GENİŞ AÇI
HİKMETBtLAYs ■' o -? »o f
Hangi AtUlâ İlhan?
Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni İbrahim
Yıldız’ın pazartesi yazısı zaten ilk -belki de son -
işareti veriyordu. Başlık “Attilâ Ilhan ayrıldı" di yordu: "Yazarımız Attilâ Ilhan, yaşadığı sağlık
sorunları nedeniyle bundan böyle Cumhuri yetteki yazılarına son verdi. ”
Yıldız, Ilhan’ın ayrılma gerekçesini kendi satır larıyla aktarmıştı. O gerekçede çok şey vardı:
"Bilmem söylemiş miydim, benim sicilimde b ir enfarktüs sabıkası vardır; geçtiğimiz yayın döneminde, -hekimlere bakarsan aşırı çalışma dan-, bazı arazı nüksetti, gazeteye mümkün m ertebe aksettirmeden, iki defa ‘yoğun ba-
kım’da kızağa çekildim.
Yeni yayın dönemine başlamadan, görüşleri ne başvurduğum dört farklı hekimin dördü de, üzerimdeki yükü hafifletmemin bir ‘sağlık mec
buriyeti’ olduğunu belirtti; dediklerine göre, iki
yayınevi, bir gazete ve bir televizyondaki yoğun çalışmayı kaldıramazmışım.
Cumhuriyetteki yıllarım, meslek hayatımın en hareketli, en renkli, en bereketli yıllan oldu. Her şey -bilhassa tahammülünüz ve sabrınız- için hepinize teşekkür ederim."
Şu kısacık üç paragrafta neler gizli?
On parmakta on hünerle geçirilmiş 80 yıllık bir ömür.
Şair, yazar, eleştirmen, sinemacı...
Nesiller onu okudu. Kaç şair, kaç yazar, kaç genç onu örnek aldı.
80 yaşında, dört doktorun müdahalesiyle an
cak ve de kısmen durdurulabilen bir çalışma bir üretme azmi...
Gazetedeki çalışma arkadaşlarına bile duyur madan yaşanan yoğun bakım.
“ Yoğun bakım"lı günlerden sonra bile iki yayı
nevi, bir gazete ve bir televizyonda yoğun çalış ma... Kitaplar, söyleşiler, yazılar, yazılar... Ve hep sorgulayan yazılar... Onun için değil mi ki, Attilâ Ilhan’ın kitapları "Hangi?" sorusuyla başlayan başlıklar taşıyordu.
Yazarken ölmek kaç yazara, kaç şaire nasip olur?
“Sağlık mecburiyeti" olmasa daha da yaza
caktı.
Okurlarına tahammül ve sabırlan için teşekkür ediyor. Aslında tahammül eden, sabreden ken- disiydi. O sabırla ve tahammülle yazmaya de vam etti.
Yozlaşmanın tüm boyutlarıyla nasıl egemen olduğunu gördü.
Edebiyatın nasıl üç kuruşluk çıkar uğruna ayaklar altına alındığını gördü.
Satış için, ucuz şöhret için, o güzelim ilham perilerinin nasıl katledildiğini gördü.
Her yerinden pislik akan, -Attilâ Ilhan’ın sıkça kullandığı Türkçe ile söyleyelim- tefessüh etmiş- çürümüş ödüller için, kişiliklerin, kalemlerin nasıl küçüldüklerini gördü.
Yine de yazdı. Tahammülle. Sabırla.
Attilâ Ilhan, işte o Attilâ Ilhan’dır.
Taha Toros Arşivi
0 0 1 5 1 9 4 2 5 0 0 6