• Sonuç bulunamadı

Anger and Temperament and Character Characteristics in Patients with Migraine Headache

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anger and Temperament and Character Characteristics in Patients with Migraine Headache"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Migren Baþ Aðrýsý Hastalarýnýn Öfke Tarzlarý

ile Mizaç ve Karakter Özellikleri

Anger and Temperament and Character Characteristics in Patients with

Migraine Headache

Dilaram Billur Çelik1, Haluk Arkar2, Fethi Ýdiman3

1Uz.Psk., Mustafa Kemal Üniversitesi Antakya, 2Doç.Dr., Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü, 3Prof.Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi Týp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalý, Ýzmir

SUMMARY

Objective: Over the past years, psychiatric comorbidities

and typical personality traits were frequently observed in migraine patients. Psychological profile in migraine patients has been extensively explored. The aim of this study was to investigate the psychological risk factors in migraine such as personality traits, anger and depression and identify whether migraine patients and healty con-trols share distinctive psychological profile in the context of Cloninger's seven-factor psychobiological model of personality. Method: 85 patients diagnosed according

to International Classification of Headache Disorders suf-fering from migraine referred to the Headache Clinic of Dokuz Eylul University Neurology Department were enrolled in the study and compared to a control group of 85 healthy subjects. Patients and controls completed the Temperament and Character Inventory, The Beck Depression Inventory, and the Trait Anger Expression Inventory. Results: Similar to previous findings, results

showed that personality, anger traits and depressive symptomatology of migraine patients are different from healthy people. Patients suffering from migraine showed more depressive symptoms, tendency to high level of anger, and a distinctive personality profile with high harm avoidance, high persistence, low self directedness and low novelty seeking. Conclusion: The results

sug-gest that the temperament which is considered to be the genetic component of personality plays role in migraine and this also supports the theory that migraine is a genetic-based disase. Further biochemical and genetic studies may reveal the relationships between psycholog-ical profile and developing migraine.

Key Words: Migraine, anger, temperament, character ÖZET

Amaç: Migren hastalarýnda psikiyatrik eþtanýlar ve tipik

kiþilik özellikleri uzun yýllardýr gözlemlenmektedir. Bu çalýþmada, Cloninger'in psikobiyolojik kiþilik kuramý baðlamýnda kiþilik özellikleri, öfke ve depresyon gibi psikolojik risk faktörlerini araþtýrmak ve migren hasta-larýný saðlýklý kiþilerden ayýran özelikleri tanýmlamak amaçlandý. Yöntem: Dokuz Eylül Üniversitesi Týp

Fakültesi Hastanesi Baþaðrýsý Polikliniði'ne baþvuran Uluslararasý Baþaðrýsý Sýnýflamasý 2004'e göre migren taný ölçütlerini karþýlayan 85 hasta (yaþ ortalamasý 36.4) çalýþ-maya dahil edilmiþ ve 85 saðlýklý kiþi (yaþ ortalamasý 34.6) ile karþýlaþtýrýlmýþtýr. Katýlýmcýlara Mizaç-Karakter Envan-teri, Beck Depresyon Envanteri ve Sürekli Öfke-Öfke Ýfade Tarzý Envanteri uygulanmýþtýr. Bulgular: Migren

hasta-larýnýn daha fazla depresif belirti gösterdiði, yüksek düzeyde öfke eðilimi olduðu, kiþilik özelliklerinin yüksek zarardan kaçýnma ve sebat etme ile düþük kendini yönetme ve yenilik arama boyutlarýnda saðlýklý kiþilerden farklýlaþtýðý görülmüþtür. Sonuç: Sonuçlar, migren

hasta-larýný saðlýklý bireylerden farklý kýlanýn daha çok genetik temelli olan mizaç özelliklerinin olduðunu göstermekte ve migrenin genetik temelli bir hastalýk olduðu ile ilgili kuramlarla örtüþmektedir. Kesin ve doðrudan sonuçlar, laboratuvar incelenmelerini de kapsayan çok disiplinli çalýþmalarýn gerçewkleþtirilmesi ile elde edilebilir.

Anahtar Sözcükler: Migren, öfke, mizaç, karakter (Klinik Psikiyatri 2010;13:23-35)

(2)

GÝRÝÞ

Migren hastalarýna özgü kiþilik özellikleri fikri, kliniklere baþvuran hastalarýn oldukça belirgin ortak özelliklerinin gözlemlenmesi sonucu ortaya çýkmýþtýr. Bu konuyla ilgili ilk geniþ kapsamlý açýk-lamalarý yapan Wolff (1937), migren hastalarýnýn mükemmelliyetçi, katý, düzenli, hýrslý, rekabetçi özelliklerini tanýmlamýþtýr. Bu çalýþma, kontrol grubu ve güvenilir ölçüm araçlarý kullanýlmamasý açýsýndan sýnýrlý olmakla birlikte, daha sonra yapýla-cak olan migren-kiþilik çalýþmalarýna yol gösterici olmuþtur. Yakýn zamanda yapýlan çalýþmalar, migren hastalarýnda saðlýklý kiþilere göre daha yük-sek depresyon ve kaygý düzeyi, hipokondriyak eði-limler ile bir savunma mekanizmasý olarak kendine yöneltilmiþ saldýrganlýk bildirilmiþtir (Leijdekkers ve Passchier 1990, Blanchard ve ark. 1989, Stronks ve ark. 1999). Bunun yanýnda migren hastalarýnýn duygularýný bastýrma eðilimlerinin de saðlýklý kiþi-lerden daha fazla olduðu ortaya koyulmuþtur (Passchierl ve ark. 1988). Luconi ve ark. (2007), MMPI-2 ile deðerlendirilen kiþilik profilinin baþaðrýsý bozukluklarýnýn önemli bir bileþeni olduðunu ve prognozu ve farmakoterapiye verilen yanýtý belirleyebildiðini göstermiþtir.

Cloninger, kiþiliðin yapýsýný ve geliþimini tanýmla-mak için, genel bir psikobiyolojik kuram geliþtir-miþtir (Cloninger 1987, Cloninger ve ark. 1993). Bu kiþilik kuramý, genetik olarak birbirinden baðýmsýz, yaþam boyunca orta düzeyde duraðan ve sosyokültürel etkiler karþýsýnda deðiþmez olduklarý varsayýlan dört mizaç boyutunu (Yenilik Arayýþý, Zarardan Kaçýnma, Ödül Baðýmlýlýðý ve Sebat Etme) ve yetiþkinlikte olgunlaþtýklarý ve kendilik kavramlarý hakkýnda içgörü öðrenmesi ile kiþisel ve sosyal etkinliði etkiledikleri varsayýlan üç karakter boyutunu (Kendini Yönetme, Ýþ Birliði Yapma ve Kendini Aþma) içermektedir.

Mizaç boyutlarýndan biri, yenilik arayýþý (novelty seeking), yeniliðe yanýt olarak sýk araþtýrýcý aktivite, dürtüsel karar verme, ödül alma olasýlýðý belirdiðinde aþýrýlýk ve taþkýnlýk, çabuk kolay sinir-lenme ve engelsinir-lenmeden aktif kaçýnma gibi davranýþlarýn etkinleþmesindeki veya baþlamasýn-daki bir kalýtsal eðilimdir. Ýkinci mizaç faktörü, zarardan kaçýnma (harm avoidance), gelecekte ola-bilecek sorunlar için kötümser endiþeler, belirsizlik

korkusu ve yabancýlardan utanma gibi pasif kaçýn-gan davranýþlar ve kolayca yorulma gibi davranýþlarýn ketlenmesinde veya durdurulmasýn-daki bir kalýtsal yanlýlýktýr. Üçüncü mizaç faktörü, ödül baðýmlýlýðý (reward dependence), kendini aþýrý duygusallýk, sosyal baðlýlýk ve diðerlerinin onayýna baðýmlýlýk gibi gösteren davranýþlarýn devamlýlýðý ve sürekliliðindeki bir kalýtsal eðilimdir. Dördüncü mizaç faktörü, sebat etme (persistence), engellen-me, yorgunluk ve aralýklý pekiþtirilmeye raðmen davranýþýn sürekliliðindeki bir kalýtsal yanlýlýktýr. Mizaç boyutlarý özgül bir merkezi monoaminerjik sistem aktivitesi ile korelasyon göstermektedir: Yenilik Arayýþý düþük dopaminerjik aktivite ile, Zarardan Kaçýnma yüksek serotonerjik aktivite ile, ve Ödül Baðýmlýlýðý düþük noradrenerjik aktivite ile (Cloninger 1986, 1987). Karakter, içgörü edinilmesi yoluyla öðrenme ve kendimiz, diðer insanlar ve diðer nesneler hakkýn-daki kavramlarýmýza dayalý olarak, gönüllü hedef-ler ve deðerhedef-lerdeki bireysel farklýlýklara karþýlýk gelmektedir. Kendilik kavramlarýnýn üç yönü; bir kiþinin kendini ne ölçüde bir otonom kiþi (Kendini Yönetme (Self-directedness)), toplumun entegre bir parçasý (Ýþ Birliði Yapma (Cooperativeness)) ve evrenin bütünleþmiþ bir parçasý (Kendini aþma (Self-transcendence)) olarak tanýmladýðýna göre farklýlaþmaktadýr (Cloninger ve ark. 1993).

Cloninger ve ark., Cloninger'in psikobiyolojik kiþi-lik kuramýna dayalý olarak, kiþiliðin yedi boyutunu ölçen, Mizaç ve Karakter Envanteri (Temperament and Character Inventory; TCI) adý verilen kapsam-lý bir ölçüm aracý geliþtirdiler (Cloninger ve ark. 1993, 1994). Mizaç ve Karakter Envanteri (MKE) dört mizaç ve üç karakter özelliðini deðer-lendirmektedir. Migren hastalarý ile yapýlan kiþilik çalýþmalarýnda MKE, boyutsal bakýþ açýsý ile detaylý bir ölçüm saðlamasý nedeniyle son yýllarda sýklýkla tercih edilen bir araç olmuþtur.

MKE kullanýlarak yapýlan ilk çalýþmada (Nylander ve ark 1996) migren hastalarý ile saðlýklý kiþiler arasýnda mizaç ve karakter boyutlarýnda anlamlý bir farklýlaþma bulunmadýðý bildirilmiþtir. Di Piero ve ark. (2001) migren hastalarýnda kiþiliði açýklamak ve migrende aminerjik nörotransmitter aktivitesi ile iliþkili kiþilik boyutlarýný incelemek amacýyla

(3)

yaptýklarý çalýþmada migren hastalarýnýn zarardan kaçýnma ve sebat etme puanlarýnýn saðlýklý kiþiler-den daha yüksek, yenilik arayýþý puanlarýnýn ise saðlýklý kiþilerden daha düþük bulunduðu bildirilmiþtir. Yazarlar, migren patofizyolojisinde serotonerjik aktivitenin rolü ile dopaminerjik ve glutamaterjik disfonksiyonun önemine vurgu yap-mýþlardýr. Mongini ve ark. (2005), kadýn migren hastalarýnýn zarardan kaçýnma ve sebat etme mizaç boyutlarýnda saðlýklý kiþilerden anlamlý derecede yüksek, kendini yönetme karakter boyutunda ise düþük puanlar elde ettiklerini bildirmiþtir. Bu fark-lýlaþmanýn depresyonla iliþkisi incelendiðinde, zarardan kaçýnma puanlarýnýn depresyonla güçlü iliþki gösterdiði, ancak sebat etme puanýnýn tama-men migren ile baðlantýlý olduðu gösterilmiþtir. Bu sonuçlar, duygusal katýlýk ve obsesyona eðilimli "migren kiþiliði" görüþünü destekler niteliktedir. Sosyal iþlevsellik ve iþ performansýný ciddi þekilde etkileyen aurasýz migren tanýsý almýþ hastalarla yapýlan bir çalýþmada (Abbate-Daga ve ark. 2007), hasta grubunda daha yüksek zarardan kaçýnma ve sebat etme, daha düþük kendini yönetme puanlarý elde edilmiþtir. Yazarlar, nörotransmitter dis-fonksiyonu ile baðlantýlý kiþilik özelliklerinin migreninin psikobiyolojik bileþenini oluþturduðunu ileri sürmüþtür. Ülkemizde yapýlan bir çalýþmada (Boz ve ark. 2004), zarardan kaçýnma mizaç boyutu ile kendini yönetme karakter boyutu puanlarýnýn migren hastalarýnda daha yüksek bulunduðu fakat depresyon kontrol edildiðinde kendini yönetme karakter boyutundaki farklýlaþmanýn ortadan kalk-týðý bulunmuþtur. Zarardan kaçýnma mizaç boyu-tundaki farklýlaþmanýn ise depresyondan etkilen-mediði gösterilmiþtir. Yüksek zarardan kaçýnma puanlarýnýn serotonerjik sistemin migren patofiz-yolojisindeki rolünü desteklediði ileri sürülmüþtür. Migren hastalarýnýn psikolojik profili ile ilgili araþtýrmalarda öfke özellikleri de önemli yer tut-maktadýr. Öfke, sabit olmayan, gelip geçici bir duygu olarak görülse de, bu duyguyu sýklýkla yaþayan kiþilerin durumunu tanýmlamak için öfkeyi bir özellik olarak açýklayan "sürekli öfke" kavramý ortaya atýlmýþtýr (Deffenbacher 1992, Spielberger 1995). Bununla birlikte, kiþiler yalnýzca öfkeyi yaþa-ma sýklýklarýna göre deðil, öfkeyi ifade etme biçim-lerine göre de farklýlýk göstermektedir. Ýçe yönelmiþ öfke (Öfke-içte) kavramý öfkenin

bastýrýl-masý ve ifade edilememesi durumunu açýklamak-tadýr (Spielberger 1995). Ýçe yönelmiþ öfkenin fiziksel saðlýkla doðrudan iliþkili ve saðlýðý olumsuz yönde etkileyen bir faktör olduðu pek çok çalýþma ile gösterilmiþtir (Beutler 1986, Pennebaker 1992, Fernandez ve Turk 1995). Eckhardt ve Deffen-bacher (1995), ifade edilmeyen ve içte tutulan öfkenin þiddetli bir içsel stres yarattýðýný ve bunu yaþayan kiþilerin baþaðrýsý gibi somatik yakýnmalarý olduðunu bildirmiþtir.

Migren ve öfke arasýndaki iliþkiyi sýnayan çalýþ-malardan birinde (Schnarch ve Hunter 1979), bastýrýlmýþ düþmanca duygular ve ifade edilmeyen öfkenin migrende en belirleyici psikolojik faktörler olduðu görüþünü savunulmuþtur. Mükemmeliyet-çilik, duygusal katýlýk, hýrslýlýk, esnek düþünememe, güçlü baþarma güdüsü gibi migren hastalarýna özgü kiþilik özelliklerinin düþük engellenme toleransý ile yakýn iliþkili olduðu ve bu durumun þiddetli öfke duygusunu ortaya çýkaran bir faktör olarak migren-li kiþide birbirini doðuran özelmigren-likler olarak görüldüðü bildirilmiþtir (Dryden 1990, Boyle ve ark. 2005). Hatch ve ark. (1991), baþaðrýlý hasta-larýn kin duyma, þüphecilik, güvensizlik, kiþilerarasý iliþkilerde karþýtlýk gibi eðilimleri bulunduðunu, olaylarý ve durumlarý daha fazla öfke uyandýrýcý ve engelleyici algýladýklarýný, bu nedenle saðlýklý kiþi-lerden daha yoðun ve daha sýk öfkelendiklerini bildirmiþtir.

Perozzo ve ark. (2005) migren hastalarýnýn öfke kontrolünün saðlýklý kiþilerden anlamlý derecede daha düþük olduðunu bulmuþ ve bu bulguyu migren hastalarýndaki yüksek öfke ve düþmanca duygu düzeyinin öfke kontrolünü engellediði þeklinde yorumlamýþtýr. Bu çalýþma ile varýlan diðer bir bulgu, öfke düzeyi ile baþaðrýsý süresinin doðru orantýlý olduðu yönündedir. Abbate-Daga ve ark.’nýn (2007) migren hastalarýnda kiþilik ve öfke özelliklerini birlikte ele aldýklarý çalýþmalarýnda, bastýrýlan ve içe yöneltilen öfkenin migren hasta-larýnda saðlýklý kiþilerden yüksek olduðu bulunmuþ ve migren aðrýsýnýn, içe alýnan öfkenin sonucu olarak ortaya çýkan psikosomatik reaksiyon olduðu yorumuna varýlmýþtýr.

Bu çalýþmanýn amacý, Cloninger'in psikobiyolojik kiþilik kuramý baðlamýnda, migren hastalarý ile saðlýklý kiþiler arasýndaki mizaç ve karakter

(4)

özellik-leri, öfke tarzlarý ve depresyon düzeyleri açýsýndan olasý farklýlýklarýn belirlenmesi ve bu boyutlarýn bir-birleriyle olan iliþkilerinin incelenmesidir.

GEREÇ VE YÖNTEM Örneklem

Çalýþmanýn örneklemi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Baþaðrýsý Polikliniði'ne baþvuran ve ICHD-2004'e (Uluslararasý Baþ Aðrýsý Sýnýflamasý, International Classification of Headache Disor-ders, 2004) göre migren taný ölçütlerine uyan 85 hasta ile baþaðrýsý yakýnmasý olmayan veya yýlda 4 defadan az hafif baþaðrýlarý olan 85 saðlýklý gönül-lünün oluþturduðu iki gruptan oluþmuþtur.

Örnek-lemin demografik özellikleri Tablo 1'de verilmiþtir. Migren hastalarýnýn tanýlarý, kendilerini muayene eden nörologlar tarafýndan konulmuþtur. Hasta grubunun yaþ ortalamasý 36.4, standart sapmasý 10.7 (yaþ aralýðý; 18-60) idi. Eðitim durumu açýsýn-dan, katýlýmcýlarýn büyük bir çoðunluðu lise mezunuydu (ilköðretim, %30; üniversite, %30). Migren hastasý grubunda, saðlýklý kiþilerin oluþtur-duðu gruptaki gibi, çoðunluk kadýnlardan oluþmuþ-tur. Migren hastalarý grubunda 42 kiþi (%49.4) Auralý Migren, 43 kiþi (%50.6) ise Aurasýz Migren tanýsý almýþtýr. Hastalýk süresi ortalamasý 12.3, stan-dart sapmasý 10.9'dur (1-40 yýl). Yaþanan migren ataklarý sýklýðý ayda ortalama 8.7 olarak bildirilmiþtir. Aðrý þiddetine 10 üzerinden verilen deðer ortalamasý 8.1, standart sapmasý 1.5'tir. Tablo 1. Örneklemin demografik özellikleri

Hasta Saðlýklý Kontrol

(n=85) (n=85) n % n % Cinsiyet Kadýn 82 96.5 78 91.8 Erkek 3 3.5 7 8.2 Yaþ Aralýðý 18-28 25 29.4 31 36.5 29-39 26 30.6 29 34.1 40-50 26 30.6 14 16.5 51+ 8 9.4 11 12.9 Medeni Durum Bekar 27 31.8 17 20 Evli 44 51.8 57 67.1 Boþanmýþ/Dul 14 16.5 11 12.9 Eðitim Ýlköðretim 26 30.6 25 29.4 Lise 34 40 37 43.5 Üniversite 21 24.7 21 24.7 Lisans Üstü 4 4.7 2 2.4 Yaþ (ort± SS) 36.4 ± 10.7 34.6 ± 9.9

(5)

Çalýþmaya alýnan migren hastalarýnýn klinik özellik-leri Tablo 2'de verilmiþtir.

Ulaþýlabilirlik esasýna göre seçilen saðlýklý grubun yaþ ortalamasý 34.6, standart sapmasýnýn 9.9'dur (yaþ aralýðý 21-57). Cinsiyete göre daðýlým ince-lendiðinde saðlýklý grupta 78 kadýn (%91.8) ve 7 (%8.2) erkek bulunduðu görülmektedir. Grubun çoðunluðunu evli kiþiler oluþturmuþtur (%67.1). Eðitim durumuna göre aðýrlýk lise mezunu kiþi-lerdedir (%43.5).

Araç

Mizaç ve Karakter Envanteri (Temperament and Character Inventory; TCI): Envanter, doðru/yanlýþ olarak doldurulan 240 maddeden oluþan, kendi bildirim tarzý bir ölçektir. Cloninger'in psikobiyolo-jik kiþilik kuramýna dayalý olarak, dört mizaç ve üç karakter boyutunu ölçmektedir. 12'si mizaç (Keþfetmekten heyecan duyma (NS1), Dürtüsellik (NS2), Savurganlýk (NS3), Düzensizlik (NS4), Beklenti Endiþesi (HA1), Belirsizlik korkusu (HA2), Yabancýlardan çekinme (HA3), Çabuk yorulma (HA4), Duygusallýk (RD1), Baðlanma (RD), Baðýmlýlýk (RD4), Sebat etme (PER)) ve 13'ü karakter (Sorumluluk alma (SD1), Amaçlýlýk (SD2), Beceriklilik (SD3), Kendini kabullenme (SD4), Uyumlu ikincil huylar (SD), Sosyal onayla-ma (CO1), Empati duyonayla-ma (CO2), Yardýmseverlik (CO3), Acýma (CO4), Erdemlilik (CO5), Kendilik kaybý (ST1), Kiþiler ötesi özdeþim (ST2) ve Manevi kabullenme (ST3)) olmak üzere, 25 altölçekten (lower-order) ve 7 (higher-order) ölçekten

maktadýr. Ölçekler altölçeklerin toplamýndan oluþ-maktadýr (örneðin, NS = NS1 + NS2 + NS3 + NS4). Psikometrik özelliklerini ve klinik kul-lanýmýný destekleyen ampirik veriler Arkar ve ark. (2005) ve Köse ve ark. (2004) tarafýndan bildirilmiþtir.

Beck Depresyon Envanteri: BDE depresyonda görülen vejetatif, duygusal, biliþsel ve güdüsel belir-tileri ölçen, 21 madde içeren bir ölçektir. 21 mad-denin herbiri, depresyona özgü bir davranýþsal örüntüyü belirlemekte ve azdan çoða doðru giden (0-3), dört seçeneði olan kendini deðerlendirme cümlelerini içermektedir. Psikiyatri hastalarýnda ve normal örneklemlerde depresif belirtilerin þiddeti-ni deðerlendirmede dünyada en yaygýn olarak kul-lanýlan araçlardan biridir. Ülkemizde, güvenirlik ve geçerlilik çalýþmalarý Hisli (1989), Tegin (1987) ve Aydýn ve Demir (1989) tarafýndan çalýþýlan BDE, çeþitli araþtýrmalarda ve klinik uygulamalar-da kullanýlmaktadýr. Yakýn zamanuygulamalar-da, Arkar ve Þafak (2004) 354 psikiyatri hastasýnýn oluþturduðu klinik bir örneklemde BDE'nin faktör yapýsýný araþtýrmýþlardýr. Biliþsel belirtileri deðerlendiren (12 madde) ilk faktör ve somatik-afektif belirtileri deðerlendiren (9 madde) ikinci faktörden oluþan bir iki-faktörlü çözümü önermiþlerdir. Ýki faktör, örneklemdeki toplam varyansýn %42.6'sýný açýkla-maktadýr. Tüm örneklemde, BDE'nin Cronbach alfa deðeri 0.90, biliþsel boyutun Cronbach alfa deðeri 0.87 ve somatik-afektif boyutun Cronbach alfa deðeri 0.76 olarak bulunmuþtur.

Sürekli Öfke ve Öfke Ýfade Tarzý Ölçeði (SÖÖTÖ): Katýlýmcýlarýn öfke düzeyleri ve öfke tarzlarýný deðerlendirmek amacýyla kullanýlan, öfke duy-gusunu, ifade ve kontrol tarzlarýný ölçen bir kendi bildirim ölçeðidir. Spielberger tarafýndan 1983 yýlýnda geliþtirilmiþ, ülkemiz için geçerlilik ve güve-nilirliði Özer (1994) tarafýndan yapýlmýþtýr. Ölçek sürekli öfke, öfke içte, öfke dýþta ve öfke kontrol olmak üzere 4 alt ölçek ile toplam 34 maddeden oluþmaktadýr. Sürekli öfke alt ölçeðinden alýnan yüksek puanlar öfke düzeyinin yüksek olduðunu, öfke kontrol alt ölçeðinden alýnan yüksek puanlar öfkenin kontrol edilebildiðini, öfke dýþta alt ölçeðinden alýnan yüksek puanlar öfkenin kolayca ifade edildiðini öfke içe alt ölçeðinden alýnan yük-sek puanlar ise öfkenin bastýrýlmýþ olduðunu göstermektedir.

Tablo 2. Migren hastalarýnýn klinik özellikleri

Hasta (n=85) N (%)

Aura

Auralý 42 (%49.4)

Aurasýz 43 (%50.6)

Ort ± SS Hastalýk Süresi (yýl) 12.3 ± 10.9 Atak Sýklýðý (ay) 8.8 ± 8.7 Aðrý Þiddeti (0-10) 8.1 ± 1.5

(6)

Ýþlem

Katýlýmcýlara yukarýda anýlan ölçüm araçlarý tek tek uygulandý. Ölçeklerin baþýna gerekli yönergeler verildi. Anketin ilk sayfasýnda çalýþma ile ilgili genel bir giriþ, çalýþmacýnýn adresi ve katýlýmýn gönüllülük esasýna dayandýðýna dair bilgi vardý. Bu sayfa, ayný zamanda, demografik özelliklere iliþkin sorularý da içeriyordu. Katýlýmcýlardan çalýþmaya gönüllü olarak katýldýklarýna dair imza ile onam alýnmýþtýr

Veri analizi olarak, mizaç ve karakter boyutlarý, öfke boyutlarý ve depresyon puanlarý arasýnda Pearson momentler çarpýmý korelasyon katsayýlarý hesaplandý. Migren hastalarý ile saðlýklý grup arasýndaki kiþilik boyutlarý, öfke ve depresyon puanlarý farklarýný test etmek için çok deðiþkenli varyans analizi (MANOVA) uygulanmýþtýr. Ayný farklýlaþmanýn depresyonun kontrol edilmesi son-rasýnda nasýl deðiþtiði görmek amacýyla çok yönlü kovaryans analizi (MANCOVA) yapýlmýþtýr. BULGULAR

Katýlýmcýlarýn Mizaç ve Karakter Envanteri ölçek,

Sürekli Öfke ve Öfke Ýfade Tarzý Ölçeði altölçek ve Beck Depresyon Envanteri biliþsel boyut ve somatik-afektif boyut puanlarýnýn ortalama ve stan-dart sapmalarý Tablo 3'de verilmiþtir.

Mizaç ve Karakter Envanteri, Sürekli Öfke ve Öfke Ýfade Tarzý Ölçeði ve Beck Depresyon Envanteri Boyutlarýnýn Birbiriyle Korelasyonlarý

Depresif duygudurum ve öfke ile mizaç ve karakter arasýndaki iliþkiyi görmek için, migren hastalarý ve saðlýklý grubunda ayrý ayrý olmak üzere, MKE ölçekleri ile Beck Depresyon Envanteri biliþsel boyut puaný ve somatik-afektif boyut puaný ve Sürekli Öfke ve Öfke Ýfade Tarzý Ölçeði puanlarý arasýnda Pearson korelasyon katsayýlarý hesaplandý. Sonuçlar Tablo 4 ve 5'de verilmiþtir.

Migren hastalarýnda, kiþilik boyutlarýndan Zarardan Kaçýnma mizaç boyutu, BDE somatik-afektif boyut ile (r = .45) ve BDE biliþsel boyut (r=.37) ile anlamlý seviyede pozitif korelasyon gös-terdi. Saðlýklý grupta ise Zarardan Kaçýnma mizaç boyutu, yalnýzca BDE biliþsel boyut (r=0.28) ile anlamlý seviyede pozitif korelasyon gösterdi. Tablo 3. Migren hastalarý ve saðlýklý kontrollerin BDE, SÖÖTÖ ve MKE ölçeklerinin puanlarý

Migren Saðlýklý df F F

Hastalarý Kontrol (MANOVA) (MANCOVA)

Somatik Depresyon 6.8±4.14 2.7±2.2 1 63.62*** 5.32* Biliþel Depresyon 9±6.41 4.8±3.2 1 29.29*** 43.91*** Yenilik Arama 30.2±2.6 31.1±3 1 4.17*** 0.09 Zarardan Kaçýnma 28.9±3.7 27.3±3.8 1 7.75* 4.31* Ödül Baðýmlýlýðý 20.6±1.7 20.7±1.8 1 0.07** 5.60* Sebat Etme 6.8±1.3 6.3±1.1 1 6.49* 0.68 Kendini Yönetme 40.4±2.1 41.1±1.7 1 4.81* 8.50** Ýþbirliði Yapma 37.3±3.1 37.2±2.6 1 0.10 29.48*** Kendini Aþma 20.6±4.6 20.3±4.7 1 0.19 17.38*** Sürekli Öfke 22.4±5.7 20.8±4.4 1 4.53 6.12** Öfke-içte 18.6±4.6 16±3 1 18.39*** 3.95* Öfke-dýþta 16.7±5.2 14.3±3.4 1 11.76** 5.32* Öfke Kontrol 19.9±5.7 20±4.2 1 0.006 43.91*** ***p<0.001, ** p< 0.01, *p< 0.05

(7)

Tablo 4.

Migren hastalarýnda Mizaç ve K

arakter Envanteri, Sürekli Öfke ve Öfke Ýfade T

arzý Ölçeði ve Beck Depresyon Envanteri Boyutlarýnýn birbirleriyle kore

-lasyonlarý BDE -S BDE -B YA ZK ÖB SE K Y ÝY K A SürekÖ Öiçte Ödýþta BDE -B 0.65*** YA 0.30** 0.18 ZK 0.45*** 0.57*** 0.14 ÖB -0.03 0.03 0.21 0.15 SE -0.05 -0.25* 0.06 -0.16 0.15 KY -0.17 -0.23* -0.05 -0.13 0.15 0.18 ÝY -0.19 -0.06 0.14 -0.08 0.25* 0.19 0.40*** K A 0.31** 0.26* -0.11 0.26 0.22 0.29** 0.23 0.30** SürekÖ 0.49*** 0.38*** 0.19 0.30* -0.09 -0.20 0.34** -0.47*** 0.04 Öiçte 0.44*** 0.26 -0.33** 0.33** -0.02 -0.08 -0.10 -0.15 0.22* -0.34** Ödýþta 0.30** 0.18 0.26 -0.13 -0.07 -0.11 -0.28* -0.53*** 0.11 0.83*** 0.14 Ökont 0.22* -0.16 -0.15 -0.25* 0.05 0.07 0.21 0.43*** 0.02 -0.61*** 0.00 -0.71*** Not: BDE

-B: Beck Depresyon Envanteri Biliþsel boyut; BDE

-S

: Beck Depresyon Envanteri Somatik

-afektif boyut; Y A : Y enilik Arama; ZK : Zarardan K açýnma; ÖB: Ödül Baðýmlýlýðý; SE : Sebat Etme; K Y: K

endini Yönetme; ÝY

: Ýþ Birliði Y

apma; K

A

: K

endini Aþma; SürekÖ: Sürekli Öfke; Öiçte: Öfke Ýçte; Ödýþta: Öfke Dýþta; Ökont: Öfke K

ontrol.

***p< 0.001, ** p< 0.01, *p<0.05. 0.40 ve üzeri korelasyonlar koyu olarak gösterilmiþtir

(8)

Tablo 5.

Saðlýklý gönüllülerde Mizaç ve K

arakter Envanteri, Sürekli Öfke ve Öfke Ýfade T

arzý Ölçeði ve Beck Depresyon Envanteri Boyutlarýnýn birbirleriyle

korelasyonlarý BDE -S BDE -B YA ZK ÖB SE K Y ÝY K A SürekÖ Öiçte Ödýþta BDE -B 0.24* YA 0.05 0.08 ZK 0.19 0.28** -0.02 ÖB 0.24* -0.07 0.15 0.16 SE 0.03 -0.18 0.31** 0.05 0.43*** KY 0.08 -0.18 0.12 0.17 0.19 0.17 ÝY 0.19 -0.04 0.14 0.20 0.53*** 0.34** 0.29** K A 0.09 0.05 0.31** 0.12 0.45*** 0.53*** 0.11 0.44** SürekÖ 0.13 0.20 -0.06 0.27* -0.28** -0.33** -0.13 -0.38*** -0.07 Öiçte 0.13 0.10 -0.11 0.38*** 0.09 0.04 0.13 0.11 0.00 -0.36** Ödýþta 0.06 -0.05 0.23* -0.29** -0.11 -0.02 -0.08 0.44*** -0.02 0.54*** 0.15 Ökont 0.08 -0.07 0.04 -0.26 0.29** 0.41*** 0.34 0.49*** 0.10 -0.34*** 0.46*** -0.47*** Not: BDE

-B: Beck Depresyon Envanteri Biliþsel boyut; BDE

-S

: Beck Depresyon Envanteri Somatik

-afektif boyut; Y A : Y enilik Arama; ZK : Zarardan K açýnma; ÖB: Ödül Baðýmlýlýðý; SE : Sebat Etme; K Y: K

endini Yönetme; ÝY

: Ýþ Birliði Y

apma; K

A

: K

endini Aþma; SürekÖ: Sürekli Öfke; Öiçte: Öfke Ýçte; Ödýþta: Öfke Dýþta; Ökont: Öfke K

ontrol.

***p< 0.001, ** p< 0.01, *p<0.05. 0.40 ve üzeri korelasyonlar koyu olarak gösterilmiþtir

(9)

Öfke ile depresyon arasýndaki iliþkiye bakýldýðýnda, migren hastalarýnda BDE Somatik-afektif boyut, Sürekli öfke (r=0.49) ile ve Öfke içte (r = 0.44) ile anlamlý seviyede pozitif korelasyon gösterdi. BDE biliþsel boyut, Sürekli öfke (r=0.38) ile anlamlý pozitif korelasyon gösterdi. Saðlýklý grupta ise öfke ve depresyon ölçümleri herhangi bir korelasyon göstermedi. Migren hastalarýnda genel öfke düzeyinin ve öfkeyi bastýrma düzeyinin yüksek oluþu, beraberinde depresyon düzeyinin yüksek oluþunu getirmektedir. Saðlýklý kiþilerde ise öfke düzeyi ile depresyon düzeyi iliþkisizdir.

Öfke ile kiþilik boyutlarý arasýndaki iliþkiye bakýldýðýnda, migren hastalarýnda Ýþ Birliði Yapma karakter boyutu, Sürekli öfke (r=-0.47) ve Öfke dýþta (r=-0.53) ile anlamlý seviyede negatif ve Öfke kontrol (r=0.43) ile pozitif korelasyon gösterdi. Saðlýklý kiþilerde Ýþ Birliði Yapma karakter boyutu, Sürekli öfke (r=-0.38) ile anlamlý seviyede negatif ve Öfke dýþta (r=0.44) ve Öfke kontrol (r=0.49) ile pozitif korelasyon gösterdi. Yani, Ýþbirliðine yatkýn-lýk, migren hastalarýnda öfkeyi baþka insanlara veya nesnelere yönlendirme düzeyinde azalmaya götürürken, saðlýklý kiþilerde tam tersi olarak artýþa götürmektedir.

Çok deðiþkenli varyans analizleri

Migren hastalarý ile saðlýklý kiþileri karþýlaþtýrmak için çok deðiþkenli varyans analizi (MANOVA) yapýlmýþtýr. MKE'nin yedi ölçeði; Yenilik Arayýþý (YA), Zarardan Kaçýnma (ZK), Ödül Baðýmlýlýðý (ÖB), Sebat Etme (SE), Kendini Yönetme (KY), Ýþbirliðine Yatkýnlýk (ÝY), Kendini Aþma (KA), SÖÖTÖ'nün dört ölçeði; Sürekli Öfke, Öfke Ýçte, Öfke Dýþta, Öfke Kontrol ve BDE'nin iki boyutu; Somatik-Afektif Depresyon, Biliþsel Depresyon baðýmlý deðiþkenler olarak analize alýnmýþtýr. Somatik depresyon boyutunda varyans analizi anlamlý ana etki göstermiþtir. Migren hastalarýnda (ort=6.85) somatik depresyon, saðlýklý kiþilere (ort=2.76) göre daha fazladýr (bakýnýz Tablo 3). Biliþsel depresyon boyutunda da benzer sonuç elde edilmiþtir; biliþsel depresyon migren hastalarýnda (ort=9) saðlýklý kiþilere (ort=4.80) gore daha fazladýr. Öfke boyutlarýndan Öfke Ýçte ve Öfke Dýþta boyutlarýnda varyans analizi anlamlý ana etki göstermiþtir. Migren hastalarýnýn (ort=18.6) öfkeyi

bastýrma özellikleri saðlýklý kiþilerden (ort=16) daha fazladýr. Öfkeyi dýþa yöneltme özelliði migren hastalarýnda (ort=16.7) saðlýklýlardan (ort=14.3) daha fazladýr. Zarardan Kaçýnma, Yenilik Arayýþý, Ödül Baðýmlýlýðý, Sebat Etme ve Kendini Yönetme boyutlarýnda varyans analizi anlamlý ana etki göstermiþtir. Migren hastalarýnda, saðlýklý kiþilere kýyasla, zarardan kaçýnma, ödül baðýmlýlýðý ve sebat etme özellikleri daha yüksek, yenilik arayýþý ve ken-dini yönetme özellikleri daha düþüktür. Ýþbirliði Yapma ve Kendini Aþma karakter boyutlarý hastalýk ana etkisi göstermemiþtir. Migren hastasý veya saðlýklý olmanýn bu deðiþkenler üzerinde anlamlý etkisi yoktur.

Depresyonun kiþilik ve öfke boyutlarý üzerindeki etkisini sýnamak amacýyla Migren hastalarý ile Saðlýklý gönüllülerde çok deðiþkenli kovaryans analizi yapýlmýþtýr. MKE'nin yedi ölçeði; Yenilik Arayýþý (YA), Zarardan Kaçýnma (ZK), Ödül Baðýmlýlýðý (ÖB), Sebat Etme (SE), Kendini Yönetme (KY), Ýþbirliðine Yatkýnlýk (ÝY), Kendini Aþma (KA), SÖÖTÖ'nün dört ölçeði; Sürekli Öfke, Öfke Ýçte, Öfke Dýþta ve Öfke Kontrol baðýmlý deðiþkenler olarak alýnmýþ, depresyon puanlarý ise kovaryant olarak kullanýlmýþtýr. Yenilik Arayýþý mizaç boyutu çok yönlü kovaryans analizi sonucun-da anlamlý ana etki göstermiþtir (bakýnýz Tablo 3). Depresyonun etkisi kontrol edildiðinde, saðlýklý kiþiler (ort=3.05), migren hastalarýndan (ort=2.64) daha fazla yenilik arama özelliðine sahiptir. Sebat Etme mizaç boyutu da kovaryans analizi sonucun-da anlamlý ana etki göstermiþtir. Depresyonun etki-si kontrol edildiðinde migren hastalarý (ort=6.80), saðlýklý kiþilerden (ort=6.32) daha fazla sebat etme özelliðine sahiptir.

TARTIÞMA

Bu çalýþmanýn temel amacý, migren hastalarýnýn kiþilik ve öfke özellikleri ile depresif belirtiler açýsýndan saðlýklý kiþilerden farklýlaþýp madýðýnýn araþtýrýlmasýydý. Ýkinci amaç, farklýlaþ-malarýn ne yönde olduðunun, kiþilik, öfke ve depresyonun birbirini nasýl etkilediðinin ve birbir-lerinden baðýmsýz olarak migrende oynadýklarý rolün belirlenmesiydi. Çalýþma sonuçlarý, önceki çalýþmalarýn bulgularý ile benzer olarak, migren hastalarýnýn baþaðrýsý olmayan kiþilerden mizaç ve

(10)

karakter boyutlarý, öfke özellikleri ve depresif belirtiler bakýmýndan farklý olduðunu göstermiþtir. Bu noktada depresyonun oldukça belirleyici olduðunu söylemek gerekmektedir. Ancak, depresyonun etkisi kontrol edildiðinde dahi migren hastalarý ile saðlýklý kiþilerin özelliklerinin fark-lýlaþtýðý sonucuna varýlmýþtýr.

Migren hastalarýnýn depresyon puanlarý bekle-nildiði üzere saðlýklý kiþilerden anlamlý derecede yüksek bulunmuþtur. Bu sonuç, Dieter ve Swerdlow (1988), Invernizzi ve ark. (1989), Blanchard ve ark. (1989), Leijdekkers ve Passchier (1990), Stronks ve ark. (1999), De Fidio ve ark. (2000), Bigal ve ark. (2003), Boz ve ark. (2004) ve Abbate-Daga ve ark.’nýn (2007) bulgularý ile paraleldir. Örneklemin depresyon puanlarý, Arkar ve Þafak'ýn (2004) önerdiði iki faktörlü modele göre incelendiðinde, migren hastalarýnýn hem biliþsel hem de somatik-afektif depresyon puanlarýnýn saðlýklý kiþilerden yüksek olduðu görülmüþtür. Bunun yaný sýra, migren hastalarýnda biliþsel depresyonun somatik-afektif depresyona göre daha aðýr basmasý ilginç bir bulgu olarak görünmektedir.

Öfke özellikleri incelendiðinde, migren hasta-larýnýn sürekli öfke puanhasta-larýnýn, beklenildiði üzere, saðlýklý kiþilerden yüksek olduðu bulunmuþtur. Bu da, migren hastalarýnýn öfke duygusunu daha fazla yaþadýðýný göstermektedir. Bu sonuç, Hatch (1991), Eckhardt ve Deffenbacher (1995) ve Materazzo'nun (2000) bulgularýyla paralellik göstermektedir. Öfke ifade tarzý ile ilgili sonuçlar ise ilginçtir: migren hastalarýnýn hem içe yönelen hem de dýþa yönelen öfke puanlarý saðlýklý kiþiler-den yüksek çýkmýþtýr. Elde ettiðimiz veriler, migren hastalarýnýn öfke ifade tarzlarýnýn dalgalý bir grafik çizdiðini göstermektedir. Buna karþýn, iki boyutta da saðlýklý kiþilerden yüksek puanlar elde etmeleri, zaman zaman öfkeyi yoðun þekilde bastýrma, zaman zaman ise þiddetli biçimde dýþa vurma eðil-imlerini ortaya koymaktadýr. Korelasyon örüntüleri incelendiðinde, migren hastalarýnda genel öfke düzeyinin ve öfkeyi bastýrma düzeyinin yüksek oluþunun, beraberinde depresyon düzeyinin yüksek oluþunu getirdiði, saðlýklý kiþilerde ise öfke düzeyi ile depresyon düzeyinin iliþkisiz olduðu görülmek-tedir. Abbate-Daga ve ark.’nýn (2007) bildirdiði içe yönelik öfkenin depresyonla iliþkili olduðu iddiasýný

geniþleterek öfke ve öfke ifade tarzý patolojilerinin depresyon ile iliþkili olduðu þeklinde yorumlamak mümkündür.

Mizaç ve karakter özellikleri açýsýndan deðer-lendirildiðinde, migren hastalarýnýn saðlýklý kiþilere göre daha yüksek zarardan kaçýnma ve sebat etme ile daha düþük yenilik arama ve kendini yönetme puanlarý elde ettikleri görülmüþtür. Yüksek zarar-dan kaçýnma, pasif, sakýnan, kendine güveni olmayan, olumsuzluk beklentisi içinde, kötümser bireyler olarak tanýmlanmaktadýr (Cloninger 1994, Cloninger ve ark. 1993). Kendilerini güvende his-setmez, dolayýsýyla etkin olamazlar. Strese dayanýk-lý deðildirler, kolayca endiþe ve korku hissederler. Boz ve ark. (2004) baþaðrýlý hastalarýn strese yanýt olarak baþaðrýsý geliþtiriyor olabileceðini ileri sür-müþtür. Migrenli bireylerde saðlýklý kiþilerden daha yüksek zarardan kaçýnma puanlarý elde edilmesi, önceki çalýþmalarýn hemen tümünde bildirilen ortak sonuç olarak görünmektedir (Abbate-Daga ve ark. 2007, Roman ve ark. 2007, Mongini ve ark. 2005a, Boz ve ark. 2004 ve Di Piero ve ark. 2001). Roman ve ark. (2007), bu sonucu, migren hasta-larýnýn koþullu uyaranlarý ceza veya engellenme olarak algýlamaya genetik yatkýnlýklarý olduðu þek-linde yorumlamýþlardýr.

Düþük Kendini Yönetme ise zayýf otonomi, liderlik özelliklerinin olmayýþý, hedeflere ulaþmada güçlük çekme, kendiyle uðraþma, hüsranlarýndan ve baþarýsýzlýklarýndan baþkalarýný sorumlu tutma gibi özellikleri göstermektedir. Bazý araþtýrmacýlar (Materazzo ve ark. 2000, Huber ve ark. 2003) bu özelliðin zayýf baþetme becerileri ile iliþkili olduðunu söylemiþlerdir. Düþük Kendini Yönetme puanlarýnýn, DSM Eksen I ve Eksen II bozukluklarý ile iliþkili olduðunu gösteren çalýþmalar da vardýr (Arkar 2008, Franchini ve ark. 2004, Merinkangas ve ark. 1994). Ek olarak, yüksek Zarardan Kaçýnma ve düþük Kendini Yönetme'nin depresif durum ile iliþkili olduðunu gösteren çalýþmalar da mevcuttur (Boz ve ark. 2004).

Kiþiliðin psikobiyolojik modeline göre Zarardan Kaçýnma, santral serotonerjik aktivite ile iliþkilidir (Cloninger 1994, Cloninger ve ark. 1993). Serotonerjik sistemin migren patofizyolojisindeki rolü deneysel araþtýrmalar, fonksiyonel nöro-görüntüleme ve biyokimya çalýþmalarý ile

(11)

gösteril-miþtir (Buzzi ve ark. 2005, Silberstein 2004, Di Piero ve ark. 2000). Biyokimyasal açýdan, migren hastalarýnda ataklar arasýnda serotonin (5-HT) düzeyi, saðlýklý kiþilerden anlamlý derecede düþük-tür. Atak sýrasýnda ise plazma 5-HT düzeyi yük-selmektedir (Ferrari ve ark. 1989, Buzzi ve ark. 2005). Serotoninin bazý kiþilik özellikleri ve depresyondaki rolü önceki çalýþmalarla gösterilmiþ, depresif bozukluklar ve bazý kiþilik bozukluklarýnýn kýsmen de olsa ortak serotonerjik sistem etkileni-minden kaynaklandýðý öne sürülmüþtür (Grucza ve ark, 2003, De la Rie ve ark. 1998, Svrakic ve ark. 2002). Chien ve Dunner (1996), depresif hastalar-da depresyonun tehastalar-davisi ile Zararhastalar-dan Kaçýnma puanlarýnda düzelme olduðunu göstermiþtir. Migren hastalarýnda serotonerjik sistemim etkilen-mesini destekleyen Mizaç ve Karakter Envanteri bulgularýnýn saptanmasý, depresyon puanlarý ile Zarardan Kaçýnma ve Kendini Yönetme puan-larýnýn korelasyonu, depresyon ve migrende ortak kiþilik patolojilerinin paylaþýlýyor olabileceðini, dahasý bu iki durumda ortak paylaþýlan bir seroto-nerjik sistem bozukluðunu düþündürmektedir. Migrenli ve saðlýklý kiþilerin farklýlaþma gösterdiði diðer kiþilik boyutlarý yenilik arama ve sebat etmedir. Sebat etme puanlarý yüksek kiþiler görev odaklýlýk, hýrs, kararlýlýk, ele alýnan iþin üstesinden gelme, azim, engellenme ve yorgunluk karþýsýnda bile yýlmama, ödül ihtimali ortadan kalktýðýnda dahi görevi sürdürme gibi özellikler ile tanýmlan-maktadýr. Bu özellikler, Wolff'ün (1937) migren kiþiliði ile ilgili gözlemlerinden bu yana yapýlan tüm kiþilik çalýþmalarýnda ortaya konmuþtur. Migren hastalarýnda görülen yüksek sebat etme özellikleri, MKE ile yapýlan önceki çalýþmalarýn (Di Piero ve ark. 2000, Mongini ve ark. 2005, Abbate-Daga ve ark. 2007) bulgularý ile uyumludur. Cloninger ve ark. (1994), yüksek sebat etme puanlarýný ödül-lendirilmeyen davranýþlarý sürdürmeye eðilim olarak tariflemiþ, duygusal katýlýk ve obsesif özel-likler ile korelasyonunu vurgulamýþtýr. Mongini ve ark. (2005), kadýn migren hastalarýnda Nesne Deðiþtirme Testi (Object Alternation Test, OAT) kullanarak orbitofrontal korteks disfonksiyonunu deðerlendirmiþ ve migren hastalarýnýn kontroller-den dört kat fazla tekrarlama hatasý yaptýklarý bul-muþtur. Bu durum orbitofrontal korteks disfonksi-yonuna iþaret etmektedir ve Cavedini ve ark.’nýn

(1998) obsesif-kompulsif bozuklukta gözlemledik-leri sonuçlarla örtüþmektedir. Buradan hareketle, yüksek sebat etme puanlarýnýn deðiþik derecelerde duygusal katýlýk ve obsesyon geliþtirmeye özgül bir eðilimi gösterdiðini söylemek mümkündür.

Cloninger (1994), sebat etme özelliklerinin gluta-minerjik aktivasyon ile iliþkili olduðunu öne sür-müþtür. Di Piero (2000), migren hastalarýnda gözlemlenen yüksek sebat etme puanlarýnýn gluta-min-glutamat dönüþümünde (turnover) bozulma ile iliþkili olduðu iddia etmiþtir. Migren patofiz-yolojisinde glutamin'in rolü, bazý biyokimya çalýþ-malarý ile de ortaya konmuþtur. Zukerman ve ark. (1993) ile Rothrock ve ark. (1995), migren hasta-larýnýn serebrospinal sývýlarýnda kontrol grubuna göre daha yüksek plazma konsantrasyonu tespit etmiþtir. Bunun yaný sýra, Alam ve ark. (1998) migren hastalarýnda plazma glutamin konsantras-yonunun gerilim tipi baþaðrýlý hastalardan da yük-sek olduðunu bildirmiþtir. Glutamat'ýn öncülü olarak glutaminin, nöral uyarýlabilirliði artýrarak migren patogenezinde önemli bir rolü olabileceði düþünülmektedir. Ek olarak, bütün bu veriler, sebat etme ile iliþkili obsesif özellikler ve migrenin, ayný nörotransmitter disfonksiyonunun bedensel ve davranýþsal alanlardaki yansýmalarý olduðu çýkarýmýný akla getirmektedir.

Migren hastalarý yenilik arama mizaç boyutunda saðlýklý kiþilerden düþük puanlar elde etmiþtir. Düþük yenilik arama, duygularý ikinci plana koyma, sistematik ve düzenli olma, monotonluk, dürtüsel davranmama gibi özellikler ile tanýmlanmaktadýr. Düþük yenilik arayýþý özellikleri, daha önce bahsedilen ve migrenli bireylerde ayýrt edici kiþilik özelliklerinden biri olarak bulgulanan yüksek sebat etme özellikleri ile tutarlý görünmektedir. Sebatkar, görevi her koþulda sürdürme eðiliminde, duygusal olarak katý ve obsesif özellikteki kiþinin dürtüsel ve duygusal davranmamasý, sistematik olmasý beklenen bir durumdur. Di Piero ve ark. (2000) yenilik arayýþý puanlarýnýn migrenli ve saðlýklý kiþiler arasýnda farklýlaþma gösterdiðini fakat diðer bir birincil baþaðrýsý olan kronik gerilim tipi baþaðrýlý hastalar ile migrenliler arasýnda fark-lýlaþma bulunmadýðýný bildirmiþlerdir. Bu verileri de göz önünde bulundurarak, düþük yenilik arayýþý özelliklerinin kronik aðrýlý kiþilerde, aðrý

(12)

olasýlýðýn-dan kaçýnma amacýyla deðiþikliðe açýk olmama gibi bir alt yapý ile ortaya çýkan ortak bir kiþilik örün-tüsü olabileceði düþünülmektedir. Cloninger'in (1986) psikobiyolojik kiþilik modelinde yenilik arayýþý boyutu, dopaminerjik sistem aktivitesi ile iliþkilidir. Yenilik arayýþý ile dopamin arasýndaki biyolojik baðlantýyý destekleyen klinik ve genetik çalýþmalar bulunmaktadýr (Menza ve ark 1990, Fujii ve ark. 2000, Ebstein ve ark. 1997). Yapýlan genetik çalýþmalarla D2 dopamin reseptörünü kod-layan genin (DRD2) migrene yatkýn hale gelmeyi kolaylaþtýrdýðý bulunmuþtur (Peroutka ve ark. 1997). DRD2 antagonistleri ile migrenin hem akut hem de profilaktik tedavisinde fayda saðlanmak-tadýr (Di Piero 2000). Çok sayýdaki biyolojik, far-makolojik ve genetik veriler dopaminerjik nöro-transmisyondaki aktivasyonun, migren

patofizyolo-jisinde önemli bir rol oynadýðýna iþaret etmektedir. Çalýþmamýzda anksiyetenin deðerlendirilmemiþ olmasý bir sýnýrlýlýk kabul edilebilir. Kapsamlý bir psikolojik profil çýkarmada anksiyete ölçümünün de dahil edilmesi gerekliliði tartýþýlmazdýr. Ek olarak, kiþilik özellikleri ile biyolojik baðlantýlarýn kurulmasý tamamen kuramsal ve dolaylý yorum-lardýr. Bu baðlamda kesin ve doðrudan sonuçlarýn laboratuar incelemelerini de kapsayan çok disiplin-li çalýþmalarýn gerçekleþtirilmesi ile elde edilebile-ceðini belirtmek gerekir.

Yazýþma adresi: Dr.Haluk Arkar, Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü, Ýzmir, haluk.arkar@ege.edu.tr

Abbate-Daga G, Fassino S, Giudice RL ve ark. (2007) Anger, Depression and Personality Dimensions in Patients with Migraine without Aura. Psychother Psychosom, 76: 122-128. Alam Z, Coombes N, Waring RH ve ark. (1998) Plasma levels of neuroexcitatory amino acids in patients with migraine or tension headache. J Neurol Sci, 156: 102-106.

Arkar H (2008) Cloninger'in mizaç ve karakter boyutlarý ile kiþi-lik bozukluklarý arasýndaki iliþki. Klinik Psikiyatri Dergisi, 11(3): 115-124.

Arkar H, Þafak C (2004) Klinik bir örneklemde Beck Depresyon Envanterinin boyutlarýnýn araþtýrýlmasý. Türk Psikoloji Dergisi, 19: 117-123.

Arkar H, Sorias O, Tunca Z ve ark. (2005) Mizaç ve Karakter Envanteri'nin Türkçe formunun faktör yapýsý, geçerlik ve güvenirliði. Türk Psikiyatri Dergisi, 16: 190-204.

Aydýn G, Demir A (1989) O.D.T.Ü. öðrencilerinde depresif belirtilerin yaygýnlýðý. O.D.T.Ü. Ýnsan Bilimleri Dergisi, 8: 27-40.

Beutler L, Engle D, Oro-Beulter M ve ark. (1986) Inability to express intense affect: a common link between depression and pain? J Consult Clin Psychol, 54: 752-759.

Bigal ME, Sheftell FD, Rapoport AM ve ark. (2003) MMPI personality profiles in patients with primary chronic daily headache: a case-control study. Neurological Sciences, 24: 103-110.

Blanchard EB, Kirsch CA, Appelbaum A, Jaccard J (1989) The role of psychopathology in chronic headache: cause or effect? Headache, 29: 295 - 301.

Boyle SW, Church WT, Byrnes E (2005) Migraine Headaches and Anger. Best Practices in Mental Health, 1 (1): 47-58. Boz C, Sayar K, Velioðlu S ve ark. (2004) Kronik gerilim tipi baþaðrýlý hastalarda mizaç ve karakter profili. Türk Psikiyatri Dergisi, 15(2): 105-111.

Buzzi MG, Moskowitz MA (2005) The pathophysiology of migraine: year 2005. J Headache Pain, 6: 105-111.

Cloninger CR (1986) A unified biosocial theory of personality and its role in the development of anxiety states. Psychiatr Dev, 3: 167-226.

Cloninger CR (1987) A systematic method for clinical descrip-tion and classificadescrip-tion of personality variants. Arch Gen Psychiatry, 44: 573-588.

Cloninger CR, Svrakic DM, Przybeck TR (1993) A psychobio-logical model of temperament and character. Arch Gen Psychiatry, 50: 975-990.

Cloninger CR, Przybeck TR, Svrakic DM, Wetzel RD (1994) The Temperament and Character Inventory (TCI): a guide to its development and use. St Louis, Missouri, USA: Center for Psychobiology of Personality.

De Fidio D, Sciruicchio V, Pastore B ve ark. (2000) Chronic daily headache: personality study by means of computerized MMPI-2. J Headache Pain, 1: 67-70.

De la Rie SM, Duijsens IJ, Cloninger CR (1998) Temperament, character, and personality disorders. J Pers Disord, 12: 362-372. Deffenbacher JL (1992) Trait anger: theory, findings, and impli-cations. In: CD Spielberger, JN Butcher (eds), Advances in Personality Assessment. Hillsdale, NJ: Erlbaum.

Di Piero V, Bruti G, Venturi P ve ark. (2001) Aminergic tone correlates of migraine and tension-type headache: a study using the tridimensional personality questionnaire. Headache, 41: 63-71.

Dieter JN, Swerdlow B (1988) A replicative investigation of the reliability of the MMPI in the classification of chronic headaches. Headache, 28: 212-222.

Dryden W (1990) Dealing with anger problems: Rational-emo-tive therapeutic interventions. Sarasota, FL: Professional Resources Exchange.

(13)

Eckhardt CI, Deffenbacher JL (1995) Diagnosis of anger disor-ders. H Kassinove (Ed), Anger Disorders: Definition, Diagnosis, and Treatment. Washington, DC: Taylor & Francis. Fernandez E, Turk DC (1995) The scope and significance of anger in the experience of chronic pain. Pain, 61: 165-175. Ferrari MD, Odink J, Tapparelli C ve ark. (1989) Serotonin metabolism in migraine. Neurology. 39: 1239-1242.

Franchini L, Bongiorno F, Dotoli D ve ark. (2004) Migraine headache and mood disorders: a descriptive study in an outpa-tient psychiatric population. J Affective Disord, 81: 157-160. Fujii C, Harada S, Ohkoshi N ve ark. (2000) Cross-cultural traits for personality of patients with parkinson's disase in Japan. Am J Med Genet, 96: 1-3.

Grucza RA, Przybeck TR, Spitznagel EL ve ark. (2003) Personality and depressive symptoms: a multi-dimensional analysis. J Affective Disord, 74: 123-130.

Hatch JP, Schoenfeld LS, Boutros NN ve ark. (1991) Anger and hostility in tension type headache. Headache, 31: 302-304. Huber D, Henrich G (2003) Personality traits and stress sensi-tivity in migraine patients. J Behav Med, 29: 4-13.

Hisli N (1989) Beck Depresyon Envanterinin üniversite öðren-cileri için geçerliliði, güvenirliði. Psikoloji Dergisi, 7: 3-13. Invernizzi G, Gala C, Buono M ve ark. (1989) Neurotic traits and disease duration in headache patients. Cephalalgia, 9: 173-178.

Köse S, Sayar K, Ak Ý ve ark. (2004) Mizaç ve Karakter Envanteri (Türkçe TCI): Geçerlik, güvenirliði ve faktör yapýsý. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 14: 107-131.

Leijdekkers MLA, Passchier J (1990) Prediction of migraine using psychophysiological and personality measures. Headache, 30: 445-453.

Luconi R, Bartolini M, Taffi R ve ark. (2007) Prognostic Significance of Personality Profiles in Patients With Chronic Migraine. Headache, 47: 1118-1124.

Materazzo F, Cathcart S, Pritchard D (2000) Anger, depression, and coping interactions in headache activity and adjustment: a controlled study. J Psychosom Res, 49: 69-75.

Menza MA, Forman NE, Goldstein HS, Golbe LI (1990) Parkinson's disase, personality and dopamine. J Neuropsychiatry Clin Neuroscience, 2: 282-287.

Merikangas KR (1994) Psychopathology and headache syn-dromes in the community. Headache, 34: 17-26.

Mongini F, Fassino S, Rota E ve ark. (2005) The Temperament and Character Inventory in women with migraine. J Headache Pain, 6: 247-249.

Nylander PO, Schlette P, Brandström S ve ark. (1996) Migraine: temperament, and character. J Psychiatr Res, 30: 359-368. Özer AK (1994) Sürekli öfke (SL-Öfke) ve öfke ifade tarzý (Öfke-tarz) ölçekleri ön çalýþmasý. Türk Psikoloji Dergisi, 9: 26-35.

Passchierl J, Goudswaard P, Orlebeke JF, Verhage F (1988) Migraine and defense mechanisms: psychophysiological rela-tionships in young females. Soc Sci Med, 26: 343-350.

Pennebaker JW (1992) Inhibition as the linchpin of health. In: H.S. Friedman, (ed.), Hostility, Coping, and Health. Washington, DC: American Psychological Association. Perozzo P, Savi L, Castelli L ve ark. (2005) Anger and emotion-al distress in patients with migraine and tension-type headache. J Headache Pain, 6: 392-399.

Román SS, Zenteno JFT, Phols FZ ve ark. (2007) Personality in patients with migraine evaluated with the "Temperament and Character Inventory". J Headache Pain, 8: 94-104.

Rothrock JF, Mar KR, Yaksh TL ve ark. (1995) Cerebrospinal fluid analysis in migraine patients and controls. Cephalalgia, 15: 489-493.

Schnarch D, Hunter J (1979) Personality differences between randomly selected migrainous and non-migrainous people. Psychotherapy Theory Res Practice, 16: 297-309.

Silberstein SD, Lipton RB, Goadsby PJ (eds.) (1998) Headache in Clinical Practice. Saint Louis: Mosby-Year Book.

Spielberger CD, Reheiser EC, Sydeman SJ (1995) Measuring the experience, expression, and control of anger. In: H. Kassinove (ed.), Anger Disorders: Definition, Diagnosis, and Treatment. Washington DC: Taylor & Francis.

Stronks DL, Tulen JHM, Pepplinkhuizen L ve ark. (1999) Personality traits and psychological reactions to mental stress of female migraine patients. Cephalalgia, 19: 566-574.

Svrakic DM, Draganic S, Hill K ve ark. (2002) Temperament, character, and personality disorders: etiologic, diagnostic, treat-ment issues. Acta Psychiatr Scand, 106: 189-195.

Tegin, B. (1987) Depresyonda biliþsel süreçler: Beck modeline göre bir inceleme. Psikoloji Dergisi, 6: 116-123.

Wolff HG (1937) Personality features and reactions of subjects with migraine. Arch Neurology Psychiatry, 37: 895-921. Zukerman E, Minatti-Hannuch SN, Da Graca M ve ark. (1993) Cerebrospinal fluid 5-hydroxyin-doleactic acid and serotonin in migraine. Cephalalgia, 13: 93.

Referanslar

Benzer Belgeler

sayfalarında yer alan ‘Ankara ili Yenimahalle ilçesinde birinci basamak sağlık kuruluşuna başvuran bireylerde tütün bağımlılığı ve ilişkili risk

Bir parafili türü olan fetiflizm, kiflinin cans›z nesneleri kullanmakla ilgili yo¤un, cinsel yönden uyar›c› fantezileri- nin, cinsel dürtülerinin ya da

COPE ölçe¤i disfonksiyonel bafla ç›kma tutumlar›n- dan soruna odaklanma, duygular› a盤a vurma ve davra- n›flsal boflverme alt grubu ile BAÖ ve BDÖ puanlar›

Birinci basamakla ilgili bir der- lemede, hekim hasta beklentilerinin fark›nda oldu¤unda sadece hastan›n de¤il hekimin de memnuniyetinin artt›- ¤› gösterilmifl,

Ebüssuûd Efendi, para vakfının cevazı konusunda İmam Muham- med’in teâruf anlayışını meşruiyet temeli açısından şahsen yeterli görse de, tenkitlerin

Bu nedenle, gökcismine zaten çok ted- birli bir biçimde yaklaşacak olan uzay aracı, ölçüm ve örnek toplama işini iki sani- yeden kısa bir süre içinde tamamlayacak.. İki

Yıldız rüzgarı biçiminde başlayan ve dış katmanların bir gezegenimsi bulutsu biçiminde uzaya saçılmasıyla sonuçlana kütle.. kaybı, bir süper rüzgar aşamasıyla

The aim of this study is to assess the levels of anger, offence-related guilt and shame, and depression of female migraine patients and the correlation of these feelings with