Celâl ÖZCAN
temmuz büyük Türk yazarı Refik Ha- | f i lit Karay'ın 13'üncü ölüm yıldönümüy- ■ ^ dü. (Doğum: 1888—İst.; ölüm: 18 Tem muz 1965 - İst.)
Bu fırsatla, değerli yazarımızın edeblyatı- mizdeki yerine — ozetli de olsa — bir bakış a- taiım dedik.
Refik Hallt Karay adı edebiyatımızda nasıl bir yerde, hangi özellikleriyle önem kazanıyor? Sorusundan hareketle bakarsak onun somut bir değerlilikle anıtlaştığını göreceğiz. Özellikle MEMLEKET HİKÂYELERİ adlı kitabı tek başına Refik Halit’I ön plana çıkarmaya yetiyor. Bir «sürgün» olayının fırsatıyla beş yıllık Anadolu gözlemlerinden kaynaklanan bu önemli yapıt, o günlerin suyasal ve yazınsal gerçekliğini de dik-, kat« alarak denilebilir ki tümüyle ozgüıı nitelik lidir. Zira edebiyatımızda «Anadolu»ya, ora halkının yaşamsal konumuna ilişkin ilk önemli yapıt «Memleket Hikâyeleri» olmaktadır.
Demek kİ Refik Halit Karay. —sözünü etti ğimiz kitabıyla— hikâyeciliğimizde dönüm nok tasıdır. (Hemen belirtmeliyim, bu yapıtında ya zar, «Şeftali Bahçeleri», «Yatır», «Yatık Emine», «Sarı Bal», «Kös Ömer». «Boz Eşek» gibi ön plana çıkan çok başarılı hikâyelerinin arasında «Hakkı Sükût» başlıklı hikâyesiyle bir başka dö nemecin de ilk ürününü oluşturuyor kanımca. Bu hikâyede Refik Halit —yanılmıyorsam— fab rika işçisinin özel ve genel sorunlarına, ekono mik gerçeklikte ve özellikle çalışılan o fabrika
TÜRKCENİN USTA KALEMİ
/REFİK
HALİT
KARAY
konumundaki dramına yazınımızda hemen İlk değinen kişi oluyor.)
Yazarımızın sanatsal yaşamını dört dilime ayırabiliriz:
I. İlk Yıllar: «Fecr-I Ati» topluluğuna giriş, gazetecilik, politik içerikli gütmece yazarlığı do nemi. (Bu dönemden «Kirpi’nin Dedikleri» adlı gülmece kitabı önem taşır.)
II. İttihat Terakki hükümetince —karşıt ya zıları yüzünden— sürgüne yollandığı beş yıllık dönem: Anadolu gözlemlerine (Sinop, Corum, Ankara, Bilecik) fırsat vererek «Memleket Hikâ yelerinin oluşumunda etken olan «gurbet gün leri»...
III. 1922-1938 yılları arasında geçen İkinci Sürgün hayatı: (Refik Halit'in başarılı sanatsal grafiğinde şanssız bir durum, Ulusal Kurtuluş
hcreketine karşı çıkan bazı yazılar yazması, 1922 de bu sürgüne neden olur.) Beyrut ve Ha lep dolaylarını içeren bu gurbet yıllarından da bazı birikimler ve hazırlıklarla döner 1933’deki afta.
IV. ikinci Sürgün’den yurda dönüşüyle baş layan ve ölümüne değin süren yıllar: Refik Ha lit Karay bu dönemde hikâyeleri'ni ve romanla rını yazmıştır. (Bu dönem verimli roman üretimi ne ve hattâ oyun türünde de yapıt vermesine fırsat sağlayan geniş bir zamanı içeriyor. Ancak Rauf Mutluay'ın da belirttiği gibi: «..Sakıncasız yazma dikkatiyle bu kez de, siyasal— toplumsal özlerden kaçınmış, kendisini okuruna sevdiren, eserlerinin sürümünü sağlayan kolay—tatlı— hafif eserler yayımına öncelik vermiştir.» (Çağ daş Türk Ed. — 198)
Kalabalık bir toplamı oluşturan yapıtlarının İçinde mutlaka okunması gereken başta «Mem leket Hikâyeleri» olmak üzere, «Gurbet Hikâye leri», «Yezidin Kızı», «Çete», «Sürgün», «Anah tar». vb. nın görüntüsünde Refik Halit bir ger çekçidir. Kendi deyişiyle «temiz realizmsdir onun gerçekçiliği. Acı ile sevincin, karamsarlık la iyimserliğin iç içe olduğu ve «gülmece» ha vasının. da katılışıyla özgünlük kazanmış bir de ğişik- «Maupassant Gerçekçiliği».
Konulan, «bireyselliğin doyumundan da kaynaklanmış olsa, gene de dışa bakışlarla top lumsal gerçekliğe yaklaşımlı yapısıyla dikkat çeker.
Ayrıca Refik Halit, şu nitelikleriyle kendin« özgü sanatçı kimliğini öne çıkarmaktadır:
O, edebiyatımızın belki de en güçlü gözlem cisidir. Ve, gördüklerini dışlaştırıp yansıtmada birçoklarından ayrı o ince, kıvrak, akıcı, nüktsli, capcanlı «üslûbu»yla büyüyor karşımızda. (Diye bilirim ki, dil ve anlatımda Refik Halit, kendin den sonraki yazarlara ve elbet günümüz sanat çılarına — örneklemede — sağlıklı bir kaynaktır.) «Yeni Lisan» akımına, bu akımın temsilci leri arasına katılmamasına karşın, aslında «Yeni Lisan» akımı Refik Halit’le utkuya ulaş mıştır yargısına varanlar haksız değillerdir.
Anlatımda İcat gücü, benzetme ve iğretile- melerde kendine özgülüğü ilgiyle okunmasının baş etkenleridir.
Gözlemlerden esinle dile gelen olasıya us talıklı betimleme becerisi, özellikle hikâyelerinde, ayrıca «Yezidin Kızı», «Çete», «Bir İçim Su» gi- bi öteki yapıtlarında çok canlı örneklerle kanıt lanmaktadır.
Yazarımızın bir başka güçlülüğü de karak ter yaratımındaki başarısıdır. Memur-âmir, din adamı, kasaba eşrafı, kıskanç kadın ve erkek ler, «sürgün» psikozunun bunaltısındaki kişi ler, fabrika İşçileri, sevenler—sevilenler, ihane te uğrayanlar, çıkarcılar, intikamcılar... Hikâye ve romanlarında başlıca karakterlerdir. Bunla rın tümü gerçeğe uygundur, inandırıcıdır.
Refik Halit «gülmece»yl de yeğlerken dışa bakış ve sorunsal gerçekliğin aksak ve çarpık bazı yönlerine, «batıklaşıyorum» derken batıyı ters anlayan garip yapay karakterlere eleştirel bir yöneliş İçinde de görünmektedir. Böyiece yazar, sosyal ve siyasal aksaklıklara karşı tav rın en güçlü silâhlarından biri oian gülmeceyle (bazı yapıtları dışında) başarısını pekiştiriyor.