h
•/ J S %
c
KISACA
NECİP CELÂL
ARTIK YOK...
H
er
sevdiğimiz insanın ölü müyle hayatımızdan da bir parça eksiliyor. Bir dost, bir akraba, bir arkadaş, ya da sevdi ğimiz, saydığımız bir sanatçı ara mızdan ayrılınca içimizde dc san ki birşeyler kopuyor, birşeyler azalıyor, birşeyler yitip gidiyor. Bu duyguyu pek çok defa yaşa dım. İnsanın yıllar boyunca kur duğu kişiliği, galiba böyle böyle değişiyor, başkalaşıyor. Çevremiz deki insanların yitip gitmesi, anı larımızın değişmesine, sonuç ola rak da kişiliğimizin tanınmaz ha le gelmesine sebep oluyor. Hele sanatçıların, eserleriyle içli dışlı olduğumuz şairlerin, yazarların, bestecilerin teker teker aramız dan ayrılmaları ile alıştığımız, içinde kendimizi huzurlu, güven li hissettiğimiz bir hayaller ve anılar dünyası da biçim ve renk değiştirmektedir. Kendimizden bir parça, sanki canlı bir parça olan bu dünyanın kaybı karşısında çaresiz kalmak, acıların en büyü ğü..Necip Celâl Antel'in ölüm ha berini okuduğum zaman bütün bu duyguları yeniden, bir kere daha bütün derinliğiyle yaşadım. Büyük bir sanatçı değildi belki. Ama hayal meyal hatırladığım ilk çocukluk günlerinden beri içimde silinmez anılar bırakan bu besteciye apayrı bir yakın duygu besliyordum. Ta 1928
29
yıllarında bütün İstanbul genç lerinin dilinden düşmeyen,taze-V._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
• n n »
--- --- ^
İlgi çeyrek yüzyıldır süregelen «Suna», «Mazi», «Özleyiş» gibi tangolar bütün bir neslin anıları na karışmıştır. Ben de ilk okul yıllarından bu yana bu tangola rın lıüznü. tadı, şiiri ile yetişmiş bir nesildenim. Uzun yıllarım göz leri görmez bir halde geçiren bes tecinin acılı hayatının da bu tangoların etki gücünü, doku naklılığını arttırdığına şüphe yok tur. Necip Celâl’ln genç yaşında görme duygusunu yitirmesi, bu duygulu, aşırı özlemlerle yüklü parçalara başka bir renk katıyor du.Belki de bu zaaf veya alışkan lık, Necip Celâl’in bir tangosu nu mırıldanır mırıldanmaz ken dimi o ilk çocukluk günlerimde buluveririm. Beni yaşadığım anın sıkıntılarından, üzüntülerinden, zaman zaman çekip sıyıran, ger- çektekinden çok daha başka de ğerler kazanmış bu parçalardaki kendimi, çocukluğumu yaşarım. Benim gibi duyan, düşünen da ha nice kişiler vardır sanıyorum. Hepsinin Necip Celâl’in tango larıyla ilk gençlik aşklarını yeni den yaşadıkları olmuştur. Bu ö- ııemslz gibi gelen küçük müzik parçaları zaman zaman her han gi birimizin iç dünyasında değe ri ölçülmez anlamlar taşımıştır. Kendi hayatının bahtsızlıklarını, mutluluklarını geniş kütlelere du yu ra ıı. ortak kılan bir besteci başarıya ulaşmış sayılır. Binler ce genç insanın duygularına, ha yallerine, anılarına yerleşmiş, on lara silinmez anlar yaşatmış her sanatçı gibi Necip Celâl de yaşa masını boşa geçirmemiş, ziyan et memlştir. O eskimek bilmeyen tangoları Necip Celâl'i onun hazin serüvenini, mutluluk arayış ve bulamayışını daha uzun yıllar geniş topluluklara anlatacak, du yuracak...