• Sonuç bulunamadı

Çallı İbrahim!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çallı İbrahim!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

áim

im

uii

m

m

im

ufi

iiii

m

i""

"'”

"”

'

SAYFA: 2

ım nınıım ıiînınıtiiiuııuııuıuH iııtniiH iıınııınım m ım nm m ııım ıııııııııım tinıınm m ıım nıııııııııuıııiüiıııııııııııııııııııııııııiH m m ım ııııınııınııııııım ıuiii

Ressam Çallı ibrahl-

min ölümü gazetelerimiz de ona lâyık olan bir il­ giyle karşılandı. Mesle­ ğinde büyük şöhret ka­ zanmış gerçek bir üsta­ da karşı gösterilen say­ gıyla! Nüktedan, zarif, hafif ruhlu bir sanatkâra karşı duyulan sevgiyle!

Çallı hem hürmete, hem muhabbete lâyıktı, i Gazeteler ilk defa ona ait biririni tutan doğru | bilgiler verdiler. Yaşında, tercume-i halinde, sa- | nat ve kıymetinde hiç bir ayrılık göstermedi- | ler: 1382 de Çal'da doğmuştu. Rüştiye tahsilini : bitirdikten sonra ressam Şeker Ahm et Paşanın § yardımıyla Sanayi-i Nefise mektebine girmişti. | 1910 da Parise gitmiş, 1914 de istanbula dönüp | Akademiye öğretmen olmuştu.

Resimde empresyonizmi bize getirenlerin ba İ şındaydı. Renk kompozisyonlarında mizacının I canlılığı göze çarpıyordu. Modern sanat yolunda | yürümüştü. M illî kompozisyonları vardı. Bilhas- i sa kadın portrelerinde pek muvaffak olmuştu, i Bir sanatkârı, gençleri şaşırtmadan böyle | gerçek taraflarıyla tanıtmak rr* güzel şeydir. | Çallının sevimliliği ona ait kıymet hükümlerinde İ hepimizi birleştirdi. Büyük bir resim üstadımı- I zı, zarif ve nüktedan bir sanatkârımızı kaybet- I fiğim izde ittifak ettik.

Rahmetli Çallı için gösterilen muhabbet ve | saygıda her şey yerli yerinde ve tastamamdır, î Onu resim tarihimize böyle geçireceğiz. Yalnız

l Çallıya dair ayrı ayrı konuşacağımız mevzu hu- i susiyetleri, nüktedanlıkları, hâtıralarıdır.

Çallı sevimli ve neş'ell bir insandı. Kimseye i huzuru ağırlık vermiyordu. Hattâ içkili olduğu : zamanlarda bile. Müverrih Ahmet Refik ölmeden î önce, onu Büyükadada, deniz kenarında. Selek lo- ; kantasında A rfin efendinin hazırladığı masanın ; başında görürdünüz. Biri müverrih, biri ressam I iki kıymetli dost gece geç vakte kadar kadeh to- ; koştururlardı.

Nükteler savurur, şiirler okur, etrafa neş’e- ler dağıtırlardı. Ahm et Refiğin ölümünden son­ ra Çallı yalnız ve öksüz kalmıştı. Müverrihi

res-BİR BAKIMA

ORHAN SEYFİ ORHON «

Callı İbrahim !

sam canlandırıyor, res- ¡f samı müverrih devam § ettiriyordu. Çallının h e r ş tarafa bol bol dağıttığım nükteler o zamana ait- = tir. içinde epey iğneüle- = ri olduğu halde kimseyi S incitmiyordu. Kinsiz, ga- 5

razsız, açık ve temiz 2 kaible, zarafet içinde 5 söylendiği belliydi. i

Yakın dostları bunları toplamalıydılar. Çallı- § nın tabloları kadar bunlar da onu hafızamızda = yaşatmaya lâyıktır. Bir gün yine SelekPde oturu- = yollardı. Yanlarına gittim. Ahm et Refik bir ta- = rafta eplyce eskimiş papuçlarım boyatıyordu. | Her ikisi de hiç bir zaman zengin olamamışlar- § dı. Çallı ile sanata verilen maddî değerden bah- i

sederken: 1

— Kuzum Çallı, dedim, maişet vasıtası olarak § ressamlığı seçmek nerden aklına geldi? insan bu = memlekette fırçasıyla yaşayabilir mİ? 2

Şiddetle itiraz ediyor göründü. Nutuk verir 2 gibi kelimeler] uzatarak konuşuyordu:

— Yaşar, Orhan Seyfi, dedi, insan bu mem- j= lekette fırçasıyla yaşarl (Yanındaki boyacıyı gös- m tererek:) Ama, işte bu sayın vatandaş gibi! m Yine bir gün Selekt lokantasında: «— En = çok hangi yem eği seversin?» diye sordum.

— Hiç bir yemeği sevmem. Pek az yerim. ¡2 Ama, ne olursa olsun, ne kadar olursa olsun iç- 2

meği severimi =§

O sırada yeni harp zenginleri türemişti. Er- = kekleri kendilerini kibar hayatına az çok uydu- 2 ruyorlar, fakat karıları henüz giyinmesini bitmi- 2 yorlar, kaba saba kalıyorlardı. Birgün bana: 2

— Orhan Seyfi, dedi, Türk kadınları en fa- = kirlerine varıncaya kadar çok İnceldi, çok gü- = zelieşti. Aramızda çirkin, giyinmesini bilmez, ham = halat kadınlar görüyorsan bil ki onlar yeni harp 2 zenginlerinin karılarıdır! 2

Allah rahmet etsin, Ömer Seyfettin de çok 2 sevdiği Çallıya takılırdı: «Cancağızım, derdi. Çal- 2 lı öyle millî adam ki, Parîse gitti, dört sene kal- jş dı, tek kelime fransızca öğrenmeye tenezzül et- ş

meden g eld i!» =

Tanrıdan hepsine rahmet dilerim ! 2

m !i!iıi!m n!i!!iınıi!!!!H itınıtıi!iH iın!iııi!inııi!inıii!iM !'<^n!ii!i!tııiıiiuııııııiiiiH iıuuıııııııııııııııiiiH m ıım uıım ım ııım m m ım um um ıum

ıııııııııııııııiiiı-Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İşte yeni Osmanlılar bunu yapamadıkları için Hamid Efendi memleketimizde he­ nüz bir kamuoyu oluşturulamadığını, bunu temin için daha yıllarca basınla

Kahve ile birlikte kahve falı da çıkmış, Türk kahvesi adı verilen çekilmiş telveli kahvenin yayıldığı her bölgeye fal da beraber gitmişti.. Son

Dimağın tazedir; Hatıran, hafızan Adananın istasyonun­ dan şehrine kadar yeşil bir tünel olmadığını bilecek kadar cömert ve sağlamdır?. Yalnız ey

1912 yılında Afyonkarahisar milletvekili seçilerek, İttihat ve Terakki Fırkası umumi merkez üyesi oldu.. 1918 yılında ise, bu fır­ kanın ileri gelenleri

Seninle yanan İnan ağabeyim inan Bu çağıl çağıl heyecan Bu gözleri dumanlı Bu kendi gök kubbesince hür İmanlı Ateş kanlı Gençlik. Bıraktığın yolda

firiz le r gibî tefe rru a tın başarılm ası için İkinci safhada bey­ nelm ilel bir m üsabaka açılması lüzum u bildirilm iştir.. kolum uz şark ve garp

Les lauréats et leurs oeuvres sont: Dans la catégorie de Karagöz, le pre­ mier prix a été remporté par Turan Tekdoğan pour “ Yeşil Yandı Geç” (le feu est

Bugün çoğu kansere yönelik çok sayıda bağışıklık kontrol noktası tedavisi denemesi yapılıyor ve yeni kontrol noktası proteinleri hedef olarak sınanıyor. Yüz yıldan