• Sonuç bulunamadı

Uluslararası adını hak ediyoruz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uluslararası adını hak ediyoruz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Pfcs ^

İHI

112

f :

:

Sf& j

* "

1

B

ü

b m

» »

kültür« san at

29 Ağustos 2002 Perşembe

“Uluslararası adını hak ediyoruz”

Prof. Dr. Filiz Ali’nin koordinatörlüğünde yürütülen Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi beşinci yaşma

girdi. Akademideki uzmanlık kursları bu yıl 10 - 20 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

ürkiye’deki mevcut klasik müzik eğitimini bir adım ile­ ri götürerek, konservatuvar öğrencilerinin on gün bo­ yunca dünya çapında tanın­ mış müzisyenlerden oluşan öğretmen kadrosuyla çalış­ masını sağlayan Uluslararası Ayvalık Yaylı Çal­ gılar ve Oda Müziği Uzmanlık Kurslan, beşinci yılını doldurdu. İlki, 1 - 10 Eylül 1998 tarihleri arasında düzenlenen Ayvalık Uluslararası Mü­ zik Akademisi (Ayvalık International Music A- cademy / ALMA), her yıl olduğu gibi bu dönem de Prof. Dr. Filiz Ali’nin koordinatörlüğünde yürütülüyor. Bu yıl 10 - 20 Eylül tarihleri arasın­ da gerçekleştirilecek kursta Prof. Peter Bruns viyolonsel, Lukas David ve Çiğdem Yonat İyicil keman, Tatjana Masurenko viyola, Şirin Panca- roğlu arp ve Vieri Bottazini flüt dersleri verecek.

ALMA beşinci yılını doldurdu. Geride

bıraktığınız dönemi bugünle

karşılaştırdığınızda nasıl

değerlendiriyorsunuz?

İlk yıl, son derece acemiydik. Çünkü Müzik Akademisi, tamamen amatör ruhla başlayan bir müzik kursuydu. Özellikle konservaaıvar öğ­ rencilerinin ders yılı içerisinde yeterince yoğun çalışamadıkları düşünülerek gerçekleştirilen on günlük yoğun müzik ortamını yaratmaktı amaç. Birinci yıl hem öğrencilerin başansı hem de ho- calann memnuniyeti açısından çok iyi sonuç­ landı. Biz de cesaretlendik ve devam etmeye karar verdik. Yıldan yıla ustalaşıyoruz ama ye­ ni sorunlarla da karşılaşıyoruz. A1MA, artık Ay­ valık’ta tanınıyor, bekleniyor. İmece usulü bir yardımlaşma söz konusu. Ayvalık’ta yaşayan ve yardımsever olan insanlardan maddi ve mane­ vi destek alıyoruz. Çay saatinde pasta yapıp ge­ tirenler bile oluyor.

Gelecek yıllarda farklı enstrümanlar için

yeni sınıflar açıp eğitimin kapsamını

genişletmeyi düşünüyor musunuz?

Çok planımız var tabii. Ben bu yıl gitar sını­ fı olsun istedim. Ama hoca Marcos Ossias, üc­ ret konusunda pek fedakâr davranmadı. Spon- sorlanmız artarsa ileride olabilir. Oysa yaylı çal­ gılar hocalarımız, Türkiye’nin gerçeklerini bil­ diklerinden dünyanın hiçbir yerinde kabul et­ meyecekleri ücretleri, sırf ortamı sevdikleri için kabul ediyorlar. Piyano konusunda da çok istek var ama hem çok pahalı hem taşınması zor bir çalgı. Ayvalık’ta sürekli bir mekânımız olursa, belki bize piyano bağışlayanlar olur.

Akademi’ye başvurular, 25 Ağustos’ta sona

erdi. Bu yılkı katılım, geçen yıllara oranla

nasıl?

En çok katılım bu yıl oldu. Ama hâlâ istedik­ leri halde gelemeyen çok sayıda öğrenci var. Yeterince burs sağlayamıyoruz, keşke daha faz­ lasını yapabilsek.

Başvurularda kriterleriniz neler? Önceki

yıllardan tanıdığınız öğrencileri mi tercih

ediyorsunuz, yeni başvuranları mı?

Öncelikle 25 öğrenciden fazlasını alamıyo­ ruz. Daha önceden katılmış öğrencileri tercih e- diyoruz. Başvuru sahiplerinin düzeylerini önce­ den araştırıyor ve biliyoruz. Kendine güvenme­ yen öğrenci, zaten başvurmuyor. Bu on gün i- çinde hazır olan programlar üzerinde çalışıyor­ lar.

Yurtdışından çok katılnn oluyor mu?

Çok diyemeyeceğim ama bu yıl geçen yılla­ ra oranla daha fazla. Sanırım web sayfamız et­ kili oldu. Ayrıca kursa gelen hocalarımızın ders verdikleri okullardaki öğrencilerden, hocalarla yazın da çalışmak istedikleri için, ekstra başvu­ rular aldık. Almanya, Yunanistan ve Fransa’dan gelecek öğrencilerimiz de var. Uluslararası adı­ nı gitgide daha fazla hak ediyoruz.

Türkiye’deki konservatuvar

öğrencilerinden bazılarıyla

konuştuğumuzda, mevcut eğitim

sisteminde Türk ve yabancı hocaların

öğretileri arasında kaldıklarını,

yurtdışında eğitime gittiklerinde ya da

solo kariyere yöneldiklerinde biraz

zorlandıklarını söylediler. Ne dersiniz?

Konservatuvarda bir hocayla yıllarca eğitim görüyorsunuz. Bir ikinci, üçüncü kulağın sizi

dinlemesi çok önemli. Çünkü hocanızla o ka­ dar iç içe oluyorsunuz ki artık sizi objektif bir kulakla dinlemiyor olabilir. Bazı konularda ek­ siğiniz ya da fazlanız olabilir. Yeni kulakların si­ zi dinlemesi kafanızı karıştırmamak, aksine uf­ kunuzu açmalıdır. Farklı bir görüş açısı size ye­ ni kapılar açar. Bu, öğrenciden öğrenciye deği­ şir. Kimi daha tutucudur, kimisi hızla adapte o- lur. Yeniliklere daima açık olmak lazım ve öğ­ renmenin sonu yok.

Klasikbatimuzigi@yahoogroups.com’da

eskiden Gaziantep’te bir Filarmoni

Derneği olduğuna dair mesajınızı

okudum. Başta Doğu ve Güneydoğu

Anadolu olmak üzere Türkiye’nin başka

bölgelerine de ALM A gibi bir eğitimin

götürülmesi söz konusu olabilir mi?

Antakya’nın doğusuna hiç geçmedim. Ama

biliyorum ki 50'li ve 601ı yıllarda Gaziantep’de bir Filarmoni Derneği’ni düzenlediği konserler oluyordu. Demek ki kentte bir merak vardı kla­ sik müziğe karşı. Kompozitör Nazife Güran Ha­ nım ve eşi kurmuş derneği. Bende birtakım konser programlan var mesela: Suna Kan - Fer- hunde Erkin keman - piyano resitali, Anka­ ra’dan CSO yılda dört beş konser vermiş. Bu, tamamen eğitime bağlı. Doğu’da ve Güneydo- ğu’da pek çok üniversite var. Buralarda konser­ vatuvar eğitimi verilebilir. Anadolu’da o kadar çok müziğe yatkın genç var ki. Ama keşfetme­ den, olduğu gibi bıraktığımız için yok olup gi­ diyorlar, çok yazık.

A

s l i

O

n a t

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Gene dünya kadınlar günü kutlamaları için bazı kadınlar lüks meyhanelerde yerler ayırtıp erkekler gibi eğlenme planlar ı yaptılar.. Erkek dansöz bulunan lüks

İlk 1000 içinde daha üst derecelerde yer alan yurt dışı üniver- sitelerle benzer şekilde ilk 1000 içindeki Türk üniversitelerinin misyon ve vizyon ifadelerinde

T he International Journal of Neuropsychopharmacology dergisinde yayımlanan ve Londra King’s College’daki araştırmacıların yaptığı çalışma sonucunda geliştirilen bu

Sonra daha aşağılarda, şimdi adım alan ve benim sınır komşumdan başlayan bölgede öldüğünü duydum, insanlar ağ­ lıyorlardı.. «Eba Eyyubül Ensari»

Akci¤er kanserli hastalar› teflhis öncesinde hekime baflvurmaya zorlayan semptomlar di¤er solunum sistemi hastal›klar›nda da s›kça görülen ve akci¤er kanserine özel

Her Yüksek Sö zleşmeci Taraf, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne gö ndereceği bir bildirimle bu Protokolün 1. paragrafı uyarınca hangi mahkemeleri seçtiğini

Araştırmacılar ayrıca hipokampusun kesin görsel-mekânsal bilgi ile ilgili bağlantıları içeren septal bölgesinin hâlâ hızlı, doğru bir mekân belleği

a) En az son üç yılında, öğretim dili olarak belirlenen Türkiye Türkçesinin anadil olarak konuşulduğu bir ülkede o ülke vatandaşlarının devam ettiği