze hey- ı keltraşı Zühtüye hazırlattığı biis- ! tü büyük bir kadrisinaslık nümu- nesi olarak bu «Savda eserleri» salonuna koydurmuştur,
i Hamdi beyin çok sevdiği Say-; da eserleri arasında bir büstünün
bulunması ona yandan en güzel jesttir.
Hikmet Feridun Es