• Sonuç bulunamadı

Orta Karadeniz bölgesinde yer alan Ordu, Samsun Tokat Müzelerindeki kese örneklerinin değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Orta Karadeniz bölgesinde yer alan Ordu, Samsun Tokat Müzelerindeki kese örneklerinin değerlendirilmesi"

Copied!
287
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EL SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

NAKIŞ EĞİTİMİ BİLİMDALI

ORTA KARADENİZ BÖLGESİNDE YER ALAN ORDU, SAMSUN,

TOKAT MÜZELERİNDEKİ KESE ÖRNEKLERİNİN

DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Firdevs ÇAKIR

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EL SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

NAKIŞ EĞİTİMİ BİLİMDALI

ORTA KARADENİZ BÖLGESİNDE YER ALAN ORDU, SAMSUN,

TOKAT MÜZELERİNDEKİ KESE ÖRNEKLERİNİN

DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Firdevs ÇAKIR

Danışman: Yrd. Doç. Huriye ÇIRAKOĞLU

(3)
(4)

ÖNSÖZ

El sanatları, bir toplumun kendine özgü kültür mirasının en önemli göstergelerinden biridir ve o milletin geçmişini geleceğe bağlayan önemli bir değer taşır. El sanatı bir uğraş, bir iş ve estetik bir değer taşıdığı gibi, insanların iç dünyalarını aktarmak ve bazı mesajlar vermek için de bir görev üstlenmektedir. Ayrıca ekonomik katkılar sağlamakla birlikte kültür değerleri içinde de önemi büyüktür.

Anadolu’nun hemen her yöresinde insanımız, zekâsını ve becerisini ve estetik değerini yansıttığı birçok el sanatları ile uğraşmaktadır. Ancak çağdaş yaşama biçimi teknolojinin gelişimi ile makineleşme, iyi usta ve çırakların yetişmemesi, el sanatları ürünlerinden gerekli ekonomik doygunluğun sağlanamaması, el sanatları ürünlerinin kullanım amacının değişmesi, el sanatlarının geleneksel niteliklerinin kaybolmasına yol açmaktadır. Kültürel ve sanatsal değerlerin tanıtılması ve daha geniş kitlelere yayılmasında müzelerimiz önemli bir görev üstlenmektedir.

Araştırmanın yürütüldüğü Orta Karadeniz Bölgesinde yer alan Ordu, Samsun, Tokat illerindeki müzelerde incelenen kese örneklerinin teknik, malzeme, renk, desen, motif ve kompozisyon özellikleri belgelenmiş tablolarla analiz edilerek tanıtılmıştır.

Bu araştırmayı yapmam için bana yol gösteren Değerli hocalarım Yrd. Doç.Yakude DEVELİOĞLU ve Yrd. Doç. Nursel BAYKASOĞLU’ na teşekkür ederim. Bu araştırmanın yürütülmesinde bana danışmanlık eden bilgi ve tecrübeleriyle yardımcı olan kıymetli hocam Yrd. Doç. Huriye ÇIRAKOĞLU’na sevgi ve saygıyla teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca maddi ve manevi desteğini esirgemeyen, özellikle de başarılarım da büyük emeği olan biricik anneme ve babama sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Sana armağan olsun canım babam hep benimle ol.

Saygılarımla Firdevs ÇAKIR

(5)

ÖZET

ORTA KARADENİZ BÖLGESİNDE YER ALAN ORDU, SAMSUN, TOKAT MÜZELERİNDEKİ KESE ÖRNEKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇAKIR, Firdevs Yüksek Lisans Tezi Nakış Eğitimi Bilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Huriye ÇIRAKOĞLU

Mayıs – 2013

Bu araştırmada, müzelerdeki sergilenen tüm örnekler, müze müdürlüğünün izni dâhilinde, Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde 20 ürün, Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde 16 ürün, Tokat Arkeoloji Müze’sinde 9 ürün araştırma kapsamına alınıştır.

Yapılan araştırmada, Orta Karadeniz Bölgesinde yer alan Ordu, Samsun, Tokat Müzelerindeki tığ örücülüğü ile yapılmış kese örneklerine ulaşılmış ve bu kese örnekleri sınıflandırılarak; teknik, araç-gereç, renk, kullanım yeri, kompozisyon, bezeme konuları açısından incelenerek desen çizimleri yapılıp belgelenerek incelenmiştir.

Araştırmanın evrenini Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi, Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ve Tokat Arkeoloji Müzesinde yer alan tığ örgüsü ile yapılmış kese ürünler oluşturmaktadır.

Yapılan araştırmada Ordu, Samsun, Tokat illerinde yer alan müzelerde en çok para kesesine rastlanılmıştır. Müzelerde incelenen kese örneklerinde keselerin sağlam olmasının yanı sıra sim ipliklerin yıprandığı, renklerinin bozulduğu görülmüştür. Madensel ve bitkisel ipliklerin bir arada kullanıldığı ve en sık uygulanılan teknik ise sık iğne olduğu keselerin ağız temizliğinde de trabzan ve piko tekniklerinin uygulandığı belirlenmiştir. Keselerin zemininde, deseninde ve ağız temizliğinde sarı sim kullanılmıştır. Ürünlerin tamamında çoğunlukla bitkisel ve geometrik bezeme, en çok da düzgün sıralamalarla düzenlenmiş kompozisyonlar uygulandığı belirlenmiştir.

(6)

ABSTRACT

EVALUATION OF PURSE SAMPLES IN THE MUSEUMS OF ORDU, SAMSUN AND TOKAT LOCATED IN CENTRAL BLACK SEA REGION

ÇAKIR, Firdevs Master’s Thesis, Department of Embroidery Education Thesis Advisor: Assist.Prof. Huriye ÇIRAKOĞLU

May – 2013

In this research, all samples exhibited in the museums were researched within the permission of museum directorate; 20 products from Ordu Paşaoğlu Mansion and Ethnography Museum, 16 products from Samsun Archaeology and Ethnography Museum, 9 products from Tokat Archaeology Museum.

In the research, purse samples made by crocheting in Ordu, Samsun, Tokat Museums located in Central Black Sea Region were classified and analyzed in terms of technique, equipment, colour, place of use, composition, decoration and documented with pattern drawing.

The research is primarily based on purse products made by crocheting located in Ordu Paşaoğlu Mansion and Ethnography Museum, Samsun Archaeology and Ethnography Museum and Tokat Archaeology Museum.

In the study, money purses were encountered at the museums of Ordu, Tokat, and Samsun mostly. It was seen that the analyzed purse samples were lasting but tinsel yarns were worn off and discoloured. Metallic and herbal yarns were used together and the most common technique was single crochet. It was determined that crochet and picot techniques were applied for cleaning the edges of purses. Yellow tinsel was used for the ground, pattern and cleaning the edges of purses. It was determined that herbal and geometric decoration was used mostly in all products and mainly correct ordered compositions were applied.

(7)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... i

ÖZET ... ii

ABSTRACT ... iii

İÇİNDEKİLER ... iv

ŞEKİLLER LİSTESİ ... viii

TABLOLAR LİSTESİ ... xi

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ ... xiv

ÇİZİMLER LİSTESİ ... xvi

1. GİRİŞ ... 1 1.1. Problem ... 1 1.2. Araştırmanın Amacı ... 5 1.3. Alt Amaçlar ... 5 1.4. Araştırmanın Önemi ... 5 1.5. Sınırlılıklar. ... 6 1.6. Varsayımlar ... 7 1.7. Tanımlar ... 7 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 10

2.1. Yöre İle İlgili Araştırmalar ... 10

2.1.1. Ordu İli İlgili Bilgiler ... 10

2.1.2. Samsun İli İlgili Bilgiler ... 11

2.1.3. Tokat İli İlgili Bilgiler ... 13

2.2. Müze ... 15

2.2.1.Türkiye’de Müze Tarihi ... 15

2.2.2. Türkiye’de Müze Çeşitleri ... 17

(8)

2.2.2.2.Bağlı Oldukları İdari Birime Göre Müzeler ... 18

2.2.2.3. Hitap Ettikleri Kitleye Göre Müzeler ... 18

2.2.2.4. Hizmet Ettikleri Bölgeye Göre Müzeler ... 18

2.2.2.5.Koleksiyonları Sergileme Yöntemine Göre Müzeler ... 19

2.2.3. Müzelerin Görevleri ... 19

2.2.3.1. Müzelerde Eser Toplama İşlevi ... 19

2.2.3.2. Müzelerin Sergileme İşlevi ... 19

2.2.3.3. Müzelerin Koruma Bakım Onarım İşlevi ... 20

2.2.3.4. Müzelerin Depolama İşlevi ... 20

2.2.3.5. Müzelerin Eğitim İşlevi ... 20

2.2.4. Müzeler ve Önemi ... 21

2.2.5. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi Hakkında Bilgi ... 21

2.2.5. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Hakkında Bilgi ... 23

2.2.7. Tokat Arkeoloji Müzesi Hakkında Bilgi ... 23

2.3. El Sanatları ... 24

2.4. Örücülük ... 26

2.4.1. Örücülükte Kullanılan Araçlar ... 28

2.4.2. Örücülükte Kullanılan Gereçler ... 29

2.4.3. Örücülükte Kullanılan Teknikler ... 29

2.4.3.1. İğne Örücülüğü ... 29 2.4.3.2. Şiş Örücülüğü ... 30 2.4.3.3. Firkete Örücülüğü ... 30 2.4.3.4. Mekik Örücülüğü ... 30 2.4.3.5. Tığ Örücülüğü... 30 2.4.3.5.1.Tığ Örücülüğün de Kullanılan Malzemeler ... 31 2.4.3.5.1.1. Tığlar ... 31 2.4.3.5.1.1.1.Tığ Çeşitleri... 33 2.4.3.5.1.1.2.Değişik Marka Tığlar ve Numaralanmış Şekilleri 34

(9)

2.4.3.5.1.2. İplikler ... 35

2.4.3.5.1.3. Yardımcı Araç ve Gereçler ... 36

2.4.3.5.2. Tığ Örücülüğünde Desen Geçirme Teknikleri ... 38

2.4.3.5.3. Tığ Örücülüğünde Uygulanılan Teknikler ve İşlem Basamakları ... 39

2.5. Kese ... 66

2.5.1. Kesenin Tanımı ... 66

2.5.2. Kesenin Tarihçesi ... 67

2.5.3. Kese Türleri ve Şekilleri ... 68

2.5.3.1. Saat Keseleri ... 68 2.5.3.2. Para Keseleri ... 69 2.5.3.3. Mühür Keseleri ... 69 2.5.3.4.Tütün Keseleri ... 70 2.5.3.5. Kaşık Keseleri... 70 2.5.3.6.Cüz ve Kuran Keseleri ... 70 2.5.3.7. Çakmak Keseleri ... 70 2.5.3.8. Tarak Keseleri ... 70 2.5.3.9. Sabun Keseleri ... 71

2.5.4. Keselerin Yapıldığı Teknik ve Kullanılan Malzemeler ... 71

2.5.4.1. İğne İle Örülen Keseler ... 71

2.5.4.2. Tığ İle Örülen Keseler ... 71

2.5.4.3. Şiş İle Örülen Keseler ... 72

2.5.4.4. Dokuma Keseler ... 72

2.5.4.5. Kumaş Parçaları İle Yapılan Keseler ... 72

2.5.4.6. Dival İşleri İle Yapılan Keseler ... 72

2.5.4.7. Fermene İşleri İle Yapılan Keseler ... 73

2.5.4.8. Deri İşleri İle Yapılan Keseler ... 73

2.5.4.9. Boncuk Keseler ... 73

2.5.4. Keselerin Genel Özellikleri ... 73

(10)

2.5.4.2. Kesenin Bölümleri ... 73

2.5.4.3. Keselerde Kompozisyon Özellikleri ... 75

2.5.4.4. Örgü Keselerde Kullanılan Bezeme Konuları ... 76

3. YÖNTEM ... 77

3.1. Araştırmanın Modeli ... 77

3.2. Evren ve Örneklem ... 77

3.3. Veri Toplama Tekniği ... 77

3.4. Verilerin Çözümlenmesi ... 78

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE YORUMLAR ... 79

4.1. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Tığ Örücülüğü ile Örülmüş Kese Örneklerine ilişkin Bulgular ve Analiz Tabloları ... 80

4.1.1. Bulgular ... 80

4.1.2. Analiz Tabloları ... 151

4.2. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Tığ Örücülüğü İle Örülmüş Kese Örneklerine İlişkin Bulgular ve Analiz Tabloları ... 162

4.2.1. Bulgular ... 162

4.2.2. Analiz Tabloları ... 210

4.3. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Tığ Örücülüğü ile Örülmüş Kese Örneklerine İlişkin Bulgular ve Analiz Tabloları ... 221

4.3.1. Bulgular ... 221 4.3.2. Analiz Tabloları ... 248 5. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 258 5.1. Sonuç ... 258 5.2. Öneriler ... 261 KAYNAKÇA ... 262 EKLER ... 266 EK BİLGİ FORMU ÖRNEĞİ ... 266

(11)

ŞEKİLLER LİSTESİ Sayfa No Şekil No. 1……..……….32 Şekil No. 2…...………32 Şekil No. 3. ... 33 Şekil No. 4. ... 33 Şekil No. 5. ... 34 Şekil No. 6. ... 37 Şekil No. 7. ... 37 Şekil No.8. ... 37 Şekil No. 9. ... 38 Şekil No. 10. ... 38 Şekil No. 11 ... 40 Şekil No. 12 ... 41 Şekil No. 13 ... 41 Şekil No. 14 ... 42 Şekil No. 15 ... 42 Şekil No. 16 ... 43 Şekil No. 17 ... 43 Şekil No. 18 ... 44 Şekil No. 19 ... 44 Şekil No. 20 ... 45 Şekil No. 21 ... 46 Şekil No. 22 ... 47 Şekil No. 23 ... 47 Şekil No. 24 ... 47

(12)

Şekil No. 25 ... 48 Şekil No. 26 ... 48 Şekil No. 27 ... 48 Şekil No. 28 ... 49 Şekil No. 29 ... 49 Şekil No. 30 ... 49 Şekil No. 31 ... 50 Şekil No. 32 ... 50 Şekil No. 33 ... 50 Şekil No. 34 ... 51 Şekil No. 35 ... 52 Şekil No. 36 ... 52 Şekil No. 37 ... 52 Şekil No. 38 ... 53 Şekil No. 39 ... 53 Şekil No. 40 ... 54 Şekil No. 41 ... 54 Şekil No. 42 ... 54 Şekil No. 43 ... 55 Şekil No. 44 ... 55 Şekil No. 45 ... 55 Şekil No. 46 ... 56 Şekil No. 47 ... 57 Şekil No. 48 ... 57 Şekil No. 49 ... 57 Şekil No. 50 ... 58 Şekil No. 51 ... 58

(13)

Şekil No. 52 ... 58 Şekil No. 53 ... 59 Şekil No. 54 ... 59 Şekil No. 55 ... 59 Şekil No. 56 ... 60 Şekil No. 57 ... 60 Şekil No. 58 ... 60 Şekil No. 59 ... 61 Şekil No. 60 ... 62 Şekil No. 61 ... 62 Şekil No. 62 ... 62 Şekil No. 63 ... 63 Şekil No. 64 ... 64 Şekil No. 65 ... 64 Şekil No. 66 ... 65 Şekil No. 67 ... 65 Şekil No. 68 ... 75

(14)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa No Tablo 1. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Müzeye Geliş Tarihlerinin Dağılımı ... 151 Tablo 2. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Müzeye Geliş Şeklinin Dağılımı ... 152 Tablo 3. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Türlerinin Dağılımı ... 152 Tablo 4. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Durum Dağılımı ... 153 Tablo 5. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinde Kullanılan İplik Türlerinin Dağılımı ... 154 Tablo 6. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinde Uygulanan Tekniklerin Dağılımı ... 155 Tablo 7. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Ağız Temizliğinde Uygulanılan Tekniklerinin Dağılımı ... 156 Tablo 8. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Zemininde Kullanılan Renklerin Dağılımı ... 157 Tablo 9. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Desenlerinde Kullanılan Renklerin Dağılımı ... 158 Tablo 10. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Ağız Temizlemede Kullanılan Renklerin Dağılımı ... 159 Tablo 11. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinde Kullanılan Bezeme Konularının Dağılımı ... 160 Tablo 12. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

(15)

Tablo 13.Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Müzeye Geliş Tarihlerinin Dağılımı ... 210 Tablo 14. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Müzeye Geliş Şeklinin Dağılımı ... 211 Tablo 15. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Türlerinin Dağılımı ... 211 Tablo 16. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Durum Dağılımı ... 212 Tablo 17. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinde Kullanılan İplik Türlerinin Dağılımı ... 213 Tablo 18. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinde Uygulanan Tekniklerin Dağılımı ... 214 Tablo 19. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Ağız Temizliğinde Uygulanılan Tekniklerinin Dağılımı ... 215 Tablo 20. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Zemininde Kullanılan Renklerin Dağılımı ... 216 Tablo 21. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Desenlerinde Kullanılan Renklerin Dağılımı ... 217 Tablo 22. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Ağız Temizlemede Kullanılan Renklerin Dağılımı ... 218 Tablo 23. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinde Kullanılan Bezeme Konularının Dağılımı ... 219 Tablo 24. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müze’sinde Bulunan Kese

Ürünlerinin Kompozisyon Özelliklerinin Dağılımı ... 220 Tablo 25. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinin Müzeye

(16)

Tablo 26. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinin Müzeye

Geliş Şeklinin Dağılımı ... 248 Tablo 27. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinin Türlerinin

Dağılımı ... 249 Tablo 28. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinin Durum

Dağılımı ... 249 Tablo 29. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinde Kullanılan

İplik Türlerinin Dağılımı ... 250 Tablo 30. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinde Uygulanan

Tekniklerin Dağılımı ... 251 Tablo 31. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinin Ağız

Temizliğinde Uygulanılan Tekniklerinin Dağılımı ... 252 Tablo 32. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinin Zemininde

Kullanılan Renklerin Dağılımı ... 253 Tablo 33. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinin

Desenlerinde Kullanılan Renklerin Dağılımı ... 254 Tablo 34. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinin Ağız

Temizlemede Kullanılan Renklerin Dağılımı ... 255 Tablo 35. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinde Kullanılan

Bezeme Konularının Dağılımı ... 256 Tablo 36. Tokat Arkeoloji Müze’sinde Bulunan Kese Ürünlerinin

(17)

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ

Sayfa No

Fotoğraf 1. Para Kesesi ... 80

Fotoğraf 2. Para Kesesi ... 84

Fotoğraf 3. Para Kesesi ... 88

Fotoğraf 4. Para Kesesi ... 91

Fotoğraf 5. Para Kesesi ... 94

Fotoğraf 6. Para Kesesi ... 97

Fotoğraf 7. Para Kesesi ... 100

Fotoğraf 8. Para Kesesi ... 103

Fotoğraf 9. Para Kesesi ... 106

Fotoğraf 10. Para Kesesi ... 109

Fotoğraf 11. Saat Kesesi ... 113

Fotoğraf 12. Para Kesesi ... 116

Fotoğraf 13. Para Kesesi ... 119

Fotoğraf 14. Para Kesesi ... 123

Fotoğraf 15. Tütün Kesesi ... 127

Fotoğraf 16. Para Kesesi ... 131

Fotoğraf 17. Para Kesesi ... 135

Fotoğraf 18. Tütün Kesesi ... 139

Fotoğraf 19. Para Kesesi ... 143

Fotoğraf 20. Para Kesesi ... 147

Fotoğraf 21. Para Kesesi ... 162

Fotoğraf 22. Para Kesesi ... 165

Fotoğraf 23. Para Kesesi ... 168

Fotoğraf 24. Saat Kesesi ... 171

Fotoğraf 25. Para Kesesi ... 174

Fotoğraf 26. Para Kesesi ... 177

Fotoğraf 27. Para Kesesi ... 180

Fotoğraf 28. Para Kesesi ... 183

Fotoğraf 29. Para Kesesi ... 186

Fotoğraf 30. Para Kesesi ... 189

(18)

Fotoğraf 32. Para Kesesi ... 195

Fotoğraf 33. Saat Kesesi ... 198

Fotoğraf 34. Saat Kesesi ... 201

Fotoğraf 35. Saat Kesesi ... 204

Fotoğraf 36. Para Kesesi ... 207

Fotoğraf 37. Para Kesesi ... 221

Fotoğraf 38. Saat Kesesi ... 224

Fotoğraf 39. Saat Kesesi ... 227

Fotoğraf 40. Mühür Kesesi ... 230

Fotoğraf 41. Para Kesesi ... 233

Fotoğraf 42. Para Kesesi ... 236

Fotoğraf 43. Para Kesesi ... 239

Fotoğraf 44. Para Kesesi ... 242

(19)

ÇİZİMLER LİSTESİ

Sayfa No

Çizim 1. Para Kesesi ... 83

Çizim 2. Para Kesesi ... 87

Çizim 3. Para Kesesi ... 90

Çizim 4. Para Kesesi ... 93

Çizim 5. Para Kesesi ... 96

Çizim 6. Para Kesesi ... 99

Çizim 7. Para Kesesi ... 102

Çizim 8. Para Kesesi ... 105

Çizim 9. Para Kesesi ... 108

Çizim 10. Para Kesesi ... 112

Çizim 11. Saat Kesesi ... 115

Çizim 12. Para Kesesi ... 118

Çizim 13. Para Kesesi ... 122

Çizim 14. Para Kesesi ... 126

Çizim 15. Tütün Kesesi ... 130

Çizim 16. Para Kesesi ... 134

Çizim 17. Para Kesesi ... 138

Çizim 18. Tütün Kesesi ... 142

Çizim 19. Para Kesesi ... 146

Çizim 20. Para Kesesi ... 150

Çizim 21. Para Kesesi ... 164

Çizim 22. Para Kesesi ... 167

Çizim 23. Para Kesesi ... 170

Çizim 24. Saat Kesesi ... 173

Çizim 25. Para Kesesi ... 176

Çizim 26. Para Kesesi ... 179

Çizim 27. Para Kesesi ... 182

Çizim 28. Para Kesesi ... 185

Çizim 29. Para Kesesi ... 188

Çizim 30. Para Kesesi ... 191

(20)

Çizim 32. Para Kesesi ... 197

Çizim 33. Saat Kesesi ... 200

Çizim 34. Saat Kesesi ... 203

Çizim 35. Saat Kesesi ... 206

Çizim 36. Para Kesesi ... 209

Çizim 37. Para Kesesi ... 223

Çizim 38. Saat Kesesi ... 226

Çizim 39. Saat Kesesi ... 229

Çizim 40. Mühür Kesesi ... 232

Çizim 41. Para Kesesi ... 235

Çizim 42. Para Kesesi ... 238

Çizim 43. Para Kesesi ... 241

Çizim 44. Para Kesesi ... 244

(21)

1. GİRİŞ

1.1. Problem

Kültür ve sanat bir ulusun uygarlık kimliğidir. Bir toplumun uygarlığı ise onun sanat eserleri ve kültür varlıklarıyla simgelenir.

Kültür, yalnız bilim, sanat, felsefe değil; insanoğlunun her davranışı ve yarattığıdır. Atalarımızın yaratıp bize miras bıraktıkları kültür, bizim o mirasa katkılarımızla birlikte, gelecek kuşaklara miras kalır ve onları yaşatır. Kültür tüm canlı varlıklar gibi yaşar-gelişir-değişir fakat ölümsüzdür (Onuk ve Akpınarlı, 2002: 28 ).

Sanat, insanın kendini anlatma, kendi dışındaki dünya ile iletişim kurma ve etkileme gibi dürtüleri ile ortaya çıkan bir olgudur (Alpaslan, 2003: 1).

Halk arasında sanat, “güzel olan ve hoşa giden şey “olarak tarif edilir. İnsanlığın geçmiş sürecinde toplumların, kurumların, kişilerin, kurumların istedikleri amaçlara ve devirlere göre yaptığı bu açıklamalar, sanatın kimliklerini zengin görüntülere kavuşturmaktadır. Sanatı eksiksiz bir şekilde tanımlayabilmek çok güçtür. Çünkü sanat, nesnel dünyanın, insanların bilinçaltına yansıttıkları estetik çözümlemeler ile yakın ilişkilidir ve öznel, göreceli değerlere dayanır (Şişman,2006: 1).

İlkel insanın sadece yararlılığını düşünerek belki güzel kaygısı taşımadan yaptıkları eserler de sanat eseridir. Sanat eserleri birer belge özelliği de taşırlar. İnsanlık tarihi boyunca uygarlığın var olduğu her yerde sanatta var olmuştur.

Sanat, sanatçının algıladığı etkilere, bir tasarım ve kurmaca sonucu, malzeme ile biçimlendirdiği, estetik olarak verdiği tepkileri içerir. Sanat yapıtlarının algılanan biçimleri sanatçı tarafından birçok malzemenin çok değişik biçimlerde işlenmesiyle oluşturulur. Sanatçının aynı malzemelerden oluşturduğu sanat eserlerindeki farklı sonuçların özellikleri, sanatçının üslubu ve kişiliğiyle bağlantılıdır. Aynı konuyu işleyen

(22)

sanatçıların eserlerindeki farklılık da ayrı kişilik ve üslupların oluşmasıyla çeşitlenir (Şişman,2006: 3).

El sanatları, bireylerin bilgi ve becerilerine dayanan özellikle doğal hammaddelerin kullanıldığı elle ve basit araçlarla yapılan ve toplum kültürünü, gelenek ve göreneklerini taşıyan ayrıca üretimini yapan bireylerin duygu düşünce becerisini yansıtan, gelir getirici üretime yönelik ürünlerdir (Onuk ve Akpınarlı, 2005: 27 ).

Diğer bir tanımı ile el sanatları; çok el emeği ile yapılan ve incelikle işlenen eserlerdir. Güzel sanatların bir kolu olan el sanatları göz nurunun, ince zevkin, uzun sabrın, gönüllerde yatan düşüncelerin sanat olarak dökülmesidir. Tahta oymacılığından sedef kakmacılığına kadar, iğne oyası ve dantele kadar hepsi el sanatlarıdır (Akçin, 2006: 23).

İnanoğlu’nun var olduğu tarihten günümüze kadar uygarlıklar, el sanatlarıyla iç içe yaşamışlar ve yaşamaktadırlar. Giyinme, barınma, beslenme, süslenme, eğlenme gibi ihtiyaçların karşılanmasında el sanatlarından ve onun ürünlerinden yararlanılmıştır. Denilebilir ki insan gittiği her yere ve egemenlik kurduğu her alana el sanatlarını ve bu sanatlara ilişkin kültürünü de birlikte taşımıştır (Arlı, 2003: 67).

Yaşadıkları çağa tanıklık eden el sanatları toplumları birbirine kaynaştırmış ve etkilenmesine sebep olmuştur. Bu nedenle insanlar arasında barış ve huzur içinde yaşayabilecekleri ortamlar oluşmuştur. Sosyokültürel anlamda gelişmeleri konusunda önemli adımlar atılmıştır. El sanatları bir toplumun sosyokültürel alanda rol oynadığı gibi aynı zamanda ekonomik alanda da önemli bir rol oynamaktadır.

El sanatlarımızın yaşatılması, kuşaktan kuşağa bu kültürel mirasımızın aktarılması ve günümüze kazandırılması konusundaki en önemli etken hiç şüphesiz ki insan faktörüdür. İnsanoğlu her ne kadar ihtiyaçları karşılamak maksadıyla yapmış olsa da, kişinin sanat kabiliyetini ortaya koyması onu kendi zevki ve hüneri ile meydana getirmesi, bu eserlerin önemini ortaya koymaktadır.

El sanatları, yüzyıllardır büyük bir çeşitlilik içinde toplumların duygularını ve sanatsal beğenilerini aktarma aracı olmuştur. Üretildikleri dönemin değer yargıları,

(23)

toplumdaki politik eğilimler, ekonomik durum, din, kişilerarası örgütlenme ve ilişkiler, kişilerin davranış ve tutumları, teknik araç-gereç, beceri, estetik bakış açısı, dünya görüşü, tasarım ürünlerine verilen biçim gibi etkenler el sanatlarının oluşumunu etkilemiştir.

Kişinin kendisine faydalı olacak eşyayı hazırlarken, elinin, ürününün renk, zevk, desen ve biçim ahengi beraberliğinde geliştirmesi, elbette şahsi kabiliyet ve maharetine dayanırken aynı zamanda yöresel karakterini de aksettirmektedir (Başlangıç, 1984: 74).

El sanatları Anadolu’nun çeşitli bölgelerine göre özel bir karakter taşır. Doğu Anadolu’yu batı Anadolu’yu, güney Anadolu ile kuzey Anadolu’yu birbirinden ayırır. Orta Anadolu’nun çoklukla diğer bölgelere göre ortalama bir çehre göstermesi dikkate değer bir noktadır (Özbel, 1949: 1).

İnsanların yaşadığı coğrafi şartlara, insandan insana, toplumdan topluma, kültürden kültüre gelişerek değişimler gösteren el sanatları, kişilerin ötesinde ortaya çıktığı toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini ve kültürel özelliklerini yansıtır hale gelmiş ve böylece geleneksel özellik kazanmıştır. Bugün bu önemli eserlere müzelerde el sanatlarının geçmişindeki karakteriyle karşılaşırız. Bu müzeler el sanatlarının bilgi birikimde ayna görevi görmektedir.

Müzeler sanat, kültür, bilim ve teknikle ilgili yapıtların ve doğal nesnelerin yararlanılması için korunduğu ve sergilendiği mekânlardır. “Müzeler, kültürel değer taşıyan, eserleri korumak, incelemek, değerlendirmek, halkın beğenisini yükseltmek ve eğitim için sergilemek amacıyla toplum yararına yönetilen kurumdur” (Mimarlık Dergisi, 2002: 12).

Uluslararası Müzecilik Konseyi’ne göre; “Müze kar amacı gütmeyen, toplumun gelişmesine ve hizmete dönük amaçlı olarak çalışan, topluma açık ve kalıcı unsurlar içeren, insan ve çevresinin, materyal kanıtını, etüt ve eğitim amaçlı toplayarak, saklayan, araştıran, ileten ve sergileyen bir kurumdur ” ( İnel, 2000: 20).

Müzelerin insanlığa geçmişten esintiler sunma işlevinin yanı sıra önemli bir işlevi de eğitime yardımcı bir kurum olmasıdır. Müzeler geleneksel el sanatlarıyla ilgili

(24)

bilgi birikimi sunduğu gibi, bu bilgi birikimi eğitimde; yeni ürünlerin ortaya çıkmasında, ürünlerin günümüze taşınmasında, çağdaş tasarımların oluşmasında da önemli bir yere sahiptir.

Etnografya müzeleri bize el sanatlarının geçmişi hakkında bilgiler veren köklü kurumlardır. Bir toplumun duygu ve düşüncelerini ifade etme şeklini, zamanını değerlendirme de, belki de geçimini sağlamada kullandığı el sanatları çeşitlerini kuşaktan kuşağa aktarmada yardımcı kurumlardır.

Etnografya, Toplumların öz kültürlerini inceleyen bilim dalıdır. Etnografya milletin yaşama şekillerinin betimlenmesi ve onları tanıma ilmidir. İnsan topluluklarının meydana getirdiği maddi kültürleri tanımlar. Giyim, süs eşyası, ev aletleri, bir yayık veya beşiğin yapılışı etnografyanın konusu kapsamındadır (Yeni Rehber Ansiklopedisi, 1984: 58).

Anadolu Türklerinin bin yıldan beri geliştirdikleri Türk sanatları içinde önemli bir yeri olan örücülük konularında uygulanan motif, renk, şekil ve kompozisyon zenginliği bu köklü kültür etkileşiminin sonucudur ( Atay, 1987: 27 ).

Örücülük çevresel etkilerden yararlanarak giysilere yeni bir biçim ve farklılık katmış, sanat dünyasına eşsiz bir güzellik kazandırmıştır. Bugüne dek insanlar elemeği ve göz nuruyla yaptıkları örgülere yaşamlarını, duygularını, anılarını yansıtmışlardır.

El sanatlarının bir kolu olan örücülük; tığ danteli ve iğne danteli teknikleri uygulanan ve ilk çağlardan beri süregelen sanatlardan biridir. Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler el ile yapılan tığ ve şiş örücülüğünü etkilese de halk arsında önemini korumakta ve yaygın olarak yapılmaktadır. Tercih edilmesinin nedeni ise teknik kolay, pratik ve ucuz olmasıdır.

Ulusal kültürümüzü yaşatmak, tarihin gelecek kuşaklara ışık tutmasını sağlamak için yapılan bu araştırma da Orta Karadeniz Bölgesinde yer alan Samsun, Ordu, Tokat Müzelerinde bulunan keselerle ilgili yayınlara ulaşılamamıştır. Bu nedenle araştırma yörelerin de yer alan Müzelerdeki kese örneklerinin teknik, desen, renk, kompozisyon, iplik, özelliklerinin incelenmesi, bu eserlerin desenleri çizilerek belgelenmesi,

(25)

eğitim-öğretim ortamlarını düzenlemede daha somut verilerin kullanılabilmesine yardımcı olması düşüncesi ile müzelerin eğitime katkısının belirlenmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla planlanıp yürütülecektir.

1.2 Araştırmanın Amacı

Araştırmanın genel amacı; Orta Karadeniz Bölgesindeki Samsun, Ordu, Tokat Müzelerinde bulunan tığ örücülüğü ile yapılmış kese örneklerinin; nitelik, teknik, araç-gereç, renk, kompozisyon özellikleri, bezeme konuları açısından incelenerek, özelliklerini belirlemek, desen çizimlerini yaparak belgelemek ve güncel ürün ve aksesuarlara uygulayarak yararlanmak isteyenler için kaynak oluşturmasını sağlamaktır.

1.3. Alt amaçlar

Araştırmanın genel amacı doğrultusunda aşağıdaki alt amaçlara cevap aranmıştır.

1. Müzelerde bulunan kese örneklerindeki teknikler nelerdir?

2. Müzelerde bulunan kese örneklerinin kompozisyon özellikleri nelerdir? 3. Müzelerde bulunan keselerde örneklerindeki renkler nelerdir?

4. Müzelerde bulunan keselerin iplik özellikleri nelerdir?

5. Müzelerde bulunan keselerde kullanılan kenar temizleme teknikleri nelerdir? 6. Müzelerde bulunan keselerin kullanım amaçları nelerdir?

7. Müzelerde bulunan keselerde kullanılan bezeme konuları nelerdir?

1.4. Araştırmanın Önemi

İnsanlığın bütün zaman dilimleri içinde yaşadığı, biriktirdiği, geliştirdiği, zenginleştirip sürekliliğini sağladığı ve kendinden sonra gelecek nesillere aktardığı el sanatlarımızın devamlılığını sağlamak ve yüzyılların deneyimlerinden süzülerek

(26)

biçimlenen ve kuşaktan kuşağa aktarılan bir değerler bütünü olarak ifade edebileceğimiz halk kültürünü korunup yaşatılması açısından önemlidir.

El sanatları, tarihi ve turistik değer taşıması, geleneksel özellikler bulundurması, kişinin zevk, duygu, düşünce ve yaratıcılığını yansıtması açısından önemli bir kültür öğesi özelliği taşımaktadır.

Bu kültür öğesini layık olduğu yere taşımak, sahip olduğumuz mirasa verdiğimiz önemi göstermektedir. Bu mirasımızı objektif ve bilimsel metotlarla incelemek ise geçmiş ile gelecek arasında köprü kuracak, var oluşumuzun devamlılığını sağlayacaktır. Bunun için ise tarihten günümüze gelen müzelerdeki eserlere sahip çıkmalı ve çağımızın modern yorumları ile geliştirerek hayatın içinde yaşanır hale getirmek gerekir.

Müzeler gerek anlatılan konulara zemin teşkil etmesi açısından, gerekse de bireylerin yeni tasarımlarda yeni ufuklar açması açısında önemlidir. Bu nedenle müzeler koruma, sergileme, belgeleme vb. işlevlerinin yanı sıra eğitime destek ya da yeni bir can damarı olması açısından önemli bir yere sahiptir. Araştırma bu açıdan da önemlidir.

Araştırma, Orta Karadeniz Bölgesindeki Samsun, Ordu, Tokat Müzelerinde bulunan kese örneklerinin, nitelik (teknik, araç-gereç, renk, kompozisyon özellikleri, bezeme konuları) açısından incelenerek, aynı zamanda desen çizimlerinin yapılarak belgelenmesi ve güncel ürünlere uygulanması ve yararlanmak isteyenler için kaynak oluşturması açısından önemlidir.

1.5. Sınırlılıklar

Bu araştırma, Orta Karadeniz Bölgesinde Samsun, Ordu, Tokat Müzelerinde bulunan tığ örücülüğü ile yapılmış keseler ve ulaşılabilen kaynaklarla sınırlıdır.

(27)

1.6.Varsayımlar

Müzelerden incelemeye alınan örnekler teknik açıdan ürünleri temsil edecek niteliktedir. Araştırma için belirlenen yöntem amaçlara ulaşmada yeterlidir.

1.7. Tanımlar

Bağlantılı sıralamalarla Düzenlenmiş Kompozisyonlar: Sıralar birbirinden kopuk, dallar, yapraklar veya oklarla bağlanmıştır (Barışta, 1995: 34).

Bezeme: Süsleme, tezyin (TDK Sözlük, 2005: 258).

Bitkisel Bezeme: Çiçek, dal, meyve, yaprak vb. bitkisel şekiller kullanılarak yapılan bezemedir.

Büzgü Bağı: Keselerin ağzını büzüp, kapatmaya yarayan iplik bağ (Atilla, 2009: 15).

Desen: İşlemede desen, bir nesnenin veya bir figürün yalnızca ana hatlarının bir yüzey üzerinde serbest elle cetvel, pergel gibi yardımcı araçlar kullanılmadan çizgilerle ifade edilmesidir (Yılmazkurt, 2002: 33).

Düzgün Sıralamalarla Düzenlenmiş Kompozisyonlar: Yana yana, dikey, yatay veya diyagonal yerleştirilmiş motiflerden oluşan sıralamalarla düzenlenmiş kompozisyonlara denir (Barışta, 1995: 34).

Envanter: Belirli bir tarihe ilişkin borç, alacak ve varlıkların miktarlarının ve değerlerinin, sayım, kontrol ve düzeltme yaparak saptanmasıdır (http://tr.wikipedia.org).

Etnografya: Küçük yapıda sosyal grupların yaşamının her yönünü akrabalık açısından olduğu kadar, ekonomi, siyaset, dil ya ekoloji açısından da eksiksiz bir biçimde ve yerinde inceleyen bilgi dalı (http://tr.wikipedia.org/wiki/Etnografya).

(28)

Etnografik Eser: Halkın zevk, duyuş ve geleneklere göre kendi ürettiği veya başka bir toplumdan alarak zamanla zevk ve göreneklerine göre kendine mâl ettiği eserlerdir (Atilla, 2009: 16).

Geometrik Bezeme: Kare, dikdörtgen, daire vb. geometrik şekiller kullanılarak yapılan bezemedir.

Hayvansal Bezeme: Kelebek, kuş, geyik vb. hayvansal şekiller kullanılarak yapılan bezemedir.

Kese: İçinde çeşitli malzemeler taşımak üzere eski çağlardan beri kullanıla gelen keseler, kumaştan, deriden, meşinden yapılır veya ibrişim, yün vb. malzemelerden örülür. Açık olan ucuna ağzını büzmek amacıyla bir kordon ya da ip geçirilir. Bunun iki ucunda püskül olur. Keseler cepte, koyunda ya da kuşakta taşınır (Büyük larousse, 1986: 6645 ).

Kompozisyon: Ayrı ayrı parçalardan birleştirme yoluyla bir bütün oluşturma işi, bir bütünü oluşturan parçaların dengeli düzenidir (Büyük Larousse: 6916).

Kroşe: “Crochet” sözcüğü Fransızcada çengel anlamına gelir. Tığların ucu cengel gibi olduğundan Fransızlar hem tığa hem de tığla yapılan örgü işine kroşe “crochet” demişlerdir ( Atay, 1987: 329).

Motif: Her şeyi süslemeye yarayan muhtelif nevide güzel şekillerin adıdır (Özbel, 1949: 6).

Müzeler; “toplumun ve gelişiminin hizmetinde olan, halka açık, insana ve yaşadığı çevresine tanıklık etmiş malzemelerin üzerinde araştırmalar yapan, toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan ve sonunda inceleme, eğitim ve zevk alma doğrultusunda sergileyen, kâr düşüncesinden bağımsız, sürekliliği olan bir kurum” olarak tanımlanmaktadır (Madran, 1999: 6).

Oya; süslenmek ve süsleme ihtiyacı ile yapılan ve tekniği örgü olan bir sanat dalı olarak tanımlanmaktadır.

(29)

Örgü: “Örgü” , elde kullanılan basit aletlerle, tek ipliğin kendi üzerine bükülüp kıvrılarak çeşitli ilmeklerle tutturulması veya düğümlenmesidir (Akbil, 1970: 36).

Piko: İplikle yapılan çıkıntılı süslerdir (Korkusuz, 1980: 208 ).

Tetik: Samsun ve Tokat müzelerindeki envanter kayıtlarında keselerin kök uçlarındaki süslemeler tetik olarak adlandırılmıştır.

(30)

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde, araştırma yörelerinin coğrafyası, yörenin tarihi ve el sanatları hakkında bilgi verilmiştir. Araştırmanın konusu ile ilgili literatür taramasına dayalı müze, Türkiye’de müze tarihi, Türkiye’de müze çeşitleri, müzenin görevleri, el sanatları, kese tanımı, çeşitleri, kullanım amaçları, örücülük, konularında açıklamalara yer verilmiştir.

2.1. Yöre İle İlgili Araştırmalar

Orta Karadeniz Bölgesinde yer alan Ordu, Samsun, Tokat illeri hakkında genel bilgi, coğrafi yapısı ve el sanatları hakkında ilgili araştırmalara yer verilmiştir.

2.1.1. Ordu İli İle İlgili Bilgiler

Ordu ilinin bulunduğu toprakların tarihi çok eski devirlere dayanır. M.Ö. 675’lerden itibaren Ordu’nun içinde bulunduğu Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’ne sırayla, Kimmerler, Miletliler, Persler, Makedonyalı İskender ve komutanları hâkim olmuştur. Bundan sonra yöreye, yaklaşık 3,5 asır yaşayan Pontus Devleti (M.Ö.280-M.S. 63) hâkim olmuştur. Bu devleti Roma İmparatorluğu ortadan kaldırmıştır (http://www.ordu.gov.tr)

Doğu Karadeniz’in batısı ve Ordu ili topraklarında yaşayan halkın Oğuz Boyları ile karşılaştıktan sonra İslamiyet’in yayıldığı belirtilmektedir (Güvemli,1998: 23)

Türklerin Ordu’ya gelişlerine kadar (14. Yüzyıl) yörede, Roma ve daha sonra da Trabzon Rum Devleti (1204-1461) hâkimiyet kurmuştur. M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce, Anadolu gibi bu bölge de Bizans’ın payına düştü. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra bu bölge, bütün Anadolu gibi Anadolu Fâtihi ve Anadolu’da Türk Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından fethedildi. 1204’te Dördüncü Haçlı Seferi sonrasında kurulan Trabzon Rum İmparatorluğu bu topraklara hâkim oldu. Bağımsız olmasına rağmen Konya Selçuklularına tâbi olan bu

(31)

imparatorluğun toprakları gittikçe daraldı. Devamlı Türkmen göçleriyle Türkleşen bölge, 1346’da Canik Beyliğini kuran Hacı Eminoğlularının idaresine geçti. 1391’de Yıldırım Bayezid Han, tarafından bölge toprakları Osmanlı Devletine katıldı (http://www.ordu.gov.tr).

Osmanlı devrinde Ordu, Trabzon eyaletinin bir kazası idi. 1883’te büyük bir yangın geçiren Ordu, yeniden imar edildi ve Cumhuriyet devrinde il merkezi oldu.

Ordu, kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Giresun, batısında Samsun, güneyinde Sivas ve Tokat illeriyle çevrilidir. Doğu Karedeniz Bölgesinin giriş kapısıdır. Ordu, genel olarak engebeli ve dalgalı bir arazi yapısı gösterir. Dağlar, sahile paralel uzanır. Batıdan doğuya doğru yükselti, belirgin biçimde artar. Karadeniz sahilinde bir şehirdir.

İlimizin zengin kültür yapısını oluşturan unsurlardan biri olan el sanatlarımız kendine has özellikleri ile yaşatılmakta, gerek il içinde gerekse yurt çapında rağbet görmektedir hatta bazı el sanatlarımız yurt dışında da ün kazanmıştır. İğne oyaları, boncuk işleme, dokuma, maket, kotra, yelkenli vb. ahşap tekniği ile yapılan sus eşyaları, orman ürünlerinden yapılan eşyalar önem arz etmektedir. Ayrıca; ilimizde iğne danteli kanaviçe gibi elişleri yapılmakta aile bütçesine katkı sağlanmaktadır. İlimiz merkez Bayadı köyünde Ahmet Özdemir’in kendi atölyesinde abanoz, zeytin ağacı gibi ürünlerden ürettiği klarneti Gölköy ilçemizin Kozören köyü dokumaları dastar, kilim, kolon, heybe, çorap, eldiven dokumaları el sanatları açısından çok önemli yapıtlardır. Perşembe Medrese önü köse bucağı mahallesinde Abdullah Ay’ın yaptığı kemençeler görülmeye değer eserlerdir. Ulubey ilçesi Cevizli köyündeki Tevfik Akçay’ın yaptığı baston ve Gülyalı ilçesinde Mustafalı köyünde yapılan Kahraman Ceylan’a ait bastonlarda ahşap işçiliğinin nadide eserleri arasındadır. Ayrıca ahşaptan yapılan hediyelik sus eşyalar fındık ağacından yapılan hey, sepet, gıdık, vb. hediyelik eşyalar el sanatları açısından önemli çalışmalardır (Günay, 2005: 3).

2.1.2.Samsun İli İle İlgili Bilgiler

Karadeniz Bölgesinde yer alan Samsun ili, doğal tarihi ve kültürel zenginlikleri, deniz, kara, hava, demiryolu ulaşım olanakları ile bölgenin turizm potansiyeli en yüksek

(32)

kentlerinden biridir. Anadolu'nun savunulmasını planlamak amacı ile Atatürk'ün 19 Mayıs, 1919'da gelmesi ile Samsun, Türk İstiklal Savaşı'nın başladığı yer olma özelliği ile önemini her zaman korumuştur.

Dündar Tepe höyüğünde yapılan arkeolojik araştırma ve incelemeler Kalkolitik ve Bakır Çağlarına ait bir uygarlığın yaşadığını ortaya koymuştur. Anadolu’da Yunan kolonilerinin kurulduğu dönemde Samsun, Amisos adlı küçük bir yerleşme merkezi idi. Şehrin İyon şehir devletlerinden Miletos tarafından kurulduğu kabul edilmektedir.

M.Ö.47’ de Romalı Sezar’ın kesin egemenliğine giren Samsun, bu egemenliği izleyen ve Hıristiyanlığın yayıldığı Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi olarak siyasal tarihte ve dinler tarihinde yer alır. 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu kapılarının Türklere açılmasından sonra Samsun ili, Anadolu’nun fethi ile görevli komutanlardan Melik Danişment Gazi ve onun kurduğu Beyliğin denetimi altına girmiştir. Çelebi Sultan Mehmet eliyle 1413de Osmanlı yönetimine katılmış, 1427 yılında da Canik adıyla ilk kez haritaya geçmiştir. Samsun ve yöresinde tütün ekiminin yaygınlaşması ve buharlı gemilerin Karadeniz’de işlemesiyle 19.yy. da Samsun Karadeniz’de küçük bir iskele olma durumundan kurtuldu (www.samsunkulturturizm.gov.tr).

1.Dünya Savaşından sonra parçalanan ve düşmanlar tarafından istila edilen vatanımızı kurtarmak için Gazi Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919da Samsuna ayak basarak Milli Mücadeleyi başlattı. O tarih Gençlik ve Spor Bayramı olarak ilan edilmiş olup;1936 yılından beri her yıl kutlanmaktadır.

Samsun, Orta Karadeniz bölgesinde yer alır. Yüzölçümü 9.579 km2 dir. Nüfusu ise 1.161.619 dur. Ordu, Tokat, Amasya, Çorum, Sinop iliyle çevrili olup kuzeyini de Karadeniz kaplar. Karadeniz kıyı şeridini takiben uzanan Kuzey Anadolu Dağlarının il sınırı içindeki kesimleri daha yüksektir. Kıyıdan uzaklaştıkça basık ve yuvarlak sırtlar halinde yükselen bu dağlar 1000 ile 1500mye ulaşır. Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirlerinin taşıdıkları alüvyonların yüzyıllar boyunca kıyıda birikmesi sonucu verimli Bafra ve Çarşamba ovaları oluşmuştur. Türkiye’nin kendi sınırları içinde denize ulaşan en uzun nehri Kızılırmak Kızıldağ’dan doğar. Samsunun topraklarından denize dökülür.

(33)

Samsun’un iklimi, sahil ve iç kesimlerde değişiklik gösterir. Sahil şeridi Karadeniz’in etkisinde olmasına karşın iç kesimler Akdağ ve Canik Dağları etkisi altındadır. Bir günde havanın bir kaç defa değiştiği gözlenebilir. Kıyı kesiminde kışlar ılık, ilkbahar sisli ve serin, yaz mevsimi ise genellikle kuraktır (www.samsunkulturturizm.gov.tr).

Samsun ilinde el sanatları da, azımsanamayacak konumdadır. Ancak ülkemizde olduğu gibi ilimizde de, el sanatları gelişen teknoloji ve endüstriye mağlup olmuş, böylece geleneksel kültür unsurumuz olan il sanatlarımızın bir kısmı kaybolmuş, yozlaşmış veya değişikliğe uğramıştır. Bütün olumsuzluklara rağmen, var olma savaşı veren el sanatlarınızdan halı, kilim, bez dokumacılığı, taş işçiliği, oya, kunduracılık, bakır işlemeciliği, hasır dokumacılığı, zembil örücülüğü, çorap, kuşak dokumacılığı, ağaç oymacılığı vb. gibi el sanatlarımızın yöremizde tespiti yapılmış bulunmaktadır. Günümüzde de bazı köylerde, yaygın olmamakla birlikte, hala kullanım amacıyla veya ihtiyaç gayesiyle üretimi yapılmaktadır (www.samsunkulturturizm.gov.tr).

2.1.3.Tokat İli İle İlgili Bilgiler

Tokat, uygarlıkların merkezi olan Anadolu’ da, zengin doğal kaynakları, jeo-stratejik konumu nedeni ile beyliklerin, devletlerin ve imparatorlukların yaşama ve fetih alanı olmuştur. Orta Karadeniz dağlarından güneye, Anadolu’nun içlerine doğru, değişik rakımlarda dizi dizi yaylalar, ovalar, bağ ve bahçeler içindeki akarsularıyla, Dünyada benzeri az olan bu cennet İlimiz, canlı ve zengin tarihinin izlerini bugün de yaşatmaktadır (http://www.tokat.bel.tr ).

Büyük Hitit İmparatorluğu batıdan gelen Balkan kavimleri önünde dağılıp güney doğuya göçerken, Balkan asıllı Frig kavimleri, 500 yıl sürecek uygarlıklarını Anadolu’da kurmaya başlarlar. Tokat ilindeki Kelkit, Yeşilırmak ve Çekerek nehirleri boyunca kurulu Hitit ve Frig yerleşim alanları, M.Ö. 2500-400 arasında, yüksek düzeyde sanat ve kültür yaşamına sahip olmuştur.

12. yüzyılda, Bizans imparatorluğu giderek güçlenen Türk-İslam devletleri karşısında çökmeye başlamıştır. Selçuklular doğu ve orta Anadolu'yu, Danişmentler

(34)

merkezi Sivas ve Niksar olan kuzey Anadolu’nun iç bölgelerini ele geçirirlerken, kutsal topraklara ulaşmak isteyen Haçlı orduları, dört bir yandan Anadolu'ya çıkarlar. Bizans, Selçuk, Danişment, Haçlı çatışmaları derken, arkasından Moğol akınları silindir gibi gelerek, Anadolu'ya girerler. Yöremiz dost ve düşmanın karıştığı tam bir savaş ve güç arenasına döner. Bu arada, Anadolu'da kurulu pek çok küçük Hıristiyan krallık ve beylikleri de büyüklerin ayakları altında ölüm-kalım mücadelesi vermektedirler (http://www.tokat.bel.tr ).

12. yüzyılda Horasandan gelip Söğüt’te Ertuğrul ve Osman Bey'e giderken Tokat kalesinin kâfirler tarafından yeniden zapt olduğunu görür ve sümbüllü denilen bağda oturarak "İnşallah yakında yıldırım gibi bir er çıkıp Tokat'ı fetheder" diye kehanette bulunur. Sümbül bağında bir halifesini seccade sahibi ederek bırakır. O zat hala "Sümbüllü Baba " adıyla meşhur bir kutup olup orada gömülüdür.

Hacı Beştaş Veli'nin kehaneti 175 yıl sonra doğru çıkar. 1392 de Yıldırım Beyazıt Tokat'ı tüm çevresi ile Osmanlı birliğine dâhil eder. Yükselme devrinde Selçukluların bıraktığı yerden başlayan Osmanlılar Tokat'ı önemli bir ticaret ve kültür merkezi haline getirirler. Günümüzde de kullanılan pek çok tarihi anıt, üç asır süren bu yükselme yıllarında yapılmıştır. Sayısız saray, han, medrese ve zaviyenin yer aldığı Tokat'ta başta Molla Lütfi, İbni Kemal, Molla Hüsrev gibi âlimler olmak üzere pek çok devlet adamı, sanatçı, bilim adamı, tarihçi, Bektaşi ve Mevlevi âlimleri bu çağlarda yetişmiş, Osmanlı İmparatorluğunun yükselmesinde ve birliğinde önemli katkıları olmuştur (http://www.tokat.bel.tr ).

20. Yüzyıl başlarında Birinci Dünya Savaşının acı günlerini yaşayan Tokat 1920 Sevr anlaşması ile parçalanmış Anadolu'dan arta kalan bir avuç Türk bölgesi içinde kalmıştır (http://muammer.50megs.com/tarihce).

Etiler zamanından beri birçok tarih devirlerine sahne olan Tokat, doğu-batı ve kuzey-güney arasında ulaşımı sağlayan önemli yolların kavşağı olmuştur. Bu konumundan dolayı zanaatçı çeşitliliği bakımından oldukça zengindir. Keçecilik, kazaz ve ipekçilik, mumculuk, boyacılık, sabunculuk, bezcilik ve taşçılık gibi zanaatlar toplumun ihtiyaçları karşısında yetersiz kalmasından dolayı artık günümüzde kaybolmuş olan sanatlarımızdandır. Ancak yazmacılık, bakırcılık, kalaycılık,

(35)

dokumacılık (kumaş, kilim, cicim, halı, çorap), mutaflık, semercilik, çarıkçılık, yemenicilik, dericilik, küpçülük, süpürgecilik, demircilik, tenekecilik, iğne oyacılığı, müzik aletleri yapımcılığı(davul, zurna, bağlama, kaval) oymacılık, yayıkçılık, kuyumculuk ve folklorik elbise işlemeciliği gibi el sanatları halen günümüzde il, ilçe ve köylerimizde yapılmakta ve yaşatılmaktadır (http://www.tokatkulturturizm.gov.tr).

2.2. Müze

Müze ve müzecilikle tarihi ilişkileri yakın bir geçmişe dayanan ülkemizde, müzeler, öncelikle zengin tarihi ve kültürel mirasımızı korumayı hedefleyen, 19. yüzyılın batılılaşma çabalarının göstergesi olan çağdaş bir kurum olarak ortaya çıkmıştır (Özkasım ve Ögel, 2005: 97).

Müzeler Kültürel değerlere sahip bir bütünü çeşitli araçlarla korumak, incelemek, değerlendirmek ve özellikle halkın estetik beğenisinin yükselmesi ve eğitimi için sergilemek amacıyla kamu yararına çalışan, sanata, bilime, tarihe, sağlığa, teknolojiye ait koleksiyonları bulunan sürekli kurumlardır.

İnsanoğlunun tarih öncesi çağlardan günümüze kadar meydana getirdikleri, kültür değerine sahip eserlerin toplandığı, korunduğu incelendiği bilimsel olarak değerlendirildiği, halkın sanat zevkinin yükselmesi ve eğitimi için sergilendiği kurumlar müzelerdir. Her yaşta, her düzeyde, her grupta, her fikirde insanın ihtiyaçlarına cevap verebilecek sınırsız okullardır.

2.2.1. Türkiye’de Müze Tarihi

Türkiye’de müzecilik anlayışı, Osmanlı’dan günümüze kadar olan zaman diliminde Batı’daki gibi bir gelişme göstermemiştir. Ülkemizde müzelerin yaygın bir biçimde kurulmaları ve işlerlik kazanmaları Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte meydana gelmiştir.

(36)

Bunun temelinde Atatürk’ün, kültür varlıklarının araştırılıp ortaya çıkmasına ve müzelerin ülke çapında yaygınlaştırılmasına verdiğin önem yatmaktadır.

Müzeciliğimizin tarihi söz konusu olduğunda 19. yy ‘ ın ortalarında konunun öneminin anlaşıldığı görülür. Kültür varlıklarımızın yurt dışına kaçırılmasını önleyen ilk Asar-ı Atika Nizamnamesi, 1874 yılında yayınlanarak, müzeciliğimizin ilk belgesi oluşturulur. İlk müzecimiz Osman Hamdi Bey (1842-1910), ilk müzemiz olarak da İstanbul arkeoloji müzemiz olmuş ve bu müzenin 1847 yılında temelini atan Harbiye Nazırı ve Tophane müşaviri Damat Ferit Ahmet Paşa (1801-1857) müzeciliği kurumlaştırmıştır ve yine çeşitli vilayetlere genelgeler gönderilerek Aya İrini Kilisesinde Mecmea-i Esleha-i Atika ve Mecmea-i asar-ı Atika bölümlerinde müze materyali depolanmaya başlamış 1869 yılında Ali Paşanın sadareti sırasında Maarif Nazırı Saffet Paşa (1814-1883) tarafından Müze-i Hümayun adıyla açılmıştır (Cantay,1994: 17 ).

Osman Hamdi Bey ile Türk müzeciliği yeni bir döneme girmiştir. İlk bilimsel Türk kazısını yapan ve sarayda bulduğu değerli eserlerle, diğer bölgelerde bulunan eserlerle birlikte müzeyi bir imparatorluk müzesi haline getirmiştir.

Osman Hamdi Bey, aynı zamanda sanayi-i Nefise’nin de kurucusu ve müdürü olmuştur. Bu okulun binasını da kendisi yaptırmıştır. (15 Mart 1883). 1910 yılında vefat eden Osman Hamdi Bey’in yerine kardeşi Halit Ethem Bey geçmiş ve 1930 yılına kadar görev yapmıştır. Ethem Bey özellikle Anadolu müzelerinin gelişmesinde önemli katkıları olmuş, anıtların, eski eserlerin korunması içinde çalışmalarda bulunmuştur (Akçin, 2006: 35).

Cumhuriyetle birlikte müzelerin kurulması ve geliştirilmesinde önemli rol alacak bilim adamlarının eğitimi ve idareci kadroların yetiştirilmesine önem verilmiştir.

Cumhuriyet dönemi Türkiye müzeciliği Türk Tarih Kurumu’nun kuruluş, Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesinin açılmasıyla bilimselliğe yönelmiş, tarih öğretmenlerinin, folklor derleyicilerinin ve halk evlerinin müzecilik çalışmalarıyla desteklenmiştir.1935 yılında Türkiye’de müzeciliğin Maarif vekâleti kuruluş yasasıyla yeniden örgütlendiği bir yıldır (Girgök, 1997: 1325).

(37)

Ayrıca Atatürk’ün bizzat emriyle ülke genelinde müzeler kurulmaya başlanmıştır. Atatürk’ün emir ve girişimleriyle ülke genelinde arka arkaya birçok müze açılmaya başlanmıştır. Ankara’da ilk müze, Kültür Müdürü Mübarek galip Bey tarafından 1921 yılında kalenin Akkale olarak isimlendirilen burcunda kurulmuştur (Tüzün, 2010: 13).

Ülkemizdeki ilk özel müze olan “Sadberk Hanım Müzesi” 1981 senesinde İstanbul’da kurulur. Sadberk Hanım müzesi ile başlayan özel müzeler, Türk müzeciliğindeki tek düzeyliğin yıkılması açısından önemli olmuştur.

2000’li yıllardan sonra yaşanan ve halen içinde bulunduğumuz dönemdir. Özel müzelerin açılmasındaki sayısal artış ve yeni yasaların çıkması, bu dönemde müzecilik alanında değişik açılımlarının gündeme geleceğinin habercileridir.

2.2.2. Türkiye’de Müze Çeşitleri

Müzenin ana tanımı bağlı olduğu idari birime, bölgesel özelliğine, işlevsel yapısına veya koleksiyon çeşidine göre değişmez. Ancak aşağıdaki alt başlıklarla müze çeşitleri ve tanımlamaları yapabiliriz (Tüzün, 2010: 11).

2.2.2.1.Koleksiyonlarına Göre Müzeler  Genel müzeler

 Arkeoloji müzeleri  Sanat müzeleri  Tarih müzeleri  Doğa tarihi müzeleri  Etnografya müzeleri  Jeoloji müzeleri  Bilim müzeleri  Askeri müzeler

(38)

 Endüstri müzeleri  Ulaşım müzeleri  Anı müzeleri

 Çocuk müzeleri (Tüzün, 2010: 11).

2.2.2.2.Bağlı Bulundukları İdari Birime Göre Müzeler  Devlet müzeleri

 Yerel yönetim müzeleri  Üniversite müzeleri  Askeri müzeler

 Bağımsız veya özel müzeler

 Ticari kuruluş müzeler (Tüzün, 2010: 12).

2.2.2.3.Hitap Ettikleri Kitleye Göre Müzeler  Eğitici müzeler

 Uzmanlaşmış müzeler

 Genel toplum müzeleridir (Tüzün, 2010: 12).

2.2.2.4.Hizmet Ettikleri Bölgeye Göre Müzeler  Ulusal müzeler

 Bölgesel müzeler  Yerel müzeler

(39)

2.2.2.5.Koleksiyonlarını Sergileme Yöntemlerine Göre Müzeler  Geleneksel müzeler

 Açık Hava müzeleri

 Anıt müzeler (Tüzün, 2010: 13).

2.2.3. Müzelerin Görevleri

Müzelerin görevleri; eser edinme, konservasyon, bakım, restorasyon, belgeleme, sergileme ve eğitimdir.

2.2.3.1. Müzelerin Eser Toplama İşlevi

Müzeler toplama işlevlerini, satın alma, zor alım ( kaçak kazılarda yakalanan mallara el konulması), bağış, hibe ve değiş tokuş yoluyla yerine getirirler. Hemen her müze bu toplama işlevini, müzenin niteliğine, politikalarına, programlarına ve fiziki altyapılarına uygun olarak kendi personeli aracılığı ile yapar (Tüzün, 2010: 8).

2.2.3.2. Müzelerin Sergileme İşlevi

Sergileme müzelerin varoluş sebepleridir, eserlerini gösterme, insanları etkileme, eğitme, eğlendirme bölümüdür.

Müzeleri yaşatmak ve varlıklarını sürdürebilmek için ziyaretçiye ihtiyaçları vardır. Ziyaretçinin bir müzeyi en iyi değerlendireceği yer sergi salonlarıdır. Salonların fiziki özellikleri, yükseklikleri, ısıları, aydınlatılmaları, vitrinlerinin temizlikleri, görevlilerin davranışları müzenin bütünü bu sergileme işlevi içindedir.

İyi bir müze yönetimi sahip olduğu eserleri iyice planlamalı, estetik açıdan en güzel bir şekilde alıcılara yani ziyaretçilere sunmalıdır (Tüzün, 2010: 8).

(40)

2.2.3.3. Müzelerin Koruma, Bakım Onarım İşlevi

Müzelerin koruma işlevi en önemli fonksiyonlarıdır, eserler doğal olarak eski, yıpranmış belki de hasarlıdır, eşyanın tabiatı gereği zaman içerisinde madde eskir, yıpranır, küflenir ve bozulur.

Müzeler eserleri korumak için ciddi bir uğraş vermeleri gerekebilir, bunun için ön araştırma, sırayla belgelendirme, tedavi ve sağlamlaştırma yapmaları gerekir.

Eserlerin bulundukları yerin nemi, ısısı, ışığı, havanın kalitesi çok önem arz eder. Hangi eserin neden yapıldığı ona ne tür zararların gelebileceği son derece önemli ve ihtisas isteyen bir iştir. Nem, sıcaklık, kirlilik, ışık ve etraftaki canlılar (buna ziyaretçiler dâhildir) en çok kontrol edilmesi gereken ve eserleri en çok etkileyen etkenlerdir (Tüzün, 2010: 9).

2.2.3.4. Müzelerin Depolama İşlevi

Müzeler tüm sahip oldukları materyalleri kayıt altına almak zorundadırlar, Bunu için satın aldıkları, hibe yoluyla gelen veya alıkonulan, materyallerin fiziki özelliklerine göre uygun ortamlarda koruma amaçlı olarak depolayabilirler.

Müzelerin bu işlevi, koleksiyonlarındaki eserlerin hem kolayca bulunabilmeleri, hem de kaybolmamalarını sağlamak içindir. Depolanan eserlerinde belgelenmeleri gerekir (Tüzün, 2010: 9).

2.2.3.5. Müzelerin Eğitim İşlevi

Müzeler tüm bu işlevlerinin yanında, eğitim işlevin ide üstlenmek zorundadırlar. Kültürler ve çağlar arasındaki bağlantıyı sağlamak görevi müzelere aittir. Eğitim sadece okullarla sınırlı kalamaz, müzelerde verilen eğitim çocukların varlıklarını sorgulayabilecekleri, değişik zaman birimleri hakkında yorum yapabilecekleri, düşünce tarzlarına değişik boyutlar kazandırabilecekleri mekânlardır (Tüzün, 2010: 10).

(41)

2.2.4. Müzeler Ve Önemi

Müzeler ulusların, devletlerin, ekonomik, kültürel toplumsal, sanatsal oluşumunun ve gelişiminin göstergesi olan, aynı zamanda bir ulusun en küçük yerleşme biriminden büyük kentlerine ve yönetim merkezine uzanan coğrafi alanın da geçmişte yaşayan insanların izlerini günümüze aktaran bir kurumdur. Bu yönüyle müzeler ulusların geçmişi ile geleceklerini birbirine bağlayan bellekleridir (Öztürk, 2005: 62).

Türkiye’deki etnografya müzelerinde kültürel değerler, Türkiye kültürünün asıl çizgileri ile temsil edilebildiği ölçüde, ulusumuzun kültürel tarihi ve ülke kültürünün kaynaklarının tanıtılma olanakları yaratılmış olacaktır. Bu bakımdan kendi toplumunu tanıma da toplumun tarihsel gelişimi içinde aldığı görünümleri yarattığı kültürel ve sanatsal değerleri görüp ona sahip çıkma bilincinin oluşmasında katkısı olacak etnografik ürünlerin doğru, tarihsel çizgisi belli, toplumdaki işlevinin iyi yansıtıldığı bir müzede sergilenmesi, korunması, geçmişle gelecek arasında köprü kurması açısından oldukça önem taşımaktadır.

2.2.5. Ordu Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi Hakkında bilgi Ordu İl Merkezi-Selimiye Mahallesi’nde Taşocak Caddesi ile Erkoçak Sokağı’nın kesiştiği köşede yükselen Paşaoğlu Konağı, 1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmıştır. Bahçesiyle birlikte 625 m²’lik bir alan üzerine inşa edilen konağın taşları Ünye’den, ahşap malzemesi Romanya’dan getirilmiş ve yapımı İstanbullu bir usta tarafından gerçekleştirilmiştir (www.ordukulturturizm.gov.tr).

19.yy sivil mimarimizin en güzel örneklerinden biri olan Paşaoğlu Konağı, zemin dâhil olmak üzere üç katlıdır. Zemin kata doğuda, birinci kata ise kuzeyde ve batıda bulunan kapılarda giriş sağlanmaktadır (www.ordukulturturizm.gov.tr).

Konak; birinci ve ikinci katı ayıran silme ile birlikte, binanın köşelerinde yer alan kaideli ve başlıklı yarım sütunları, bitkisel motifli konsollarla desteklenen ve söve taşı ile çevrelenen üstü saçaklı pencereleriyle zengin bir taş işçiliğini sergilemektedir.

(42)

Bahçe duvarı, merdivenler, balkon ve çatı kenarlarındaki işlemeli taş korkuluklar konağın dış cephesine hareket kazandıran diğer unsurlardır. Konağın bahçesinde fıskiyeli bir havuz ve günümüzde ahşap örtü altına alınmış orijinal taş ocağı bulunmaktadır (www.ordukulturturizm.gov.tr ).

Paşaoğlu Konağının zemin katı taş döşemelidir. Birinci ve ikinci katlarda taban ahşaptır. Tavanlar ahşap kaplama olarak yapılmıştır. Konağın üst katındaki sofanın ahşap tavanı üzerine yağlıboya desenlerle süslenmiştir. Tavanın ortasında baklava şeklinde bitkisel motifler vardır. Köşelerdeki madalyonlar içine çeşitli manzaralar resmedilmiştir. Bu katta bulunan banyoda desenli çiniler kullanılmıştır (www.ordukulturturizm.gov.tr ).

Paşaoğlu Konağı; Kültür Bakanlığı, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 1982 yılında kamulaştırıldıktan sonra 1983 tarihinden itibaren onarılmaya başlanmıştır. 1987 yılında onarımı ve teşhir-tanzimi tamamlanan konak “Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi” olarak hizmete açılmıştır. Zemin katı idare olarak kullanılan binanın, birinci katı Etnografik eserler olarak düzenlenmiştir. Bu bölümde silahlar, takılar, kadın ve erkek giysileri v.b. eşyalar sergilenmektedir (www.ordukulturturizm.gov.tr ).

İkinci kat ise Sofa, Paşa Nine odası, Günlük oda, Misafir Odası, Yatak odası, Yüklük gibi düzenlemelerle yöresel 19. yüzyıl konağının özelliklerini aksettirmektedir. Ordu Paşaoğlu Konağının Kültür Bakanlığınca kamulaştırılması ve onarılıp Müze olarak ziyarete açılması ile sivil mimarimizin ender örneklerinden biri daha gelecek nesillere sağlıklı şekilde aktarılması sağlanmıştır (www.ordukulturturizm.gov.tr ).

2010 yılı eylül ayı itibariyle etnoğrafya müzesinde; Etnografik Eser: 1554, Arkeolojik Eser: 28, Sikke:1291, toplam: 3128 eser bulunmaktadır (www.ordukulturturizm.gov.tr ).

(43)

2.2.6. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Hakkında bilgi Arkeoloji ve Etnografya Müzesi: 1981 yılında Vilayet Eski Müzesi eserlerinin kullanılmasıyla oluşturulan Müze, Samsun'da eski fuar alanında 19 Mayıs 1981 günü ziyarete açılmıştır. Müze, orta salon ve simetrik olarak yapılmış iki yan salondan ibarettir. Orta salonda Amisos kentinde ortaya çıkartılan mozaik teşhir edilmektedir. Bu salondaki en göz alıcı eser olan mozaik taban üzerinde, çeşitli mitolojik sahneler simetrik olarak işlenmiştir (www.samsunkulturturizm.gov.tr).

Orta salonun sağ tarafında yer alan salonda Samsun ve çevresinde ele geçen kalkolitik, İlk Tunç, Hitit, Helenistik ve Roma dönemlerine ait eserler kronolojik olarak sergilenmektedir. Diğer yan salonda ise Samsun yöresinden müzeye intikal etmiş olan Etnografik nitelikli eserler; bindallılar, peşkirler, cepkenler, para ve saat keseleri, el yazması Kur'anlar, süs eşyaları, silahlar, mutfak eşyaları, halı, kilim vb. eşyalar teşhir edilmektedir. Müze bahçesinde Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserler sergilenmektedir (www.samsunkulturturizm.gov.tr).

Gazi Müzesi: Kale Mahallesi'nde, Mecidiye Caddesi üzerinde yer almaktadır. İki katlı bölmeler bağdadi olarak yapılmıştır. Atatürk, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a geldiği zaman Mıntıka Palas olarak bilinen bu binada kalmıştır. 20-24 Eylül 1928 ve 22 Kasım 1930'da Ulu Önder Atatürk Samsun'a gelişlerinde, Samsun halkı tarafından kendilerine bağışlanan bu binada konaklamışlardır (www.samsunkulturturizm.gov.tr).

Gazi Müzesi 2006 yılında Rotary Kulübü tarafından restore edilmiş ve Atatürk Müzesiyle birleştirilerek Atatürk Müzesindeki eserler ile Atatürk ve 18 arkadaşının Balmumu heykelleri buraya taşınmıştır (www.samsunkulturturizm.gov.tr).

2.2.7. Tokat Arkeoloji Müzesi Hakkında bilgi

Arkeolojik, etnografik eserlerle sikkelerin sergilendiği müzemiz karma müzeler grubundadır. Yapı olarak 13. Yüzyılının ikinci yarısında bir Anadolu Selçuklu Dönemi eseridir. Açık avlulu, iki katlı, iki eyvanlıdır. Avlu, üç taraftan revaklarla çevrili olup, revaklar zemin katta devşirme sütunlar, üst katta dörtgen ayaklar taşımaktadır. Sütun

(44)

başlıkları da devşirmedir. Doğu cephedeki taç kapı, yukarı ve dışa taşıntısı vardır. Cephenin 1/3'ünü kaplamaktadır ki, döneminin tipik özelliğidir. Bitkisel ve geometrik kademeli bordürlerle çevrili taç kapının mukarnas kavsalası üzerinde iki yanda pencere yer almaktadır. Bu durumuyla Anadolu Selçuklu mimarisinde özel yere sahiptir. Kitabe yeri boş bırakılmıştır (www.tokatkulturturizm.gov.tr).

Tıp eğitiminin verildiği yapı "Pervane Darüşşifası" olarak da bilinmektedir. Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yapılış amacına uygun olarak yıllarca sağlık hizmetinde kullanılmıştır. Avluya bakan cepheleri gök mavisi ve patlıcan moru renklerden oluşan geometrik, bitkisel ve yazı (hat) karakterli süslemeye sahiptir. Gökmedrese ismini de gök mavisi renkli çinilerden almaktadır. Alt (zemin) ve üst kattaki odalarda eserler kronolojik tasnif göz önüne alınarak teşhir edilmektedir. M.Ö. 3000 yılı Eski Tunç Çağı'ndan itibaren, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin eserleri sergilenmektedir (www.tokatkulturturizm.gov.tr).

Kazı çalışmaları tamamlanan Maşat Höyük buluntuları ile Müze Müdürlüğü'nce yapılan kurtarma kazıları sonucu ele geçen eserler teşhirin ağırlıklı bölümünü oluşturmaktadır. Girişin sağındaki İlk Tunç Çağı eserleri, takip eden odalarda Hitit; Frig (Demir Çağı) dönemi eserleri, kilise eşyaları sergilenmektedir. Girişin sağındaki İlk Tunç Çağı eserleri, takip eden odalarda Hitit; Frig (Demir Çağı) dönemi eserleri, kilise eşyaları sergilenmektedir. Müzenin bu bölümünün kubbeyle örtülü ve daha geniş tutulmuş mekânı olan son odasında ise Osmanlı dönemine ait Dini eserler ve yazı takımları teşhir edilmektedir (www.tokatkulturturizm.gov.tr).

2.3. El Sanatları

El sanatları üretildiği döneme damgasını vuran birer belge olarak geleceğe ışık tutmuş ve geçmiş ile bağlantı kurmamızı sağlayan değerler ürünü olmuşlardır. El sanatlarının farklı disiplinlerce yapılmış farklı tanımları vardır.

Encyclopedia Britanica’ da el sanatları el becerisi, elle yapılan becerili bir iş, genellikle elle uygulanan ev dekorasyonu ya da giyim donatımı ile ilişkili görsel sanatlar için seçilmiş bir tamlamadır. Bir görüşle el sanatları sanat ve zanaatın eş

(45)

anlamlısı olarak ele alınabilir (Barışta, 2005: 6).

Başka bir tanımı ise; El sanatları, bireyin bilgi ve becerisine dayanan genellikle doğal Hammaddelerin kullanıldığı, elle ve basit aletler dışında, makine gücüne ihtiyaç duyulmadan yapılan ve toplumun kültürüne, gelenek ve göreneklerini, folklorik özelliklerini taşıyan, yapan kişinin zevk ve becerilerini yansıtan, gelir sağlayıcı üretime yönelik etkinliklerdir (Özgündüz, 1985: 6).

El sanatları çeşitli özellikleri göz önüne alınarak farklı biçimlerde sınıflandırabiliriz. Buna göre el sanatları;

1. Ham maddesi lif olan el sanatları

2. Ham maddesi ağaç (ahşap) olan el sanatları 3. Ham maddesi cam olan el sanatları

4. Ham maddesi taş olan el sanatları 5. Ham maddesi toprak olan el sanatları

6. Ham maddesi maden (metal) olan el sanatları

7. Ham maddesi kabuk, saz, ince dal ve sap olan el sanatları

8. Ham maddesi deri ve hayvansal atıklar olan el sanatları (Arlı, 1982: 55).

El sanatlarımızı kullanım alanı yönünden sınıflandıracak olursak; 1. Günlük kullanım eşyaları

2. Ev dekorasyonunda kullanılan eşyalar

3. Giyim ve giyim aksesuarlarında kullanılan eşyalar 4. Süsleme de kullanılan eşyalar

5. Kitap ve ciltler (Onuk ve Akpınarlı, 2005: 32-33).

Ayrıca el sanatlarımızı tekniğine göre gruplandırmak mümkündür.

1. Dokumacılık Sanatı (Kirkitli, mekikli, çarpana, mekiksiz dokumalar) 2. Örücülük Sanatı (İğne, tığ, mekik, firkete, şiş, bitkisel örücülük) 3. İşlemecilik Sanatı (Türk işi, hesap işi, dival işi vb.)

4. Oymacılık, Kakmacılık Sanatı ( Taş, ağaç, maden ) 5. Çömlekçilik Sanatı (Çömlek, seramik )

6. Dericilik Sanatı 7. Minyatür

(46)

8. Yazım Sanatları (Hat) (Onuk ve Akpınarlı, 2005: 32-33 ).

Zengin teknikleri, farklı uygulama alanları ve çeşitliliği ile insanoğlunun ürettiği ürünler kültür, yaşayış ve iklim şartlarına göre değişiklik göstermiştir. Bu değişiklik gelişmeye ve kültürler arasında etkileşime neden olmuştur.

El sanatlarımız ülkemizde hemen hemen her yörede yapılmaktadır. Fakat üzerindeki motif, renk, kullanım ve hammadde özellikleri yöresinin özelliğini yansıtmaktadır. Örnek olarak tarım ve ormancılığın yoğun olduğu kesimlerde bitkisel örücülük, tahta oymacılığı, hayvancılığın yapıldığı bölgelerde, yün, tiftik, dokumacılığı ve örücülük (halı, kilim, cicim, kumaş, dericilik, kürkçülük vb.) tarıma dayalı bölgelerde, pamuk, keten, elyafına dayalı dokumacılık, örücülük bölgesel olarak farklılık yaşanmaktadır (Onuk ve Akpınarlı, 2005: 34).

El sanatlarının bir kolu olan örücülük ilk çağlardan beri süregelen sanatlardan biridir. Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler örücülüğü etkilese de el ile yapılan tığ örücülüğü ve şiş örücülüğü halk arsında önemini korumakta ve yaygın olarak yapılmaktadır. Bunun en önemli nedeni malzemenin kolay temin edilip ucuz olmasının yanı sıra tekniklerin basit ve pratikliğidir.

2.4. Örücülük

“Örgü” yün, ipek, pamuk ya da başka bir madde ipliğinin özel şiş, tığ, iğne, mekik gibi araçlarla yapılmış ilmeklerinin bir araya getirilmesi işlemidir. İnsanlık tarihi kadar eski olan örme sanatı, insan yaşamının geçirdiği gelişim dönemlerine paralel değişiklikler göstermiştir. İhtiyaçların karşılanmasında giyecek, ev eşyası ve süs eşyalarının yapımında kullanılan bu teknik, geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemini korumaktadır ( Atay, 1987: 31,34).

İnsanlar genellikle asıl işlerinden arta kalan zamanlarında çevrelerinde bulunan her türlü hammaddeden yararlanarak, zamanlarını değerlendirmek, ihtiyaçlarını gidermek, aynı zamanda kısmen ek gelir sağlamak ve duygu düşüncelerini yansıtmak

Şekil

Şekil 1: Dantel Tığlarının Kalınlıklarını Gösteren Çap Oranlar
Tablo 10 incelendiğinde kese ürünlerinin ağız temizliğinde kullanılan renklerin  %35’inin sarı sim, %25’inin siyah,  %20’ sinin pembe, % 15’inin mor, % 15’inin  pembe olduğu belirlenmiştir

Referanslar

Benzer Belgeler

Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer

Üçler kuralı altın oran bakış boşluğu baş boşluğu çerçeve çerçeve içi çerçeve çizgiler eğriler üçgenler sadelik tekrarlar negatif alan doğal ışık

 Kullanacağınız yönteme göre ikiye bölme veya alttan oyma işlemini yapınız..  İçini modelaj

Aynı lokalitede yapılan, toprak horizonları ve kayaçların mineral içeriği üzerine araştırmalar, toprağın üst horizonlarında kuvars miktarlarının artmış

Şekil 5.20 incelendiğinde, B deposunun Trapez yayılı yük altında galeri tavanında, tabanında ve yan yüzeylerinde koyu mavi renkte maksimum yatay gerilme

Adıyaman ili merkez köyleri, bu köylerde bulunan hanelerde kullanılan halı yastıklar bölge örnekleme metoduna göre seçilen Güzelevler mahallesi ve 4 (dört)

Şile Beldesi’ne ait yöresel bir dokuma olan, Şile bezinin üzerine uygulanan işleme örnekleri gerek kompozisyon özellikleri, gerekse bezemelerde görülen oran,

Methods: A questionnaire consisting of 37 questions which evaluated the number of personnel working, the number of pediatric patients examined in the emergency