AVUSTURYA ELÇILI~I ESNASINDA (1688-1692) ZÜLFIKAR
PA~A'NIN LEHISTAN VEKILLERI ~LE YAPTI~I
SULH MÜZAKERELERI.
SONGÜL ÇOLAK** Giri~~
Osmanl~~ Devleti II. Viyana ku~atmas~n~n (1683) ba~ar~s~zl~~~ndan son-ra Avusturya, Venedik, Lehistan ve daha sonson-ra da (1695) Rusya ile sürekli sava~lara girmi~~ ve özellikle Avusturya kar~~s~nda ald~~~~ yenilgiler ile geri çe-kilmeye ba~lam~~t~. Bu yönü ile Viyana yenilgisi Osmanl~lar için bir dönüm noktas~d~r. Cephelerde askeri yenilgiler ile Uyvar (E. rseküjvar), Budin (Buda), Segedin (Szeged), ~imontorna (Simontornya), Peçuy (P&s) ve daha sonra da Belgrad (Beograd) gibi önemli kaleler elden ç~km~~, Avusturya'n~n bu kaleleri ald~~~~ süreçte Osmanl~~ Devleti, Ukrayna'da Lehlilere, Dalmaçya'da Arnavutlara, Mora'da ve Ege'de Venediklilere kar~~~ da mücadele vermek zorunda kalm~~t~r. Bu mücadelelerine 1695'ten itibaren Rusya ile K~r~m üze-rinde sava~mas~~ da eklenmi~tir'.
Osmanl~~ Devleti'nin s~n~rlardaki kötü gidi~at~~ sosyo-ekonomik düzeni-nin daha da bozulmas~na sebep olmu~, d~~~ hazine ve iç hazine bo~alm~~t~r. Örnek olmas~~ aç~s~ndan 1687-1688 senesinde bütçe aç~~~~ 700.357.065 gelir ve 901.003.350 gider ile 200.646.285 akçaya ula~m~~t~r2. Dolay~s~yla askerle-rin maa~lar~~ ödenemez duruma gelmi~, "imdad-~~ seferiye" ad~~ alt~nda para tahsiline giri~ilerek devletin zenginlerinden ve ileri gelenlerinden mali des-tek sa~lanmaya çal~~~lm~~t~r. Daimi sava~lardan bunalan halk, topraklar~n~~ terk ederek göçmeye ba~lam~~, bo~alan topraklarda zirai üretim yap~lamaz hale gelmi~, üretim gerilemi~, k~tl~k ve açl~k tehlikesi ba~~ göstermi~, asker kaçaklar~~ çetele~erek Anadolu'da ya~malara giri~mi~, toplanamayan vergi-ler ve yüksek enflasyon maliyeyi çökertmi~tir3.
* Bu makale II. Uluslararas~~ Türk Tarih ve Edebiyat~~ Kongresi (Manisa, II-12-13 Kas~m 2005)ne ayn~~ adla sunulan tebligimizin geni~letilmi~~ halidir.
MKU, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü ö~retim üyesi.
I Markus Köhbach, "Das Osmanische Reich im 16. und 17. Jahrhundert", Österreich und die Osmanen-hint Eugen und seine Zeit, Schriften des Institutes Für österreichkunde 51/52, Viyana (1988), s. 17.
2 Yusuf Halaço~lu, Osmar~l~larda Devlet Te~kilat~~ ve Sosyal Yap~, Ankara 2003, s. 76.
3 Köhbach, a.g.m., s. 17., I. Hakk~~ Uzunçar~~l~, Osmanl~~ Tarihi, C. III, TTK Bas~mevi, Ankara 1973,
Söz konusu etti~imiz bu olumsuz ~artlar Osmanl~~ Devleti'ni sava~~ ha-linde bulundu~u Avusturya ile anla~ma yapmaya yöneltmi~tir. Sulh bulmak, görünürde ise Sultan II. Süleyman'~n (1687-1691) cülusunu bildirmek maksa-d~yla bir elçilik heyetinin Viyana'ya gönderilmesine karar verilmi~tir. Gide-cek elçi Zülfikâr Pa~a'd~r. Yan~na Divan-~~ Hümâyûn tercüman~~ ~skerletzâde Aleksandr (Alxandros Mavrocordâtos)4 ve ye~eni Mustafa A~a atanm~~t~r.
Elçi olarak görevlendirilen Zülfikâr Pa~a hasoda da büyümü~, 1667'de çavu~ba~~~ tayin edilmi~, 1669'da azledildikten sonra kapucuba~~, ard~ndan rûznâmeci, nihayet surre-i hümâyûn emini olmu~tur. Daha sonra da ni~ânc~~ rütbesiyle reisülküttâb vekili atanm~~t~r. Avusturya'ya elçi olarak görevlen-dirildi~ine dair fermâm 12 Ramazan 1099 (11 Temmuz 1688) tarihinde al-m~~', Rumeli Be~lenbe~isi payesiyle tayin oldu~u bu görev icab~~ Viyana'ya gitmi~tir. Viyana'da imparator I. Leopod (d. 1640-öl. 1705) ile 17 Rebiülâhir 1100 (8 ~ubat 1689)'de bulu~mu~tur. Zülfikâr Pa~a, ba~ar~s~z geçen görü~-melerin ard~ndan büyük s~k~nt~lar çektikten ve göz hapsinde tutulduktan6 dört y~l sonra, ancak 1692'de Istanbul'a dönebilmi~tir. Dönü~ünden sonra tekrar surre-i hümâyûn emini olarak Mekke'ye gönderilmi~, 1696'da yeni-çeri kâtibi olmu~tur. 20 A~ustos 1696'da ise Macaristan yak~n~nda, Bega Meydan muharebesinde ~ehid dü~mü~tür7.
Zülfikâr Pa~a Istanbul'a avdetinden sonra Sultan II. Ahmed'e (1691-1695) elçili~ine dair takririni sunmu~tur. Bu takririn bugün bildi~imiz ka-dar~yla iki nüshas~~ mevcuttur. Biri Viyana'da Österreichische Nationalbibliothek,
Handschriftensammlung, signatur H.0.90'da kay~tl~d~r; 98 varakt~r ve her ya-
Osmanl~lar~n iskerletzâde dedikleri Alexandros Mavrocordâtos'tur. Iskerletzâde Istanbul'da do~-mu~, Italya'da felsefe ve eczac~l~k okuduktan sonra Istanbul'a dönmü~, Türkçe, Arapça, Farsça, Frans~z-ca, AlmanFrans~z-ca, ~talyanca ve Latince dil bilgisinden dolay~~ ba~tercilman olmu~tur. II. Viyana ku~atmas~na kat~lm~~, 1683 ve 1685-1687 seneleri aras~~ geli~meleri günlük tarz~nda kaydetmi~tir. Bkz. F. Richard Kre-utel, Kara Mustafa yor Wien 1683 aus der Sicht türkischer Quellen, Karld Teply ed., Graz-Wien-Köln, 1982, s.57.
5 "... Bu hakir-i pür-kusur kullan ve diviin-~~ hümdytin ba~~ tercümdn~~ olan ~skerlet-il~de Aleksand~ra kullan i'tinzâdnitme-i ~evket-makn2nlan birle Roma ~mparaton Leopoldus cdnibine risdlet ile fermsin oldu~umuz mahal bindok-sandoku.z senesi Ramazdn~~ ~en:finin onikisinde tük; mizdamtz 'dil ve hezülar ü: idi..." Zülfikâr Pa~a, Mükâleme
Tâkriri, vr. 34 b, sr. 5-8 (ileride MT).
6 Zülfikâr Pa~a'n~n ya~ad~~~~ hapis hayat~na dair bkz: Songül Çolak, "Zülfikâr Pa~a'n~n Mükâleme
Takririne Göre Osmanl~~ Elçilik Heyetinin Komorn ve Pottendorf'ta Hapsedilmesi ve Istanbul'a Dönme Çabalar~", Belleten, C. LXX, S. 258 (A~ustos 2006), s. 589-618.
7 F. Babinger, Osmanl~~ Tarih Yazarlar: ve Eserleri, Çev. Co~kun Üçok, Ankara 1982, s. 256-257. Mehmed
Süreyya, Sicilbi Os~nani, çev. S. Ali Kahraman, C. 5, ~stanbul 1996, s. 1720., M. Alaaddin Yalç~nkaya, "Zülfikâr Pa~a", Ya~amlar~~ ve Yaintlanyla Osmanl~lar Ansiklopedisi, C. II, YK. Yay~nlar~, Istanbul 1999, s. 703-704.
ZOLFIKAR PASA'NIN LEHISTAN ~LE YAPTI~I SULH MÜZAKERELER! 445 rak 21 s~radan olu~maktad~r. Di~eri ise Münih'te Bayerische Staatsbibliothek
Handschriftensarnmlung, signatur cod. Turc. //7de kay~tl~d~r ve Joseph Aumer'in katalo~t~nda s. 36, nr. 117'de verilmi~tirs. Sefaretnâmeye ilk dikkati çeken Wolfgang Jobst olmu~tur. Jobst, Der Gesandtschaftsbericht des Zü 1-fiqâr
Efen-di über Efen-die Friedensverhandlungen in Wien 1689, (Zülfikâr Efendi'nin Viyana'da ki Bar~~~ Müzâkerelerine -1689- Dair Sefaretnâmesi) ba~l~kl~~ doktora çal~~-mas~nda Viyana'da ve Münih'te bulundu~unu belirtti~imiz bu nüshalar~n edisyon kriti~ini, transkribini ve Almanca tercümesini yapm~~t~r9. Fakat bu k~ymetli çal~~mada sefaretnâmenin 22 varakl~k k~sm~~ eksik b~rak~lm~~t~r. Sefaretnâmenin tamam~~ Münih'teki nüsha esas al~narak hem taraf~mdan'° hem de Mustafa Güler taraf~ndan" yay~mlanm~~t~r.
Bu makalemizde Zülfikâr Pa~a ba~kanl~~~ndaki Osmanl~~ elçilik he-yetinin Viyana'da Avusturya'n~n müttefiklerinden Lehistan ile olan sulh müzâkereleri Zülfikâr Pa~a'n~n Mükâlenze Takririnin Münih nüshas~~ esas al~-narak yaz~lm~~t~r. 105 varak olan bu nüshamn 34 b-105 b varaklar~~ aras~~ sefaretnâme olup, ilk 34 varak sivil ve askeri kadrolar~n maa~~ ödemeleri ile ilgilidir. Sefaretnâme olan bölüm vr. 34 b'de "Ceride-i takrinit-z merhüm Zülfikâr
Efendi der Kal'a-i Beç" ba~l~~~~ ile ba~lamaktad~r. Lehistan ile Yap~lan Sulh Müzaltereleri
Elçilik ile görevlendirilen Zülfikâr Pa~a vazifesi gere~i 12 Zilkade 1099 (8 Eylül 1688)'da Hisarc~k'tan (Groçka) ayr~larak Belgrad'a (Beograd) do~ru yol alm~~t~r. Belgrad o s~ralarda Avusturya askerine hünez teslim oldu~un-dan sevinç ~enlikleri yap~lmaktad~r. Heyet, Belgrad'~n tesliminden büyük üzüntü duymu~, gayet müteessir olarak buradan ayr~lm~~, menzil menzil Varadin'e (Petrovaradin), oradan da PottendorPa geçmi~tir. Yolculuklar~~ müddetince Avusturyal~~ komutan Kont Karaffa (Caraffa) 12, görevlendirdi~i 8 Joseph Aumer, Verzeichnis der orientalischen Handschriften der k. Hof —und Staatsbibliothek in München, Münih 1875, s. 36.
9 Wolfgang Jobst, Der Gesand~schaftsbericht des Zü lfiqdr Efendi über dit Friedensverhandlungen in Wien 1689, (bas~lmam~~~ 3 tezi), Wien 1980.
I° Songül Çolak, Viyana'da Osmanl~~ Diplomasisi (Zülf~kdr Pa~a'n~n Miikilleme Takrin), Yeditepe yay. ~s-tanbul 2007.
Mustafa Güler, Zülf~lcdr Pa~a'n~n Viyana SOIreti ve Esdreti, Çaml~ca yay., ~stanbul 2007.
12 Kont Antonio Graf Caraffa Avusturyal~~ komutand~r. Do~um tarihi belli de~ildir. 6 Mart 1693'te Ölmü~tür. Soyu Napoli'den gelmektedir. 1659'da Viyana saray~nda müsahiptir. 1672'de Osmanl~lara kar~~~ sava~mak üzere süvari alay~~ (kür~t~sierregim~nt) kumandan~~ olmu~, 1683'te Var~ova'ya Johann Sobieski'nin deste~ini almak için gitmi~tir. 1686'da Macaristan komutan~~ olmu~tur. Belgrad'~~ Osmanl~lardan geri ald~~~ndan dolay~~ "Alt~n Post Tarikat~~ ~tivalyesi" (Ritter vom Goldenen Vliess) unvan~n~~ alm~~t~r. Jobst, a.g.e., s. 396, dipnot 57.
asilzâdeler arac~l~~~yla heyetin bar~~a yetkili olup olmad~klar~n~~ ö~renmek için büyük gayret sarf etmi~tir2. Bunun sebebi Avusturya'n~n, heyetin ger-çek niyetini, yani sadece Sultan II. Süleyman'~n (1687-1691) cülusunu bildir-mek için mi geldi~ini yoksa sulha da talip olup olmad~~~n~~ kestirememesi-dir. Bu meraklar~~ ancak, veziriazam~n sulh görü~melerinin rahat yiirümüse için imparatorun ba~vekiline verilmek üzere yaz~lm~~~ mektubunun Kont Karaffa'ya verilmesiyle son bulmu~tur. Mektubu alan ve içeri~inin sulhu kapsad~~~n~~ gören Karaffa, nihayet memnun olarak Viyana'ya dönmü~tür. Ancak bu dönü~ün ard~ndan heyet, zaman~n~~ kendilerinin de kestiremedi~i, fakat 40-50 gün kadar dedikleri bir süreci Pottendorf ta her ~eyden bihaber geçirmi~lerdir. Bunun sebebi veziriazam~n mektubundan Osmanl~~ heyeti-nin sulha yetkili oldu~unu anlayan ~mparatorun, müttefikleri Lehistan ve Venedik'e haberler göndererek yap~lacak müzakereler için bir an evvel ve-killerini göndermelerini istemesidir. Bu devletlerin de vekiller tayin edip bil-dirmesi epey zaman alm~~, Viyana'da bulunan Venedik elçisi müzâkerelere Venedik vekili olarak atand~~~~ halde Leh taraf~ndan kimse gelmemi~, bu da bo~a tutulan Osmanl~~ heyetinin ~ikayetine sebep olmu~tur. Zira heyet, tehi tutulmalar~ndan büyük rahats~zl~k duyarak birkaç defa ma~duriyetlerini içeren mektuplar~~ ilgililere göndermi~, bir an evvel imparator I. Leopold ile bulu~turulmalarm~~ istemi~lerdi. Ancak imparator, müttefiki olan Lehistan ve Venedik olmadan görü~me ve anla~ma konusunda bir ad~m bile atma-makta kararl~~ oldu~undan heyetin bu arzular~~ ancak 17 Rebiülâhir 1100 (8 ~ubat 1689)'de gerçekle~ebilmi~tir. Imparator ile bulu~turulan Zülfikar Pa~a bu an~~ ~öyle tasvir etmektedir:
"Fi 17 Rebiü'l-âhir, sene 1100m, alt~~ at çeker, Çâsâr kendü bindü~ü bir mükem-mel hintov ile tercümân yaln~z kona~a geldi. Pisar size bakar' deyü da'vet eyledi. H~n-tova binilüp var~ld~. Sa~âyda içerüsü Çâsönn odas~na vannca halk dolmu~~ idi. Çâsânn oldu~u odaya girildikten Çâsör odan~n sol kö~esinde vâki"acem kahças~yla dö~enmi~~ alçacak sofi~n~n üstünde t~rpezze (?) ta'bfr olunur sofran~n önünde bir iskemlenin kur-bunda ayak üzere durup sol eli gö~sünde olup sa~~ elini a~a~a uzatm~~~ idi. Yan~m~zda olan a~alardan bi~rIderzâdemiz Mustafa A~a nâme-i hümdyün~~ ba~~m~z beraberi iki el üstünde tutup önümüzce gider idi. Kendüye mukaddemâ tas~nf~n olundu~u üzere üç yer-de sa~~m~zda bize bakarak turur idi. Biz dahi nâme-i hümâyün-~~ ~evket-makrüna ta'zim ve terkfm birle e~ilüp bu vech üzere sofa kurbuna vanld~kta anda nâme-i hümâyün~~ 13 Zülfilar" Pa~a niyetlerini ö~renmek üzere gelen ki~ilerle ilgili "derunumuzu bilmek için dünü fen ile a~z~m~n ara~dird~" demektedir. MT, vr. 39 a, sr. 2-3.
ZÜLFIKAR PASA'NIN LEHISTAN ~LE YAPTI~I SULH MÜZÂKERELERI 447
kendü elimize alup bpdükten sonra sofra üstünde Çâsâr~n yan~na koyduk. Üst es~dbm~~ tutup gö~siimüz beraber yine kald~rd~k ve dönüp yerimizde durduk ve bu güne mu'âmele ile mukaddemâ tercümân~n ibnim eyledü~ü Mm tektiflerin def eyledik.."
Sab~rs~zl~kla beklenen bu bulu~madan iki gün sonra heyet, 19 Rebiülâhir 1100 (10 ~ubat 1689) tarihinde Avusturya, Lehistan ve Venedik vekilleri ile ilk toplant~s~n~~ gerçekle~tirmi~tir16. Avusturya vekillerinin ba~~~ Graf Kinsky'dir17 ve gönderdi~i fayton ile heyeti konaklad~klan yerden ald~-r~p toplant~~ yerine getirtmi~tir. Toplant~da ilk olarak heyet, müzâkere ve akd için yetkili olduklar~n~~ ibraz ederek sadrâzam~n Leh ve Venedik vekillerine iletilmek üzere verdi~i mektubu sunmu~lard~r. Müzâkerelere ba~lanmas~~ için ayn~~ ~ekilde Lehistan vekilinin de ruhsatnâmesini göstermesi gerekir-ken, ruhsatnamelerinin bulunmad~~~~ anla~~lm~~~ ve bir sonraki toplant~da getirip göstermelerine karar verilmi~tir.
Bir sonraki toplant~~ iki gün sonra, 21 Rebiülâhir 1100 (12 ~ubat 1689) tarihinde gerçekle~mi~, fakat bu toplant~da da Lehistan vekilleri problemi-nin hâlâ devam etti~i görülmü~tür. Öyle ki, Osmanl~~ heyeti hem Lehistan hem de Venedik vekillerinin müzâkere ve akde tam yetkili olduklar~ndan ~üphe duyar hale gelmi~tir. Ancak bu toplant~da Venedik'in ~u an yanla-r~nda olmasa da her konuda ruhsat-~~ külliyeleri oldu~unu ifade etmeleri ve Avusturya'n~n bir sonraki toplant~da Venedik ve vekillerinin ruhsatlar~n~~ ibraz edeceklerine kefil olmalar~~ heyeti rahatlatm~~t~r. Fakat Lehistan vekil-leri problemlidir. Nitekim onlann sadece görü~mevekil-leri dinlemeye ruhsatlar~~ olup, fikir bildirme ve akde yoktur. Bu durumda Avusturya çözüm olarak ~öyle bir teklifte bulunmu~tur: Leh elçisi Michael Raczynsky'nin görü~mele-ri dinlemesine ve Lehistan'a giderek konu~ulanlar~~ Leh meclisine iletmesine izin verilmelidir. Bu ~ekilde henüz aç~lan Leh meclisi Osmanl~~ taraf~n~n ya-paca~~~ tekliflerden haberdar edilecek ve meclis de anla~maya imza atmaya mâlik bir vekilini Viyana'ya gönderecektir.
Bu teklifi, "kendilerinin kand~r~lmaya çal~~~lmas~" olarak yorumla-yan Osmanl~~ heyetinin kabul etmesi mümkün de~ildir. Zira kabul ettikleri
15 MT, vr. 48 a, sr. 8-19.
16 Toplant~ya Avusturya'y~~ temsilen dört vekil kat~lm~~t~r. Bunlar Franz Ulrich Kinsky, Ernst Rüdiger
von Starhemberg, Antonio Carraffa, Theodor Althet Stratmann'd~r. Venedik elçisi Frederico Comaro, Lehistan elçisi Michal RaczynsIcy'dir. Jobst. a.g.e., s. 412 dipnot, 177, 178, 179.
17 Graf Franz Ulrich Kinsky, 1634'te do~mu~, 27 ~ubat 1699'da ölmü~tür. Avusturya'n~n politik
ha-yat~nda önemli rol oynam~~~ bir ki~idir. 1664'te diplomatik bir görevle Polonya'ya gönderilmi~tir. Kariyer hayat~m Bohemya'da gerçelde~tirmi~tir. Orada Ba~bakan Vekili, Kraliyet Kaymakam', 1690'da impara-torluk istihbarat Meclis üyesi olmu~tur. Jobst, a.g.e., s. 412, dipnot. 176.
takdirde ruhsat~~ olmayan bir ki~iyi muhatap alarak sulha dair görü~lerini bildirmek gibi bir fedakarl~kta bulunacaklar~~ gibi, bu elçi Lehistan'a gidip yetkili bir vekil gelinceye kadar da bo~a bekletileceklerdi. öte yandan, Leh taraf~n~n Kamaniçe (Kamieniec Podolsk~)Kalesi'nin durumu gündeme gelmez ise kesinlikle sulha r~za göstermeyeceklerini söylemeleri yani Kamaniçe'yi ön ko~ul olarak sunmalar~~ da kabul edilemezdi. Kald~~ ki daha kendileri Pottendorrta cebren al~konulurken imparator Leopold, müttefikleri olmas~~ hasebiyle hem Venedik'e hem Lehistan'a bar~~~ görü~meleri için vekil gön-dermeleri konusunda haber iletmi~, buna ra~men ~imdiye dek bir vekil ta-yin edip gönderilmemi~tir. Dolay~s~yla heyette, bar~~~ hususunda Lehistan'~n samimiyetine ba~tan itibaren güvenilmemesi gerekti~i yönünde bir kanaat olu~mu~tur. Bu sebeplerden Avusturya'n~n bu önerisine heyet: "...Biz uzak
yere ce~kib göndermeziz. Sulh murâd~~ ise bu tarafa müstakil adem göndersün. Bu ara-l~kda size ve Venedikliye ce~xiblar~m~z~~ sMeyelüm ve sizinle s(yle,~-elüm. Bir maslahat görelüm. Ol vakte dek Leh'den dahi murahhas adam gelsün. Hem ce~âb~n~zz~~ i~itsün ve hem ce~tib virme~e kâdir olsun"8 ~eklinde olumsuz, ancak alternatif bir öneri ile
cevap vermi~tir.
Anla~~laca~~~ üzere heyetin arzusu, Lehistan'dan tam yetkili vekil gelin-ceye dek zaman kaybetmemek için Avusturya ve Venedik ile müzâkereleri ba~latmakt~r. Ancak "Biz cümlemiz müttcfikiz, cümlemiziel birden cevâblann~z~~
s(ylemez iseniz aram~zda ihtilaf olmu~~ olur. Buna ise Çâsâr bir vechle kâil de~ildir'9"
diyen Avusturya vekilleri buna kesinlikle r~za göstermediklerinden toplant~~ da~~lm~~t~r.
Zaman kayb~ndan sürekli ~ikayet eden Osmanl~~ heyeti meselenin hallo-laca~~~ ümidini 24 Rebiülâhir (15 ~ubat 1689)'de yap~lan üçüncü görü~meye ta~~m~~t~r. Bu görü~mede de heyet, Lehistan meselesinin devam etti~ini gör-mü~tür. Görü~melerin biran önce ba~lat~lmas~~ ve neticelendirilmesi konu-sunda acele eden heyet, Lehistan ile ilgili görü~lerini tekrar dile getirmi~tir. Heyete göre Osmanl~~ Devleti ile Lehistan aras~nda vuku bulan sava~ta Leh reayas~~ peri~an olmu~, Leh askerleri çok az yer alabilmi~lerdir. Vaziyet böyle iken ve Avusturya imparatorunca da görü~meye adam göndermeleri husu-sunda bilgilendirilmi~ken, sulh için vekil tayininde a~~r davranmalar~n~n ge-rekçesini anlamak mümkün de~ildir. Kald~~ ki bir adam gönderip gönderme-yecekleri de müphemdir. öte yandan uzaktan uza~a uygun bar~~~ ~artlar~n~~
18 MT, vr. 51 a, sr. 6-9. 18 MT, vr. 51 a, sr. 9-11.
ZÜLF~KA-R PA~A'N~N LEH~STAN ~LE YAPT~~~~ SULH MUZAKERELER~~ 449 ayarlamak imkâns~zd~r. Heyetin bu a~amada istedi~i Padi~ah~n Leh Krall'na, sadrâzam~n da Leh ba~bakan~na iletilmek üzere verdi~i mektuplar~n Leh elçisi vas~tas~yla Lehistan'a gönderilmesi ve sulh istiyorlarsa ivedilikle vekil göndermeleridir. Bu olmad~~~~ takdirde Avusturya ve Venedik'in Lehistan'~~ da içine alacak ve onlar~n haklar~n~~ gözetecek ~ekilde müzâkereleri ba~lat-mas~d~r. Bu ~ekilde Leh Kral~~ d~~lanmam~~~ olacakt~r. öte yandan makul ve münasip ~artlar ile Leh Kral~'mn sulha dahil olmas~~ için birkaç sene müd-dette tan~nabilirdi. Bu zaman zarf~nda Lehistan sulh mu cenk mi istedikleri konusuna karar vermekte serbest olacakt~~ ve Osmanl~~ Devleti bu süreçte kendilerine zarar vermeyecekti. E~er kendileri süreç bitmeden Avusturya ve Venedik'in önderli~inde yap~lan müzâkerelerde al~nacak kararlar~~ uygun bulurlar ise Osmanl~~ Devleti bunu da kabul edip onaylayacakt~.
Görüldü~ü üzere heyet sulhun sa~lanmas~~ konusunda alternatif çö-zümler üreterek süreci k~saltmaya çal~~maktad~r. Zira bar~nd~klar~~ ~artlar ve gördükleri muameleler çok kötüdür; bu durum kendilerini oldukça rahats~z etmektedir. Ancak bu önerileri müttefiklerce kabul edilmemi~, onun yeri-ne müzâkereye ruhsat~~ olmayan Leh elçisinin muhatap al~narak sulha dair görü~lerini iletmeleri üstenmi~tir. Aksi halde tam yetkili vekil geldi~inde de kendilerinin görü~melere kat~lmayacaklar~~ ve Lehistan'dan vekil gelinceye dek tutulmak üzere Pottendort Kalesi'ne gönderilecekleri söylenilerek teh-dit edilmi~lerdir. Bu kale heyetin daha önce de al~konuldu~u ve adeta hapis hayat~~ ya~ad~klar~, hakk~nda kötü tecrübeler edindikleri yerdir. Bu kaleye hapsedilmelerinin uzun süre alaca~~n~, sulh görü~melerinin kesilece~ini he-sap eden heyet —Lehistan'dan vekil gelinceye kadar zaman kayb~~ olmas~n diye20- yeticisiz Leh elçisine Osmanl~~ taraf~n~n tekliflerini iletmi~tir. Teklifler ~öyledir:
Lehistan'~n sava~ta ald~~~~ yerler elinde kalacak,
Kamaniçe kalesinin durumu tam ruhsatl~~ vekil gelince görü~ülecek-tir. Nitekim buras~~ devletleraras~nda "alt~nda y~lan yatar ta~" olarak an~lmak-tad~r ve bu ta~~n kald~r~lmas~~ için tam ruhsatl~~ vekilin gelmesi, görü~melerin onunla yürütülmesi gereklidir.
20 Heyet zaten yeterince zaman kaybettiklerini dü~ünmektedir. Mevcut halden muzdarip olduklar~n~~
bu mtizakerenin sonunda sarfettilderk "Hayli zaman ohh bu tarafa geldik. Bu kadar Iki:dü~ün:üzün sebebi
bilinmez. Bahar fasit geldi milkilleme ve mitsdhele emrinde hat~ra gelmeyen mil~külöt rd~:1r ider. Her i~e gere~i gibi faysal yitik:ek içün &What &dm: görünmek ile We hayirlu maslahat emri kesik:emek kütt çar~tiftkr olunub, mübeynde terk-i ciddi iktizds~~ ne,sit itmekle ~na'kül ve mün4Isib müddet ile t~rk-i ciddi olun~nak fthm olunur" cündelerinde
gör-mek mümkündür. MT, vr. 52 a, 16-19, vr. 52 b, 1.
c) Ayr~ca müzâkereye gelecek ki~i kraldan ve ba~bakandan onayl~~ ruhsatnâmeleriyle k~rk gün içinde gelmelidir.
Toplant~~ bir sonuç elde edilmeden, heyetin bo~a tutulduklar~~ yönünde-ki ~ikayetleri ile kapanm~~t~r.
Heyet bundan sonra Avusturya ile Hollanda elçisi Jacob Hop'un ara-buluculu~unda' birkaç defa birebir görü~melerde bulunmu~tur. Ancak bu toplant~larda Avusturya'n~n Tököly'nin (Thököly) teslimi, sava~~ tazminat~~ ödenmesi, henüz ku~atma halindeki kalelerin kendilerine b~rak~lmas~~ gibi kabulü mümkün olmayacak tekliflerde direnmesi anla~may~~ imkans~z k~l-m~~t~r. Esasen Avusturya oylama takti~i ile cephelerdeki durumun lehine so-nuçlanmas~n~~ beklemektedir. Çünkü sulhun olmayaca~~na kanaat getiren ve büyük s~k~nt~lara maruz kalan heyete dönmeleri için selâmet ka~~tlar~~ da ve-rilmemektedir. Nitekim "maslahat görülmez ise abes yire biz niçün otururuz"" diye soran heyete Avusturya'n~n cevab~~ "Leh elçisi yoldad~r, yak~nda gelür, bu aral~kta
Venedik elçisi ile sle~in"" olmu~tur. Heyet Venedik ile de ikili görü~melerde
bulunmu~~ fakat Venedik'in istekleri ve görü~menin sonucu Avusturya'dan farkl~~ olmam~~t~r.
Müttefikler ile müzakerelerde bulunan heyetin, Lehistan ile de görü ~-mesi gerekmektedir. Ancak bir türlü yetkili vekil gelmemektedir. Oysa Os-manl~~ topraklar~ndan ç~kal~~ alt~-yedi ay geçmesine ra~men bir sonuç elde edemeyen heyetin aczleri artm~~t~r. En önemlisi yapt~klar~~ müzâkerelere ili~-kin fikir almak üzere Istanbul'a adamlar~~ vas~tas~yla haber göndermelerine izin verilmemektedir. "Sabra mecâlimiz ve afiya tâkatimiz kalmam~~~ iken yine
takayyüd ve ihtimâmdan kalmazd~k"" diyen heyet, ikamet ettirildikleri yerden
Lehistan elçisine, tan~d~klar~~ k~rk gün müddetin tamam oldu~unu ve tek-liflerine cevap verilmesi gerekti~ini haber etmek istemi~, ancak hanelerini bekleyen Avusturyal~~ muhaf~z buna müsaade etmemi~tir. Zülfikâr Pa~a'n~n, çok kötü s~fatlarla, gül-i beyâbâni (gu/yabani), na-dan (kaba), bed-zebânki
(a~z~~ bozuk), mezardan ç~km~~~ ervah-~~ habise (kötü ruhlar) diye tarif etti~i bu
kötü karakterli ve görünü~lü ki~inin heyettekilerin bozuk olan morallerini daha da bozdu~unu ~u ifadeden anl~yoruz: "... Mizâc~m~z evveldende "atil olup,
21 Hollanda'n~n arabuluculuguna dair bkz: Songül Çolak, "Osmanl~~ Devleti ile Avusturya ve Müt-tefikleri Aras~ndaki Bar~~~ Müzâkerelerinde (1689) Hollanda'n~n Arabuluculuk Giri~imleri", Bd~eten, C. LXXI, S. 262 (Aral~k 2007), s. 939-967.
22 MT, vr. 65 b, sr. 16-17. 23 MT, vr. 65 b, sr. 17-18. 24 MT, vr. 66 a, sr. 6-7.
ZÜLF~KAR PA~A'N~N LEH~STAN ~LE YAPT~~~~ SULH MÜZAKERELER' 451
me.~fiirun bu bedsiyretli~inden her emniz~m~z terakki olup, dahi mü~tedd olma~a ba~la-d~. Nemçe vekilleri dahi bu ervâh-~~ habisenin bu keyf~yetinde oldu~un bilürler
Yine anl~yoruz ki heyettekiler, Avusturya'n~n bu ~ahs~~ bilinçli olarak görev-lendirdiklerini dü~ünmektedirler.
Ba~lar~ndaki muhaf~z~n muamelelerine tahammülü kalmayan he-yet, ~mparator'un vekili Kinsky'ye bir ~ikayetnâme yazm~~t~r. Bu nâmede ya~ad~klar~~ olumsuzluklar~~ ortaya koymu~lar ve Leh elçisine haber iletme-lerine müsaade edilmemesinden yak~nm~~lard~r. Bu arada Lehistan'dan müzâkereye tayin edilmesi beklenilen ve k~rk gün içinde gelmesi istenilen tam yetkili vekiller nihayet atanm~~t~r. Bunlar iki ki~idir, biri Viyana'ya di-~erinden önce gelmi~tir. Kinsky'den gelen cevap oldukça ~l~ml~~ oldu~u gibi o, bizzat nezaketi icab~~ kendi adamlar~n~~ Leh elçisine göndererek gelen Leh vekillerinin sulha dair ruhsatnâmelerinin sûretlerini ald~rm~~, bunlar~~ Os-manl~~ heyetine ula~t~rm~~, heyete ait olan~~ da Leh vekillerine göndermi~tir. Bu ~ekilde müzakerelerde bulunmak için kar~~l~kl~~ yetkilere dair güven ni-hayet sa~lanm~~t~r.
Osmanl~~ heyeti, Leh vekillerinden sulh için sunduklar~~ tekliflere he-men cevap vermesini istemi~ler, ancak bu defa da vekiller, ba~vekillerinin çok yak~nda gelece~ini belirterek birkaç gün daha mehil geldi~inde ba~ve-kile göstermek üzere kendilerine bir mektup verilmesini söylemi~lerdir. Os-manl~~ heyeti talep edilen mektubu 14 Cemaziyelahir 1100 (5 Nisan 1689)'de müstakil Leh elçisi senyör Mihal Raçonca'ya (Michael Raczsinsky) vermi~tir. Bu mektupta26 heyet 6 ayd~r burada bo~a tutulmalar~ndan ~ikayet ederek, Lehistan'a tan~d~klar~~ k~rk günlük müddetin dolup hatta geçti~ine dikkat çekmi~ler ve "sizlerde sulha tam yetkili ki~ilersiniz" denilerek tekliflerine cevap istemi~lerdir.
25 MT, vr. 67 a, sr. 15-18.
26 Leh elçisi Michael Raczinsky'ye yazdan mektubun suretidir: "Fi 14 Cemâziye'l-âhir, sene 1100. Kulvetü-ümera 'i'l-milleti'l-mes~biyye, Leh Kral~~ ve Cumhur~n~n müstakil elçisi Senyör Mihal Rahinçki hutimet `a~iik~buha bi'l-hayr, k~-beline selâmet-encâm iblâgzyla dostâne i'lâm olunan oldur ki bundan akdem mevadd-~~ sulha müte'allik cediblanm~zz alup redd-i cezâba ve it~nân~-~~ maslahata ruhsat-, külliyeniz olmarna~laifti hârü7-üme~ü'i 'l-milleti '~seviyye Leh kral~~ ve Cmhun tarafindan bizimle mukâleme ve akd~~ sulh içün murahhas ademleri gelmek üzere k~rk gün mehl virülüp bu ana de~in refikiniz gelmeyüp sizin dahi bu i~de mezun oldu~unuz ruhsat-nâmemizden maltimumuz olma~la elbette cevâblar~m~za cakib virirsiz. Emhâl olunan müddet temam oldu~undan gayri birkaç gün diha ziyâde mürur eyledi. Sizin gittigünüz esnâda bu tarafda e~lendü~ünüzün sebebi Devleti'Aliyye'ye dahi bildürmek için &tem gönderme~e çok ikdâm eyledi k, kâil olmad~~~n~z; alt~~ ayd~r habs olduk, bir i~~ görülmedi. Bundan sonra ne bizde tâkat ne vakitte vüs'at kald~. Bundan ziyâde sabr olunmaz. Ruhsat~n~z hasebiyle bize cevâb virmeniz matlübumuzdur. Ceul b~n~z maslahat müvâfik ise vakti fem itmeyüp i~~ görelim ve's-selâmu 'abi men-ittiba'al-Hüdâ."MT, vr. 70 b, sr. 9-19.
Nihayet Leh taraf~n~n cevab~~ gelmi~tir, Leh vekilleri sulh tekliflerini s~ralam~~lard~r27.
-Bunlardan ilki Lehistan'a ba~l~~ kazaklar ile Osmanl~~ Devleti'ne tabi Tatarlar ile ilgilidir. Her iki devlette kendilerine tabi bu halklardan sorum-ludurlar. Birbirlerine sald~rmamalar~m temin etmek zorundad~rlar, sald~ran olursa di~erinin zararlar~n~~ kar~~layacakt~r.
~kincisi, Podolya ve Kamaniçe ile ilgilidir. Onlara göre iki devlet aras~nda bar~~~n hüküm sürdü~ü zamanlarda Osmanl~~ Devleti Kamaniçe ve Podolya'y~~ alm~~, Kazaklar~~ da itaate almaya çal~~m~~t~r. Lehistan bun-dan dolay~~ büyük zarara u~ram~~t~r, bu zarar~n tazmini gereklidir. Ayr~ca Lehistan'~n dostu olan Moskov'da, K~r~m, Nogay, Özi, Akkirman ve Bucak Tatarlar~ndan büyük zararlar görmü~lerdir. Bu Tatarlar~n bir k~sm~~ Anado-lu bir k~sm~~ Tuna nehri ötesine geçirilmelidir. K~r~m Moskov'a verilmeli, Özi ile Tuna suyu aras~nda olan kaleler ve palankalar Lehistan'a b~rak~lma-11, Eflak ve Bo~dan da kendilerine teslim edilmelidir.
Üçüncüsü daha önceki anla~malarda da yer almas~na ra~men bu ana dek icra olunmayan kutsal yerler ile ilgili maddedir. Kudüs'ün içinde ve d~~~nda yer alan kutsal mekanlar —Hz. ~sa'n~n do~du~u ve makberinin bu-lundu~u kilise, Rum Ortodokslar~n eline geçen, Osmanl~lar~n da onaylad~~~~ yerler- daha önceki sahiplerine iade edilip Sultan IV. Murad'~n (1623-1640) bu hususa dair berât~~ yenilenip devam ettirilmelidir.
Dördüncüsü H~ristiyanlar~n özellikle de Katoliklerin din ve ticaret ser-bestisi ile ilgilidir. H~ristiyanlar istedikleri yerde kilise açabilmeli, yer sat~n alabilmeli, ibadetlerine müdahale edilmemeli, kaide d~~~~ vergi al~nmamal~, karada ve denizde ticaretlerine engel olunmamal~d~r.
Be~incisi esir azat edilmesi ile alakal~d~r. Osmanl~lar~n ve Tatarlar~n ald~~~~ Leh esirleri serbest b~rak~lmal~d~r.
-Alt~ncas~~ Lehistan ile Osmanl~~ Devleti aras~nda as~l mücadele kayna-~~~ olan Podolya ve Kamaniçe kalesi ile ilgilidir. Kamaniçe'nin y~k~lmas~n~~ öneren Osmanl~~ Devleti'ne kar~~~ Lehistan buralar~n eski sahibinin kendileri olmas~na binaen geri teslimini istemektedir. Ayn~~ ~ekilde Podolya'da kendi-lerine geri verilmelidir.
-Yedincisi Ukrayna ile alakalid~r. Lehistan'a göre Osmanl~~ Devleti hak-s~z yere el att~~~~ Ukrayna ve Kazaklar üzerinden el çekmelidir.
ZüLF/KAR PASA'NIN LEHISTAN ILE YAPTI~I SULH MCZAKERELERI 453 Görüldü~ü üzere sunulan ~artlar Osmanl~~ Devleti'nin "kabulü imkans~z" diyebilece~i kadar a~~rd~r. Buna ra~men Leh vekilleri bu ~artlar~n sadece genel oldu~unu, detaylarm henüz ortaya konmad~~~m ve detaylar~~ ayr~ca bildireceklerini belirtmi~lerdir. Bu, yeni taleplerinin olabilece~inin göz ard~~ edilmemesi demekti.
Osmanl~~ Devleti sulh müzâkerelerinde arabuluculuk yapan Hollanda elçisi Senyör Hop ile Leh vekillerinin sunduklar~~ teklifler üzerinde konu~-mu~~ ve bu tekliflerin kendilerini çok müteessir etti~ini belirtmi~tir. Esasen heyet bu k~rg~nl~kla Leh vekillerine -mecbur kalmad~kça- cevap vermemeyi dü~ünmü~, ancak Hollanda elçisi onlar~n hatalar~n~n görmezlikten gelinip bir cevap verilmesini önerince, 17 Cemaziyel'ahir 1100 (8 Nisan 1689)'de Leh vekillerine cevabi bir mektup yaz~lm~~t~r28. Bu mektupta heyet, Leh vekille-rinin daha önce kendileri ile olan bir toplant~da Lehistan'~n as~l iste~inin sulh ve dostluk oldu~unu dile getirdi~ini ve buna binaen de heyetin bar~~~~ sa~lay~a birkaç konuyu gündeme getirdi~ini, ancak ~imdi kendilerinin or-taya koydu~u ~artlar~n bununla uyu~mad~~~m ifade etmi~tir. Heyet dostluk isteniyor ise bu sözün getirece~i menfaatlerin göz önünde bulundurularak müzakerelerin yap~lmas~n~, aksi halde bo~a zaman harcamaktan öteye gidi-lemeyece~ini söylemi~tin
Heyetin esasen istedi~i bir an önce, daha fazla vakit kaybetmeden bütün müttefik vekillerinin kat~l~m~n~n sa~lanaca~~~ külliyetli bir mecliste müzakerede bulunmakt~r. Ancak heyetin bu iste~i "cevab~n~z var ise ba~ka
ba~-ka görii~elim ve sMe~elüm"" diyen vekiller taraf~ndan ba~-kabul edilmemi~, sadece
Leh vekilleri ile bu do~rultuda bir görü~me yap~lm~~t~r.
Zülfikar Pa~a, Lehistan Kral~'mn görevlendirdi~i Pommern voyvodas~~ ile yap~lan bu toplant~n~n içeri~ini 20 Receb 1100 (10 May~s 1689) tarihli olarak vermi~tir. Toplant~da Osmanl~~ heyeti Lehistan ile olan baba dostlu-
2817 Cemeiziyeldhir 1100'de Leh vekillerine gönderilen mektuptur. "Fi 17 min Ce~ntiziyel-dhir, sene 1100. iiiihârül-ümenril-milletilmenhiyye. Leh Kral~~ ve Cumhünmn müstakil elçin kulvetü-ajdnil- ismiyye dostumuz Mihal Rahin~ki hutimet i~valc~buhd bil-hayr kd~eline inh~l ve i'lân~~ olunan oldur ki mukadde~nd tarafinuzdan me~ddd~~ sulha müte'all~k söze bir iki ce~db slenmi~~ idi. Hdliyi sözlerimize cetüb~ng olmak üzere MU eyleyüp yazdugunuz dizdi malümumuz olmu~dur. Gitmenizden mukaddem sizin ile meclis olup mdbeynimizdeki y~lki' olan müzâlcereyi hat' enn~za getünnek gerek. Siz sulh ve saldha miite'all~k bizden kafi cezdb istemi~~ idiniz. Biz de hem Devlet-i Aliyye'nin resm-i kadtmesin gtizedüp ve hem sözünüzü tutup esds~~ sulh olmak üzere size bir iki sözümüzü stydedik. Dostluk munid~ntz ise ol sözün menfa'atini mül~duzza eyleyüp ~urüt ve kuyüdunu bizim ile style~irsiz. Yoksa gayri dürlü sözü kan,schn~uzdan ta'zib-i be~er ve tazyi'd evkattan gayri neme hâsd olmayup Devlet-i Aliyye'nin dahi bir defa sizinle eykdügii hüsn-: mu'dmelenin berektit~~ bilin-n~en~4 olur ve ve's-seldmu `ald men-ittiba'al-Hüdd". MT, vr. 72 b, sr.c18-19, vr. 73 a, sr. 1-9.
~una ve Osmanl~~ Devleti'nin çe~itli zamanlarda Lehistan'a yapt~~~~ yard~m ve inayete dikkati çekmi~tir. Bu ba~lamda Rusya'n~n Lehistan'a yapt~~~~ sal-d~r~lar~n K~r~m Han'~~ Mehmed Giray'~n (1641-1644, 1654-1666) yard~mlar~~ ile durduruldu~u30, Erdel Kral~~ Rakoçi'nin (Rideiczy) ~sveç Kral~~ ile ittifak halinde Leh topraklar~na yürüyüp ço~u yeri zaptetti~inde -Lehistan'a yar-d~m edilmemesi için yüklü miktarda hazine vergisi teklif edilmesine ra~men kabul edilmeyerek- yine K~r~m Han'~~ Mehmed Giray'~n önderli~inde Tatar askerleri ile Leh halk~n~n kurtulu~unun sa~land~~~~ hat~rlat~lm~~t~r. Dolay~-s~yla Osmanl~~ heyetine göre baba dostlu~una sahip iki ülkenin kan dökmesi bo~~ unad~r.
Leh vekilleri ise Osmanl~~ Devleti'nin, Kazak taifesini himaye ederek Tatarlar ile birle~tirip Lehistan üzerine yürüttü~ünü bundan dolay~~ büyük ziyanlara u~rad~klar~n~~ ve Kamaniçe Kalesi'nin haks~z yere al~nd~~~n~~ bun-dan dolay~~ do~an zarar~n telafisini talep etmektedirler.
Osmanl~~ heyeti Kazaklar~~ himaye ettiklerini kabul etmeyerek bu hal-k~n bazen K~r~m bazen Rusya bazen de Lehistan ile ittifak ederek varl~~~n~~ sürdürmeye çal~~an ba~~ms~z bir halk oldu~unu, bu halk~n s~n~rlarda ç~kar-d~~~~ karga~al~klar~n önüne geçmek için itaate al~nmaya çal~~~ld~klar~m ve Lehlilerin de o zamanlar bu durumdan memnun oldu~unu dile getirmi~tir. Heyete göre buna ra~men Lehistan, Osmanl~lar~n Kazaklara kar~~~ s~n~r gü-venli~inin sa~lanmas~~ giri~imini gerekçe göstererek sava~a ve pek çok zayi-ata sebep olmu~tur. Geçmi~te ya~anm~~~ olaylar~n sürekli dile getirilmesinin bo~a zaman harcanmas~~ ve bo~a kan dökülmesinden ba~ka bir ~eye yarama-d~~~m dü~ünen Osmanl~~ taraf~n~n önerisi, Kamaniçe'nin hedmi, Podolya ve Ukrayna'n~n Lehistan'a terkidir. Heyete göre bu teklif Osmanl~~ Devleti'nin Lehistan'a bir inayeti ve "hüsn-i muamelesidir". Bu ~artlar esas al~narak anla~ma imzalanmal~d~r; ancak karar yine Lehistan'~nd~r. Dilerse Osmanl~~ Devleti ile anla~arak sulh bulur dilerse Venedik ve Avusturya ile hareket ederek sulh arar.
3° Lehistan 1648'de Kazaklar~n isyan~~ ile kar~~la~m~~, isyan neticesinde ülkenin güneydo~u eyaletle-rinin ço~u asilerin kontrolüne geçmi~tir. 1654'te Rusya Lehistan-Litvanya's~n~~ i~gal etmi~, 1655'te de Is-veç ordular~~ ülkenin kuzeyine girmi~tir. Osmanl~~ Devleti, Protestanlara duydu~u yak~nl~k dolay~s~yla (bu yak~nl~k Protestanlar~n Katolik Habsburglara kar~~~ bir güç olarak görülmesindendir) Protestan Isveç'e meyletmi~; ancak Isveç'in, Erdel Kral~~ George RMtöczy ile ittifak ederek kendisine kar~~~ ayaklanmada rol almas~~ dolay~s~yla fikrini de~i~tirmi~tir. Bu ba~lamda 1656'da Köprülü Mehmed Pa~a'n~n sadrazam-l~~~nda Lehistan'~n desteklenmesine karar verilmi~, Lehistan-K~r~m askeri ittifak~~ olu~turulmu~tur. BKZ: Darius Kolodz~ejezk, "1795'e Kadar Osmanl~-Leh ili~kilerinin Karakteri Üzerine Baz~~ Tespitler", Türkler, C. 9, Yeni Türkiye Yay~nlar~, Ankara 2002, s. 681.
ZULF~KAR PASA'NIN LEH~STAN ~LE YAPTI~I SULH MOZAKERELER~~ 455 Osmanl~~ heyeti bu görü~mede Leh vekillerinin dikkatini ~una çekmek istemektedir: Lehistan, Osmanl~~ Devleti ile aras~ndaki anla~may~~ bozup, Avusturya'ya yard~m etmekle —II. Viyana muhasaras~nda- hiçbir kazanç elde edememi~tir. Tam tersi o günden beri Leh topraklar~~ tarumâr, halk~~ peri~and~r. Padi~ah ise Osmanl~~ Devleti kar~~s~nda ma~lup durumda olma-lar~na ra~men baba dostlu~una riayet edip lütufta bulunarak, sunulan bu uygun ~artlar ile iki devlet aras~n~~ düzeltmek istemektedir.
Osmanl~~ heyetinin sözleri Leh vekilleri üzerinde etkili olmu~~ olmal~d~r. Çünkü onlar, "...Bu söze biz razuy~z" diyerek söylenilenleri onaylam~~lard~r. Ancak yine de müttefiklerinden ba~~ms~z anla~ma yapmaya yana~mam~~-lard~r. Anla~~ld~~~~ kadar~yla Lehistan sulha meyletmektedir. Fakat Venedik ve Avusturya'y~~ nas~l ikna edece~ini bilememektedir. Nitekim vekillerin "...
Bu söze biz raz~yuz, amma müttefiklerimizden ba~ka sulh olmaz~z. Anlar~~ neylersiz ve nice ~tiz~~ idersiz"3' sözleri bunu ortaya koymaktad~r. Heyet ise Lehistan'~~
müttefiklerinden ba~~ms~z anla~ma yapmaya haklar~~ bulundu~una ve or-tak hareket etmenin Avusturya'n~n lehine ama en çok kendilerinin zarar~na oldu~una iknaya çal~~maktad~r. Nitekim anla~ma olursa Osmanl~~ Devleti Avusturya'n~n eline geçirdi~i kalelerin büyük k~sm~n~n geri reddini sa~laya-cakt~r. Oysa ~imdi elindeki Podolya ve Ukrayna'y~~ kendili~inden Lehistan'a vermeyi önermektedir. Yine heyetin vurgulamaya çal~~t~~~~ husus Leh yard~-m~~ ile II. Viyana ku~atmas~nda Osmanl~~ tehdidini bertaraf etmeyi ba~aran Avusturya'n~n rahata kavu~tuktan sonra Lehistan'~~ dikkate almad~~~, cefay~~ Lehistan'~n çekti~i, sefay~~ Avusturya'n~n sürmeye çal~~t~~~d~r. Bu sözler Leh vekiller aras~nda "Sözünüz de eksik de~ir" denilerek kabul görmü~, buna ra~-men Avusturya muhalefetini dü~ündüklerinden bir sonuç elde edilmeden kalk~lm~~t~r.
Lehistan'~n müttefiki Avusturya ile aras~n~n bozuk oldu~unu33 anlayan heyet, Lehistan'~~ sulha ikna etmenin yollar~n~~ aramaya ve her f~rsat~~ de~er-
31 MT, vr. 76 o, sr. 16-18. 32 MT, vr. 76 b, sr. 4.
33 II. Viyana ku~atmas~nda Osmanl~lar~n hezimete u~rat~lmalar~nda ve bu ~ehrin kurtulu~unda Vi-yana belediye ba~kan~~ Andreas von Liebenberg'in (zaferi göremeden ölmü~tür), kumandan Graf Rii-diger von Starhemberg'in ve daha sonra kardinal olan piskopos Graf Kollonitz'in ba~ar~lan herkesçe kabul gördü~ü halde, ~ehrin kurtulu~unda etkili olan askeri kuvvetlerin Jan Sobieski kuvvetleri mi yoksa Herzog Karl von Lothringen kuvvetleri mi oldu~u ittifalda belirlenememi~tir. Bu sebepledir ki, ku~atma sonras~, zaferdeki rolünün Avusturya Imparatoru'nca yeterince takdir edilmedi~ini dü~ünen Leh Kral~~ Jan Sobieski, Aral~k 1683'te hemen ülkesine dönmü~tür. Robert A. Kann, Geschichse des Habsburgerreicks
lendirmeye çal~~m~~t~r. Bu do~rultuda Leh vekilleri ve Lehistan Krall'n~n s~ra d~~~~ olan Leh asilzâdesi Mi~lev~eki (MiSlafki) ile tekrar bir toplant~~ yap~l-m~~t~r. Bu asilzâde Kamaniçe Kalesi'nin eski zabiti, Podolya'da geni~~ emlâki olan ve K~r~m Hâm'na birkaç defa elçilik ile giden ki~idir. Leh Kral~~ taraf~n-dan Leh elçilerinin yan~na gönderilmi~~ ve baz~~ kereler Osmanl~~ heyetinin kona~~na gelmi~tir. Osmanl~~ heyeti bu ki~i ile olan beraberliklerinde sulha ra~bet gösterdi~ini hissettiklerinden ülkesine dönmesinden evvel kendisi ile yeniden bir toplant~~ yaparak bar~~~ imkan~~ aramaya çal~~m~~lard~r. Bu mak-satla heyet, Leh vekilleri ile beraber bu asilzkleyi konaklar~na davet ederek yeni bir görü~me yapm~~lard~r. Bu görü~me de di~erlerinden içerik olarak pek farkl~~ de~ildir. Osmanl~~ Padi~ah~'mn Lehistan'a olan "hüsn-i muamele-si" ve "kadim dostluk" duygular~ndan bahisle Lehistan ve Avusturya'dan kopar~larak bar~~a iknaya çal~~~lm~~t~r. Bir sonuç elde edilemese de s~rda~~ asilzadenin kula~~na kral~na iletilmek üzere sulha dair hususlar iyice yerle~-tirilmi~tir.
Osmanl~~ heyeti Lehistan ile yap~lan bu görü~menin ard~ndan 23 Receb 1100 (13 May~s 1689) tarihinde Venedik vekilleri ile bir araya gelmi~~ ancak yine sonuç alamam~~, meclisin da~~lmas~ndan sonra da iki hafta kadar müt-tefiklerin hiçbirinden bir cevap alamadan bekletilmi~tir. Çünkü müttefik-ler Osmanl~~ devleti ile olan sava~~ cephemüttefik-lerindeki gidi~at~n sonuçlanmas~n~~ beklemektedirler. Heyetin istedikleri kendilerine bir cevap verilip dönü~~ izinlerinin ç~kmas~d~r. Ancak dönü~~ iznini bir türlü alamad~klar~~ gibi, bo~a tutulduklar~~ süreçte adeta hapis hayat~~ ya~am~~lard~r. Haneleri yüz elli ka-dar askerle kontrol edilip, kap~lar ve avlulardan ba~ka duvarlar ve damlar da muhaf~zlar ile tutulmu~tur. Bu halde iken müttefikler 24 ~aban 1100'de (13 Haziran 1689) yeni bir toplant~~ yapmak üzere heyeti ça~~rm~~t~r. Söz konusu edilen tarihte yap~lan toplant~~ da bir yenilik olarak Osmanl~~ heye-tinin yap~lan müzakereler ile ilgili fikir dan~~mak üzere Padi~ah~n yan~na bir adam göndermesine izin verilmi~tir. Esasen heyet bu isteklerini defalar-ca dile getirmelerine ra~men dikkate al~nmam~~t~. Nitekim uzun zamand~r memleketlerinden ayr~~ kalan ve devletlerindeki de~i~me ve geli~melerden yeterince haberdar olmayan heyet bu bilmezlik halleriyle anla~ma yapma-ya te~vik ediliyorlard~. Zülfikâr Pa~a bu do~rultuda Padi~aha ve sadrazama verilmek üzere mektuplar yazarak heyette bulunan ve ye~eni olan Mustafa A~a'y~~ Osmanl~~ Devleti'ne göndermi~tir. Biçilen müddet 40 gündür. Ancak giderken yolda Semendire kalesine kapat~lan Mustafa A~a zaman kaybet-mi~; ancak Zülfikâr Pa~a'n~n Avusturya kaymakam~na yazd~~~~ mektuplar
ZULF~KAR PASA'NIN LEH~STAN ~LE YAPTI~I SULH MCZAKERELER~~ 457 ile ç~kar~larak yoluna devam edebilmi~tir. Mustafa A~a Padi~ahtan Zülfikar Pa~a'ya üç, tercüman ~skerletzade Aleksandr'a bir ve ayr~ca sadrazamdan Zülfikar Pa~a'ya ve Avusturya ba~vekiline yaz~lan bir mektup ile dönmü~tür. Zülfikar Pa~a, Mustafa A~a ile gönderdi~i mektuplarda içinde bulunduklar~~ durumun vahametini dile getirmi~~ ve hatta Avusturya'ya güvenmedi~inden -hanelerini bas~p evraklar çal~n~r diye- bir ihtiyat mektubu34 yaz~p saklam~~-t~r.
Padi~ahtan ve sadrazamdan gelen mektuplar Zülfikar Pa~a'ya metanet üzere olmalar~n~~ sal~k vermekte, cephelerdeki gidi~at~n kendileri lehine ol-du~unu bildirmekte35, fakat e~er sulh olmuyorsa Avusturya'da daha fazla zaman kaybetmeden avdet etmelerini söylemekteydi. Ayr~ca maddi s~k~nt~-lar~n~~ gidermek üzere kendisine tercüman ~skerletzade Aleksandr'a ve Mus-tafa A~a'ya harçl~k gönderilmi~tir.
Heyet müttefikler ile toplam 14 kez bir araya gelmelerine ra~men bir sonuç elde edememi~tir. Buna ra~men avdetlerine de hemen müsaade edil-memi~, dönü~~ izinleri ç~kt~~~nda ise önce Komorn'a getirilip hapsedilmi~-lerdir. Kaledeki durumlar~~ pek iç aç~c~~ de~ildir. Bunu Zülfikar Pa~a'n~n ~u ifadelerinde görüyoruz: "...E~erçe yollarda konup giçmede çekilen zahmet ve afii
hadden bin2n olup, lakin halâs~m~z serveri me~akkatimize gâlib olup, ve kald~r~lmam~z için tayin olan gemiler Komaron ceziresindedir dg,ü cezire-i merk~2mede vâki' kara= varo~unu geçdik. Anda bir adada kapad~lup, yan~m~zda olan tercümân ve komisiir ve kap udan nefenityla mahfi fhür eylediler. Gayri solt atlar oldu~umuz hâneyi ~hâta idüp, muhkem bekler oldular. Ne gemilerin haberi var ne gayri bir sit ü sedii var idi. Hapsimiz mukarrer ve tayinâtdan bir nesne virilmez idi..."".
Burada bahis halinde iken Lehistan Krall'n~n mektubunu getirmek ba-hanesiyle bir tercüman gelmi~tir. Tercüman ayn~~ zamanda Avusturya vekille-rinin ba~~~ Kinsky'den de bir mektup getirmi~tir. Mektuplarda Avusturya'n~n sulha oldukça istekli oldu~unu hisseden heyet, belki bar~~~ olur dü~üncesiyle
34 Kaleme al~nan ihtiyat mektubu Ek 2'de verilmi~tir.
35 "...Me'~m2r oldu~unuz maslahata yine de say dikkat eyleyesiz, olmadugt Mide in,u2'aull hu le'dl~i emin ve sülim Devlet-i .Aliyye'ye gelmek ipin izin ve ruhsat hususunda ihtimüm eylesiz. Ve re'y-i perde-i gaybd~~ olan her n~~ ise zuhüra gelür. Benim rü hum efendi Devlet-i Aliyye'nin ba~~ ter~iimunt Aleksandra'ya dahi larafimezdan kügul yaz~lmt,sdtr. Her et/set ile ittifak ve ittild~d üzere olup din ve devlete l~ly~k '~rz-: saltanata rmazifik yedi üzere hareket eyleyesiz. Hakk ile bu sene-i muluirekede Rumeled~~ ve Anadolu'da ve bil-cümle Mern~ilik-i Vsmüniy~'de din devlete ihanet ve du~m~nimize i'an~t üzere olanlar~n gri,: ve dsdnl~gla türden makar kahr olup haklar~nda gelinm4dir". MT, vr. 85
a, sr. 17-19, vr.85 b, sr. 1-5. MT, vr. 93 a, sr. 9-15.
tekliflerini yine maddeler halinde bildirmi~tir". Avusturya on gün içinde bu tekliflere kati cevap vermeyi taahhüt etmi~se de bir sonuç al~namam~~-t~r. Çünkü bu, heyeti oyalamaktan ba~ka bir ~ey de~ildir. Nitekim heyetin birkaç ay diye nitelendirdi~i uzun bir zaman geçmesine ra~men kimse ce-vap getirmemi~tir. Bu durumda ~ikayetleri ve kederleri had safhaya ula~an heyet vekillere bir mektup yazarak geri gönderilmeleri konusunu tekrar dile getirmi~lerdir. Mektupta kendilerine yap~lan muameleyi "...Bu makale
muâmeleniz maslahat bütürür dost i~idir dirseniz dostlukta bu mertebe san 'atlar olmaz, dü~man~~ evzâ NO olur dirseniz dü~man dahi i~inde ve sözünde merd-âne hareket it inek lâz~md~r"38 diyerek ne dostlu~a ne de dü~manl~~a s~~d~ramayan ve
kendile-rinin ahmak yerine konuldu~unu dü~ünen heyet, Avusturya vekiline dört defa mektup ve imparatora da bir defa iltimasnâme yazarak bir sonuç elde etmeye çal~~m~~t~r. Heyet 1102 senesi Rebiülevvelinin ilk günlerinde (Aral~k 1690) nihayet Komorn'dan ayr~labilmi~lerdir. Nereye götürüldüklerini bil-mediklerinden muhaf~zlardan bilgi almaya çal~~m~~lar fakat ba~aramam~~-lard~r. Onlar Pottendorf kalesine getirilip hapsedilmi~lerdir. Pottendorf ka-lesindeki durumlar~n~~ heyet ~u ifadeleri ile ortaya koymaktad~r. "Potindoruf
kal'as~na geldik ve kapad~lup ta~ra ç~kmak de~il kara içinde olan ba~çeye bir ferdimizi koymad~lar ve gelen soltatlar~~ bizim ile habs ittiler. ~çinde olanlardan ta~raya bir ferd ç~kmazd~. Ancak iki üç ki~i ma'i~etimiz üç dört kat bahâ ile götürüp gelür ve gider idi ve bu s~kletden murüdlar~~ hallerinden haberdâr olm~yahm deyü
Heyet uzun mektupla~malar ve ricalar neticesinde Kont Kinsky'den 29 Rebiülâhir 1103 (19 Ocak 1692) tarihli bir mektup alm~~t~r. Mektup heyetin uzun zamand~r bekledi~i geri dönü~~ izninin verildi~ine dairdir. Bu izin ka-~~tlar~~ ile yola ç~ kan heyet 7 ~evvâl 1103'te (22 Haziran 1692) de Edirne'ye varm~~t~r.
37 "...Erdel memleketinde olan Nemçe 'askeri ve sâir e~kiffl külliyen ihni c olunup evvelki hâline konula ve hanic~n ve hedâyesin mu'tâ~l üzere Devlet-i Aliyye cânibine söl be-söl irsâl eyleye ve vâki' olan sulhlarda sudür iden `al~d-nâmelerde Erdellü himâyesine müte'all~k her ne ki zdki' ~nestür ve mukayyed old~~ ise yine mer'i tutula ve Thruâthk semtinde cenkden evvel tarafeynin sözi her ne hâl üzerine old~~ ise yine ol hâle konula, H~rz~ötlikdan berit Demirkapu'suna var~ncaya de~in Sava ve Tuna sular~~ s~nur olup berü yakalarda olan ktla' ve memleket her ne ki Nemçe'nin elinde ise tahliye olunup Devlet-i Aliyye'ye teslim oluna ve mukâbelesinde enhönm~z buran~n orta yakalar~nda olan yerlerin Nemçe'nin ellerinde ola..." MT, vr. 93 b, sr. 6-14.
38 MT, vr. 94 a, sr 1-4.
ZÜLF~KAR PA~A'N~N LEH~STAN ~LE YAPTI~I SULH MÜZAKERELER' 459 Sonuç
Osmanl~~ Devleti II. Viyana ku~atmas~n~n (1683) ba~ar~s~z sonuçlan-mas~n~n bedelini askeri, siyasi ve ekonomik kay~plarla a~~r ödemi~tir. Ku-~atma esnas~nda Avusturya ile müttefik olarak hareket eden ve Viyana'n~n kurtulu~unu sa~layan Lehistan ve Venedik bu ba~ar~lar~n~n ard~ndan farkl~~ cephelerde Osmanl~~ Devleti ile sava~m~~lard~r. Bu "Kutsal Ittifak" güçlerine Osmanl~~ Devleti'nin kar~~~ koymas~~ oldukça zordur. Çünkü askeri ve eko-nomik dinamikleri buna el vermeyecek derecede kötüdür. Bu süreçte IV. Mehmed'in halli ve II. Süleyman'~n tahta geçi~i cülus bildirme bahanesiy-le bir heyetin sulh için Avusturya'ya gönderilmesini gündeme getirmi~tir. Zülfikar Pa~a ba~kanl~~~ndaki Osmanl~~ elçilik heyeti daha Avusturya top-raklar~na girdikleri andan itibaren ummad~klar~~ muameleler ve zorluklar ile kar~~la~m~~lard~r. Bu zorluklar gidi~te Pottendorf Kalesi'nde dönü~te Komorn ve tekrar Pottendorf Kalesi'nde hapis edilmeleri ve bo~a tutulma-lar~~ ve avdetlerine izin verilmemesi ~eklinde kendisini göstermi~tir. Osmanl~~ heyeti ile müttefikler aras~nda 14 toplant~~ yap~lm~~t~r. Bu toplant~larda dik-kati çeken Avusturya'n~n oynad~~~~ roldür. Avusturya en ba~tan itibaren he-yeti oyalayarak cephelerdeki durumunun netle~mesini beklemi~tir. Nitekim Teme~var (Timi~oara), Arad (Arad), Göle (Gyula) gibi kaleler henüz ku~atma halindedir ve bunlar~n ak~beti için heyeti oyalamak gerekmektedir. Oyala-ma takti~i uygulan~r iken takip edilen yol; henüz teslim olOyala-mam~~~ kalelerin kendilerine teslimi gibi kabulü imkans~z ~artlar ileri sürmek, heyeti Ko~norn ve Pottendorf gibi kalelerde göz hapsinde tutmakt~r.
Di~er müttefiklere gelince, toplant~larda en pasif görülen Lehistan'd~r. Esasen II. Viyana muhasaras~~ esnas~nda Avusturya'ya en büyük destek Lehistan'dan gelmi~, ~ehrin kurtulu~unda en büyük rolü Kral Jan Sobieski ve askeri kuvvetleri oynam~~t~r. Buna ra~men toplant~larda bar~~~n gerçekle-~ip gerçekle~memesi karar~~ a~~rl~kl~~ olarak Avusturya ve Venedik'in elinde olmu~tur. Osmanl~~ heyeti Viyana'ya geldi~inde hemen müzakerelerin ya-p~lmas~n~~ önermi~, ancak Lehistan'~n anla~maya yetkisi bulunan vekilleri gelmedi~inden bu mümkün olmam~~t~r. Bunun Osmanl~~ Devleti aç~s~ndan ta~~d~~~~ mana "vaktin fevt" olmas~d~r. Bulundu~u konumdan memnun olma-yan ve hak etmedikleri davran~~lara maruz kald~~~n~~ ve cephelerde Osmanl~~ Devleti'nin durumunun iyi olmad~~~n~~ dü~ünen heyet için bunu zaman kay-b~~ olarak alg~lamak do~rudur. Nitekim sadece Leh vekilinin gelmesi için tan~nan süre bile 40 gündür. Esasen Osmanl~~ heyetinin dü~üncesi bu zaman
kayb~n~n önüne geçmek ama büyük bir ihtimalle de Lehistan'~~ ittifaktan ay~-rabilmektir. Bu maksatla Avusturya'ya Leh vekilleri olmadan müzâkerelere ba~lamas~n~, geldiklerinde onlar~n devam edebilmelerini teklif etmi~lerse de Avusturya taraf~ndan bu öneri kabul edilmemi~tir. Çünkü Avusturya için müzâkere zaman~n~~ uzatmak cephe durumlar~n~~ netle~tirmek için gerekli idi.
Osmanl~~ heyeti Leh vekilleri geldikten sonra onlarla müzakerelerde bu-lunmu~tur. Bu görü~melerde Lehistan'a önerdikleri asl~nda yabana at~l~r bir teklif de~ildir. 1672'den beri Kamaniçe, Podolya ve Ukrayna'y~~ kaybetmi~~ olan ve bunu bir milli mesele kabul eden Lehistan'a Podolya ve Ukrayna iade edilecek, Kamaniçe kalesi y~k~lacakt~r. Osmanl~~ heyeti Leh vekillerinin sulha s~cak bakt~klar~na kanaat getirdiklerinden ve di~er müttefiklerin kendi-lerini oyalad~klar~n~~ anlad~klar~ndan, Lehistan ile anla~may~~ ve Avusturya'y~~ yaln~z b~rakmay~~ dü~ünmü~lerdir. Bunu gerçekle~tirebilmek için de s~k s~k Osmanl~~ Devleti ile Lehistan aras~ndaki "baba dostlu~-unu" dile getirmeye çal~~m~~lard~r. Ancak görü~meler daha çok Avusturya'n~n ç~karlar~~ do~rul-tusunda ~ekillendi~inden bir sonuç al~namam~~t~r.
ZÜLF~KAR PA~A'N~N LEH~STAN ~LE YAPT~~~~ SULH MUZAKERELER~~ 461 Eki:
'...~evketlü, kudretlü, ~ecd'atlü Roma ~mparator~~ ve kendü ile müttefik olan
~evketlü Leh Kral~~ ve Cumhür~~ ve Vakârlu Venedik Cumhiin olup mâ-beynlerinde
istihkân~-~~ sulh içün târih-i milâch hazret-i '~sd'n~n sene 1689 senesinde ~ ki' ~ubat~n dokuzunc~~ gününde Devlet-i Aliyye vekilleri tarafindan virilen cenâblara cadb olmak üzere Leh vekillerinin iidd eyledü~ü ~urütdur ki zikr olunur:
Dibâce-i evvel: Devlet-i Aliyye ile Leh Kral~~ ve Cumhünn~n mâ-beyninde kadimden ba'z mevadd olunm~q ahvâl olup e~erçe hayli zemân mürür eyledi. Lakin unudulmu~~ olma~la ~imdiki halde cümleden evvel zikr olunmalud~r.
Cenâb-~~ evvel: Târih-i hazret-i `~sâ'n~n sene 1489 senesinde Sultân Ba- yezid ve Sultân Süleyman Ifânlar ile Leh Kral~~ Kazimir Yagello'nun beyninde `akd-~~
me~dcld ile karar-dâde olmu~dur ki devlete tâbi' olanlar ve Tatar tdifesiyle Leh'e tâbi' Kazak tâifesinin aras~nda âsüdelik ola. I~bu madde Leh Kral~~ Sigizmund~~s zemân~nda dahi mukarrer tutulup cümle sonradan ~~iki' sulhda müstahkem k~l~nm~~cl~r. Her kim kendüye tâbi' olanlar~~ zabt itmez ise vuk~2' bulan zararlar~~ mütezzarr~r olan tarafa tazmin eyleye. Ol ec~lden Özi câniblerine Kazak tâifesinin ittürdü~ü zararla-r~n tazminini Sultân Süleyman bizden taleb itmekle Vsmânlunun eyledü~ü ikdâma Tatar tâifisin zabt eylemek ~art~yla der`uhde eyledü~ü Ahdine binden Leh Kral~~ ve Cumhûr~~ mâ-beyninde kavi dostlu~un h~fz~n~~ murâcl itmeleriyle Kodak tesmiye olunan ta~ra ve iç kal'as~~ Özi Suyu'nun kenâr~nda binâ eyleyüp Kazak tdifesinin Karadeniz'de ve Istanbul'a ve Trabzon'a vannca Rumeli ve Anadoh k~y~lar~na varup ittü~ü korsan-l~kdan gü>2 yulâr takma~la men' iylediler. Lâkin mezbûr Kazak tâifesi cengâver olup bir vechle harb ve k~tâle de kâil olmayup denize ç~kma~a memerrleri kapayup izinleri olmadu~undan Leh Kral~~ ve Cumhûnn~n üzerine dönüp hücüm iylediler. Lâkin mezbûr Kazak tdife~i cengdver olup bir vechle harb ve k~tdle de kâil olmayup denize ç~kma~a memerrleri kapayup izinleri olmadu~undan Leh Kral~~ ve Cumhür~n~n üzerine dönüp hücüm ittiler. Ol ?iyinin men? ve defi Vsmânluya tâbi' olanlara ve Tatar tdifesinin üzerlerine ldz~m iken itmeyüp ve Kazak ile Leh üzerine ittifdk eyleyüp ol derecede Leh Cumhûnna keder virdiler ki otuz sene mütevâliyyen cumhur-1 mumâ-ileyhin hdli ni çe beliye ile mukadder olup ild'l-ân cumhû mumâ-ileyh Çultovat ve Kur~un ve Yayla-dih ve Isparos ve Isporu ve Persih ve Patavkov semtlerinde vâki' k~rg~nhklar~n âsâr~n mü~âhede itmededir. Ol mukâteleler de Leh Cumhurun~~ böyle müte'ellim k~lm~~lard~r ki Tatar tdifesinin kendüye eyledü~ü zararlar~n tazmin olunmas~çün Sultân Süleyman'~n talebi üzere kendülerinin dahi Hakka muldfik talebleri ola.
Cevâb-~~ Sulh müddeti içinde üzerine sefer aç~lup ve Kamaniçe Kal'as~~ Podal- ya memleketi ahnup ve Kazak tdifesine sâhib ç~k~lup bu vech üzere Leh Cumhûnn~n çek-
dü~i zararlar nice yüz bin kim akçedenziyâde olma~la devlet Hakk üzere sulh~~ d~r ise ol zararlar~~ dahi tazmin itmelüdür ve ba'de'l-yevm dostlu~a halel virüp buna göre bir dünü i~~ zuhür eylememek içün bize ve mü~terek dostlar~m~z olup hâlâ bizim ile müttefik olan Moskov tdifesine niçe zarar i den K~r~m ve Nogay ve (izi ve Akkirman ve bucak Tatarlan kimi Anadoh ve kimi Tuna'n~n öte yakas~na geçürülüp K~r~m Adas~~ ve Moskov tâifesine ve Ozi Suyu ile Tuna Suyu'nun mâ-beyninde olan memleket ve kara ve palankalar da asla devletin `alâkas~~ olmayup ve da'vâs~~ kalmamak üzere Leh Kral~na ve Curnhûr~na teslim oluna. Ve kezâlik Eflâk ve Bo~dan memleketi dahi teslim oluna.
Ce~db-~~ sâlis: Ruzavta alt~nda mün'aki d olan maddelerden olup bu ana
de-~in ic~â olmama~la bu ~art dahi icni oluna ki Kudüs-i ~erif'in ta~ras~nda ve
igrü-sünde ve Kamame'de vâki' hazret-i '~sa'n~n makberesi ve Sâlib ve Mesyun Da~lar~~ ve hazret-i Isd'~l~n do~du~u Beytül-lâhim yukaru kilisesiyle cümle ana tâbi' olan yerler mukaddemâ Çiçiliye Ceziresi 'nin krallar~~ papa ve efrenç rah~plerinin mukaddemâ elle-rinde olduklar~~ bin doksan yedi senesinde Ali A~a mübâ~eretiyle yazdan hüccette tasril~~ olunduk üzere bir tarikiyle Rumlar~n tarafindan ahz olunma~la kerl-evvel Oenc rahip-lerine redd oluna. Ve sultân Munid'~n k~rk be~de virdü~ü benit müceddeden mukarrerer olup, ic~d oluna.
Celdb-~~ ~tibi': Cümle H~ristiyanlar ve `ale'l-hus~is papaya mensûb olanlar cümle Memâlik-i Mahrûsa'da âyinlerin âsûde MI üzere ic~d ideler, çan çalalar ve yeni kilise binâ ideler. Eski kiliselerin ta'mir ideler ve kilise yapmak içün yerler satun alalar. Ki-mesne mâni' olm~ya ve kiliselerine her kim s~~~nur ise emin ve sâlim ola, kiKi-mesne dahl iylemeye. Anlam~~ üzerine haraclar evvelkiden ziyâde vaz' olunmaya ve bid'atler kalka ve Kudüs-i ~erif ziydretine gidenler bir ~ey teklif olunm~ya, karada ve delyida H~ristiyan tâifisinin mürûr ve `ubiir ve ticdretleri asude-hdl üzere ola.
Cevâb-~~ hâmis: E~er Tatar tâifesinin ve e~er Osmânlunun alduklar~~ Leh esideri âzâd olunup sâh~plerine redd oluna.
Ce~db-~~ sâdis: Devlet-i Aliyye vekilleri, Kamani çe Karas~'n~n kald~rmas~n~~ lisâna getürdiler, kalkmasun. Leh tdifesinden ahnma~la gerü redd oluna; fakat kendü yad ve ye~âkyla ile ve 'a~~rl~k ile muhâfazac~lar içinden ç~kup kalan mühimmat yerinde kalup
olduk hâl üzere kara-i Podolya memleketinin cümle tevâbi' ile teslim oluna.
Cevâb-~~ sâbi: Ukrayna memleketi Kazak tâifesi üzerine VsmânIunun hükmi fayri hakk olup ilin re'âyi s~~ sözüne binden olma~la Devlet-i Aliye bi 'l-külliye anlardan kasr-~~ yed eyleye". MT, vr. 71 a, sr. 1-19, vr. 71 b, sr. 1-19, vr. 72 a, sr. 1-13.
ZÜLFIKAR PASA'NIN LEHISTAN ILE YAPTI~I SULH MÜZAKERELER! 463
Ek 2 :
"...Ba'del-elkâb, benim efendim, sultân~m hazretleri bu tarafa geldü~ümüzde Çâsâra bul~gunca hayli zemân e~lendik. `Ak~bet-Devlet-i Aliyye ile cenkde müttefik olan nasâra beynlerinde haberle~ün, cümle vekilleri bir yire geldiklerinde bu kullan dahi mümâ-ileyh Çâsâr hazretlerine bulu~durulup Nâme-i Hümâyün-t ~evket-makrün ve sa'âdetlü sultân~m~n mekâtib-i ~enflerin tercümeden sonra mOr~m~~ ma'liimlan olduk-da i'timâdlan hâs~l olup birkaç meclisde sulh ve salah maslahat~na dâir olan mâddeler sqyle~ilüp nefsül-emrde Çâsâr vekilleri `âk~l âdemlar ve sulh ve salâh~n lüziemun ve kâ'idesin bilür. Lakin ara yirde münâfik eksik olmamak gerekdir. öyle kg& ideriz ki Çâsâr mahremlerinden baz~s~~ süreten hayr-hâhhk Osterüp derünlanndan França'ya he~xidar olup sulh: istemezler. Anlar dünü dürlü kavl-i fâsih ile Allâhu diem bu i~in olmamas~na sebeb olmu~lard~r. Sa'âdetlü sultân~m~n dahi tenbih-i 'dilleri bu olmu~~ idi
ki a'dâ-y~~ din bu maslahata yapu~ur ise Devlet-i Aliyye'nin '~rz~m kemâ-
yenbagi gözedüp bir nâ-ma'kul i~de bulunmayal~m. ~mtisâlen li'l-emr kem teklifleri hâm olup kal'alar isteyüp ve Erdel'den geçmqüp ve ald~klar~~ kal'alara dahi mahies olan ariiziye kanâ'at itmeyüp z~elde yirler taleb olunup bir vechle ma'küle ~tiz~~ olmamalanyla bi-emri 'llâhu te'âlâ bir i~~ Orülmedi. Tafsil üzere cümle ahvâlimiz yaz~lmak mümkün olmama~la Belgrad Kal'as~'nda esir olup hal& olunan Mustafa A~a kullan yan~m~zda bulunup her i~e nikfolma~la hâkpâ-y~~ sa'âdetlerine gönderilmi~dir. ~n~â 'allâhu te'âlâ varup rf~y-i mâl hâkpây-~~ sa'âdet oldukda luf u kerem buyurup mufassal söyledilüp takririnde her ahrlil ma'lüm-~~ sa'âdetleri olur. Mezbür kullann~n varup gelmesiçün Çâsâr vekilleri k~rk gün mehl virdiler. Ricâ ve ni yriz olunur ki zikr olunan müddet temâm~ndan evvel emr-i ~enfleri ne yüzden sâd~r olur ise ana göre hareket itmemiz içün bu bendelerine i'lâm buyurula. Bu ana de~in '~rz-~~ Devlet-i Aliyye muktez (~s~~ üzere hare-
ket ve `amel eyledü~ümüz ba'del-yevm dahi tenbih-i mücibince say ve takayyüd
olunup hidmet-i padi~âhide ve devletlü sultân~m~n `ubudiyyetinde dakika fevt olmayup tabir olunm~yaca~~~ malüm-~~ sa' âdetleridir. Ve bu tarafin ahvâli süâl buyururlar ise kimesne ile konu~~nama~la haviedisden bir nesne s~hhati üzere ma'liemumuz de~ildir. Ç âsâr vekilleri her ne haber virdiyse Mustafa A~a kullanna ifâde olunmu~dur ve bu ta-rafda e~erçe z-merre birüz akçe tayin olunmu~dur, virülür; lakin me'külât ve melbüsât ve me~rübât be~~ kat bahâ ile flirû ht olunma~la müzâyaka çekülür. Ahvâlimiz malüm-~~
sa'adelleri oldukda te7ild sahâ' ve kerem-i ~ehin~dhi ile elti' olunur. Her
husüsumuzda eltâft `aliyyeleri tazarru' olunur. Bâki fermân, sa'iidetlü sultântm
- '