• Sonuç bulunamadı

Dede Efendi konseri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dede Efendi konseri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ttVMr«fc£*

v -

cn

[r ^0

j

Dede Efendi konseri

Türk şiiri, türkçe doğar, tür'k-

çe söylenir. Türk musikisi de, Türk nağmelerinden, Türk hançeresinin hususiyetlerini gösteren, Türk ru. hunun ufuklarını seyrettiren ses terkiplerinden doğar. Şiirde dil ne ise, musikide de beste odur.

Türk faslma keman girebilir, klarnet ve saksafon girebilir. Tıp­ kı Türkün frak giymesi gibi. Frak, Türk gövdesine hiç bir değişiklik vereme®. Üstünde ister.börk, ister burma sarık, isterse silindir şapka olsun, yüzün çizgileri, gözün ren­ gi değişir m i?

Musiki bahsinde çok kere yanıl­ dık. Bazı eserleri “ armonize,, et. meğe çalıştık. “ Armoni,, yi, “ kontr puvan,, i, “ fü ğ” ü keman, flü t ve saksafon gibi kullanmak istedik.

Halbuki armoni bir potadır, eri­ tir. Armoni, erittiği şeyi kalıplara döker. Bambaşka bir şey yapar.

Alafrangacıların bu yanlış gö­ rüşlerine, az kaldı, Türk musikisi kurban gidiyordu.

Bereket versin, millet, kendi malına dört elle sarıldı da musiki­ mizi tarihe gömülmekten kurtardı. Geçen gün belediye gazinosunda dinlediğimiz “ Dede Efendi,, kon- seri, işte böyle bir halk iradesinin zaferidir.

Dede Efendi konserine “ ferah­ feza,, makamiyle başlanmasında güzel bir incelik vardı. Çünkü bu makamı o yaratmış, o süslemiş, o bu makamı bir çok nağme âbide­ lerinin anası haline koymuştu.

“ Pişrev” e girilince, hava, an­ sızın içinde çakan dehâya biat e t­ miş gibi titrerdi. H e r batuta, bir başka güzelliği genişlete genislete bir nağmeler engini açıyordu. P e r­ deler. söz ohıyor, tirillerle nabızla- narak, çarpmalarla hıçkırarak İlâhî bir lisanla konuşuyordu. Gürleyen, yalvaran, seven, okşayan nağmeler, bir duygu ve hayal mahyası gibi başlarımız üstünde sallandı durdu.

Ferahfeza beste, yine aynı ma.

kamdan yürük semai, bize Türk ikamın çeşit bolluğunu tattırdı. Türk musikisinde ifade olmadığım söyliyenler, kendi sağırlıklarına ağlasınlar. Dede, bu eserine kucak gibi açılan, çiçek gibi koklanan ve ışık gibi dağılan hulâsa baştan başa ruh ve duygu olan nağmeler koy­ muştur. Bir cümlede vecdinden semaa ederken, ötck'nde gönül ufuklarını uçtan uca aşan ses şa­ hapları uçuruyor. “ Tahir buselik,, ağır semai ve “ zülfündedir...,, şar­ kısı iie ferahfeza makamı arasın­ daki boşluğa kemanı Sadin'n tak­ simi, sanatlı bir köprü kurdu.

Ferahfezadan Tahir buseliğe, birbirine güç kaynayan makamları yoklaya yoklaya inişi gerçekten güzeldi. Hattâ “ saba,, ya girmek­ ten bile çekinmedi. “ Muhayyer,, de kuvvetlenerek, kışlatılan buseliğe alıştıra alıştıra hedefine vardı.

“ Gülizar” köçekçe!er, o senfoni­ leri andıran azametli terkiplerden sonra, tehlikeli olabilirdi. Fakat Dede, şuhluğa da asaletli ve muh­ teşem hir eda veriyor.

Orada dinlediğimiz icrakârlar kadrosu henüz yenidir. Hiç bera­

ber çalmamış sanatkârlar, sazda kolay kolay kaynaşmazlar.

Faslın biraz ürkek bir hali var­ dı. Fakat az vakitte bu tereddütlü tutuktuk geçecek ve herkes sazı­ nın bütün ses kabiliyetini ortaya koyacaktır.

Akordun pes oluşu da galiba bu yüzden. Seçme sanatkârlar arasın­ da acaba niçin mansur akordu ka­ bul edilmiyor? Fasıl, bu sayede “ nısfiye” den kurtulur ve “ ney,, e kavuşmuş olurdu.

Okuyuculara “ la normal” dik geliyorsa, bir Oktav peşinden söy­ leyebilirler. Umarız, ki dür., bu kadar güzel ve yüksek bir musi­ kiyle bizi mestedenler, bu gönül sarhoşluğunu yarın, veekl merte besine de çıkarırlar.

HAKKİ SÜHA GEZGtP

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

1848 YILINDA TEKRAR AYA İRİNİ'DE AÇILAN ASKERİ MÜZE, BU DEFA DA YETERLİ İLGİYİ GÖRMEDİĞİ İÇİN KISA ZAMANDA ETKİNLİĞİNİ YİTİRMİŞ VE SERGİLERE

Bunu, daha sonraki yıllarda Görsel Sanatçılar Derneği, DYO, ENKA, TALENS, VİKİNG gibi kuruluşların yarışmalarında ödül ve mansiyonlar izledi. Sanatçı, halen Türkiye

6 Eylül günü akşamı Sem iner’- in yap ıld ığı Şehir Tiyatrosu’nda Resim ve Heykel M üzesi ve Sanat­ severler Derneği'nin işbirliği ile düzenlenen

►Türk öykü, tiyatro, gülmece edebiyatının say­ gın isimlerinden, gazetemiz köşe yazarı Hal­ dun Taner, yarın Teşvikiye cam ii nde kılınacak öğle namazından

Tzu-Hua WANG National Hsinchu University of Education Taiwan Assoc.. Wellington Didibhuku THWALA University of Johannesburg South Africa

Bu sebeple fotovoltaik kontrol hacmi içerisine 108 adet sık ve 54 adet seyrek dizilime sahip silindirik alüminyum ve bakır kanatçıklar yerleştirilmiş ve 3 farklı

Bu çalışmada İnek Dışkısı (İD) ve Yemek Atığı (YA) karışımının metan ve hidrojen üretimini sağlayacak iki kademeli anaerobik sistemde, biyoenerji

Çalışmasında fotovoltaik (PV) ilkeye bağlı olarak güneş enerjisinden üretilen elektrik enerjisi ile dalgıç pompaların çalıştırılması için gerekli mekanik